Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

2018 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarına göre 2018-YKS yükseköğretim programlarına merkezi yerleştirme işlemleri tamamlanarak, adayların yerleştirme sonuçları açıklandı.

osymYerleştirme sonuçları, ÖSYM'nin https://sonuc.osym.gov.tr internet adresinden öğreniliyor.
Adaylar, yerleştirme sonuçlarını yukarıda belirtilen adresten T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile öğrenebileceklerdir. Yerleştirme Sonuç Belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek.
YKS sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri 03-07 Eylül 2018 tarihleri arasında yapılacaktır. Elektronik kayıtlar ise 03-05 Eylül 2018 tarihleri arasında yapılacaktır. Kayıt için adayların yerleştirildikleri yükseköğretim programının bağlı bulunduğu üniversiteye, belirtilen süre içerisinde başvurmaları gerekmektedir. Elektronik kayıt yapan adaylar, üniversiteleri tarafından duyurulan belgelere ve tarihe göre işlem yapacaklardır.

 

> YKS sonuçları açıklandı

2018 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarına göre 2018-YKS yükseköğretim programlarına merkezi yerleştirme işlemleri tamamlanarak, adayların yerleştirme sonuçları açıklandı.

osymYerleştirme sonuçları, ÖSYM'nin https://sonuc.osym.gov.tr internet adresinden öğreniliyor.
Adaylar, yerleştirme sonuçlarını yukarıda belirtilen adresten T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile öğrenebileceklerdir. Yerleştirme Sonuç Belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek.
YKS sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri 03-07 Eylül 2018 tarihleri arasında yapılacaktır. Elektronik kayıtlar ise 03-05 Eylül 2018 tarihleri arasında yapılacaktır. Kayıt için adayların yerleştirildikleri yükseköğretim programının bağlı bulunduğu üniversiteye, belirtilen süre içerisinde başvurmaları gerekmektedir. Elektronik kayıt yapan adaylar, üniversiteleri tarafından duyurulan belgelere ve tarihe göre işlem yapacaklardır.

 

Son Güncelleme: Cuma, 31 Ağustos 2018 09:34

Gösterim: 1676

Alpaslan Dartan / Eğitim Uzmanı

alparslan_dartan_yeniMilyonlarca genç ve ebeveyn için zor haftaya girdik. Ortaöğretim kurumlarına yerleştirme(LGS)sonuçlarının açıklanmasından sonra ÖSYM de Sürpriz yaparak 30 Temmuz gece yarısından hemen sonra 2018-YKS Sonuçlarını açıkladı ve ardından web sitesinde tercih kılavuzunu (https://dokuman.osym.gov.tr/pdfdokuman/2018/YKS/KONTKILAVUZ01082018.pdf ) yayımladı. Ardından hemen yükseköğretim programlarının son üç yıla ait en düşük puanla yerleşen adayın başarı sırasını açıkladı.

Tercih Kılavuzunda bölümlerin geçen yılki puan ve sıralamaları verilmemiş olması bu açıklamayla bir nebze olsa da adayları rahatlattı. Tercihlerde katkı sağlayacak verilerin en önemlisiydi bu. Hukuk, Tıp, Mühendislik ve Eğitim Fakültelerine getirilen puan barajlarında ise bir değişiklik yapılmadı.

Yerleştirme sürecinde adayların dikkatli olmalarını öneririm. Şu an tüm adaylar Vakıf Üniversitelerinin gözdesi durumunda. Hepsinin ortak arzusu aynı, ama siz tercih yapacak adayların arzusu ve isteği geleceğiniz açısından çok çok daha önemli.

Adaylar üniversite tercihlerini yaparken aşağıdaki kriterleri dikkate almalarını öneririm.

Yerleştirmeler puana göre gerçekleşse bile tercihleri alınan puana göre değil öncelikle başarı sırasına göre yapılmalıdır.

• Öncelikle adaylar, başarı sırası ve puanları ile öğrenim görmek istediği üniversiteleri-bölümleri bir arada değerlendirerek bir taslak tercih listesi oluşturmalılar. Sihirli soru sınav olmasaydı ve sizi koşulsuz olarak istediğiniz bölüme yerleştireceğiz deselerdi ilk sıraya hangi bölümü yazardınız? O bölüm bir nedenle olamadığında ikinci olarak hangi bölümü isterdiniz? Sorularını sormaktır.
• Bölümler, en çok girilmek istenenden, en az istenene doğru sıralamalı ve başarı sırası, minimum puan açısından, istek sırasını oynatmayacak biçimde gözden geçirilmelidir.
• Daha çok istenen bir yükseköğretim programını, yüzdelik dilim, minimum puan ya da başka bir nedenden ötürü daha az istediği bir programın altına yazmamak gerekir. Örneğin, beşinci tercihinize giriş hakkı kazanacak olsanız, "Keşke altıncı tercihimi kazanmış olsaydım." demeyeceğinizden emin misiniz? Bütün tercihleriniz için bu soruyu sormalısınız.
• Gitmeyi düşünmediğiniz bölümleri asla tercih listesine almamalısınız. Kayıt yaptırmasanız bile yerleştirildiğiniz bölümlerden dolayı bir yıl sonra ağırlıklı ortaöğretim başarı puanınız düşecektir.
• Seçilen üniversitenin vakıf veya devlet üniversitesi olmasına, burs durumuna, bulunduğu şehre ve varsa diğer özel koşullarına bir kez daha dikkatle bakın.
• Tercih sürecinde, başarı sıralarının bu yıl için -/+ % 15 değişebileceği göz önünde tutun.
• Tercih kılavuzunda bu yıl geçen yılın verileri açıklanmadı ama istek sırasına göre oluşturulacak olan bir listenin geçen yıl kaçıncı yüzdelik dilimden öğrenci aldığı, yerleşen en son öğrencinin başarı sırası ve puanları açıklandı. Benzer bilgiler ve daha fazlası da YÖK tarafından https://yokatlas.yok.gov.tr/ de yer almaktadır. Bu verilerden de mutlaka yararlanın.
• Adaylar kendi başarı sırasının yarısı kadar alt ve iki katı kadar üst aralıklarda olabilecek bölümleri tercihlerinde yer verirlerse açıkta kalma riskini neredeyse sıfırlarlar.
Örneğin 50 bininci sırada yer almış bir adayın tercih aralığını 20-25 bin ile 75 -85 bin aralığında yapıyor olması yerleşme şansını çok artırır.
• Bir aday, kaçıncı sıraya yazmış olursa olsun, tercih ettiği bir bölüme, diğer tercih eden adaylarla birlikte yerleşmek istediği puan türünden elde ettiği puanlarına göre sıralanmış olarak ve kontenjan dâhilinde yerleştirilir.
• Tercih Listenizdeki programların kılavuzda "bakınız" olarak gösterilen ve giriş için aranan bütün koşullarını karşılıyor olmasına da ayrıca dikkat edin.

