Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Bolu İzzet Baysal Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri, atölyelerde bir yıl boyunca yaptıkları çalışmalarla okula yaklaşık 2 milyon lira gelir sağladı.
Okulun teknik müdür yardımcısı İsmail Karakurt, mesleki eğitimde üretimin çok önemli olduğunu söyledi. Karakurt, “Gerek özel sektörden gerekse devlet kurumlarından sipariş alarak eğitimi zenginleştirmek ve öğrencilerimizi en üst düzeyde yetiştirmek için çalışıyoruz” dedi. Geçen yıl okuldaki atölyelerde yaptıkları çalışmalarla 2 milyon lira gelir elde ettiklerini belirten Karakurt, “Bu işi genel olarak 6 alanda gerçekleştirdik. Okulumuzda mobilya ve iş tasarım, motorlu araçlar teknolojisi, metal teknolojisi, bununla birlikte elektrik, elektronik, bilişim teknolojileri ve makine teknolojileri alanında aldığımız siparişler ölçüsünde öğrencilerimizi yetiştiriyoruz” diye konuştu.
Döner sermaye çalışmalarına geçen yıl 250 öğrencinin katıldığını ifade eden Karakurt, şöyle devam etti: “Öğrencilerimize bu çalışmaları esnasında ödenen ücretler de var. Eğitim alıyorlar, iş öğreniyorlar ama para da kazanıyorlar. Özellikle maddi durumu kötü olan öğrencilerimiz aile bütçelerine de katkıda bulunuyor. Geçen yıl öğrencilerimizin aldığı toplam para 78 bin lira. Öğrencilerimiz çalışmasına göre para alıyor. Çalışma saatlerine göre asgari ücret kadar para alabiliyorlar. Bunu da almaları konusunda önlerinde herhangi bir engel yok. Öğrencilerimiz yaz döneminde de kış döneminde de çalışabiliyor. Dışardaki herkes sanayiye aracını götürebileceği gibi okulumuza da aracını getirerek her türlü işlemini yaptırabiliyor. Motor bölümünde ise İl Sağlık Müdürlüğünün tüm ambulanslarının, Abant İzzet Baysal Üniversitesinin tüm araçlarının bakım ve onarımını yapıyoruz.”
‘Ankara’dan derslik donatım siparişi aldık’
Mobilya ve metal işleri bölümlerinin okulların donatımlarını yaptığını belirten Karakurt, şunları söyledi: “Özellikle geçen yıl Abant İzzet Baysal Üniversitesi ile sipariş çalışmalarımız çok fazla oldu. Üniversitenin donatım işlemlerini gerçekleştirdik. Milli Eğitim Müdürlüğünden sipariş alarak sınıfların derslik donatımlarını yapıyoruz. Hastanelerin tüm plastik doğrama işlerini yapıyoruz. Bilgisayar bölümümüzdeki öğrenciler bilgisayar laboratuvarı kurulması işlemlerinde çalıştı. Okulumuz fabrika gibi, öğrencilerimiz hem okuyor hem de asgari ücret kadar para kazanıyor.” Ankara'dan derslik donatım siparişi aldıklarını kaydeden Karakurt, Bolu, İstanbul, İzmit, Bursa ve Zonguldak'taki okulların sıra taleplerini karşıladıklarını belirtti.
(Radikal)
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
Bolu İzzet Baysal Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri, atölyelerde bir yıl boyunca yaptıkları çalışmalarla okula yaklaşık 2 milyon lira gelir sağladı.
Okulun teknik müdür yardımcısı İsmail Karakurt, mesleki eğitimde üretimin çok önemli olduğunu söyledi. Karakurt, “Gerek özel sektörden gerekse devlet kurumlarından sipariş alarak eğitimi zenginleştirmek ve öğrencilerimizi en üst düzeyde yetiştirmek için çalışıyoruz” dedi. Geçen yıl okuldaki atölyelerde yaptıkları çalışmalarla 2 milyon lira gelir elde ettiklerini belirten Karakurt, “Bu işi genel olarak 6 alanda gerçekleştirdik. Okulumuzda mobilya ve iş tasarım, motorlu araçlar teknolojisi, metal teknolojisi, bununla birlikte elektrik, elektronik, bilişim teknolojileri ve makine teknolojileri alanında aldığımız siparişler ölçüsünde öğrencilerimizi yetiştiriyoruz” diye konuştu.
