İş Bankası ve Koç Üniversitesi işbirliğiyle yapay zekâ alanında ileri düzeyde çalışmalar gerçekleştirmek, bu alanda bilimsel ve akademik faaliyetlere katkıda bulunmak amacıyla kurulan Koç Üniversitesi İş Bankası Yapay Zekâ Araştırma Merkezi (KUIS AI Lab), teorik ve uygulamalı yapay zekâ ve yapay öğrenme konularında araştırma yapmak üzere yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin başvurularını kabul etmeye başladı. 

Koç Üniversitesi İş BankasıYapay Zekâ Uygulama ve Araştırma Merkezi (KUIS AI Lab), bilimsel ve akademik faaliyetlere katkıda bulunmayı, yapay zekâ alanında ileri düzeyde çalışmalar gerçekleştirmeyi amaçlıyor. Merkezde, sanayi ve akademiye uzman yetiştirilmesi, aynı zamanda iş dünyasının problemlerini çözmeye yönelik çalışmaların yürütülmesi de hedefleniyor.

KUIS AI Lab, Yapay Zeka Burs Programına yapay zekâ ve yapay öğrenme alanlarında teorik ve uygulamalı araştırma yapacak yüksek lisans ve doktora öğrencilerini bekliyor. Eğitimin ardından KUIS AI Lab’dan mezun olan adaylar, yakın gelecekte büyük değer yaratacak yapay zekâ uygulamalarına hızlı bir şekilde katkı sağlayabilecek. 

KUIS AI Lab, programa kabul edilip, merkezde görev alacak öğrencilere burs olanakları sunuyor. Aylık standart bir ücretin yanı sıra, performans bonusu, üst düzey konferanslara katılmak isteyenler için ek destekler, hesaplama alanında ihtiyaç olacak teknik ekipmanlar da öğrencilere sağlanacak. Ayrıca konaklama ihtiyacı olacak öğrenciler için ek destek verilirken özel sağlık sigortası da öğrencilere tanınan imkânlar arasında yer alacak.

Merkezde akademik alanda yapılan çalışmalarla, Türkiye’de gerçekleşen yapay zekâ araştırmalarını iyileştirmek, uluslararası saygınlığı olan yayınlarda ve projelerde yer almak, yapay zekâyla ilgili alanlardaki uzman eksiğinin giderilmesine katkı, sanayiyle işbirliğinde kısa vadede verimliliği artırıcı çözümler üretmek, uzun vadede ise şirketlerin kendi çözümlerini üretebilecekleri elemanları yetiştirmek ve yeni şirket kurulumlarına destek olmak amaçlanıyor. Merkezde derin öğrenme, pekiştirmeli öğrenme, temsil öğrenme, doğal dil işleme, robotik, bilgisayarlı görü, otonom sürüş, biyoinformatik, akıllı etkileşim, yorumlanabilirlik/ açıklanabilirlik, multimedya işleme, sistem yazılımı ve daha birçok alan üzerinde araştırmalar yapılıyor. 

Merkezde hâlihazırda mühendislik, temel bilimler, tıp, ekonomi, işletme ve sosyal bilimler dallarında çalışan 30’dan fazla öğretim üyesi bulunuyor. 

Başvuru Şartları:

Merkeze, Bilgisayar Bilimi, Hesaplamalı Bilimler, Bilgisayar Mühendisliği Elektrik ve Elektronik Mühendisliği, Endüstri Mühendisliği, Makine Mühendisliği, Kontrol Mühendisliği, Kimya ve Biyoloji Mühendisliği, Matematik, İstatistik, Bilişim, Hesaplamalı Fizik bölümlerinden lisans veya yüksek lisans dereceleri olan adaylar başvuru yapabilecek. Kuvvetli lineer cebir, çok değişkenli analiz, olasılık / istatistik altyapısı, güçlü programlama becerileri, iyi GRE kantitatif skoru olan, iyi derecede İngilizce bilen, güçlü görüşme ve yazılı sınav performansı konusunda nitelikli adaylar öncelikli olarak değerlendirmeye alınacak. 

