Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Karaman Valiliği, öğrencilerin başından para saçan okul müdürü hakkında soruşturma başlattı.
Karaman Valiliği, Başyayla ilçesinde başarılı öğrencilerin başından para saçan okul müdürü hakkında soruşturma başlatıldığını bildirdi.
Valilikten yapılan açıklamada, 2014-2015 eğitim öğretim yılı 1. dönem sonunda Başyayla İlkokulu Müdürü Ümit İbrahim Öztürk'ün "başarılı öğrencileri başlarından para saçarak ödüllendirdiğine" yönelik yerel ve ulusal basında yazılı ve görüntülü haberler yer aldığı belirtildi.
Açıklamada, Öztürk hakkında valilik tarafından soruşturma başlatıldığı kaydedildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Karaman Valiliği, öğrencilerin başından para saçan okul müdürü hakkında soruşturma başlattı.
Karaman Valiliği, Başyayla ilçesinde başarılı öğrencilerin başından para saçan okul müdürü hakkında soruşturma başlatıldığını bildirdi.
Valilikten yapılan açıklamada, 2014-2015 eğitim öğretim yılı 1. dönem sonunda Başyayla İlkokulu Müdürü Ümit İbrahim Öztürk'ün "başarılı öğrencileri başlarından para saçarak ödüllendirdiğine" yönelik yerel ve ulusal basında yazılı ve görüntülü haberler yer aldığı belirtildi.
Açıklamada, Öztürk hakkında valilik tarafından soruşturma başlatıldığı kaydedildi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 27 May 2015 11:05
Gösterim: 1037
Milli Eğitim Bakanı Avcı "Dönüşüm programına alınmayan dershanelerle gerekli standartları sağlamayan öğrenci etüt eğitim merkezlerinin faaliyetleri 1 Eylül 2015 tarihi itibarıyla sonlanacaktır" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Green Park Otel'de düzenlenen "Dershanelerin Dönüşüm Süreci" toplantısında, dershanelerin dönüşüm sürecinde önemli mesafe aldıklarını söyledi. Yoğun sınav koşullarının bir sonucu olarak ortaya çıkan dershaneciliğin, bütün müktesebatıyla özel öğretim kurumuna çevrilmesine, Milli Eğitim Bakanlığı olarak en başından itibaren ''dönüşüm'' adını verdiklerini anımsatan Bakan Avcı, şöyle konuştu:
''Yani bu bir 'kilit vurma' değil, dönüştürme kararıydı. 'Kast-ı mahsus' ile mesele çığırından çıkarılmaya çalışıldı. Neyse ki sonunda aklıselim galip geldi. Özel öğretim kurumlarımızın pek çoğu bizim niyetimizi doğru okudu ve sürece destek verdi. Ümidim odur ki, bu dönüşümle özel öğretim sektörü dünden daha güçlüdür ve eğitimimize daha fazla hizmet etme imkanına kavuşmuştur. Bizim için dershane meselesi üzerinden koparılan tartışmalar geride kalmıştır. Artık dershanecilik üzerinden elde edilmiş birikimi, özel okul alanına en iyi şekilde aktarmaya yoğunlaşmalıyız. Dönüşen okullarımızın daha güçlü ve nitelikli kurumlar olması için gayret sarf etmeliyiz. Özel öğretim kurumlarının genel eğitim sistemimize katkıları artarak sürecektir. Biz de Milli Eğitim Bakanlığı olarak sektöre verdiğimiz desteği sürdüreceğiz. Yasalarla belirlenmiş çerçevede ülkemizin geleceğine birlikte katkı sunmaya devam edeceğiz."
Avcı, dönüşüm için müracaat eden bütün kurumlara kolaylıklar sağladıklarını, bundan sonra da işbirliğini yüksek düzeyde devam ettirerek dönüşüm programını birlikte sonuçlandıracaklarını aktardı. 22 Mayıs 2015 tarihi itibarıyla 2 bin 240 dershanenin, dönüşüm programına müracaat ettiğini ifade eden Avcı, şöyle devam etti:
"Bunlardan 2 bin 195'i dönüşüm programına kabul edildi. Dönüşüm programına başvurular 1 Eylül 2015 tarihine kadar devam edecektir. Yine aynı tarih itibarıyla 249'u temel lise olmak üzere, 276 dershaneye özel okul ruhsatı düzenlenerek dönüşüm işlemleri tamamlanmıştır. Dönüşüm programına alınan diğer kurumların özel okul açma işlemleri, 1 Eylül 2015 tarihine kadar tamamlanacaktır. Dönüşüm programına alınmayan dershanelerle gerekli standartları sağlamayan öğrenci etüt eğitim merkezlerinin faaliyetleri, 1 Eylül 2015 tarihi itibarıyla sonlanacaktır. Kanunun yürürlüğe girdiği 14 Mart 2014 gününden 22 Mayıs 2015 tarihine kadar, 401 dershane de kendi isteğiyle faaliyetine son vermiştir. Dönüşüm sürecinde yoğun gayret gösteren ve eğitim sistemimizdeki büyük bir meselenin suhuletle halledilmesine destek veren bütün kurumlarımıza, süreci yöneten bakanlığımızın mensuplarına teşekkür ediyorum.''
