Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Adalet Bakanı Bozdağ, bu yıl içerisinde 3 bin 500 adli ve idari yargı hakim ve savcısı alımı için sınav açılacağını ve bundan sonraki süreçte kademeli olarak hukuk fakültesi mezunlarından doğrudan hakim ve savcı alımını azaltmaya ve sonunda tamamen ortadan kaldırmayı amaçladıklarını belirtti.

Çorlu ilçesinde yapılacak yeni adliye sarayının temel atma törenine katılan Bozdağ, burada yaptığı konuşmada, hükümet olarak Anayasa ve yasaların kendilerine verdiği yetki çerçevesinde Türkiye'nin adalet politikalarını belirlediklerini ve bu politikaların sağlıklı bir biçimde hayata geçirilmesi konusunda yasal, idari ve diğer her türlü adımları kararlılıkla attıklarını belirtti.

Bugüne kadar Türkiye'de adliye binalarının arzu edilen şekilde olmadığını, pek çok yerde merdiven altlarında, bazı yerlerde dükkanlarda ve bodrum katlarda adliye binalarının olduğunu söyleyen Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:

''Türkiye'nin büyüklüğüne ve adliyenin büyüklüğüne yakışmayan yapılar içerisinde maalesef adalet hizmeti sunulmaya çalışılıyordu. Bugün geldiğimiz noktada Türkiyemizde 180 tane adliye sarayını faaliyete geçirmiş durumdayız. Son derece önemli bir değişikliği adliye binaları açısından yaptık. Hem mimarı bakımından kişilikli, kimlikli binalar kazandırdık ülkemize, illerimize, ilçelerimize hem de adli hizmetlerin daha rahat mekanlarda daha iyi bir şeklide, daha kaliteli bir biçimde verilmesinin yolunu açtık. Şu andan yapımı devam eden 40 adliye sarayı binamız var, proje halinde olanlar var ama önümüzdeki 5 yıl içeresinde Türkiye'nin adliye sarayı konusundaki ihtiyaçlarını tamamlamayı hükümet olarak hedefliyoruz.''

5 bin zabıt katibi ve adliye personeli alınacak

Personel konusunda da çok ciddi adımlar attıklarının, hakim ve savcıların iyi bildikleri gibi daha önce zabıt katibi ve diğer adliye personelinin çok az olduğuna dikkati çeken Bozdağ, bazı mahkemelerin ortak katip kullandığını ifade etti.

Çalışanlara kadro verme imkanının eskiden hükümetlerin ortaya koyduğu ekonomik politikaların başarısızlığı nedeniyle verilemediğini anlatan Bakan Bozdağ, ''Yine bu anlamda da çok büyük değişiklikler sağladık. Personel ihtiyacını karşılama konusunda önemli adımlar attık. Bu sene içerisinde aldıklarımıza ilaveten 5 bin daha zabıt katibi ve diğer adli personel alımını yıl sonuna kadar yapmayı hedefliyoruz. Amacımız bu hizmetleri sunacakların sayısının çok daha iyi bir noktaya gelmesidir. 2002'de 26 bin civarında personel vardı şu anda 52 bin civarında personel var. Biz bunu yıl sonuna kadar 60 bine çıkarmayı hedefliyoruz'' diye konuştu.

Hakim ve savcı alımlarında değişiklik yapılacak

Hakim ve savcı sayılarında da Türkiye'nin çok ciddi problemleri olduğunu, 2002 yılında 9 bin 349 hakim ve savcının görev yaptığını kaydeden Bakan Bozdağ, şu an itibariyle ise bu sayının 13 bin 969 olduğunu açıkladı.