Başvuru süreci ilgili tüm ayrıntılara https://gsse.ku.edu.tr/basvuru/basvuru-kosullari/ adresinden erişilebilir.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) arasında imzalanan protokole göre; üniversite sınavında ilk 50 bine giren öğrenciler, maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliğini tercih etmeleri halinde net asgari ücret oranında karşılıksız burs kazanacak. Tercih sıralamasında 50 bin ile 65 bin arasında olanlara net asgari ücret tutarının yarısı, 65 bin ile 80 bin arasında olanlara ise net asgari ücret tutarının üçte biri oranında burs verilecek.

YÖK ile İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB); maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliğinin algısını yükseltmek, sanayinin ihtiyaç duyduğu yetkinliklere sahip insanlar yetiştirmek ve üniversite sınavında dereceye giren gençlerin bu bölümleri tercih etmesini sağlamak amacıyla dikkat çekici bir işbirliğine imza attı.
Burs ve istihdama ilişkin çözümler içeren sanayi-üniversite işbirliği protokolü; YÖK ile İMİB arasında online düzenlenen tören ile imzalanırken, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, TİM Başkanı İsmail Gülle, İMİB Başkanı Aydın Dinçer, EMİB, EİB, MTA, MAPEG, İMMİB yöneticileri, YÖK üyeleri, İTÜ, Hacettepe ve ODTÜ mühendislik fakültesi bölüm başkanları hazır bulundu.
2020-2021 eğitim ve öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanacak olan protokole göre; üniversite sınavında ilk 50 bine giren ve ilk 5 tercihinde maden, jeoloji veya cehver hazırlama mühendisliklerinden birini tercih eden ve yerleşen öğrencilere aylık Asgari Geçim İndirimi (AGİ) hariç net asgari ücret tutarı kadar burs verilecek. Sınav derecesi 50 bin ile 65 bin arasında olanlara AGİ hariç net asgari ücret tutarının yarısı kadar, 65 bin ile 80 bin arasında olanlara ise AGİ hariç net asgari ücret tutarının üçte biri kadar karşılıksız burs verilecek. Ege Maden İhracatçıları Birliği ve Batı Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin de yer aldığı Türkiye İhracatçılar Meclisi Maden Sektör Kurulu adına İstanbul Maden İhracatçıları Birliği’nin imzaladığı protokole göre, burs miktarı her eğitim ve öğretim yılı başında güncellenecek.
Bakan Mustafa Varank: Türkiye’nin geleceği katma değerli üretimde
Yükseköğretim Kurulu ile İstanbul Maden İhracatçıları Birliği arasında imzalanan protokolden ötürü tarafları kutlayan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, işsizlikle mücadelede özel sektörün işin içinde olmasının önemine değindi. Varank, şunları kaydetti: “Protokolü detaylı bir şekilde okudum. Ortaya koyduğunuz çerçeve pek çok sektöre örnek olacak nitelikte tasarlanmış. Bakış açınız ve gençlerde bu alanda bir farkındalık oluşturma çabanız takdire şayan. Maalesef, genç işsizliğimiz yüksek. Bu alandaki mücadelemizde, özel sektörün daha güçlü bir şekilde yanımızda olması gerekiyor. Hükümet olarak, istihdamı teşvik eden benzersiz adımlar atıyoruz. Bu adımlar; reel sektördeki karşılığını fazlasıyla bulmalı ve istihdam oranları kalıcı şekilde yükselmeli. İşte sizler bu protokolde, arzuladığımız yapıyı hayata geçirmede kritik bir rol oynuyorsunuz. Bu noktada; İstanbul Maden İhracatçıları Birliği, Ege Maden İhracatçıları Birliği ve Batı Akdeniz İhracatçı Birliklerini de koordine ederek güçlü bir liderlik gösteriyor. Şundan emin olun lütfen. Gençlere istihdam alanında sunacağınız her fırsat, size misliyle geri dönecek. Onlara sunduğunuz imkânlar; hem gençlerin geleceğe umutla bakmasına hem de mesleklerini büyük bir şevkle yapmalarına katkı sağlayacak. Bu çocukların yüksek motivasyonu da; sizin fabrikalarınıza verimlilik, etkinlik ve inovasyon olarak geri dönecek.”
Kovid- 19 salgının hammadde kaynaklarını iyi değerlendirmenin ve kendi kendine yetebilmenin ne kadar önemli olduğunu tekrar ortaya koyduğuna dikkat çeken Varank, “Maden sektörü, sanayinin tüm alt kollarına hammadde üreten ve böylece 40 milyar dolara yakın ekonomik değer oluşturan stratejik bir sektördür. Yer altı rezervlerimiz çok zengin. Dünyada üretimi yapılan 90 maden türünün 80’i ülkemizde bulunuyor. Ancak, sektörde dış ticaret açığı veriyoruz ve hala işlenemeyen rezervlerimiz var. Dolayısıyla; yaptığınız işbirliği sektördeki üretim kabiliyetlerimizin gelişmesi açısından da son derece isabetli” dedi. Varank, madencilik yatırımları hakkında da bilgi vererek son sekiz senede, sektörde 35 milyar liralık yatırımın hayata geçtiğini ve 35 bin yeni istihdam yarattığını da aktardı.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Saraç: Amaç beceri niteliği yüksek mühendisler kazanmak
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, törende yaptığı konuşmasında, Yeni YÖK olarak üniversite-sanayi işbirliği kapsamında sanayinin ihtiyaç duyduğu niteliklere sahip, uygulama ve beceri yetkinliği yüksek insanların yetiştirilmesi ve istihdam odaklı politikaların oluşturulması hususunda sektör temsilcileri ile sürekli temas halinde olduklarını anlattı. Madencilik sektörünün ülkenin iktisadi kalkınması ve uluslararası rekabet gücünün arttırılmasında öncü sektörler arasında yer aldığına dikkati çeken Saraç, beceri niteliği yüksek mühendisler kazandırmak amacıyla madencilik sektörünün temsilcileri ile bir arada olduklarını söyledi.
Saraç protokol amacını; “Başarılı öğrencileri maden sektörüne çekilmesi ve öğrencilerin karşılıksız olarak ödüllendirilmesi, öğrencilerin uygulama becerilerinin geliştirilmesi için staj ve iş yeri eğitimi uygulamalarının arttırılması, mezuniyetleri sonrasında istihdam sağlanması” olarak özetledi. Türkiye’deki maden, jeoloji ve cevher hazırlama mühendisliği programları ile ilgili sayısal veriler de aktaran Saraç, 14 maden mühendisliği programında 4 bin 198 öğrenci ve 380 öğretim elemanı; 10 jeoloji mühendisliği programında 5 bin 311 öğrenci ve 653 öğretim elemanı; bir üniversitedeki cevher hazırlama mühendisliği programında ise 299 öğrenci ve 20 öğretim elemanının bulunduğunu belirtti.

