Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

FETÖ, devlete sızmak amacıyla Osmanlı döneminde yönetici yetiştirmek üzere kurulan "Enderun Mektebi" yöntemini kullandı. ANKARA - Cüneyt Ateş / AA

 

feto_enderunFetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖdarbe girişiminin ardından FETÖ'nün, askeri bürokrasiye insan kaynağı sunan, başta askeri liseler olmak üzere pek çok eğitim kurumuna kendi yöntemlerini kullanarak, özellikle zeki çocukları seçerek yerleştirmesi, akıllara Osmanlı Devleti'ndeki Enderun Mektebi'ni getirdi.
15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından kamuoyunda en çok, örgüt üyelerinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) en üst kademelerine kadar kadar nasıl yükselebildiği ve hangi aşamalardan geçerek bu görevlere geldiği merak edildi.
I. Murad zamanında 1363 yılında kurulup 1908 yılına, Osmanlı Devleti'nin son zamanlarına kadar varlığını sürdüren saray okulu olan Enderun Mektebi'ne alınan çocuklara, hem din hem de bilim dersleri veriliyor, bu okullardan mezun olanlar imparatorluğun çeşitli kademelerinde görev alıyorlardı. Bu okulların özelliği, dışarıya kapalı olmasıydı ve çocuklar Osmanlı Devleti'ne kayıtsız şartsız hizmet için eğitiliyordu.
Bu öğrenciler, ortak kültürü özümseyerek, saray ve padişah hizmetlerinin yürütülmesini sağlıyor, böylece Osmanlı Devleti'nin sarayda, yönetimde, ordu ve bürokraside ihtiyaç duyulan kadrolarının bir kısmı bu şekilde yetiştiriliyordu. Bu okuldan mezun öğrenciler sarayda kademe kademe yükselerek sancakbeyi rütbesiyle taşrada da görev alıyorlardı.
Enderun Mektebi, FETÖ'nün yayın organı Sızıntı dergisinin, 1990 yılının eylül ayında yayımlanan 140. sayısında da ayrıntılı şekilde anlatılmıştı.
Enderun Mektebi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde devletin korunması için gerekli mülki ve idari kadroların eğitimine yönelmişken, benzer yöntemi uygulayan FETÖ ise bünyesine küçük yaşta dahil ettiği çocukları, devletine ve halkına silah doğrultan teröristlere dönüştürdü.
FETÖ tarafından eğitilen çocuklar, beyinleri yıkanarak adeta "mankurtlar" haline getirildi.

 

Işık evleri
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, kendisine hizmet edecek "altın nesli" yetiştirmek için 1970'li yıllardan itibaren ışık evlerine büyük önem gösterilmesini istedi.
Üniversiteyi kazanan ancak barınacak yurt bulamayan başarılı öğrenciler, bu evlere davet edildi. Gizliliğin esas olduğu bu evlerden, erkeklerin kaldığına "Fatih" ve "Cenk", kızların kaldığı evlere de "Manolya" ve "Kardelen" gibi çeşitli kod adları verildi.
Ev yöneticilerinin de takma isimler kullandığı bu evlerde çocuklara ders çalıştırılırken, arka planda Kur'an-ı Kerim, Risale-i Nur ve Fetullah Gülen'in sohbetleri dinletildi. Çocukların beyinlerinin yıkanabilmesi için öğrencilerin ailelerinin yanına gitmelerine izin verilmedi.
Bir dönem ışık evlerine giden bazı öğrenciler, sosyal medyada, "Birçok öğrencinin devlet yurtlarında yer bulamaması nedeniyle kalmaya mecbur bırakılan cemaat evleri... Bu kadar hızlı bir şekilde yayılmalarının ve cemaatin büyümesinde devletin isteyerek ya da istemeyerek katkısı ne yazık ki göz ardı edilemez" şeklinde görüş beyan ediyor.
Işık evlerine giden çocuklar, örgüt tarafından askeri harp okulları, GATA, TSK, polis kolejleri, Adalet Akademisi, yargı kurumları, Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT, TİB, ÖSYM ve TÜBİTAK gibi stratejik kurumlara girmeleri yönünde teşvik edildi.

 

17-25 Aralık darbe girişimi
FETÖ üyeleri, kendi yetiştirdiği kadroları devlette makam sahibi yapabilmek için bir şekilde adamlarını yerleştirdiği sınav komisyonları sayesinde soruları sızdırdı ve hedef belirlediği devlet kurumlarına on binlerce elemanını yerleştirdi. 
Örgütün ele başı Fetullah Gülen'in, konuşmalarında "yeşil" diyerek söz ettiği TSK ile "mavi" diye kodladığı polis teşkilatındaki cemaat mensupları, sınavlarda soruları sızdırarak çok sayıda örgüt üyesinin bu kurumlara girmesini sağladı.

 

Polis teşkilatının FETÖ'den arındırılması
Örgütün 17-25 Aralık 2013'teki darbe girişiminin ardından özellikle emniyette FETÖ ile bağlantılı yüzlerce polis ihraç edildi.
Daha önce Osmanlı'dan miras Enderun Mektebi formatında eğitim veren ve FETÖ gibi grupların hakimiyetindeki Polis Koleji kapatıldı ve 14 yaşındaki çocukların teşkilata girmesinin önü kesildi. Polis Akademisi ise yeniden ele alındı ve Güvenlik Bilimleri Fakültesi, Polis Amirleri Eğitim Merkezine dönüştürüldü.

  sildentadal.com

Şok mangaları
FETÖ'nün devlet kademelerindeki üyeleri dolayısıyla amacı sadece devletine ve milletine hizmet etmek olan binlerce polis ve teğmen adayı, hem lise hem de üniversite yıllarındaki fiziksel ve psikolojik işkenceye dayanamayarak okullarını ciddi tazminatlar ödeyerek bırakmak zorunda kaldı.
Özellikle askeri kamplarda FETÖ'nün orduya soktuğu subay ve astsubay adayları rahat eğitim dönemi geçirirken, Gülen'in "altın nesli"nden olmayan ya da olmayı reddeden öğrencilere ise ağır işkenceler uygulandı. Söz konusu vatansever gençler, erimiş asfaltta çıplak sürünme, çöp kutusunda 4 saat bekleme, kamptaki ağaç ve yapraklarını sayma, günde en fazla 2 saat uyuma gibi sıkıntılarla yüzleşmek zorunda kalırken, aynı zamanda hırsızlık gibi ağır suçlar gerekçe gösterilerek disiplin puanları düşürüldü.

