Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

YÖK Başkanı Çetinsaya, MEB'e sunulan yeni Yükseköğretim Yasa Tasarısı Taslağının ayrıntılarını AA'ya anlattı. Yeni YÖK taslağına göre,  öğrencilerin oy hakkı olmayacak ve rektör seçimleri için üç model öngörülüyor

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, yeni Yükseköğretim Yasa Taslağı önerisine ilişkin AA muhabirlerinin sorularını yanıtladı.

Yaklaşık iki yıl süren uzun bir çalışmayı YÖK olarak son aşamaya getirdiklerini belirten Çetinsaya, bundan sonra yeni bir yolculuk başladığını söyledi.

Hazırladıkları yeni Yükseköğretim Yasa Tasarısı Taslağını, Milli Eğitim Bakanlığına sunduklarını belirten Çetinsaya, ''YÖK önemli yetkilerinin bir kısmını üniversitelere devrediyor, üniversitelere devredilen bu yetkilerin önemli bir kısmını da senatolar ve üniversite yönetim kurulları kullanacak'' dedi.

Rektör atamaları

''Rektörlük konusuna gelince bu bizde en çok tartışma yaratan konulardan biri oldu. Üç farklı alternatifle kamuoyunun önüne çıkıyoruz, daha doğrusu bir üst merciye üç farklı alternatifle sunuyoruz. Bir tanesi şu anda olduğu gibi seçim, kampüslerde seçim yapılması önerisi. Diğeri üniversite meclisi denilen bir model. Üçüncüsü ise rektör adaylarını belirleme komitesi yoluyla, bir kurulun gelen başvuruları değerlendirip üçe indirdiği ve bunu da YÖK'e veyahutta Cumhurbaşkanına sunduğu bir model.''

Yeni düzenlemeyle rektör atamalarının mevcut sistemde olduğu gibi Cumhurbaşkanı tarafından mı yapılacağının sorulması üzerine de Çetinsaya, ''O anayasa değişikliğine bağlı bir konu. Oraları kurul veya cumhurbaşkanı şeklinde bıraktık. Çünkü anayasa değişikliği olup olmayacağına göre. Mevcut anayasaya göre Sayın Cumhurbaşkanının atamasıdır ama farklı önerilerde durulacaksa önce anayasa değişikliğinden emin olunması gerekir. O bakımdan oraları alternatifli bıraktık, kesin bir şey söylemedik'' yanıtını verdi.

Çetinsaya, '''YÖK, uzmanların ve uzman yardımcılarının istihdam edildiği bir kuruma dönüşüyor'' dedi.

Öğrencilere oy hakkı yok

Öğrencilerin oy verip veremeyeceğinin sorulması üzerine Çetinsaya, ''Hukukçulardan aldığımız görüş, oy vermenin hukuki sonuçları da olacağı için bunun öğrencilerin statüsü dolayısıyla onlar için dezavantajlı, onların zararına olabileceği gibi görüşler bildirildi. O bakımdan da biz 'oy hakkı olmaksızın' diye şu aşamada görüş bildirdik'' dedi.

> Öğrenciye oy hakkı YÖK

YÖK Başkanı Çetinsaya, MEB'e sunulan yeni Yükseköğretim Yasa Tasarısı Taslağının ayrıntılarını AA'ya anlattı. Yeni YÖK taslağına göre,  öğrencilerin oy hakkı olmayacak ve rektör seçimleri için üç model öngörülüyor

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, yeni Yükseköğretim Yasa Taslağı önerisine ilişkin AA muhabirlerinin sorularını yanıtladı.

Yaklaşık iki yıl süren uzun bir çalışmayı YÖK olarak son aşamaya getirdiklerini belirten Çetinsaya, bundan sonra yeni bir yolculuk başladığını söyledi.

Hazırladıkları yeni Yükseköğretim Yasa Tasarısı Taslağını, Milli Eğitim Bakanlığına sunduklarını belirten Çetinsaya, ''YÖK önemli yetkilerinin bir kısmını üniversitelere devrediyor, üniversitelere devredilen bu yetkilerin önemli bir kısmını da senatolar ve üniversite yönetim kurulları kullanacak'' dedi.