Döner sermaye çalışmalarına geçen yıl 250 öğrencinin katıldığını ifade eden Karakurt, şöyle devam etti: “Öğrencilerimize bu çalışmaları esnasında ödenen ücretler de var. Eğitim alıyorlar, iş öğreniyorlar ama para da kazanıyorlar. Özellikle maddi durumu kötü olan öğrencilerimiz aile bütçelerine de katkıda bulunuyor. Geçen yıl öğrencilerimizin aldığı toplam para 78 bin lira. Öğrencilerimiz çalışmasına göre para alıyor. Çalışma saatlerine göre asgari ücret kadar para alabiliyorlar. Bunu da almaları konusunda önlerinde herhangi bir engel yok. Öğrencilerimiz yaz döneminde de kış döneminde de çalışabiliyor. Dışardaki herkes sanayiye aracını götürebileceği gibi okulumuza da aracını getirerek her türlü işlemini yaptırabiliyor. Motor bölümünde ise İl Sağlık Müdürlüğünün tüm ambulanslarının, Abant İzzet Baysal Üniversitesinin tüm araçlarının bakım ve onarımını yapıyoruz.”
‘Ankara’dan derslik donatım siparişi aldık’
Mobilya ve metal işleri bölümlerinin okulların donatımlarını yaptığını belirten Karakurt, şunları söyledi: “Özellikle geçen yıl Abant İzzet Baysal Üniversitesi ile sipariş çalışmalarımız çok fazla oldu. Üniversitenin donatım işlemlerini gerçekleştirdik. Milli Eğitim Müdürlüğünden sipariş alarak sınıfların derslik donatımlarını yapıyoruz. Hastanelerin tüm plastik doğrama işlerini yapıyoruz. Bilgisayar bölümümüzdeki öğrenciler bilgisayar laboratuvarı kurulması işlemlerinde çalıştı. Okulumuz fabrika gibi, öğrencilerimiz hem okuyor hem de asgari ücret kadar para kazanıyor.” Ankara'dan derslik donatım siparişi aldıklarını kaydeden Karakurt, Bolu, İstanbul, İzmit, Bursa ve Zonguldak'taki okulların sıra taleplerini karşıladıklarını belirtti.
(Radikal)
Son Güncelleme: Pazartesi, 27 Şubat 2012 15:15
Gösterim: 1740
Milli Eğitim Bakanı Dinçer: okul öncesinin de zorunlu eğitim kapsamına alınması yönünde yapılacak bir değişikliği destekleyeceklerini söyledi.
Meclis Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda zorunlu eğitimin kademelendirilerek 12 yıla çıkartılmasını içeren teklifin görüşmelerine verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, evde eğitimin hangi öğrencileri ve programları kapsayacağı yönündeki soruya, “Bakanlar Kurulu karar verecek, mesleki eğitim ve özürlülerin eğitimi ile ilgili olabilir” yanıtını verdi. Dinçer, düzenlemenin “kız öğrencileri okuldan uzaklaştıracağı" eleştirilerini ise bunun mümkün olmadığını belirterek şöyle değerlendirdi:
“Kesintisiz eğitim kanunu yürürlüğe girdikten sonra ilköğretimde okullaşma oranı yaklaşık yüzde 88, kız çocuklarının okullaşma oranı ise yüzde 85’lerde. Biz geldikten sonra ‘haydi kızlar okula’ demişiz, ‘şartlı nakit transferi’ uygulamışız, ‘baba beni okula gönder’ demişiz, herkesin tek tek evine gitmişiz, okullaşma oranını yüzde 98,5’e çıkarmışız. Arkasında da kızların okullaşma oranını 100 erkek öğrenciye karşı 85 civarındayken, 100 erkek öğrenciye karşı 100,4’e getirmişiz. ‘Kız çocuğu evde otursun’ diye düşünen iktidar, 10 yıllık süre içinde ‘kız çocukları okullaşsın’ diye onlarca proje geliştirip, şartlı nakit transferi uygulayıp, çocukları okula getirip, 100 erkek öğrencinin üzerindeki orana çıkarmaya niye uğraşsın.”
Okul öncesine destek verilecek
Milli Eğitim Bakanı Dinçer, komisyon toplantısının ardından gazetecilerin “okul öncesi eğitim de zorunlu eğitime eklenebilir mi?” sorusuna “Olabilir. Zaten okul öncesi eğitim zorunluluk olsa da olmasa da stratejik olarak 2013’ün sonunda yüzde 100’e çıkartmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla orada yapacakları değişiklik bizim de destekleyeceğimiz bir değişiklik. Zaten öyle bir hedefimiz var” yanıtı verdi.
