banner

Yelkenci: Kalite Geliştirme Sistemi’ni hayata geçireceğiz




2016 yılında dönüşüm okullarının açılmayacak olmasına rağmen sektördeki büyüme oranının yüzde 20 bandında olmasını beklediklerini belirten Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, iki yıl önce 4.3 olan özel okullardaki öğrenci oranının bugün itibarı ile yüzde 7.3 seviyesine yükseldiğini söyledi.

omer_faruk_yelkenciÖzel okul sektöründe kronik problemlerden söz etmenin artık mümkün olmadığına dikkat çeken Yelkenci, “Özel okulların sorunları ile ilgili olarak sektörle sürekli temas halinde olduğumuz için ve sorunlardan haberdar olduğumuz için zaten çöze çöze gidiyoruz.” diye konuştu.
Şu an eğitim gören yaklaşık 15.5 milyon öğrencinin1 milyon 130 bini özel okul öğrencisi. Özel okullaşmada yüzde %45 oranında artış söz konusu. Özel okul sayısındaki bu artışın nedeni nedir? Ayrıca özel okul sayısındaki bu artış 2016 yılında daha da artar mı?
Özel okullarda okuyan öğrenci sayısı bugün itibarı ile 1.130.909 oldu. Önceki yıla göre artış oranı yaklaşık olarak yüzde 45 şeklinde gerçekleşti. Bu öğrencilerin 183.191’i de dershane dönüşümü sebebiyle oluşan temel liselere devam ediyor. Temel liselere giden öğrencileri hariç tuttuğumuzda artış oranı yüzde 22. Geçen yıl bu oran bir önceki yıla göre yüzde 19’du. Geçen yıl için bu bir rekordu. Bu yıl da yüzde 22 üzerinden baktığımızda bile yeni bir rekor gerçekleştiğini görmekteyiz.
Bu artışın birkaç sebebi var bunlardan birincisi öğrenci başı eğitim öğretim desteği. Sadece destekle birlikte geçen yıl 100 bin, bu yıl ise 148 bin toplamda 248 bin öğrenci ilk kez özel okul öğrencisi oldu. Bu tablo öğrenci teşviğinin ne kadar etkili olduğunu göstermektedir.
İkinci olarak dönüşüm okullarının etkisi. Bu seneye mahsus olarak gerçekleşen bu etki sektörde ciddi bir hareketlilik oluşturmuştur.
Üçüncü olarak ise Bakanlık olarak sektörle oluşturduğumuz işbirliği ve buna dayalı olarak gelişen güven ortamı. Bu güven ortamı sayesinde insanlar gönül rahatlığı ile bu alana yatırım yapabilmekteler.
2016 yılında bu artış devam eder mi sorusuna gelince, dönüşüm okulları artık açılmayacak. Oradan gelen etki bundan sonraki yıllarda olmayacak. Ancak teşvik ve sektörle işbirliği artarak devam edecek. Böylece bundan sonra da bu iki değişkene bağlı olarak özel okullarımızda artış ivmesinin devam edeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. 2016 yılı için de bu oran yine yüzde 20’ler bandına dayanabilir. İki yıl önce 4.3 olan özel okullardaki öğrenci oranı bugün itibarı ile yüzde 7.3 seviyesine yükseldi. 2019 sonu itibarı ile Bakanlık Stratejik Planımızda da yer verdiğimiz gibi hedefimiz yüzde 12. Stratejik Plan dönemi sonu itibarı ile bu hedefi gerçekleştirebileceğimizi umuyoruz.
Özel eğitim kurumlarının sayısındaki bu artış eğitimin kalitesini artırma noktasında olumlu bir etki yapabilir mi? Bu artışın sektöre etkileri neler olabilir? Bahsedebilir misiniz? Özel okulların eğitim sistemimize yaptığı katkılardan bahsedebilir misiniz? Özel okulların ülkemiz açısından yarattığı en büyük değer nedir? Ayrıca dünyada özel okul sektörünün durumuna ilişkin neler söyleyebilirsiniz?
