Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Avrupa Eğitim Bilgi Ağı'nın (EURYDICE) yayımladığı araştırma raporunda, 12 yıllık zorunlu eğitim müfredatının, yıllık eğitim gün sayısı ve ders saatlerinin AB ile uyumlu, kazanım sayısının ise AB ortalamasının üzerinde olduğu belirtildi.
Bakanlık yetkililerinden alınan bilgiye göre, Avrupa Birliği Eğitim, Görsel, İşitsel ve Kültür İdari Ajansına bağlı EURYDICE "Zorunlu Eğitim Müfredatı" başlığıyla araştırma raporu yayınladı. Araştırmada, Türkiye'nin kurucu üyesi olduğu OECD'nin, NESLI programı ile Milli Eğitim Bakanlığının EURYDICE ağındaki istatistiki verileri kullanıldı.
Araştırmada, Türkiye'nin yanı sıra AB ülkeleri ve İzlanda, Lihtenştayn, Norveç, Sırbistan olmak üzere 34 ülkenin, 2014-2015 yılında ilkokul, ortaokul ve liselerinde uyguladıkları zorunlu eğitim müfredatı incelenerek okuma, yazma, matematik, yabancı dil ve diğer derslere ayrılan ders süreleri karşılaştırıldı.
Araştırmada, UNESCO tarafından geliştirilen Uluslararası Eğitimin Sınıflandırılması Standardına göre, üniversiteden önceki eğitimi kapsayan 1, 2 ve 3. düzeydeki okullar incelendi. Araştırma raporunda, Türkiye'nin uyguladığı 12 yıllık zorunlu eğitim müfredatının, yıllık eğitim gün sayısı ve ders saatlerinin AB ile uyumlu, kazanım sayısının ise AB ortalamasının üzerinde olduğu belirtildi.
Eğitimde özel sektörün ve eğitimi destekleyici diğer sektörlerin hızla geliştiği Türkiye'de, müfredatta gerçekleştirilen iyileştirmelerin etkisinin Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) sonuçlarına yansımasının da beklendiği ifade edildi.
Raporda, Türkiye'nin, birinci 4 yılda tüm okullarda standart müfredat uygularken, ikinci ve üçüncü 4 yılda okul türlerindeki artışla birlikte müfredatın arttığı, okullaşma ve eğitime erişim imkanı oranının yüzde 100'e ulaşan ülkede, bütçenin yüzde 23'ünün eğitime ayrıldığı bilgisine de yer verildi.
MEB okul öncesi eğitime hız verdi
Raporda, Milli Eğitim Bakanlığının okul öncesi eğitime hız kazandırdığı belirtilirken, hayatboyu eğitim ve hizmetiçi eğitime tüm özel ve kamu kuruluşlarında verilen önemin arttığı ifade edilerek, kamu-özel işbirliğinin de Türkiye’de yaygınlaştığı kaydedildi.
EURYDICE nedir?
1980 yılında kurulan EURYDICE Ağı, 37 ülkede bulunan 41 ulusal birim aracılığıyla, eğitim kuruluşları arasında ağ oluşumu, ulusal eğitim sistemlerinin gelişimi gibi konularda, göstergeler ve istatistiklere dayalı karşılaştırmalı çalışmalar yapıyor. Ağa üye ülkeler bu çalışmalardan yararlanarak eğitim politikalarını güçlendiriyor. EURYDICE çalışmaları Erasmus + programı kapsamında finanse ediliyor.
EURYDICE'nin araştırma raporu, https://webgate.ec.europa.eu/" adresinden yayımlandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Avrupa Eğitim Bilgi Ağı'nın (EURYDICE) yayımladığı araştırma raporunda, 12 yıllık zorunlu eğitim müfredatının, yıllık eğitim gün sayısı ve ders saatlerinin AB ile uyumlu, kazanım sayısının ise AB ortalamasının üzerinde olduğu belirtildi.
Bakanlık yetkililerinden alınan bilgiye göre, Avrupa Birliği Eğitim, Görsel, İşitsel ve Kültür İdari Ajansına bağlı EURYDICE "Zorunlu Eğitim Müfredatı" başlığıyla araştırma raporu yayınladı. Araştırmada, Türkiye'nin kurucu üyesi olduğu OECD'nin, NESLI programı ile Milli Eğitim Bakanlığının EURYDICE ağındaki istatistiki verileri kullanıldı.
Araştırmada, Türkiye'nin yanı sıra AB ülkeleri ve İzlanda, Lihtenştayn, Norveç, Sırbistan olmak üzere 34 ülkenin, 2014-2015 yılında ilkokul, ortaokul ve liselerinde uyguladıkları zorunlu eğitim müfredatı incelenerek okuma, yazma, matematik, yabancı dil ve diğer derslere ayrılan ders süreleri karşılaştırıldı.
Araştırmada, UNESCO tarafından geliştirilen Uluslararası Eğitimin Sınıflandırılması Standardına göre, üniversiteden önceki eğitimi kapsayan 1, 2 ve 3. düzeydeki okullar incelendi. Araştırma raporunda, Türkiye'nin uyguladığı 12 yıllık zorunlu eğitim müfredatının, yıllık eğitim gün sayısı ve ders saatlerinin AB ile uyumlu, kazanım sayısının ise AB ortalamasının üzerinde olduğu belirtildi.