İlköğretimden ortaöğretime geçişte yüzde 85’lere gelindiğini bunun çok iyi olduğunu belirten Bakan Dinçer, “Bizim çalıştığımız yapı geldiğimiz noktadan geriye gitmek değil tam aksine iyileştirecek bir durum ortaya çıkarmak” dedi.
(Haber7)
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
Milli Eğitim Bakanı Dinçer: okul öncesinin de zorunlu eğitim kapsamına alınması yönünde yapılacak bir değişikliği destekleyeceklerini söyledi.
Meclis Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda zorunlu eğitimin kademelendirilerek 12 yıla çıkartılmasını içeren teklifin görüşmelerine verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, evde eğitimin hangi öğrencileri ve programları kapsayacağı yönündeki soruya, “Bakanlar Kurulu karar verecek, mesleki eğitim ve özürlülerin eğitimi ile ilgili olabilir” yanıtını verdi. Dinçer, düzenlemenin “kız öğrencileri okuldan uzaklaştıracağı" eleştirilerini ise bunun mümkün olmadığını belirterek şöyle değerlendirdi:
“Kesintisiz eğitim kanunu yürürlüğe girdikten sonra ilköğretimde okullaşma oranı yaklaşık yüzde 88, kız çocuklarının okullaşma oranı ise yüzde 85’lerde. Biz geldikten sonra ‘haydi kızlar okula’ demişiz, ‘şartlı nakit transferi’ uygulamışız, ‘baba beni okula gönder’ demişiz, herkesin tek tek evine gitmişiz, okullaşma oranını yüzde 98,5’e çıkarmışız. Arkasında da kızların okullaşma oranını 100 erkek öğrenciye karşı 85 civarındayken, 100 erkek öğrenciye karşı 100,4’e getirmişiz. ‘Kız çocuğu evde otursun’ diye düşünen iktidar, 10 yıllık süre içinde ‘kız çocukları okullaşsın’ diye onlarca proje geliştirip, şartlı nakit transferi uygulayıp, çocukları okula getirip, 100 erkek öğrencinin üzerindeki orana çıkarmaya niye uğraşsın.”
Okul öncesine destek verilecek
Milli Eğitim Bakanı Dinçer, komisyon toplantısının ardından gazetecilerin “okul öncesi eğitim de zorunlu eğitime eklenebilir mi?” sorusuna “Olabilir. Zaten okul öncesi eğitim zorunluluk olsa da olmasa da stratejik olarak 2013’ün sonunda yüzde 100’e çıkartmayı hedefliyoruz. Dolayısıyla orada yapacakları değişiklik bizim de destekleyeceğimiz bir değişiklik. Zaten öyle bir hedefimiz var” yanıtı verdi.
İlköğretimden ortaöğretime geçişte yüzde 85’lere gelindiğini bunun çok iyi olduğunu belirten Bakan Dinçer, “Bizim çalıştığımız yapı geldiğimiz noktadan geriye gitmek değil tam aksine iyileştirecek bir durum ortaya çıkarmak” dedi.
(Haber7)
Son Güncelleme: Cuma, 24 Şubat 2012 11:16
Gösterim: 2232
MEB tarafından okullarda dağıtımına başlanan tablet bilgisayarların benzerini, günümüzden 4 bin yıl önce Sümerler eğitim amacıyla kilden yapılmış çivi yazısı şeklinde kullanıyorlardı.
Kayseri yakınlarındaki Asur ticaret kolonosi Kültepe-Kaniş höyüğünde uzun bir süreden bu yana kazı çalışmalarına başkanlık eden Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Fikri Kulakoğlu, günümüzde elektronik bir ürün olarak kullanılan ve Türkiye’de orta ögretimde ikinci yarıda yaygın olarak kullanılmaya başlanan tabletlerin ilk örneklerinin, 4 bin yıl önce Mezepotamya bölgesinde Sümerliler tarafından kullanıldığını ve çivi yazılı tabletlerin daha sonra ticari amaçlarla Anadolu’ya yayıldığını ifade etti.
Çivi yazılı tabletler eğitim amcıyla da kullanılıyordu.