Bu sayının Avrupa Birliği standartlarında olmadığını dile getiren Bozdağ, konuşmasını şöyle devam etti:

''Onun için de hükümet olarak yeni dönemde Avrupa Birliği'nin ortaya koyduğu standardı yakalamak maksadıyla hakim ve savcı alımını arttırma kararı aldık. Bu yıl içerisinde 3 bin 500 adli ve idari yargı hakim ve savcısı alımı için sınav açacağız. Yıl sonuna kadar bunun yazılı sınavı bitecek önümüzdeki yıl içerisinde de mülakatlar ve diğer eğitimlerle birlikte adalet hizmetinde yeni hakim ve savcılarımız görev yapma imkanı bulacaktır. 2015 yılında da 5 bin hakim ve savcı alımını hükümet olarak planlamaktayız. Böylelikle yargıdaki iş yükünün hem adaletli dağılımı hem de vatandaşımızın kararlarını beklemek için fazla zaman kaybını ortadan kaldırmak hizmetin kalitesini arttırmak bakımından çok önemli adımları iki yıl içerisinde atmış olacağız. Önümüzdeki zaman içerisinde de tabii hem hakim ve savcı alımı hem de yardımcı personel alımı devam edecektir. Bunun hayırlı uğurlu olmasını diliyorum."

Ayrıca bundan sonraki süreçte kademeli olarak hukuk fakültesi mezunlarından doğrudan hakim ve savcı alımını azaltmaya ve sonunda tamamen ortadan kaldırmaya doğru gideceklerini dile getiren Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:

"Avukatlıktan hakim ve savcılığa geçen bir sistemi de kurmayı planlıyoruz. Şu anda biliyorsunuz mecliste bulunan bir kanun teklifi var. Adalet komisyonundan alt komisyona havale edildi orada görüşüldü, şimdi üst komisyona geldi Kasım'ın başında inşallah üst komisyonda görüşeceğiz. Orada avukatlıktan hakim ve savcılığa geçiş için 5 yıl avukatlık yapma şartını 2 yıla çekiyoruz böylelikle daha fazla avukatın buraya müracaatının önünü açıyoruz. Öte yandan hukuk fakültesi mezunlarının hakim ve savcı doğrudan olma sayısını aşağı doğru çekiyoruz. Bir kaç yıldan sonra hukuk fakültesi mezunları değil belli bir sure avukatlık yapmış olanların sınava girdiği hakim ve savcı olduğu bir sisteme geçmiş olacağız." 

Konuşmaların ardından Bakan Bozdağ, Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya, AK Parti Tekirdağ milletvekilleri Özlem Yemişçi, Tevfik Ziyaeddin Akbulut ve diğer yetkililer tarafından Çorlu Yeni Adalet Sarayı'nın temeli atıldı.

> Hakim ve savcı alımlarında değişiklik yapılacak

Adalet Bakanı Bozdağ, bu yıl içerisinde 3 bin 500 adli ve idari yargı hakim ve savcısı alımı için sınav açılacağını ve bundan sonraki süreçte kademeli olarak hukuk fakültesi mezunlarından doğrudan hakim ve savcı alımını azaltmaya ve sonunda tamamen ortadan kaldırmayı amaçladıklarını belirtti.

Çorlu ilçesinde yapılacak yeni adliye sarayının temel atma törenine katılan Bozdağ, burada yaptığı konuşmada, hükümet olarak Anayasa ve yasaların kendilerine verdiği yetki çerçevesinde Türkiye'nin adalet politikalarını belirlediklerini ve bu politikaların sağlıklı bir biçimde hayata geçirilmesi konusunda yasal, idari ve diğer her türlü adımları kararlılıkla attıklarını belirtti.

Bugüne kadar Türkiye'de adliye binalarının arzu edilen şekilde olmadığını, pek çok yerde merdiven altlarında, bazı yerlerde dükkanlarda ve bodrum katlarda adliye binalarının olduğunu söyleyen Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:

''Türkiye'nin büyüklüğüne ve adliyenin büyüklüğüne yakışmayan yapılar içerisinde maalesef adalet hizmeti sunulmaya çalışılıyordu. Bugün geldiğimiz noktada Türkiyemizde 180 tane adliye sarayını faaliyete geçirmiş durumdayız. Son derece önemli bir değişikliği adliye binaları açısından yaptık. Hem mimarı bakımından kişilikli, kimlikli binalar kazandırdık ülkemize, illerimize, ilçelerimize hem de adli hizmetlerin daha rahat mekanlarda daha iyi bir şeklide, daha kaliteli bir biçimde verilmesinin yolunu açtık. Şu andan yapımı devam eden 40 adliye sarayı binamız var, proje halinde olanlar var ama önümüzdeki 5 yıl içeresinde Türkiye'nin adliye sarayı konusundaki ihtiyaçlarını tamamlamayı hükümet olarak hedefliyoruz.''

