Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şubesi üyeleri, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in telekonferans yöntemiyle katıldığı öğretmenlere yönelik yıl sonu eğitim seminerini protesto etti. Sendika üyeleri, Bakan Dinçer konuştuğu sırada seminer salonunu terk etti.

Bakan Dinçer’e ikinci teleprotestoMilli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in 81 ilde telekonferans yöntemiyle katıldığı öğretmenler için yıl sonu semineri, Afyonkarahisar’da protesto edildi. Afyon Lisesi Konferans Salonu’nda saat 09.00’da başlayan seminerin ilk 10 dakikasını dinleyen Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şubesi üyeleri, Şube Başkanı Ömer Akyıldız’ın çağrısıyla Bakan Dinçer konuştuğu sırada konferans salonunu terk etti. Salona girmeden önce öğretmenlere ’Seni dinlemeyeni, sen de dinleme’ yazılı bir bilgilendirme notu dağıtan sendika üyeleri, eylemden sonra da basına açıklama yaptı.

Ömer Akyıldız, Afyon Lisesi bahçesinde öğretmenler adına konuştu. Akyıldız, "Göreve geldiği ilk günden itibaren, eğitim sisteminin sorunlarına kalıcı çözümler üretmek yerine her fırsatta eğitim emekçilerinin emeğini küçümseyen, yanlış bilgilerle öğretmenlerin üç ay tatil yaptığını, öğretmenlerin niteliksiz olduğunu ve az derse girdiklerini iddia eden, her fırsatta öğretmenleri aşağılayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’i protesto ediyoruz" dedi.

Akyıldız, öğretmenlerin Türkiye’nin her yerinde fedakarlıklarla görevlerini yerine getirmeye çalıştığını vurgulayarak şöyle devam etti:

"Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) üyesi ülkelerin çalışma ortalaması 1663 saat olmasına rağmen Türkiye’deki öğretmenler 1808 saat çalışıyor. OECD ülkeleri içinde en fazla çalışan Türkiye’deki öğretmenlerdir. Emeklerimizin aşağılanmasını ve yaptığımız işin değersiz gösterilmek istenmesini kesinlikle hak etmiyoruz" diye konuştu.

> Bakan Dinçer’e ikinci teleprotesto

Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şubesi üyeleri, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in telekonferans yöntemiyle katıldığı öğretmenlere yönelik yıl sonu eğitim seminerini protesto etti. Sendika üyeleri, Bakan Dinçer konuştuğu sırada seminer salonunu terk etti.

Bakan Dinçer’e ikinci teleprotestoMilli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in 81 ilde telekonferans yöntemiyle katıldığı öğretmenler için yıl sonu semineri, Afyonkarahisar’da protesto edildi. Afyon Lisesi Konferans Salonu’nda saat 09.00’da başlayan seminerin ilk 10 dakikasını dinleyen Eğitim-Sen Afyonkarahisar Şubesi üyeleri, Şube Başkanı Ömer Akyıldız’ın çağrısıyla Bakan Dinçer konuştuğu sırada konferans salonunu terk etti. Salona girmeden önce öğretmenlere ’Seni dinlemeyeni, sen de dinleme’ yazılı bir bilgilendirme notu dağıtan sendika üyeleri, eylemden sonra da basına açıklama yaptı.

Ömer Akyıldız, Afyon Lisesi bahçesinde öğretmenler adına konuştu. Akyıldız, "Göreve geldiği ilk günden itibaren, eğitim sisteminin sorunlarına kalıcı çözümler üretmek yerine her fırsatta eğitim emekçilerinin emeğini küçümseyen, yanlış bilgilerle öğretmenlerin üç ay tatil yaptığını, öğretmenlerin niteliksiz olduğunu ve az derse girdiklerini iddia eden, her fırsatta öğretmenleri aşağılayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’i protesto ediyoruz" dedi.

