Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Sınav yapıcam
Coğrafya: Öğretmenlerin Hanya’yı Konya’yı gördüğü ülke hangisidir?
Edebiyat: Failatün failatün failatün
failün şeklinde... Yani, üç vurup bir sayılarak, aruz vezninde dövülen öğretmenlerin fail’i kimdir?
Din kültürü: Allah yarattı demeden, Yaradan’a sığınıp sopalandıklarına göre, öğretmenlerin dini nedir?
Tarih: Öğretmenlerin resmen haşat edildiği meydan savaşıyla, Mercidabık arasındaki benzerlikleri sıralayın.
Matematik: Havuz problemi. Çembere alınıp, etrafları sarılarak, Güven Park’taki havuza atıla atıla kaç öğretmen sığar?
Geometri: Kafasına tekme atılan öğretmen yamulup, sekiz olduysa... Neresine tekme atarsan kare olur?
Türkçe: Ben böyle memleketin taa...... Cümlesindeki noktalı yerleri doldurunuz.
Yabancı dil: Sayın Başbakanımız “bundan böyle hangi dilden anlıyorsanız, o dilden” dediğine göre... Laftan anlamadıkları için ağzı burnu kırılan öğretmenlerimiz, hangi dilden anlar?
Kimya: Gözüne biber gazı sıkılan öğretmen, gözüne ne sıkarak acısını hafifletir? (Maaşıyla geçinemediği için pazarda limon satmak zorunda kalan öğretmenler kopya vermesin lütfen.)
Biyoloji: Öğretmenin vurduğu yerde gül biterse, polisin vurduğu yerde ne biter?
Fizik: Eşşek sudan gelinceye kadar dövülen öğretmen, 100 metreyi yerlerde 10 saniyede sürükleniyorsa... Tazyikli suyla yerlerde sürüklenen öğretmen, aynı mesafeyi kaç saniyede kateder?
Beden: Panzer mi hızlıdır, Toma mı?
Resim: Dayak yiye yiye suratının “şakülü kayan” öğretmen, Pablo Picasso’nun hangi tablosunu andırır?
Müzik: Karakolda ayna var, ayna var, hicaz makamında... Öğretmenim canım benim, canım benim, ne makamındadır?
Mantık: Hükümetimizin milli eğitim sloganı “oku, düşün, uygula, neticelendir”ken... Yani, başharfleri “odun”ken... Öğretmenlerimiz niye odun’la değil de, lastik cop’la dövülür?
Yurttaşlık bilgisi: Evlatlarımızın geleceği için çırpınan öğretmenlerimizi öldüresiye döverlerken gıkınız çıkmıyorsa...
Siz hangi yurdun yurttaşısınız?
Yılmaz Özdil (hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Sınav yapıcam
Coğrafya: Öğretmenlerin Hanya’yı Konya’yı gördüğü ülke hangisidir?
Edebiyat: Failatün failatün failatün
failün şeklinde... Yani, üç vurup bir sayılarak, aruz vezninde dövülen öğretmenlerin fail’i kimdir?
Din kültürü: Allah yarattı demeden, Yaradan’a sığınıp sopalandıklarına göre, öğretmenlerin dini nedir?
Tarih: Öğretmenlerin resmen haşat edildiği meydan savaşıyla, Mercidabık arasındaki benzerlikleri sıralayın.
Matematik: Havuz problemi. Çembere alınıp, etrafları sarılarak, Güven Park’taki havuza atıla atıla kaç öğretmen sığar?
Geometri: Kafasına tekme atılan öğretmen yamulup, sekiz olduysa... Neresine tekme atarsan kare olur?
Türkçe: Ben böyle memleketin taa...... Cümlesindeki noktalı yerleri doldurunuz.
Yabancı dil: Sayın Başbakanımız “bundan böyle hangi dilden anlıyorsanız, o dilden” dediğine göre... Laftan anlamadıkları için ağzı burnu kırılan öğretmenlerimiz, hangi dilden anlar?
Kimya: Gözüne biber gazı sıkılan öğretmen, gözüne ne sıkarak acısını hafifletir? (Maaşıyla geçinemediği için pazarda limon satmak zorunda kalan öğretmenler kopya vermesin lütfen.)
Biyoloji: Öğretmenin vurduğu yerde gül biterse, polisin vurduğu yerde ne biter?
Fizik: Eşşek sudan gelinceye kadar dövülen öğretmen, 100 metreyi yerlerde 10 saniyede sürükleniyorsa... Tazyikli suyla yerlerde sürüklenen öğretmen, aynı mesafeyi kaç saniyede kateder?
Beden: Panzer mi hızlıdır, Toma mı?