Özel öğretim kurumlarından Bakan Avcı’ya teşekkür
Özel Öğretim Kurumları Birliği (ÖZKUR-BİR) Başkanı Hami Koç, ´´Dershanelerin dönüşüm sürecinde Bakanımızın kadirşinas yaklaşımı ve desteklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Bu yaklaşımla eğitim sistemimiz evrensel boyuta taşınacaktır. Bakanımızın ve ekibinin yaklaşımlarıyla yakın gelecekte eğitim sistemimiz bölgenin eğitim üssü konumuna gelecektir. Buna inanıyorum´ dedi.
Toplantıda konuşan Tüm Özel Eğitim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı İbrahim Taşel, Türkiye eğitimi için önemli bir toplantıda bir araya geldiklerini ifade ederek, “Amacımız, ülkemiz ve eğitim sistemimiz için sağlıklı nesiller için olumlu adımlar atmaktır. Bu sürecin mutlaka ve mutlaka başarılı olacağı kanısındayız´´ değerlendirmesinde bulundu.
Özel Dershaneler ve Özel Eğitim Kurumları Birliği Derneği (ÖZ-DE-BİR) Başkanı Faruk Köprülü ise 1 Eylül 2015’ten itibaren ülkede artık dershanelerin olmayacağını ifade etti.
Mevlana´nın ´´Dün dünde kaldı cancağızm, yeni şeyler söylemek lazım´´ sözünü anımsatan Köprülü, şunları söyledi:
´´Özellikle bir konunun altını çizmek istiyorum. Bunun için Bakanımıza teşekkür ediyorum. Dönüşüm sürecinde zaman istedik. Bu konuda bakanlığın bize olumlu katkıda bulunması ve zaman tanıması sektör için hayati önem taşıdı. Bunun için teşekkür ediyoruz Bakanımıza. Yıllarca dershanecilik yaptık. Dönüşüm sürecinin ardından okullu olacağız.´´
Bakanlık yetkililerinin sorunlarına olumlu yaklaşmalarının kendilerini sevindirdiğini ve rahatlattığını belirten Köprülü, dönüşüm sürecinin tüm millî eğitim camiasına, velilere, öğrenci ve öğretmenlere hayırlı olmasını diledi.
Özel Öğretim Derneği (ÖZDER) Başkanı Ahmet Akça da sürecin sağlıklı geçmesinin endişelerini giderdiğini ifade ederek, ´´Ümitlerimiz büyüdü. Sürecin sonunda yaklaştık. Hiçbir alanda görmediğimiz, bütün aşamalardaki desteklerinden dolayı sayın Bakanımıza teşekkür ediyoruz. Biz dershane sektöründen geliyoruz. Şimdi hepimiz okullu olduk. Bundan sonra okullu gibi davranacağımız için söz veriyoruz Sayın Bakanımıza. Bu yolda Sayın Bakanımızın bize vereceği desteğin sürmesini istiyoruz´´ dedi.
Özel Öğretim Kurumları Birliği (ÖZKUR-BİR) Başkanı Hami Koç ise ´´Bu süreçte Bakanımızın kadirşinas yaklaşımı ve desteklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Bu yaklaşımla eğitim sistemimiz evrensel boyuta taşınacaktır. Bakanımızın ve ekibinin yaklaşımlarıyla yakın gelecekte eğitim sistemimiz bölgenin eğitim üssü konumuna gelecektir. Buna inanıyorum´´ diye konuştu.
Eğitimde kalitenin yükseltilmesindeki en önemli faktörün sınıf mevcutlarının sayısının azaltılmasından geçtiğini anımsatan Koç, ´´Eğitim sistemindeki reformlarla okullarımızdaki öğrenci sayısı ortalaması 29,7´ye indi. Yakın gelecekte bu sayının 20’lere ineceğine inanıyorum´´ ifadelerini kullandı.
"50 yıllık dershanecilik tabusu yıkılıyor"
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan da eğitim alanındaki gelişmeleri ve değişimi değerlendirdi.
Ülkede 12 yıllık zorunlu eğitimin hayata geçirilmesinin önemine değinen Gülan, şunları söyledi:
´´OECD ülkelerinde zorunlu eğitim ortalaması 11,4 yıl iken, ülkemiz şu an 6,4 yıl. Bu sürenin her geçen gün artacağına inanıyorum. Okul kitaplarının ücretsiz dağıtımı çok önemliydi. Dünyanın birçok ülkesinde özel okula giden öğrenciler desteklenmektedir. Sonunda Türkiye´de de bu gerçekleşti. Bu ayrımcılık ortadan kalktı. TEOG sistemine başta tedirginlikle başlamıştık. Daha sonra çok başarılı olduğunu gördük. 50 yıllık bir dershanecilik tabusu yıkılıyor. Dershaneler özel okula dönüştü.´´
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Avcı "Dönüşüm programına alınmayan dershanelerle gerekli standartları sağlamayan öğrenci etüt eğitim merkezlerinin faaliyetleri 1 Eylül 2015 tarihi itibarıyla sonlanacaktır" dedi.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Green Park Otel'de düzenlenen "Dershanelerin Dönüşüm Süreci" toplantısında, dershanelerin dönüşüm sürecinde önemli mesafe aldıklarını söyledi. Yoğun sınav koşullarının bir sonucu olarak ortaya çıkan dershaneciliğin, bütün müktesebatıyla özel öğretim kurumuna çevrilmesine, Milli Eğitim Bakanlığı olarak en başından itibaren ''dönüşüm'' adını verdiklerini anımsatan Bakan Avcı, şöyle konuştu:
''Yani bu bir 'kilit vurma' değil, dönüştürme kararıydı. 'Kast-ı mahsus' ile mesele çığırından çıkarılmaya çalışıldı. Neyse ki sonunda aklıselim galip geldi. Özel öğretim kurumlarımızın pek çoğu bizim niyetimizi doğru okudu ve sürece destek verdi. Ümidim odur ki, bu dönüşümle özel öğretim sektörü dünden daha güçlüdür ve eğitimimize daha fazla hizmet etme imkanına kavuşmuştur. Bizim için dershane meselesi üzerinden koparılan tartışmalar geride kalmıştır. Artık dershanecilik üzerinden elde edilmiş birikimi, özel okul alanına en iyi şekilde aktarmaya yoğunlaşmalıyız. Dönüşen okullarımızın daha güçlü ve nitelikli kurumlar olması için gayret sarf etmeliyiz. Özel öğretim kurumlarının genel eğitim sistemimize katkıları artarak sürecektir. Biz de Milli Eğitim Bakanlığı olarak sektöre verdiğimiz desteği sürdüreceğiz. Yasalarla belirlenmiş çerçevede ülkemizin geleceğine birlikte katkı sunmaya devam edeceğiz."
