Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Müdür atamaları ve müdür yardımcısı görevlendirmeleriyle ilgili üç başlıkta yürütmeyi durdurma kararı verildiğini belirten Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, bu karar üzerinden Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevden alınan yaklaşık 7 bin müdürü göreve iade etmesi gerektiğini söyledi.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, müdür atamaları ve müdür yardımcısı görevlendirmeleriyle ilgili üç başlıkta yürütmeyi durdurma kararı verildiğini belirterek, "Bu karar üzerinden Milli Eğitim Bakanlığının görevden alınan yaklaşık 7 bin müdürü göreve iade etmesi gerekiyor" dedi.
Karaca, Eğitim Sen Genel Merkezinde eğitim sürecine ilişkin yaptığı basın toplantısında, geride bıraktıkları eğitim-öğretim yılında birçok sorunla karşı karşıya kaldıklarını, 4+4+4 eğitim modelinin de bunlardan biri olduğunu belirtti.
Öğretmen rotasyon sürecinin devam ettiğini anlatan Karaca, "Bununla ilgili yönetmelik çıkarıldı. Bu yönetmelik kapsamında 12 yılını dolduran öğretmenlerin tamamı kendi ilçesi ve ilinde bir rotasyon uygulamasıyla karşı karşıyadır" diye konuştu.
Bu uygulamanın durdurulmasıyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığından talepleri bulunduğunu hatırlatan Karaca, bakanlıktan kendilerine yazılı ya da sözlü bir açıklama yapılmadığını ileri sürdü.
Karaca, idareci atama sürecine de değinerek, "Özellikle 4 yılını dolduran müdür yardımcılarının görevden alınmasıyla ilgili geçtiğimiz günlerde Bakanlıkla görüşme yaptık. Buradan yeni müdür yardımcıları ve baş müdür yardımcıları atanana kadar, mevcut müdür yardımcılarının görevde kalmasıyla ilgili dün itibarıyla bakanlığın bir yazı çıkarılması söyleniyordu. Burada da siyasal bir kadrolaşma ortaya çıktı. Bu uygulamanın bitirilmesi gerekiyor" dedi.
Geçen hafta içinde açıklanan Danıştay'ın müdür atamalarıyla ilgili kararını da değerlendiren Karaca, şunları söyledi:
"Müdür atamaları ve müdür yardımcısı görevlendirmeleriyle ilgili üç başlıkta yürütmeyi durdurma kararı verildi. Bu karar üzerinden de Milli Eğitim Bakanlığının görevden alınan yaklaşık 7 bin müdürü göreve iade etmesi gerekiyor. Müdür yardımcısı arkadaşların da aynı başlıkta değerlendirilerek görevlerine devam etmeleri gerekiyor."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Müdür atamaları ve müdür yardımcısı görevlendirmeleriyle ilgili üç başlıkta yürütmeyi durdurma kararı verildiğini belirten Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, bu karar üzerinden Milli Eğitim Bakanlığı’nın görevden alınan yaklaşık 7 bin müdürü göreve iade etmesi gerektiğini söyledi.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, müdür atamaları ve müdür yardımcısı görevlendirmeleriyle ilgili üç başlıkta yürütmeyi durdurma kararı verildiğini belirterek, "Bu karar üzerinden Milli Eğitim Bakanlığının görevden alınan yaklaşık 7 bin müdürü göreve iade etmesi gerekiyor" dedi.
Karaca, Eğitim Sen Genel Merkezinde eğitim sürecine ilişkin yaptığı basın toplantısında, geride bıraktıkları eğitim-öğretim yılında birçok sorunla karşı karşıya kaldıklarını, 4+4+4 eğitim modelinin de bunlardan biri olduğunu belirtti.
Öğretmen rotasyon sürecinin devam ettiğini anlatan Karaca, "Bununla ilgili yönetmelik çıkarıldı. Bu yönetmelik kapsamında 12 yılını dolduran öğretmenlerin tamamı kendi ilçesi ve ilinde bir rotasyon uygulamasıyla karşı karşıyadır" diye konuştu.
Bu uygulamanın durdurulmasıyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığından talepleri bulunduğunu hatırlatan Karaca, bakanlıktan kendilerine yazılı ya da sözlü bir açıklama yapılmadığını ileri sürdü.
