Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Seydişehir Kaymakamı Tuncay Sonel'e, yoğun kar yağışı ve olumsuz hava şartlarını tatile dönüştürmek isteyen öğrenciler, sosyal medya aracılığıyla "Karın tatillisi hayırlıdır Kaymakam amca", "Kaymakam amca eğer tatil yaparsanız yarın tüm öğrenciler evinizin önündeki karları temizleriz" şeklinde gülümseten mesajlar attı.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, yaklaşık 2,5 yıl önce Seydişehir Kaymakamlığına atanan 45 yaşındaki Tuncay Sonel, göreve geldikten kısa süre sonra hayata geçirdiği projelerle ilçe halkının sevgisini kazandı.

Makam odasının girişinde yazan "Kapıyı vurmadan giriniz" yazısıyla kapısının herkese açık olduğunu gösteren Sonel, gerçekleştirdiği projelerle de göz dolduruyor. 

Çeşitli projelerle çocuklara, doğum yapan kadınlara, ihtiyaç sahibi, yaşlı, engelli, bakıma muhtaç ailelere, okul öncesi eğitimden faydalanan çocuklara, öğrencilere, yetenekli çocuklara, yaşlılara, şehit aileleri, yetim, öksüzlere, tutuklu ve hükümlü kişilerin ailelerine, üniversite öğrencilerine ulaşılıyor. Böylece yüzlerce aile ve çocuğa hem maddi hem manevi destek sağlanıyor.

Her cuma günü hastanelerdeki hastaları ziyaret eden, her ayın ilk perşembe günü semt pazarına giden Sonel, ilçedeki cenazelere de ya katılıyor ya da yakınlarına telefonla ulaşarak, "baş sağlığı" dileğinde bulunuyor.

Sadece hediye dağıtmak ve ihtiyaçları karşılamak yerine ilçe sakinlerinin evine misafir olup devletin şefkatini, sevgisini götüren, onlarla sohbet eden Sonel'i bir süre göremeyenler, "Kaymakam beyin başına acaba bir şey mi geldi" diyerek Kaymakamlığa koşuyor. İlçe halkı Sonel'i adeta bağrına basmış, kendilerinden biri olarak görüyor. Sonel, gittiği her yerde sevgi ve muhabbetle karşılanıyor.

Öğrencilerden "kar tatili" baskısı

Sürekli halkın içinde olan Sonel'in öğrencilerle arası da oldukça iyi. İlçedeki yoğun kar yağışı ve olumsuz hava şartlarını tatile dönüştürmek isteyen öğrenciler, "Kaymakam amcalarına" Twitter'dan gülümseten mesajlar gönderdi.

Öğrencilerin gönderdiği mesajlardan bazıları şöyle:

"Karın tatillisi hayırlıdır Kaymakam amca', 'Kaymakam Amca, yazılılardan beyni sulanmış bu öğrenci kardeşleriniz sizden iyi haber bekliyor. 4 gün yetmedi bize :))', 'Kaymakam amcacım sence de hava tam okulu tatil etmelik değil mi', 'Daha yeni bizim bina sallandı gök gürültüsünden Tuncay amca, muzdaribiz tatil bekliyoruz', 'Kaymakam amca eğer tatil yaparsanız yarın tüm öğrenciler evinizin önündeki karları temizleriz',  'Ne yani, 'servis beklerken donarak öldü' diye tarihe mi geçelim', 'Messi Barcelona'dan ayrılıyor diye teselli tatili olsun bari',  'Bu kadar Tweetten sonra ben olsam kar tatili olmasa da Twitter tatili verirdim', 'Hem çocuk sevindir Kaymakam amcaaa sevaaaap".

Kar nedeniyle ilçede eğitim öğretime ara verilmesiyle öğrenciler, sevinçlerini yine Kaymakam amcalarına, "Abi adamsın" gibi mesajlar göndererek gösterdi.

> "Karın tatillisi hayırlıdır Kaymakam amca"

Seydişehir Kaymakamı Tuncay Sonel'e, yoğun kar yağışı ve olumsuz hava şartlarını tatile dönüştürmek isteyen öğrenciler, sosyal medya aracılığıyla "Karın tatillisi hayırlıdır Kaymakam amca", "Kaymakam amca eğer tatil yaparsanız yarın tüm öğrenciler evinizin önündeki karları temizleriz" şeklinde gülümseten mesajlar attı.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, yaklaşık 2,5 yıl önce Seydişehir Kaymakamlığına atanan 45 yaşındaki Tuncay Sonel, göreve geldikten kısa süre sonra hayata geçirdiği projelerle ilçe halkının sevgisini kazandı.

Makam odasının girişinde yazan "Kapıyı vurmadan giriniz" yazısıyla kapısının herkese açık olduğunu gösteren Sonel, gerçekleştirdiği projelerle de göz dolduruyor. 