Akyıldız, öğretmenlerin Türkiye’nin her yerinde fedakarlıklarla görevlerini yerine getirmeye çalıştığını vurgulayarak şöyle devam etti:

"Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) üyesi ülkelerin çalışma ortalaması 1663 saat olmasına rağmen Türkiye’deki öğretmenler 1808 saat çalışıyor. OECD ülkeleri içinde en fazla çalışan Türkiye’deki öğretmenlerdir. Emeklerimizin aşağılanmasını ve yaptığımız işin değersiz gösterilmek istenmesini kesinlikle hak etmiyoruz" diye konuştu.

Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Haziran 2012 16:43

Gösterim: 5457

Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Erzurum Şube Başkanı Abdullah İkinci yaptığı açıklamada karma eğitim sisteminin kaldırılmasını istedi.

Karma eğitim kaldırılsın, kız üniversiteleri açılsınÖĞ-DER Erzurum Şube Başkanı Abdullah İkinci, yaptığı açıklamada, karma eğitimi yüzyılın en büyük pedagojik yanlışı olarak tanımlarken, kaldırılmasını istedi.

“Kızlar okulda flört yapıyor”

Dünyada karma eğitim sorgulanıp kaldırılırken 28 Şubat sürecinde bütün okul ve hatta kurslara ideolojik olarak karma eğitim mecburiyeti getirildiğini belirten İkinci, "Proje, sosyalleştirmek adı altında mahremiyet duygusunun kaldırılmasıydı. 28 Şubat sürecinin en radikal uygulamaları da hep eğitim alanında uygulamaya konmuştur” dedi.

Gün geçmiyor ki kız-erkek karışık eğitimin daha fazla zararı görülmesin” diyen İkinci şöyle konuştu:

"Okullarda kızların daha fazla cinsel tacize uğramasına, flörtlerin artmasına yol açtı. Özellikle muhafazakâr ailelerin kızları okula göndermemesine yol açtı, kızları eğitimsiz bıraktı. Karma sınıflar strese yol açtı, kız ve erkeklerin yeteneklerini geliştirmelerini engelledi. Kızlar hata yapıp mahcup olma korkusu içinde derslerde yeteri kadar söz alamadı. Ergenlik çağındaki kız ve erkekler dersler yerine karşı cinsle ilgilenmesine ve ahlakî yozlaşmanın meydana gelmesine yol açtı. Okullarda kız veya erkek arkadaşını başkalarından kıskanan erkek veya kızların kavga etmesine ve cinayetlere sebep oldu."

“Kız üniversiteleri açılsın”

Kızlar için ayrı ilkokul ve liseler açılmasını talep eden İkinci, kız öğrenciler için ayrı üniversiteler de açılması gerektiğini söyledi.

(kaynak sol portal)

> ‘Karma eğitim kaldırılsın, kız üniversiteleri açılsın’

Şuurlu Öğretmenler Derneği (ÖĞ-DER) Erzurum Şube Başkanı Abdullah İkinci yaptığı açıklamada karma eğitim sisteminin kaldırılmasını istedi.

Karma eğitim kaldırılsın, kız üniversiteleri açılsınÖĞ-DER Erzurum Şube Başkanı Abdullah İkinci, yaptığı açıklamada, karma eğitimi yüzyılın en büyük pedagojik yanlışı olarak tanımlarken, kaldırılmasını istedi.

“Kızlar okulda flört yapıyor”

Dünyada karma eğitim sorgulanıp kaldırılırken 28 Şubat sürecinde bütün okul ve hatta kurslara ideolojik olarak karma eğitim mecburiyeti getirildiğini belirten İkinci, "Proje, sosyalleştirmek adı altında mahremiyet duygusunun kaldırılmasıydı. 28 Şubat sürecinin en radikal uygulamaları da hep eğitim alanında uygulamaya konmuştur” dedi.