Karaca, idareci atama sürecine de değinerek, "Özellikle 4 yılını dolduran müdür yardımcılarının görevden alınmasıyla ilgili geçtiğimiz günlerde Bakanlıkla görüşme yaptık. Buradan yeni müdür yardımcıları ve baş müdür yardımcıları atanana kadar, mevcut müdür yardımcılarının görevde kalmasıyla ilgili dün itibarıyla bakanlığın bir yazı çıkarılması söyleniyordu. Burada da siyasal bir kadrolaşma ortaya çıktı. Bu uygulamanın bitirilmesi gerekiyor" dedi.
Geçen hafta içinde açıklanan Danıştay'ın müdür atamalarıyla ilgili kararını da değerlendiren Karaca, şunları söyledi:
"Müdür atamaları ve müdür yardımcısı görevlendirmeleriyle ilgili üç başlıkta yürütmeyi durdurma kararı verildi. Bu karar üzerinden de Milli Eğitim Bakanlığının görevden alınan yaklaşık 7 bin müdürü göreve iade etmesi gerekiyor. Müdür yardımcısı arkadaşların da aynı başlıkta değerlendirilerek görevlerine devam etmeleri gerekiyor."
Son Güncelleme: Cumartesi, 20 Haziran 2015 17:21
Gösterim: 2006
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medyanın çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti ve "Aileyi ve eğitim kurumlarını güçlendirmeliyiz" dedi.
Erdoğan, bu iletişim araçlarının da en etkili şekilde kullanılıp, aile ve eğitim kurumlarının yeniden güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Aile ve eğitim kurumları tarafından boş bırakılan zihinler iletişim araçları vasıtasıyla süratle dolduruluyor. Onun için çizgi filmlerden, müzikten, bilgisayar oyunlarından başlayarak, evlatlarımızın hayatı ve dünyayı öğrenmesinde etkili olan tüm araçları, kendi eğitim sürecimizin bir parçası haline dönüştürmeliyiz" dedi.
Erdoğan, Okçular Vakfı'nda düzenlenen TÜRGEV'in 2015 Mezuniyet Töreni ve İftar Programı'nda yaptığı konuşmada, eğitime ve gençliğe hizmet yolunda 19. yılına ulaşan vakfa çalışmalarında başarılar diledi.
Vakıf büyüdükçe, hizmetlerinin kalitesini yükselttikçe, faaliyet alanını genişlettikçe aynı şekilde bu saldırıların da artarak devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bilesiniz ki meyvesi yenen ağaç taşlanır. Taşlayanlar ne kadar makbulse şu anda TÜRGEV'e saldıranlar da o kadar makbuldür. Bu tür saldırıları, ithamları kesinlikle tasvip etmesek de maalesef bunlar bizim siyasi hayatımızda sürekli karşılaştığımız hadiselerdir. Ama bu saldırıların, gençlere hizmetten başka bir gayesi olmayan TÜRGEV'e ve benzeri kurumlara yönelmesinden gerçekten üzüntü duyuyorum. Buradaki hizmetten rahatsız olanlar esasen kendi belirledikleri format dışında ve kendi inisiyatifleri haricinde çalışma yürütülmesini istemiyorlar. TÜRGEV'e saldıranların asla gençlik, eğitim ve hizmet diye bir derdi yoktur. Burada yapılan hizmetleri görüp de bunlara karşı çıkmak akıl, vicdan ve insaf sahibi hiç kimsenin yapabileceği bir iş değildir. TÜRGEV'in ısrarla siyasi tartışmaların içine çekilmek istenmesinin sebebi, bu çatı altında yetişen gençlerin inançları, tarihleri, kültürleri, medeniyetleri konusunda elde edecekleri müktesebatlarıdır. Biz de işte tam da bu sebeple TÜRGEV'e sahip çıkıyor, güçlenmesini, hizmetlerinin yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Siyasi tartışmalar, yapılan hizmetleri gölgeleme gayretinin ürünüdür ve algı operasyonundan ibarettir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onun için tüm bu iftiralara, yalanlara, algı operasyonlarına kafamızı çevirip, vakfımızın asıl amacına yoğunlaşmalıyız. Bu vakfın hayırlı bir niyetle ve hayırlı hizmetler için kurulduğunun, bugüne kadar da böyle çalıştığının en yakın şahidiyim. Bugüne kadar attığı her adımda, yaptığı her hizmette TÜRGEV'in yanındayım, bundan sonra da yanında olmaya devam edeceğim" diye konuştu.
