Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran ve kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen yeni yasayla 5. sınıflara branş öğretmenlerinin gireceğini açıklaması sınıf öğretmenliğinde yer değiştirme konusunu gündeme getirdi. 

5. sınıflara branş öğretmeninin gireceğini Başbakan açıkladı. Bilindiği üzere daha öncce Ömer Dinçer, 5. sınıflara sınıf öğretmeni girecek demişti cliquez sur ce lien. Sendikalardan da Türkeğitimsen başkanı İsmail Koncuk haklı çıktı ve 52 bin öğretmenin norm kadro fazlası olacağı tezi doğru çıktı. Buna karşın Eğitimbirsen ise bu öğretmenlerin köylerde açılacak İlkokullara gideceğini savunmuştu. İşte Başbakan’ın ulusa sesleniş programında yapmış olduğu konuşmalar ve haberin değerlendirmesi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ulusa Sesleniş konuşmasında 2. dörde branş öğretmenlerinin gireceğini açıkladı.

4+4+4 yeni eğitim sisteminin getirdiği olumlu durumların yanında olumsuz durum olarak başı sınıf öğretmenlerinin norm kadro fazlası olayı çekmektedir. Bakan Ömer Dinçer daha önce tv programında 5. sınıflara yine 5. sınıf öğretmenlerinin gireceğinden bahsetmiş ama öğretmenlere pek inandırıcı gelmemişti. Öğretmenlerin inanmayışını 31 Martta Başbakan Erdoğan’ın yapmış olduğu Ulusa Sesleniş konuşması haklı çıkartmıştır.

Başbakan Erdoğan “Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen bu eğitim modeliyle, 12 yıllık zorunlu eğitim süresi, üç kademeye ayrılıyor. Birinci kademe 4 yıl süreli ilkokul, ikinci kademe 4 yıl süreli ortaokul, üçüncü kademe ise, yine aynı şekilde 4 yıl süreli lise eğitimi olacak. İlk dört yılın sonunda, öğrencilerimiz mevcut ilköğretim okuluna gidebileceği gibi, başka bir ilköğretim okulunun ‘ikinci kademesine’ de devam edebilecek. İlk kademeye sınıf öğretmenleri, ikinci kademeye ise branş öğretmenleri girecek. Milli Eğitim Bakanlığımız ‘ikinci kademe’ müfredatını yeniden düzenleyerek bu kademedeki ‘alan’ derslerinin ağırlığını artıracak. Öğrencilerimiz, liseye devam ederken özellikle mesleki eğitimle ilgili ‘yönlendirme’ derslerini de alabilecek. ” demiştir.

Bu durumda sınıf öğretmenleri Bakan Ömer DİNÇER’den kesin sonucu olan bir açıklama acilen beklemektedirler. Çünkü 50 bin sınıf öğretmeninin akıbeti şuan için bilinmemektedir.

> Öğretmenlere Köy Yolu göründü

Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran ve kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen yeni yasayla 5. sınıflara branş öğretmenlerinin gireceğini açıklaması sınıf öğretmenliğinde yer değiştirme konusunu gündeme getirdi. 

5. sınıflara branş öğretmeninin gireceğini Başbakan açıkladı. Bilindiği üzere daha öncce Ömer Dinçer, 5. sınıflara sınıf öğretmeni girecek demişti cliquez sur ce lien. Sendikalardan da Türkeğitimsen başkanı İsmail Koncuk haklı çıktı ve 52 bin öğretmenin norm kadro fazlası olacağı tezi doğru çıktı. Buna karşın Eğitimbirsen ise bu öğretmenlerin köylerde açılacak İlkokullara gideceğini savunmuştu. İşte Başbakan’ın ulusa sesleniş programında yapmış olduğu konuşmalar ve haberin değerlendirmesi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ulusa Sesleniş konuşmasında 2. dörde branş öğretmenlerinin gireceğini açıkladı.

4+4+4 yeni eğitim sisteminin getirdiği olumlu durumların yanında olumsuz durum olarak başı sınıf öğretmenlerinin norm kadro fazlası olayı çekmektedir. Bakan Ömer Dinçer daha önce tv programında 5. sınıflara yine 5. sınıf öğretmenlerinin gireceğinden bahsetmiş ama öğretmenlere pek inandırıcı gelmemişti. Öğretmenlerin inanmayışını 31 Martta Başbakan Erdoğan’ın yapmış olduğu Ulusa Sesleniş konuşması haklı çıkartmıştır.