Eğitimde özel sektörün ve eğitimi destekleyici diğer sektörlerin hızla geliştiği Türkiye'de, müfredatta gerçekleştirilen iyileştirmelerin etkisinin Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA) sonuçlarına yansımasının da beklendiği ifade edildi.
Raporda, Türkiye'nin, birinci 4 yılda tüm okullarda standart müfredat uygularken, ikinci ve üçüncü 4 yılda okul türlerindeki artışla birlikte müfredatın arttığı, okullaşma ve eğitime erişim imkanı oranının yüzde 100'e ulaşan ülkede, bütçenin yüzde 23'ünün eğitime ayrıldığı bilgisine de yer verildi.
MEB okul öncesi eğitime hız verdi
Raporda, Milli Eğitim Bakanlığının okul öncesi eğitime hız kazandırdığı belirtilirken, hayatboyu eğitim ve hizmetiçi eğitime tüm özel ve kamu kuruluşlarında verilen önemin arttığı ifade edilerek, kamu-özel işbirliğinin de Türkiye’de yaygınlaştığı kaydedildi.
EURYDICE nedir?
1980 yılında kurulan EURYDICE Ağı, 37 ülkede bulunan 41 ulusal birim aracılığıyla, eğitim kuruluşları arasında ağ oluşumu, ulusal eğitim sistemlerinin gelişimi gibi konularda, göstergeler ve istatistiklere dayalı karşılaştırmalı çalışmalar yapıyor. Ağa üye ülkeler bu çalışmalardan yararlanarak eğitim politikalarını güçlendiriyor. EURYDICE çalışmaları Erasmus + programı kapsamında finanse ediliyor.
EURYDICE'nin araştırma raporu, https://webgate.ec.europa.eu/" adresinden yayımlandı.
Son Güncelleme: Salı, 19 May 2015 12:13
Gösterim: 1295
Milli Eğitim Bakanlığının çalışmalarını sürdürdüğü düzenleme, öğrencilere, liseye geçişte sosyal etkinlikler, sanat ve spor etkinlikleri üzerinden ek puan verilmesine olanak sağlayacak.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında, sosyal etkinlikler ile sanat vespor etkinliklerinde öğrencilerin kendilerini daha fazla geliştirecekleri mekanizmaları oluşturarak, liselere geçişte, bu faaliyetler üzerinden ek puan verilecek bir düzenleme için hazırlık yapıyor.
Bakanlık Müsteşarı Yusuf Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yetenekli çocukların güzel sanatlar ve spor liselerinde eğitim aldıklarını belirterek, daha önce spor ve güzel sanatların aynı çatı altında bulunduğunu hatırlattı. Daha sonra bu okulların iki ayrı tür olarak düzenlendiğini anlatan Tekin, öğrencilerin, okul hayatlarında sosyal ve sanatsal alanlara yeterince zaman ayıramadığına dikkati çekti.
Tekin, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile spor tarihinin en önemli işbirliği yapılarak İstanbul'da açılan Meral-Celal Aras Spor Lisesi'sinin, Türkiye'nin ilk futbol okulu olduğunu dile getirdi.
Özellikle Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'in okulun açılmasında, süreci başından beri birebir takip ettiğini ifade eden Tekin, şunları söyledi:
"Terim kurguladı, biz de akademik kısmında ona destek olmaya çalıştık. Biz, akademik alanda çocuklara ders veriyoruz, öğrencilerin seçimi ve diğer dersleri TFF ve futbol konusunda donanımlı akademisyenler yapıyor. Başarılı bir model ve iyi bir örnek olacak. Daha önce voleybol okulu vardı. Gençlik ve Spor Bakanlığı, federasyonlarla iletişime geçiyor. Spor liseleri tabelası altında spesifik spor dalları üzerine liseler açmak istiyoruz. Basketbol, voleybol, kış sporları gibi. Bunun altyapısını oluşturuyoruz. Federasyonların, ne kadar yapabileceğine bakarak sayıları belirleyeceğiz. Güzel sanatlar alanında da bu tür okulları açmak istiyoruz. Tiyatro, sinema, halk müziği gibi dallarda bu liseleri açmak rasyonelse ilgili kişilerle protokoller yaparak okulları açmayı arzu ediyoruz. Bu konuyu görüştüğümüz bazı sanatçılar sıcak yaklaşıyor. Birkaç tiyatrocu ve müzisyenle bu konuda ciddi görüşmeler yaptık. TFF ile yaptığımıza benzer bir protokol üzerinde çalışıyorlar. Bize önerilerini getirecekler, eğer uygun bulursak böyle bir protokol imzalayacağız."
Geçişi kolaylaştıracak mekanizmalar üzerinde çalışılıyor
Tekin, çocukların, her kademede okul değiştirebilmesini istediklerini, 4+4+4 eğitim sisteminde açık liselerden, temel liselerden, fen ve anadolu liselerinden geçirgenliği kolaylaştırdıklarını ifade etti.