Resim: Dayak yiye yiye suratının “şakülü kayan” öğretmen, Pablo Picasso’nun hangi tablosunu andırır?
Müzik: Karakolda ayna var, ayna var, hicaz makamında... Öğretmenim canım benim, canım benim, ne makamındadır?
Mantık: Hükümetimizin milli eğitim sloganı “oku, düşün, uygula, neticelendir”ken... Yani, başharfleri “odun”ken... Öğretmenlerimiz niye odun’la değil de, lastik cop’la dövülür?
Yurttaşlık bilgisi: Evlatlarımızın geleceği için çırpınan öğretmenlerimizi öldüresiye döverlerken gıkınız çıkmıyorsa...
Siz hangi yurdun yurttaşısınız?
Yılmaz Özdil (hürriyet)
Son Güncelleme: Cuma, 30 Mart 2012 12:30
Gösterim: 1605
Nefesler tutuldu, heyecan dorukta. Üniversiteye hazırlanan gençlere seslenen Gediz Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanı Orhan Keskin, "Kaygının azı yarar, çoğu zarar. Sınav stresi, bilinenleri unutturur" dedi
Nefesler tutuldu, heyecan dorukta; üniversiteye hazırlanan gençler, 160 dakikalık YGS'de terleyecek. Gediz Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanı Orhan Keskin, "Kaygının azı yarar, çoğu zarar. Aşırı kaygı ve sınav stresi, bilinenleri unutturur" dedi. Haftalardır pazar günü yapılacak YGS'ye hazırlanan öğrencilerin önünde sadece 160 dakikalık bir maraton var. Bu süreyi en iyi şekilde kullanıp, 160 soru arasından en çok doğru cevabı verenler, üniversiteye doğru önemli yol alacak. Gediz Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanı Orhan Keskin, heyecanla sınavı bekleyen adaylara uyarılarda bulundu. Keskin, başarmanın yolunun stresle başetmekten geçtiğine dikkat çekti: "Sınavı, bir yarışma oyunu olarak kabul edin. Kazanıp kazanamayacağınızı değil, soruların cevaplarını düşünün. YGS öncesinde ve sırasında asla olumsuz düşüncelere kapılmayın. Unutmayın, kaygının azı yarar, çoğu zarardır. Aşırı kaygı ve sınav stresi hafızayı bloke edebilir, bilinenleri unutturabilir. 'Başarmamam için sebep yok, elimden geleni yapmalıyım' diyerek kendinizi motive edin, hep olumlu düşünün."
ÖNCE KİTABA GÖZ ATIN
Orhan Keskin, başarılı olabilmek için uyarılarını şöyle kaydetti: "Önce kitapçığa göz atın. Bu, kitapçığa hâkim olmanızı ve heyecanınızın azalmasını sağlar, kesinlikle vakit kaybettirmez. Bir bölüme başlamadan önce hızla gözden geçirin; 10 saniyelik bu ön inceleme, doğru cevap verme şansını artıracaktır. Sınava, en iyi olduğunuz dersten başlayın. Bu size moral aşılayacak, kendinize güven duymanızı sağlayacaktır. Her soruda cevap kâğıdını işaretlemeyin, her sayfa sonunda işaretlemeyi tercih edin. Böylece en az 5 dakika kazanırsınız. İşaretleme için daha kısa sürede cevap boşluğunu doldurmanızı sağlayacak geniş uçlu kalem kullanın, bu sayede ciddi zaman kazanırsınız. Hız ile isabet arasında uygun bir denge kurun. Bir soruda belirli süre geçtiği halde çözüme ulaşamazsanız soruyu bırakın."
ÖNEMLİ OLAN BAKIŞ AÇISI
Bu konuda adaylara seslenen Doğa Okulları eğitim uzmanları da şu uyarılarda bulundu:
Evden çıkmadan sınavla ilgili belgeler son kez kontrol edilmeli ve mutlaka sabah kahvaltısı yapılmalı. Kahvaltının fazla sulu olmamasına, glikoz ağırlıklı olmasına dikkat edin. Sınavda giyilecek elbisenin yeni olmasından çok rahat olmasını göz önünde bulundurun.
Sınav sisteminin en önemli avantajı telafi edilebilir özelliğinin olmasıdır. İlk aşama sınavında iyi veya kötü netice almak, o kadar anlamlı olmamaktadır. Çünkü sistem gereği YGS, LYS ve okul başarıları ile bir bütünlük arz etmektedir. YGS'den elde edilen puanın MF, TM ve TS puanlarının en çok yüzde 30-35'ini oluşturduğu, geri kalan yüzde 60-65'i olan daha büyük payın LYS'den elde edileceğini unutmamalıdır.
