Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, ağustos ayında öğretim üyesi almak için verdiği ilanda, kimlerin bu kadrolara alınacağını da yazarak bir skandala imza atmıştı. Rektörün istifa ettiği skandal sonrası listedeki 2 ismin göreve başladığı ortaya çıktı.

RİZE’de bulunan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) adına ağustos ayında bir ilan verilmişti. İlan, Basın İlan Kurumu aracılığıyla ulusal bir gazetede yer almıştı. İlanda, Tıp, Mühendislik, Fen Edebiyat Fakültesi’ne 1’er, Su Ürünleri’ne 2 doçent, İlahiyat Fakültesi’ne ise bir Yard. Doç. alınacağı belirtilmişti. Ancak ilanda kriterler yerine doğrudan alınacak akademisyenlerin isimleri yer almıştı. Örneğin Tıp Fakültesi için aranan öğretim üyesinin karşısında Ahmet Pergel ismi yer alıyordu. Pergel’in isminin yanında ise “Doçentliği alamadı, sorulacak” notu bulunuyordu. Yine Fen Edebiyat Fakültesi’ne alınacak öğretim üyesinin karşısında ise Murat Tomakin’in adı yer alıyordu. Tomakin’in isminin yanına ise “İzinli” notu düşülmüştü. Diğer isimler ise Mühendislik Fakültesi Can Coşkun, Su Ürünleri Fakültesi Sabri Bilgin, Su Ürünleri Fakültesi Huriye Karabulut ve İlahiyat Fakültesi Musa Balcı’ydı. O isimlerden Sabri Bilgin ve Murat Tomakin’in her şeye rağmen görevlerine başladıkları tespit edildi.

"Yanlış olan kriterler yerine ilanda isimlerin yer almasıydı"

Rektör Prof. Dr. Hüseyin Karaman konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Sabri Bilgin ve Murat Tomakin hocalarımız doçent oldular ve kadrolarına atandılar. Ahmet Pergel hocamız da doçentlik için hak kazandı, ancak henüz atanmadı. İlanda ismi geçen Musa Balcı dışında diğer hocalarımız zaten üniversitemizdeydi. Dünyanın her yerinde bu böyledir. Eğer atama yönetmeliğindeki şartlar varsa kadro verirsiniz. Tabii ki yanlış olan kriterler yerine ilanda isimlerin yer almasıydı.”

Balık baştan kokar

CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, bu durumu ‘minareyi çalıp kılıfı hazırlamak’ olarak tanımladı. Nazlıaka şöyle konuştu: “AKP üniversitelerin, özerk, bilimsel ve nesnel yapısını yok etmek için 12 Eylül’ün YÖK’üyle el ele vermiş çalışıyor.  Bugüne kadar hiçbir ilanın kişiye özel olarak çıktığını görmedim. Demek ki işe göre adam değil, adama göre iş aranıyor. Bu usulsüzlüğün RTEÜ’de olması da zamanın ruhuna uygun oldu. Bir kez daha balık baştan kokmuştur. Bu kişiler bu kadrolara yerleştikten sonra meslektaşlarının yüzüne nasıl baktılar, ilanı nasıl içlerine sindirdiler, anlamam mümkün değil.”

Kaynak Hürriyet

> RTE Üniversitesi’nin skandal ilanındaki isimlere kadro

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, ağustos ayında öğretim üyesi almak için verdiği ilanda, kimlerin bu kadrolara alınacağını da yazarak bir skandala imza atmıştı. Rektörün istifa ettiği skandal sonrası listedeki 2 ismin göreve başladığı ortaya çıktı.

RİZE’de bulunan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) adına ağustos ayında bir ilan verilmişti. İlan, Basın İlan Kurumu aracılığıyla ulusal bir gazetede yer almıştı. İlanda, Tıp, Mühendislik, Fen Edebiyat Fakültesi’ne 1’er, Su Ürünleri’ne 2 doçent, İlahiyat Fakültesi’ne ise bir Yard. Doç. alınacağı belirtilmişti. Ancak ilanda kriterler yerine doğrudan alınacak akademisyenlerin isimleri yer almıştı. Örneğin Tıp Fakültesi için aranan öğretim üyesinin karşısında Ahmet Pergel ismi yer alıyordu. Pergel’in isminin yanında ise “Doçentliği alamadı, sorulacak” notu bulunuyordu. Yine Fen Edebiyat Fakültesi’ne alınacak öğretim üyesinin karşısında ise Murat Tomakin’in adı yer alıyordu. Tomakin’in isminin yanına ise “İzinli” notu düşülmüştü. Diğer isimler ise Mühendislik Fakültesi Can Coşkun, Su Ürünleri Fakültesi Sabri Bilgin, Su Ürünleri Fakültesi Huriye Karabulut ve İlahiyat Fakültesi Musa Balcı’ydı. O isimlerden Sabri Bilgin ve Murat Tomakin’in her şeye rağmen görevlerine başladıkları tespit edildi.

"Yanlış olan kriterler yerine ilanda isimlerin yer almasıydı"

Rektör Prof. Dr. Hüseyin Karaman konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Sabri Bilgin ve Murat Tomakin hocalarımız doçent oldular ve kadrolarına atandılar. Ahmet Pergel hocamız da doçentlik için hak kazandı, ancak henüz atanmadı. İlanda ismi geçen Musa Balcı dışında diğer hocalarımız zaten üniversitemizdeydi. Dünyanın her yerinde bu böyledir. Eğer atama yönetmeliğindeki şartlar varsa kadro verirsiniz. Tabii ki yanlış olan kriterler yerine ilanda isimlerin yer almasıydı.”

Balık baştan kokar

CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, bu durumu ‘minareyi çalıp kılıfı hazırlamak’ olarak tanımladı. Nazlıaka şöyle konuştu: “AKP üniversitelerin, özerk, bilimsel ve nesnel yapısını yok etmek için 12 Eylül’ün YÖK’üyle el ele vermiş çalışıyor.  Bugüne kadar hiçbir ilanın kişiye özel olarak çıktığını görmedim. Demek ki işe göre adam değil, adama göre iş aranıyor. Bu usulsüzlüğün RTEÜ’de olması da zamanın ruhuna uygun oldu. Bir kez daha balık baştan kokmuştur. Bu kişiler bu kadrolara yerleştikten sonra meslektaşlarının yüzüne nasıl baktılar, ilanı nasıl içlerine sindirdiler, anlamam mümkün değil.”

Kaynak Hürriyet

Son Güncelleme: Pazartesi, 02 Aralık 2013 01:03

Gösterim: 1704

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dershanelerin özel okullara dönüştürülmesini konu alan "Toptan Kapatın" başlıklı yazıda, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle, yazar Emre Uslu ve Taraf gazetesine 50 bin liralık manevi tazminat davası açtı.

Erdoğan'ın avukatları Ali Özkaya ve Muammer Cemaloğlu tarafından açılan davanın dilekçesinde, Uslu'nun, 21 Kasım 2013'deki köşe yazısına yer verildi.

