Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Gençlerin geleceklerini artık kendileri değil ÖSYM'nin hataları yönlendiriyor. Kimi KPSS'de atama beklerken kendisini fırında çalışırken bulmuş, kimi boşu boşuna sene kaybetmiş...
2010’da KPSS ’de ve açıköğretim sınavlarında kopya, 2011’de Yükseköğretime Geçiş Sınavı ’nda ( YGS ) şifre, kayıp kitapçık, ALES ’te eksik kitapçık, Denklik Sınavı’nda bir önceki yılın soruları, 2012 KPSS ’de yine soruların sızdırıldığı, Lisans Yerleştirme Sınavı’nda (LYS) puanların yanlış hesaplandığı iddiaları... Son iki yıldır Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin ( ÖSYM ) imza attığı skandallar listesi de mağdur listesi de giderek kabarıyor. ÖSYM için iddiaları her seferinde reddetmek kolay ancak bu sınav skandalları yüzünden beden eğitim öğretmeni olamadığı için 36 yaşında annesiyle yaşayan, babasının emekli maaşıyla geçinen Levent Susar ve şifreli YGS ’den istediği sonucu alamayınca dershaneye gidebilmek için de gece saat 03.00’e kadar bir işte çalışan Yiğit Güner için hayat hiç de kolay değil.
Öğretmen adayları, gençler, ne kadar çalışsalar da geleceklerini kendileri değil ÖSYM ’nin hataları yönlendiriyor. Üstelik her yıl aynı filmi izliyor gibiler. Radikal ÖSYM ‘hata’larının bedelini ödemek zorunda kalan mağdurların hikâyelerini dinledi.
2 yılda 7 sınav, 9 hata
ÖSYM skandalları 2010 yılında başladı. KPSS ’de 500’ün üzerinde aday Eğitim Bilimleri testinde 120 sorunun tümünü doğru yaptı.
KPSS ’de kopyanın yankıları bitmeden Açıköğretim Sınavı’nda bir astsubayın üzerinden sınavın soruları ve cevapları çıktı. Kopya iddiaları savcılık soruşturmasıyla doğrulandı. ÖSYM Başkanı istifa etti. Yerine Ali Demir geçti.
2011 Yükseköğretime Geçiş Sınavı ’nda ( YGS ) şifre olduğu ortaya çıktı. Ali Demir önce reddetti sonra “Şifre var, kopya yok” dedi.
Sınav sonuçları tüm bu tartışmaların gölgesinde açıklandı. Bazı öğrencilerin puanların yanlış hesaplandığı ortaya çıktı.
Aynı YGS ’de üçüncü skandal Diyarbakır ’da YGS ’ye giren öğrencinin cevap anahtarının kaybolması oldu.
2011 ALES ’te İzmir ’deki bir okulda kitapçıktaki sorular eksik çıktı. Manisa’dan yedek kitapçık getirtildi, sınav geç başladı.
2011 yurtdışı yükseköğretim diplomaları denkliği için seviye tespit sınavı, 100 sorudan 75’i önceki yılın soruları olduğu için iptal edildi.
2012 KPSS ’de 2. oturum devam ederken iki farklı kaynaktan sabah oturumunda sorulan sorular internete düştü. Savcılık soruşturuyor.
2012 LYS puanların yanlış hesaplandığı iddia edildi. ÖSYM bir kez daha reddetti.
Gündüz dershane, gece iş
Yiğit Güner, 24 yaşında. Geçen sene üniversite sınavına girdiğinde şifre skandalı patlak verdi. Tüm öğrenciler gibi aklındaki şüphelerle girdiği ikinci sınavdan istediği sonucu alamadı. Yeniden hazırlanmak için dershaneye yazıldı. 3500 TL dershane parasını çıkarabilmek için de bir kafede işe başladı. Sabahtan öğleye kadar dershaneye gidiyor, öğleden gece saat 03.00’e kadar da çalışıyordu. Bu sene de puanların yanlış hesaplandığı iddiasıyla moral bozukluğu yaşıyor. Bir yandan puanının doğru hesaplanıp hesaplanmadığını, bir yandan da son iki ayın dershane borcunu düşünüyor. Çünkü son iki ay sınava daha iyi hazırlanabilmek için işten ayrılmıştı. Gençler Meydana İnisiyatifi eyleminde ÖSYM Başkanı’nı istifaya çağırırken “Artık ne açıklama ne özür istiyoruz. Hesap versinler. Geçen yıl da ‘Şifre yok’ dediler sonra kabul ettiler. Başarısızlığın sebebi ÖSYM . Pişkinlik yapıyor” diyor.
‘İptal’in en mağdur ismi
Mehtap Özüdoğru 2010 KPSS ’sinin en mağduruydu. Sınav iptal edilince ikinci sınava girdi. Ancak sonuçlar açıklandığında atanabilmek için yaş haddini yedi gün aşmıştı. Yüksek puanına rağmen atanmadı. Yaşadıklarından dolayı büyük bir üzüntü yaşadı, sağlığı bozuldu. Milli Eğitim Bakanlığı ’na dava açtı ve kazandı. Danıştay, Milli Eğitim Bakanlığı ’nın yaptığı bu işlemin hukuka uyarlığının bulunmadığını belirterek, bakanlık işleminin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Halen Zonguldak’ta öğretmenlik yapıyor. Ancak Mehtap öğretmenin bir buçuk senesi kayboldu. Bu sürede işssizdi ve geçinebilmek için annesinin yanına taşındı. Yaşadığı mağduriyeti şöyle anlatıyor:
“Özel okullar da aynı yönetmeliğe göre alım yaptığı için özel bir okulda da iş bulamadım. İşsiz kaldım. Bekâr bir anneyim, kızımın velayeti bana ait. Kızım o yıl ilkokula başlayacaktı. Hangi okula yazdırsam sorun yaşadım. Nerede olacağım belli değildi. Şu an 3. sınıfa geçti. Zonguldak’ta bir okulda ama bu süreç kesinleşinceye kadar üç okul değiştirmek zorunda kaldı. Haksızlığı uğramış olmam güvensizlik yarattı. Artık kimseye ‘Çalış, çabala emeğinin karşılığını alırsın’ diyemiyorum.”
