banner

'Türkiye Yüzyılı kadınların öncülüğünde yükselen bir çağ olacak'




Celile Eren ÖKTEN - Milli Eğitim Bakan Yardımcısı

celile_eren_okten* Millî Eğitim Bakanlığının yetkinliği merkeze alan politikaları daha fazla kadının yönetici konumunda çalışmasının önünü açmıştır.
* Kadınların iş dünyasındaki rolü sadece iş performansını değil, domino etkisi ile toplumsal etkiyi de artırıyor. Bu etkiler sayesinde iş dünyasında ve eğitim sektöründe kadının başarısı artacaktır.
* İş dünyasına dair günümüzde karşımıza çıkan, bizlere yol rehber olan azimli ve başarılı kadınlara baktığımızda “cam tavan”ın çatladığını ve kırılmak üzere olduğunu söyleyebiliriz.
* “Türkiye Yüzyılı”nı kadınların etkileşim ve liderliğiyle donatmak için her alanda belirgin bir şekilde var olmaya ve güç kazanmaya devam edeceğiz.

Eğitim yaşamınızdan bahsedebilir misiniz? Nasıl bir öğrenciydiniz? Eğitim yaşamınızı ve kariyerinizi belirleyen temel unsurlar neler oldu?
İstanbul’da doğdum büyüdüm. Liseyi Nişantaşı Anadolu Lisesi’nde bitirdim. Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden mezun oldum. Daha sonra yurt içi ve yurt dışında Türk dili, Türk dili ve edebiyatının eğitim öğretimi, dil planlaması ve dil diplomasisi gibi alanlarda yükseköğretimimi tamamladım. Çocukluğumdan bu yana dilimize olan ilgimden ötürü araştırma alanlarım hep bu alanda oldu. Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi, iki dillilik, dilbilim, dilbilgisi ve edebiyat öğretimi alanlarında ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmalar yaptım.
Eğitim hayatımı ve kariyerimi belirleyen temel unsur ailem olmuştur. Akademisyen bir anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya geldim. Ailem ve çevresi görgü ve bilgiyi öğrenmemde şekillendirici oldu. Sanata merakım hep vardı; ebru, seramik ve resimle ilgilendim. Çalışkan bir öğrenciydim. Rahmetli dedem tanınmış bir hoca, ülkemizin ilim ve irfan hayatına hizmet etmiş ve ömrünü buna vakfetmiş bir şahsiyetti. İçinde bulunduğum bu ortam, maarifin şuuru içinde yetiştirilmemde etkin olmuştur. Çevremden ötürü eğitim ve bilim hayatına duyduğum ilgi, ailem tarafından hep desteklenmiş, bu da benim hayatıma yön veren en önemli etken olmuştur.

MEB’DE KADIN YÖNETİCİLERİN ÖNÜ AÇILDI
Millî Eğitim Bakan Yardımcısı ve bir kadın olarak eğitime yön veren bir konumda bulunuyorsunuz. MEB tüm kademelerinde kadın yönetici sayısının az olduğunu görüyoruz. Size göre bunun nedenleri nedir? Bir kadın olarak MEB’de kadın yönetici sayısının artması için neler yapılmalı?
Bugün bu konumda çalışıyorsam geri planda annemin ve ailemdeki kadınların etkisi oldukça yüksektir. Ailemde yüksek eğitime sahip kadınların fazla olması benim hayata bakış açımı etkilemiştir. Kadınlarımızın iradeli, azimli, metanetli, gayretli, şefkatli rehberliği; hayata farklı bakış açıları ve yorumlar katmamızı sağlamıştır.
Öğretmenlik mesleğinde kadınlarımızın sayısı oldukça fazladır. Bakanlığımızda kadın yönetici sayısının artması önemlidir ve altını çizmek isterim ki bu sayı gün geçtikçe artmaktadır; iyi örneklerle ve başarı hikâyeleri ile bu sayı daha da yükselecektir. Kadın öğretmenlerin sayısındaki artış ve Bakanlığımızdaki kadın yönetici oranlarının yükselmesi, kız öğrencilerimizin eğitim faaliyetlerine katılımlarını olumlu yönde etkilemektedir. Bu sebeple bakanlık olarak bu artışa her zaman önem vermekteyiz.
Millî Eğitim Bakanlığının yetkinliği merkeze alan politikaları daha fazla kadının yönetici konumunda çalışmasının önünü açmıştır. Bakanlığımızca yayımlanan yönetmeliklerle yönetici atamalarında kadınlara bazı öncelikler tanınması, bu istisnaların geçici ve duruma özel alınmış tedbir olarak kalmamasını sağlamış ve kalıcı hâle getirmiştir. Kadın yöneticilerimizin çalışma arkadaşlarına anlayışla yaklaşmaları, çalışanları olumlu yönde etkilemektedir. Çalışma ortamında sağlanan huzurun iş verimliliği üzerinde müspet etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Dolayısıyla insan kaynaklarının çoğunluğunun kadınlardan oluştuğu Millî Eğitim Bakanlığında kadınların bilgi, beceri, kabiliyet ve yeteneklerinin yönetim süreçlerine dâhil edilmesi, verimli sonuçların elde edilmesine katkı sunmaktadır. Öte yandan Türkiye nüfusunun yarısını oluşturan kadınların iş kollarındaki verimlilikleri ve istihdam pozisyonlarının nitelikli bir şekilde sağlanması, ülke kalkınması açısından da kritik öneme sahiptir.