Uslu'nun, söz konusu yazısında, "Çakal, ahlaksız, yalancı, hain, perde önünde farklı, perde arkasında farklı" gibi ifadeler kullandığı belirtilen dilekçede, "Davalı, bu ağır ifadeleri sarf etmeden de etkin bir yazı yazabilir ve basına hizmet etme amacını gerçekleştirebilirdi. Ne var ki davalının amacı bu değildir. Amacı en ağır biçimde müvekkilimize hakaret etmektir" ifadesi kullanıldı.

Yazıyla sadece Başbakan Erdoğan'ın değil, basın ve toplumun da zarar gördüğü savunulan dilekçede, şunlar kaydedildi:

"Dava konusu yayınla, Başbakan Erdoğan'ın kişilik haklarına ve manevi şahsiyetine açıkça bir saldırı gerçekleştirilmiştir. Basın özgürlüğü ve eleştiri hakkı hiçbir zaman için uluslararası metinlerle, anayasayla ve yasalarla güvence altına alınan kişilerin şeref ve haysiyetinin ihlali aracı olarak kullanılamaz."

Dilekçede, Uslu ve Taraf gazetesinden 50 bin lira manevi tazminat talep edildi.

Suç duyurusunda da bulunuldu

Öte yandan, söz konusu yazıyla ilgili Uslu hakkında, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosuna gönderilmek üzere, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ayrıca suç duyurusunda bulunuldu.

Suç duyurusu dilekçesinde, "hakaret" suçunu işlediği iddia edilen Uslu hakkında, kamu davası açılması talep edildi.

> Başbakan’dan dershane yazısına tazminat davası

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dershanelerin özel okullara dönüştürülmesini konu alan "Toptan Kapatın" başlıklı yazıda, kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle, yazar Emre Uslu ve Taraf gazetesine 50 bin liralık manevi tazminat davası açtı.

Erdoğan'ın avukatları Ali Özkaya ve Muammer Cemaloğlu tarafından açılan davanın dilekçesinde, Uslu'nun, 21 Kasım 2013'deki köşe yazısına yer verildi.

Uslu'nun, söz konusu yazısında, "Çakal, ahlaksız, yalancı, hain, perde önünde farklı, perde arkasında farklı" gibi ifadeler kullandığı belirtilen dilekçede, "Davalı, bu ağır ifadeleri sarf etmeden de etkin bir yazı yazabilir ve basına hizmet etme amacını gerçekleştirebilirdi. Ne var ki davalının amacı bu değildir. Amacı en ağır biçimde müvekkilimize hakaret etmektir" ifadesi kullanıldı.

Yazıyla sadece Başbakan Erdoğan'ın değil, basın ve toplumun da zarar gördüğü savunulan dilekçede, şunlar kaydedildi:

"Dava konusu yayınla, Başbakan Erdoğan'ın kişilik haklarına ve manevi şahsiyetine açıkça bir saldırı gerçekleştirilmiştir. Basın özgürlüğü ve eleştiri hakkı hiçbir zaman için uluslararası metinlerle, anayasayla ve yasalarla güvence altına alınan kişilerin şeref ve haysiyetinin ihlali aracı olarak kullanılamaz."

Dilekçede, Uslu ve Taraf gazetesinden 50 bin lira manevi tazminat talep edildi.

Suç duyurusunda da bulunuldu

Öte yandan, söz konusu yazıyla ilgili Uslu hakkında, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosuna gönderilmek üzere, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına ayrıca suç duyurusunda bulunuldu.

Suç duyurusu dilekçesinde, "hakaret" suçunu işlediği iddia edilen Uslu hakkında, kamu davası açılması talep edildi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 02 Aralık 2013 00:46

Gösterim: 1149

Eski Milli Eğitim Bakanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Ömer Dinçer, "Dershaneler mevzusu siyasi bir mevzu değildir" dedi. 

Dinçer, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinde katıldığı konferansın ardından öğrencilerin sorusu üzerine dershanelerin özel okula dönüştürülmesinin kolaylaştırılmasına ilişkin çalışmaları değerlendirdi.

Eğitim sektörünün alıcısı çok olan bir sektör olduğunu, medya organlarının, eğitimle ilgili haberleri flaş başlıklarla verdiğini ifade eden Dinçer, dershanelerin aslında ülkenin stratejik mevzularından biri olmadığını söyledi.

Özellikle Türk eğitim sisteminde, ortaöğretimin sorunlarına daha ayrıntılı bakılması gerektiğine işaret eden Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünyanın ortaöğretim sistemini nasıl çözdüğüne baktığınız zaman, Türkiye'deki sorunu daha iyi göreceksiniz. O zaman dershaneler mevzusunun siyasi bir sorun olmadığını göreceksiniz. Dolayısıyla dershaneler mevzusu siyasi bir mevzu değildir. Eğer siz ülkenizde son derece modern okul binaları yaparsanız, dersliklerde 24 öğrenci olsa öğretim oranınız yüzde 100 olsa da eğitim paradigmasını değiştirmezseniz, bu sorunlardan kurtulamazsınız."

Devletin tüm vatandaşlarının sorunlarına çözüm üretmesi gerektiğini vurgulayan Dinçer, bunun için hazırlanan kamu yönetimi reformunun devletin otoriter olandan demokrat olana doğru dönüşmesi süreci olduğunu vurguladı.

> Eski Milli Eğitim Bakanı Dinçer’den dershane açıklaması

Eski Milli Eğitim Bakanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Ömer Dinçer, "Dershaneler mevzusu siyasi bir mevzu değildir" dedi. 

Dinçer, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesinde katıldığı konferansın ardından öğrencilerin sorusu üzerine dershanelerin özel okula dönüştürülmesinin kolaylaştırılmasına ilişkin çalışmaları değerlendirdi.

Eğitim sektörünün alıcısı çok olan bir sektör olduğunu, medya organlarının, eğitimle ilgili haberleri flaş başlıklarla verdiğini ifade eden Dinçer, dershanelerin aslında ülkenin stratejik mevzularından biri olmadığını söyledi.

Özellikle Türk eğitim sisteminde, ortaöğretimin sorunlarına daha ayrıntılı bakılması gerektiğine işaret eden Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dünyanın ortaöğretim sistemini nasıl çözdüğüne baktığınız zaman, Türkiye'deki sorunu daha iyi göreceksiniz. O zaman dershaneler mevzusunun siyasi bir sorun olmadığını göreceksiniz. Dolayısıyla dershaneler mevzusu siyasi bir mevzu değildir. Eğer siz ülkenizde son derece modern okul binaları yaparsanız, dersliklerde 24 öğrenci olsa öğretim oranınız yüzde 100 olsa da eğitim paradigmasını değiştirmezseniz, bu sorunlardan kurtulamazsınız."

Devletin tüm vatandaşlarının sorunlarına çözüm üretmesi gerektiğini vurgulayan Dinçer, bunun için hazırlanan kamu yönetimi reformunun devletin otoriter olandan demokrat olana doğru dönüşmesi süreci olduğunu vurguladı.