Kil üzerine metal bir kalemle yazılan çivi yazılı tabletlerin, eğitimde de kullanıldığını belirten Prof. Dr. Kulakoğlu, şu bilgileri verdi: "Sümerler, çivi yazılı tabletleri resmi, ticari ve siyasi yazışmaların dışında, eğitim amacıyla da kullanmışlardır. O dönemde okur-yazar sayısı çok az olduğu için ’Katip’ denilen kişilerin yetişmesi için okullar kurulmuştur. Kültepe Höyüğü’nde de bu amaçla kurulmuş bir okul varmış. Katip yetiştiren okullarda öğrencilere, kilden yapılan tabletlerde önce tıpkı bizim alfabedeki ’Ali okula koş’ gibi basit cümle, işaret, harf ve rakamlar öğretilmiş. Bu tabletler eğitim için kullanıldığı için pişirilip sabitlenmemiş. Çamur tablet üzerinde okuma yazma eğitimi yapılıp, daha sonra bu tablet yaz-boz hamuru gibi yeniden kullanılmış. Irak’ta bulunan Ur şehrinde de çivi yazılı tabletlerle eğitim verilen, hatta sıraları bile bulunan bir okul, arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkarıldı."
Kültepe’de bulunanlar yangında pişmiş
Prof.Dr. Fikri Kulakoğlu, Asurlu tüccarların Anadolu’da yaşadığı Kültepe’de de katip yetiştirmek için bir okul bulunduğunu da belirterek, şöyle konuştu: "Kayseri’ye
10 tablet günümüze ulaştı
Kültepe’de bulunan tabletleri inceleyen ve okuyup tercüme eden Ankara Dil Tarih ve Cografya Fakültesi Sümerolog Hakan Erol da yapılan kazılarda eğitim amaçlı hazırlanmış 10 tablet bulunduğunu anlattı. Erol, şöyle dedi: "Katip yetiştiren okullarda, eğitim amaçlı kullanılan tabletler pişirilmiyordu. Bu tabletlerin üzerine, öğrenciler için basit harfler yazılıyordu. Kültepe’de bu amaçla hazırlanmış 10 tablet bulundu. "Kültepe’de 1948 yılında Prof.Dr. Tahsin Özgüç tarafından başlatılan ve halen devam eden kazılarda bulunan 30 bin dolayındaki çivi yazılı tablet, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Kayseri Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.Tabletlerde ticari anlaşmalar, evlilik anlaşmaları(nikah), borç senetleri, fiyat listeleri, getirilen malların listeleri, siyasi ve askeri anlaşmalar, tüccarların anıları, gelin-kaynana anlaşmazlığı gibi yazılı metinler yer alıyor
(DHA)
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
MEB tarafından okullarda dağıtımına başlanan tablet bilgisayarların benzerini, günümüzden 4 bin yıl önce Sümerler eğitim amacıyla kilden yapılmış çivi yazısı şeklinde kullanıyorlardı.
Kayseri yakınlarındaki Asur ticaret kolonosi Kültepe-Kaniş höyüğünde uzun bir süreden bu yana kazı çalışmalarına başkanlık eden Ankara Üniversitesi Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Fikri Kulakoğlu, günümüzde elektronik bir ürün olarak kullanılan ve Türkiye’de orta ögretimde ikinci yarıda yaygın olarak kullanılmaya başlanan tabletlerin ilk örneklerinin, 4 bin yıl önce Mezepotamya bölgesinde Sümerliler tarafından kullanıldığını ve çivi yazılı tabletlerin daha sonra ticari amaçlarla Anadolu’ya yayıldığını ifade etti.
Çivi yazılı tabletler eğitim amcıyla da kullanılıyordu.
Kil üzerine metal bir kalemle yazılan çivi yazılı tabletlerin, eğitimde de kullanıldığını belirten Prof. Dr. Kulakoğlu, şu bilgileri verdi: "Sümerler, çivi yazılı tabletleri resmi, ticari ve siyasi yazışmaların dışında, eğitim amacıyla da kullanmışlardır. O dönemde okur-yazar sayısı çok az olduğu için ’Katip’ denilen kişilerin yetişmesi için okullar kurulmuştur. Kültepe Höyüğü’nde de bu amaçla kurulmuş bir okul varmış. Katip yetiştiren okullarda öğrencilere, kilden yapılan tabletlerde önce tıpkı bizim alfabedeki ’Ali okula koş’ gibi basit cümle, işaret, harf ve rakamlar öğretilmiş. Bu tabletler eğitim için kullanıldığı için pişirilip sabitlenmemiş. Çamur tablet üzerinde okuma yazma eğitimi yapılıp, daha sonra bu tablet yaz-boz hamuru gibi yeniden kullanılmış. Irak’ta bulunan Ur şehrinde de çivi yazılı tabletlerle eğitim verilen, hatta sıraları bile bulunan bir okul, arkeolojik kazılar sonucu ortaya çıkarıldı."
