Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Sakarya Üniversitesi’ne (SAÜ) çeşitli birimlerde görevlendirilmek üzere 12 profesör, 4 doçent ve 16 yardımcı doçent alınacak

Sakarya Üniversitesine (SAÜ) çeşitli birimlerde görevlendirilmek üzere 12 profesör, 4 doçent ve 16 yardımcı doçent alınacak. 

SAÜ'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Mühendislik Fakültesinde 2 profesör, 1 doçent ve 4 yardımcı doçent, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde 2 profesör, 1 doçent, Teknoloji Fakültesinde 1 doçent, Eğitim Fakültesinde 1 profesör, 1 doçent, Fen-Edebiyat Fakültesinde 1 profesör ve 1 yardımcı doçent istihdam edilecek. 

Tıp Fakültesine 4 profesör, Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesine 1 yardımcı doçent, İşletme Fakültesine 3 yardımcı doçent, İlahiyat Fakültesine 1 profesör, 1 yardımcı doçent, İletişim Fakültesine 2 yardımcı doçent, Hukuk Fakültesine 1 yardımcı doçent, Devlet Konservatuarına 1 profesör, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokuluna 2 yardımcı doçent, Kaynarca Meslek Yüksekokuluna 1 yardımcı doçent alınacak. 

Adayların gerekli belgelerle 13 Ocak'a kadar rektörlüğe müracaat etmesi grekiyor.

> Sakarya Üniversitesi akademik personel alacak

Sakarya Üniversitesi’ne (SAÜ) çeşitli birimlerde görevlendirilmek üzere 12 profesör, 4 doçent ve 16 yardımcı doçent alınacak

Sakarya Üniversitesine (SAÜ) çeşitli birimlerde görevlendirilmek üzere 12 profesör, 4 doçent ve 16 yardımcı doçent alınacak. 

SAÜ'den yapılan yazılı açıklamaya göre, Mühendislik Fakültesinde 2 profesör, 1 doçent ve 4 yardımcı doçent, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde 2 profesör, 1 doçent, Teknoloji Fakültesinde 1 doçent, Eğitim Fakültesinde 1 profesör, 1 doçent, Fen-Edebiyat Fakültesinde 1 profesör ve 1 yardımcı doçent istihdam edilecek. 

Tıp Fakültesine 4 profesör, Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesine 1 yardımcı doçent, İşletme Fakültesine 3 yardımcı doçent, İlahiyat Fakültesine 1 profesör, 1 yardımcı doçent, İletişim Fakültesine 2 yardımcı doçent, Hukuk Fakültesine 1 yardımcı doçent, Devlet Konservatuarına 1 profesör, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokuluna 2 yardımcı doçent, Kaynarca Meslek Yüksekokuluna 1 yardımcı doçent alınacak. 

Adayların gerekli belgelerle 13 Ocak'a kadar rektörlüğe müracaat etmesi grekiyor.

Son Güncelleme: Salı, 31 Aralık 2013 11:33

Gösterim: 1487

"Bülent Ecevit Üniversitesinin (BEÜ) Zonguldak'a Etkileri ve Şehrin Üniversite Algısı" araştırması sonucunda, üniversitenin kentin ekonomik, kültürel ve sosyal yaşamını olumlu etkilediği tespit edildi.

BEÜ Sosyoloji Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hasan Sankır,  kentin 10 mahallesinde 811 kişiyle yapılan anket çalışmasının değerlendirildiği araştırmayla ilgili rektörlük salonunda düzenlenen toplantıda sunum yaptı.

Araştırmaya göre, Zonguldak halkı ve BEÜ arasında güçlü etkileşim bulunduğu ve halkın üniversitenin şehre katkılarının farkında olduğu ortaya çıktı. Katılımcıların yüzde 85'i üniversitenin ekonomik yaşamı olumlu etkilediğini, yüzde 56'sı da işsizliğin azalmasını sağladığını belirtti.