Başbakan Erdoğan “Kamuoyunda 4+4+4 olarak bilinen bu eğitim modeliyle, 12 yıllık zorunlu eğitim süresi, üç kademeye ayrılıyor. Birinci kademe 4 yıl süreli ilkokul, ikinci kademe 4 yıl süreli ortaokul, üçüncü kademe ise, yine aynı şekilde 4 yıl süreli lise eğitimi olacak. İlk dört yılın sonunda, öğrencilerimiz mevcut ilköğretim okuluna gidebileceği gibi, başka bir ilköğretim okulunun ‘ikinci kademesine’ de devam edebilecek. İlk kademeye sınıf öğretmenleri, ikinci kademeye ise branş öğretmenleri girecek. Milli Eğitim Bakanlığımız ‘ikinci kademe’ müfredatını yeniden düzenleyerek bu kademedeki ‘alan’ derslerinin ağırlığını artıracak. Öğrencilerimiz, liseye devam ederken özellikle mesleki eğitimle ilgili ‘yönlendirme’ derslerini de alabilecek. ” demiştir.

Bu durumda sınıf öğretmenleri Bakan Ömer DİNÇER’den kesin sonucu olan bir açıklama acilen beklemektedirler. Çünkü 50 bin sınıf öğretmeninin akıbeti şuan için bilinmemektedir.

Son Güncelleme: Perşembe, 19 Nisan 2012 15:21

Gösterim: 2675

Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde okul servis şoförlerinden dayak yiyen öğretmen hastanelik oldu.

Mimar Sinan İlköğretim Okulu'nda görevli sınıf öğretmeni Ramazan Eker, öğrenci servisleri kontrol görevi esnasında dikkatli gitmeleri konusunda uyardığı servis şoförlerinin saldırısına uğradı. Kendilerini uyaran öğretmen Eker'i servis şoförleri Recep A., Muharrem A. ve İbrahim O. feci şekilde dövdü. Diğer öğretmenlerin araya girmesiyle şoförlerin elinden kurtarılan Eker, ambulansla Kaynarca Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Öğretmen Eker daha sonra Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilerek tedavi altına alındı. Eker'e 3 gün iş göremez raporu verildi. Öğretmen Eker'i döven 3 okul servis şoförü ise polis tarafından gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

> Servis şoförleri öğretmeni hastanelik etti

Sakarya'nın Kaynarca ilçesinde okul servis şoförlerinden dayak yiyen öğretmen hastanelik oldu.

Mimar Sinan İlköğretim Okulu'nda görevli sınıf öğretmeni Ramazan Eker, öğrenci servisleri kontrol görevi esnasında dikkatli gitmeleri konusunda uyardığı servis şoförlerinin saldırısına uğradı. Kendilerini uyaran öğretmen Eker'i servis şoförleri Recep A., Muharrem A. ve İbrahim O. feci şekilde dövdü. Diğer öğretmenlerin araya girmesiyle şoförlerin elinden kurtarılan Eker, ambulansla Kaynarca Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Öğretmen Eker daha sonra Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilerek tedavi altına alındı. Eker'e 3 gün iş göremez raporu verildi. Öğretmen Eker'i döven 3 okul servis şoförü ise polis tarafından gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Son Güncelleme: Perşembe, 19 Nisan 2012 15:03

Gösterim: 1837

Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü, uzman öğretmenlik sınavı açılmasını talep eden öğretmenlerin dilekçelerini Bakanlığa gönderen Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğüne resmi cevap verdi.

Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü, uzman öğretmenlik sınavı açılmasını talep eden öğretmenlerin dilekçelerini Bakanlığa gönderen Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğüne resmi cevap verdi.

Resmi cevapta, "Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliğinin" uygulama imkanının kalmadığına dikkat çekildi.

