Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Ersin RAMOĞLU'nun bugünki eğitim yazısı 

Posta kutum yine öğretmenlerin dertleriyle doldu…

Arkadaşlar bizi biraz abarttı herhalde…

Çözüm makamı değiliz ki.

Biz köprüyüz sadece.

Yine de sağ olsunlar… Önceden yazmıştım…

"Bu köşeler bizim babamızın malı değil..."

Elbette sorunlarınızı ileteceksiniz, biz de yazacağız… Yani yönetenle yönetilen arasında aracı olacağız.

Görevimiz bu… Tamam, zaman zaman da ahkâm keseğiz ama,

Değerli okurlarımızın gözü, sesi ve kulağı olmayı da ihmal etmeyeceğiz…

Eğitimciler, "Sizi son kez rahatsız ettiğimizi söylemek istiyoruz" diye başlamış mektuplarına…

Dertleri ortak…

İstekleri de gayet insanca…

İsteyenin bir yüzü kara demişler.

Biz ise elçi olduk… Şimdi top,

Sayın Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'de…

İster gol yapar, ister taca atar. Onun bileceği iş...

Öğretmen ve yakınları, "Sayın Milli Eğitim Bakanımız Ömer Dinçer, öğretmenlerin eş durumu atamalarında il ve ilçe emrini 5.12.2011 tarihli genelge ile kaldırmıştır.

Buna göre bir öğretmen eşi ister polis, ister hakim, ister gazeteci, ister bankacı, ister öğretmen olsun hizmet puanı yetersiz olduğunda eşinin yanına gidemeyecek.

Bu durum insan haklarına ve aile bütünlüğüne aykırı bir durumdur.

Ayrıca bakan genelge tarihinden 1 ay sonra yaptığı atamalarda bu uygulamayı kaldırmamış aynen devam ettirmiş, ancak ağustos atamalarında kaldıracağını söylemiştir.

Bu büyük bir hak ihlalidir.

Hakkımız elimizden alınmıştır.

Biz öğretmenler olarak bu hakkımızın elimizden alınmasını kendimize yediremiyoruz.

İl ve ilçe emri uygulaması kaldırılmamalı aynen devam etmelidir. Aksi halde eşlerinden ayrı mutsuz bir şekilde çalışmak zorunda kalan öğretmenler topluluğu oluşacak ve bu durum eğitimi büyük sekteye uğratacaktır.

Zira morali bozuk bir öğretmenin öğrencilerine ne derece verimli olacağı tartışılır.

Bu uygulamanın kaldırılmaması için sesimizi duyurunuz" diyor.

Okurlarımızın isimlerini buraya tek tek sığdırmam elbette mümkün değil…

Hiç olmazsa bir kısmını yazayım…

Sayın Milli Eğitim Bakanı isterse e-postaları ona gönderebilirim… İnşallah bu yazımız öğretmenlerin derdine derman olur...

Funda Şahin, Mehmet Ersayın, Cahit Ercan, Cihan Güven, Neşe Uymaz, Emine Gürkok, Feride Şahin, Mert Aybars, Songül Dönmez, Egemen Biçen, İrem Yaylacı, Pelin Dinç, Nihan Aslan, Pınar Duman, Nurettin Öktem, A.A., Adile Cecen, Tuğba Yazgan, Defne Deniz, Nihan Aslan, Özlem Demirci, Saadet Yıldız, Sevinç Saygılı ve daha birçok isim…

Gördüğünüz gibi dertler ortak.

Yok mu bir çaresi!

> Öğretmenlerin 'son' isteği

Ersin RAMOĞLU'nun bugünki eğitim yazısı 

Posta kutum yine öğretmenlerin dertleriyle doldu…

Arkadaşlar bizi biraz abarttı herhalde…

Çözüm makamı değiliz ki.

Biz köprüyüz sadece.

Yine de sağ olsunlar… Önceden yazmıştım…

"Bu köşeler bizim babamızın malı değil..."

Elbette sorunlarınızı ileteceksiniz, biz de yazacağız… Yani yönetenle yönetilen arasında aracı olacağız.

Görevimiz bu… Tamam, zaman zaman da ahkâm keseğiz ama,

Değerli okurlarımızın gözü, sesi ve kulağı olmayı da ihmal etmeyeceğiz…

Eğitimciler, "Sizi son kez rahatsız ettiğimizi söylemek istiyoruz" diye başlamış mektuplarına…

Dertleri ortak…

İstekleri de gayet insanca…

İsteyenin bir yüzü kara demişler.