"Zonguldak halkı BEÜ sayesinde kentin büyümesinden ve gelişmesinden memnundur" ifadesini katılımcıların yüzde 85'inin onayladığı araştırmada, üniversitenin şehre sosyal ve kültürel canlılık getirdiği görüşü de öne çıktı.

Katılımcıların yüzde 85'i de "Bir öğrenciye komşuluk etmek beni rahatsız etmez" düşüncesine onay verdi. 

Araştırmada, eğitim düzeyi yükseldikçe üniversitede verilen eğitimin kalitesine daha fazla güvenildiği düşüncesi öne çıktı.

"Üniversite çok büyüdü"

BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, toplantıda yaptığı konuşmada, üniversitenin en büyük handikaplarından birisinin 11 kampüste hizmet vermesi olduğunu söyledi.

Araştırmayı her yıl tekrarlayacaklarını anlatan Özer, "Bölgesel anket çalışmaları da yapacağız. Başlattığımız üç araştırmadan ilkini tamamladık. Göç konusu ile intihar vakalarına ilişkin araştırmamızın saha araştırmaları bitti, raporlamasını arkadaşlarımız yapıyor" dedi.

Özer, araştırmadan üniversitenin çıkaracağı dersler olduğunu, kente yaşayan insanların sorunlarını önemsediklerini dile getirerek, "Üniversitemiz her açıdan çok büyüdü. Geçmişte 9 ülkeden 40 yabancı uyruklu öğrenci varken, şu anda  38 ülkeden 236 öğrencimiz var. Sayı katlanarak aratacak. Yabancı uyruklu 5 öğretim üyesi de BEÜ'ye geliyor. Yatırımlarımız da çok büyük oranda arttı" ifadesini kullandı. 

Sağlık turizmi hedefi

Üniversitenin öğretim üyesi sayısını büyük oranda artırdıklarını, bunun en temel nedeninin kadroların verilmesinin yanı sıra bilimsel araştırmalara sağlanan destekler olduğunu vurgulayan Özer, BEÜ'de kültürel, sanatsal ve sosyal etkinliklerinin de her geçen gün fazlalaştığını belirtti.

Özer, sağlık hizmetlerinde asıl hedeflerinin sağlık turizmi olduğunu işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sağlıkta 3 hedefimiz var. Birincisi, kanserde referans merkezi olmak. İkincisi, diyabet ve obezite merkezi açmak. Türkiye'de kamuya bağlı bu açıdan ilk merkezi yapıyoruz. Üçüncüsü ise geriatri ve fizyoterapi merkezidir. Bu şehir yaşlı bir nüfusa sahip. Geriatri bu açıdan önemli. Bunları tamamladığımızda sadece Almanya'da bana verilen bilgiye göre 325 bin Zonguldaklı var. Onların sağlık hizmetini burada almasıyla ilgili gerekli çalışmayı yapacağız. Hedefimiz budur. "

> Üniversiteler, kenti ekonomik, kültürel ve sosyal yönden olumlu etkiliyor

"Bülent Ecevit Üniversitesinin (BEÜ) Zonguldak'a Etkileri ve Şehrin Üniversite Algısı" araştırması sonucunda, üniversitenin kentin ekonomik, kültürel ve sosyal yaşamını olumlu etkilediği tespit edildi.

BEÜ Sosyoloji Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hasan Sankır,  kentin 10 mahallesinde 811 kişiyle yapılan anket çalışmasının değerlendirildiği araştırmayla ilgili rektörlük salonunda düzenlenen toplantıda sunum yaptı.

Araştırmaya göre, Zonguldak halkı ve BEÜ arasında güçlü etkileşim bulunduğu ve halkın üniversitenin şehre katkılarının farkında olduğu ortaya çıktı. Katılımcıların yüzde 85'i üniversitenin ekonomik yaşamı olumlu etkilediğini, yüzde 56'sı da işsizliğin azalmasını sağladığını belirtti.

"Zonguldak halkı BEÜ sayesinde kentin büyümesinden ve gelişmesinden memnundur" ifadesini katılımcıların yüzde 85'inin onayladığı araştırmada, üniversitenin şehre sosyal ve kültürel canlılık getirdiği görüşü de öne çıktı.