Öncelikle eğitim dünyamızda ilk kez ortaya çıktıkları II. Abdülhamit döneminden günümüze özel okullar, devletin üzerinden önemli bir eğitim yükünü almışlar ve bunu da o dönemde bile dile getirmişlerdir. Ancak teşebbüs olarak konulan katkı ile beraber ben daha çok eğitimin özgürleşmesinde alan açma becerileri noktasında katkılarının daha anlamlı hale geldiğini de özellikle belirtmek istiyorum. Bununla birlikte her iki anlamda da bu katkının çok yetersiz olduğu, var olan potansiyelin çok daha büyük olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz.
Ayrıca özel sektör gerekli destek sağlandığında ve özgürlük alanı tanındığında çok hızlı hareket etme yeteneğine sahip. Bu yetenek sayısal büyümeye direk yansıdığı gibi, nitelik ve içerik konusuna da aynen belki de daha hızlı olabilmektedir. Bu noktadan bakıldığında özel okulculuğun sayısal olarak büyümesi ile birlikte değişik biçimlerde da nitelik ve içerik konularında da eğitim camiasına liderlik yapabilmektedirler.
Bunlardan birincisi Bakanlığımızın önderliğinde yürütülen program geliştirme ve uygulama serbestisidir ki bu sayada IB, MYP, NECEF gibi programlar ülkemizde eğitimin gündemine girmiş ve uygulanabilmektedir. Bir diğeri ise yeni paradigmaların eğitim sistemimize yerli süzgeçlerden geçirilerek kazandırılmasıdır. Eğitim dünyamız öğrenme stilleri, çoklu zekâ kuramı, bilgiyi işleme kuramı gibi kuramların uygulanabilirliğini yani pratik karşılığını özel okullar sayesinde görebilmiştir. Niteliğin artmasına bundan daha etkili bir katkı olabilir mi?
Bunun sayısal artışla korelasyonu ne olabilir? diye sorarsak, bu noktada böyle özgürlükçü ve çeşitlilik arz eden bir ortamda daha çok öğrencinin hizmet alması anlamına gelir ki bu da nitelikte total bir artış anlamına gelir.
Şunu da belirtmem gerekir ki bu kadar büyük bir yapıda her şey sorunsuz gitmez. Mutlaka sorunlarımız da var ancak biz çözmek için buradayız. Sektörle yüksek işbirliği içinde sorunlarımızı da bir taraftan çözmek için çalışıyoruz. Ancak sorunların neler olduğunu ve nasıl çözülebileceğini bilmek en büyük rahatlığımızdır.
2015 yılında özel okul teşvik kapsamında kaç öğrenciye eğitim desteği verildi? Ayrıca özel okul teşviki eğitim sistemimize ne gibi faydalar sağlayacak? Bu konuya ilişkin neler söyleyebilirsiniz?
Geçen yıl 166.563, bu yıl 227.422 toplamda 393.985 öğrenci eğitim ve öğretim desteğinden faydalanmış oldu. 2015-2016 eğitim öğretim yılında toplamda 338.730 öğrenci eğitim ve öğretim desteğinden faydalanmaktadır.
Özel okullarımıza verilen eğitim ve öğretim desteğiyle özel okullarımızda boş kalan kontenjanların devlet okullarımızda okuyan öğrencilerimizle doldurulması amaçlandı. Bu kapsamda, eğitim ve öğretim desteği uygulamasının, devlet okullarındaki ikili eğitim yükünün ve derslik başına düşen öğrenci sayısının azaltılması ve Türk Millî Eğitiminin temel amaçlarının Türk Milleti lehine geliştirilmesine katkı sağlayacağı düşünüldü. Aynı zamanda öz sermayelerle kurulmuş özel okullarımızın eğitim ve öğretim desteği ile güçlendirilmesi ve olumlu rekabet ortamlarının oluşturulmasıyla eğitimde kaliteye erişimin kolaylaştırılması hedeflendi. Eğitim ve öğretim desteği uygulaması ile sosyo-ekonomik yönden oluşmuş bölgesel farklılıkları azaltmayı amaçlayan bu yönüyle devlet okullarımızın imkânlarının artırılmasını doğrudan ve dolaylı etkileyen bir anlayışı esas alındı. Bu kapsamda özel okullarımızın öğrenci sayılarının stratejik plan öngörüsünde artırılarak ihtiyacımız olan noktaya çıkarılması hedeflendi. Ayrıca ufak bir katkı ile çocuklarını özel okula gönderebilecek nispeten dar gelirli ailelerin çocuklarının da özel okullarda eğitim öğretime erişimleri amaçlandı.