 

Bataklık kurutuluyor
FETÖ'nün kamudan tasfiyesine yönelik adımlar atılırken, 15 Temmuz'daki darbe girişimi kısa sürede halkın büyük desteğiyle bastırıldı. 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından emniyet teşkilatı içinde başlatılan temizlik, bu kez TSK'ya yöneldi. Binlerce asker, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından gözaltına alındı.
Aralarında yüksek rütbelilerin de bulunduğu, TSK'dan tasfiye edilen asker sayısı 3 bini geçti.
Vatansever çocukların askeri okullardan uzaklaşmasına sebep olan ve FETÖ'cü darbe girişimine katıldıkları belirtilen üst düzey komutanlar tutuklandı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın Emir Subayı Levent Türkkan ile Cumhurbaşkanlığı Kara Yaveri Mete Semercioğlu'nun soruşturma kapsamında tutuklanması ve ifadelerinde FETÖ ile bağlantılarını itiraf etmesi, Gülen cemaatinin devletin en üst kademelerine kadar sızdığının en somut göstergesi oldu.
Sadece TSK değil, yargı içinde de yuvalanan FETÖ mensupları da soruşturma kapsamında verdikleri ifadelerde açıkça örgüt bağlantılarına, örgüt içindeki hiyerarşik yapıyı ve çocukluktan başlayarak uygulanan beyin yıkama yöntemlerini ayrıntılarıyla anlattı.
Devletin tüm birimleri, 30 yılı aşkın süreden beri devlet içine sızan askeri ve sivil bürokrasinin en tepe noktalarına, yasa dışı yollardan kendi elemanlarını yerleştiren FETÖ'ye karşı mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyor.


> FETÖ'nün Enderun Mektebleri

FETÖ, devlete sızmak amacıyla Osmanlı döneminde yönetici yetiştirmek üzere kurulan "Enderun Mektebi" yöntemini kullandı. ANKARA - Cüneyt Ateş / AA

 

feto_enderunFetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖdarbe girişiminin ardından FETÖ'nün, askeri bürokrasiye insan kaynağı sunan, başta askeri liseler olmak üzere pek çok eğitim kurumuna kendi yöntemlerini kullanarak, özellikle zeki çocukları seçerek yerleştirmesi, akıllara Osmanlı Devleti'ndeki Enderun Mektebi'ni getirdi.
15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından kamuoyunda en çok, örgüt üyelerinin Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) en üst kademelerine kadar kadar nasıl yükselebildiği ve hangi aşamalardan geçerek bu görevlere geldiği merak edildi.
I. Murad zamanında 1363 yılında kurulup 1908 yılına, Osmanlı Devleti'nin son zamanlarına kadar varlığını sürdüren saray okulu olan Enderun Mektebi'ne alınan çocuklara, hem din hem de bilim dersleri veriliyor, bu okullardan mezun olanlar imparatorluğun çeşitli kademelerinde görev alıyorlardı. Bu okulların özelliği, dışarıya kapalı olmasıydı ve çocuklar Osmanlı Devleti'ne kayıtsız şartsız hizmet için eğitiliyordu.
Bu öğrenciler, ortak kültürü özümseyerek, saray ve padişah hizmetlerinin yürütülmesini sağlıyor, böylece Osmanlı Devleti'nin sarayda, yönetimde, ordu ve bürokraside ihtiyaç duyulan kadrolarının bir kısmı bu şekilde yetiştiriliyordu. Bu okuldan mezun öğrenciler sarayda kademe kademe yükselerek sancakbeyi rütbesiyle taşrada da görev alıyorlardı.
Enderun Mektebi, FETÖ'nün yayın organı Sızıntı dergisinin, 1990 yılının eylül ayında yayımlanan 140. sayısında da ayrıntılı şekilde anlatılmıştı.
Enderun Mektebi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde devletin korunması için gerekli mülki ve idari kadroların eğitimine yönelmişken, benzer yöntemi uygulayan FETÖ ise bünyesine küçük yaşta dahil ettiği çocukları, devletine ve halkına silah doğrultan teröristlere dönüştürdü.
FETÖ tarafından eğitilen çocuklar, beyinleri yıkanarak adeta "mankurtlar" haline getirildi.

 

Işık evleri
FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, kendisine hizmet edecek "altın nesli" yetiştirmek için 1970'li yıllardan itibaren ışık evlerine büyük önem gösterilmesini istedi.
Üniversiteyi kazanan ancak barınacak yurt bulamayan başarılı öğrenciler, bu evlere davet edildi. Gizliliğin esas olduğu bu evlerden, erkeklerin kaldığına "Fatih" ve "Cenk", kızların kaldığı evlere de "Manolya" ve "Kardelen" gibi çeşitli kod adları verildi.
Ev yöneticilerinin de takma isimler kullandığı bu evlerde çocuklara ders çalıştırılırken, arka planda Kur'an-ı Kerim, Risale-i Nur ve Fetullah Gülen'in sohbetleri dinletildi. Çocukların beyinlerinin yıkanabilmesi için öğrencilerin ailelerinin yanına gitmelerine izin verilmedi.
Bir dönem ışık evlerine giden bazı öğrenciler, sosyal medyada, "Birçok öğrencinin devlet yurtlarında yer bulamaması nedeniyle kalmaya mecbur bırakılan cemaat evleri... Bu kadar hızlı bir şekilde yayılmalarının ve cemaatin büyümesinde devletin isteyerek ya da istemeyerek katkısı ne yazık ki göz ardı edilemez" şeklinde görüş beyan ediyor.
Işık evlerine giden çocuklar, örgüt tarafından askeri harp okulları, GATA, TSK, polis kolejleri, Adalet Akademisi, yargı kurumları, Emniyet Genel Müdürlüğü, MİT, TİB, ÖSYM ve TÜBİTAK gibi stratejik kurumlara girmeleri yönünde teşvik edildi.