Bu konu hakkında “Uzman Öğretmenlikte son durum nedir?” haberimizde, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda hazırlanan yeni Kariyerle ilgili Kanun Tasarısının Başbakanlıkça 2/4/2010 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderilmiş olduğununu belirtmiştik. Kanun tasarısı kanunlaştıktan sonra uygulamaya yönelik Yönetmelik güncellenerek uygulamaya geçilecektir.

Millî Eğitim Bakanlığı; Anayasa Mahkemesinin kararında belirttiği gibi Hizmetiçi eğitimin puanla değerlendirilemeyeceği, sınava başvuru süresinin yönetmelikle belirlenemeyeceği ve uzman öğretmenlik ile başöğretmenlik kadrolarına kontenjan ayrılamayacağı hakkındaki tespitlerini gözeterek hazırlayacağı kanun taslağını Başbakanlık makamına sunulması, taslağın Bakanlar Kurulunca kanun tasarısı haline getirilip Meclis Gündemine sunulması alt komisyonlarda görüşüldükten sonra Meclis Genel Kuruluna getirilmesi gerekmektedir. Ancak, 2 Haziran 2010 tarihli “Kariyer öğretmenliği düzenleyen tasarı Meclis komisyonundan geçti” şeklindeki Anadolu ajansının haberinde, tasarının alt komisyondan geçtiği fakat yasalaşmadığı görülmektedir.

(memurlarnet)

> MEB’den uzman öğretmenlik açıklaması

Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü, uzman öğretmenlik sınavı açılmasını talep eden öğretmenlerin dilekçelerini Bakanlığa gönderen Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğüne resmi cevap verdi.

Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Eğitimi Genel Müdürlüğü, uzman öğretmenlik sınavı açılmasını talep eden öğretmenlerin dilekçelerini Bakanlığa gönderen Kocaeli İl Milli Eğitim Müdürlüğüne resmi cevap verdi.

Resmi cevapta, "Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliğinin" uygulama imkanının kalmadığına dikkat çekildi.

Bu konu hakkında “Uzman Öğretmenlikte son durum nedir?” haberimizde, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda hazırlanan yeni Kariyerle ilgili Kanun Tasarısının Başbakanlıkça 2/4/2010 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderilmiş olduğununu belirtmiştik. Kanun tasarısı kanunlaştıktan sonra uygulamaya yönelik Yönetmelik güncellenerek uygulamaya geçilecektir.

Millî Eğitim Bakanlığı; Anayasa Mahkemesinin kararında belirttiği gibi Hizmetiçi eğitimin puanla değerlendirilemeyeceği, sınava başvuru süresinin yönetmelikle belirlenemeyeceği ve uzman öğretmenlik ile başöğretmenlik kadrolarına kontenjan ayrılamayacağı hakkındaki tespitlerini gözeterek hazırlayacağı kanun taslağını Başbakanlık makamına sunulması, taslağın Bakanlar Kurulunca kanun tasarısı haline getirilip Meclis Gündemine sunulması alt komisyonlarda görüşüldükten sonra Meclis Genel Kuruluna getirilmesi gerekmektedir. Ancak, 2 Haziran 2010 tarihli “Kariyer öğretmenliği düzenleyen tasarı Meclis komisyonundan geçti” şeklindeki Anadolu ajansının haberinde, tasarının alt komisyondan geçtiği fakat yasalaşmadığı görülmektedir.

(memurlarnet)

Son Güncelleme: Perşembe, 19 Nisan 2012 09:33

Gösterim: 2289

Demokrat Eğitimciler Sendikası’nın Ar-ge kuruluşu DESAM (Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından 1143 öğretmen üzerinde yapılan anket araştırması raporu yayımlandı. Araştımaya göre öğretmenlerin durumu içler acısı. Öğretmenlerin talepleri maaşlarının en az 3 bin TL olması.

Demokrat Eğitimciler Sendikası’nın Ar-ge kuruluşu DESAM (Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından 1143 öğretmen üzerinde yapılan anket araştırması raporunun 1. Bölümü verilerine göre öğretmenlerin yüzde 81’i borçlu.

Öğretmenlerin yüzde 18’i ev, yüzde 13’ü otomobil, yüzde 38’i tüketici kredisi, yüzde 31’inin ise eş, dost, akraba ve esnafa borcu var.