Gün geçmiyor ki kız-erkek karışık eğitimin daha fazla zararı görülmesin” diyen İkinci şöyle konuştu:

"Okullarda kızların daha fazla cinsel tacize uğramasına, flörtlerin artmasına yol açtı. Özellikle muhafazakâr ailelerin kızları okula göndermemesine yol açtı, kızları eğitimsiz bıraktı. Karma sınıflar strese yol açtı, kız ve erkeklerin yeteneklerini geliştirmelerini engelledi. Kızlar hata yapıp mahcup olma korkusu içinde derslerde yeteri kadar söz alamadı. Ergenlik çağındaki kız ve erkekler dersler yerine karşı cinsle ilgilenmesine ve ahlakî yozlaşmanın meydana gelmesine yol açtı. Okullarda kız veya erkek arkadaşını başkalarından kıskanan erkek veya kızların kavga etmesine ve cinayetlere sebep oldu."

“Kız üniversiteleri açılsın”

Kızlar için ayrı ilkokul ve liseler açılmasını talep eden İkinci, kız öğrenciler için ayrı üniversiteler de açılması gerektiğini söyledi.

(kaynak sol portal)

Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Haziran 2012 12:26

Gösterim: 5555

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, eski Milli Eğitim Bakanları Hüseyin Çelik ile Nimet Çubukçu’nun ağır ifadelerle eleştirildiği elektronik posta kriziyle ilgili olarak, “Bir hata yaptık. Onların incinmesini asla istemem. Nimet Hanım hayatta üzmek isteyeceğim en son kişidir” dedi.

Dinçer: Bir hata yaptık kabul ediyoruzDinçer, halef- selef Milli Eğitim Bakanları arasında gerilim yaratan olayla ilgili şunları söyledi:

Hata yaptık kabul ediyoruz

“Biz bir hata yaptık, bunu kabul ediyoruz. Bu yanlışı düzeltmek için de zaman kaybetmeden özür diledim. Her iki Bakan da benim için çok değerli. Bizim sürdürdüğümüz projeleri başlatan kişilerdir. Onların incinmesini asla istemem. Bu konunun daha fazla konuşulması ve tartışılması onları üzer. Nimet Hanım ile geçmişe dayanan bir hukukumuz var. Hayatta üzmek isteyeceğim en son kişidir. Bu hatanın telafi edilmesi ve sorumlularının ortaya çıkartılması ayrı bir konudur. Ben bu konuda gereğini de yaparım.”

Yazıda tükürdüğünü yalamakla suçlandı

Elektronik posta krizi, bir internet sitesinde “Ömer Dinçer’i Anlamak” başlığıyla yayınlanan yazının MEB Basın Müşavirliği’nce, Ak Parti milletvekillerine gönderilmesiyle başladı. Yazıda, eski Bakan Nimet Baş “tükürdüğünü yalamakla” suçlanırken, Çelik’in birçok uygulaması eleştirildi. Baş ise tepkisini, “Onur mücadelesi çerçevesinde cevap veriyorum” diyerek Ak Parti milletvekillerine bir yanıt göndererek gösterdi. Baş, mektubunda şunları söyledi: “Ne benim ne ekibimin zaafı oldu. İhale derdi, rant derdi, para derdi, hırsızlık, namussuzluk bilmedik. Eş, kardeş, akraba, çocuk, hısım ne Bakanlık’ta cirit attı ne de ihale işlerine bulaştı. Makamlara şerefle geldim, aynı onurla da ayrıldım.”

(hürriyet)

> Bakan Dinçer'den Nimet Çubukçu açıklaması

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, eski Milli Eğitim Bakanları Hüseyin Çelik ile Nimet Çubukçu’nun ağır ifadelerle eleştirildiği elektronik posta kriziyle ilgili olarak, “Bir hata yaptık. Onların incinmesini asla istemem. Nimet Hanım hayatta üzmek isteyeceğim en son kişidir” dedi.

Dinçer: Bir hata yaptık kabul ediyoruzDinçer, halef- selef Milli Eğitim Bakanları arasında gerilim yaratan olayla ilgili şunları söyledi:

Hata yaptık kabul ediyoruz

“Biz bir hata yaptık, bunu kabul ediyoruz. Bu yanlışı düzeltmek için de zaman kaybetmeden özür diledim. Her iki Bakan da benim için çok değerli. Bizim sürdürdüğümüz projeleri başlatan kişilerdir. Onların incinmesini asla istemem. Bu konunun daha fazla konuşulması ve tartışılması onları üzer. Nimet Hanım ile geçmişe dayanan bir hukukumuz var. Hayatta üzmek isteyeceğim en son kişidir. Bu hatanın telafi edilmesi ve sorumlularının ortaya çıkartılması ayrı bir konudur. Ben bu konuda gereğini de yaparım.”