Ortaokullarda bunu sağlayacak mekanizmaları geliştirmeye çalıştıklarını belirten Tekin, "8 yıllık eğitimi kesintisiz hale getirmeyi istemek hem demokrasi hem insan hakları hem de özgürlüklerle bağdaşmıyor. Türkiye bunu aşmak için çok çaba sarf etti. Tekrar darbeci bir zihniyetin ürettiği, dayattığı noktaya geri dönmek akıl karı değil. Dolayısıyla kesintisiz eğitim çok rasyonel, çocukların gelişimiyle alakalı bir model değil. Biz kesintili eğitimle, çocuklar istedikleri tercihleri yapsın, istedikleri eğitim kurumlarında okusunlar istiyoruz" diye konuştu.
"Üniversiteye girişte TÜBİTAK yarışmalarından ek puan eklenecek"
Tekin, sportif ve sanatsal alanda yetenekli çocukların uygun şekilde yükseköğretim almalarına da zemin hazırlamak istediklerini anlatarak, şöyle dedi:
"Baştan beri, çocuklarımızın güzel sanatlar, sanat, spor ve sosyal faaliyetlerini daha fazla geliştirecek mekanizmaları üreteceğiz, demiştik. TEOG'u tanımlarken de uzun vadede, bu tür yetenekleri ölçecek, bunu liseye geçişte bir araç olarak kullanabilecek mekanizmaları da geliştireceğimizi ifade etmiştik. Şimdi Temel Eğitim Genel Müdürlüğümüz bunun çalışmalarını yapıyor. Bunlar ölçülebilir hale geldiğinde, temel eğitimden orta eğitime geçişte, bu tür etkinlikler, yetenekler bir araç olarak kullanılacak ve okul puanlarına etki edecek."
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, spor, sanat, müzik, yabancı dil gibi kursların hepsi zaten MEB'in sistemine dahil olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu kapsamda spor kulüplerini de entegre ettikten sonra, tüm Türkiye'de bunu eşit uygulayacağımızı düşündüğümüzde, sizin temel eğitimden ortaöğretime geçişte okul başarınız şu, ortak sınavlardan aldığınız puan şu, güzel sanatlar,spor ve sosyal etkinliklerden aldığınız puanlar şu, diyeceğiz. Böylece çocuklarımızın yeteneklerini geliştirmesini sağlayacağız ve bunu da liseye girişte bir araç haline dönüştüreceğiz. Bu, üniversiteye girişte TÜBİTAK yarışmalarından alınan ek puan gibi bir sistem olacak. Bütün bunları yaptığımızda, hem öğrenciler üzerindeki sınav baskısını daha da azaltmış hem de çocuklarımızın yeteneğini test çözmeye kurban etmemiş ve onu geliştirmesi için zemin oluşturmuş olacağız."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığının çalışmalarını sürdürdüğü düzenleme, öğrencilere, liseye geçişte sosyal etkinlikler, sanat ve spor etkinlikleri üzerinden ek puan verilmesine olanak sağlayacak.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) sistemi kapsamında, sosyal etkinlikler ile sanat vespor etkinliklerinde öğrencilerin kendilerini daha fazla geliştirecekleri mekanizmaları oluşturarak, liselere geçişte, bu faaliyetler üzerinden ek puan verilecek bir düzenleme için hazırlık yapıyor.
Bakanlık Müsteşarı Yusuf Tekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yetenekli çocukların güzel sanatlar ve spor liselerinde eğitim aldıklarını belirterek, daha önce spor ve güzel sanatların aynı çatı altında bulunduğunu hatırlattı. Daha sonra bu okulların iki ayrı tür olarak düzenlendiğini anlatan Tekin, öğrencilerin, okul hayatlarında sosyal ve sanatsal alanlara yeterince zaman ayıramadığına dikkati çekti.
Tekin, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile spor tarihinin en önemli işbirliği yapılarak İstanbul'da açılan Meral-Celal Aras Spor Lisesi'sinin, Türkiye'nin ilk futbol okulu olduğunu dile getirdi.
Özellikle Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim'in okulun açılmasında, süreci başından beri birebir takip ettiğini ifade eden Tekin, şunları söyledi:
"Terim kurguladı, biz de akademik kısmında ona destek olmaya çalıştık. Biz, akademik alanda çocuklara ders veriyoruz, öğrencilerin seçimi ve diğer dersleri TFF ve futbol konusunda donanımlı akademisyenler yapıyor. Başarılı bir model ve iyi bir örnek olacak. Daha önce voleybol okulu vardı. Gençlik ve Spor Bakanlığı, federasyonlarla iletişime geçiyor. Spor liseleri tabelası altında spesifik spor dalları üzerine liseler açmak istiyoruz. Basketbol, voleybol, kış sporları gibi. Bunun altyapısını oluşturuyoruz. Federasyonların, ne kadar yapabileceğine bakarak sayıları belirleyeceğiz. Güzel sanatlar alanında da bu tür okulları açmak istiyoruz. Tiyatro, sinema, halk müziği gibi dallarda bu liseleri açmak rasyonelse ilgili kişilerle protokoller yaparak okulları açmayı arzu ediyoruz. Bu konuyu görüştüğümüz bazı sanatçılar sıcak yaklaşıyor. Birkaç tiyatrocu ve müzisyenle bu konuda ciddi görüşmeler yaptık. TFF ile yaptığımıza benzer bir protokol üzerinde çalışıyorlar. Bize önerilerini getirecekler, eğer uygun bulursak böyle bir protokol imzalayacağız."
