Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Yapı Kredi, MEF Üniversitesi işbirliği ile Yapı Kredi Bankacılık ve Sigortacılık Ön Lisans Programını hayata geçirdi. 2015-2016 akademik yılında başlayacak program, bugünün küresel piyasasında rekabet edebilmek için gerekli bilgi, beceri ve deneyimleri kazandırarak geleceğin bankacılarını ve finans uzmanlarını yetiştirecek.
Yapı Kredi, bir ilki daha gerçekleştirerek MEF Üniversitesi işbirliği ile Yapı Kredi Bankacılık ve Sigortacılık Ön Lisans Programını hayata geçirdi. 2015-2016 akademik yılında başlayacak program, bugünün küresel piyasasında rekabet edebilmek için gerekli bilgi, beceri ve deneyimleri kazandırarak geleceğin bankacılarını ve finans uzmanlarını yetiştirecek. MEF Üniversitesi işbirliği ile hayata geçirilen 2 yıllık Bankacılık ve Sigortacılık Ön Lisans Programı süresince Yapı Kredi hem öğrencilere staj olanağı sağlayacak hem de mezunlara iş fırsatları sunacak.
Akademi ve iş dünyasını birleştiren en başarılı model
Yapı Kredi İnsan Kaynakları ve Organizasyon Genel Müdür Yardımcısı Cihangir Kavuncu, finans sektörüne değer yaratmak adına en büyük yatırımın insan kaynağına yapılması gerektiği vizyonuyla yola çıktıklarını belirterek, “Sektörün en iyi ve nitelikli bankacılarını yetiştirmek üzere kurduğumuz Yapı Kredi Bankacılık Akademisi’nin ardından hayata geçirdiğimiz bu program ile iş dünyası ve akademik hayat arasında köprü kurmayı hedefliyoruz. Bu model sektörümüzde bir ilki temsil ediyor.”
Bankacılık sektörü için Yapı Kredi’nin köklü bir kurum olduğunu ve sektörün yetkin isimlerinin, kariyerinin bir noktasında mutlaka Yapı Kredi ile tanıştığını dile getiren Kavuncu, “71 yıllık tarihiyle başlı başına bir okula dönüşen Yapı Kredi, Bankacılık ve Sigortacılık Ön Lisans Programı ile geleceğin bankacılarını yetiştirecek. Staj, burs ve iş imkanlarını bir arada sunan program, finans sektöründe bir bankanın gerçekleştirdiği ilk ve en kapsamlı çalışma olma özelliği taşıyor. Programı tamamlayan her öğrenci bankacılık ürün ve hizmetlerini iyi bilen, müşteri ile ilişkileri yönetme konusunda bilgi sahibi ve temel bankacılık işlemlerini gerçekleştirebilecek düzeyde yetkin bireyler olacak. Bu programı MEF Üniversitesi ile gerçekleştirmiş olmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.
Bu yıl 50 öğrenci alınacak
Bu işbirliği ile ilgili görüşlerini dile getiren MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin; “Bu program sayesinde iş dünyası ile üniversiteyi bir araya getirecek Türkiye’de örnek olacak model bir uygulama başlatıyoruz. Bu uygulamayı ileride farklı sektörlere de taşıyacağız. Yükseköğretimde farklılıklar yaratan duruşumuzu bu ortak program ile bir kez daha kanıtladık.”
MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut ise şu değerlendirmede bulundu; “Finans sektöründe öncü ve köklü bir kurum olan Yapı Kredi ile bu programı hayata geçirmek bizim için gurur verici. Programa, bu yıl 50 öğrenci alacağız. Öğrencilerin tamamı MEF ve Yapı Kredi iş birliği ile eğitimlerini yüzde 100 burslu tamamlayacak. Başarıyla mezun olan öğrencilerimiz ise Yapı Kredi’de çalışma fırsatı yakalama imkanına kavuşacaklar. Programın bir örnek teşkil edeceğini ve model olacağını düşünüyoruz’’ dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Yapı Kredi, MEF Üniversitesi işbirliği ile Yapı Kredi Bankacılık ve Sigortacılık Ön Lisans Programını hayata geçirdi. 2015-2016 akademik yılında başlayacak program, bugünün küresel piyasasında rekabet edebilmek için gerekli bilgi, beceri ve deneyimleri kazandırarak geleceğin bankacılarını ve finans uzmanlarını yetiştirecek.
