Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Eğitim-Bir-Sen tarafından, yarın toplanacak 19’uncu Milli Eğitim Şurası için hazırlanan raporda, "öğretmen istihdamında aşamalı bir seçimi öngören özgün bir modelin oluşturulması" önerildi.

Eğitim-Bir-Senin, 19’uncu Milli Eğitim Şurası gündem maddelerinden "Öğretim Programları ve Haftalık Ders Çizelgeleri"ne ilişkin görüş ve önerilerin yer aldığı raporda, programlara uygun öğretim materyalleri geliştirilmesi, programlara uyumlu öğrenme için derslik sistemine geçilmesi gerektiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

"MEB ve TÜBİTAK tarafından yürütülen program geliştirme ve ders kitabı yazımı çalışmalarında paydaşların katılım ve katkısına imkan sağlanmalı, ortaöğretim programları ve ders çizelgeleri yöneltmeyi sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmeli, ortaöğretim kurumlarında yatay ve dikey geçişlere imkan verilmeli, birleştirilmiş sınıflar öğretim programı geliştirilmeli, okul öncesi ve ilkokul öğrencilerinin de din eğitimi özgürlüğünden yararlanması sağlanmalı, özel imam hatip ortaokulu ve lisesi açılmasına ilişkin fiili engeller kaldırılmalı, karma eğitim zorunluluğu kaldırılmalı, Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek liselerinin öğretim programları ve ders çizelgelerinden alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersi çıkarılmalı, şahsiyet eğitimine dönük spor, sanat ve beceri dersleri verilmeli, eğitim kurumları türlerine göre öğretim programları farklılaştırılmalı, ortak değerleri güçlendirecek manevi içerikli gün ve haftalar eğitim faaliyetlerine dahil edilmeli."

Öğretmen seçiminde yeni model önerisi

Sendika tarafından, şuranın bir diğer gündem maddesi olan "Öğretmen Niteliğinin Arttırılması" konusunda da bazı öneriler getirildi. Buna göre, sendika, öğretmen seçiminde aşamalı bir seçim sistemini içeren özgün bir modelin oluşturulmasını önerdi.

Sendikanın getirdiği öneri şöyle:

"Örneğin, lisans not ortalaması 4.00 üzerinden en az 2.50 olanların öğretmenlik yapmak için başvuruda bulunabilecekleri ilan edilmelidir. Bu şartları sağlayanlar genel kültür testine (Kültür ve Medeniyet Tarihi, Türk Dili ve Edebiyatı, Coğrafya, Eğitim Tarihi, Yakın Dönem Türkiye ve Siyasi Tarihi gibi) tabi tutulmalı, bu sınavdan en az 75 puan alanlar, öğretmenlik mesleğine ilişkin bilgi, beceri, tutum ve davranışları ölçen sınava alınmalı ve bu sınavdan 70 alanlar 12 haftalık adaylık eğitimini almak üzere ilgili kuruma gönderilmeli, adaylık eğitimini başarı ile tamamlayanlar atanmalıdır."

"Nitelikli adayların mesleği tercih etmeleri için teşviklerin verilmesi, ihtiyaç duyulan alanlar önceliğinde öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarında çift dalda öğretmen yetiştirilmesi, öğretmenlere yeni teşviklerin verilmesi ve istihdamda zorluk çekilen bölgelerde görev yapan eğitimcilere ilave teşviklerin verilmesi" ile "Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun çıkarılması" da sendikanın diğer önerileri arasında yer aldı.

Sendika tarafından, şuranın "Yönetici Niteliğinin Arttırılması" gündem maddesi konusunda, eğitim yöneticiliği için özgün ve saydam bir taltif sistemi geliştirilmesi teklifi de getirildi.

Şuranın "Okul Güvenliği" gündemi için ise bir veri tabanı oluşturulması gerektiğine işaret edilen raporda, bilgilendirme kitapçıklarının hazırlanması, güvenli okul standartlarının geliştirilmesi ve okul yemeği uygulamasının başlatılması belirtildi.

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, raporun giriş bölümünde, öğrencilerin ve öğrenci velilerinin de katkı ve katılım sağladığını, akademisyenlerin, eğitim politikaları belirleyici ve uygulayıcılarının ağırlıkta olduğu mini bir eğitim şurası yaptıklarını, tekliflerin ve gerekçelerini ortak akla ve eğitim biliminin gereklerine dayalı olarak belirlediklerini söyledi.

Kaynak Hürriyeteğitim

> Öğretmenlikte aşamalı seçim önerisi

Eğitim-Bir-Sen tarafından, yarın toplanacak 19’uncu Milli Eğitim Şurası için hazırlanan raporda, "öğretmen istihdamında aşamalı bir seçimi öngören özgün bir modelin oluşturulması" önerildi.

