Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

ABD’deki ‘Wall Street’i işgal et’ eylemleri sırasında California Üniversitesi’nde protesto amacıyla oturma eylemi yapan 21 öğrenciye biber gazı sıkılmasının ardından, üniversitenin ödeyeceği tazminat belli oldu.

18 Kasım 2011’de sivil itaatsizlik eylemi yapan öğrencilere kısa mesafeden biber gazı sıkan polis memuru John Pike’ın kovulmasının ardından üniversite, 21 öğrencinin avukatlarıyla anlaştı. California Üniversitesi’ne kamu davası açılmasını engelleyeceği düşünülen anlaşmanın koşulları açıklanmadı.

Koşullar açıklanmasa da, şiddete uğrayan öğrencilerin herbirine 30 bin dolar verileceği, mahkeme giderleri ve ek tazminatlarla okul yönetiminin toplamda, yaklaşık 1 milyon dolar ödeyeceği bilgisi sızdırıldı.

Okul ayrıca, olaydan etkilenen her öğrenciye birer özür mektubu yazacak.

Tazminatla ilgili mutabakat metni, federal savcının kabul etmesiyle yürürlüğe konacak.

Üniversitede oturma eylemi yapan öğrencilere yakın mesafeden biber gazı sıkıldığını gösteren video internete sızdığında büyük tepki çekmiş, uluslararası medyada geniş yer almış ve milyonlarca kez izlenmişti.

California Üniversitesi öğrencilerinin direnişine biber gazıyla karşılık veren polis John Pike'ın, üniversitenin iç soruşturma raporunda aklanmasına rağmen, Ağustos ayında ücretli izne ayrılmasına karar verilmişti. Bunun ardından da, 11 yıldır kampusta görev yapan Pike'ın 110 bin dolarlık yıllık anlaşması tamamen feshedilmişti.

Türkiye'de de yaşanıyor

Polisin, başta öğrenciler olmak üzere eylem yapan halka karşı kullandığı biber gazı Türkiye'de de birçok kez tartışma konusu oldu.

Yakın geçmişte meydana gelen en acı olay ise Yalova'da polisin biber gazı sıktığı 31 yaşındaki astım hastası bir gencin hayatını kaybetmesiydi.

Geçen Mayıs ayında, sokakta yürürken görüp ayırmaya çalıştığı kavganın ortasında kalan Çayan Birben, gelen polislerin tarafları ayırmak için sıktığı biber gazından etkilenip hastanelik olmuş, Yalova Devlet Hastanesi yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınmasına rağmen yaşamını yitirmişti. Yakınları, Birben'in astım hastası olduğunu ve polisin uyarılara rağmen biber gazı sıktığını öne sürmüştü. Yalova Emniyet Müdürlüğü ise olay günü Birben'in 4-5 kişilik bir grupla başka bir gruba saldırdığını, polislerin tarafları ayırdığını açıklamıştı.

Adli ve idari soruşturması halen devam eden bu olaydan sonra, polisin biber gazlı müdahalesi hakkında uzun süre tartışmalar yaşandı.

Temkinli kullanmak yerine ambulans

Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu, tartışmalar üzerine yaptığı yazılı açıklamada, biber gazı kullanımının nefes borusu ve hava yollarında daralma, havayolu ve akciğer dokusunda iltihap ve şişmeye yol açtığını, bu gaza maruz kalan astım hastalarında ölüme sebebiyet verebileceğini belirtti.

Bu acı olayın üzerinden henüz birkaç gün geçmişken, yetkililerin yaptığı uyarılara rağmen, Çanakkale'de, pankart astıkları için tutuklanan arkadaşlarına destek olmak için oturma eylemi yapan 15 öğrenciye polis, biber gazlı müdahalede bulundu.

Polis, gaza maruz kalan ve aralarında astım rahatsızlığı bulunduğu belirtilen yedi öğrenci için hemen ambulans çağırdı.(hürriyeteğitim)

> Biber gazına rekor tazminat!

ABD’deki ‘Wall Street’i işgal et’ eylemleri sırasında California Üniversitesi’nde protesto amacıyla oturma eylemi yapan 21 öğrenciye biber gazı sıkılmasının ardından, üniversitenin ödeyeceği tazminat belli oldu.

18 Kasım 2011’de sivil itaatsizlik eylemi yapan öğrencilere kısa mesafeden biber gazı sıkan polis memuru John Pike’ın kovulmasının ardından üniversite, 21 öğrencinin avukatlarıyla anlaştı. California Üniversitesi’ne kamu davası açılmasını engelleyeceği düşünülen anlaşmanın koşulları açıklanmadı.

Koşullar açıklanmasa da, şiddete uğrayan öğrencilerin herbirine 30 bin dolar verileceği, mahkeme giderleri ve ek tazminatlarla okul yönetiminin toplamda, yaklaşık 1 milyon dolar ödeyeceği bilgisi sızdırıldı.

