Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Ders kitapları hazırlanırken Atatürk ilke ve inkılapları ile bilimsel ilkelerin dikkate alınmayacak olması, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'e soruldu.

KONEXPO fuarı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer, bir gazetecinin, milli eğitimle ilgili bir yönetmelikte 'Atatürk ilkelerine uygunluk' ibaresinin çıkarılmasıyla ilgili sorusu üzerine şunları söyledi:

'Bu her şeyden önce doğru bir tespit değil. Yönetmeliği tam olarak okursanız ve doğru analiz ederseniz, oradaki ilk hüküm anayasaya ve kanunlara uygunluktur. Daha önceki yönetmenlikte bu ibare olmasına rağmen birçok madde pekiştirme olarak yazılmıştı. Bu teknik olarak doğru bir şey değildi. Anayasada, kanunlarda var olan bir şeyi bir başka kanuna, yönetmeliğe ayrı ayrı yazmanın bir mantığı olabilir mi, yaptığınız işin niteliğini değiştirmek gibi bir sonuç doğurur mu? Bizim yönetmeliğimizde anayasaya ve kanunlara uygunluk esastır. Ve bizi ilgilendiren bütün kanunlarda yazılı olan düzenlemeler ve hukuk bizim için bağlayıcıdır.'

"Öğretmen olmak daha da zor olacak"

Dinçer, öğretmen alımlarıyla ilgili bir soru üzerine, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu yıl 57 bin öğretmen aldığını hatırlattı.

Dinçer, 'Hükümet olarak elimizden geleni yapıyoruz. Kim daha başarılıysa onu alacak bir sistem kurguluyoruz. Önümüzdeki yıl alan sınavı da yapacağız. Bundan sonra öğretmen olmak daha da zor olacak' diye konuştu.

Öğretmenlikte yaklaşık 140 alan olduğunu vurgulayan Dinçer, 'Biz, hiç kimsenin başkasının yerine geçeceği bir düzenleme yapmıyoruz. Herkesin hakkını, yerini, kendi yerinde koruyor, kontenjanları belirlerken de ona göre belirliyoruz' dedi.

Bu yıl bakanlık olarak 160 bin öğretmene ihtiyaç duyduklarını ancak hükümetten bunun tamamını alamadıklarını belirten Dinçer, şöyle devam etti:

'Bütün illerde ve bütün o 140'a yakın alanda yüzde 25 oranında öğretmen aldık. Bir mesleki alanı koruyarak, daha fazla kontenjan vererek toplumda adaleti sağlayamayız. Herkes objektif bir karar kriteri kullandığımızı bilmeli ve hakkına razı olmalıdır. Herkes ötekinin hakkını kendi üzerine talep ederse adalet sağlanamaz.'

Bir gazetecinin, ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin bu hafta okula başladığını hatırlatıp, yeni yaş uygulamasıyla ilgili bir geri dönüş alıp almadıklarını sorması üzerine Dinçer, 'Henüz tam bilgileri almadık. Tüm Türkiye'den öğrencilerle ilgili bilgileri aldığımızda sizinle paylaşacağız' yanıtını verdi.

Dershanelerin kapatılması konusu

Dinçer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, dershanelerin kapatılacağı yönündeki açıklamalarıyla ilgili soruya karşılık da 'Çalışmalarımız tamamlandığında sizinle paylaşırız, biraz sabır' dedi.

Dinçer, 5. ve 9. sınıfta okuyanlar dışındaki öğrencilerin Kuran ve Siyer derslerini niçin seçemediklerinin sorulması üzerine de 'Eğer yeni başlayacaksa seçebilirler. Biz 6. 7. ve 8. sınıfların müfredatını oluşturmadık. Normalde onlar için bir imkan veremedik. 5. sınıfta, yeni başlayacak çocukların ders almasına mani bir durum yok. Ama kendi seviyesinde bir ders alamayabilir. Çünkü henüz müfredatımız hazır değil' şeklinde konuştu.

Bakan Dinçer, birinci sınıfa başlayan çocuğunu, üç kardeşinden ayrı bir okula yazdırmak zorunda kaldığını anlatan bir kadına, 'Kardeşleri bir okula gidiyorsa, o kardeşi de o okula alacaklar. Bugün talimat verdim' diyerek, bu konuda genel bir çözümün sağlandığı bilgisini verdi.

Geçen yıl İstanbul'da göreve başlamak için gerekli olan puanı bu yıl aldığını ama İstanbul'a yerleşemediğini söyleyen bir öğretmen adayına da Dinçer, '300 bine yakın öğretmenden birisiniz. Biz içinizden daha başarılı olanları aldık. Daha çok çalışın, gelecek sene sizi de alalım' şeklinde cevap verdi.

