Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Türkiye'nin makineler arası iletişim (M2M) donanımına sahip ilk "Akıllı Okul"u Doğa Okulları bünyesinde açıldı.

doga_akilli_okulDoğa Okulları açıklamasına göre, Turkcell ve Doğa Okulları iş birliğiyle Türkiye'nin M2M donanımına sahip ilk "Akıllı Okul" projesi hayata geçirildi. Doğa Okulları Ataşehir Bilim Kampüsü, Turkcell teknolojisiyle "Akıllı Okul"a dönüştürüldü. Türkiye'de bir ilk olan proje kapsamında okulda öğrencilerin hem yeni teknolojileri bizzat deneyimlemesi hem de basit kodlar yazmayı öğrenmeleri sağlanıyor.

Kampüste bulunan akıllı sınıfta klima, perde, lambalar ve kamera sistemi mobil uygulama üzerinden kontrol edilebiliyor. Üç boyutlu gözlükler ve 3D yazıcı sayesinde öğrencilerin teknolojiyle ilişkisinin geliştirilmesi hedefleniyor. Sphero Parkuru'nun eğitim alanına eğlenceyi taşıdığı kampüste Turkcell Maker Lab kuruldu. Bu laboratuvarda, Turkcell'in Geleceği Yazanlar projesi kapsamında öğrencilere programlama ve "maker" eğitimleri veriliyor. Akıllı Okul projesi sayesinde öğrenci ve velilere "beacon" teknolojisi ile anlık bilgilendirme yapılabiliyor. Projede aynı zamanda elektrik tüketiminden tasarruf için Turkcell'in Akıllı Sayaç teknolojisi kullanılıyor.

"Misyonumuz, yenilikleri başlatacak bireyler yetiştirmek"

Açıklamada görüşlerine yer verilen Doğa Okulları Üst Yöneticisi (CEO) Bünyamin Çelikten, Doğa Okulları olarak eğitimde teknolojiyi ilk ve en iyi kullan kurum olmaya devam ettiklerini dile getirdi. Çelikten, şunları kaydetti: "Ülkemizin geleceği gençlerimizi yeni nesil eğitim ile yetiştiriyoruz. Bunu yaparken güçlü iş ortaklarımızla iddialı projeleri hayata geçiriyoruz. Turkcell ile birlikte bunlardan birini Ataşehir Bilim Kampüsümüzde hayata geçirdik. Bizim misyonumuz yenilikleri takip edecek değil başlatacak bireyler yetiştirmek. Bilim konsepti pek çok alanda deneyim ortamı ve yaşantısı sunarken, çocukları sınırlı dünyalarından, dar bakış açısından, yalın düşünmekten ve tek boyuta odaklanmaktan uzaklaştırır. Onları daha geniş yelpazede, esnek, geniş ve içinde bulunduğu dünyadaki sorunlara karşı daha duyarlı davranmaya teşvik eder. Mevcut durumları koşulsuz ve şartsız bir şekilde kabul etmek yerine, sorgulamaya iter. Öğrencilerimizin merak ve öğrenme arzusunu geliştirmeye ve zenginleştirmeye yönelik fiziksel ve akademik imkanları sunuyoruz. Zekanın ötesinde çok yönlü becerilerinin geliştiği bireyler yetiştirmek bu ülkeye kazandırılacak en büyük değerdir."

"Teknolojiye dayalı eğitim anlayışı bu proje ile gerçek oldu"

Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan da "Turkcell olarak daima inovasyonla kalkınma modeline inanıyoruz ve müşterilerimize en son teknolojileri sunmak için canla başla çalışıyoruz. Bugün bir ilke daha imza atıyor ve geleceğin eğitim anlayışını Doğa Okulları ile birlikte ülkemize taşıyoruz" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin ilk akıllı okulunun Turkcell teknolojisiyle hayata geçmesinin kendileri için büyük bir gurur kaynağı olduğunu vurgulayan Erkan, şu açıklamalarda bulundu: "İnovasyon ruhunun temelinde küçük yaştan itibaren teknolojiyle barışık, bu alanda yetkinleşmiş, yaratıcılık alanları zenginleştirilmiş nesiller yetiştirilmesi yatıyor. Özellikle Uzakdoğu ülkelerinde uygulandığını gördüğümüz ve ülkemiz için hayalini kurduğumuz teknolojiye dayalı eğitim anlayışı bu proje ile gerçek oldu. Benzer örneklerin en kısa sürede çoğalmasını ve Türkiye çapında yaygınlaşmasını diliyoruz. Teknolojiyi tüketen değil üreten bir ülke olmak istiyorsak akıllı okullara ihtiyacımız var. Bu okullardan mezun olacak gençlerimiz, Türkiye'nin geleceği için hazine değerinde olacak."

> Doğa Okulları'ndan Türkiye'nin ilk Akıllı Okul projesi

Türkiye'nin makineler arası iletişim (M2M) donanımına sahip ilk "Akıllı Okul"u Doğa Okulları bünyesinde açıldı.

doga_akilli_okulDoğa Okulları açıklamasına göre, Turkcell ve Doğa Okulları iş birliğiyle Türkiye'nin M2M donanımına sahip ilk "Akıllı Okul" projesi hayata geçirildi. Doğa Okulları Ataşehir Bilim Kampüsü, Turkcell teknolojisiyle "Akıllı Okul"a dönüştürüldü. Türkiye'de bir ilk olan proje kapsamında okulda öğrencilerin hem yeni teknolojileri bizzat deneyimlemesi hem de basit kodlar yazmayı öğrenmeleri sağlanıyor.

Kampüste bulunan akıllı sınıfta klima, perde, lambalar ve kamera sistemi mobil uygulama üzerinden kontrol edilebiliyor. Üç boyutlu gözlükler ve 3D yazıcı sayesinde öğrencilerin teknolojiyle ilişkisinin geliştirilmesi hedefleniyor. Sphero Parkuru'nun eğitim alanına eğlenceyi taşıdığı kampüste Turkcell Maker Lab kuruldu. Bu laboratuvarda, Turkcell'in Geleceği Yazanlar projesi kapsamında öğrencilere programlama ve "maker" eğitimleri veriliyor. Akıllı Okul projesi sayesinde öğrenci ve velilere "beacon" teknolojisi ile anlık bilgilendirme yapılabiliyor. Projede aynı zamanda elektrik tüketiminden tasarruf için Turkcell'in Akıllı Sayaç teknolojisi kullanılıyor.

