Eğitim Tercihi

Bugün 'Anneler Günü', tüm annelerin anneler gününü kutluyoruz. Peki bu özel günün 'Anneler Günü'nün hikayesi nedir? Anneler günününün yaratıcısı Anna Jarvis kimdir? Anneler günü dünyada ilk defa ne zaman ve nerede kutlanmaya başlandı? İşte anneler gününün tarihçesi...

Eğitimtercihi- Türkiye’de her yıl mayıs ayının ikinci Pazar günü kutlanan ‘Anneler Günü’ dünyanın farklı ülkelerinde mayıs ayının farklı günlerinde kutlanır. Anneler gününü kutlayan ülke sayısı 46’dan fazladır. Peki anneler günü ilk ne zaman kutlanmaya başlandı?

Anneler günü geleneği, Antik Yunanlıların Yunan mitolojisindeki pek çok tanrı ve tanrıçanın annesi olan Rhea * onuruna verdikleri yıllık ilkbahar festivali kutlamalarıyla başladı. Antik Romalılar da ilkbahar festivallerini İsa'nın doğumundan 250 yıl öncesinden ana tanrıça Kibele *onuruna kutluyorlardı.

* Rhea, mitolojide Gaia ve Uranos'un kızı ve Tanrıların anası olarak bilinir. Önceleri çoğunlukla Gaia ve Kybele ile eş tutulurken sonradan, Olympus Dağı'nda yaşamamasına rağmen, Olympian tanrı ve tanrıçalarının anası sayılmıştır.

* Kibele ise Kibele veya Kybele (Magna Mater: Tanrıların anası), Anadolu kökenli bir ana tanrıçadır. Ana tanrıça inancı, birçok kültürde farklı isimlerle yer alır. Yunan anakarasında Rhea, özellikle Roma dönemi Mısır kültüründe İsis ve Yunan adaşı gibi bekaretle değil, doğurganlık ve bereketle ilişkilendirilen Efes Artemis'i (İyon Kibelesi), belli başlı ana tanrıça figürleridir.

Antik Yunan dışında dünyada resmi olarak Anneler Günü’nün kutlanmasına vesile olan kişi ABD’li Anna Marie Jarvis olarak bilinir.

1 Mayıs 1864’te ABD’nin Batı Virginia bölgesinde doğan  Anna Marie Jarvis, Birleşik Devletler'de Anneler Günü'nü başlatan kişidir.

‘Anneler Günü’ ABD'de Anna Jarvis'in kaybettiği kendi annesi için 1908 yılında başlattığı anma gününün ardından 1914 yılında Kongrenin onayıyla Amerika çapında genişleyerek kutlanmaya başlanmıştır.

Anneler günününün yaratıcısı hiçbir zaman anne olamadı

Anna Jarvis kimdir?

Anna Jarvis 1864 yılında Amerika’da doğdu. 1902 yılında, yani 38 yaşındayken babasını kaybedince annesiyle birlikte Philadelphia’da yaşamaya başladı. Öğretmendi. Üç sene sonra 9 Mayıs 1905′te annesini de kaybetti. Anna, hayatının büyük bir bölümünü annesiyle geçirmişti. Buna rağmen hayattayken annesiyle olan problemlerini aşamamıştı. Annesini çocuklarıyla ilgilenmemekle suçluyordu. Kafasındaki bu kurtları yenemeden, iç hesaplamalarını tamamlayamadan annesini kaybetmişti… Bu durum acısını daha da arttırıyordu. Artık vakti gelmişti. Geç de olsa annesini affetmeli, içindeki yükü bir kenara bırakmalıydı. Annesinin ölümünden iki sene sonra en yakın arkadaşlarını evine çağırdı ve ülke genelinde kutlanacak bir anneler günü fikrini ilk onlara açtı. Böylece kendi hikâyesini duyan diğer insanlar anneleri hayattayken onların değerini anlayabilir ve hesaplar kapanabilirdi. Ve vakit varken herkes annesine onu ne kadar çok sevdiğini söylemeliydi.