Okul ayrıca, olaydan etkilenen her öğrenciye birer özür mektubu yazacak.

Tazminatla ilgili mutabakat metni, federal savcının kabul etmesiyle yürürlüğe konacak.

Üniversitede oturma eylemi yapan öğrencilere yakın mesafeden biber gazı sıkıldığını gösteren video internete sızdığında büyük tepki çekmiş, uluslararası medyada geniş yer almış ve milyonlarca kez izlenmişti.

California Üniversitesi öğrencilerinin direnişine biber gazıyla karşılık veren polis John Pike'ın, üniversitenin iç soruşturma raporunda aklanmasına rağmen, Ağustos ayında ücretli izne ayrılmasına karar verilmişti. Bunun ardından da, 11 yıldır kampusta görev yapan Pike'ın 110 bin dolarlık yıllık anlaşması tamamen feshedilmişti.

Türkiye'de de yaşanıyor

Polisin, başta öğrenciler olmak üzere eylem yapan halka karşı kullandığı biber gazı Türkiye'de de birçok kez tartışma konusu oldu.

Yakın geçmişte meydana gelen en acı olay ise Yalova'da polisin biber gazı sıktığı 31 yaşındaki astım hastası bir gencin hayatını kaybetmesiydi.

Geçen Mayıs ayında, sokakta yürürken görüp ayırmaya çalıştığı kavganın ortasında kalan Çayan Birben, gelen polislerin tarafları ayırmak için sıktığı biber gazından etkilenip hastanelik olmuş, Yalova Devlet Hastanesi yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınmasına rağmen yaşamını yitirmişti. Yakınları, Birben'in astım hastası olduğunu ve polisin uyarılara rağmen biber gazı sıktığını öne sürmüştü. Yalova Emniyet Müdürlüğü ise olay günü Birben'in 4-5 kişilik bir grupla başka bir gruba saldırdığını, polislerin tarafları ayırdığını açıklamıştı.

Adli ve idari soruşturması halen devam eden bu olaydan sonra, polisin biber gazlı müdahalesi hakkında uzun süre tartışmalar yaşandı.

Temkinli kullanmak yerine ambulans

Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu, tartışmalar üzerine yaptığı yazılı açıklamada, biber gazı kullanımının nefes borusu ve hava yollarında daralma, havayolu ve akciğer dokusunda iltihap ve şişmeye yol açtığını, bu gaza maruz kalan astım hastalarında ölüme sebebiyet verebileceğini belirtti.

Bu acı olayın üzerinden henüz birkaç gün geçmişken, yetkililerin yaptığı uyarılara rağmen, Çanakkale'de, pankart astıkları için tutuklanan arkadaşlarına destek olmak için oturma eylemi yapan 15 öğrenciye polis, biber gazlı müdahalede bulundu.

Polis, gaza maruz kalan ve aralarında astım rahatsızlığı bulunduğu belirtilen yedi öğrenci için hemen ambulans çağırdı.(hürriyeteğitim)

Son Güncelleme: Cuma, 28 Eylül 2012 10:39

Gösterim: 1786

Türkiye önceki gün okullarda yaşanan iki olayla sarsıldı. İstanbul'da 3. sınıf öğrencisi bir kız çocuğu, 5,5 yaşındaki Eren B.'yi tuvalette ıslatıp dövdü.

İzmir'de ise H.K. (15), fen öğretmeni Rabia Sevilay Durukan'ı bıçaklayarak öldürdü. Sevilay öğretmen toprağa verilirken, olayla ilgili yeni ayrıntılar da ortaya çıktı. Cinayet sırasında okul polisinin, zanlının ailesiyle müdür odasında bulunduğu öğrenildi. H.K'nın olaydan bir gün önce babası tarafından dövüldüğü ve ağabeyinin de uzun süredir cezaevinde olduğu gelen bilgiler arasında.


Cinayeti gören öğrenciler, psikolojik destek bekliyor

İzmir Karabağlar'daki Nazire Merzeci İlköğretim Okulu'nda derse geç kalan 8'inci sınıf öğrencisi H.K.'nın (15), tartıştığı fen öğretmeni Rabia Sevilay Durukan'ı (40) başka bir derste öğrencilerin gözü önünde bıçaklayarak öldürmesi infiale sebep oldu. H.K. tutuklanırken Sevilay öğretmenin meslektaşları ve öğrencileri meydanlara döküldü. İl Milli Eğitim Müdürlüğü de okuldaki öğretmenlerin rehabilitasyonu için uzmanlardan oluşan ekip görevlendirdi. Ancak sınıfta işlenen cinayete şahit olan öğrencilerin durumu konusunda herhangi bir adım atılmadı. Uzmanlar, dün öğretmenlerle görüşmeye başladı. 10 günlük çalışmanın ardından uzman ekibin öğrencilerle de bir araya geleceği öğrenildi. Sevilay öğretmen dün gözyaşları arasında toprağa verilirken törene Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de katıldı.