"Misyonumuz, yenilikleri başlatacak bireyler yetiştirmek"

Açıklamada görüşlerine yer verilen Doğa Okulları Üst Yöneticisi (CEO) Bünyamin Çelikten, Doğa Okulları olarak eğitimde teknolojiyi ilk ve en iyi kullan kurum olmaya devam ettiklerini dile getirdi. Çelikten, şunları kaydetti: "Ülkemizin geleceği gençlerimizi yeni nesil eğitim ile yetiştiriyoruz. Bunu yaparken güçlü iş ortaklarımızla iddialı projeleri hayata geçiriyoruz. Turkcell ile birlikte bunlardan birini Ataşehir Bilim Kampüsümüzde hayata geçirdik. Bizim misyonumuz yenilikleri takip edecek değil başlatacak bireyler yetiştirmek. Bilim konsepti pek çok alanda deneyim ortamı ve yaşantısı sunarken, çocukları sınırlı dünyalarından, dar bakış açısından, yalın düşünmekten ve tek boyuta odaklanmaktan uzaklaştırır. Onları daha geniş yelpazede, esnek, geniş ve içinde bulunduğu dünyadaki sorunlara karşı daha duyarlı davranmaya teşvik eder. Mevcut durumları koşulsuz ve şartsız bir şekilde kabul etmek yerine, sorgulamaya iter. Öğrencilerimizin merak ve öğrenme arzusunu geliştirmeye ve zenginleştirmeye yönelik fiziksel ve akademik imkanları sunuyoruz. Zekanın ötesinde çok yönlü becerilerinin geliştiği bireyler yetiştirmek bu ülkeye kazandırılacak en büyük değerdir."

"Teknolojiye dayalı eğitim anlayışı bu proje ile gerçek oldu"

Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Murat Erkan da "Turkcell olarak daima inovasyonla kalkınma modeline inanıyoruz ve müşterilerimize en son teknolojileri sunmak için canla başla çalışıyoruz. Bugün bir ilke daha imza atıyor ve geleceğin eğitim anlayışını Doğa Okulları ile birlikte ülkemize taşıyoruz" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin ilk akıllı okulunun Turkcell teknolojisiyle hayata geçmesinin kendileri için büyük bir gurur kaynağı olduğunu vurgulayan Erkan, şu açıklamalarda bulundu: "İnovasyon ruhunun temelinde küçük yaştan itibaren teknolojiyle barışık, bu alanda yetkinleşmiş, yaratıcılık alanları zenginleştirilmiş nesiller yetiştirilmesi yatıyor. Özellikle Uzakdoğu ülkelerinde uygulandığını gördüğümüz ve ülkemiz için hayalini kurduğumuz teknolojiye dayalı eğitim anlayışı bu proje ile gerçek oldu. Benzer örneklerin en kısa sürede çoğalmasını ve Türkiye çapında yaygınlaşmasını diliyoruz. Teknolojiyi tüketen değil üreten bir ülke olmak istiyorsak akıllı okullara ihtiyacımız var. Bu okullardan mezun olacak gençlerimiz, Türkiye'nin geleceği için hazine değerinde olacak."

Son Güncelleme: Perşembe, 03 Mart 2016 12:39

Gösterim: 1913

Özel okula giden öğrenci sayısı, geçen yılki yüzde 10'luk "rekor" artışın ardından bu yıl da yüzde 47'lik artışla 1 milyon 150 bine ulaştı.

 

omer_farukMilli Eğitim Bakanlığınca (MEB) eğitim öğretimde verilen devlet desteğiyle özel okula giden toplam öğrenci sayısı, geçen yıla göre yüzde 45'lik artışla 1 milyon 150 bin oldu. Devlet desteğiyle özel okula ilk kez başlayan 248 bin öğrenci, devlet okullarındaki 8 bin 500 dersliğin boşalmasını ve 13 bin öğretmen ihtiyacının ortadan kalkmasını sağladı. 

MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdür Ömer Faruk Yelkenci,  eğitim öğretim desteğiyle son 2 yılda özel okullardaki öğrenci sayısında ciddi artışlar yaşandığını belirterek, "2014-2015 eğitim öğretim yılında, özel okullarda öğrenim gören öğrenci sayısı 778 bin oldu. Bu artış, Cumhuriyet tarihinin rekoruydu" dedi. 2015-2016 eğitim öğretim döneminde ise özel okula giden öğrenci sayısının, geçen yıla oranla yüzde 47 artış göstererek 1 milyon 150 bine çıktığını bildiren Yelkenci, şöyle devam etti: "Bu oran, geçen yılın rekorunun da üzerinde. Bu oranın içinde temel liselere devam eden 192 bin 600 öğrenci de bulunuyor. Temel liseler, yasa gereği 2018-2019 eğitim öğretim yılı itibarıyla kapanacak. Bu kapsamda, temel liselerdeki öğrenci sayısını dikkate almadığımızda bile özel okul öğrenci sayısı, geçen yıla göre yüzde 23 oranında artmış oluyor. Bu da bir rekor."


> Özel okullardaki öğrenci sayısında yüzde 47 artış

Özel okula giden öğrenci sayısı, geçen yılki yüzde 10'luk "rekor" artışın ardından bu yıl da yüzde 47'lik artışla 1 milyon 150 bine ulaştı.

 

omer_farukMilli Eğitim Bakanlığınca (MEB) eğitim öğretimde verilen devlet desteğiyle özel okula giden toplam öğrenci sayısı, geçen yıla göre yüzde 45'lik artışla 1 milyon 150 bin oldu. Devlet desteğiyle özel okula ilk kez başlayan 248 bin öğrenci, devlet okullarındaki 8 bin 500 dersliğin boşalmasını ve 13 bin öğretmen ihtiyacının ortadan kalkmasını sağladı. 

MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdür Ömer Faruk Yelkenci,  eğitim öğretim desteğiyle son 2 yılda özel okullardaki öğrenci sayısında ciddi artışlar yaşandığını belirterek, "2014-2015 eğitim öğretim yılında, özel okullarda öğrenim gören öğrenci sayısı 778 bin oldu. Bu artış, Cumhuriyet tarihinin rekoruydu" dedi. 2015-2016 eğitim öğretim döneminde ise özel okula giden öğrenci sayısının, geçen yıla oranla yüzde 47 artış göstererek 1 milyon 150 bine çıktığını bildiren Yelkenci, şöyle devam etti: "Bu oran, geçen yılın rekorunun da üzerinde. Bu oranın içinde temel liselere devam eden 192 bin 600 öğrenci de bulunuyor. Temel liseler, yasa gereği 2018-2019 eğitim öğretim yılı itibarıyla kapanacak. Bu kapsamda, temel liselerdeki öğrenci sayısını dikkate almadığımızda bile özel okul öğrenci sayısı, geçen yıla göre yüzde 23 oranında artmış oluyor. Bu da bir rekor."