> Üniversite tercihlerinde nelere dikkat edilmeli?

Alpaslan Dartan / Eğitim Uzmanı

alparslan_dartan_yeniMilyonlarca genç ve ebeveyn için zor haftaya girdik. Ortaöğretim kurumlarına yerleştirme(LGS)sonuçlarının açıklanmasından sonra ÖSYM de Sürpriz yaparak 30 Temmuz gece yarısından hemen sonra 2018-YKS Sonuçlarını açıkladı ve ardından web sitesinde tercih kılavuzunu (https://dokuman.osym.gov.tr/pdfdokuman/2018/YKS/KONTKILAVUZ01082018.pdf ) yayımladı. Ardından hemen yükseköğretim programlarının son üç yıla ait en düşük puanla yerleşen adayın başarı sırasını açıkladı.

Tercih Kılavuzunda bölümlerin geçen yılki puan ve sıralamaları verilmemiş olması bu açıklamayla bir nebze olsa da adayları rahatlattı. Tercihlerde katkı sağlayacak verilerin en önemlisiydi bu. Hukuk, Tıp, Mühendislik ve Eğitim Fakültelerine getirilen puan barajlarında ise bir değişiklik yapılmadı.

Yerleştirme sürecinde adayların dikkatli olmalarını öneririm. Şu an tüm adaylar Vakıf Üniversitelerinin gözdesi durumunda. Hepsinin ortak arzusu aynı, ama siz tercih yapacak adayların arzusu ve isteği geleceğiniz açısından çok çok daha önemli.

Adaylar üniversite tercihlerini yaparken aşağıdaki kriterleri dikkate almalarını öneririm.

Yerleştirmeler puana göre gerçekleşse bile tercihleri alınan puana göre değil öncelikle başarı sırasına göre yapılmalıdır.

• Öncelikle adaylar, başarı sırası ve puanları ile öğrenim görmek istediği üniversiteleri-bölümleri bir arada değerlendirerek bir taslak tercih listesi oluşturmalılar. Sihirli soru sınav olmasaydı ve sizi koşulsuz olarak istediğiniz bölüme yerleştireceğiz deselerdi ilk sıraya hangi bölümü yazardınız? O bölüm bir nedenle olamadığında ikinci olarak hangi bölümü isterdiniz? Sorularını sormaktır.
• Bölümler, en çok girilmek istenenden, en az istenene doğru sıralamalı ve başarı sırası, minimum puan açısından, istek sırasını oynatmayacak biçimde gözden geçirilmelidir.
• Daha çok istenen bir yükseköğretim programını, yüzdelik dilim, minimum puan ya da başka bir nedenden ötürü daha az istediği bir programın altına yazmamak gerekir. Örneğin, beşinci tercihinize giriş hakkı kazanacak olsanız, "Keşke altıncı tercihimi kazanmış olsaydım." demeyeceğinizden emin misiniz? Bütün tercihleriniz için bu soruyu sormalısınız.
• Gitmeyi düşünmediğiniz bölümleri asla tercih listesine almamalısınız. Kayıt yaptırmasanız bile yerleştirildiğiniz bölümlerden dolayı bir yıl sonra ağırlıklı ortaöğretim başarı puanınız düşecektir.
• Seçilen üniversitenin vakıf veya devlet üniversitesi olmasına, burs durumuna, bulunduğu şehre ve varsa diğer özel koşullarına bir kez daha dikkatle bakın.
• Tercih sürecinde, başarı sıralarının bu yıl için -/+ % 15 değişebileceği göz önünde tutun.
• Tercih kılavuzunda bu yıl geçen yılın verileri açıklanmadı ama istek sırasına göre oluşturulacak olan bir listenin geçen yıl kaçıncı yüzdelik dilimden öğrenci aldığı, yerleşen en son öğrencinin başarı sırası ve puanları açıklandı. Benzer bilgiler ve daha fazlası da YÖK tarafından https://yokatlas.yok.gov.tr/ de yer almaktadır. Bu verilerden de mutlaka yararlanın.
• Adaylar kendi başarı sırasının yarısı kadar alt ve iki katı kadar üst aralıklarda olabilecek bölümleri tercihlerinde yer verirlerse açıkta kalma riskini neredeyse sıfırlarlar.
Örneğin 50 bininci sırada yer almış bir adayın tercih aralığını 20-25 bin ile 75 -85 bin aralığında yapıyor olması yerleşme şansını çok artırır.
• Bir aday, kaçıncı sıraya yazmış olursa olsun, tercih ettiği bir bölüme, diğer tercih eden adaylarla birlikte yerleşmek istediği puan türünden elde ettiği puanlarına göre sıralanmış olarak ve kontenjan dâhilinde yerleştirilir.
• Tercih Listenizdeki programların kılavuzda "bakınız" olarak gösterilen ve giriş için aranan bütün koşullarını karşılıyor olmasına da ayrıca dikkat edin.