Ekonomik sorunlar başta olmak üzere mesleki, özlük ve demokratik sorunlarının her geçen gün arttığını hep bir ağızdan söyleyen öğretmenlerin yüzde 69’u gelecekten umutlu olduğunu ve öğretmenliğin eskiden olduğu gibi prestijli bir meslek haline geleceğine inanıyor.

Bin 710 TL maaş ortalaması tespit edilen ankete katılan öğretmenlerin yüzde 61’i çocuğunun da öğretmen olmasını istiyor.

Öğretmenlerin yüzde 62’si bu yıl sinema, tiyatro, opera, konser ve bale gibi etkinliklere hiç katılmadığını, yüzde 55’i konferans, panel, sempozyum gibi faaliyetlere hiç gitmediğini söylerken, yüzde 88’i günlük gazete okuyamadığını söyledi.

Sanatsal, kültürel ve bilimsel etkinliklere katılamama nedenlerini ‘zamansızlık’, ‘ekonomik yetersizlik’ ve ‘yorgunluk’ gibi alt ana başlıklarla gerekçelendiren öğretmenlerin yüzde 63’ü ayda en az bir kitap okuduğunu ifade etti. Öğretmenlerin yüzde 74’ü şahsi bilgisayarı olduğunu söylerken, internet ve e-posta adresini düzenli olarak sıklıkla kullananların oranı ise yüzde 72’de kaldı.

Öğretmenlerin sadece yüzde 4’ü yeterli derecede yabancı dil bildiğini söylerken, yüzde 94’ü eve iş götürdüğünü ifade etti. Öğretmenlerin yüzde 81’i televizyonlardaki öğretmen - okul odaklı dizilerin gerçeği yansıtmadığını, onaylamadıklarını ve öğretmenliğin imajını zedelediğini söyledi.

Öğretmenlerin yüzde 65’i genelde 100-200 TL civarındaki takım elbiseleri tercih ettiklerini söylerken, yılda bir takım elbise alan öğretmenlerin oranı yüzde 64. Öğretmenlerin yüzde 53’ü kirada otururken, ‘Bugüne kadar hiç lojmanda oturmadım’ diyenlerin oranı yüzde 91 olarak çıktı. Öğretmenlerin yüzde 77’si eğitim sisteminde yapılan reformları gerekli görüyor. Yüzde 84’ü ekonomik sorunlarının öncelikle çözülmesi gerektiğini düşünüyor.

Veri sonuçları değerlendiren DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Sınıflarımız bilgisayarlarla, internetle, akıllı tahtalarla donatıldığı zaman öğretmenin öneminin azaldığı gibi yanlış bir kanaat oluşmaya başlamıştır. Oysaki gelişen teknoloji öğretmene olan ihtiyacı daha fazla artırdığı gibi her an gelişen bilgi ve teknolojiye ulaşmak için nitelikli, donanımlı, sorunsuz iyi bir öğretmene olan ihtiyacı da adeta zorunlu hale getirmiştir. Fatih Projesi, 4+4+4 reformu gibi önemli reformlar başta olmak üzere eğitim sisteminde yapılan hiçbir düzenleme öğretmenlerin proaktif desteği olmadan başarı getiremez.

Ortalama 1770 lira maaş alan öğretmenlerimiz aldıkları ücretlerle zorunlu ve vazgeçilmez ihtiyaçlarını ancak karşılayabiliyor. Öğretmenlerimizin sorunlarını çözdüğümüz takdirde eğitimin sorunları büyük ölçüde çözülecektir. Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan ve Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’den öğretmenler için daha fazla fedakârlık ve ellerinden gelenden daha fazlasını yapmalarını istiyoruz. Öğretmenlerimizin maaşı en az 3 TL’ye çıkarılmalıdır. Ekonomik sorunları çözülmüş öğretmenlerimiz mutlaka diğer sorunların üstesinden gelecek ve ülkemizi muasır medeniyet hedefine koşar adım taşıyacaktır.

(D. Eğitimciler Sendikası)

> Öğretmen Maaşları en az 3 bin TL olmalıdır

Demokrat Eğitimciler Sendikası’nın Ar-ge kuruluşu DESAM (Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından 1143 öğretmen üzerinde yapılan anket araştırması raporu yayımlandı. Araştımaya göre öğretmenlerin durumu içler acısı. Öğretmenlerin talepleri maaşlarının en az 3 bin TL olması.

