Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
İstanbul’da biraraya gelen dershane temsilcileri de Bakanlık yetkilileri ile yapılan toplantıyı protesto etti. Salonda bir anda hem dershane temsilcileri, hem de bakanlık yetkilileri arasında sözlü atışma yaşandı. Dershaneciler alkışlar eşliğinde salonu terk etti.
Dershane temsilcileri ile Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin yaptığı toplantıların İstanbul ayağı bugün Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi’nde başladı. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, toplantının bir eğitim kurumunda olduğunu hatırlatarak, “Lütfen geliş maksadını hasıl ettirelim. Diğer illerde olan şeyin burada olmayacağını düşünüyorum. Bir olumsuzluk olursa hem burada okuyan öğrencilere hem de İstanbul’dan tüm Türkiye’ye yansıyacak” dedi.
Birey Dershaneleri Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Kaldırım, diğer illerde demokratik bir tepki gösterildiğini belirterek, “Eğer burada karşılıklı konuşacaksak biz de mikrofon istiyoruz” diyerek Yusuf Büyük’ün sözünü kesti. Büyük, ortalığı yatıştırmaya çalışsa da salondan alkışlı destek geldi.
Birkaç dershane yöneticisi ise Kaldırım’a tepki gösterdi. Daha sonra salondakilerin büyük çoğunluğu salonu alkışlar ve sözlü atışmalar eşliğinde terk etti.
Bakanlığa tepki için yüzünü duvara döndü
Salondan çıkanlar kapıda basın açıklaması yaptı. İsmet Kaldırım, bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı’na sordukları sorulara cevap alamadıklarını belirterek, yüzünü duvara dönüp açıklama yaptı. Kaldırım’ın sorduğu sorulardan bazıları şöyle:
- Bu şekilde dayatmayla eğitim kurumu kapatmak demokrasiyle bağdaştırılabilir mi?
- Seneye sınavlara girecek öğrenciler bu sınavlara nasıl hazırlanacak?
- Bütçesi uygun olmadığı için özel ders aldıramayanlar bu durumda mağdur olmayacaklar mı?
- Mağdur olan tüm öğrencilerinin talebini halk eğitim merkezleri karşılayacak kabiliyette midir?
- Bugün dershaneleri kapatıyorum diyenlerin, yarın özel okulları da kapatabilir mi?
- Resim yapmayı öğretmek serbestken, matematik ve fizik öğretmen nasıl suç sayılıp yasaklanacaktır?
Gönül Koca- Hürriyet
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İstanbul’da biraraya gelen dershane temsilcileri de Bakanlık yetkilileri ile yapılan toplantıyı protesto etti. Salonda bir anda hem dershane temsilcileri, hem de bakanlık yetkilileri arasında sözlü atışma yaşandı. Dershaneciler alkışlar eşliğinde salonu terk etti.
Dershane temsilcileri ile Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin yaptığı toplantıların İstanbul ayağı bugün Mümtaz Turhan Sosyal Bilimler Lisesi’nde başladı. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, toplantının bir eğitim kurumunda olduğunu hatırlatarak, “Lütfen geliş maksadını hasıl ettirelim. Diğer illerde olan şeyin burada olmayacağını düşünüyorum. Bir olumsuzluk olursa hem burada okuyan öğrencilere hem de İstanbul’dan tüm Türkiye’ye yansıyacak” dedi.
Birey Dershaneleri Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Kaldırım, diğer illerde demokratik bir tepki gösterildiğini belirterek, “Eğer burada karşılıklı konuşacaksak biz de mikrofon istiyoruz” diyerek Yusuf Büyük’ün sözünü kesti. Büyük, ortalığı yatıştırmaya çalışsa da salondan alkışlı destek geldi.
Birkaç dershane yöneticisi ise Kaldırım’a tepki gösterdi. Daha sonra salondakilerin büyük çoğunluğu salonu alkışlar ve sözlü atışmalar eşliğinde terk etti.
