Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Başbakan Davutoğlu, Pek çok yerden benim aldığım bilgi, tabletlerin bir oyun aracı haline dönüşmeye başladığını gösteriyor. Biz oyuncak dağıtacaksak ayrı dağıtırız. Bu kapsamda dağıtılan tabletlerin kullanımı lütfen takip edin"
Davutoğlu, Başbakanlık Yeni Bina'da, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve 81 ilden gelen öğretmenleri kabulünde yaptığı konuşmada, kendisinin en büyük öğretmeni İstanbul olduğunu söyledi.
İnsanın boşlukta bilgi üretmediğini, insanların geçmişe, mekana ve çevreye karşı borçlu olduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Onun için şöyle bir ormanlık alanda ders yaptığınızda çocukta orman bilinci, çevre bilinci gelişir. Biz her şeyi bir anlamda bir öğretmen gibi görebilmeliyiz. Milli Eğitim Bakanlığını ziyaretimde 22 milyon öğrencimiz olduğu zikredildiğinde, 'eğer herkes haddini bilse aslında Türkiye'de 77 milyon öğrenci var" dedim. Aslında hepimiz öğrenciyiz. Bir gün öğretmenler 'ben öğrendim ve oldum, hamdım piştim oldum' diyip, öğrencileri sadece ham olarak gördüğünde ve kendi öğrenciliğini unuttuğunda öğretmenliği de biter. Her öğretmen aynı zaman da öğrencidir. Her gün bir şey öğrenir. Her gün bir şey öğrenmeyen öğretmen, öğrencilere de bir şey öğretemez. Bu sürekliliği olan bir ilişki."
Davutoğlu, Başbakan Başdanışmanı olduğu döneminde sosyal bilimler liselerinde ders vermeyi düşündüğünü açıklayarak, Milli Eğitim Bakanlığına çağrıda bulunarak tanınmış sanatçı, bilim adamı ve düşünürlerin fahri öğretmen olarak Hakkari ve Tunceli gibi illerde dersler vermesi gerektiğini söyledi.
"Ülkenin savunması da milli eğitimden geçiyor"
Türkiye'nin büyüyen bir ülke olduğunu, nüfusunun ve imkanlarının arttığını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bir milli savunmada 'milli' vardır, bir de milli eğitimde 'milli' vardır. Çünkü bunların ikisi de gerçek anlamda milli ve bu milletin özüne sadık kaldığı zaman savunmanız savunma, eğitimimiz eğitim olur. Savunma hep bizim bütçede birinci olurdu bizim iktidarlarımıza kadar şimdi milli eğitim. Savunmaya yine hakkettiği şeyi veriyoruz, imkanlarımız gelişti, gayri safi milli hasılamız dört misli arttı. Milli eğitime ayırdığımız bütçe, milli savunmaya göre arttı. Çünkü biz bir ülkenin savunmasının da milli eğitimden geçtiğine inanıyoruz. Milli eğitimi sağlam olmayan bir ülkenin tankları, tüfekleri, uçakları savunmayı temin etmez ama milli eğitiminiz sağlamsa eksik olan savunmayı zamanla tamamlarsınız. 2002'e kıyasla milli eğitim bütçesinde yüzde 726'lık artış oldu ve 62 milyar liraya yükseldi. 62 milyar lira neredeyse Türkiye'nin cari açığı. Enerji harcamaları kadar dışarı giden kadar bir miktar."
Davutoğlu, bekar ve ek ders almayan bir öğretmenin 2002'de 470 lira olan maaşının şimdi 2 bin 148 liraya yükseldiğini bildirerek, iktidarları döneminde 458 bin 496 öğretmenin atamasının yapıldığını, bu sayının da mevcut öğretmenlerin yarısını oluşturduğunu söyledi.
Başbakan Davutoğlu, 12 yıl kesintisiz eğitimi getirdiklerini, sosyal bilimler ve spor liselerinin kurulduğunu, yüze yakın üniversite açtıklarını anımsatarak, 2002'de 346 bin derslik sayısını 649 bin 469'a çıkarttıklarını, bu sayıyı daha da artırmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Davutoğlu, Türkiye'nin 21. yüzyıla yüz karası birçok şeyle girdiğini ve sınıflarda 70, 80, 100 öğrenciyle eğitimlerin yapıldığını ifade ederek, Malatya ziyareti sırasında ilkokul öğrencileriyle ettiği sohbette oradaki sınıfların da 25 kişilik olduğunu öğrencilerin söylediğini anlattı.
"Teknoloji iki ucu keskin kılıç"
İnsani bir eğitimin yapılmasının ve öğrenci öğretmen ilişkisinin gerçek zemininde olabilmesinin 30 kişinin altındaki sınıflarda mümkün olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Fatih Projesi kapsamında 3 bin 657 okula 84 bin 921 adet etkileşimli tahta monte ettik, 800 bin adet tablet bilgisayarı dağıttık. Biz tabletleri öğrencilere mekanik bir araç diye vermedik. Teknoloji öyle bir şey ki iki ucu keskin kılıç gibi, nereye doğru kullanırsanız sizi oraya yöneltir. Pek çok yerden benim aldığım bilgi, tabletlerin bir oyun aracı haline dönüşmeye başladığını gösteriyor. Biz oyuncak dağıtacaksak ayrı dağıtırız. Oyun yanlış bir şey diye söylemiyorum ama tabletleri bilgi çağında, bilgi erişim imkanını öğrencilere tanıtmak için veriyoruz. Bu kapsamda dağıtılan tabletlerin kullanımı lütfen takip edin. Öğrencileri dersleri hep tabletler üzerinden, onları kullanacak şekilde verin ki öğrenci onu bir eğitim aracı olarak kullansın. Ne kadar bilgisayar verilirse verilsin, kitap kokusunu duymamış kişi kişi olamaz, başka şey olur. Bazı şeyler vardır başka türlü hissedilmez."
Davutoğlu, günlerce süren yorgunluğun ardından bir sahafta alacağı kitap kokusunun kendisine şifa gibi geldiğini belirterek, Filipinler ziyaretinde programı değiştirerek eskiden bildiği bir kitapçıya gittiğini söyledi.
Çocuklara kitap ve kitapçı sevgisinin aşılanması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, kolay ulaşılan bilginin değerinin de bir o kadar değersiz olduğunu kaydetti.
"Öğrencileri alıp kütüphanede ders yapın"
Davutoğlu, akademisyenliği döneminde incelediği doktora tezlerinde yer alan bilgilerden sıradan ve mekanik olanların bilgisayardan derlendiğini fark ettiğine dikkati çekerek, "Eğer sofistike, daha derinlemesine ve kendisinden özgün katkı yaptığı bir şey varsa bilin ki kitap okumuş. Bunu bilgisayarı kötülemek için söylemiyorum. Bu anlamda teknolojik yeniliklere intibak edeceğiz ama ne olur çocukları alın arada sırada kitapçıya götürün, kütüphaneye götürün o kokuyu hissetsinler. Emin olun sınıfta üç saat ders yapmaktansa, o kitap kokusuyla yapılan yarım saat ders daha bereketli olabilir. Ben bunu bir kampanya olarak başlatalım diyorum. Öğrencileri alıp kütüphanede ders yapın" diye konuştu.
