Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 45 yıl önce eğitim gördüğü Eskişehir Anadolu Lisesi’nde öğrencilerle bir araya gelerek öğrencilik yıllarında ders gördüğü sınıftaki sırasına oturdu.
Eskişehir ziyaretleri kapsamında eğitim gördüğü okulu da unutmayan Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 1971 yılında mezun olduğu Eskişehir Anadolu Lisesi'nde öğrencilerle bir araya geldi.
Bakan Avcı'yı, okulunu girişinde öğrenciler çiçeklerle karşıladı. Daha sonra okul ziyaretçi defterine okul numarasını yazan Bakan Avcı, ziyaret edilecek kısmına ise "Tüm okul" yazdı. Bakan Avcı'yı, öğrenim gördüğü sınıfta öğrenciler tezahüratlarla karşıladı.
Bakan Avcı, öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, ziyaretten dolayı duygu dolu anlar yaşadığını belirterek, okul sıralarından ayrılmasının üzerinden 45 yılın geçtiğini vurguladı.
Bütün arkadaşlarımı, numaralarıyla oturduğu yerleri tek tek hatırlıyorum
Bakan Avcı, öğrencilere hitaben, "İnşallah siz de 40 sene sonra 50 sene sonra buraya sizi böyle coşkuyla karşılayan çocuklarla buluşmak için gelirsiniz. Galiba tam da bu sınıftı bizim sınıfımız. Bütün arkadaşlarımın nerelerde oturduğunu biliyorum. Önde çalışkan arkadaşlarımız otururdu. Biz arkada otururduk yani çok çalışkan değildik. Bir de burada sıranın altında istediğimiz kadar kaçak kitap okuma fırsatımız vardı. Bu vesileyle hem o arkadaşlarımı anıyorum hem de öğretmenlerimizi, her birini. İçlerinden bazıları tabii rahmete kavuştu onları rahmetle anıyorum. Sağ olanlara da sağlıklı günler diliyorum. Size de zihin açıklığı diliyorum. Yolunuz açık olsun. Hep böyle coşkulu olun, hep böyle neşeli olun, sağlık içinde huzur içinde” diye konuştu.
Öğretmenlerimin hiçbirini unutmadım
Bakan Avcı konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Burada daha önce bir mezuniyet töreninde de söyledim. Şimdi bana sorsanız 'ilkokula başlarken Millî Eğitim Bakanı kimdi?' Hatırlamıyorum. Ortaokulda kimdi? Onu da bilmiyorum. Lisedeyken kimdi? Onu da bilmiyorum ama öğretmenlerimin hiçbirini unutmuyorum. Hepsinin isimleriyle, eşlerinin adlarıyla, varsa çocuklarının adlarıyla bütün öğretmenlerimi hatırlıyorum. Siz de ilkokul öğretmenlerinizi unutmadınız değil mi? Millî Eğitim Bakanlığı gelip geçici ama öğretmenler hep kalıyor, onlar unutulmuyor. O yüzden öğretmenlerinizin değerini bilin. Arkadaşlıklarınızın değerini bilin. Bütün arkadaşlarımı hatırlıyorum numaralarıyla, 499 Abdulkadir Kocadağ, 314 Nuket burada oturuyordu."
Öğrencilerle fotoğraf çektiren Bakan Avcı, daha sonra öğrencilerle beraber "Heyo kolejliyiz, kolejli" tezahüratında bulundu.
Bakan Avcı, daha sonra Millî Eğitim Bakanlığının Eğitim Bilişim Ağı (EBA) programının öğrencilere ve öğrenci velilerine anlatıldığı seminere katıldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 45 yıl önce eğitim gördüğü Eskişehir Anadolu Lisesi’nde öğrencilerle bir araya gelerek öğrencilik yıllarında ders gördüğü sınıftaki sırasına oturdu.
Eskişehir ziyaretleri kapsamında eğitim gördüğü okulu da unutmayan Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 1971 yılında mezun olduğu Eskişehir Anadolu Lisesi'nde öğrencilerle bir araya geldi.
Bakan Avcı'yı, okulunu girişinde öğrenciler çiçeklerle karşıladı. Daha sonra okul ziyaretçi defterine okul numarasını yazan Bakan Avcı, ziyaret edilecek kısmına ise "Tüm okul" yazdı. Bakan Avcı'yı, öğrenim gördüğü sınıfta öğrenciler tezahüratlarla karşıladı.