Bakanlığa tepki için yüzünü duvara döndü
Salondan çıkanlar kapıda basın açıklaması yaptı. İsmet Kaldırım, bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı’na sordukları sorulara cevap alamadıklarını belirterek, yüzünü duvara dönüp açıklama yaptı. Kaldırım’ın sorduğu sorulardan bazıları şöyle:
- Bu şekilde dayatmayla eğitim kurumu kapatmak demokrasiyle bağdaştırılabilir mi?
- Seneye sınavlara girecek öğrenciler bu sınavlara nasıl hazırlanacak?
- Bütçesi uygun olmadığı için özel ders aldıramayanlar bu durumda mağdur olmayacaklar mı?
- Mağdur olan tüm öğrencilerinin talebini halk eğitim merkezleri karşılayacak kabiliyette midir?
- Bugün dershaneleri kapatıyorum diyenlerin, yarın özel okulları da kapatabilir mi?
- Resim yapmayı öğretmek serbestken, matematik ve fizik öğretmen nasıl suç sayılıp yasaklanacaktır?
Gönül Koca- Hürriyet
Son Güncelleme: Çarşamba, 27 Kasım 2013 12:13
Gösterim: 1242
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün, TÜBİTAK bünyesinde üstün zekalı çocuklar için İstanbul, Ankara ve İzmir'de üç yeni okul açacaklarını bildirdi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, üstün zekalı çocuklar için TÜBİTAK bünyesinde İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere üç yeni okul açacaklarını belirterek, "İnşallah kısa zamanda, mümkünse önümüzdeki eğitim-öğretim yılında bunu da başlatarak geleceğimizin bilim adamlarını, çok seçkin bilim adamlarını, NOBEL ödülü alacak insanlarımızı da oralardan yetiştirecek noktaya gelmiş olacağız" dedi.
TÜBİTAK Ulusal Bilim Olimpiyatları ve Ulusal Ortaokul Matematik Olimpiyatları ödül töreni, Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu'nda gerçekleştirildi. Törene, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak katıldı.
Ergün, buradaki konuşmasında, bilim olimpiyatlarında madalya alan öğrencilerin umut ve heyecan dolu olduğunu belirtti.
Üniversite eğitimi sırasında İstanbul'da kaldığı yurttaki bir anısını anlatan Ergün, hazırladığı bir konuyu 120 kişiye sunarken hava soğuk olmasına rağmen çok terlediğini söyledi. Ergün, "İyi oldu. O gün bugündür hiç terlemiyorum. (Konuşma yapan öğrenciler) Yusuf ve Mehmet de bugün burada terlediler ama bundan sonra hiç terlemezler" diye konuştu.
Bilim olimpiyatlarına katılanları ve madalya alanları tebrik eden Ergün, milletlerin yükseliş ve iniş trendleri olduğunu belirtti. Ergün, her dönemin trendlerinin farklı olduğuna işaret ederek, Türk İslam dünyasının yükseliş trendinde Müslümanlar için geometrinin "farz-ı ayın" olduğuna, çünkü kıbleyi bulmak için bu bilime ihtiyaç olduğuna dikkati çekti.
Ergün, Sultan Abdülhamit'in eğitime çok önem verdiğini, birçok insanı Avrupa'ya eğitime gönderdiğini ve Anadolu'da okullar açtığını ancak buralarda eğitim alan insanların birçoğunun kendisine karşıt bir kesimi oluşturduğunu söyledi. Ergün, "Ama Cumhuriyeti oluşturan kadroların yetiştiği okullar bu okullardır" dedi.