Biz ise elçi olduk… Şimdi top,

Sayın Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'de…

İster gol yapar, ister taca atar. Onun bileceği iş...

Öğretmen ve yakınları, "Sayın Milli Eğitim Bakanımız Ömer Dinçer, öğretmenlerin eş durumu atamalarında il ve ilçe emrini 5.12.2011 tarihli genelge ile kaldırmıştır.

Buna göre bir öğretmen eşi ister polis, ister hakim, ister gazeteci, ister bankacı, ister öğretmen olsun hizmet puanı yetersiz olduğunda eşinin yanına gidemeyecek.

Bu durum insan haklarına ve aile bütünlüğüne aykırı bir durumdur.

Ayrıca bakan genelge tarihinden 1 ay sonra yaptığı atamalarda bu uygulamayı kaldırmamış aynen devam ettirmiş, ancak ağustos atamalarında kaldıracağını söylemiştir.

Bu büyük bir hak ihlalidir.

Hakkımız elimizden alınmıştır.

Biz öğretmenler olarak bu hakkımızın elimizden alınmasını kendimize yediremiyoruz.

İl ve ilçe emri uygulaması kaldırılmamalı aynen devam etmelidir. Aksi halde eşlerinden ayrı mutsuz bir şekilde çalışmak zorunda kalan öğretmenler topluluğu oluşacak ve bu durum eğitimi büyük sekteye uğratacaktır.

Zira morali bozuk bir öğretmenin öğrencilerine ne derece verimli olacağı tartışılır.

Bu uygulamanın kaldırılmaması için sesimizi duyurunuz" diyor.

Okurlarımızın isimlerini buraya tek tek sığdırmam elbette mümkün değil…

Hiç olmazsa bir kısmını yazayım…

Sayın Milli Eğitim Bakanı isterse e-postaları ona gönderebilirim… İnşallah bu yazımız öğretmenlerin derdine derman olur...

Funda Şahin, Mehmet Ersayın, Cahit Ercan, Cihan Güven, Neşe Uymaz, Emine Gürkok, Feride Şahin, Mert Aybars, Songül Dönmez, Egemen Biçen, İrem Yaylacı, Pelin Dinç, Nihan Aslan, Pınar Duman, Nurettin Öktem, A.A., Adile Cecen, Tuğba Yazgan, Defne Deniz, Nihan Aslan, Özlem Demirci, Saadet Yıldız, Sevinç Saygılı ve daha birçok isim…

Gördüğünüz gibi dertler ortak.

Yok mu bir çaresi!

Son Güncelleme: Cuma, 06 Nisan 2012 09:52

Gösterim: 2332

Tatvan'da Sadullah Gencer Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde geliştirilen proje sayesinde, yoklama elektronik ortamda yapılacak.

ilkogretim öğrencileriTatvan Sadullah Gencer Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğretmen ve öğrencilerinin geliştirdiği ''Ders Artık 40 Dakika'' projesiyle, öğretmenlerin kağıt üzerine aldığı yoklama sona eriyor.

Bu sistemle derse giren öğrencinin, sınıfa yerleştirilen kart okuma makinesine kimlik kartını okutmasıyla fotoğrafı, ismi, derse girip veya girmediği bilgisayar ekranına yansıyacak.

Proje Koordinatörü ve okulun elektrik ve elektronik öğretmeni Mehmet Mustafa İyitütüncü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TÜBİTAK'ın düzenlendiği Ortaöğretim Kurumları Proje Yarışması'na sundukları ''Ders Artık 40 Dakika'' projesinin, bilgisayar dalında bölge ikincisi olduğunu söyledi.

İyitütüncü, şu bilgileri verdi:

''Proje kapsamında her öğrenci için bir kimlik kartı hazırlanacak. Öğrenci derse girerken sınıfa bırakılan kart okuyucu sistemine kartını okutacak, yerine oturup öğretmenini bekleyecek. Kartını okutan öğrencinin ismi, fotoğraf ve bilgileri bilgisayar ekranına gelecek. Sistem iki farklı programla bilgisayara bağlanacak isverigeapotek.com. Birinci programda sistem, okul ders saatlerine uygun olarak çalışacak. İkinci program ise hangi öğrencinin devamsızlık yaptığını saptayacak. Örneğin ders 08.40'tan sonra başlayacaksa, program 08.35 ile 08.40 arası çalışacak. Derse 08.40'tan sonra gelen öğrenci geç kalmış olacak ya da öğrenci okula gelmediği zaman kartı okutamayacağından yok yazılacak. Öğrenci bilgileri bilgisayar ekranına geleceği için derse giren öğretmenler yoklamayla uğraşmayacak ve ders zamanı verimli şekilde kullanılacak.''