Eğitim-Bir-Senin, 19’uncu Milli Eğitim Şurası gündem maddelerinden "Öğretim Programları ve Haftalık Ders Çizelgeleri"ne ilişkin görüş ve önerilerin yer aldığı raporda, programlara uygun öğretim materyalleri geliştirilmesi, programlara uyumlu öğrenme için derslik sistemine geçilmesi gerektiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

"MEB ve TÜBİTAK tarafından yürütülen program geliştirme ve ders kitabı yazımı çalışmalarında paydaşların katılım ve katkısına imkan sağlanmalı, ortaöğretim programları ve ders çizelgeleri yöneltmeyi sağlayacak şekilde yeniden düzenlenmeli, ortaöğretim kurumlarında yatay ve dikey geçişlere imkan verilmeli, birleştirilmiş sınıflar öğretim programı geliştirilmeli, okul öncesi ve ilkokul öğrencilerinin de din eğitimi özgürlüğünden yararlanması sağlanmalı, özel imam hatip ortaokulu ve lisesi açılmasına ilişkin fiili engeller kaldırılmalı, karma eğitim zorunluluğu kaldırılmalı, Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek liselerinin öğretim programları ve ders çizelgelerinden alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersi çıkarılmalı, şahsiyet eğitimine dönük spor, sanat ve beceri dersleri verilmeli, eğitim kurumları türlerine göre öğretim programları farklılaştırılmalı, ortak değerleri güçlendirecek manevi içerikli gün ve haftalar eğitim faaliyetlerine dahil edilmeli."

Öğretmen seçiminde yeni model önerisi

Sendika tarafından, şuranın bir diğer gündem maddesi olan "Öğretmen Niteliğinin Arttırılması" konusunda da bazı öneriler getirildi. Buna göre, sendika, öğretmen seçiminde aşamalı bir seçim sistemini içeren özgün bir modelin oluşturulmasını önerdi.

Sendikanın getirdiği öneri şöyle:

"Örneğin, lisans not ortalaması 4.00 üzerinden en az 2.50 olanların öğretmenlik yapmak için başvuruda bulunabilecekleri ilan edilmelidir. Bu şartları sağlayanlar genel kültür testine (Kültür ve Medeniyet Tarihi, Türk Dili ve Edebiyatı, Coğrafya, Eğitim Tarihi, Yakın Dönem Türkiye ve Siyasi Tarihi gibi) tabi tutulmalı, bu sınavdan en az 75 puan alanlar, öğretmenlik mesleğine ilişkin bilgi, beceri, tutum ve davranışları ölçen sınava alınmalı ve bu sınavdan 70 alanlar 12 haftalık adaylık eğitimini almak üzere ilgili kuruma gönderilmeli, adaylık eğitimini başarı ile tamamlayanlar atanmalıdır."

"Nitelikli adayların mesleği tercih etmeleri için teşviklerin verilmesi, ihtiyaç duyulan alanlar önceliğinde öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarında çift dalda öğretmen yetiştirilmesi, öğretmenlere yeni teşviklerin verilmesi ve istihdamda zorluk çekilen bölgelerde görev yapan eğitimcilere ilave teşviklerin verilmesi" ile "Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun çıkarılması" da sendikanın diğer önerileri arasında yer aldı.

Sendika tarafından, şuranın "Yönetici Niteliğinin Arttırılması" gündem maddesi konusunda, eğitim yöneticiliği için özgün ve saydam bir taltif sistemi geliştirilmesi teklifi de getirildi.

Şuranın "Okul Güvenliği" gündemi için ise bir veri tabanı oluşturulması gerektiğine işaret edilen raporda, bilgilendirme kitapçıklarının hazırlanması, güvenli okul standartlarının geliştirilmesi ve okul yemeği uygulamasının başlatılması belirtildi.

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, raporun giriş bölümünde, öğrencilerin ve öğrenci velilerinin de katkı ve katılım sağladığını, akademisyenlerin, eğitim politikaları belirleyici ve uygulayıcılarının ağırlıkta olduğu mini bir eğitim şurası yaptıklarını, tekliflerin ve gerekçelerini ortak akla ve eğitim biliminin gereklerine dayalı olarak belirlediklerini söyledi.

Kaynak Hürriyeteğitim

Son Güncelleme: Pazartesi, 01 Aralık 2014 16:29

Gösterim: 1069

Milli Eğitim Bakanı Avcı, Antalya'da düzenlenen 1. Eğitim Kongresi'nin kapanışında "21. Yüzyılda Eğitim Nasıl Olmalı" konulu konuşma yaptı

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Antalya'da 1. Eğitim Kongresi'nin kapanışına katıldı.

Bakan Avcı, Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde düzenlenen kongrenin kapanışında "21. Yüzyılda Eğitim Nasıl Olmalı" konulu konuşmasında, kongrenin açılışında, aynı tarihte Azerbaycan'daki bir toplantıya katıldığı için bulunamadığını söyledi.