Üstün zekalı çocuklar için okul
Türkiye'nin çok zaman kaybettiğini ve hızlı ilerlemesi gerektiğini vurgulayan Ergün, bunun için zemine bilim ve teknolojinin konulması gerektiğini ifade etti. Türkiye için gençlerin en büyük zenginlik olduğunu, geleceğin onların aklında, zekasında, çalışkanlığında bulunduğunu anlatan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli Eğitim Bakanımızla da bu konuyu konuştuk. TÜBİTAK bünyesinde üstün zekalı çocuklar için İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere üç yeni okul açmayı, liseden önce başlayıp, sonra ortaokula, sonra ilkokul seviyesine inmeyi, ilkokuldan liseye kadar bu arkadaşlarımızın özel şartlarda gerçekten bilim insanı olarak yetiştirilmeleri, geleceğe dair hiçbir hayat kaygısı taşımayacakları, üniversite sınavına girip nereyi kazanacağı endişesi de taşımayacakları, nereye istiyorlarsa oraya gitsinler, o şartları onlara hazırlayacağımız bir süreci de başlatmış oluyoruz. İnşallah kısa zamanda, mümkünse önümüzdeki eğitim-öğretim yılında bunu da başlatarak geleceğimizin bilim adamlarını, çok seçkin bilim adamlarını, NOBEL ödülü alacak insanlarımızı da oralardan yetiştirecek noktaya gelmiş olacağız."
"Ceketimi satarım"
Bakan Ergün, bilim olimpiyatlarında ödül alanları tebrik etti, gençlerden umutlu olduklarını dile getirdi.
Eskiden ailelerin çocuklarını okutmak için ne kadar fedakar olduklarını "ceketimi satarım okuturum oğlumu, kızımı" cümleleriyle ifade ettiklerini anımsatan Ergün, "Demek adamın o zaman en kıymetli varlığı ceketiymiş. Üç, beş, on takım elbisesi yokmuş. Bir tane takım elbisesi yokmuş, düğünde bayramda onu giyermiş. (Onu satar okuturum) Bizim de her türlü fedakarlığı yaparak bu gençlerimizin önünü açmak ve onlara çok parlak bir gelecek hazırlamak mecburiyetimiz var. Biz de onu yapmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Ergün, TÜBİTAK bünyesinde üstün zekalı çocuklar için İstanbul, Ankara ve İzmir'de üç yeni okul açacaklarını bildirdi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, üstün zekalı çocuklar için TÜBİTAK bünyesinde İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere üç yeni okul açacaklarını belirterek, "İnşallah kısa zamanda, mümkünse önümüzdeki eğitim-öğretim yılında bunu da başlatarak geleceğimizin bilim adamlarını, çok seçkin bilim adamlarını, NOBEL ödülü alacak insanlarımızı da oralardan yetiştirecek noktaya gelmiş olacağız" dedi.
TÜBİTAK Ulusal Bilim Olimpiyatları ve Ulusal Ortaokul Matematik Olimpiyatları ödül töreni, Milli Eğitim Bakanlığı Şura Salonu'nda gerçekleştirildi. Törene, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem, TÜBİTAK Başkanı Yücel Altunbaşak katıldı.
Ergün, buradaki konuşmasında, bilim olimpiyatlarında madalya alan öğrencilerin umut ve heyecan dolu olduğunu belirtti.
Üniversite eğitimi sırasında İstanbul'da kaldığı yurttaki bir anısını anlatan Ergün, hazırladığı bir konuyu 120 kişiye sunarken hava soğuk olmasına rağmen çok terlediğini söyledi. Ergün, "İyi oldu. O gün bugündür hiç terlemiyorum. (Konuşma yapan öğrenciler) Yusuf ve Mehmet de bugün burada terlediler ama bundan sonra hiç terlemezler" diye konuştu.
Bilim olimpiyatlarına katılanları ve madalya alanları tebrik eden Ergün, milletlerin yükseliş ve iniş trendleri olduğunu belirtti. Ergün, her dönemin trendlerinin farklı olduğuna işaret ederek, Türk İslam dünyasının yükseliş trendinde Müslümanlar için geometrinin "farz-ı ayın" olduğuna, çünkü kıbleyi bulmak için bu bilime ihtiyaç olduğuna dikkati çekti.