Katılımcıların yüzde 85'i de "Bir öğrenciye komşuluk etmek beni rahatsız etmez" düşüncesine onay verdi. 

Araştırmada, eğitim düzeyi yükseldikçe üniversitede verilen eğitimin kalitesine daha fazla güvenildiği düşüncesi öne çıktı.

"Üniversite çok büyüdü"

BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, toplantıda yaptığı konuşmada, üniversitenin en büyük handikaplarından birisinin 11 kampüste hizmet vermesi olduğunu söyledi.

Araştırmayı her yıl tekrarlayacaklarını anlatan Özer, "Bölgesel anket çalışmaları da yapacağız. Başlattığımız üç araştırmadan ilkini tamamladık. Göç konusu ile intihar vakalarına ilişkin araştırmamızın saha araştırmaları bitti, raporlamasını arkadaşlarımız yapıyor" dedi.

Özer, araştırmadan üniversitenin çıkaracağı dersler olduğunu, kente yaşayan insanların sorunlarını önemsediklerini dile getirerek, "Üniversitemiz her açıdan çok büyüdü. Geçmişte 9 ülkeden 40 yabancı uyruklu öğrenci varken, şu anda  38 ülkeden 236 öğrencimiz var. Sayı katlanarak aratacak. Yabancı uyruklu 5 öğretim üyesi de BEÜ'ye geliyor. Yatırımlarımız da çok büyük oranda arttı" ifadesini kullandı. 

Sağlık turizmi hedefi

Üniversitenin öğretim üyesi sayısını büyük oranda artırdıklarını, bunun en temel nedeninin kadroların verilmesinin yanı sıra bilimsel araştırmalara sağlanan destekler olduğunu vurgulayan Özer, BEÜ'de kültürel, sanatsal ve sosyal etkinliklerinin de her geçen gün fazlalaştığını belirtti.

Özer, sağlık hizmetlerinde asıl hedeflerinin sağlık turizmi olduğunu işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Sağlıkta 3 hedefimiz var. Birincisi, kanserde referans merkezi olmak. İkincisi, diyabet ve obezite merkezi açmak. Türkiye'de kamuya bağlı bu açıdan ilk merkezi yapıyoruz. Üçüncüsü ise geriatri ve fizyoterapi merkezidir. Bu şehir yaşlı bir nüfusa sahip. Geriatri bu açıdan önemli. Bunları tamamladığımızda sadece Almanya'da bana verilen bilgiye göre 325 bin Zonguldaklı var. Onların sağlık hizmetini burada almasıyla ilgili gerekli çalışmayı yapacağız. Hedefimiz budur. "

Son Güncelleme: Çarşamba, 25 Aralık 2013 09:44

Gösterim: 1721

Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Naci Gündoğan atandı

Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne, Yükseköğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından Prof. Dr. Naci Gündoğan'ın atandığı bildirildi. 

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül'ün, Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne, Anayasa'nın 130'uncu ve Yükseköğretim Kanunu'nun 13'üncü maddeleri uyarınca Yükseköğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından Prof. Dr. Naci Gündoğan'ı atadığı belirtildi.

> Anadolu Üniversitesi Rektörlüğü'ne Prof. Dr. Naci Gündoğan atandı

Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne Prof. Dr. Naci Gündoğan atandı

Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne, Yükseköğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından Prof. Dr. Naci Gündoğan'ın atandığı bildirildi. 

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Gül'ün, Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne, Anayasa'nın 130'uncu ve Yükseköğretim Kanunu'nun 13'üncü maddeleri uyarınca Yükseköğretim Kurulunun önerdiği adaylar arasından Prof. Dr. Naci Gündoğan'ı atadığı belirtildi.

Son Güncelleme: Cumartesi, 21 Aralık 2013 14:13

Gösterim: 1592

Yeditepe Üniversitesi, Pilotaj Yüksek Lisans programını ikinci başvuruları 2-17 Ocak 2014 tarihileri arasında yapılacak.

Yeditepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Pilotaj Yüksek Lisans Programı, Atlantik Uçuş Akademisi (AFA) işbirliği ile sektöre donanımlı pilotlar yetiştirmeyi hedefliyor. Prof. Dr. Mesut Hakkı Çaşın yönetiminde hayata geçirilen program, 2-17 Ocak 2014 tarihleri arasında ikinci başvurularını gerçekleştirecek. Programa katılarak, yüksek lisans eğitimlerini tamamlayan pilot adayları, profesyonel havayolu pilotu eğitimi almış olacak. Öğrencilerin alacağı tüm uçuş eğitimleri ise Atlantik Uçuş Okulu (AFA) tarafından verilecek. Uçuşlar Çorlu – Tekirdağ Havalimanı’nda, simülatör uçuşları ise AFA eğitim binası Florya’da yapılacak.

Geleceğin pilotlarını yetiştirmeyi hedefleyen Yeditepe Üniversitesi, sahip olduğu güçlü akademik kadrosu, bilgi ve birikimiyle teorik ve uygulamalı havacılık nosyonu ile donatılan, dünya havayollarında görev üstlenebilecek, havacılık terminolojisine sahip, havacılık dili İngilizcenin yanı sıra dünyada yükselen Çince, Japonca, Rusça, İspanyolca, Almanca ve Fransızca dillerine de haiz, rekabetçi, özgüveni yüksek, dinamik performansa sahip öğrencileri göklere kazandırıyor.

Programa katılan öğrencilerin ulusal ve uluslararası sivil havacılık standartlarına uygun olarak hazırlanmış eğitim müfredatı ile uluslararası donanımlı ve daha iyi uçuş emniyetine sahip pilotlar olarak mezun olacaklarını belirten Pilotaj Yüksek Lisans Programı Yöneticisi Prof. Dr. Mesut Hakkı Çaşın, öğrencilerin sektöre iyi yetişmiş, profesyonel havacılık mesleğini yüksek performansla icra edebilen seçkin elemanlar olarak katılacağını bildirdi.

Prof. Dr. Çaşın şöyle devam etti; “Pilotaj Yüksek Lisans programı mezunları, kariyerleri başarıyla dolu akademik kadro, seçkin pilot öğretmenler, modern pist, kule ve tesislerle birden fazla kampüste verilen eğitim sonrasında sektörde aranan profesyoneller olacak.”

İki öğrenciye tam burs

Eğitim süresi 2,5 yıl olan Pilotaj Yüksek Lisans programına toplam 24 öğrenci kabul edilecek. Dört yıllık fakültelerden mezun tüm öğrencilerin katılabileceği Pilotaj Yüksek Lisans Programı’nda öncelik mühendislik fakültesi mezunlarına tanınacak. Öğrencilere yönelik yapılacak sınavlar sonucunda iki öğrenci tam burslu olarak eğitim alacak. Programa kabul öncesinde tüm sınav ve mülakatlar İngilizce olarak yapılacak. Programa kabul edilecek öğrencilerin, hiçbir sağlık probleminin ve adli sicil kaydının (hiçbir suça karışmamış) olmaması gerekiyor.

Derslerin tümü İngilizce yapılacak

Bu program Matematik, Fizik, Elektrik, Makine, Bilgisayar, Hukuk, Yönetim ve İktisat bilim dallarına yayılan interdisipliner nitelikli bir tezsiz yüksek lisans programıdır. Bu programa başlayan öğrenciler, pilotaj bilgi ve yeteneklerinin yanı sıra, aerodinamik, risk yönetimi, hukuk, işletme, havacılık güvenliği, liderlik,  analiz ve problem çözme yeteneği ile donatılmış akademik bilgi ve beceri kazanacak. Dersler İngilizce olup, öğrenciler seçmeli ikinci bir yabancı dil bilgisi eğitimi alarak mezun olacak.

