Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Yabancı özel okullara kayıtlar ne zaman? Yabancı özel okulların 2014 taban puanları. TEOG kapsamında öğrenci alacak yabancı özel okulların taban puanları açıklandı.

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi (TEOG) kapsamında öğrenci alacak yabancı özel okullar taban puanlarını açıkladı. Bu okullara ön kayıtlar 4-5 Ağustos, kesin kayıtlar ise 6-7 Ağustos’ta yapılacak.

Hürriyeteğitim’in haberine göre, Özel Okullar Yerleştirme Puanı’na göre (ÖYP) öğrenci alan özel okullar taban puanlarını açıkladı. Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği tarafından yapılan açıklamaya göre en yüksek puanlı okul her yıl olduğu gibi 795,000 ile Amerikan Robert Lisesi oldu. Üsküdar Amerikan Lisesi 790,00 ile en yüksek puanlı ikinci okul olurken, Alman Lisesi de 775,000 ile üçüncü sırada yer aldı.

Okullar 4-5 Ağustos tarihleri arasında ön kayıt, 6-7 Ağustos tarihlerinde ise kesin kayıt yapacak. Yabancı özel okulların taban puanları ve kontenjanları şöyle:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

> Yabancı özel okulların taban puanları açıklandı

Yabancı özel okullara kayıtlar ne zaman? Yabancı özel okulların 2014 taban puanları. TEOG kapsamında öğrenci alacak yabancı özel okulların taban puanları açıklandı.

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sistemi (TEOG) kapsamında öğrenci alacak yabancı özel okullar taban puanlarını açıkladı. Bu okullara ön kayıtlar 4-5 Ağustos, kesin kayıtlar ise 6-7 Ağustos’ta yapılacak.

Hürriyeteğitim’in haberine göre, Özel Okullar Yerleştirme Puanı’na göre (ÖYP) öğrenci alan özel okullar taban puanlarını açıkladı. Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği tarafından yapılan açıklamaya göre en yüksek puanlı okul her yıl olduğu gibi 795,000 ile Amerikan Robert Lisesi oldu. Üsküdar Amerikan Lisesi 790,00 ile en yüksek puanlı ikinci okul olurken, Alman Lisesi de 775,000 ile üçüncü sırada yer aldı.

Okullar 4-5 Ağustos tarihleri arasında ön kayıt, 6-7 Ağustos tarihlerinde ise kesin kayıt yapacak. Yabancı özel okulların taban puanları ve kontenjanları şöyle:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Son Güncelleme: Pazartesi, 21 Temmuz 2014 11:54

Gösterim: 6406

Özel okullar üzerine çalışan dernek yöneticileri, özel okula dönüşen ve mevcut bütün özel okullara, akreditasyon verilecek sistemden memnun olduklarını belirtti.

Özel okullar üzerine çalışan dernek yöneticileri, özel okula dönüşen ve mevcut bütün özel okullara, standart alanları üzerinden akreditasyon verilecek sistemden memnun olduklarını, sistemin yatırımcıyı cesaretlendireceğini bildirdiler.

Özel Öğretim Derneği (ÖZDER) Başkanı Ahmet Akca, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından özel okullara getirilecek standartlar yönergesiyle ilgili 26-30 Mayıs tarihleri arasında İstanbul'da bir çalıştay düzenlendiğini belirterek, çalıştaya eğitim derneklerinin de katıldığını ifade etti.

Özel okullara verilecek akreditasyon sisteminin bu çalıştaya katılan derneklerin tümünün katkısıyla hazırlandığını bildiren Akca, "Bu yapının çok sağlıklı bir yapı olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'de özel okulculuk istenen seviyede değil, hazırlanan yeni akreditasyon sisteminin, özel okulculuğun gelişmesi ve kalite standartlarının yükselmesi açısından rehberlik edeceğini düşünüyoruz" dedi.

Özel okullara getirilen akreditasyon sisteminin özel okul kurmayı kolaylaştırdığını ve yatırımcıyı cesaretlendirdiğini dile getiren Akca, şöyle konuştu:

"Bu sistem, yatırımcı özel okula yatırım yaptığı andan itibaren yol gösteriyor, onu yönlendiriyor ve rehberlik ediyor. Özel okulun kalitesinin yükselmesini teşvik ediyor. Dolayısıyla bu sistemin devlet okullarına da yansıtılmasını ve devlet okullarına da bir standart verilmesi açısından uygun olacağını düşünüyorum.

Özel okul standartları sayesinde veliler, çocuklarını nasıl bir özel okula göndereceklerini önceden bilecekler. Okulun fiziki şartlarını, tesisin durumunu ve eğitimin kalitesinin ve öğretmenlerinin eğitim durumu gibi pek çok konunun önceden tespiti konusunda önemli bir veri sağlanacak.  Yeni standartlar yönergesinin yayımlanmasıyla birlikte veliler, özel okula ödedikleri ücretle aldıkları hizmeti net olarak görebilecekler. Dolayısıyla bir reklama ya da vaatlerin dışında somut veriler ellerinde olacak."

Taşel: Kaliteyi artıracak

Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı İbrahim Taşel, okulların gruplandırılması özel okullarda kalitenin denetlenmesi ve artırılmasını amaçladığını belirterek, "İyi uygulanabilirse özel okulları gelişmeyecek kalitelerini artırmaya yönlendirecektir. Bu uygulamanın temelinde özel okullar için planlanan devlet teşvikleri programı var" şeklinde konuştu.

Bu durumun da kaliteyi artıma çabası oluşturacağına işaret eden Taşel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gruplamada iki maarif müfettişinin yanı sıra özel okulların üyesi bulunduğu derneklerden bir eğitimini de bulunacak. Böylece biz de bu sürece katkıda bulunacağız. Bakanlığımız bu hafta İstanbul'da birkaç okulda model çalışma yapıyor. Biz de katkıda bulunuyoruz. Hepimizin amacı okullarımızın başarısını ve hizmet kalitesini artırmak. Okulların da bunu doğru anlaması ve anlamlandırması gerekli. Bu verileri haksız rekabete yol açacak biçimde yanıltıcı reklam unsuru olarak kullanmaması gerekir. Ben bu uygulamanın devlet teşviklerinin daha adil dağıtılması ve okul kalitelerinin artması açısından yararlı olacağını düşünüyorum."

Gülan: Her okulun parmak izi gibi farklı özellikleri var

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Yönetim Kurulu Eş Başkanı Cem Gülan ise öncelikle konunun Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından Sivil Toplum Kuruluşlarıyla (STK ) paylaşılmasının ve görüşlerinin alınmasının çok olumlu bir adım olduğunu ifade etti.

Okulların 4 ana alanda belirlenen kriterlere göre bir değerlendirmeye tabi tutulacağını anımsatan Gülan, şunları kaydetti:

"Bu değerlendirmeler yapılırken objektif olunması hatta STK’lardan gözlemci alınması gibi gayet yapıcı çalışmalarda var. Şimdi bildiğim kadarıyla pilot çalışmalar yapılarak belirlenen hususlarda deneniyor. Bir de konuyu sadece hassas noktaları ile masaya yatırmamak gerekir. Örneğin eskiden her okulda olması mecburi olan 'kurumun ibadetini yapmak isteyenlere ayrılacak  alanı' yaklaşık 4 bin  puan kriteri içinde sadece bu alanı bulunan okula 20 puan kazandırabilecek ve zorunlu olmayan bir kriterken bu konu öne çıkarılmamalı.

Görüldüğü gibi el birliği ile güzel bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Dolayısı ile bunu okullar yıldız vermek gibi değerlendirmemek gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda özellikle sistem iyicene oturana kadar kurumlara verilen harfler MEB tarafından gizli tutulursa ve okulların bunu reklam aracı gibi kullanması yasaklanırsa geçiş dönemi sorunsuz atlatılabilir. Çalışmayı olumlu bulduğumu belirtmek isterim. Uzun vadede toplum olarak alışacağımız bu çalışmanın devlet yerine tüm dünyada kabul görecek bağımsız Türk akreditasyon kurumlarınca yapılması ve tek taraflı olmaması için resmi okullara da uygulanması en önemli önerimdir."