Son Güncelleme: Cuma, 03 Ağustos 2018 11:19

Gösterim: 1607

Salim Ünsal / Kültür Eğitim Kurumları Eğitim ve Rehberlik Direktörü

salim_unsalYine bir tercih dönemine daha tüm bilinmezlikleriyle yaklaşıyoruz. Her yıldan farklı olarak bir de değişen sistemin ağırlığı çöktü bu sürecin belirsizliğine. Adaylar açısından öyle veya böyle bu süreç de geçecek. Kimi şansını iyi kullanıp hatırla yadedecek, kimi de bir daha geri döndürmemek adına zihninin derinliklerine gömecek.
Öncelikle bu yıl tercih yapacak adayların ÖSYM tarafından ön bilgi amacıyla yayınlanan kontenjan ve tercih kılavuzunu dikkatle incelemelerini, sürecin nasıl ilerleyeceğine ilişkin kural ve açıklamaları iyi kavramalarını tavsiye ediyorum.
Sınav sisteminde kapsamlı değişim yapılmasına rağmen gerek tercih edilecek bölümlerde, gerekse tercih işlemleri akışında önemli bir değişiklik görmedik. Bu yıla en çok tercih edilecek bölümlere ilişkin önceki yıla ait verilerin yetersizliği damgasını vuracak. Adayları en çok zorlayacak, elde ettikleri puan ve sıraların kılavuzdaki programlara ne ölçüde denk gelebileceğini bilememeleri olacak. Sınav sonuçları 31 Temmuzda açıklandığında uzmanlar bir takım benzeşimler yaparak adayların işini bir miktar kolaylaştıracaklar ama iş o kadar da kolay olmayacak.
Kontenjan kılavuzlarını biz her yıl detaylı inceleriz. Sınava giren adaylar bizim kadar bakmazlar. Zira işimizin bir parçası. Bu yıl cazibesini kaybetmeye yüz tutmuş ve mezun yığılması yaşanıp istihdam olanakları kısıtlanan bazı bölümlerde kısmi kontenjan daraltmalarının yapıldığını gördük. Bu olumlu bir gelişme. Öte yandan öğrencilerin ilgisini çeken, son yıllarda tercih listelerine bolca giren programların da kontenjanları önemli oranlarda artırılmış. Özetle kılavuzdaki programlar beklentiye iyi gelecek şekilde güncellenmiş ve öğrenci yönelimi de dikkate alınarak kılavuz programları nitelikli bir pozisyona sokulmuş gibi duruyor.
Yıl içinde bölünerek çoğalan üniversitelerin de kılavuza yeni adıyla girdiğini gördük. Bu üniversiteler her ne kadar isim olarak yeni olsalar da köklü ve geleneği olan üniversitelerden bölünerek çoğaldıkları için eğitim niteliği ve öğrenci memnuniyeti konusunda büyük sorunlar yaşanmayacağını düşünüyoruz.
Açıköğretim lisans programlarının kontenjanlarının 18 bin daraltılmasını örgün, yüz yüze eğitim veren programlarda okuyan adaylar için olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Son yıllarda özellikle açıköğretim programlarının doluluk oranlarında önemli bir azalma yaşanmıştı.
Önlisans programlarının kontenjanlarının da daha rasyonel bölümlerde artırılıp az tercih alan bölümlerde azaltıldığını gördük. Bu da yine öğrenci açısından pozitif bir gelişme.

SIRALAMA BARAJLARINDA DEĞİŞİKLİK YOK
Tıp, Hukuk, Mühendislik, Mimarlık ve Öğretmenlik programları için belirlenen sıralama barajlarında ise bir değişikliğe gidilmemiş. En büyük sıkıntının burada yaşanacağını düşünüyoruz. Zira geçen yıl sistemin yönlendirmesi ile puan türlerinde daha homojen bir kitle bulunuyorken, bu yılki sistem gereği sıralama dağılımları fazlasıyla heterojen olacak. Aynı puan türünde sıralamaya dahil olmasına rağmen o puan türü ile işi olmayan, tercih yapmayacak olan binlerce öğrenciyi göreceğiz. Bu da o puan türünde tercih yapacak ve alt sıralarda kalmış adayları zorlayacak. Özellikle taşradaki devlet üniversiteleri ile Vakıf üniversitesinin kısmi ücretli ve ücretli programlarını etkileme riski var. Sıralama barajından en fazla mühendisliklerin ve öğretmenliklerin etkileneceğini bekliyoruz.
Sınav sonuçlarının açıklanmasına biraz zaman var. Belki dergi yayınlandığında açıklanmış olacak. Bu sonuç öncesi zaman adaylar için çileli bir bekleyiş gibi gelebilir ama aynı zamanda adaylar için bir fırsat anı da… Zira bu zaman diliminde bölümler ve meslekler hakkında fazlasıyla bilgi alabilme şansı olacak. Yeter ki bu aralığı adaylar verimli değerlendirebilsinler.
Sonuçlar açıklanmadan harekete geçmeyen bir aday profiline de sahibiz maalesef. Sınava gecesini gündüzünü ayıran ama iş tercihe gelince sudan çıkmış balığa dönen, ne yapacağını bilmeyen binlerce adayın olduğunu biliyor ve gözlemliyoruz. Tercihler de en az sınavlar kadar önemli, hatta sınavdan dahi daha önemli. Zira elde edilen başarıyı etkin ve verimli değerlendirmek gerekiyor. Buradaki etkinlik ve verimlilikten kastım puanın dengini bulmak değil, tam tersine adayın ilgi ve yeteneklerinin dengini bulmak. Adayların tercihe kafa yormaları, bölümlerin eğitim ve iş koşullarını öğrenmeleri, kendi ilgi, istek ve yeteneklerinin de farkına varmaları gerekiyor.
Bu yılki sistem değişikliğinin yarattığı belirsizlikler nedeniyle tercihleri her yıl olduğundan daha fazla geniş yelpaze içinden seçmek yararlı olacak. Bu nedenle adayların mesleki önyargıları bir kenara bırakarak bölüm ismi bazında tercih spektrumunun en üst ve alt sınırlarını daha geniş tutması yararlı olacak.

TELAŞ ETMEYELİM AMA SON DAKİKAYA DA BIRAKMAYALIM
7-14 Ağustos tarihleri arasında tercih girişleri ÖSYM’nin aday işlemleri sistemine giriliyor olacak. Ancak sonuçlar açıklanır açıklanmaz adayların tercih telaşı fazlasıyla hızlanacak. Acele etmemelerini öneriyorum. Aynı zamanda sürenin de son dakikasına bırakmamalarını öneriyorum. Hem acelecilik, hem de son dakikaya bırakma alışkanlıkları hatalı ve yanlış kararlar alma riskini artırır. Her yıl hatırı sayılır üniversiteli bir kitlenin yeniden sınava girmesinde bu aceleciliğin ve son dakikacılığın büyük payı olduğunu sanıyorum.
Ülke sathındaki üniversiteler arasında uçurumsal farklar yok. Elbette geleneği oluşmuş köklü üniversitelerimiz var ve bunlar öğrencilere iyi bir eğitim olanağı vaadediyorlar. Ancak yeni üniversitelerin de tercih edilirken pek çok önyargıdan uzak karar verilmesi gerekiyor. Son yıllarda Vakıf üniversiteleri de oldukça arttı. Bu üniversiteler de kontenjan dağılımında önemli bir yükü devlet üniversitelerinin sırtından alıyorlar. Öte yandan nispi olarak daha düşük puan ve sıralarla girebilme olasılığı nedeniyle başarısızlık yaşadığını düşünen adaylar için aynı zamanda sağlam bir alternatif olarak karşımızda duruyorlar. Adayın ekonomik çekinceleri yoksa ya da bütçesini uydurabiliyorsa bu üniversiteler de bir çıkış noktası olabiliyor. Sonuçta mezuniyet sonrası kazanımlar tüm üniversitelerde aynı.
Bu yılki tercih döneminin zorluğu biliniyor ve uzman desteğine fazlasıyla ihtiyaç duyulan bir süreç olacak. Ancak adayların her uzmanım diyenin fikrine de koşulsuz inanmaması gerekiyor. Çünkü böyle kriz anlarını fırsata çeviren fırsatçı bir kitlenin de olduğu aşikar. Çocuklarımızın geleceği bizim geleceğimiz ve bu konuda gerçekten işini bilen uzmanlara çok iş ve sorumluluk düşüyor.
Adaylara son olarak şunu diyebilirim. Kılavuz yayınlandı. Kılavuzda çok az bilgi gördüler. Sonuçların açıklanmasına zaman var. Hiç panik yapmasınlar. 50 yıllık merkezi sınavlar tarihimizde biz buna benzer yılları çok olmasa da yaşadık. O yıllarda da bütün üniversiteler öğrencilerini almış kontenjanlar doldurulmuştu. Bu yıl da hak eden hak ettiği bölüme yerleşecek. Panik yok. Süreci soğukkanlılıkla, duygularımızın ve mağlubiyet hissimizin perdelemesine izin vermeden rasyonel çözümler üreterek geçirmeniz gerekiyor. Şans faktörü hiç bu kadar ayağınıza gelmemişti, bir de o taraftan bakın!