Yıldızlı bir gecede gökyüzüne bakıldığında milyonlarca yıldız görüldüğünü dile getiren Avcı, oysa gök bilimcilerin bu yıldızların birçoğunun artık olmadığını, yıldızların milyonlarca ışık yılı uzakta bulundukları için yansımalarının halen görülebildiğini söylediklerini anlattı.

Sosyal kurumlarda da benzer bir yanılsama olduğunu düşündüğünü ifade eden Avcı, şöyle devam etti:

"Bir zamanlar reel ihtiyaçları karşılamak üzere tasarlanmış, kurulmuş pek çok müessese veya anlayış, artık kendini hazırlayan o şartlar ortadan kalktığı için fiili varlıkları sona ermiş olmakla birlikte, hala görüntüde varlıklarını sürdürüyor. Eğitim gibi çok hızlı değişen veya gelişen bir süreçler toplamında bu tür yıldızlar görünmeye devam ediyor. Bunların hangileri olduğunu, gerçekten miadını doldurmuş olanlarla yeni yeni görmeye başladığımız veya doğdukları halde bize henüz ışıkları ulaşmadığı için varlıklarının farkında olmadığımız eğitim kurumları, yeni anlayışlar nelerdir, bunların tartışıldığı bir kongre oldu. Hem bugünkü durumumuzu hem dünkü şartlarımızı hem de muhtemel gelecek tasavvurlarımızı enine boyuna konuşma, tartışma fırsatı bulduğumuzu biliyorum."

Avcı, 21. yüzyılda ve daha sonrasında olması gerekenleri, olabilecekleri, olmasını istediklerini tartışılırken, bir yandan da tüm bunlar olup bitene kadar veya olurken işlerin devam etmesi gerektiğinin altını çizdi.

"Çocuklarımızın 21. yüzyıl eğitimi için düşünmeye başladık, düşünüyoruz ama henüz sonuç alamadık" diyen Avcı, şunları kaydetti:

"O zamana kadar 'hepiniz tatil yapın' desek herhalde çok hoşlarına giderdi ama bunu yapma şansımız yok. Bunu 4+4+4 düzenlemesine geçilirken de otoyolda 150 kilometre hızla giden bir otobüsün rektefiye edilmesine benzeterek anlatmaya çalışmıştık. Bir yandan otobüs yoluna devam edecek, bir yandan yolculara vadedilen illere bunları ulaştırmamız gerekiyor. Bir yandan da otobüsün motorunda, lastiklerinde değişiklikler yapacağız. Otobüs yola devam ederken bu tabi hiç kolay değil. Şimdi konuştuklarımız da buna benziyor."

Bakan Avcı, konuşmasının ardından kongrenin düzenlenmesine katkı ve destek veren kurum ve kuruluşlara plaket verdi.

Sonuç bildirgesi

Bakan Avcı'nın konuşmasından önce Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Kongre Düzenleme Kurulu Üyesi Doç. Dr. Halil İbrahim Sağlam, kongrenin sonuç bildirgesini okudu.

Sağlam, 28-30 Kasım tarihlerinde Antalya'da "Bireyden İnsana" mottosu ile toplanan "21. Yüzyılda Bir Eğitim Felsefesi Oluşturmak" ve "Özel Okullar" temalı 1. Eğitim Kongresinin başarıyla tamamlandığını söyledi.

Eğitimin felsefesi konusunda Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından bu kapsamda bir kongrenin ilk kez yapılmasının, geniş bir katılım ve ilginin gösterilmesine yol açtığını dile getiren Sağlam, 3 gün süren kongrede 45 bildiri, 5 çalıştay, 6 çağrılı konuşmacı, 10 panel gerçekleştirildiğini anlattı.

Sağlam, kongrenin ilk gününde açılış konuşmalarını takiben beş ayrı salonda faaliyetler yürütüldüğünü ifade ederek, eğitimin felsefi boyutunun, estetik, ontoloji ve metafizik, medeniyet, etik, epistemoloji, eğitim politikası, özel öğretim kurumları, kültür ve din cephelerinden tartışıldığını bildirdi.

Bu çerçevede yapılan sunumlarda eğitim ve felsefe arasındaki ilişkiyi 21. yüzyılın ihtiyaçlarına göre yeniden kurmak ve coğrafi, kültürel özellikleri oluşturulacak felsefenin temeli kılmak konusunda bir fikir birliği oluştuğuna işaret eden Sağlam, "Bunun gerçekleştirilebilmesi için öncelikle nasıl bir insan modelinin toplumsal mutabakat çerçevesinde ele alınması gerektiği masaya yatırılmıştır. 21. yüzyıla damgasına vurabilecek bir insan modelinin estetik, düşünsel, duygusal ve değer hususiyetlerinin neler olması gerektiği konusunda yoğun tartışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu anlamda öncelikle bir medeniyet tasavvurunun tartışılması gerektiği farklı konuşmacılar tarafından vurgulanmıştır" dedi.