 

17-25 Aralık darbe girişimi
FETÖ üyeleri, kendi yetiştirdiği kadroları devlette makam sahibi yapabilmek için bir şekilde adamlarını yerleştirdiği sınav komisyonları sayesinde soruları sızdırdı ve hedef belirlediği devlet kurumlarına on binlerce elemanını yerleştirdi. 
Örgütün ele başı Fetullah Gülen'in, konuşmalarında "yeşil" diyerek söz ettiği TSK ile "mavi" diye kodladığı polis teşkilatındaki cemaat mensupları, sınavlarda soruları sızdırarak çok sayıda örgüt üyesinin bu kurumlara girmesini sağladı.

 

Polis teşkilatının FETÖ'den arındırılması
Örgütün 17-25 Aralık 2013'teki darbe girişiminin ardından özellikle emniyette FETÖ ile bağlantılı yüzlerce polis ihraç edildi.
Daha önce Osmanlı'dan miras Enderun Mektebi formatında eğitim veren ve FETÖ gibi grupların hakimiyetindeki Polis Koleji kapatıldı ve 14 yaşındaki çocukların teşkilata girmesinin önü kesildi. Polis Akademisi ise yeniden ele alındı ve Güvenlik Bilimleri Fakültesi, Polis Amirleri Eğitim Merkezine dönüştürüldü.

  sildentadal.com

Şok mangaları
FETÖ'nün devlet kademelerindeki üyeleri dolayısıyla amacı sadece devletine ve milletine hizmet etmek olan binlerce polis ve teğmen adayı, hem lise hem de üniversite yıllarındaki fiziksel ve psikolojik işkenceye dayanamayarak okullarını ciddi tazminatlar ödeyerek bırakmak zorunda kaldı.
Özellikle askeri kamplarda FETÖ'nün orduya soktuğu subay ve astsubay adayları rahat eğitim dönemi geçirirken, Gülen'in "altın nesli"nden olmayan ya da olmayı reddeden öğrencilere ise ağır işkenceler uygulandı. Söz konusu vatansever gençler, erimiş asfaltta çıplak sürünme, çöp kutusunda 4 saat bekleme, kamptaki ağaç ve yapraklarını sayma, günde en fazla 2 saat uyuma gibi sıkıntılarla yüzleşmek zorunda kalırken, aynı zamanda hırsızlık gibi ağır suçlar gerekçe gösterilerek disiplin puanları düşürüldü.

 

Bataklık kurutuluyor
FETÖ'nün kamudan tasfiyesine yönelik adımlar atılırken, 15 Temmuz'daki darbe girişimi kısa sürede halkın büyük desteğiyle bastırıldı. 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından emniyet teşkilatı içinde başlatılan temizlik, bu kez TSK'ya yöneldi. Binlerce asker, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından gözaltına alındı.
Aralarında yüksek rütbelilerin de bulunduğu, TSK'dan tasfiye edilen asker sayısı 3 bini geçti.
Vatansever çocukların askeri okullardan uzaklaşmasına sebep olan ve FETÖ'cü darbe girişimine katıldıkları belirtilen üst düzey komutanlar tutuklandı. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın Emir Subayı Levent Türkkan ile Cumhurbaşkanlığı Kara Yaveri Mete Semercioğlu'nun soruşturma kapsamında tutuklanması ve ifadelerinde FETÖ ile bağlantılarını itiraf etmesi, Gülen cemaatinin devletin en üst kademelerine kadar sızdığının en somut göstergesi oldu.
Sadece TSK değil, yargı içinde de yuvalanan FETÖ mensupları da soruşturma kapsamında verdikleri ifadelerde açıkça örgüt bağlantılarına, örgüt içindeki hiyerarşik yapıyı ve çocukluktan başlayarak uygulanan beyin yıkama yöntemlerini ayrıntılarıyla anlattı.
Devletin tüm birimleri, 30 yılı aşkın süreden beri devlet içine sızan askeri ve sivil bürokrasinin en tepe noktalarına, yasa dışı yollardan kendi elemanlarını yerleştiren FETÖ'ye karşı mücadeleyi kararlılıkla sürdürüyor.


Son Güncelleme: Çarşamba, 03 Ağustos 2016 17:22

Gösterim: 1221

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Türel, "Araştırdık, en iyisi Partizan'ın kolejiymiş. Biz onlardan da daha iyisini yapacağız." dedi.

 

menderes_turelBelediyeden yapılan yazılı açıklamaya göre, 655. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde takım halinde şampiyon olan Büyükşehir Belediyesi ASAT Güreş Takımı'nın sporcuları, verdiği destekten dolayı Türel'e teşekkür ziyaretinde bulundu.
Ziyarette yaptığı konuşmada, güreş takımının yakaladığı başarıyla iftihar ettiğini belirten Türel, "Hepinizi şampiyon güreşçiler olarak görüyorum. Benim hayalim bütün boylarda bizim sporcularımız yarışsın, birinci de ikinci de bizden olsun. Amacımız kendi sporcularımızı yetiştirmek. 10 sene önce bu işe ciddi bir yatırım yapmaya karar verdiğimde 70 kişilik bir güreşçi ordumuz vardı. Hayalimiz, şu anda takımımızda büyük umut vaat eden Batu, Hakkı ve Nail gibi sporcularımızı yetiştirip yukarılara çıkarmaktı. Kırkpınar’da beş arkadaşımız birincilik kazandı. Ancak her boydan birincilik almalıyız. Hedefimiz hep birincilik olmalı, ikincilik bizlere yakışmaz." ifadelerini kullandı.