Ağabey de cezaevinde

Bu arada cinayetin işlendiği sırada okul polisinin, zanlının ailesiyle müdür odasında bulunduğu öğrenildi. Velinin, okul yönetimi ile mutabakat imzalayacağı sırada H.K.'nın Durukan'ı öldürdüğü belirtildi. Okula 500 metre mesafede bulunan H.K.'ya ait evde kimsenin bulunmadığı gözlendi. Baba Cemil K.'nın midyecilik yaptığı, olaydan bir gün önce oğlunu dövdüğü, zanlının ağabeyinin de cezaevinde olduğu gelen bilgiler arasında. H.K.'nin saldırgan olduğunu ve devamlı disipline verildiğini anlatan arkadaşları ise şunları söyledi: "Saygısızdı. Her öğretmene küfür ediyordu. Okuldan kaçar, derslere girmezdi. Yanında 'kelebek' denen bıçakla bazen de jiletle gelirdi. Sinirliydi, sigara da içerdi. Bize iyi davranır, bazen de yardımcı olurdu ama sürekli kavga eden bir tipti. Bize de bıçakla saldırmıştı."

Okulda dövülen çocuğun ailesi müdüre tepkili

İstanbul Bayrampaşa Mustafa Itri İlköğretim Okulu'nda 3. sınıfa giden bir kız çocuğunun 66 aylık (5,5 yaşındaki) Eren B.'yi çarşamba günü tuvalette soyarak ıslatıp dövmesi, yeni eğitim sistemini tartışmaya açtı. Anne Dilek B., medyada çıkan bu haberlere ve okul müdürünün kendilerine karşı sergilediği olumsuz tavra tepkili. Dilek B. yeni eğitim sistemine karşı olmak gibi bir amaçlarının bulunmadığını belirterek, "Eğer istemeseydik çocuğumuza rapor alır, bu sene okula göndermezdik. Provokatif hiçbir eylem amacında değiliz." diye konuştu. Okul müdürüne ve Eren B.'yi döven kız çocuğuna dava açan aile, ilk başta müdüre dava açmak gibi bir amaçlarının olmadığını, ancak müdürün kendilerine karşı sert tutumu sebebiyle kendisinden şikayetçi olduklarını ifade etti. Kamera kayıtlarını seyreden anne Dilek B., kız çocuğunun Eren B.'yi kucağında tuvalete soktuktan sonra 10 dakikalık süre geçtiğini aktardı. Olayı fark eden okul görevlisinin Eren'i kucağında çıplak bir halde dışarıya çıkardığını belirtti. Baba Kader B. ise okul müdürünün olayı kendilerine haber vermediğini, eşinin okula 1 buçuk saat erken gittiği için olayı tesadüfen öğrendiğini aktardı. 5 günlük rapor alan Eren B., okula başladıktan sonra tuvaleti rehber öğretmen eşliğinde kullanacak. (zaman)

> Sevilay öğretmen bıçaklanırken polis, bakın neredeymiş?

Türkiye önceki gün okullarda yaşanan iki olayla sarsıldı. İstanbul'da 3. sınıf öğrencisi bir kız çocuğu, 5,5 yaşındaki Eren B.'yi tuvalette ıslatıp dövdü.

İzmir'de ise H.K. (15), fen öğretmeni Rabia Sevilay Durukan'ı bıçaklayarak öldürdü. Sevilay öğretmen toprağa verilirken, olayla ilgili yeni ayrıntılar da ortaya çıktı. Cinayet sırasında okul polisinin, zanlının ailesiyle müdür odasında bulunduğu öğrenildi. H.K'nın olaydan bir gün önce babası tarafından dövüldüğü ve ağabeyinin de uzun süredir cezaevinde olduğu gelen bilgiler arasında.


Cinayeti gören öğrenciler, psikolojik destek bekliyor

İzmir Karabağlar'daki Nazire Merzeci İlköğretim Okulu'nda derse geç kalan 8'inci sınıf öğrencisi H.K.'nın (15), tartıştığı fen öğretmeni Rabia Sevilay Durukan'ı (40) başka bir derste öğrencilerin gözü önünde bıçaklayarak öldürmesi infiale sebep oldu. H.K. tutuklanırken Sevilay öğretmenin meslektaşları ve öğrencileri meydanlara döküldü. İl Milli Eğitim Müdürlüğü de okuldaki öğretmenlerin rehabilitasyonu için uzmanlardan oluşan ekip görevlendirdi. Ancak sınıfta işlenen cinayete şahit olan öğrencilerin durumu konusunda herhangi bir adım atılmadı. Uzmanlar, dün öğretmenlerle görüşmeye başladı. 10 günlük çalışmanın ardından uzman ekibin öğrencilerle de bir araya geleceği öğrenildi. Sevilay öğretmen dün gözyaşları arasında toprağa verilirken törene Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer de katıldı.