Davutoğlu, çocuklara kitabı sevdirmek için zorla önüne kitap konulup oku denilmemesi tavsiyesinde de bulunarak, kitapları hayatın bir parçası kılmak gerektiğini ifade etti.
Tabletleri kitapları unutturmak için dağıtmadıklarına dikkati çeken Davutoğlu, "Tabletleri dağıtmamız tamamlayıcı bir şey. İşin esası, asli unsuru değil. Kitap sevgisini unuturlarsa bir daha kimse onlara o sevgiyi aşılayamaz" dedi.
Başbakan Davutoğlu, konuşmasının ardından 81 ilden gelen öğretmenlere çeşitli armağanlar verdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Davutoğlu, Pek çok yerden benim aldığım bilgi, tabletlerin bir oyun aracı haline dönüşmeye başladığını gösteriyor. Biz oyuncak dağıtacaksak ayrı dağıtırız. Bu kapsamda dağıtılan tabletlerin kullanımı lütfen takip edin"
Davutoğlu, Başbakanlık Yeni Bina'da, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve 81 ilden gelen öğretmenleri kabulünde yaptığı konuşmada, kendisinin en büyük öğretmeni İstanbul olduğunu söyledi.
İnsanın boşlukta bilgi üretmediğini, insanların geçmişe, mekana ve çevreye karşı borçlu olduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Onun için şöyle bir ormanlık alanda ders yaptığınızda çocukta orman bilinci, çevre bilinci gelişir. Biz her şeyi bir anlamda bir öğretmen gibi görebilmeliyiz. Milli Eğitim Bakanlığını ziyaretimde 22 milyon öğrencimiz olduğu zikredildiğinde, 'eğer herkes haddini bilse aslında Türkiye'de 77 milyon öğrenci var" dedim. Aslında hepimiz öğrenciyiz. Bir gün öğretmenler 'ben öğrendim ve oldum, hamdım piştim oldum' diyip, öğrencileri sadece ham olarak gördüğünde ve kendi öğrenciliğini unuttuğunda öğretmenliği de biter. Her öğretmen aynı zaman da öğrencidir. Her gün bir şey öğrenir. Her gün bir şey öğrenmeyen öğretmen, öğrencilere de bir şey öğretemez. Bu sürekliliği olan bir ilişki."
Davutoğlu, Başbakan Başdanışmanı olduğu döneminde sosyal bilimler liselerinde ders vermeyi düşündüğünü açıklayarak, Milli Eğitim Bakanlığına çağrıda bulunarak tanınmış sanatçı, bilim adamı ve düşünürlerin fahri öğretmen olarak Hakkari ve Tunceli gibi illerde dersler vermesi gerektiğini söyledi.
"Ülkenin savunması da milli eğitimden geçiyor"
Türkiye'nin büyüyen bir ülke olduğunu, nüfusunun ve imkanlarının arttığını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bir milli savunmada 'milli' vardır, bir de milli eğitimde 'milli' vardır. Çünkü bunların ikisi de gerçek anlamda milli ve bu milletin özüne sadık kaldığı zaman savunmanız savunma, eğitimimiz eğitim olur. Savunma hep bizim bütçede birinci olurdu bizim iktidarlarımıza kadar şimdi milli eğitim. Savunmaya yine hakkettiği şeyi veriyoruz, imkanlarımız gelişti, gayri safi milli hasılamız dört misli arttı. Milli eğitime ayırdığımız bütçe, milli savunmaya göre arttı. Çünkü biz bir ülkenin savunmasının da milli eğitimden geçtiğine inanıyoruz. Milli eğitimi sağlam olmayan bir ülkenin tankları, tüfekleri, uçakları savunmayı temin etmez ama milli eğitiminiz sağlamsa eksik olan savunmayı zamanla tamamlarsınız. 2002'e kıyasla milli eğitim bütçesinde yüzde 726'lık artış oldu ve 62 milyar liraya yükseldi. 62 milyar lira neredeyse Türkiye'nin cari açığı. Enerji harcamaları kadar dışarı giden kadar bir miktar."
Davutoğlu, bekar ve ek ders almayan bir öğretmenin 2002'de 470 lira olan maaşının şimdi 2 bin 148 liraya yükseldiğini bildirerek, iktidarları döneminde 458 bin 496 öğretmenin atamasının yapıldığını, bu sayının da mevcut öğretmenlerin yarısını oluşturduğunu söyledi.
Başbakan Davutoğlu, 12 yıl kesintisiz eğitimi getirdiklerini, sosyal bilimler ve spor liselerinin kurulduğunu, yüze yakın üniversite açtıklarını anımsatarak, 2002'de 346 bin derslik sayısını 649 bin 469'a çıkarttıklarını, bu sayıyı daha da artırmaya çalıştıklarını dile getirdi.
Davutoğlu, Türkiye'nin 21. yüzyıla yüz karası birçok şeyle girdiğini ve sınıflarda 70, 80, 100 öğrenciyle eğitimlerin yapıldığını ifade ederek, Malatya ziyareti sırasında ilkokul öğrencileriyle ettiği sohbette oradaki sınıfların da 25 kişilik olduğunu öğrencilerin söylediğini anlattı.
"Teknoloji iki ucu keskin kılıç"
İnsani bir eğitimin yapılmasının ve öğrenci öğretmen ilişkisinin gerçek zemininde olabilmesinin 30 kişinin altındaki sınıflarda mümkün olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Fatih Projesi kapsamında 3 bin 657 okula 84 bin 921 adet etkileşimli tahta monte ettik, 800 bin adet tablet bilgisayarı dağıttık. Biz tabletleri öğrencilere mekanik bir araç diye vermedik. Teknoloji öyle bir şey ki iki ucu keskin kılıç gibi, nereye doğru kullanırsanız sizi oraya yöneltir. Pek çok yerden benim aldığım bilgi, tabletlerin bir oyun aracı haline dönüşmeye başladığını gösteriyor. Biz oyuncak dağıtacaksak ayrı dağıtırız. Oyun yanlış bir şey diye söylemiyorum ama tabletleri bilgi çağında, bilgi erişim imkanını öğrencilere tanıtmak için veriyoruz. Bu kapsamda dağıtılan tabletlerin kullanımı lütfen takip edin. Öğrencileri dersleri hep tabletler üzerinden, onları kullanacak şekilde verin ki öğrenci onu bir eğitim aracı olarak kullansın. Ne kadar bilgisayar verilirse verilsin, kitap kokusunu duymamış kişi kişi olamaz, başka şey olur. Bazı şeyler vardır başka türlü hissedilmez."
Davutoğlu, günlerce süren yorgunluğun ardından bir sahafta alacağı kitap kokusunun kendisine şifa gibi geldiğini belirterek, Filipinler ziyaretinde programı değiştirerek eskiden bildiği bir kitapçıya gittiğini söyledi.
Çocuklara kitap ve kitapçı sevgisinin aşılanması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, kolay ulaşılan bilginin değerinin de bir o kadar değersiz olduğunu kaydetti.