 

Antalyaspor Koleji kurulacak
Güreş altyapısına önem verdiklerini vurgulayan Türel, Serik'te bir kamp merkezinin tamamlandığını, Orman Bölge Müdürlüğündeki spor salonu projesinin yakında ihaleye çıkarılacağını aktardı. Türel, projede güreş, basketbol, voleybol ve hentbol için ayrı salon planlandığını belirtti. "Türkiye'nin ilk spor kolejini Antalya'ya kazandıracağız." diyen Türel, kolejin, spor akademileri ve liseleri ile karıştırılmaması gerektiğinin altını çizdi.
Dünyada sadece Ajax, Barcelona ve Partizan kulüplerinin sporcularını kolejle yetiştirdiğini anlatan Türel, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Araştırdık, en iyisi Partizan'ın kolejiymiş. Biz onlardan da daha iyisini yapacağız. Öncelikle 5 yaşındaki çocuğu eğitmeye başlayıp kan ve kemik testi yapıyorlar ve vücut yapısı inceleniyor. Çocuklar sonra yetenek testine tabi tutuluyor ve 5 yaşında koleje giriyor, gıdasından eğitimine kadar en kaliteli eğitimi alıyor. Dünyaca ünlü futbolcu Messi 13 yaşında Barcelona'nın yetenek sınavına girip spor kolejine gidiyor. Orada da yetişip dünya yıldızı Messi oluyor. Sporcular hem ilmi hem de sportif eğitim ve ahlakı ile yetişiyor."
Türel, spor kolejinin güreş, futbol, yüzme, basketbol, atletizm ve cimnastik gibi branşlarda eğitim vereceğini, isminin de "Antalyaspor Koleji" olacağını kaydetti.


> Türkiye'nin ilk spor koleji açılıyor

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Türel, "Araştırdık, en iyisi Partizan'ın kolejiymiş. Biz onlardan da daha iyisini yapacağız." dedi.

 

menderes_turelBelediyeden yapılan yazılı açıklamaya göre, 655. Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nde takım halinde şampiyon olan Büyükşehir Belediyesi ASAT Güreş Takımı'nın sporcuları, verdiği destekten dolayı Türel'e teşekkür ziyaretinde bulundu.
Ziyarette yaptığı konuşmada, güreş takımının yakaladığı başarıyla iftihar ettiğini belirten Türel, "Hepinizi şampiyon güreşçiler olarak görüyorum. Benim hayalim bütün boylarda bizim sporcularımız yarışsın, birinci de ikinci de bizden olsun. Amacımız kendi sporcularımızı yetiştirmek. 10 sene önce bu işe ciddi bir yatırım yapmaya karar verdiğimde 70 kişilik bir güreşçi ordumuz vardı. Hayalimiz, şu anda takımımızda büyük umut vaat eden Batu, Hakkı ve Nail gibi sporcularımızı yetiştirip yukarılara çıkarmaktı. Kırkpınar’da beş arkadaşımız birincilik kazandı. Ancak her boydan birincilik almalıyız. Hedefimiz hep birincilik olmalı, ikincilik bizlere yakışmaz." ifadelerini kullandı.

 

Antalyaspor Koleji kurulacak
Güreş altyapısına önem verdiklerini vurgulayan Türel, Serik'te bir kamp merkezinin tamamlandığını, Orman Bölge Müdürlüğündeki spor salonu projesinin yakında ihaleye çıkarılacağını aktardı. Türel, projede güreş, basketbol, voleybol ve hentbol için ayrı salon planlandığını belirtti. "Türkiye'nin ilk spor kolejini Antalya'ya kazandıracağız." diyen Türel, kolejin, spor akademileri ve liseleri ile karıştırılmaması gerektiğinin altını çizdi.
Dünyada sadece Ajax, Barcelona ve Partizan kulüplerinin sporcularını kolejle yetiştirdiğini anlatan Türel, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Araştırdık, en iyisi Partizan'ın kolejiymiş. Biz onlardan da daha iyisini yapacağız. Öncelikle 5 yaşındaki çocuğu eğitmeye başlayıp kan ve kemik testi yapıyorlar ve vücut yapısı inceleniyor. Çocuklar sonra yetenek testine tabi tutuluyor ve 5 yaşında koleje giriyor, gıdasından eğitimine kadar en kaliteli eğitimi alıyor. Dünyaca ünlü futbolcu Messi 13 yaşında Barcelona'nın yetenek sınavına girip spor kolejine gidiyor. Orada da yetişip dünya yıldızı Messi oluyor. Sporcular hem ilmi hem de sportif eğitim ve ahlakı ile yetişiyor."
Türel, spor kolejinin güreş, futbol, yüzme, basketbol, atletizm ve cimnastik gibi branşlarda eğitim vereceğini, isminin de "Antalyaspor Koleji" olacağını kaydetti.


Son Güncelleme: Çarşamba, 03 Ağustos 2016 17:17

Gösterim: 1164

Maliye Bakanlığından, FETÖ ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle kapatılan özel okullara ilişkin, veliler tarafından ödenen kayıt ücretlerinin iadesine ilişkin yapılan bir çalışma bulunmadığı bildirildi.