Son Güncelleme: Çarşamba, 02 Mart 2016 11:44

Gösterim: 1880

Doğa Okulları eğitsel oyun metotlarıyla 3-12 yaş arasındaki çocukların verimli bir öğrenim görmesi için İngilizce, Ekoloji, Yaratıcı Düşünme, Bilim Atölyesi, Düşünce Becerileri dersleri uyguluyor. Boğaziçi Üniversitesi danışmanlığında geliştirilen derslerle, Doğa Okulları “mutlu çocuk öğrenir” felsefesini hayata geçiriyor.

doga_koleji_1Drama ve Oyun dersi, Doğa Okulları’nın eğitim hayatına başladığı ilk günden beri bir ders olarak konseptinin en önemli parçalarından bir tanesi. “Bilgiye bir nosyon olarak baktığınızda insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için yeni bilgilere ulaşmaya çalışırlar ve siz eğer bilgiyi öğrencinin önüne oyun olarak sunarsanız, öğrenci en önemli ihtiyaçlarından biri olan oyunu hemen öğrenir” diyen Doğa Okulları Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ayfer Erdem Batı, bunun akademik başarılarının sırrı olduğunu söylüyor.

Günümüzde eğitimde öğrenme ortamları ve metotlarında değişimler yaşanıyor. Bu değişimlerden biri de eğitimde oyunun kullanımı. Doğa Okulları eğitim süreçlerinde oyundan nasıl yararlanıyor? Programlarında oyunu nasıl uyguluyor?

3-12 yaş grubundaki çocukların en ciddi işi, oyundur, çocuğun mesleği ise oyunculuk. Durum böyle olduğu için oyunu görmezden gelen eğitim sistemleri çocuğa hiç bir şekilde ulaşamazlar. Doğa Okulları’nda oyun ve drama, müfredatı olan bir ders. Özellikle apartmanda büyüyen çocuklar sosyal etkileşimlerindeki en önemli aracı oyunu, metropoldeki yalnızlıklarından dolayı bilmiyorlar. Bundan dolayı biz 3-12 yaş grubu öğrencilerimiz için oyunu bir ders yaptık. Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Bülent Sezgin’in danışmanlığında bunu hem diğer branşlarımızın müfredatına ekledik hem de çocuklarla oyun oynama teknikleriyle ilgili öğretmenlerimize eğitimler verdik. Okulda çalışan mavi yakalı personellerimiz bile bu eğitimlere katıldılar.

Oyunla gerçekleştirilen eğitimlerde öğrenciler hangi farklılıkları yaşıyorlar?
Drama ve Oyun dersi, Doğa Okulları eğitim hayatına başladığı ilk günden beri bir ders olarak konseptimizin en önemli parçalarından bir tanesi. Bilgiye bir nosyon olarak baktığınızda insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için yeni bilgilere ulaşmaya çalışırlar ve siz eğer bilgiyi öğrencinin önüne oyun olarak sunarsanız, öğrenci en önemli ihtiyaçlarından biri olan oyunu hemen öğrenir. Bunun akademik başarımızın sırrı olarak söyleyebiliriz. “Mutlu çocuk öğrenir” sloganımızın müfredatımızdaki iz düşümü de budur aslında.

ayfer_erdem_bati_dogaOYUNUN GÜCÜNDEN BÜTÜN DERSLERİMİZDE YARARLANIYORUZ
Eğitim ve öğrenmede oyunu ön plana çıkaran uygulamalar ve modeller neler?
Oyunun gücünden bütün derslerimizde yararlanıyoruz ama özellikle İngilizce, Ekoloji ve Yaratıcı Düşünme derslerimizde müfredatımızın kurgusu sadece oyun üzerine kurulu. Öğrencilerimiz doğrudan havalimanın İngilizcesinin “airport” olduğunu öğrenmek yerine kurgulanmış olduğumuz havalimanında güvenlik görevlisi, yolcu vb gibi rollere giriyorlar ve bu yaşam alanındaki bütün kavramları yaşayarak öğreniyorlar.

Eğitimde oyunun kullanmaya ne zaman başlanılmalı? Hangi sınıftan/hangi yaştan itibaren çocuğa oyunla eğitim verilmelidir?
Özellikle 3-12 yaş dönemi bunun için çok önemli bir dönem. Çünkü çocuğun kişiliğini oluşturduğu, sosyal becerilerini geliştirdiği bu süreçte en çok ihtiyaç duyduğu şey oyun. Birçok çocuk maalesef sadece i-pad’le oynamayı biliyor. Türkiye’deki birçok özel okul maalesef çocuğun yaratıcılığını geliştirdiği bu dönemde, çocuğa sadece test çözdürüp tost yediriyor. İleriki yılarda bu çocukların farklı farklı anti-sosyal kişilik özelliklerine sahip olduğunu gözlemliyorum.

İLKOKULDA DENEYLERLE FARKLI BİR EĞİTİM SUNUYORUZ
Oyunla eğitim çalışmasında, hangi oyunun nasıl ve ne şekilde uygulanacağına nasıl ve kim tarafından karar veriliyor? Oyunların seçiminde öğretmenler ne derece etkin?
Bu konudaki liderimiz Boğaziçi Üniversitesi’nin eğitim bilimi akademisyenlerinden Dr. Bülent Sezgin. Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık birimimizin de bu konuda öncülük yapan en önemli dinamiklerimizden biri olduğunu söyleyebilirim. Bütün branşlarda müfredatlar çaprazlama olarak oluşturulduğu için zaten bütün branşlarımız birbirine senkronize, bundan dolayı da oyunu müfredata yerleştirmek bizim için artık çok rahat.

PRATİĞE DAYALI ‘’DENEYLERLE BİLİM ATÖLYESİ’’ DERSLERİ
Birinci sınıftan itibaren öğrencilerimiz, Doğa Okulları’na özel ‘Deney Seti’ ile sorgulama, araştırma ve deneyimleme becerilerini geliştiriyor, bilimsel çalışma ile çok erken yaşlarda tanışıyor. Bu uygulama sayesinde klasik “laboratuvar” anlayışını ortadan kaldıran Doğa Okulları, çocuklara, bilimin hayatın her alanında olduğu bilinci kazandırıyor. Her çocuk sahip olduğu deney setini yanında taşıyarak, deney ve bilimin hayatın bir parçası olduğunu kavrıyor.

“DÜŞÜNME BECERİLERİ’’ DERSLERİ
Birinci sınıftan itibaren öğrencilerimiz, ‘’Düşünme Becerileri’’ dersleriyle farklı bakış açıları kazanıyor. Bu ders ile öğrencilerimizin temel düşünme sistemlerini oluşturmalarını, farklı düşüncelere hoşgörü ile yaklaşmalarını, düşünmeyi bir yaşam becerisi haline getirmelerini, eleştirel, analitik, sorgulayıcı düşünebilmelerini sağlıyoruz. Bağımsız düşünme becerisinin geliştirilmesi, çocuğun ileri yaşlarda da kendi düşünme sistemini oluşturmasına temel teşkil ediyor. Geleceğin çok boyutlu düşünebilen, var olan potansiyelini kullanabilen ve başarılı ürünler ortaya koyabilen bireyleri bu etkinlikler ile destekleniyor.