İş dünyasında kadınların daha fazla yer almaya başladığı dönemdeyiz. İş dünyasında kadınların yarattığı farklar neler?
Bugün kadın emeğini sadece iş gücüne katılım oranlarıyla ölçersek kadınlara büyük haksızlık etmiş oluruz. Kadının emeği, geleneksel el sanatlarından kilim desenlerine, yazılı ve sözlü eserlere kadar birçok alanda kendini göstermektedir. Bu, kadının sadece bir iş gücü kaynağı olmanın ötesinde, kültürel mirasın şekillenmesine ve zenginleşmesine de katkıda bulunduğunu gösterir. Bu topraklarda kadının gücünü hatırlamak, sadece ekonomik alandaki katılımıyla değil; aynı zamanda kültürel üretimdeki etkisiyle birlikte düşünmeyi gerektirir. Tarihsel bir perspektiften bakıldığında, kadınlar toplumların gelişiminde önemli rol oynamış ve kültürel mirası zenginleştirmişlerdir. Tarihsel arka plana dayalı olarak kadının gücünü hatırlamak, geleceğe daha güçlü bir bakış açısıyla ilerlememize olanak tanır.
Her alanda olduğu gibi iş dünyasında da kadınlar çok yönlü düşünüp bütün parametreleri değerlendirerek harekete geçmeye yönelik karar mekanizması oluşturabiliyor. Bu özelliklerimiz sayesinde bir adımdan daha ötesini düşünebiliyor ve eylem sonucunda olabilecekleri öngörebiliyoruz. Kadınların iş dünyasındaki rolü sadece iş performansını değil, domino etkisi ile toplumsal etkiyi de artırıyor. Bu etkiler sayesinde iş dünyasında ve eğitim sektöründe kadının başarısı artacaktır.

CAM TAVAN ÇATLAMIŞTIR
Kadınların iş dünyasında karşılaştığı engeller, “cam tavan” kavramıyla ifade ediliyor. Kadınların iş yaşamında karşılaştığı engeller neler? Yurt dışında da önemli çalışma ve görevlerde bulundunuz, kendi deneyimlerinizden yola çıkarak değerlendirme yapabilir misiniz
?
Yüzyıllar önce, çevresel farklılıklar olmakla birlikte kadınların ve erkeklerin iş tanımı genel olarak belli sınırlar içindeydi. Zamanla, farklı nedenlerden ötürü bu sorumluluklar ve iş tanımları değişti, eski düzen yerini başka bir düzene teslim etti. Kadına karşı biçilen belli başlı toplumsal sorumlulukların oluşturduğu baskıdan bahseder olduk. Zamanla değişmesi gereken kaideler farklı bir toplumsal sorumluluğa indirgendi ve hâlihazırda güçlü olan kadını, yeni düzen içinde güçlü olmak için zorlayan bir başka baskıya doğru itti. Hâlbuki kadın her yerde, her zaman, her koşulda başarılı olabilecek bir donanımla doğan eşsiz bir varlık. Görev tanımı, sorumlulukları, milliyeti, ırkı değişse de bu, böyledir.
İş dünyasına dair günümüzde karşımıza çıkan, bizlere yol rehber olan azimli ve başarılı kadınlara baktığımızda “cam tavan”ın çatladığını ve kırılmak üzere olduğunu söyleyebiliriz. Kadınlarımızın, yurt dışındaki kadınlara göre daha fazla sorumluluk alabilme, pratik ve analitik zekâ, kriz çözme kabiliyeti ve detayları gözden kaçırmama gibi önemli yetkinliklere sahip olduklarını dile getirebilirim.

Eğitim dünyasında yönetici olmak isteyen kadınlara tavsiyeleriniz neler olur?
Eğitim dünyasındaki yöneticilere ve yönetici olmak isteyenlere tavsiyem; beslendikleri kaynakları özenli seçmeleri, özlerini asla unutmamaları ve hayatın bütünlüğü içinde önceliklerinin ne olduğunu bilerek karar vermeleridir.
Bununla birlikte millî ve manevi bereketin, birikimin ve becerilerinin farkına vararak herkesin söz hakkı olduğu bilinciyle sanat, edebiyat, teknoloji, eğitim ve spor alanlarında münevver şahsiyet hâline getiren itibarı kazanmak için gayretle çalışmaları oldukça önemlidir. Zira, ahlak da değerler de bunların sonucunda şekillenmektedir.
Güçlü bir kadın sadece kendi ailesini değil, aynı zamanda toplumun temelini de güçlendirir. Hiçbir zaman öğrenilmiş bir çaresizliğin içine düşmemelerini, görünür ve görünmez engellere takılmamalarını, daima yapabileceklerinin en iyisini yapmaya odaklanmalarını öneririm. Zaten bu ruha sahip kadınlarımız bize rehber oluyor.
“Türkiye Yüzyılı”nı kadınların etkileşim ve liderliğiyle donatmak için her alanda belirgin bir şekilde var olmaya ve güç kazanmaya devam edeceğiz. “Türkiye Yüzyılı”, kadınların öncülüğünde yükselen bir çağ olacak, bu çağda kadınlar her alanda kendi izlerini bırakacak ve Türkiye'nin geleceğine şekil verecektir.

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.