5 bin zabıt katibi ve adliye personeli alınacak

Personel konusunda da çok ciddi adımlar attıklarının, hakim ve savcıların iyi bildikleri gibi daha önce zabıt katibi ve diğer adliye personelinin çok az olduğuna dikkati çeken Bozdağ, bazı mahkemelerin ortak katip kullandığını ifade etti.

Çalışanlara kadro verme imkanının eskiden hükümetlerin ortaya koyduğu ekonomik politikaların başarısızlığı nedeniyle verilemediğini anlatan Bakan Bozdağ, ''Yine bu anlamda da çok büyük değişiklikler sağladık. Personel ihtiyacını karşılama konusunda önemli adımlar attık. Bu sene içerisinde aldıklarımıza ilaveten 5 bin daha zabıt katibi ve diğer adli personel alımını yıl sonuna kadar yapmayı hedefliyoruz. Amacımız bu hizmetleri sunacakların sayısının çok daha iyi bir noktaya gelmesidir. 2002'de 26 bin civarında personel vardı şu anda 52 bin civarında personel var. Biz bunu yıl sonuna kadar 60 bine çıkarmayı hedefliyoruz'' diye konuştu.

Hakim ve savcı alımlarında değişiklik yapılacak

Hakim ve savcı sayılarında da Türkiye'nin çok ciddi problemleri olduğunu, 2002 yılında 9 bin 349 hakim ve savcının görev yaptığını kaydeden Bakan Bozdağ, şu an itibariyle ise bu sayının 13 bin 969 olduğunu açıkladı.

Bu sayının Avrupa Birliği standartlarında olmadığını dile getiren Bozdağ, konuşmasını şöyle devam etti:

''Onun için de hükümet olarak yeni dönemde Avrupa Birliği'nin ortaya koyduğu standardı yakalamak maksadıyla hakim ve savcı alımını arttırma kararı aldık. Bu yıl içerisinde 3 bin 500 adli ve idari yargı hakim ve savcısı alımı için sınav açacağız. Yıl sonuna kadar bunun yazılı sınavı bitecek önümüzdeki yıl içerisinde de mülakatlar ve diğer eğitimlerle birlikte adalet hizmetinde yeni hakim ve savcılarımız görev yapma imkanı bulacaktır. 2015 yılında da 5 bin hakim ve savcı alımını hükümet olarak planlamaktayız. Böylelikle yargıdaki iş yükünün hem adaletli dağılımı hem de vatandaşımızın kararlarını beklemek için fazla zaman kaybını ortadan kaldırmak hizmetin kalitesini arttırmak bakımından çok önemli adımları iki yıl içerisinde atmış olacağız. Önümüzdeki zaman içerisinde de tabii hem hakim ve savcı alımı hem de yardımcı personel alımı devam edecektir. Bunun hayırlı uğurlu olmasını diliyorum."

Ayrıca bundan sonraki süreçte kademeli olarak hukuk fakültesi mezunlarından doğrudan hakim ve savcı alımını azaltmaya ve sonunda tamamen ortadan kaldırmaya doğru gideceklerini dile getiren Bozdağ, sözlerini şöyle tamamladı:

"Avukatlıktan hakim ve savcılığa geçen bir sistemi de kurmayı planlıyoruz. Şu anda biliyorsunuz mecliste bulunan bir kanun teklifi var. Adalet komisyonundan alt komisyona havale edildi orada görüşüldü, şimdi üst komisyona geldi Kasım'ın başında inşallah üst komisyonda görüşeceğiz. Orada avukatlıktan hakim ve savcılığa geçiş için 5 yıl avukatlık yapma şartını 2 yıla çekiyoruz böylelikle daha fazla avukatın buraya müracaatının önünü açıyoruz. Öte yandan hukuk fakültesi mezunlarının hakim ve savcı doğrudan olma sayısını aşağı doğru çekiyoruz. Bir kaç yıldan sonra hukuk fakültesi mezunları değil belli bir sure avukatlık yapmış olanların sınava girdiği hakim ve savcı olduğu bir sisteme geçmiş olacağız." 

