banner

AYM’nin dershaneler kararı nasıl okunmalı?




Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Atilla Yayla, AYM’nin dershaneler kararını yorumladığı yazısında, kendisi dahil liberal eğilimli bir çk yazarın kanunun yanlış olduğuna yönelik yazılar yazdığını hatırlattı.

atilla_yaylaAYM önemli bir karar vererek, dershanelerin kapatılmasını öngören kanunu Anayasa'ya aykırı buldu. Kararın çeşitli yansımaları oldu. Hükümet ve Ak Parti çevreleri çok öfkelendi, kararın Mahkeme'nin hükümete müdahale etmesi ve milli iradeye engel olması anlamına geldiğini iddia etti.

Gerek ben gerekse liberal eğilimli başka yazarlar, bu kanunun yanlış olduğunu yazılarımızda ve konuşmalarımızda tekrar tekrar ifade ettik. Mahkeme'nin gerekçesi henüz açıklanmış olmamakla beraber, medyaya yansıyan haberlere göre kanunun yanlışlığına gerekçe olarak gösterdiğimiz tüm hususlar Mahkeme'nin kararında yansıdı. Bu yüzden, sanırım, karar, bizim için sürpriz olmadı.

Dershaneleri kapatan kanun otonom yapılanmanın (OY) meşru demokratik hükümete saldırısının yoğunlaşmak üzere olduğu günlerde çıkartıldı. Hükümet Gülen Cemaati'nin kontrolündeki dershanelerin OY için eleman devşirme ortamı ve mali kaynak sağlama aracı olarak kullanıldığını çok da yanlış olmayan bir şekilde düşünmekteydi. Bunun önüne geçmek, OY'nın toplumsal tabanını ve mali kaynaklarını daraltmak için dershaneleri ortadan kaldırmak istedi. Aslında dershanelerden “kurtulma”, Ak Parti başta olmak üzere hemen hemen tüm partilerin programında yer almaktaydı. CHP de bu partiler arasındaydı. Ancak, konjonktür değiştiğinden CHP kanunu AYM'ye taşıdı ve bu sonuç ortaya çıktı.


GC'nin işlettiği dershanelerin OY için eleman devşirme ve yerleştirme amacına hizmete koşulduğu açık bir gerçek. Ancak, bunun dershaneleri kapatmayı meşru kılması imkânsızdı. Dershaneler netice itibariyle sivil toplum hayatı içinde doğdu, yaşadı ve bugünlere geldi. Bir taraftan çoktan seçmeli sınav sisteminin diğer taraftan resmî okul sisteminin bu tür sınavlara öğrenci hazırlamaktaki bilgisizlik ve yeteneksizliğinin sonucu olarak ortaya çıktı. Egemen devlet zihniyeti tekeline aldığı eğitim sistemindeki beceriksizliğinin bu ürünlerini bir ölçüde devletleştirmeyi, yani sivil toplum alanını işgal etmeyi uygun gördü. LDT ofisinin yakınındaki, sık sık ziyaret ettiğimiz, Ciğerci Aydın T.C. Ciğerci Aydın olmazken, dershaneler, T.C. M.E.B. dershaneleri oldu. Bu devleti de alanda yatırım yapanları da memnun etti.


Eğitim uzmanı arkadaşlarımdan aldığım bilgiye göre, devlet okulları test tekniği eğitimi vermeye adapte oldukça dershaneler zaten gerilemekteydi. Devletin eğitim sistemini ıslah etmesi, bir problem olarak görülen dershanelerin ortadan kalkmasını büyük ölçüde sağlamaya yeterliydi, Ancak, bu yapılmadı. İnsan haklarına aykırı olduğu söylenebilecek bir adımla, eğitim ve mülkiyet hakkı ile serbest teşebbüs özgürlüğü çiğnenerek söz konusu kanun çıkartıldı. Böylece, doğru bir amaç olan OY ile mücadelede yanlış bir araçla ilerlenmek istendi. Oysa, OY'nın aracı olarak kullanılan dershanelere karşı açılan siyasi ve toplumsal mücadelede epeyce mesafe alınmıştı, OY'nın toplumsal meşruiyeti neredeyse sıfırlanmış ve dershanelerde yapılan yanlışlar deşifre ve afişe edilmişti. O noktada durmak iyi olurdu, ama ne yazık ki hatadan sakınılamadı.


AYM'nin iptal kararının milli iradeye darbe olarak yorumlanması tümden yanlış. Milli irade, ondan üstün veya gayrimeşru yollarla ona sahip olduğunu iddia eden bir otorite/irade karşısında anlamlı. Hiç kimse milletten alınmayan bir yetkiyle milli iradeye sahip olduğunu iddia edemez. Hiç kimse, hiçbir grup milli iradenin tevzi ettiği bir otoriteyi milletin açık ve meşru rızası dışından gelen bir irade adına sahiplenemez, bu otoriteye üstünlük taslayamaz. GC'nin ve OY'nın genel hatası bu. Ancak, milli iradenin insan haklarından üstün olduğu da söylenemez. Bu görüş bizi Rousseaucu genel irade nosyonuna sürükler. Özgür toplum, milli iradenin insan haklarına karşı üstün kılındığı değil, milli iradenin insan haklarının hizmetine koşulduğu toplumdur.


Peki, dershaneleri kapatan kanunun AYM tarafından iptali, OY ile mücadeleyi aksatabilir mi? Öyle olacağını sanmam. Yukarda da işaret etiğim üzere, OY'ya karşı 2013'ün sonlarında açılan toplumsal ve siyasi mücadele demokrasinin kesin zaferiyle bitti. OY'nın toplumsal meşruiyeti ve desteği sıfıra yakın. Dershanelerin yoluna devam etmesi bunu değiştirmeyecek. OY'nın dershaneleri her zaman toplumsal, hukuki ve siyasi gözetim altında kalacak. Siyasiler daha dikkatli davranacak ve OY faaliyetlerini ya tamamen görünmez kılacak ya da asgariye çekecek. Hatta AYM'nin hükümetin çok istediği bir kanunu iptal etmesi, OY ile mücadelenin hukuk ve demokrasi sınırları içinde kalmasına yardımcı olarak, orta ve uzun vadede demokratik hükümetlerin elini güçlendirecek. Kısaca, paniğe gerek yok.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.