> Yeditepe Üniversitesi Pilotaj Yüksek Lisans programı başvuruları başlıyor

Yeditepe Üniversitesi, Pilotaj Yüksek Lisans programını ikinci başvuruları 2-17 Ocak 2014 tarihileri arasında yapılacak.

Yeditepe Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Pilotaj Yüksek Lisans Programı, Atlantik Uçuş Akademisi (AFA) işbirliği ile sektöre donanımlı pilotlar yetiştirmeyi hedefliyor. Prof. Dr. Mesut Hakkı Çaşın yönetiminde hayata geçirilen program, 2-17 Ocak 2014 tarihleri arasında ikinci başvurularını gerçekleştirecek. Programa katılarak, yüksek lisans eğitimlerini tamamlayan pilot adayları, profesyonel havayolu pilotu eğitimi almış olacak. Öğrencilerin alacağı tüm uçuş eğitimleri ise Atlantik Uçuş Okulu (AFA) tarafından verilecek. Uçuşlar Çorlu – Tekirdağ Havalimanı’nda, simülatör uçuşları ise AFA eğitim binası Florya’da yapılacak.

Geleceğin pilotlarını yetiştirmeyi hedefleyen Yeditepe Üniversitesi, sahip olduğu güçlü akademik kadrosu, bilgi ve birikimiyle teorik ve uygulamalı havacılık nosyonu ile donatılan, dünya havayollarında görev üstlenebilecek, havacılık terminolojisine sahip, havacılık dili İngilizcenin yanı sıra dünyada yükselen Çince, Japonca, Rusça, İspanyolca, Almanca ve Fransızca dillerine de haiz, rekabetçi, özgüveni yüksek, dinamik performansa sahip öğrencileri göklere kazandırıyor.

Programa katılan öğrencilerin ulusal ve uluslararası sivil havacılık standartlarına uygun olarak hazırlanmış eğitim müfredatı ile uluslararası donanımlı ve daha iyi uçuş emniyetine sahip pilotlar olarak mezun olacaklarını belirten Pilotaj Yüksek Lisans Programı Yöneticisi Prof. Dr. Mesut Hakkı Çaşın, öğrencilerin sektöre iyi yetişmiş, profesyonel havacılık mesleğini yüksek performansla icra edebilen seçkin elemanlar olarak katılacağını bildirdi.

Prof. Dr. Çaşın şöyle devam etti; “Pilotaj Yüksek Lisans programı mezunları, kariyerleri başarıyla dolu akademik kadro, seçkin pilot öğretmenler, modern pist, kule ve tesislerle birden fazla kampüste verilen eğitim sonrasında sektörde aranan profesyoneller olacak.”

İki öğrenciye tam burs

Eğitim süresi 2,5 yıl olan Pilotaj Yüksek Lisans programına toplam 24 öğrenci kabul edilecek. Dört yıllık fakültelerden mezun tüm öğrencilerin katılabileceği Pilotaj Yüksek Lisans Programı’nda öncelik mühendislik fakültesi mezunlarına tanınacak. Öğrencilere yönelik yapılacak sınavlar sonucunda iki öğrenci tam burslu olarak eğitim alacak. Programa kabul öncesinde tüm sınav ve mülakatlar İngilizce olarak yapılacak. Programa kabul edilecek öğrencilerin, hiçbir sağlık probleminin ve adli sicil kaydının (hiçbir suça karışmamış) olmaması gerekiyor.

Derslerin tümü İngilizce yapılacak

Bu program Matematik, Fizik, Elektrik, Makine, Bilgisayar, Hukuk, Yönetim ve İktisat bilim dallarına yayılan interdisipliner nitelikli bir tezsiz yüksek lisans programıdır. Bu programa başlayan öğrenciler, pilotaj bilgi ve yeteneklerinin yanı sıra, aerodinamik, risk yönetimi, hukuk, işletme, havacılık güvenliği, liderlik,  analiz ve problem çözme yeteneği ile donatılmış akademik bilgi ve beceri kazanacak. Dersler İngilizce olup, öğrenciler seçmeli ikinci bir yabancı dil bilgisi eğitimi alarak mezun olacak.