Avcı, dönüşüm için müracaat eden bütün kurumlara kolaylıklar sağladıklarını, bundan sonra da işbirliğini yüksek düzeyde devam ettirerek dönüşüm programını birlikte sonuçlandıracaklarını aktardı. 22 Mayıs 2015 tarihi itibarıyla 2 bin 240 dershanenin, dönüşüm programına müracaat ettiğini ifade eden Avcı, şöyle devam etti:
"Bunlardan 2 bin 195'i dönüşüm programına kabul edildi. Dönüşüm programına başvurular 1 Eylül 2015 tarihine kadar devam edecektir. Yine aynı tarih itibarıyla 249'u temel lise olmak üzere, 276 dershaneye özel okul ruhsatı düzenlenerek dönüşüm işlemleri tamamlanmıştır. Dönüşüm programına alınan diğer kurumların özel okul açma işlemleri, 1 Eylül 2015 tarihine kadar tamamlanacaktır. Dönüşüm programına alınmayan dershanelerle gerekli standartları sağlamayan öğrenci etüt eğitim merkezlerinin faaliyetleri, 1 Eylül 2015 tarihi itibarıyla sonlanacaktır. Kanunun yürürlüğe girdiği 14 Mart 2014 gününden 22 Mayıs 2015 tarihine kadar, 401 dershane de kendi isteğiyle faaliyetine son vermiştir. Dönüşüm sürecinde yoğun gayret gösteren ve eğitim sistemimizdeki büyük bir meselenin suhuletle halledilmesine destek veren bütün kurumlarımıza, süreci yöneten bakanlığımızın mensuplarına teşekkür ediyorum.''
Özel öğretim kurumlarından Bakan Avcı’ya teşekkür
Özel Öğretim Kurumları Birliği (ÖZKUR-BİR) Başkanı Hami Koç, ´´Dershanelerin dönüşüm sürecinde Bakanımızın kadirşinas yaklaşımı ve desteklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Bu yaklaşımla eğitim sistemimiz evrensel boyuta taşınacaktır. Bakanımızın ve ekibinin yaklaşımlarıyla yakın gelecekte eğitim sistemimiz bölgenin eğitim üssü konumuna gelecektir. Buna inanıyorum´ dedi.
Toplantıda konuşan Tüm Özel Eğitim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı İbrahim Taşel, Türkiye eğitimi için önemli bir toplantıda bir araya geldiklerini ifade ederek, “Amacımız, ülkemiz ve eğitim sistemimiz için sağlıklı nesiller için olumlu adımlar atmaktır. Bu sürecin mutlaka ve mutlaka başarılı olacağı kanısındayız´´ değerlendirmesinde bulundu.
Özel Dershaneler ve Özel Eğitim Kurumları Birliği Derneği (ÖZ-DE-BİR) Başkanı Faruk Köprülü ise 1 Eylül 2015’ten itibaren ülkede artık dershanelerin olmayacağını ifade etti.
Mevlana´nın ´´Dün dünde kaldı cancağızm, yeni şeyler söylemek lazım´´ sözünü anımsatan Köprülü, şunları söyledi:
´´Özellikle bir konunun altını çizmek istiyorum. Bunun için Bakanımıza teşekkür ediyorum. Dönüşüm sürecinde zaman istedik. Bu konuda bakanlığın bize olumlu katkıda bulunması ve zaman tanıması sektör için hayati önem taşıdı. Bunun için teşekkür ediyoruz Bakanımıza. Yıllarca dershanecilik yaptık. Dönüşüm sürecinin ardından okullu olacağız.´´
Bakanlık yetkililerinin sorunlarına olumlu yaklaşmalarının kendilerini sevindirdiğini ve rahatlattığını belirten Köprülü, dönüşüm sürecinin tüm millî eğitim camiasına, velilere, öğrenci ve öğretmenlere hayırlı olmasını diledi.