Bakan Avcı, öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, ziyaretten dolayı duygu dolu anlar yaşadığını belirterek, okul sıralarından ayrılmasının üzerinden 45 yılın geçtiğini vurguladı.
Bütün arkadaşlarımı, numaralarıyla oturduğu yerleri tek tek hatırlıyorum
Bakan Avcı, öğrencilere hitaben, "İnşallah siz de 40 sene sonra 50 sene sonra buraya sizi böyle coşkuyla karşılayan çocuklarla buluşmak için gelirsiniz. Galiba tam da bu sınıftı bizim sınıfımız. Bütün arkadaşlarımın nerelerde oturduğunu biliyorum. Önde çalışkan arkadaşlarımız otururdu. Biz arkada otururduk yani çok çalışkan değildik. Bir de burada sıranın altında istediğimiz kadar kaçak kitap okuma fırsatımız vardı. Bu vesileyle hem o arkadaşlarımı anıyorum hem de öğretmenlerimizi, her birini. İçlerinden bazıları tabii rahmete kavuştu onları rahmetle anıyorum. Sağ olanlara da sağlıklı günler diliyorum. Size de zihin açıklığı diliyorum. Yolunuz açık olsun. Hep böyle coşkulu olun, hep böyle neşeli olun, sağlık içinde huzur içinde” diye konuştu.
Öğretmenlerimin hiçbirini unutmadım
Bakan Avcı konuşmasının devamında şunları kaydetti: “Burada daha önce bir mezuniyet töreninde de söyledim. Şimdi bana sorsanız 'ilkokula başlarken Millî Eğitim Bakanı kimdi?' Hatırlamıyorum. Ortaokulda kimdi? Onu da bilmiyorum. Lisedeyken kimdi? Onu da bilmiyorum ama öğretmenlerimin hiçbirini unutmuyorum. Hepsinin isimleriyle, eşlerinin adlarıyla, varsa çocuklarının adlarıyla bütün öğretmenlerimi hatırlıyorum. Siz de ilkokul öğretmenlerinizi unutmadınız değil mi? Millî Eğitim Bakanlığı gelip geçici ama öğretmenler hep kalıyor, onlar unutulmuyor. O yüzden öğretmenlerinizin değerini bilin. Arkadaşlıklarınızın değerini bilin. Bütün arkadaşlarımı hatırlıyorum numaralarıyla, 499 Abdulkadir Kocadağ, 314 Nuket burada oturuyordu."
Öğrencilerle fotoğraf çektiren Bakan Avcı, daha sonra öğrencilerle beraber "Heyo kolejliyiz, kolejli" tezahüratında bulundu.
Bakan Avcı, daha sonra Millî Eğitim Bakanlığının Eğitim Bilişim Ağı (EBA) programının öğrencilere ve öğrenci velilerine anlatıldığı seminere katıldı.
Son Güncelleme: Salı, 27 Ekim 2015 10:22
Gösterim: 1537
Yaklaşık dört hafta önce eğitim vermeye başlayan okullarda birçok öğrencinin yaralanması ya da kaza tehlikesi atlatması okullardaki iş güvenliğinin tartışılmasına yol açtı. Temmuz 2016 tarihi itibariyle okullarda da devreye girecek olan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ise okulda görevli olan öğretmen ve memur sayılarına göre uygulanacak. Güvenbir OSGB Genel Müdürü ve İşyeri Hekimi Dr. Ali Çolak, oluşabilecek kazalara karşı ne gibi önlemler alınabileceğini açıkladı.
Okullar açılalı henüz dört hafta oldu ancak ülkenin farklı noktalarında birçok öğrenci okullarda yaralandı ya da kaza tehlikesi atlattı. Çorum’da bir öğrencinin koluna kapı kolu saplandı, Rize’de ise eğitimin olduğu bir ilkokulda kurulan demir iskele ile dış cephe çalışmaları yapıldı.
Yaşanan bu kazalar ve alınmayan önlemler okullardaki iş güvenliğinin tartışılmasına yol açtı. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun Temmuz 2016 itibariyle okullarda da uygulanmaya başlayacağını söyleyen Güvenbir OSGB Genel Müdürü ve İşyeri Hekimi Dr. Ali Çolak, uygulamanın yürürlüğe girmesinin ardından okullarda yaşanabilecek kazalardan okul yönetimlerinin sorumlu olacağını söyledi.
Öğrenci Sayısı Göz Önünde Bulundurulmalı
Uygulamaya göre, 50’den fazla öğretmen ve personelin bulunduğu okullarda işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları bulunması gerekecek.