Çeşitli projelerle çocuklara, doğum yapan kadınlara, ihtiyaç sahibi, yaşlı, engelli, bakıma muhtaç ailelere, okul öncesi eğitimden faydalanan çocuklara, öğrencilere, yetenekli çocuklara, yaşlılara, şehit aileleri, yetim, öksüzlere, tutuklu ve hükümlü kişilerin ailelerine, üniversite öğrencilerine ulaşılıyor. Böylece yüzlerce aile ve çocuğa hem maddi hem manevi destek sağlanıyor.

Her cuma günü hastanelerdeki hastaları ziyaret eden, her ayın ilk perşembe günü semt pazarına giden Sonel, ilçedeki cenazelere de ya katılıyor ya da yakınlarına telefonla ulaşarak, "baş sağlığı" dileğinde bulunuyor.

Sadece hediye dağıtmak ve ihtiyaçları karşılamak yerine ilçe sakinlerinin evine misafir olup devletin şefkatini, sevgisini götüren, onlarla sohbet eden Sonel'i bir süre göremeyenler, "Kaymakam beyin başına acaba bir şey mi geldi" diyerek Kaymakamlığa koşuyor. İlçe halkı Sonel'i adeta bağrına basmış, kendilerinden biri olarak görüyor. Sonel, gittiği her yerde sevgi ve muhabbetle karşılanıyor.

Öğrencilerden "kar tatili" baskısı

Sürekli halkın içinde olan Sonel'in öğrencilerle arası da oldukça iyi. İlçedeki yoğun kar yağışı ve olumsuz hava şartlarını tatile dönüştürmek isteyen öğrenciler, "Kaymakam amcalarına" Twitter'dan gülümseten mesajlar gönderdi.

Öğrencilerin gönderdiği mesajlardan bazıları şöyle:

"Karın tatillisi hayırlıdır Kaymakam amca', 'Kaymakam Amca, yazılılardan beyni sulanmış bu öğrenci kardeşleriniz sizden iyi haber bekliyor. 4 gün yetmedi bize :))', 'Kaymakam amcacım sence de hava tam okulu tatil etmelik değil mi', 'Daha yeni bizim bina sallandı gök gürültüsünden Tuncay amca, muzdaribiz tatil bekliyoruz', 'Kaymakam amca eğer tatil yaparsanız yarın tüm öğrenciler evinizin önündeki karları temizleriz',  'Ne yani, 'servis beklerken donarak öldü' diye tarihe mi geçelim', 'Messi Barcelona'dan ayrılıyor diye teselli tatili olsun bari',  'Bu kadar Tweetten sonra ben olsam kar tatili olmasa da Twitter tatili verirdim', 'Hem çocuk sevindir Kaymakam amcaaa sevaaaap".

Kar nedeniyle ilçede eğitim öğretime ara verilmesiyle öğrenciler, sevinçlerini yine Kaymakam amcalarına, "Abi adamsın" gibi mesajlar göndererek gösterdi.

Son Güncelleme: Salı, 06 Ocak 2015 10:22

Gösterim: 1258

Milli Eğitim Bakanı Avcı, Avrupa'daki ırkçı eylemlere ilişkin, "Özellikle okullara yönelik bu tür ırkçı söylemleri ve eylemleri şiddetle kınıyoruz" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) Genel Direktörü Irina Bokova ile öğle yemeğinde bir araya geldi.

Bakan Avcı, basına kapalı gerçekleşen yemeğin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Bokova ile bir araya gelme nedeninin" sorulduğu Avcı, konuğun, Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla Türkiye'de bulunduğunu belirtti.

Bokova ile daha önce UNESCO Genel Kurulu'nda ve Japonya'daki eğitim konferansında görüştüklerini anımsatan Avcı, yemekte, özellikle eğitim alanında, işbirliğinin daha da artırılması için neler yapılabileceği konuştuklarını ifade etti.

Görüşmede, Türkiye'nin, Dünya Kültürel Miras Komitesi'ne seçilmesinin de gündeme geldiğini belirten Avcı, "Ayrıca, UNESCO eğitim kurumu da olduğu için özellikle bizim 'Fatih' projesiyle çok yakından ilgileniyorlar. Bu projenin kazanımları, birikimi, başka ülkelerle de paylaşma olanakları üzerine konuşma fırsatımız oldu" dedi.

UNESCO'nun Mayıs'ta yapılacak Dünya Eğitim Kongresi'ne davet edildiğini kaydeden Bakan Avcı, kendisinin de Bokova'yı ayrıca bir resmi ziyaret için Türkiye'ye davet ettiğini, Bokova'nın bunu olumlu karşıladığını söyledi.

UNESCO'nun gelecek yıl 70'nci kuruluş yıldönümünü kutlayacağını anımsatan Avcı, bu vesileyle UNESCO'nun ideallerini, faaliyetlerini ve Türkiye'nin katkılarını, öğrenciler ve öğretmenlerle paylaşma fırsatı bulacaklarını ifade etti.

"UNESCO, Türk kültürünün dünyaya açılması bakımından çok önemli bir mekanizma" diyen Avcı, bugüne kadar siyasi çekişmelerin dışında kalması dolayısıyla UNESCO'nun çalışmalarına özel bir önem atfettiklerini, bu ziyaretin de bunu gösterdiğini kaydetti.