Özel Öğretim Derneği (ÖZDER) Başkanı Ahmet Akça da sürecin sağlıklı geçmesinin endişelerini giderdiğini ifade ederek, ´´Ümitlerimiz büyüdü. Sürecin sonunda yaklaştık. Hiçbir alanda görmediğimiz, bütün aşamalardaki desteklerinden dolayı sayın Bakanımıza teşekkür ediyoruz. Biz dershane sektöründen geliyoruz. Şimdi hepimiz okullu olduk. Bundan sonra okullu gibi davranacağımız için söz veriyoruz Sayın Bakanımıza. Bu yolda Sayın Bakanımızın bize vereceği desteğin sürmesini istiyoruz´´ dedi.
Özel Öğretim Kurumları Birliği (ÖZKUR-BİR) Başkanı Hami Koç ise ´´Bu süreçte Bakanımızın kadirşinas yaklaşımı ve desteklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Bu yaklaşımla eğitim sistemimiz evrensel boyuta taşınacaktır. Bakanımızın ve ekibinin yaklaşımlarıyla yakın gelecekte eğitim sistemimiz bölgenin eğitim üssü konumuna gelecektir. Buna inanıyorum´´ diye konuştu.
Eğitimde kalitenin yükseltilmesindeki en önemli faktörün sınıf mevcutlarının sayısının azaltılmasından geçtiğini anımsatan Koç, ´´Eğitim sistemindeki reformlarla okullarımızdaki öğrenci sayısı ortalaması 29,7´ye indi. Yakın gelecekte bu sayının 20’lere ineceğine inanıyorum´´ ifadelerini kullandı.
"50 yıllık dershanecilik tabusu yıkılıyor"
Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan da eğitim alanındaki gelişmeleri ve değişimi değerlendirdi.
Ülkede 12 yıllık zorunlu eğitimin hayata geçirilmesinin önemine değinen Gülan, şunları söyledi:
´´OECD ülkelerinde zorunlu eğitim ortalaması 11,4 yıl iken, ülkemiz şu an 6,4 yıl. Bu sürenin her geçen gün artacağına inanıyorum. Okul kitaplarının ücretsiz dağıtımı çok önemliydi. Dünyanın birçok ülkesinde özel okula giden öğrenciler desteklenmektedir. Sonunda Türkiye´de de bu gerçekleşti. Bu ayrımcılık ortadan kalktı. TEOG sistemine başta tedirginlikle başlamıştık. Daha sonra çok başarılı olduğunu gördük. 50 yıllık bir dershanecilik tabusu yıkılıyor. Dershaneler özel okula dönüştü.´´
Son Güncelleme: Salı, 26 May 2015 16:15
Gösterim: 1419
ÖSYM, Kamu Başdenetçisi Ömeroğlu'nun, kimliğinin bir yüzünde soğuk damga olmadığı gerekçesiyle sınavı iptal edilen vatandaşın sınavının geçerli sayılması yönündeki tavsiye kararına uydu.
Kamu Denetçiliği Kurumundan yapılan yazılı açıklamaya göre, bir vatandaş, Kamu Personel Seçme Sınavı'nın (KPSS) ardından Din Hizmetleri Alan Bilgisi sınavına girdiğini ancak sınav öncesi görevlinin kimliğinin ön kısmında soğuk damga bulunmadığı gerekçesiyle, tutanak tuttuğunu ileri sürdü. Vatandaş, tutanağa, kimlik bilgilerini, bazı özel bilgilerini, açık adresini ve bir hafta içinde nüfus müdürlüğüne giderek gerekli işlemi yapıp ÖSYM bürosuna başvuracağını yazdığını öne sürdü.
Sınavdan sonraki hafta, nüfus müdürlüğüne giderek kimliğini yenilettiğini, ardından soğuk damgalı kimliği ile ÖSYM'ye başvurduğunu aktaran vatandaş, dilekçe yazmasının istendiğini, bunun üzerine yazdığı dilekçeyi imzalayarak ÖSYM bürosundan ayrıldığını belirtti.
Sonuçlar açıklandığında, sonuç sayfasında "sınav kurallarına uymadığınız için sınavınız geçersizdir" ibaresini gören vatandaş, ÖSYM'yi aradığında, "dilekçe verilmesine rağmen bu durum yaşanmışsa yapacak bir şeyin olmadığının" kendisine söylendiğini iddia etti.
Bunun üzerine şikayetçi, haksızlığa uğradığını ve bu yanlışlığın düzeltilerek sınavının geçerli sayılması için Kamu Denetçiliği Kurumu'nu aradı. Başvuruyu incelemeye alan Kamu Denetçiliği Kurumu'nun isteği üzerine nüfus müdürlüğünün gönderdiği cevabi yazıda; "şikayetçinin kimliğinin değişiminde, nüfus müdürlüğünce soğuk damga konusunda tereddüde düşülmediği, nüfus cüzdanı üzerinde soğuk damganın olup da okunamaması durumunun olabildiği ancak soğuk damganın nüfus cüzdanının bir yüzünde olup diğer yüzünde bulunmamasının mümkün olmadığı" belirtildi.
İncelemeler sonucu vatandaşı haklı bulan Kamu Başdenetçisi M. Nihat Ömeroğlu, şikayetçinin kimliğinde soğuk damganın bulunmaması değil, kimliğin ön yüzünden net anlaşılmaması durumunun söz konusu olduğunu ve ÖSYM'nin sınav hizmetlerinin yerine getirilmesinde sınav güvenliğini aşan bir tutumu bulunduğu değerlendirmesini yaptı.