‘Seneye ne olur belli değil, istemediğim yerleri de yazdım’
Taylan Kör yeni mağdurlardan. Liseyi bu yıl bitirip üniversite giriş sınavına girdi. Puanların yanlış hesaplandığı iddası yüzünden hiçbir şeyden emin olmadığını söylüyor. Ancak yine de tercihlerini yapacak ve hiç istemese bile puanının yettiği bir bölümde okuyacak. Mutsuz bir üniversite ve meslek hayatına mahkûm olmasının sebebini açıklayınca çok da haksız olmadığını düşünüyor insan:
“ YGS ’de şifre, KPSS ’de soru sızdırma... ÖSYM sınav sonuçlarını 50 defa daha okusa yine de güvenim yok. Hissettiğim şey isyan. 10 tane tercih yaptım. Maliye, ekonometri, işletme, arkeoloji yazdım. Hiçbiri okumak istediğim yerler değil. Yine de yazdım çünkü seneye ÖSYM ’nin hangi skandalı ya da hangi sistemiyle karşılaşacağımız belli değil. Bir ay sonra eğitim sistemi yerle bir olmuş olabilir. 1994 kuşağıyım. Lise için OKS’ye girmiştim. Sonraki dönemlerde üç aşamalı oldu, adı SBS olarak değiştirildi. Sonra yine tek aşamaya döndü... Birçok kez değişti. Liseye girdim. 1. sınıftayken bir tek ÖSS vardı. İkinci sınıfa geçtiğimde iki sınav haline geldi. Seneler içinde katsayı bir arttı, bir azaldı, en sonunda kalktı. Artık herhangi bir yere gireyim de okuyayım diyorum. Şifre ya da ülkenin herhangi bir skandalına şaşırmıyorum artık. ÖSYM Başkanı’nın utanması varsa istifa etsin.”
‘Bu yaşa geldik ne ailemiz var ne de sosyal güvencemiz’
Levent Susar 36 yaşında. Hatay’da yaşıyor. Beden eğitimi öğretmenliğinden 2002 yılında mezun oldu. Yıllarca KPSS ’ye girip, yeterli puanı almaya çalıştı. 2010 KPSS ’de atanması için gerekli olan 73 puanı aldı. Kendi deyişiyle havalara uçtu. Ancak o yıl KPSS ’de kopya çekildiği ortaya çıkınca sınav yeniden yapıldı. ‘Ya aynı puanı alamazsam’ kaygısıyla, morali bozuk hazırlandı ikinci sınava. Bu kez 68 aldı. Ataması yapılan son kişi 69 puandaydı. Atanamadı. Bunalıma girdi. İnsanlarla iletişim kurmak istemiyordu, 2011 KPSS için hazırlanmak istemiyordu. Ailesinin desteğiyle yeniden hayata döndü. Bu yıl dershaneye giderek KPSS ’ye yeniden hazırlandı ve aynı filmi tekrar izliyor. “Soruların sızdırıldığı iddiasına şaşırmadım” diyor. Fırında, inşaatlarda çalışan, sürekli bir işi olmayan Susar isyan ediyor:
“Bu yaşa geldim ne ailem ne sosyal güvencem var. Öyle bir hal aldı ki alıştık artık. Sorular servis ediliyor. Resmen bu sene yaşananları duyunca normal karşıladım. Böyle bir hissiyat yarattılar bizde. METEKSAN hakkında suç duyurusunda bulundum. Bugüne kadar KPSS ’ye hazırlanmak için dershanelere 6-7 milyar para harcadım. Yazları fırında çalışıyorum. Şu an boştayım. Fabrikalara müracaat ediyorum, nitelikli işçi arıyorlar. İnşaatlarda çalıştım, birkaç gün sonra işten çıkardılar. Bilmiyorum ki inşaatta çalışmayı, beden eğitimi öğretmeni olmak için okudum. Yaşadığım yerde özel okul az, müraacat ettim olmadı. Hâlâ annemle yaşıyorum, babamdan kalan emekli maaşıyla geçiniyoruz. Hasta oluyorum hastaneye gidemiyorum. Ben de evim olsun, aile kurayım isterim. Çok geç kaldık hayata. Mahalle baskısı var ‘Bu sene de mi kazanamadın, bırak bu işleri’ diyorlar. Yeter artık! ÖSYM Başkanı istifa etsin. ÖSYM ’ye kimsenin güveni kalmadı, yeniden yapılandırılsın.”
(RADİKAL)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Gençlerin geleceklerini artık kendileri değil ÖSYM'nin hataları yönlendiriyor. Kimi KPSS'de atama beklerken kendisini fırında çalışırken bulmuş, kimi boşu boşuna sene kaybetmiş...