> Doğa’da başarının sırrı ‘mutlu çocuk öğrenir’ felsefesi

Doğa Okulları eğitsel oyun metotlarıyla 3-12 yaş arasındaki çocukların verimli bir öğrenim görmesi için İngilizce, Ekoloji, Yaratıcı Düşünme, Bilim Atölyesi, Düşünce Becerileri dersleri uyguluyor. Boğaziçi Üniversitesi danışmanlığında geliştirilen derslerle, Doğa Okulları “mutlu çocuk öğrenir” felsefesini hayata geçiriyor.

doga_koleji_1Drama ve Oyun dersi, Doğa Okulları’nın eğitim hayatına başladığı ilk günden beri bir ders olarak konseptinin en önemli parçalarından bir tanesi. “Bilgiye bir nosyon olarak baktığınızda insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için yeni bilgilere ulaşmaya çalışırlar ve siz eğer bilgiyi öğrencinin önüne oyun olarak sunarsanız, öğrenci en önemli ihtiyaçlarından biri olan oyunu hemen öğrenir” diyen Doğa Okulları Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ayfer Erdem Batı, bunun akademik başarılarının sırrı olduğunu söylüyor.

Günümüzde eğitimde öğrenme ortamları ve metotlarında değişimler yaşanıyor. Bu değişimlerden biri de eğitimde oyunun kullanımı. Doğa Okulları eğitim süreçlerinde oyundan nasıl yararlanıyor? Programlarında oyunu nasıl uyguluyor?

3-12 yaş grubundaki çocukların en ciddi işi, oyundur, çocuğun mesleği ise oyunculuk. Durum böyle olduğu için oyunu görmezden gelen eğitim sistemleri çocuğa hiç bir şekilde ulaşamazlar. Doğa Okulları’nda oyun ve drama, müfredatı olan bir ders. Özellikle apartmanda büyüyen çocuklar sosyal etkileşimlerindeki en önemli aracı oyunu, metropoldeki yalnızlıklarından dolayı bilmiyorlar. Bundan dolayı biz 3-12 yaş grubu öğrencilerimiz için oyunu bir ders yaptık. Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi Dr. Bülent Sezgin’in danışmanlığında bunu hem diğer branşlarımızın müfredatına ekledik hem de çocuklarla oyun oynama teknikleriyle ilgili öğretmenlerimize eğitimler verdik. Okulda çalışan mavi yakalı personellerimiz bile bu eğitimlere katıldılar.

Oyunla gerçekleştirilen eğitimlerde öğrenciler hangi farklılıkları yaşıyorlar?
Drama ve Oyun dersi, Doğa Okulları eğitim hayatına başladığı ilk günden beri bir ders olarak konseptimizin en önemli parçalarından bir tanesi. Bilgiye bir nosyon olarak baktığınızda insanlar ihtiyaçlarını karşılamak için yeni bilgilere ulaşmaya çalışırlar ve siz eğer bilgiyi öğrencinin önüne oyun olarak sunarsanız, öğrenci en önemli ihtiyaçlarından biri olan oyunu hemen öğrenir. Bunun akademik başarımızın sırrı olarak söyleyebiliriz. “Mutlu çocuk öğrenir” sloganımızın müfredatımızdaki iz düşümü de budur aslında.

ayfer_erdem_bati_dogaOYUNUN GÜCÜNDEN BÜTÜN DERSLERİMİZDE YARARLANIYORUZ
Eğitim ve öğrenmede oyunu ön plana çıkaran uygulamalar ve modeller neler?
Oyunun gücünden bütün derslerimizde yararlanıyoruz ama özellikle İngilizce, Ekoloji ve Yaratıcı Düşünme derslerimizde müfredatımızın kurgusu sadece oyun üzerine kurulu. Öğrencilerimiz doğrudan havalimanın İngilizcesinin “airport” olduğunu öğrenmek yerine kurgulanmış olduğumuz havalimanında güvenlik görevlisi, yolcu vb gibi rollere giriyorlar ve bu yaşam alanındaki bütün kavramları yaşayarak öğreniyorlar.

Eğitimde oyunun kullanmaya ne zaman başlanılmalı? Hangi sınıftan/hangi yaştan itibaren çocuğa oyunla eğitim verilmelidir?
Özellikle 3-12 yaş dönemi bunun için çok önemli bir dönem. Çünkü çocuğun kişiliğini oluşturduğu, sosyal becerilerini geliştirdiği bu süreçte en çok ihtiyaç duyduğu şey oyun. Birçok çocuk maalesef sadece i-pad’le oynamayı biliyor. Türkiye’deki birçok özel okul maalesef çocuğun yaratıcılığını geliştirdiği bu dönemde, çocuğa sadece test çözdürüp tost yediriyor. İleriki yılarda bu çocukların farklı farklı anti-sosyal kişilik özelliklerine sahip olduğunu gözlemliyorum.

İLKOKULDA DENEYLERLE FARKLI BİR EĞİTİM SUNUYORUZ
Oyunla eğitim çalışmasında, hangi oyunun nasıl ve ne şekilde uygulanacağına nasıl ve kim tarafından karar veriliyor? Oyunların seçiminde öğretmenler ne derece etkin?
Bu konudaki liderimiz Boğaziçi Üniversitesi’nin eğitim bilimi akademisyenlerinden Dr. Bülent Sezgin. Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık birimimizin de bu konuda öncülük yapan en önemli dinamiklerimizden biri olduğunu söyleyebilirim. Bütün branşlarda müfredatlar çaprazlama olarak oluşturulduğu için zaten bütün branşlarımız birbirine senkronize, bundan dolayı da oyunu müfredata yerleştirmek bizim için artık çok rahat.

PRATİĞE DAYALI ‘’DENEYLERLE BİLİM ATÖLYESİ’’ DERSLERİ
Birinci sınıftan itibaren öğrencilerimiz, Doğa Okulları’na özel ‘Deney Seti’ ile sorgulama, araştırma ve deneyimleme becerilerini geliştiriyor, bilimsel çalışma ile çok erken yaşlarda tanışıyor. Bu uygulama sayesinde klasik “laboratuvar” anlayışını ortadan kaldıran Doğa Okulları, çocuklara, bilimin hayatın her alanında olduğu bilinci kazandırıyor. Her çocuk sahip olduğu deney setini yanında taşıyarak, deney ve bilimin hayatın bir parçası olduğunu kavrıyor.