ELEKTRONİK CİHAZ SINAVI GEÇERSİZ KILAR
Sınav binalarında hiçbir eşya emanete alınmayacağından, adayların sınav binalarına gerekli belgeler dışında herhangi bir eşya getirmemeleri gerekiyor.
Sınavın yapıldığı her bir salona en az bir duvar saati bulunucak. Kalem, silgi, kalemtıraş gibi gereçler ile şeker, peçete ÖSYM tarafından sağlanacak. Adaylar sınava şeffaf pet şişe içinde su getirebilecekler.
Çanta, cep telefonu, saat, kablosuz iletişim sağlayan bluetooth gibi cihazlar ile kulaklık, elektronik/mekanik cihaz, çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf, makinesi, cep bilgisayarı, hesap makinesi gibi her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazları taşıdığı tespit edilen adayın sınavı geçersiz sayılacak.
Adayın yüzünün, kimlik tespitini sağlayacak biçimde açık olması gerekiyor.
Yerine oturan aday, sınava giriş belgesi ile nüfus cüzdanı veya pasaportunu sırasının üzerine koyacak.
Üzerinde adayın fotoğraf, T.C. Kimlik Numarası, adı ve soyadı bulunan cevap kağıtlarıyla içinde kalem, silgi, şeker ve peçete bulunan kutular dağıtılacak.
Adaylar soru kitapçıklarında yer alan sayfaların baskısını hızlıca kontrol ettikten sonra, kitapçığın kapağı üzerindeki adı, soyadı, T.C. Kimlik Numarası ile salon numarası bilgilerini dolduracak, soru kitapçık numarasını cevap kağıdında "Soru Kitapçık Numarası"nı yazıp kodlayacak.
GEZİN, MORAL DEPOLAYIN
Sınav olunacak yeri önceden görmek sınav kaygısını azaltır.
Cumartesi günü ağır hareket gerektirecek bedensel ve zihinsel etkinliklerden uzak kalın.
Sınav heyecanı uyandıracak konuşmalardan uzak durmayı tercih edin.
Sınav öncesi rahat bir biçimde gezip, sevdiklerinizle sohbet edin ve bolca moral depolayın.
Akşam yemeğine dikkat edin. Hafif olması, susatacak cinste olmaması önemli.
Akşam fazla geç olmamak kaydıyla dinlenmeye geçin.
yaşar özay (sabah)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Nefesler tutuldu, heyecan dorukta. Üniversiteye hazırlanan gençlere seslenen Gediz Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanı Orhan Keskin, "Kaygının azı yarar, çoğu zarar. Sınav stresi, bilinenleri unutturur" dedi
Nefesler tutuldu, heyecan dorukta; üniversiteye hazırlanan gençler, 160 dakikalık YGS'de terleyecek. Gediz Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanı Orhan Keskin, "Kaygının azı yarar, çoğu zarar. Aşırı kaygı ve sınav stresi, bilinenleri unutturur" dedi. Haftalardır pazar günü yapılacak YGS'ye hazırlanan öğrencilerin önünde sadece 160 dakikalık bir maraton var. Bu süreyi en iyi şekilde kullanıp, 160 soru arasından en çok doğru cevabı verenler, üniversiteye doğru önemli yol alacak. Gediz Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanı Orhan Keskin, heyecanla sınavı bekleyen adaylara uyarılarda bulundu. Keskin, başarmanın yolunun stresle başetmekten geçtiğine dikkat çekti: "Sınavı, bir yarışma oyunu olarak kabul edin. Kazanıp kazanamayacağınızı değil, soruların cevaplarını düşünün. YGS öncesinde ve sırasında asla olumsuz düşüncelere kapılmayın. Unutmayın, kaygının azı yarar, çoğu zarardır. Aşırı kaygı ve sınav stresi hafızayı bloke edebilir, bilinenleri unutturabilir. 'Başarmamam için sebep yok, elimden geleni yapmalıyım' diyerek kendinizi motive edin, hep olumlu düşünün."
ÖNCE KİTABA GÖZ ATIN
Orhan Keskin, başarılı olabilmek için uyarılarını şöyle kaydetti: "Önce kitapçığa göz atın. Bu, kitapçığa hâkim olmanızı ve heyecanınızın azalmasını sağlar, kesinlikle vakit kaybettirmez. Bir bölüme başlamadan önce hızla gözden geçirin; 10 saniyelik bu ön inceleme, doğru cevap verme şansını artıracaktır. Sınava, en iyi olduğunuz dersten başlayın. Bu size moral aşılayacak, kendinize güven duymanızı sağlayacaktır. Her soruda cevap kâğıdını işaretlemeyin, her sayfa sonunda işaretlemeyi tercih edin. Böylece en az 5 dakika kazanırsınız. İşaretleme için daha kısa sürede cevap boşluğunu doldurmanızı sağlayacak geniş uçlu kalem kullanın, bu sayede ciddi zaman kazanırsınız. Hız ile isabet arasında uygun bir denge kurun. Bir soruda belirli süre geçtiği halde çözüme ulaşamazsanız soruyu bırakın."