Ağabey de cezaevinde

Bu arada cinayetin işlendiği sırada okul polisinin, zanlının ailesiyle müdür odasında bulunduğu öğrenildi. Velinin, okul yönetimi ile mutabakat imzalayacağı sırada H.K.'nın Durukan'ı öldürdüğü belirtildi. Okula 500 metre mesafede bulunan H.K.'ya ait evde kimsenin bulunmadığı gözlendi. Baba Cemil K.'nın midyecilik yaptığı, olaydan bir gün önce oğlunu dövdüğü, zanlının ağabeyinin de cezaevinde olduğu gelen bilgiler arasında. H.K.'nin saldırgan olduğunu ve devamlı disipline verildiğini anlatan arkadaşları ise şunları söyledi: "Saygısızdı. Her öğretmene küfür ediyordu. Okuldan kaçar, derslere girmezdi. Yanında 'kelebek' denen bıçakla bazen de jiletle gelirdi. Sinirliydi, sigara da içerdi. Bize iyi davranır, bazen de yardımcı olurdu ama sürekli kavga eden bir tipti. Bize de bıçakla saldırmıştı."

Okulda dövülen çocuğun ailesi müdüre tepkili

İstanbul Bayrampaşa Mustafa Itri İlköğretim Okulu'nda 3. sınıfa giden bir kız çocuğunun 66 aylık (5,5 yaşındaki) Eren B.'yi çarşamba günü tuvalette soyarak ıslatıp dövmesi, yeni eğitim sistemini tartışmaya açtı. Anne Dilek B., medyada çıkan bu haberlere ve okul müdürünün kendilerine karşı sergilediği olumsuz tavra tepkili. Dilek B. yeni eğitim sistemine karşı olmak gibi bir amaçlarının bulunmadığını belirterek, "Eğer istemeseydik çocuğumuza rapor alır, bu sene okula göndermezdik. Provokatif hiçbir eylem amacında değiliz." diye konuştu. Okul müdürüne ve Eren B.'yi döven kız çocuğuna dava açan aile, ilk başta müdüre dava açmak gibi bir amaçlarının olmadığını, ancak müdürün kendilerine karşı sert tutumu sebebiyle kendisinden şikayetçi olduklarını ifade etti. Kamera kayıtlarını seyreden anne Dilek B., kız çocuğunun Eren B.'yi kucağında tuvalete soktuktan sonra 10 dakikalık süre geçtiğini aktardı. Olayı fark eden okul görevlisinin Eren'i kucağında çıplak bir halde dışarıya çıkardığını belirtti. Baba Kader B. ise okul müdürünün olayı kendilerine haber vermediğini, eşinin okula 1 buçuk saat erken gittiği için olayı tesadüfen öğrendiğini aktardı. 5 günlük rapor alan Eren B., okula başladıktan sonra tuvaleti rehber öğretmen eşliğinde kullanacak. (zaman)

Son Güncelleme: Cuma, 28 Eylül 2012 09:25

Gösterim: 4122

Sultangazi'de içinde Alevi öğrencilerin de olduğu 600 öğrenciyi, "Genel lisede yer yok" diyerek imam hatip lisesine yönlendiren milli eğitim müdürü görevden alındı.

Yaklaşık 500 bin nüfuslu Sultangazi de sadece 1 genel lise kaldığı için yaşanan sıkıntı ve velilerin eylemleri basına yansıyınca 1 günde çözüm bulundu.

‘Zorunlu’ imam hatip eğitimi skandalı, 1 günde çözüldü. Soruna ‘bilgisayar hatası’nın yol açtığı belirtilirken fatura ilçe milli eğitim müdürüne çıktı. Müdür vekâleten yürüttüğü görevinden alındı. İHL’ye kaydedilmeleri gündeme gelen ve aralarında Alevi gençler de bulunan öğrenciler istedikleri okullara kayıtedilmeye başlandı ve konu Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ’in de gündemine geldi. Bakan Dinçer “hiçbir öğrencinin kendisi veya velisinin isteği dışında bir programda okumaya zorlanamayacağını” vurguladı.

Türkiye ’de 2 yıldır genel liseler Anadolu lisesine dönüştürülüyor. Dönüşüm sırasında İstanbul ’un en kalabalık ilçelerinden Sultangazi’de sadece 1 tek genel lise kaldı. Sultangazi’deki öğrenciler, bu okula ve 3 meslek lisesine kayıt için başvurunca yığılma yaşandı. Başarı puanı düşük binlerce öğrenci açıkta kaldı. Tercih listesi yapan yaklaşık 600 öğrenci, tercih etmediği halde imam hatibe yönlendirildiklerini görünce şoke oldu. Alevi olduklarını belirterek itiraz dilekçeleri yazan ailelerin durumunu sayfalarına taşırken Radikal ’in soruları üzerine İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, müfettiş görevlendirdiklerini açıkladı.