Kültepe’de bulunanlar yangında pişmiş
Prof.Dr. Fikri Kulakoğlu, Asurlu tüccarların Anadolu’da yaşadığı Kültepe’de de katip yetiştirmek için bir okul bulunduğunu da belirterek, şöyle konuştu: "Kayseri’ye
10 tablet günümüze ulaştı
Kültepe’de bulunan tabletleri inceleyen ve okuyup tercüme eden Ankara Dil Tarih ve Cografya Fakültesi Sümerolog Hakan Erol da yapılan kazılarda eğitim amaçlı hazırlanmış 10 tablet bulunduğunu anlattı. Erol, şöyle dedi: "Katip yetiştiren okullarda, eğitim amaçlı kullanılan tabletler pişirilmiyordu. Bu tabletlerin üzerine, öğrenciler için basit harfler yazılıyordu. Kültepe’de bu amaçla hazırlanmış 10 tablet bulundu. "Kültepe’de 1948 yılında Prof.Dr. Tahsin Özgüç tarafından başlatılan ve halen devam eden kazılarda bulunan 30 bin dolayındaki çivi yazılı tablet, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Kayseri Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.Tabletlerde ticari anlaşmalar, evlilik anlaşmaları(nikah), borç senetleri, fiyat listeleri, getirilen malların listeleri, siyasi ve askeri anlaşmalar, tüccarların anıları, gelin-kaynana anlaşmazlığı gibi yazılı metinler yer alıyor
(DHA)
Son Güncelleme: Perşembe, 23 Şubat 2012 14:11
Gösterim: 3798
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, zorunlu eğitimin kademelendirilerek 12 yıla çıkarılmasını öngören yasa teklifinin, kız çocukları arasındaki okullaşma oranını düşüreceğini ve çocuk işçiliğinin önünü açacağını ileri sürdü.
Eğitim-Sen üyesi bir grup, TBMM Dikmen Kapısı önünde Eğitim Kanunu'nda yapılacak değişikliği protesto etti. Bazı CHP milletvekillerinin de destek verdiği protestocular, "Piyasacı, gerici, ırkçı eğitime hayır" yazılı pankart açtı, slogan attı. Mehmet Bozgeyik, gruptakiler adına yaptığı açıklamada, eğitimle ilgili değişikliklerin toplumun her kesimiyle görüşülerek yapılması gerektiğini, ancak bu teklifin kimsenin görüşü alınmadan aceleyle hazırlandığını ve 25 maddelik torba yasa şeklinde içine başka düzenlemeler de katılarak Meclis'e sunulduğunu savundu. Bozgeyik, şöyle konuştu: "Teklif kız çocuklarının okula devamını arttırmayacak, aksine dört yıldan sonra öğrenimlerine açık öğretim şeklinde devam etmelerinin önünü açacak. Çıraklık yaşının 11'e düşürülmesi de dikkat çekici. Çocukların ilk dört yıldan sonra okul ortamından uzaklaştırılarak son yıllarda giderek büyüyen bir sorun olan çocuk işçiliğinin yaygınlaşması hedefleniyor, çocuk emeği sömürüsünün önü bizzat hükümet tarafından açılıyor." CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş da zorunlu eğitimi 4 yıla indirecek bu teklifin yasalaşmaması için çalışacağını söyledi.
(hürriyeteğitim)
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Genel Sekreteri Mehmet Bozgeyik, zorunlu eğitimin kademelendirilerek 12 yıla çıkarılmasını öngören yasa teklifinin, kız çocukları arasındaki okullaşma oranını düşüreceğini ve çocuk işçiliğinin önünü açacağını ileri sürdü.