> Dinçer, ‘Atatürk'ün silinmesi’ne ne dedi?

Ders kitapları hazırlanırken Atatürk ilke ve inkılapları ile bilimsel ilkelerin dikkate alınmayacak olması, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'e soruldu.

KONEXPO fuarı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer, bir gazetecinin, milli eğitimle ilgili bir yönetmelikte 'Atatürk ilkelerine uygunluk' ibaresinin çıkarılmasıyla ilgili sorusu üzerine şunları söyledi:

'Bu her şeyden önce doğru bir tespit değil. Yönetmeliği tam olarak okursanız ve doğru analiz ederseniz, oradaki ilk hüküm anayasaya ve kanunlara uygunluktur. Daha önceki yönetmenlikte bu ibare olmasına rağmen birçok madde pekiştirme olarak yazılmıştı. Bu teknik olarak doğru bir şey değildi. Anayasada, kanunlarda var olan bir şeyi bir başka kanuna, yönetmeliğe ayrı ayrı yazmanın bir mantığı olabilir mi, yaptığınız işin niteliğini değiştirmek gibi bir sonuç doğurur mu? Bizim yönetmeliğimizde anayasaya ve kanunlara uygunluk esastır. Ve bizi ilgilendiren bütün kanunlarda yazılı olan düzenlemeler ve hukuk bizim için bağlayıcıdır.'

"Öğretmen olmak daha da zor olacak"

Dinçer, öğretmen alımlarıyla ilgili bir soru üzerine, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu yıl 57 bin öğretmen aldığını hatırlattı.

Dinçer, 'Hükümet olarak elimizden geleni yapıyoruz. Kim daha başarılıysa onu alacak bir sistem kurguluyoruz. Önümüzdeki yıl alan sınavı da yapacağız. Bundan sonra öğretmen olmak daha da zor olacak' diye konuştu.

Öğretmenlikte yaklaşık 140 alan olduğunu vurgulayan Dinçer, 'Biz, hiç kimsenin başkasının yerine geçeceği bir düzenleme yapmıyoruz. Herkesin hakkını, yerini, kendi yerinde koruyor, kontenjanları belirlerken de ona göre belirliyoruz' dedi.

Bu yıl bakanlık olarak 160 bin öğretmene ihtiyaç duyduklarını ancak hükümetten bunun tamamını alamadıklarını belirten Dinçer, şöyle devam etti:

'Bütün illerde ve bütün o 140'a yakın alanda yüzde 25 oranında öğretmen aldık. Bir mesleki alanı koruyarak, daha fazla kontenjan vererek toplumda adaleti sağlayamayız. Herkes objektif bir karar kriteri kullandığımızı bilmeli ve hakkına razı olmalıdır. Herkes ötekinin hakkını kendi üzerine talep ederse adalet sağlanamaz.'

Bir gazetecinin, ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin bu hafta okula başladığını hatırlatıp, yeni yaş uygulamasıyla ilgili bir geri dönüş alıp almadıklarını sorması üzerine Dinçer, 'Henüz tam bilgileri almadık. Tüm Türkiye'den öğrencilerle ilgili bilgileri aldığımızda sizinle paylaşacağız' yanıtını verdi.

Dershanelerin kapatılması konusu

Dinçer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, dershanelerin kapatılacağı yönündeki açıklamalarıyla ilgili soruya karşılık da 'Çalışmalarımız tamamlandığında sizinle paylaşırız, biraz sabır' dedi.

Dinçer, 5. ve 9. sınıfta okuyanlar dışındaki öğrencilerin Kuran ve Siyer derslerini niçin seçemediklerinin sorulması üzerine de 'Eğer yeni başlayacaksa seçebilirler. Biz 6. 7. ve 8. sınıfların müfredatını oluşturmadık. Normalde onlar için bir imkan veremedik. 5. sınıfta, yeni başlayacak çocukların ders almasına mani bir durum yok. Ama kendi seviyesinde bir ders alamayabilir. Çünkü henüz müfredatımız hazır değil' şeklinde konuştu.

Bakan Dinçer, birinci sınıfa başlayan çocuğunu, üç kardeşinden ayrı bir okula yazdırmak zorunda kaldığını anlatan bir kadına, 'Kardeşleri bir okula gidiyorsa, o kardeşi de o okula alacaklar. Bugün talimat verdim' diyerek, bu konuda genel bir çözümün sağlandığı bilgisini verdi.

Geçen yıl İstanbul'da göreve başlamak için gerekli olan puanı bu yıl aldığını ama İstanbul'a yerleşemediğini söyleyen bir öğretmen adayına da Dinçer, '300 bine yakın öğretmenden birisiniz. Biz içinizden daha başarılı olanları aldık. Daha çok çalışın, gelecek sene sizi de alalım' şeklinde cevap verdi.