ÖNEMLİ OLAN BAKIŞ AÇISI
Bu konuda adaylara seslenen Doğa Okulları eğitim uzmanları da şu uyarılarda bulundu:
Evden çıkmadan sınavla ilgili belgeler son kez kontrol edilmeli ve mutlaka sabah kahvaltısı yapılmalı. Kahvaltının fazla sulu olmamasına, glikoz ağırlıklı olmasına dikkat edin. Sınavda giyilecek elbisenin yeni olmasından çok rahat olmasını göz önünde bulundurun.
Sınav sisteminin en önemli avantajı telafi edilebilir özelliğinin olmasıdır. İlk aşama sınavında iyi veya kötü netice almak, o kadar anlamlı olmamaktadır. Çünkü sistem gereği YGS, LYS ve okul başarıları ile bir bütünlük arz etmektedir. YGS'den elde edilen puanın MF, TM ve TS puanlarının en çok yüzde 30-35'ini oluşturduğu, geri kalan yüzde 60-65'i olan daha büyük payın LYS'den elde edileceğini unutmamalıdır.
ELEKTRONİK CİHAZ SINAVI GEÇERSİZ KILAR
Sınav binalarında hiçbir eşya emanete alınmayacağından, adayların sınav binalarına gerekli belgeler dışında herhangi bir eşya getirmemeleri gerekiyor.
Sınavın yapıldığı her bir salona en az bir duvar saati bulunucak. Kalem, silgi, kalemtıraş gibi gereçler ile şeker, peçete ÖSYM tarafından sağlanacak. Adaylar sınava şeffaf pet şişe içinde su getirebilecekler.
Çanta, cep telefonu, saat, kablosuz iletişim sağlayan bluetooth gibi cihazlar ile kulaklık, elektronik/mekanik cihaz, çağrı cihazı, telsiz, fotoğraf, makinesi, cep bilgisayarı, hesap makinesi gibi her türlü bilgisayar özelliği bulunan cihazları taşıdığı tespit edilen adayın sınavı geçersiz sayılacak.
Adayın yüzünün, kimlik tespitini sağlayacak biçimde açık olması gerekiyor.
Yerine oturan aday, sınava giriş belgesi ile nüfus cüzdanı veya pasaportunu sırasının üzerine koyacak.
Üzerinde adayın fotoğraf, T.C. Kimlik Numarası, adı ve soyadı bulunan cevap kağıtlarıyla içinde kalem, silgi, şeker ve peçete bulunan kutular dağıtılacak.
Adaylar soru kitapçıklarında yer alan sayfaların baskısını hızlıca kontrol ettikten sonra, kitapçığın kapağı üzerindeki adı, soyadı, T.C. Kimlik Numarası ile salon numarası bilgilerini dolduracak, soru kitapçık numarasını cevap kağıdında "Soru Kitapçık Numarası"nı yazıp kodlayacak.
GEZİN, MORAL DEPOLAYIN
Sınav olunacak yeri önceden görmek sınav kaygısını azaltır.
Cumartesi günü ağır hareket gerektirecek bedensel ve zihinsel etkinliklerden uzak kalın.
Sınav heyecanı uyandıracak konuşmalardan uzak durmayı tercih edin.
Sınav öncesi rahat bir biçimde gezip, sevdiklerinizle sohbet edin ve bolca moral depolayın.
Akşam yemeğine dikkat edin. Hafif olması, susatacak cinste olmaması önemli.
Akşam fazla geç olmamak kaydıyla dinlenmeye geçin.
yaşar özay (sabah)
Son Güncelleme: Cuma, 30 Mart 2012 09:02
Gösterim: 1704
TBMM Genel Kurulunda, zorunlu eğitimi kademelendirerek 12 yıla çıkaran yasa teklifinin 1. Bölümü kabul edildi. 1 ile 13. maddeleri içeren 1. Bölümdeki maddelere göre Kur'an'ı Kerim seçmeli ders olarak okutulabilecek.
Kur’an’ı Kerim seçmeli ders oldu
Ortaokul ve liselerde, Kur'an-ı Kerim ve ''Hz. Peygamberimizin hayatı'', isteğe bağlı, seçmeli ders olarak okutulacak. Bu okullarda okutulacak diğer seçmeli dersler ile imam-hatip ortaokulları ve diğer ortaokullar için oluşturulacak program seçenekleri, Bakanlıkça belirlenecek.