Eğitimin önemi
Erdoğan, eğitimin, sağlık, emniyet ve adaletle birlikte Türkiye'yi üzerinde yükseltmek için 12 yıldır çalıştıkları 4 alandan biri olduğuna vurgu yaparak, eğitimin önceliğine işaret etti.
Dünyanın en eski eğitim kurumlarına, üniversitelerine ev sahipliği yapan bu toprakların maalesef geçen iki yüzyılda adeta çölleştiğini belirten Erdoğan, oysa tarihte Buhara'dan, Horasan'dan, Semerkant'tan, Endülüs'ten Kurtuba'ya kadar dönemlerinin en önemli eğitim ve bilim merkezleri olan şehirlerin bulunduğunu anlattı.
Erdoğan, aynı şekilde İstanbul'la birlikte Kayseri'den Bursa'ya, Erzurum'dan Manisa'ya kadar pek çok şehrin geçmişte eğitim alanında birer yıldız gibi parladığını ifade ederek, devlet ve toplum hayatında yaşanılan derin sarsıntılar sebebiyle bu ilim yuvalarının ya tamamen yıkıldığını ya da kabuklarına çekildiğini dile getirdi.
Zihinlerle birlikte gönülleri de doyuran bir eğitim anlayışına ihtiyacımız var
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimin amacı ve içeriği konusunda, altyapısında gösterilen kadar ilerleme sağlanamadığını ifade ederek, "Bu konudaki tüm hassasiyetlerime, tüm gayretime rağmen maalesef geldiğimiz yer kesinlikle benim arzu ettiğim, hayal ettiğim yer değildir. İnşallah bundan sonra, işte bu eksiği gidermek için daha çok çalışıp gayret göstereceğiz" diye konuştu.
Zihinlerle birlikte gönülleri de doyuran bir eğitim anlayışına ihtiyaç olduğuna işaret eden Erdoğan, günümüzde çocukları ve gençleri ailesinden, eğitim kurumlarından çok televizyon, internet, sosyal medya gibi iletişim araçlarının etkilediğini vurguladı.
Erdoğan, "3-5 yaşındaki evladımız televizyonda ne bulursa onu değil, bizim değerlerimiz, kültürümüz çerçevesinde hazırlanmış çizgi filmleri seyretmeli. 8-10 yaşındaki evladımız bilgisayarda ne bulursa onunla değil, aynı anlayışla hazırlanmış programlarla meşgul olmalı. 11-13 yaşındaki evladımız popüler kültürün kendisine dayattığını değil, onu da cezbedecek şekilde kendi kültürümüzden üretilmiş müzikleri dinlemeli. 14 yaşındaki, 16 yaşındaki evladımız inancımızın ve tarihimizin temel eserleriyle çoktan tanışmış olmalı. Üniversite döneminde de evlatlarımız işte bu sağlam temeller üzerinde hem mesleki hem zihni hem de manevi olgunluk düzeyine ulaşmalı" dedi.
TÜRGEV'in kendi alanında örnek olacağına inanıyorum
Bu bakımdan TÜRGEV'in kendi alanında örnek olacağına inandığını dile getiren Erdoğan, mezun öğrencilerden de vakfın gönüllü elçileri olarak yürütülen hizmetlere katkı sağlamalarını beklediğini söyledi.
Erdoğan, bu çatı altında yürütülen hizmetler için emeği geçenlere teşekkür ederek, ramazan ayının tüm millet ve İslam alemi için hayırlara vesile olmasını diledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medyanın çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti ve "Aileyi ve eğitim kurumlarını güçlendirmeliyiz" dedi.
Erdoğan, bu iletişim araçlarının da en etkili şekilde kullanılıp, aile ve eğitim kurumlarının yeniden güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Aile ve eğitim kurumları tarafından boş bırakılan zihinler iletişim araçları vasıtasıyla süratle dolduruluyor. Onun için çizgi filmlerden, müzikten, bilgisayar oyunlarından başlayarak, evlatlarımızın hayatı ve dünyayı öğrenmesinde etkili olan tüm araçları, kendi eğitim sürecimizin bir parçası haline dönüştürmeliyiz" dedi.
