Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
ÖSYM'nin yaptığı sınavlara girecek adayların fotoğraflarının en son 30 ay içinde güncellenmesi gerekiyor
ÖSYM, sınav güvenliği konusunda hayata geçirdiği uygulamalara bir yenisini daha ekledi.
ÖSYM'nin, uygulamaya koyduğu düzenlemeyle, Merkez'in yaptığı sınavlara başvuracak adayların fotoğraflarının son 30 ay içerisinde çekilmiş olması gerekiyor.
Düzenlemeye göre, son 30 ay içerisinde ÖSYM tarafından yapılan bir sınava bir başvuru merkezi aracılığıyla başvuran ve fotoğraf başvuru merkezi görevlisi tarafından çekilerek kayıtlarına alınan adaylar ile son 30 ay içerisinde herhangi bir nedenle başvuru merkezinden fotoğraf güncellemesi gerçekleştiren adayların, ÖSYM kayıtlarındaki fotoğrafları geçerli kabul edilecek. Bunun dışındaki adayların, başvuru merkezleri aracılığıyla fotoğraflarını güncellemesi gerekiyor.
Fotoğrafın, adayın kolaylıkla tanınmasını sağlayacak şekilde cepheden ve yüzü açık olarak çekilmesi ve sınav günü adayı tanımada önemli rol oynayacak, fotoğraftaki saç, bıyık, makyaj gibi görünüm özelliklerinde bir değişiklik bulunmaması gerekiyor. Düzenleme ilk kez ÖSYS süreciyle hayata geçirilecek.
"Fotoğraf üzerinde çok hassas davranıyoruz”
ÖSYM Başkanı Ali Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, göreve geldikleri günden beri en önemli gündem maddelerinin sınav güvenliği olduğunu belirtti.
Aldıkları sınav güvenlik tedbirlerinin, pek çok kötü kullanımı sona erdirdiğini anlatan Demir, "Başkasının yerine sınava girme girişimi bir miktar öne çıkıyor gibi oldu. Onu engellemek için fotoğraf üzerinde çok hassas davranıyoruz” dedi.
ÖSYS sürecinde öncelikle adayların başvurularını okullarında yapmasını sağlamaya çalıştıklarını anlatan Demir, başka bir yerde başvuranların fotoğraflarının ise sadece ÖSYM görevlilerinin çalıştığı sınav koordinatörlüklerinde çekilmesini istediklerini söyledi.
Adaylarının fotoğraflarının değişmemesi konusunda bir hassasiyetleri bulunduğunu dile getiren Demir, "Bir aday eğer bizim sistemdeki fotoğrafının değişmesini istiyorsa onun için ÖSYM'ye başvuracak, onun gerekçelerini bize anlatacak, bizim iznimiz doğrultusunda bunu yapacak. Kontrol dışında bir fotoğraf değişiminin olmasını istemiyoruz. Bu yine bizim sınav güvenliğini iyileştirici çalışmalarımızdan bir tanesi" ifadelerini kullandı.
Pek çok kötü kullanımı durdurduk
Sınav güvenliğinin temel hedefleri olduğunu vurgulayan Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her adaya farklı soru kitapçığından, her salonda ve bina girişlerinde kamerayla kayıt altına alma, elektromekanik kilit dediğimiz evrağın matbaa çıkışından kilitlenip sınav günü açılıncaya kadar izlenmesi ve sadece ÖSYM'den gidecek sinyalle açılabilmesini sağlayan sistem dahil olmak üzere 30'a yakın tedbir sayesinde pek çok kötü kullanımı durdurmuş durumdayız. Hedefimiz sadece ve sadece hak ve adalet ölçüsüne göre sınav yapmak. Yani adayların bilgileri doğrultusunda ölçümlerini sağlamak. Bunun için elimizden gelen bütün tedbirleri alıyoruz. Çok şükür iyi bir noktaya geldik."
YGS gibi sınavlarda yaklaşık 2 milyon adayın sınava girdiğini ve bunların farklı karakterleri olduğunu söyleyen Demir, halen bazı adayların sınavlara kol saatleri ve cep telefonlarıyla girmek istediğini ifade etti.
Bu kişilerin tespit edildiğini ve sınavlarının iptal edildiğini aktaran Demir, adayların böyle bir girişimde bulunmalarını istemediklerini ifade etti.
Yine sınav güvenliği açısından kişinin sınava girerken nüfus cüzdanının veya süresi geçerli pasaportunu ile sınava giriş belgelerini yanlarında bulundurmasını istediklerini belirten Demir, bu konuda ısrarcı olduklarının altını çizdi.
Asıl olan bizim kayıtlarımız
Bazı adayların sınav belgelerini değiştirdiğini ve ailelerini yanlış yönlendirdiğini anlatan Demir, şunları kaydetti:
"Adayların belgeleri değiştirme gibi kabul edemeyeceğimiz bazı davranışları olduğunu görüyoruz. Bu nedenle bilişim grubundaki arkadaşlarımızın çalışmasıyla bir sonuç belgesi doğrulama sistemi gerçekleştirdik. Şu anda ÖSYM sisteminden alınmış bir belgenin altında belge doğrulama kodu diye bir kod var. Bu belgedeki TC kimlik numarasıyla bu kod, ÖSYM'nin sonuç doğrulama sistemine girildiğinde bu belgenin aynısının burada görülebilmesi gerekir. Eğer bir farklılık varsa asıl olan bizim kayıtlarımızdakidir. Bu tür kötü kullanımları neredeyse yüzde 100'e varan bir durdurma işlevi gördü. Son derece başarılı oldu. Bu bizi de mutlu ediyor."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ÖSYM'nin yaptığı sınavlara girecek adayların fotoğraflarının en son 30 ay içinde güncellenmesi gerekiyor
ÖSYM, sınav güvenliği konusunda hayata geçirdiği uygulamalara bir yenisini daha ekledi.
ÖSYM'nin, uygulamaya koyduğu düzenlemeyle, Merkez'in yaptığı sınavlara başvuracak adayların fotoğraflarının son 30 ay içerisinde çekilmiş olması gerekiyor.