Özel okulların, Türk eğitim sistemi içerisinde özellikle okul düzleminde yeni bir felsefi yaklaşım oluşturulması konusunda ne tür katkıları olabileceğinin yöneticileri, dernek başkanları ve eğitimcileri tarafından ayrıntılı şekilde ele alındığını dile getiren getiren Sağlam, bu bağlamda dünyadaki eğitim felsefesi yaklaşımlarıyla Türkiye'deki okullarda uygulanan ve uygulanması hedeflenen felsefi yaklaşımların karşılaştırmalı olarak incelenmesi, konu ile ilgili orta ve uzun vadeli çalışmalar yapılması ihtiyacının ortaya konulduğunu kaydetti.

Sağlam, özel okulların Türk eğitim sisteminde gerçekleştirilebilecek bu tür bir felsefi açılıma öncülük edebilmeleri için başlangıçta pilot projeler ile mevcut okulların dışında farklı okul modelleri geliştirebilmelerine izin verilmesinin hayati önem taşıdığının çoğunlukla kabul gördüğünü vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Yeni yüzyıl için tasarlanacak eğitim felsefesinin medeniyet tasavvuruna dayalı, geleneği hesaba katan ve onu zenginleştiren, üzerinde yaşadığımız toprakların mayasıyla yoğrulmuş olması gerektiği vurgulanmıştır. Bu vurgunun 'biz'e ait olanın insanlık medeniyetine katkısı bağlamında ele alınması gerekliliğine hassasiyetle değinilmiştir. Katkılar sadece eleştiri düzeyinde kalmamış, eğitim felsefesinin oluşturulması yönünde öneriler de sunulmuştur. Bu anlamda bütün paydaşların eğitim felsefesi oluşturmada göreve, katkıya ve sorumluluğa açık oluşu önemli bir gelişme olarak görülebilir."

> 21. Yüzyılda Eğitim Nasıl Olmalı?

Milli Eğitim Bakanı Avcı, Antalya'da düzenlenen 1. Eğitim Kongresi'nin kapanışında "21. Yüzyılda Eğitim Nasıl Olmalı" konulu konuşma yaptı

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Antalya'da 1. Eğitim Kongresi'nin kapanışına katıldı.

Bakan Avcı, Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde düzenlenen kongrenin kapanışında "21. Yüzyılda Eğitim Nasıl Olmalı" konulu konuşmasında, kongrenin açılışında, aynı tarihte Azerbaycan'daki bir toplantıya katıldığı için bulunamadığını söyledi.

Yıldızlı bir gecede gökyüzüne bakıldığında milyonlarca yıldız görüldüğünü dile getiren Avcı, oysa gök bilimcilerin bu yıldızların birçoğunun artık olmadığını, yıldızların milyonlarca ışık yılı uzakta bulundukları için yansımalarının halen görülebildiğini söylediklerini anlattı.

Sosyal kurumlarda da benzer bir yanılsama olduğunu düşündüğünü ifade eden Avcı, şöyle devam etti:

"Bir zamanlar reel ihtiyaçları karşılamak üzere tasarlanmış, kurulmuş pek çok müessese veya anlayış, artık kendini hazırlayan o şartlar ortadan kalktığı için fiili varlıkları sona ermiş olmakla birlikte, hala görüntüde varlıklarını sürdürüyor. Eğitim gibi çok hızlı değişen veya gelişen bir süreçler toplamında bu tür yıldızlar görünmeye devam ediyor. Bunların hangileri olduğunu, gerçekten miadını doldurmuş olanlarla yeni yeni görmeye başladığımız veya doğdukları halde bize henüz ışıkları ulaşmadığı için varlıklarının farkında olmadığımız eğitim kurumları, yeni anlayışlar nelerdir, bunların tartışıldığı bir kongre oldu. Hem bugünkü durumumuzu hem dünkü şartlarımızı hem de muhtemel gelecek tasavvurlarımızı enine boyuna konuşma, tartışma fırsatı bulduğumuzu biliyorum."

Avcı, 21. yüzyılda ve daha sonrasında olması gerekenleri, olabilecekleri, olmasını istediklerini tartışılırken, bir yandan da tüm bunlar olup bitene kadar veya olurken işlerin devam etmesi gerektiğinin altını çizdi.

"Çocuklarımızın 21. yüzyıl eğitimi için düşünmeye başladık, düşünüyoruz ama henüz sonuç alamadık" diyen Avcı, şunları kaydetti:

"O zamana kadar 'hepiniz tatil yapın' desek herhalde çok hoşlarına giderdi ama bunu yapma şansımız yok. Bunu 4+4+4 düzenlemesine geçilirken de otoyolda 150 kilometre hızla giden bir otobüsün rektefiye edilmesine benzeterek anlatmaya çalışmıştık. Bir yandan otobüs yoluna devam edecek, bir yandan yolculara vadedilen illere bunları ulaştırmamız gerekiyor. Bir yandan da otobüsün motorunda, lastiklerinde değişiklikler yapacağız. Otobüs yola devam ederken bu tabi hiç kolay değil. Şimdi konuştuklarımız da buna benziyor."