İMİB Başkanı Aydın Dinçer: Yenilikçi madenciliği genç nesil inşa edecek
Protokolün imzacılarından İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) Başkanı Aydın Dinçer yaptığı konuşmada, 6 milyar dolara yakın ihracatı, hammadde üretmesiyle ülke ekonomisine sağladığı 40 milyar dolarlık katkı ile madencilik sektörünün Türkiye ekonomisi için son derece önemli olduğuna dikkat çekti. Sahip olunan maden ve doğal taş zenginliği ile güçlü bir ekonomik model yaratabileceğini kaydeden Dinçer, protokolün üstlendiği rolü şöyle özetledi: “Daha iyi, daha yeni, daha yenilikçi bir madencilik için genç nesil bizim geleceğimizi inşa edecek. Kamuda, özel sektörde veya üniversitelerde madencilik üzerine çalışacak olan gençler, hem işin niteliğini, hem de çapını ve verimliliğini arttıracak. Bugün imzaladığımız bu protokolle, bu neslin önüne son derece güçlü bir kapı açtığımız gibi, sektörümüzü de onların varlığıyla daha parlak bir hale getirmenin altyapısını oluşturuyoruz. Biz bu adım ile günü kurtarmayı değil, geleceği bugünden inşa etmeyi amaçlıyoruz.”
Maden Mühendisliği, Jeoloji Mühendisliği ve Cevher Hazırlama Mühendisliği öğrencilerinin 7 sömestr üniversite, 1 sömestr sanayide çalışmasını öngören 7+1 modeli üzerinde de çalıştıklarını aktaran Dinçer, YÖK ve üniversitelerle bu konudaki görüşmelerin sürdüğünü sözlerine ekledi.