Nihat Ömeroğlu, sınav öncesi yaşadığı stres ve olumsuzluk nedeniyle adayın mağduriyetini oluşturacak ve kişiliğini zedeleyecek şekilde sınavının geçersiz sayıldığını, kimliğinin arka yüzünden soğuk damganın anlaşılmasına rağmen damganın bulunmadığı gerekçesiyle sınavın geçersiz sayılması işleminin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu vurguladı.
Ömeroğlu, Din Hizmetleri Alan Bilgisi sınavının geçerli sayılarak yeni bir işlem tesisi ve mağduriyetinin giderilmesi için ÖSYM Başkanlığı'na tavsiye kararı gönderdi.
Kararının ardından harekete geçen ÖSYM, Yönetim Kurulu'nun şikayetçinin sınavının geçerli sayılmasına karar verdiğini Kamu Denetçiliği Kurumu'na bildirdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ÖSYM, Kamu Başdenetçisi Ömeroğlu'nun, kimliğinin bir yüzünde soğuk damga olmadığı gerekçesiyle sınavı iptal edilen vatandaşın sınavının geçerli sayılması yönündeki tavsiye kararına uydu.
Kamu Denetçiliği Kurumundan yapılan yazılı açıklamaya göre, bir vatandaş, Kamu Personel Seçme Sınavı'nın (KPSS) ardından Din Hizmetleri Alan Bilgisi sınavına girdiğini ancak sınav öncesi görevlinin kimliğinin ön kısmında soğuk damga bulunmadığı gerekçesiyle, tutanak tuttuğunu ileri sürdü. Vatandaş, tutanağa, kimlik bilgilerini, bazı özel bilgilerini, açık adresini ve bir hafta içinde nüfus müdürlüğüne giderek gerekli işlemi yapıp ÖSYM bürosuna başvuracağını yazdığını öne sürdü.
Sınavdan sonraki hafta, nüfus müdürlüğüne giderek kimliğini yenilettiğini, ardından soğuk damgalı kimliği ile ÖSYM'ye başvurduğunu aktaran vatandaş, dilekçe yazmasının istendiğini, bunun üzerine yazdığı dilekçeyi imzalayarak ÖSYM bürosundan ayrıldığını belirtti.
Sonuçlar açıklandığında, sonuç sayfasında "sınav kurallarına uymadığınız için sınavınız geçersizdir" ibaresini gören vatandaş, ÖSYM'yi aradığında, "dilekçe verilmesine rağmen bu durum yaşanmışsa yapacak bir şeyin olmadığının" kendisine söylendiğini iddia etti.
Bunun üzerine şikayetçi, haksızlığa uğradığını ve bu yanlışlığın düzeltilerek sınavının geçerli sayılması için Kamu Denetçiliği Kurumu'nu aradı. Başvuruyu incelemeye alan Kamu Denetçiliği Kurumu'nun isteği üzerine nüfus müdürlüğünün gönderdiği cevabi yazıda; "şikayetçinin kimliğinin değişiminde, nüfus müdürlüğünce soğuk damga konusunda tereddüde düşülmediği, nüfus cüzdanı üzerinde soğuk damganın olup da okunamaması durumunun olabildiği ancak soğuk damganın nüfus cüzdanının bir yüzünde olup diğer yüzünde bulunmamasının mümkün olmadığı" belirtildi.
İncelemeler sonucu vatandaşı haklı bulan Kamu Başdenetçisi M. Nihat Ömeroğlu, şikayetçinin kimliğinde soğuk damganın bulunmaması değil, kimliğin ön yüzünden net anlaşılmaması durumunun söz konusu olduğunu ve ÖSYM'nin sınav hizmetlerinin yerine getirilmesinde sınav güvenliğini aşan bir tutumu bulunduğu değerlendirmesini yaptı.
Nihat Ömeroğlu, sınav öncesi yaşadığı stres ve olumsuzluk nedeniyle adayın mağduriyetini oluşturacak ve kişiliğini zedeleyecek şekilde sınavının geçersiz sayıldığını, kimliğinin arka yüzünden soğuk damganın anlaşılmasına rağmen damganın bulunmadığı gerekçesiyle sınavın geçersiz sayılması işleminin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu vurguladı.
Ömeroğlu, Din Hizmetleri Alan Bilgisi sınavının geçerli sayılarak yeni bir işlem tesisi ve mağduriyetinin giderilmesi için ÖSYM Başkanlığı'na tavsiye kararı gönderdi.
Kararının ardından harekete geçen ÖSYM, Yönetim Kurulu'nun şikayetçinin sınavının geçerli sayılmasına karar verdiğini Kamu Denetçiliği Kurumu'na bildirdi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 25 May 2015 12:40
Gösterim: 1267
MEB'den izin almadan ya da mevzuata aykırı şekilde eğitim faaliyeti yürüten kurumların denetlenmesi, gerektiğinde de kapatılması için valiliklerde izleme ve koordinasyon komisyonları kurulacak.
