Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Okulların Kurban Bayramı sonrası açılmasına yönelik çağrıya olumlu yanıt verilmesi, Mersin'deki turizmcileri sevindirdi.
Kızkalesi Turizm ve Kültür Derneği Başkanı Hüseyin Çalışkan, AA muhabirine, okulların geç açılmasına yönelik isteklerinin dikkate alınmasından memnuniyet duyduklarını söyledi.
Turizmcilerin zor günler geçirdiğini aktaran Çalışkan, sezon başında bu sıkıntıyı gördükleri için yetkililerden okulların geç açılması talebinde bulunduklarını belirtti.
Son yıllarda hava sıcaklığının mevsim normallerinde gitmediğine dikkati çeken Çalışkan, şunları kaydetti:
"Haziran serin, eylül sıcak geçmeye başladı. Turizmciler olarak okulların haziranın sonunda kapanması, açılışının da eylül sonu olmasına yönelik Kültür ve Turizm Bakanlığına talepte bulunmuştuk. Bakanımız konuyu önce Milli Eğitim Bakanı'na, ardından da Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'na iletti ve talebimiz olumlu bulunarak okulların Kurban Bayramı sonu açılmasına karar verdiler. Turizmcilere nefes aldıracak bu uygulamayı onaylayan ve haklı talebimize olumlu karşılık veren yetkililere teşekkür ediyoruz."
Okulların Kurban Bayramı sonrası açılacak olması sektörü hareketlendirecek
Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası Turizmden Sorumlu Başkan Yardımcısı Mustafa Kale de okulların geç kapanıp erken açılmasının turizmi olumsuz etkilediğini belirterek, "Okulların Kurban Bayramı sonrası açılacak olması, turizmcilere adeta 'can suyu' olacak. Turizmciler çifte bayram yaşayacak" diye konuştu.
Turizmcilerin sezona iyi başladığını ancak ramazan ve komşu ülkelerdeki karışıklıklar nedeniyle sektörün olumsuz etkilendiğine dikkati çeken Kale, "Bu yıl Alman yetkililerin 'Türkiye'ye gitmeyin' uyarısı ve Rusya'dan her yıl ülkemize gelen 2,5 milyon turistin gelmemesi de turizmi etkiledi. Bunlara rağmen okulların Kurban Bayramı sonrası açılacak olması sektörü hareketlendirecek" değerlendirmesinde bulundu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Okulların Kurban Bayramı sonrası açılmasına yönelik çağrıya olumlu yanıt verilmesi, Mersin'deki turizmcileri sevindirdi.
Kızkalesi Turizm ve Kültür Derneği Başkanı Hüseyin Çalışkan, AA muhabirine, okulların geç açılmasına yönelik isteklerinin dikkate alınmasından memnuniyet duyduklarını söyledi.
Turizmcilerin zor günler geçirdiğini aktaran Çalışkan, sezon başında bu sıkıntıyı gördükleri için yetkililerden okulların geç açılması talebinde bulunduklarını belirtti.
Son yıllarda hava sıcaklığının mevsim normallerinde gitmediğine dikkati çeken Çalışkan, şunları kaydetti:
"Haziran serin, eylül sıcak geçmeye başladı. Turizmciler olarak okulların haziranın sonunda kapanması, açılışının da eylül sonu olmasına yönelik Kültür ve Turizm Bakanlığına talepte bulunmuştuk. Bakanımız konuyu önce Milli Eğitim Bakanı'na, ardından da Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'na iletti ve talebimiz olumlu bulunarak okulların Kurban Bayramı sonu açılmasına karar verdiler. Turizmcilere nefes aldıracak bu uygulamayı onaylayan ve haklı talebimize olumlu karşılık veren yetkililere teşekkür ediyoruz."
Okulların Kurban Bayramı sonrası açılacak olması sektörü hareketlendirecek
Erdemli Ticaret ve Sanayi Odası Turizmden Sorumlu Başkan Yardımcısı Mustafa Kale de okulların geç kapanıp erken açılmasının turizmi olumsuz etkilediğini belirterek, "Okulların Kurban Bayramı sonrası açılacak olması, turizmcilere adeta 'can suyu' olacak. Turizmciler çifte bayram yaşayacak" diye konuştu.