> Kriz dönemlerini şansa çevirmek YKS TERCİHLERİ

Salim Ünsal / Kültür Eğitim Kurumları Eğitim ve Rehberlik Direktörü

salim_unsalYine bir tercih dönemine daha tüm bilinmezlikleriyle yaklaşıyoruz. Her yıldan farklı olarak bir de değişen sistemin ağırlığı çöktü bu sürecin belirsizliğine. Adaylar açısından öyle veya böyle bu süreç de geçecek. Kimi şansını iyi kullanıp hatırla yadedecek, kimi de bir daha geri döndürmemek adına zihninin derinliklerine gömecek.
Öncelikle bu yıl tercih yapacak adayların ÖSYM tarafından ön bilgi amacıyla yayınlanan kontenjan ve tercih kılavuzunu dikkatle incelemelerini, sürecin nasıl ilerleyeceğine ilişkin kural ve açıklamaları iyi kavramalarını tavsiye ediyorum.
Sınav sisteminde kapsamlı değişim yapılmasına rağmen gerek tercih edilecek bölümlerde, gerekse tercih işlemleri akışında önemli bir değişiklik görmedik. Bu yıla en çok tercih edilecek bölümlere ilişkin önceki yıla ait verilerin yetersizliği damgasını vuracak. Adayları en çok zorlayacak, elde ettikleri puan ve sıraların kılavuzdaki programlara ne ölçüde denk gelebileceğini bilememeleri olacak. Sınav sonuçları 31 Temmuzda açıklandığında uzmanlar bir takım benzeşimler yaparak adayların işini bir miktar kolaylaştıracaklar ama iş o kadar da kolay olmayacak.
Kontenjan kılavuzlarını biz her yıl detaylı inceleriz. Sınava giren adaylar bizim kadar bakmazlar. Zira işimizin bir parçası. Bu yıl cazibesini kaybetmeye yüz tutmuş ve mezun yığılması yaşanıp istihdam olanakları kısıtlanan bazı bölümlerde kısmi kontenjan daraltmalarının yapıldığını gördük. Bu olumlu bir gelişme. Öte yandan öğrencilerin ilgisini çeken, son yıllarda tercih listelerine bolca giren programların da kontenjanları önemli oranlarda artırılmış. Özetle kılavuzdaki programlar beklentiye iyi gelecek şekilde güncellenmiş ve öğrenci yönelimi de dikkate alınarak kılavuz programları nitelikli bir pozisyona sokulmuş gibi duruyor.
Yıl içinde bölünerek çoğalan üniversitelerin de kılavuza yeni adıyla girdiğini gördük. Bu üniversiteler her ne kadar isim olarak yeni olsalar da köklü ve geleneği olan üniversitelerden bölünerek çoğaldıkları için eğitim niteliği ve öğrenci memnuniyeti konusunda büyük sorunlar yaşanmayacağını düşünüyoruz.
Açıköğretim lisans programlarının kontenjanlarının 18 bin daraltılmasını örgün, yüz yüze eğitim veren programlarda okuyan adaylar için olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Son yıllarda özellikle açıköğretim programlarının doluluk oranlarında önemli bir azalma yaşanmıştı.
Önlisans programlarının kontenjanlarının da daha rasyonel bölümlerde artırılıp az tercih alan bölümlerde azaltıldığını gördük. Bu da yine öğrenci açısından pozitif bir gelişme.

SIRALAMA BARAJLARINDA DEĞİŞİKLİK YOK
Tıp, Hukuk, Mühendislik, Mimarlık ve Öğretmenlik programları için belirlenen sıralama barajlarında ise bir değişikliğe gidilmemiş. En büyük sıkıntının burada yaşanacağını düşünüyoruz. Zira geçen yıl sistemin yönlendirmesi ile puan türlerinde daha homojen bir kitle bulunuyorken, bu yılki sistem gereği sıralama dağılımları fazlasıyla heterojen olacak. Aynı puan türünde sıralamaya dahil olmasına rağmen o puan türü ile işi olmayan, tercih yapmayacak olan binlerce öğrenciyi göreceğiz. Bu da o puan türünde tercih yapacak ve alt sıralarda kalmış adayları zorlayacak. Özellikle taşradaki devlet üniversiteleri ile Vakıf üniversitesinin kısmi ücretli ve ücretli programlarını etkileme riski var. Sıralama barajından en fazla mühendisliklerin ve öğretmenliklerin etkileneceğini bekliyoruz.
Sınav sonuçlarının açıklanmasına biraz zaman var. Belki dergi yayınlandığında açıklanmış olacak. Bu sonuç öncesi zaman adaylar için çileli bir bekleyiş gibi gelebilir ama aynı zamanda adaylar için bir fırsat anı da… Zira bu zaman diliminde bölümler ve meslekler hakkında fazlasıyla bilgi alabilme şansı olacak. Yeter ki bu aralığı adaylar verimli değerlendirebilsinler.
Sonuçlar açıklanmadan harekete geçmeyen bir aday profiline de sahibiz maalesef. Sınava gecesini gündüzünü ayıran ama iş tercihe gelince sudan çıkmış balığa dönen, ne yapacağını bilmeyen binlerce adayın olduğunu biliyor ve gözlemliyoruz. Tercihler de en az sınavlar kadar önemli, hatta sınavdan dahi daha önemli. Zira elde edilen başarıyı etkin ve verimli değerlendirmek gerekiyor. Buradaki etkinlik ve verimlilikten kastım puanın dengini bulmak değil, tam tersine adayın ilgi ve yeteneklerinin dengini bulmak. Adayların tercihe kafa yormaları, bölümlerin eğitim ve iş koşullarını öğrenmeleri, kendi ilgi, istek ve yeteneklerinin de farkına varmaları gerekiyor.
Bu yılki sistem değişikliğinin yarattığı belirsizlikler nedeniyle tercihleri her yıl olduğundan daha fazla geniş yelpaze içinden seçmek yararlı olacak. Bu nedenle adayların mesleki önyargıları bir kenara bırakarak bölüm ismi bazında tercih spektrumunun en üst ve alt sınırlarını daha geniş tutması yararlı olacak.