Yazıda tükürdüğünü yalamakla suçlandı

Elektronik posta krizi, bir internet sitesinde “Ömer Dinçer’i Anlamak” başlığıyla yayınlanan yazının MEB Basın Müşavirliği’nce, Ak Parti milletvekillerine gönderilmesiyle başladı. Yazıda, eski Bakan Nimet Baş “tükürdüğünü yalamakla” suçlanırken, Çelik’in birçok uygulaması eleştirildi. Baş ise tepkisini, “Onur mücadelesi çerçevesinde cevap veriyorum” diyerek Ak Parti milletvekillerine bir yanıt göndererek gösterdi. Baş, mektubunda şunları söyledi: “Ne benim ne ekibimin zaafı oldu. İhale derdi, rant derdi, para derdi, hırsızlık, namussuzluk bilmedik. Eş, kardeş, akraba, çocuk, hısım ne Bakanlık’ta cirit attı ne de ihale işlerine bulaştı. Makamlara şerefle geldim, aynı onurla da ayrıldım.”

(hürriyet)

Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Haziran 2012 10:44

Gösterim: 3992

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, yüksek ve orta öğretim kurumlarının yurt dışında açacakları ofislerin yıllık kira giderlerini yüzde 60 oranında ve 200 bin dolara kadar destekleyeceklerini açıkladı.

Eğitime yurt dışı desteğiÇağlayan, ''Yıllık ticaret hacmi 50 milyar dolar civarında olan bilgisayar oyunu sektöründen Türkiye'nin en az 1 milyar dolar alabileceğini düşünüyoruz'' dedi.

> Eğitime yurt dışı desteği

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, yüksek ve orta öğretim kurumlarının yurt dışında açacakları ofislerin yıllık kira giderlerini yüzde 60 oranında ve 200 bin dolara kadar destekleyeceklerini açıkladı.

Eğitime yurt dışı desteğiÇağlayan, ''Yıllık ticaret hacmi 50 milyar dolar civarında olan bilgisayar oyunu sektöründen Türkiye'nin en az 1 milyar dolar alabileceğini düşünüyoruz'' dedi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Haziran 2012 11:24

Gösterim: 3983

Türkçe dünyanın en prestijli üniversitelerinden biri olan Massachusetts Institute of Technology’de seçmeli ders olarak okutulacak.

Türkçe Dünyanın en iyi üniversitesinde seçmeli ders oluyorTürkiye, ABD’li Massachusetts Institute of Technology’ye (MIT) ortak oluyor. Sanayi Bakanı Nihat Ergün, Türkiye’nin MIT Üniversitesi Vakfı’na 10 ila 20 milyon dolar arasında bağış yaparak ortak olacağını belirterek, “Bakanlığın bu parayı yatırabilmesi için Meclis’te özel bir yasa çıkartılacak. Bu yasayla birlikte MIT’de Türkçe seçmeli ders olarak öğretilecek” dedi.

Türkiye, ABD’nin birçok bakımdan en iyi teknik üniversitelerinden biri olan Massachusetts Institute of Technology’ye (MIT) ortak oluyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye’nin MIT Üniversitesi Vakfı’na bağış yaparak, ortak olacağını belirterek, “Bu kapsamda MIT Üniversitesi’nde  Türkçe seçmeli ders olarak öğretilecek ve bir de Türkçe araştırma merkezi kurulacak” dedi. Bakanlığın yaptığı bağışla orantılı olarak Türk akademisyenlerin MIT’de araştırma yapmaları ve eğitim almaları söz konusu olacak.