"Vatandaşlarımızın sağduyusuna güveniyorum"

Nabi Avcı, "Almanya'da okul duvarlarına Türklere hakaret içeren ırkçı ifadeler yazıldı. Avrupa'da da Müslümanlara karşı ırkçılık artıyor. Bununla ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz?" sorusuna, "Özellikle okullara yönelik bu tür ırkçı söylemleri ve eylemleri şiddetle kınıyoruz. Öncelikle bunu vurgulamakta yarar var. Biz, bu tehlikeye uzun bir zamandan beri Türkiye olarak dikkat çekiyorduk" yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, "Medeniyetler İttifakı' projesinin eşbaşkanı olduğunu hatırlatan Avcı, bu projenin amaçlarından bir tanesinin de Avrupa'da ve bütün dünyada, ırkçılık ve nefret söylemlerinin önlenmesine yönelik çalışmalar yapmak olduğunu kaydetti.

Avcı, Avrupa'da pek çok siyasetçinin Türkiye'nin çağrılarına "sağır" kaldığını belirterek, şunları ifade etti:

"Bugün, bunun sonuçlarını acı bir biçimde görüyoruz. Sadece Almanya'da değil, Avrupa'nın başka ülkelerinde de sadece okullara değil, camilere, ibadethanelere yönelik ırkçı, yabancı düşmanı söylemlerin yaygınlaştığını da görüyoruz. Bu, Avrupa açısından da Avrupa'nın kendi esenliği bakımından da fevkalade tehlikeli bir gidişe işaret ediyor. Onun için Avrupalı siyasetçiler başta olmak üzere Avrupa aydın kamuoyunun da bu konuya vakit geçirmeden gereken tepkiyi göstermesinde ve tedbirleri almasında büyük fayda görüyorum. Aksi takdirde bu karşılıklı bir nefret söylemine ve eylemine dönüşürse Avrupa açısından da çok sıkıntılı olur.

Ben, Avrupa'daki, özellikle Almanya'daki vatandaşlarımızın sağduyusuna güveniyorum. Biz çok kültürlülüğü, dinliliği uzun yıllar yaşamış bir millet olarak, bir imparatorluk varisi olarak bu konularda gerekli duyarlılığı gösteririz, göstermişizdir. Alman makamlarının da bu tehlikeli işaretleri biran önce ciddiye almalarında fayda görüyorum."

> Okullara yönelik ırkçı söylem ve eylemleri kınıyoruz

Milli Eğitim Bakanı Avcı, Avrupa'daki ırkçı eylemlere ilişkin, "Özellikle okullara yönelik bu tür ırkçı söylemleri ve eylemleri şiddetle kınıyoruz" dedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı (UNESCO) Genel Direktörü Irina Bokova ile öğle yemeğinde bir araya geldi.

Bakan Avcı, basına kapalı gerçekleşen yemeğin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Bokova ile bir araya gelme nedeninin" sorulduğu Avcı, konuğun, Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla Türkiye'de bulunduğunu belirtti.

Bokova ile daha önce UNESCO Genel Kurulu'nda ve Japonya'daki eğitim konferansında görüştüklerini anımsatan Avcı, yemekte, özellikle eğitim alanında, işbirliğinin daha da artırılması için neler yapılabileceği konuştuklarını ifade etti.

Görüşmede, Türkiye'nin, Dünya Kültürel Miras Komitesi'ne seçilmesinin de gündeme geldiğini belirten Avcı, "Ayrıca, UNESCO eğitim kurumu da olduğu için özellikle bizim 'Fatih' projesiyle çok yakından ilgileniyorlar. Bu projenin kazanımları, birikimi, başka ülkelerle de paylaşma olanakları üzerine konuşma fırsatımız oldu" dedi.

UNESCO'nun Mayıs'ta yapılacak Dünya Eğitim Kongresi'ne davet edildiğini kaydeden Bakan Avcı, kendisinin de Bokova'yı ayrıca bir resmi ziyaret için Türkiye'ye davet ettiğini, Bokova'nın bunu olumlu karşıladığını söyledi.

UNESCO'nun gelecek yıl 70'nci kuruluş yıldönümünü kutlayacağını anımsatan Avcı, bu vesileyle UNESCO'nun ideallerini, faaliyetlerini ve Türkiye'nin katkılarını, öğrenciler ve öğretmenlerle paylaşma fırsatı bulacaklarını ifade etti.

"UNESCO, Türk kültürünün dünyaya açılması bakımından çok önemli bir mekanizma" diyen Avcı, bugüne kadar siyasi çekişmelerin dışında kalması dolayısıyla UNESCO'nun çalışmalarına özel bir önem atfettiklerini, bu ziyaretin de bunu gösterdiğini kaydetti.