TELAŞ ETMEYELİM AMA SON DAKİKAYA DA BIRAKMAYALIM
7-14 Ağustos tarihleri arasında tercih girişleri ÖSYM’nin aday işlemleri sistemine giriliyor olacak. Ancak sonuçlar açıklanır açıklanmaz adayların tercih telaşı fazlasıyla hızlanacak. Acele etmemelerini öneriyorum. Aynı zamanda sürenin de son dakikasına bırakmamalarını öneriyorum. Hem acelecilik, hem de son dakikaya bırakma alışkanlıkları hatalı ve yanlış kararlar alma riskini artırır. Her yıl hatırı sayılır üniversiteli bir kitlenin yeniden sınava girmesinde bu aceleciliğin ve son dakikacılığın büyük payı olduğunu sanıyorum.
Ülke sathındaki üniversiteler arasında uçurumsal farklar yok. Elbette geleneği oluşmuş köklü üniversitelerimiz var ve bunlar öğrencilere iyi bir eğitim olanağı vaadediyorlar. Ancak yeni üniversitelerin de tercih edilirken pek çok önyargıdan uzak karar verilmesi gerekiyor. Son yıllarda Vakıf üniversiteleri de oldukça arttı. Bu üniversiteler de kontenjan dağılımında önemli bir yükü devlet üniversitelerinin sırtından alıyorlar. Öte yandan nispi olarak daha düşük puan ve sıralarla girebilme olasılığı nedeniyle başarısızlık yaşadığını düşünen adaylar için aynı zamanda sağlam bir alternatif olarak karşımızda duruyorlar. Adayın ekonomik çekinceleri yoksa ya da bütçesini uydurabiliyorsa bu üniversiteler de bir çıkış noktası olabiliyor. Sonuçta mezuniyet sonrası kazanımlar tüm üniversitelerde aynı.
Bu yılki tercih döneminin zorluğu biliniyor ve uzman desteğine fazlasıyla ihtiyaç duyulan bir süreç olacak. Ancak adayların her uzmanım diyenin fikrine de koşulsuz inanmaması gerekiyor. Çünkü böyle kriz anlarını fırsata çeviren fırsatçı bir kitlenin de olduğu aşikar. Çocuklarımızın geleceği bizim geleceğimiz ve bu konuda gerçekten işini bilen uzmanlara çok iş ve sorumluluk düşüyor.
Adaylara son olarak şunu diyebilirim. Kılavuz yayınlandı. Kılavuzda çok az bilgi gördüler. Sonuçların açıklanmasına zaman var. Hiç panik yapmasınlar. 50 yıllık merkezi sınavlar tarihimizde biz buna benzer yılları çok olmasa da yaşadık. O yıllarda da bütün üniversiteler öğrencilerini almış kontenjanlar doldurulmuştu. Bu yıl da hak eden hak ettiği bölüme yerleşecek. Panik yok. Süreci soğukkanlılıkla, duygularımızın ve mağlubiyet hissimizin perdelemesine izin vermeden rasyonel çözümler üreterek geçirmeniz gerekiyor. Şans faktörü hiç bu kadar ayağınıza gelmemişti, bir de o taraftan bakın!

Son Güncelleme: Salı, 31 Temmuz 2018 13:51

Gösterim: 1704

YKS sonuçlarının açıklanmasıyla beraber tercih maratonu başlıyor. Uzmanlar, üniversite tercihi için başarı sıralamasına dikkat çekiyor. Üsküdar Üniversitesi Eğitim Kurumları ve Rehberlik Hizmetleri Yöneticisi, Uzman Psikolojik Danışman ve Kariyer Danışmanı Ece Tözeniş, YKS sonuçlarının açıklanmasının ardından tercihlere dair dikkat edilmesi gereken noktalara dikkat çekti.

ece_tozenisFırsatların doğabileceği bir yıl
Uzm. Psk. Dan. Ece Tözeniş, şu tavsiyelerde bulundu: “Rehberlik uzmanlarımızla puanların açıklanmasıyla birlikte bir toplantı ve çalışma yaptık. Geçen yılın ve bu yılın puanlarının farklılaştığını gördük. Bunun en büyük nedenlerinden biri sistemin değişmiş olması. Zaten her sene sınava giren öğrencilerin o yılki başarıları doğrultusunda tercih davranışları bağlamında puanlar ve başarı sıraları değişir. Biz puana göre değil, başarı sırasına göre tercih yaparız. Bu yıl da yine aday öğrencilerin başarı sırasına göre tercih yapmaları gerekiyor. Ancak bu sene önemli bir değişiklik söz konusu oldu. Bu da adayların başarı sıralarına yansıdı. Puan türlerindeki değişiklikler… Geçen yıl 18 olan puan türü sayısı bu sene Sayısal-Eşit Ağırlık-Sözel-Dil ve TYT olmak üzere 5 olarak belirlendi. Örneğin, geçen sene sayısalda 4 puan türü vardı; MF1, MF2, MF3, MF4 şeklinde. Bu sene sadece bir puan türü olarak sayısal yer aldı.

Sağlık ile ilgili tıp, diş hekimliği, eczacılık düşünen öğrenciler MF3 puan türü ile tercih yapıyordu. Mühendislik isteyenler MF4 puan türü ile tercih yapıyordu. Bu seneye baktığımızda sayısal ile ilgili alan düşünen adayların hepsi tek bir puan türü olan “sayısal” ile tercih yapacak. Dolayısıyla sayısal alanda farklı bölümleri tercih edecek adayların hepsi aynı puan türü altında bir başarı sırasında gözüküyor. O nedenle belirsizlikler var. Adayların bu yıl da 24 tane tercih yapma hakları olacak. Adayların yapması gereken; ilgili puan türünde barajı geçip tercih hakkını kazandıklarında başarı sıralarının yarısı kadar üst, yarısı kadar da alt tercih yapmaları gerekiyor. Örneğin 60 binlerde başarı sıralaması olan bir aday tercihlerine 30 binlerden başlamalı… 5 – 6 tercihini 30 binlerde yapıp kalan tercihlerini 60 binlerde yoğunlaştırıp, gerçekten gitmek istediği bölümler olmak üzere 90 bin başarı sırasında 24 tercihi kullanabilir. Böyle bir tercih listesi ile yerleşme oranı daha da yükselecektir. Çünkü bu sene fırsatların da olabileceği bir yılı ön görüyoruz. Bu sene farklı yerleştirme sonuçlarıyla da karşılaşacağız.”