Geçişi kolaylaştıracak mekanizmalar üzerinde çalışılıyor
Tekin, çocukların, her kademede okul değiştirebilmesini istediklerini, 4+4+4 eğitim sisteminde açık liselerden, temel liselerden, fen ve anadolu liselerinden geçirgenliği kolaylaştırdıklarını ifade etti.
Ortaokullarda bunu sağlayacak mekanizmaları geliştirmeye çalıştıklarını belirten Tekin, "8 yıllık eğitimi kesintisiz hale getirmeyi istemek hem demokrasi hem insan hakları hem de özgürlüklerle bağdaşmıyor. Türkiye bunu aşmak için çok çaba sarf etti. Tekrar darbeci bir zihniyetin ürettiği, dayattığı noktaya geri dönmek akıl karı değil. Dolayısıyla kesintisiz eğitim çok rasyonel, çocukların gelişimiyle alakalı bir model değil. Biz kesintili eğitimle, çocuklar istedikleri tercihleri yapsın, istedikleri eğitim kurumlarında okusunlar istiyoruz" diye konuştu.
"Üniversiteye girişte TÜBİTAK yarışmalarından ek puan eklenecek"
Tekin, sportif ve sanatsal alanda yetenekli çocukların uygun şekilde yükseköğretim almalarına da zemin hazırlamak istediklerini anlatarak, şöyle dedi:
"Baştan beri, çocuklarımızın güzel sanatlar, sanat, spor ve sosyal faaliyetlerini daha fazla geliştirecek mekanizmaları üreteceğiz, demiştik. TEOG'u tanımlarken de uzun vadede, bu tür yetenekleri ölçecek, bunu liseye geçişte bir araç olarak kullanabilecek mekanizmaları da geliştireceğimizi ifade etmiştik. Şimdi Temel Eğitim Genel Müdürlüğümüz bunun çalışmalarını yapıyor. Bunlar ölçülebilir hale geldiğinde, temel eğitimden orta eğitime geçişte, bu tür etkinlikler, yetenekler bir araç olarak kullanılacak ve okul puanlarına etki edecek."
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, spor, sanat, müzik, yabancı dil gibi kursların hepsi zaten MEB'in sistemine dahil olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bu kapsamda spor kulüplerini de entegre ettikten sonra, tüm Türkiye'de bunu eşit uygulayacağımızı düşündüğümüzde, sizin temel eğitimden ortaöğretime geçişte okul başarınız şu, ortak sınavlardan aldığınız puan şu, güzel sanatlar,spor ve sosyal etkinliklerden aldığınız puanlar şu, diyeceğiz. Böylece çocuklarımızın yeteneklerini geliştirmesini sağlayacağız ve bunu da liseye girişte bir araç haline dönüştüreceğiz. Bu, üniversiteye girişte TÜBİTAK yarışmalarından alınan ek puan gibi bir sistem olacak. Bütün bunları yaptığımızda, hem öğrenciler üzerindeki sınav baskısını daha da azaltmış hem de çocuklarımızın yeteneğini test çözmeye kurban etmemiş ve onu geliştirmesi için zemin oluşturmuş olacağız."
Son Güncelleme: Pazar, 17 May 2015 12:00
Gösterim: 1724
MEB, ilkokullarda gelecek eğitim-öğretim yılından itibaren okutulacak "İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi" dersi taslak öğretim programını kamuoyunun görüşüne sundu.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ilkokullarda gelecek eğitim-öğretim yılından itibaren okutulacak "İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi" dersi taslak öğretim programını kamuoyunun görüşüne sundu.
Önümüzdeki eğitim-öğretim yılında başlamak üzere ilkokulların 4. sınıfında okutulması kararlaştırılan "İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi" dersinde, "insan hakları, yurttaşlık ve demokrasi" ile ilgili kavramlar hakkında bilgi aktarmaktan çok temel değerlerin kazandırılmasına öncelik verilmesi amaçlanıyor.
Program geliştirme çalışmalarında katılımın daha geniş bir tabana yayılması amacıyla, "İlkokul İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi Dersi Taslak Öğretim Programı" Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nın http://ttkb.meb.gov.tr web sayfasında görüş ve önerilere bugün açıldı.
Taslak program için bireysel ve kurumsal görüş ve öneri sunulabilecek. Programın askıda kaldığı süre içinde alınacak görüş ve öneriler değerlendirilerek, taslak öğretim programı gözden geçirilecek ve son şekli verilecek.
Ders 6 ünitede işlenecek
Dersin programı, "İnsan Olmak", "Hak, Özgürlük ve Sorumluluk", "Adalet ve Eşitlik", "Uzlaşı", "Kurallar" ve "Birlikte Yaşam" olmak üzere 6 üniteden oluşacak.
Programda, kazanımların yapılandırılmasında insanı merkeze alarak "canın ve tenin dokunulmazlığı", "aktif yurttaşlık", "barış", "uzlaşı", "birlikte yaşama", "farklılıklara saygı", "hukukun üstünlüğü" gibi konularda temel değerlerin içselleştirilmesi esas alındı.
Programda öncelikle insan olmaktan dolayı bir insanın canına saygı gösterilmesi ve bu canın dokunulmazlığının sağlanması gerektiği üzerinde duruluyor. Programda, aynı zamanda öğrencilerin hak ve özgürlüklerinin bilincinde olmalarını, çocuk haklarının ne olduğunu bilmelerini ve hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği durumda hangi yollara başvurabileceklerini öğrenmesi konusunda önemle duruluyor.