Son Güncelleme: Cuma, 14 Eylül 2012 14:10

Gösterim: 1750

Oxford Üniversitesi'nden burslu eğitim kazandığını; ancak davet belgesinin annesi tarafından tandırda yakıldığını söyleyerek Türkiye'nin gündemine giren Mardin'li Şeyhmus Kino, şimdi zor günler geçiriyor. Sözlerinin gerçek dışı olduğunun ortaya çıkması üzerine ailesi dahil herkes tarafından kınanan Kino, yaptığından büyük pişmanlık duyuyor.

Haberlere konu olan senaryoyu iki yıldan beri tasarladığını ileri süren Şeyhmus Kino, üniversiteye gidemediği için çevresinden sürekli baskı gördüğünü, dikkat çekmek için böyle bir senaryoya başvurduğunu belirtiyor. Ailesinin sürekli 'neden okumuyorsun" diye kendisine tepki gösterdiğini kaydeden Kino, "Sürekli baskı altındaydım. Onun için bir senaryo hazırladım. Belki beni üniversiteye alırlar diye bu işe kalkıştım. Ama hayatımın en büyük hatasını yaptım. Pişman oldum. Herkesten özür diliyorum. Tek amacım üniversiteye gitmek ve iyi bir grafiker olmak." dedi.

RESİMLER GERÇEK DEĞİL, İMİTASYON

Oxford Üniversitesi'nden burs teklifi aldığı ve resim yarışmasında büyük ödül kazandığı şeklindeki sözlerinin gerçek dışı bir senaryo olduğunu itiraf eden Şeyhmus Kino, basına gösterdiği resimlerin de imitasyon (taklit) olduğunu dile getirdi. Kino, "Başka sanatçıların resimlerini yapıyorum. Ama ben çiziyorum. Kimsenin tablolarını çalmıyorum. Her şey taklitten ibarettir. Kendimi geliştirmek için böyle çalışma yaptım." açıklamasında bulundu.

Söylediklerinin yalan olduğunun ortaya çıkmasının ardından bulanıma girdiğini ifade eden Kino, Kızıltepe Devlet Hastanesi'nde psikolojik tedavi gördüğünü dile getirdi.(milliyet)

> 'Bir senaryo yazdım yerin dibine battım'

Oxford Üniversitesi'nden burslu eğitim kazandığını; ancak davet belgesinin annesi tarafından tandırda yakıldığını söyleyerek Türkiye'nin gündemine giren Mardin'li Şeyhmus Kino, şimdi zor günler geçiriyor. Sözlerinin gerçek dışı olduğunun ortaya çıkması üzerine ailesi dahil herkes tarafından kınanan Kino, yaptığından büyük pişmanlık duyuyor.

Haberlere konu olan senaryoyu iki yıldan beri tasarladığını ileri süren Şeyhmus Kino, üniversiteye gidemediği için çevresinden sürekli baskı gördüğünü, dikkat çekmek için böyle bir senaryoya başvurduğunu belirtiyor. Ailesinin sürekli 'neden okumuyorsun" diye kendisine tepki gösterdiğini kaydeden Kino, "Sürekli baskı altındaydım. Onun için bir senaryo hazırladım. Belki beni üniversiteye alırlar diye bu işe kalkıştım. Ama hayatımın en büyük hatasını yaptım. Pişman oldum. Herkesten özür diliyorum. Tek amacım üniversiteye gitmek ve iyi bir grafiker olmak." dedi.

RESİMLER GERÇEK DEĞİL, İMİTASYON

Oxford Üniversitesi'nden burs teklifi aldığı ve resim yarışmasında büyük ödül kazandığı şeklindeki sözlerinin gerçek dışı bir senaryo olduğunu itiraf eden Şeyhmus Kino, basına gösterdiği resimlerin de imitasyon (taklit) olduğunu dile getirdi. Kino, "Başka sanatçıların resimlerini yapıyorum. Ama ben çiziyorum. Kimsenin tablolarını çalmıyorum. Her şey taklitten ibarettir. Kendimi geliştirmek için böyle çalışma yaptım." açıklamasında bulundu.

Söylediklerinin yalan olduğunun ortaya çıkmasının ardından bulanıma girdiğini ifade eden Kino, Kızıltepe Devlet Hastanesi'nde psikolojik tedavi gördüğünü dile getirdi.(milliyet)

Son Güncelleme: Cuma, 14 Eylül 2012 13:54

Gösterim: 2195

En düşük ücret 140 TL olacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2012-2013 eğitim yılı okul servis ücretlerinin belirlendiğini açıkladı.