Puan türlerinde daralma başarı sırasını nasıl etkiler?
Geçen yıl ile bu yıl aynı puanı alan bir adayın başarı sıralarında farklılık gözlemlediklerinin altını çizen Tözeniş, adaylara morallerini bozmamaları tavsiyesinde bulunarak “Aday öğrenciler aldıkları puan beklentinin altında ise moral bozmasınlar. Çünkü bunlar bizim beklediğimiz doğal sonuçlar. Geçen sene 18 puan türünden dolayı puanlar daha heterojendi fakat bu yıl puan türlerindeki daralmalar puanları daha homojen hale getirdi. Yani burada sayısal alana Türkçe Matematikçilerin etkisi, Türkçe Matematik alanına da sayısalcıların etkisi olacaktır. Bu da öğrencilerin daha geniş aralıkta tercih yapmalarını kaçınılmaz kılacaktır. ÖSYM’nin yeni yayınlayacağı kılavuzu bekleyip, bu kılavuz doğrultusunda tercihleri yapacağız” dedi.

150 bin baraj sonrasına dikkat!
Başarı sırası 150 bin ve üzerinde olan adayların tercihlerinde daha dikkatli olmaları gerektiğini ifade eden Uzm. Psk. Dan. Ece Tözeniş, “Yönelimlere baktığımız zaman sayısal ve eşit ağırlık puan türlerinde alt başarı sıralarında yığılmalar olduğundan öğrenci arkadaşlarımızın yerleşememe riski artacaktır. Aday öğrencinin mümkün olduğunca alt tercihlere inmesi gerekiyor. Daha dikkatli tercih yapması gerekiyor. O nedenle tüm aday öğrencilere tercihlerini mutlaka bir uzman ile yapmasını tavsiye ediyoruz” diye konuştu.

> Değişen puan türleri başarı sıralarını etkiler mi?

YKS sonuçlarının açıklanmasıyla beraber tercih maratonu başlıyor. Uzmanlar, üniversite tercihi için başarı sıralamasına dikkat çekiyor. Üsküdar Üniversitesi Eğitim Kurumları ve Rehberlik Hizmetleri Yöneticisi, Uzman Psikolojik Danışman ve Kariyer Danışmanı Ece Tözeniş, YKS sonuçlarının açıklanmasının ardından tercihlere dair dikkat edilmesi gereken noktalara dikkat çekti.

ece_tozenisFırsatların doğabileceği bir yıl
Uzm. Psk. Dan. Ece Tözeniş, şu tavsiyelerde bulundu: “Rehberlik uzmanlarımızla puanların açıklanmasıyla birlikte bir toplantı ve çalışma yaptık. Geçen yılın ve bu yılın puanlarının farklılaştığını gördük. Bunun en büyük nedenlerinden biri sistemin değişmiş olması. Zaten her sene sınava giren öğrencilerin o yılki başarıları doğrultusunda tercih davranışları bağlamında puanlar ve başarı sıraları değişir. Biz puana göre değil, başarı sırasına göre tercih yaparız. Bu yıl da yine aday öğrencilerin başarı sırasına göre tercih yapmaları gerekiyor. Ancak bu sene önemli bir değişiklik söz konusu oldu. Bu da adayların başarı sıralarına yansıdı. Puan türlerindeki değişiklikler… Geçen yıl 18 olan puan türü sayısı bu sene Sayısal-Eşit Ağırlık-Sözel-Dil ve TYT olmak üzere 5 olarak belirlendi. Örneğin, geçen sene sayısalda 4 puan türü vardı; MF1, MF2, MF3, MF4 şeklinde. Bu sene sadece bir puan türü olarak sayısal yer aldı.

Sağlık ile ilgili tıp, diş hekimliği, eczacılık düşünen öğrenciler MF3 puan türü ile tercih yapıyordu. Mühendislik isteyenler MF4 puan türü ile tercih yapıyordu. Bu seneye baktığımızda sayısal ile ilgili alan düşünen adayların hepsi tek bir puan türü olan “sayısal” ile tercih yapacak. Dolayısıyla sayısal alanda farklı bölümleri tercih edecek adayların hepsi aynı puan türü altında bir başarı sırasında gözüküyor. O nedenle belirsizlikler var. Adayların bu yıl da 24 tane tercih yapma hakları olacak. Adayların yapması gereken; ilgili puan türünde barajı geçip tercih hakkını kazandıklarında başarı sıralarının yarısı kadar üst, yarısı kadar da alt tercih yapmaları gerekiyor. Örneğin 60 binlerde başarı sıralaması olan bir aday tercihlerine 30 binlerden başlamalı… 5 – 6 tercihini 30 binlerde yapıp kalan tercihlerini 60 binlerde yoğunlaştırıp, gerçekten gitmek istediği bölümler olmak üzere 90 bin başarı sırasında 24 tercihi kullanabilir. Böyle bir tercih listesi ile yerleşme oranı daha da yükselecektir. Çünkü bu sene fırsatların da olabileceği bir yılı ön görüyoruz. Bu sene farklı yerleştirme sonuçlarıyla da karşılaşacağız.”

Puan türlerinde daralma başarı sırasını nasıl etkiler?
Geçen yıl ile bu yıl aynı puanı alan bir adayın başarı sıralarında farklılık gözlemlediklerinin altını çizen Tözeniş, adaylara morallerini bozmamaları tavsiyesinde bulunarak “Aday öğrenciler aldıkları puan beklentinin altında ise moral bozmasınlar. Çünkü bunlar bizim beklediğimiz doğal sonuçlar. Geçen sene 18 puan türünden dolayı puanlar daha heterojendi fakat bu yıl puan türlerindeki daralmalar puanları daha homojen hale getirdi. Yani burada sayısal alana Türkçe Matematikçilerin etkisi, Türkçe Matematik alanına da sayısalcıların etkisi olacaktır. Bu da öğrencilerin daha geniş aralıkta tercih yapmalarını kaçınılmaz kılacaktır. ÖSYM’nin yeni yayınlayacağı kılavuzu bekleyip, bu kılavuz doğrultusunda tercihleri yapacağız” dedi.