Erdoğan, Okçular Vakfı'nda düzenlenen TÜRGEV'in 2015 Mezuniyet Töreni ve İftar Programı'nda yaptığı konuşmada, eğitime ve gençliğe hizmet yolunda 19. yılına ulaşan vakfa çalışmalarında başarılar diledi.
Vakıf büyüdükçe, hizmetlerinin kalitesini yükselttikçe, faaliyet alanını genişlettikçe aynı şekilde bu saldırıların da artarak devam edeceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bilesiniz ki meyvesi yenen ağaç taşlanır. Taşlayanlar ne kadar makbulse şu anda TÜRGEV'e saldıranlar da o kadar makbuldür. Bu tür saldırıları, ithamları kesinlikle tasvip etmesek de maalesef bunlar bizim siyasi hayatımızda sürekli karşılaştığımız hadiselerdir. Ama bu saldırıların, gençlere hizmetten başka bir gayesi olmayan TÜRGEV'e ve benzeri kurumlara yönelmesinden gerçekten üzüntü duyuyorum. Buradaki hizmetten rahatsız olanlar esasen kendi belirledikleri format dışında ve kendi inisiyatifleri haricinde çalışma yürütülmesini istemiyorlar. TÜRGEV'e saldıranların asla gençlik, eğitim ve hizmet diye bir derdi yoktur. Burada yapılan hizmetleri görüp de bunlara karşı çıkmak akıl, vicdan ve insaf sahibi hiç kimsenin yapabileceği bir iş değildir. TÜRGEV'in ısrarla siyasi tartışmaların içine çekilmek istenmesinin sebebi, bu çatı altında yetişen gençlerin inançları, tarihleri, kültürleri, medeniyetleri konusunda elde edecekleri müktesebatlarıdır. Biz de işte tam da bu sebeple TÜRGEV'e sahip çıkıyor, güçlenmesini, hizmetlerinin yaygınlaşmasını arzu ediyoruz. Siyasi tartışmalar, yapılan hizmetleri gölgeleme gayretinin ürünüdür ve algı operasyonundan ibarettir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onun için tüm bu iftiralara, yalanlara, algı operasyonlarına kafamızı çevirip, vakfımızın asıl amacına yoğunlaşmalıyız. Bu vakfın hayırlı bir niyetle ve hayırlı hizmetler için kurulduğunun, bugüne kadar da böyle çalıştığının en yakın şahidiyim. Bugüne kadar attığı her adımda, yaptığı her hizmette TÜRGEV'in yanındayım, bundan sonra da yanında olmaya devam edeceğim" diye konuştu.
Eğitimin önemi
Erdoğan, eğitimin, sağlık, emniyet ve adaletle birlikte Türkiye'yi üzerinde yükseltmek için 12 yıldır çalıştıkları 4 alandan biri olduğuna vurgu yaparak, eğitimin önceliğine işaret etti.
Dünyanın en eski eğitim kurumlarına, üniversitelerine ev sahipliği yapan bu toprakların maalesef geçen iki yüzyılda adeta çölleştiğini belirten Erdoğan, oysa tarihte Buhara'dan, Horasan'dan, Semerkant'tan, Endülüs'ten Kurtuba'ya kadar dönemlerinin en önemli eğitim ve bilim merkezleri olan şehirlerin bulunduğunu anlattı.
Erdoğan, aynı şekilde İstanbul'la birlikte Kayseri'den Bursa'ya, Erzurum'dan Manisa'ya kadar pek çok şehrin geçmişte eğitim alanında birer yıldız gibi parladığını ifade ederek, devlet ve toplum hayatında yaşanılan derin sarsıntılar sebebiyle bu ilim yuvalarının ya tamamen yıkıldığını ya da kabuklarına çekildiğini dile getirdi.
Zihinlerle birlikte gönülleri de doyuran bir eğitim anlayışına ihtiyacımız var
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitimin amacı ve içeriği konusunda, altyapısında gösterilen kadar ilerleme sağlanamadığını ifade ederek, "Bu konudaki tüm hassasiyetlerime, tüm gayretime rağmen maalesef geldiğimiz yer kesinlikle benim arzu ettiğim, hayal ettiğim yer değildir. İnşallah bundan sonra, işte bu eksiği gidermek için daha çok çalışıp gayret göstereceğiz" diye konuştu.