Uygulamanın, eğitim ortamlarını daha sağlıklı ve güvenli olması için planlandığını, ancak sadece okullardaki öğretmen ve personel sayılarının dikkate alındığını belirten Dr. Ali Çolak, düzenlemenin okullardaki tüm kişileri yani öğrencileri de kapması gerektiğini ifade etti.
Okul İçi Tasarım Çok Önemli
Öğrencilerin güvenliği için özellikle okul içinde ve bahçesinde, olası kazaların önüne geçebilecek önlemler alınmasının gerekli olduğunu söyleyen Dr. Çolak, “Okullardaki kapı kolları yuvarlak, masa ve sandalye uçları keskin olmayacak şekilde tasarlanmalıdır. Aynı zamanda merdiven korkulukları, merdiven basamakları, lavabo aynaları ve okul araç-gereçleri olası bir kaza halinde öğrencilere zarar vermeyecek şekilde düzenlenmelidir” şeklinde konuştu.
Psikolojik Danışmanlar Da Olmalı
Dr. Ali Çolak, okullarda iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin dışında psikolojik danışmanların da olmasının gerekliliğinden bahsetti. Özellikle ergenlik döneminin öğrenciler için en kırılgan dönem olduğunun altını çizen Dr. Çolak, profesyonel danışmanların öğrencilere destek olarak, yaşayabilecekleri problemleri aşmaları konusunda yardımcı olabileceğini söyledi.
Okullarda Dikkat Edilmesi Gereken Bazı Detaylar
- Yangınla ilgili tedbirler alındı mı?
- Acil durum eylem planı yapıldı mı?
- Risk analizi yapıldı mı?
- Çalışanların işe uygun sağlık raporları tamamlandı mı?
- Binanın elektrik tesisatı doğrudan erişime açık mı?
- Okul giriş çıkışlarında yeterli alan var mı?
- Pencereler düşme tehlikesi barındırıyor mu?
- Prizler korumalı mı, okul duvarlarındaki korkuluklarının ucu sivri mi?
- Tuvaletlerde kaygan zemine karşı önlem var mı?
- Lavabo ve aynalar sağlam takılmış mı?
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yaklaşık dört hafta önce eğitim vermeye başlayan okullarda birçok öğrencinin yaralanması ya da kaza tehlikesi atlatması okullardaki iş güvenliğinin tartışılmasına yol açtı. Temmuz 2016 tarihi itibariyle okullarda da devreye girecek olan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ise okulda görevli olan öğretmen ve memur sayılarına göre uygulanacak. Güvenbir OSGB Genel Müdürü ve İşyeri Hekimi Dr. Ali Çolak, oluşabilecek kazalara karşı ne gibi önlemler alınabileceğini açıkladı.
Okullar açılalı henüz dört hafta oldu ancak ülkenin farklı noktalarında birçok öğrenci okullarda yaralandı ya da kaza tehlikesi atlattı. Çorum’da bir öğrencinin koluna kapı kolu saplandı, Rize’de ise eğitimin olduğu bir ilkokulda kurulan demir iskele ile dış cephe çalışmaları yapıldı.
Yaşanan bu kazalar ve alınmayan önlemler okullardaki iş güvenliğinin tartışılmasına yol açtı. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun Temmuz 2016 itibariyle okullarda da uygulanmaya başlayacağını söyleyen Güvenbir OSGB Genel Müdürü ve İşyeri Hekimi Dr. Ali Çolak, uygulamanın yürürlüğe girmesinin ardından okullarda yaşanabilecek kazalardan okul yönetimlerinin sorumlu olacağını söyledi.
Öğrenci Sayısı Göz Önünde Bulundurulmalı
Uygulamaya göre, 50’den fazla öğretmen ve personelin bulunduğu okullarda işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları bulunması gerekecek.
Uygulamanın, eğitim ortamlarını daha sağlıklı ve güvenli olması için planlandığını, ancak sadece okullardaki öğretmen ve personel sayılarının dikkate alındığını belirten Dr. Ali Çolak, düzenlemenin okullardaki tüm kişileri yani öğrencileri de kapması gerektiğini ifade etti.