2010’da KPSS ’de ve açıköğretim sınavlarında kopya, 2011’de Yükseköğretime Geçiş Sınavı ’nda ( YGS ) şifre, kayıp kitapçık, ALES ’te eksik kitapçık, Denklik Sınavı’nda bir önceki yılın soruları, 2012 KPSS ’de yine soruların sızdırıldığı, Lisans Yerleştirme Sınavı’nda (LYS) puanların yanlış hesaplandığı iddiaları... Son iki yıldır Ölçme Seçme ve Yerleştirme Merkezi’nin ( ÖSYM ) imza attığı skandallar listesi de mağdur listesi de giderek kabarıyor. ÖSYM için iddiaları her seferinde reddetmek kolay ancak bu sınav skandalları yüzünden beden eğitim öğretmeni olamadığı için 36 yaşında annesiyle yaşayan, babasının emekli maaşıyla geçinen Levent Susar ve şifreli YGS ’den istediği sonucu alamayınca dershaneye gidebilmek için de gece saat 03.00’e kadar bir işte çalışan Yiğit Güner için hayat hiç de kolay değil.
Öğretmen adayları, gençler, ne kadar çalışsalar da geleceklerini kendileri değil ÖSYM ’nin hataları yönlendiriyor. Üstelik her yıl aynı filmi izliyor gibiler. Radikal ÖSYM ‘hata’larının bedelini ödemek zorunda kalan mağdurların hikâyelerini dinledi.
2 yılda 7 sınav, 9 hata
ÖSYM skandalları 2010 yılında başladı. KPSS ’de 500’ün üzerinde aday Eğitim Bilimleri testinde 120 sorunun tümünü doğru yaptı.
KPSS ’de kopyanın yankıları bitmeden Açıköğretim Sınavı’nda bir astsubayın üzerinden sınavın soruları ve cevapları çıktı. Kopya iddiaları savcılık soruşturmasıyla doğrulandı. ÖSYM Başkanı istifa etti. Yerine Ali Demir geçti.
2011 Yükseköğretime Geçiş Sınavı ’nda ( YGS ) şifre olduğu ortaya çıktı. Ali Demir önce reddetti sonra “Şifre var, kopya yok” dedi.
Sınav sonuçları tüm bu tartışmaların gölgesinde açıklandı. Bazı öğrencilerin puanların yanlış hesaplandığı ortaya çıktı.
Aynı YGS ’de üçüncü skandal Diyarbakır ’da YGS ’ye giren öğrencinin cevap anahtarının kaybolması oldu.
2011 ALES ’te İzmir ’deki bir okulda kitapçıktaki sorular eksik çıktı. Manisa’dan yedek kitapçık getirtildi, sınav geç başladı.
2011 yurtdışı yükseköğretim diplomaları denkliği için seviye tespit sınavı, 100 sorudan 75’i önceki yılın soruları olduğu için iptal edildi.
2012 KPSS ’de 2. oturum devam ederken iki farklı kaynaktan sabah oturumunda sorulan sorular internete düştü. Savcılık soruşturuyor.
2012 LYS puanların yanlış hesaplandığı iddia edildi. ÖSYM bir kez daha reddetti.
Gündüz dershane, gece iş
Yiğit Güner, 24 yaşında. Geçen sene üniversite sınavına girdiğinde şifre skandalı patlak verdi. Tüm öğrenciler gibi aklındaki şüphelerle girdiği ikinci sınavdan istediği sonucu alamadı. Yeniden hazırlanmak için dershaneye yazıldı. 3500 TL dershane parasını çıkarabilmek için de bir kafede işe başladı. Sabahtan öğleye kadar dershaneye gidiyor, öğleden gece saat 03.00’e kadar da çalışıyordu. Bu sene de puanların yanlış hesaplandığı iddiasıyla moral bozukluğu yaşıyor. Bir yandan puanının doğru hesaplanıp hesaplanmadığını, bir yandan da son iki ayın dershane borcunu düşünüyor. Çünkü son iki ay sınava daha iyi hazırlanabilmek için işten ayrılmıştı. Gençler Meydana İnisiyatifi eyleminde ÖSYM Başkanı’nı istifaya çağırırken “Artık ne açıklama ne özür istiyoruz. Hesap versinler. Geçen yıl da ‘Şifre yok’ dediler sonra kabul ettiler. Başarısızlığın sebebi ÖSYM . Pişkinlik yapıyor” diyor.
‘İptal’in en mağdur ismi
Mehtap Özüdoğru 2010 KPSS ’sinin en mağduruydu. Sınav iptal edilince ikinci sınava girdi. Ancak sonuçlar açıklandığında atanabilmek için yaş haddini yedi gün aşmıştı. Yüksek puanına rağmen atanmadı. Yaşadıklarından dolayı büyük bir üzüntü yaşadı, sağlığı bozuldu. Milli Eğitim Bakanlığı ’na dava açtı ve kazandı. Danıştay, Milli Eğitim Bakanlığı ’nın yaptığı bu işlemin hukuka uyarlığının bulunmadığını belirterek, bakanlık işleminin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Halen Zonguldak’ta öğretmenlik yapıyor. Ancak Mehtap öğretmenin bir buçuk senesi kayboldu. Bu sürede işssizdi ve geçinebilmek için annesinin yanına taşındı. Yaşadığı mağduriyeti şöyle anlatıyor:
“Özel okullar da aynı yönetmeliğe göre alım yaptığı için özel bir okulda da iş bulamadım. İşsiz kaldım. Bekâr bir anneyim, kızımın velayeti bana ait. Kızım o yıl ilkokula başlayacaktı. Hangi okula yazdırsam sorun yaşadım. Nerede olacağım belli değildi. Şu an 3. sınıfa geçti. Zonguldak’ta bir okulda ama bu süreç kesinleşinceye kadar üç okul değiştirmek zorunda kaldı. Haksızlığı uğramış olmam güvensizlik yarattı. Artık kimseye ‘Çalış, çabala emeğinin karşılığını alırsın’ diyemiyorum.”