Düzenlemeye göre, son 30 ay içerisinde ÖSYM tarafından yapılan bir sınava bir başvuru merkezi aracılığıyla başvuran ve fotoğraf başvuru merkezi görevlisi tarafından çekilerek kayıtlarına alınan adaylar ile son 30 ay içerisinde herhangi bir nedenle başvuru merkezinden fotoğraf güncellemesi gerçekleştiren adayların, ÖSYM kayıtlarındaki fotoğrafları geçerli kabul edilecek. Bunun dışındaki adayların, başvuru merkezleri aracılığıyla fotoğraflarını güncellemesi gerekiyor.
Fotoğrafın, adayın kolaylıkla tanınmasını sağlayacak şekilde cepheden ve yüzü açık olarak çekilmesi ve sınav günü adayı tanımada önemli rol oynayacak, fotoğraftaki saç, bıyık, makyaj gibi görünüm özelliklerinde bir değişiklik bulunmaması gerekiyor. Düzenleme ilk kez ÖSYS süreciyle hayata geçirilecek.
"Fotoğraf üzerinde çok hassas davranıyoruz”
ÖSYM Başkanı Ali Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, göreve geldikleri günden beri en önemli gündem maddelerinin sınav güvenliği olduğunu belirtti.
Aldıkları sınav güvenlik tedbirlerinin, pek çok kötü kullanımı sona erdirdiğini anlatan Demir, "Başkasının yerine sınava girme girişimi bir miktar öne çıkıyor gibi oldu. Onu engellemek için fotoğraf üzerinde çok hassas davranıyoruz” dedi.
ÖSYS sürecinde öncelikle adayların başvurularını okullarında yapmasını sağlamaya çalıştıklarını anlatan Demir, başka bir yerde başvuranların fotoğraflarının ise sadece ÖSYM görevlilerinin çalıştığı sınav koordinatörlüklerinde çekilmesini istediklerini söyledi.
Adaylarının fotoğraflarının değişmemesi konusunda bir hassasiyetleri bulunduğunu dile getiren Demir, "Bir aday eğer bizim sistemdeki fotoğrafının değişmesini istiyorsa onun için ÖSYM'ye başvuracak, onun gerekçelerini bize anlatacak, bizim iznimiz doğrultusunda bunu yapacak. Kontrol dışında bir fotoğraf değişiminin olmasını istemiyoruz. Bu yine bizim sınav güvenliğini iyileştirici çalışmalarımızdan bir tanesi" ifadelerini kullandı.
Pek çok kötü kullanımı durdurduk
Sınav güvenliğinin temel hedefleri olduğunu vurgulayan Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Her adaya farklı soru kitapçığından, her salonda ve bina girişlerinde kamerayla kayıt altına alma, elektromekanik kilit dediğimiz evrağın matbaa çıkışından kilitlenip sınav günü açılıncaya kadar izlenmesi ve sadece ÖSYM'den gidecek sinyalle açılabilmesini sağlayan sistem dahil olmak üzere 30'a yakın tedbir sayesinde pek çok kötü kullanımı durdurmuş durumdayız. Hedefimiz sadece ve sadece hak ve adalet ölçüsüne göre sınav yapmak. Yani adayların bilgileri doğrultusunda ölçümlerini sağlamak. Bunun için elimizden gelen bütün tedbirleri alıyoruz. Çok şükür iyi bir noktaya geldik."
YGS gibi sınavlarda yaklaşık 2 milyon adayın sınava girdiğini ve bunların farklı karakterleri olduğunu söyleyen Demir, halen bazı adayların sınavlara kol saatleri ve cep telefonlarıyla girmek istediğini ifade etti.
Bu kişilerin tespit edildiğini ve sınavlarının iptal edildiğini aktaran Demir, adayların böyle bir girişimde bulunmalarını istemediklerini ifade etti.
Yine sınav güvenliği açısından kişinin sınava girerken nüfus cüzdanının veya süresi geçerli pasaportunu ile sınava giriş belgelerini yanlarında bulundurmasını istediklerini belirten Demir, bu konuda ısrarcı olduklarının altını çizdi.
Asıl olan bizim kayıtlarımız
Bazı adayların sınav belgelerini değiştirdiğini ve ailelerini yanlış yönlendirdiğini anlatan Demir, şunları kaydetti:
"Adayların belgeleri değiştirme gibi kabul edemeyeceğimiz bazı davranışları olduğunu görüyoruz. Bu nedenle bilişim grubundaki arkadaşlarımızın çalışmasıyla bir sonuç belgesi doğrulama sistemi gerçekleştirdik. Şu anda ÖSYM sisteminden alınmış bir belgenin altında belge doğrulama kodu diye bir kod var. Bu belgedeki TC kimlik numarasıyla bu kod, ÖSYM'nin sonuç doğrulama sistemine girildiğinde bu belgenin aynısının burada görülebilmesi gerekir. Eğer bir farklılık varsa asıl olan bizim kayıtlarımızdakidir. Bu tür kötü kullanımları neredeyse yüzde 100'e varan bir durdurma işlevi gördü. Son derece başarılı oldu. Bu bizi de mutlu ediyor."
Son Güncelleme: Pazar, 05 Ocak 2014 12:16
Gösterim: 1556
Öğretmenler Ocak 2014’ten itibaren ne kadar zamlı maaş alacak? Öğretmenlerin enflasyon farkıyla beraber 2014’te alacakları maaş belli oldu. İşte 2014 zamlı öğretmen maaşları…
Memur maaş katsayıları, yüzde 0,27'lik enflasyon farkı ve brüt 175, net 123,62 liralık ocak ayı zammına göre yeniden belirlendi. Buna göre, 9'uncu derecenin 1'inci kademesinden maaş alan bir öğretmenin mevcut 2 bin 137 lira olan maaşı 2 bin 345 liraya yükseldi.
AA muhabirinin Maliye Bakanlığından edindiği bilgiye göre, memur maaş katsayısı, ocak itibarıyla 0,076998'e, taban aylık katsayısı 1,205274'e, yan ödeme katsayısı da 0,024416'ya çıkarıldı.
Söz konusu düzenlemenin ardından en düşük memur maaşı bin 887 liradan 2 bin 25 liraya yükseldi.
Aile ve çocuk yardımı almak kaydıyla müsteşar maaşı 7 bin 694 liradan 7 bin 838 liraya, genel müdür maaşı ise 6 bin 736 liradan 6 bin 877 liraya çıktı. Böylece müsteşar ve genel müdür maaşında yüzde 2 civarında artış meydana geldi.