"Vatandaşlarımızın sağduyusuna güveniyorum"

Nabi Avcı, "Almanya'da okul duvarlarına Türklere hakaret içeren ırkçı ifadeler yazıldı. Avrupa'da da Müslümanlara karşı ırkçılık artıyor. Bununla ilgili değerlendirmenizi alabilir miyiz?" sorusuna, "Özellikle okullara yönelik bu tür ırkçı söylemleri ve eylemleri şiddetle kınıyoruz. Öncelikle bunu vurgulamakta yarar var. Biz, bu tehlikeye uzun bir zamandan beri Türkiye olarak dikkat çekiyorduk" yanıtını verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, "Medeniyetler İttifakı' projesinin eşbaşkanı olduğunu hatırlatan Avcı, bu projenin amaçlarından bir tanesinin de Avrupa'da ve bütün dünyada, ırkçılık ve nefret söylemlerinin önlenmesine yönelik çalışmalar yapmak olduğunu kaydetti.

Avcı, Avrupa'da pek çok siyasetçinin Türkiye'nin çağrılarına "sağır" kaldığını belirterek, şunları ifade etti:

"Bugün, bunun sonuçlarını acı bir biçimde görüyoruz. Sadece Almanya'da değil, Avrupa'nın başka ülkelerinde de sadece okullara değil, camilere, ibadethanelere yönelik ırkçı, yabancı düşmanı söylemlerin yaygınlaştığını da görüyoruz. Bu, Avrupa açısından da Avrupa'nın kendi esenliği bakımından da fevkalade tehlikeli bir gidişe işaret ediyor. Onun için Avrupalı siyasetçiler başta olmak üzere Avrupa aydın kamuoyunun da bu konuya vakit geçirmeden gereken tepkiyi göstermesinde ve tedbirleri almasında büyük fayda görüyorum. Aksi takdirde bu karşılıklı bir nefret söylemine ve eylemine dönüşürse Avrupa açısından da çok sıkıntılı olur.

Ben, Avrupa'daki, özellikle Almanya'daki vatandaşlarımızın sağduyusuna güveniyorum. Biz çok kültürlülüğü, dinliliği uzun yıllar yaşamış bir millet olarak, bir imparatorluk varisi olarak bu konularda gerekli duyarlılığı gösteririz, göstermişizdir. Alman makamlarının da bu tehlikeli işaretleri biran önce ciddiye almalarında fayda görüyorum."

Son Güncelleme: Pazartesi, 05 Ocak 2015 18:00

Gösterim: 1102

Diyarbakır'da derslik sıkıntısının giderilmesi için bir yılda 705 derslikli 66 okul yapıldı.

Diyarbakır'da eğitim kalitesinin yükseltilmesi ve çocukların daha rahat sınıflarda eğitim görmelerini sağlamak amacıyla derslik yapımına hız verildi. Özellikle kentin yeni yerleşim yerlerindeki sıkıntıyı gidermek amacıyla yapılan yeni okullar hizmete giriyor.

Bu yıl kentteki derslik sıkıntısının giderilmesi ve Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) sınavından sonraki yerleştirme sorunlarının tekrar yaşanmaması için merkez ve ilçelerinde 705 derslikli 66 okul tamamlanarak, eğitim yuvası haline geldi.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Mansur Kendal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrenci sayısının fazla olmasından dolayı 2013-2014 eğitim yılının bittiği dönemlerde öğrencilerin yerleştirilmesi konusunda sıkıntılar yaşandığını söyledi.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak 2014-2015 eğitim yılında TEOG sınavının yapılacağı dönemlerde öğrencilerin yerleştirilmesi konusundaki sıkıntıları en asgari seviyeye indirebilmek ve çalışmaları hızlı bir şekilde yapabilmek amacıyla çeşitli toplantılar yaptıklarını anlatan Kendal, bütün birimlerin yoğun bir şekilde çalıştığını anlattı.

Çocukların daha temiz, öğrenci sayısının daha az olduğu ortamlarda eğitim ve öğretim vermeye çalışacaklarını dile getiren Kendal, geçen yılın başında okulların, özellikle de ortaöğretimdeki okulların az olmasından dolayı ciddi sıkıntılar yaşandığını bildirdi.

Kendal, özellikle temel eğitimin 12 yıla çıkarılmasıyla bütün öğrencilerin kayıtlı olduğunu, dolayısıyla ortaöğretimde okul ihtiyacı sayısında ciddi artış yaşandığını aktararak, "TEOG sınavı yerleştirmelerinden yaşanan sıkıntıların önümüzdeki eğitim yılında yaşanmaması için çalışmalarımızı hızlandırdık. Bu süreç içerisinde 66 okulu eğitim ve öğretime açtık. Bu okullardan özellikle 10'unun ortaöğretime yönelik olduğundan dolayı bu süreç içerisinde gelecek yıl yapılacak yerleştirmelerde sıkıntıları en aza indirerek çalışmalarımızı tüm hızıyla devam ettireceğiz" ifadelerini kullandı.