‘Seneye ne olur belli değil, istemediğim yerleri de yazdım’
Taylan Kör yeni mağdurlardan. Liseyi bu yıl bitirip üniversite giriş sınavına girdi. Puanların yanlış hesaplandığı iddası yüzünden hiçbir şeyden emin olmadığını söylüyor. Ancak yine de tercihlerini yapacak ve hiç istemese bile puanının yettiği bir bölümde okuyacak. Mutsuz bir üniversite ve meslek hayatına mahkûm olmasının sebebini açıklayınca çok da haksız olmadığını düşünüyor insan:
“ YGS ’de şifre, KPSS ’de soru sızdırma... ÖSYM sınav sonuçlarını 50 defa daha okusa yine de güvenim yok. Hissettiğim şey isyan. 10 tane tercih yaptım. Maliye, ekonometri, işletme, arkeoloji yazdım. Hiçbiri okumak istediğim yerler değil. Yine de yazdım çünkü seneye ÖSYM ’nin hangi skandalı ya da hangi sistemiyle karşılaşacağımız belli değil. Bir ay sonra eğitim sistemi yerle bir olmuş olabilir. 1994 kuşağıyım. Lise için OKS’ye girmiştim. Sonraki dönemlerde üç aşamalı oldu, adı SBS olarak değiştirildi. Sonra yine tek aşamaya döndü... Birçok kez değişti. Liseye girdim. 1. sınıftayken bir tek ÖSS vardı. İkinci sınıfa geçtiğimde iki sınav haline geldi. Seneler içinde katsayı bir arttı, bir azaldı, en sonunda kalktı. Artık herhangi bir yere gireyim de okuyayım diyorum. Şifre ya da ülkenin herhangi bir skandalına şaşırmıyorum artık. ÖSYM Başkanı’nın utanması varsa istifa etsin.”
‘Bu yaşa geldik ne ailemiz var ne de sosyal güvencemiz’
Levent Susar 36 yaşında. Hatay’da yaşıyor. Beden eğitimi öğretmenliğinden 2002 yılında mezun oldu. Yıllarca KPSS ’ye girip, yeterli puanı almaya çalıştı. 2010 KPSS ’de atanması için gerekli olan 73 puanı aldı. Kendi deyişiyle havalara uçtu. Ancak o yıl KPSS ’de kopya çekildiği ortaya çıkınca sınav yeniden yapıldı. ‘Ya aynı puanı alamazsam’ kaygısıyla, morali bozuk hazırlandı ikinci sınava. Bu kez 68 aldı. Ataması yapılan son kişi 69 puandaydı. Atanamadı. Bunalıma girdi. İnsanlarla iletişim kurmak istemiyordu, 2011 KPSS için hazırlanmak istemiyordu. Ailesinin desteğiyle yeniden hayata döndü. Bu yıl dershaneye giderek KPSS ’ye yeniden hazırlandı ve aynı filmi tekrar izliyor. “Soruların sızdırıldığı iddiasına şaşırmadım” diyor. Fırında, inşaatlarda çalışan, sürekli bir işi olmayan Susar isyan ediyor:
“Bu yaşa geldim ne ailem ne sosyal güvencem var. Öyle bir hal aldı ki alıştık artık. Sorular servis ediliyor. Resmen bu sene yaşananları duyunca normal karşıladım. Böyle bir hissiyat yarattılar bizde. METEKSAN hakkında suç duyurusunda bulundum. Bugüne kadar KPSS ’ye hazırlanmak için dershanelere 6-7 milyar para harcadım. Yazları fırında çalışıyorum. Şu an boştayım. Fabrikalara müracaat ediyorum, nitelikli işçi arıyorlar. İnşaatlarda çalıştım, birkaç gün sonra işten çıkardılar. Bilmiyorum ki inşaatta çalışmayı, beden eğitimi öğretmeni olmak için okudum. Yaşadığım yerde özel okul az, müraacat ettim olmadı. Hâlâ annemle yaşıyorum, babamdan kalan emekli maaşıyla geçiniyoruz. Hasta oluyorum hastaneye gidemiyorum. Ben de evim olsun, aile kurayım isterim. Çok geç kaldık hayata. Mahalle baskısı var ‘Bu sene de mi kazanamadın, bırak bu işleri’ diyorlar. Yeter artık! ÖSYM Başkanı istifa etsin. ÖSYM ’ye kimsenin güveni kalmadı, yeniden yapılandırılsın.”
(RADİKAL)
Son Güncelleme: Pazar, 29 Temmuz 2012 09:56
Gösterim: 2003
“Ağustos ayında yapılacak ilk atamalar ile birlikte açıktan kurum içi ve kurumlar arası atamalarda yapılacak. Bu atamalar için kontenjanlar, öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliğine göre belirlenecek”
Ağustos ayı içerisinde 40 bin öğretmen alımı gerçekleştirilecek. KPSS sınav sonuçları açıklanmadığı için henüz takvim belli değil. İlk defa öğretmen atamalarının yanında açıktan kurum içi ve kurumlar arası öğretmen atamalarda yapılacak. Kurumlar 2012 yılı Bütçe Kanunda yayınlanan I sayılı cetvele göre 20 bin 805 kadroyu bu şekilde tamamlayacaklar. Devlet Personel Başkanlığından açıklamada MEB’e 12 bin 230 personel için izin verildiği açıklanmıştı.