Konuşmaların ardından Bakan Bozdağ, Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya, AK Parti Tekirdağ milletvekilleri Özlem Yemişçi, Tevfik Ziyaeddin Akbulut ve diğer yetkililer tarafından Çorlu Yeni Adalet Sarayı'nın temeli atıldı.

Son Güncelleme: Cumartesi, 25 Ekim 2014 14:11

Gösterim: 1016

Milli Eğitim Bakanlığı, 8 yılı dolduran öğretmenlere il içinde rotasyon çalışması ile ilgili internet üzerinden görüşler aldı.

Hürriyeteğitim Editörü Nuran Çakmakçı’nın haberine göre, MEB, öğretmene rotasyonu müzakere edecek. Önümüzdeki hafta da Ankara’da Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen, farklı branşlarda 40-50 öğretmen ve idareciyle bir arada olacağı çalıştayda rotasyonu tartışacak. Bir günlük çalıştayda alınan görüşlerin ardından Bakanlık yetkilileri artık bu konuda karar verecek. Buna göre 8 yıllık süre artabilir, il içindeki rotasyon ilçe içine dönebilir.

120 bini etkileyecek

Yaklaşık 436 bin öğretmen 8 yıllık görev süresini doldurdu. Ancak bunların 120 bini 8 yıldır aynı okulda ve rotasyondan etkilenecekler.

Çalıştaya katılacak öğretmen ve okul yönetcileri Türkiye’nin farklı illerinden, farklı branşlarından rasgele yöntemle seçilecek.

Rotasyon için süre 12 yıla çıkabilir

Bakanlık hem internette, hem de çalıştayda alınan görüşlerin ardından 8 yıllık görev süresini 12 yıla çıkarabilir. 8 yıl kararının ardında sınıf öğretmenleri bulunuyor. İlkokul 4 yıllık olduğu için ara sınıflarda öğretmenleri ve öğrencileri mağdur etmemek amacıyla bu kararın alındığı, ancak sendikaların baskısı ile 12 yıla çıkacağı düşünülüyor.

> Öğretmene rotasyonda flaş gelişme

Milli Eğitim Bakanlığı, 8 yılı dolduran öğretmenlere il içinde rotasyon çalışması ile ilgili internet üzerinden görüşler aldı.

Hürriyeteğitim Editörü Nuran Çakmakçı’nın haberine göre, MEB, öğretmene rotasyonu müzakere edecek. Önümüzdeki hafta da Ankara’da Türkiye’nin farklı yerlerinden gelen, farklı branşlarda 40-50 öğretmen ve idareciyle bir arada olacağı çalıştayda rotasyonu tartışacak. Bir günlük çalıştayda alınan görüşlerin ardından Bakanlık yetkilileri artık bu konuda karar verecek. Buna göre 8 yıllık süre artabilir, il içindeki rotasyon ilçe içine dönebilir.

120 bini etkileyecek

Yaklaşık 436 bin öğretmen 8 yıllık görev süresini doldurdu. Ancak bunların 120 bini 8 yıldır aynı okulda ve rotasyondan etkilenecekler.

Çalıştaya katılacak öğretmen ve okul yönetcileri Türkiye’nin farklı illerinden, farklı branşlarından rasgele yöntemle seçilecek.

Rotasyon için süre 12 yıla çıkabilir

Bakanlık hem internette, hem de çalıştayda alınan görüşlerin ardından 8 yıllık görev süresini 12 yıla çıkarabilir. 8 yıl kararının ardında sınıf öğretmenleri bulunuyor. İlkokul 4 yıllık olduğu için ara sınıflarda öğretmenleri ve öğrencileri mağdur etmemek amacıyla bu kararın alındığı, ancak sendikaların baskısı ile 12 yıla çıkacağı düşünülüyor.

Son Güncelleme: Cumartesi, 25 Ekim 2014 10:10

Gösterim: 1502

Türkiye’de binlerce öğretmen atama beklerken,  MEB’e bağlı okullarda görev yapan yaklaşık 900 bin öğretmenin 55 bininin ücretli öğretmen olarak çalıştığı belirtildi.