"Öğrencileri alıp kütüphanede ders yapın"
Davutoğlu, akademisyenliği döneminde incelediği doktora tezlerinde yer alan bilgilerden sıradan ve mekanik olanların bilgisayardan derlendiğini fark ettiğine dikkati çekerek, "Eğer sofistike, daha derinlemesine ve kendisinden özgün katkı yaptığı bir şey varsa bilin ki kitap okumuş. Bunu bilgisayarı kötülemek için söylemiyorum. Bu anlamda teknolojik yeniliklere intibak edeceğiz ama ne olur çocukları alın arada sırada kitapçıya götürün, kütüphaneye götürün o kokuyu hissetsinler. Emin olun sınıfta üç saat ders yapmaktansa, o kitap kokusuyla yapılan yarım saat ders daha bereketli olabilir. Ben bunu bir kampanya olarak başlatalım diyorum. Öğrencileri alıp kütüphanede ders yapın" diye konuştu.
Davutoğlu, çocuklara kitabı sevdirmek için zorla önüne kitap konulup oku denilmemesi tavsiyesinde de bulunarak, kitapları hayatın bir parçası kılmak gerektiğini ifade etti.
Tabletleri kitapları unutturmak için dağıtmadıklarına dikkati çeken Davutoğlu, "Tabletleri dağıtmamız tamamlayıcı bir şey. İşin esası, asli unsuru değil. Kitap sevgisini unuturlarsa bir daha kimse onlara o sevgiyi aşılayamaz" dedi.
Başbakan Davutoğlu, konuşmasının ardından 81 ilden gelen öğretmenlere çeşitli armağanlar verdi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Kasım 2014 15:23
Gösterim: 1863
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Dünya ülkeleri arasında Türkiye, öğretmenlere saygı açısından ilk üçe giren bir ülke. Bu bizim geleneksel kültürümüzde kökleri çok derinlere giden öğretmen sevgisinin ve saygısının bir tezahürü" diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 81 ilden gelen 204 öğretmenle Bakanlık Başöğretmen Salonu'nda bir araya geldi.
Salonda bulunanları "Sevgili öğretmenler, Ankara'ya hoşgeldiniz" sözleriyle selamlayan Bakan Avcı, onların "gününü" kutladı.
Öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğuna işaret eden Avcı, "Uluslararası bir araştırma gösteriyor ki dünyada öğretmenlerin toplum tarafından en çok saygı gören üç ülkeden bir tanesi Türkiye. Dünya ülkeleri arasında Türkiye, öğretmenlere saygı açısından ilk üçe giren bir ülke. Bu bizim geleneksel kültürümüzde kökleri çok derinlere giden öğretmen sevgisinin ve saygısının bir tezahürü" diye konuştu.
MEB olarak 12 yıldan beri özellikle öğretmenlerin hem sosyal statülerini yükseltmek hem de bütün toplumsal kesimler nezdindeki saygınlıklarını arttırmak için çalıştıklarını vurgulayan Avcı, bu konuda ciddi mesafe aldıklarını söyledi.
Avcı, bu yıl özellikle Öğretmenler Günü'ne değişik kamu kuruluşlarının, medyanın ve toplumun büyük ilgi gösterdiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Öğretmenler Günü, artık öğretmenlik mesleğinin itibarının bütün toplum kesimleri tarafından nasıl paylaşılmakta olduğunun görülebildiği bir gün haline geldi. Bunda tabii sizin fedakarca çalışmalarınız belirleyici oldu. 850 binin üzerinde öğretmenimiz, bugün Türkiye'nin dört bir köşesinde ayrım gözetmeksizin fedakarca hizmet ediyorlar. Biz en büyük kamu kuruluşuyuz. Öğretmenlerimiz en büyük kamu çalışanları kesimini oluşturuyor. Dolayısıyla, hem sayısal hem nitelik olarak biz Türkiye'nin çimentosuyuz. Biz geleceği birlikte inşa ediyoruz."
"Öğretmenlikten emekli olunmaz"
Bakan Avcı, öğretmenlikten emekli olunmayacağını belirterek, "Şeklen emekli olunur ve ama öğretmenlik ömür boyu süren bir unvandır. Şeklen de olsa emekliye ayrılan tüm öğretmenlerimize sağlıklı, huzurlu bir yaşam diliyorum. Ahirete intikal eden hocalarımıza, öğretmenlerimize Allah'tan rahmet diliyorum" diye konuştu.
Bu yıl ilk defa bir uygulama başlattıklarını aktaran Avcı, imam hatip liselerinde okuyan öğrencilerin rahmete kavuşan öğretmenler için hatim okuduklarını ve hatim duasının bugün yapılacağını belirtti.
Salonda bulunan öğretmenlere, "Yaptığınız çalışmalarla örnek oldunuz ve o nedenle Ankara'ya davet edildiniz. Yaptığınız güzel çalışmaların tüm öğretmenlere örnek olmasını diliyorum" sözleriyle seslendi.
2 Aralık'ta Antalya'da düzenlenecek Milli Eğitim Şurası'nın dört temasının bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin de öğretmen niteliğinin arttırılması olduğunu anımsatan Avcı, "Oradaki istişareleri de dikkate alarak Öğretmen Strateji Belgesi'ni ocak ayı içinde açıklayacağız. O nedenle öğretmenlik mesleğinin niteliksel çerçevesini hep birlikte oluşturmuş olacağız" dedi.
Törende daha sonra görme engelli öğretmenler Banu Dikmen Ada ve Mehmet Yıldız, Bakan Avcı'ya çiçek takdim etti.
Batman'dan gelen öğretmen Zeynep Özden de hat sanatıyla adının yazıldığı eseri Bakan Avcı'ya hediye etti.
Eğitim neferleri Ankara'da
Bakanlık, her yıl Ankara’da düzenlediği 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri kapsamında Başkentte ağırladığı öğretmen sayısını bu yıl 81’den 204’e çıkardı.
Öğretmenler Günü dolayısıyla, 81 ilden 204 öğretmen 4 gün boyunca Ankara'da ağırlanacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki ilk resepsiyonu, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle bugün öğretmenler onuruna verecek.
Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünce oluşturulan ve aralarında akademisyenlerin de bulunduğu komisyon, her yıl olduğu gibi bu yıl da Öğretmenler Günü kutlamaları kapsamında 800 bin öğretmen arasından 81 ilin milli eğitim müdürlüklerince seçilen proje ve başarı hikayelerini inceledi.
Değerlendirme sonucu öğretmen arasından öğrencilerinin hayatını değiştiren, eğitimde üstün başarı göstermiş, projeler gerçekleştirmiş, yetenekli öğrencileri topluma kazandırmış, fedakarlıkları ve diğer nitelikleriyle farklılıklar ortaya koymuş öğretmenler belirlendi. Bu kapsamda 204 öğretmen ''mesleğinde fark yaratan'' kişi olarak seçildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Dünya ülkeleri arasında Türkiye, öğretmenlere saygı açısından ilk üçe giren bir ülke. Bu bizim geleneksel kültürümüzde kökleri çok derinlere giden öğretmen sevgisinin ve saygısının bir tezahürü" diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 81 ilden gelen 204 öğretmenle Bakanlık Başöğretmen Salonu'nda bir araya geldi.
Salonda bulunanları "Sevgili öğretmenler, Ankara'ya hoşgeldiniz" sözleriyle selamlayan Bakan Avcı, onların "gününü" kutladı.
Öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğuna işaret eden Avcı, "Uluslararası bir araştırma gösteriyor ki dünyada öğretmenlerin toplum tarafından en çok saygı gören üç ülkeden bir tanesi Türkiye. Dünya ülkeleri arasında Türkiye, öğretmenlere saygı açısından ilk üçe giren bir ülke. Bu bizim geleneksel kültürümüzde kökleri çok derinlere giden öğretmen sevgisinin ve saygısının bir tezahürü" diye konuştu.
MEB olarak 12 yıldan beri özellikle öğretmenlerin hem sosyal statülerini yükseltmek hem de bütün toplumsal kesimler nezdindeki saygınlıklarını arttırmak için çalıştıklarını vurgulayan Avcı, bu konuda ciddi mesafe aldıklarını söyledi.
Avcı, bu yıl özellikle Öğretmenler Günü'ne değişik kamu kuruluşlarının, medyanın ve toplumun büyük ilgi gösterdiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Öğretmenler Günü, artık öğretmenlik mesleğinin itibarının bütün toplum kesimleri tarafından nasıl paylaşılmakta olduğunun görülebildiği bir gün haline geldi. Bunda tabii sizin fedakarca çalışmalarınız belirleyici oldu. 850 binin üzerinde öğretmenimiz, bugün Türkiye'nin dört bir köşesinde ayrım gözetmeksizin fedakarca hizmet ediyorlar. Biz en büyük kamu kuruluşuyuz. Öğretmenlerimiz en büyük kamu çalışanları kesimini oluşturuyor. Dolayısıyla, hem sayısal hem nitelik olarak biz Türkiye'nin çimentosuyuz. Biz geleceği birlikte inşa ediyoruz."
"Öğretmenlikten emekli olunmaz"
Bakan Avcı, öğretmenlikten emekli olunmayacağını belirterek, "Şeklen emekli olunur ve ama öğretmenlik ömür boyu süren bir unvandır. Şeklen de olsa emekliye ayrılan tüm öğretmenlerimize sağlıklı, huzurlu bir yaşam diliyorum. Ahirete intikal eden hocalarımıza, öğretmenlerimize Allah'tan rahmet diliyorum" diye konuştu.
Bu yıl ilk defa bir uygulama başlattıklarını aktaran Avcı, imam hatip liselerinde okuyan öğrencilerin rahmete kavuşan öğretmenler için hatim okuduklarını ve hatim duasının bugün yapılacağını belirtti.
Salonda bulunan öğretmenlere, "Yaptığınız çalışmalarla örnek oldunuz ve o nedenle Ankara'ya davet edildiniz. Yaptığınız güzel çalışmaların tüm öğretmenlere örnek olmasını diliyorum" sözleriyle seslendi.
2 Aralık'ta Antalya'da düzenlenecek Milli Eğitim Şurası'nın dört temasının bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin de öğretmen niteliğinin arttırılması olduğunu anımsatan Avcı, "Oradaki istişareleri de dikkate alarak Öğretmen Strateji Belgesi'ni ocak ayı içinde açıklayacağız. O nedenle öğretmenlik mesleğinin niteliksel çerçevesini hep birlikte oluşturmuş olacağız" dedi.
Törende daha sonra görme engelli öğretmenler Banu Dikmen Ada ve Mehmet Yıldız, Bakan Avcı'ya çiçek takdim etti.
Batman'dan gelen öğretmen Zeynep Özden de hat sanatıyla adının yazıldığı eseri Bakan Avcı'ya hediye etti.
Eğitim neferleri Ankara'da
Bakanlık, her yıl Ankara’da düzenlediği 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri kapsamında Başkentte ağırladığı öğretmen sayısını bu yıl 81’den 204’e çıkardı.
Öğretmenler Günü dolayısıyla, 81 ilden 204 öğretmen 4 gün boyunca Ankara'da ağırlanacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki ilk resepsiyonu, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle bugün öğretmenler onuruna verecek.
Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünce oluşturulan ve aralarında akademisyenlerin de bulunduğu komisyon, her yıl olduğu gibi bu yıl da Öğretmenler Günü kutlamaları kapsamında 800 bin öğretmen arasından 81 ilin milli eğitim müdürlüklerince seçilen proje ve başarı hikayelerini inceledi.
Değerlendirme sonucu öğretmen arasından öğrencilerinin hayatını değiştiren, eğitimde üstün başarı göstermiş, projeler gerçekleştirmiş, yetenekli öğrencileri topluma kazandırmış, fedakarlıkları ve diğer nitelikleriyle farklılıklar ortaya koymuş öğretmenler belirlendi. Bu kapsamda 204 öğretmen ''mesleğinde fark yaratan'' kişi olarak seçildi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Kasım 2014 12:56
Gösterim: 2091
Dershanelerin özel okula dönüşümü programına, dershanelerin yüzde 25'i başvurdu. Programa başvuran kurum sayısı 808 olarak belirlendi.
Dershanelerin özel okula dönüşümü programına, dershanelerin yüzde 25'i başvurdu. Programa başvuran kurum sayısı 808 olarak belirlendi.
Dershanelerin özel okula dönüşümünü içeren Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 14 Mart'ta Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından Bakanlık, özel okula dönüşmek isteyen dershanelerin başvurularını ise 2 Haziran'da almaya başladı.
MEB'in TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunduğu kitapçığa göre, bu tarihten kasım ayına kadar dershanelerin yüzde 25’i özel okula dönüşmek için programa müracaat etti. Programa başvuran dershane sayısı 808 oldu.
Bu müracaatlardan gerekli şartları taşıyan 578 dershane programa alındı. Dönüşüm programına müracaat eden dershanelerden, 1 Eylül itibarıyla 54'ü dönüşümünü tamamlayarak özel okul faaliyetine başladı.
Açılan bu okulların 45'i temel lise, 4'ü Anadolu lisesi, 4’ü ortaokul ve 1’i ilkokul olarak faaliyetlerine devam ediyor.
Dershane sayısı 3 bin 257 oldu
Kitapçıkta, MEB’e bağlı dershane sayısı da yer aldı. Buna göre, 2008-2009 eğitim öğretim yılında açık olan toplam dershane sayısı 4 bin 262 iken, 17 Kasım itibarıyla bu sayı 3 bin 257 olarak gerçekleşti. Geçen yıl kasım ayında 3 bin 640 dershane faaliyet gösteriyordu.
Teşvik için 2 bin 500 dershanenin başvurması öngörülüyor
Bütçe görüşmelerinde dağıtılan MEB'in 2015 Yılı Mali Performans Programına göre, Bakanlık, ortaöğretim ve yükseköğretime hazırlık dershanelerinden, özel okula dönüştürülebilecekleri belirleyerek, 2015 sonuna kadar yüzde 70'inin dönüştürülmesinin teşvikini sağlayacak.
Bu kapsamda, 2015 sonu itibarıyla teşvik için 2 bin 500 dershanenin başvuru yapması öngörülüyor.
MEB, özel okul teşvikleri konusunda seminer düzenlemeyi de planlıyor. Bu kapsamda, yıl içerisinde ilgili sektör temsilcileri ve kurumlara yönelik, 4 kişilik ekipler, birer gün, 23 bölgede bilgilendirme seminerleri yapacak.