150 bin baraj sonrasına dikkat!
Başarı sırası 150 bin ve üzerinde olan adayların tercihlerinde daha dikkatli olmaları gerektiğini ifade eden Uzm. Psk. Dan. Ece Tözeniş, “Yönelimlere baktığımız zaman sayısal ve eşit ağırlık puan türlerinde alt başarı sıralarında yığılmalar olduğundan öğrenci arkadaşlarımızın yerleşememe riski artacaktır. Aday öğrencinin mümkün olduğunca alt tercihlere inmesi gerekiyor. Daha dikkatli tercih yapması gerekiyor. O nedenle tüm aday öğrencilere tercihlerini mutlaka bir uzman ile yapmasını tavsiye ediyoruz” diye konuştu.

Son Güncelleme: Salı, 31 Temmuz 2018 14:53

Gösterim: 2251

Servet Gülsün Şirin – Okan Üniversitesi Aday İlişkileri Müdürü

servet_gulsun_sirin18 yaşında genç bir insana diyoruz ki: Önünde yüzlerce bölüm var. Bu bölümleri okuyabileceğin onlarca üniversite var. Bunların içinde senin için en doğru olanı seçmelisin. Üstelik bunu inanılmaz stres ve baskı altında ve herkes bu konuda yüzlerce şey söylerken yapmalısın. Sonuç çoğu zaman hayal kırıklığı. Her yıl sınava giren öğrencilerin yüzde otuzunun üniversite öğrencilerinden oluşması tercihlerin yanlış yapıldığının göstergesi.
Öğrenciler ilgi, yetenek ve beklentilerini karşılayacak tercih listeleri oluşturmak yerine sadece puan ve sıralamaya dayanan listeler oluşturuyorlar. Geçmiş yılların sıralamaları aşılmaz duvarlar haline geliyor. En üst dilimde yer alan gençler de, el alt dilimde yer alan gençler de tercihi bir matematiksel dizge haline getirip gerçekte ne istediklerini tartışmaya fırsat bile bulamadan üniversiteye yerleşmiş oluyorlar. Peki ya hayaller, onlar bir başka bahara kalıyor. Hem gençlerin sıralamalarına hem de hayallerine uygun tercih imkânsız mı? Çok kolay değil belki ama mümkün. Bu zor işi gençlerimiz tek başına yapamaz. Rehberliğe ihtiyaçları var. Tercih robotlarının sıralarına değil, akıllarındaki soruların cevaplarına ihtiyaçları var. Öğrenciler kendi yetenek ve ilgileri keşfetmeliler, potansiyellerini değerlendirip, mutlu olacakları alana yönelmeliler. Puanın ziyan olmasın, puanım buraya yetiyor ezberinden kurtulup, sahip oldukları potansiyele uygun bölüm ve üniversiteleri tercih listesine koymalılar. Üniversiteleri puanlara göre değerli ya değersiz sıralamasına sokmadan kendilerine en uygun koşullara sahip üniversiteleri sıralamalılar. Mutlu ve başarılı olabilmek için puana göre değil isteğe göre bir sıralama yapılmalı.
HAYAL KURMALARINA FIRSAT VERELİM
Sınav sisteminin bütünüyle değiştiği, geçen yıla ait sayısal verilerin hiçbir şey ifade etmediği bu yıl tercih yapmak çok daha zor olacak. Bütün bu süreci doğru şekilde yönetmek için ne yapmalı nereden başlamalı? Ailelerin, öğretmenlerin yarım kalmış hikâyelerini tamamlamak misyonu biçilen gençlerin dayatmaları aşmalarını sağlamalıyız. Hayal kurmalarına fırsat sunmalıyız. Hayal kurdukça özgürleşecekler, özgürleştikçe de kendilerini bulacaklar.
Kendinin fakına vardıktan sonra işler daha kolay. Ben kimim sorusunun yanıtı bulan genç ne yapmak istiyorum sorusunun cevaplarına çok daha kolay ulaşacaktır. Kendine uygun bölüm ya da bölümleri belirledikten sonra hangi üniversite sorusuna sıra gelecek. Tam tersi mümkün değil mi? Okumak istenilen üniversiteyi seçip orada kazanabilecek bölümlere bakılamaz mı? Hiç doğru bir yol değil. Öncelikle bölüm seçilmeli. Elbette o bölümün okunacağı üniversite çok önemli; ancak hiçbir gencimiz sevmediği, kendisine uygun olmayan bir bölümü sadece üniversitenin popülaritesi ya da gücü için seçmemeli, sevdiği, istediği, ilgi ve yeteneklerinize uygun bölümü seçtikten sonra bu bölümü hangi üniversitede okuyacağını belirlemeli.
En çok sorulan sorulardan biri de bu mesleğin geleceği var mı? Geleceğin meslekleri hangileri? Geleceğin mesleği yok, geleceğin insanı var. Bugün var olan birçok meslek çok yakın zamanda olmayacak. Gelişen ve değişen dünyada gelişime ve değişime açık, çok dilli, çok kültürlü, yeni nesil teknoloji bilgisine sahip analitik düşünebilen insanlar gelecekte başarılı olacaklar. Geleceğin mesleklerini bulmak yerine geleceğin insanı olmak seçilmeli.
ÜNİVERSİTELER NELER SUNMALI?
Üniversiteler bir ülkenin itici gücüdürler. Değiştirici ve dönüştürücüdürler. Toplumu geleceğe taşırlar. Üniversitelerden birinci olarak gençlerimizi geleceğe taşımalarını beklemeliyiz. Üniversiteler çağdaş ve modern kampüs olanakları ile bir yaşam alanı sunmalıdır. Ulaşılabilir akademik kadrosu, teknolojik alt yapısı ve çağın gereklerine uygun derslikleri ile dünya standartlarında bir eğitim vermelidir. Bilim, sanat ve felsefe alanında gerçekleştirdiği üretimlerle gençlerimizi birer dünya insanı olarak yetiştirmelidir Öğrencilerinin iş dünyası ile bağlarını güçlendirmelidir. Öğrencilerine kendilerini geliştirebilecekleri fırsatlar sunmalı, özgür bir ortamda değerli bireyler olarak yetişmelerine olanak sağlamalıdır. Ancak üniversiteler öğrencilerine iş garantisi sunmazlar, sunamazlar Üniversiteler öğrencilerine eğitim garantisi verirler.
Adaylar tercihlerinde bu koşulları sorgulamalı, sırlamaları bu koşulları en çok sağlayandan en az sağlayan doğru yapmalıdır. Puan ve sırlamaları da referans alarak tercih listesini oluşturulmalıdır. Ancak bu yıl geçen yılın sayısal verilerine dayanarak bir liste oluşturulamaz. Çok riskli ve yanıltıcı olur. Bu konuda dönüştürme çalışmalarımız olacak. Gençlerin ve rehber öğretmenlerin bu çalışmaları referans almalarını öneriyorum.