Üniversiteye bağış

Boston’da MIT kampüsünü ziyaret eden Bakan Ergün, burada hem üniversitede görev yapan Türk akademisyenler, hem de üniversitenin Rektör Yardımcısı Philip Khoury ile biraraya geldi. Görüşmede, Türkiye’nin MIT Vakfı’na yapacağı bağış ve Türkiye ile MIT arasında gerçekleştirilebilecek olası ortak programlar gündemdeydi. Üniversitenin 17 milyar dolarlık araştırma bütçesi olduğuna dikkat çeken Ergün, Türkiye’nin üniversite vakfına bir miktar bağış yaparak bu güce ortak olacağını, ancak buna izin verilmesi için hukuki bazı düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledi. 

Özel yasa geliyor

MIT ile yapılacak ortaklık sayesinde, Türkiye’nin göndereceği doktora ve yüksek lisans öğrencilerinin üniversitenin tüm araştırma birimlerini kullanabileceğini aktaran Ergün, şöyle konuştu: “MIT ile anlaştık. Bakanlığın bu parayı yatırması için özel yasa çıkartılacak. MIT ile değişik işbirliği protokolleri yapabiliriz fakat yapmak istediğimiz çok uzun süreli bir protokol. Doğrudan doğruya vakfa girmemiz, nakit para koymamız lazım. Ancak bu, doğrudan doğruya yurtdışına para transferi anlamına geldiği için mevcut yasal yapıda TÜBİTAK ve Bakanlık mevzuatı bunu yapmamıza uygun değil. Bu sorunun halledilmesi için  özel bir yasa çıkarılması gerekiyor. Yasayı, bu yıl çıkartırız, çok zor bir  şey değil.” 

10 da olur, 20 de

MIT’ye yapılacak bağış miktarının henüz netleşmediği ancak 10 milyon dolarla başlanabileceğini anlatan Ergün, şunları söyledi: “Bu sayede Türkiye belli alanlarda uzmanlaşmak üzere MIT’ye doktora öğrencileri ve araştırmacılar gönderecek. Onlar da MIT’nin tüm imkanları ve bütçesinden yararlanabilecek. Oraya koyduğunuz miktar kadar bir getirisi oluyor. Yapacağımız bağışı, iki bölüme ayırdık, 5 milyon dolarını yüksek lisans ve doktora öğrencileri için, kalan 5 milyon doları da araştırma projelerinden alınacak katkı için ayırdık. MIT, yapılan bağışa göre oradaki faaliyetleri finanse ediyor. Biz hangi alanda kaç öğrenci ve araştırmacı göndereceğimizi hesaplayıp, 10 milyon gerekiyorsa 10, 20 milyon gerekiyorsa 20 milyon dolar koyarız.” 

Öğrencinin cebine para koyup ‘git oku’ demekten daha etkili

MIT ile yapılacak ortaklık hakkında bilgi veren Ergün, “AB ülkelerinin çoğu Brezilya, Çin, Singapur, Mısır bile buraya yatırım yapmış. Çin 17 milyon dolar ile girmiş” dedi. MIT’e yapılan ödemenin limitine göre araştırmacı gönderileceğini anlatan Ergün, “Ancak MİT’nin 17 milyar dolar bütçeli tüm laboratuarları hizmetinizde olacak. Yani biz öğrencinin cebine para koyup ‘git oku’ demektense daha etkili bir proje gerçekleştireceğiz” dedi.

Yasa bu yıl çıkar

MIT’nin Türkiye’nin teklifini kabul ettiğini ancak Türk tarafındaki sorun nedeniyle imzanın geciktiğini anlatan Ergün, “Gerekli özel yasayı bu yıl çıkarırız, sorun olmaz” değerlendirmesi yaptı.