Turizmcilerin sezona iyi başladığını ancak ramazan ve komşu ülkelerdeki karışıklıklar nedeniyle sektörün olumsuz etkilendiğine dikkati çeken Kale, "Bu yıl Alman yetkililerin 'Türkiye'ye gitmeyin' uyarısı ve Rusya'dan her yıl ülkemize gelen 2,5 milyon turistin gelmemesi de turizmi etkiledi. Bunlara rağmen okulların Kurban Bayramı sonrası açılacak olması sektörü hareketlendirecek" değerlendirmesinde bulundu.
Son Güncelleme: Cumartesi, 22 Ağustos 2015 12:23
Gösterim: 1053
YÖK, yurtdışında hukuk eğitimi almak isteyen öğrencilerin, ÖSYM tarafından yapılan YGS ve LYS’te girerek ilk 150 bin içinde yer alması gerektiğini açıkladı.
Yükseköğretim Kurulu’nun sitesinde yer alan duyuruda, 12/02/2015 tarihli toplantısında ‘hukuk alanında yurtdışında eğitim almak isteyen öğrencilerin 2015-2016 eğitim öğretim yılı itibariyle eğitime başlayacakları yıl ÖSYM tarafından yapılan YGS ve LYS'ye girerek ilk 150 bin içinde yer almaları' gerektiği belirtildi.
YÖK’ün duyurusunda şu bilgiler yer alıyor;
“Ülkemizdeki yatay geçiş işlemleri "Yükseköğretim Kurumlarında Önlisans ve Lisans Düzeyindeki Programlar Geçiş, Çift Anadal, Yan Dal ile Kurumlar Arası Kredi Transferi Yapılması Esaslarına İlişkin Yönetmelik" kapsamında yapılmaktadır. Dikey geçiş ve lisans tamamlama işlemleri ise "Meslek Yüksekokulları ile Açıköğretim Önlisans Programları Mezunlarının Lisans Öğrenimine Dikey Geçiş Sınavı" ile ya da "Teknik Öğretmenler için Düzenlenecek Mühendislik Programlarının Uygulama Esas ve Usulleri Yönetmeliği" ve "Sağlık Önlisans Alanlarından Mezun Olanlara Lisans Tamamlama" gibi mevzuatta tanımlanmış şekillerde yürütülmektedir.
Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği "yatay geçiş, dikey geçiş ve lisans tamamlama" kavramlarını içermemektedir. Yönetmelik kapsamında sadece, mezun olunan yükseköğretim kurumuna başka bir yükseköğretim kurumundan ders transferi yapılması söz konusudur. Bu husus, ilgililerin yurtdışında eğitime başladıkları yıla ait LYS'ye girerek ilk 150 bin içinde puan almaları zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Dolayısıyla Adalet Meslek Yüksekokulu mezunu olup yurtdışındaki hukuk fakültelerine LYS'de ilk 150 bin içindeki puanı almadan kayıt yaptıran öğrencilerin mezuniyetleri akabinde denklik işlemlerinin yapılmayacağı kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
YÖK, yurtdışında hukuk eğitimi almak isteyen öğrencilerin, ÖSYM tarafından yapılan YGS ve LYS’te girerek ilk 150 bin içinde yer alması gerektiğini açıkladı.
Yükseköğretim Kurulu’nun sitesinde yer alan duyuruda, 12/02/2015 tarihli toplantısında ‘hukuk alanında yurtdışında eğitim almak isteyen öğrencilerin 2015-2016 eğitim öğretim yılı itibariyle eğitime başlayacakları yıl ÖSYM tarafından yapılan YGS ve LYS'ye girerek ilk 150 bin içinde yer almaları' gerektiği belirtildi.