Bu yıl hizmete giren 705 derslikli 66 okulun 132 milyon 247 bin liraya mal olduğunu, önümüzdeki dönem tamamlanacak 106 milyon lira maliyetli 31 okulun da 588 derslikli yapıldığını aktaran Kendal, yapımı planlanan 768 derslikli 57 okulun daha bulunduğunu anlattı.

"Nüfusa bağlı olarak sürekli okul ihtiyacı ortaya çıkıyor"

Bu okullar içerisinde hayırsever vatandaşlar ile TOKİ'nin yaptıklarının da bulunduğunu ifade eden Kendal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Diyarbakır'da 500 bin civarında öğrencimiz var ve bu öğrencilerin en az öğrenci mevcuduyla yerleştirilebilmeleri için sürekli bir şekilde okul ihtiyacı ortaya çıkıyor. Yenileşmeye açık olan ve nüfus artışının devam ettiği bir bölgede yaşıyoruz. Dolayısıyla okul ihtiyacının her geçen yıl artmış olduğu bir ilde yaşıyoruz. Biz de bu süreç içerisinde her yıl okul sayısını artırarak kentimize yeni okullar kazandırmaya çalışıyoruz. Yeni açılacak okulları öğrencilerimizin hizmetine sunarak, onların daha temiz ve nezih bir ortamda eğitim öğretim görmelerini sağlıyoruz. Bu konuda çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor."

6-7 Ekim olaylarında zarar gören okullar

Kendal, 6-7 Ekim'de herkesi üzen olayların yaşandığını, bunun eğitim öğretimi olumsuz etkilediğini dile getirerek, olaylar sırasında 34 okulun zarar gördüğünü, bu okullardan bazılarının kullanılmaz hale geldiğini anımsattı.

Milli Eğitim Bakanlığının işin aciliyetini görerek gerekli ödenekleri sınırlama yapmadan tahsis ettiğini bildiren Kendal, teknik personellerle zarar gören tüm okullarda çalışmaları tamamladıklarına dikkati çekti.

Bütün okulların çok kısa sürede onarıldığını bildiren Kendal, "Hatta daha rahat bir ortamda örencilerimizin hizmetine sunduk. 10 okulumuz kullanılmaz haldeydi. Dolayısıyla belli bir süre bu okullarda eğitime ara verildi, ama ara verilirken bu öğrenciler başka okullara nakledildi. 6-7 Ekim olaylarında zarar gören okulların onarımı için yaklaşık 1,5 milyon lira harcama yapıldı" diye konuştu.

> Diyarbakır'da bir yılda 66 okul hizmete girdi

Diyarbakır'da derslik sıkıntısının giderilmesi için bir yılda 705 derslikli 66 okul yapıldı.

Diyarbakır'da eğitim kalitesinin yükseltilmesi ve çocukların daha rahat sınıflarda eğitim görmelerini sağlamak amacıyla derslik yapımına hız verildi. Özellikle kentin yeni yerleşim yerlerindeki sıkıntıyı gidermek amacıyla yapılan yeni okullar hizmete giriyor.

Bu yıl kentteki derslik sıkıntısının giderilmesi ve Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) sınavından sonraki yerleştirme sorunlarının tekrar yaşanmaması için merkez ve ilçelerinde 705 derslikli 66 okul tamamlanarak, eğitim yuvası haline geldi.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Mansur Kendal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğrenci sayısının fazla olmasından dolayı 2013-2014 eğitim yılının bittiği dönemlerde öğrencilerin yerleştirilmesi konusunda sıkıntılar yaşandığını söyledi.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü olarak 2014-2015 eğitim yılında TEOG sınavının yapılacağı dönemlerde öğrencilerin yerleştirilmesi konusundaki sıkıntıları en asgari seviyeye indirebilmek ve çalışmaları hızlı bir şekilde yapabilmek amacıyla çeşitli toplantılar yaptıklarını anlatan Kendal, bütün birimlerin yoğun bir şekilde çalıştığını anlattı.

Çocukların daha temiz, öğrenci sayısının daha az olduğu ortamlarda eğitim ve öğretim vermeye çalışacaklarını dile getiren Kendal, geçen yılın başında okulların, özellikle de ortaöğretimdeki okulların az olmasından dolayı ciddi sıkıntılar yaşandığını bildirdi.

Kendal, özellikle temel eğitimin 12 yıla çıkarılmasıyla bütün öğrencilerin kayıtlı olduğunu, dolayısıyla ortaöğretimde okul ihtiyacı sayısında ciddi artış yaşandığını aktararak, "TEOG sınavı yerleştirmelerinden yaşanan sıkıntıların önümüzdeki eğitim yılında yaşanmaması için çalışmalarımızı hızlandırdık. Bu süreç içerisinde 66 okulu eğitim ve öğretime açtık. Bu okullardan özellikle 10'unun ortaöğretime yönelik olduğundan dolayı bu süreç içerisinde gelecek yıl yapılacak yerleştirmelerde sıkıntıları en aza indirerek çalışmalarımızı tüm hızıyla devam ettireceğiz" ifadelerini kullandı.