> Özel okullar ‘akreditasyon’ hakkında ne düşünüyor?

Özel okullar üzerine çalışan dernek yöneticileri, özel okula dönüşen ve mevcut bütün özel okullara, akreditasyon verilecek sistemden memnun olduklarını belirtti.

Özel okullar üzerine çalışan dernek yöneticileri, özel okula dönüşen ve mevcut bütün özel okullara, standart alanları üzerinden akreditasyon verilecek sistemden memnun olduklarını, sistemin yatırımcıyı cesaretlendireceğini bildirdiler.

Özel Öğretim Derneği (ÖZDER) Başkanı Ahmet Akca, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından özel okullara getirilecek standartlar yönergesiyle ilgili 26-30 Mayıs tarihleri arasında İstanbul'da bir çalıştay düzenlendiğini belirterek, çalıştaya eğitim derneklerinin de katıldığını ifade etti.

Özel okullara verilecek akreditasyon sisteminin bu çalıştaya katılan derneklerin tümünün katkısıyla hazırlandığını bildiren Akca, "Bu yapının çok sağlıklı bir yapı olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'de özel okulculuk istenen seviyede değil, hazırlanan yeni akreditasyon sisteminin, özel okulculuğun gelişmesi ve kalite standartlarının yükselmesi açısından rehberlik edeceğini düşünüyoruz" dedi.

Özel okullara getirilen akreditasyon sisteminin özel okul kurmayı kolaylaştırdığını ve yatırımcıyı cesaretlendirdiğini dile getiren Akca, şöyle konuştu:

"Bu sistem, yatırımcı özel okula yatırım yaptığı andan itibaren yol gösteriyor, onu yönlendiriyor ve rehberlik ediyor. Özel okulun kalitesinin yükselmesini teşvik ediyor. Dolayısıyla bu sistemin devlet okullarına da yansıtılmasını ve devlet okullarına da bir standart verilmesi açısından uygun olacağını düşünüyorum.

Özel okul standartları sayesinde veliler, çocuklarını nasıl bir özel okula göndereceklerini önceden bilecekler. Okulun fiziki şartlarını, tesisin durumunu ve eğitimin kalitesinin ve öğretmenlerinin eğitim durumu gibi pek çok konunun önceden tespiti konusunda önemli bir veri sağlanacak.  Yeni standartlar yönergesinin yayımlanmasıyla birlikte veliler, özel okula ödedikleri ücretle aldıkları hizmeti net olarak görebilecekler. Dolayısıyla bir reklama ya da vaatlerin dışında somut veriler ellerinde olacak."

Taşel: Kaliteyi artıracak

Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) Başkanı İbrahim Taşel, okulların gruplandırılması özel okullarda kalitenin denetlenmesi ve artırılmasını amaçladığını belirterek, "İyi uygulanabilirse özel okulları gelişmeyecek kalitelerini artırmaya yönlendirecektir. Bu uygulamanın temelinde özel okullar için planlanan devlet teşvikleri programı var" şeklinde konuştu.

Bu durumun da kaliteyi artıma çabası oluşturacağına işaret eden Taşel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gruplamada iki maarif müfettişinin yanı sıra özel okulların üyesi bulunduğu derneklerden bir eğitimini de bulunacak. Böylece biz de bu sürece katkıda bulunacağız. Bakanlığımız bu hafta İstanbul'da birkaç okulda model çalışma yapıyor. Biz de katkıda bulunuyoruz. Hepimizin amacı okullarımızın başarısını ve hizmet kalitesini artırmak. Okulların da bunu doğru anlaması ve anlamlandırması gerekli. Bu verileri haksız rekabete yol açacak biçimde yanıltıcı reklam unsuru olarak kullanmaması gerekir. Ben bu uygulamanın devlet teşviklerinin daha adil dağıtılması ve okul kalitelerinin artması açısından yararlı olacağını düşünüyorum."

Gülan: Her okulun parmak izi gibi farklı özellikleri var

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Yönetim Kurulu Eş Başkanı Cem Gülan ise öncelikle konunun Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü tarafından Sivil Toplum Kuruluşlarıyla (STK ) paylaşılmasının ve görüşlerinin alınmasının çok olumlu bir adım olduğunu ifade etti.

Okulların 4 ana alanda belirlenen kriterlere göre bir değerlendirmeye tabi tutulacağını anımsatan Gülan, şunları kaydetti:

"Bu değerlendirmeler yapılırken objektif olunması hatta STK’lardan gözlemci alınması gibi gayet yapıcı çalışmalarda var. Şimdi bildiğim kadarıyla pilot çalışmalar yapılarak belirlenen hususlarda deneniyor. Bir de konuyu sadece hassas noktaları ile masaya yatırmamak gerekir. Örneğin eskiden her okulda olması mecburi olan 'kurumun ibadetini yapmak isteyenlere ayrılacak  alanı' yaklaşık 4 bin  puan kriteri içinde sadece bu alanı bulunan okula 20 puan kazandırabilecek ve zorunlu olmayan bir kriterken bu konu öne çıkarılmamalı.

Görüldüğü gibi el birliği ile güzel bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Dolayısı ile bunu okullar yıldız vermek gibi değerlendirmemek gerektiğini düşünüyorum. Bu konuda özellikle sistem iyicene oturana kadar kurumlara verilen harfler MEB tarafından gizli tutulursa ve okulların bunu reklam aracı gibi kullanması yasaklanırsa geçiş dönemi sorunsuz atlatılabilir. Çalışmayı olumlu bulduğumu belirtmek isterim. Uzun vadede toplum olarak alışacağımız bu çalışmanın devlet yerine tüm dünyada kabul görecek bağımsız Türk akreditasyon kurumlarınca yapılması ve tek taraflı olmaması için resmi okullara da uygulanması en önemli önerimdir."

Son Güncelleme: Salı, 17 Haziran 2014 11:29

Gösterim: 2206

Özel okullara kayıtlar ne zaman başlıyor? Bu yıl özel okullar nasıl ve neye göre öğrenci alacak? Özel okullar kayıt takvimi belli oldu. İşte ayrıntılar…

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) kapsamında yapılan merkezi ortak sınav sonuçlarının dün açıklanmasının ardından sınavla öğrenci alan özel okullar kayıt takvimini açıkladı.

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği'nden yapılan duyuruya göre, TEOG kapsamında sınavla öğrenci alacak olan özel okullar, taban puanlarını 21 Temmuz’da açıklayacak. Ön kayıtlar 4-5 Ağustos arasında kesin kayıtlar da 6-7 Ağustos tarihleri arasında alınacak. İkinci ve üçüncü ön kayıt ile kesin kayıt tarihleri ise şöyle;

2. ön kayıt dönemi 18-19 Ağustos kesin kayıt tarihi 20-21 Ağustos

3. ön kayıt dönemi 25-26 Ağustos kesin kayıt tarihi 27-28 Ağustos olarak belirlenirken son kayıt dönemi de 1 Eylül 2014 tarihinden itibaren Özel Okullar Kayıt Komisyonunca alınacak karara göre belirlenecek.