Programda başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı göstermeyi içselleştirmek için görüş ayrılıklarının yaşandığı durumlarda anlaşmazlıkları yapıcı bir dille, şiddete başvurmadan çözebilmenin de bir seçenek olduğunu görmek ve şiddet içermeyen çözüm yollarını tecrübe etmek amaçlanıyor.
Programda "kendi ruhsal ve bedensel bütünlüğünün farkına varmak", "bedensel ve ruhsal bütünlüğünü korumak", "biz olmak", "bize ait olanı korumak", "başkalarına zarar vermemek" ve "başkalarının istismarına karşı kendini korumak" konularına vurgu yapılıyor.
Kazanımlar masallar üzerinden içselleştirilecek
Programın uygulanmasında alışılagelmiş ders kitabı anlayışı yerine kültürün ve medeniyetin değerlerini içeren masallar üzerinden kazanımların işlenmesi tercih edilerek insan hakları, yurttaşlık ve demokrasi ile ilgili değerlerin içselleştirilmesi amaçlanıyor.
İlkokul İnsan Hakları Yurttaşlık ve Demokrasi Dersi Taslak Öğretim Programı ile ilgili görüş ve öneri sunmak isteyen başta öğretmenler olmak üzere, akademisyen, uzman, öğrenci, veli ve diğer paydaşların görüş ve önerilerini, 28 Mayıs 2015 Perşembe günü saat 18.00'e kadar Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. veya http://ttkb.meb.gov.tr adreslerine göndermeleri gerekiyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MEB, ilkokullarda gelecek eğitim-öğretim yılından itibaren okutulacak "İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi" dersi taslak öğretim programını kamuoyunun görüşüne sundu.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ilkokullarda gelecek eğitim-öğretim yılından itibaren okutulacak "İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi" dersi taslak öğretim programını kamuoyunun görüşüne sundu.
Önümüzdeki eğitim-öğretim yılında başlamak üzere ilkokulların 4. sınıfında okutulması kararlaştırılan "İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi" dersinde, "insan hakları, yurttaşlık ve demokrasi" ile ilgili kavramlar hakkında bilgi aktarmaktan çok temel değerlerin kazandırılmasına öncelik verilmesi amaçlanıyor.
Program geliştirme çalışmalarında katılımın daha geniş bir tabana yayılması amacıyla, "İlkokul İnsan Hakları, Yurttaşlık ve Demokrasi Dersi Taslak Öğretim Programı" Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı'nın http://ttkb.meb.gov.tr web sayfasında görüş ve önerilere bugün açıldı.
Taslak program için bireysel ve kurumsal görüş ve öneri sunulabilecek. Programın askıda kaldığı süre içinde alınacak görüş ve öneriler değerlendirilerek, taslak öğretim programı gözden geçirilecek ve son şekli verilecek.
Ders 6 ünitede işlenecek
Dersin programı, "İnsan Olmak", "Hak, Özgürlük ve Sorumluluk", "Adalet ve Eşitlik", "Uzlaşı", "Kurallar" ve "Birlikte Yaşam" olmak üzere 6 üniteden oluşacak.
Programda, kazanımların yapılandırılmasında insanı merkeze alarak "canın ve tenin dokunulmazlığı", "aktif yurttaşlık", "barış", "uzlaşı", "birlikte yaşama", "farklılıklara saygı", "hukukun üstünlüğü" gibi konularda temel değerlerin içselleştirilmesi esas alındı.
Programda öncelikle insan olmaktan dolayı bir insanın canına saygı gösterilmesi ve bu canın dokunulmazlığının sağlanması gerektiği üzerinde duruluyor. Programda, aynı zamanda öğrencilerin hak ve özgürlüklerinin bilincinde olmalarını, çocuk haklarının ne olduğunu bilmelerini ve hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği durumda hangi yollara başvurabileceklerini öğrenmesi konusunda önemle duruluyor.
Programda başkalarının hak ve özgürlüklerine saygı göstermeyi içselleştirmek için görüş ayrılıklarının yaşandığı durumlarda anlaşmazlıkları yapıcı bir dille, şiddete başvurmadan çözebilmenin de bir seçenek olduğunu görmek ve şiddet içermeyen çözüm yollarını tecrübe etmek amaçlanıyor.
Programda "kendi ruhsal ve bedensel bütünlüğünün farkına varmak", "bedensel ve ruhsal bütünlüğünü korumak", "biz olmak", "bize ait olanı korumak", "başkalarına zarar vermemek" ve "başkalarının istismarına karşı kendini korumak" konularına vurgu yapılıyor.
Kazanımlar masallar üzerinden içselleştirilecek
Programın uygulanmasında alışılagelmiş ders kitabı anlayışı yerine kültürün ve medeniyetin değerlerini içeren masallar üzerinden kazanımların işlenmesi tercih edilerek insan hakları, yurttaşlık ve demokrasi ile ilgili değerlerin içselleştirilmesi amaçlanıyor.
İlkokul İnsan Hakları Yurttaşlık ve Demokrasi Dersi Taslak Öğretim Programı ile ilgili görüş ve öneri sunmak isteyen başta öğretmenler olmak üzere, akademisyen, uzman, öğrenci, veli ve diğer paydaşların görüş ve önerilerini, 28 Mayıs 2015 Perşembe günü saat 18.00'e kadar Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. veya http://ttkb.meb.gov.tr adreslerine göndermeleri gerekiyor.