12'nci derecenin 1'inci kademesinden maaş almakta olan bir hizmetlinin bin 904 lira olan maaşı 2 bin 45 liraya, 13'üncü derecenin 3'üncü kademesinden maaş almakta olan bir devlet memurunun 2 bin 36 lira olan aylık maaşı 2 bin 179 liraya, 8'inci derecenin 1'inci kademesindeki maaş alan bir polis memurunun 2 bin 784 lira olan maaşı da 145 lira artışla 2 bin 929 liraya yükseldi. Buna göre, hizmetli maaşındaki artış yüzde 7,40, 13'üncü derecenin 3'üncü kademesinden maaş alan memurun maaşındaki artış da yüzde 7, 8'inci derecenin 1'inci kademesindeki maaş alan polisin maaşındaki artış ise yüzde 5,2 oldu.
Öğretmenlere ekstra 150 lira zam
Öğretmenlerin maaşlarında 2014 ve 2015 yıllarını kapsayan toplu sözleşme uyarınca, söz konusu artışlara ilave olarak ocak ayında 75 lira daha artış sağlandı. Buna göre, 9'uncu derecenin 1'inci kademesinden maaş alan bir öğretmenin mevcut 2 bin 137 lira olan maaşı 2 bin 345 liraya yükseldi. Öğretmenler, bu yılın temmuz ayında 75 liralık bir zam daha alacak.
Bu arada Kamu İktisadi Teşebbüsünde (KİT) sözleşmeli personel ücret tavanı da 4 bin 214,74 liraya yükseldi.
Devlet memurları ve sözleşmeliler 15 Ocak'ta zamlı maaşlarını alacak. Kamu çalışanlarına 14 günlük de zam farkı verilecek.
Unvanlar Derecesi Mevcut Maaşı (TL) Ocak 2014 Maaşı (TL)
Müsteşar 1/4 7.694 7.838
Genel Müdür 1/4 6.736 6.877
Şube Müdürü (Ünv) 1/4 3.446 3.590
Memur 9/1 2.041 2.183
Memur 13/3 2.036 2.179
Hizmetli 12/1 1.904 2.045
Öğretmen 1/4 2.469 2.684
Öğretmen 9/1 2.137 2.345
Kaymakam 7/1 3.615 3.762
Başkomiser 3/1 3.164 3.306
Polis Memuru 8/1 2.784 2.929
Uzman Doktor 1/4 4.043 4.187
Doktor 7/1 3.310 3.456
Hemşire (Lise) 11/3 2.233 2.375
Mühendis (Büro) 1/4 3.522 3.665
Teknisyen (Büro) 11/1 2.132 2.274
Profesör 1/4 5.047 5.194
Araştırma Görevlisi 7/1 2.484 2.627
Vaiz 1/4 2.655 2.796
Avukat 1/4 4.001 4.340
Bölgesel ödemeler ile ek ders ve yabancı dil tazminatı gibi ödemeler hariç, aile ve çocuk yardımı ödeneği ile vekalet ücreti dahildir.
Yukarıda yer alan rakamların içine aile yardımı ödeneği ile aile yardımı ödeneğine bağlı olarak maaşlara yansıyan asgari geçim indirimi dahildir. Bu çerçevede söz konusu rakamlar içerisinde;
- Halen eş için 163,87 lira tutarında ödenmekte olan aile yardımı ödeneği yeni artış sonrası 164,31 liraya çıkmaktadır.
- Halen 0-6 yaş grubu çocuklar için 38,40 lira tutarında ödenmekte olan aile yardımı ödeneği yeni artış sonrası 38,50 liraya, diğer yaş gruplarında yer alan çocuklar için 19,20 lira olarak ödenmekte olan söz konusu ödeme yeni artış sonrası 19,25 liraya çıkmaktadır.
- Aile yardımı ödeneğine bağlı olarak mevcut maaşlar içindeki asgari geçim indirim tutarı 36,70 lira iken 2014 yılı ocak ayındaki maaş içindeki tutar ise 40,16 liradır.
- Mevcut avukat maaşlar içinde 647 lira tutarında, 2014 yılı ocak ayında maaş içinde ise 841 lira tutarında vekalet ücreti bulunmaktadır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Öğretmenler Ocak 2014’ten itibaren ne kadar zamlı maaş alacak? Öğretmenlerin enflasyon farkıyla beraber 2014’te alacakları maaş belli oldu. İşte 2014 zamlı öğretmen maaşları…
Memur maaş katsayıları, yüzde 0,27'lik enflasyon farkı ve brüt 175, net 123,62 liralık ocak ayı zammına göre yeniden belirlendi. Buna göre, 9'uncu derecenin 1'inci kademesinden maaş alan bir öğretmenin mevcut 2 bin 137 lira olan maaşı 2 bin 345 liraya yükseldi.
AA muhabirinin Maliye Bakanlığından edindiği bilgiye göre, memur maaş katsayısı, ocak itibarıyla 0,076998'e, taban aylık katsayısı 1,205274'e, yan ödeme katsayısı da 0,024416'ya çıkarıldı.
Söz konusu düzenlemenin ardından en düşük memur maaşı bin 887 liradan 2 bin 25 liraya yükseldi.
Aile ve çocuk yardımı almak kaydıyla müsteşar maaşı 7 bin 694 liradan 7 bin 838 liraya, genel müdür maaşı ise 6 bin 736 liradan 6 bin 877 liraya çıktı. Böylece müsteşar ve genel müdür maaşında yüzde 2 civarında artış meydana geldi.
12'nci derecenin 1'inci kademesinden maaş almakta olan bir hizmetlinin bin 904 lira olan maaşı 2 bin 45 liraya, 13'üncü derecenin 3'üncü kademesinden maaş almakta olan bir devlet memurunun 2 bin 36 lira olan aylık maaşı 2 bin 179 liraya, 8'inci derecenin 1'inci kademesindeki maaş alan bir polis memurunun 2 bin 784 lira olan maaşı da 145 lira artışla 2 bin 929 liraya yükseldi. Buna göre, hizmetli maaşındaki artış yüzde 7,40, 13'üncü derecenin 3'üncü kademesinden maaş alan memurun maaşındaki artış da yüzde 7, 8'inci derecenin 1'inci kademesindeki maaş alan polisin maaşındaki artış ise yüzde 5,2 oldu.