Devlet Personel Genel Müdürlüğü, Mart ayında kurumlar arası ve açıktan atama kontenjanlarını belirledi. MEB için daha önce yaptığı açıklamanın aksine 200 kadro tahsis etti. En fazla kadroyu ise 4 bin 800 kadro ile Diyanet İşleri Başkanlığına verdi. Açıktan atama için tahsis edilen kadrolar, yalnızca Genel İdare Hizmetler Sınıfı kadrolarına ait yer değişikliklerini içeriyor. Eğitim öğretim sınıfına açıktan atama kotenjanı ise yönetmelik ile belirlenmiştir. Daha önceki yıllarda Devlet Personel Genel Müdürlüğü MEB’e daha fazla açıktan atama için kadro ayırıyordu.
Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 18. Maddesine göre açıktan kurumlar arası ve kurum içi atama ile kurumlar arası yeniden atama kontenjanlarını belirlemektedir.
(3) Bakanlığa atama izni verilen öğretmen kadrolarından;
a) % 7’si bu Yönetmeliğin 14 üncü maddesi,
b) % 3’ü bu Yönetmeliğin 15 inci maddesi kapsamında yapılacak atamalar için ayrılır.
MEB öğretmen atama yönetmeliğine göre, Ağustos ayı içerisinde açıktan ve kurumlar arası yeniden atama için 2 bin 800, açıktan ilk atama, kurum içi ve kurumlar arası ilk atama için ise bin 200 olmak üzere toplam 4 bin öğretmen atayacak. Atamalarda geçmiş yıllarda hizmet yılı şartı aranmıştı.
(personelmeb)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
“Ağustos ayında yapılacak ilk atamalar ile birlikte açıktan kurum içi ve kurumlar arası atamalarda yapılacak. Bu atamalar için kontenjanlar, öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliğine göre belirlenecek”
Ağustos ayı içerisinde 40 bin öğretmen alımı gerçekleştirilecek. KPSS sınav sonuçları açıklanmadığı için henüz takvim belli değil. İlk defa öğretmen atamalarının yanında açıktan kurum içi ve kurumlar arası öğretmen atamalarda yapılacak. Kurumlar 2012 yılı Bütçe Kanunda yayınlanan I sayılı cetvele göre 20 bin 805 kadroyu bu şekilde tamamlayacaklar. Devlet Personel Başkanlığından açıklamada MEB’e 12 bin 230 personel için izin verildiği açıklanmıştı.
Devlet Personel Genel Müdürlüğü, Mart ayında kurumlar arası ve açıktan atama kontenjanlarını belirledi. MEB için daha önce yaptığı açıklamanın aksine 200 kadro tahsis etti. En fazla kadroyu ise 4 bin 800 kadro ile Diyanet İşleri Başkanlığına verdi. Açıktan atama için tahsis edilen kadrolar, yalnızca Genel İdare Hizmetler Sınıfı kadrolarına ait yer değişikliklerini içeriyor. Eğitim öğretim sınıfına açıktan atama kotenjanı ise yönetmelik ile belirlenmiştir. Daha önceki yıllarda Devlet Personel Genel Müdürlüğü MEB’e daha fazla açıktan atama için kadro ayırıyordu.
Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerin Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliğinin 18. Maddesine göre açıktan kurumlar arası ve kurum içi atama ile kurumlar arası yeniden atama kontenjanlarını belirlemektedir.
(3) Bakanlığa atama izni verilen öğretmen kadrolarından;
a) % 7’si bu Yönetmeliğin 14 üncü maddesi,
b) % 3’ü bu Yönetmeliğin 15 inci maddesi kapsamında yapılacak atamalar için ayrılır.
MEB öğretmen atama yönetmeliğine göre, Ağustos ayı içerisinde açıktan ve kurumlar arası yeniden atama için 2 bin 800, açıktan ilk atama, kurum içi ve kurumlar arası ilk atama için ise bin 200 olmak üzere toplam 4 bin öğretmen atayacak. Atamalarda geçmiş yıllarda hizmet yılı şartı aranmıştı.
(personelmeb)
Son Güncelleme: Pazar, 29 Temmuz 2012 09:17
Gösterim: 2031
MEB en çok ihtiyaç duyulan öğretmenlik alanlarını belirledi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, LYS sonuçlarına göre öğretmenliği seçecek adayların tercihlerini Bakanlığın en çok ihtiyaç duyduğu branşları dikkate alarak yapmaları önerisinde bulundu.
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Dinçer, 23 Temmuz'da LYS sonuçlarının açıklandığını anımsatarak, bu sınav sürecinde disiplinli ve gayretli çalışmalarıyla başarılı olan öğrencileri ve onlara her türlü desteği veren veliler ile öğretmenleri kutladı.
Üniversite adaylarının meslek tercihlerini yaparken hayatlarını nasıl sürdürmek istediklerine de karar verdiklerini vurgulayan Bakan Dinçer, gençlerin üniversite ve bölüm tercihlerini ilgi ve yeteneklerini, kişisel isteklerini ve gelecekten beklentilerini de dikkate alarak yapmasını önerdi.
Öğrencilerin, bu tercih sürecinde büyük gayretlerle elde ettikleri puanları, boş ve ihtiyaç yoğunluğunun olduğu alanlardan en uygun yükseköğretim programlarını tercih edeceklerine inandığını belirten Dinçer, son yıllarda yapılan çalışmalarla üniversitelerin kontenjanlarında önemli oranda artışlar yapıldığını ve tüm alanlarda geçen yıl 789 bin 167 öğrenciye üniversiteli olabilme imkanı sağlandığını hatırlattı.