“DÜŞÜNME BECERİLERİ’’ DERSLERİ
Birinci sınıftan itibaren öğrencilerimiz, ‘’Düşünme Becerileri’’ dersleriyle farklı bakış açıları kazanıyor. Bu ders ile öğrencilerimizin temel düşünme sistemlerini oluşturmalarını, farklı düşüncelere hoşgörü ile yaklaşmalarını, düşünmeyi bir yaşam becerisi haline getirmelerini, eleştirel, analitik, sorgulayıcı düşünebilmelerini sağlıyoruz. Bağımsız düşünme becerisinin geliştirilmesi, çocuğun ileri yaşlarda da kendi düşünme sistemini oluşturmasına temel teşkil ediyor. Geleceğin çok boyutlu düşünebilen, var olan potansiyelini kullanabilen ve başarılı ürünler ortaya koyabilen bireyleri bu etkinlikler ile destekleniyor.

Son Güncelleme: Cumartesi, 20 Şubat 2016 11:46

Gösterim: 4239

ERA Kolejleri, eğitim hayatına başladığı günden beri, "oyun" kavramını her geçen gün daha da gelişkin bir anlayış ile zenginleştirerek, öğrenme sürecine dâhil ediyor. 

eraİçinde bulunduğumuz çağ itibariyle "Z Kuşağı" olarak adlandırılan çocuklar; ödüllerden, cezalardan, programlanmış eğitimden, oyuncaklardan, şekerlemelerden, klasik sınıf düzeninden ve toplu derslerden hoşlanmıyor. Bunun bilincinde olan ERA Kolejleri, anaokulundan başlayarak her aşamada oyuna, yaş gruplarına uygun ve eğitim sistemine adapte olacak şekilde önemli bir yer ayırıyor.
ERA Kolejleri, eğitim hayatına başladığı günden beri, "oyun" kavramını her geçen gün daha da gelişkin bir anlayış ile zenginleştirerek, öğrenme sürecine dâhil ediyor. Önceleri daha çok branş derslerinde yararlandığımız oyun mantığını, biraz daha ileri götürerek ayrı bir müfredat haline getirip öğrencilerin ihtiyaçlarına göre genişletmiş. Eğitimde oyunun yerine ilişkin sorularımızı ERA Kolejleri Eğitim Koordinatörü Selim Çifçi ile ERA Kolejleri Kurumsal İletişim ve Marka Direktörü Gülçin Aşkın Çetin yanıtladı.
eraSon yıllarda eğitimde öğrenme ortamları ve metotlarında değişimler yaşanıyor. Bu değişimlerden biri de eğitimde oyunun kullanımı. ERA Kolejleri olarak eğitim süreçlerinizde oyundan nasıl faydalanıyorsunuz? Programlarınızda oyunu nasıl uyguluyorsunuz?
Selim Çifçi: ERA Kolejleri oyunun ne kadar önemli olduğunun bilincinde olarak, anaokulundan başlayarak her aşamada oyuna, yaş gruplarına uygun ve eğitim sistemine adapte olacak şekilde önemli bir yer ayırmıştır.
ERA Kolejleri, eğitim müfredatı içerisinde öğrencilerin bilgileri deneyimlemesi ve farklı alanlardaki gelişimlerini desteklemek adına "Zeka Oyunları" müfredatlarını ve metaryallerini öğrencilerin yaş seviyelerine göre tasarlayıp oluşturmuştur. Bu müfredat ve oyunlar çerçevesinde öğrencilerin fiziksel, sosyal ve zihinsel gelişimlerini destekleyerek onların akademik manada gelişimlerini en yüksek düzeye çıkarmayı hedeflemiştir. Ayrıca diğer ders müfredatlarının içine de öğrencilere, bilgileri deneyimleme konusunda yardımcı olacak farklı tarzda oyunlar ekleyerek "oyun"u bir bütün olarak kendi inovatif eğitim sistemi içine katmıştır.
Hangi derslerde oyundan faydalanıyorsunuz ve bu oyunlar hangileri? Ayrıca bu oyunları tercih etmenizin sebepleri nelerdir?
Selim Çifçi: ERA Kolejleri’nde birçok derste oyun kullanılmaktadır ama oyunların başlı başına bir müfredat halinde verildiği ayrı bir “Zeka Oyunları” dersi de bulunmaktadır. Bu dersin içeriğinde, belirli bir müfredat dâhilinde öğrencilerin yaş seviyelerine ve gelişim özelliklerine göre seçilmiş 50’nin üzerinde oyun çeşidi yer almaktadır. Bu oyunlarla öğrenciler, oyunun getirdiği kazanımlarla gelişimlerini gerçekleştirmektedir.
Eğitim kurumumuzda, Zeka Oyunları derslerinin yanı sıra diğer branş dersleri içerisinde de oyunlardan yararlanmaktayız. Farklı branşlarda ders içerisinde öğrencilerle oynanan oyunlarla derslerin hem eğlenceli geçmesi amaçlanmakta hem de öğrencilerimizin derse odaklanması sağlanmaktadır.
eraOYUNUN SEÇİM AŞAMASI UZUN BİR SÜRECE YAYILIYOR
Oyunla eğitim çalışmasında, hangi oyunun nasıl ve ne şekilde uygulanacağına nasıl karar veriliyor? Oyun seçiminde öğretmen ne derece etkindir?
Gülçin Aşkın Çetin: Öğrenciler için oyunlar seçilirken alanında uzman öğretmenlerimiz kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili araştırmalarını tamamlayarak belirli bir komisyonla birlikte oyun seçimlerini gerçekleştirmektedir. Seçim aşaması mümkün olduğunca uzun bir sürece yayılmaktadır. Öğretmenlerimiz bu süre içerisinde öğrencilerine öğreteceği oyunları tecrübe eder ve oyunun kazanımlarını tam manasıyla benimseyerek oyunlardan çıkaracağı gözlemlerin bilincinde olarak müfredata eklenme noktasında etkili olur.