Son Güncelleme: Salı, 24 Aralık 2013 09:18

Gösterim: 2931

İstanbul Üniversitesi Çapa ve Cerrahpaşa Yerleşkeleri’nin tapuları alındı

İstanbul Üniversitesi Çapa ve Cerrahpaşa Kampüslerinin tapuları alındı. İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet’in başlattığı kapsamlı dönüşüm bağlamında İstanbul Üniversitesi mevcut arazileri dışında 61.000 m2 yeni araziye kavuşurken iki büyük yerleşkesinin de (Çapa ve Cerrahpaşa) tamamen sahibi oldu.

Özellikle tapusu olmayan yerleşkelerindeki bürokratik sorunları uzun uğraşlar sonucu çözen İstanbul Üniversitesi, 2013 itibariyle tüm tapularını almış durumda. Özellikle Çapa, Cerrahpaşa, Avcılar ve Beyazıt Yerleşkelerinde yıllardır devam eden tapu sorunu beş yılda binlerce imza sonucunda çözüldü. Kamuya, kişilere, İBB’ye ait olan tapular yoğun çalışma ve takip ile görüşülerek İstanbul Üniversitesi’ne kazandırıldı.

İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet’in “hayatımın projesi” dediği zorlu süreçle ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu:

“Aslında kâğıt parçası gibi duruyor ama bunun arkasında o kadar büyük bir emek var ki. Bizim için bir hayaldi. O hayal; Cerrahpaşa ve Çapa’nın o eski binalarının yıkılıp yeniden yapılması. Ne kadar zor bir hayale talip olduğumuzu çok çabuk anladık. İşe tapu ile başladık ama bu başlangıç pek moralli olmadı. Bu işin bu kadar uzun süreceğini; bu kadar zor bir takım adımların atılması gerektiğini de bilmiyorduk doğrusu. Bunu bir şampiyonluk kupası gibi görüyorum. Şampiyon arkadaşların başında kaptan Oğuz Hocam, ikinci kaptan Cemil Bey ve idari mali işler de dahil olmak üzere genel sekreterimiz, bütün rektör yardımcılarımız herkes doğrusu çok büyük emek verdi buna. Ben emeği geçen arkadaşlara başta takım kaptanımız Oğuz Bey olmak üzere hepsine yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar. Allah tamamına erdirsin arkadaşlar.

Abarttığımızı düşünmüyorum çünkü bu şu demek: Bundan sonra İstanbul Üniversitesi iki tane kampüsünün tümüyle sahibi. Nasıl istiyorsa öyle tasarrufta bulunabilir. Ama biz bununla inşallah yetinmeyeceğiz. Bizim esas hayalimiz tapular değildi onun üzerindeki binalardı. Allah bizlere hepimize o binalarında yapılmaya başlandığını gösterir, bittiğini de inşallah görürüz. Bir kısmımız içinde çalışır, bir kısmımız ziyaretçi olarak gider. Ama inşallah o günleri de görürüz.

Burada bence çok önemli olan madde şu Çapa, Cerrahpaşa, Avcılar Güney ve Kuzey ve diğer yerleşkelerde üniversite adına inşa edilecek yapıların ihalesi TOKİ’ye verilmiştir.”