Dershanelerin özel okula dönüşümü sürecinde, Milli Eğitim Bakanlığından (MEB) izin almadan ya da mevzuata aykırı şekilde "merdiven altı" olarak tabir edilen eğitim faaliyeti yürüten etüt merkezi, eğitim koçluğu, eğitim merkezi, eğitim danışmanlığı, ödev evi, eğitim rehberliği, öğrenci apartı, öğrenci pansiyonu adlarıyla açılan kurumlara yönelik denetimler artırılacak. Bu kurumlara iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilmeyecek, verilen ruhsatlar iptal edilecek ve faaliyette bulunması önlenecek.
Bakanlık, dershanelerin özel okula dönüşüm sürecinde, MEB'den ruhsat alan ancak mevzuata aykırı uygulamalarda bulunan, farklı bakanlıklar ve belediyelerden çalışma izni alarak eğitim faaliyeti yapan ya da herhangi bir izin almadan "merdiven altı" eğitim yapan kuruluşların faaliyetlerine ilişkin denetimlerini artırdı. Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın imzasıyla illere genelge gönderildi.
Genelgede, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin devletin gözetim ve denetiminde olduğu, Bakanlıkça, resmi, özel ve gönüllü her kuruluşun, eğitimle ilgili faaliyetlerinin milli eğitimin amaçlarına uygunluğu bakımından kontrol edildiği belirtildi.
Eğitim faaliyetlerinin, MEB’den kurum açma izni almadan yapılamayacağı bildirilen genelgede, her ne ad altında olursa olsun eğitim ve öğretim sunmak amacıyla yürütülen faaliyetlerin izinsiz yapıldığının tespiti halinde, bu kurumların valilikçe kapatılacağı ifade edildi.
Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri Hakkındaki Kanun'a göre, yemekli veya yemeksiz özel öğrenci yurdu ve buna benzer kurumların açılması ve işletilmesinin de MEB'in iznine bağlı olduğu belirtilen genelgede, Bakanlığın denetleme hakkının bulunduğu kaydedildi.
Genelgede, yetkili idareden otel, motel, pansiyon ve benzeri konaklama ruhsatı aldığı halde, sadece öğrenci barındıran ve öğrenci yurdu gibi çalıştırılan yerler ile öğrenci evi, öğrenci pansiyonu, öğrenci apartı adlarıyla faaliyet sürdüren yerlerin de valiliklerce kapatılacağı aktarıldı.
"İzin aldığı konu dışında faaliyet yürüten kurumlar var"
Her türlü eğitim ve öğretim faaliyeti ile öğrencilerin yurt hizmetlerinin, MEB'in izni ve denetiminde olduğu bildirilen genelgede, "Ancak bazı iş yerlerinin gerekli izinleri almadığı veya aldığı izin ve ruhsatın çalışma konusu dışında faaliyet yürüttüğüne ilişkin bilgiler, Bakanlığımıza ulaşmaktadır. Anayasanın, kanunların ve bunlara dayalı çıkarılan diğer mevzuat hükümlerinin, sağlıklı işletilmesi, devletin düzenleme ve denetim yetkisinin yerinde ve etkili kullanılarak sorumluluğunu yerine getirmesini sağlamak yine devletin öncelikli görevlerindendir" ifadesine yer verildi.
Ruhsat verilirken milli eğitim müdürlüklerine sorulacak
Bu çerçevelerde yapılan düzenlemeyle İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik hükümleri kapsamında, il özel idareler, büyükşehir belediyesi veya belediyeler tarafından, iş yeri açma ve çalışma ruhsatları verilirken, tereddüt halinde milli eğitim müdürlüklerinden, faaliyetin Milli Eğitim Temel Kanunu ve Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği kapsamında olup olmadığı sorulacak.
Milli eğitim müdürlüklerince, etüt merkezi, eğitim koçluğu, koçluk merkezi, eğitim merkezi, eğitim danışmanlığı, ödev evi, test evi, eğitim rehberliği, öğrenci apartı, öğrenci pansiyonu veya hangi ad altında olursa olsun, söz konusu faaliyetlerin bahsi geçen mevzuat kapsamında olduğunun belirtilmesi veya tespiti halinde, ilgili yerlere işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmeyecek, verilen ruhsatlar iptal edilecek ve bu yerlerin söz konusu faaliyetleri yürütmesine izin verilmeyecek.
Ruhsata aykırı öğrenci barındıran kurumlar kapatılacak
Yetkili idareler ile milli eğitim müdürlüklerince, ruhsat verilen iş yerlerinde, ruhsata aykırı eğitim veya öğrenci barınma faaliyetlerinin yürütüldüğünün tespiti halinde, ivedilikle yasal işlem yapılacak, gerektiğinde bu yerler kapatılacak, ruhsatları iptal edilecek.
Diğer bakanlıkların elemanlarınca işyerlerinde yapılan denetimlerde, iş yerlerinin ilgi Milli Eğitim Temel Kanunu ve Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği kapsamına giren faaliyetleri sürdürdüğü tespit edildiğinde veya kanaati oluştuğunda, valiliklere ve yetkili idarelere bilgi verecek. Belediye zabıtaları ve kolluk güçlerince işyerlerinin, açma ve çalışma ruhsatının olup olmadığı kontrol edilecek ve ilgili makamlara durum iletilecek.
Koordinasyon için izleme komisyonları kurulacak
Valiliklerce, kurumlar arası koordinasyonun sağlanması için milli eğitim müdürlüğü, ilgili belediye başkanlığı, defterdarlık, SGK il müdürlüğü, il özel idaresi, emniyet müdürlüğü ve valinin uygun gördüğü diğer kurumların temsilcilerinin yer aldığı izleme ve koordinasyon komisyonları kurulacak.