 

maliye_bakanligiSöz konusu haberde, Maliye Bakanlığı tarafından, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile irtibatlı olduğu belirtilen ve bu nedenle kapatılan özel okullara kayıtiçin para yatıran velilere ödeme yapılmasına ilişkin bazı alternatifler üzerinde durulduğu, ancak henüz bir karar verilmediğinin ifade edildiği anımsatılan açıklamada, "667 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname" çerçevesinde kapatılan okullara ait taşınmazlar ve diğer varlıkların Hazine’ye devredildiğine dikkat çekildi.
Açıklamada, "Maliye Bakanlığı olarak, bu devir işlemleri yapılmış olup, söz konusu varlıklara ilişkin diğer işlemlere devam edilmektedir. Söz konusu haberde yer aldığı şekliyle, Bakanlığımızca, veliler tarafından ödenen kayıt ücretlerinin iadesine ilişkin yapılmakta olan bir çalışma bulunmamaktadır." ifadelerine yer verildi.


> Okul kayıt ücretleri iade edilecek mi?

Maliye Bakanlığından, FETÖ ile irtibatlı olduğu gerekçesiyle kapatılan özel okullara ilişkin, veliler tarafından ödenen kayıt ücretlerinin iadesine ilişkin yapılan bir çalışma bulunmadığı bildirildi.

 

maliye_bakanligiSöz konusu haberde, Maliye Bakanlığı tarafından, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile irtibatlı olduğu belirtilen ve bu nedenle kapatılan özel okullara kayıtiçin para yatıran velilere ödeme yapılmasına ilişkin bazı alternatifler üzerinde durulduğu, ancak henüz bir karar verilmediğinin ifade edildiği anımsatılan açıklamada, "667 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname" çerçevesinde kapatılan okullara ait taşınmazlar ve diğer varlıkların Hazine’ye devredildiğine dikkat çekildi.
Açıklamada, "Maliye Bakanlığı olarak, bu devir işlemleri yapılmış olup, söz konusu varlıklara ilişkin diğer işlemlere devam edilmektedir. Söz konusu haberde yer aldığı şekliyle, Bakanlığımızca, veliler tarafından ödenen kayıt ücretlerinin iadesine ilişkin yapılmakta olan bir çalışma bulunmamaktadır." ifadelerine yer verildi.


Son Güncelleme: Çarşamba, 03 Ağustos 2016 13:07

Gösterim: 1465

YÖK'ten, KHK ile kapatılan üniversitelerin öğrencilerine ilişkin, "Bu yıla mahsus olmak üzere tüm üniversitelerin, istedikleri takdirde yatay geçişteki taban puan şartını kaldırmasına karar verilmiştir." denildi.

 

yokYÖK'ün yazılı açıklamasında, 667 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 15 vakıf üniversitesinin kapatıldığı, bu üniversitelerde kayıtlı öğrencilerin YÖK tarafından diğer üniversitelere yerleştirileceği, bu şekilde yerleştirilen öğrencilerin, mezun oluncaya kadar ilgili vakıf yükseköğretim kurumlarına ödemeleri gereken ücretleri, yerleştirileceği devlet veya vakıf üniversitesine ödemeye devam edeceklerinin hükme bağlandığı hatırlatıldı.
YÖK Genel Kurulunda alınan kararla, kapatılan üniversitelerin öğrencilerinin hangi üniversitelere yerleştirileceğinin karara bağlandığı ve kapatılan üniversite öğrencilerinin aynı ildeki devlet veya vakıf üniversitesine yerleştirildiği anlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Kapatılan üniversite öğrencilerinin yerleştirilmelerine ilişkin almış olduğumuz kararlara yapılan eleştiri ve yaşanan tartışmalar tarafımızca izlenmektedir ve konuya ilişkin yeni bir karar almamızı da gerekli kılmıştır. Zor durumlar zorunlu tedbirleri almayı gerektirir. Bu sorunun tüm taraflar açısından en az zarar görecek şekilde çözülmesine çalışılmaktadır. Alınan kararın sadece lisans ve ön lisans öğrencileriyle sınırlı olmadığı, lisansüstü (yüksek lisans, doktora, tıpta uzmanlık gibi) ve ayrıca önemli miktarda yabancı uyruklu öğrencileri de kapsadığı unutulmamalıdır. Kapatılan üniversitelerin öğrencilerinin almış olduğu dersler, notlar, sınavlar, mazeretler de dahil olmak üzere bütün verilerin de bir merkezden yürütülmesi bu sürecin sıhhatli yürütülmesinin gerekliliğidir."

 

İntibak eğitimi

 

YÖK'ün açıklamasında, bu durumdaki öğrencilerin yerleştirildikleri yükseköğretim kurumundaki eğitim öğretimin gerektirdiği intibak süreci kapsamında eğitimlerine devam edebileceklerine işaret edilerek, "Bu öğrencilerin aktarıldığı devlet üniversiteleri, gerekli gördükleri takdirde kendi marka değerini korumak maksadıyla ek dersler veya sınavlarla intibak sürecini gerçekleştirebilecektir." değerlendirmesinde bulunuldu.
Bu öğrencilerin aktarımları sonrasında aynı sınıflarda öğrenci mevcudu artışı yaşanmayacağı, eğitim kalitesinde ve niteliğinde herhangi bir düşme olmayacağı, üniversitelerin gerektiği takdirde şube açabileceği anlatılan açıklamada, yerleştirme yapılan devlet üniversitelerinde kapatılan vakıf üniversitelerinin kampüslerinin tahsisiyle fiziki mekan artışının söz konusu olduğu ve bu kapsamda gerekli diğer tüm tedbirlerin ilgili üniversitelerce alındığı aktarıldı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Ayrıca bu öğrenciler, her ne kadar nakledildikleri üniversitelerin diplomalarını alacak olsalar da diplomalarında ilk kayıt oldukları üniversitelerin de isimleri yazılı olacaktır. Bununla birlikte konuya ilişkin kamuoyunda yaşanan tartışmalar ve eleştiriler dikkate alınarak bu yıla ve sadece bu öğrencilere mahsus olmak üzere başta vakıf üniversiteleri olmak üzere tüm üniversitelerin istedikleri takdirde yatay geçişteki taban puan şartını kaldırmasına karar verilmiştir. Alınan bu karar, başta vakıf üniversitelerine olmak üzere yatay geçiş imkanı sağlayacak ve teşvik edecektir.
Yükseköğretim Kurulu olarak eğitim ve öğretimin ve diplomaların niteliğinin düşmemesine önem vermekteyiz. Yeni YÖK’ün son bir buçuk yıldan beri almış olduğu kararlar ve süreçler bunun teminatıdır. Son günlerde yaşamış olduğumuz şartlar dahilinde bile bunu gözetmekteyiz."