Zihinlerle birlikte gönülleri de doyuran bir eğitim anlayışına ihtiyaç olduğuna işaret eden Erdoğan, günümüzde çocukları ve gençleri ailesinden, eğitim kurumlarından çok televizyon, internet, sosyal medya gibi iletişim araçlarının etkilediğini vurguladı.
Erdoğan, "3-5 yaşındaki evladımız televizyonda ne bulursa onu değil, bizim değerlerimiz, kültürümüz çerçevesinde hazırlanmış çizgi filmleri seyretmeli. 8-10 yaşındaki evladımız bilgisayarda ne bulursa onunla değil, aynı anlayışla hazırlanmış programlarla meşgul olmalı. 11-13 yaşındaki evladımız popüler kültürün kendisine dayattığını değil, onu da cezbedecek şekilde kendi kültürümüzden üretilmiş müzikleri dinlemeli. 14 yaşındaki, 16 yaşındaki evladımız inancımızın ve tarihimizin temel eserleriyle çoktan tanışmış olmalı. Üniversite döneminde de evlatlarımız işte bu sağlam temeller üzerinde hem mesleki hem zihni hem de manevi olgunluk düzeyine ulaşmalı" dedi.
TÜRGEV'in kendi alanında örnek olacağına inanıyorum
Bu bakımdan TÜRGEV'in kendi alanında örnek olacağına inandığını dile getiren Erdoğan, mezun öğrencilerden de vakfın gönüllü elçileri olarak yürütülen hizmetlere katkı sağlamalarını beklediğini söyledi.
Erdoğan, bu çatı altında yürütülen hizmetler için emeği geçenlere teşekkür ederek, ramazan ayının tüm millet ve İslam alemi için hayırlara vesile olmasını diledi.
Son Güncelleme: Cumartesi, 20 Haziran 2015 16:18
Gösterim: 1859
Millî Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu arasında, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin fiziksel ve sosyal aktivitelere daha fazla katılımının sağlanması için protokol imzalandı.
Millî Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu arasında protokol imzalandı.
MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör, imza töreninde, protokol ile özel eğitim ihtiyacı olan öğrencileri daha fazla spor ve sosyal aktiviteye yönlendirmek istediklerini belirterek katkıları için Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonuna teşekkür etti.
Protokol ile Millî Eğitim Bakanlığına bağlı özel eğitim kurumu, özel eğitim sınıfı, kaynaştırma veya bütünleştirme uygulamaları yoluyla genel eğitim kurumlarında okuyan, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin daha fazla fiziksel ve sosyal aktivitelere katılımı sağlanacak. Böylece öğrencilerin, sporla fizik kondisyonlarının geliştirilmesi, sosyal uyum davranışları geliştirilmesi, toplumla ilişkilerinin güçlendirilerek ulusal ve uluslararası oyun kurallarına uygun olarak yarışmalara katılması amaçlanıyor.
Protokol MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör ve Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu Başkanı Birol Aydın tarafından imzalandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Millî Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu arasında, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin fiziksel ve sosyal aktivitelere daha fazla katılımının sağlanması için protokol imzalandı.
Millî Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu arasında protokol imzalandı.
MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör, imza töreninde, protokol ile özel eğitim ihtiyacı olan öğrencileri daha fazla spor ve sosyal aktiviteye yönlendirmek istediklerini belirterek katkıları için Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonuna teşekkür etti.
Protokol ile Millî Eğitim Bakanlığına bağlı özel eğitim kurumu, özel eğitim sınıfı, kaynaştırma veya bütünleştirme uygulamaları yoluyla genel eğitim kurumlarında okuyan, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin daha fazla fiziksel ve sosyal aktivitelere katılımı sağlanacak. Böylece öğrencilerin, sporla fizik kondisyonlarının geliştirilmesi, sosyal uyum davranışları geliştirilmesi, toplumla ilişkilerinin güçlendirilerek ulusal ve uluslararası oyun kurallarına uygun olarak yarışmalara katılması amaçlanıyor.
Protokol MEB Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürü Celil Güngör ve Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu Başkanı Birol Aydın tarafından imzalandı.