Rektör atamaları

''Rektörlük konusuna gelince bu bizde en çok tartışma yaratan konulardan biri oldu. Üç farklı alternatifle kamuoyunun önüne çıkıyoruz, daha doğrusu bir üst merciye üç farklı alternatifle sunuyoruz. Bir tanesi şu anda olduğu gibi seçim, kampüslerde seçim yapılması önerisi. Diğeri üniversite meclisi denilen bir model. Üçüncüsü ise rektör adaylarını belirleme komitesi yoluyla, bir kurulun gelen başvuruları değerlendirip üçe indirdiği ve bunu da YÖK'e veyahutta Cumhurbaşkanına sunduğu bir model.''

Yeni düzenlemeyle rektör atamalarının mevcut sistemde olduğu gibi Cumhurbaşkanı tarafından mı yapılacağının sorulması üzerine de Çetinsaya, ''O anayasa değişikliğine bağlı bir konu. Oraları kurul veya cumhurbaşkanı şeklinde bıraktık. Çünkü anayasa değişikliği olup olmayacağına göre. Mevcut anayasaya göre Sayın Cumhurbaşkanının atamasıdır ama farklı önerilerde durulacaksa önce anayasa değişikliğinden emin olunması gerekir. O bakımdan oraları alternatifli bıraktık, kesin bir şey söylemedik'' yanıtını verdi.

Çetinsaya, '''YÖK, uzmanların ve uzman yardımcılarının istihdam edildiği bir kuruma dönüşüyor'' dedi.

Öğrencilere oy hakkı yok

Öğrencilerin oy verip veremeyeceğinin sorulması üzerine Çetinsaya, ''Hukukçulardan aldığımız görüş, oy vermenin hukuki sonuçları da olacağı için bunun öğrencilerin statüsü dolayısıyla onlar için dezavantajlı, onların zararına olabileceği gibi görüşler bildirildi. O bakımdan da biz 'oy hakkı olmaksızın' diye şu aşamada görüş bildirdik'' dedi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 14 Ocak 2013 19:37

Gösterim: 1473

YÖK, Kuzey Irak'taki üniversitelere denklik vermek için harekete geçti. Kuzey Irak'a gidip eğitim alanlar diplomalarını Türkiye'de de kullanabilecek.

Türkiye ’deki birçok üniversitenin fakülte açmaya başladığı Kuzey Irak için Yüksek Öğretim Kurulu da (YÖK) harekete geçti. YÖK, Kuzey Irak’taki üniversitelere denklik vermek için çalışma başlattı.

Radikal Gazetesi’nin haberine göre, 2011 yılının kasım ayında Kuzey Irak’tan gelen yetkililer YÖK’le görüşerek, denklik talebinde bulundu. Görüşmede BDP ’li Adil Kurt aracılık yaptı. Kuzey Irak’tan gelen yetkililer, denklik istediği üniversiteler hakkında bir de dosya sundu. Bunun üzerine harekete geçen YÖK, denklik istenen üniversiteler hakkında bilgi sahibi olmak için Türkiye’nin Erbil Konsolosluğu’na yazı gönderdi. Denklik verilmesi durumunda, Türkiye’den Kuzey Irak’a giderek Kürtçe eğitim alanlar, Türkiye’de bu diplomalarını kullanabilecek. Ayrıca, çoğu bu üniversitelerde eğitim alan Mahmur kampında kalan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da Türkiye’ye geri dönüş durumunda denk bir üniversiteden diploma almış olacak. Kuzey Irak, 2003 yılı başından itibaren Türkiye, Suriye ve İran ’dan öğrenci kabul etmeye başladı. Bu ülkelerden öğrenci alımı Erbil merkezli bir kurul tarafından yapılıyor. Dışarıdan gelen öğrencilere tercih ettikleri bölüme göre Kürtçe veya İngilizce hazırlık veriliyor. Diplomalarda ‘Kürdistan’ ifadesi yer aldığı için Türkiye bugüne kadar denklik vermiyordu.