Ortaöğretim ise ilköğretime dayalı, 4 yıllık zorunlu, örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarını kapsayacak. Bu okulları bitirenlere, ortaöğretim diploması verilecek.
Zorunlu ortaöğretim, 2012-2013 eğitim-öğretim
İmam-hatip ortaokulları
İlköğretim kurumları tanımlanırken, ''imam-hatip ortaokulları'' da bu tanımda yer aldı. Buna göre, ilköğretim kurumları; 4 yıllık zorunlu ilkokullar, 4 yıllık zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkan veren ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarından oluşacak.
Ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarında; lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulacak.
yılından itibaren uygulanacak. Bakanlar Kurulu, uygulamayı bir eğitim-öğretim yılı erteleyebilecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TBMM Genel Kurulunda, zorunlu eğitimi kademelendirerek 12 yıla çıkaran yasa teklifinin 1. Bölümü kabul edildi. 1 ile 13. maddeleri içeren 1. Bölümdeki maddelere göre Kur'an'ı Kerim seçmeli ders olarak okutulabilecek.
Kur’an’ı Kerim seçmeli ders oldu
Ortaokul ve liselerde, Kur'an-ı Kerim ve ''Hz. Peygamberimizin hayatı'', isteğe bağlı, seçmeli ders olarak okutulacak. Bu okullarda okutulacak diğer seçmeli dersler ile imam-hatip ortaokulları ve diğer ortaokullar için oluşturulacak program seçenekleri, Bakanlıkça belirlenecek.
Ortaöğretim ise ilköğretime dayalı, 4 yıllık zorunlu, örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarını kapsayacak. Bu okulları bitirenlere, ortaöğretim diploması verilecek.
Zorunlu ortaöğretim, 2012-2013 eğitim-öğretim
İmam-hatip ortaokulları
İlköğretim kurumları tanımlanırken, ''imam-hatip ortaokulları'' da bu tanımda yer aldı. Buna göre, ilköğretim kurumları; 4 yıllık zorunlu ilkokullar, 4 yıllık zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkan veren ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarından oluşacak.
Ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarında; lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulacak.
yılından itibaren uygulanacak. Bakanlar Kurulu, uygulamayı bir eğitim-öğretim yılı erteleyebilecek.
Son Güncelleme: Perşembe, 29 Mart 2012 21:52
Gösterim: 1763
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Halkımız bize diyor ki böyle böyle, düz liselerde, ortaokulda Kuran-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatı seçmeli ders olsun. Kimse buna mecbur edilmiyor. İsteyen girecek bu derse. İsteyen girmeyecek. Kimse mecbur değil. Niye bundan rahatsız oluyorlar'' dedi. Erdoğan, kesintisiz eğitimi 12 yıla çıkaran kanun tasarısına yönelik muhalefet partilerinin tutumu ve sivil toplum örgütlerinin yaptıkları eylemler ile ortaokul ve liselerde Kuran-ı Kerim ile Hazreti Muhammed'in hayatının seçmeli ders olarak okutulması ile ilgili bir soru üzerine şunları kaydetti:
''Şüphesiz ki gösteri ve yürüyüşün hepsi kanuna tabidir. Kanuna tabi olarak gösteri ve yürüyüş yapılıyorsa ve oradaki valilik kalkıp da şurada bunu yapacaksınız deyip de orada yapılıyorsa orada bu gösteriyi yapanların güvenliğini sağlamakla görevlidir emniyet yetkilisi. Bunu sağlar. Ama yok böyle bir izin almadan, haber bile vermeden bu tür adımlar atılıyorsa her taraf kırılıp dökülüyorsa orada da bu defa çevrenin emniyetini, güvenliğini almakla görevlidir.
Şimdi görünen o ki bu noktada bazı sıkıntılar ortada var. Polisimiz burada çevrenin güvenliğini alma ihtiyacını hissettiği için böyle bir adımı atmış olabilir. Yurt dışında olduğum için işin detayını tam bilmiyorum. Fakat ben bugüne kadar ortaya koyduğu işlevi ile her zaman polisimiz dayak yiyen konumuna düşmüştür. Bunu da görüyoruz.''
MHP'ye teşekkür
Özellikle sendikaların yaptığı eylemlerin türünün çok açık ve net ortada olduğunu belirten Erdoğan, CHP'nin Tandoğan Meydanı'nda yaptığı mitinge de değindi.