Anna’nın gözleri parlayarak ve çoğu kez hüzünlenerek anlattığı bu fikri, dinleyenlerde büyük heyecan yarattı. Amerika’nın önde gelen bir giysi tüccarı da hiç düşünmeden finansal desteği sağladı. O, Anna’nın anlattığından farklı şeyler duyuyordu o sırada ve kaz gelecek yerden tavuğu esirgenmemeliydi. Böylece ilk anneler günü Jarvis’in annesinin din dersleri verdiği bir kilisede 10 Mayıs 1908′de 407 çocuk ve annesinin katılımı ile kutlandı. Anna oraya katılan her anne ve çocuğa kendi annesinin en çok sevdiği çiçek olan beyaz karanfillerden birer tane armağan ederek annesinin hatırasına bir saygı duruşu sergiledi.

Sıra anneler gününü “millî bir gün” olarak kabul ettirmeye gelmişti. Jarvis tarihte tek bir kişi tarafından gerçekleştirilen en başarılı mektup yazma kampanyasını başlatarak farkında olmadan “benim annem melek annem” edebiyatının da öncüsü oldu ve gazete patronlarından işadamlarına, devlet adamlarından, din adamlarına kadar ulaşabildiği herkese bu fikrini iletti. Güçlü bir desteği arkasına aldı. Fikir o kadar çabuk kabul gördü ki senato onaylamadan önce birçok eyalet ve şehirde anneler günü kutlamaları gayri resmi olarak başlamıştı bile. Sonunda 8 Mayıs 1914′te, mayıs ayının ikinci pazarı, ‘Anneler Günü’ olarak resmen ilan edildi. Çok kısa sürede diğer ülkelere de yayılan bu gün Amerika’da çiçek ve tebrik kartı satışlarının patlama yaptığı ilk gün olarak sayılabilir.

Anna Jarvis sonunda muradına ermiş kampanyasını başarı ile sonuçlandırmıştı ama kendi hayatı pek mutlu sonla bitmedi. Özünde dinî ağırlıklı ve duygusal bir anma, bir kutlama olarak düşündüğü bu günden ticari çıkar sağlamaya çalışan herkese karşı tek tek hukuki savaş açtı. Ne yazık ki davaların hepsini kaybetti. Bu süreçte bütün gelirlerini, hattâ ailesinden kalan evini bile kaybetti. Evlenip, çocuk sahibi olmaya fırsat bulamadı. Her anneler günü onun için yeni bir sızı oldu. Dünyadan elini eteğini çekti. Dostları ona destek vererek son yıllarını sanatoryumda geçirmesini sağladı. Anna Jarvis mutsuz ve yalnız bir şekilde 1948′de, 84 yaşındayken hayata veda etti.

Anneler günü hangi ülkede hangi zamanlarda kutlanır?

Norveç: Şubat'ın ikinci Pazar günü

İsrail: 30 Ocak-31 Mart arası bir zamanda

Rusya: 8 Mart

Ermenistan: 7 Nisan

ABD: Mayıs ayının ikinci Pazar günü

Polonya: 26 Mayıs

İran: 16 Aralık

Anneler Günü dünyada farklı günlerde kutlanır. En geniş şekilde Mayıs ayının ikinci haftasında kutlanır

Anne olmak için en iyi ve en kötü ülkeler

Dünyada anne olmak için en iyi ülke sıralamasında Finlandiya ilk sırada yer alırken, Somali sonuncu oldu.

İngiltere'de 178 ülke arasında yapılan bir araştırmaya göre, dünyada anne olmak için en iyi ülke sıralamasında Finlandiya başı çekerken, Somali en son sırada yer aldı.

"Save the Children" adlı kuruluşun 15'incisini hazırladığı annelik araştırmasında, gelişmiş ülkeler arasında Norveç ikinci, İsveç üçüncü oldu.

İlk üç sırayı alan İskandinavya ülkeleri, anne ve çocuk ölümü oranlarının düşük olması, kadınların daha uzun ömürlü olması, okuma oranının ve gelirlerinin yüksekliği, politik statülerinin iyi ve doğum izninin en az bir yıl olması gibi kriterlerle bu araştırmada liste başı oldu.

Listede sadece en iyi ve en kötü 10 ülkeye yer verildi.

Listenin en alt sıralarında yer alan Somali, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Nijer, Mali ve Guinea-Bissau’da yaşam kalitesinin düşüklüğünden binlerce anne ve çocuğun hayatını kaybettiği de kaydedildi.

Save the Children’a göre dünya genelinde tahmini her gün 800 anne ve 18 bin çocuk önlenebilir sebeplerden dolayı hayatını kaybediyor.