> YÖK geçişler için taban puanları kaldırdı

YÖK'ten, KHK ile kapatılan üniversitelerin öğrencilerine ilişkin, "Bu yıla mahsus olmak üzere tüm üniversitelerin, istedikleri takdirde yatay geçişteki taban puan şartını kaldırmasına karar verilmiştir." denildi.

 

yokYÖK'ün yazılı açıklamasında, 667 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 15 vakıf üniversitesinin kapatıldığı, bu üniversitelerde kayıtlı öğrencilerin YÖK tarafından diğer üniversitelere yerleştirileceği, bu şekilde yerleştirilen öğrencilerin, mezun oluncaya kadar ilgili vakıf yükseköğretim kurumlarına ödemeleri gereken ücretleri, yerleştirileceği devlet veya vakıf üniversitesine ödemeye devam edeceklerinin hükme bağlandığı hatırlatıldı.
YÖK Genel Kurulunda alınan kararla, kapatılan üniversitelerin öğrencilerinin hangi üniversitelere yerleştirileceğinin karara bağlandığı ve kapatılan üniversite öğrencilerinin aynı ildeki devlet veya vakıf üniversitesine yerleştirildiği anlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Kapatılan üniversite öğrencilerinin yerleştirilmelerine ilişkin almış olduğumuz kararlara yapılan eleştiri ve yaşanan tartışmalar tarafımızca izlenmektedir ve konuya ilişkin yeni bir karar almamızı da gerekli kılmıştır. Zor durumlar zorunlu tedbirleri almayı gerektirir. Bu sorunun tüm taraflar açısından en az zarar görecek şekilde çözülmesine çalışılmaktadır. Alınan kararın sadece lisans ve ön lisans öğrencileriyle sınırlı olmadığı, lisansüstü (yüksek lisans, doktora, tıpta uzmanlık gibi) ve ayrıca önemli miktarda yabancı uyruklu öğrencileri de kapsadığı unutulmamalıdır. Kapatılan üniversitelerin öğrencilerinin almış olduğu dersler, notlar, sınavlar, mazeretler de dahil olmak üzere bütün verilerin de bir merkezden yürütülmesi bu sürecin sıhhatli yürütülmesinin gerekliliğidir."

 

İntibak eğitimi

 

YÖK'ün açıklamasında, bu durumdaki öğrencilerin yerleştirildikleri yükseköğretim kurumundaki eğitim öğretimin gerektirdiği intibak süreci kapsamında eğitimlerine devam edebileceklerine işaret edilerek, "Bu öğrencilerin aktarıldığı devlet üniversiteleri, gerekli gördükleri takdirde kendi marka değerini korumak maksadıyla ek dersler veya sınavlarla intibak sürecini gerçekleştirebilecektir." değerlendirmesinde bulunuldu.
Bu öğrencilerin aktarımları sonrasında aynı sınıflarda öğrenci mevcudu artışı yaşanmayacağı, eğitim kalitesinde ve niteliğinde herhangi bir düşme olmayacağı, üniversitelerin gerektiği takdirde şube açabileceği anlatılan açıklamada, yerleştirme yapılan devlet üniversitelerinde kapatılan vakıf üniversitelerinin kampüslerinin tahsisiyle fiziki mekan artışının söz konusu olduğu ve bu kapsamda gerekli diğer tüm tedbirlerin ilgili üniversitelerce alındığı aktarıldı.
Açıklamada, şunlar kaydedildi: "Ayrıca bu öğrenciler, her ne kadar nakledildikleri üniversitelerin diplomalarını alacak olsalar da diplomalarında ilk kayıt oldukları üniversitelerin de isimleri yazılı olacaktır. Bununla birlikte konuya ilişkin kamuoyunda yaşanan tartışmalar ve eleştiriler dikkate alınarak bu yıla ve sadece bu öğrencilere mahsus olmak üzere başta vakıf üniversiteleri olmak üzere tüm üniversitelerin istedikleri takdirde yatay geçişteki taban puan şartını kaldırmasına karar verilmiştir. Alınan bu karar, başta vakıf üniversitelerine olmak üzere yatay geçiş imkanı sağlayacak ve teşvik edecektir.
Yükseköğretim Kurulu olarak eğitim ve öğretimin ve diplomaların niteliğinin düşmemesine önem vermekteyiz. Yeni YÖK’ün son bir buçuk yıldan beri almış olduğu kararlar ve süreçler bunun teminatıdır. Son günlerde yaşamış olduğumuz şartlar dahilinde bile bunu gözetmekteyiz."


Son Güncelleme: Çarşamba, 03 Ağustos 2016 17:11

Gösterim: 1430

MEB Müsteşarı Tekin, KHK ile kapatılan askeri liselerdeki öğrencilerin nakil süreçlerine ilişkin, "O dönem tabi olduğu sisteme göre, aldıkları puanlar üzerinden tercih hakkı vereceğiz." dedi.