Son Güncelleme: Cuma, 19 Haziran 2015 17:16
Gösterim: 1693
Üniversite adaylarının katıldığı Lisans Yerleştirme Sınavı'nın (LYS) fen bilimleri sınavı (LYS-2) sona erdi.
Tek oturumda yapılan ve 135 dakika süren sınav, Türkiye'de 81 il merkezi ile Lefkoşa'da gerçekleştirildi.
Sınavda, fizik, kimya ve biyoloji testleri yer aldı. Öğrencilere, ayrı kitapçıklardaki 30'ar soruluk testler için 45'er dakika süre verildi. Testler ayrı soru kitapçıklarında yer alırken, tek cevap kağıdı kullanıldı.
Adayların çoğunluğu, kimlik ve güvenlik kontrolleri ile salona giriş işlemlerinin zamanında yapılabilmesi için sabah erken saatlerden itibaren sınav yerlerine geldi. Sınavların yapıldığı binalara girişte adayların ve sınav görevlilerinin üstleri emniyet görevlileri tarafından elle ve detektörle arandı. Sınav sırasında ÖSYM'yi temsil eden özel görevliler sınav salonlarını dolaşarak, alınan önlemleri denetledi.
LYS, yarın yapılacak edebiyat-coğrafya sınavıyla (LYS-3) sona erecek.
Adaylar sınav sonuçlarını, kimlik numaraları ve şifreleriyle ÖSYM'nin “http://sonuc.osym.gov.tr” adresinden öğrenebilecek. Adaylara sonuç belgesi gönderilmeyecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Üniversite adaylarının katıldığı Lisans Yerleştirme Sınavı'nın (LYS) fen bilimleri sınavı (LYS-2) sona erdi.
Tek oturumda yapılan ve 135 dakika süren sınav, Türkiye'de 81 il merkezi ile Lefkoşa'da gerçekleştirildi.
Sınavda, fizik, kimya ve biyoloji testleri yer aldı. Öğrencilere, ayrı kitapçıklardaki 30'ar soruluk testler için 45'er dakika süre verildi. Testler ayrı soru kitapçıklarında yer alırken, tek cevap kağıdı kullanıldı.
Adayların çoğunluğu, kimlik ve güvenlik kontrolleri ile salona giriş işlemlerinin zamanında yapılabilmesi için sabah erken saatlerden itibaren sınav yerlerine geldi. Sınavların yapıldığı binalara girişte adayların ve sınav görevlilerinin üstleri emniyet görevlileri tarafından elle ve detektörle arandı. Sınav sırasında ÖSYM'yi temsil eden özel görevliler sınav salonlarını dolaşarak, alınan önlemleri denetledi.
LYS, yarın yapılacak edebiyat-coğrafya sınavıyla (LYS-3) sona erecek.
Adaylar sınav sonuçlarını, kimlik numaraları ve şifreleriyle ÖSYM'nin “http://sonuc.osym.gov.tr” adresinden öğrenebilecek. Adaylara sonuç belgesi gönderilmeyecek.
Son Güncelleme: Cumartesi, 20 Haziran 2015 13:38
Gösterim: 1515
Tercih işlemleri 6-14 Temmuz'da, üniversite kayıtları ise 3-7 Ağustos'ta yapılacak. Öğrenciler, ister e-kayıt isterse üniversitelerine giderek şahsen kayıt yaptırabilecek.
YÖK, üniversite tercihlerinin 6-14 Temmuz'da alınacağını, kayıtların ise 3-7 Ağustos'ta yapılacağını bildirdi.
YÖK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) kapsamında üniversite adayları tercihlerini 6-14 Temmuz'da yapacak. ÖSYS sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri ise bütün üniversitelerde, 3–7 Ağustos'ta gerçekleştirilecek.
Yükseköğretim Bilgi Sistemi çalışmaları kapsamında ilk olarak 2014-2015 eğitim öğretim döneminde 32 devlet üniversitesinde başlatılan, elektronik kayıt (e-kayıt) uygulamasına bu yıl devlete ait bütün yükseköğretim kurumlarında geçilecek. Bu kapsamda, 2015-2016 eğitim öğretim döneminde devlet üniversitelerine yerleşen bütün öğrenciler, elektronik kayıt (e-kayıt) işlemlerini 28 Temmuz-5 Ağustos'ta yapabilecek.