Yapı Kredi, bir ilki daha gerçekleştirerek MEF Üniversitesi işbirliği ile Yapı Kredi Bankacılık ve Sigortacılık Ön Lisans Programını hayata geçirdi. 2015-2016 akademik yılında başlayacak program, bugünün küresel piyasasında rekabet edebilmek için gerekli bilgi, beceri ve deneyimleri kazandırarak geleceğin bankacılarını ve finans uzmanlarını yetiştirecek. MEF Üniversitesi işbirliği ile hayata geçirilen 2 yıllık Bankacılık ve Sigortacılık Ön Lisans Programı süresince Yapı Kredi hem öğrencilere staj olanağı sağlayacak hem de mezunlara iş fırsatları sunacak.
Akademi ve iş dünyasını birleştiren en başarılı model
Yapı Kredi İnsan Kaynakları ve Organizasyon Genel Müdür Yardımcısı Cihangir Kavuncu, finans sektörüne değer yaratmak adına en büyük yatırımın insan kaynağına yapılması gerektiği vizyonuyla yola çıktıklarını belirterek, “Sektörün en iyi ve nitelikli bankacılarını yetiştirmek üzere kurduğumuz Yapı Kredi Bankacılık Akademisi’nin ardından hayata geçirdiğimiz bu program ile iş dünyası ve akademik hayat arasında köprü kurmayı hedefliyoruz. Bu model sektörümüzde bir ilki temsil ediyor.”
Bankacılık sektörü için Yapı Kredi’nin köklü bir kurum olduğunu ve sektörün yetkin isimlerinin, kariyerinin bir noktasında mutlaka Yapı Kredi ile tanıştığını dile getiren Kavuncu, “71 yıllık tarihiyle başlı başına bir okula dönüşen Yapı Kredi, Bankacılık ve Sigortacılık Ön Lisans Programı ile geleceğin bankacılarını yetiştirecek. Staj, burs ve iş imkanlarını bir arada sunan program, finans sektöründe bir bankanın gerçekleştirdiği ilk ve en kapsamlı çalışma olma özelliği taşıyor. Programı tamamlayan her öğrenci bankacılık ürün ve hizmetlerini iyi bilen, müşteri ile ilişkileri yönetme konusunda bilgi sahibi ve temel bankacılık işlemlerini gerçekleştirebilecek düzeyde yetkin bireyler olacak. Bu programı MEF Üniversitesi ile gerçekleştirmiş olmaktan mutluluk duyuyoruz” dedi.
Bu yıl 50 öğrenci alınacak
Bu işbirliği ile ilgili görüşlerini dile getiren MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin; “Bu program sayesinde iş dünyası ile üniversiteyi bir araya getirecek Türkiye’de örnek olacak model bir uygulama başlatıyoruz. Bu uygulamayı ileride farklı sektörlere de taşıyacağız. Yükseköğretimde farklılıklar yaratan duruşumuzu bu ortak program ile bir kez daha kanıtladık.”
MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut ise şu değerlendirmede bulundu; “Finans sektöründe öncü ve köklü bir kurum olan Yapı Kredi ile bu programı hayata geçirmek bizim için gurur verici. Programa, bu yıl 50 öğrenci alacağız. Öğrencilerin tamamı MEF ve Yapı Kredi iş birliği ile eğitimlerini yüzde 100 burslu tamamlayacak. Başarıyla mezun olan öğrencilerimiz ise Yapı Kredi’de çalışma fırsatı yakalama imkanına kavuşacaklar. Programın bir örnek teşkil edeceğini ve model olacağını düşünüyoruz’’ dedi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 29 Haziran 2015 14:25
Gösterim: 1223
Sakarya'da iki çocuk ve üç torunu bulunan 71 yaşındaki emekli öğretmen Gülöz Serin, eğitim gördüğü Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü ve fakülteden birinci, üniversiteden de ikincilikle mezun oldu.
Sakarya'da 71 yaşındaki emekli öğretmen Gülöz Serin, eğitim gördüğü Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü ve fakülteden birinci, üniversiteden de ikincilikle mezun oldu.
İki çocuk ve üç torun sahibi Serin, küçük yaştan beri resme ilgisi olduğunu, 46 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra kendisini denemek için girdiği üniversite sınavından 288 puan aldığını ve sonra yetenek sınavlarına girmeye karar verdiğini söyledi.
Eşinin rızasını aldıktan sonra son sınava ayın 13'ünde girdiğini anlatan Serin, "13 numaralı soru çıktı, 13 numaralı masada oturuyordum ve resim bölümünü 13. olarak kazandım. Geçen yıl da 13. Ekim Geçidi sergisine katıldım. Ben uğura inanmam ama 13'ün bende bir etkisi olmuştur" ifadelerini kullandı.