YÖK’ün duyurusunda şu bilgiler yer alıyor;
“Ülkemizdeki yatay geçiş işlemleri "Yükseköğretim Kurumlarında Önlisans ve Lisans Düzeyindeki Programlar Geçiş, Çift Anadal, Yan Dal ile Kurumlar Arası Kredi Transferi Yapılması Esaslarına İlişkin Yönetmelik" kapsamında yapılmaktadır. Dikey geçiş ve lisans tamamlama işlemleri ise "Meslek Yüksekokulları ile Açıköğretim Önlisans Programları Mezunlarının Lisans Öğrenimine Dikey Geçiş Sınavı" ile ya da "Teknik Öğretmenler için Düzenlenecek Mühendislik Programlarının Uygulama Esas ve Usulleri Yönetmeliği" ve "Sağlık Önlisans Alanlarından Mezun Olanlara Lisans Tamamlama" gibi mevzuatta tanımlanmış şekillerde yürütülmektedir.
Yurtdışı Yükseköğretim Diplomaları Denklik Yönetmeliği "yatay geçiş, dikey geçiş ve lisans tamamlama" kavramlarını içermemektedir. Yönetmelik kapsamında sadece, mezun olunan yükseköğretim kurumuna başka bir yükseköğretim kurumundan ders transferi yapılması söz konusudur. Bu husus, ilgililerin yurtdışında eğitime başladıkları yıla ait LYS'ye girerek ilk 150 bin içinde puan almaları zorunluluğunu ortadan kaldırmamaktadır. Dolayısıyla Adalet Meslek Yüksekokulu mezunu olup yurtdışındaki hukuk fakültelerine LYS'de ilk 150 bin içindeki puanı almadan kayıt yaptıran öğrencilerin mezuniyetleri akabinde denklik işlemlerinin yapılmayacağı kamuoyuna saygıyla duyurulur.”
Son Güncelleme: Cuma, 21 Ağustos 2015 17:02
Gösterim: 1193
Danıştay, meslek liselerine, genel liseler ve imam hatip liselerine göre daha az seçmeli ders verilmesini öngören haftalık ders çizelgelerinin iptaline hükmetti.
Meslek liselerine, genel liseler ve imam hatip liselerine göre daha az seçmeli ders verilmesini öngören haftalık ders çizelgeleri iptal edildi.
Eğitim-İş Sendikası, genel lise, fen lisesi, Anadolu ve sosyal bilimler liselerindeki "alan" uygulamasının kaldırılması işlemi ile liselerde haftalık ders çizelgesi tablolarının iptali istemiyle Danıştay 8. Dairesinde dava açtı.
Daire, liselerde haftalık ders çizelgesini iptal ederken, "alan" uygulamasının kaldırılması işlemine yönelik iptal istemini ise reddetti.
Kararda, haftalık ders çizelgelerinde imam hatip liselerinde 11-12, genel liselerde 13-17, mesleki ve teknik liselerde ise 3-6 saat seçmeli ders öngörüldüğü belirtildi.
Çizelgelere göre mesleki ve teknik liselerin yine mesleki liselerden imam hatip liselerine oranla daha az seçimlik ders alacağı ifade edilen kararda, "Genel lise ve imam hatip liselerinin seçimlik ders sayısının meslek liselerinden oldukça yüksek olduğu anlaşılmış olup, bu durumun eşitlik prensibine ve eğitim hakkı ilkesine uygun düşmeyeceği görülmektedir" değerlendirmesinde bulunuldu.
Mevzuat hükümlerine göre mesleki teknik eğitim okul ve kurumlarının da imam hatip liselerinin de amacının, öğrencileri hem mesleğe hem de yükseköğretime hazırlamak olduğu aktarılan kararda, bu liselerin statü olarak birbiriyle aynı düzenlendiği, biri lehine yapılacak düzenlemenin diğeri lehine de yapılması gerektiği vurgulandı.
Kararda, şunlar kaydedildi:
"Bu hale göre, dava konusu düzenlemeyle gerek genel liseler ve gerekse imam hatip liselerinin seçimlik ders saati sayısının meslek liselerinin seçimlik ders saatinden çok fazla olduğu, bu durumun meslek liseleri aleyhine eşitliğe aykırı bir uygulamaya neden olacağı ve meslek liselerinin amaçlarından yükseköğretime hazırlama konusunda eksik, yetersiz eğitim alınmasına neden olacağı görüldüğünden, meslek liseleri yönünden tesis edilen eksik düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir."