Yıldız, dün son durumu şöyle anlattı: “Konudan haber olunca müfettişleri yolladık. Bilgisayarlarında kendilerince program yapmışlar. İlçede yeni açılan imam hatip var. Boş olunca sistem boş okula öğrencileri otomatik yerleştirmiş. Belli niyetle yönlendirme yok. Ancak bu öğrenciler fiilen kayıt yaptırmamıştı. Listelerde eşleştirmişlerdi. Aileler itiraz dilekçeleri veriyorlardı. Dün sabah itibariyle de bakanlık müfettişleri gitti. İlçe kayıt komisyonu dağıtıldı. İsteği dışında imam hatip lisesine yerleştirilen öğrencilerin hepsi istedikleri okullara yerleştirildi. İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdullah (Avcı) Bey vekâleten bu görevi yapıyordu. Bu olanlardan sonra o görevde tutamazdık. Görevden aldık. Şube müdürü görevine geri döndü. Yeni sistemde en hassas olduğumuz nokta demokratik olması. Prensipleri altüst edecek bir düzenleme söz konusu olamazdı. İstanbul genelinde böyle bir sorun yaşanmadı zaten.”(radikal)

> Zorunlu imam hatip MEB müdürünü görevinden etti

Sultangazi'de içinde Alevi öğrencilerin de olduğu 600 öğrenciyi, "Genel lisede yer yok" diyerek imam hatip lisesine yönlendiren milli eğitim müdürü görevden alındı.

Yaklaşık 500 bin nüfuslu Sultangazi de sadece 1 genel lise kaldığı için yaşanan sıkıntı ve velilerin eylemleri basına yansıyınca 1 günde çözüm bulundu.

‘Zorunlu’ imam hatip eğitimi skandalı, 1 günde çözüldü. Soruna ‘bilgisayar hatası’nın yol açtığı belirtilirken fatura ilçe milli eğitim müdürüne çıktı. Müdür vekâleten yürüttüğü görevinden alındı. İHL’ye kaydedilmeleri gündeme gelen ve aralarında Alevi gençler de bulunan öğrenciler istedikleri okullara kayıtedilmeye başlandı ve konu Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ’in de gündemine geldi. Bakan Dinçer “hiçbir öğrencinin kendisi veya velisinin isteği dışında bir programda okumaya zorlanamayacağını” vurguladı.

Türkiye ’de 2 yıldır genel liseler Anadolu lisesine dönüştürülüyor. Dönüşüm sırasında İstanbul ’un en kalabalık ilçelerinden Sultangazi’de sadece 1 tek genel lise kaldı. Sultangazi’deki öğrenciler, bu okula ve 3 meslek lisesine kayıt için başvurunca yığılma yaşandı. Başarı puanı düşük binlerce öğrenci açıkta kaldı. Tercih listesi yapan yaklaşık 600 öğrenci, tercih etmediği halde imam hatibe yönlendirildiklerini görünce şoke oldu. Alevi olduklarını belirterek itiraz dilekçeleri yazan ailelerin durumunu sayfalarına taşırken Radikal ’in soruları üzerine İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, müfettiş görevlendirdiklerini açıkladı.

Yıldız, dün son durumu şöyle anlattı: “Konudan haber olunca müfettişleri yolladık. Bilgisayarlarında kendilerince program yapmışlar. İlçede yeni açılan imam hatip var. Boş olunca sistem boş okula öğrencileri otomatik yerleştirmiş. Belli niyetle yönlendirme yok. Ancak bu öğrenciler fiilen kayıt yaptırmamıştı. Listelerde eşleştirmişlerdi. Aileler itiraz dilekçeleri veriyorlardı. Dün sabah itibariyle de bakanlık müfettişleri gitti. İlçe kayıt komisyonu dağıtıldı. İsteği dışında imam hatip lisesine yerleştirilen öğrencilerin hepsi istedikleri okullara yerleştirildi. İlçe Milli Eğitim Müdürü Abdullah (Avcı) Bey vekâleten bu görevi yapıyordu. Bu olanlardan sonra o görevde tutamazdık. Görevden aldık. Şube müdürü görevine geri döndü. Yeni sistemde en hassas olduğumuz nokta demokratik olması. Prensipleri altüst edecek bir düzenleme söz konusu olamazdı. İstanbul genelinde böyle bir sorun yaşanmadı zaten.”(radikal)

Son Güncelleme: Perşembe, 27 Eylül 2012 12:08

Gösterim: 1638

Kırklareli’nde 10 Eylül günü Atatürk Anıtı önünde 4+4+4 eğitim sistemini protesto eylemi yapan Eğitim- Sen Kırklareli Şubesi’ne üye 22 kişiye, Kabahatler Kanunu kapsamında ’Yasak yerde basın açıklaması yaptıkları gerekçesiyle 169’ar lira idari para cezası kesildi.