Eğitimde oyunu kullanmaya ne zaman başlanmalı? Hangi sınıftan itibaren / yaştan itibaren çocuğa oyunla eğitim verilmeli? Bu kapsamda ERA Kolejleri oyunla eğitime hangi sınıftan başlayıp hangi sınıfa kadar devam ediyor?
Gülçin Aşkın Çetin: Türkiye’nin ilk kurumsal anaokulu diyebileceğimiz ERA Ana Kolejleri’nde bütün eğitim sistemimizin, oyunun eğitimde en iyi şekilde nasıl kullanılabileceğine dair çarpıcı örnekler oluşturacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. ERA Ana Kolejleri’nde oyunla öğrenmeye dair özel bir program mevcut.
ERA Ana Kolejleri'nde, birden fazla modelin çocuğun ilgi, yetenek ve gelişim süreçlerine göre seçilerek, yeni ve çoklu bir eğitim yaklaşımı kurgulanmıştır. Bu nedenle çocukların yaparak yaşayarak öğrenmeleri için esaslı bir yol çizilmektedir. Bu amaçlar doğrultusunda öğrencilerin eğitim gördüğü her alan özenle tasarlanmış ve gelişim süreçlerine yönelik farklı metaryallerle desteklenmiş bölümler mevcuttur.
Ana Kolejimizdeki yaklaşımımızı 5 madde ile özetleyebiliriz:
1-) Çocuklarda yaparak yaşayarak öğrenme becerilerinin geliştirilmesi: Bu programın amacı erken çocukluk eğitimi sürecinde etkin öğrenme sağlamaktır. Öğrencilerin yeni kavramları tüm duyularını kullanarak, yaparak ve yaşayarak öğrenmelerini sağlayan, çocuğun kendi gelişim öğelerini ve becerilerini doğrudan doğruya kendi programlamasıyla geliştiren, kampüslerde yer alan atölye alanlarında çok verimli şekilde kullanılacak olan; çocuğun kendi ürünlerini ortaya koyacağı ve sunumlarını gerçekleştirerek, yaparak öğrenmeyi kalıcı hale getireceği bir sistemdir. Çocuk, bu esaslar çerçevesinde boyaları karıştırır, şişe kapaklarını tekerlek gibi kullanır, ezer, sürter, yerlerde sürünür, tırmanır, döner, yani hayatı deneyimler.
2-Bireysel becerilerin gelişimi: ERA Ana Kolejlerinde, müfredat çerçevesinde öğrenilmesi gereken bilgileri sıralamak yerine, hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin etkin bir şekilde doğaçlama yaptıkları bir okul atmosferi yaratılmaktadır.
Eğitim mekanlarının mimari tasarımlarında kullanılan birçok materyal, bu özgün eğitim modelini desteklemektedir. Gerek tavanlarda bulunan matematik ve fen sembolleriyle görselleştirilmiş dokular, gerekse laboratuvar ve atölye ortamları, bu modelin yansımalarını ve farkındalıklarını çok iyi bir şekilde ortaya koymaktadır. Öğrencilere fen ve matematiği erken yaşlarda eğlenceli etkinliklerle sevdirmeyi amaçlayan, bilimin tüm süreçlerini aktif öğrenme yoluyla yaşamalarına imkan veren bir model tercih edilmiştir.
3-Özgür düşünme becerilerinin gelişimi: İçinde bulunduğumuz çağ itibariyle "Z Kuşağı" olarak adlandırılan çocukların; ödüllerden, cezalardan, programlanmış eğitimden, oyuncaklardan, şekerlemelerden, klasik sınıf düzeninden ve toplu derslerden hoşlanmadıkları bilinmektedir. Aksine özgür seçim, hatalarını kendileri deneyimleme, hareket etme, sessizlik, sosyal iletişimlerini kendi kurma, düzenli/temiz çevre, kitapsız okuma-yazma ve alıştırma tekrarından hoşlanıyorlar.
ERA Ana Koleji’nde çocuklar istedikleri materyalle, istedikleri zaman, istedikleri yerde çalışırlar. Eğitim anlayışımız onlara özgürlükçü bir eğitim programı ve önceden hazırlanmış bir atmosferde kendilerini geliştirebilecekleri şekilde hareket özgürlüğü tanır.
4-Sanatsal becerilerin gelişimi: Çocuğun fiziksel ve ruhsal yapısının bütünlüğünü ön plana çıkararak, ruhunun özgürleşmesine yardımcı olunur. Eğitim sürecinde ritimsel hareketlerle hem zihinsel süreçler hem sosyal beceriler hem de fiziksel gelişimler desteklenir.
Bu yaklaşım çocuğun hayal gücünü, yoktan var ettiği ve tamamladığı doğaya özgü materyallerle geliştirir. Okulun doğal ahşap ortamları, duvarlardaki tamamlanmayan nesneler, resim, müzik, görsel sanatlar ve serbest çalışma atölyeleri bu programın temel unsurlarından bazılarıdır. Ayrıca çocuklarda, kendilerine, ailelerine ve çevreye karşı sorumluluk duygusunun gelişimi hedeflenir.
5-Adaptasyon becerilerinin gelişimi: ERA Ana Kolejleri okul öncesi eğitim sürecini, becerilerin geliştirildiği bir oyun süreci olarak değerlendirmektedir. Özgürlükçü, yaparak yaşayan ve sanatsal becerilerini geliştiren çocuklar yetiştirmek için klasik sınıf sistemi yerine tematik okul sistemini benimsemiş ve mimari anlayışıyla farklı atmosferler yaratmıştır.