Son Güncelleme: Cuma, 29 Kasım 2013 19:11

Gösterim: 1434

2004'teki MGK kararlarının ortaya çıkarılmasıyla yeni boyutlar kazanan AKP-Cemaat geriliminin polis teşkilatını da etkileyeceği iddia edildi.

Cemaatin polis içindeki en güçlü kadrolaşmaya sahip olduğu belirtilen Polis Akademisi’ne kaynak sağlayan Polis Koleji’ne öğrenci alımlarının birkaç yıl dondurulması da gündeme geldi. Cumhuriyet gazetesinden Erdem Gül'ün haberine göre, daha önce Emniyet İstihbarat’ta yapılan operasyonların ardından polis şefi yetiştiren Polis Koleji’ne de el atılmasının Başbakan Tayyip Erdoğan ’a sunulan ve AKP içinde, “Emniyet’te cemaati bitirme raporu” diye adlandırılan bir rapor çerçevesinde yürütüldüğü belirtiliyor.

AKP-cemaat kavgasının dershane tartışmasının altında daha da sert bir şekilde emniyet-poliste yaşandığı ortaya çıktı. 2004 yılındaki MGK toplantısında Gülen cemaatine yönelik alınan kararın yayınlanması üzerine AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, “Doğru cemaati bitirme kararı 2004’te alındı; sonra emniyet cemaate bağlandı, dershane ve okul sayısı patladı, AKP’ye kapatma davası açıldı. Fitneye destek verenleri görünce sorunun fitneciyle sınırlı olmadığı anlaşılıyor” açıklamasıyla emniyetteki cemaatçileri suçlamıştı. AKP kulislerinde, emniyette cemaate yönelik “kaynak kurutma operasyonu” olarak adlandırılabilecek bir plan konuşulmaya başlandı. AKP’de plan ve ayrıntıları şöyle ifade ediliyor:

Dondurulsun

Geçen yıl Bursa Polis Koleji kapatıldı ve emniyete polis şefi kaynağı sağlayan tek kolej olarak Ankara Polis Koleji kaldı. Ancak Bursa Koleji’nin öğrencilerinin Ankara’ya aktarıldığı gerekçe gösterilerek 2013-2014 eğitim öğretim döneminde Ankara Polis Koleji’ne öğrenci alınmadı. Bu nedenle bu yıl Polis Koleji’ne yeni öğrenci alınmamış oldu. Polis Koleji, ileride polis şefi olabilecek emniyet kadroları için öğrenci kaynağı sağlayan en önemli okul konumunda. Koleje öğrenci alımının durmasının bu yılla sınırlı olmayacağı, sürekli hale getirilebileceği belirtiliyor. Partide kaynak akışının durdurulması için en azından 3-5 yıl Polis Koleji’ne öğrenci alımının durdurulmasının gündemde olduğu ifade ediliyor.

Kaynak kuruyana kadar

Polis Koleji’ne öğrenci alımlarının dondurulacağı sürenin, “cemaatin bu okullardaki kaynağı” duracağı için polis içindeki kadrolaşmasının da etkin olmaktan çıkıp, daha sınırlı hale gelmesine kadar uygulanması gerektiği de ifade ediliyor.

Liseden ve imam hatipten: AKP’de Polis Koleji’ne öğrenci alımının durdurulacağı süre içinde kaynağın liselerden ve imam hatip liselerinden sağlanması yoluna gidileceği belirtiliyor. Böylece polis şefi adayı öğrenciler doğrudan yine dershanede olduğu gibi Milli Eğitim Bakanlığı ’nın kontrolüyle bu okullara girmiş olacaklar.

Akademi de kapatılsın

Polis kolejlerine yönelik cemaat operasyonunun Gezi eylemleri öncesinde ve eylemler daha sıcaklığını korurken Başbakan Erdoğan’a verilen bir rapor çerçevesinde yürütüldüğü de belirtiliyor. Parti içinde ayrıca Polis Koleji’ne öğrenci alımının durdurulmasının yeterli olmayacağı, asıl kadrolaşmanın Polis Akademisi’nde yaşandığına da vurgu yapılıyor. Polis Akademisi’ne yönelik operasyonun, Emniyet İstihbarat’taki gibi üst düzey görevlilerin atama ve tayinleriyle geçici olarak çözülebileceği ifade ediliyor. Ancak AKP’nin cemaate karşı daha da şiddetli mücadele yürütülmesini savunan isimleri arasında, “Dershaneler yetmez, Polis Akademisi de kapatılsın” görüşünü savunanlar olduğu da biliniyor.

> Yeni iddia: Polis kolejine öğrenci alınmayacak

2004'teki MGK kararlarının ortaya çıkarılmasıyla yeni boyutlar kazanan AKP-Cemaat geriliminin polis teşkilatını da etkileyeceği iddia edildi.

Cemaatin polis içindeki en güçlü kadrolaşmaya sahip olduğu belirtilen Polis Akademisi’ne kaynak sağlayan Polis Koleji’ne öğrenci alımlarının birkaç yıl dondurulması da gündeme geldi. Cumhuriyet gazetesinden Erdem Gül'ün haberine göre, daha önce Emniyet İstihbarat’ta yapılan operasyonların ardından polis şefi yetiştiren Polis Koleji’ne de el atılmasının Başbakan Tayyip Erdoğan ’a sunulan ve AKP içinde, “Emniyet’te cemaati bitirme raporu” diye adlandırılan bir rapor çerçevesinde yürütüldüğü belirtiliyor.

AKP-cemaat kavgasının dershane tartışmasının altında daha da sert bir şekilde emniyet-poliste yaşandığı ortaya çıktı. 2004 yılındaki MGK toplantısında Gülen cemaatine yönelik alınan kararın yayınlanması üzerine AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, “Doğru cemaati bitirme kararı 2004’te alındı; sonra emniyet cemaate bağlandı, dershane ve okul sayısı patladı, AKP’ye kapatma davası açıldı. Fitneye destek verenleri görünce sorunun fitneciyle sınırlı olmadığı anlaşılıyor” açıklamasıyla emniyetteki cemaatçileri suçlamıştı. AKP kulislerinde, emniyette cemaate yönelik “kaynak kurutma operasyonu” olarak adlandırılabilecek bir plan konuşulmaya başlandı. AKP’de plan ve ayrıntıları şöyle ifade ediliyor:

Dondurulsun

Geçen yıl Bursa Polis Koleji kapatıldı ve emniyete polis şefi kaynağı sağlayan tek kolej olarak Ankara Polis Koleji kaldı. Ancak Bursa Koleji’nin öğrencilerinin Ankara’ya aktarıldığı gerekçe gösterilerek 2013-2014 eğitim öğretim döneminde Ankara Polis Koleji’ne öğrenci alınmadı. Bu nedenle bu yıl Polis Koleji’ne yeni öğrenci alınmamış oldu. Polis Koleji, ileride polis şefi olabilecek emniyet kadroları için öğrenci kaynağı sağlayan en önemli okul konumunda. Koleje öğrenci alımının durmasının bu yılla sınırlı olmayacağı, sürekli hale getirilebileceği belirtiliyor. Partide kaynak akışının durdurulması için en azından 3-5 yıl Polis Koleji’ne öğrenci alımının durdurulmasının gündemde olduğu ifade ediliyor.