CHP'nin grup toplantısı ile ilgili gayet güzel bir açıklamayı Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın zaten yaptığını kaydeden Erdoğan, ''Yıllarca TBMM Başkanlığı yapmış bir insan olarak, Grup toplantısının nerede olabileceğini Sayın Arınç ifade etti'' dedi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Sayın Genel Başkan herhalde adresi şaşırdı ki böyle bir grup toplantısını Tandoğan Meydanı'nda yapma zaruretini hissetti. Orada da tabii beklediğinin veya beklentilerinin cevabını alamadı. Fakat üslup tabii bir siyasetçiye, bir genel başkana yakışan bir üslup değil. Onun için de biz aynı üslubu kullanmama sözü verdik. Onun için de kullanmayacağız.
Bir diğer konu, düz liselerde seçmeli ders konusu, Kuran-ı Kerim ve Hazreti Muhammed'in hayatı ile ilgili. Burada siyaset yapıyoruz değil mi- Parlamentodayız, grubumuz var. Bizim de MHP, CHP, BDP'nin de grubu var. Yani bizim seçmeli ders olarak halkımızdan aldığımız bir talebi orada gündeme getirmekten daha doğal ne olur- Halkımız bize diyor ki böyle böyle, düz liselerde, ortaokulda Kuran-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatı seçmeli ders olsun. Kimse buna mecbur edilmiyor. İsteyen girecek bu derse. İsteyen girmeyecek. Kimse mecbur değil. Niye bundan rahatsız oluyorlar- Yani KESK'in mensubunu tekme tokat o derse mi sokacaklar- Yok. Çocuğunu tekme tokat o derse mi sokacaklar- Yok. Niye rahatsız oluyorsun- Hiç rahatsız olmaya gerek yok ama dert başka. Dert işte burada ayrımcı damgasını vuruyorlar. Hemen iyot gibi ortaya çıkıyorlar. Kim kimdir sorusunun yanıtını burada bulabilirsiniz.
Başka talepler varmış... Siz de grup olarak demokratik bir ortamda teklifinizi getirirsiniz ve bu teklifiniz makul karşılanırsa buna yönelik de Meclis'te böyle bir karar alınabilir. Ama niçin demokrasinin gereği olarak parlamento içerisinde bu yola başvurmuyorsun da hala sokaklarda bu işi arıyorsun- Burada otoriter bir rejim yok, burada totaliter bir rejim yok, burada otokratik bir rejim yok. Demokratik yollarla iktidara gelmiş parti, demokratik yollarla parlamentoda yerini almış gruplar var. İşte MHP de geldi teklifini ortaya koydu. Biz de teklifimizi ortaya koyduk. Tekliflerimiz az çok farkla, ayrı da olsa birbiriyle neredeyse örtüşen teklifler. Nitekim her iki partinin de desteğiyle buradan geçmiş oldu. Ben MHP'ye de verdiği destekten dolayı teşekkür ediyorum. Diğer partilerden de destek veren varsa onlara da ayrıca teşekkür ediyorum.''
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Halkımız bize diyor ki böyle böyle, düz liselerde, ortaokulda Kuran-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatı seçmeli ders olsun. Kimse buna mecbur edilmiyor. İsteyen girecek bu derse. İsteyen girmeyecek. Kimse mecbur değil. Niye bundan rahatsız oluyorlar'' dedi. Erdoğan, kesintisiz eğitimi 12 yıla çıkaran kanun tasarısına yönelik muhalefet partilerinin tutumu ve sivil toplum örgütlerinin yaptıkları eylemler ile ortaokul ve liselerde Kuran-ı Kerim ile Hazreti Muhammed'in hayatının seçmeli ders olarak okutulması ile ilgili bir soru üzerine şunları kaydetti:
''Şüphesiz ki gösteri ve yürüyüşün hepsi kanuna tabidir. Kanuna tabi olarak gösteri ve yürüyüş yapılıyorsa ve oradaki valilik kalkıp da şurada bunu yapacaksınız deyip de orada yapılıyorsa orada bu gösteriyi yapanların güvenliğini sağlamakla görevlidir emniyet yetkilisi. Bunu sağlar. Ama yok böyle bir izin almadan, haber bile vermeden bu tür adımlar atılıyorsa her taraf kırılıp dökülüyorsa orada da bu defa çevrenin emniyetini, güvenliğini almakla görevlidir.
Şimdi görünen o ki bu noktada bazı sıkıntılar ortada var. Polisimiz burada çevrenin güvenliğini alma ihtiyacını hissettiği için böyle bir adımı atmış olabilir. Yurt dışında olduğum için işin detayını tam bilmiyorum. Fakat ben bugüne kadar ortaya koyduğu işlevi ile her zaman polisimiz dayak yiyen konumuna düşmüştür. Bunu da görüyoruz.''