Buna göre mesafe ve ücret aralığı şu şekilde belirtildi: 

UKOME'nin (Ulaşım Koordinasyon Merkezi) kararıyla okul servis ücretlerine ilişkin mesafe ve ücret aralığı şu şekilde belirtildi: (TL)

 

1-3 KM: 145,00

3-5: 155,00

5-7: 165,00

7-9: 175,00

 9-11: 210,00

11-13: 240,00

13-15: 260,00

15-17: 270,00

17-19: 290,00

19-21: 310,00

21-23: 330,00

23-25: 335,00

25 KM' yi aşan her km için 3.00

Yazılı açıklama şu şekilde devam etti:

"Bu tarifelerde belirtilen ücretler resmi ve özel eğitim kurumlarında hizmet veren okul servis araçlarının okul ile öğrenci evi arasındaki taşımacılık hizmetleri için geçerlidir. Rehber personel ücreti bu tarifenin dışındadır. İlgili mevzuatta yer alan standartlara ilave hizmetlerden ferdi kaza sigortası, koltuk sayısından az öğrenci taşınması, lüks sınıf araç kullanılması, özel ambulans anlaşması bulunması, gezi vb. için tarafların aralarında yapacakları yazılı sözleşme ile belirlenen bedeller hiçbir şekilde bu tarife ile ilişkilendirilemez.

UYULMASI GEREKEN KURALLAR

*Bu tarifede belirlenen ücretler resmi ve özel eğitim kurumlarında hizmet veren okul servis araçları için bağlayıcıdır.

* Okul idaresi ve okul aile birlikleri tarife üzerinde herhangi bir tasarrufta

bulunamazlar.

* Tarifedeki ücretlere KDV dahil olup, gidiş - dönüş için aylık tespit edilen ücretlerdir.

* Bu tarife günün her saati geçerlidir.

*Sürücüler taşıma hizmeti esnasında;

* Sigara içemez, müzik ve görüntülü yayın yapamaz.

* Sigara küllüğünü, boş sigara paketini cadde ve sokaklara boşaltamaz.

* Öğrencilerine araca binerken ve inerken yarımcı olur.

* Öğrenciyi indirirken ve binerken ışıklı DUR lambasını yakmak zorundadır.

* Aracın içini ve dışını temiz tutar, cadde üzerinde aracını yıkamaz, çevre temizliğine yardımcı olur.

* Trafik görevlilerinin uyarılarını, trafik ışıklı cihazlarına dikkat eder.

* Öğrencilere karşı şefkatli olur.

*UKOME'nin belirlediği ücret tarifesine uymayan servis araçları hakkında servis araçları yönergesi hükümlerince cezai işlem uygulanmaktadır. Okul idaresi ve Okul aile birlikleri tarife üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunamazlar"(milliyet)

> Okul servis ücretleri belirlendi İşte yeni tarifeler

En düşük ücret 140 TL olacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2012-2013 eğitim yılı okul servis ücretlerinin belirlendiğini açıkladı.

Buna göre mesafe ve ücret aralığı şu şekilde belirtildi: 

UKOME'nin (Ulaşım Koordinasyon Merkezi) kararıyla okul servis ücretlerine ilişkin mesafe ve ücret aralığı şu şekilde belirtildi: (TL)

 

1-3 KM: 145,00

3-5: 155,00

5-7: 165,00

7-9: 175,00

 9-11: 210,00

11-13: 240,00

13-15: 260,00

15-17: 270,00

17-19: 290,00

19-21: 310,00

21-23: 330,00

23-25: 335,00

25 KM' yi aşan her km için 3.00

Yazılı açıklama şu şekilde devam etti:

"Bu tarifelerde belirtilen ücretler resmi ve özel eğitim kurumlarında hizmet veren okul servis araçlarının okul ile öğrenci evi arasındaki taşımacılık hizmetleri için geçerlidir. Rehber personel ücreti bu tarifenin dışındadır. İlgili mevzuatta yer alan standartlara ilave hizmetlerden ferdi kaza sigortası, koltuk sayısından az öğrenci taşınması, lüks sınıf araç kullanılması, özel ambulans anlaşması bulunması, gezi vb. için tarafların aralarında yapacakları yazılı sözleşme ile belirlenen bedeller hiçbir şekilde bu tarife ile ilişkilendirilemez.

UYULMASI GEREKEN KURALLAR

*Bu tarifede belirlenen ücretler resmi ve özel eğitim kurumlarında hizmet veren okul servis araçları için bağlayıcıdır.

* Okul idaresi ve okul aile birlikleri tarife üzerinde herhangi bir tasarrufta

bulunamazlar.

* Tarifedeki ücretlere KDV dahil olup, gidiş - dönüş için aylık tespit edilen ücretlerdir.

* Bu tarife günün her saati geçerlidir.

*Sürücüler taşıma hizmeti esnasında;

* Sigara içemez, müzik ve görüntülü yayın yapamaz.