Ergün, Sultan Abdülhamit'in eğitime çok önem verdiğini, birçok insanı Avrupa'ya eğitime gönderdiğini ve Anadolu'da okullar açtığını ancak buralarda eğitim alan insanların birçoğunun kendisine karşıt bir kesimi oluşturduğunu söyledi. Ergün, "Ama Cumhuriyeti oluşturan kadroların yetiştiği okullar bu okullardır" dedi.
Üstün zekalı çocuklar için okul
Türkiye'nin çok zaman kaybettiğini ve hızlı ilerlemesi gerektiğini vurgulayan Ergün, bunun için zemine bilim ve teknolojinin konulması gerektiğini ifade etti. Türkiye için gençlerin en büyük zenginlik olduğunu, geleceğin onların aklında, zekasında, çalışkanlığında bulunduğunu anlatan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milli Eğitim Bakanımızla da bu konuyu konuştuk. TÜBİTAK bünyesinde üstün zekalı çocuklar için İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere üç yeni okul açmayı, liseden önce başlayıp, sonra ortaokula, sonra ilkokul seviyesine inmeyi, ilkokuldan liseye kadar bu arkadaşlarımızın özel şartlarda gerçekten bilim insanı olarak yetiştirilmeleri, geleceğe dair hiçbir hayat kaygısı taşımayacakları, üniversite sınavına girip nereyi kazanacağı endişesi de taşımayacakları, nereye istiyorlarsa oraya gitsinler, o şartları onlara hazırlayacağımız bir süreci de başlatmış oluyoruz. İnşallah kısa zamanda, mümkünse önümüzdeki eğitim-öğretim yılında bunu da başlatarak geleceğimizin bilim adamlarını, çok seçkin bilim adamlarını, NOBEL ödülü alacak insanlarımızı da oralardan yetiştirecek noktaya gelmiş olacağız."
"Ceketimi satarım"
Bakan Ergün, bilim olimpiyatlarında ödül alanları tebrik etti, gençlerden umutlu olduklarını dile getirdi.
Eskiden ailelerin çocuklarını okutmak için ne kadar fedakar olduklarını "ceketimi satarım okuturum oğlumu, kızımı" cümleleriyle ifade ettiklerini anımsatan Ergün, "Demek adamın o zaman en kıymetli varlığı ceketiymiş. Üç, beş, on takım elbisesi yokmuş. Bir tane takım elbisesi yokmuş, düğünde bayramda onu giyermiş. (Onu satar okuturum) Bizim de her türlü fedakarlığı yaparak bu gençlerimizin önünü açmak ve onlara çok parlak bir gelecek hazırlamak mecburiyetimiz var. Biz de onu yapmaya çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Son Güncelleme: Perşembe, 28 Kasım 2013 15:00
Gösterim: 2458
Batman'da öğrenci yurdu ve noter binasına eşzamanlı bombalı saldırı düzenlendi.
İlk saldırı saat 23.00 sularında Cumhuriyet mahallesi 1508 Sokak'ta bulunan Bahçelievler erkek öğrenci yurduna düzenlendi. Kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından atılan parça tesirli bombanın patlaması sonucu binanın kapı camları kırıldı. Aynı saatlerde aynı mahalledeki 1504 Sokak'ta buluan 6. Noter binasına ses bonmbasıyla ikinci saldırı gerçeleşti. Saldırı sonrasında bazı evlerin camları hasar gördü.
Polis olayın ardından çevrede geniş güvenlik önlemleri aldı. Olay yeri inceleme ekipleri incelemelerini sürdürüken, polisin operasyon başlattığı öğrenildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Batman'da öğrenci yurdu ve noter binasına eşzamanlı bombalı saldırı düzenlendi.
İlk saldırı saat 23.00 sularında Cumhuriyet mahallesi 1508 Sokak'ta bulunan Bahçelievler erkek öğrenci yurduna düzenlendi. Kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından atılan parça tesirli bombanın patlaması sonucu binanın kapı camları kırıldı. Aynı saatlerde aynı mahalledeki 1504 Sokak'ta buluan 6. Noter binasına ses bonmbasıyla ikinci saldırı gerçeleşti. Saldırı sonrasında bazı evlerin camları hasar gördü.