MHP'ye teşekkür
Özellikle sendikaların yaptığı eylemlerin türünün çok açık ve net ortada olduğunu belirten Erdoğan, CHP'nin Tandoğan Meydanı'nda yaptığı mitinge de değindi.
CHP'nin grup toplantısı ile ilgili gayet güzel bir açıklamayı Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın zaten yaptığını kaydeden Erdoğan, ''Yıllarca TBMM Başkanlığı yapmış bir insan olarak, Grup toplantısının nerede olabileceğini Sayın Arınç ifade etti'' dedi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Sayın Genel Başkan herhalde adresi şaşırdı ki böyle bir grup toplantısını Tandoğan Meydanı'nda yapma zaruretini hissetti. Orada da tabii beklediğinin veya beklentilerinin cevabını alamadı. Fakat üslup tabii bir siyasetçiye, bir genel başkana yakışan bir üslup değil. Onun için de biz aynı üslubu kullanmama sözü verdik. Onun için de kullanmayacağız.
Bir diğer konu, düz liselerde seçmeli ders konusu, Kuran-ı Kerim ve Hazreti Muhammed'in hayatı ile ilgili. Burada siyaset yapıyoruz değil mi- Parlamentodayız, grubumuz var. Bizim de MHP, CHP, BDP'nin de grubu var. Yani bizim seçmeli ders olarak halkımızdan aldığımız bir talebi orada gündeme getirmekten daha doğal ne olur- Halkımız bize diyor ki böyle böyle, düz liselerde, ortaokulda Kuran-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatı seçmeli ders olsun. Kimse buna mecbur edilmiyor. İsteyen girecek bu derse. İsteyen girmeyecek. Kimse mecbur değil. Niye bundan rahatsız oluyorlar- Yani KESK'in mensubunu tekme tokat o derse mi sokacaklar- Yok. Çocuğunu tekme tokat o derse mi sokacaklar- Yok. Niye rahatsız oluyorsun- Hiç rahatsız olmaya gerek yok ama dert başka. Dert işte burada ayrımcı damgasını vuruyorlar. Hemen iyot gibi ortaya çıkıyorlar. Kim kimdir sorusunun yanıtını burada bulabilirsiniz.
Başka talepler varmış... Siz de grup olarak demokratik bir ortamda teklifinizi getirirsiniz ve bu teklifiniz makul karşılanırsa buna yönelik de Meclis'te böyle bir karar alınabilir. Ama niçin demokrasinin gereği olarak parlamento içerisinde bu yola başvurmuyorsun da hala sokaklarda bu işi arıyorsun- Burada otoriter bir rejim yok, burada totaliter bir rejim yok, burada otokratik bir rejim yok. Demokratik yollarla iktidara gelmiş parti, demokratik yollarla parlamentoda yerini almış gruplar var. İşte MHP de geldi teklifini ortaya koydu. Biz de teklifimizi ortaya koyduk. Tekliflerimiz az çok farkla, ayrı da olsa birbiriyle neredeyse örtüşen teklifler. Nitekim her iki partinin de desteğiyle buradan geçmiş oldu. Ben MHP'ye de verdiği destekten dolayı teşekkür ediyorum. Diğer partilerden de destek veren varsa onlara da ayrıca teşekkür ediyorum.''
Son Güncelleme: Cuma, 30 Mart 2012 07:01
Gösterim: 1429
TBMM Genel Kurulunda, zorunlu eğitimi kademelendirerek 12 yıla çıkaran yasa teklifinin 1. Bölümü kabul edildi.
''Temel kanun'' olarak görüşülen, 1 ile 13. maddeleri içeren 1. Bölümdeki maddelere göre, zorunlu ilköğretim çağı, 6-14 yaş yerine 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsayacak. Bu çağ, çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlayıp, 13 yaşını bitirip 14 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda bitecek.
İlköğretim; 4 yıllık zorunlu ilkokul ile 4 yıllık zorunlu ortaokuldan oluşacak.
8 yıllık okullarda, kesintisiz eğitim yapılan ilköğretim kurumları, artık ilkokul ve ortaokul olarak bağımsız okullar şeklinde kurulacak. Ancak ortaokullar, imkan ve şartlara göre ilkokul veya liselerle birlikte de kurulabilecek.
İlköğretimin, özel idare bütçelerinden yıllık gelirin en az yüzde 20'si oranında elde edilecek gelirleri; ortaöğretim kurumlarının arsa temini, binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanması için de kullanılacak.
İlköğretim ve Eğitim Kanunu'nda yapılan bu değişiklikler, Milli Eğitim Kanunu'nda da yapılıyor.