Para cezasını protesto eden Eğitim-Sen Kırklareli Şubesi’ne üye yaklaşık 20 kişi, Öğretmen evi önündeki Kültür Park’ta toplandı. Yeni eğitim sistemini protesto etmek için imza kampanyası başlatıldığını belirten Eğitim-Sen Kırklareli Şube Başkanı Seyfi Meriç şunları söyledi:

"3 Eylül 2012 günü başlatılan imza kampanyası 10 Eylül 2012 günü Ankara’da noktalandı. İmza kampanyasının son günü Kırklareli Vilayet Meydanı’nda 22 eğitimcinin açtıkları imza standında 2 bin 500 imza topladık ve bu imzaları valiliğe verdik. Toplanan imzalardan sonra Vilayet Meydanı Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması yaptık. Ancak Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması yapmak 2007 yılında çıkarılan valilik kararıyla yasaklanmış.

2007 yılındaki karara dayanarak 22 kişiye idari para cezası kesildi. 2007 yılının ihtiyaçları ile 5 yıl sonrası yani 2012 yılının ihtiyaçları aynı değildir. Bu yasağın hangi ihtiyaçtan kaynaklandığı da belli değildir. Aynı yerde değişik zamanlarda basın açıklamaları yapılmıştır. Hatta İstanbul belediyelerinin yaptığı iftar etkinlikleri nedeniyle tümüyle trafiğe kapatılmıştır. Bu nedenle ambulans ve itfaiye gibi kamu araçlarının geçişi engellenerek kamunun can ve mal güvenliği tehdit altında bırakılmıştır. Yapılan basın açıklaması ise trafiği aksatmadan kısa sürede bitirilmiştir. Polis kameraları da basın açıklamasına katılan arkadaşları tespit ederek, yazılan cezalar 22 kişinin adreslerine posta yoluyla gönderilmiştir. Kesilen 169 lira idari para cezasını kınıyoruz. Arkadaşlarımız, cezaya karşı itiraz yolunu kullanarak yargıya başvuracaklar." Yapılan açıklamanın ardından grup, olaysız dağıldı.(hürriyet)

> Basın açıklaması yapan eğitimcilere 169'ar lire ceza

Kırklareli’nde 10 Eylül günü Atatürk Anıtı önünde 4+4+4 eğitim sistemini protesto eylemi yapan Eğitim- Sen Kırklareli Şubesi’ne üye 22 kişiye, Kabahatler Kanunu kapsamında ’Yasak yerde basın açıklaması yaptıkları gerekçesiyle 169’ar lira idari para cezası kesildi.

Para cezasını protesto eden Eğitim-Sen Kırklareli Şubesi’ne üye yaklaşık 20 kişi, Öğretmen evi önündeki Kültür Park’ta toplandı. Yeni eğitim sistemini protesto etmek için imza kampanyası başlatıldığını belirten Eğitim-Sen Kırklareli Şube Başkanı Seyfi Meriç şunları söyledi:

"3 Eylül 2012 günü başlatılan imza kampanyası 10 Eylül 2012 günü Ankara’da noktalandı. İmza kampanyasının son günü Kırklareli Vilayet Meydanı’nda 22 eğitimcinin açtıkları imza standında 2 bin 500 imza topladık ve bu imzaları valiliğe verdik. Toplanan imzalardan sonra Vilayet Meydanı Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması yaptık. Ancak Atatürk Anıtı önünde basın açıklaması yapmak 2007 yılında çıkarılan valilik kararıyla yasaklanmış.

2007 yılındaki karara dayanarak 22 kişiye idari para cezası kesildi. 2007 yılının ihtiyaçları ile 5 yıl sonrası yani 2012 yılının ihtiyaçları aynı değildir. Bu yasağın hangi ihtiyaçtan kaynaklandığı da belli değildir. Aynı yerde değişik zamanlarda basın açıklamaları yapılmıştır. Hatta İstanbul belediyelerinin yaptığı iftar etkinlikleri nedeniyle tümüyle trafiğe kapatılmıştır. Bu nedenle ambulans ve itfaiye gibi kamu araçlarının geçişi engellenerek kamunun can ve mal güvenliği tehdit altında bırakılmıştır. Yapılan basın açıklaması ise trafiği aksatmadan kısa sürede bitirilmiştir. Polis kameraları da basın açıklamasına katılan arkadaşları tespit ederek, yazılan cezalar 22 kişinin adreslerine posta yoluyla gönderilmiştir. Kesilen 169 lira idari para cezasını kınıyoruz. Arkadaşlarımız, cezaya karşı itiraz yolunu kullanarak yargıya başvuracaklar." Yapılan açıklamanın ardından grup, olaysız dağıldı.(hürriyet)

Son Güncelleme: Perşembe, 27 Eylül 2012 17:27

Gösterim: 1659

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) ''Alo 147'' iletişim merkezi, maddi imkansızlıklar nedeniyle okula gidemeyen kız çocuklarına umut oldu.