Türkiye'de görev yapan yaklaşık 900 bin öğretmenin 55 binini ücretli öğretmenler oluşturuyor. Öğretmen sayısının yeterli olmadığı durumlarda Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu açığı ücretli öğretmenlerle tamamlıyor.

Haftada en fazla 40 saatlik ders alabilen ve aylık maaşları 300 TL ile 1.452 TL aralığında değişen ücretli öğretmenlerin çoğunluğu eğitim fakültesi mezunu değil, üstelik peda-gojik formasyonları da bulunmuyor. Aralarında veterinerlik, arkeoloji, ziraat mühendisliği, su ürünleri gibi öğretmenlik mesleğiyle ilgili olmayan farklı bölümlerden mezun olanlar hatta iki yıllık bölüm mezunları da bulunuyor. MEB'in verdiği bilgilere göre en çok ücretli öğretmen sınıf öğretmenliğinde yer alıyor.

Tüm taraflar mağdur

Bu duruma isyan eden atanamayan öğretmenler, "2015 Şubat Ataması Platformu" adlı bir platform oluşturdular. Ücretli öğretmenlik uygulaması nedeniyle yeterince kadro açılmadığı için mağdur olduklarını dile getiren öğretmen adayları, MEB'in Şubat 2015'te yeni bir atama yapmasını istiyorlar.

"Ücretli Öğretmenliğe Dur de! Çocuğunun geleceğine sahip çık!" sloganıyla bir veli biliçlendirme kampanyası da başlatan platform üyeleri, ücretli öğretmenlik uygulamasının öğrencinin eğitiminde olumsuz etki yaptığına dikkat çekerek, velileri MEB'in 147 numaralı hattını, il ve ilçe müdürlüklerini arayarak, kadrolu öğretmen istemeleri yönünde bilinçlendirmeye çalışıyorlar.

Ücretli öğretmenler de uygulamadan çok memnun değiller. Çünkü ders başına 9.08 TL gibi çok cüzi bir ücret alıyorlar. Ancak başka iş bulamadıkları için bu rakama razı oluyorlar. Eğitim fakültesi dekanları, sendikalar, veliler, öğrenciler olmak üzere tüm taraflar bu uygulamadan şikayetçiler. İşte o görüşler:

'Bilimsel gerekçesi yok'

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekara Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan: Öğretmenlik, nitelikleri kanunla tanımlanmış profesyonel bir meslektir. Nasıl ki hukuk fakültesi mezunu olmadan avukat olunamayacağı gibi eğitim fakültesini bitirmeden, pedagojik formasyon almadan öğretmen olunamaz. Ücretli öğretmenlik, bilime göre yanlış bir uygulama. Türkiye genelinde yetişmiş insan varken MEB'in onları değil de başkalarını ataması çok yanlış diye düşünüyorum. İnsanları boğaz tokluğuna çalıştırmak tamamen günü kurtarmak ve yalnızca oradaki çocuğu oyalamaktır. Arada öğretmenin bir mazereti olabilir, geçici bir süre için öğretmenler ücretli çalıştırılabilir. Ancak bu durumda MEB, kendi merkez teşkilatında çalışan öğretmenleri görevlendirebilir. Ya da şu anda atama bekleyen öğretmenler ders verebilir. Her ilde yüzlerce atama bekleyen öğretmen var. Ücretli öğretmenlik uygulamasına velilerin is-yan etmesi lazım. Çocuğunu pedagojik formasyon almamış ya da eğitim fakültesinden mezun olmamış birine nasıl emanet edecekler?

"Şubatta atama yapılmalı"

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk: Türkiye'de geçen yıl 64 bin ücretli öğretmen görev yaptı. Bu yıl sayı 50-60 bin aralığında. Sınıf öğretmenliğinden matematik öğretmenliğine kadar her branşta ücretli öğretmenler görev yapıyor. TEOG kapsamında çocuklar din kültürü ve ahlak bilgisi, yabancı dil, fen ve teknoloji, TC inkılap tarihi ve Atatürkçülük, matematik ve Türkçe olmak üzere altı dersten sınava girdiği için MEB, en çok bu alanlarda öğretmen ihtiyacını giderme yolunu seçiyor. Ancak bu branşlarda öğretmen açığı hala giderilmiş değil.