* Sigara küllüğünü, boş sigara paketini cadde ve sokaklara boşaltamaz.

* Öğrencilerine araca binerken ve inerken yarımcı olur.

* Öğrenciyi indirirken ve binerken ışıklı DUR lambasını yakmak zorundadır.

* Aracın içini ve dışını temiz tutar, cadde üzerinde aracını yıkamaz, çevre temizliğine yardımcı olur.

* Trafik görevlilerinin uyarılarını, trafik ışıklı cihazlarına dikkat eder.

* Öğrencilere karşı şefkatli olur.

*UKOME'nin belirlediği ücret tarifesine uymayan servis araçları hakkında servis araçları yönergesi hükümlerince cezai işlem uygulanmaktadır. Okul idaresi ve Okul aile birlikleri tarife üzerinde herhangi bir tasarrufta bulunamazlar"(milliyet)

Son Güncelleme: Cuma, 14 Eylül 2012 11:49

Gösterim: 2258

Türk Kültür Vakfı tarafından yürütülen AFS Kültürlerarası Programları başvuruları, 17 Eylül-12 Ekim 2012 tarihleri arasında yapılabilecek.

Detaylı bilgi için tıklayın

Türk Kültür Vakfı'nın yazılı açıklamasına göre, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tanınan ve bu yıl Türkiye'deki 60'ıncı yılını kutlayan AFS Kültürlerarası Programları, eğitim öğretim yılının başlayacağı 17 Eylül'de tüm Türkiye'den öğrencilerin başvurularını toplamaya başlayacak.

Farklı kültürleri yerinde tanıma fırsatı sunarak, gençlerin kişisel ve sosyal becerilerini geliştirmelerine olanak sağlayan programa katılmak isteyen lise öğrencilerinin, www.afs.org.tr sitesinden duyurulan bazı kriterlere uygunluk göstermeleri gerekiyor.

Söz konusu kriterlere uygunluk gösteren ve sitedeki başvuru formunu 12 Ekim'e kadar Türk Kültür Vakfı'na ulaştıran öğrenciler, iki aşamadan oluşan aday değerlendirme sürecine dahil olacak. Öğrencilerin kültürler arası bir deneyime ne ölçüde uygun olduklarını belirlemek amacıyla yapılan değerlendirme sürecinin yazılı olan birinci aşaması, 20 Ekim 2012 tarihinde İstanbul, Adana, Ankara, İzmir ve Bursa'da gerçekleştirilecek.

İlk aşamayı başarıyla tamamlayan öğrenciler yine aynı şehirlerde 1-2 ve 8-9 Aralık 2012 tarihlerinde yapılacak mülakatlardan oluşan ikinci aşamaya dahil edilecek. Bu süreçlerde kültürler arası programlar için uygun bulunan öğrenciler ''AFS adayı'' olabilecek.

AFS adayları, programların maddi koşulları, mevcut burs olanakları ve dolduracakları detaylı formlara ilişkin yapılan görüşmeler sonrasında her yıl değişen 40'a yakın ülke arasından tercihlerini yapabiliyor.

AFS öğrencilerinin yurt dışındaki öğrenimleri boyunca ağırlanacakları ailelerin ve öğrenimlerine devam edecekleri okulların yerleştirmesi yapılan gençler, daha sonra kalacakları ülkelere gitmek üzere çeşitli kamp ve toplantılardan oluşan AFS hazırlık sürecine dahil oluyor.

Bu yıl, AFS Programlarına katılmaya hak kazanacak gençlerin seçebilecekleri ülkeler, Almanya, Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Macaristan, Norveç, Portekiz, Rusya, Çin, Filipinler, Hong Kong, Tayland, Yeni Zelanda, ABD, Arjantin, Bolivya, Brezilya, Dominik Cumhuriyeti, Honduras, Kanada, Kosta Rika, Meksika, Paraguay, Peru, Şili, Venezuella, Güney Afrika, Mısır ve Japonya olarak sıralanıyor.

> AFS Kültürlerarası Programları başvuruları başlıyor

Türk Kültür Vakfı tarafından yürütülen AFS Kültürlerarası Programları başvuruları, 17 Eylül-12 Ekim 2012 tarihleri arasında yapılabilecek.

Detaylı bilgi için tıklayın

Türk Kültür Vakfı'nın yazılı açıklamasına göre, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından tanınan ve bu yıl Türkiye'deki 60'ıncı yılını kutlayan AFS Kültürlerarası Programları, eğitim öğretim yılının başlayacağı 17 Eylül'de tüm Türkiye'den öğrencilerin başvurularını toplamaya başlayacak.