Son Güncelleme: Cuma, 15 May 2015 11:11
Gösterim: 2721
Milli Eğitim Bakanlığınca, imam hatip ve Anadolu imam hatip liselerinde okutulacak İslam kültür ve medeniyeti dersi ile özel eğitim mesleki eğitim merkezlerinde okuyan görme engelliler için iki ayrı öğretim programı hazırlandı. Programlar, 2015-2016 eğitim ve öğretim yılından itibaren uygulanacak.
İmam hatip ve Anadolu imam hatip liselerinin 12. sınıflarında ilk defa uygulanacak İslam kültür ve medeniyeti dersi öğretim programı, başta öğretmenler olmak üzere paydaşların katkıları ile Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlandı.
İslam kültür ve medeniyeti dersi öğretim programıyla öğrencilerin medeniyet mirası ile bir köprü kurmaları sağlanarak, zihinlerinde bir medeniyet tasavvuru oluşması; kendi köklerinden beslenen, öz güveni yüksek bireyler olmalarının yanı sıra yapacakları özgün çalışmalarla kendi kültür ve medeniyetlerine katkı sağlama bilincine sahip olmaları amaçlandı.
İslam kültür ve medeniyeti dersi, "İslam kültür ve medeniyetinin doğuşu, İslam kültür ve medeniyetinin esasları, İslam kültür ve medeniyetinde sosyal ve ekonomik hayat, İslam kültür ve medeniyetinde ilim, İslam kültür ve medeniyetinde sanat, İslam kültür ve medeniyetinde şehir, İslam kültür ve medeniyetinin bugünü ve geleceği" olmak üzere 7 ünite olarak hazırlandı.
Programda İslam kültür ve medeniyetinin doğuşu, gelişimi, kaynakları, diğer kültür ve medeniyetlerle ilişkileri konusunda bir anlayış ve kavrayış oluşturmak hedeflendi. İslam toplumunu yönlendiren güven, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma, hak ve adaleti gözetme gibi temel ilkeler üzerinde durularak insan-insan, insan-toplum, insan-evren ilişkilerinin irdelenmesi öngörülüyor.
Programda Müslümanların ilmi faaliyetlerinin diğer medeniyetlere katkıları, ilim müesseselerinin ortaya çıkmasındaki temel faktörleri, kurumların işlevi ve önemi konuları ele alındı. İslam kültür ve medeniyetinde sanat ayrı bir ünite olarak düzenlendi ve ünitede İslam kültür ve medeniyetinde sanatı yönlendiren ve şekillendiren anlayış, dil ve edebiyatın yeri ve önemi, mimariyi şekillendiren anlayışlar ve örnek mimari eserler, güzel sanatlara dair örnekler, musikinin yeri ve etkileri gibi konular üzerinde duruldu.
Görme engelli öğrencilerin yaşam becerileri geliştirilecek
Görme engelliler için hazırlanan öğretim programı, özel eğitim mesleki eğitim merkezlerinde ilk defa uygulanacak. Program, "Türkçe, matematik, sosyal hayat, din kültürü ve ahlak bilgisi, müzik, beden eğitimi, spor ve bağımsız hareket becerileri, görsel sanatlar ve modelaj iş" derslerine yer verildi. Derslerdeki konuların seçimi, amaç ve davranışların oluşturulmasında; özel eğitim mesleki eğitim merkezinde okuyan, görme engelli tanısı almış çocukların ihtiyaçlarının karşılanması, yeteneklerinin ve bağımsız yaşam becerilerinin geliştirmesi, iletişim becerilerinin işlevsel kullanılması, bağımsız hareket edebilmesi amaçlanıyor.
Dokunsal ve işitsel materyaller kullanılacak
Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan, görme engelliler için eğitim programı, tüm paydaşların katkılarıyla hazırlandı. Özel eğitim mesleki eğitim okulu 3. kademe için hazırlanan programın uygulanmaya başlamasıyla bu okullarda,eğitim gören öğrencilerin, derslerde ihtiyaç duydukları dokunsal ve işitsel materyallerle öğrenimlerine imkan sağlanacak. Program, görme engelli öğrencilerin özellikleri dikkate alınarak hayatlarını bağımsız olarak sürdürebilmelerini kolaylaştıracak bilgi, beceri ve davranışların sistematik sunulabileceği bir sıra ve yapıda tasarlandı.
Programda, öğretmenlere, engelli öğrencilerin özelliklerinin de kendi içinde çeşitlilik gösterdiğini dikkate almaları ve programların uygulanmasında uyarlamalar yapmaları önerildi. Ayrıca programın etkili bir şekilde uygulanması ve öğrencilerin gelişiminin desteklenmesi için okul yönetimi ve öğretmenlerin, aile ile sürekli iletişim halinde olmaları ve aileyi zamanında, doğru şekilde bilgilendirmeleri tavsiye edildi.
Öğretim programları, "http://ttkb.meb.gov.tr" adresinden yayımlandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığınca, imam hatip ve Anadolu imam hatip liselerinde okutulacak İslam kültür ve medeniyeti dersi ile özel eğitim mesleki eğitim merkezlerinde okuyan görme engelliler için iki ayrı öğretim programı hazırlandı. Programlar, 2015-2016 eğitim ve öğretim yılından itibaren uygulanacak.