Kendisinin okuması için daha çok gelinlerinin destek verdiğini belirten Serin, 4 yıllık eğitim sürecinde eşinin çok büyük katkısının olduğunu ifade ederek, "Kocaeli'nin Eşme Mahallesi'nde oturuyorum. Beni her sabah okula götürdü, akşam da eve getirdi. Bir eksiğim olduğunda gitti evden getirdi. O nedenle eşime çok şey borçluyum" diye konuştu.
Üniversiteyi kazandığının ilk yılında fakültedeki öğrencilerin bazılarının okumasını gereksiz görüldüğünü ancak zamanla tanıştıkça hepsiyle dost olduğunu anlatan Serin, şöyle konuştu:
"Onlar benim torunlarım yaşındaydı. Hepsine torun gözüyle baktım. Hepsiyle çok iyi arkadaşlıklar kurdum. Hepsi iyi insanlardı, hepsine hayatta başarılar diliyorum. Hocalarımdan, arkadaşlarımdan büyük saygı gördüm. Ben de öğrenci olmayı başarabildim. Çok çaba gösterdim. İyi duygularla ayrılıyorum okuldan. Bundan sonra resim yapacağım. Resim yapmayı çok seviyorum. Hocalarımın derslerine misafir öğrenci olarak katılabilirim. Bol bol kitap okuyacağım. Elimde 85 sulu boya resmi, 10 yağlı boya tablom var. Bunlarla bir sergi açmayı düşünüyorum. Çini ve minyatür gibi ilgi alanlarım var, bunlarla ilgilenmeye devam edeceğim."
Gençlere tavsiyelerde bulunan Serin, öncelikle disiplinli çalışmanın önemli olduğunu vurgulayarak, "Eğlenceyi, çalışmayı ve dinlenmeyi dengelemeleri gerekir. Onlar okurken ailelerinin çalıştığını ve katkısını düşünmeliler. Düzenli bir çalışmayla zamanında okullarını bitirmeliler. Hedeflerini iyi belirlemeliler. O hedefe göre planlı bir çalışma uygulamalılar" şeklinde konuştu.
Serin, astım rahatsızlığını okulda unutmaya çalıştığını belirterek, atölyede bazen rahatsızlandığını ancak arkadaşlarının da desteği ile rahatsızlığını unuttuğunu ifade etti.
Gülöz Serin'in eşi Ali Serin ise gelinlerinin ısrarı üzerine eşinin okuma talebini kabul ettiğini belirtti. Eşinin astım rahatsızlığı bulunduğunu anlatan Serin, "Okulun konumunun yüksek olması ve gençlerle belli bir hedef için uğraşmasının rahatsızlığı için iyi geleceğini düşündüm. Neticede eşim hem hastalığını yenmeyi bildi hem de aile yaşamında hiçbir şeyi eksik bırakmadı. Evinin temizliğini yemeğini her zaman hazır etti, ihmal etmedi. Kendisini kutluyorum. Demek ki zor başarabiliyormuş. Ben elimden gelen desteği kendisine vermeye çalıştım ama esas başarı onun" ifadelerine yer verdi.
Bölüm ve fakülte birincisi üniversite ikincisi
SAÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Besim Dellaloğlu da 71 yaşındaki Serin'in çok başarılı bir öğrenci olduğunu ve kendisine hep tam not verdiğini vurguladı.
Serin'in, dirayetli, çalışkan ve iyi odaklanmış bir öğrenci olduğunu ifade eden Dellaloğlu, "Ben 22 yıllık hocayım Güloz hanımın okuması meslek hayatımın çok ilginç bir tecrübesi oldu. Eşi de her sabah Güloz hanımı okula getiriyor, her akşam da alıp götürüyordu. Bu nedenle ona da sembolik bir hediye takdim ettik" dedi.
Dellaloğlu, öğrencisi Serin'in, resim bölümü ve güzel sanatlar fakültesi birincisi ve aynı zamanda üniversite ikincisi olduğunu anımsatarak, "Güloz hanımın 3,99 ortalaması var, yani bütün derslerden 'A' almış, bir tek dersten 'BA' almış. Bu da çok özel bir durum. Üniversite eğitimi 18 ila 24 yaş arası alınır diye bir kural yok. İnsan üniversite okumaya 40 yaşında da karar verebilir. Hayatının koşullarını düzene koyabiliyorsa insan her yaşta eğitim almalıdır. Gülöz hanımın öyküsünü çok büyük örnek olarak görüyorum. Sınıfta Güloz hanım 100 tam not alıyor, ondan sonra gelen not 85. Güloz hanım derste not alıyor, kitap özetleri çıkartıyor ve sistematik çalışıyordu" şeklinde konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Sakarya'da iki çocuk ve üç torunu bulunan 71 yaşındaki emekli öğretmen Gülöz Serin, eğitim gördüğü Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü ve fakülteden birinci, üniversiteden de ikincilikle mezun oldu.