Kız Çocuklarının Okullaşma Oranının Artırılması Projesi kapsamında, kamuoyunda farkındalığın arttırılması amacıyla kısa film hazırlandı.

Van'ın Gevaş ilçesinde çekilen filmin oyuncuları, depremzede öğrenciler ile çağrı merkezi çalışanlarından seçildi. Hazırlanan yaklaşık 1,5 dakikalık kısa film, kamu spotu olarak ekranlarda yer almaya başladı.

MEB yetkilileri, kamu spotunun yayınlanmasının ardından geçtiğimiz, mart ayında, Van'ın Erciş ilçesinde hizmete giren, ''MEB İletişim Merkezi-Alo 147''yi daha fazla kişinin aradığını belirtti.

''Alo 147'' hattının kız çocuklarının okullaşma oranının artırılması yönünde olumlu katkılar sağladığını kaydeden yetkililer, Anadolu Ajansı'nın geçen hafta yayınladığı ''Alo 147'yi aradı, okuluna geri döndü'' haberinin de bunun göstergesi olduğunu söyledi.

Okumak isteyenler için tüm imkanlar seferber edildi

Ağrı'da Yukarı Yoldüzü köyünde yaşayan Naci Gökçe Lisesi 11. sınıf öğrencisi Gamze Turan, maddi imkansızlıklar nedeniyle ailesi tarafından okula gönderilmeyince, ''Alo 147''yi arayarak, yardım istemiş, MEB yetkililerinin aile ile görüşmesi ve tüm masrafları karşılama sözü vermesi üzerine Gamze Turan tekrar okuluna geri dönmüştü. AA, Gamze Turan'ın okula dönüşünü, kamuoyuna duyurmuştu.

Bakanlık yetkilileri Gamze durumundaki tüm çocuklara ulaşmaya çalıştıklarını ifade ederek, bu tür imkansızlıklar nedeniyle okula gidemeyen çocuklar ile ailelerinden ''Alo 147'yi aramalarını istedi.

Yetkililer, okumak isteyen çocukları okula kazandırmak için devletin tüm imkanlarını seferber ettiklerini kaydettiler.

Aramaların yüzde 92'si bilgi edinme amaçlı

''Alo 147''yi hizmete girdiği günden bu yana yaklaşık 520 bin kişi aradı. Ağustos ayında çağrı merkezini arayanların sayısı ise 106 bin oldu. Arayanların, yüzde 58'ini erkekler, yüzde 42'sini kadınlar oluşturdu. Vatandaşların, yüzde 92'sı bilgi edinme, yüzde 6'si talep, yüzde 1'i şikayet ve yüzde 1'i de görüş ve önerilerini iletmek için iletişim merkezi aradı.

Çağrı merkezini arayanların, 51 bin 50'si açık öğretim işlemlerini, 15 bin 678'i SBS'yi, 10 bin 851'i ise 4+4+4 eğitim sistemini sordu. Bunun dışında öğretmenlerin yer değiştirme ve özür grubu atamalarıyla e-okul, Fatih Projesi ve okul öncesi eğitim konuları da vatandaşların en çok merak ettiği konular arasında yer aldı.

Kamuda en iyi hizmet veren merkez seçildi

''Alo 147'', bağımsız bir şirketin yaptığı ankette, tüm kamu ve özel kurumlardaki verilen çağrı merkezi hizmetleri arasında vatandaş memnuniyeti açısından en iyi hizmet veren merkez seçildi. İlk 3 aylık dönemde MEBİM memnuniyet endeksi 83 olarak belirlendi.

Türkiye genelinde bin 72 noktada 2 bin 20 kişi aynı anda yazılım sistemi üzerinden merkeze iletilen çağrıları görebiliyor.

7 gün 24 saat hizmet veren 100 kişilik çağrı merkezi çalışanlarının yüzde 95'ini depremzede, yüzde 50'sini ise engelli bireyler oluşturuyor.

Lisans, lise, ortaöğretim ve önlisans mezunu olan personele eğitim uzmanları tarafından 80 saatlik, iletişim, kriz yönetim becerisi, konuşma teknikleri, MEB'in tanıtımı konularında eğitim verildi.

İletişim Merkezi'ne gelen tüm çağrılara uzmanlar tarafından doğrudan cevap veriliyor. Çağrıların bir inceleme ve araştırma gerektirmesi veya Bakanlıkça işlem yapılmasını zorunlu kılması nedeniyle hemen cevap üretilemediği durumlarda kurum ve kuruluşlarla iletişime geçilerek en geç 72 saat içerisinde taleplerle ilgili telefon veya SMS aracılığıyla geri dönülüyor.