İşte özel okul kayıt takvimi

1)TABAN PUAN İLANI

21 TEMMUZ 2014

2) I. ÖN KAYIT DÖNEMİ

4-5 AĞUSTOS 2014 ÖN KAYIT

6-7 AĞUSTOS 2014 KESİN KAYIT

3) II. ÖN KAYIT DÖNEMİ

18-19 AĞUSTOS 2014 ÖN KAYIT

20-21 AĞUSTOS 2014 KESİN KAYIT

4) III. ÖN KAYIT DÖNEMİ

25-26 AĞUSTOS 2014 ÖN KAYIT

27-28 AĞUSTOS 2014 KESİN KAYIT

5) SON KAYIT DÖNEMİ

01 EYLÜL 2014’DEN İTİBAREN

Özel Okullar Kayıt Komisyonunca alınacak karara göre

Özel okullar bu yıl öğrencilerini, Özel Okullar Yerleştirme Puanı (ÖYP) ile belirleyecek. ÖYP,  Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen 8.sınıf merkezi ortak sınavlardan Türkçe,  Matematik,  Fen ve Teknoloji Bilgisi sınavları ile öğrencinin 8’inci sınıf yıl sonu başarı puanından oluşacak.

Özel okullar tercih listesinde yer almayacak

Özel okullar tercih listesinde yer almayacağı için her okul, başvuran öğrencinin puanını kendisi hesaplayacak. Puan hesaplamada sorun yaşanmaması için en geç 7 Temmuz’da Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği ile Türk ve yabancı özel okulların internet sitelerinde ‘Özel Okullar Yerleştirme Puanı (ÖYP)’ hesaplama sistemi yer alacak. Aileler sistem üzerinden çocuklarının puanını hesaplayarak, istediği okula girmek için yetip yetmediğini tespit edebilecek. Hesaplama konusunda sorun yaşayan ve desteğe ihtiyaç duyan veliler, Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği’nden yardım alabilecek. Veliler, hesapladıkları resmi olmayan puanlarının, okullar tarafından ilan edilen taban puanlardan daha yüksek olması durumunda istediği her özel okula ayrı ön kayıt başvurusu yapabilecek.

T1:     Türkçe dersinden yapılan birinci merkezi sınav

M1:    Matematik dersinden yapılan birinci merkezi sınav

F1:     Fen Bilgisi ve Teknoloji dersinden yapılan birinci merkezi sınav

T2:     Türkçe dersinden yapılan ikinci merkezi sınav

M2:    Matematik dersinden yapılan ikinci merkezi sınav

F2:     Fen Bilgisi ve Teknoloji dersinden yapılan ikinci merkezi sınav 

ÖYP hesaplaması  aşağıdaki tabloya göre yapılacak; 

Derslerin ağırlık katsayıları; 

Türkçe                        3 

Matematik                    2

Fen ve Teknoloji           2 

Merkezi Sınavların ağırlığı; 

Birinci sınavlar                   % 30

İkinci sınavlar                     % 70 

8’inci sınıf yılsonu başarı puanı; YBP 8 

ÖYP hesaplama formülü

ÖYP = (3T1+2M1+2F1)*0,30 + (3T2+2M2+2F2)*0,70 + YBP8

TEOG Özel Okullar Modeline göre öğrenci alımı puanı hesaplama linki: www.toobpuan.com

> Sınavla öğrenci alan özel okulların kayıt takvimi açıklandı

Özel okullara kayıtlar ne zaman başlıyor? Bu yıl özel okullar nasıl ve neye göre öğrenci alacak? Özel okullar kayıt takvimi belli oldu. İşte ayrıntılar…

Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sistemi (TEOG) kapsamında yapılan merkezi ortak sınav sonuçlarının dün açıklanmasının ardından sınavla öğrenci alan özel okullar kayıt takvimini açıkladı.

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği'nden yapılan duyuruya göre, TEOG kapsamında sınavla öğrenci alacak olan özel okullar, taban puanlarını 21 Temmuz’da açıklayacak. Ön kayıtlar 4-5 Ağustos arasında kesin kayıtlar da 6-7 Ağustos tarihleri arasında alınacak. İkinci ve üçüncü ön kayıt ile kesin kayıt tarihleri ise şöyle;

2. ön kayıt dönemi 18-19 Ağustos kesin kayıt tarihi 20-21 Ağustos

3. ön kayıt dönemi 25-26 Ağustos kesin kayıt tarihi 27-28 Ağustos olarak belirlenirken son kayıt dönemi de 1 Eylül 2014 tarihinden itibaren Özel Okullar Kayıt Komisyonunca alınacak karara göre belirlenecek.

İşte özel okul kayıt takvimi

1)TABAN PUAN İLANI

21 TEMMUZ 2014

2) I. ÖN KAYIT DÖNEMİ

4-5 AĞUSTOS 2014 ÖN KAYIT

6-7 AĞUSTOS 2014 KESİN KAYIT

3) II. ÖN KAYIT DÖNEMİ

18-19 AĞUSTOS 2014 ÖN KAYIT

20-21 AĞUSTOS 2014 KESİN KAYIT

4) III. ÖN KAYIT DÖNEMİ

25-26 AĞUSTOS 2014 ÖN KAYIT

27-28 AĞUSTOS 2014 KESİN KAYIT

5) SON KAYIT DÖNEMİ

01 EYLÜL 2014’DEN İTİBAREN

Özel Okullar Kayıt Komisyonunca alınacak karara göre

Özel okullar bu yıl öğrencilerini, Özel Okullar Yerleştirme Puanı (ÖYP) ile belirleyecek. ÖYP,  Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen 8.sınıf merkezi ortak sınavlardan Türkçe,  Matematik,  Fen ve Teknoloji Bilgisi sınavları ile öğrencinin 8’inci sınıf yıl sonu başarı puanından oluşacak.

Özel okullar tercih listesinde yer almayacak

Özel okullar tercih listesinde yer almayacağı için her okul, başvuran öğrencinin puanını kendisi hesaplayacak. Puan hesaplamada sorun yaşanmaması için en geç 7 Temmuz’da Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği ile Türk ve yabancı özel okulların internet sitelerinde ‘Özel Okullar Yerleştirme Puanı (ÖYP)’ hesaplama sistemi yer alacak. Aileler sistem üzerinden çocuklarının puanını hesaplayarak, istediği okula girmek için yetip yetmediğini tespit edebilecek. Hesaplama konusunda sorun yaşayan ve desteğe ihtiyaç duyan veliler, Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği’nden yardım alabilecek. Veliler, hesapladıkları resmi olmayan puanlarının, okullar tarafından ilan edilen taban puanlardan daha yüksek olması durumunda istediği her özel okula ayrı ön kayıt başvurusu yapabilecek.

T1:     Türkçe dersinden yapılan birinci merkezi sınav

M1:    Matematik dersinden yapılan birinci merkezi sınav

F1:     Fen Bilgisi ve Teknoloji dersinden yapılan birinci merkezi sınav

T2:     Türkçe dersinden yapılan ikinci merkezi sınav

M2:    Matematik dersinden yapılan ikinci merkezi sınav

F2:     Fen Bilgisi ve Teknoloji dersinden yapılan ikinci merkezi sınav 

ÖYP hesaplaması  aşağıdaki tabloya göre yapılacak; 

Derslerin ağırlık katsayıları; 

Türkçe                        3 

Matematik                    2

Fen ve Teknoloji           2 

Merkezi Sınavların ağırlığı; 

Birinci sınavlar                   % 30

İkinci sınavlar                     % 70 

8’inci sınıf yılsonu başarı puanı; YBP 8 

ÖYP hesaplama formülü

ÖYP = (3T1+2M1+2F1)*0,30 + (3T2+2M2+2F2)*0,70 + YBP8

TEOG Özel Okullar Modeline göre öğrenci alımı puanı hesaplama linki: www.toobpuan.com

Son Güncelleme: Perşembe, 12 Haziran 2014 13:52

Gösterim: 3648

Avrupa Meslek Yüksekokulu, YÖK’ten onay çıkarsa Avrupa Üniversitesi’ne dönüşecek. Avrupa Meslek Yüksekokulu Mütevelli Heyet Başkanı Talip Emiroğlu, bu dönüşüm için 90 milyon liralık bütçe ayırdıklarını belirtti.

