banner

‘Özel okullara kontenjan zorunluluğu getirilmeli’




Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yıldırım özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimle ilgili "Altyapısı oluşturulduktan sonra olumlu bir adım. Fakat bu paralı bir eğitim olacağından Kürt bölgelerindeki yoksul ailelerin çocukları için devlet, özel okullara kontenjan zorunluluğu getirmelidir" açıklamasında bulundu.

Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yıldırım Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Demokratikleşme Paketi'nde yer alan yasal değişiklikle özel okullarda, farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünün açılmasına ilişkin, "Altyapısı oluşturulduktan sonra olumlu bir adım. Fakat bu paralı bir eğitim olacağından Kürt bölgelerindeki yoksul ailelerin çocukları için devlet, özel okullara kontenjan zorunluluğu getirmelidir" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı pakette, "Yapılacak yasal değişikliklerle, özel okullarda, farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açıyoruz" ifadesini değerlendiren eğitimciler ve akademisyenler Kürtçe eğitimin altyapısının iyi oluşturulması gerektiğini belirtti.

Prof. Dr. Yıldırım, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özel okullarda Kürtçe ve farklı lehçelerde eğitim verilecek olmasını olumlu bir adım olarak gördüklerini söyledi.

"Koordinatörlük görevine talibiz"

"Kürt bölgelerindeki vatandaşlarımızın genellikle yoksul oluşu, çocuklarını bu okullara gönderecek maddi güçlerinin olmaması bir handikap. Altyapısı oluşturulduktan sonra olumlu bir adım. Fakat bu paralı bir eğitim olacağından bir çözüm sunulmalı. Örneğin Kürt bölgelerindeki yoksul ailelerin çocukları için devlet, özel okullara kontenjan zorunluluğu gibi kolaylıklar getirmelidir" diyen Prof. Dr. Yıldırım, hükümetin yoksul ailelerin çocuklarının eğitim ihtiyaçlarını giderme yolunda bir hazırlığının olması gerektiğini vurguladı.

Prof. Dr. Yıldırım, şöyle dedi:

"Bu eğitimin devlet okullarında değil de özel okullarda olmasını mantıklı bir gerekçeye dayandırmak zor. Çünkü dil aynı dil, ülke aynı ülke. Dolayısıyla ilerleyen süreçte bir takvim belirlenerek, devlet okullarında da bir program dahilinde bu eğitim hakkının bir an önce verilmesi gerekir. Bu konuda üzerimize düşen görev olursa yapmaya hazırız. Koordinatörlük görevine talibiz. 30 kişilik Kürdoloji kadromuz var. İstişare halinde bir takvim dahilinde hiçbir problem çıkmadan devlet okullarında da hem hoca hem de ders materyali hazırlanması açısından altyapısını hazırlayabiliriz. Yurt içi ve yurt dışındaki dil dernekleri, enstitüleri ve vakıfları ile işbirliği halinde bunun rahatlıkla altından kalkabiliriz. Özel okullardan da talep gelmesi halinde destek veririz. Bizim için fark etmiyor. Önemli olan bu dilin, bu kültürün ve bu edebiyatın eğitim ile temsil edilmesi. Ancak bu eğitimin devlet okullarında olması temennimizdir."

Prof. Dr Yıldırım, bu eğitim için uygun altyapının hazırlanması gerektiğine dikkati çekerek, "Bu gençler liseden mezun olduktan sonra hangi üniversitede okuyacak, ne iş yapacaklar? Bu dil bir ekonomi, bir piyasa dili ve geçim dili haline gelmediği sürece bu eğitime fazla bir talep olmayacaktır. Dil milli bir onurdur, şereftir ama bunun yanı sıra bir getirisinin olması gerekir. Örneğin Anadolu Ajansı veya bir devlet kurumu personel alırken 'iyi derece Kürtçe bilme' şartı koşarsa bu bir avantaj olacaktır. Bunu yasal bir çerçeveye kavuşturmak önemli" diye konuştu.

"Yerinde bir karar"

Dicle Üniversitesi (DÜ) Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün ise özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verilecek olmasının önemli olduğunu bunun yurt dışında örnekleri bulunduğunu söyledi.