Öğretmenlere ekstra 150 lira zam
Öğretmenlerin maaşlarında 2014 ve 2015 yıllarını kapsayan toplu sözleşme uyarınca, söz konusu artışlara ilave olarak ocak ayında 75 lira daha artış sağlandı. Buna göre, 9'uncu derecenin 1'inci kademesinden maaş alan bir öğretmenin mevcut 2 bin 137 lira olan maaşı 2 bin 345 liraya yükseldi. Öğretmenler, bu yılın temmuz ayında 75 liralık bir zam daha alacak.
Bu arada Kamu İktisadi Teşebbüsünde (KİT) sözleşmeli personel ücret tavanı da 4 bin 214,74 liraya yükseldi.
Devlet memurları ve sözleşmeliler 15 Ocak'ta zamlı maaşlarını alacak. Kamu çalışanlarına 14 günlük de zam farkı verilecek.
Unvanlar Derecesi Mevcut Maaşı (TL) Ocak 2014 Maaşı (TL)
Müsteşar 1/4 7.694 7.838
Genel Müdür 1/4 6.736 6.877
Şube Müdürü (Ünv) 1/4 3.446 3.590
Memur 9/1 2.041 2.183
Memur 13/3 2.036 2.179
Hizmetli 12/1 1.904 2.045
Öğretmen 1/4 2.469 2.684
Öğretmen 9/1 2.137 2.345
Kaymakam 7/1 3.615 3.762
Başkomiser 3/1 3.164 3.306
Polis Memuru 8/1 2.784 2.929
Uzman Doktor 1/4 4.043 4.187
Doktor 7/1 3.310 3.456
Hemşire (Lise) 11/3 2.233 2.375
Mühendis (Büro) 1/4 3.522 3.665
Teknisyen (Büro) 11/1 2.132 2.274
Profesör 1/4 5.047 5.194
Araştırma Görevlisi 7/1 2.484 2.627
Vaiz 1/4 2.655 2.796
Avukat 1/4 4.001 4.340
Bölgesel ödemeler ile ek ders ve yabancı dil tazminatı gibi ödemeler hariç, aile ve çocuk yardımı ödeneği ile vekalet ücreti dahildir.
Yukarıda yer alan rakamların içine aile yardımı ödeneği ile aile yardımı ödeneğine bağlı olarak maaşlara yansıyan asgari geçim indirimi dahildir. Bu çerçevede söz konusu rakamlar içerisinde;
- Halen eş için 163,87 lira tutarında ödenmekte olan aile yardımı ödeneği yeni artış sonrası 164,31 liraya çıkmaktadır.
- Halen 0-6 yaş grubu çocuklar için 38,40 lira tutarında ödenmekte olan aile yardımı ödeneği yeni artış sonrası 38,50 liraya, diğer yaş gruplarında yer alan çocuklar için 19,20 lira olarak ödenmekte olan söz konusu ödeme yeni artış sonrası 19,25 liraya çıkmaktadır.
- Aile yardımı ödeneğine bağlı olarak mevcut maaşlar içindeki asgari geçim indirim tutarı 36,70 lira iken 2014 yılı ocak ayındaki maaş içindeki tutar ise 40,16 liradır.
- Mevcut avukat maaşlar içinde 647 lira tutarında, 2014 yılı ocak ayında maaş içinde ise 841 lira tutarında vekalet ücreti bulunmaktadır.
Son Güncelleme: Cumartesi, 04 Ocak 2014 12:26
Gösterim: 17914
29 Aralık 2013 tarihinde yapılan Milli Eğitim Bakanlığı Görevde Yükselme Yazılı Sınavı’nın (2013-MEB GYS) sonuçları saat 17:00 itibariyle ÖSYM'nin internet sitesinde açıklandı.
Sınav sonucunuzu öğrenmek için Tıklayın
29 Aralık 2013 tarihinde yapılan Milli Eğitim Bakanlığı Görevde Yükselme Yazılı Sınavı sonuçları açıklandı. Adaylar sınav sonuçlarına ÖSYM'nin sonuç sayfasından ulaşabilir.
ÖSYM'den yapılan açıklama şöyle;
2013 Milli Eğitim Bakanlığı Görevde Yükselme Yazılı Sınavı(2013-MEB GYS): Sınav Sonuçlarının Açıklanması
29 Aralık 2013 tarihinde yapılan 2013 Milli Eğitim Bakanlığı Görevde Yükselme Yazılı Sınavı’nın (2013- MEB GYS), değerlendirme işlemleri tamamlanmıştır.
Sınav sonuçları, 3 Ocak 2014 tarihinde saat 17:00 dan itibaren ÖSYM'nin https://sonuc.osym.gov.trinternet adresinden açıklanacaktır.
Sınav sorularının %10’undan oluşturulan Temel Soru Kitapçığı’na aşağıdaki bağlantıdan erişilebilecektir.
Adaylar sınav sonuçlarını belirtilen internet adresinden T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile öğrenebileceklerdir. Sınav Sonuç Belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecektir.
Adaylara ve kamuoyuna duyurulur.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
29 Aralık 2013 tarihinde yapılan Milli Eğitim Bakanlığı Görevde Yükselme Yazılı Sınavı’nın (2013-MEB GYS) sonuçları saat 17:00 itibariyle ÖSYM'nin internet sitesinde açıklandı.
Sınav sonucunuzu öğrenmek için Tıklayın
29 Aralık 2013 tarihinde yapılan Milli Eğitim Bakanlığı Görevde Yükselme Yazılı Sınavı sonuçları açıklandı. Adaylar sınav sonuçlarına ÖSYM'nin sonuç sayfasından ulaşabilir.
ÖSYM'den yapılan açıklama şöyle;
2013 Milli Eğitim Bakanlığı Görevde Yükselme Yazılı Sınavı(2013-MEB GYS): Sınav Sonuçlarının Açıklanması
29 Aralık 2013 tarihinde yapılan 2013 Milli Eğitim Bakanlığı Görevde Yükselme Yazılı Sınavı’nın (2013- MEB GYS), değerlendirme işlemleri tamamlanmıştır.
Sınav sonuçları, 3 Ocak 2014 tarihinde saat 17:00 dan itibaren ÖSYM'nin https://sonuc.osym.gov.trinternet adresinden açıklanacaktır.
Sınav sorularının %10’undan oluşturulan Temel Soru Kitapçığı’na aşağıdaki bağlantıdan erişilebilecektir.
Adaylar sınav sonuçlarını belirtilen internet adresinden T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile öğrenebileceklerdir. Sınav Sonuç Belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecektir.