En çok bağış Harvard’a

ABD’nin önde gelen bazı üniversitelerine milyar doları aşan bağışlar bile gelebiliyor. Bunlar arasında en çok bağış toplayan, 32 milyar dolarlık aktifleriyle Harvard Üniversitesi. MIT Vakfı, bağışlarla MIT’deki akademisyenlere kaynak sağlamayı hedefliyor. Bağış fonları genelde eğitim, araştırma, sermaye projeleri ve öğrencilere mali destek sağlamak için kullanılıyor. 2011-2012 akademik yılında MIT’de toplam 10 bin 894 öğrenci eğitim görürken, bunlardan yüzde 92’si bir çeşit mali yardım aldı.

9.7 milyar dolarlık değeriyle 6’ncı sırada

MIT, 1861 yılında o dönemde ABD’nin önemli sanayi merkezlerinden biri olan Boston’da kurulmuş bir üniversite. Avrupalıların politeknik modelini örnek alarak, bölgedeki işletmelere nitelikli eleman yetiştirmek için kurulmuş. Bugün üniversitenin gelirinin önemli bir miktarını bağışlar oluşturuyor. Bağışlar ve diğer finansal varlıkları, MIT’nin yan kuruluşu olan MIT Yatırım Yönetimi Şirketi (MITIMCo) yönetiyor. MIT bağışları, 2011’deki 9.7 milyarlık değeriyle ABD’deki üniversiteler arasında altıncı en büyük sırada yer alıdı.

(hürriyet)

> Türkçe Dünyanın en iyi üniversitesinde seçmeli ders oluyor

Türkçe dünyanın en prestijli üniversitelerinden biri olan Massachusetts Institute of Technology’de seçmeli ders olarak okutulacak.

Türkçe Dünyanın en iyi üniversitesinde seçmeli ders oluyorTürkiye, ABD’li Massachusetts Institute of Technology’ye (MIT) ortak oluyor. Sanayi Bakanı Nihat Ergün, Türkiye’nin MIT Üniversitesi Vakfı’na 10 ila 20 milyon dolar arasında bağış yaparak ortak olacağını belirterek, “Bakanlığın bu parayı yatırabilmesi için Meclis’te özel bir yasa çıkartılacak. Bu yasayla birlikte MIT’de Türkçe seçmeli ders olarak öğretilecek” dedi.

Türkiye, ABD’nin birçok bakımdan en iyi teknik üniversitelerinden biri olan Massachusetts Institute of Technology’ye (MIT) ortak oluyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Türkiye’nin MIT Üniversitesi Vakfı’na bağış yaparak, ortak olacağını belirterek, “Bu kapsamda MIT Üniversitesi’nde  Türkçe seçmeli ders olarak öğretilecek ve bir de Türkçe araştırma merkezi kurulacak” dedi. Bakanlığın yaptığı bağışla orantılı olarak Türk akademisyenlerin MIT’de araştırma yapmaları ve eğitim almaları söz konusu olacak.

Üniversiteye bağış

Boston’da MIT kampüsünü ziyaret eden Bakan Ergün, burada hem üniversitede görev yapan Türk akademisyenler, hem de üniversitenin Rektör Yardımcısı Philip Khoury ile biraraya geldi. Görüşmede, Türkiye’nin MIT Vakfı’na yapacağı bağış ve Türkiye ile MIT arasında gerçekleştirilebilecek olası ortak programlar gündemdeydi. Üniversitenin 17 milyar dolarlık araştırma bütçesi olduğuna dikkat çeken Ergün, Türkiye’nin üniversite vakfına bir miktar bağış yaparak bu güce ortak olacağını, ancak buna izin verilmesi için hukuki bazı düzenlemeler yapılması gerektiğini söyledi. 

Özel yasa geliyor

MIT ile yapılacak ortaklık sayesinde, Türkiye’nin göndereceği doktora ve yüksek lisans öğrencilerinin üniversitenin tüm araştırma birimlerini kullanabileceğini aktaran Ergün, şöyle konuştu: “MIT ile anlaştık. Bakanlığın bu parayı yatırması için özel yasa çıkartılacak. MIT ile değişik işbirliği protokolleri yapabiliriz fakat yapmak istediğimiz çok uzun süreli bir protokol. Doğrudan doğruya vakfa girmemiz, nakit para koymamız lazım. Ancak bu, doğrudan doğruya yurtdışına para transferi anlamına geldiği için mevcut yasal yapıda TÜBİTAK ve Bakanlık mevzuatı bunu yapmamıza uygun değil. Bu sorunun halledilmesi için  özel bir yasa çıkarılması gerekiyor. Yasayı, bu yıl çıkartırız, çok zor bir  şey değil.” 