TİM Başkanı İsmail Gülle ise yaptığı konuşmada, geçen yıl YÖK ile ihracatçı birlikleri arasında tekstil mühendisliği bölüm öğrencilerine yönelik benzer bir burs protokolü imzalandığını hatırlatarak, bu yıl ise madencilik tarafında böylesi kıymetli bir çalışmanın yapılmasının son derece önemli olduğunu söyledi. Gülle, katma değerli ürün üretimine, ihracatına olumlu katkılar yapacağına inandıkları böylesi işbirliklerinin önümüzdeki yıllarda diğer birliklerde de hayata geçmesini umduğunu söyledi.

Türkiye’nin önemli özel sanat kurumları arasında yer alan Tekfen Vakfı, klasik müziğe olan desteğini sürdürerek, geçtiğimiz sene başlattığı Müzik Bursu programını bu yıl da sürdürüyor. Başvurular http://www.tekfen.com.tr adresi üzerinden 5-30 Haziran tarihleri arasında kabul edilecek.

Türkiye’nin önemli özel sanat kurumları arasında yer alan Tekfen Vakfı, klasik müziğe olan desteğini sürdürerek, geçtiğimiz sene başlattığı Müzik Bursu programını bu yıl da sürdürüyor. Başta Tekfen Filarmoni olmak üzere, Türkiye'deki orkestralar için yetkin müzisyenler yetiştirmek amacıyla sağlanacak burs, lisans düzeyindeki yurt dışı eğitim kurumlarında geçerli olacak. Burs, kendine kariyer hedefi olarak orkestra müzisyenliğini seçen tüm lisans öğrencilerini kapsıyor. Başvurular http://www.tekfen.com.tr adresi üzerinden 5-30 Haziran tarihleri arasında kabul edilecek.

Mülakatlar dijital platformlar üzerinden gerçekleştirilecek
Online olarak gerçekleştirilecek başvuru sürecinin ardından 2’nci aşamaya geçen adayların, paylaştıkları eser listesinden jüri tarafından belirlenecek bir eseri icra etmeleri talep edilecek. Ardından adaylar, kendilerine bildirilen tarih aralığında bu eseri yine dijital yayın platformlarından sunacak ve burs jürisi ile dijital olarak yapılacak mülakata girecek.

Geçen yılın kazananları eğitimine Berlin’de devam ediyor
Tekfen Vakfı’nın geçtiğimiz yıl başlattığı Müzik Bursu programına ilk yılda 50’ye yakın öğrenci başvurmuştu. Değerlendirmelerin ardından sergiledikleri başarılı performansla burs almaya hak kazanan Yunus Altıkanat (viyolonsel) eğitimine Berlin’deki Barenboim-Said Akademie'de, Seyfi Can Dağlar (fagot) ise Hochschule für Musik Hanns Eisler Berlin'de devam etmektedir.

Türk Eğitim Vakfı (TEV), tüm dünyanın ve ülkemizin mücadele ettiği koronavirüs (Covid-19) salgınında hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımızın çocuklarına burs tahsis etmek için TEV Korona Kahramanlarına Vefa Fonu’nu hayata geçirdi. Korona kahramanlarına destek, çocuklarına gelecek sloganıyla başlatılan fon ile bu öğrencilere eğitim hayatları boyunca destek olunacak.  

Tam 53 yıldır maddi olanakları sınırlı olan öğrencilere burs desteği veren Türkiye’nin en köklü ve öncü vakıflarından Türk Eğitim Vakfı (TEV), tüm dünyanın ve ülkemizin mücadele ettiği koronavirüs (Covid-19) salgınında görev alan ve virüs sebebiyle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarımızın çocuklarına burs tahsis etmek için harekete geçti. Bu mücadelenin en ön saflarında çalışarak yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının çocuklarına TEV, Korona Kahramanlarına Vefa Fonu ile eğitim hayatları boyunca destek olacağını açıkladı. 

“Salgın sonrasında da kesintisiz eğitim büyük önem taşıyor.”