Avrupa Meslek Yüksekokulu, YÖK’ten onay çıkarsa Avrupa Üniversitesi’ne dönüşecek. Bu dönüşüm için 90 milyon liralık bütçe ayırdıklarını açıklayan Avrupa Meslek Yüksekokulu Mütevelli Heyet Başkanı Talip Emiroğlu, “Arzumuz, öğrencilerimizin yaratıcılığını teşvik eden tematik bir üniversiteye dönüşmek. Hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. Yerleşkemiz de hazır. Artık gerisi nasip” diye konuşuyor.

Sizin de hatırlayacağınız gibi, Avrupa Meslek Yüksekokulu’nu 2008 yılında açarken, üniversite hedefinizin olmadığını, mesleki eğitime yeni vizyonlar kazandıracağınızı söylemiştiniz. Şimdi meslek yüksekokulunu Avrupa Üniversitesi’ne dönüştürme çalışmalarınız var, ne değişti?

Mesleki yükseköğretime çok katkı sağlayacağımızı düşündüğümüz için bizde Avrupa Meslek Yüksekokulu’nu kurma fikri oluşmuştu. Mesleki eğitimdeki imaj problemini aşmak amacıyla imkanları ve vizyonu geniş bir yüksekokul kurduk. Planladığımızdan fazlasını vermeye çalıştık. Şu anda 8 vakıf meslek yüksekokulu içerisinde, gerek eğitim olarak, gerekse de ekonomik yapı olarak belki de durumu en iyi okul bizimkidir. Geride bıraktığımız 5-6 yılda çok güzel şeyler yaptık. Mezunlarımızın işe başlama oranı çok yüksek. Ne var ki gelecekten bazı endişelerimiz var. Biz başında olduğumuz sürece okulumuz ele güne muhtaç olmaz. Bugün olduğu gibi yarın da destekleriz. Ancak her canlı gibi biz de faniyiz. Bizden sonrayı da planlamamız lazım.

Biraz daha açar mısınız? Üniversite sizden sonrasının projesi mi?

Bakın, ne iş yaparsanız yapın yapılan iş kendi kendini yaşatacak şekilde olmalı. Biz Meslek Yüksekokulu deneyimimizde gördük ki, ülkemizin bugünkü şartlarında ön lisans eğitimi veren hiçbir vakıf meslek yüksekokulu kendini finansa edemez. Mutlaka her yıl desteklenmesi gerekir. Çünkü buralara gelen öğrenciler hem ekonomik hem de akademik açıdan maalesef çok zayıflar. Avrupa Meslek Yüksekokulu’nda okuyan öğrencilerin yüzde 80’i bir şekilde burslu. Diğer meslek yüksekokullarında da benzer durum olduğunu biliyorum. Bu durumda destek almadan yürütmek imkansız. Bildiğiniz gibi, bizim kolejlerimiz de var. Bu okullarımız yüksekokulu destekliyor. Ama bu bir yere kadar. Lisans ve yüksek lisans öğrencileri de alınabilirse hem ekonomik hem de akademik açıdan iyileşme olur ve birbirini dengeler.

Yani siz vakıf meslek yüksekokullarının kendi kendilerini götüremeyeceklerini mi söylüyorsunuz?

Durum böyle. Bazı meslek yüksekokullarının sıkıntıda olduğu da ortada. Elbette YÖK’ün takdiri ama yeni meslek yüksekokullarının açılmasına da izin verilmemesi gerektiği kanaatindeyim.

EĞİTİM ALTYAPIMIZ ÇOK GÜÇLÜ

Peki, Avrupa Üniversitesi’nin kuruluşu ne aşamada biraz bundan söz edelim…

Biz Avrupa Eğitim Vakfı olarak İstanbul’un üç ayrı yerindeki kampüsünde K-12 okulları ve bir meslek yüksekokulu olan bir kurumuz. 30 yıldır Türk eğitiminin içerisindeyiz. Dolayısıyla eğitim altyapımız çok güçlü. Ekonomik olarak ise Avrupa Eğitim Vakfı olarak, Meslek Yüksekokulumuzun Avrupa Üniversitesi’ne dönüşmesi için 90 milyon liralık bütçe ayırdık. Bunun üçte biri nakit, kalan kısmı gayrimenkuldür.

Meslek Yüksekokulu binamıza ek olarak, Kazlıçeşme’deki Marmaray istasyonu yanındaki 25 bin metrekare arsa içerisinde bulunan tarihi binanın restorasyon çalışmalarına başladık. Avrupa Üniversitesi inşallah YÖK Genel Kurulu tarafından kabul görürse, toplam 40 bin metrekare kapalı alanda öğretime başlayacak.

Bir takvim planınız var mı, ne zaman açılabilir?

Biz YÖK’ün ve devletimizin istediği bütün kriterleri yerine getirmekle mükellefiz. Bunun için elimizden geleni yaptık, yine yapmaya çalışacağız. Takdir Ankara’nın. Nasipse olur, nasibimizde yoksa ağzımızla kuş tutsak nafile. Benim şahsen bir hırsım yok. 50 yaşımı geçtim. Sadece yarınlara problemsiz, kendi kendini finanse eden, ülkemiz eğitimine ve gençlerimize hizmet veren seçkin bir üniversite bırakılmasına vesile olmak istiyorum. Bundan daha büyük bir onur olabilir mi?

Üniversiteyi siz yönetmeyecekmişsiniz gibi konuşuyorsunuz…

Ben Avrupa Eğitim Vakfı Başkanıyım. Ömrüm ve sağlığım vefa ettiği sürece vakfı yöneteceğim. Üniversite yönetmek başka bir şey. Kolektif bir iş. Bizim vizyonumuzu aşar. Ülkemizde bu işi yapabilecek çok kıymetli hocalarımız var. Onlara destek ve imkan sağlandığı takdirde çok güzel işler yapabilirler. Biz kendimizi bu değerli akademisyenlerimizi destekleme noktasında görüyoruz.

TEMATİK BİR ÜNİVERSİTE ÖNGÖRÜYORUZ

Avrupa Üniversitesi nasıl bir üniversite olacak?

Her şeyden önce mesleki eğitimi bütün gücüyle yine destekleyecek. İş hayatıyla bütünleşecek. Tematik bir üniversite öngörüyoruz. Lisans eğitimi bin 500 öğrenci civarında olacak. Yüksek lisans ve doktora programlarını desteklemeyi düşünüyoruz. Özellikle yükseköğretimin kalitesinin artırılması için, önce doktoralı öğretim üyesi sayısının artırılması gerekiyor. Bizde 48 öğrenciye bir doktoralı öğretim üyesi düşüyor. OECD ortalaması 16 öğrenci. Ülkemizin bu seviyelere çıkması için en az 20 bin daha doktoralı öğretin üyesine ihtiyaç var. Bu nedenle doktora yapmayı teşvik edeceğiz.

Avrupa Üniversitesi olarak başka bir hedefimiz de ülkemize yabancı öğrenci kazandırmak olacak. Şu anda çok güçlü dış bağlantılara sahibiz. Bu altyapı yabancı öğrenci getirmek için avantaj olabilir. Bunun yanında uluslararası öğrenci sayısının artmasına da katkı sağlamayı hedefliyoruz.

Binanın restorasyonuna başladınız. Diğer üniversitelerden farklı donanımlar düşünüyor musunuz?

Bu konuda destek aldığımız arkadaşlarımız var. Ayrıca dünyadaki gelişmeleri inceleyen bir ekibimiz var. The New Media Consortium Horizon 2014 raporunda da belirtilen yüksek öğretimdeki teknolojilerle ilgileniyoruz. Bu bağlamda ‘Flipped Classroom’ eğitim- öğretim sitemine uygun donanımları tercih edeceğiz.

YÖK’ÜN EN VERİMLİ DÖNEMİNİ YAŞIYORUZ

Örnek verebilir misiniz beğendiğiniz akademisyenlerden?