Bakan Avcı, konuşmasının ardından kongrenin düzenlenmesine katkı ve destek veren kurum ve kuruluşlara plaket verdi.

Sonuç bildirgesi

Bakan Avcı'nın konuşmasından önce Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Kongre Düzenleme Kurulu Üyesi Doç. Dr. Halil İbrahim Sağlam, kongrenin sonuç bildirgesini okudu.

Sağlam, 28-30 Kasım tarihlerinde Antalya'da "Bireyden İnsana" mottosu ile toplanan "21. Yüzyılda Bir Eğitim Felsefesi Oluşturmak" ve "Özel Okullar" temalı 1. Eğitim Kongresinin başarıyla tamamlandığını söyledi.

Eğitimin felsefesi konusunda Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından bu kapsamda bir kongrenin ilk kez yapılmasının, geniş bir katılım ve ilginin gösterilmesine yol açtığını dile getiren Sağlam, 3 gün süren kongrede 45 bildiri, 5 çalıştay, 6 çağrılı konuşmacı, 10 panel gerçekleştirildiğini anlattı.

Sağlam, kongrenin ilk gününde açılış konuşmalarını takiben beş ayrı salonda faaliyetler yürütüldüğünü ifade ederek, eğitimin felsefi boyutunun, estetik, ontoloji ve metafizik, medeniyet, etik, epistemoloji, eğitim politikası, özel öğretim kurumları, kültür ve din cephelerinden tartışıldığını bildirdi.

Bu çerçevede yapılan sunumlarda eğitim ve felsefe arasındaki ilişkiyi 21. yüzyılın ihtiyaçlarına göre yeniden kurmak ve coğrafi, kültürel özellikleri oluşturulacak felsefenin temeli kılmak konusunda bir fikir birliği oluştuğuna işaret eden Sağlam, "Bunun gerçekleştirilebilmesi için öncelikle nasıl bir insan modelinin toplumsal mutabakat çerçevesinde ele alınması gerektiği masaya yatırılmıştır. 21. yüzyıla damgasına vurabilecek bir insan modelinin estetik, düşünsel, duygusal ve değer hususiyetlerinin neler olması gerektiği konusunda yoğun tartışmalar gerçekleştirilmiştir. Bu anlamda öncelikle bir medeniyet tasavvurunun tartışılması gerektiği farklı konuşmacılar tarafından vurgulanmıştır" dedi.

Özel okulların, Türk eğitim sistemi içerisinde özellikle okul düzleminde yeni bir felsefi yaklaşım oluşturulması konusunda ne tür katkıları olabileceğinin yöneticileri, dernek başkanları ve eğitimcileri tarafından ayrıntılı şekilde ele alındığını dile getiren getiren Sağlam, bu bağlamda dünyadaki eğitim felsefesi yaklaşımlarıyla Türkiye'deki okullarda uygulanan ve uygulanması hedeflenen felsefi yaklaşımların karşılaştırmalı olarak incelenmesi, konu ile ilgili orta ve uzun vadeli çalışmalar yapılması ihtiyacının ortaya konulduğunu kaydetti.

Sağlam, özel okulların Türk eğitim sisteminde gerçekleştirilebilecek bu tür bir felsefi açılıma öncülük edebilmeleri için başlangıçta pilot projeler ile mevcut okulların dışında farklı okul modelleri geliştirebilmelerine izin verilmesinin hayati önem taşıdığının çoğunlukla kabul gördüğünü vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Yeni yüzyıl için tasarlanacak eğitim felsefesinin medeniyet tasavvuruna dayalı, geleneği hesaba katan ve onu zenginleştiren, üzerinde yaşadığımız toprakların mayasıyla yoğrulmuş olması gerektiği vurgulanmıştır. Bu vurgunun 'biz'e ait olanın insanlık medeniyetine katkısı bağlamında ele alınması gerekliliğine hassasiyetle değinilmiştir. Katkılar sadece eleştiri düzeyinde kalmamış, eğitim felsefesinin oluşturulması yönünde öneriler de sunulmuştur. Bu anlamda bütün paydaşların eğitim felsefesi oluşturmada göreve, katkıya ve sorumluluğa açık oluşu önemli bir gelişme olarak görülebilir."

Son Güncelleme: Pazartesi, 01 Aralık 2014 10:35

Gösterim: 3830

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), eylülde yapılan 40 bin öğretmen atamasında boş kalan 358 kadro için atama tercih başvuruları başladı. 

Eylül ayında yapılan öğretmen atamalarında boş kalan 358 kadro için atama başvuruları bugün başladı.

MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü'nün internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, eylülde yapılan 40 bin öğretmen kadrosuna atama yapılması planlandı ancak 39 bin 642öğretmen ataması yapıldı, 358 kontenjan ise boş kaldı.