Adaylara ve kamuoyuna duyurulur.
Son Güncelleme: Cuma, 03 Ocak 2014 17:22
Gösterim: 2282
Başarısız bir seneyi tekrarlamak, öğrencilerin daha başarılı olmasını mı sağlar; yoksa onları olumsuz mu etkiler? Sene tekrarının eğitim sisteminde olumlu ve olumsuz yanları nelerdir. İşte yanıtı...
Ek derslerle açık kapatılabilir mi?
Bir eğitim yılını bir defa, belki de birden fazla kez tekrar etmek zorunda kalsanız neler hissederdiniz? Uruguay’da bu durum oldukça yaygın. Fakat hükümet soruna karşı yeni çözümler geliştirmeye çalışıyor.
Uruguay’ın başkenti Montevideo’da tam bir eğitim krizi yaşanıyor. UNİCEF’in rakamlarına göre öğrencilerin yüzde 19’u sınıfta kalarak sene tekrarı yapıyor.
Şehir merkezinin 17 kilometre uzağında yer alan bir lisede öğrencilerin yüzde 30’u sene tekrarı yapıyor. Okul yönetimi sayıyı azaltmak için yeni yöntemlerle, ek dersler vererek açığı kapatmaya çalışıyor.
Ek ders uygulaması geçen sene başlatıldı. Öğrencilerin çoğu ilgi duyduğu alandan bir öğretmenin dersini seçerek öğrenme motivasyonunu artırıyor.
Okul müdürü Esteban Bertinat Almeida daha iyi için çok çalıştıklarını söyledi:
“Bu programa başlamadan önce öğrencilerin üçte biri sınıfta kalıyordu. Bizim amacımız bu sayıyı minimuma indirmek. Tam olarak başaramasak da önemli bir etkisi olduğunu söyleyebilirim. Daha yapacak çok iş var.”
Sene tekrarı yapmak hala okulda başarısızlığın göstergesi olmaya devam ediyor.
Macaristan: Geçmişe dönüş
Sadece bir ülke bu kuralın tersi yönde hareket ediyordu. Macaristan’da sınıf tekrarı yıllardır aile iznine bağlıydı. Fakat politika değiştirildi ve sınıf tekrarı uygulaması geri döndü. Peki neden? Eskiye oranla ne fark var? Öğrenciler gerçekten buna ihtiyaç duyuyor mu?
Ülkede 2003 ile 2013 yılları arasında öğretmenlerin öğrencilerini sınıfta bırakma yetkisi bulunmuyordu. Fakat bu sene Macar parlamentosu yasayı değiştirerek sınıf tekrarı uygulamasını yeniden yürürlüğe koydu. Yeni düzenleme ile başarısız olan öğrenci, ailesine danışılmadan sınıf tekrarı yapacak.
Macar Eğitim Araştırmalı Enstitüsü’nden Jozsef Kaposi yeni düzenlemeyi olumlu buluyor:
“Sene tekrarı hiçbir şekilde cezalandırma yöntemi değildir. Bu şekilde düşünmek anlamsız. Ne onları incitme ya da gururlarını kırarak ‘sizden hayatta bir şey olmaz’ demek de değildir. Tam tersine onlara bir şans daha vermektir. ‘Biz size güveniyoruz, bu sefer başarabilirsiniz’ demektir.”
Herkes yeni düzenleme ile aynı fikirde değil. Çocuk psikologu Tamas Vekerdy sınıf tekrarı fikrine ihtiyatla yaklaşıyor:
“Roman olsun ya da olmasın dezavantajlı bir sosyal çevreden gelen öğrencinin ritmi yakalaması için zamana ihtiyacı var. Zaman ve yardıma. Bunun yerine ona, ilk senede sıfır not verip sınıf tekrarı yaptırtmanın hiçbir yararı dokunmaz.”
Yeni düzenleme bu yıldan itibaren uygulanacak, sonuçlarını ise gelecek senelerde göreceğiz.
Sınıf tekrarı konusu eğitimciler arasında da ateşli tartışmalara neden oluyor. Kimisi bu uygulamanın yanında olurken, bir kısmı karşısında yer alıyor. Konuyu iki uzmana sorduk ve onların görüşlerini aldık. Karşıt görüşlü olan uzmanlar bakın neler söyledi.
Sompong Jitradab sınıf tekrarının lehinde bir görüşe sahipken, öğrenme stratejileri üzerine uzmanlaşan Alain Sotto tamamen farklı bir teze sahip.
Bu uygulama neden kaynaklanıyor?
Sompong Jitradab:
“Sınıf tekrarı uygulamasının en önemli nedeni hiç kuşkusuz değerlendirme sistemimizin başarısız olması. Başarısız öğrencinin sınıfı geçmesine izin vererek, onun başarısız olma nedenlerini göz ardı ettik. Öğrencinin ne eksikleri olduğunu sorgulamadık. Böyle bir durumda okuma-yazma bilmeyen onlarca öğrenci bir üst sınıfa geçti. Daha sonra açığı kapatmak için ek ders de verilmedi.”
Alain Sotto:
“Yani sınıf tekrarı yapmanın nedenine gelirsek… Tabii ki onlarca neden var. Bir tanesi öğrencinin olgunluktan yoksun olduğu kanısıdır. Bu kanı hiçbir şey ifade etmez. Bir çocuğun belirli bir olgunluğa erdiğini kim saptayabilir? Diğer bir neden çocuğun daha yavaş anladığı. Bu neden de çocuğun kötü bir yönde damgalanmasına ve yeni korkulara yol açacak. Bu da çok iyi bir neden değil. Ama sonuç olarak çocuk istenen seviyeye ulaşamıyor.”
Peki tekrara değer mi?
Sompong Jitradab:
“Öğrenciyi sürekli bir üst sınıfa iteleyerek bir sonuç alamayız. 3. hatta 6. sınıfa gelen bazı öğrencilerin en basit işlemi yapamadıklarına şahit oluyoruz. Bir yerden sonra artık çok geç oluyor.”
Alain Sotto:
“Sınıf tekrarı sadece Fransa’da her yıl 2 ile iki buçuk milyar Euro maliyete yol açıyor. Bu para ailelerin cebinden çıkıyor. Halbuki 4 milyar Euro’luk bir proje ile bütün sistemi değiştirebiliriz. Belki de ilk okulda ikinci bir öğretmen konulması daha iyi bir çözüm olabilir. Sınıf tekrarı uygulaması çok ağır bir ceza.”