Demokrat Eğitimciler Sendikası’nın Ar-ge kuruluşu DESAM (Stratejik Araştırmalar Merkezi) tarafından 1143 öğretmen üzerinde yapılan anket araştırması raporunun 1. Bölümü verilerine göre öğretmenlerin yüzde 81’i borçlu.

Öğretmenlerin yüzde 18’i ev, yüzde 13’ü otomobil, yüzde 38’i tüketici kredisi, yüzde 31’inin ise eş, dost, akraba ve esnafa borcu var.

Ekonomik sorunlar başta olmak üzere mesleki, özlük ve demokratik sorunlarının her geçen gün arttığını hep bir ağızdan söyleyen öğretmenlerin yüzde 69’u gelecekten umutlu olduğunu ve öğretmenliğin eskiden olduğu gibi prestijli bir meslek haline geleceğine inanıyor.

Bin 710 TL maaş ortalaması tespit edilen ankete katılan öğretmenlerin yüzde 61’i çocuğunun da öğretmen olmasını istiyor.

Öğretmenlerin yüzde 62’si bu yıl sinema, tiyatro, opera, konser ve bale gibi etkinliklere hiç katılmadığını, yüzde 55’i konferans, panel, sempozyum gibi faaliyetlere hiç gitmediğini söylerken, yüzde 88’i günlük gazete okuyamadığını söyledi.

Sanatsal, kültürel ve bilimsel etkinliklere katılamama nedenlerini ‘zamansızlık’, ‘ekonomik yetersizlik’ ve ‘yorgunluk’ gibi alt ana başlıklarla gerekçelendiren öğretmenlerin yüzde 63’ü ayda en az bir kitap okuduğunu ifade etti. Öğretmenlerin yüzde 74’ü şahsi bilgisayarı olduğunu söylerken, internet ve e-posta adresini düzenli olarak sıklıkla kullananların oranı ise yüzde 72’de kaldı.

Öğretmenlerin sadece yüzde 4’ü yeterli derecede yabancı dil bildiğini söylerken, yüzde 94’ü eve iş götürdüğünü ifade etti. Öğretmenlerin yüzde 81’i televizyonlardaki öğretmen - okul odaklı dizilerin gerçeği yansıtmadığını, onaylamadıklarını ve öğretmenliğin imajını zedelediğini söyledi.

Öğretmenlerin yüzde 65’i genelde 100-200 TL civarındaki takım elbiseleri tercih ettiklerini söylerken, yılda bir takım elbise alan öğretmenlerin oranı yüzde 64. Öğretmenlerin yüzde 53’ü kirada otururken, ‘Bugüne kadar hiç lojmanda oturmadım’ diyenlerin oranı yüzde 91 olarak çıktı. Öğretmenlerin yüzde 77’si eğitim sisteminde yapılan reformları gerekli görüyor. Yüzde 84’ü ekonomik sorunlarının öncelikle çözülmesi gerektiğini düşünüyor.

Veri sonuçları değerlendiren DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, Sınıflarımız bilgisayarlarla, internetle, akıllı tahtalarla donatıldığı zaman öğretmenin öneminin azaldığı gibi yanlış bir kanaat oluşmaya başlamıştır. Oysaki gelişen teknoloji öğretmene olan ihtiyacı daha fazla artırdığı gibi her an gelişen bilgi ve teknolojiye ulaşmak için nitelikli, donanımlı, sorunsuz iyi bir öğretmene olan ihtiyacı da adeta zorunlu hale getirmiştir. Fatih Projesi, 4+4+4 reformu gibi önemli reformlar başta olmak üzere eğitim sisteminde yapılan hiçbir düzenleme öğretmenlerin proaktif desteği olmadan başarı getiremez.