Valilikler gerektiğinde ilçeler düzeyinde de söz konusu komisyonları kurabilecek, çalışma usul ve esaslarını belirleyecek
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MEB'den izin almadan ya da mevzuata aykırı şekilde eğitim faaliyeti yürüten kurumların denetlenmesi, gerektiğinde de kapatılması için valiliklerde izleme ve koordinasyon komisyonları kurulacak.
Dershanelerin özel okula dönüşümü sürecinde, Milli Eğitim Bakanlığından (MEB) izin almadan ya da mevzuata aykırı şekilde "merdiven altı" olarak tabir edilen eğitim faaliyeti yürüten etüt merkezi, eğitim koçluğu, eğitim merkezi, eğitim danışmanlığı, ödev evi, eğitim rehberliği, öğrenci apartı, öğrenci pansiyonu adlarıyla açılan kurumlara yönelik denetimler artırılacak. Bu kurumlara iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verilmeyecek, verilen ruhsatlar iptal edilecek ve faaliyette bulunması önlenecek.
Bakanlık, dershanelerin özel okula dönüşüm sürecinde, MEB'den ruhsat alan ancak mevzuata aykırı uygulamalarda bulunan, farklı bakanlıklar ve belediyelerden çalışma izni alarak eğitim faaliyeti yapan ya da herhangi bir izin almadan "merdiven altı" eğitim yapan kuruluşların faaliyetlerine ilişkin denetimlerini artırdı. Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın imzasıyla illere genelge gönderildi.
Genelgede, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin devletin gözetim ve denetiminde olduğu, Bakanlıkça, resmi, özel ve gönüllü her kuruluşun, eğitimle ilgili faaliyetlerinin milli eğitimin amaçlarına uygunluğu bakımından kontrol edildiği belirtildi.
Eğitim faaliyetlerinin, MEB’den kurum açma izni almadan yapılamayacağı bildirilen genelgede, her ne ad altında olursa olsun eğitim ve öğretim sunmak amacıyla yürütülen faaliyetlerin izinsiz yapıldığının tespiti halinde, bu kurumların valilikçe kapatılacağı ifade edildi.
Yüksek Öğrenim Öğrenci Yurtları ve Aşevleri Hakkındaki Kanun'a göre, yemekli veya yemeksiz özel öğrenci yurdu ve buna benzer kurumların açılması ve işletilmesinin de MEB'in iznine bağlı olduğu belirtilen genelgede, Bakanlığın denetleme hakkının bulunduğu kaydedildi.
Genelgede, yetkili idareden otel, motel, pansiyon ve benzeri konaklama ruhsatı aldığı halde, sadece öğrenci barındıran ve öğrenci yurdu gibi çalıştırılan yerler ile öğrenci evi, öğrenci pansiyonu, öğrenci apartı adlarıyla faaliyet sürdüren yerlerin de valiliklerce kapatılacağı aktarıldı.
"İzin aldığı konu dışında faaliyet yürüten kurumlar var"
Her türlü eğitim ve öğretim faaliyeti ile öğrencilerin yurt hizmetlerinin, MEB'in izni ve denetiminde olduğu bildirilen genelgede, "Ancak bazı iş yerlerinin gerekli izinleri almadığı veya aldığı izin ve ruhsatın çalışma konusu dışında faaliyet yürüttüğüne ilişkin bilgiler, Bakanlığımıza ulaşmaktadır. Anayasanın, kanunların ve bunlara dayalı çıkarılan diğer mevzuat hükümlerinin, sağlıklı işletilmesi, devletin düzenleme ve denetim yetkisinin yerinde ve etkili kullanılarak sorumluluğunu yerine getirmesini sağlamak yine devletin öncelikli görevlerindendir" ifadesine yer verildi.
Ruhsat verilirken milli eğitim müdürlüklerine sorulacak
Bu çerçevelerde yapılan düzenlemeyle İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatlarına İlişkin Yönetmelik hükümleri kapsamında, il özel idareler, büyükşehir belediyesi veya belediyeler tarafından, iş yeri açma ve çalışma ruhsatları verilirken, tereddüt halinde milli eğitim müdürlüklerinden, faaliyetin Milli Eğitim Temel Kanunu ve Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği kapsamında olup olmadığı sorulacak.
Milli eğitim müdürlüklerince, etüt merkezi, eğitim koçluğu, koçluk merkezi, eğitim merkezi, eğitim danışmanlığı, ödev evi, test evi, eğitim rehberliği, öğrenci apartı, öğrenci pansiyonu veya hangi ad altında olursa olsun, söz konusu faaliyetlerin bahsi geçen mevzuat kapsamında olduğunun belirtilmesi veya tespiti halinde, ilgili yerlere işyeri açma ve çalışma ruhsatı verilmeyecek, verilen ruhsatlar iptal edilecek ve bu yerlerin söz konusu faaliyetleri yürütmesine izin verilmeyecek.
Ruhsata aykırı öğrenci barındıran kurumlar kapatılacak
Yetkili idareler ile milli eğitim müdürlüklerince, ruhsat verilen iş yerlerinde, ruhsata aykırı eğitim veya öğrenci barınma faaliyetlerinin yürütüldüğünün tespiti halinde, ivedilikle yasal işlem yapılacak, gerektiğinde bu yerler kapatılacak, ruhsatları iptal edilecek.