Sakarya'da 71 yaşındaki emekli öğretmen Gülöz Serin, eğitim gördüğü Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü ve fakülteden birinci, üniversiteden de ikincilikle mezun oldu.
İki çocuk ve üç torun sahibi Serin, küçük yaştan beri resme ilgisi olduğunu, 46 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra kendisini denemek için girdiği üniversite sınavından 288 puan aldığını ve sonra yetenek sınavlarına girmeye karar verdiğini söyledi.
Eşinin rızasını aldıktan sonra son sınava ayın 13'ünde girdiğini anlatan Serin, "13 numaralı soru çıktı, 13 numaralı masada oturuyordum ve resim bölümünü 13. olarak kazandım. Geçen yıl da 13. Ekim Geçidi sergisine katıldım. Ben uğura inanmam ama 13'ün bende bir etkisi olmuştur" ifadelerini kullandı.
Kendisinin okuması için daha çok gelinlerinin destek verdiğini belirten Serin, 4 yıllık eğitim sürecinde eşinin çok büyük katkısının olduğunu ifade ederek, "Kocaeli'nin Eşme Mahallesi'nde oturuyorum. Beni her sabah okula götürdü, akşam da eve getirdi. Bir eksiğim olduğunda gitti evden getirdi. O nedenle eşime çok şey borçluyum" diye konuştu.
Üniversiteyi kazandığının ilk yılında fakültedeki öğrencilerin bazılarının okumasını gereksiz görüldüğünü ancak zamanla tanıştıkça hepsiyle dost olduğunu anlatan Serin, şöyle konuştu:
"Onlar benim torunlarım yaşındaydı. Hepsine torun gözüyle baktım. Hepsiyle çok iyi arkadaşlıklar kurdum. Hepsi iyi insanlardı, hepsine hayatta başarılar diliyorum. Hocalarımdan, arkadaşlarımdan büyük saygı gördüm. Ben de öğrenci olmayı başarabildim. Çok çaba gösterdim. İyi duygularla ayrılıyorum okuldan. Bundan sonra resim yapacağım. Resim yapmayı çok seviyorum. Hocalarımın derslerine misafir öğrenci olarak katılabilirim. Bol bol kitap okuyacağım. Elimde 85 sulu boya resmi, 10 yağlı boya tablom var. Bunlarla bir sergi açmayı düşünüyorum. Çini ve minyatür gibi ilgi alanlarım var, bunlarla ilgilenmeye devam edeceğim."
Gençlere tavsiyelerde bulunan Serin, öncelikle disiplinli çalışmanın önemli olduğunu vurgulayarak, "Eğlenceyi, çalışmayı ve dinlenmeyi dengelemeleri gerekir. Onlar okurken ailelerinin çalıştığını ve katkısını düşünmeliler. Düzenli bir çalışmayla zamanında okullarını bitirmeliler. Hedeflerini iyi belirlemeliler. O hedefe göre planlı bir çalışma uygulamalılar" şeklinde konuştu.
Serin, astım rahatsızlığını okulda unutmaya çalıştığını belirterek, atölyede bazen rahatsızlandığını ancak arkadaşlarının da desteği ile rahatsızlığını unuttuğunu ifade etti.
Gülöz Serin'in eşi Ali Serin ise gelinlerinin ısrarı üzerine eşinin okuma talebini kabul ettiğini belirtti. Eşinin astım rahatsızlığı bulunduğunu anlatan Serin, "Okulun konumunun yüksek olması ve gençlerle belli bir hedef için uğraşmasının rahatsızlığı için iyi geleceğini düşündüm. Neticede eşim hem hastalığını yenmeyi bildi hem de aile yaşamında hiçbir şeyi eksik bırakmadı. Evinin temizliğini yemeğini her zaman hazır etti, ihmal etmedi. Kendisini kutluyorum. Demek ki zor başarabiliyormuş. Ben elimden gelen desteği kendisine vermeye çalıştım ama esas başarı onun" ifadelerine yer verdi.
Bölüm ve fakülte birincisi üniversite ikincisi
SAÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Besim Dellaloğlu da 71 yaşındaki Serin'in çok başarılı bir öğrenci olduğunu ve kendisine hep tam not verdiğini vurguladı.