Polis olayın ardından çevrede geniş güvenlik önlemleri aldı. Olay yeri inceleme ekipleri incelemelerini sürdürüken, polisin operasyon başlattığı öğrenildi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 27 Kasım 2013 08:33
Gösterim: 1198
AK Parti, dershaneler konusunda milletvekillerini bilgilendirecek.
AK Parti, dershaneler konusunda milletvekillerini bilgilendirecek. Alınan bilgiye göre, bilgilendirme toplantısı yarın saat 11.00'de AK Parti Genel Merkezi'nde yapılacak. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dün Meclis'te AK Parti Grup toplantısının basına kapalı bölümünde başladığı bilgilendirmeye yarın da devam edecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
AK Parti, dershaneler konusunda milletvekillerini bilgilendirecek.
AK Parti, dershaneler konusunda milletvekillerini bilgilendirecek. Alınan bilgiye göre, bilgilendirme toplantısı yarın saat 11.00'de AK Parti Genel Merkezi'nde yapılacak. Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, dün Meclis'te AK Parti Grup toplantısının basına kapalı bölümünde başladığı bilgilendirmeye yarın da devam edecek.
Son Güncelleme: Çarşamba, 27 Kasım 2013 12:07
Gösterim: 1314
Milli Eğitim Eğitim Bakanı Nabi Avcı, bazı dershanelerin temsilcileri ile Bakanlık binasında bir araya geldi. Avcı, çok verimli ve olumlu bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, dershane temsilcilerinin kaygılarını, eleştirilerini ve önerilerini kendilerine ilettiğini dile getirdi.
Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Avcı, çok verimli ve olumlu bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, dershane temsilcilerinin kaygılarını, eleştirilerini ve önerilerini kendilerine ilettiğini dile getirdi.
Avcı, "Kaygılarını bizimle paylaştıkları için teşekkür ediyoruz. Eleştirilerini açık yüreklilikle bizimle paylaştıkları için teşekkür ediyoruz. Özellikle somut, net ve ayağı yere basan, Türkiye'deki eğitim gerçeği ile çakışan önerileri için de ayrıca çok teşekkür ediyorum" ifadesini kullandı.
Görüşmede, ilk olarak dershanecilik sektörünün doğuşu, gelişimi ve bugünlerine ilişkin temel tespitlerin, karşılıklı olarak paylaşıldığını aktaran Avcı, şunları kaydetti:
"(Bu sektör nereden başladı, hangi ihtiyaçlar neticesinde bugünlere gelindi, bu ihtiyaçların bugün bir karşılığı var mı) gibi konuları karşılıklı olarak açık yüreklilikle konuştuk. Onun dışında bu süreç, nasıl işlerse bütün paydaşlar için en olumlu sonuçları doğurur, o konulardaki önerileri görüştük. Burada genellikle sadece dershane sahiplerinin bu konuyla ilgili görüşleri kamuoyunda konuşuluyor. Ama sektörde çalışan öğretmenlerin, diğer yardımcı elemanların somut durumları, sorunları, bu süreçte onlarla ilgili alınması gereken tedbirler gibi kamuoyunda nedense başka konuların içine karıştırılmasıyla görmezlikten gelinen veya üstü örtülen pek çok teknik, ama önemli konuyu da bu vesile ile görüşme fırsatı bulduk.
Bunun dışında bugüne kadar dershanelere giden öğrencilerin, bundan sonraki durumu, özellikle mezun olan öğrencilerin bu süreçte, nerede, nasıl takviye edilebilecekleri gibi sürecin gerçekten sağlıklı bir biçimde ve bütün paydaşların maksimum, olabildiğince yararına nasıl yürütülebileceği konusunda çok olumlu bir görüşmemiz oldu. Onun için tekrar arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum."