Sınıf tekrarı yapan öğrencileri nasıl bir gelecek bekliyor?
Sompong Jitradab:
“Sınıf tekrarı öğrencinin karnesinde bir damgadır. Bununla birlikte her öğrenci kendi kapasitesinin farkında. Yani iki seçenekten birini seçmeliyiz. Ya başarısız öğrencinin bir sonraki seneye geçmesine izin vereceğiz ya da yeterli kapasiteye ulaşması için bir sene daha bekleyeceğiz. Bizim amacımız eğitimini niteliğini artırmak. Nicelik bizim için önemli değildir. “
Alain Sotto:
“Sene tekrarı yapan öğrenci çok kırılgan bir döneme girer. Çok tehlikelidir bu dönem onun için. Öncelikle üzerindeki baskı artar. Aileler ‘bu seneyi tekrar ediyorsun’ diye başarı bekler. Öğretmenler daha fazla çaba bekler. Bu dönem öğrenci için yeni bir şans anlamına gelmeyebilir. Belki de okula olan ilgisini kaybetmeye başlayabilir. Yani tehlikeli bir dönem. Sınıf tekrarı bir başarı öyküsü değildir.”
Kaynak Euronews
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başarısız bir seneyi tekrarlamak, öğrencilerin daha başarılı olmasını mı sağlar; yoksa onları olumsuz mu etkiler? Sene tekrarının eğitim sisteminde olumlu ve olumsuz yanları nelerdir. İşte yanıtı...
Ek derslerle açık kapatılabilir mi?
Bir eğitim yılını bir defa, belki de birden fazla kez tekrar etmek zorunda kalsanız neler hissederdiniz? Uruguay’da bu durum oldukça yaygın. Fakat hükümet soruna karşı yeni çözümler geliştirmeye çalışıyor.
Uruguay’ın başkenti Montevideo’da tam bir eğitim krizi yaşanıyor. UNİCEF’in rakamlarına göre öğrencilerin yüzde 19’u sınıfta kalarak sene tekrarı yapıyor.
Şehir merkezinin 17 kilometre uzağında yer alan bir lisede öğrencilerin yüzde 30’u sene tekrarı yapıyor. Okul yönetimi sayıyı azaltmak için yeni yöntemlerle, ek dersler vererek açığı kapatmaya çalışıyor.
Ek ders uygulaması geçen sene başlatıldı. Öğrencilerin çoğu ilgi duyduğu alandan bir öğretmenin dersini seçerek öğrenme motivasyonunu artırıyor.
Okul müdürü Esteban Bertinat Almeida daha iyi için çok çalıştıklarını söyledi:
“Bu programa başlamadan önce öğrencilerin üçte biri sınıfta kalıyordu. Bizim amacımız bu sayıyı minimuma indirmek. Tam olarak başaramasak da önemli bir etkisi olduğunu söyleyebilirim. Daha yapacak çok iş var.”
Sene tekrarı yapmak hala okulda başarısızlığın göstergesi olmaya devam ediyor.
Macaristan: Geçmişe dönüş
Sadece bir ülke bu kuralın tersi yönde hareket ediyordu. Macaristan’da sınıf tekrarı yıllardır aile iznine bağlıydı. Fakat politika değiştirildi ve sınıf tekrarı uygulaması geri döndü. Peki neden? Eskiye oranla ne fark var? Öğrenciler gerçekten buna ihtiyaç duyuyor mu?
Ülkede 2003 ile 2013 yılları arasında öğretmenlerin öğrencilerini sınıfta bırakma yetkisi bulunmuyordu. Fakat bu sene Macar parlamentosu yasayı değiştirerek sınıf tekrarı uygulamasını yeniden yürürlüğe koydu. Yeni düzenleme ile başarısız olan öğrenci, ailesine danışılmadan sınıf tekrarı yapacak.
Macar Eğitim Araştırmalı Enstitüsü’nden Jozsef Kaposi yeni düzenlemeyi olumlu buluyor:
“Sene tekrarı hiçbir şekilde cezalandırma yöntemi değildir. Bu şekilde düşünmek anlamsız. Ne onları incitme ya da gururlarını kırarak ‘sizden hayatta bir şey olmaz’ demek de değildir. Tam tersine onlara bir şans daha vermektir. ‘Biz size güveniyoruz, bu sefer başarabilirsiniz’ demektir.”
Herkes yeni düzenleme ile aynı fikirde değil. Çocuk psikologu Tamas Vekerdy sınıf tekrarı fikrine ihtiyatla yaklaşıyor:
“Roman olsun ya da olmasın dezavantajlı bir sosyal çevreden gelen öğrencinin ritmi yakalaması için zamana ihtiyacı var. Zaman ve yardıma. Bunun yerine ona, ilk senede sıfır not verip sınıf tekrarı yaptırtmanın hiçbir yararı dokunmaz.”
Yeni düzenleme bu yıldan itibaren uygulanacak, sonuçlarını ise gelecek senelerde göreceğiz.
Sınıf tekrarı konusu eğitimciler arasında da ateşli tartışmalara neden oluyor. Kimisi bu uygulamanın yanında olurken, bir kısmı karşısında yer alıyor. Konuyu iki uzmana sorduk ve onların görüşlerini aldık. Karşıt görüşlü olan uzmanlar bakın neler söyledi.
Sompong Jitradab sınıf tekrarının lehinde bir görüşe sahipken, öğrenme stratejileri üzerine uzmanlaşan Alain Sotto tamamen farklı bir teze sahip.
Bu uygulama neden kaynaklanıyor?
Sompong Jitradab:
“Sınıf tekrarı uygulamasının en önemli nedeni hiç kuşkusuz değerlendirme sistemimizin başarısız olması. Başarısız öğrencinin sınıfı geçmesine izin vererek, onun başarısız olma nedenlerini göz ardı ettik. Öğrencinin ne eksikleri olduğunu sorgulamadık. Böyle bir durumda okuma-yazma bilmeyen onlarca öğrenci bir üst sınıfa geçti. Daha sonra açığı kapatmak için ek ders de verilmedi.”