Serin'in, dirayetli, çalışkan ve iyi odaklanmış bir öğrenci olduğunu ifade eden Dellaloğlu, "Ben 22 yıllık hocayım Güloz hanımın okuması meslek hayatımın çok ilginç bir tecrübesi oldu. Eşi de her sabah Güloz hanımı okula getiriyor, her akşam da alıp götürüyordu. Bu nedenle ona da sembolik bir hediye takdim ettik" dedi.
Dellaloğlu, öğrencisi Serin'in, resim bölümü ve güzel sanatlar fakültesi birincisi ve aynı zamanda üniversite ikincisi olduğunu anımsatarak, "Güloz hanımın 3,99 ortalaması var, yani bütün derslerden 'A' almış, bir tek dersten 'BA' almış. Bu da çok özel bir durum. Üniversite eğitimi 18 ila 24 yaş arası alınır diye bir kural yok. İnsan üniversite okumaya 40 yaşında da karar verebilir. Hayatının koşullarını düzene koyabiliyorsa insan her yaşta eğitim almalıdır. Gülöz hanımın öyküsünü çok büyük örnek olarak görüyorum. Sınıfta Güloz hanım 100 tam not alıyor, ondan sonra gelen not 85. Güloz hanım derste not alıyor, kitap özetleri çıkartıyor ve sistematik çalışıyordu" şeklinde konuştu.
Son Güncelleme: Perşembe, 25 Haziran 2015 10:42
Gösterim: 1064
Okan Üniversitesi, sektörün önde gelen şirketlerinden Atlasglobal tarafından kurulan Atlantic Flight Academy (AFA) ile yaptığı anlaşma sonucunda Pilatoj Bölümü’nde hem teorik hem uygulamalı eğitim veriyor.
Okan Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu bünyesinde kurulan ve 2014-2015 Akademik yılında ilk pilot adaylarını kabul eden Pilot Eğitimi Lisans Programı yeni akademik yılda da havacılık sektörünün uluslararası standartlarda eğitim almış pilot ihtiyacını karşılamayı hedefliyor.
Pilot Eğitimi Lisans Programı ile Okan Üniversitesi havacılık sektörüne dinamik, hızlı düşünen, İngilizce dil yetenekleri gelişmiş, dünyanın her bölgesinde uçuş yapabilecek ve geleceğin mesleğine sahip havacıları ve pilotları yetiştiriyor.
“İş yaşamına en yakın üniversite” vizyonuyla çalışmalarını sürdüren ve sektörlerin ihtiyaçlarına yönelik programlar açan Okan Üniversitesi, Pilot Eğitimi Lisans Programı için sektörün önde gelen firmalarından Atlasglobal ile işbirliğini sürdürüyor. Uluslararası standartlarda eğitim veren bölümde, AtlasGlobal Havayolları ile işbirliği yapılarak şirketin Atlantik Uçuş Akademisi bünyesinde bulunan FNPT-II / MCC Uçuş Eğitim Simülatörü ile, uçuş eğitiminde öğrenci eğitim programlarının A’dan Z’ye uygulanabilmesine olanak veriliyor. Atlantik Uçuş Akademisi’nde uçuş eğitim operasyonları Tekirdağ Çorlu Havalimanı'ndan yapılıyor. Uçuş Eğitim Organizasyonu’nda PIC (Sorumlu Pilot) uçuşları öğrenciler tarafından Edremit Körfez, Yenişehir veya Isparta Süleyman Demirel Havalimanlarına gerçekleştiriliyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Okan Üniversitesi, sektörün önde gelen şirketlerinden Atlasglobal tarafından kurulan Atlantic Flight Academy (AFA) ile yaptığı anlaşma sonucunda Pilatoj Bölümü’nde hem teorik hem uygulamalı eğitim veriyor.
Okan Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu bünyesinde kurulan ve 2014-2015 Akademik yılında ilk pilot adaylarını kabul eden Pilot Eğitimi Lisans Programı yeni akademik yılda da havacılık sektörünün uluslararası standartlarda eğitim almış pilot ihtiyacını karşılamayı hedefliyor.
Pilot Eğitimi Lisans Programı ile Okan Üniversitesi havacılık sektörüne dinamik, hızlı düşünen, İngilizce dil yetenekleri gelişmiş, dünyanın her bölgesinde uçuş yapabilecek ve geleceğin mesleğine sahip havacıları ve pilotları yetiştiriyor.