2003’ten beri öğrenci alınıyor

Türkiye’deki üniversitelere denkliği istenen Kuzey Irak’taki üniversitelerin başında Selahattin Üniversitesi yer alıyor. Burada Hukuk Fakültesi, Fen ve Edebiyat Fakültesi, Tıp Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Siyaset ve Yasa Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Ziraat Fakültesi, Spor Beden Fakültesi, Diş Fakültesi, Eczane Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Diller Fakültesi, İdari ve İktisat Fakültesi, Basın ve Enformasyon Fakültesi, Bilim Fakültesi’nde eğitim veriliyor. Bir diğeri de Süleymaniye Üniversitesi 1968 yılında kurulan üniversite Arapça ve Kürtçe eğitim veriyor. Üniversitede; mühendislik, tıp, yasa ve siyaset, hukuk, ziraat, edebiyat, eğitim, idari ve iktisat fakültesi gibi bölümler yar alıyor. Köysancak Üniversitesi ise 2003 yılında kuruldu. Arapça ve Kürtçe eğitim yapan üniversitede hukuk, Türkçe, edebiyat, mühendislik, ziraat ve spor bölümleri var. Kerkük Üniversitesi’nde ise hukuk, mühendislik, edebiyat, tıp gibi bölümler yer alıyor.

(radikal)

> YÖK'ten Kuzey Irak açılımı

YÖK, Kuzey Irak'taki üniversitelere denklik vermek için harekete geçti. Kuzey Irak'a gidip eğitim alanlar diplomalarını Türkiye'de de kullanabilecek.

Türkiye ’deki birçok üniversitenin fakülte açmaya başladığı Kuzey Irak için Yüksek Öğretim Kurulu da (YÖK) harekete geçti. YÖK, Kuzey Irak’taki üniversitelere denklik vermek için çalışma başlattı.

Radikal Gazetesi’nin haberine göre, 2011 yılının kasım ayında Kuzey Irak’tan gelen yetkililer YÖK’le görüşerek, denklik talebinde bulundu. Görüşmede BDP ’li Adil Kurt aracılık yaptı. Kuzey Irak’tan gelen yetkililer, denklik istediği üniversiteler hakkında bir de dosya sundu. Bunun üzerine harekete geçen YÖK, denklik istenen üniversiteler hakkında bilgi sahibi olmak için Türkiye’nin Erbil Konsolosluğu’na yazı gönderdi. Denklik verilmesi durumunda, Türkiye’den Kuzey Irak’a giderek Kürtçe eğitim alanlar, Türkiye’de bu diplomalarını kullanabilecek. Ayrıca, çoğu bu üniversitelerde eğitim alan Mahmur kampında kalan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da Türkiye’ye geri dönüş durumunda denk bir üniversiteden diploma almış olacak. Kuzey Irak, 2003 yılı başından itibaren Türkiye, Suriye ve İran ’dan öğrenci kabul etmeye başladı. Bu ülkelerden öğrenci alımı Erbil merkezli bir kurul tarafından yapılıyor. Dışarıdan gelen öğrencilere tercih ettikleri bölüme göre Kürtçe veya İngilizce hazırlık veriliyor. Diplomalarda ‘Kürdistan’ ifadesi yer aldığı için Türkiye bugüne kadar denklik vermiyordu.

2003’ten beri öğrenci alınıyor

Türkiye’deki üniversitelere denkliği istenen Kuzey Irak’taki üniversitelerin başında Selahattin Üniversitesi yer alıyor. Burada Hukuk Fakültesi, Fen ve Edebiyat Fakültesi, Tıp Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Siyaset ve Yasa Fakültesi, Eğitim Fakültesi, Ziraat Fakültesi, Spor Beden Fakültesi, Diş Fakültesi, Eczane Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Diller Fakültesi, İdari ve İktisat Fakültesi, Basın ve Enformasyon Fakültesi, Bilim Fakültesi’nde eğitim veriliyor. Bir diğeri de Süleymaniye Üniversitesi 1968 yılında kurulan üniversite Arapça ve Kürtçe eğitim veriyor. Üniversitede; mühendislik, tıp, yasa ve siyaset, hukuk, ziraat, edebiyat, eğitim, idari ve iktisat fakültesi gibi bölümler yar alıyor. Köysancak Üniversitesi ise 2003 yılında kuruldu. Arapça ve Kürtçe eğitim yapan üniversitede hukuk, Türkçe, edebiyat, mühendislik, ziraat ve spor bölümleri var. Kerkük Üniversitesi’nde ise hukuk, mühendislik, edebiyat, tıp gibi bölümler yer alıyor.

