banner

Okulun tembel ama popüler çocuğu




Kanepeden sahnelere: Halil Sezai

Okulun tembel ama popüler çocuğuŞehirli insanın iç dünyasını yansıtan, kadınlar kadar erkekleri de duygulandıran romantik şarkılarıyla, sahnede olmaya can atan Halil Sezai, hayatımıza gireli çok fazla zaman olmadı. Aslında daha önceleri çok izlenen bazı dizilerde, çeşitli yan rollerde izlemiştik onu. Fakat yaptığı müziği ilgiyle dinleyen, yeni bir şeyler ortaya çıkarmasını dört gözle bekleyen ve ayağında terlikleriyle, kanepesinde oturarak kaydettiği şarkıları yeraltından dağıtan hiç de azımsanmayacak bir kitleye sahipti daha önceleri. Başlangıçta sahip olduğu hayran kitlesi kimselerle paylaşmak istemese de o şimdi milyonların dinlediği bir ses.

Türkiye onu, Aytaç Ağırlı’nın yazıp yönettiği, en duygusuz insanları bile ağlatan “İncir Reçeli” filmindeki romantik adam rolüyle tanıdı. Ihlamurlar Altında, Türkan gibi çok izlenen dizilerde bazı rolleri vardı ama müziğini bilmeyen insanların fazla dikkatini çekmedi. “İsyan” adlı parçasıyla ilk çıkışını yaptığında, bu nedenle yüzü hiç yabancı gelmedi kimseye.

Aslında en başından beri sahnede olmayı tasarlamış biri Halil Sezai. Lise yıllarında, kendi deyimiyle “tembel” bir öğrenci olduğundan, üniversiteye en son tercihiyle girer. Bir yıl okuduktan sonra da “öğretmen mi olacağım ben” diyerek ayrılır. Çünkü çocukluğundan beri hayalini kurduğu belki de tek şey, kalabalığa şarkı söylemektir. Bu hayalinin peşinden giderek, üçüncü denemesinde kazanır konservatuarı. Mezun olması da normalden fazla sürer. Fakat bu yılların kıymetini çok iyi biliyor Halil Sezai. Ne kadar uzun sürmüş olsa da sanatla iç içe geçen yılları ve o yıllarda arkadaşlarıyla birlikte bolca tükettiği makarnanın lezzetini hiçbir şeye değişmeyeceğini söylüyor.

Okulun tembel ama popüler çocuğu

Okuldan sonra ise hem tiyatro sahnesindedir hem de para kazanmak için dizi setlerinde. İçindeki müzik sevdası da bir yandan bolca beste yaptırıyordur. Zaten lise yıllarında da gitar çalabilen her genç gibi oldukça popüler bir dönem geçirmiştir. Arkadaşlarıyla kurdukları müzik grubuyla Mavi Sakal, Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok şarkıları çalarlar. Yıllar geçtikçe albüm fikri oluşmaya başlar kafasında ama sahne ve setler arasında mekik dokurken, cesaret edemez uzun bir süre. O da kanepesine kurulur, eline gitarını alır ve şarkılarını söyler, bir yandan da videoya kaydeder. Bu videolar daha albüm çalışması bile yokken fenomen haline gelir. Hatta her röportajında, Eskişehir’deki barlarda kendi şarkılarının söylendiğini duyduğu an yaşadığı şaşkınlıktan söz eder.

Hayaller hiç bitmiyor

Üniversite yıllarında garsonluk, çaycılık gibi işlerde çalışır Halil Sezai. İşte bu nedenle de ne iş yaparsa yapsın, en iyi şekilde yapmanın önemini biliyor. İkinci albümüyle konserlerinde sahne şovlarına yer vermeyi, hatta tiyatrocu arkadaşlarıyla yapabileceği “Moulin Rouge” tadında bir müzikali hayal ediyor. Şarkılarıyla insanların üzerinde depresif bir izlenim bıraksa da aslında hayat dolu. Ailesine aşırı derecede önem verdiğini, hatta onların başına bir şey gelmesi düşüncesinin, hayattaki en büyük fobisi olduğunu belirtiyor.

16 Ağustos 1979’da Eskişehir’de doğan Halil Sezai, soyadını da kökenlerinin uzandığı Bulgaristan’ın Paracık Köyü’nden alıyor. En kısa zamanda, kendi deyimiyle, dünyanın en güzel 5 köyünden biri olan köyünü görmek istiyor. Aynı zamanda da sıkı bir Eskişehirspor taraftarı… Eskiden babasıyla maçlara gittiğini ama bir süredir takip edemediğini söylüyor.

Kendisini hayat dolu biri olarak tanımlamasına en güzel şarkılarını mutsuzken yapıyor. Aslında neşeliyken denemiş ama içinden hiçbir şey gelmediğini fark etmiş. Yaptığı, Türkiye’deki karşılığıyla tam olarak arabesk müzik olmasa bile, Murat Meriç’in deyimiyle, “gençliğin beklediği yeni ağlama duvarı” olarak anılacak uzunca bir süre. “Derdi nedir bu sonbaharın / Neden soldurur gülleri / Nerden bulur bu insanlar ben mutsuzken / Gülünecek şeyleri...” dizeleriyle, isyanın, romantizmin ve kırık kalplerin sesi olmaya devam edecek.

Anneanne ile konser

Konserlerinde ailesi, özellikle de anneannesi yalnız bırakmıyor Halil Sezai’yi. Kız kardeşi Duygu da kendisi gibi bir oyuncu. Yakın çevresinin kendisine “Seza” diye hitap ettiği Halil Sezai, sahnede şarkılarını öyle içten söylüyor ki, akıntısına kapılmak hiç de zor olmuyor. Müzik mi, oyunculuk mu diye sorduklarında müzik diyor ama oyunculuktan da vazgeçecek gibi görünmüyor.

eğitimtercihi

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.