“İş yaşamına en yakın üniversite” vizyonuyla çalışmalarını sürdüren ve sektörlerin ihtiyaçlarına yönelik programlar açan Okan Üniversitesi, Pilot Eğitimi Lisans Programı için sektörün önde gelen firmalarından Atlasglobal ile işbirliğini sürdürüyor. Uluslararası standartlarda eğitim veren bölümde, AtlasGlobal Havayolları ile işbirliği yapılarak şirketin Atlantik Uçuş Akademisi bünyesinde bulunan FNPT-II / MCC Uçuş Eğitim Simülatörü ile, uçuş eğitiminde öğrenci eğitim programlarının A’dan Z’ye uygulanabilmesine olanak veriliyor. Atlantik Uçuş Akademisi’nde uçuş eğitim operasyonları Tekirdağ Çorlu Havalimanı'ndan yapılıyor. Uçuş Eğitim Organizasyonu’nda PIC (Sorumlu Pilot) uçuşları öğrenciler tarafından Edremit Körfez, Yenişehir veya Isparta Süleyman Demirel Havalimanlarına gerçekleştiriliyor.
Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Haziran 2015 12:55
Gösterim: 1297
Oğlunun hiperaktivite ve dikkat bozukluğu ile mücadelesine destek olmak için üniversite sınavına girip İzmir Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümünü kazanan Zeynep Gülçin Utkan, Meslek Yüksekokulu birincisi olarak mezun oldu.
Oğlu Emre’nin hiperaktivite ve dikkat bozukluğu ile doğması Zeynep Gülçin Utkan’ın hayatını değiştirdi. Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Bölümünü bitirmesinin ardından 11 yıl devlet kurumlarında görev yapan Utkan, oğlu ile daha fazla ilgilenebilmek için çalışmayı bıraktı ve kendini okumaya adadı. Kitapların yeterli gelmediği noktada Çocuk Gelişimi üzerine eğitim alması gerektiğine karar veren Utkan yeniden üniversite sınavlarına hazırlandı ve İzmir Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümünü kazandı. İki yıllık eğitimi boyunca sınıf arkadaşlarının yeri geldi annesi, yeri geldi arkadaşı olan Utkan, eşi İhsan Utkan ve oğlunun desteği ile ikinci üniversitesinden Meslek Yüksekokulu birincisi olarak mezun oldu. Diplomasını Mütevelli Heyet Başkanı Ali Rıza Doğanata’dan alan Zeynep Gülçin Utkan’ın şimdiki hedefi eğitimini 4 yıllık fakülte eğitimine tamamlamak ve arkasından da bir anaokulu açmak.
Geçen sene teşekkür, bu sene takdir
İzmir Üniversitesi’nde aldığı eğitimin kendisi ve oğlu Emre için büyük faydasını gördüğünü ifade eden Utkan, “Geçen sene teşekkür belgesi alan oğlum bu sene takdir belgesine layık bulundu. Benim ders çalışmam onu da motive etti. Dikkat bozukluğunu aşmakta şimdiden büyük yol kat etmiş durumdayız. Devamı da gelecek” dedi. İzmir’de kendileri gibi pek çok ailenin özel çocuklarına eğitim verecek kurum ve desteğe ihtiyacı olduğunu belirten Utkan, “Hedefimin ilk adımını gerçekleştirdim. Umuyorum dikey geçiş ile eğitimimi bir üst basamağa taşıyacak ve anaokulu açma hayalimi de ailemin desteği ile gerçekleştireceğim” diye konuştu.
Eğitimde aile geleneği devam ediyor
Teknisyen olan babasının da evlenip çocuk sahibi olduktan sonra üniversiteye geri dönerek Endüstri Mühendisi olduğunu belirten Utkan, “Eğitim aşkı bizde aileden geliyor. Annem ortaokul Türkçe öğretmeni, babam Endüstri Mühendisi. Ama ben babamın teknisyen olarak çalışırken üniversiteye yeniden başlayıp ders çalıştığını hatırlıyorum. Babamı kendime rol model olarak aldım” ifadelerini kullandı.
Mezuniyet töreninde Meslek Yüksekokulu öğrencileri adına konuşma yapan Utkan, Şeref Kütüğüne de yıldız çaktı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Oğlunun hiperaktivite ve dikkat bozukluğu ile mücadelesine destek olmak için üniversite sınavına girip İzmir Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümünü kazanan Zeynep Gülçin Utkan, Meslek Yüksekokulu birincisi olarak mezun oldu.