Ortalama 1770 lira maaş alan öğretmenlerimiz aldıkları ücretlerle zorunlu ve vazgeçilmez ihtiyaçlarını ancak karşılayabiliyor. Öğretmenlerimizin sorunlarını çözdüğümüz takdirde eğitimin sorunları büyük ölçüde çözülecektir. Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan ve Milli Eğitim Bakanı Sayın Ömer Dinçer’den öğretmenler için daha fazla fedakârlık ve ellerinden gelenden daha fazlasını yapmalarını istiyoruz. Öğretmenlerimizin maaşı en az 3 TL’ye çıkarılmalıdır. Ekonomik sorunları çözülmüş öğretmenlerimiz mutlaka diğer sorunların üstesinden gelecek ve ülkemizi muasır medeniyet hedefine koşar adım taşıyacaktır.

(D. Eğitimciler Sendikası)

Son Güncelleme: Perşembe, 19 Nisan 2012 14:54

Gösterim: 2207

Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV), Fatih Projesini desteklemek amacıyla öğretmen eğitimi projesi geliştirdi. Enocta'nın içerik ve altyapı desteği vereceği projede 200 bin öğretmen teknoloji koçu olarak yetiştirilecek. ÖRAV, Dijital_iz adlı projesini hayata geçirebilmek için kaynak arayışını sürdürüyor.

Proje ÖRAV tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu yıl pilot okullarda başlattığı Fatih Projesini etkinleştirmek için hazırlandı. Hedef her okulda en az bir teknoloji koçu seçmek ve yetiştirmek. Bu arada Fatih Projesi formatör öğretmenlerini de bu eğitime almak. Okullar arası oluşturulacak bir ağ ile de sürekli eğitim ihtiyacını tespit ederek, sistemin yerinde ihtiyaç tespit eden ve gideren bir model olmasını sağlamak.

Öğretmenlere nasıl bir eğitim verileceğini, projenin hedeflerini, neler yapılacağını ÖRAV Genel Müdürü Kayhan Karlı'ya sorduk. Finansman sorunu çözülürse eğitimlerin eylül ayında başlayabileceğini belirten Karlı, Dijital_iz'in içeriğini şöyle anlattı: "Eğitimler ÖRAV tarafından diğer projelerimizde de yetiştirilmiş merkezde çalışan eğitimciler ve ülke genelindeki kısmi zamanlı eğitimciler tarafından verilecek. İç ve dış olmak üzere ölçme ve değerlendirme çalışması yapılacak. Bu modelde yetiştirelecek öğretmenler okullarında çalışırlarken sürekli eğitim alacakları için her an öğrendiklerini deneyimleyecekler. Teknoloji koçluğu eğitimi bir kez alınıp sonra bitecek bir eğitim değil. Bu nedenle de sürekli gelişim içinde olacaklar ve değişik zamanlarda eğitim almaya devam edecekler. Bu sayede aslında biz, okul kültüründe meslektaş öğrenmesi ve sürekli gelişim için geribildirim kültürünü yerleştirmeye çalışacağız. Kısacası bu çalışma fikri sadece Fatih Projesini değil okulu bütünüyle kültür olarak değiştirebilecek."

Karlı ayrıca, projenin maliyetinin Fatih Projesi'nin tamamını ya da bir kısmını kapsaması durumunda değişeceğini belirterek, kaynak arayışı konusunda değişik sektörlerle görüştüklerini anlattı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın da projeye sıcak baktığının altını çizdi.

Temel uzmanlıkları öğrenme yoldaşlığı

Karlı'nın anlattıklarına göre, bu eğitimi alacak öğretmenlerin bilgisayar öğretmeni olması gerekmiyor. Teknoloji konusuna ilgili olan öğretmenler de bu eğitimlerden faydalanabilecek. Etkili iletişim kurmak, arkadaşları tarafından saygı duyulan ve güvenilen bir öğretmen olmak da eğitim verilecek öğretmenlerde aranan diğer şartlar.