Okul İçi Tasarım Çok Önemli
Öğrencilerin güvenliği için özellikle okul içinde ve bahçesinde, olası kazaların önüne geçebilecek önlemler alınmasının gerekli olduğunu söyleyen Dr. Çolak, “Okullardaki kapı kolları yuvarlak, masa ve sandalye uçları keskin olmayacak şekilde tasarlanmalıdır. Aynı zamanda merdiven korkulukları, merdiven basamakları, lavabo aynaları ve okul araç-gereçleri olası bir kaza halinde öğrencilere zarar vermeyecek şekilde düzenlenmelidir” şeklinde konuştu.
Psikolojik Danışmanlar Da Olmalı
Dr. Ali Çolak, okullarda iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekiminin dışında psikolojik danışmanların da olmasının gerekliliğinden bahsetti. Özellikle ergenlik döneminin öğrenciler için en kırılgan dönem olduğunun altını çizen Dr. Çolak, profesyonel danışmanların öğrencilere destek olarak, yaşayabilecekleri problemleri aşmaları konusunda yardımcı olabileceğini söyledi.
Okullarda Dikkat Edilmesi Gereken Bazı Detaylar
- Yangınla ilgili tedbirler alındı mı?
- Acil durum eylem planı yapıldı mı?
- Risk analizi yapıldı mı?
- Çalışanların işe uygun sağlık raporları tamamlandı mı?
- Binanın elektrik tesisatı doğrudan erişime açık mı?
- Okul giriş çıkışlarında yeterli alan var mı?
- Pencereler düşme tehlikesi barındırıyor mu?
- Prizler korumalı mı, okul duvarlarındaki korkuluklarının ucu sivri mi?
- Tuvaletlerde kaygan zemine karşı önlem var mı?
- Lavabo ve aynalar sağlam takılmış mı?
Son Güncelleme: Pazartesi, 26 Ekim 2015 14:07
Gösterim: 1803
Van Gürpınar'da taşımalı ve yatılı eğitimi kabul etmeyen ailelerin okula göndermediği 7 çocuk için geçen yıl İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü 'ev okul' sistemini devreye soktu.
Van Gürpınar'da taşımalı ve yatılı eğitimi kabul etmeyen ailelerin okula göndermediği 7 çocuk için prefabrik derslik yapıldı.
İlçenin Sevindik mahallesine bağlı Toygun mezrasında yatılı ve taşımalı eğitime gönderilmeyen 7 öğrenci için geçen yıl İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü "ev okul" sistemini devreye soktu.
Mezrada belirlenen arsada köylüler arasında çıkan sorunlar nedeniyle okul yapımı iptal edilerek, 10 hane 50 nüfuslu yerleşim yerinde prefabrik derslik kuruldu.
İldeki prefabrik dersliği kamyon ve vinç yardımıyla yaklaşık 70 kilometre uzaklıktaki mezraya taşıyan ve köye kuran ekipler, öğrenci sıra ve masalarını sınıfa yerleştirdi.
Gürpınar Milli Eğitim Müdürü Ahmet Tunç yaptığı açıklamada, arazi sorununun giderilmesiyle yeni bir okul yapılacağını söyledi.
Mezrada eğitim gören 7 öğrencinin, ailelerinin başka okula göndermeyi istememeleri üzerine geçici süreliğine "ev okul"da eğitim gördüğünü anımsatan Tunç, "Okul için ödeneğimiz gelmişti. Ancak köyde arsa verilmemesi nedeniyle okulumuzu yapamadık. Arsa çalışmalarımız devam etmekte. Sorunu çözemediğimiz için geçici süreliğine buraya prefabrik derslik kurduk. Problemi çözer çözmez güzel bir okul yapacağız" dedi.
Önümüzdeki sene yeni okul yapılacak
Sevindik Mahallesi Muhtarı Maşallah Dinçer de sorunun yetkililerden kaynaklanmadığını ve geçen yıl okul yapılması için çalışma başlatıldığını hatırlattı.
Dinçer, şöyle konuştu:
"Geçen yıl Milli Eğitim Müdürümüz okul için elemanlarını gönderdi. Köylüler arasında tartışma çıktı. Yaşananlardan dolayı arazi belirlenemedi ve okul yapımı iptal edildi. Araziyi bu sene temin ettik. İnşallah önümüzdeki sene mahallemize yeni okul yapılacak. İhalesi de yapıldı. Gelecek yaz iki okulumuz da bitecek. Şu anda prefabrike derslik gönderdiler. Çok memnun kaldık. Allah ilgilenenlerden razı olsun."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Van Gürpınar'da taşımalı ve yatılı eğitimi kabul etmeyen ailelerin okula göndermediği 7 çocuk için geçen yıl İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü 'ev okul' sistemini devreye soktu.