İmam hatip ve Anadolu imam hatip liselerinin 12. sınıflarında ilk defa uygulanacak İslam kültür ve medeniyeti dersi öğretim programı, başta öğretmenler olmak üzere paydaşların katkıları ile Din Öğretimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlandı.
İslam kültür ve medeniyeti dersi öğretim programıyla öğrencilerin medeniyet mirası ile bir köprü kurmaları sağlanarak, zihinlerinde bir medeniyet tasavvuru oluşması; kendi köklerinden beslenen, öz güveni yüksek bireyler olmalarının yanı sıra yapacakları özgün çalışmalarla kendi kültür ve medeniyetlerine katkı sağlama bilincine sahip olmaları amaçlandı.
İslam kültür ve medeniyeti dersi, "İslam kültür ve medeniyetinin doğuşu, İslam kültür ve medeniyetinin esasları, İslam kültür ve medeniyetinde sosyal ve ekonomik hayat, İslam kültür ve medeniyetinde ilim, İslam kültür ve medeniyetinde sanat, İslam kültür ve medeniyetinde şehir, İslam kültür ve medeniyetinin bugünü ve geleceği" olmak üzere 7 ünite olarak hazırlandı.
Programda İslam kültür ve medeniyetinin doğuşu, gelişimi, kaynakları, diğer kültür ve medeniyetlerle ilişkileri konusunda bir anlayış ve kavrayış oluşturmak hedeflendi. İslam toplumunu yönlendiren güven, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma, hak ve adaleti gözetme gibi temel ilkeler üzerinde durularak insan-insan, insan-toplum, insan-evren ilişkilerinin irdelenmesi öngörülüyor.
Programda Müslümanların ilmi faaliyetlerinin diğer medeniyetlere katkıları, ilim müesseselerinin ortaya çıkmasındaki temel faktörleri, kurumların işlevi ve önemi konuları ele alındı. İslam kültür ve medeniyetinde sanat ayrı bir ünite olarak düzenlendi ve ünitede İslam kültür ve medeniyetinde sanatı yönlendiren ve şekillendiren anlayış, dil ve edebiyatın yeri ve önemi, mimariyi şekillendiren anlayışlar ve örnek mimari eserler, güzel sanatlara dair örnekler, musikinin yeri ve etkileri gibi konular üzerinde duruldu.
Görme engelli öğrencilerin yaşam becerileri geliştirilecek
Görme engelliler için hazırlanan öğretim programı, özel eğitim mesleki eğitim merkezlerinde ilk defa uygulanacak. Program, "Türkçe, matematik, sosyal hayat, din kültürü ve ahlak bilgisi, müzik, beden eğitimi, spor ve bağımsız hareket becerileri, görsel sanatlar ve modelaj iş" derslerine yer verildi. Derslerdeki konuların seçimi, amaç ve davranışların oluşturulmasında; özel eğitim mesleki eğitim merkezinde okuyan, görme engelli tanısı almış çocukların ihtiyaçlarının karşılanması, yeteneklerinin ve bağımsız yaşam becerilerinin geliştirmesi, iletişim becerilerinin işlevsel kullanılması, bağımsız hareket edebilmesi amaçlanıyor.
Dokunsal ve işitsel materyaller kullanılacak
Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan, görme engelliler için eğitim programı, tüm paydaşların katkılarıyla hazırlandı. Özel eğitim mesleki eğitim okulu 3. kademe için hazırlanan programın uygulanmaya başlamasıyla bu okullarda,eğitim gören öğrencilerin, derslerde ihtiyaç duydukları dokunsal ve işitsel materyallerle öğrenimlerine imkan sağlanacak. Program, görme engelli öğrencilerin özellikleri dikkate alınarak hayatlarını bağımsız olarak sürdürebilmelerini kolaylaştıracak bilgi, beceri ve davranışların sistematik sunulabileceği bir sıra ve yapıda tasarlandı.
Programda, öğretmenlere, engelli öğrencilerin özelliklerinin de kendi içinde çeşitlilik gösterdiğini dikkate almaları ve programların uygulanmasında uyarlamalar yapmaları önerildi. Ayrıca programın etkili bir şekilde uygulanması ve öğrencilerin gelişiminin desteklenmesi için okul yönetimi ve öğretmenlerin, aile ile sürekli iletişim halinde olmaları ve aileyi zamanında, doğru şekilde bilgilendirmeleri tavsiye edildi.
Öğretim programları, "http://ttkb.meb.gov.tr" adresinden yayımlandı.
Son Güncelleme: Pazar, 17 May 2015 10:59
Gösterim: 1322
TÜBİTAK'ın "Tersine Beyin Göçü Programı" kapsamında 8 yılda 562 araştırmacı Türkiye'ye döndü.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) "Tersine Beyin Göçü Programı" kapsamında 8 yılda toplam 562 araştırmacı Türkiye'ye döndü.
TÜBİTAK'tan yapılan yazılı açıklamaya göre, TÜBİTAK'ın Marie Curie burs ve destekleriyle European Research Council Programı kapsamında ve Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığının (BİDEB) yürüttüğü ulusal fonlar kapsamında olmak üzere 8 yılda toplam 562 araştırmacı Türkiye’ye döndü.