Genel lise, fen lisesi, Anadolu ve sosyal bilimler liselerindeki "alan" uygulamasının kaldırılmasına yönelik değerlendirmede de bu işlemle öğrencilerin ortak dersler dışında alacakları seçmeli derslerle girmek istedikleri yükseköğretim programına uygun ders almasının sağlandığı belirtildi.
Kararda, bu yöntemle önceki sistemde sınıf tekrarına yol açan uygulama yerine, öğrencilerin alt sınıfta alıp başaramadıkları seçimlik dersi, üst sınıfta değiştirme hakkına sahip olduğu bilgisine yer verildi.
Düzenlemenin üniversiteye giriş sınavı sistemiyle uyumlu olduğu ifade edilen kararda, "Öğrencinin 'alan' uygulamasında almak ve başarmak zorunda olduğu tek seçenek yerine, çok seçenekten oluşan tercih yapabilme olanağına kavuşturulduğu, öğrencinin yetenek ve ilgisi doğrultusunda eğitim alması olanağı getirdiği değerlendirildiğinden işlemin bu yönünde hukuka aykırılık bulunmamaktadır" görüşüne yer verildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Danıştay, meslek liselerine, genel liseler ve imam hatip liselerine göre daha az seçmeli ders verilmesini öngören haftalık ders çizelgelerinin iptaline hükmetti.
Meslek liselerine, genel liseler ve imam hatip liselerine göre daha az seçmeli ders verilmesini öngören haftalık ders çizelgeleri iptal edildi.
Eğitim-İş Sendikası, genel lise, fen lisesi, Anadolu ve sosyal bilimler liselerindeki "alan" uygulamasının kaldırılması işlemi ile liselerde haftalık ders çizelgesi tablolarının iptali istemiyle Danıştay 8. Dairesinde dava açtı.
Daire, liselerde haftalık ders çizelgesini iptal ederken, "alan" uygulamasının kaldırılması işlemine yönelik iptal istemini ise reddetti.
Kararda, haftalık ders çizelgelerinde imam hatip liselerinde 11-12, genel liselerde 13-17, mesleki ve teknik liselerde ise 3-6 saat seçmeli ders öngörüldüğü belirtildi.
Çizelgelere göre mesleki ve teknik liselerin yine mesleki liselerden imam hatip liselerine oranla daha az seçimlik ders alacağı ifade edilen kararda, "Genel lise ve imam hatip liselerinin seçimlik ders sayısının meslek liselerinden oldukça yüksek olduğu anlaşılmış olup, bu durumun eşitlik prensibine ve eğitim hakkı ilkesine uygun düşmeyeceği görülmektedir" değerlendirmesinde bulunuldu.
Mevzuat hükümlerine göre mesleki teknik eğitim okul ve kurumlarının da imam hatip liselerinin de amacının, öğrencileri hem mesleğe hem de yükseköğretime hazırlamak olduğu aktarılan kararda, bu liselerin statü olarak birbiriyle aynı düzenlendiği, biri lehine yapılacak düzenlemenin diğeri lehine de yapılması gerektiği vurgulandı.
Kararda, şunlar kaydedildi:
"Bu hale göre, dava konusu düzenlemeyle gerek genel liseler ve gerekse imam hatip liselerinin seçimlik ders saati sayısının meslek liselerinin seçimlik ders saatinden çok fazla olduğu, bu durumun meslek liseleri aleyhine eşitliğe aykırı bir uygulamaya neden olacağı ve meslek liselerinin amaçlarından yükseköğretime hazırlama konusunda eksik, yetersiz eğitim alınmasına neden olacağı görüldüğünden, meslek liseleri yönünden tesis edilen eksik düzenlemede hukuka uyarlık görülmemiştir."
Genel lise, fen lisesi, Anadolu ve sosyal bilimler liselerindeki "alan" uygulamasının kaldırılmasına yönelik değerlendirmede de bu işlemle öğrencilerin ortak dersler dışında alacakları seçmeli derslerle girmek istedikleri yükseköğretim programına uygun ders almasının sağlandığı belirtildi.