Van Gürpınar'da taşımalı ve yatılı eğitimi kabul etmeyen ailelerin okula göndermediği 7 çocuk için prefabrik derslik yapıldı.
İlçenin Sevindik mahallesine bağlı Toygun mezrasında yatılı ve taşımalı eğitime gönderilmeyen 7 öğrenci için geçen yıl İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü "ev okul" sistemini devreye soktu.
Mezrada belirlenen arsada köylüler arasında çıkan sorunlar nedeniyle okul yapımı iptal edilerek, 10 hane 50 nüfuslu yerleşim yerinde prefabrik derslik kuruldu.
İldeki prefabrik dersliği kamyon ve vinç yardımıyla yaklaşık 70 kilometre uzaklıktaki mezraya taşıyan ve köye kuran ekipler, öğrenci sıra ve masalarını sınıfa yerleştirdi.
Gürpınar Milli Eğitim Müdürü Ahmet Tunç yaptığı açıklamada, arazi sorununun giderilmesiyle yeni bir okul yapılacağını söyledi.
Mezrada eğitim gören 7 öğrencinin, ailelerinin başka okula göndermeyi istememeleri üzerine geçici süreliğine "ev okul"da eğitim gördüğünü anımsatan Tunç, "Okul için ödeneğimiz gelmişti. Ancak köyde arsa verilmemesi nedeniyle okulumuzu yapamadık. Arsa çalışmalarımız devam etmekte. Sorunu çözemediğimiz için geçici süreliğine buraya prefabrik derslik kurduk. Problemi çözer çözmez güzel bir okul yapacağız" dedi.
Önümüzdeki sene yeni okul yapılacak
Sevindik Mahallesi Muhtarı Maşallah Dinçer de sorunun yetkililerden kaynaklanmadığını ve geçen yıl okul yapılması için çalışma başlatıldığını hatırlattı.
Dinçer, şöyle konuştu:
"Geçen yıl Milli Eğitim Müdürümüz okul için elemanlarını gönderdi. Köylüler arasında tartışma çıktı. Yaşananlardan dolayı arazi belirlenemedi ve okul yapımı iptal edildi. Araziyi bu sene temin ettik. İnşallah önümüzdeki sene mahallemize yeni okul yapılacak. İhalesi de yapıldı. Gelecek yaz iki okulumuz da bitecek. Şu anda prefabrike derslik gönderdiler. Çok memnun kaldık. Allah ilgilenenlerden razı olsun."
Son Güncelleme: Cumartesi, 24 Ekim 2015 14:40
Gösterim: 1631
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, üniversiteye giriş sınavıyla ilgili sistem değişikliği iddialarına ilişkin, "Çocuk liseye başlarken hangi sınava ne zaman gireceğini bilecek şekilde planlamalar yapılıyor. Dolayısıyla son dakikada maç devam ederken kural değiştirmek bizim defterimizde yok" dedi.
Avcı, çeşitli etkinlik ve ziyaretlere katılmak üzere geldiği Kütahya'da kent girişindeki bir restoranın önünde partililer ve ilgililer tarafından karşılandı. Daha sonra restorana giren Bakan Avcı, burada anneleriyle kahvaltıya gelen çocukları sevdi, onlara kalem hediye etti.
Daha sonra Nafi Güral Fen Lisesi'ne geçen Bakan Avcı, destek kursu gören öğrencileri sınıflarında ziyaret etti.
Öğrencilerle konuşan Avcı, son dönemlerde Milli Eğitim Bakanlığı ve sınavlarla ilgili ''Sistem değişiyormuş'' türünden pek çok asılsız haberlerin çıktığını söyledi.
Bakan Avcı, sistemle ilgili kesinlikle sürpriz değişikliklerin yapılmayacağını belirterek, "Üniversite sınavlarına siz bildiğiniz şekilde hazırlanmaya devam edeceksiniz. Sizin gireceğiniz sınavlarda herhangi bir değişiklik söz konusu değil. Çocuk liseye başlarken hangi sınava ne zaman gireceğini bilecek şekilde planlamalar yapılıyor. Dolayısıyla son dakikada maç devam ederken kural değiştirmek bizim defterimizde yok. Siz hiç endişe etmeyin" ifadelerini kullandı.