Çapa Ve Cerrahpaşa’yı Yerinde İnşa Edeceğiz

“İstanbul Üniversitesi tarihî bir kurum ve bunun da etkisiyle çok sayıda eski, hatta deprem güvenliği açısından riskli binaya sahip. Üstelik sahip olduğumuz mekânlardan bazılarının tapusu ve ruhsatı yok. Son beş yıldır birçok kurumla yakın diyalog ve iş birliği içinde, sıkı bir çalışma yaparak, bizim olduğu halde kâğıt üzerinde bize ait olmayan yüzlerce mekânımıza tapu aldık. Bu projelerden en büyüğü, aynı zamanda Türkiye’nin de en büyük projelerinden birisi olan ‘Çapa ve Cerrahpaşa Yerleşkelerimizin Yerinde Yeniden Yenilenmesi’ İki tane ‘Dünya Hastanesi’ ve ‘Dünya Sağlık Yerleşkesi’ yapmaya çalışıyoruz. Bu projelerin hayata geçirilmesi ve tamamlanması gibi bir misyonum olduğunu düşünüyorum. Hekimlerin, hastaların, hasta yakınlarının, öğrencilerin ve çalışanların rahat edebilecekleri, modern ve depreme dayanıklı binalar yapmayı hedefliyoruz.

Kamulaştırma kapsamında hak sahiplerine bu toplamda 25 milyon TL ücret ödendi. Kamulaştırmaların ardından tapular alındı ve inşaat yapılabilmesi için ilgili koruma kurulu, belediye, kadastro ve tapuda yaklaşık her tapu için 120 imzadan geçen tapu tevhit işlemleri tamamlanarak tapular birleştirildi.

Çapa ve Cerrahpaşa Projesi hazırlanırken bilimsel bir çalışma yaptık. Danışmanlık hizmeti alarak ve dünyadaki başarılı örnekleri de inceleyerek, hem bugünün hem de geleceğin tıp fakültesi hastanesi nasıl olmalı sorusuna yanıt aradık. İstanbul’u, Türkiye’yi, İstanbul Üniversitesi’nin marka değerini, Cerrahpaşa ve Çapa çevresindeki mikro ekonomik hareketlerin ulaşım imkânlarını, denize olan yakınlığını, afet durumunda ortaya çıkabilecek riskleri de dikkate alarak projeleri hazırladık. Bu konuda devlet kurumlarımızla çok sayıda görüşme yaptık. Onlar da yerinde yeniden yapılanma konusunda ikna oldular. Başbakanımız da projenin TOKİ ile yapılması konusunda talimat verdi. Ardından hemen çalışmalara başladık. Şu anda da bu çalışmalar hızla devam ediyor.”

> İstanbul Üniversitesi’nde tapu sevinci

İstanbul Üniversitesi Çapa ve Cerrahpaşa Yerleşkeleri’nin tapuları alındı

İstanbul Üniversitesi Çapa ve Cerrahpaşa Kampüslerinin tapuları alındı. İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet’in başlattığı kapsamlı dönüşüm bağlamında İstanbul Üniversitesi mevcut arazileri dışında 61.000 m2 yeni araziye kavuşurken iki büyük yerleşkesinin de (Çapa ve Cerrahpaşa) tamamen sahibi oldu.

Özellikle tapusu olmayan yerleşkelerindeki bürokratik sorunları uzun uğraşlar sonucu çözen İstanbul Üniversitesi, 2013 itibariyle tüm tapularını almış durumda. Özellikle Çapa, Cerrahpaşa, Avcılar ve Beyazıt Yerleşkelerinde yıllardır devam eden tapu sorunu beş yılda binlerce imza sonucunda çözüldü. Kamuya, kişilere, İBB’ye ait olan tapular yoğun çalışma ve takip ile görüşülerek İstanbul Üniversitesi’ne kazandırıldı.

İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet’in “hayatımın projesi” dediği zorlu süreçle ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu:

“Aslında kâğıt parçası gibi duruyor ama bunun arkasında o kadar büyük bir emek var ki. Bizim için bir hayaldi. O hayal; Cerrahpaşa ve Çapa’nın o eski binalarının yıkılıp yeniden yapılması. Ne kadar zor bir hayale talip olduğumuzu çok çabuk anladık. İşe tapu ile başladık ama bu başlangıç pek moralli olmadı. Bu işin bu kadar uzun süreceğini; bu kadar zor bir takım adımların atılması gerektiğini de bilmiyorduk doğrusu. Bunu bir şampiyonluk kupası gibi görüyorum. Şampiyon arkadaşların başında kaptan Oğuz Hocam, ikinci kaptan Cemil Bey ve idari mali işler de dahil olmak üzere genel sekreterimiz, bütün rektör yardımcılarımız herkes doğrusu çok büyük emek verdi buna. Ben emeği geçen arkadaşlara başta takım kaptanımız Oğuz Bey olmak üzere hepsine yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olsunlar. Allah tamamına erdirsin arkadaşlar.