Kaynak kuruyana kadar

Polis Koleji’ne öğrenci alımlarının dondurulacağı sürenin, “cemaatin bu okullardaki kaynağı” duracağı için polis içindeki kadrolaşmasının da etkin olmaktan çıkıp, daha sınırlı hale gelmesine kadar uygulanması gerektiği de ifade ediliyor.

Liseden ve imam hatipten: AKP’de Polis Koleji’ne öğrenci alımının durdurulacağı süre içinde kaynağın liselerden ve imam hatip liselerinden sağlanması yoluna gidileceği belirtiliyor. Böylece polis şefi adayı öğrenciler doğrudan yine dershanede olduğu gibi Milli Eğitim Bakanlığı ’nın kontrolüyle bu okullara girmiş olacaklar.

Akademi de kapatılsın

Polis kolejlerine yönelik cemaat operasyonunun Gezi eylemleri öncesinde ve eylemler daha sıcaklığını korurken Başbakan Erdoğan’a verilen bir rapor çerçevesinde yürütüldüğü de belirtiliyor. Parti içinde ayrıca Polis Koleji’ne öğrenci alımının durdurulmasının yeterli olmayacağı, asıl kadrolaşmanın Polis Akademisi’nde yaşandığına da vurgu yapılıyor. Polis Akademisi’ne yönelik operasyonun, Emniyet İstihbarat’taki gibi üst düzey görevlilerin atama ve tayinleriyle geçici olarak çözülebileceği ifade ediliyor. Ancak AKP’nin cemaate karşı daha da şiddetli mücadele yürütülmesini savunan isimleri arasında, “Dershaneler yetmez, Polis Akademisi de kapatılsın” görüşünü savunanlar olduğu da biliniyor.

Son Güncelleme: Cumartesi, 30 Kasım 2013 17:20

Gösterim: 2104

8. Sınıflar düzeyinde bu yıl ilk kez uygulanan TEOG Sınavı’nı uzmanlar değerlendirdi.

Bahçeşehir Koleji Eğitim Uzmanları Sınavın İkinci Gününü Yorumladı…

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK SORULARI DEĞERLENDİRMESİ

Yavuz Gölbaşı / Ferda Gencel (Bahçeşehir Koleji Sosyal Bilgiler Bölüm Başkanları)

8. Sınıflar düzeyinde bu yıl ilk kez uygulanan TEOG Sınavı’nda T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersinde ilk dikkati çeken, soruların zorluk derecesinin orta düzeyde olduğu, müfredata ve kazanımlara uygunluğudur.

Sınav soruları ayrıntılı olarak incelendiğinde, geçmiş yıllarda uygulanan SBS sınav formatıyla büyük oranda benzerlik gösterdiği söylenebilir. Bu da geçmiş yıllardaki SBS’lerde çıkmış soruları çözen öğrencilerin daha avantajlı olacağının bir göstergesidir.

Soruların ünitelere dağılımına bakıldığında, 1. ünite olan “Bir Kahraman Doğuyor”dan 7 soru, 2. ünite olan “Milli Uyanış: Yurdumuzun İşgaline Tepkiler”den 13 soru sorulduğu görülmüştür. Bu durum bize içeriği kolay olan ünite ya da konulardan az, içeriği zor ve karmaşık olan ünite ya da konulardan çok soru çıkar şeklindeki klasik yaklaşımın doğru olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte her kazanımın önem derecesinin birbirine yakın olduğunu, hiçbir kazanımın göz ardı edilmemesini sonuç itibariyle de sınava girecek adayların tüm kazanımlara yönelik çalışma yapmaları gerektiğini ön plana çıkarmıştır. Ayırt edici sorular olarak 17. ve özellikle 19.soru ön plana çıkmaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, tarihsel kavramların bilinmesi 1. 9. 15. ve 19. sorularda olduğu gibi sorunun çözümünü kolaylaştırmaktadır.

Bununla birlikte 20. sorudaki vefakârlık, cefakârlık ve bahtiyarlık gibi kavramlar da doğrudan bu sınavın kazanımı kapsamında olmayıp genel kültürü de ölçmeye yöneliktir.

Bir diğer dikkati çeken hususta soruların doğrudan bilgiyi ölçmek yerine bilginin yorumlanmasına yönelik olmasıdır. Bu sınav göstermektedir ki MEB ve benzeri kitaplardaki açık uçlu çalışma soruları, merkezi sınavda karşımıza çoktan seçmeli soru olarak çıkabilmektedir. (Örnek; MEB Çalışma Kitabı sayfa 18 - Merkezi Sınav A Grubu soru 6 örneğinde olduğu gibi.) Şu hususa da dikkat çekmek gerekir ki 6. 11. 15 ve 20. sorularda görülen  Mustafa Kemal ve Fevzi Çakmak gibi milli mücadelenin lider kadrosuna ait sözler sınavda soru olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda gösteriyor ki ders kitaplarında yer alan sözler bu sınavda olduğu gibi bundan sonraki sınavlarda da üzerinde durulması gereken önemli içeriklerdir.

Bu sınav bittiğine göre, öncelikle öğrencilerimize geçmiş olsun diyor, Nisan ayında yapılacak 2. merkezi sınav için yeni kazanımların yanı sıra geriye dönük kazanımlarında tekrar edilmesini öneriyoruz.

FEN VE TEKNOLOJİ SORULARIN DEĞERLENDİRMESİ:

Senem Ertün / Erdem Çıplak (Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Bölüm Başkanları)

Yorumlar A kitapçığına göre yapılmıştır. Sınav soruları sadece 8. Sınıf kazanımlarından gelmiştir. Sınavda; 9 soru “Hücre Bölünmesi ve Kalıtım” 11 soru ise “Kuvvet Hareket Ünitesinin Kaldırma Kuvveti” konusundan sorulmuştur. Soru dağılımının ünitelerin kazanım sayılarıyla orantılı olmaması aynı bilgiyle birden fazla sorunun çözülmesini sağlamıştır. Ayrıca Kaldırma Kuvveti konusundan gelen bazı sorular birbirinin cevabı niteliğinde olup test tekniğine aykırı bir durum oluşturmuştur. ‘Hücre Bölünmesi ve Kalıtım’ ünitesinden 29 kazanımdan 9 soru, ‘’Kaldırma Kuvveti konusundaki 11 kazanımdan 11 soru sorulmuştur.

3. soruda orak hücreli anemi hastalığı vücut kromozomlarında aktarılmasına rağmen X kromozomunda aktarıldığı bilgisi verilerek akademik bir hata yapılmıştır. Fakat soru her iki yolla da çözüldüğünde cevap aynı çıkmaktadır. Bu nedenle soru iptal edilmiştir. 6. 8. ve 9. sorular tartışmaya açıktır.