"Altyapısı iyi oluşturulduğu taktirde bu eğitimin bazı kesimleri rahatlatacağına, dilin ve lehçelerin gelişmesine katkı sunacağına inanıyorum" diyen Eyigün, ancak eğitimde resmi bir dil olmasının sıkıntı yaratacağını savundu.

Eyigün, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim alma imkanının ülkeye olan aidiyet duygusunu güçlendireceğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Yerinde bir karar. Bu kararı destekliyoruz. Ancak çerçevesinin tam anlamıyla belirlenmesi önemli. Bu eğitimin altyapısının iyi oluşturulması gerekir. Çünkü okullarda Kürtçe eğitim alan bir kişinin devlet kurumlarında Türkçe hizmet verecekse bu sıkıntı yaratabilir. Dersler Kürtçe okutulduğunda bunun kullanım alanının olması gerekiyor. Resmiyette bir kullanım alanı yoksa rağbet görmeyeceği gibi karşılığını da bulmayacaktır. İlkokuldan liseyi tamamlayana kadar Kürtçe eğitim alan bir kişi üniversitede ne yapacak? Mezun olduğunda aldığı eğitimin gereğini yapacağı bir iş alanı bulacak mı? Hayatın diğer alanlarında Kürtçe'nin ne kadar kullanılacağı bilinmeden şimdiden bir değerlendirme yapmak zor. Çünkü bu adım Kürtçe'nin kullanımı yaygınlaşmadıkça karşılığını bulmayacaktır."

Prof. Dr. Eyigün, Kürtçe eğitim verecek öğretmenlerin Kürt Dili ve Edebiyatı mezunu olduklarını ancak örneğin matematik dersi gibi pekçok dersi veremeyeceğine işaret ederek, "Kürtçe matematik bölümünün de olması gerekiyor. Bu eğitim bir bütündür. Uzun vadede üniversitelerin öğretmen yetiştiren bölümlerinde bu derslerin Kürtçe verildiği fakültelere de izin verilirse tamamlayıcı olacaktır" dedi

Okulların denetimi

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Cem Gülan ise 5 bini aşkın özel okulun bulunduğu ülkede derneğe üye sayısının sadece 900 olduğunu hatırlatarak, anayasal düzenleme ile bu okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitim verilmesinin önünün açılacağını söyledi.

Gülan, bu eğitimin verilmesinin özel okulların denetimi açısından sakınca yaratabileceğini ifade ederek, "Eğitim dili yine resmi dil olmalı ama herkese de anadili özgürce öğretilmeli. Ancak bu eğitimin resmi okul eliyle yapılması denetimi açısından daha doğru olacaktır. Özel okulların bu konuda yüzde 100 denetlenmesi çok mümkün gelmiyor bana" dedi.

Dernek olarak görüşlerinin eğitim dilinin resmi dil olması olduğunu vurgulayan Gülan, şunları kaydetti:

"Kürtçe'nin yanı sıra Lazca veya Çerkezce eğitim gibi taleplerin gelmesi halinde devlet bunun altından kalkamayacaktır. Bu eğitimin özel okul eliyle verilmesi düşünüldüğünde özel okulların bu derece denetlenmesi mümkün değil. Dolayısıyla resmi dilde eğitim ama ana dilinde muhakkak öğretiminin yapılmasını savunuyoruz. Bu eğitimin doğru bir şekilde uygulanması için o dilde pedagojik formasyonu olan eğitimcilerin olması lazım. Seçmeli Kürtçe dersine dahi yeterli öğretmen bulunamadığından Kürtçe bilen branş öğretmenleri eğitim verdi. Bir şey yapılacaksa dört dörtlük yapılmalı. Özel okullar bunun altından kalkacak güce sahip değil. Bunu devletin üstlenmesi gerekir. Bazı özel okullar yaparsa da bundan özel okullar yara alır. Çünkü denetim dışı olur. Sonuçta sınıfta öğrenci ve eğitimci baş başa kalıyor. Netice itibariyle böyle bir endişe var."

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.