Kararda, bu yöntemle önceki sistemde sınıf tekrarına yol açan uygulama yerine, öğrencilerin alt sınıfta alıp başaramadıkları seçimlik dersi, üst sınıfta değiştirme hakkına sahip olduğu bilgisine yer verildi.
Düzenlemenin üniversiteye giriş sınavı sistemiyle uyumlu olduğu ifade edilen kararda, "Öğrencinin 'alan' uygulamasında almak ve başarmak zorunda olduğu tek seçenek yerine, çok seçenekten oluşan tercih yapabilme olanağına kavuşturulduğu, öğrencinin yetenek ve ilgisi doğrultusunda eğitim alması olanağı getirdiği değerlendirildiğinden işlemin bu yönünde hukuka aykırılık bulunmamaktadır" görüşüne yer verildi.
Son Güncelleme: Cuma, 21 Ağustos 2015 13:44
Gösterim: 1151
Üniversitelerin ek yerleştirme tarihi 23 Ağustos'a kadar uzatıldı.
Üniversitelerin ek yerleştirme tarihi 23 Ağustos'a kadar uzatıldı.
YÖK’ün sitesinde yer alan duyuruya göre; 2015-ÖSYS Ek Yerleştirme tercih işlemleri 23 Ağustos 2015 Pazar günü saat 23.59'a kadar uzatıldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Üniversitelerin ek yerleştirme tarihi 23 Ağustos'a kadar uzatıldı.
Üniversitelerin ek yerleştirme tarihi 23 Ağustos'a kadar uzatıldı.
YÖK’ün sitesinde yer alan duyuruya göre; 2015-ÖSYS Ek Yerleştirme tercih işlemleri 23 Ağustos 2015 Pazar günü saat 23.59'a kadar uzatıldı.
Son Güncelleme: Cuma, 21 Ağustos 2015 15:14
Gösterim: 1447
MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Yelkenci "Vatandaşların stajyerlik sürecini kabus gibi algılayarak telaşa kapılmamaları gerekiyor" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, stajyer sürücülerin yanlarında aileden ehliyetli birinin bulunması gibi bir zorunluluk bulunmadığını belirterek, "Bu nedenle, vatandaşların stajyerlik sürecini kabus gibi algılayarak telaşa kapılmamaları gerekiyor" dedi.
Yelkenci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı sürücü derneği temsilcilerinin ehliyette stajyerliğe kalmamak için belli tarihlere kadar sürücü kurslarına kayıt olma çağrısı yaptıklarını, bu çağrılarla stajyerlikle ilgili mevcut durumdan daha zor bir sürecin başlayacağı gibi bir algının oluşturulmaya çalışıldığını söyledi.
Bu konuya açıklık getirmek gerektiğine işaret eden Yelkenci, "Bu söylemleri, manipülatif söylemler olarak görüyoruz. Sürücü adaylarını tahrik ederek bir an önce sürücü kurslarına kayıt olmalarını sağlamaya dönük bu söylemlere tanık oluyoruz" dedi.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin, 17 Nisan'da yayımlandığını, bakanlık olarak bu değişiklikler doğrultusunda Sürücü Kursları Yönetmeliğinde değişikliğe gideceklerini aktaran Yelkenci, hazırlanan yeni mevzuatı İçişleri Bakanlığının görüşüne sunduklarını belirtti. Trafik Yönetmeliğine göre, stajyerlik süresinin 2 yıl olarak belirlendiğini anımsatan Yelkenci, bu süre içinde stajyer sürücülerin, 0,20 promil alkollü yakalanması, kırmızı ışığı, yaya üstünlüğünü, hız sınırını 3 kez ihlal etmesi halinde 75 ceza puanını doldurduklarından stajyer sürücü belgelerinin iptal olacağını anlattı. Bu durumda kursiyerin sürücü kursuna yeniden müracaat etmesi gerekecek.