> ERA Kolejleri’nde Z Kuşağı oyunla öğreniyor

ERA Kolejleri, eğitim hayatına başladığı günden beri, "oyun" kavramını her geçen gün daha da gelişkin bir anlayış ile zenginleştirerek, öğrenme sürecine dâhil ediyor. 

eraİçinde bulunduğumuz çağ itibariyle "Z Kuşağı" olarak adlandırılan çocuklar; ödüllerden, cezalardan, programlanmış eğitimden, oyuncaklardan, şekerlemelerden, klasik sınıf düzeninden ve toplu derslerden hoşlanmıyor. Bunun bilincinde olan ERA Kolejleri, anaokulundan başlayarak her aşamada oyuna, yaş gruplarına uygun ve eğitim sistemine adapte olacak şekilde önemli bir yer ayırıyor.
ERA Kolejleri, eğitim hayatına başladığı günden beri, "oyun" kavramını her geçen gün daha da gelişkin bir anlayış ile zenginleştirerek, öğrenme sürecine dâhil ediyor. Önceleri daha çok branş derslerinde yararlandığımız oyun mantığını, biraz daha ileri götürerek ayrı bir müfredat haline getirip öğrencilerin ihtiyaçlarına göre genişletmiş. Eğitimde oyunun yerine ilişkin sorularımızı ERA Kolejleri Eğitim Koordinatörü Selim Çifçi ile ERA Kolejleri Kurumsal İletişim ve Marka Direktörü Gülçin Aşkın Çetin yanıtladı.
eraSon yıllarda eğitimde öğrenme ortamları ve metotlarında değişimler yaşanıyor. Bu değişimlerden biri de eğitimde oyunun kullanımı. ERA Kolejleri olarak eğitim süreçlerinizde oyundan nasıl faydalanıyorsunuz? Programlarınızda oyunu nasıl uyguluyorsunuz?
Selim Çifçi: ERA Kolejleri oyunun ne kadar önemli olduğunun bilincinde olarak, anaokulundan başlayarak her aşamada oyuna, yaş gruplarına uygun ve eğitim sistemine adapte olacak şekilde önemli bir yer ayırmıştır.
ERA Kolejleri, eğitim müfredatı içerisinde öğrencilerin bilgileri deneyimlemesi ve farklı alanlardaki gelişimlerini desteklemek adına "Zeka Oyunları" müfredatlarını ve metaryallerini öğrencilerin yaş seviyelerine göre tasarlayıp oluşturmuştur. Bu müfredat ve oyunlar çerçevesinde öğrencilerin fiziksel, sosyal ve zihinsel gelişimlerini destekleyerek onların akademik manada gelişimlerini en yüksek düzeye çıkarmayı hedeflemiştir. Ayrıca diğer ders müfredatlarının içine de öğrencilere, bilgileri deneyimleme konusunda yardımcı olacak farklı tarzda oyunlar ekleyerek "oyun"u bir bütün olarak kendi inovatif eğitim sistemi içine katmıştır.
Hangi derslerde oyundan faydalanıyorsunuz ve bu oyunlar hangileri? Ayrıca bu oyunları tercih etmenizin sebepleri nelerdir?
Selim Çifçi: ERA Kolejleri’nde birçok derste oyun kullanılmaktadır ama oyunların başlı başına bir müfredat halinde verildiği ayrı bir “Zeka Oyunları” dersi de bulunmaktadır. Bu dersin içeriğinde, belirli bir müfredat dâhilinde öğrencilerin yaş seviyelerine ve gelişim özelliklerine göre seçilmiş 50’nin üzerinde oyun çeşidi yer almaktadır. Bu oyunlarla öğrenciler, oyunun getirdiği kazanımlarla gelişimlerini gerçekleştirmektedir.
Eğitim kurumumuzda, Zeka Oyunları derslerinin yanı sıra diğer branş dersleri içerisinde de oyunlardan yararlanmaktayız. Farklı branşlarda ders içerisinde öğrencilerle oynanan oyunlarla derslerin hem eğlenceli geçmesi amaçlanmakta hem de öğrencilerimizin derse odaklanması sağlanmaktadır.
eraOYUNUN SEÇİM AŞAMASI UZUN BİR SÜRECE YAYILIYOR
Oyunla eğitim çalışmasında, hangi oyunun nasıl ve ne şekilde uygulanacağına nasıl karar veriliyor? Oyun seçiminde öğretmen ne derece etkindir?
Gülçin Aşkın Çetin: Öğrenciler için oyunlar seçilirken alanında uzman öğretmenlerimiz kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili araştırmalarını tamamlayarak belirli bir komisyonla birlikte oyun seçimlerini gerçekleştirmektedir. Seçim aşaması mümkün olduğunca uzun bir sürece yayılmaktadır. Öğretmenlerimiz bu süre içerisinde öğrencilerine öğreteceği oyunları tecrübe eder ve oyunun kazanımlarını tam manasıyla benimseyerek oyunlardan çıkaracağı gözlemlerin bilincinde olarak müfredata eklenme noktasında etkili olur.
Eğitimde oyunu kullanmaya ne zaman başlanmalı? Hangi sınıftan itibaren / yaştan itibaren çocuğa oyunla eğitim verilmeli? Bu kapsamda ERA Kolejleri oyunla eğitime hangi sınıftan başlayıp hangi sınıfa kadar devam ediyor?
Gülçin Aşkın Çetin: Türkiye’nin ilk kurumsal anaokulu diyebileceğimiz ERA Ana Kolejleri’nde bütün eğitim sistemimizin, oyunun eğitimde en iyi şekilde nasıl kullanılabileceğine dair çarpıcı örnekler oluşturacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. ERA Ana Kolejleri’nde oyunla öğrenmeye dair özel bir program mevcut.
ERA Ana Kolejleri'nde, birden fazla modelin çocuğun ilgi, yetenek ve gelişim süreçlerine göre seçilerek, yeni ve çoklu bir eğitim yaklaşımı kurgulanmıştır. Bu nedenle çocukların yaparak yaşayarak öğrenmeleri için esaslı bir yol çizilmektedir. Bu amaçlar doğrultusunda öğrencilerin eğitim gördüğü her alan özenle tasarlanmış ve gelişim süreçlerine yönelik farklı metaryallerle desteklenmiş bölümler mevcuttur.
Ana Kolejimizdeki yaklaşımımızı 5 madde ile özetleyebiliriz:
1-) Çocuklarda yaparak yaşayarak öğrenme becerilerinin geliştirilmesi: Bu programın amacı erken çocukluk eğitimi sürecinde etkin öğrenme sağlamaktır. Öğrencilerin yeni kavramları tüm duyularını kullanarak, yaparak ve yaşayarak öğrenmelerini sağlayan, çocuğun kendi gelişim öğelerini ve becerilerini doğrudan doğruya kendi programlamasıyla geliştiren, kampüslerde yer alan atölye alanlarında çok verimli şekilde kullanılacak olan; çocuğun kendi ürünlerini ortaya koyacağı ve sunumlarını gerçekleştirerek, yaparak öğrenmeyi kalıcı hale getireceği bir sistemdir. Çocuk, bu esaslar çerçevesinde boyaları karıştırır, şişe kapaklarını tekerlek gibi kullanır, ezer, sürter, yerlerde sürünür, tırmanır, döner, yani hayatı deneyimler.
2-Bireysel becerilerin gelişimi: ERA Ana Kolejlerinde, müfredat çerçevesinde öğrenilmesi gereken bilgileri sıralamak yerine, hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin etkin bir şekilde doğaçlama yaptıkları bir okul atmosferi yaratılmaktadır.
Eğitim mekanlarının mimari tasarımlarında kullanılan birçok materyal, bu özgün eğitim modelini desteklemektedir. Gerek tavanlarda bulunan matematik ve fen sembolleriyle görselleştirilmiş dokular, gerekse laboratuvar ve atölye ortamları, bu modelin yansımalarını ve farkındalıklarını çok iyi bir şekilde ortaya koymaktadır. Öğrencilere fen ve matematiği erken yaşlarda eğlenceli etkinliklerle sevdirmeyi amaçlayan, bilimin tüm süreçlerini aktif öğrenme yoluyla yaşamalarına imkan veren bir model tercih edilmiştir.
3-Özgür düşünme becerilerinin gelişimi: İçinde bulunduğumuz çağ itibariyle "Z Kuşağı" olarak adlandırılan çocukların; ödüllerden, cezalardan, programlanmış eğitimden, oyuncaklardan, şekerlemelerden, klasik sınıf düzeninden ve toplu derslerden hoşlanmadıkları bilinmektedir. Aksine özgür seçim, hatalarını kendileri deneyimleme, hareket etme, sessizlik, sosyal iletişimlerini kendi kurma, düzenli/temiz çevre, kitapsız okuma-yazma ve alıştırma tekrarından hoşlanıyorlar.
ERA Ana Koleji’nde çocuklar istedikleri materyalle, istedikleri zaman, istedikleri yerde çalışırlar. Eğitim anlayışımız onlara özgürlükçü bir eğitim programı ve önceden hazırlanmış bir atmosferde kendilerini geliştirebilecekleri şekilde hareket özgürlüğü tanır.
4-Sanatsal becerilerin gelişimi: Çocuğun fiziksel ve ruhsal yapısının bütünlüğünü ön plana çıkararak, ruhunun özgürleşmesine yardımcı olunur. Eğitim sürecinde ritimsel hareketlerle hem zihinsel süreçler hem sosyal beceriler hem de fiziksel gelişimler desteklenir.
Bu yaklaşım çocuğun hayal gücünü, yoktan var ettiği ve tamamladığı doğaya özgü materyallerle geliştirir. Okulun doğal ahşap ortamları, duvarlardaki tamamlanmayan nesneler, resim, müzik, görsel sanatlar ve serbest çalışma atölyeleri bu programın temel unsurlarından bazılarıdır. Ayrıca çocuklarda, kendilerine, ailelerine ve çevreye karşı sorumluluk duygusunun gelişimi hedeflenir.
5-Adaptasyon becerilerinin gelişimi: ERA Ana Kolejleri okul öncesi eğitim sürecini, becerilerin geliştirildiği bir oyun süreci olarak değerlendirmektedir. Özgürlükçü, yaparak yaşayan ve sanatsal becerilerini geliştiren çocuklar yetiştirmek için klasik sınıf sistemi yerine tematik okul sistemini benimsemiş ve mimari anlayışıyla farklı atmosferler yaratmıştır.