Avcı, "Bundan sonraki aşamalarda da arkadaşlarımız, kamuoyuyla zannediyorum bu görüşlerini, değerlendirmelerini, önerilerini paylaşacaklardır. Biz notlarımızı aldık ve gördük ki çok uygun bir süreç başarıyla sonuçlanacak gibi görünüyor inşallah" diye konuştu.
''Dönüşümün gerçekleşeceğine inancım arttı''
ÖZDER Genel Başkanı Ahmet Akça da dönüşüm sürecinde görüşlerini aldıkları için bakanlığa teşekkürlerini iletti. Dershanecilik sektörünün uzun yıllardır tartışılan bir konu olduğunu ifade eden Akça, ''Ne olursa olsun bu sektör devam etsin gibi bir düşüncemiz yok. Toplumun, gençlerin yararına olacak şeyleri bugüne kadar destekledik. Bu süreçte de illa dershanecilik de devam etsin diye bir talebimiz yok. Bu dönüşüm sürecinde, dershanecilik sektöründe oluşmuş birikim, tecrübe, sermayeyi format değiştirerek milli eğitim sisitemine entegre edebilir miyiz, bu bağlamda hükümetimizin, bakanlığımızın okula dönüşüm projeleri kapsamında açık lise formatında yeni bir özel statülü okul oluşabilir mi, o anlamda biz arkadaşlarımızla çalışma yaptık, bakanımıza sunduk'' diye konuştu.
Buradan güzel neticeler çıkacağını belirten Akça, ''İlla bizim kazanmamız değil, toplumun kazanması, insanların kazanmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bugünkü görüşmede bütün mağdur edilmesi muhtemel kesimlerin, velilerin, öğrencilerin, çalışanların mağdur olmayacağı noktada uzlaşabileceğimizi, dönüşümün gerçekleşeceğine inancım arttı'' dedi.
''Bundan asla az olmaması gerekir''
Açıklamaların ardından gazetecilerin soruları da yanıtlandı. ''Dershane olarak talepler ne yönde?'' sorusunu yanıtlayan TÖDER Başkan Yardımcısı Taşel, dershaneciliğin bir ihtiyaç olduğunu ifade ettiklerini belirtti. Dönüşümün velilerin, öğrencilerin yararına gerçekleşmesi yönünde düşüncelerini aktardıklarını da söyleyen Taşel, şunları kaydetti:
''Açılabilecek liselerin birden fazla devre okutabilmesi gerektiğini ifade ettik. Normal okullarda 40 saatlik ders programı vardır, buradaki ders programının 20 saatle sınırlı tutulmasını ve akademik liselerin aynı zamanda üniversitelerin bir ön hazırlık lisesi görev yapmasını istedik. Bunun yanı sıra özellikle meslek liselilerin de buradan yararlanması için ek programlar uygulanması gerektiğini ifade ettik.''
''Özel etüt eğitim merkezleri ücretli olmaz''
''Açık lise formülü dışındaki önerileri dershane temsilcileri nasıl buldu?'' sorusunu yanıtlayan Bakan Avcı, görüşmenin ana çerçevesinin dönüşüm sürecinde paydaşların, ilgili kesimlerin bu konudan nasıl etkileneceği, bu süreç nasıl yönetilirse ilgili paydaşların maksimum fayda sağlayabileceği olduğunu söyledi.
Avcı, ''Üzerinde temel olarak anlaştığımız konu bunun bir dönüşüm süreci olduğu, bunun bir kapatma süreci değil, dönüşüm süreci olduğu. Bu sürecin sektörlerden gelen önerilerle birlikte değerlendirildiğinde çok başarılı sonuçlar verebileceği konusunda da bir anlayış birliğimiz var'' diye konuştu.