10 da olur, 20 de

MIT’ye yapılacak bağış miktarının henüz netleşmediği ancak 10 milyon dolarla başlanabileceğini anlatan Ergün, şunları söyledi: “Bu sayede Türkiye belli alanlarda uzmanlaşmak üzere MIT’ye doktora öğrencileri ve araştırmacılar gönderecek. Onlar da MIT’nin tüm imkanları ve bütçesinden yararlanabilecek. Oraya koyduğunuz miktar kadar bir getirisi oluyor. Yapacağımız bağışı, iki bölüme ayırdık, 5 milyon dolarını yüksek lisans ve doktora öğrencileri için, kalan 5 milyon doları da araştırma projelerinden alınacak katkı için ayırdık. MIT, yapılan bağışa göre oradaki faaliyetleri finanse ediyor. Biz hangi alanda kaç öğrenci ve araştırmacı göndereceğimizi hesaplayıp, 10 milyon gerekiyorsa 10, 20 milyon gerekiyorsa 20 milyon dolar koyarız.” 

Öğrencinin cebine para koyup ‘git oku’ demekten daha etkili

MIT ile yapılacak ortaklık hakkında bilgi veren Ergün, “AB ülkelerinin çoğu Brezilya, Çin, Singapur, Mısır bile buraya yatırım yapmış. Çin 17 milyon dolar ile girmiş” dedi. MIT’e yapılan ödemenin limitine göre araştırmacı gönderileceğini anlatan Ergün, “Ancak MİT’nin 17 milyar dolar bütçeli tüm laboratuarları hizmetinizde olacak. Yani biz öğrencinin cebine para koyup ‘git oku’ demektense daha etkili bir proje gerçekleştireceğiz” dedi.

Yasa bu yıl çıkar

MIT’nin Türkiye’nin teklifini kabul ettiğini ancak Türk tarafındaki sorun nedeniyle imzanın geciktiğini anlatan Ergün, “Gerekli özel yasayı bu yıl çıkarırız, sorun olmaz” değerlendirmesi yaptı.

En çok bağış Harvard’a

ABD’nin önde gelen bazı üniversitelerine milyar doları aşan bağışlar bile gelebiliyor. Bunlar arasında en çok bağış toplayan, 32 milyar dolarlık aktifleriyle Harvard Üniversitesi. MIT Vakfı, bağışlarla MIT’deki akademisyenlere kaynak sağlamayı hedefliyor. Bağış fonları genelde eğitim, araştırma, sermaye projeleri ve öğrencilere mali destek sağlamak için kullanılıyor. 2011-2012 akademik yılında MIT’de toplam 10 bin 894 öğrenci eğitim görürken, bunlardan yüzde 92’si bir çeşit mali yardım aldı.

9.7 milyar dolarlık değeriyle 6’ncı sırada

MIT, 1861 yılında o dönemde ABD’nin önemli sanayi merkezlerinden biri olan Boston’da kurulmuş bir üniversite. Avrupalıların politeknik modelini örnek alarak, bölgedeki işletmelere nitelikli eleman yetiştirmek için kurulmuş. Bugün üniversitenin gelirinin önemli bir miktarını bağışlar oluşturuyor. Bağışlar ve diğer finansal varlıkları, MIT’nin yan kuruluşu olan MIT Yatırım Yönetimi Şirketi (MITIMCo) yönetiyor. MIT bağışları, 2011’deki 9.7 milyarlık değeriyle ABD’deki üniversiteler arasında altıncı en büyük sırada yer alıdı.

(hürriyet)

Son Güncelleme: Pazartesi, 25 Haziran 2012 10:31

Gösterim: 9048


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.