Farklı kültürleri yerinde tanıma fırsatı sunarak, gençlerin kişisel ve sosyal becerilerini geliştirmelerine olanak sağlayan programa katılmak isteyen lise öğrencilerinin, www.afs.org.tr sitesinden duyurulan bazı kriterlere uygunluk göstermeleri gerekiyor.

Söz konusu kriterlere uygunluk gösteren ve sitedeki başvuru formunu 12 Ekim'e kadar Türk Kültür Vakfı'na ulaştıran öğrenciler, iki aşamadan oluşan aday değerlendirme sürecine dahil olacak. Öğrencilerin kültürler arası bir deneyime ne ölçüde uygun olduklarını belirlemek amacıyla yapılan değerlendirme sürecinin yazılı olan birinci aşaması, 20 Ekim 2012 tarihinde İstanbul, Adana, Ankara, İzmir ve Bursa'da gerçekleştirilecek.

İlk aşamayı başarıyla tamamlayan öğrenciler yine aynı şehirlerde 1-2 ve 8-9 Aralık 2012 tarihlerinde yapılacak mülakatlardan oluşan ikinci aşamaya dahil edilecek. Bu süreçlerde kültürler arası programlar için uygun bulunan öğrenciler ''AFS adayı'' olabilecek.

AFS adayları, programların maddi koşulları, mevcut burs olanakları ve dolduracakları detaylı formlara ilişkin yapılan görüşmeler sonrasında her yıl değişen 40'a yakın ülke arasından tercihlerini yapabiliyor.

AFS öğrencilerinin yurt dışındaki öğrenimleri boyunca ağırlanacakları ailelerin ve öğrenimlerine devam edecekleri okulların yerleştirmesi yapılan gençler, daha sonra kalacakları ülkelere gitmek üzere çeşitli kamp ve toplantılardan oluşan AFS hazırlık sürecine dahil oluyor.

Bu yıl, AFS Programlarına katılmaya hak kazanacak gençlerin seçebilecekleri ülkeler, Almanya, Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İspanya, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Macaristan, Norveç, Portekiz, Rusya, Çin, Filipinler, Hong Kong, Tayland, Yeni Zelanda, ABD, Arjantin, Bolivya, Brezilya, Dominik Cumhuriyeti, Honduras, Kanada, Kosta Rika, Meksika, Paraguay, Peru, Şili, Venezuella, Güney Afrika, Mısır ve Japonya olarak sıralanıyor.

Son Güncelleme: Cuma, 14 Eylül 2012 12:45

Gösterim: 3155

Eğitimci Cihat Şener, Söz Sende programında Balçiçek İlter'in sorularını yanıtladı. Programa öğrencilerin üniversiteyi bitirene kadar kaç sınava girdiği sorusu damgasını vurdu.

4+4+4 düzenlemesi ve dershanelerin kaldırılmasıyla ilgili girişimlerle uzun zamandır gündemden düşmeyen eğitim sistemini değerlendiren Cihat Şener, çarpıcı bir istatistik ortaya koydu. Şener, her öğrencinin üniversiteyi bitirene kadar toplam 800 sınava girdiğini söyledi. Cihat Şener'e CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin Söz Sende programında ortaya attığı "ÖSYM parası olmadığı için sınav iptal edemiyor" iddiası da soruldu. Şener, "Sadece bütçe değil, kadro sorunu da var. Soru hazırlayanları, işin ustalarını küstürdüler." diye konuştu.

Balçiçek İlter: Şunu merak ediyorum, bir kişi okul öncesi,sonrası,lisesi,üniversitesi...Kaç sınav geçiriyor?

Cihat Şener: İsterseniz ben bu soruya hemen cevap vermeyeyim,bir tahmin yürütelim. İlkokuldan başladık 4+4+4 yok,eski sistem var 5+8. Sen bir tahminde bulun?

Hiç bilmiyorum ama 300-400 sınav oluyor mudur?

800 Sınav oluyor. Belki daha bile fazla. Tabi bu eğitiminizi nerede bitirdiğinize bağlı. Ve biz sınavı kaldıracağız öyle mi ? Lise 1.sınıftasın 10 tane dersin var,her dersten her dönem 3 yazılı 1 sözlü oluyor,etti 4. 10 ders üzerinden 40 olur bu. Bir de bunun 2.dönemi var, 80.

Bütün öğrencilere Allah kolaylık versin,hiç sevdiğim bir şey değil...

Sınav yaşamın içinde var.Yani sınav, al kağıdı çöz demek değil.Sınav her yerde var.Daha henüz yürümeye başlamamış,evde emekleyen bir çocuğun ayağa kalkışı çok ciddi bir sınavdır.Mahalledeki çocukla,topun sahibi olan çocukla o maçta oynayabilmek için iyi ilişkiler kurmak da çok ciddi bir sınavdır.

Ama hayata dair şeyler bu söyledikleriniz...