Dinçer, ''Geçen yıl tercihlere yönelik yaptığımız açıklamalarda öğretmenlik mesleğine gönül veren öğrencilerimizin, tercihlerini yapmadan önce, Bakanlığımızın ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalarının mesleklerini icra edebilme fırsatı yakalamaları açısından faydalı olacağına dikkat çekmiştik. Ayrıca aynı açıklamada, öğretmen ihtiyacı planlamalarına ilişkin Bakanlığımızca yürütülen öğretmen istihdam projeksiyonu çalışmasına da vurgu yapılmıştı'' ifadelerini kullandı.
En çok ihtiyaç duyulan öğretmenlik alanları belirlendi
Milli Eğitim Bakanlığı'nın proje kapsamında, 2023 yılını hedef alarak yaptığı projeksiyonlarla öğretmen ihtiyacının hangi alanlarda yoğunlaşacağına ilişkin ilk belirlemeleri yaptığını bildiren Dinçer, ''Yükseköğrenim tercihlerinde öğretmenlik mesleğine yer vermek isteyenlerin tercihlerini yapmadan önce, eğitim sistemimizin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalarının, mesleklerini icra edebilme fırsatı yakalamaları açısından faydalı olacağını düşünüyorum'' değerlendirmesinde bulundu.
2012 Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarına göre öğretmenlik mesleğini tercih edecek öğrencilerin İKOP projesi kapsamında geliştirilen sistem kullanılarak hazırlanan öğretmen projeksiyonunda en çok ihtiyaç duyulan öğretmenlik alanlarını dikkate almaları gerektiğini işaret eden Dinçer, en çok ihtiyaç duyulan öğretmenlik alanlarını şöyle sıraladı:
Rehber Öğretmen
İlköğretim Matematik Öğretmenliği
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği
Türkçe Öğretmenliği
Beden Eğitimi Öğretmenliği
Fen ve Teknoloji Öğretmenliği
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği
İngilizce Öğretmenliği
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği
Almanca Öğretmenliği
Görsel Sanatlar/Resim Öğretmenliği
Müzik Öğretmenliği
Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliği
Biyoloji Öğretmenliği
Matematik Öğretmenliği
Coğrafya Öğretmenliği
Kimya Öğretmenliği
Fizik Öğretmenliği
Felsefe Öğretmenliği
Tarih Öğretmenliği
Öğretmenlik kariyer mesleğinde arz ve talep boyutunu birlikte ele alarak yapılan bu gelecek kestirimi çalışmasının, Türkiye'de bir ilk olduğunu belirten Dinçer, çalışmada gelinen aşamayı ve saptanan verilere dayalı olarak hazırlanan öğretmen arz-talep projeksiyonlarının ayrıntılı sonuçlarını, ilerleyen günlerde yapılacak proje tanıtım ve ilerleme toplantısında kamuoyu ile paylaşacağını kaydetti.
(takvim)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MEB en çok ihtiyaç duyulan öğretmenlik alanlarını belirledi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, LYS sonuçlarına göre öğretmenliği seçecek adayların tercihlerini Bakanlığın en çok ihtiyaç duyduğu branşları dikkate alarak yapmaları önerisinde bulundu.
Milli Eğitim Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Dinçer, 23 Temmuz'da LYS sonuçlarının açıklandığını anımsatarak, bu sınav sürecinde disiplinli ve gayretli çalışmalarıyla başarılı olan öğrencileri ve onlara her türlü desteği veren veliler ile öğretmenleri kutladı.
Üniversite adaylarının meslek tercihlerini yaparken hayatlarını nasıl sürdürmek istediklerine de karar verdiklerini vurgulayan Bakan Dinçer, gençlerin üniversite ve bölüm tercihlerini ilgi ve yeteneklerini, kişisel isteklerini ve gelecekten beklentilerini de dikkate alarak yapmasını önerdi.
Öğrencilerin, bu tercih sürecinde büyük gayretlerle elde ettikleri puanları, boş ve ihtiyaç yoğunluğunun olduğu alanlardan en uygun yükseköğretim programlarını tercih edeceklerine inandığını belirten Dinçer, son yıllarda yapılan çalışmalarla üniversitelerin kontenjanlarında önemli oranda artışlar yapıldığını ve tüm alanlarda geçen yıl 789 bin 167 öğrenciye üniversiteli olabilme imkanı sağlandığını hatırlattı.
Dinçer, ''Geçen yıl tercihlere yönelik yaptığımız açıklamalarda öğretmenlik mesleğine gönül veren öğrencilerimizin, tercihlerini yapmadan önce, Bakanlığımızın ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalarının mesleklerini icra edebilme fırsatı yakalamaları açısından faydalı olacağına dikkat çekmiştik. Ayrıca aynı açıklamada, öğretmen ihtiyacı planlamalarına ilişkin Bakanlığımızca yürütülen öğretmen istihdam projeksiyonu çalışmasına da vurgu yapılmıştı'' ifadelerini kullandı.
En çok ihtiyaç duyulan öğretmenlik alanları belirlendi
Milli Eğitim Bakanlığı'nın proje kapsamında, 2023 yılını hedef alarak yaptığı projeksiyonlarla öğretmen ihtiyacının hangi alanlarda yoğunlaşacağına ilişkin ilk belirlemeleri yaptığını bildiren Dinçer, ''Yükseköğrenim tercihlerinde öğretmenlik mesleğine yer vermek isteyenlerin tercihlerini yapmadan önce, eğitim sistemimizin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalarının, mesleklerini icra edebilme fırsatı yakalamaları açısından faydalı olacağını düşünüyorum'' değerlendirmesinde bulundu.