"Bu eğitimi almış olan öğretmenler çalıştıkları okullarda meslektaşlarına öğrenme yoldaşlığı yapacaklar" diyen Karlı, projenin geçmişte yapılan bilgisayar formatör öğretmenliğinden farkını ve yetiştirilecek teknoloji koçlarının üstlenecekleri görevleri şu şekilde özetledi "Bu kişiler teknik destek vermek için orada değiller. Temel uzmanlıkları meslektaşlarına öğrenmek istedikleri yeni konularda öğrenme yoldaşlığı yapabilmeleri. Örneğin bir fizik öğretmeni bu kişiden yoldaşlık istediğinde teknoloji koçu onunla özel bir oturum yapar ve neyi, nasıl yapmak istediği konusunda bir eylem planı çıkarmasına yoldaşlık eder. Sonrasında ise bu eylem planının uygulanmasında değerlendirme, notlama bakış açısıyla değil öğrenme yoldaşı bakış açısıyla izler ve geribildirim verir. Bu sürecin sonunda fizik öğretmeni hem kendi istediği gibi dersini teknolojiyle birleştirir hem de yeni şeyler öğrenmiş olmanın hazzıyla gelişmeye devam eder."

Eğitimde teknoloji bir gereklilik

Enocta Genel Müdürü Ahmet Hançer: Eğitimde teknoloji kullanımı bir gereklilik. Bu nedenle öğretmenlerimizin teknoloji konusundaki becerilerinin desteklenmesi ve geliştirilmesi hayati bir önem arz ediyor. Bu açıdan Dijital_iz Projesi'ni teknoloji eğitimi projesinden çok öğrenmede teknoloji kullanımı ve atılımı için önemli bir proje olarak görüyoruz. Fatih Projesi kapsamında ÖRAV'ın yürüteceği projede, Enocta Eğitim Platformu yazılımı kullanılacak. Bugüne kadar ÖRAV ile birlikte bu platform üzerinden 50 binin üzerinde öğretmene mesleki davranış becerileri ve teknolojik beceriler konusunda eğitimler verildi. Enocta'nın önemli ürünlerinden biri de Enocta Eğitim Kataloğudur. ÖRAV ile birlikte katalogda yer alan ve projeyi destekleyecek mesleki davranış ve teknolojik beceriler ile ilgili eğitimler kullanılacak. Örneğin ECDL eğitimleri, Microsoft Ofis eğitimleri, internet eğitimi, Zaman yönetimi eğitimi vb... Proje kapsamında, Fatih Projesi'nin öğretmen eğitim gereklerine uygun özel içerikler üretilecek. Halihazırda  öğretmen eğitimi için ÖRAV’la ürettiğimiz mesleki eğitimler de kullanılacak. Video ve görüntülü eğitimler de kullanılacak.

(hürriyet)

> Öğretmenler ‘Teknoloji Koçu’ oluyor

Öğretmen Akademisi Vakfı (ÖRAV), Fatih Projesini desteklemek amacıyla öğretmen eğitimi projesi geliştirdi. Enocta'nın içerik ve altyapı desteği vereceği projede 200 bin öğretmen teknoloji koçu olarak yetiştirilecek. ÖRAV, Dijital_iz adlı projesini hayata geçirebilmek için kaynak arayışını sürdürüyor.

Proje ÖRAV tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu yıl pilot okullarda başlattığı Fatih Projesini etkinleştirmek için hazırlandı. Hedef her okulda en az bir teknoloji koçu seçmek ve yetiştirmek. Bu arada Fatih Projesi formatör öğretmenlerini de bu eğitime almak. Okullar arası oluşturulacak bir ağ ile de sürekli eğitim ihtiyacını tespit ederek, sistemin yerinde ihtiyaç tespit eden ve gideren bir model olmasını sağlamak.

Öğretmenlere nasıl bir eğitim verileceğini, projenin hedeflerini, neler yapılacağını ÖRAV Genel Müdürü Kayhan Karlı'ya sorduk. Finansman sorunu çözülürse eğitimlerin eylül ayında başlayabileceğini belirten Karlı, Dijital_iz'in içeriğini şöyle anlattı: "Eğitimler ÖRAV tarafından diğer projelerimizde de yetiştirilmiş merkezde çalışan eğitimciler ve ülke genelindeki kısmi zamanlı eğitimciler tarafından verilecek. İç ve dış olmak üzere ölçme ve değerlendirme çalışması yapılacak. Bu modelde yetiştirelecek öğretmenler okullarında çalışırlarken sürekli eğitim alacakları için her an öğrendiklerini deneyimleyecekler. Teknoloji koçluğu eğitimi bir kez alınıp sonra bitecek bir eğitim değil. Bu nedenle de sürekli gelişim içinde olacaklar ve değişik zamanlarda eğitim almaya devam edecekler. Bu sayede aslında biz, okul kültüründe meslektaş öğrenmesi ve sürekli gelişim için geribildirim kültürünü yerleştirmeye çalışacağız. Kısacası bu çalışma fikri sadece Fatih Projesini değil okulu bütünüyle kültür olarak değiştirebilecek."