Son Güncelleme: Salı, 23 Şubat 2016 10:48

Gösterim: 3219

Fethi Şimşek / Doğa Okulları Kurucusu
fethi_simsek_yeniPAZARDAKİ REKABET DEĞİŞECEK
Özel okul sektörü, son 3 yılda ciddi bir ivme kazandı. Özel okul öğrenci sayısının toplam içindeki payı 2002'de yüzde 1,7 iken, şu anda yüzde 4 oranına ulaştı. 2023’te ise bu oranın yüzde 15’e çıkması hedefleniyor. Bu hedefe ulaşma yolunda atılan önemli adımlardan birisi ise dershanelerin dönüşümü oldu. Bu gelişmeyle birlikte hem okul ve öğrenci sayısının, hem pazardaki rekabetin ciddi biçimde değişmesi bekleniyor.

YENİ OYUNCULAR GELECEK
Özel okul sektöründe yaşanan dershane dönüşümleri devam edecektir. Bu yüzden bizi önemli bir yıl bekliyor. Rekabetin giderek artacağı bir sektör haline geleceğiz. Çok fazla oyuncu pazara merhaba diyecek. Ancak bir o kadarda gerçekten kaliteli hizmet veren kurumların uzun yıllar ayakta kalacağı diğerlerinin ise sektörden arınacağı bir yıl olacaktır.

SEKTÖRDEKİ BÜYÜME KATLANACAK
Özel okullar sektörü büyümesini sürdürecektir. Dinamik ve hızlı büyüyen pazarlar arasında yerini sabit hale getirecektir. Bizim tahminlerimiz olumlu yönde. Net bir oran veremesek bile geçen yıldan daha fazla bir büyüme beklediğimizi söyleyebiliriz.

100 BİN ÖĞRENCİ SINIRINI AŞACAĞIZ
Doğa Okulları olarak bu yılı da hedeflerimize ulaşarak kapatıyoruz. Bu yıl sonu itibariyle 104 kampüs ve 70 bin öğrenciye ulaşmanın gururunu yaşıyoruz. En kısa sürede 150 kampüse ulaşırız, 100 bin öğrenci sınırını aşarız. Şu anda Türkiye dışında Kıbrıs'ta varız. Onun dışında dünyanın birçok kentine açılmayı planlıyoruz. Cidde, Dubai, Azerbaycan bu hedeflerin içinde. Yurtdışından tabii ki çok teklifler alıyoruz ama burada söz sahibi olan markanın aslında kendisi. Bense markanın efendisi değil kölesiyim. Doğa Koleji ben uzaya gideceğim derse ben onu uzaya götürürüm.

> Fethi Şimşek: Eğitim sektöründe rekabet değişecek

Fethi Şimşek / Doğa Okulları Kurucusu
fethi_simsek_yeniPAZARDAKİ REKABET DEĞİŞECEK
Özel okul sektörü, son 3 yılda ciddi bir ivme kazandı. Özel okul öğrenci sayısının toplam içindeki payı 2002'de yüzde 1,7 iken, şu anda yüzde 4 oranına ulaştı. 2023’te ise bu oranın yüzde 15’e çıkması hedefleniyor. Bu hedefe ulaşma yolunda atılan önemli adımlardan birisi ise dershanelerin dönüşümü oldu. Bu gelişmeyle birlikte hem okul ve öğrenci sayısının, hem pazardaki rekabetin ciddi biçimde değişmesi bekleniyor.

YENİ OYUNCULAR GELECEK
Özel okul sektöründe yaşanan dershane dönüşümleri devam edecektir. Bu yüzden bizi önemli bir yıl bekliyor. Rekabetin giderek artacağı bir sektör haline geleceğiz. Çok fazla oyuncu pazara merhaba diyecek. Ancak bir o kadarda gerçekten kaliteli hizmet veren kurumların uzun yıllar ayakta kalacağı diğerlerinin ise sektörden arınacağı bir yıl olacaktır.

SEKTÖRDEKİ BÜYÜME KATLANACAK
Özel okullar sektörü büyümesini sürdürecektir. Dinamik ve hızlı büyüyen pazarlar arasında yerini sabit hale getirecektir. Bizim tahminlerimiz olumlu yönde. Net bir oran veremesek bile geçen yıldan daha fazla bir büyüme beklediğimizi söyleyebiliriz.

100 BİN ÖĞRENCİ SINIRINI AŞACAĞIZ
Doğa Okulları olarak bu yılı da hedeflerimize ulaşarak kapatıyoruz. Bu yıl sonu itibariyle 104 kampüs ve 70 bin öğrenciye ulaşmanın gururunu yaşıyoruz. En kısa sürede 150 kampüse ulaşırız, 100 bin öğrenci sınırını aşarız. Şu anda Türkiye dışında Kıbrıs'ta varız. Onun dışında dünyanın birçok kentine açılmayı planlıyoruz. Cidde, Dubai, Azerbaycan bu hedeflerin içinde. Yurtdışından tabii ki çok teklifler alıyoruz ama burada söz sahibi olan markanın aslında kendisi. Bense markanın efendisi değil kölesiyim. Doğa Koleji ben uzaya gideceğim derse ben onu uzaya götürürüm.

Son Güncelleme: Çarşamba, 17 Şubat 2016 16:44

Gösterim: 2058


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.