Bu bağlamda 2014 Yılı Eylül Dönemi Öğretmenlik İçin Başvuru ve Atama Duyurusu çerçevesinde ilk atama kapsamında başvuruda bulunan adaylar arasında 26. seçenek olarak "Tercihlerim dışındaki başka bir eğitim kurumuna atanmak istiyorum" seçeneğini işaretleyenlerden boş kalan 358 kontenjana 15 alanda öğretmen ataması yapılacak.

Adaylardan 1-5 Aralık'ta http://mebbis.meb.gov.tr ve http://ikgm.meb.gov.tr adreslerinden Elektronik Başvuru Form ile beyan alınacak. Adaylar, bu formlarını süresi içerisinde il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine onaylattıracak.

Atamalar Elektronik Başvuru Formunda "evet" seçeneğini işaretleyenler arasından, alanlar itibarıyla KPSS10 ve KPSS121 puan üstünlüğüne göre yapılacak sıralama sonucunda Bakanlıkça öğretmen ihtiyacı bulunan eğitim kurumlarına kura ile 8 Aralık 2014 tarihinde atama gerçekleştirilecek.

> Ek öğretmen atama başvuruları başladı

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), eylülde yapılan 40 bin öğretmen atamasında boş kalan 358 kadro için atama tercih başvuruları başladı. 

Eylül ayında yapılan öğretmen atamalarında boş kalan 358 kadro için atama başvuruları bugün başladı.

MEB İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü'nün internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, eylülde yapılan 40 bin öğretmen kadrosuna atama yapılması planlandı ancak 39 bin 642öğretmen ataması yapıldı, 358 kontenjan ise boş kaldı.

Bu bağlamda 2014 Yılı Eylül Dönemi Öğretmenlik İçin Başvuru ve Atama Duyurusu çerçevesinde ilk atama kapsamında başvuruda bulunan adaylar arasında 26. seçenek olarak "Tercihlerim dışındaki başka bir eğitim kurumuna atanmak istiyorum" seçeneğini işaretleyenlerden boş kalan 358 kontenjana 15 alanda öğretmen ataması yapılacak.

Adaylardan 1-5 Aralık'ta http://mebbis.meb.gov.tr ve http://ikgm.meb.gov.tr adreslerinden Elektronik Başvuru Form ile beyan alınacak. Adaylar, bu formlarını süresi içerisinde il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerine onaylattıracak.

Atamalar Elektronik Başvuru Formunda "evet" seçeneğini işaretleyenler arasından, alanlar itibarıyla KPSS10 ve KPSS121 puan üstünlüğüne göre yapılacak sıralama sonucunda Bakanlıkça öğretmen ihtiyacı bulunan eğitim kurumlarına kura ile 8 Aralık 2014 tarihinde atama gerçekleştirilecek.

Son Güncelleme: Pazartesi, 01 Aralık 2014 11:18

Gösterim: 1720

TEOG’da yaşanan sıkıntıları çözmek için MEB yeni bir düzenlemeyi hayata geçirecek. İşte TEOG’da yapılacak yeni düzenleme;

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, bu yıl TEOG yerleştirmelerinde yaşanan krizi çözmek için özel okullara yeni bir formül uygulamayı düşündüklerini söyledi, “Özel okullara erken kayıt sistemi getirip, bu tarihi sınırlayacağız. Bir özel okula kayıt yaptıran öğrenci devlete ancak nakille geçebilecek. Kayıt yaptırdığı sistemde görüldüğü için devlet okulunu tercih edemeyecek” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, bu yıl TEOG yerleştirmelerinde yaşanan krizi çözmek için uygulanacak yeni formülü ve öğretmenlere rotasyonun detaylarını Hürriyeteğitim Editörü Nuran Çakmakçı’ya anlattı.

Geçen yıl hem özel hem de devlet okullarına aynı anda kayıt yaptırıldığı için sürekli kontenjanların dolup boşaldığını belirten Tekin, yeni formülü şöyle açıkladı:

“TEOG sonuçları açıklandıktan sonra, öğrencilerin yerleştirme puanları belli olduğu ilk hafta, özel okulların kayıt takvimi başlatılacak. Bu süre en fazla 1 hafta olacak. Temmuzun ilk haftasında sonuçları ilan edip, aynı haftada özel okullara kayıt için süre verilecek. Bu sürede hem özel okullar hem de açık liseye gitmek isteyenler tercih edecekleri okullara kayıt yaptıracak. Kaydını yapan öğrenciler, devlet okullarının listesinden çıkacak. Bu nedenle veliler iyice düşünüp, gideceği okula kesin karar verip, kaydını buna göre yapacak. Bu formüle göre, özel okula kesin kayıt yaptıran öğrencinin adı e-okul sisteminde görülecek. Böylece öğrenci devlet okuluna otomatik olarak yerleştirilemeyecek. Sisteme göre çocuğunun özel okula gitmesine karar veren veliler kaydını yaptırınca, devlet okulları listesinde ismi olmayacak. Özel okula kayıt yaptıran öğrencinin devlete geçişi ancak nakil yoluyla olacak. Nakilde de puan üstünlüğüne göre öğrenci yerleştirilecek. Bu yıl olduğu gibi önümüzdeki yıl da okullardaki boş kontenjanlara öğrenciler okulun taban puanı dikkate alınmadan puan üstünlüğüne göre yerleştirilmeye devam edecek.