> Sınıfta 'yoklamaya' son!

Tatvan'da Sadullah Gencer Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde geliştirilen proje sayesinde, yoklama elektronik ortamda yapılacak.

ilkogretim öğrencileriTatvan Sadullah Gencer Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğretmen ve öğrencilerinin geliştirdiği ''Ders Artık 40 Dakika'' projesiyle, öğretmenlerin kağıt üzerine aldığı yoklama sona eriyor.

Bu sistemle derse giren öğrencinin, sınıfa yerleştirilen kart okuma makinesine kimlik kartını okutmasıyla fotoğrafı, ismi, derse girip veya girmediği bilgisayar ekranına yansıyacak.

Proje Koordinatörü ve okulun elektrik ve elektronik öğretmeni Mehmet Mustafa İyitütüncü, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TÜBİTAK'ın düzenlendiği Ortaöğretim Kurumları Proje Yarışması'na sundukları ''Ders Artık 40 Dakika'' projesinin, bilgisayar dalında bölge ikincisi olduğunu söyledi.

İyitütüncü, şu bilgileri verdi:

''Proje kapsamında her öğrenci için bir kimlik kartı hazırlanacak. Öğrenci derse girerken sınıfa bırakılan kart okuyucu sistemine kartını okutacak, yerine oturup öğretmenini bekleyecek. Kartını okutan öğrencinin ismi, fotoğraf ve bilgileri bilgisayar ekranına gelecek. Sistem iki farklı programla bilgisayara bağlanacak isverigeapotek.com. Birinci programda sistem, okul ders saatlerine uygun olarak çalışacak. İkinci program ise hangi öğrencinin devamsızlık yaptığını saptayacak. Örneğin ders 08.40'tan sonra başlayacaksa, program 08.35 ile 08.40 arası çalışacak. Derse 08.40'tan sonra gelen öğrenci geç kalmış olacak ya da öğrenci okula gelmediği zaman kartı okutamayacağından yok yazılacak. Öğrenci bilgileri bilgisayar ekranına geleceği için derse giren öğretmenler yoklamayla uğraşmayacak ve ders zamanı verimli şekilde kullanılacak.''

Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Nisan 2012 14:42

Gösterim: 2540

Adana'da bir lisenin öğrencileri beden eğitimi dersinde okul bahçesinde kazma kürek çalıştı.

Haberin videosu için tıklayın

Çukurova Elektrik Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde beden eğitimi dersi boş olan öğrencilerden bazıları okul bahçesinde basketbol ve futbol oynadı. Bazı öğrenciler ise ellerinde kazma, kürek ve el arabalarıyla amele gibi çalıştı. Öğrenciler, bahçedeki toprak yığınını kazıp el arabasıyla başka bir alana götürdü.

Öğrencilerden biri beden eğitimi dersi boş olduğu için kendilerinin toprak taşıdığını hizmetlilerin içeride oturduğunu söyledi. Konuyla ilgili İHA muhabirinin sorularını yanıtlayan Adana İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Selamet, öğrencilerin okullara eğitim-öğretim almak için gittiğini işçi gibi kullanılamayacağını belirterek, "Hemen olayla ilgili inceleme başlatıyorum" dedi.

> Okulda skandal!

Adana'da bir lisenin öğrencileri beden eğitimi dersinde okul bahçesinde kazma kürek çalıştı.

Haberin videosu için tıklayın

Çukurova Elektrik Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde beden eğitimi dersi boş olan öğrencilerden bazıları okul bahçesinde basketbol ve futbol oynadı. Bazı öğrenciler ise ellerinde kazma, kürek ve el arabalarıyla amele gibi çalıştı. Öğrenciler, bahçedeki toprak yığınını kazıp el arabasıyla başka bir alana götürdü.

Öğrencilerden biri beden eğitimi dersi boş olduğu için kendilerinin toprak taşıdığını hizmetlilerin içeride oturduğunu söyledi. Konuyla ilgili İHA muhabirinin sorularını yanıtlayan Adana İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Ali Selamet, öğrencilerin okullara eğitim-öğretim almak için gittiğini işçi gibi kullanılamayacağını belirterek, "Hemen olayla ilgili inceleme başlatıyorum" dedi.

Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Nisan 2012 11:19

Gösterim: 2112

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP), depremzedeler için Afyonkarahisarda 5 günde 8 koli kitap topladı.

Kitapları 2011in Ekim ve Kasım aylarında depremle sarsılan Vanın Özalp İlçesi Sağmalı Beldesine gönderdiklerini belirten AYÖP Basın Sözcüsü Canan Kılınç, "Bizler atamamız yapılmasa da öğretmeniz. Öğrencilerin kendilerini yetiştirebilmesini istiyoruz" dedi

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından herhangi bir okula yerleştirmeyen eğitimcilerin kurduğu Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu, Ankara, İzmir ve Afyonkarahisarda kitap toplama kampanyası yürütüyor. AYÖP üyeleri, Afyonkarahisarda 5 günde 8 koli kitap topladı. Toplanan kitaplar, Vanın Özalp ilçesine bağlı Sağmalı Beldesindeki ilköğretim okulunun kütüphanesinde kullanılacak.

Kütüphane için kitap

Afyonkarahi-sardaki kampanyayı yürüten AYÖP Basın Sözcüsü Canan Kılınç, "Vanda meydana gelen depremden sonra Sağmalı Beldesine atanan Canan Set adlı arkadaşımızdan, kütüphanede kitap olmadığını öğrendik. Biz de bu nedenle kitap toplamaya karar verdik" dedi.

Ankara ve İzmirde de kampanya var

Öğrencilerin kitap okuyarak kendilerini geliştirebileceğini belirten Kılınç, "Ankara ve İzmirdeki arkadaşlarımız da başka yerlere kitap gönderecek. Bizim gönderdiklerimiz arasında ilköğretim çocuklarının yararlanabileceği roman, ders kitabı, alıştırma kitabı, sözlükler bulunuyor. 8 kolide 1000i aşkın kitabı, kargo aracılığıyla gönderiyoruz. Kampanyamız bitmiş değil. Kitap ihtiyacı olan arkadaşlarımız, kitap vermek isteyen arkadaşlarımız, Ataması Yapılmayan Öğretmenlen Platformunun internet sitesinden bize ulaşabilirler" diye konuştu.

Öğretmenlikten vazgeçmek yok

Eğitim fakültelerinde birer öğretmen olarak yetiştirildiklerini hatırlatan Kılınç, bu doğrultuda öğrencilerin faydanalanabileceği girişimlerde bulunduklarını vurguladı. Kılınç, şöyle devam etti:

"Atamamız yapılmamış olsa da biz öğretmen olarak yetiştirildik. Öğrencilerimize ve atanmış öğretmen arkadaşlarımıza yardım etmek istiyoruz dk-apotek.com. Sayın Bakanımız Başka iş bulsunlar, atama yapamıyoruz dese de biz atama yapabileceklerine inanıyoruz. Öğrencilerin daha iyi gelişmesi için yardım yapmayı da sürdüreceğiz. Atanmamış olabiliriz, ama öğretmeniz."

> Ataması yapılmayan öğretmenler’den örnek davranış!

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP), depremzedeler için Afyonkarahisarda 5 günde 8 koli kitap topladı.

Kitapları 2011in Ekim ve Kasım aylarında depremle sarsılan Vanın Özalp İlçesi Sağmalı Beldesine gönderdiklerini belirten AYÖP Basın Sözcüsü Canan Kılınç, "Bizler atamamız yapılmasa da öğretmeniz. Öğrencilerin kendilerini yetiştirebilmesini istiyoruz" dedi

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından herhangi bir okula yerleştirmeyen eğitimcilerin kurduğu Ataması Yapılmayan Öğretmenler Platformu, Ankara, İzmir ve Afyonkarahisarda kitap toplama kampanyası yürütüyor. AYÖP üyeleri, Afyonkarahisarda 5 günde 8 koli kitap topladı. Toplanan kitaplar, Vanın Özalp ilçesine bağlı Sağmalı Beldesindeki ilköğretim okulunun kütüphanesinde kullanılacak.