9. soruda hem B hem de D seçenekleri paragraftan çıkartılamamaktadır. Fakat B seçeneği tamamen paragrafa göre yanlış olduğu için doğru cevap olarak değerlendirilmiş; D seçeneği doğru bir bilgi olduğu için paragraftan çıkarılamamasına rağmen cevap olarak verilmemiştir. Bu durum test tekniği bakımından doğru bir yaklaşım değildir. Kaldırma Kuvveti konusundan gelen sorular çok net, anlaşılır ve kolay sorulardır. Sadece 14. sorunun C seçeneğindeki bilgi, sınav tarihinden sonra işlenecek kazanımı içermektedir. Fakat bu durum sorunun çözülmesine etki etmemektedir.

Fen ve Teknoloji testi genel olarak orta düzeyde sorulardan oluşmuştur. Bazı sorularının seçeneklerinin iyi kurgulanmamış olması özellikle akademik olarak iyi düzeyde olan öğrencileri zorlamıştır. Bu yüzden sınavın seçiciliği azalmıştır. Geçen sene sorulan soruların daha net ve anlaşılır olduğu dikkati çekmiştir.

İNGİLİZCE SORULARIN DEĞERLENDİRMESİ:

Emel Bahçe (Bahçeşehir Koleji İngilizce Bölüm Başkanı)

TEOG İngilizce sınav soruları müfredata uygundur ve kazanım dışı soru bulunmamaktadır. Konu ve sorulan soru dağılımına bakıldığında her üniteden soru sorulduğu görülmüştür. Geçen yıldan farklı olarak günlük hayattaki diyalogları anlama ve uygun karşılığı veren ifadeyi bulma tarzı sorulara ağırlık verilmiştir. Bu sorular zor olmamasına karşın, dikkatli okumayı ve çıkarım yapmayı gerektirmektedir. Kelime bilgisini test eden sorular bu sınavda  çoğunlukla metin bütünlüğü içerisinde ölçülmüştür. Yazma becerilerinin test edildiği bir soru sorulmuş ve bu soruda  metni tamamlayan uygun sonuç cümlesinin bulunması istenmiştir. Bu seneki soruların diğer bir ağırlığı da okuma parçalarına verilmiştir. Paragrafta doğru bilgiyi bulmanın dışında çıkarım yapmaya dayalı sorulara da yer verilmiştir. Diğer bir farklılık ise bu seneki sınavda hiçbir soruda görsel kullanılmamasıdır.

Nisan 2014 tarihinde yapılacak olan 2. TEOG sınavında konu içerikleri ve kazanımlar daha fazla olacağından, öğrencilerin çalışma tempolarını yükseltmeleri ve düzenli tekrar yapmaları gerekmektedir.

Öğrencilerin dikkatine…

Bahçeşehir Koleji Rehberlik Bölüm Başkanı Özen Yazğan, TEOG sınavı sonrası öğrencileri önemli konulara yönelik olarak bilgilendirdi…

2013-2014 öğretim yılında Temel Eğitimden Ortaöğretime geçiş kapsamındaki Merkezi Ortak Sınavların Türkçe, Matematik ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinden oluşan 1. oturumları 28 Kasım Perşembe günü yapıldı. 29 Kasım Cuma günü de Fen ve Teknoloji, İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ve Yabancı Dil şeklinde 2. oturumdaki sınavlar tamamlandı. İki güne paylaştırılmış 3’er sınav şeklinde uygulanan bu sistem, bugüne kadar liseye geçişte uygulanan diğer sınavlardan (OKS-LGS-SBS) farklı yapısı nedeniyle öğrenci ve veliler tarafından merakla bekleniyordu.  Merakın yanı sıra, ilk defa uygulanacak olması sebebiyle bilinmeyene duyulan kaygıyı da beraberinde getirdi. İlk sınavlara okulların açılmasından 2 ay gibi çok kısa bir süre sonra girilecek olması, yanlış cevapların doğruları götürmemesi, testler arası 30 dakikalık araların olması (başta 50 dakika olarak açıklanmıştı) ve öğrencilerin testler arası süre transferi yapamayacak olması bu sınavlara has yeniliklerdi.

Devlet Okullarına Yerleşmek İsteyen Öğrencilerin Dikkatine!

Anadolu Liselerine, Fen ve Sosyal Bilimler Liselerine, Anadolu Öğretmen Liselerine, Teknik ve Meslek Liseleri ile Anadolu İmam Hatip Liselerine girmeyi düşünen öğrenciler için Merkezi Ortak Sınav sisteminde Kasım ve Nisan aylarında uygulanan her iki sınav da puansal olarak eşit değere sahiptir. Dolayısıyla, ilk sınavda istediği puanı alamadığını düşünen adaylar, Nisan ayında yapılacak sınavlarda bu kayıplarını telafi etme yönünde çalışmalılar. Sınavının iyi geçtiğini düşünen öğrenciler de, puansal kayba uğramamak için yine iyi bir performansı Nisan ayındaki sınavlarda da göstermek için çalışmalarını sürdürmelidirler.

Özel okullara girişte Nisan ayında yapılacak sınavlar çok daha fazla önem taşıyor!

Özel Okullar Birliği Derneği’nin yaptığı açıklamaya göre özel okullar öğrenci seçiminde sadece Türkçe, Matematik ve Fen derslerindeki netler üzerinden puanlama yapacaklar. Yani İnkılap Tarihi, Yabancı Dil ve Din derslerinin puana hiçbir katkısı olmayacak. Dolayısıyla, Kasım ayındaki sınavlarda Türkçe, Matematik ve Fen testlerinde iyi netler çıkaran adaylar avantajlı olabilir. Bununla birlikte toplam puan, Kasım ayındaki sınavlardan alınan puanın %30’u, Nisan ayındaki sınavlardan alınan puanın %70’i kullanılarak hesaplanacak. Dolayısıyla özel okullara girişte Nisan ayında yapılacak sınavlar çok daha fazla önem taşıyor. Yine devlet liselerine girişten farklı olarak, özel okullar sadece 8. sınıf karne ortalamasını puanlamada kullanacaklar; yani 6 ve 7. sınıftaki karne notları puanlamayı etkilemeyecek. Ancak karne ortalamaları hesaplanırken, öğrencilerin İnkılap tarihi, Din ve Yabancı dil merkezi sınavlarından alacakları puanlar da kullanılacağından, 8. Sınıf karne ortalaması açısından dezavantajlı olmamak için, merkezi ortak sınavlarda tüm derslerde yüksek puan almaya çalışmalılar.

Sınava Giremeyen ya da Tamamlayamayan Öğrenciler Ne Yapacak?

Geçerli mazeretleri nedeniyle sınava giremeyen ya da sınava girip sınav sırasında rahatsızlanarak devam edemeyen öğrencilerden mazereti okul müdürlüğünce uygun görülen (ilköğretim kurumları yönetmeliği 38. Madde) öğrenciler için 14-15 Aralık 2013 tarihlerinde Mazeret Sınavları yapılacaktır. Geçerli mazereti olmadan ortak sınav/sınavlara katılmayan öğrencilerin durumları ise puanla değerlendirilmeyecek ancak dönem puanı ve ortaöğretime yerleştirmeye esas puan hesaplamalarında sınav adedi tam olarak alınacaktır.