> Hem sıralamaya hem hayallere uygun tercih imkânsız mı?

Servet Gülsün Şirin – Okan Üniversitesi Aday İlişkileri Müdürü

servet_gulsun_sirin18 yaşında genç bir insana diyoruz ki: Önünde yüzlerce bölüm var. Bu bölümleri okuyabileceğin onlarca üniversite var. Bunların içinde senin için en doğru olanı seçmelisin. Üstelik bunu inanılmaz stres ve baskı altında ve herkes bu konuda yüzlerce şey söylerken yapmalısın. Sonuç çoğu zaman hayal kırıklığı. Her yıl sınava giren öğrencilerin yüzde otuzunun üniversite öğrencilerinden oluşması tercihlerin yanlış yapıldığının göstergesi.
Öğrenciler ilgi, yetenek ve beklentilerini karşılayacak tercih listeleri oluşturmak yerine sadece puan ve sıralamaya dayanan listeler oluşturuyorlar. Geçmiş yılların sıralamaları aşılmaz duvarlar haline geliyor. En üst dilimde yer alan gençler de, el alt dilimde yer alan gençler de tercihi bir matematiksel dizge haline getirip gerçekte ne istediklerini tartışmaya fırsat bile bulamadan üniversiteye yerleşmiş oluyorlar. Peki ya hayaller, onlar bir başka bahara kalıyor. Hem gençlerin sıralamalarına hem de hayallerine uygun tercih imkânsız mı? Çok kolay değil belki ama mümkün. Bu zor işi gençlerimiz tek başına yapamaz. Rehberliğe ihtiyaçları var. Tercih robotlarının sıralarına değil, akıllarındaki soruların cevaplarına ihtiyaçları var. Öğrenciler kendi yetenek ve ilgileri keşfetmeliler, potansiyellerini değerlendirip, mutlu olacakları alana yönelmeliler. Puanın ziyan olmasın, puanım buraya yetiyor ezberinden kurtulup, sahip oldukları potansiyele uygun bölüm ve üniversiteleri tercih listesine koymalılar. Üniversiteleri puanlara göre değerli ya değersiz sıralamasına sokmadan kendilerine en uygun koşullara sahip üniversiteleri sıralamalılar. Mutlu ve başarılı olabilmek için puana göre değil isteğe göre bir sıralama yapılmalı.
HAYAL KURMALARINA FIRSAT VERELİM
Sınav sisteminin bütünüyle değiştiği, geçen yıla ait sayısal verilerin hiçbir şey ifade etmediği bu yıl tercih yapmak çok daha zor olacak. Bütün bu süreci doğru şekilde yönetmek için ne yapmalı nereden başlamalı? Ailelerin, öğretmenlerin yarım kalmış hikâyelerini tamamlamak misyonu biçilen gençlerin dayatmaları aşmalarını sağlamalıyız. Hayal kurmalarına fırsat sunmalıyız. Hayal kurdukça özgürleşecekler, özgürleştikçe de kendilerini bulacaklar.
Kendinin fakına vardıktan sonra işler daha kolay. Ben kimim sorusunun yanıtı bulan genç ne yapmak istiyorum sorusunun cevaplarına çok daha kolay ulaşacaktır. Kendine uygun bölüm ya da bölümleri belirledikten sonra hangi üniversite sorusuna sıra gelecek. Tam tersi mümkün değil mi? Okumak istenilen üniversiteyi seçip orada kazanabilecek bölümlere bakılamaz mı? Hiç doğru bir yol değil. Öncelikle bölüm seçilmeli. Elbette o bölümün okunacağı üniversite çok önemli; ancak hiçbir gencimiz sevmediği, kendisine uygun olmayan bir bölümü sadece üniversitenin popülaritesi ya da gücü için seçmemeli, sevdiği, istediği, ilgi ve yeteneklerinize uygun bölümü seçtikten sonra bu bölümü hangi üniversitede okuyacağını belirlemeli.
En çok sorulan sorulardan biri de bu mesleğin geleceği var mı? Geleceğin meslekleri hangileri? Geleceğin mesleği yok, geleceğin insanı var. Bugün var olan birçok meslek çok yakın zamanda olmayacak. Gelişen ve değişen dünyada gelişime ve değişime açık, çok dilli, çok kültürlü, yeni nesil teknoloji bilgisine sahip analitik düşünebilen insanlar gelecekte başarılı olacaklar. Geleceğin mesleklerini bulmak yerine geleceğin insanı olmak seçilmeli.
ÜNİVERSİTELER NELER SUNMALI?
Üniversiteler bir ülkenin itici gücüdürler. Değiştirici ve dönüştürücüdürler. Toplumu geleceğe taşırlar. Üniversitelerden birinci olarak gençlerimizi geleceğe taşımalarını beklemeliyiz. Üniversiteler çağdaş ve modern kampüs olanakları ile bir yaşam alanı sunmalıdır. Ulaşılabilir akademik kadrosu, teknolojik alt yapısı ve çağın gereklerine uygun derslikleri ile dünya standartlarında bir eğitim vermelidir. Bilim, sanat ve felsefe alanında gerçekleştirdiği üretimlerle gençlerimizi birer dünya insanı olarak yetiştirmelidir Öğrencilerinin iş dünyası ile bağlarını güçlendirmelidir. Öğrencilerine kendilerini geliştirebilecekleri fırsatlar sunmalı, özgür bir ortamda değerli bireyler olarak yetişmelerine olanak sağlamalıdır. Ancak üniversiteler öğrencilerine iş garantisi sunmazlar, sunamazlar Üniversiteler öğrencilerine eğitim garantisi verirler.
Adaylar tercihlerinde bu koşulları sorgulamalı, sırlamaları bu koşulları en çok sağlayandan en az sağlayan doğru yapmalıdır. Puan ve sırlamaları da referans alarak tercih listesini oluşturulmalıdır. Ancak bu yıl geçen yılın sayısal verilerine dayanarak bir liste oluşturulamaz. Çok riskli ve yanıltıcı olur. Bu konuda dönüştürme çalışmalarımız olacak. Gençlerin ve rehber öğretmenlerin bu çalışmaları referans almalarını öneriyorum.

Son Güncelleme: Pazartesi, 16 Temmuz 2018 16:14

Gösterim: 1564


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.