Açıktan normal liseye geçiş

Bakanlık önümüzdeki dönem açık liselilere de önemli bir şans tanıyor. Buna göre açık lise öğrencilerine örgün eğitime, yani meslek ya da Anadolu lisesine geçiş hakkı tanınacak. Bu değişikliğe göre açık meslek lisesinde okuyan öğrenci isterse örgün bir meslek lisesine, açık imam hatip lisesinde okuyan öğrenci örgün imam hatip lisesine, açık lise programında okuyan da Anadolu lisesine geçebilecek. Bu geçişlerde puan üstünlüğü esas alınacak.

49 bin öğretmen yer değiştirecek

Aynı okulda 12 yıl görev süresini dolduran öğretmen sayısı 49 bin. Rotasyonla birlikte 49 bin öğretmen de yer değiştirmiş olacak. Eğer 8 yılını dolduran öğretmenlere rotasyon gelseydi bu sayı 90 bin olacaktı. Rotasyon iller arasında değil, aynı ilin ilçeleri arasında yapılacak. Öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliği taslağında yapılacak değişiklikle rotasyona girecek öğretmenler illere göre farklı uygulamaya tabii olacak. Bu durumda aynı okulda 12 yılını doldurmuş bir öğretmen tercih ettiği ilçelere öncelikle atanacak. Bu atama şehirlere göre değişiklik gösterecek. Öğretmenler metropol ilçeler arasında tercih yapabilecek. Ancak İstanbul için henüz ayrıntıları kesinleşmeyen bir başka formül bulunacak.”

> TEOG’da yeni düzenleme

TEOG’da yaşanan sıkıntıları çözmek için MEB yeni bir düzenlemeyi hayata geçirecek. İşte TEOG’da yapılacak yeni düzenleme;

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, bu yıl TEOG yerleştirmelerinde yaşanan krizi çözmek için özel okullara yeni bir formül uygulamayı düşündüklerini söyledi, “Özel okullara erken kayıt sistemi getirip, bu tarihi sınırlayacağız. Bir özel okula kayıt yaptıran öğrenci devlete ancak nakille geçebilecek. Kayıt yaptırdığı sistemde görüldüğü için devlet okulunu tercih edemeyecek” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, bu yıl TEOG yerleştirmelerinde yaşanan krizi çözmek için uygulanacak yeni formülü ve öğretmenlere rotasyonun detaylarını Hürriyeteğitim Editörü Nuran Çakmakçı’ya anlattı.

Geçen yıl hem özel hem de devlet okullarına aynı anda kayıt yaptırıldığı için sürekli kontenjanların dolup boşaldığını belirten Tekin, yeni formülü şöyle açıkladı:

“TEOG sonuçları açıklandıktan sonra, öğrencilerin yerleştirme puanları belli olduğu ilk hafta, özel okulların kayıt takvimi başlatılacak. Bu süre en fazla 1 hafta olacak. Temmuzun ilk haftasında sonuçları ilan edip, aynı haftada özel okullara kayıt için süre verilecek. Bu sürede hem özel okullar hem de açık liseye gitmek isteyenler tercih edecekleri okullara kayıt yaptıracak. Kaydını yapan öğrenciler, devlet okullarının listesinden çıkacak. Bu nedenle veliler iyice düşünüp, gideceği okula kesin karar verip, kaydını buna göre yapacak. Bu formüle göre, özel okula kesin kayıt yaptıran öğrencinin adı e-okul sisteminde görülecek. Böylece öğrenci devlet okuluna otomatik olarak yerleştirilemeyecek. Sisteme göre çocuğunun özel okula gitmesine karar veren veliler kaydını yaptırınca, devlet okulları listesinde ismi olmayacak. Özel okula kayıt yaptıran öğrencinin devlete geçişi ancak nakil yoluyla olacak. Nakilde de puan üstünlüğüne göre öğrenci yerleştirilecek. Bu yıl olduğu gibi önümüzdeki yıl da okullardaki boş kontenjanlara öğrenciler okulun taban puanı dikkate alınmadan puan üstünlüğüne göre yerleştirilmeye devam edecek.