> Alo 147 okula gidemeyen kız çocuklarına umut oldu

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) ''Alo 147'' iletişim merkezi, maddi imkansızlıklar nedeniyle okula gidemeyen kız çocuklarına umut oldu.

Kız Çocuklarının Okullaşma Oranının Artırılması Projesi kapsamında, kamuoyunda farkındalığın arttırılması amacıyla kısa film hazırlandı.

Van'ın Gevaş ilçesinde çekilen filmin oyuncuları, depremzede öğrenciler ile çağrı merkezi çalışanlarından seçildi. Hazırlanan yaklaşık 1,5 dakikalık kısa film, kamu spotu olarak ekranlarda yer almaya başladı.

MEB yetkilileri, kamu spotunun yayınlanmasının ardından geçtiğimiz, mart ayında, Van'ın Erciş ilçesinde hizmete giren, ''MEB İletişim Merkezi-Alo 147''yi daha fazla kişinin aradığını belirtti.

''Alo 147'' hattının kız çocuklarının okullaşma oranının artırılması yönünde olumlu katkılar sağladığını kaydeden yetkililer, Anadolu Ajansı'nın geçen hafta yayınladığı ''Alo 147'yi aradı, okuluna geri döndü'' haberinin de bunun göstergesi olduğunu söyledi.

Okumak isteyenler için tüm imkanlar seferber edildi

Ağrı'da Yukarı Yoldüzü köyünde yaşayan Naci Gökçe Lisesi 11. sınıf öğrencisi Gamze Turan, maddi imkansızlıklar nedeniyle ailesi tarafından okula gönderilmeyince, ''Alo 147''yi arayarak, yardım istemiş, MEB yetkililerinin aile ile görüşmesi ve tüm masrafları karşılama sözü vermesi üzerine Gamze Turan tekrar okuluna geri dönmüştü. AA, Gamze Turan'ın okula dönüşünü, kamuoyuna duyurmuştu.

Bakanlık yetkilileri Gamze durumundaki tüm çocuklara ulaşmaya çalıştıklarını ifade ederek, bu tür imkansızlıklar nedeniyle okula gidemeyen çocuklar ile ailelerinden ''Alo 147'yi aramalarını istedi.

Yetkililer, okumak isteyen çocukları okula kazandırmak için devletin tüm imkanlarını seferber ettiklerini kaydettiler.

Aramaların yüzde 92'si bilgi edinme amaçlı

''Alo 147''yi hizmete girdiği günden bu yana yaklaşık 520 bin kişi aradı. Ağustos ayında çağrı merkezini arayanların sayısı ise 106 bin oldu. Arayanların, yüzde 58'ini erkekler, yüzde 42'sini kadınlar oluşturdu. Vatandaşların, yüzde 92'sı bilgi edinme, yüzde 6'si talep, yüzde 1'i şikayet ve yüzde 1'i de görüş ve önerilerini iletmek için iletişim merkezi aradı.

Çağrı merkezini arayanların, 51 bin 50'si açık öğretim işlemlerini, 15 bin 678'i SBS'yi, 10 bin 851'i ise 4+4+4 eğitim sistemini sordu. Bunun dışında öğretmenlerin yer değiştirme ve özür grubu atamalarıyla e-okul, Fatih Projesi ve okul öncesi eğitim konuları da vatandaşların en çok merak ettiği konular arasında yer aldı.

Kamuda en iyi hizmet veren merkez seçildi

''Alo 147'', bağımsız bir şirketin yaptığı ankette, tüm kamu ve özel kurumlardaki verilen çağrı merkezi hizmetleri arasında vatandaş memnuniyeti açısından en iyi hizmet veren merkez seçildi. İlk 3 aylık dönemde MEBİM memnuniyet endeksi 83 olarak belirlendi.

Türkiye genelinde bin 72 noktada 2 bin 20 kişi aynı anda yazılım sistemi üzerinden merkeze iletilen çağrıları görebiliyor.

7 gün 24 saat hizmet veren 100 kişilik çağrı merkezi çalışanlarının yüzde 95'ini depremzede, yüzde 50'sini ise engelli bireyler oluşturuyor.

Lisans, lise, ortaöğretim ve önlisans mezunu olan personele eğitim uzmanları tarafından 80 saatlik, iletişim, kriz yönetim becerisi, konuşma teknikleri, MEB'in tanıtımı konularında eğitim verildi.

İletişim Merkezi'ne gelen tüm çağrılara uzmanlar tarafından doğrudan cevap veriliyor. Çağrıların bir inceleme ve araştırma gerektirmesi veya Bakanlıkça işlem yapılmasını zorunlu kılması nedeniyle hemen cevap üretilemediği durumlarda kurum ve kuruluşlarla iletişime geçilerek en geç 72 saat içerisinde taleplerle ilgili telefon veya SMS aracılığıyla geri dönülüyor.

Son Güncelleme: Perşembe, 27 Eylül 2012 11:48

Gösterim: 3289


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.