(radikal)

Son Güncelleme: Salı, 08 Ocak 2013 09:44

Gösterim: 4519

İstanbul Üniversitesi'nin (İÜ), 2012 yılında yazılı ve görsel medya ile internet basınında en çok haberi yapılan üniversite olduğu bildirildi.

istanbul üniversitesiÜniversiteden yapılan yazılı açıklamaya göre, Medya Takip Merkezi'nin 2 bini aşkın gazete, dergi, 44 televizyon kanalı ve 3 bini aşkın haber sitesinde yaptığı takipler sonucu, İÜ'nün basının tüm alanlarında haber sıralamasında birinci olduğu belirlendi.

Üniversiteyle ilgili yazılı basında 18 bin 125 haber yayımlandı, bu alanda ikinci sırayı ODTÜ, üçüncü sırayı Ankara Üniversitesi aldı.

Görsel medyada 4 bin 536 habere konu olan İÜ, televizyon ekranlarında haberleriyle 2 milyon 992 bin 847 saniye yer aldı. İÜ'yü görsel medyada sırasıyla ODTÜ, Ankara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi takip etti.

İnternet haberleri sıralamasında da 44 bin 472 haberle bu alanda en çok haberi yapılan üniversite yine İÜ oldu. İnternet haberleri alanında İÜ'nün ardında ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi geldi.

Üniversite, basında bilim, kültür, sanat alanındaki çalışmaları ve yenilikçi projeleriyle ön plana çıktı. İÜ, bilimsel ve akademik başarılarının yanı sıra uluslararası çalışmalarıyla da medyada adından söz ettirdi.

> 2012'de basında en çok yer alan üniversitesi!

İstanbul Üniversitesi'nin (İÜ), 2012 yılında yazılı ve görsel medya ile internet basınında en çok haberi yapılan üniversite olduğu bildirildi.

istanbul üniversitesiÜniversiteden yapılan yazılı açıklamaya göre, Medya Takip Merkezi'nin 2 bini aşkın gazete, dergi, 44 televizyon kanalı ve 3 bini aşkın haber sitesinde yaptığı takipler sonucu, İÜ'nün basının tüm alanlarında haber sıralamasında birinci olduğu belirlendi.

Üniversiteyle ilgili yazılı basında 18 bin 125 haber yayımlandı, bu alanda ikinci sırayı ODTÜ, üçüncü sırayı Ankara Üniversitesi aldı.

Görsel medyada 4 bin 536 habere konu olan İÜ, televizyon ekranlarında haberleriyle 2 milyon 992 bin 847 saniye yer aldı. İÜ'yü görsel medyada sırasıyla ODTÜ, Ankara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi takip etti.

İnternet haberleri sıralamasında da 44 bin 472 haberle bu alanda en çok haberi yapılan üniversite yine İÜ oldu. İnternet haberleri alanında İÜ'nün ardında ODTÜ, Boğaziçi Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi geldi.

Üniversite, basında bilim, kültür, sanat alanındaki çalışmaları ve yenilikçi projeleriyle ön plana çıktı. İÜ, bilimsel ve akademik başarılarının yanı sıra uluslararası çalışmalarıyla da medyada adından söz ettirdi.

Son Güncelleme: Cumartesi, 05 Ocak 2013 13:23

Gösterim: 1949

Hatay'da üniversite kampüsüne giden araçların güzergahlarının yetersiz olduğunu öne süren öğrenciler, eşeklere binerek eylem yaptı

mk universtesiMustafa Kemal Üniversitesi'nde (MKÜ) okuyan bir grup öğrenci, kampüslerine giden toplu taşıma araçlarının güzergahlarının yetersiz olduğunu öne sürerek, eşeklere binerek eylem yaptı.