Oğlu Emre’nin hiperaktivite ve dikkat bozukluğu ile doğması Zeynep Gülçin Utkan’ın hayatını değiştirdi. Dokuz Eylül Üniversitesi İşletme Bölümünü bitirmesinin ardından 11 yıl devlet kurumlarında görev yapan Utkan, oğlu ile daha fazla ilgilenebilmek için çalışmayı bıraktı ve kendini okumaya adadı. Kitapların yeterli gelmediği noktada Çocuk Gelişimi üzerine eğitim alması gerektiğine karar veren Utkan yeniden üniversite sınavlarına hazırlandı ve İzmir Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümünü kazandı. İki yıllık eğitimi boyunca sınıf arkadaşlarının yeri geldi annesi, yeri geldi arkadaşı olan Utkan, eşi İhsan Utkan ve oğlunun desteği ile ikinci üniversitesinden Meslek Yüksekokulu birincisi olarak mezun oldu. Diplomasını Mütevelli Heyet Başkanı Ali Rıza Doğanata’dan alan Zeynep Gülçin Utkan’ın şimdiki hedefi eğitimini 4 yıllık fakülte eğitimine tamamlamak ve arkasından da bir anaokulu açmak.
Geçen sene teşekkür, bu sene takdir
İzmir Üniversitesi’nde aldığı eğitimin kendisi ve oğlu Emre için büyük faydasını gördüğünü ifade eden Utkan, “Geçen sene teşekkür belgesi alan oğlum bu sene takdir belgesine layık bulundu. Benim ders çalışmam onu da motive etti. Dikkat bozukluğunu aşmakta şimdiden büyük yol kat etmiş durumdayız. Devamı da gelecek” dedi. İzmir’de kendileri gibi pek çok ailenin özel çocuklarına eğitim verecek kurum ve desteğe ihtiyacı olduğunu belirten Utkan, “Hedefimin ilk adımını gerçekleştirdim. Umuyorum dikey geçiş ile eğitimimi bir üst basamağa taşıyacak ve anaokulu açma hayalimi de ailemin desteği ile gerçekleştireceğim” diye konuştu.
Eğitimde aile geleneği devam ediyor
Teknisyen olan babasının da evlenip çocuk sahibi olduktan sonra üniversiteye geri dönerek Endüstri Mühendisi olduğunu belirten Utkan, “Eğitim aşkı bizde aileden geliyor. Annem ortaokul Türkçe öğretmeni, babam Endüstri Mühendisi. Ama ben babamın teknisyen olarak çalışırken üniversiteye yeniden başlayıp ders çalıştığını hatırlıyorum. Babamı kendime rol model olarak aldım” ifadelerini kullandı.
Mezuniyet töreninde Meslek Yüksekokulu öğrencileri adına konuşma yapan Utkan, Şeref Kütüğüne de yıldız çaktı.
Son Güncelleme: Çarşamba, 24 Haziran 2015 14:14
Gösterim: 1209
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğrenim gören tek yumurta ikizlerinden Kürşat Karaman birincilikle mezun olurken, kardeşi Fatih ise üçüncü olarak diploma aldı.
Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Tıp Fakültesinde birlikte öğrenim gören tek yumurta ikizlerinden Kürşat Karaman birincilikle mezun olurken, kardeşi Fatih Karaman ise üçüncü olarak diploma aldı.
BEÜ Farabi Kampüsü Spor Salonu'nda düzenlenen törende, 50 öğrenci mezuniyet heyecanı yaşadı.
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, diplomalarını alan öğrencilerinin ülkenin sağlık ordusuna katılacağını söyledi. Bayraktaroğlu, fakülte olarak her zaman insan haklarını gözeten, milli ve manevi değerlere bağlı, ekip ruhuna sahip, araştırmacı, sosyal ilişkileri güçlü ve yüksek donanımlı bireyler olarak öğrencilerini yetiştirmeyi hedeflediklerini dile getirdi.
Konuşmanın ardından dereceye giren öğrenciler, isimleri okunarak diploma, plaket ve ödüllerinin verilmesi için oluşturulan platforma davet edildi. Tek yumurta ikizlerinden okul birincisi Kürşat Karaman, üçüncü olan kardeşi Fatih Karaman ve ikincilikle mezun olan Ceyda Gündüzoğlu büyük sevinç yaşadı.
Fakülte birincisi Kürşat Karaman’a diplomasını vermek için platforma çıkan Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir ikizleri karıştırdı. Akdemir'in, Kürşat Karaman'ın diplomasını kardeşi Fatih Karaman'a vermek üzereyken görevliler tarafından uyarılması ilginç görüntüler oluşturdu.
Diplomasını alan Kürşat Karaman’ın mezuniyet kütüğüne plaket çakmasının ardından öğrenciler hekimlik yemini etti. Bazı öğrencilerin "Sağlıkta Şiddete Hayır" yazılı pankart açtığı tören, keplerin atılmasıyla sona erdi.