 

askeri_liseler_1Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından çıkarılan "Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (KHK)" ile kapatılan özel okullar ve askeri liselerdeki öğrencilerin nakil sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakanlık olarak KHK ile kapatılan özel öğretim kurumlarındaki zorunlu eğitim çağındakiler ile KHK ile kapatılan askeri liseler ve astsubay hazırlama okullarındaki öğrencilerin yerleştirme süreçlerine ilişkin işlemler yürüttüklerini anlatan Tekin, her iki gruptaki öğrenciler için çok detaylı çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Kapatılan İstanbul Kuleli Askeri Lisesi, İzmir Maltepe Askeri Lisesi, Bursa Işıklar Askeri Lisesi, İstanbul Heybeliada Askeri Lisesi, Ankara Bando Astsubay Hazırlama Okulunda yaklaşık 5 bin öğrenci bulunduğunu bildiren Tekin, bu öğrencilerin nakil süreçlerine ilişkin bütün çalışmaları yaptıklarını ifade etti.
Daha önce benzer bir çalışmayı polis kolejindeki öğrenciler için de yaptıklarını anımsatan Tekin, askeri liselerdeki öğrencilerin herhangi bir mağduriyet yaşamamaları açısından tedbir aldıklarını bildirdi. Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçen yıl 9. sınıfta okuyup bu yıl 10. sınıfa geçen öğrencilerimiz, fen ve sosyal bilimler liseleri dışındaki bütün ortaöğretim kurumlarını tercih edebilecek. Fen ve sosyal bilimler liseleri 9. sınıftan itibaren farklı bir program uyguluyorlar. Dolayısıyla müfredat arasında uyumsuzluk açısından bu liseler hariç tutuldu. Örneğin Bando Mızıka Okulundaki çocuklar güzel sanatlar liselerine nakil yoluyla başvuru yapabilecek.
10. sınıfta müfredat farklılaşıyor. Meslek liselerinde, imam hatip liselerinde farklı bir müfredat uygulanıyor. Dolayısıyla 10. sınıftan 11'e, 11'den 12'ye geçen öğrenciler, sadece puanlarına uygun anadolu liselerine kayıt olabilecek."
Tekin, bu hafta içerisinde bütün nakil işlemlerini bitireceklerini belirterek, Genelkurmay Başkanlığının ilgili birimlerinden 5 okuldan 3'ünün listesini aldıklarını, diğer okullardaki listelerin de gün içerisinde gelmesini beklediklerini bildirdi.
İletişim bilgileri olan öğrencilerle temasa geçeceklerini ifade eden Tekin, "Bakan onayımızı hazırladık, listeler geldikten sonra bu öğrenciler il ve ilçelerdeki milli eğitim müdürlüklerinden nakil komisyonuna başvuracak ve yerleştirme işlemlerini yapacağız." bilgisini aktardı. 

 

Türkiye'nin her tarafında tercih yapabilecekler
Müsteşar Tekin, Türkiye’nin bazı illerindeki askeri liselerde 81 ilden öğrenci bulunduğunu, öğrencilerin bir kısmının sırf askeri liselerde okumak için memleketlerinden geldiğini anımsattı.  Kapatılan askeri okullardaki öğrencilere tercih hakkı vereceklerini bildiren Tekin, bu öğrencilerin ülke geneline istediği ili tercih edebileceğini söyledi. Yerleştirmelerde öğrencilerin puanlarının dikkate alınacağını vurgulayan Tekin, "Askeri liselerde okuyan öğrencilerin, endişeye kapılmasına gerek yok." ifadesini kullandı. 
Öğrencilerin 8'inci sınıfı bitirdiğinde merkezi sınavlara girdiğini anımsatan Tekin, "O zamanki adıyla SBS veya TEOG, o dönem tabi olduğu sisteme göre, aldıkları puanlar üzerinden kendilerine tercih hakkı vereceğiz. Diyelim ki öğrenci, taban puanı 470 olan bir anadolu lisesine girmek istiyorsa puanı yetiyorsa oraya girecek, yetmiyorsa puanına uygun bir lise türü her ne ise oraya yerleşecek." diye konuştu. 

 

Kapatılan özel okul öğrencilerinin nakilleri

 

Kapatılan özel okullardaki öğrencilerin ise e-okul sisteminde bilgilerinin bulunduğunu, eğitim öğretim hayatlarının her döneminde de nakil hakları olduğunu ifade eden Tekin, "İstedikleri her daim, her gün nakil ekranlarından başvurularını yapıp puanlarına göre bir okula yerleşebilecek durumdalar." diye konuştu. Kapatılan okullardaki öğrencilerin resmi okullara kontenjan koşulu aranmaksızın yerleştirileceklerini bildiren Tekin, şunları kaydetti: "Örneğin, 34 kontenjanlık sınıfta, 2 öğrenci ayrılmış, 2 kişilik boş kontenjan var. Bu iki kişilik boş kontenjan, bizim normal nakil prosedürüne tabi çocuklar için ayrıldı. 34 artı kontenjan koşulu aranmaksızın kapatılan okullardaki çocuklar başvuru yapabilecekler. Puanlarına ve okul türleri uygun okullara yerleştirilecekler. İlkokul ve ortaokullarla ilgili zaten bir sıkıntı yok çünkü, adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre bu çocuklar, evlerine en yakın okullara yerleştirilmiş olacaklar. Hiçbir sıkıntı olmaksızın, hiçkimse mağdur olmaksızın çocuklarımız eğitim öğretim hayatlarına devam edecekler, zorunlu eğitim sürecini tamamlamış olacaklar."


> Askeri öğrencilere Anadolu liselerine kayıt hakkı

MEB Müsteşarı Tekin, KHK ile kapatılan askeri liselerdeki öğrencilerin nakil süreçlerine ilişkin, "O dönem tabi olduğu sisteme göre, aldıkları puanlar üzerinden tercih hakkı vereceğiz." dedi.