Antakya Şükrü Balcı Caddesi'nde toplanan öğrenciler, bir süre halay çekti ve ''Ulaşım sorununu çözdük, Antakya Büyükşehir olma yolunda'' yazılı pankartlar açtı.

Getirdikleri 2 eşeğe binerek yaşadıkları soruna dikkati çekmeye çalışan öğrenciler, çeşitli sloganlar attı.

Öğrenciler adına açıklama yapan MKÜ Eğitim Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ali Kamalak, amaçlarının yaşadıkları kente zarar vermek olmadığını, problemin çözümü için yetkilileri göreve çağırmaya çalıştıklarını ifade etti.

Şehrin yaklaşık 20 kilometre dışında olan üniversite yerleşkesine ulaşmanın adeta çile haline geldiğini savunan Kamalak, şöyle devam etti:

''Yağmurda ve soğukta bu çileli yol bitmek bilmeyen bir işkenceye dönüşüyor generic female cialis. Öğrenciler ve üniversite personelinin de aralarında bulunduğu 20 bin civarında insan mağdur. Araştırma Hastanesine gitmek için 2 dolmuş değiştirmek zorunda kalan vatandaşlarımız da hesap edilirse sorunun boyutu daha da genişlemekte. Bizler, modern çağda ilkel yollara başvurmak zorunda kaldık. Belki sesimizi daha gür duyurmuş oluruz. Üniversiteye ulaşım için sadece bir güzergahtan dolmuş hattının olması öğrencileri ve vatandaşları mağdur etmektedir.''

Kamalak, konuyla ilgili yetkililerle görüştüklerini, ancak herhangi bir çözüme ulaşamadıklarını kaydederek, sorunun devam etmesi halinde farklı eylemler yapacaklarını söyledi.

Açıklamanın ardından slogan atarak eşeklerle caddede yürüyen öğrenciler, daha sonra dağıldı.

> Öğrencilerinden eşekli eylem

Hatay'da üniversite kampüsüne giden araçların güzergahlarının yetersiz olduğunu öne süren öğrenciler, eşeklere binerek eylem yaptı

mk universtesiMustafa Kemal Üniversitesi'nde (MKÜ) okuyan bir grup öğrenci, kampüslerine giden toplu taşıma araçlarının güzergahlarının yetersiz olduğunu öne sürerek, eşeklere binerek eylem yaptı.

Antakya Şükrü Balcı Caddesi'nde toplanan öğrenciler, bir süre halay çekti ve ''Ulaşım sorununu çözdük, Antakya Büyükşehir olma yolunda'' yazılı pankartlar açtı.

Getirdikleri 2 eşeğe binerek yaşadıkları soruna dikkati çekmeye çalışan öğrenciler, çeşitli sloganlar attı.

Öğrenciler adına açıklama yapan MKÜ Eğitim Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Ali Kamalak, amaçlarının yaşadıkları kente zarar vermek olmadığını, problemin çözümü için yetkilileri göreve çağırmaya çalıştıklarını ifade etti.

Şehrin yaklaşık 20 kilometre dışında olan üniversite yerleşkesine ulaşmanın adeta çile haline geldiğini savunan Kamalak, şöyle devam etti:

''Yağmurda ve soğukta bu çileli yol bitmek bilmeyen bir işkenceye dönüşüyor generic female cialis. Öğrenciler ve üniversite personelinin de aralarında bulunduğu 20 bin civarında insan mağdur. Araştırma Hastanesine gitmek için 2 dolmuş değiştirmek zorunda kalan vatandaşlarımız da hesap edilirse sorunun boyutu daha da genişlemekte. Bizler, modern çağda ilkel yollara başvurmak zorunda kaldık. Belki sesimizi daha gür duyurmuş oluruz. Üniversiteye ulaşım için sadece bir güzergahtan dolmuş hattının olması öğrencileri ve vatandaşları mağdur etmektedir.''