Konuyla ilgili açıklamada bulunan Türk Eğitim Vakfı Genel Müdürü Yıldız Günay, Türk Eğitim Vakfı’nın çağdaş Türkiye idealine olan tutkusuyla tam 53 yıldır eğitime destek vermeye devam ettiğini söyledi. Her dönem olduğu gibi bu dönemde de Türk Eğitim Vakfı’nın (TEV) üstüne düşen görevleri yerine getirmek için çalıştığının altını çizen Günay, TEV’in misyonu gereği hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının geride bıraktıkları kıymetli evlatlarına eğitim hayatları boyunca destek olacaklarını açıkladı. Günay, “Bugünlerde koronavirüs salgınını durdurmak ve toplum sağlığını korumak için birçok kurum ve kuruluş etkin bir şekilde mücadele veriyor. Hepimizi zorlayan bu günleri, sağlığımız ve hayatımızın sekteye uğramadan devam etmesi için çalışanlar sayesinde evlerimizde güvenle geçirebiliyoruz. Salgın dönemini birbirimize destek olarak ve moralimizi yüksek tutarak geride bırakacağımıza inanıyoruz. Ancak salgın sonrası hayat normale dönerken, uzun vadede ihtiyaçların devam edeceğini ön görüyoruz. Bu farkındalıkla da bizim için sevdiklerini arkada bırakarak bu mücadelenin ön saflarında yer alan ve maalesef virüs sebebiyle hayatlarını kaybeden tüm sağlık çalışanları kahramanlarımızın çocuklarının eğitimlerinin yarım kalmaması için hızlıca harekete geçtik ve korona kahramanlarına destek, çocuklarına gelecek sloganıyla ‘TEV Korona Kahramanlarına Vefa Fonu’nu hayata geçirdik. Misyonumuz gereği, bize miras bırakılan çocuklarımızın gelecekteki eğitim hayatlarında nasıl destekleneceklerini tüm ayrıntılarıyla çalışarak, onlara eğitim hayatları boyunca destek olma hedefi ile yola çıktık” dedi. 

Günay: Hep birlikte bize emanet edilenlere sahip çıkalım

Bugüne kadar verdikleri bursların büyük çoğunluğunun sağlık alanında eğitim alanlara aktarıldığını da belirten Türk Eğitim Vakfı Genel Müdürü Yıldız Günay, ‘TEV Korona Kahramanlarına Vefa Fonu’ ile eğitim hayatları boyunca bu burstan yararlanacak çocukların ilk yıl için tek şartının eğitime devam zorunluluğu olduğunun altını çizdi. Ayrıca kurdukları bu eğitim fonunu geliştirerek salgın döneminde çalışmak zorunda olan ve hayatını kaybeden vatandaşlarımızın da çocuklarını kapsayacak şekilde genişletmeyi hedeflediklerini belirtti ve “Hep birlikte bize emanet edilenlere sahip çıkalım.” dedi. 

“Türk Eğitim Vakfı olarak kocaman bir aileyiz”

Geçtiğimiz günlerde de Ankara’daki Sedef Ölçer Yükseköğrenim Kız Öğrenci Yurdu’nun kapılarını sağlık çalışanlarına açtıklarını anımsatan Günay, “Türk Eğitim Vakfı (TEV) olarak koronavirüsün dünya ve ülkemizdeki yayılım haberlerini dikkatle takip etmeye devam ediyoruz. Bağışçılarımızın, bursiyerlerimizin, çalışanlarımızın sağlığı ve güvenliği en büyük önceliğimiz. En önemli gücünü eğitimli bir gençlik ve aydınlık bir ülke hedefinden alan TEV Ailesi olarak bu olağanüstü günlerde öğrencilerimizin kesintisiz destek alabilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gelişmeler ve alınan tedbirlere ilişkin tüm iç ve dış paydaşlarımızla yakın koordinasyon halinde çalışıyoruz. Koronavirüs mücadelesinin olumlu sonuçlanmasında tedbir boyutunun yanı sıra moral motivasyon tarafında da farkındalığı artırmayı amaçlıyor, bursiyerlerimiz ve vakıf yönetimimizle bağışçılarımızı görüntülü olarak arayıp, Türk Eğitim Vakfı’nın kocaman bir aile olduğunu ve her zaman yanlarında olduğumuzu hatırlatıyor, onların tüm ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Bursiyerlerimizle ile ise birebir ve anket yöntemiyle iletişime geçiyor, ihtiyaçlarını öğrenip destekliyoruz. Ayrıca mezun bursiyerlerimizle temaslarımızı da bu süreçte güçlendiriyoruz.” diye açıklama yaptı.