omer_faruk_yelkenciSÜRÜCÜ EĞİTİMİ VE ÖZEL EĞİTİME ÖNEM VERECEĞİZ
Özel öğretime ilişkin hedefleriniz ve projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Özel okullarla ilgili çalışmalarımızdan ve planlarımızdan bahsettik. Bunun yanında iki alandan özel olarak söz açmak isterim. Bunlardan biri neticeleri itibarı ile insan hayatına taalluk eden sürücü eğitimi, diğeri ise bizim için kutsal olan özel eğitim alanı.
Sürücü eğitimi ile ilgili olarak son yıllarda yaptığımız çalışmalarla sınavlardaki başarı oranları % 95’ler seviyesinden % 56’ya kadar düştü. Bu da aşağı yukarı AB ortalamaları demek. Bu şu anlama geliyor ki artık sürücü yeterliliklerine sahip olmayan adaylar sürücü belgesi alamıyorlar. Ayrıca bu konuda ülke genelinde gerek teşkilâtımıza, gerek sektöre yönelik yaptığımız eğitim çalışmaları ile farkındalık oluşturma yönünde de önemli mesafeler kat ettik.
1 Ocak 2015’te başlayan dönemle de sürücü eğitiminde yeni bir döneme başlamış olduk. Taban fiyat uygulaması, ön sınav ve trafik adabı dersini getirdik. Burada neden trafik adâbı dersi sorusu sorulabilir. Hemen bunu cevaplandırmaya çalışalım. Şunu iyi biliyoruz ki sürücülerin kural bilgisi ile ilgili problemi yok. Yani kuralları gayet iyi biliyorlar. Ancak uygulamıyorlar. Bu da onları içselleştirmemelerinden kaynaklanıyor. Örneğin sürücüler kırmızı ışıkta geçmemeleri gerektiğini biliyorlar ancak trafik polisi, elektronik denetleme sistemi gibi motivatörler olmadığında geçebiliyorlar. İşte bunu yaptıklarında bir hakkı gasp ettiklerini, insan hayatına mal olabileceğini, bunu aynı zamanda herkese büyük bir saygısızlık olduğunu içselleştirirlerse iç motivasyonla bu yanlışı yapmamaya başlayacaklardır. Bu eğitim alan sürücülerin 5-10 yıl ve daha sonrasının trafiğine çok büyük olumlu katkılar sağlayacaklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Özel eğitime ihtiyacı olan bireylere yönelik olarak özel özel eğitim okulları ve özel rehabilitasyon merkezleri üzerinden hizmet veriyoruz. Şunu özellikle belirtmek isterim ki özel eğitim kapsamına giren bireylerin bize ihtiyacından çok, insanî tamamlanmamız için bizim onlara ihtiyacımız var. Hatta şunu da eklemeliyiz ki bize göre engelli saydığımız bu bireylere göre de birçok alanda biz engelliyiz. Dolayısıyla öncelikle biz kendi engellerimizi gidermemiz gerekir ki konuya sağlıklı bir bakış açısı geliştirebilelim. Rehabilitasyon merkezlerine devam eden bireylere 2015 yılı için toplamda yaklaşık olarak 2 milyar lira destek veriyoruz. Ancak daha önemlisi bu alanı yeniden ele alarak programlarını yeniden yazıp, aile eğitimine varana kadar alanı yine sektörle beraber yeniden düzenleyip sağlıklı bir zemine oturtma çalışmalarımız verimli bir şekilde devam etmektedir.
Bütün alanlara yönelik çalışmalarda temel prensibimiz gerek planlama ve gerekse uygulama aşamalarında sektörle beraber hareket etmektir. Böylece çok hızlı ve verimli yol aldığımızı söylemeliyim. Bundan sonra da özel teşebbüsün eğitime katkısının artarak devam edeceğini ümit ediyorum.