 

askeri_liseler_1Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından çıkarılan "Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (KHK)" ile kapatılan özel okullar ve askeri liselerdeki öğrencilerin nakil sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakanlık olarak KHK ile kapatılan özel öğretim kurumlarındaki zorunlu eğitim çağındakiler ile KHK ile kapatılan askeri liseler ve astsubay hazırlama okullarındaki öğrencilerin yerleştirme süreçlerine ilişkin işlemler yürüttüklerini anlatan Tekin, her iki gruptaki öğrenciler için çok detaylı çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Kapatılan İstanbul Kuleli Askeri Lisesi, İzmir Maltepe Askeri Lisesi, Bursa Işıklar Askeri Lisesi, İstanbul Heybeliada Askeri Lisesi, Ankara Bando Astsubay Hazırlama Okulunda yaklaşık 5 bin öğrenci bulunduğunu bildiren Tekin, bu öğrencilerin nakil süreçlerine ilişkin bütün çalışmaları yaptıklarını ifade etti.
Daha önce benzer bir çalışmayı polis kolejindeki öğrenciler için de yaptıklarını anımsatan Tekin, askeri liselerdeki öğrencilerin herhangi bir mağduriyet yaşamamaları açısından tedbir aldıklarını bildirdi. Tekin, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçen yıl 9. sınıfta okuyup bu yıl 10. sınıfa geçen öğrencilerimiz, fen ve sosyal bilimler liseleri dışındaki bütün ortaöğretim kurumlarını tercih edebilecek. Fen ve sosyal bilimler liseleri 9. sınıftan itibaren farklı bir program uyguluyorlar. Dolayısıyla müfredat arasında uyumsuzluk açısından bu liseler hariç tutuldu. Örneğin Bando Mızıka Okulundaki çocuklar güzel sanatlar liselerine nakil yoluyla başvuru yapabilecek.
10. sınıfta müfredat farklılaşıyor. Meslek liselerinde, imam hatip liselerinde farklı bir müfredat uygulanıyor. Dolayısıyla 10. sınıftan 11'e, 11'den 12'ye geçen öğrenciler, sadece puanlarına uygun anadolu liselerine kayıt olabilecek."
Tekin, bu hafta içerisinde bütün nakil işlemlerini bitireceklerini belirterek, Genelkurmay Başkanlığının ilgili birimlerinden 5 okuldan 3'ünün listesini aldıklarını, diğer okullardaki listelerin de gün içerisinde gelmesini beklediklerini bildirdi.
İletişim bilgileri olan öğrencilerle temasa geçeceklerini ifade eden Tekin, "Bakan onayımızı hazırladık, listeler geldikten sonra bu öğrenciler il ve ilçelerdeki milli eğitim müdürlüklerinden nakil komisyonuna başvuracak ve yerleştirme işlemlerini yapacağız." bilgisini aktardı. 

 

Türkiye'nin her tarafında tercih yapabilecekler
Müsteşar Tekin, Türkiye’nin bazı illerindeki askeri liselerde 81 ilden öğrenci bulunduğunu, öğrencilerin bir kısmının sırf askeri liselerde okumak için memleketlerinden geldiğini anımsattı.  Kapatılan askeri okullardaki öğrencilere tercih hakkı vereceklerini bildiren Tekin, bu öğrencilerin ülke geneline istediği ili tercih edebileceğini söyledi. Yerleştirmelerde öğrencilerin puanlarının dikkate alınacağını vurgulayan Tekin, "Askeri liselerde okuyan öğrencilerin, endişeye kapılmasına gerek yok." ifadesini kullandı. 
Öğrencilerin 8'inci sınıfı bitirdiğinde merkezi sınavlara girdiğini anımsatan Tekin, "O zamanki adıyla SBS veya TEOG, o dönem tabi olduğu sisteme göre, aldıkları puanlar üzerinden kendilerine tercih hakkı vereceğiz. Diyelim ki öğrenci, taban puanı 470 olan bir anadolu lisesine girmek istiyorsa puanı yetiyorsa oraya girecek, yetmiyorsa puanına uygun bir lise türü her ne ise oraya yerleşecek." diye konuştu. 

 

Kapatılan özel okul öğrencilerinin nakilleri

 

Kapatılan özel okullardaki öğrencilerin ise e-okul sisteminde bilgilerinin bulunduğunu, eğitim öğretim hayatlarının her döneminde de nakil hakları olduğunu ifade eden Tekin, "İstedikleri her daim, her gün nakil ekranlarından başvurularını yapıp puanlarına göre bir okula yerleşebilecek durumdalar." diye konuştu. Kapatılan okullardaki öğrencilerin resmi okullara kontenjan koşulu aranmaksızın yerleştirileceklerini bildiren Tekin, şunları kaydetti: "Örneğin, 34 kontenjanlık sınıfta, 2 öğrenci ayrılmış, 2 kişilik boş kontenjan var. Bu iki kişilik boş kontenjan, bizim normal nakil prosedürüne tabi çocuklar için ayrıldı. 34 artı kontenjan koşulu aranmaksızın kapatılan okullardaki çocuklar başvuru yapabilecekler. Puanlarına ve okul türleri uygun okullara yerleştirilecekler. İlkokul ve ortaokullarla ilgili zaten bir sıkıntı yok çünkü, adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre bu çocuklar, evlerine en yakın okullara yerleştirilmiş olacaklar. Hiçbir sıkıntı olmaksızın, hiçkimse mağdur olmaksızın çocuklarımız eğitim öğretim hayatlarına devam edecekler, zorunlu eğitim sürecini tamamlamış olacaklar."


Son Güncelleme: Salı, 02 Ağustos 2016 14:10

Gösterim: 1843


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.