Öğrencilere Sınav Sonrası Altın Öğütler

•             Sınav sonuçlarınızı iyi değerlendirin. Yanlış yaptığınız soruların nedenlerini belirleyin (konu-bilgi eksiği, yorum hatası, dikkat hatası vb.). Belirlediğiniz eksikleri telafi edecek şekilde önünüzdeki 5 aylık süreci nasıl değerlendirmeniz gerektiğinin planını yapın.

•             Kendinizi başkaları ile kıyaslayarak olumsuz düşüncelere ve genellemelere kapılmayın.

•             Sınavınız çok iyi de geçmiş olsa, kötü de geçmiş olsa, sınavın iki etaptan oluştuğu gerçeğini hatırlayarak 5 ay sonraki sınavlar için tam motivasyonla hazırlıklarınıza devam edin. Unutmayın ki, ilk sınavlardaki eksiklerinizi ikinci sınavlarda telafi edebilirsiniz.

•             Okula devamsızlık yapmamaya özen gösterin.

•             Tam bir öğrenme için dersleri iyi dinleyin. Evde günlük tekrar yapın. Tekrar sonrası konu testleri çözün, yapamadığınız ya da yanlış yaptığınız soruların doğru yanıtlarını araştırın. Haftada 1 deneme sınavı çözün.

Sınav sonrası anne babalar çocuklarına nasıl yaklaşmalılar?

•             Öncelikle onunla sevincini paylaştığınızı ya da üzüntüsüne omuz olduğunuzu görsün. Ne abartılı sevinç ve ödüllendirmeler ne de dünyanın sonu gelmiş gibi üzüntülerin çocuğa faydası değil; zararı olur.

•             Sınav sonuçlarını bir bütün olarak değerlendirin. Sadece hatalara odaklanmak ve sorgulamak öğrencinin kendini yetersiz ve suçlu hissetmesine neden olur. Emin olun ki performansı o sizden daha fazla önemser. Her siz onun yerine aşırı kaygılanırsanız, ona yoğun bir psikolojik baskı yaratırsınız.  Bunun sonucu olarak da ya kaygı nedeniyle performansının düşmesine sebep olursunuz ya da bu aşırı yükle baş edemeyip her şeyi boş vermesine neden olursunuz.

•             Sınav sonrasında bir süre rahatlamaya ihtiyaç duyabilir. Merkezi sınavların devam eden bir süreç olduğunu aklınızda tutarak temposunu yavaş yavaş arttırmasına destek olun.

•             Çocuğun sınav sonucunu başkaları ile kıyaslayarak değerlendirmek yerine çocuğun sınav sonucunun kendi potansiyeli ve çalışmaları doğrultusunda bir olup olmadığını değerlendirmeniz gerekir. Eğer öğrenci potansiyeli ve emekleri doğrultusunda beklediği olumlu sonucu elde ettiyse anne babalar çocuğun daha önce sağladığı çalışma temposunu devam ettirmesine destek olabilirler. Eğer sınavlar öğrencinin hedeflediği gibi geçmediyse bunun nedenlerini değerlendirmek önemlidir. Konu eksikleri var mı? Sınav sırasında heyecanını mı yönetmeyi başaramadı? Okuma hatası kaynaklı yanlışları mı var? Sorunun tespit edilmesi ve buna yönelik çalışmalar yapılması 28-29 Nisan’da yapılacak merkezi sınavlarda aynı nedenlerden dolayı yanlışların yapılmasının önüne geçer.

•             Eğer olumsuz düşünmeye yatkın, hatalarına fazlasıyla takılan bir çocuğunuz varsa onunla bu sınavların bir son değil; bir sürecin parçası olduğunu konuşun ve ihtiyacı olan noktalarda destek olabileceğinizi hissettirin.

LİSELERİN 2013 ÖĞRENCİ KONTENJANLARI

OKUL TÜRÜ

OKUL SAYISI

TOPLAM KONTENJANI

FEN ve SOSYAL BİLİMLER L.

182

19.110

ANADOLU L.

2163

356.352

ANADOLU ÖĞRETMEN L.

299

35.360

AND. TEKNİK VE MESLEK L.

4399

184.353

ANADOLU İMAM HATİP L.

572

64.162

ÖZEL LİSELER

502

28.871

ÖZEL YABANCI OKUL

14

1829

> Merkezi ortak sınavlar nasıldı? İşte uzman yorumları

8. Sınıflar düzeyinde bu yıl ilk kez uygulanan TEOG Sınavı’nı uzmanlar değerlendirdi.

Bahçeşehir Koleji Eğitim Uzmanları Sınavın İkinci Gününü Yorumladı…

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK SORULARI DEĞERLENDİRMESİ

Yavuz Gölbaşı / Ferda Gencel (Bahçeşehir Koleji Sosyal Bilgiler Bölüm Başkanları)

8. Sınıflar düzeyinde bu yıl ilk kez uygulanan TEOG Sınavı’nda T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersinde ilk dikkati çeken, soruların zorluk derecesinin orta düzeyde olduğu, müfredata ve kazanımlara uygunluğudur.

Sınav soruları ayrıntılı olarak incelendiğinde, geçmiş yıllarda uygulanan SBS sınav formatıyla büyük oranda benzerlik gösterdiği söylenebilir. Bu da geçmiş yıllardaki SBS’lerde çıkmış soruları çözen öğrencilerin daha avantajlı olacağının bir göstergesidir.

Soruların ünitelere dağılımına bakıldığında, 1. ünite olan “Bir Kahraman Doğuyor”dan 7 soru, 2. ünite olan “Milli Uyanış: Yurdumuzun İşgaline Tepkiler”den 13 soru sorulduğu görülmüştür. Bu durum bize içeriği kolay olan ünite ya da konulardan az, içeriği zor ve karmaşık olan ünite ya da konulardan çok soru çıkar şeklindeki klasik yaklaşımın doğru olduğunu göstermiştir. Bununla birlikte her kazanımın önem derecesinin birbirine yakın olduğunu, hiçbir kazanımın göz ardı edilmemesini sonuç itibariyle de sınava girecek adayların tüm kazanımlara yönelik çalışma yapmaları gerektiğini ön plana çıkarmıştır. Ayırt edici sorular olarak 17. ve özellikle 19.soru ön plana çıkmaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, tarihsel kavramların bilinmesi 1. 9. 15. ve 19. sorularda olduğu gibi sorunun çözümünü kolaylaştırmaktadır.

Bununla birlikte 20. sorudaki vefakârlık, cefakârlık ve bahtiyarlık gibi kavramlar da doğrudan bu sınavın kazanımı kapsamında olmayıp genel kültürü de ölçmeye yöneliktir.