Alain Sotto:
“Yani sınıf tekrarı yapmanın nedenine gelirsek… Tabii ki onlarca neden var. Bir tanesi öğrencinin olgunluktan yoksun olduğu kanısıdır. Bu kanı hiçbir şey ifade etmez. Bir çocuğun belirli bir olgunluğa erdiğini kim saptayabilir? Diğer bir neden çocuğun daha yavaş anladığı. Bu neden de çocuğun kötü bir yönde damgalanmasına ve yeni korkulara yol açacak. Bu da çok iyi bir neden değil. Ama sonuç olarak çocuk istenen seviyeye ulaşamıyor.”
Peki tekrara değer mi?
Sompong Jitradab:
“Öğrenciyi sürekli bir üst sınıfa iteleyerek bir sonuç alamayız. 3. hatta 6. sınıfa gelen bazı öğrencilerin en basit işlemi yapamadıklarına şahit oluyoruz. Bir yerden sonra artık çok geç oluyor.”
Alain Sotto:
“Sınıf tekrarı sadece Fransa’da her yıl 2 ile iki buçuk milyar Euro maliyete yol açıyor. Bu para ailelerin cebinden çıkıyor. Halbuki 4 milyar Euro’luk bir proje ile bütün sistemi değiştirebiliriz. Belki de ilk okulda ikinci bir öğretmen konulması daha iyi bir çözüm olabilir. Sınıf tekrarı uygulaması çok ağır bir ceza.”
Sınıf tekrarı yapan öğrencileri nasıl bir gelecek bekliyor?
Sompong Jitradab:
“Sınıf tekrarı öğrencinin karnesinde bir damgadır. Bununla birlikte her öğrenci kendi kapasitesinin farkında. Yani iki seçenekten birini seçmeliyiz. Ya başarısız öğrencinin bir sonraki seneye geçmesine izin vereceğiz ya da yeterli kapasiteye ulaşması için bir sene daha bekleyeceğiz. Bizim amacımız eğitimini niteliğini artırmak. Nicelik bizim için önemli değildir. “
Alain Sotto:
“Sene tekrarı yapan öğrenci çok kırılgan bir döneme girer. Çok tehlikelidir bu dönem onun için. Öncelikle üzerindeki baskı artar. Aileler ‘bu seneyi tekrar ediyorsun’ diye başarı bekler. Öğretmenler daha fazla çaba bekler. Bu dönem öğrenci için yeni bir şans anlamına gelmeyebilir. Belki de okula olan ilgisini kaybetmeye başlayabilir. Yani tehlikeli bir dönem. Sınıf tekrarı bir başarı öyküsü değildir.”
Kaynak Euronews
Son Güncelleme: Cumartesi, 04 Ocak 2014 09:58
Gösterim: 2015
Sınav çetesinin 2007 yılından bu yana sürdürdüğü faaliyetlerde, haksız yere kamu kurumlarına ve üniversitelere yerleştirilmesini sağladığı kişilerin tespiti için her ilde ayrıntılı inceleme çalışması yapıldığı bildirildi
ÖSYM tarafından gerçekleştirilen sınavlara adayların yerine sahte belgelerle başka kişilerin girmesini sağladıkları iddia edilen şebekeye yönelik İzmir merkezli 6 ilde düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 10 kişi, adliyeye sevk edildi.
İzmir Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Sahtecilik Büro Amirliği ekiplerinin, ÖSYM tarafından gerçekleştirilen KPSS, YGS, ALES, KPDS, ÜDS gibi sınavlara, adayların yerine sahte belgelerle başka kişilerin girmesini sağladıkları ileri sürülen şebekeye yönelik 6 ilde düzenlediği operasyonda gözaltına alınan 10 kişinin, emniyetteki işlemleri tamamlandı.
Sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, "Çeşitli sınavlara adayların yerine para karşılığında sahte belgelerle 'joker' olarak adlandırdıkları başka kişilerin girmesini sağladıkları, hak etmeyen kişilerin üniversite ya da kamu kurumlarına yerleştirilmesini sağladıkları, bu yolla haksız kazanç elde ettikleri" iddialarıyla adliyeye sevk edildi. Zanlılardan 2'sinin terör örgütü PKK üyeliğinden kaydının bulunduğu, 3'ünün kamu kurumunda memur, 2'sinin ise eczacı olduğu öğrenildi.
Adayın yerine sınava "joker" giriyor
Operasyonda, şebeke üyelerinin adayların yerine sınavlara "joker"lerin nasıl girmesini sağladıklarına ilişkin ayrıntılar da ortaya çıktı. Emniyet yetkililerinden edinilen bilgiye göre, şebeke üyelerinin sınava girecek adaya "kayıp kimlik" baş yaptırdığı, kimlik yenileme esnasında ise adayın değil "joker"in fotoğrafını vererek, gerçek bilgiler üzerine sahte fotoğrafla kimliğin çıkartılmasını sağladığı, "joker"in de bu kimlikle sınava girdiği bildirildi.
Diplomaların iptali, maaşların iadesi istenecek
Şebeke üyelerinin bu yöntemle 2007 yılından bu yana çok sayıda kişinin yerine sınavlara girerek, üniversiteye yerleştirme ya da kamu kurumlarına personel alımına etki ettikleri ileri sürülürken, bu yöntemle üniversiteye yerleştirilen kişilerin diplomasının iptali, kamu kurumlarına yerleştirilenlerin ise işten atılması ve aldığı tüm maaşların iadesi yönünde davaların açılacağı kaydedildi.
Sınav öncesi yenilenen kimlikler inceleniyor
Öte yandan, İzmir Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin son olarak 3. dalga operasyonu gerçekleştirdiği şebekenin, 2007'den bu yana benzer faaliyetler yürüttüğünün tespit edildiği, ÖSYM'nin 2007'den bu yana düzenlediği sınavlara girenlere ilişkin kayıtlarda inceleme yapıldığı bildirildi. Polisin, sınavlar öncesi yeni kimlik çıkartan yaklaşık 200 bin kişinin kayıtlarını incelediği, gerçek fotoğrafları ile çıkarttıkları kimlikler üzerindeki fotoğrafları karşılaştırdığı öğrenildi.
İzmir Mali Suçlarla Mücadele ekiplerinin, İzmir'de sürdürdüğü bu incelemeyi diğer illerdeki birimlerin de gerçekleştirmesi amacıyla, her ilden İzmir'e davet edilen polislere kayıtların incelenmesinde dikkat edilecek noktalarla ilgili "analiz" eğitimi verdiği kaydedildi. Eğitim alan polislerin, görev yaptıkları illerde 2007 yılından bu yana sınava giren kişiliren kayıtlarını inceleyerek, şebeke tarafından haksız yere kamu kurumlarına ve üniversitelere yerleştirilen kişiler tespite çalışacağı kaydedildi.