Açıktan normal liseye geçiş

Bakanlık önümüzdeki dönem açık liselilere de önemli bir şans tanıyor. Buna göre açık lise öğrencilerine örgün eğitime, yani meslek ya da Anadolu lisesine geçiş hakkı tanınacak. Bu değişikliğe göre açık meslek lisesinde okuyan öğrenci isterse örgün bir meslek lisesine, açık imam hatip lisesinde okuyan öğrenci örgün imam hatip lisesine, açık lise programında okuyan da Anadolu lisesine geçebilecek. Bu geçişlerde puan üstünlüğü esas alınacak.

49 bin öğretmen yer değiştirecek

Aynı okulda 12 yıl görev süresini dolduran öğretmen sayısı 49 bin. Rotasyonla birlikte 49 bin öğretmen de yer değiştirmiş olacak. Eğer 8 yılını dolduran öğretmenlere rotasyon gelseydi bu sayı 90 bin olacaktı. Rotasyon iller arasında değil, aynı ilin ilçeleri arasında yapılacak. Öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliği taslağında yapılacak değişiklikle rotasyona girecek öğretmenler illere göre farklı uygulamaya tabii olacak. Bu durumda aynı okulda 12 yılını doldurmuş bir öğretmen tercih ettiği ilçelere öncelikle atanacak. Bu atama şehirlere göre değişiklik gösterecek. Öğretmenler metropol ilçeler arasında tercih yapabilecek. Ancak İstanbul için henüz ayrıntıları kesinleşmeyen bir başka formül bulunacak.”

Son Güncelleme: Pazartesi, 01 Aralık 2014 10:19

Gösterim: 2140

ABD'den Japonya'ya, Rusya'dan Güney Afrika'ya, Cibuti'den Küba'ya kadar 103 ülkeden 2 bin 582 akademisyen Türkiye'de görev yapıyor.

AA muhabirinin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'deki 181 üniversiteden 153'ünde yabancı öğretim elemanı görev alıyor.

Dünyanın farklı coğrafyalarından 103 ülkeden 2 bin 582 akademisyen, Türk üniversitelerinde eğitim veriyor.

Yabancı akademisyenlerden 203'ü profesör, 183'ü doçent, 550'si yardımcı doçent, 812'si öğretim görevlisi, 663'ü okutman, 61'i uzman, 110'u araştırma görevlisi olarak görevini sürdürüyor.

En fazla akademisyen ABD'den

Türkiye'deki üniversitelerde eğitim veren yabancı akademisyenlerde ise ABD'liler ilk sırada yer alıyor. ABD uyruklu 17'si profesör, 8'i doçent, 66'sı yardımcı doçent olmak üzere 436 öğretim elemanı çeşitli üniversitelerde eğitim veriyor.

Üniversitelerdeki yabancı uyruklu akademisyen sayısında ABD'yi 248 öğretim elemanıyla Azerbaycan, 239 akademisyenle İngiltere takip ediyor.

Yabancı akademisyenler arasında 96 Alman, 49 Fransız, 29 Japon, 72 Rus, 61 Yunan, 192 Suriyeli öğretim görevlisi de yer alıyor.

Türkiye'de Küba'dan 2, Vietnam, Cibuti, Fildişi Sahili'nden de 1'er öğretim görevlisi bulunuyor.

> Türkiye'de 2 bin 582 yabancı akademisyen eğitim veriyor

ABD'den Japonya'ya, Rusya'dan Güney Afrika'ya, Cibuti'den Küba'ya kadar 103 ülkeden 2 bin 582 akademisyen Türkiye'de görev yapıyor.

AA muhabirinin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı verilerinden derlediği bilgilere göre, Türkiye'deki 181 üniversiteden 153'ünde yabancı öğretim elemanı görev alıyor.

Dünyanın farklı coğrafyalarından 103 ülkeden 2 bin 582 akademisyen, Türk üniversitelerinde eğitim veriyor.

Yabancı akademisyenlerden 203'ü profesör, 183'ü doçent, 550'si yardımcı doçent, 812'si öğretim görevlisi, 663'ü okutman, 61'i uzman, 110'u araştırma görevlisi olarak görevini sürdürüyor.

En fazla akademisyen ABD'den

Türkiye'deki üniversitelerde eğitim veren yabancı akademisyenlerde ise ABD'liler ilk sırada yer alıyor. ABD uyruklu 17'si profesör, 8'i doçent, 66'sı yardımcı doçent olmak üzere 436 öğretim elemanı çeşitli üniversitelerde eğitim veriyor.

Üniversitelerdeki yabancı uyruklu akademisyen sayısında ABD'yi 248 öğretim elemanıyla Azerbaycan, 239 akademisyenle İngiltere takip ediyor.

Yabancı akademisyenler arasında 96 Alman, 49 Fransız, 29 Japon, 72 Rus, 61 Yunan, 192 Suriyeli öğretim görevlisi de yer alıyor.

Türkiye'de Küba'dan 2, Vietnam, Cibuti, Fildişi Sahili'nden de 1'er öğretim görevlisi bulunuyor.

Son Güncelleme: Pazartesi, 01 Aralık 2014 09:56

Gösterim: 1151


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.