Kamalak, konuyla ilgili yetkililerle görüştüklerini, ancak herhangi bir çözüme ulaşamadıklarını kaydederek, sorunun devam etmesi halinde farklı eylemler yapacaklarını söyledi.

Açıklamanın ardından slogan atarak eşeklerle caddede yürüyen öğrenciler, daha sonra dağıldı.

Son Güncelleme: Cumartesi, 05 Ocak 2013 14:28

Gösterim: 2562

Gaziantep Üniversitesi’nde danışman krizi

Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Mehmet Yavuz Coşkun, kendisine öyle bir kişiyi danışman yaptı ki üniversitede büyük tepkilere neden oldu

Vatan Gazetesi'nin haberine göre, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Mehmet Yavuz Coşkun, HCR Organizasyon ve Danışmanlık A.Ş.’nin sahibi Hacer Özil Kirişçi’yi danışmanı yaptı. Kirişçi’nin AKP Gaziantep İl yönetiminde görev yapması, tartışmalara neden oldu. Bazı akademisyenler Kirişçi’nin danışmanlığa getirilme-sinden rahatsız oldu.

“Biri Bizi Gözetliyor” adlı yarışmada “02 Hacer” olarak ünlenen Kirişçi, son AKP kongresinde il yönetimine girdi. Rektör danışmanlığı görevini, “AKP yöneticisi” olarak devam ettirmesi dikkat çekti. Kirişçi’nin üniversitedeki kantini de işlettiği iddia edildi.

Konuyu TBMM gündemine taşıyacak olan CHP’li Muharrem İnce hazırladığı önergesinde, şu sorulara yer verdi:

- Üniversitede rektör danışmanı sıfatıyla kaç kişi görevlirdir? İsimleri, akademik geçmişleri nedir?

- Hacer Özil isimli danışman var mıdır? Bu kişi hangi okulları bitirmiştir? Hangi hukuki dayanakla rektör danışmanı olarak görevlendirilmiştir? Bu kişiye ödenen ücret nedir? Şirketinin üniversiteye yaptığı işlere 200 bin TL ödendiği doğru mudur?

- HCR Danışmanlık şirketinden hangi hizmetler hangi usulle üniversite tarafından alınmıştır? Bu şirkete ödenmiştir?

- Yerleşkedeki “Stor” isimli kafe kimin tarafından işletilmektedir? Gaziantep Üniversitesi Vakfı’na ait olduğu doğru mudur? İşletmeci bu kafe için ne kadar kira ödemektedir?

3 vekile özel karar

GÜ’de daha önce de, Rektör Coşkun başkanlı-ğında toplanan üniversite senatosunda alınan karar tepki çekmişti. AK Partili üç Gaziantep milletvekili (Nejat Koçer, Derya Bakbak ve Halil Mazıcıoğlu) için şu düzenlemeler getirilmişti: Devam zorunluluğu bulunmaması, ara sınavlara katılmamaları, finallerin bir güne konulması, kayıtlarda ders yükü limiti uygulanmaması.”

‘İçimde uyuyan bir ayı var’

Hacer Kirişçi, BBG’de ünlendiği dönemde bir gazeteye verdiği röportajda, şöhretin kendini değiştirmeyeceğini ifade ederek, şunları söylemişti:

“Ben Anadolu kızıyım. Sonra ‘Şöhret Hacer’i değiştirdi’ derler. Banu Alkan, Ahu Tuğba pozları beklemeyin. Babam bana ‘Hocanın karısı’ der. Namazımı kılar orucumu tutarım. Ama şortumu giyer bisiklete de biner, denize de girerim. İşim gereği dekolte pozlar da veririm ama beni seven halkı düşünmek zorundayım. BBG evinin içinde dizimin üstünde etek ve sırtı açık elbise giymedim. Ben iyi eğitimli, kültürlü, modern bir Anadolu kızıyım. Biz gerektiğinde erkekten erkek oluruz. Kavgacı değilim ama haksızlığa tahammül edemem. İçimde uyuyan bir ayı var, korkusuzluğum, cesaretim ondan kaynaklanıyor. Bir erkeğin bana karışması, ‘Şunu bunu giyme’ demesi hoşuma gidiyor, beni kıskandığını düşünüyorum.”