Evet hepsi hayata dair..

Sınavdaki hatalar da çok önemli, değil mi?

Tabi o da ayrı bir problem.

Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

ÖSYM'nin artık oturup bu işi çözmesi gerekiyor

Ali Demir gayet tutarlı şekilde devam ediyor...

Yani tabi ki öyle söyleyecekler ama olmaz böyle,bu böyle olmaz. Benim, ''napıyosunuz arkadaşlar '' dememle de olmaz. Öz eleştiri yapacaksınız. Bakın elinizde yetişmiş kadrolar vardı, bu kadroları revize ettiniz.Noldu sonra?

Dün Söz Sende'de konuk olarak Muharrem İnce vardı. Kendisinin ÖSYM ile ilgili bir iddaası var. Dedi ki : ''Yeniden sınav yapamıyorlar çünkü paraları yok. Bütçelerine el konuldu.'' doğru mu bunlar?

Paraları var da kullanamıyorlar. Cümlenin doğrusu bu. Paraları yok değil paraları var ama kullanamıyorlar. Çünkü o bütçenin kullanımı konusunda yeni düzenlemeler yapıldı. Öyle kafasına göre artık ÖSYM kullanamıyor. ÖSYM'nin özerkliği vardı, YÖK'e bağlıydı ama mali konularda özerkti.Sonradan bu kalktı.

Peki bu yoruma katılıyor musunuz? Yani hata yaptıklarının farkındalar, sınavı yenilemek istiyorlar fakat bütçe yetmiyor.

Bütçe değil sadece. Kadro sorunu. Bakın bir test sorusunu hazırlamak dağları aşmak gibi bir şeydir. Çok zor bir şeydir.

Yani tekrar test hazırlamaya üşeniyorlar mı ?

Üşenmek değil. Küstürürseniz bu işin ustalarını,bilenlerini, bu işin eğitimini yapmış olanları...

Küstürdüler mi ?

E tabi küstürdüler. Kimse gitmek,elini bile sürmek istemiyor.

Siz yaptınız mı peki ?

Bu yanlış bir soru. Burda sorulacak soru mu bu ?

Niye?

Bu tür şeyler gizli şeylerdir. 

Öyle mi ? Yani soru hazırladığınızı söyleyemiyor musunuz?

Tabii. Hazırladığı,şusu busu bilinmez. Hiç kimse bilemez onu. Birisi çıkıp da '' ben soru hazırladım'' diyorsa o hazırlamıyordur kesinlikle.Ama şunu söyleyebilirim size; bir test sorusu öyle hop yazalım altına da 5 tane seçenek koyalımla olmaz. O sorunun nasıl yanlış çözüleceğini de göreceksiniz ve onu mutlaka seçeneklere koyacaksınız. Çocuk onu çözdüğünde ''oley 7 çıktı'' deyip işaretleyecek,sonra diyecek ki: ben ne salak adamım? Nasıl düştüm bu hataya. İşte siz o soruyu hazırlarken bu hatayı göreceksiniz.Bu kötü bir şey değil bu iyi bir şey. 

Küstürdüler derken ne demek istediniz?

İnsanlar ellerini çektiler artık. Yani ÖSYM bence yalnızları oynar duruma geldi. Lojistik alamıyor.

Parasal,lojistik,kadro anlamında sorun var bu yüzden de yenilemiyorlar?

Coşku,heves,keyif,o birlikte bir şeyler üretme heyecanı...Bu konularda sıkıntılar var diye tahmin ediyorum.

> Üniversiteyi bitirene kadar kaç sınava giriyoruz?

Eğitimci Cihat Şener, Söz Sende programında Balçiçek İlter'in sorularını yanıtladı. Programa öğrencilerin üniversiteyi bitirene kadar kaç sınava girdiği sorusu damgasını vurdu.

4+4+4 düzenlemesi ve dershanelerin kaldırılmasıyla ilgili girişimlerle uzun zamandır gündemden düşmeyen eğitim sistemini değerlendiren Cihat Şener, çarpıcı bir istatistik ortaya koydu. Şener, her öğrencinin üniversiteyi bitirene kadar toplam 800 sınava girdiğini söyledi. Cihat Şener'e CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce'nin Söz Sende programında ortaya attığı "ÖSYM parası olmadığı için sınav iptal edemiyor" iddiası da soruldu. Şener, "Sadece bütçe değil, kadro sorunu da var. Soru hazırlayanları, işin ustalarını küstürdüler." diye konuştu.

Balçiçek İlter: Şunu merak ediyorum, bir kişi okul öncesi,sonrası,lisesi,üniversitesi...Kaç sınav geçiriyor?

Cihat Şener: İsterseniz ben bu soruya hemen cevap vermeyeyim,bir tahmin yürütelim. İlkokuldan başladık 4+4+4 yok,eski sistem var 5+8. Sen bir tahminde bulun?