Stajyerlerin yanlarında ehliyetli istenmiyor
Yelkenci, kamuoyunda, stajyerlik döneminde sürücülerin, Almanya, Avusturya gibi ülkelerdeki gibi stajyer sürücülerin yanlarında ehliyetli birinin bulunması zorunluluğunun Türkiye'de de uygulanacağı gibi yanlış bir algının bulunduğunu vurguladı. Avrupa Birliği sürücü eğitimi ve sınav süreçlerinin değerlendirilmesi projesi kapsamında bu ülkelerdeki uygulamaların görüşüldüğünü, ancak bunun mevzuata getirilmediğini bildiren Yelkenci, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla uygulamada, stajyer sürücülerin yanlarında aileden ehliyetli birinin bulunması gibi bir zorunluluk bulunmuyor. Bu nedenle, vatandaşların stajyerlik sürecini kabus gibi algılayarak telaşa kapılmamaları gerekiyor. Yönetmelikle getirilen alkollü araç kullanmamak, kırmızı ışıkta geçmemek, yaya üstünlüğü ve hız sınırı kurallarının ihlalleri ise zaten bir sürücünün yapmaması gerekenler. Öyle bir algı oluşturuluyor ki sanki stajyerlik döneminde bu kuralları ihlal edemeyecek ancak stajyerlik dönemini geçtiği zaman bu kurallar artık geçerli olmayacak. Böyle bir şey yok."
Araç kullanmayı öğrenmemişlerse tekrar öğrenecekler
MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, "Sürücü belgesi almak zorlaşıyor. Belgenizi alın, kurslara akın edin" çabası içine girilmesinin yanlış olacağını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Biz her anlamda, sektörün yanındayız fakat halkımızın mağdur olmaması gerekiyor. Stajyerlik süresi 2 yıl ve bu 2 yıl içinde stajyerlerin kırmızı ışık, aşırı hız, alkol ve yayalarla ilgili kurallara uymaları gerekiyor. Zaten kurallara uymaları gerekiyor. Trafikte can kaybına sebep olan durumlar bu ihlaller ve bu kurallara dikkat etmeyeceklerse elbette bu sürece girmelidirler.
Hatalı başlangıcı düzeltmek bir kişiyi sıfırdan eğitmekten daha zor. Sürücü adayları, araç kullanmayı öğrenmemişlerse tekrar öğrenecekler. Çünkü söz konusu olan insan hayatı."
Bu yıl için 2 sınav dönemi daha bulunuyor
Bu yıl içinde ekim ve aralık aylarında ehliyetler için 2 sınav döneminin daha bulunduğunu bildiren Yelkenci, "Buna karşın MEB'e bazı konfederasyonlar, adayların tereddütleri nedeniyle ehliyet teori sınavının 10 Eylül'e çekilmesi talebinde bulundu. Ancak bu tereddüde gerek olmadığından talebi kabul etmedik" açıklamasında bulundu.
Sürücü kursları sektörünün talep ve isteklerine her zaman duyarlı olduklarını ancak toplumda bir algı oluşturulmasına izin vermeyeceklerini belirten Yelkenci, "Sektör bizim sektörümüz, elbette bu sektörü her şekilde destekliyoruz. Ancak, sürücü belgesi almak isteyenler için endişe gerektiren bir durum yok" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Yelkenci "Vatandaşların stajyerlik sürecini kabus gibi algılayarak telaşa kapılmamaları gerekiyor" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, stajyer sürücülerin yanlarında aileden ehliyetli birinin bulunması gibi bir zorunluluk bulunmadığını belirterek, "Bu nedenle, vatandaşların stajyerlik sürecini kabus gibi algılayarak telaşa kapılmamaları gerekiyor" dedi.
Yelkenci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bazı sürücü derneği temsilcilerinin ehliyette stajyerliğe kalmamak için belli tarihlere kadar sürücü kurslarına kayıt olma çağrısı yaptıklarını, bu çağrılarla stajyerlikle ilgili mevcut durumdan daha zor bir sürecin başlayacağı gibi bir algının oluşturulmaya çalışıldığını söyledi.
Bu konuya açıklık getirmek gerektiğine işaret eden Yelkenci, "Bu söylemleri, manipülatif söylemler olarak görüyoruz. Sürücü adaylarını tahrik ederek bir an önce sürücü kurslarına kayıt olmalarını sağlamaya dönük bu söylemlere tanık oluyoruz" dedi.