(vatan)

> Üniversitede danışman krizi

Gaziantep Üniversitesi’nde danışman krizi

Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Mehmet Yavuz Coşkun, kendisine öyle bir kişiyi danışman yaptı ki üniversitede büyük tepkilere neden oldu

Vatan Gazetesi'nin haberine göre, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Mehmet Yavuz Coşkun, HCR Organizasyon ve Danışmanlık A.Ş.’nin sahibi Hacer Özil Kirişçi’yi danışmanı yaptı. Kirişçi’nin AKP Gaziantep İl yönetiminde görev yapması, tartışmalara neden oldu. Bazı akademisyenler Kirişçi’nin danışmanlığa getirilme-sinden rahatsız oldu.

“Biri Bizi Gözetliyor” adlı yarışmada “02 Hacer” olarak ünlenen Kirişçi, son AKP kongresinde il yönetimine girdi. Rektör danışmanlığı görevini, “AKP yöneticisi” olarak devam ettirmesi dikkat çekti. Kirişçi’nin üniversitedeki kantini de işlettiği iddia edildi.

Konuyu TBMM gündemine taşıyacak olan CHP’li Muharrem İnce hazırladığı önergesinde, şu sorulara yer verdi:

- Üniversitede rektör danışmanı sıfatıyla kaç kişi görevlirdir? İsimleri, akademik geçmişleri nedir?

- Hacer Özil isimli danışman var mıdır? Bu kişi hangi okulları bitirmiştir? Hangi hukuki dayanakla rektör danışmanı olarak görevlendirilmiştir? Bu kişiye ödenen ücret nedir? Şirketinin üniversiteye yaptığı işlere 200 bin TL ödendiği doğru mudur?

- HCR Danışmanlık şirketinden hangi hizmetler hangi usulle üniversite tarafından alınmıştır? Bu şirkete ödenmiştir?

- Yerleşkedeki “Stor” isimli kafe kimin tarafından işletilmektedir? Gaziantep Üniversitesi Vakfı’na ait olduğu doğru mudur? İşletmeci bu kafe için ne kadar kira ödemektedir?

3 vekile özel karar

GÜ’de daha önce de, Rektör Coşkun başkanlı-ğında toplanan üniversite senatosunda alınan karar tepki çekmişti. AK Partili üç Gaziantep milletvekili (Nejat Koçer, Derya Bakbak ve Halil Mazıcıoğlu) için şu düzenlemeler getirilmişti: Devam zorunluluğu bulunmaması, ara sınavlara katılmamaları, finallerin bir güne konulması, kayıtlarda ders yükü limiti uygulanmaması.”

‘İçimde uyuyan bir ayı var’

Hacer Kirişçi, BBG’de ünlendiği dönemde bir gazeteye verdiği röportajda, şöhretin kendini değiştirmeyeceğini ifade ederek, şunları söylemişti:

“Ben Anadolu kızıyım. Sonra ‘Şöhret Hacer’i değiştirdi’ derler. Banu Alkan, Ahu Tuğba pozları beklemeyin. Babam bana ‘Hocanın karısı’ der. Namazımı kılar orucumu tutarım. Ama şortumu giyer bisiklete de biner, denize de girerim. İşim gereği dekolte pozlar da veririm ama beni seven halkı düşünmek zorundayım. BBG evinin içinde dizimin üstünde etek ve sırtı açık elbise giymedim. Ben iyi eğitimli, kültürlü, modern bir Anadolu kızıyım. Biz gerektiğinde erkekten erkek oluruz. Kavgacı değilim ama haksızlığa tahammül edemem. İçimde uyuyan bir ayı var, korkusuzluğum, cesaretim ondan kaynaklanıyor. Bir erkeğin bana karışması, ‘Şunu bunu giyme’ demesi hoşuma gidiyor, beni kıskandığını düşünüyorum.”

(vatan)

Son Güncelleme: Cuma, 04 Ocak 2013 09:16

Gösterim: 2729


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.