Hiç bilmiyorum ama 300-400 sınav oluyor mudur?

800 Sınav oluyor. Belki daha bile fazla. Tabi bu eğitiminizi nerede bitirdiğinize bağlı. Ve biz sınavı kaldıracağız öyle mi ? Lise 1.sınıftasın 10 tane dersin var,her dersten her dönem 3 yazılı 1 sözlü oluyor,etti 4. 10 ders üzerinden 40 olur bu. Bir de bunun 2.dönemi var, 80.

Bütün öğrencilere Allah kolaylık versin,hiç sevdiğim bir şey değil...

Sınav yaşamın içinde var.Yani sınav, al kağıdı çöz demek değil.Sınav her yerde var.Daha henüz yürümeye başlamamış,evde emekleyen bir çocuğun ayağa kalkışı çok ciddi bir sınavdır.Mahalledeki çocukla,topun sahibi olan çocukla o maçta oynayabilmek için iyi ilişkiler kurmak da çok ciddi bir sınavdır.

Ama hayata dair şeyler bu söyledikleriniz...

Evet hepsi hayata dair..

Sınavdaki hatalar da çok önemli, değil mi?

Tabi o da ayrı bir problem.

Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

ÖSYM'nin artık oturup bu işi çözmesi gerekiyor

Ali Demir gayet tutarlı şekilde devam ediyor...

Yani tabi ki öyle söyleyecekler ama olmaz böyle,bu böyle olmaz. Benim, ''napıyosunuz arkadaşlar '' dememle de olmaz. Öz eleştiri yapacaksınız. Bakın elinizde yetişmiş kadrolar vardı, bu kadroları revize ettiniz.Noldu sonra?

Dün Söz Sende'de konuk olarak Muharrem İnce vardı. Kendisinin ÖSYM ile ilgili bir iddaası var. Dedi ki : ''Yeniden sınav yapamıyorlar çünkü paraları yok. Bütçelerine el konuldu.'' doğru mu bunlar?

Paraları var da kullanamıyorlar. Cümlenin doğrusu bu. Paraları yok değil paraları var ama kullanamıyorlar. Çünkü o bütçenin kullanımı konusunda yeni düzenlemeler yapıldı. Öyle kafasına göre artık ÖSYM kullanamıyor. ÖSYM'nin özerkliği vardı, YÖK'e bağlıydı ama mali konularda özerkti.Sonradan bu kalktı.

Peki bu yoruma katılıyor musunuz? Yani hata yaptıklarının farkındalar, sınavı yenilemek istiyorlar fakat bütçe yetmiyor.

Bütçe değil sadece. Kadro sorunu. Bakın bir test sorusunu hazırlamak dağları aşmak gibi bir şeydir. Çok zor bir şeydir.

Yani tekrar test hazırlamaya üşeniyorlar mı ?

Üşenmek değil. Küstürürseniz bu işin ustalarını,bilenlerini, bu işin eğitimini yapmış olanları...

Küstürdüler mi ?

E tabi küstürdüler. Kimse gitmek,elini bile sürmek istemiyor.

Siz yaptınız mı peki ?

Bu yanlış bir soru. Burda sorulacak soru mu bu ?

Niye?

Bu tür şeyler gizli şeylerdir. 

Öyle mi ? Yani soru hazırladığınızı söyleyemiyor musunuz?

Tabii. Hazırladığı,şusu busu bilinmez. Hiç kimse bilemez onu. Birisi çıkıp da '' ben soru hazırladım'' diyorsa o hazırlamıyordur kesinlikle.Ama şunu söyleyebilirim size; bir test sorusu öyle hop yazalım altına da 5 tane seçenek koyalımla olmaz. O sorunun nasıl yanlış çözüleceğini de göreceksiniz ve onu mutlaka seçeneklere koyacaksınız. Çocuk onu çözdüğünde ''oley 7 çıktı'' deyip işaretleyecek,sonra diyecek ki: ben ne salak adamım? Nasıl düştüm bu hataya. İşte siz o soruyu hazırlarken bu hatayı göreceksiniz.Bu kötü bir şey değil bu iyi bir şey. 

Küstürdüler derken ne demek istediniz?

İnsanlar ellerini çektiler artık. Yani ÖSYM bence yalnızları oynar duruma geldi. Lojistik alamıyor.

Parasal,lojistik,kadro anlamında sorun var bu yüzden de yenilemiyorlar?

Coşku,heves,keyif,o birlikte bir şeyler üretme heyecanı...Bu konularda sıkıntılar var diye tahmin ediyorum.

Son Güncelleme: Cuma, 14 Eylül 2012 11:14

Gösterim: 2128


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.