KALİTE GELİŞTİRME SİSTEMİ HAZIR
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü olarak özel okulculuğun oranının artması, özel okullarda kalitenin yükselmesi ve özel okulların sorunlarına çare üretilmesi konularında yaptığınız çalışmalar nelerdir?
Buraya kadar da yer yer bahsettiğimiz gibi özel okulculuğun oranının artması için sektörle işbirliğini arttırarak devam ettirmeyi, teşvik sistemini daha da yaygınlaştırmayı, Hükümetin acil eylem planına da aldığı, OSB’lerde açılan meslek liseleri sayısını arttırmayı, ayrıca OSB dışında açılacak meslek liselerine de yeni teşvik alanları açmayı ve özendirmeyi düşünüyoruz. Şu anda bunun yasal altyapısı üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor. Bu arada hali hazırda Organize Sanayi Bölgelerinde 23 okulumuz bulunmaktadır ve her geçen yıl sayısı artmaktadır. Geçen yıl OSB’lerde okuyan öğrencilerimize de 15 farklı alanda ve 9. Sınıflarda öğrenci başına 4.000 ile 5.900 Türk Lirası, teşvik veriyoruz.
Bunu yanında niteliği arttırma noktasında geçtiğimiz yıl çalışmaya başladığımız ve pilot uygulamalarını da yaptığımız Kalite Geliştirme Sistemin hayata geçirmeyi düşünüyoruz. Sistem standart alanlar ve kriterler itibarı ile hazır. Ancak standart alanları ilişkilendirdiğimiz teşvik başlıkları ile ilgili olarak bazı noktalarda yasal düzenlemeler gerekiyor. Bunu da yaptığımızda sistem uygulamaya geçecek. Böylece sektörü sektörle beraber denetleyeceğiz, tecrübe paylaşımını sağlayacağız, yönlendireceğiz. Bu da direk niteliğe yansıyacak bir çalışma olacaktır.
Özel okulların sorunları ile ilgili olarak sektörle sürekli temas halinde olduğumuz için ve sorunlardan haberdar olduğumuz için zaten çöze çöze gidiyoruz. Şu anda özel okullarla ilgili sitemi tıkayan büyüklükte ya da kronik sorunlardan bahsetmenin mümkün olmadığını düşünüyoruz. Karşımıza sorun çıktığında alışılmış bürokratik hantallıkla değil, özel sektörün hızlı ve esnek refleksleri ile karşılık verdiğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz.

ÖZEL OKUL ORANLARI ÜLKE ŞARTLARINA GÖRE DEĞİŞİYOR
“Dünyaya baktığımızda ise özel okulculuğa verilen önemde çok büyük farklılıkların olduğunu görebiliyorsunuz. OECD ve AB ülkeleri oranları birbirine yakın %16-17’ler seviyesinde ancak tek tek ülkeleri incelediğinizde bahsettiğimiz farklılıklarla karşılaşabiliyorsunuz. Meselâ Fransa’da bu oran % 17 iken, İngiltere’de % 18. Danimarka öğrenci başına 8000, yatılı ise 12.500 avro destek verirken, Finlandiya’da özel okul yok. Söylemek istediğim şu; her ülkenin şartlarına ve ihtiyaçlarına göre bu oranlar değişebiliyor. Ülkemizde de özel okul oranı bu şekilde, şartlar ve ihtiyaçlara göre doğal olarak kendi mecrasını bulmalıdır. Doğal olan yol budur. Biz bunun Türkiye için artı, eksi yüzde 20’ler seviyesi olduğunu tahmin ediyoruz. Ancak bunun manipüle edilerek değil az önce de ifade etmeye çalıştığımız gibi doğal bir şekilde oluşmasının doğru olduğunu düşünüyoruz.”

SAYILARLA ÖZEL EĞİTİM SEKTÖRÜ
Okul sayımız bugün itibarı ile 8.281, okullardaki toplam öğretmen sayımız ise 152.510’dir. Bütün kurumlarda öğretmen, uzman öğretmen, usta öğretici sayısı ise 237.261 şeklindedir. 1.130.909 öğrenci özel okullarımızda öğrenim görmektedir.
2013-2014 öğretim yılında bütün eğitim kademelerinde özel okullardaki öğrencilerin oranı yüzde 4.13 iken 2015-2016 öğretim yılında bu oran yüzde 7.3 olmuştur. Bakanlık olarak 2015-2019 Stratejik Planda ise bu hedefi yüzde 12 olarak belirledik.
Genel müdürlüğümüze bağlı olarak faaliyet gösteren ayrıca; 3.497 sürücü kursu, 4.694 yurt, 1.950 rehabilitasyon merkezi, 2.811 çeşitli kurs, 188 öğretim kursu, 1096 öğrenci etüt eğitim merkezi, 930 diğer, toplamda ise genel müdürlüğümüze bağlı 20 bini aşkın öğretim kurumu bulunmaktadır. Bu da hem çeşitlilik olarak ve hem de sayısal olarak nasıl bir geniş alana hizmet verdiğimizi net bir şekilde göstermektedir.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.