Diğer bakanlıkların elemanlarınca işyerlerinde yapılan denetimlerde, iş yerlerinin ilgi Milli Eğitim Temel Kanunu ve Özel Öğretim Kurumları Kanunu ile Özel Öğrenci Yurtları Yönetmeliği kapsamına giren faaliyetleri sürdürdüğü tespit edildiğinde veya kanaati oluştuğunda, valiliklere ve yetkili idarelere bilgi verecek. Belediye zabıtaları ve kolluk güçlerince işyerlerinin, açma ve çalışma ruhsatının olup olmadığı kontrol edilecek ve ilgili makamlara durum iletilecek.
Koordinasyon için izleme komisyonları kurulacak
Valiliklerce, kurumlar arası koordinasyonun sağlanması için milli eğitim müdürlüğü, ilgili belediye başkanlığı, defterdarlık, SGK il müdürlüğü, il özel idaresi, emniyet müdürlüğü ve valinin uygun gördüğü diğer kurumların temsilcilerinin yer aldığı izleme ve koordinasyon komisyonları kurulacak.
Valilikler gerektiğinde ilçeler düzeyinde de söz konusu komisyonları kurabilecek, çalışma usul ve esaslarını belirleyecek
Son Güncelleme: Salı, 26 May 2015 16:07
Gösterim: 1956
2015-2016 eğitim ve öğretim yılı ne zaman başlayacak ve ne zaman sona erecek? Milli Eğitim Bakanlığı, gelecek eğitim öğretim yılının çalışma takvimini yayımladı.
MEB, çalışma takvimine ilişkin hazırlanan genelgeyi illere gönderdi. Genelgede, Bakanlığa bağlı her derece ve türdeki eğitim ve öğretim kurumlarında 2015-2016 eğitim ve öğretim yılının 14 Eylül 2015 Pazartesi günü başlayacağı, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı genelge ile belirlendiği hatırlatıldı.
Bu eğitim ve öğretim yılına ait çalışma takviminin, Milli Eğitim Bakanlığı Okul ÖncesiEğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği ile Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda düzenlenmesinin uygun görüldüğü ifade edildi.
Buna göre, 2015-2016 eğitim ve öğretim yılı; okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul ve imam hatip ortaokullarının 5. sınıflarındaki öğrencilerineğitim ve öğretime uyum programı, 7-11 Eylül 2015 tarihleri arasında yapılacak.
Birinci kanaat dönemi, 14 Eylül 2015 Pazartesi günü başlayacak ve 22 Ocak 2016 Cuma günü sona erecek. Yarı yıl tatili, 25 Ocak-5 Şubat 2016'da yapılacak.
İkinci kanaat dönemi, 8 Şubat 2016 Pazartesi günü başlayacak ve 10 Haziran 2016 Cuma günü sona erecek.
Çalışma takvimi, bu tarihler dikkate alınarak, "Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve YaygınEğitim Kurumlarının Çalışma Takvimi" örneği esaslarına göre valiliklerce düzenlenecek.
2016-2017 eğitim ve öğretim yılı 19 Eylül 2016 Pazartesi günü başlayacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
2015-2016 eğitim ve öğretim yılı ne zaman başlayacak ve ne zaman sona erecek? Milli Eğitim Bakanlığı, gelecek eğitim öğretim yılının çalışma takvimini yayımladı.
MEB, çalışma takvimine ilişkin hazırlanan genelgeyi illere gönderdi. Genelgede, Bakanlığa bağlı her derece ve türdeki eğitim ve öğretim kurumlarında 2015-2016 eğitim ve öğretim yılının 14 Eylül 2015 Pazartesi günü başlayacağı, Ortaöğretim Genel Müdürlüğü'nün yayımladığı genelge ile belirlendiği hatırlatıldı.
Bu eğitim ve öğretim yılına ait çalışma takviminin, Milli Eğitim Bakanlığı Okul ÖncesiEğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği ile Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda düzenlenmesinin uygun görüldüğü ifade edildi.
Buna göre, 2015-2016 eğitim ve öğretim yılı; okul öncesi, ilkokul birinci sınıf, ortaokul ve imam hatip ortaokullarının 5. sınıflarındaki öğrencilerineğitim ve öğretime uyum programı, 7-11 Eylül 2015 tarihleri arasında yapılacak.
Birinci kanaat dönemi, 14 Eylül 2015 Pazartesi günü başlayacak ve 22 Ocak 2016 Cuma günü sona erecek. Yarı yıl tatili, 25 Ocak-5 Şubat 2016'da yapılacak.
İkinci kanaat dönemi, 8 Şubat 2016 Pazartesi günü başlayacak ve 10 Haziran 2016 Cuma günü sona erecek.
Çalışma takvimi, bu tarihler dikkate alınarak, "Milli Eğitim Bakanlığı Örgün ve YaygınEğitim Kurumlarının Çalışma Takvimi" örneği esaslarına göre valiliklerce düzenlenecek.
2016-2017 eğitim ve öğretim yılı 19 Eylül 2016 Pazartesi günü başlayacak.
Son Güncelleme: Pazar, 24 May 2015 22:52
Gösterim: 3081