Bu yıl hizmete giren 705 derslikli 66 okulun 132 milyon 247 bin liraya mal olduğunu, önümüzdeki dönem tamamlanacak 106 milyon lira maliyetli 31 okulun da 588 derslikli yapıldığını aktaran Kendal, yapımı planlanan 768 derslikli 57 okulun daha bulunduğunu anlattı.

"Nüfusa bağlı olarak sürekli okul ihtiyacı ortaya çıkıyor"

Bu okullar içerisinde hayırsever vatandaşlar ile TOKİ'nin yaptıklarının da bulunduğunu ifade eden Kendal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Diyarbakır'da 500 bin civarında öğrencimiz var ve bu öğrencilerin en az öğrenci mevcuduyla yerleştirilebilmeleri için sürekli bir şekilde okul ihtiyacı ortaya çıkıyor. Yenileşmeye açık olan ve nüfus artışının devam ettiği bir bölgede yaşıyoruz. Dolayısıyla okul ihtiyacının her geçen yıl artmış olduğu bir ilde yaşıyoruz. Biz de bu süreç içerisinde her yıl okul sayısını artırarak kentimize yeni okullar kazandırmaya çalışıyoruz. Yeni açılacak okulları öğrencilerimizin hizmetine sunarak, onların daha temiz ve nezih bir ortamda eğitim öğretim görmelerini sağlıyoruz. Bu konuda çalışmalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor."

6-7 Ekim olaylarında zarar gören okullar

Kendal, 6-7 Ekim'de herkesi üzen olayların yaşandığını, bunun eğitim öğretimi olumsuz etkilediğini dile getirerek, olaylar sırasında 34 okulun zarar gördüğünü, bu okullardan bazılarının kullanılmaz hale geldiğini anımsattı.

Milli Eğitim Bakanlığının işin aciliyetini görerek gerekli ödenekleri sınırlama yapmadan tahsis ettiğini bildiren Kendal, teknik personellerle zarar gören tüm okullarda çalışmaları tamamladıklarına dikkati çekti.

Bütün okulların çok kısa sürede onarıldığını bildiren Kendal, "Hatta daha rahat bir ortamda örencilerimizin hizmetine sunduk. 10 okulumuz kullanılmaz haldeydi. Dolayısıyla belli bir süre bu okullarda eğitime ara verildi, ama ara verilirken bu öğrenciler başka okullara nakledildi. 6-7 Ekim olaylarında zarar gören okulların onarımı için yaklaşık 1,5 milyon lira harcama yapıldı" diye konuştu.

Son Güncelleme: Salı, 30 Aralık 2014 13:52

Gösterim: 1086

Sağlık Bakanlığı, ilaç firmalarında ürün tanıtım elemanı olarak çalışacakların 1 Ocak 2015'ten itibaren en az lise mezunu olmalarını ve yapılacak sınavda başarı göstermelerini şart koşan düzenlemenin yürürlük tarihini 2019'a erteledi.

Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun akılcı ilaç kullanımının desteklenmesi amacıyla yürüttüğü proje kapsamında, 1 Ocak 2015'ten itibaren hekim, diş hekimi ve eczacıya doğrudan ziyaret yoluyla tıbbi ürün tanıtımı yapanların, en az lise mezunu olması, yapılacak sınavda başarı göstererek yeterlilik belgesine sahip bulunması şartı getirilmişti.

Bu belgeye sahip olmak isteyenler için de uzaktan eğitim programı başlatılması amacıyla çalışmalara başlanmıştı.

Ürün tanıtım elemanlarına yönelik planlanan eğitim ve sınav sürecinin uygulamasında yaşanılabilecek sıkıntıların ve oluşabilecek mağduriyetlerin önlenmesi için Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunca yeni düzenlemeye gidildi.  

Bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanan Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri Hakkında Yönetmelikteki değişiklikle söz konusu uygulamanın başlama tarihi 1 Ocak 2015'ten 1 Ocak 2019'a alındı.

Eğitimli tıbbi mümessiller geliyor

Bakanlığın çalışmasına göre üniversitelerin "Tıbbi Tanıtım ve Pazarlama Programları"ndan mezun olan ve ürün tanıtım elemanı olarak çalışmak isteyenler, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna başvurmaları durumunda doğrudan "Yeterlilik Belgesi" alabilecek.

1 Ocak 2019'dan itibaren de bu mesleği yapmak isteyenler için lise mezunu olmaları şartı aranacak. Bu kişilerin ayrıca sınava girerek, yeterlilik belgesi almaları gerekecek.

Söz konusu tarihten sonra yeterlilik belgesi olmayanlar, bu alanda çalışamayacak.

> İlaç mümessillerine diploma şartı 2019’a ertelendi

Sağlık Bakanlığı, ilaç firmalarında ürün tanıtım elemanı olarak çalışacakların 1 Ocak 2015'ten itibaren en az lise mezunu olmalarını ve yapılacak sınavda başarı göstermelerini şart koşan düzenlemenin yürürlük tarihini 2019'a erteledi.

Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun akılcı ilaç kullanımının desteklenmesi amacıyla yürüttüğü proje kapsamında, 1 Ocak 2015'ten itibaren hekim, diş hekimi ve eczacıya doğrudan ziyaret yoluyla tıbbi ürün tanıtımı yapanların, en az lise mezunu olması, yapılacak sınavda başarı göstererek yeterlilik belgesine sahip bulunması şartı getirilmişti.

Bu belgeye sahip olmak isteyenler için de uzaktan eğitim programı başlatılması amacıyla çalışmalara başlanmıştı.

Ürün tanıtım elemanlarına yönelik planlanan eğitim ve sınav sürecinin uygulamasında yaşanılabilecek sıkıntıların ve oluşabilecek mağduriyetlerin önlenmesi için Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunca yeni düzenlemeye gidildi.  

Bugünkü Resmi Gazete'de yayımlanan Beşeri Tıbbi Ürünlerin Tanıtım Faaliyetleri Hakkında Yönetmelikteki değişiklikle söz konusu uygulamanın başlama tarihi 1 Ocak 2015'ten 1 Ocak 2019'a alındı.

Eğitimli tıbbi mümessiller geliyor

Bakanlığın çalışmasına göre üniversitelerin "Tıbbi Tanıtım ve Pazarlama Programları"ndan mezun olan ve ürün tanıtım elemanı olarak çalışmak isteyenler, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumuna başvurmaları durumunda doğrudan "Yeterlilik Belgesi" alabilecek.

1 Ocak 2019'dan itibaren de bu mesleği yapmak isteyenler için lise mezunu olmaları şartı aranacak. Bu kişilerin ayrıca sınava girerek, yeterlilik belgesi almaları gerekecek.

Söz konusu tarihten sonra yeterlilik belgesi olmayanlar, bu alanda çalışamayacak.

Son Güncelleme: Çarşamba, 31 Aralık 2014 15:17

Gösterim: 1058

Türkiye'deki 3 Zazaca öğretmenden ikisinin görev yaptığı Bingöl'de 200 öğrenci Zazaca eğitim alıyor.

Milli Eğitim Bakanlığınca "Yaşayan Diller" adıyla seçmeli ders olarak okutulan Zazaca'ya en yoğun ilgi Bingöl'de gösteriliyor. Serkan Akyaz İlkokulu ve Solhan Yatılı Bölge Okulunda haftada 6 saat Zazaca dersi veriliyor. Öğrenciler, konuşmasını bildikleri dilde okuma ve yazmayı öğrenmek için Zazaca dersini tercih ediyor.

Vali Taşyapan'dan destek

Serkan Akyaz İlkokulunu ziyaret eden Bingöl Valisi İbrahim Taşyapan, Zazaca dersinin verildiği sınıfı gezdi. Vali Taşyapan, Bingöl Milli Eğitim Müdürü Yakup Sarı ile dersi dinledi.

Taşyapan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bingöl'de vatandaşlarımızın konuştuğu yaygın dilin Zazaca olduğunu söyledi.

Kentte 200'e yakın öğrencinin bu dili seçmeli ders olarak aldığını kaydeden Taşyapan, "Bu yıl Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığımız Zazaca dersi için üç öğretmen atadı. Bunlardan ikisi Bingöl'e atandı. Bingöl'de vatandaşlarımızın konuştuğu yaygın olan bir dildir. Dolayısıyla 200'e yakın öğrencimiz bu dili seçmeli ders olarak alıyor. Serkan Akyaz ve Solhan Yatılı Bölge Okulumuza Zaza dili öğretmenleri atandı ve bu dersler devam ediyor" dedi.

Yaklaşık 2 yıldır Bingöl'de görev yaptığını anımsatan Taşyapan, kentte yaşlı insanlarla karşılaştığında öğrendiği Zazaca kelimelerle sohbet etmeye çalıştığını aktardı.

Taşyapan, demokratikleşme konusunda atılan adımlardan bir tanesinin de Zazaca'nın seçmeli ders olarak okutulması olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti:

"Son yıllarda hükümetimizin de demokratikleşme çabaları ve bu yönde alınan kararlar nedeniyle devlet okullarında farklı dil ve lehçeler, seçmeli ders olarak okutulabiliyor. Özel okullarda açılabiliyor. Dolayısıyla uzun yıllardır talep edilen şeylerdi bunlar. Bunlarda gerçekleşti, insanlarımız bu dili zaten bu bölgelerde konuşuyor. Çocuklarımız okula gidinceye kadar konuştukları ve öğrendikleri bir dil oluyor. Dolayısıyla bunun öğretmenlerimiz kadarıyla öğretilmesi, kişilerin kültürlerini yaşatma açısından önemli bir hadise. Devletimizde bu ihtiyacı görerek, öğretmenleri atamaya başladı. Bu da Bingöl’de memnuniyetle karşılandı. Dolayısıyla iyi bir gelişme, ülkemizin ilerleme ve demokratikleşme konusunda attığı adımlardan biri. Bende takdirle karşılıyorum."