Operasyon
Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, "adayların yerine sahte belgelerle başka kişilerin sınava girmesini sağladığı" ileri sürülen şebekeye yönelik 2012 yılının temmuz ve kasım aylarında da 2 farklı operasyon gerçekleştirmiş, iki operasyonda gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 55 kişiden 27 kişi tutuklanmıştı.
"Sınav Çetesi"ne yönelik takibi sürdüren polis, İzmir, Erzurum, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak'ta 3. dalga operasyonunda 3'ü kamuda görevli, 2'si eczacı toplam 10 kişiyi gözaltına almıştı.
Zanlıların, adayların yerine sahte belgelerle "joker"lerin sınavlara girmesini sağlayarak, çok sayıda kişinin haksız yere kamu kurumlarına ve üniversitelere yerleştirilmelerini sağladıkları, bu yöntemle 1 milyon lira haksız kazanç elde ettikleri öne sürülmüştü.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Sınav çetesinin 2007 yılından bu yana sürdürdüğü faaliyetlerde, haksız yere kamu kurumlarına ve üniversitelere yerleştirilmesini sağladığı kişilerin tespiti için her ilde ayrıntılı inceleme çalışması yapıldığı bildirildi
ÖSYM tarafından gerçekleştirilen sınavlara adayların yerine sahte belgelerle başka kişilerin girmesini sağladıkları iddia edilen şebekeye yönelik İzmir merkezli 6 ilde düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 10 kişi, adliyeye sevk edildi.
İzmir Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Sahtecilik Büro Amirliği ekiplerinin, ÖSYM tarafından gerçekleştirilen KPSS, YGS, ALES, KPDS, ÜDS gibi sınavlara, adayların yerine sahte belgelerle başka kişilerin girmesini sağladıkları ileri sürülen şebekeye yönelik 6 ilde düzenlediği operasyonda gözaltına alınan 10 kişinin, emniyetteki işlemleri tamamlandı.
Sağlık kontrolünden geçirilen şüpheliler, "Çeşitli sınavlara adayların yerine para karşılığında sahte belgelerle 'joker' olarak adlandırdıkları başka kişilerin girmesini sağladıkları, hak etmeyen kişilerin üniversite ya da kamu kurumlarına yerleştirilmesini sağladıkları, bu yolla haksız kazanç elde ettikleri" iddialarıyla adliyeye sevk edildi. Zanlılardan 2'sinin terör örgütü PKK üyeliğinden kaydının bulunduğu, 3'ünün kamu kurumunda memur, 2'sinin ise eczacı olduğu öğrenildi.
Adayın yerine sınava "joker" giriyor
Operasyonda, şebeke üyelerinin adayların yerine sınavlara "joker"lerin nasıl girmesini sağladıklarına ilişkin ayrıntılar da ortaya çıktı. Emniyet yetkililerinden edinilen bilgiye göre, şebeke üyelerinin sınava girecek adaya "kayıp kimlik" baş yaptırdığı, kimlik yenileme esnasında ise adayın değil "joker"in fotoğrafını vererek, gerçek bilgiler üzerine sahte fotoğrafla kimliğin çıkartılmasını sağladığı, "joker"in de bu kimlikle sınava girdiği bildirildi.
Diplomaların iptali, maaşların iadesi istenecek
Şebeke üyelerinin bu yöntemle 2007 yılından bu yana çok sayıda kişinin yerine sınavlara girerek, üniversiteye yerleştirme ya da kamu kurumlarına personel alımına etki ettikleri ileri sürülürken, bu yöntemle üniversiteye yerleştirilen kişilerin diplomasının iptali, kamu kurumlarına yerleştirilenlerin ise işten atılması ve aldığı tüm maaşların iadesi yönünde davaların açılacağı kaydedildi.
Sınav öncesi yenilenen kimlikler inceleniyor
Öte yandan, İzmir Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin son olarak 3. dalga operasyonu gerçekleştirdiği şebekenin, 2007'den bu yana benzer faaliyetler yürüttüğünün tespit edildiği, ÖSYM'nin 2007'den bu yana düzenlediği sınavlara girenlere ilişkin kayıtlarda inceleme yapıldığı bildirildi. Polisin, sınavlar öncesi yeni kimlik çıkartan yaklaşık 200 bin kişinin kayıtlarını incelediği, gerçek fotoğrafları ile çıkarttıkları kimlikler üzerindeki fotoğrafları karşılaştırdığı öğrenildi.
İzmir Mali Suçlarla Mücadele ekiplerinin, İzmir'de sürdürdüğü bu incelemeyi diğer illerdeki birimlerin de gerçekleştirmesi amacıyla, her ilden İzmir'e davet edilen polislere kayıtların incelenmesinde dikkat edilecek noktalarla ilgili "analiz" eğitimi verdiği kaydedildi. Eğitim alan polislerin, görev yaptıkları illerde 2007 yılından bu yana sınava giren kişiliren kayıtlarını inceleyerek, şebeke tarafından haksız yere kamu kurumlarına ve üniversitelere yerleştirilen kişiler tespite çalışacağı kaydedildi.
Operasyon
Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, "adayların yerine sahte belgelerle başka kişilerin sınava girmesini sağladığı" ileri sürülen şebekeye yönelik 2012 yılının temmuz ve kasım aylarında da 2 farklı operasyon gerçekleştirmiş, iki operasyonda gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen 55 kişiden 27 kişi tutuklanmıştı.
"Sınav Çetesi"ne yönelik takibi sürdüren polis, İzmir, Erzurum, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak'ta 3. dalga operasyonunda 3'ü kamuda görevli, 2'si eczacı toplam 10 kişiyi gözaltına almıştı.
Zanlıların, adayların yerine sahte belgelerle "joker"lerin sınavlara girmesini sağlayarak, çok sayıda kişinin haksız yere kamu kurumlarına ve üniversitelere yerleştirilmelerini sağladıkları, bu yöntemle 1 milyon lira haksız kazanç elde ettikleri öne sürülmüştü.
Son Güncelleme: Cuma, 03 Ocak 2014 13:44
Gösterim: 1333