Abarttığımızı düşünmüyorum çünkü bu şu demek: Bundan sonra İstanbul Üniversitesi iki tane kampüsünün tümüyle sahibi. Nasıl istiyorsa öyle tasarrufta bulunabilir. Ama biz bununla inşallah yetinmeyeceğiz. Bizim esas hayalimiz tapular değildi onun üzerindeki binalardı. Allah bizlere hepimize o binalarında yapılmaya başlandığını gösterir, bittiğini de inşallah görürüz. Bir kısmımız içinde çalışır, bir kısmımız ziyaretçi olarak gider. Ama inşallah o günleri de görürüz.

Burada bence çok önemli olan madde şu Çapa, Cerrahpaşa, Avcılar Güney ve Kuzey ve diğer yerleşkelerde üniversite adına inşa edilecek yapıların ihalesi TOKİ’ye verilmiştir.”

Çapa Ve Cerrahpaşa’yı Yerinde İnşa Edeceğiz

“İstanbul Üniversitesi tarihî bir kurum ve bunun da etkisiyle çok sayıda eski, hatta deprem güvenliği açısından riskli binaya sahip. Üstelik sahip olduğumuz mekânlardan bazılarının tapusu ve ruhsatı yok. Son beş yıldır birçok kurumla yakın diyalog ve iş birliği içinde, sıkı bir çalışma yaparak, bizim olduğu halde kâğıt üzerinde bize ait olmayan yüzlerce mekânımıza tapu aldık. Bu projelerden en büyüğü, aynı zamanda Türkiye’nin de en büyük projelerinden birisi olan ‘Çapa ve Cerrahpaşa Yerleşkelerimizin Yerinde Yeniden Yenilenmesi’ İki tane ‘Dünya Hastanesi’ ve ‘Dünya Sağlık Yerleşkesi’ yapmaya çalışıyoruz. Bu projelerin hayata geçirilmesi ve tamamlanması gibi bir misyonum olduğunu düşünüyorum. Hekimlerin, hastaların, hasta yakınlarının, öğrencilerin ve çalışanların rahat edebilecekleri, modern ve depreme dayanıklı binalar yapmayı hedefliyoruz.

Kamulaştırma kapsamında hak sahiplerine bu toplamda 25 milyon TL ücret ödendi. Kamulaştırmaların ardından tapular alındı ve inşaat yapılabilmesi için ilgili koruma kurulu, belediye, kadastro ve tapuda yaklaşık her tapu için 120 imzadan geçen tapu tevhit işlemleri tamamlanarak tapular birleştirildi.

Çapa ve Cerrahpaşa Projesi hazırlanırken bilimsel bir çalışma yaptık. Danışmanlık hizmeti alarak ve dünyadaki başarılı örnekleri de inceleyerek, hem bugünün hem de geleceğin tıp fakültesi hastanesi nasıl olmalı sorusuna yanıt aradık. İstanbul’u, Türkiye’yi, İstanbul Üniversitesi’nin marka değerini, Cerrahpaşa ve Çapa çevresindeki mikro ekonomik hareketlerin ulaşım imkânlarını, denize olan yakınlığını, afet durumunda ortaya çıkabilecek riskleri de dikkate alarak projeleri hazırladık. Bu konuda devlet kurumlarımızla çok sayıda görüşme yaptık. Onlar da yerinde yeniden yapılanma konusunda ikna oldular. Başbakanımız da projenin TOKİ ile yapılması konusunda talimat verdi. Ardından hemen çalışmalara başladık. Şu anda da bu çalışmalar hızla devam ediyor.”

Son Güncelleme: Cuma, 20 Aralık 2013 11:54

Gösterim: 1286


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.