Ayrıca özel okul teşvikleri ve dönüşümler konusunda ilgili Bakanlıklar kamu kuruluşları ve STK'larla uygulama esasları ve iş geliştirmeye yönelik toplantılar da yapılacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Dershanelerin özel okula dönüşümü programına, dershanelerin yüzde 25'i başvurdu. Programa başvuran kurum sayısı 808 olarak belirlendi.
Dershanelerin özel okula dönüşümü programına, dershanelerin yüzde 25'i başvurdu. Programa başvuran kurum sayısı 808 olarak belirlendi.
Dershanelerin özel okula dönüşümünü içeren Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 14 Mart'ta Resmi Gazete'de yayımlanmasının ardından Bakanlık, özel okula dönüşmek isteyen dershanelerin başvurularını ise 2 Haziran'da almaya başladı.
MEB'in TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunduğu kitapçığa göre, bu tarihten kasım ayına kadar dershanelerin yüzde 25’i özel okula dönüşmek için programa müracaat etti. Programa başvuran dershane sayısı 808 oldu.
Bu müracaatlardan gerekli şartları taşıyan 578 dershane programa alındı. Dönüşüm programına müracaat eden dershanelerden, 1 Eylül itibarıyla 54'ü dönüşümünü tamamlayarak özel okul faaliyetine başladı.
Açılan bu okulların 45'i temel lise, 4'ü Anadolu lisesi, 4’ü ortaokul ve 1’i ilkokul olarak faaliyetlerine devam ediyor.
Dershane sayısı 3 bin 257 oldu
Kitapçıkta, MEB’e bağlı dershane sayısı da yer aldı. Buna göre, 2008-2009 eğitim öğretim yılında açık olan toplam dershane sayısı 4 bin 262 iken, 17 Kasım itibarıyla bu sayı 3 bin 257 olarak gerçekleşti. Geçen yıl kasım ayında 3 bin 640 dershane faaliyet gösteriyordu.
Teşvik için 2 bin 500 dershanenin başvurması öngörülüyor
Bütçe görüşmelerinde dağıtılan MEB'in 2015 Yılı Mali Performans Programına göre, Bakanlık, ortaöğretim ve yükseköğretime hazırlık dershanelerinden, özel okula dönüştürülebilecekleri belirleyerek, 2015 sonuna kadar yüzde 70'inin dönüştürülmesinin teşvikini sağlayacak.
Bu kapsamda, 2015 sonu itibarıyla teşvik için 2 bin 500 dershanenin başvuru yapması öngörülüyor.
MEB, özel okul teşvikleri konusunda seminer düzenlemeyi de planlıyor. Bu kapsamda, yıl içerisinde ilgili sektör temsilcileri ve kurumlara yönelik, 4 kişilik ekipler, birer gün, 23 bölgede bilgilendirme seminerleri yapacak.
Ayrıca özel okul teşvikleri ve dönüşümler konusunda ilgili Bakanlıklar kamu kuruluşları ve STK'larla uygulama esasları ve iş geliştirmeye yönelik toplantılar da yapılacak.
Son Güncelleme: Cumartesi, 22 Kasım 2014 15:04
Gösterim: 1429
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla görüntülü mesaj yayımladı.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla görüntülü mesaj yayımladı.
Bakan Avcı, yaklaşık 1,5 dakika süren görüntülü Öğretmenler Günü mesajına "Sevgili öğretmenlerim" diyerek başladı.
Atatürk'ün 24 Kasım 1928'de "başöğretmen" sıfatını alması vesilesiyle, 24 Kasım gününün her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlandığını ifade eden Avcı, bütün öğretmenlerin bu anlamlı gününü gönülden kutladığını belirtti.
Öğretmenliğin bir ömür boyu sürdüğünün altını çizen Avcı, görünüşte emekli olan öğretmenlere de sağlık ve mutluluk içerisinde nice yıllar diledi.
Hayatını kaybeden bütün öğretmenlere de rahmet dileyen Avcı, mesajına şunları kaydetti:
"Öğretmenlerimizin ülkemizin dört bir yanında nasıl fedakarca görev yaptıklarını görüyoruz, biliyoruz. Geleceğimizin teminatı olan sevgili çocuklarımızın eğitimi uğruna verdikleri emekleri büyük bir takdir ve şükranla karşılıyoruz. Sevgili öğretmenlerim, sizlerin de yakinen müşahede ettiğiniz gibi, şu son yıllarda, eğitim konusunda yüzümüzü güldüren, milletçe hepimizi gururlandıran çok önemli gelişmeler kaydettik. Ama eğitim alanında elde edilen hiçbir gelişmeyi, hiçbir başarıyı yeterli göremeyiz. Bu yüzden öğretmenlerimize ve öğrencilerimize durmadan, yorulmadan çok daha iyi imkanlar sağlamanın gayreti içerisinde olacağız. Bu vesileyle tekrar 24 Kasım Öğretmenler Gününüzü kutluyor, gözlerinizden öpüyorum."
Bakan Avcı'nın mesajı, Bakanlığın internet sayfasında intro olarak yer alacak ve televizyonlarda Öğretmenler Gününde yayımlanacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla görüntülü mesaj yayımladı.
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla görüntülü mesaj yayımladı.
Bakan Avcı, yaklaşık 1,5 dakika süren görüntülü Öğretmenler Günü mesajına "Sevgili öğretmenlerim" diyerek başladı.
Atatürk'ün 24 Kasım 1928'de "başöğretmen" sıfatını alması vesilesiyle, 24 Kasım gününün her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlandığını ifade eden Avcı, bütün öğretmenlerin bu anlamlı gününü gönülden kutladığını belirtti.
Öğretmenliğin bir ömür boyu sürdüğünün altını çizen Avcı, görünüşte emekli olan öğretmenlere de sağlık ve mutluluk içerisinde nice yıllar diledi.
Hayatını kaybeden bütün öğretmenlere de rahmet dileyen Avcı, mesajına şunları kaydetti:
"Öğretmenlerimizin ülkemizin dört bir yanında nasıl fedakarca görev yaptıklarını görüyoruz, biliyoruz. Geleceğimizin teminatı olan sevgili çocuklarımızın eğitimi uğruna verdikleri emekleri büyük bir takdir ve şükranla karşılıyoruz. Sevgili öğretmenlerim, sizlerin de yakinen müşahede ettiğiniz gibi, şu son yıllarda, eğitim konusunda yüzümüzü güldüren, milletçe hepimizi gururlandıran çok önemli gelişmeler kaydettik. Ama eğitim alanında elde edilen hiçbir gelişmeyi, hiçbir başarıyı yeterli göremeyiz. Bu yüzden öğretmenlerimize ve öğrencilerimize durmadan, yorulmadan çok daha iyi imkanlar sağlamanın gayreti içerisinde olacağız. Bu vesileyle tekrar 24 Kasım Öğretmenler Gününüzü kutluyor, gözlerinizden öpüyorum."
Bakan Avcı'nın mesajı, Bakanlığın internet sayfasında intro olarak yer alacak ve televizyonlarda Öğretmenler Gününde yayımlanacak.
Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Kasım 2014 08:35
Gösterim: 1295
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Ortaokullarda okul sayısı 17 bin 96. Bunun bin 596’sı imam hatip ortaokulu. Ortaokullarda, 5 milyon 123 bin 901 öğrenci var, bunun 386 bin 590’ı imam hatip ortaokulu öğrencisi. Yani okulların, ortaokulların yüzde 9,34’ü imam hatip ortaokulu, öğrencilerin de yüzde 7,54’ü imam hatip öğrencisi" dedi.
Avcı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Eğitim Bakanlığının 2015 yılı bütçesine ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Müdür atamaları ve atanan müdürlerin sendikalara göre dağılımına ilişkin soru üzerine Avcı, Eğitim-Bir Sen’den 20 bin, Türk Eğitim Sen’den 7 bin 876, Eğitim Sen'den 3 bin 404, Eğitim İş'ten bin 32, Aktif Eğitim Sen'den 803, diğer sendikalardan 425, sendikalı olmayanlardan da 8 bin 245 kişinin değerlendirmeye girdiğini söyledi.
Avcı, bu atamalarda Eğitim Bir Sen üyelerinin yüzde 63’ünün, Türk Eğitim Sen üyelerinin yüzde 11,83'ünün, Eğitim Sen üyelerinin yüzde 4,68'inin, Eğitim İş üyelerini yüzde 1,5'inin, Aktif Eğitim Sen üyelerini yüzde 0,38'inin, diğer sendikaların üye olanların yüzde 0,71'inin, sendikalı olmayanların da 17,54’ünün başarılı olduğunu dile getirdi.
Azınlık okullarına çalışmalara dair soru üzerine de Avcı, 2013’te Çanakkale Gökçeada’da Rum okuluna kurum açma izni ruhsatı verildiğini, Rum ortaokulu ve Rum lisesi açılmasına ilişkin işlemlerin de devam ettiğini söyledi.
Mor Efrem Süryani Anaokulu'na da kurum açma izni verildiğini anımsatan Avcı, "Ayrıca azınlık okulları merkezi ortak sınavlarda, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf tutuldu. Eğitim öğretim desteği teşvikinde de asgari öğrenci şartı aranmadı" şeklinde konuştu.
Azınlık okulların ayrı bir düzenleme ve yönetmelik talepleri olduğunun dile getirilmesi üzerine Bakan Avcı, "Talepleri geldiğinde değerlendiririz ama şu anda bende öyle bir talep yok. Bakanlık olarak bize ulaşmış bir talep yok” diye karşılık verdi.
Farklı dil ve lehçelere ilişkin çalışmalara dair soruya da Bakan Avcı, farklı dil ve lehçelerde eğitim öğretim yapmak amacıyla özel okul açılmasına imkan tanındığını anımsatarak, buralarda okutulacak farklı dil ve lehçelere Bakanlar Kurulu tarafından belirleneceğini dile getirdi.
Bakan Avcı, Bakanlığın, özel okul açma talebi bulunan farklı dil ve lehçelere ilişkin yazıyı Bakanlar Kurulu'na gönderdiğini kaydetti.
Milli Eğitim Şurası'na katılacak sendikaların nasıl belirlendiği soruna karşılık Avcı, Şura'ya kimlerin katılacağının yönetmelikle belirlendiğini, en fazla üyesi bulunan 3 sendikadan 4’er kişinin davet edildiğini söyledi.
"Yıl sonuna kadar 101 bin etkileşimli tahta kurulacak"
Fatih Projesi kapsamında bugüne kadar yapılan faaliyetlere ilişkin soru üzerine de Avcı, şu bilgileri verdi:
"Proje kapsamında daha önce 3 bin 657 okulda, 84 bin 921 sınıfın tamamına etkileşimli tahta yerleştirilmiş, öğrenci ve öğretmenlere 737 bin 100 tablet bilgisayar, 550 bin kılıf ve 125 bin klavye dağıtımı tamamlanmıştır.
347 bin 367 etkileşimli tahta ve 13 bin 645 A3, 28 bin 351 A4 çok fonksiyonlu yazıcının dağıtımına devam edilmektedir. 347 bin 367 etkileşimli tahtanın, 101 bin 644'ünün 2014 yılı sonuna kadar dağıtım ve kurulumu planlanmaktadır. Ayrıca ilk etapta 1 milyon 250 bin tabletin ve sonrasında 10 milyon tabletin alımıyla ilgili çalışmalar devam ediyor."
"MEB'de fişleme yapıldığı" yönündeki iddialara ilişkin soruya üzerine de Avcı, bununla ilgili yapılan incelemede adı geçen bakanlık çalışanlarının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını ve "fişleme" adı altında basında yer alan excel tablosunun "Bakanlık tarafından hazırlanmadığının ve düzmece olduğunun tespit edildiğini" söyledi.
HDP Milletvekili Hasip Kaplan, araya girerek, "Kim bunu yapıyor, kim fişliyor öğretmenleri, bulamadınız mı?" şeklindeki sorusuna karşılık Avcı, "Bulamadık" yanıtını verdi.
Kaplan'ın "Paralel yapmıştır Allah bilir" sözleri üzerine Bakan Avcı, "Olabilir" diye karşılık verdi.
Bakan Avcı, fişleme iddialarında adı geçen Bakanlık çalışanlarının sözde excel tablosunu yayınlayan kişiler hakkında da dava açtığını anımsatarak, davanın devam ettiğini kaydetti.
Avcı, iddialara ilişkin Başbakanlık Teftiş Kurulu'na yazı yazdığını ve daha ileri teknik araştırma istediğini bildirdi.
Okullar arası nakillerde ara sınıflar dahil taban puan uygulamasının kaldırılmasının eğitimde kaliteyi düşürüp düşürmediğine ilişkin soruya karşılık da Avcı, "Taban puanın kaldırılması bir eşitsizlik ortaya çıkarmıyor. Burada kamu kaynaklarını etkin ve verimli kullanılması, daha önce çok eleştirilen boş kontenjanların doldurulması için nakillerde taban puan şartı kaldırılarak, puan üstünlüğü esası getirilmiştir. Öğrencilerin okullara yerleştirilmeleri yerleştirme esas puanla puan üstünlüğüne göre yapılmaktadır. Puan üstünlüğü uygulanabilir en adil sistemdir" diye yanıt verdi.
"Yüksekova'da Kürtçe okula ilişkin başvuru yok"
Yüksekova’da Kürtçe okul açıldığı yönündeki iddialara ilişkin soru üzerine de Avcı, "Bakanlığımıza 1 Eylül 2014 tarihine kadar Yüksekova’da açıldığı iddia edilen Kürtçe okullarla ilgili bir başvuru ulaşmadı. Bir başvuru yok" diye karşılık verdi.
Meslek liselerinde ikili eğitim oranına ilişkin soru üzerine de Avcı, meslek liselerinde ikili eğitim oranın yüzde 12, tekli eğitim oranının ise yüzde 88 olduğunu belirtti.
PISA verileri hakkında ki soruya da Bakan Avcı, Türkiye’nin okuma ve matematikte durumunu en hızlı düzelten ülkeler arasında bulunduğunu aktardı.
Bir öğretmenin öğrencisine tacizde bulunduğu yönündeki iddialara ilişkin soru üzerine de Avcı, "Taciz iddiasıyla ilgili soruşturma devam ediyor. Soruşturmaya konu olan öğretmenin de görevine son verildi" diye yanıtladı.