Mesela YÖK Başkanı Sayın Çetinsaya’yı çok beğeniyorum. Genel Kurul’da da çok değerli hocalarımız var. Bunları üniversitemizin YÖK’ün onayına ihtiyacı olduğundan dolayı söylemiyorum. Bilakis bu durumda bile cesaretle söylüyorum. Hem Avrupa Üniversitesi olayı, benden çok bu ülkenin meselesi. Ben vakfedenim. Üniversite inşallah ülkemin ve milletimin olacak.

Son yıllarda YÖK’ün en verimli dönemini yaşıyoruz. Yakın zamanda yayınladıkları ‘Türkiye Yükseköğretimi İçin Bir Yol Haritası’ başlıklı raporda ne denli vizyoner olduklarını ortaya koydular. Bu yıl itibariyle okullaşmayı yüzde 80’lere çıkarmayı hedefliyorlar. Bu çok önemli bir oran. Fransa’dan bile iyi. Yükseköğretimde kalitenin artmasıyla ilgili çalışmaları var. Bir de uluslararasılaşmaya çok önem veriyorlar. Bence Sayın Gökhan Çetinsaya döneminde yükseköğretimin pek çok sorunu çözülecektir. YÖK’ten yayılan bu güzel hava ülkemizdeki üniversiteleri de olumlu etkiliyor. Öyle rektörler tanıyorum ki, Amerikan vari çalışıp çok güzel işler yapıyorlar. İnisiyatif alıyorlar. Mesela Bilecik’teki Şeyh Edibali Üniversitesi’nden çok etkilenmiştim. Çok değerli bir rektörü var, Prof Dr.Azmi Özcan hoca. Oranın kurucu rektörüdür. Gidin görün, deprem barakalarında kurduğu üniversiteyi 6 yılda ne hale getirmiş. Şehirle nasıl bütünleştirmiş. İnsan bu örnekleri gördükçe gurur duyuyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Avrupa Üniversitesi’nin yerleşkesi için Kazlıçeşme’de Marmaray istasyonu yanındaki 25 bin metrekare arsa içerisinde bulunan tarihi binanın restorasyon çalışmalarına başlanıldı.

> Avrupa Üniversitesi’ne dönüşüm için 90 milyon ayırdık

Avrupa Meslek Yüksekokulu, YÖK’ten onay çıkarsa Avrupa Üniversitesi’ne dönüşecek. Avrupa Meslek Yüksekokulu Mütevelli Heyet Başkanı Talip Emiroğlu, bu dönüşüm için 90 milyon liralık bütçe ayırdıklarını belirtti.

Avrupa Meslek Yüksekokulu, YÖK’ten onay çıkarsa Avrupa Üniversitesi’ne dönüşecek. Bu dönüşüm için 90 milyon liralık bütçe ayırdıklarını açıklayan Avrupa Meslek Yüksekokulu Mütevelli Heyet Başkanı Talip Emiroğlu, “Arzumuz, öğrencilerimizin yaratıcılığını teşvik eden tematik bir üniversiteye dönüşmek. Hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. Yerleşkemiz de hazır. Artık gerisi nasip” diye konuşuyor.

Sizin de hatırlayacağınız gibi, Avrupa Meslek Yüksekokulu’nu 2008 yılında açarken, üniversite hedefinizin olmadığını, mesleki eğitime yeni vizyonlar kazandıracağınızı söylemiştiniz. Şimdi meslek yüksekokulunu Avrupa Üniversitesi’ne dönüştürme çalışmalarınız var, ne değişti?

Mesleki yükseköğretime çok katkı sağlayacağımızı düşündüğümüz için bizde Avrupa Meslek Yüksekokulu’nu kurma fikri oluşmuştu. Mesleki eğitimdeki imaj problemini aşmak amacıyla imkanları ve vizyonu geniş bir yüksekokul kurduk. Planladığımızdan fazlasını vermeye çalıştık. Şu anda 8 vakıf meslek yüksekokulu içerisinde, gerek eğitim olarak, gerekse de ekonomik yapı olarak belki de durumu en iyi okul bizimkidir. Geride bıraktığımız 5-6 yılda çok güzel şeyler yaptık. Mezunlarımızın işe başlama oranı çok yüksek. Ne var ki gelecekten bazı endişelerimiz var. Biz başında olduğumuz sürece okulumuz ele güne muhtaç olmaz. Bugün olduğu gibi yarın da destekleriz. Ancak her canlı gibi biz de faniyiz. Bizden sonrayı da planlamamız lazım.

Biraz daha açar mısınız? Üniversite sizden sonrasının projesi mi?

Bakın, ne iş yaparsanız yapın yapılan iş kendi kendini yaşatacak şekilde olmalı. Biz Meslek Yüksekokulu deneyimimizde gördük ki, ülkemizin bugünkü şartlarında ön lisans eğitimi veren hiçbir vakıf meslek yüksekokulu kendini finansa edemez. Mutlaka her yıl desteklenmesi gerekir. Çünkü buralara gelen öğrenciler hem ekonomik hem de akademik açıdan maalesef çok zayıflar. Avrupa Meslek Yüksekokulu’nda okuyan öğrencilerin yüzde 80’i bir şekilde burslu. Diğer meslek yüksekokullarında da benzer durum olduğunu biliyorum. Bu durumda destek almadan yürütmek imkansız. Bildiğiniz gibi, bizim kolejlerimiz de var. Bu okullarımız yüksekokulu destekliyor. Ama bu bir yere kadar. Lisans ve yüksek lisans öğrencileri de alınabilirse hem ekonomik hem de akademik açıdan iyileşme olur ve birbirini dengeler.

Yani siz vakıf meslek yüksekokullarının kendi kendilerini götüremeyeceklerini mi söylüyorsunuz?

Durum böyle. Bazı meslek yüksekokullarının sıkıntıda olduğu da ortada. Elbette YÖK’ün takdiri ama yeni meslek yüksekokullarının açılmasına da izin verilmemesi gerektiği kanaatindeyim.

EĞİTİM ALTYAPIMIZ ÇOK GÜÇLÜ

Peki, Avrupa Üniversitesi’nin kuruluşu ne aşamada biraz bundan söz edelim…

Biz Avrupa Eğitim Vakfı olarak İstanbul’un üç ayrı yerindeki kampüsünde K-12 okulları ve bir meslek yüksekokulu olan bir kurumuz. 30 yıldır Türk eğitiminin içerisindeyiz. Dolayısıyla eğitim altyapımız çok güçlü. Ekonomik olarak ise Avrupa Eğitim Vakfı olarak, Meslek Yüksekokulumuzun Avrupa Üniversitesi’ne dönüşmesi için 90 milyon liralık bütçe ayırdık. Bunun üçte biri nakit, kalan kısmı gayrimenkuldür.

Meslek Yüksekokulu binamıza ek olarak, Kazlıçeşme’deki Marmaray istasyonu yanındaki 25 bin metrekare arsa içerisinde bulunan tarihi binanın restorasyon çalışmalarına başladık. Avrupa Üniversitesi inşallah YÖK Genel Kurulu tarafından kabul görürse, toplam 40 bin metrekare kapalı alanda öğretime başlayacak.

Bir takvim planınız var mı, ne zaman açılabilir?

Biz YÖK’ün ve devletimizin istediği bütün kriterleri yerine getirmekle mükellefiz. Bunun için elimizden geleni yaptık, yine yapmaya çalışacağız. Takdir Ankara’nın. Nasipse olur, nasibimizde yoksa ağzımızla kuş tutsak nafile. Benim şahsen bir hırsım yok. 50 yaşımı geçtim. Sadece yarınlara problemsiz, kendi kendini finanse eden, ülkemiz eğitimine ve gençlerimize hizmet veren seçkin bir üniversite bırakılmasına vesile olmak istiyorum. Bundan daha büyük bir onur olabilir mi?