Araştırmacıların tersine beyin göçünü teşvik eden AB Çerçeve Programları Desteklerinin koordinasyonunu 2007 yılından bu yana yürüten TÜBİTAK, 2010 yılından itibaren de Türkiye'ye dönecek bilim insanlarına Avrupa ve Ulusal Kaynaklı Fon Fırsatlarının Tanıtılması ve tersine beyin göçü için Hedef Türkiye Çalıştayları düzenliyor. Türk Araştırma Alanındaki son gelişmelerle araştırmacıların ülkeye dönerken ve döndükten sonra kullanabilecekleri destekler hakkında detaylı bilgilerin paylaşıldığı Hedef Türkiye Çalıştayları, Amerika ve Avrupa'da 12 noktada düzenlendi ve yaklaşık bin 500 Türk Bilim insanına ulaşıldı.
Araştırma destek miktarı 30 bin lira
Yurt dışında çalışmalarına devam eden Türk araştırmacıların ülkeye dönmelerini teşvik etmek amacıyla 2010 yılında uygulamaya konulan TÜBİTAK 2232 Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı kapsamında 2012 yılında yapılan değişiklikle araştırmacıların istihdam edilmesi durumunda burslarının kesilmesi kuralı değiştirilerek, kısmi bursiyerlik uygulaması kaldırıldı. Araştırmacıların istihdam edilmeleri durumunda burslarının tam olarak ödenmesinin devam ettirilmesine karar verildi.
Ayrıca, doktoralı araştırmacıların yanı sıra lisans ve yüksek lisans mezunlarının da programdan yararlanması sağlandı ve 25 bin liraya kadar destek verilmeye başlandı. Geçen yıl program kapsamında hak kazandırma sistemi getirildi, programa başvuru yapabilmek için Türkiye'de Ar-Ge faaliyeti yürüten kurum ya da kuruluşlardan kabul alma şartı kaldırıldı. Araştırma destek miktarı 2014 yılından itibaren 30 bin liraya yükseltildi. Araştırmacıların bilim ve teknoloji alanındaki katkılarını artırmak adına, program kapsamında desteklenen araştırmacıların TÜBİTAK’ın diğer destek programlarına başvuru yapabilmesine imkan tanındı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TÜBİTAK'ın "Tersine Beyin Göçü Programı" kapsamında 8 yılda 562 araştırmacı Türkiye'ye döndü.
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) "Tersine Beyin Göçü Programı" kapsamında 8 yılda toplam 562 araştırmacı Türkiye'ye döndü.
TÜBİTAK'tan yapılan yazılı açıklamaya göre, TÜBİTAK'ın Marie Curie burs ve destekleriyle European Research Council Programı kapsamında ve Bilim İnsanı Destekleme Daire Başkanlığının (BİDEB) yürüttüğü ulusal fonlar kapsamında olmak üzere 8 yılda toplam 562 araştırmacı Türkiye’ye döndü.
Araştırmacıların tersine beyin göçünü teşvik eden AB Çerçeve Programları Desteklerinin koordinasyonunu 2007 yılından bu yana yürüten TÜBİTAK, 2010 yılından itibaren de Türkiye'ye dönecek bilim insanlarına Avrupa ve Ulusal Kaynaklı Fon Fırsatlarının Tanıtılması ve tersine beyin göçü için Hedef Türkiye Çalıştayları düzenliyor. Türk Araştırma Alanındaki son gelişmelerle araştırmacıların ülkeye dönerken ve döndükten sonra kullanabilecekleri destekler hakkında detaylı bilgilerin paylaşıldığı Hedef Türkiye Çalıştayları, Amerika ve Avrupa'da 12 noktada düzenlendi ve yaklaşık bin 500 Türk Bilim insanına ulaşıldı.
Araştırma destek miktarı 30 bin lira
Yurt dışında çalışmalarına devam eden Türk araştırmacıların ülkeye dönmelerini teşvik etmek amacıyla 2010 yılında uygulamaya konulan TÜBİTAK 2232 Yurda Dönüş Araştırma Burs Programı kapsamında 2012 yılında yapılan değişiklikle araştırmacıların istihdam edilmesi durumunda burslarının kesilmesi kuralı değiştirilerek, kısmi bursiyerlik uygulaması kaldırıldı. Araştırmacıların istihdam edilmeleri durumunda burslarının tam olarak ödenmesinin devam ettirilmesine karar verildi.
Ayrıca, doktoralı araştırmacıların yanı sıra lisans ve yüksek lisans mezunlarının da programdan yararlanması sağlandı ve 25 bin liraya kadar destek verilmeye başlandı. Geçen yıl program kapsamında hak kazandırma sistemi getirildi, programa başvuru yapabilmek için Türkiye'de Ar-Ge faaliyeti yürüten kurum ya da kuruluşlardan kabul alma şartı kaldırıldı. Araştırma destek miktarı 2014 yılından itibaren 30 bin liraya yükseltildi. Araştırmacıların bilim ve teknoloji alanındaki katkılarını artırmak adına, program kapsamında desteklenen araştırmacıların TÜBİTAK’ın diğer destek programlarına başvuru yapabilmesine imkan tanındı.
Son Güncelleme: Cuma, 15 May 2015 11:39
Gösterim: 1004