Zazaca öğretmeni Nurettin Kaygısız da 200 öğrenciye haftada 6 saat ders verdiğini belirterek, öğrencilerin her geçen gün Zazaca'ya daha fazla ilgi gösterdiğini söyledi.

Kaygısız, "Derslerimizde Zazaca kelimeler üzerinde ve gramerler üzerinde duruyoruz. Renkler olsun, akraba isimleri olsun, değişik isimler öğreniyoruz. Ayrıca derslerimizde Zazaca müzikler, filmler, tiyatro oyunlarını izlemeye çalışıyoruz. Öğrenciler bu derse ilk başladıklarında ister istemez utanıyorlardı. Zaman geçtikçe öğrenciler bu dile sahip çıkmaya başladı. Bu şekilde şu an bu dersi güzel bir şekilde işliyoruz" diye konuştu.

> Bingöl’de 200 öğrenci Zazaca eğitim alıyor

Türkiye'deki 3 Zazaca öğretmenden ikisinin görev yaptığı Bingöl'de 200 öğrenci Zazaca eğitim alıyor.

Milli Eğitim Bakanlığınca "Yaşayan Diller" adıyla seçmeli ders olarak okutulan Zazaca'ya en yoğun ilgi Bingöl'de gösteriliyor. Serkan Akyaz İlkokulu ve Solhan Yatılı Bölge Okulunda haftada 6 saat Zazaca dersi veriliyor. Öğrenciler, konuşmasını bildikleri dilde okuma ve yazmayı öğrenmek için Zazaca dersini tercih ediyor.

Vali Taşyapan'dan destek

Serkan Akyaz İlkokulunu ziyaret eden Bingöl Valisi İbrahim Taşyapan, Zazaca dersinin verildiği sınıfı gezdi. Vali Taşyapan, Bingöl Milli Eğitim Müdürü Yakup Sarı ile dersi dinledi.

Taşyapan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bingöl'de vatandaşlarımızın konuştuğu yaygın dilin Zazaca olduğunu söyledi.

Kentte 200'e yakın öğrencinin bu dili seçmeli ders olarak aldığını kaydeden Taşyapan, "Bu yıl Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığımız Zazaca dersi için üç öğretmen atadı. Bunlardan ikisi Bingöl'e atandı. Bingöl'de vatandaşlarımızın konuştuğu yaygın olan bir dildir. Dolayısıyla 200'e yakın öğrencimiz bu dili seçmeli ders olarak alıyor. Serkan Akyaz ve Solhan Yatılı Bölge Okulumuza Zaza dili öğretmenleri atandı ve bu dersler devam ediyor" dedi.

Yaklaşık 2 yıldır Bingöl'de görev yaptığını anımsatan Taşyapan, kentte yaşlı insanlarla karşılaştığında öğrendiği Zazaca kelimelerle sohbet etmeye çalıştığını aktardı.

Taşyapan, demokratikleşme konusunda atılan adımlardan bir tanesinin de Zazaca'nın seçmeli ders olarak okutulması olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam etti:

"Son yıllarda hükümetimizin de demokratikleşme çabaları ve bu yönde alınan kararlar nedeniyle devlet okullarında farklı dil ve lehçeler, seçmeli ders olarak okutulabiliyor. Özel okullarda açılabiliyor. Dolayısıyla uzun yıllardır talep edilen şeylerdi bunlar. Bunlarda gerçekleşti, insanlarımız bu dili zaten bu bölgelerde konuşuyor. Çocuklarımız okula gidinceye kadar konuştukları ve öğrendikleri bir dil oluyor. Dolayısıyla bunun öğretmenlerimiz kadarıyla öğretilmesi, kişilerin kültürlerini yaşatma açısından önemli bir hadise. Devletimizde bu ihtiyacı görerek, öğretmenleri atamaya başladı. Bu da Bingöl’de memnuniyetle karşılandı. Dolayısıyla iyi bir gelişme, ülkemizin ilerleme ve demokratikleşme konusunda attığı adımlardan biri. Bende takdirle karşılıyorum."

Zazaca öğretmeni Nurettin Kaygısız da 200 öğrenciye haftada 6 saat ders verdiğini belirterek, öğrencilerin her geçen gün Zazaca'ya daha fazla ilgi gösterdiğini söyledi.

Kaygısız, "Derslerimizde Zazaca kelimeler üzerinde ve gramerler üzerinde duruyoruz. Renkler olsun, akraba isimleri olsun, değişik isimler öğreniyoruz. Ayrıca derslerimizde Zazaca müzikler, filmler, tiyatro oyunlarını izlemeye çalışıyoruz. Öğrenciler bu derse ilk başladıklarında ister istemez utanıyorlardı. Zaman geçtikçe öğrenciler bu dile sahip çıkmaya başladı. Bu şekilde şu an bu dersi güzel bir şekilde işliyoruz" diye konuştu.

Son Güncelleme: Salı, 30 Aralık 2014 13:42

Gösterim: 2090


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.