Üniversiteyi siz yönetmeyecekmişsiniz gibi konuşuyorsunuz…

Ben Avrupa Eğitim Vakfı Başkanıyım. Ömrüm ve sağlığım vefa ettiği sürece vakfı yöneteceğim. Üniversite yönetmek başka bir şey. Kolektif bir iş. Bizim vizyonumuzu aşar. Ülkemizde bu işi yapabilecek çok kıymetli hocalarımız var. Onlara destek ve imkan sağlandığı takdirde çok güzel işler yapabilirler. Biz kendimizi bu değerli akademisyenlerimizi destekleme noktasında görüyoruz.

TEMATİK BİR ÜNİVERSİTE ÖNGÖRÜYORUZ

Avrupa Üniversitesi nasıl bir üniversite olacak?

Her şeyden önce mesleki eğitimi bütün gücüyle yine destekleyecek. İş hayatıyla bütünleşecek. Tematik bir üniversite öngörüyoruz. Lisans eğitimi bin 500 öğrenci civarında olacak. Yüksek lisans ve doktora programlarını desteklemeyi düşünüyoruz. Özellikle yükseköğretimin kalitesinin artırılması için, önce doktoralı öğretim üyesi sayısının artırılması gerekiyor. Bizde 48 öğrenciye bir doktoralı öğretim üyesi düşüyor. OECD ortalaması 16 öğrenci. Ülkemizin bu seviyelere çıkması için en az 20 bin daha doktoralı öğretin üyesine ihtiyaç var. Bu nedenle doktora yapmayı teşvik edeceğiz.

Avrupa Üniversitesi olarak başka bir hedefimiz de ülkemize yabancı öğrenci kazandırmak olacak. Şu anda çok güçlü dış bağlantılara sahibiz. Bu altyapı yabancı öğrenci getirmek için avantaj olabilir. Bunun yanında uluslararası öğrenci sayısının artmasına da katkı sağlamayı hedefliyoruz.

Binanın restorasyonuna başladınız. Diğer üniversitelerden farklı donanımlar düşünüyor musunuz?

Bu konuda destek aldığımız arkadaşlarımız var. Ayrıca dünyadaki gelişmeleri inceleyen bir ekibimiz var. The New Media Consortium Horizon 2014 raporunda da belirtilen yüksek öğretimdeki teknolojilerle ilgileniyoruz. Bu bağlamda ‘Flipped Classroom’ eğitim- öğretim sitemine uygun donanımları tercih edeceğiz.

YÖK’ÜN EN VERİMLİ DÖNEMİNİ YAŞIYORUZ

Örnek verebilir misiniz beğendiğiniz akademisyenlerden?

Mesela YÖK Başkanı Sayın Çetinsaya’yı çok beğeniyorum. Genel Kurul’da da çok değerli hocalarımız var. Bunları üniversitemizin YÖK’ün onayına ihtiyacı olduğundan dolayı söylemiyorum. Bilakis bu durumda bile cesaretle söylüyorum. Hem Avrupa Üniversitesi olayı, benden çok bu ülkenin meselesi. Ben vakfedenim. Üniversite inşallah ülkemin ve milletimin olacak.

Son yıllarda YÖK’ün en verimli dönemini yaşıyoruz. Yakın zamanda yayınladıkları ‘Türkiye Yükseköğretimi İçin Bir Yol Haritası’ başlıklı raporda ne denli vizyoner olduklarını ortaya koydular. Bu yıl itibariyle okullaşmayı yüzde 80’lere çıkarmayı hedefliyorlar. Bu çok önemli bir oran. Fransa’dan bile iyi. Yükseköğretimde kalitenin artmasıyla ilgili çalışmaları var. Bir de uluslararasılaşmaya çok önem veriyorlar. Bence Sayın Gökhan Çetinsaya döneminde yükseköğretimin pek çok sorunu çözülecektir. YÖK’ten yayılan bu güzel hava ülkemizdeki üniversiteleri de olumlu etkiliyor. Öyle rektörler tanıyorum ki, Amerikan vari çalışıp çok güzel işler yapıyorlar. İnisiyatif alıyorlar. Mesela Bilecik’teki Şeyh Edibali Üniversitesi’nden çok etkilenmiştim. Çok değerli bir rektörü var, Prof Dr.Azmi Özcan hoca. Oranın kurucu rektörüdür. Gidin görün, deprem barakalarında kurduğu üniversiteyi 6 yılda ne hale getirmiş. Şehirle nasıl bütünleştirmiş. İnsan bu örnekleri gördükçe gurur duyuyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Avrupa Üniversitesi’nin yerleşkesi için Kazlıçeşme’de Marmaray istasyonu yanındaki 25 bin metrekare arsa içerisinde bulunan tarihi binanın restorasyon çalışmalarına başlanıldı.

Son Güncelleme: Cuma, 13 Haziran 2014 11:36

Gösterim: 2020

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından dershanelerin dönüşümünü de içeren kanuna dayanılarak hazırlanan Özel Öğretim Kurumları Yönetmelik Taslağı'nda, özel okula dönüşmek isteyen dershanelerin yanında yeni açılacak ve mevcut özel okullarla ilgili yeni düzenlemeler yer aldı.

Buna göre, özel okula dönüşen ve mevcut bütün özel okullara, standart alanları üzerinden akreditasyon sistemi getirilecek ve devlet teşvikleri de bu akreditasyon sistemiyle ilişkilendirilerek verilecek. Yönetmeliğin yayımlanmasının ardından özel okullar, "fiziksel kapasite", "yönetim-organizasyon", "eğitim-öğretim süreçleri" ve "destek hizmetleri" standart alanlarına göre "A", "B" ve "C" isimleriyle ayrı ayrı akredite edilecek. Akreditasyon sertifikaları, üyeleri MEB'den, sivil toplum kuruluşlarından, okul aile birliklerinden ve maarif müfettişlerinden oluşacak bir kurul tarafından verilmesi planlanıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, dershanelerle ilgili düzenlemeleri de içeren Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a dayanılarak hazırlanan Özel Öğretim Kurumları Yönetmelik Taslağı'nda yer verilen konulara ilişkin, AA muhabirine açıklamalarda bulundu. 

Yönetmelik taslağının büyük bir titizlikle hazırlandığını ve taslakta dershanelerin özel okula dönüşümüne ilişkin hususlara ayrıntılı olarak yer verildiğini ifade eden Yelkenci, "Taslak hazırlanırken, hem özel okulların niteliklerini arttırmaya, aynı zamanda genel eğitim içindeki oranını arttırmaya yönelik çalışmalar yürüttük. Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği, dershanelerden özel okula dönüşüm sürecinin oluşturduğu fırsatların mevcut özel okulların da gelişimine katkı sağlaması ve özel okulların desteklenmesi amacıyla hazırlandı" dedi. 

Türkiye'de özel okulların açılması ve eğitim-öğretim faaliyetlerinin yürütülmesinde belli standartların oluşturulması için dikkatli bir çalışma yürüttüklerini vurgulayan Yelkenci, bu amaçla Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü bünyesinde Dönüşüm, Akreditasyon ve Teşvikler Daire Başkanlığının kurulduğunu, Daire Başkanlığının dershanelerin dönüşümünün tamamlanacağı 2019'dan itibaren Akreditasyon ve Teşvikler Daire Başkanlığı olarak çalışacağını söyledi. 