Öğrenciler isterlerse e-kayıt isterlerse de üniversitelerine giderek şahsen kayıt yaptırabilecek. Süresi içerisinde şahsen kayıt veya e-kayıt yaptırmayan ve işlemlerini tamamlamayan adaylar kayıt haklarını kaybedecek.
E-kayıt yaptırmak isteyen öğrenciler, "https://www.turkiye.gov.tr/" adresinden "e-hizmetler" bölümündeki "Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı" başlığı altında açılacak olan "Üniversite e-Kayıt" seçeneğini tıklayarak kayıt işlemini gerçekleştirebilecek.
Kaydını tamamlayan öğrenciler kayıt olduklarını gösterir barkotlu çıktı da alabilecek. E-kayıt işlemi 2015-2016 öğretim dönemi için ÖSYM'den temin edilecek yerleşenlere ilişkin veri içerisindeki öğrencileri kapsayacak. E-kayıtta, özel yetenek programları ile yükseköğretim kurumlarınca elektronik kaydı uygun görülmeyen (sağlık raporu, heyet raporu gerektirdiğinden) bazı programlar dahil edilmeyecek.
E-kayıt olmayı tercih eden öğrencilerin üniversitelere giderek tekrar kayıt yaptırmalarına gerek olmayacak. Öğrenciler, elektronik kayıt işleminin ardından üniversitelerin duyurduğu tarihte ders kayıtlarını yaptırarak eğitime başlayabilecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Tercih işlemleri 6-14 Temmuz'da, üniversite kayıtları ise 3-7 Ağustos'ta yapılacak. Öğrenciler, ister e-kayıt isterse üniversitelerine giderek şahsen kayıt yaptırabilecek.
YÖK, üniversite tercihlerinin 6-14 Temmuz'da alınacağını, kayıtların ise 3-7 Ağustos'ta yapılacağını bildirdi.
YÖK'ten yapılan yazılı açıklamaya göre, Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) kapsamında üniversite adayları tercihlerini 6-14 Temmuz'da yapacak. ÖSYS sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri ise bütün üniversitelerde, 3–7 Ağustos'ta gerçekleştirilecek.
Yükseköğretim Bilgi Sistemi çalışmaları kapsamında ilk olarak 2014-2015 eğitim öğretim döneminde 32 devlet üniversitesinde başlatılan, elektronik kayıt (e-kayıt) uygulamasına bu yıl devlete ait bütün yükseköğretim kurumlarında geçilecek. Bu kapsamda, 2015-2016 eğitim öğretim döneminde devlet üniversitelerine yerleşen bütün öğrenciler, elektronik kayıt (e-kayıt) işlemlerini 28 Temmuz-5 Ağustos'ta yapabilecek.
Öğrenciler isterlerse e-kayıt isterlerse de üniversitelerine giderek şahsen kayıt yaptırabilecek. Süresi içerisinde şahsen kayıt veya e-kayıt yaptırmayan ve işlemlerini tamamlamayan adaylar kayıt haklarını kaybedecek.
E-kayıt yaptırmak isteyen öğrenciler, "https://www.turkiye.gov.tr/" adresinden "e-hizmetler" bölümündeki "Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı" başlığı altında açılacak olan "Üniversite e-Kayıt" seçeneğini tıklayarak kayıt işlemini gerçekleştirebilecek.
Kaydını tamamlayan öğrenciler kayıt olduklarını gösterir barkotlu çıktı da alabilecek. E-kayıt işlemi 2015-2016 öğretim dönemi için ÖSYM'den temin edilecek yerleşenlere ilişkin veri içerisindeki öğrencileri kapsayacak. E-kayıtta, özel yetenek programları ile yükseköğretim kurumlarınca elektronik kaydı uygun görülmeyen (sağlık raporu, heyet raporu gerektirdiğinden) bazı programlar dahil edilmeyecek.
E-kayıt olmayı tercih eden öğrencilerin üniversitelere giderek tekrar kayıt yaptırmalarına gerek olmayacak. Öğrenciler, elektronik kayıt işleminin ardından üniversitelerin duyurduğu tarihte ders kayıtlarını yaptırarak eğitime başlayabilecek.
Son Güncelleme: Cuma, 19 Haziran 2015 16:19
Gösterim: 1640