Geçmiş dönemlerde üniversiteye giriş sınavlarında çıkan soruların dershanelerde öğretilen teknikler üzerinden sorulduğuna dikkati çeken Avcı, "O yüzden çocuklar da daha çok dershaneye itimat ediyordu. Özellikle ikinci yarının son aylarında sınıflarda boşalmalar oluyordu. Şimdi öyle değil. Şimdi üniversite sınavlarında da sorular okulda, sınıfta, normal müfredatta edindiğiniz bilgiler üzerinden yani şimdi bu gördüğünüz konulardan çıkıyor ve çıkmaya devam edecek" diye konuştu.
Öğretmenlerimiz üniversite giriş sınavlarının soru hazırlama komisyonunda görev aldı
Bakan Avcı, önceden üniversiteye giriş sınavlarının akademisyenler tarafından hazırlandığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Şimdi biz ÖSYM ile birlikte öğretmenlerimizi, lise öğretmenlerimizi, branş öğretmenlerimizi de soru hazırlama komisyonlarında görevlendiriyoruz. 100'den fazla öğretmenimiz üniversite giriş sınavlarının soru hazırlama komisyonunda görev aldılar. Bu, sizin sınıfta öğrendikleriniz ağırlıklı olacak demektir. Dolayısıyla dersinize devam ediyorsanız, öğretmeninizi dinliyorsanız, gerekli sınıf içi çalışmaları yapıyorsanız ayrıca dershane, vesaire masrafına gerek kalmıyor. Buna rağmen 'Biraz daha takviyeye ihtiyacım var' dediğiniz zaman işte bu hafta sonu ücretsiz takviye kurslarımız var."
Eğitim Bilişim Ağı'nda (EBA) 150 binden fazla yardımcı ders materyalinin bulunduğunu vurgulayan Avcı, "Hangi dersten, hangi konudan takviyeye ihtiyaç duyuyorsanız onunla ilgili olarak istemediğiniz kadar yardımcı ders materyalleri var. Dolayısıyla sınıftaysanız, okuldaysanız, hadi yetmedi takviye kursuna geliyorsunuz. O da yetmedi EBA var. Artık bundan sonra annenize babanıza masraf ettirip bandrolsüz kitap almaya veya dershane diye... Gariban kadının bir ineği var onu satıp çocuğunu dershaneye gönderiyor. Çok şükür bu şey artık bitti. Şimdi ücretsiz kurslarımızda gereken takviyeyi devlet olarak yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Bakan Avcı, hafta sonu olmasına rağmen öğretmenlerin öğrencilerine ders anlattığını anımsatarak, "Bu para için yapılacak bir şey değil, tamamen öğrencilerine destek olmak için yaptıkları bir fedakarlık. Biz bunun maddi karşılığını çok fazla veremesek de siz öğretmenlerinizin sizler için yaptığı bu fedakarlığı bilin" dedi.
Avcı, konuşmaların ardından öğrencilere not defteri ve kalem hediye etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, üniversiteye giriş sınavıyla ilgili sistem değişikliği iddialarına ilişkin, "Çocuk liseye başlarken hangi sınava ne zaman gireceğini bilecek şekilde planlamalar yapılıyor. Dolayısıyla son dakikada maç devam ederken kural değiştirmek bizim defterimizde yok" dedi.
Avcı, çeşitli etkinlik ve ziyaretlere katılmak üzere geldiği Kütahya'da kent girişindeki bir restoranın önünde partililer ve ilgililer tarafından karşılandı. Daha sonra restorana giren Bakan Avcı, burada anneleriyle kahvaltıya gelen çocukları sevdi, onlara kalem hediye etti.
Daha sonra Nafi Güral Fen Lisesi'ne geçen Bakan Avcı, destek kursu gören öğrencileri sınıflarında ziyaret etti.
Öğrencilerle konuşan Avcı, son dönemlerde Milli Eğitim Bakanlığı ve sınavlarla ilgili ''Sistem değişiyormuş'' türünden pek çok asılsız haberlerin çıktığını söyledi.
Bakan Avcı, sistemle ilgili kesinlikle sürpriz değişikliklerin yapılmayacağını belirterek, "Üniversite sınavlarına siz bildiğiniz şekilde hazırlanmaya devam edeceksiniz. Sizin gireceğiniz sınavlarda herhangi bir değişiklik söz konusu değil. Çocuk liseye başlarken hangi sınava ne zaman gireceğini bilecek şekilde planlamalar yapılıyor. Dolayısıyla son dakikada maç devam ederken kural değiştirmek bizim defterimizde yok. Siz hiç endişe etmeyin" ifadelerini kullandı.