Aramızda rekabet yok
Kürşat Karaman (24), törenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, fakülteye başladıkları günlerde arkadaşları tarafından ikiziyle sürekli karıştırıldıklarını anlattı.
İkiziyle aralarında rekabet olmadığını vurgulayan Kürşat Karaman, "Lisede de kardeşimin önündeydim ama üniversite sınavında beni bir puanla geçmişti. Aramızda geride kalma ya da önde olma gibi bir durum olmadı. Aksine bu durum bizi daha da geliştiriyor. Bilmediğimiz şeyleri iyi öğrenmemizi sağlıyor. Hekimlik hayatımızda aynı branşı şu an için düşünmüyoruz ama aynı hastane ya da aynı eğitim kurumunda çalışmak hedeflerimiz arasında" diye konuştu.
Fatih Karaman da kardeşiyle her zaman birbirlerine destek olduklarını, okuldan dereceyle mezun olmanın sevincini yaşadıklarını ifade etti.
Kürşat ve Fatih'in emekli astsubay babaları Yunus Karaman ise tarif edilemeyecek bir mutluluk içerisinde olduğunu ve çocuklarıyla gurur duyduğunu kaydetti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesinde öğrenim gören tek yumurta ikizlerinden Kürşat Karaman birincilikle mezun olurken, kardeşi Fatih ise üçüncü olarak diploma aldı.
Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Tıp Fakültesinde birlikte öğrenim gören tek yumurta ikizlerinden Kürşat Karaman birincilikle mezun olurken, kardeşi Fatih Karaman ise üçüncü olarak diploma aldı.
BEÜ Farabi Kampüsü Spor Salonu'nda düzenlenen törende, 50 öğrenci mezuniyet heyecanı yaşadı.
Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu mezuniyet töreninde yaptığı konuşmada, diplomalarını alan öğrencilerinin ülkenin sağlık ordusuna katılacağını söyledi. Bayraktaroğlu, fakülte olarak her zaman insan haklarını gözeten, milli ve manevi değerlere bağlı, ekip ruhuna sahip, araştırmacı, sosyal ilişkileri güçlü ve yüksek donanımlı bireyler olarak öğrencilerini yetiştirmeyi hedeflediklerini dile getirdi.
Konuşmanın ardından dereceye giren öğrenciler, isimleri okunarak diploma, plaket ve ödüllerinin verilmesi için oluşturulan platforma davet edildi. Tek yumurta ikizlerinden okul birincisi Kürşat Karaman, üçüncü olan kardeşi Fatih Karaman ve ikincilikle mezun olan Ceyda Gündüzoğlu büyük sevinç yaşadı.
Fakülte birincisi Kürşat Karaman’a diplomasını vermek için platforma çıkan Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir ikizleri karıştırdı. Akdemir'in, Kürşat Karaman'ın diplomasını kardeşi Fatih Karaman'a vermek üzereyken görevliler tarafından uyarılması ilginç görüntüler oluşturdu.
Diplomasını alan Kürşat Karaman’ın mezuniyet kütüğüne plaket çakmasının ardından öğrenciler hekimlik yemini etti. Bazı öğrencilerin "Sağlıkta Şiddete Hayır" yazılı pankart açtığı tören, keplerin atılmasıyla sona erdi.
Aramızda rekabet yok
Kürşat Karaman (24), törenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, fakülteye başladıkları günlerde arkadaşları tarafından ikiziyle sürekli karıştırıldıklarını anlattı.
İkiziyle aralarında rekabet olmadığını vurgulayan Kürşat Karaman, "Lisede de kardeşimin önündeydim ama üniversite sınavında beni bir puanla geçmişti. Aramızda geride kalma ya da önde olma gibi bir durum olmadı. Aksine bu durum bizi daha da geliştiriyor. Bilmediğimiz şeyleri iyi öğrenmemizi sağlıyor. Hekimlik hayatımızda aynı branşı şu an için düşünmüyoruz ama aynı hastane ya da aynı eğitim kurumunda çalışmak hedeflerimiz arasında" diye konuştu.
Fatih Karaman da kardeşiyle her zaman birbirlerine destek olduklarını, okuldan dereceyle mezun olmanın sevincini yaşadıklarını ifade etti.
Kürşat ve Fatih'in emekli astsubay babaları Yunus Karaman ise tarif edilemeyecek bir mutluluk içerisinde olduğunu ve çocuklarıyla gurur duyduğunu kaydetti.
Son Güncelleme: Çarşamba, 17 Haziran 2015 14:11
Gösterim: 1525