Bir diğer dikkati çeken hususta soruların doğrudan bilgiyi ölçmek yerine bilginin yorumlanmasına yönelik olmasıdır. Bu sınav göstermektedir ki MEB ve benzeri kitaplardaki açık uçlu çalışma soruları, merkezi sınavda karşımıza çoktan seçmeli soru olarak çıkabilmektedir. (Örnek; MEB Çalışma Kitabı sayfa 18 - Merkezi Sınav A Grubu soru 6 örneğinde olduğu gibi.) Şu hususa da dikkat çekmek gerekir ki 6. 11. 15 ve 20. sorularda görülen  Mustafa Kemal ve Fevzi Çakmak gibi milli mücadelenin lider kadrosuna ait sözler sınavda soru olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu durumda gösteriyor ki ders kitaplarında yer alan sözler bu sınavda olduğu gibi bundan sonraki sınavlarda da üzerinde durulması gereken önemli içeriklerdir.

Bu sınav bittiğine göre, öncelikle öğrencilerimize geçmiş olsun diyor, Nisan ayında yapılacak 2. merkezi sınav için yeni kazanımların yanı sıra geriye dönük kazanımlarında tekrar edilmesini öneriyoruz.

FEN VE TEKNOLOJİ SORULARIN DEĞERLENDİRMESİ:

Senem Ertün / Erdem Çıplak (Bahçeşehir Koleji Fen ve Teknoloji Bölüm Başkanları)

Yorumlar A kitapçığına göre yapılmıştır. Sınav soruları sadece 8. Sınıf kazanımlarından gelmiştir. Sınavda; 9 soru “Hücre Bölünmesi ve Kalıtım” 11 soru ise “Kuvvet Hareket Ünitesinin Kaldırma Kuvveti” konusundan sorulmuştur. Soru dağılımının ünitelerin kazanım sayılarıyla orantılı olmaması aynı bilgiyle birden fazla sorunun çözülmesini sağlamıştır. Ayrıca Kaldırma Kuvveti konusundan gelen bazı sorular birbirinin cevabı niteliğinde olup test tekniğine aykırı bir durum oluşturmuştur. ‘Hücre Bölünmesi ve Kalıtım’ ünitesinden 29 kazanımdan 9 soru, ‘’Kaldırma Kuvveti konusundaki 11 kazanımdan 11 soru sorulmuştur.

3. soruda orak hücreli anemi hastalığı vücut kromozomlarında aktarılmasına rağmen X kromozomunda aktarıldığı bilgisi verilerek akademik bir hata yapılmıştır. Fakat soru her iki yolla da çözüldüğünde cevap aynı çıkmaktadır. Bu nedenle soru iptal edilmiştir. 6. 8. ve 9. sorular tartışmaya açıktır.

9. soruda hem B hem de D seçenekleri paragraftan çıkartılamamaktadır. Fakat B seçeneği tamamen paragrafa göre yanlış olduğu için doğru cevap olarak değerlendirilmiş; D seçeneği doğru bir bilgi olduğu için paragraftan çıkarılamamasına rağmen cevap olarak verilmemiştir. Bu durum test tekniği bakımından doğru bir yaklaşım değildir. Kaldırma Kuvveti konusundan gelen sorular çok net, anlaşılır ve kolay sorulardır. Sadece 14. sorunun C seçeneğindeki bilgi, sınav tarihinden sonra işlenecek kazanımı içermektedir. Fakat bu durum sorunun çözülmesine etki etmemektedir.

Fen ve Teknoloji testi genel olarak orta düzeyde sorulardan oluşmuştur. Bazı sorularının seçeneklerinin iyi kurgulanmamış olması özellikle akademik olarak iyi düzeyde olan öğrencileri zorlamıştır. Bu yüzden sınavın seçiciliği azalmıştır. Geçen sene sorulan soruların daha net ve anlaşılır olduğu dikkati çekmiştir.

İNGİLİZCE SORULARIN DEĞERLENDİRMESİ:

Emel Bahçe (Bahçeşehir Koleji İngilizce Bölüm Başkanı)

TEOG İngilizce sınav soruları müfredata uygundur ve kazanım dışı soru bulunmamaktadır. Konu ve sorulan soru dağılımına bakıldığında her üniteden soru sorulduğu görülmüştür. Geçen yıldan farklı olarak günlük hayattaki diyalogları anlama ve uygun karşılığı veren ifadeyi bulma tarzı sorulara ağırlık verilmiştir. Bu sorular zor olmamasına karşın, dikkatli okumayı ve çıkarım yapmayı gerektirmektedir. Kelime bilgisini test eden sorular bu sınavda  çoğunlukla metin bütünlüğü içerisinde ölçülmüştür. Yazma becerilerinin test edildiği bir soru sorulmuş ve bu soruda  metni tamamlayan uygun sonuç cümlesinin bulunması istenmiştir. Bu seneki soruların diğer bir ağırlığı da okuma parçalarına verilmiştir. Paragrafta doğru bilgiyi bulmanın dışında çıkarım yapmaya dayalı sorulara da yer verilmiştir. Diğer bir farklılık ise bu seneki sınavda hiçbir soruda görsel kullanılmamasıdır.

Nisan 2014 tarihinde yapılacak olan 2. TEOG sınavında konu içerikleri ve kazanımlar daha fazla olacağından, öğrencilerin çalışma tempolarını yükseltmeleri ve düzenli tekrar yapmaları gerekmektedir.

Öğrencilerin dikkatine…

Bahçeşehir Koleji Rehberlik Bölüm Başkanı Özen Yazğan, TEOG sınavı sonrası öğrencileri önemli konulara yönelik olarak bilgilendirdi…

2013-2014 öğretim yılında Temel Eğitimden Ortaöğretime geçiş kapsamındaki Merkezi Ortak Sınavların Türkçe, Matematik ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinden oluşan 1. oturumları 28 Kasım Perşembe günü yapıldı. 29 Kasım Cuma günü de Fen ve Teknoloji, İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ve Yabancı Dil şeklinde 2. oturumdaki sınavlar tamamlandı. İki güne paylaştırılmış 3’er sınav şeklinde uygulanan bu sistem, bugüne kadar liseye geçişte uygulanan diğer sınavlardan (OKS-LGS-SBS) farklı yapısı nedeniyle öğrenci ve veliler tarafından merakla bekleniyordu.  Merakın yanı sıra, ilk defa uygulanacak olması sebebiyle bilinmeyene duyulan kaygıyı da beraberinde getirdi. İlk sınavlara okulların açılmasından 2 ay gibi çok kısa bir süre sonra girilecek olması, yanlış cevapların doğruları götürmemesi, testler arası 30 dakikalık araların olması (başta 50 dakika olarak açıklanmıştı) ve öğrencilerin testler arası süre transferi yapamayacak olması bu sınavlara has yeniliklerdi.

Devlet Okullarına Yerleşmek İsteyen Öğrencilerin Dikkatine!