Karlı ayrıca, projenin maliyetinin Fatih Projesi'nin tamamını ya da bir kısmını kapsaması durumunda değişeceğini belirterek, kaynak arayışı konusunda değişik sektörlerle görüştüklerini anlattı. Milli Eğitim Bakanlığı'nın da projeye sıcak baktığının altını çizdi.

Temel uzmanlıkları öğrenme yoldaşlığı

Karlı'nın anlattıklarına göre, bu eğitimi alacak öğretmenlerin bilgisayar öğretmeni olması gerekmiyor. Teknoloji konusuna ilgili olan öğretmenler de bu eğitimlerden faydalanabilecek. Etkili iletişim kurmak, arkadaşları tarafından saygı duyulan ve güvenilen bir öğretmen olmak da eğitim verilecek öğretmenlerde aranan diğer şartlar.

"Bu eğitimi almış olan öğretmenler çalıştıkları okullarda meslektaşlarına öğrenme yoldaşlığı yapacaklar" diyen Karlı, projenin geçmişte yapılan bilgisayar formatör öğretmenliğinden farkını ve yetiştirilecek teknoloji koçlarının üstlenecekleri görevleri şu şekilde özetledi "Bu kişiler teknik destek vermek için orada değiller. Temel uzmanlıkları meslektaşlarına öğrenmek istedikleri yeni konularda öğrenme yoldaşlığı yapabilmeleri. Örneğin bir fizik öğretmeni bu kişiden yoldaşlık istediğinde teknoloji koçu onunla özel bir oturum yapar ve neyi, nasıl yapmak istediği konusunda bir eylem planı çıkarmasına yoldaşlık eder. Sonrasında ise bu eylem planının uygulanmasında değerlendirme, notlama bakış açısıyla değil öğrenme yoldaşı bakış açısıyla izler ve geribildirim verir. Bu sürecin sonunda fizik öğretmeni hem kendi istediği gibi dersini teknolojiyle birleştirir hem de yeni şeyler öğrenmiş olmanın hazzıyla gelişmeye devam eder."

Eğitimde teknoloji bir gereklilik

Enocta Genel Müdürü Ahmet Hançer: Eğitimde teknoloji kullanımı bir gereklilik. Bu nedenle öğretmenlerimizin teknoloji konusundaki becerilerinin desteklenmesi ve geliştirilmesi hayati bir önem arz ediyor. Bu açıdan Dijital_iz Projesi'ni teknoloji eğitimi projesinden çok öğrenmede teknoloji kullanımı ve atılımı için önemli bir proje olarak görüyoruz. Fatih Projesi kapsamında ÖRAV'ın yürüteceği projede, Enocta Eğitim Platformu yazılımı kullanılacak. Bugüne kadar ÖRAV ile birlikte bu platform üzerinden 50 binin üzerinde öğretmene mesleki davranış becerileri ve teknolojik beceriler konusunda eğitimler verildi. Enocta'nın önemli ürünlerinden biri de Enocta Eğitim Kataloğudur. ÖRAV ile birlikte katalogda yer alan ve projeyi destekleyecek mesleki davranış ve teknolojik beceriler ile ilgili eğitimler kullanılacak. Örneğin ECDL eğitimleri, Microsoft Ofis eğitimleri, internet eğitimi, Zaman yönetimi eğitimi vb... Proje kapsamında, Fatih Projesi'nin öğretmen eğitim gereklerine uygun özel içerikler üretilecek. Halihazırda  öğretmen eğitimi için ÖRAV’la ürettiğimiz mesleki eğitimler de kullanılacak. Video ve görüntülü eğitimler de kullanılacak.

(hürriyet)

Son Güncelleme: Çarşamba, 18 Nisan 2012 23:13

Gösterim: 3033


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.