Yönetmelik taslağında, özel okullar için özel bir akreditasyon sisteminin kurulmasının öngörüldüğünü bildiren Yelkenci, şöyle konuştu:

"Akreditasyon sisteminde dört standart alan olarak 'fiziksel imkanlar', 'yönetim-organizasyon', 'eğitim-öğretim süreçleri' ve 'destek hizmetleri'ni belirledik. Bu standart alanlardan hepsinin alt kriterleri olacak. Destek hizmetleri standart alanında, servis, güvenlik, yemek ve temizlik alt başlıklarında kriterler getireceğiz. Yönetim ve organizasyonda okulun yönetim sisteminin verimliliğini değerlendireceğiz. Bu konuda eski mevzuatın tersine sadece bir müdür öngördük ve diğer yöneticilerini artık özel okullar kendileri belirleyecekler. Bu durumda özel okullar ister adına CEO diyecek, ister genel müdür, ister koordinatör, isterse de direktör ya da müdür. Yönetim şeması ister yatay hiyerarşi, ister  dikey hiyerarşi şeklinde okulun özgün yapısına uygun şekilde planlanacak. Ancak bu yönetim şemasında yer alan herkes sorumlu olacak."

Standartlar yıllara göre farklı şekilde değerlendirilecek

Yelkenci, özel okulların bu dört standart alandaki kriterlere göre "A", "B" ve "C" şeklinde değerlendirilip puanlamaya tabii tutulacağını ve akreditasyon sertifikasının da buna göre hazırlanacağını bildirdi. Bu durumda bir özel okulun fiziksel imkanlar konusunda "A" akreditasyon sertifikasına sahip olabileceği gibi destek hizmetlerinde "B" akreditasyon sertifikasına hak kazanabileceğini anlatan Yelkenci, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Özel okullarda değerlendirme bu dört başlığa göre ayrı ayrı yapılacak. Örneğin bir özel okulun akreditasyon sertifikasında "BABC" yazabilecek. Bu sertifika o özel okulun bir sonraki döneme kadar ödev planı olacak. Bu gruptan bir üst gruba çıkmak için neler yapması gerektiğini görecek. Zihinler, bu sınıflandırmayı otel sınıflandırmalarına benzetebilir. Ancak örnekte görüldüğü gibi bu otel sınıflandırmasından oldukça farklı özellikler taşıyor. Türkiye'de henüz okulları akredite eden bir kurum yok. Şimdi Türkiye'degenel müdürlüğümüz bünyesinde kurulan bu merkezden akreditasyon işlerini yapıyor olacağız. Akreditasyon ve Teşvikler Daire Başkanlığımızda oluşturulacak ekibin içinde sadece Bakanlık üyeleri değil, aynı zamanda derneklerden, aile birliklerinden birer üye ve maarif müfettişleri oluşturmayı düşünüyoruz. Böylece katılımcı demokrasi örneği de oluşturmak istiyoruz. Sertifikalandırmayı bu ekip beraber yapacak. 'C' standardı yılda bir, 'B' standardı iki yılda bir, 'A' standardı da üç yılda bir denetlenecek. "

Yönetmelikle birlikte, parça parça organize sanayi bölgelerindeki okullara, özel eğitime, 1., 2., 3.,4. ve 5. bölgelere verilen ayrı teşviklerin bir araya toplanacağını kaydeden Yelkenci, "Böylece özel okullar, kendilerini geliştirdikleri sürece alacağı devlet teşviklerini arttırabilecek" dedi.  

Mevzuat değişikliğiyle birlikte öğrencinin başarısını sadece akademik başarıda gören bir anlayışı ortadan kaldırmayı amaçladıklarını ifade eden Yelkenci, "Böylece akademik başarının yanında sosyal, kültürel alanlardaki başarıyı dengeledik. Yani özel okulu, sadece akademik alandaki kriterlerle akredite etmeyeceğiz. Uluslararası alanlarda, yurt genelinde, il genelinde veya bölge genelinde her türlü sportif, kültürel ve sosyal etkinliklerdeki başarısına ve düzenledikleri sempozyum, kongre, spor turnuvalarına bakacağız. Elbette merkezi sınavlardaki başarı da bir kriter olacak. Yani okul, çocuğu hayata hazırlıyor mu? Buna bakacağız" diye konuştu. 

Bakanlık rehber olacak  

Yelkenci, MEB'in bu dört konuda özel okullara rehberlik yapacağını belirterek, "Bu kriterleri sağlamazsan seni kapatırım mantığıyla değil, bunları yaparsan daha nitelikli okul olursun ve daha iyi teşvik alırsın mantığıyla hareket edeceğiz. O anlamda artık özel okulların süreçlerinin içinde onlara katkı yapmak için MEB de olacak" dedi. Yelkenci, özel okulların iyi olduğu noktaları kamudaki okullarla paylaşmaları için de uygun ortamların hazırlanacağını söyledi. 

"Akreditasyon sistemiyle beraber özel okullarda paradigmayı değiştiriyoruz" diyen Yelkenci, yönetmelikle birlikte kriterlerin yer alacağı kılavuzu da kamuoyuna duyuracaklarını ve bir pilot uygulama başlatmayı planladıklarını da bildirdi. 

Yelkenci, özel okullara bir takım teşviklerin bulunduğunu, yönetmelikle birlikte başka teşviklerin de getirileceğini, Maliye Bakanlığı ile bu konunun titizlikle çalışılacağını belirterek, düşünülen teşviklerle ilgili şu bilgileri verdi:

"Vergi muafiyetinden A grubu okullar 12 yıl, B grubu okullar 8 yıl, C grubu okullar 4 yıl yararlanacak. Sigorta primi işveren hissesi desteği A grubu 12 yıl, B grubu 10 yıl, C grubu 8 yıl yararlanabilecek. Bu desteklerin hepsini standart alanlardan alınan puanlarla ilişkilendireceğiz. Ayrıca KDV'yi bütün gruplarda yüzde 8'den yüzde 1'e indirmeyi düşünüyoruz. Her standart alanını her teşvik başlığıyla ilişkilendirdiğimizde eğitim öğretim desteği şöyle hesaplanacak: Öğrencinin devlete maliyeti A grubunda çarpı 1,2; B grubunda çarpı 1, C grubunda 0,8 ile çarpılarak hesaplanacak. Bu destek, özel okul dört standart alanda başarılı olamazsa azalacak, ama hepsi devlet desteği alacak." 

Genel Müdür Ömer Faruk Yelkenci, yeni düzenlemeyle eğitimci olanlara özel okul açma konusunda büyük teşviklerin verileceğini belirterek, böylece özel okul maliyetlerinin düşmesini ve özel okula devam eden öğrenci sayısının artmasının mümkün olacağını, Türkiye'de özel okul oranının doğal bir süreçle kendi kendine oluşacağını sözlerine ekledi.

> Özel okullara ‘akreditasyon’ sistemi geliyor

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından dershanelerin dönüşümünü de içeren kanuna dayanılarak hazırlanan Özel Öğretim Kurumları Yönetmelik Taslağı'nda, özel okula dönüşmek isteyen dershanelerin yanında yeni açılacak ve mevcut özel okullarla ilgili yeni düzenlemeler yer aldı.

Buna göre, özel okula dönüşen ve mevcut bütün özel okullara, standart alanları üzerinden akreditasyon sistemi getirilecek ve devlet teşvikleri de bu akreditasyon sistemiyle ilişkilendirilerek verilecek. Yönetmeliğin yayımlanmasının ardından özel okullar, "fiziksel kapasite", "yönetim-organizasyon", "eğitim-öğretim süreçleri" ve "destek hizmetleri" standart alanlarına göre "A", "B" ve "C" isimleriyle ayrı ayrı akredite edilecek. Akreditasyon sertifikaları, üyeleri MEB'den, sivil toplum kuruluşlarından, okul aile birliklerinden ve maarif müfettişlerinden oluşacak bir kurul tarafından verilmesi planlanıyor.

Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Ömer Faruk Yelkenci, dershanelerle ilgili düzenlemeleri de içeren Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'a dayanılarak hazırlanan Özel Öğretim Kurumları Yönetmelik Taslağı'nda yer verilen konulara ilişkin, AA muhabirine açıklamalarda bulundu. 