Özel okula dönüşme konusunda mevcut koşullarda, standartlarla dershaneye dönüşebilecek özel okullarla ilgili bir sorunun görünmediğini ifade eden Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu, sektör içinde küçük bir bölümü oluşturuyor. Geri kalanların da büyük ölçüde bizim "açık lise" dediğimiz, arkadaşlarımızın "akademik lise" dediği, bana daha olumlu geldi bu adlandırma, akademik lise düzenlemesiyle belli bir sürede bu geçişin daha sağlıklı işletilebileceği konusunda da bir anlayış birliğimiz var. Ancak bu geçiş sürecinin zamanlaması, süresi ve kimin bu kurumlardan hangi koşullarda hizmet alabileceği, hangi öğrencilerin hizmet alabileceği gibi hususlarda da önerilerini aldık. Bunlar da bizim açımızdan olumlu, değerlendirilmesi gereken öneriler görüldü."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Eğitim Bakanı Nabi Avcı, bazı dershanelerin temsilcileri ile Bakanlık binasında bir araya geldi. Avcı, çok verimli ve olumlu bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, dershane temsilcilerinin kaygılarını, eleştirilerini ve önerilerini kendilerine ilettiğini dile getirdi.
Basına kapalı gerçekleşen görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Avcı, çok verimli ve olumlu bir görüşme gerçekleştirdiklerini belirterek, dershane temsilcilerinin kaygılarını, eleştirilerini ve önerilerini kendilerine ilettiğini dile getirdi.
Avcı, "Kaygılarını bizimle paylaştıkları için teşekkür ediyoruz. Eleştirilerini açık yüreklilikle bizimle paylaştıkları için teşekkür ediyoruz. Özellikle somut, net ve ayağı yere basan, Türkiye'deki eğitim gerçeği ile çakışan önerileri için de ayrıca çok teşekkür ediyorum" ifadesini kullandı.
Görüşmede, ilk olarak dershanecilik sektörünün doğuşu, gelişimi ve bugünlerine ilişkin temel tespitlerin, karşılıklı olarak paylaşıldığını aktaran Avcı, şunları kaydetti:
"(Bu sektör nereden başladı, hangi ihtiyaçlar neticesinde bugünlere gelindi, bu ihtiyaçların bugün bir karşılığı var mı) gibi konuları karşılıklı olarak açık yüreklilikle konuştuk. Onun dışında bu süreç, nasıl işlerse bütün paydaşlar için en olumlu sonuçları doğurur, o konulardaki önerileri görüştük. Burada genellikle sadece dershane sahiplerinin bu konuyla ilgili görüşleri kamuoyunda konuşuluyor. Ama sektörde çalışan öğretmenlerin, diğer yardımcı elemanların somut durumları, sorunları, bu süreçte onlarla ilgili alınması gereken tedbirler gibi kamuoyunda nedense başka konuların içine karıştırılmasıyla görmezlikten gelinen veya üstü örtülen pek çok teknik, ama önemli konuyu da bu vesile ile görüşme fırsatı bulduk.
Bunun dışında bugüne kadar dershanelere giden öğrencilerin, bundan sonraki durumu, özellikle mezun olan öğrencilerin bu süreçte, nerede, nasıl takviye edilebilecekleri gibi sürecin gerçekten sağlıklı bir biçimde ve bütün paydaşların maksimum, olabildiğince yararına nasıl yürütülebileceği konusunda çok olumlu bir görüşmemiz oldu. Onun için tekrar arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyorum."
Avcı, "Bundan sonraki aşamalarda da arkadaşlarımız, kamuoyuyla zannediyorum bu görüşlerini, değerlendirmelerini, önerilerini paylaşacaklardır. Biz notlarımızı aldık ve gördük ki çok uygun bir süreç başarıyla sonuçlanacak gibi görünüyor inşallah" diye konuştu.