Eğitim-Sen üyesi bir grup, TBMM Dikmen Kapısı önünde Eğitim Kanunu'nda yapılacak değişikliği protesto etti. Bazı CHP milletvekillerinin de destek verdiği protestocular, "Piyasacı, gerici, ırkçı eğitime hayır" yazılı pankart açtı, slogan attı. Mehmet Bozgeyik, gruptakiler adına yaptığı açıklamada, eğitimle ilgili değişikliklerin toplumun her kesimiyle görüşülerek yapılması gerektiğini, ancak bu teklifin kimsenin görüşü alınmadan aceleyle hazırlandığını ve 25 maddelik torba yasa şeklinde içine başka düzenlemeler de katılarak Meclis'e sunulduğunu savundu. Bozgeyik, şöyle konuştu: "Teklif kız çocuklarının okula devamını arttırmayacak, aksine dört yıldan sonra öğrenimlerine açık öğretim şeklinde devam etmelerinin önünü açacak. Çıraklık yaşının 11'e düşürülmesi de dikkat çekici. Çocukların ilk dört yıldan sonra okul ortamından uzaklaştırılarak son yıllarda giderek büyüyen bir sorun olan çocuk işçiliğinin yaygınlaşması hedefleniyor, çocuk emeği sömürüsünün önü bizzat hükümet tarafından açılıyor." CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş da zorunlu eğitimi 4 yıla indirecek bu teklifin yasalaşmaması için çalışacağını söyledi.
(hürriyeteğitim)
Son Güncelleme: Perşembe, 23 Şubat 2012 14:57
Gösterim: 2286
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), mesleki ve teknik eğitime ilişkin politikalar belirlemek için çalıştay düzenleyecek.
Mesleki ve Teknik Eğitim Çalıştayı'', 24-25 Şubat 2012 tarihlerinde Antalya'da yapılacak. Bakanlık, çalıştayla uygulanabilir, rasyonel bir mesleki eğitim sistemi modelinin ortaya çıkarılması ve modeli hayata geçirmek için gereken politika, tedbir ve eylem adımlarının belirlenmesini amaçlıyor.
Mesleki eğitimin enine boyuna tartışılacağı çalıştayda, örgün mesleki ve teknik eğitimin yapısı ve modellemesi, mesleki eğitim stratejilerini etkileyen, yön veren kurumlar, mesleki ve teknik eğitimde öğretim programları, staj uygulamaları, mesleki eğitimin finansmanı, yönetimi ve sektörle ilişkileri, mesleki ve teknik eğitimin algısı ve öğrenci profili konuları masaya yatırılacak.
Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK bürokratlarının ve bazı üniversitelerin öğretim üyelerinin danışma kurulunda yer alacağı çalıştayın moderatörlüğü ise Kalkınma Bakanlığı yetkililerince sağlanacak.
Çalıştaya, üniversitelerden 55 akademisyen, kamu kurum ve kuruluşlarından 32 temsilci, sivil toplum kuruluşlarından 47 temsilci, sektörden 23 temsilci, MEB merkez teşkilatından 23 üst düzey yönetici, taşra teşkilatından ise 3 milli eğitim müdürlüğü yöneticisi, 18 okul müdürü, 7 öğretmen olmak üzere 28 temsilci katılacak.
(Sabah)
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), mesleki ve teknik eğitime ilişkin politikalar belirlemek için çalıştay düzenleyecek.
Mesleki ve Teknik Eğitim Çalıştayı'', 24-25 Şubat 2012 tarihlerinde Antalya'da yapılacak. Bakanlık, çalıştayla uygulanabilir, rasyonel bir mesleki eğitim sistemi modelinin ortaya çıkarılması ve modeli hayata geçirmek için gereken politika, tedbir ve eylem adımlarının belirlenmesini amaçlıyor.
Mesleki eğitimin enine boyuna tartışılacağı çalıştayda, örgün mesleki ve teknik eğitimin yapısı ve modellemesi, mesleki eğitim stratejilerini etkileyen, yön veren kurumlar, mesleki ve teknik eğitimde öğretim programları, staj uygulamaları, mesleki eğitimin finansmanı, yönetimi ve sektörle ilişkileri, mesleki ve teknik eğitimin algısı ve öğrenci profili konuları masaya yatırılacak.
Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK bürokratlarının ve bazı üniversitelerin öğretim üyelerinin danışma kurulunda yer alacağı çalıştayın moderatörlüğü ise Kalkınma Bakanlığı yetkililerince sağlanacak.
Çalıştaya, üniversitelerden 55 akademisyen, kamu kurum ve kuruluşlarından 32 temsilci, sivil toplum kuruluşlarından 47 temsilci, sektörden 23 temsilci, MEB merkez teşkilatından 23 üst düzey yönetici, taşra teşkilatından ise 3 milli eğitim müdürlüğü yöneticisi, 18 okul müdürü, 7 öğretmen olmak üzere 28 temsilci katılacak.
(Sabah)
Son Güncelleme: Perşembe, 23 Şubat 2012 12:24
Gösterim: 1972