2012 Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) sonuçlarına göre öğretmenlik mesleğini tercih edecek öğrencilerin İKOP projesi kapsamında geliştirilen sistem kullanılarak hazırlanan öğretmen projeksiyonunda en çok ihtiyaç duyulan öğretmenlik alanlarını dikkate almaları gerektiğini işaret eden Dinçer, en çok ihtiyaç duyulan öğretmenlik alanlarını şöyle sıraladı:
Rehber Öğretmen
İlköğretim Matematik Öğretmenliği
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenliği
Türkçe Öğretmenliği
Beden Eğitimi Öğretmenliği
Fen ve Teknoloji Öğretmenliği
Sosyal Bilgiler Öğretmenliği
İngilizce Öğretmenliği
Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği
Almanca Öğretmenliği
Görsel Sanatlar/Resim Öğretmenliği
Müzik Öğretmenliği
Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliği
Biyoloji Öğretmenliği
Matematik Öğretmenliği
Coğrafya Öğretmenliği
Kimya Öğretmenliği
Fizik Öğretmenliği
Felsefe Öğretmenliği
Tarih Öğretmenliği
Öğretmenlik kariyer mesleğinde arz ve talep boyutunu birlikte ele alarak yapılan bu gelecek kestirimi çalışmasının, Türkiye'de bir ilk olduğunu belirten Dinçer, çalışmada gelinen aşamayı ve saptanan verilere dayalı olarak hazırlanan öğretmen arz-talep projeksiyonlarının ayrıntılı sonuçlarını, ilerleyen günlerde yapılacak proje tanıtım ve ilerleme toplantısında kamuoyu ile paylaşacağını kaydetti.
(takvim)
Son Güncelleme: Cumartesi, 28 Temmuz 2012 12:38
Gösterim: 1565
Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde açılacak 500 kişilik Kürtçe aday öğretmenlik bölümü için 2 bin 500 kişi müracaatta bulundu.
Üniversite daha önce aldığı 500 aday öğretmen kararı ardından yoğun başvurunun yaşandığı Mardin Artuklu Üniversitesi'nde yarın yapılacak sınav öncesi hazırlıklar tamamlandı. Daha önce rektörlük binasında bulunan dersliklerde yapılması öngörülen sınav başvurularının beklenenden fazla olmasından dolayı, sınavın Mardin'de 6 merkezde yapılması kararlaştırıldı. Kürtçenin Kırmancı ve Zaza lehçelerinden yapılacak sınavda 15-20 cümlelik Türkçe metnin bu lehçelere çevrilmesi istenecek.
Şu ana kadar Zaza lehçesinden çoğu Bingöl'den olmak üzere 140 civarında başvuru alındı. Sınav değerlendirmesi yüzde 25 cevap yüzde 25 mezuniyet ortalaması yüzde 50 ALES puanı üzerinde değerlendirmeye tabi tutulacak. YÖK merkezi sınav sisteminin standartlarında bir sınav yapılacak. Sınav kâğıtları kapalı poşetler halinde sınav başkanlarına teslim edilecek. Bu sınav için şu ana kadar 6 kurs merkezi açıldı.
(ZAMAN)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde açılacak 500 kişilik Kürtçe aday öğretmenlik bölümü için 2 bin 500 kişi müracaatta bulundu.
Üniversite daha önce aldığı 500 aday öğretmen kararı ardından yoğun başvurunun yaşandığı Mardin Artuklu Üniversitesi'nde yarın yapılacak sınav öncesi hazırlıklar tamamlandı. Daha önce rektörlük binasında bulunan dersliklerde yapılması öngörülen sınav başvurularının beklenenden fazla olmasından dolayı, sınavın Mardin'de 6 merkezde yapılması kararlaştırıldı. Kürtçenin Kırmancı ve Zaza lehçelerinden yapılacak sınavda 15-20 cümlelik Türkçe metnin bu lehçelere çevrilmesi istenecek.
Şu ana kadar Zaza lehçesinden çoğu Bingöl'den olmak üzere 140 civarında başvuru alındı. Sınav değerlendirmesi yüzde 25 cevap yüzde 25 mezuniyet ortalaması yüzde 50 ALES puanı üzerinde değerlendirmeye tabi tutulacak. YÖK merkezi sınav sisteminin standartlarında bir sınav yapılacak. Sınav kâğıtları kapalı poşetler halinde sınav başkanlarına teslim edilecek. Bu sınav için şu ana kadar 6 kurs merkezi açıldı.
(ZAMAN)
Son Güncelleme: Cumartesi, 28 Temmuz 2012 14:48
Gösterim: 1742
Çalışma Bakanlığı, sayıları 2 milyona ulaşan genç işsizler için yeni bir düzenleme başlatıyor. İşbaşı eğitim programlarına katılan işsizlere 6 ay 740 tl maaş bağlanacak.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, sayıları yaklaşık 2 milyona ulaşan genç işsizler için, İŞKUR tarafından organize edilecek yeni bir düzenlemeyi hayata geçiriyor.
İşbaşı eğitim programlarına katılarak firmalarda staja giden işsizlere 6 ay boyunca maaş ödenecek. Bu kişilerin sigorta primleri de devlet tarafından karşılanacak. Maaşlar, net 740 lira olarak asgari ücret üzerinden Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından ödenecek.
Bu uygulamayla işsizlerin, işbaşı programlarına başvurarak tezgah başında meslek sahibi olması teşvik edilecek. Aynı zamanda işsizler için tam maaşla, en az 6 aylık iş kapısı imkanı sağlanacak.
Tezgah başında öğrenecek
Bakanlık, iş başı eğitim programındaki yeni düzenleme ile istihdam imkanlarını artırmayı ve işsizlere nitelik kazandırmaya hedefliyor. Ayrıca işsiz gençler, tezgahın başında ustadan işi öğrenecek. 6 ay boyunca uyum sağlarsa ve işveren isterse devam edecek. İşveren istihdam etmek istemese bile işsiz gençler meslek sahibi olacak.