Karayolları Trafik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin, 17 Nisan'da yayımlandığını, bakanlık olarak bu değişiklikler doğrultusunda Sürücü Kursları Yönetmeliğinde değişikliğe gideceklerini aktaran Yelkenci, hazırlanan yeni mevzuatı İçişleri Bakanlığının görüşüne sunduklarını belirtti. Trafik Yönetmeliğine göre, stajyerlik süresinin 2 yıl olarak belirlendiğini anımsatan Yelkenci, bu süre içinde stajyer sürücülerin, 0,20 promil alkollü yakalanması, kırmızı ışığı, yaya üstünlüğünü, hız sınırını 3 kez ihlal etmesi halinde 75 ceza puanını doldurduklarından stajyer sürücü belgelerinin iptal olacağını anlattı. Bu durumda kursiyerin sürücü kursuna yeniden müracaat etmesi gerekecek.
Stajyerlerin yanlarında ehliyetli istenmiyor
Yelkenci, kamuoyunda, stajyerlik döneminde sürücülerin, Almanya, Avusturya gibi ülkelerdeki gibi stajyer sürücülerin yanlarında ehliyetli birinin bulunması zorunluluğunun Türkiye'de de uygulanacağı gibi yanlış bir algının bulunduğunu vurguladı. Avrupa Birliği sürücü eğitimi ve sınav süreçlerinin değerlendirilmesi projesi kapsamında bu ülkelerdeki uygulamaların görüşüldüğünü, ancak bunun mevzuata getirilmediğini bildiren Yelkenci, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla uygulamada, stajyer sürücülerin yanlarında aileden ehliyetli birinin bulunması gibi bir zorunluluk bulunmuyor. Bu nedenle, vatandaşların stajyerlik sürecini kabus gibi algılayarak telaşa kapılmamaları gerekiyor. Yönetmelikle getirilen alkollü araç kullanmamak, kırmızı ışıkta geçmemek, yaya üstünlüğü ve hız sınırı kurallarının ihlalleri ise zaten bir sürücünün yapmaması gerekenler. Öyle bir algı oluşturuluyor ki sanki stajyerlik döneminde bu kuralları ihlal edemeyecek ancak stajyerlik dönemini geçtiği zaman bu kurallar artık geçerli olmayacak. Böyle bir şey yok."
Araç kullanmayı öğrenmemişlerse tekrar öğrenecekler
MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, "Sürücü belgesi almak zorlaşıyor. Belgenizi alın, kurslara akın edin" çabası içine girilmesinin yanlış olacağını vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Biz her anlamda, sektörün yanındayız fakat halkımızın mağdur olmaması gerekiyor. Stajyerlik süresi 2 yıl ve bu 2 yıl içinde stajyerlerin kırmızı ışık, aşırı hız, alkol ve yayalarla ilgili kurallara uymaları gerekiyor. Zaten kurallara uymaları gerekiyor. Trafikte can kaybına sebep olan durumlar bu ihlaller ve bu kurallara dikkat etmeyeceklerse elbette bu sürece girmelidirler.
Hatalı başlangıcı düzeltmek bir kişiyi sıfırdan eğitmekten daha zor. Sürücü adayları, araç kullanmayı öğrenmemişlerse tekrar öğrenecekler. Çünkü söz konusu olan insan hayatı."
Bu yıl için 2 sınav dönemi daha bulunuyor
Bu yıl içinde ekim ve aralık aylarında ehliyetler için 2 sınav döneminin daha bulunduğunu bildiren Yelkenci, "Buna karşın MEB'e bazı konfederasyonlar, adayların tereddütleri nedeniyle ehliyet teori sınavının 10 Eylül'e çekilmesi talebinde bulundu. Ancak bu tereddüde gerek olmadığından talebi kabul etmedik" açıklamasında bulundu.
Sürücü kursları sektörünün talep ve isteklerine her zaman duyarlı olduklarını ancak toplumda bir algı oluşturulmasına izin vermeyeceklerini belirten Yelkenci, "Sektör bizim sektörümüz, elbette bu sektörü her şekilde destekliyoruz. Ancak, sürücü belgesi almak isteyenler için endişe gerektiren bir durum yok" dedi.
Son Güncelleme: Cuma, 21 Ağustos 2015 11:55
Gösterim: 1417