Bölgesel olarak bazı yerlerde sınıf öğretmeni açığı var. Sınıf öğretmeni olmadan eğitim öğretim olmaz. Bizim hesaplarımıza göre norm kadro değerlendirildiğinde 126 bin civarında öğretmen açığı bulunuyor. OECD ülkelerinin ortalamasına göre de 200 binin üzerinde öğretmen açığı var. Bugün ücretli öğretmenler, ders saati başına 9 TL alıyor.

Türkiye'nin bazı bölgelerinde eğitim fakültesi mezunu ya da üniversite mezunları olmadığı için 2 yıllık meslek yüksek okulu mezunlarıyla dersler işleniyor. Tamamen pedagojik formasyondan uzak, branşla ilgisi olmayanlar, derslere girebiliyorlar. Veterinerlik, ziraat mühendisliği gibi bölümlerden mezun olanlar ücretli öğretmenlik yapabiliyor. Bu uygulamayla sağlıklı bir eğitim mümkün olmaz. Türkiye'de 300 bin atama bekleyen öğretmen var. Şubat 2015'te bir atama yapılmalı.

Kaynak Milliyet

> İşte Türkiye’deki ücretli öğretmen sayısı

Türkiye’de binlerce öğretmen atama beklerken,  MEB’e bağlı okullarda görev yapan yaklaşık 900 bin öğretmenin 55 bininin ücretli öğretmen olarak çalıştığı belirtildi.

Türkiye'de görev yapan yaklaşık 900 bin öğretmenin 55 binini ücretli öğretmenler oluşturuyor. Öğretmen sayısının yeterli olmadığı durumlarda Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu açığı ücretli öğretmenlerle tamamlıyor.

Haftada en fazla 40 saatlik ders alabilen ve aylık maaşları 300 TL ile 1.452 TL aralığında değişen ücretli öğretmenlerin çoğunluğu eğitim fakültesi mezunu değil, üstelik peda-gojik formasyonları da bulunmuyor. Aralarında veterinerlik, arkeoloji, ziraat mühendisliği, su ürünleri gibi öğretmenlik mesleğiyle ilgili olmayan farklı bölümlerden mezun olanlar hatta iki yıllık bölüm mezunları da bulunuyor. MEB'in verdiği bilgilere göre en çok ücretli öğretmen sınıf öğretmenliğinde yer alıyor.

Tüm taraflar mağdur

Bu duruma isyan eden atanamayan öğretmenler, "2015 Şubat Ataması Platformu" adlı bir platform oluşturdular. Ücretli öğretmenlik uygulaması nedeniyle yeterince kadro açılmadığı için mağdur olduklarını dile getiren öğretmen adayları, MEB'in Şubat 2015'te yeni bir atama yapmasını istiyorlar.

"Ücretli Öğretmenliğe Dur de! Çocuğunun geleceğine sahip çık!" sloganıyla bir veli biliçlendirme kampanyası da başlatan platform üyeleri, ücretli öğretmenlik uygulamasının öğrencinin eğitiminde olumsuz etki yaptığına dikkat çekerek, velileri MEB'in 147 numaralı hattını, il ve ilçe müdürlüklerini arayarak, kadrolu öğretmen istemeleri yönünde bilinçlendirmeye çalışıyorlar.

Ücretli öğretmenler de uygulamadan çok memnun değiller. Çünkü ders başına 9.08 TL gibi çok cüzi bir ücret alıyorlar. Ancak başka iş bulamadıkları için bu rakama razı oluyorlar. Eğitim fakültesi dekanları, sendikalar, veliler, öğrenciler olmak üzere tüm taraflar bu uygulamadan şikayetçiler. İşte o görüşler:

'Bilimsel gerekçesi yok'

Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dekara Prof. Dr. Ayşe Çakır İlhan: Öğretmenlik, nitelikleri kanunla tanımlanmış profesyonel bir meslektir. Nasıl ki hukuk fakültesi mezunu olmadan avukat olunamayacağı gibi eğitim fakültesini bitirmeden, pedagojik formasyon almadan öğretmen olunamaz. Ücretli öğretmenlik, bilime göre yanlış bir uygulama. Türkiye genelinde yetişmiş insan varken MEB'in onları değil de başkalarını ataması çok yanlış diye düşünüyorum. İnsanları boğaz tokluğuna çalıştırmak tamamen günü kurtarmak ve yalnızca oradaki çocuğu oyalamaktır. Arada öğretmenin bir mazereti olabilir, geçici bir süre için öğretmenler ücretli çalıştırılabilir. Ancak bu durumda MEB, kendi merkez teşkilatında çalışan öğretmenleri görevlendirebilir. Ya da şu anda atama bekleyen öğretmenler ders verebilir. Her ilde yüzlerce atama bekleyen öğretmen var. Ücretli öğretmenlik uygulamasına velilerin is-yan etmesi lazım. Çocuğunu pedagojik formasyon almamış ya da eğitim fakültesinden mezun olmamış birine nasıl emanet edecekler?

"Şubatta atama yapılmalı"

Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk: Türkiye'de geçen yıl 64 bin ücretli öğretmen görev yaptı. Bu yıl sayı 50-60 bin aralığında. Sınıf öğretmenliğinden matematik öğretmenliğine kadar her branşta ücretli öğretmenler görev yapıyor. TEOG kapsamında çocuklar din kültürü ve ahlak bilgisi, yabancı dil, fen ve teknoloji, TC inkılap tarihi ve Atatürkçülük, matematik ve Türkçe olmak üzere altı dersten sınava girdiği için MEB, en çok bu alanlarda öğretmen ihtiyacını giderme yolunu seçiyor. Ancak bu branşlarda öğretmen açığı hala giderilmiş değil.

Bölgesel olarak bazı yerlerde sınıf öğretmeni açığı var. Sınıf öğretmeni olmadan eğitim öğretim olmaz. Bizim hesaplarımıza göre norm kadro değerlendirildiğinde 126 bin civarında öğretmen açığı bulunuyor. OECD ülkelerinin ortalamasına göre de 200 binin üzerinde öğretmen açığı var. Bugün ücretli öğretmenler, ders saati başına 9 TL alıyor.

Türkiye'nin bazı bölgelerinde eğitim fakültesi mezunu ya da üniversite mezunları olmadığı için 2 yıllık meslek yüksek okulu mezunlarıyla dersler işleniyor. Tamamen pedagojik formasyondan uzak, branşla ilgisi olmayanlar, derslere girebiliyorlar. Veterinerlik, ziraat mühendisliği gibi bölümlerden mezun olanlar ücretli öğretmenlik yapabiliyor. Bu uygulamayla sağlıklı bir eğitim mümkün olmaz. Türkiye'de 300 bin atama bekleyen öğretmen var. Şubat 2015'te bir atama yapılmalı.

Kaynak Milliyet

Son Güncelleme: Cuma, 24 Ekim 2014 13:53

Gösterim: 2171

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda perşembe akşamı görüşülen düzenleme ile yaklaşık 120 bin akademisyenin maaşına zam yapıldı. Tasarı ile birlikte akademisyenlerin maaşlarında 726 lira ile 835 lira arasında artış olacak. İşte akademisyenlerin alacağı zamlı maaşları;

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda perşembe akşamı görüşülen düzenleme ile yaklaşık 120 bin akademisyenin maaşına zam yapıldı. Tasarı ile birlikte akademisyenlerin maaşlarında 726 lira ile 835 lira arasında artış olacak. Tasarı ile 4 bin 281 ile 4 bin 932 lira arasında olan profesör maaşları 5 bin 7 ile 5 bin 656 liraya, 2 bin 931-3 bin 539 lira arasındaki doçent maaşı 3 bin 657- 4 bin 265 liraya, 2 bin 85-2 bin 845 lira arasında olan yardımcı doçent maaşı 3 bin 551-3 bin 571 liraya, 2 bin 365-2 bin 451 liraya arasında olan araştırma görevlisi maaşı 3 bin 200-3 bin 256 liraya, 2 bin 285-2 bin 590 lira arasında olan öğretim görevlisi ve okutman maaşı da 3 bin 20-3 bin 425 liraya yükselecek. Akademisyenlere ayrıca 2016 yılından itibaren teşvik de verilecek.