Halen İŞKUR, iş başı eğitim programları düzenliyor. Ancak bu kurslara katılanlara maaş ödenmiyordu. Önümüzdeki günlerde hayata geçirilecek değişiklikle artık maaş ödenmeye başlanacak olması, talebi artıracak. İşsizlerin, hızla nitelik kazanması sağlanacak.
İŞKUR'a kayıtlı olma şartı
İş başı programları en az 5 çalışanı bulunan firmalarda düzenleniyor. Bu programlara katılacak kişilerin, o işyerinde çalışan kişiler dışındaki kişilerden olması gerekiyor. Ayrıca iş başı programına katılacak kişilerin, Son altı aylık çalışan sayısına ilave olarak işe alınması gerekiyor.
Firma, işbaşı programı kapsamında stajyere başvurduğu meslek kapsamında fiilen çalıştırmak zorunda. Başvurduğu meslek dışı bir iş ise yaptıramıyor. İş başı programları günlük en az 5, en fazla 8 saat olmak üzere haftalık 45 saat oluyor. Toplamda 6 ayı geçemiyor. İşbaşı programlarına katılacak kişilerin İşkur'a kayıtlı işsizler arasından seçilmesi zorunlu.
Verilen bilgiye göre, programın en önemli hedefi, işsizlere nitelik kazandırmak. Programla, sürekli olarak nitelikli eleman bulamamaktan şikayet eden işverene 'elemanını kendin yetiştir, mesleği öğrenene kadar maaşın ben ödeyeceğim' mesajı verilecek.
Daha önce günlük 15 TL cep harçlığı verilen kişilere artık aylık 740 lira net maaş ödenecek. Böylece staja gelen kişilerin düzenli gelir elde etmesi sağlanacak. Daha önce yalnızca sağlık primleri ödenen bu kişilerin sigortalarını da yatırılacak. Bu harcamalar, İŞKUR tarafından İşsizlik Fonu'ndan karşılanacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Çalışma Bakanlığı, sayıları 2 milyona ulaşan genç işsizler için yeni bir düzenleme başlatıyor. İşbaşı eğitim programlarına katılan işsizlere 6 ay 740 tl maaş bağlanacak.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, sayıları yaklaşık 2 milyona ulaşan genç işsizler için, İŞKUR tarafından organize edilecek yeni bir düzenlemeyi hayata geçiriyor.
İşbaşı eğitim programlarına katılarak firmalarda staja giden işsizlere 6 ay boyunca maaş ödenecek. Bu kişilerin sigorta primleri de devlet tarafından karşılanacak. Maaşlar, net 740 lira olarak asgari ücret üzerinden Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) tarafından ödenecek.
Bu uygulamayla işsizlerin, işbaşı programlarına başvurarak tezgah başında meslek sahibi olması teşvik edilecek. Aynı zamanda işsizler için tam maaşla, en az 6 aylık iş kapısı imkanı sağlanacak.
Tezgah başında öğrenecek
Bakanlık, iş başı eğitim programındaki yeni düzenleme ile istihdam imkanlarını artırmayı ve işsizlere nitelik kazandırmaya hedefliyor. Ayrıca işsiz gençler, tezgahın başında ustadan işi öğrenecek. 6 ay boyunca uyum sağlarsa ve işveren isterse devam edecek. İşveren istihdam etmek istemese bile işsiz gençler meslek sahibi olacak.
Halen İŞKUR, iş başı eğitim programları düzenliyor. Ancak bu kurslara katılanlara maaş ödenmiyordu. Önümüzdeki günlerde hayata geçirilecek değişiklikle artık maaş ödenmeye başlanacak olması, talebi artıracak. İşsizlerin, hızla nitelik kazanması sağlanacak.
İŞKUR'a kayıtlı olma şartı
İş başı programları en az 5 çalışanı bulunan firmalarda düzenleniyor. Bu programlara katılacak kişilerin, o işyerinde çalışan kişiler dışındaki kişilerden olması gerekiyor. Ayrıca iş başı programına katılacak kişilerin, Son altı aylık çalışan sayısına ilave olarak işe alınması gerekiyor.
Firma, işbaşı programı kapsamında stajyere başvurduğu meslek kapsamında fiilen çalıştırmak zorunda. Başvurduğu meslek dışı bir iş ise yaptıramıyor. İş başı programları günlük en az 5, en fazla 8 saat olmak üzere haftalık 45 saat oluyor. Toplamda 6 ayı geçemiyor. İşbaşı programlarına katılacak kişilerin İşkur'a kayıtlı işsizler arasından seçilmesi zorunlu.
Verilen bilgiye göre, programın en önemli hedefi, işsizlere nitelik kazandırmak. Programla, sürekli olarak nitelikli eleman bulamamaktan şikayet eden işverene 'elemanını kendin yetiştir, mesleği öğrenene kadar maaşın ben ödeyeceğim' mesajı verilecek.
Daha önce günlük 15 TL cep harçlığı verilen kişilere artık aylık 740 lira net maaş ödenecek. Böylece staja gelen kişilerin düzenli gelir elde etmesi sağlanacak. Daha önce yalnızca sağlık primleri ödenen bu kişilerin sigortalarını da yatırılacak. Bu harcamalar, İŞKUR tarafından İşsizlik Fonu'ndan karşılanacak.
Son Güncelleme: Cumartesi, 28 Temmuz 2012 12:12
Gösterim: 2519