İmam-hatip ortaokulları
İlköğretim kurumları tanımlanırken, ''imam-hatip ortaokulları'' da bu tanımda yer aldı. Buna göre, ilköğretim kurumları; 4 yıllık zorunlu ilkokullar, 4 yıllık zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkan veren ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarından oluşacak.
Ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarında; lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulacak.
Kur’an’ı Kerim seçmeli ders oldu
Ortaokul ve liselerde, Kur'an-ı Kerim ve ''Hz. Peygamberimizin hayatı'', isteğe bağlı, seçmeli ders olarak okutulacak. Bu okullarda okutulacak diğer seçmeli dersler ile imam-hatip ortaokulları ve diğer ortaokullar için oluşturulacak program seçenekleri, Bakanlıkça belirlenecek.
Ortaöğretim ise ilköğretime dayalı, 4 yıllık zorunlu, örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarını kapsayacak. Bu okulları bitirenlere, ortaöğretim diploması verilecek.
Zorunlu ortaöğretim, 2012-2013 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulanacak. Bakanlar Kurulu, uygulamayı bir eğitim-öğretim yılı erteleyebilecek.
Teklifle, ilgili kanundaki ''8 yıllık kesintisiz ilköğretim'' ibaresi ''ilköğretim ve ortaöğretim'' şeklinde değiştiriliyor ve ''8 yıllık kesintisiz'' ibaresi çıkarılıyor.
Genel Kurulda, teklifin 2. bölümü üzerinde görüşmelere geçildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TBMM Genel Kurulunda, zorunlu eğitimi kademelendirerek 12 yıla çıkaran yasa teklifinin 1. Bölümü kabul edildi.
''Temel kanun'' olarak görüşülen, 1 ile 13. maddeleri içeren 1. Bölümdeki maddelere göre, zorunlu ilköğretim çağı, 6-14 yaş yerine 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsayacak. Bu çağ, çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlayıp, 13 yaşını bitirip 14 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda bitecek.
İlköğretim; 4 yıllık zorunlu ilkokul ile 4 yıllık zorunlu ortaokuldan oluşacak.
8 yıllık okullarda, kesintisiz eğitim yapılan ilköğretim kurumları, artık ilkokul ve ortaokul olarak bağımsız okullar şeklinde kurulacak. Ancak ortaokullar, imkan ve şartlara göre ilkokul veya liselerle birlikte de kurulabilecek.
İlköğretimin, özel idare bütçelerinden yıllık gelirin en az yüzde 20'si oranında elde edilecek gelirleri; ortaöğretim kurumlarının arsa temini, binalarının yapım, bakım ve onarımı ile diğer ihtiyaçlarının karşılanması için de kullanılacak.
İlköğretim ve Eğitim Kanunu'nda yapılan bu değişiklikler, Milli Eğitim Kanunu'nda da yapılıyor.
İmam-hatip ortaokulları
İlköğretim kurumları tanımlanırken, ''imam-hatip ortaokulları'' da bu tanımda yer aldı. Buna göre, ilköğretim kurumları; 4 yıllık zorunlu ilkokullar, 4 yıllık zorunlu ve farklı programlar arasında tercihe imkan veren ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarından oluşacak.
Ortaokullar ile imam-hatip ortaokullarında; lise eğitimini destekleyecek şekilde öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçimlik dersler oluşturulacak.
Kur’an’ı Kerim seçmeli ders oldu
Ortaokul ve liselerde, Kur'an-ı Kerim ve ''Hz. Peygamberimizin hayatı'', isteğe bağlı, seçmeli ders olarak okutulacak. Bu okullarda okutulacak diğer seçmeli dersler ile imam-hatip ortaokulları ve diğer ortaokullar için oluşturulacak program seçenekleri, Bakanlıkça belirlenecek.
Ortaöğretim ise ilköğretime dayalı, 4 yıllık zorunlu, örgün veya yaygın öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarını kapsayacak. Bu okulları bitirenlere, ortaöğretim diploması verilecek.
Zorunlu ortaöğretim, 2012-2013 eğitim-öğretim yılından itibaren uygulanacak. Bakanlar Kurulu, uygulamayı bir eğitim-öğretim yılı erteleyebilecek.
Teklifle, ilgili kanundaki ''8 yıllık kesintisiz ilköğretim'' ibaresi ''ilköğretim ve ortaöğretim'' şeklinde değiştiriliyor ve ''8 yıllık kesintisiz'' ibaresi çıkarılıyor.
Genel Kurulda, teklifin 2. bölümü üzerinde görüşmelere geçildi.
Son Güncelleme: Perşembe, 29 Mart 2012 21:30
Gösterim: 1689