Teşvik de verilecek

Teşvik alınan akademik ödüllere göre belirlenecek puanlar üzerinden ödenecek. Tasarının yasalaşması ile birlikte; profesörlere 726 lira, doçentlere 653 lira, yardımcı doçentlere 581 lira, araştırma görevlilerine 508 lira, öğretim görevlilerine ise 436 liraya varan akademik teşvik ödeneği verilecek. Akademisyenlere yapılan zammın maliyeti 1.1 milyar lirayı bulacak. Ayrıca teşvik ödemesinin de maliyeti 795 milyon lira olacak.

> İşte akademisyenlerin alacağı zamlı maaşlar

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda perşembe akşamı görüşülen düzenleme ile yaklaşık 120 bin akademisyenin maaşına zam yapıldı. Tasarı ile birlikte akademisyenlerin maaşlarında 726 lira ile 835 lira arasında artış olacak. İşte akademisyenlerin alacağı zamlı maaşları;

Plan ve Bütçe Komisyonu’nda perşembe akşamı görüşülen düzenleme ile yaklaşık 120 bin akademisyenin maaşına zam yapıldı. Tasarı ile birlikte akademisyenlerin maaşlarında 726 lira ile 835 lira arasında artış olacak. Tasarı ile 4 bin 281 ile 4 bin 932 lira arasında olan profesör maaşları 5 bin 7 ile 5 bin 656 liraya, 2 bin 931-3 bin 539 lira arasındaki doçent maaşı 3 bin 657- 4 bin 265 liraya, 2 bin 85-2 bin 845 lira arasında olan yardımcı doçent maaşı 3 bin 551-3 bin 571 liraya, 2 bin 365-2 bin 451 liraya arasında olan araştırma görevlisi maaşı 3 bin 200-3 bin 256 liraya, 2 bin 285-2 bin 590 lira arasında olan öğretim görevlisi ve okutman maaşı da 3 bin 20-3 bin 425 liraya yükselecek. Akademisyenlere ayrıca 2016 yılından itibaren teşvik de verilecek.

Teşvik de verilecek

Teşvik alınan akademik ödüllere göre belirlenecek puanlar üzerinden ödenecek. Tasarının yasalaşması ile birlikte; profesörlere 726 lira, doçentlere 653 lira, yardımcı doçentlere 581 lira, araştırma görevlilerine 508 lira, öğretim görevlilerine ise 436 liraya varan akademik teşvik ödeneği verilecek. Akademisyenlere yapılan zammın maliyeti 1.1 milyar lirayı bulacak. Ayrıca teşvik ödemesinin de maliyeti 795 milyon lira olacak.

Son Güncelleme: Cumartesi, 25 Ekim 2014 10:00

Gösterim: 1503

ÖSYM, Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS) ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (DUS) Sonbahar Dönemi yerleştirme sonuçlarını açıkladı.

TUS ve DUS yerleştirme sonucunuzu öğrenmek için Tıklayın

ÖSYM’den alınan bilgiye göre, adaylar, Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS) ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (DUS) Sonbahar Dönemi yerleştirme sonuçlarına 24 Ekim 2014 günü saat 10:30'dan itibaren ÖSYM'nin https://sonuc.osym.gov.tr İnternet adresinden öğrenebilecek.

Adaylar yerleştirme sonuçlarını belirtilen İnternet adresinden T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile öğrenebilecekler. Yerleştirme işlemine ait yerleştirme sonuç belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek.

> TUS ve DUS yerleştirme sonuçları açıklandı

ÖSYM, Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS) ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (DUS) Sonbahar Dönemi yerleştirme sonuçlarını açıkladı.

TUS ve DUS yerleştirme sonucunuzu öğrenmek için Tıklayın

ÖSYM’den alınan bilgiye göre, adaylar, Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS) ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (DUS) Sonbahar Dönemi yerleştirme sonuçlarına 24 Ekim 2014 günü saat 10:30'dan itibaren ÖSYM'nin https://sonuc.osym.gov.tr İnternet adresinden öğrenebilecek.

Adaylar yerleştirme sonuçlarını belirtilen İnternet adresinden T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile öğrenebilecekler. Yerleştirme işlemine ait yerleştirme sonuç belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek.

Son Güncelleme: Cuma, 24 Ekim 2014 10:41

Gösterim: 1313


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.