Kütüphane için kitap

Afyonkarahi-sardaki kampanyayı yürüten AYÖP Basın Sözcüsü Canan Kılınç, "Vanda meydana gelen depremden sonra Sağmalı Beldesine atanan Canan Set adlı arkadaşımızdan, kütüphanede kitap olmadığını öğrendik. Biz de bu nedenle kitap toplamaya karar verdik" dedi.

Ankara ve İzmirde de kampanya var

Öğrencilerin kitap okuyarak kendilerini geliştirebileceğini belirten Kılınç, "Ankara ve İzmirdeki arkadaşlarımız da başka yerlere kitap gönderecek. Bizim gönderdiklerimiz arasında ilköğretim çocuklarının yararlanabileceği roman, ders kitabı, alıştırma kitabı, sözlükler bulunuyor. 8 kolide 1000i aşkın kitabı, kargo aracılığıyla gönderiyoruz. Kampanyamız bitmiş değil. Kitap ihtiyacı olan arkadaşlarımız, kitap vermek isteyen arkadaşlarımız, Ataması Yapılmayan Öğretmenlen Platformunun internet sitesinden bize ulaşabilirler" diye konuştu.

Öğretmenlikten vazgeçmek yok

Eğitim fakültelerinde birer öğretmen olarak yetiştirildiklerini hatırlatan Kılınç, bu doğrultuda öğrencilerin faydanalanabileceği girişimlerde bulunduklarını vurguladı. Kılınç, şöyle devam etti:

"Atamamız yapılmamış olsa da biz öğretmen olarak yetiştirildik. Öğrencilerimize ve atanmış öğretmen arkadaşlarımıza yardım etmek istiyoruz dk-apotek.com. Sayın Bakanımız Başka iş bulsunlar, atama yapamıyoruz dese de biz atama yapabileceklerine inanıyoruz. Öğrencilerin daha iyi gelişmesi için yardım yapmayı da sürdüreceğiz. Atanmamış olabiliriz, ama öğretmeniz."

Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Nisan 2012 12:31

Gösterim: 1966

Sivas'ta kimsesiz çocuklar için sahnelenen oyunda, Vali Ali Kolat, Emniyet Müdürü Ahmet Kemal Seyhan ve Sivassporlu futbolcu Erman Kılıç rol aldı.

Sivas Kongre Lisesi öğretmen ve öğrencileri tarafından hazırlanan ''Pamuk Kız'' adlı tiyatro oyununda, Vali Kolat, Emniyet Müdürü Seyhan ve futbolcu Erman, sahneye çıkarak unvanlarıyla rollerini oynadı.

Tiyatro oyununun ortaya çıkmasına öncülük eden 11. sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Pınar Satıcı, yaklaşık 3 ay önce bir rüya gördüğünü anlattı. Bu rüyanın üzerine öğretmenleri ve arkadaşlarıyla oyunu hazırladıklarını belirten Satıcı, sahneyi arkadaşlarına bıraktı.

Oyunda, Pamuk Kız'ın yedi cücelerle tanışma anında sahneye çıkan futbolcu Erman Kılıç, kendisini tanıtarak, rol gereği istek üzerine bir türkü söyledi.

Daha sonra Emniyet Müdürü Seyhan ise ''Keloğlan'' ile ''Pamuk Kız''ın düğünün yapıldığı bölümde oturduğu protokol koltuğundan oyuna müdahale etti. Seyhan'ın, ''Valisiz düğün olmaz'' ifadesi üzerine Vali Kolat, sahneye çıkarak ''Pamuk Kız'' rolündeki öğrenciye cumhuriyet altınları armağan etti. Kolat, oyunda rolü gereği öğrencilerle bir süre halay çekti. Kolat, oyun sonrasında yaptığı konuşmasında ise ''Polis zoruyla çıktık'' diyerek espri yaptı.

Oyunun güzel bir çalışma olduğunu belirten Kolat, ''Özellikle sosyal hizmetlerden çocuklarımızı dahil etmeniz ve konuyu onların üzerine kurmanız çok güzel oldu. Bir de bildiğimiz Keloğlan'ın böyle Sivas versiyonunu hiç izlememiştik. Çok güzel olmuş. Emeği geçen herkesi kutluyorum'' diye konuştu.

Emniyet Müdürü Seyhan, oyunda rol almaktan çok mutlu olduğunu belirterek, kendisi için başlangıç olduğunu, önümüzdeki yıllarda daha büyük roller beklediğini söyledi.

Sivassporlu oyuncu Erman Kılıç da oyunda rol almasını sağlayanlara teşekkür etti.

Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay ise oyuna küçük de olsa katkıda bulunmaktan dolayı mutlu olduklarını ifade etti.

Sivas Kongre Lisesi Müdürü Eyüp Tanyıldız, oyunu bir rüyanın peşinden giderek ortaya çıkardıklarını belirterek, ''Çocuklarımıza, öğrencilerimize 'Rüyalarınızın peşinden gidin' mesajını vermek istedik. Hayalleri, rüyaları olmayan, yaşadığı ülkeye, millete hizmet edecek ufka da sahip olmaz'' dedi.

Oyunun sonunda okul müdürü Tanyıldız tarafından Vali Kolat, Emniyet Müdürü Seyhan, futbolcu Erman Kılıç ve Sivasspor Teknik Direktörü Çalımbay'a ''Oyunculuk beratı'' verildi.

> Vali kimsesiz çocuklar için sahneye çıktı!

Sivas'ta kimsesiz çocuklar için sahnelenen oyunda, Vali Ali Kolat, Emniyet Müdürü Ahmet Kemal Seyhan ve Sivassporlu futbolcu Erman Kılıç rol aldı.

Sivas Kongre Lisesi öğretmen ve öğrencileri tarafından hazırlanan ''Pamuk Kız'' adlı tiyatro oyununda, Vali Kolat, Emniyet Müdürü Seyhan ve futbolcu Erman, sahneye çıkarak unvanlarıyla rollerini oynadı.

Tiyatro oyununun ortaya çıkmasına öncülük eden 11. sınıf öğrencisi 16 yaşındaki Pınar Satıcı, yaklaşık 3 ay önce bir rüya gördüğünü anlattı. Bu rüyanın üzerine öğretmenleri ve arkadaşlarıyla oyunu hazırladıklarını belirten Satıcı, sahneyi arkadaşlarına bıraktı.

Oyunda, Pamuk Kız'ın yedi cücelerle tanışma anında sahneye çıkan futbolcu Erman Kılıç, kendisini tanıtarak, rol gereği istek üzerine bir türkü söyledi.

Daha sonra Emniyet Müdürü Seyhan ise ''Keloğlan'' ile ''Pamuk Kız''ın düğünün yapıldığı bölümde oturduğu protokol koltuğundan oyuna müdahale etti. Seyhan'ın, ''Valisiz düğün olmaz'' ifadesi üzerine Vali Kolat, sahneye çıkarak ''Pamuk Kız'' rolündeki öğrenciye cumhuriyet altınları armağan etti. Kolat, oyunda rolü gereği öğrencilerle bir süre halay çekti. Kolat, oyun sonrasında yaptığı konuşmasında ise ''Polis zoruyla çıktık'' diyerek espri yaptı.

Oyunun güzel bir çalışma olduğunu belirten Kolat, ''Özellikle sosyal hizmetlerden çocuklarımızı dahil etmeniz ve konuyu onların üzerine kurmanız çok güzel oldu. Bir de bildiğimiz Keloğlan'ın böyle Sivas versiyonunu hiç izlememiştik. Çok güzel olmuş. Emeği geçen herkesi kutluyorum'' diye konuştu.

Emniyet Müdürü Seyhan, oyunda rol almaktan çok mutlu olduğunu belirterek, kendisi için başlangıç olduğunu, önümüzdeki yıllarda daha büyük roller beklediğini söyledi.

Sivassporlu oyuncu Erman Kılıç da oyunda rol almasını sağlayanlara teşekkür etti.

Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay ise oyuna küçük de olsa katkıda bulunmaktan dolayı mutlu olduklarını ifade etti.

Sivas Kongre Lisesi Müdürü Eyüp Tanyıldız, oyunu bir rüyanın peşinden giderek ortaya çıkardıklarını belirterek, ''Çocuklarımıza, öğrencilerimize 'Rüyalarınızın peşinden gidin' mesajını vermek istedik. Hayalleri, rüyaları olmayan, yaşadığı ülkeye, millete hizmet edecek ufka da sahip olmaz'' dedi.

Oyunun sonunda okul müdürü Tanyıldız tarafından Vali Kolat, Emniyet Müdürü Seyhan, futbolcu Erman Kılıç ve Sivasspor Teknik Direktörü Çalımbay'a ''Oyunculuk beratı'' verildi.

Son Güncelleme: Çarşamba, 04 Nisan 2012 09:15

Gösterim: 1579


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.