''Dönüşümün gerçekleşeceğine inancım arttı''
ÖZDER Genel Başkanı Ahmet Akça da dönüşüm sürecinde görüşlerini aldıkları için bakanlığa teşekkürlerini iletti. Dershanecilik sektörünün uzun yıllardır tartışılan bir konu olduğunu ifade eden Akça, ''Ne olursa olsun bu sektör devam etsin gibi bir düşüncemiz yok. Toplumun, gençlerin yararına olacak şeyleri bugüne kadar destekledik. Bu süreçte de illa dershanecilik de devam etsin diye bir talebimiz yok. Bu dönüşüm sürecinde, dershanecilik sektöründe oluşmuş birikim, tecrübe, sermayeyi format değiştirerek milli eğitim sisitemine entegre edebilir miyiz, bu bağlamda hükümetimizin, bakanlığımızın okula dönüşüm projeleri kapsamında açık lise formatında yeni bir özel statülü okul oluşabilir mi, o anlamda biz arkadaşlarımızla çalışma yaptık, bakanımıza sunduk'' diye konuştu.
Buradan güzel neticeler çıkacağını belirten Akça, ''İlla bizim kazanmamız değil, toplumun kazanması, insanların kazanmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bugünkü görüşmede bütün mağdur edilmesi muhtemel kesimlerin, velilerin, öğrencilerin, çalışanların mağdur olmayacağı noktada uzlaşabileceğimizi, dönüşümün gerçekleşeceğine inancım arttı'' dedi.
''Bundan asla az olmaması gerekir''
Açıklamaların ardından gazetecilerin soruları da yanıtlandı. ''Dershane olarak talepler ne yönde?'' sorusunu yanıtlayan TÖDER Başkan Yardımcısı Taşel, dershaneciliğin bir ihtiyaç olduğunu ifade ettiklerini belirtti. Dönüşümün velilerin, öğrencilerin yararına gerçekleşmesi yönünde düşüncelerini aktardıklarını da söyleyen Taşel, şunları kaydetti:
''Açılabilecek liselerin birden fazla devre okutabilmesi gerektiğini ifade ettik. Normal okullarda 40 saatlik ders programı vardır, buradaki ders programının 20 saatle sınırlı tutulmasını ve akademik liselerin aynı zamanda üniversitelerin bir ön hazırlık lisesi görev yapmasını istedik. Bunun yanı sıra özellikle meslek liselilerin de buradan yararlanması için ek programlar uygulanması gerektiğini ifade ettik.''
''Özel etüt eğitim merkezleri ücretli olmaz''
''Açık lise formülü dışındaki önerileri dershane temsilcileri nasıl buldu?'' sorusunu yanıtlayan Bakan Avcı, görüşmenin ana çerçevesinin dönüşüm sürecinde paydaşların, ilgili kesimlerin bu konudan nasıl etkileneceği, bu süreç nasıl yönetilirse ilgili paydaşların maksimum fayda sağlayabileceği olduğunu söyledi.
Avcı, ''Üzerinde temel olarak anlaştığımız konu bunun bir dönüşüm süreci olduğu, bunun bir kapatma süreci değil, dönüşüm süreci olduğu. Bu sürecin sektörlerden gelen önerilerle birlikte değerlendirildiğinde çok başarılı sonuçlar verebileceği konusunda da bir anlayış birliğimiz var'' diye konuştu.
Özel okula dönüşme konusunda mevcut koşullarda, standartlarla dershaneye dönüşebilecek özel okullarla ilgili bir sorunun görünmediğini ifade eden Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bu, sektör içinde küçük bir bölümü oluşturuyor. Geri kalanların da büyük ölçüde bizim "açık lise" dediğimiz, arkadaşlarımızın "akademik lise" dediği, bana daha olumlu geldi bu adlandırma, akademik lise düzenlemesiyle belli bir sürede bu geçişin daha sağlıklı işletilebileceği konusunda da bir anlayış birliğimiz var. Ancak bu geçiş sürecinin zamanlaması, süresi ve kimin bu kurumlardan hangi koşullarda hizmet alabileceği, hangi öğrencilerin hizmet alabileceği gibi hususlarda da önerilerini aldık. Bunlar da bizim açımızdan olumlu, değerlendirilmesi gereken öneriler görüldü."
Son Güncelleme: Salı, 26 Kasım 2013 14:06
Gösterim: 1224