Geçmiş dönemlerde üniversiteye giriş sınavlarında çıkan soruların dershanelerde öğretilen teknikler üzerinden sorulduğuna dikkati çeken Avcı, "O yüzden çocuklar da daha çok dershaneye itimat ediyordu. Özellikle ikinci yarının son aylarında sınıflarda boşalmalar oluyordu. Şimdi öyle değil. Şimdi üniversite sınavlarında da sorular okulda, sınıfta, normal müfredatta edindiğiniz bilgiler üzerinden yani şimdi bu gördüğünüz konulardan çıkıyor ve çıkmaya devam edecek" diye konuştu.
Öğretmenlerimiz üniversite giriş sınavlarının soru hazırlama komisyonunda görev aldı
Bakan Avcı, önceden üniversiteye giriş sınavlarının akademisyenler tarafından hazırlandığını anlatarak, şunları kaydetti:
"Şimdi biz ÖSYM ile birlikte öğretmenlerimizi, lise öğretmenlerimizi, branş öğretmenlerimizi de soru hazırlama komisyonlarında görevlendiriyoruz. 100'den fazla öğretmenimiz üniversite giriş sınavlarının soru hazırlama komisyonunda görev aldılar. Bu, sizin sınıfta öğrendikleriniz ağırlıklı olacak demektir. Dolayısıyla dersinize devam ediyorsanız, öğretmeninizi dinliyorsanız, gerekli sınıf içi çalışmaları yapıyorsanız ayrıca dershane, vesaire masrafına gerek kalmıyor. Buna rağmen 'Biraz daha takviyeye ihtiyacım var' dediğiniz zaman işte bu hafta sonu ücretsiz takviye kurslarımız var."
Eğitim Bilişim Ağı'nda (EBA) 150 binden fazla yardımcı ders materyalinin bulunduğunu vurgulayan Avcı, "Hangi dersten, hangi konudan takviyeye ihtiyaç duyuyorsanız onunla ilgili olarak istemediğiniz kadar yardımcı ders materyalleri var. Dolayısıyla sınıftaysanız, okuldaysanız, hadi yetmedi takviye kursuna geliyorsunuz. O da yetmedi EBA var. Artık bundan sonra annenize babanıza masraf ettirip bandrolsüz kitap almaya veya dershane diye... Gariban kadının bir ineği var onu satıp çocuğunu dershaneye gönderiyor. Çok şükür bu şey artık bitti. Şimdi ücretsiz kurslarımızda gereken takviyeyi devlet olarak yapıyoruz" ifadelerini kullandı.
Bakan Avcı, hafta sonu olmasına rağmen öğretmenlerin öğrencilerine ders anlattığını anımsatarak, "Bu para için yapılacak bir şey değil, tamamen öğrencilerine destek olmak için yaptıkları bir fedakarlık. Biz bunun maddi karşılığını çok fazla veremesek de siz öğretmenlerinizin sizler için yaptığı bu fedakarlığı bilin" dedi.
Avcı, konuşmaların ardından öğrencilere not defteri ve kalem hediye etti.
Son Güncelleme: Cumartesi, 24 Ekim 2015 14:58
Gösterim: 1755
Sendika temsilcileri ve akademisyenler, Arapça'nın ilkokul 2. sınıftan itibaren seçmeli okutulması kararını, "olumlu ve demokratik" adım olarak değerlendirdi.
Eğitim Bir Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, bakanlığın 2016-2017 eğitim ve öğretim yılında Arapça dersi için de öğretim programı hazırladığını, isteyen öğrencilerin 2'nci, 3'üncü, 4'üncü, 5'inci, 6'ncı, 7'nci ve 8'inci sınıflarda bu dili öğrenebileceğini söyledi.
İngilizce, Almanca ve Fransızca öğretim programlarının daha önce Talim ve Terbiye Kurulunca kabul edilerek yayımlandığını anımsatan Selvi, yabancı diller dersi kapsamında Arapça öğretim programının da onaylandığını anlattı.
Dersin, ilkokul ve ortaokullarda seçmeli, imam-hatip ortaokullarında ise zorunlu okutulacağını ifade eden Selvi, programda dilin kurallarının öğretilmesinden çok, iletişim aracı olarak kullanılmasına yönelik yaklaşımın benimsendiği bilgisini paylaştı.