Yönetmelik taslağının büyük bir titizlikle hazırlandığını ve taslakta dershanelerin özel okula dönüşümüne ilişkin hususlara ayrıntılı olarak yer verildiğini ifade eden Yelkenci, "Taslak hazırlanırken, hem özel okulların niteliklerini arttırmaya, aynı zamanda genel eğitim içindeki oranını arttırmaya yönelik çalışmalar yürüttük. Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği, dershanelerden özel okula dönüşüm sürecinin oluşturduğu fırsatların mevcut özel okulların da gelişimine katkı sağlaması ve özel okulların desteklenmesi amacıyla hazırlandı" dedi. 

Türkiye'de özel okulların açılması ve eğitim-öğretim faaliyetlerinin yürütülmesinde belli standartların oluşturulması için dikkatli bir çalışma yürüttüklerini vurgulayan Yelkenci, bu amaçla Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü bünyesinde Dönüşüm, Akreditasyon ve Teşvikler Daire Başkanlığının kurulduğunu, Daire Başkanlığının dershanelerin dönüşümünün tamamlanacağı 2019'dan itibaren Akreditasyon ve Teşvikler Daire Başkanlığı olarak çalışacağını söyledi. 

Yönetmelik taslağında, özel okullar için özel bir akreditasyon sisteminin kurulmasının öngörüldüğünü bildiren Yelkenci, şöyle konuştu:

"Akreditasyon sisteminde dört standart alan olarak 'fiziksel imkanlar', 'yönetim-organizasyon', 'eğitim-öğretim süreçleri' ve 'destek hizmetleri'ni belirledik. Bu standart alanlardan hepsinin alt kriterleri olacak. Destek hizmetleri standart alanında, servis, güvenlik, yemek ve temizlik alt başlıklarında kriterler getireceğiz. Yönetim ve organizasyonda okulun yönetim sisteminin verimliliğini değerlendireceğiz. Bu konuda eski mevzuatın tersine sadece bir müdür öngördük ve diğer yöneticilerini artık özel okullar kendileri belirleyecekler. Bu durumda özel okullar ister adına CEO diyecek, ister genel müdür, ister koordinatör, isterse de direktör ya da müdür. Yönetim şeması ister yatay hiyerarşi, ister  dikey hiyerarşi şeklinde okulun özgün yapısına uygun şekilde planlanacak. Ancak bu yönetim şemasında yer alan herkes sorumlu olacak."

Standartlar yıllara göre farklı şekilde değerlendirilecek

Yelkenci, özel okulların bu dört standart alandaki kriterlere göre "A", "B" ve "C" şeklinde değerlendirilip puanlamaya tabii tutulacağını ve akreditasyon sertifikasının da buna göre hazırlanacağını bildirdi. Bu durumda bir özel okulun fiziksel imkanlar konusunda "A" akreditasyon sertifikasına sahip olabileceği gibi destek hizmetlerinde "B" akreditasyon sertifikasına hak kazanabileceğini anlatan Yelkenci, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Özel okullarda değerlendirme bu dört başlığa göre ayrı ayrı yapılacak. Örneğin bir özel okulun akreditasyon sertifikasında "BABC" yazabilecek. Bu sertifika o özel okulun bir sonraki döneme kadar ödev planı olacak. Bu gruptan bir üst gruba çıkmak için neler yapması gerektiğini görecek. Zihinler, bu sınıflandırmayı otel sınıflandırmalarına benzetebilir. Ancak örnekte görüldüğü gibi bu otel sınıflandırmasından oldukça farklı özellikler taşıyor. Türkiye'de henüz okulları akredite eden bir kurum yok. Şimdi Türkiye'degenel müdürlüğümüz bünyesinde kurulan bu merkezden akreditasyon işlerini yapıyor olacağız. Akreditasyon ve Teşvikler Daire Başkanlığımızda oluşturulacak ekibin içinde sadece Bakanlık üyeleri değil, aynı zamanda derneklerden, aile birliklerinden birer üye ve maarif müfettişleri oluşturmayı düşünüyoruz. Böylece katılımcı demokrasi örneği de oluşturmak istiyoruz. Sertifikalandırmayı bu ekip beraber yapacak. 'C' standardı yılda bir, 'B' standardı iki yılda bir, 'A' standardı da üç yılda bir denetlenecek. "

Yönetmelikle birlikte, parça parça organize sanayi bölgelerindeki okullara, özel eğitime, 1., 2., 3.,4. ve 5. bölgelere verilen ayrı teşviklerin bir araya toplanacağını kaydeden Yelkenci, "Böylece özel okullar, kendilerini geliştirdikleri sürece alacağı devlet teşviklerini arttırabilecek" dedi.  

Mevzuat değişikliğiyle birlikte öğrencinin başarısını sadece akademik başarıda gören bir anlayışı ortadan kaldırmayı amaçladıklarını ifade eden Yelkenci, "Böylece akademik başarının yanında sosyal, kültürel alanlardaki başarıyı dengeledik. Yani özel okulu, sadece akademik alandaki kriterlerle akredite etmeyeceğiz. Uluslararası alanlarda, yurt genelinde, il genelinde veya bölge genelinde her türlü sportif, kültürel ve sosyal etkinliklerdeki başarısına ve düzenledikleri sempozyum, kongre, spor turnuvalarına bakacağız. Elbette merkezi sınavlardaki başarı da bir kriter olacak. Yani okul, çocuğu hayata hazırlıyor mu? Buna bakacağız" diye konuştu. 

Bakanlık rehber olacak  

Yelkenci, MEB'in bu dört konuda özel okullara rehberlik yapacağını belirterek, "Bu kriterleri sağlamazsan seni kapatırım mantığıyla değil, bunları yaparsan daha nitelikli okul olursun ve daha iyi teşvik alırsın mantığıyla hareket edeceğiz. O anlamda artık özel okulların süreçlerinin içinde onlara katkı yapmak için MEB de olacak" dedi. Yelkenci, özel okulların iyi olduğu noktaları kamudaki okullarla paylaşmaları için de uygun ortamların hazırlanacağını söyledi. 

"Akreditasyon sistemiyle beraber özel okullarda paradigmayı değiştiriyoruz" diyen Yelkenci, yönetmelikle birlikte kriterlerin yer alacağı kılavuzu da kamuoyuna duyuracaklarını ve bir pilot uygulama başlatmayı planladıklarını da bildirdi. 

Yelkenci, özel okullara bir takım teşviklerin bulunduğunu, yönetmelikle birlikte başka teşviklerin de getirileceğini, Maliye Bakanlığı ile bu konunun titizlikle çalışılacağını belirterek, düşünülen teşviklerle ilgili şu bilgileri verdi:

"Vergi muafiyetinden A grubu okullar 12 yıl, B grubu okullar 8 yıl, C grubu okullar 4 yıl yararlanacak. Sigorta primi işveren hissesi desteği A grubu 12 yıl, B grubu 10 yıl, C grubu 8 yıl yararlanabilecek. Bu desteklerin hepsini standart alanlardan alınan puanlarla ilişkilendireceğiz. Ayrıca KDV'yi bütün gruplarda yüzde 8'den yüzde 1'e indirmeyi düşünüyoruz. Her standart alanını her teşvik başlığıyla ilişkilendirdiğimizde eğitim öğretim desteği şöyle hesaplanacak: Öğrencinin devlete maliyeti A grubunda çarpı 1,2; B grubunda çarpı 1, C grubunda 0,8 ile çarpılarak hesaplanacak. Bu destek, özel okul dört standart alanda başarılı olamazsa azalacak, ama hepsi devlet desteği alacak." 

Genel Müdür Ömer Faruk Yelkenci, yeni düzenlemeyle eğitimci olanlara özel okul açma konusunda büyük teşviklerin verileceğini belirterek, böylece özel okul maliyetlerinin düşmesini ve özel okula devam eden öğrenci sayısının artmasının mümkün olacağını, Türkiye'de özel okul oranının doğal bir süreçle kendi kendine oluşacağını sözlerine ekledi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 09 Haziran 2014 12:32

Gösterim: 2068


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.