Anadolu Liselerine, Fen ve Sosyal Bilimler Liselerine, Anadolu Öğretmen Liselerine, Teknik ve Meslek Liseleri ile Anadolu İmam Hatip Liselerine girmeyi düşünen öğrenciler için Merkezi Ortak Sınav sisteminde Kasım ve Nisan aylarında uygulanan her iki sınav da puansal olarak eşit değere sahiptir. Dolayısıyla, ilk sınavda istediği puanı alamadığını düşünen adaylar, Nisan ayında yapılacak sınavlarda bu kayıplarını telafi etme yönünde çalışmalılar. Sınavının iyi geçtiğini düşünen öğrenciler de, puansal kayba uğramamak için yine iyi bir performansı Nisan ayındaki sınavlarda da göstermek için çalışmalarını sürdürmelidirler.

Özel okullara girişte Nisan ayında yapılacak sınavlar çok daha fazla önem taşıyor!

Özel Okullar Birliği Derneği’nin yaptığı açıklamaya göre özel okullar öğrenci seçiminde sadece Türkçe, Matematik ve Fen derslerindeki netler üzerinden puanlama yapacaklar. Yani İnkılap Tarihi, Yabancı Dil ve Din derslerinin puana hiçbir katkısı olmayacak. Dolayısıyla, Kasım ayındaki sınavlarda Türkçe, Matematik ve Fen testlerinde iyi netler çıkaran adaylar avantajlı olabilir. Bununla birlikte toplam puan, Kasım ayındaki sınavlardan alınan puanın %30’u, Nisan ayındaki sınavlardan alınan puanın %70’i kullanılarak hesaplanacak. Dolayısıyla özel okullara girişte Nisan ayında yapılacak sınavlar çok daha fazla önem taşıyor. Yine devlet liselerine girişten farklı olarak, özel okullar sadece 8. sınıf karne ortalamasını puanlamada kullanacaklar; yani 6 ve 7. sınıftaki karne notları puanlamayı etkilemeyecek. Ancak karne ortalamaları hesaplanırken, öğrencilerin İnkılap tarihi, Din ve Yabancı dil merkezi sınavlarından alacakları puanlar da kullanılacağından, 8. Sınıf karne ortalaması açısından dezavantajlı olmamak için, merkezi ortak sınavlarda tüm derslerde yüksek puan almaya çalışmalılar.

Sınava Giremeyen ya da Tamamlayamayan Öğrenciler Ne Yapacak?

Geçerli mazeretleri nedeniyle sınava giremeyen ya da sınava girip sınav sırasında rahatsızlanarak devam edemeyen öğrencilerden mazereti okul müdürlüğünce uygun görülen (ilköğretim kurumları yönetmeliği 38. Madde) öğrenciler için 14-15 Aralık 2013 tarihlerinde Mazeret Sınavları yapılacaktır. Geçerli mazereti olmadan ortak sınav/sınavlara katılmayan öğrencilerin durumları ise puanla değerlendirilmeyecek ancak dönem puanı ve ortaöğretime yerleştirmeye esas puan hesaplamalarında sınav adedi tam olarak alınacaktır.

Öğrencilere Sınav Sonrası Altın Öğütler

•             Sınav sonuçlarınızı iyi değerlendirin. Yanlış yaptığınız soruların nedenlerini belirleyin (konu-bilgi eksiği, yorum hatası, dikkat hatası vb.). Belirlediğiniz eksikleri telafi edecek şekilde önünüzdeki 5 aylık süreci nasıl değerlendirmeniz gerektiğinin planını yapın.

•             Kendinizi başkaları ile kıyaslayarak olumsuz düşüncelere ve genellemelere kapılmayın.

•             Sınavınız çok iyi de geçmiş olsa, kötü de geçmiş olsa, sınavın iki etaptan oluştuğu gerçeğini hatırlayarak 5 ay sonraki sınavlar için tam motivasyonla hazırlıklarınıza devam edin. Unutmayın ki, ilk sınavlardaki eksiklerinizi ikinci sınavlarda telafi edebilirsiniz.

•             Okula devamsızlık yapmamaya özen gösterin.

•             Tam bir öğrenme için dersleri iyi dinleyin. Evde günlük tekrar yapın. Tekrar sonrası konu testleri çözün, yapamadığınız ya da yanlış yaptığınız soruların doğru yanıtlarını araştırın. Haftada 1 deneme sınavı çözün.

Sınav sonrası anne babalar çocuklarına nasıl yaklaşmalılar?

•             Öncelikle onunla sevincini paylaştığınızı ya da üzüntüsüne omuz olduğunuzu görsün. Ne abartılı sevinç ve ödüllendirmeler ne de dünyanın sonu gelmiş gibi üzüntülerin çocuğa faydası değil; zararı olur.

•             Sınav sonuçlarını bir bütün olarak değerlendirin. Sadece hatalara odaklanmak ve sorgulamak öğrencinin kendini yetersiz ve suçlu hissetmesine neden olur. Emin olun ki performansı o sizden daha fazla önemser. Her siz onun yerine aşırı kaygılanırsanız, ona yoğun bir psikolojik baskı yaratırsınız.  Bunun sonucu olarak da ya kaygı nedeniyle performansının düşmesine sebep olursunuz ya da bu aşırı yükle baş edemeyip her şeyi boş vermesine neden olursunuz.

•             Sınav sonrasında bir süre rahatlamaya ihtiyaç duyabilir. Merkezi sınavların devam eden bir süreç olduğunu aklınızda tutarak temposunu yavaş yavaş arttırmasına destek olun.

•             Çocuğun sınav sonucunu başkaları ile kıyaslayarak değerlendirmek yerine çocuğun sınav sonucunun kendi potansiyeli ve çalışmaları doğrultusunda bir olup olmadığını değerlendirmeniz gerekir. Eğer öğrenci potansiyeli ve emekleri doğrultusunda beklediği olumlu sonucu elde ettiyse anne babalar çocuğun daha önce sağladığı çalışma temposunu devam ettirmesine destek olabilirler. Eğer sınavlar öğrencinin hedeflediği gibi geçmediyse bunun nedenlerini değerlendirmek önemlidir. Konu eksikleri var mı? Sınav sırasında heyecanını mı yönetmeyi başaramadı? Okuma hatası kaynaklı yanlışları mı var? Sorunun tespit edilmesi ve buna yönelik çalışmalar yapılması 28-29 Nisan’da yapılacak merkezi sınavlarda aynı nedenlerden dolayı yanlışların yapılmasının önüne geçer.

•             Eğer olumsuz düşünmeye yatkın, hatalarına fazlasıyla takılan bir çocuğunuz varsa onunla bu sınavların bir son değil; bir sürecin parçası olduğunu konuşun ve ihtiyacı olan noktalarda destek olabileceğinizi hissettirin.

LİSELERİN 2013 ÖĞRENCİ KONTENJANLARI

OKUL TÜRÜ

OKUL SAYISI

TOPLAM KONTENJANI

FEN ve SOSYAL BİLİMLER L.

182

19.110

ANADOLU L.

2163

356.352

ANADOLU ÖĞRETMEN L.

299

35.360

AND. TEKNİK VE MESLEK L.

4399

184.353

ANADOLU İMAM HATİP L.

572

64.162

ÖZEL LİSELER

502

28.871

ÖZEL YABANCI OKUL

14

1829

Son Güncelleme: Cuma, 29 Kasım 2013 17:29

Gösterim: 4656


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.