Karma eğitime ilişkin bir tasarrufumuz yok
Karma eğitime ilişkin tasavvurlarının ne olduğunun sorulması üzerine de Avcı, şunları kaydetti:
"Kız imam hatip liselerimiz var ve bu konuda da ciddi taleplerimiz var. Sadece belli yörelerde değil. Ankara’da da yok ama ciddi talep var. İmam Hatiplerde. Dolayısıyla, bu tür okullarda, kız imam hatip okulu açıyoruz oraya da erkek öğrenci alınmıyor zaten. Bazen bina yetersizliği nedeniyle iki okul aynı binada eğitim görüyorsa ve bunlardan biri kız imam hatipse ister istemez onu bir kata alıyorsunuz. Yani bir okulu bir kata alıyorsunuz. Başka okul türlerinde de yapıyoruz."
Çok programlı liselerde de bu uygulamayı yaptıklarını anlatan Avcı, farklı katlarda farklı okul türlerine yer verilebildiğini söyledi.
"Böyle şeyler olabilir ama onun dışında karma eğitimle ilgili bir tasarrufumuz yok" diyen Avcı, kendi yakınlarının okuduğu bir lisesinde yıkılarak yeniden yapıldığını ve başka bir okul türüne dönüştürüldüğünü anlattı.
Avcı, "Şimdi o hayırseverin talebine uygun olarak, kız lisesi olarak açılacak. Bu tür uygulamalar olabilir ama özellikle mevcut bir Anadolu, fen ve sosyal bilimler lisesinin cinsiyetlere göre ayrılması söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
"Bin 596 imam hatip ortaokulu var"
Ortaöğretimdeki ve imam hatip öğrencilerin sayılarına ilişkin soruya karşılık da Avcı, şunları kaydetti:
"Ortaokullarda okul sayısı 17 bin 96. Bunun bin 596’sı imam hatip ortaokulu. Ortaokullarda, 5 milyon 123 bin 901 öğrenci var, bunun 386 bin 590’ı imam hatip ortaokulu öğrencisi. Yani okulların, ortaokulların yüzde 9,34’ü imam hatip ortaokulu, öğrencilerin de yüzde 7,54’ü imam hatip öğrencisi. Ortaöğretimde yani lise düzeyinde, 10 bin 424 okulumuz var. Bunların 5 bin 954’ü meslek lisesi, bin 1’i de imam hatip Anadolu lisesi. Liselerde, 4 milyon 357 bin 426 öğrencimiz var. Bunun, 2 milyon 26 bin 41’i meslek Anadolu lisesinde, 596 bin 413’ü de imam hatip Anadolu liselerinde. Okul oranları da meslek liselerinin oranı yüzde 46,50, imam hatip liselerinin oranı yüzde 9,6. Lisedeki öğrencilerin oranı da meslek liselerinin oranı yüzde 46,5, imam hatip liselilerin yüzde 13,69."
CHP'nin önergesi reddedildi
Bu arada, komisyonda CHP'nin, 2015 yılı Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi Okul Öncesi ve İlköğretim Okulları Eğitim Hizmetleri ödenek tertibine, 2015 yılı içinde yapılması öngörülen 40 bin ek öğretmen atamasının karşılanması amacıyla 1 milyar 500 milyon lira eklenmesini içeren önergesi kabul edilmedi.
Görüşmeler sırasında söz alan bazı milletvekilleri, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutladı.
Komisyonda Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSYM , YÖK ve üniversitelerin 2015 yılı bütçeleri kabul edildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "Ortaokullarda okul sayısı 17 bin 96. Bunun bin 596’sı imam hatip ortaokulu. Ortaokullarda, 5 milyon 123 bin 901 öğrenci var, bunun 386 bin 590’ı imam hatip ortaokulu öğrencisi. Yani okulların, ortaokulların yüzde 9,34’ü imam hatip ortaokulu, öğrencilerin de yüzde 7,54’ü imam hatip öğrencisi" dedi.
Avcı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Milli Eğitim Bakanlığının 2015 yılı bütçesine ilişkin milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Müdür atamaları ve atanan müdürlerin sendikalara göre dağılımına ilişkin soru üzerine Avcı, Eğitim-Bir Sen’den 20 bin, Türk Eğitim Sen’den 7 bin 876, Eğitim Sen'den 3 bin 404, Eğitim İş'ten bin 32, Aktif Eğitim Sen'den 803, diğer sendikalardan 425, sendikalı olmayanlardan da 8 bin 245 kişinin değerlendirmeye girdiğini söyledi.
Avcı, bu atamalarda Eğitim Bir Sen üyelerinin yüzde 63’ünün, Türk Eğitim Sen üyelerinin yüzde 11,83'ünün, Eğitim Sen üyelerinin yüzde 4,68'inin, Eğitim İş üyelerini yüzde 1,5'inin, Aktif Eğitim Sen üyelerini yüzde 0,38'inin, diğer sendikaların üye olanların yüzde 0,71'inin, sendikalı olmayanların da 17,54’ünün başarılı olduğunu dile getirdi.
Azınlık okullarına çalışmalara dair soru üzerine de Avcı, 2013’te Çanakkale Gökçeada’da Rum okuluna kurum açma izni ruhsatı verildiğini, Rum ortaokulu ve Rum lisesi açılmasına ilişkin işlemlerin de devam ettiğini söyledi.
Mor Efrem Süryani Anaokulu'na da kurum açma izni verildiğini anımsatan Avcı, "Ayrıca azınlık okulları merkezi ortak sınavlarda, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf tutuldu. Eğitim öğretim desteği teşvikinde de asgari öğrenci şartı aranmadı" şeklinde konuştu.
Azınlık okulların ayrı bir düzenleme ve yönetmelik talepleri olduğunun dile getirilmesi üzerine Bakan Avcı, "Talepleri geldiğinde değerlendiririz ama şu anda bende öyle bir talep yok. Bakanlık olarak bize ulaşmış bir talep yok” diye karşılık verdi.
Farklı dil ve lehçelere ilişkin çalışmalara dair soruya da Bakan Avcı, farklı dil ve lehçelerde eğitim öğretim yapmak amacıyla özel okul açılmasına imkan tanındığını anımsatarak, buralarda okutulacak farklı dil ve lehçelere Bakanlar Kurulu tarafından belirleneceğini dile getirdi.
Bakan Avcı, Bakanlığın, özel okul açma talebi bulunan farklı dil ve lehçelere ilişkin yazıyı Bakanlar Kurulu'na gönderdiğini kaydetti.
Milli Eğitim Şurası'na katılacak sendikaların nasıl belirlendiği soruna karşılık Avcı, Şura'ya kimlerin katılacağının yönetmelikle belirlendiğini, en fazla üyesi bulunan 3 sendikadan 4’er kişinin davet edildiğini söyledi.
"Yıl sonuna kadar 101 bin etkileşimli tahta kurulacak"
Fatih Projesi kapsamında bugüne kadar yapılan faaliyetlere ilişkin soru üzerine de Avcı, şu bilgileri verdi:
"Proje kapsamında daha önce 3 bin 657 okulda, 84 bin 921 sınıfın tamamına etkileşimli tahta yerleştirilmiş, öğrenci ve öğretmenlere 737 bin 100 tablet bilgisayar, 550 bin kılıf ve 125 bin klavye dağıtımı tamamlanmıştır.
