banner

TÜSİAD Başkanı Yılmaz: Türkiye PISA sonuçlarını ıskalıyor




TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, "PISA şokuna uğrayan ülkeler bunu bir fırsata çevirip eğitimde reform adımları atıyorlar. Maalesef Türkiye siyasi ve ekonomik gündemdeki şoklardan sıyrılıp, esas hissetmesi gereken PISA sonuçlarını ıskalıyor. Maalesef Türkiye PISA sonuçlarının kendi eğitim politikasına etki eden ülkelerden biri. Sözün özeti, en az ders çıkaran ülke" dedi.

2012 PISA sonuçlarında Türkiye'nin hem matematik hem de okuma becerileri açısından çok düşük seviyede olduğunu söyleyen TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, "Ülkemiz ekonomisinin dünya ile entegrasyonu, sürdürülebilir kalkınma için itici gücün eğitim olduğuna hepimiz inanıyoruz. 21. yy ekonomisinde rekabetin küresel niteliğini göz önüne aldığımızda uluslar arası karşılaştırmadaki yerini inceleyerek ele almalıyız. OECD’nin üç yılda bir yaptığı PISA, kıyaslama için büyük önem taşıyor" dedi.

Ekonomik ve siyasi şoklardan sıyrılamıyoruz

'PISA 2012 Değerlendirmesi: Türkiye için Veriye Dayalı Eğitim Reformu Önerileri' toplantısında konuşan Muharrem Yılmaz, 2012 PISA sonuçlarında Türkiye'nin durumunu değerlendirdi. Yılmaz şunları söyledi:

"Günümüzde bilginin hızlı yayılımı, teknolojik gelişmeler, bireylerin geniş bir beceri setiyle donanmasını gerektiriyor. PISA’da farklı beceriler ölçülüyor. Bu becerilere bilgi ekonomisinde hararetle ihtiyaç duyuluyor. Bu nedenle PISA sonuçlarını iyi analiz etmeliyiz. Türkiye için sonuçlar çok parlak sayılmaz. Aldığımız puanların zaman içinde artış göstermesi olumlu karşılanmalı. Ama bu artışları rekabet ettiğimiz ülkeler de geliştirdi. Bizim PISA sonuçlarında fark yaratmaya ihtiyacımız var. Cumuhriyet’in 100. yılı yaklaşırken fark yaratmaya, sıçrama yapmaya ihtiyaç var. PISA’nın Türkiye açısından en yalın ikinci sonucu var. Türkiye matematik ve fen alanlarında 15 yaş grubunun yarısından fazlasına en temel yeterlilik seviyesinde bilgi ve beceri kazandırabiliyor. Matematik, fen ve okuma becerilerinde üstü düzey okuma becerileri çarpıcı derecede düşük. Bir nebze umut verici gelişme ise, dezavantajlı koşullara rağmen başarılı öğrenci ortalamamız OECD ortalamasının üzerinde. Dünya ile daha etkin rekabet edecek nesiller için PISA’da orta ve üst düzey gençlerin oranını arttırmalıyız. Bir sıçrama yapmalıyız. Bunu yapmadan toplumsal refahı ve rekabet gücünü arttırmak bir hayalden öteye gidemez. PISA şokuna uğrayan ülkeler bunu bir fırsata çevirip eğitimde reform adımları atıyorlar. Maalesef Türkiye siyasi ve ekonomik gündemdeki şoklardan sıyrılıp, esas hissetmesi gereken PISA sonuçlarını ıskalıyor. Maalesef Türkiye PISA sonuçlarının kendi eğitim politikasına etki eden ülkelerden biri. En az ders çıkaran ülke. Eğitim kendini yenilemesi gereken bir alan. Eğitimde veriye dayalı reform yapma alışkanlığı kazandırmaktan başka çıkar yolumuz yok. Eğitimin en temel ihtiyacı reform yöntemini gözden geçirmeli. Daha sonuçlar görülmeden, uygulama sonuçları görülmeden yapılan uygulamalar öğrencilerimizi kurban durumuna düşürüyor. Eğitimde süreklilik ve tutarlılık ancak böyle temin edilebilir. Orta gelir tuzağını aşmlak için genç nesli de çok iyi eğitmeye ve eğitimde reforma çok acil ihtiyacımız var. Sistemin işleyen taraflarının daha iyi, aksayanların da eldeki veriler yolunda yapılacak çalışmalar katkı sağlamasını diliyorum."

Eğitimde kalite tuğla, çimento, okul sayısı demek değil

Toplantının açılış konuşmasını yapan TÖDER Yönetim Kurulu ve TÜSİAD Eğitim Çalışma Grubu Başkanı Enver Yücel de, toplantıda PISA sonuçları üzerinden Türkiye'nin neler yapabileceğini, bu sonuçların neyi gösterdiğinin tartışılacağını söyledi. Ekonominin kalkınmanın, sürdürülebilir olmanın temel şartının eğitim olduğunu belirtti. "OECD bir ekonomik topluluk. Eğitimle ne işi var, eğitimin çıktılarını anlayan, anlamak isteyen bu düşünce nereden çıktı? Biz TÜSİAD olarak buna neden gerek duyduk?" sorularını yanıtlayan Yücel, şöyle devam etti:

"Ekonominin kalkınmanın sürdürülebilir olmanın temel şartı kaliteli bir eğitim. OECD diyor ki, bir ülkeinn ekonomik kalkınmasının ve gelişiminin devamı için eğitim nerede? Bu nedenle PISA gibi bir sınav geliştirdi. Okulları ölçmüyor, öğrencileri bir yerlere yerleştirmiyor. Ama ülkeler bazında bir sıralama ve ülkelerdeki eğitimin nerede olduğu ile ilgili bir sıralama yapıyor. Türkiye’deki ulusal sınavlardan da farklı. Yapılan eğitimin ekonomiye girdisi açısından bir önemi olup olmadığını, yani eğitimin kalitesini ölçen bir sınav. Türkiye’de okullaşma oranı, derslik sayısı, öğretmen açığından bahsederiz, ama bunları yapınca da eğitim meselesinin bittiği ve geliştiği algısı yaratılıyor. Eğitim denince tuğla, çimenoto, okul sayısından bahsetmek yetmiyor. Eğitimin gelişmişliğe katkısına bakmakta yarar var. TÜSİAD olarak biz Türkiye’nin büyük çoğunluğunu temsil eden bir STK olarak eğitime çok önem verdik. Bundan sonra en önemli konularda eğitimin takipçisi olacağız. Karar vericilere, yol gösterici çalışmalar yapmak istiyoruz."

Almanya Yeşiller Partisi Eğitim Sözçüsü Özcan Mutlu ise, 2001'de PISA sonuçlarını gören Almanya'nın çok büyük bir şok yaşadığını, çünkü sonuçların oldukça düşük çıktığını söyledi. Göçmen çocukları ve dezavantajlı çocuklar üzerinden, Türkiye'nin PISA'daki başarısını karşılaştırdı.

Hürriyet.com.tr

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.