Programda öğrencinin anlama hızı, dolaylı öğrenme kapasitesi, oyun ve eğlence ile öğrenme becerisi ve hayal gücü gibi özelliklerinin dikkate alındığını belirten Selvi, şunları kaydetti:
"Küreselleşen dünyada gündelik hayatta konuşulan ikinci, üçüncü yabancı dillere ihtiyaç duyulmaktadır. Kültürel etkileşim için dil önemli bir araçtır. Küçük yaştan itibaren çocuklara yabancı bir dil öğretilmesi, ülkenin geleceği için önemlidir. Arapça, BM'nin kabul ettiği 6 resmi dilden biridir. Arapça'nın 22 ülkede yaklaşık 350 milyon nüfusun ana dil olarak konuştuğu ve son dönemde yaygın kullanılan diller arasına girdiği göz önüne alındığında, kararı gerekli, olumlu ve demokratik bir adım olarak nitelendiriyoruz."
Kararlar 3 yıl önce alınmıştır
SETA araştırmacısı ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zafer Çelik de, “Kararlar 5 ve 3 yıl önce alınmıştır, bugünün kararları değildir. Arapça'nın seçmeli yabancı dillere eklenmesi, son derece demokratik bir süreçtir. Ders seçiminde baskı olacağı iddiası ise yine boş ve anlamsız" dedi.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi ve eğitim uzmanı Yrd. Doç. Dr. Bekir Gür, "MEB'in Arapça dersini ilkokul 2. sınıftan itibaren seçmeli ders olarak sunacak olması, çocuklarının bu dersi almasını isteyen velilerin taleplerini karşılama potansiyeli taşıması açısından olumlu ve demokratik bir karar" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Sendika temsilcileri ve akademisyenler, Arapça'nın ilkokul 2. sınıftan itibaren seçmeli okutulması kararını, "olumlu ve demokratik" adım olarak değerlendirdi.
Eğitim Bir Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, bakanlığın 2016-2017 eğitim ve öğretim yılında Arapça dersi için de öğretim programı hazırladığını, isteyen öğrencilerin 2'nci, 3'üncü, 4'üncü, 5'inci, 6'ncı, 7'nci ve 8'inci sınıflarda bu dili öğrenebileceğini söyledi.
İngilizce, Almanca ve Fransızca öğretim programlarının daha önce Talim ve Terbiye Kurulunca kabul edilerek yayımlandığını anımsatan Selvi, yabancı diller dersi kapsamında Arapça öğretim programının da onaylandığını anlattı.
Dersin, ilkokul ve ortaokullarda seçmeli, imam-hatip ortaokullarında ise zorunlu okutulacağını ifade eden Selvi, programda dilin kurallarının öğretilmesinden çok, iletişim aracı olarak kullanılmasına yönelik yaklaşımın benimsendiği bilgisini paylaştı.
Programda öğrencinin anlama hızı, dolaylı öğrenme kapasitesi, oyun ve eğlence ile öğrenme becerisi ve hayal gücü gibi özelliklerinin dikkate alındığını belirten Selvi, şunları kaydetti:
"Küreselleşen dünyada gündelik hayatta konuşulan ikinci, üçüncü yabancı dillere ihtiyaç duyulmaktadır. Kültürel etkileşim için dil önemli bir araçtır. Küçük yaştan itibaren çocuklara yabancı bir dil öğretilmesi, ülkenin geleceği için önemlidir. Arapça, BM'nin kabul ettiği 6 resmi dilden biridir. Arapça'nın 22 ülkede yaklaşık 350 milyon nüfusun ana dil olarak konuştuğu ve son dönemde yaygın kullanılan diller arasına girdiği göz önüne alındığında, kararı gerekli, olumlu ve demokratik bir adım olarak nitelendiriyoruz."
Kararlar 3 yıl önce alınmıştır
SETA araştırmacısı ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zafer Çelik de, “Kararlar 5 ve 3 yıl önce alınmıştır, bugünün kararları değildir. Arapça'nın seçmeli yabancı dillere eklenmesi, son derece demokratik bir süreçtir. Ders seçiminde baskı olacağı iddiası ise yine boş ve anlamsız" dedi.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi ve eğitim uzmanı Yrd. Doç. Dr. Bekir Gür, "MEB'in Arapça dersini ilkokul 2. sınıftan itibaren seçmeli ders olarak sunacak olması, çocuklarının bu dersi almasını isteyen velilerin taleplerini karşılama potansiyeli taşıması açısından olumlu ve demokratik bir karar" diye konuştu.
Son Güncelleme: Cumartesi, 24 Ekim 2015 14:24
Gösterim: 1204