347 bin 367 etkileşimli tahta ve 13 bin 645 A3, 28 bin 351 A4 çok fonksiyonlu yazıcının dağıtımına devam edilmektedir. 347 bin 367 etkileşimli tahtanın, 101 bin 644'ünün 2014 yılı sonuna kadar dağıtım ve kurulumu planlanmaktadır. Ayrıca ilk etapta 1 milyon 250 bin tabletin ve sonrasında 10 milyon tabletin alımıyla ilgili çalışmalar devam ediyor."
"MEB'de fişleme yapıldığı" yönündeki iddialara ilişkin soruya üzerine de Avcı, bununla ilgili yapılan incelemede adı geçen bakanlık çalışanlarının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını ve "fişleme" adı altında basında yer alan excel tablosunun "Bakanlık tarafından hazırlanmadığının ve düzmece olduğunun tespit edildiğini" söyledi.
HDP Milletvekili Hasip Kaplan, araya girerek, "Kim bunu yapıyor, kim fişliyor öğretmenleri, bulamadınız mı?" şeklindeki sorusuna karşılık Avcı, "Bulamadık" yanıtını verdi.
Kaplan'ın "Paralel yapmıştır Allah bilir" sözleri üzerine Bakan Avcı, "Olabilir" diye karşılık verdi.
Bakan Avcı, fişleme iddialarında adı geçen Bakanlık çalışanlarının sözde excel tablosunu yayınlayan kişiler hakkında da dava açtığını anımsatarak, davanın devam ettiğini kaydetti.
Avcı, iddialara ilişkin Başbakanlık Teftiş Kurulu'na yazı yazdığını ve daha ileri teknik araştırma istediğini bildirdi.
Okullar arası nakillerde ara sınıflar dahil taban puan uygulamasının kaldırılmasının eğitimde kaliteyi düşürüp düşürmediğine ilişkin soruya karşılık da Avcı, "Taban puanın kaldırılması bir eşitsizlik ortaya çıkarmıyor. Burada kamu kaynaklarını etkin ve verimli kullanılması, daha önce çok eleştirilen boş kontenjanların doldurulması için nakillerde taban puan şartı kaldırılarak, puan üstünlüğü esası getirilmiştir. Öğrencilerin okullara yerleştirilmeleri yerleştirme esas puanla puan üstünlüğüne göre yapılmaktadır. Puan üstünlüğü uygulanabilir en adil sistemdir" diye yanıt verdi.
"Yüksekova'da Kürtçe okula ilişkin başvuru yok"
Yüksekova’da Kürtçe okul açıldığı yönündeki iddialara ilişkin soru üzerine de Avcı, "Bakanlığımıza 1 Eylül 2014 tarihine kadar Yüksekova’da açıldığı iddia edilen Kürtçe okullarla ilgili bir başvuru ulaşmadı. Bir başvuru yok" diye karşılık verdi.
Meslek liselerinde ikili eğitim oranına ilişkin soru üzerine de Avcı, meslek liselerinde ikili eğitim oranın yüzde 12, tekli eğitim oranının ise yüzde 88 olduğunu belirtti.
PISA verileri hakkında ki soruya da Bakan Avcı, Türkiye’nin okuma ve matematikte durumunu en hızlı düzelten ülkeler arasında bulunduğunu aktardı.
Bir öğretmenin öğrencisine tacizde bulunduğu yönündeki iddialara ilişkin soru üzerine de Avcı, "Taciz iddiasıyla ilgili soruşturma devam ediyor. Soruşturmaya konu olan öğretmenin de görevine son verildi" diye yanıtladı.
Karma eğitime ilişkin bir tasarrufumuz yok
Karma eğitime ilişkin tasavvurlarının ne olduğunun sorulması üzerine de Avcı, şunları kaydetti:
"Kız imam hatip liselerimiz var ve bu konuda da ciddi taleplerimiz var. Sadece belli yörelerde değil. Ankara’da da yok ama ciddi talep var. İmam Hatiplerde. Dolayısıyla, bu tür okullarda, kız imam hatip okulu açıyoruz oraya da erkek öğrenci alınmıyor zaten. Bazen bina yetersizliği nedeniyle iki okul aynı binada eğitim görüyorsa ve bunlardan biri kız imam hatipse ister istemez onu bir kata alıyorsunuz. Yani bir okulu bir kata alıyorsunuz. Başka okul türlerinde de yapıyoruz."
Çok programlı liselerde de bu uygulamayı yaptıklarını anlatan Avcı, farklı katlarda farklı okul türlerine yer verilebildiğini söyledi.
"Böyle şeyler olabilir ama onun dışında karma eğitimle ilgili bir tasarrufumuz yok" diyen Avcı, kendi yakınlarının okuduğu bir lisesinde yıkılarak yeniden yapıldığını ve başka bir okul türüne dönüştürüldüğünü anlattı.
Avcı, "Şimdi o hayırseverin talebine uygun olarak, kız lisesi olarak açılacak. Bu tür uygulamalar olabilir ama özellikle mevcut bir Anadolu, fen ve sosyal bilimler lisesinin cinsiyetlere göre ayrılması söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
"Bin 596 imam hatip ortaokulu var"
Ortaöğretimdeki ve imam hatip öğrencilerin sayılarına ilişkin soruya karşılık da Avcı, şunları kaydetti:
"Ortaokullarda okul sayısı 17 bin 96. Bunun bin 596’sı imam hatip ortaokulu. Ortaokullarda, 5 milyon 123 bin 901 öğrenci var, bunun 386 bin 590’ı imam hatip ortaokulu öğrencisi. Yani okulların, ortaokulların yüzde 9,34’ü imam hatip ortaokulu, öğrencilerin de yüzde 7,54’ü imam hatip öğrencisi. Ortaöğretimde yani lise düzeyinde, 10 bin 424 okulumuz var. Bunların 5 bin 954’ü meslek lisesi, bin 1’i de imam hatip Anadolu lisesi. Liselerde, 4 milyon 357 bin 426 öğrencimiz var. Bunun, 2 milyon 26 bin 41’i meslek Anadolu lisesinde, 596 bin 413’ü de imam hatip Anadolu liselerinde. Okul oranları da meslek liselerinin oranı yüzde 46,50, imam hatip liselerinin oranı yüzde 9,6. Lisedeki öğrencilerin oranı da meslek liselerinin oranı yüzde 46,5, imam hatip liselilerin yüzde 13,69."
CHP'nin önergesi reddedildi
Bu arada, komisyonda CHP'nin, 2015 yılı Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesi Okul Öncesi ve İlköğretim Okulları Eğitim Hizmetleri ödenek tertibine, 2015 yılı içinde yapılması öngörülen 40 bin ek öğretmen atamasının karşılanması amacıyla 1 milyar 500 milyon lira eklenmesini içeren önergesi kabul edilmedi.
Görüşmeler sırasında söz alan bazı milletvekilleri, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutladı.
Komisyonda Milli Eğitim Bakanlığı, ÖSYM , YÖK ve üniversitelerin 2015 yılı bütçeleri kabul edildi.
Son Güncelleme: Cumartesi, 22 Kasım 2014 10:20
Gösterim: 1666