Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Çankaya Köşkü bu akşam sürpriz bir zirveye ev sahipliği yaptı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Erdoğan'ın haftalık olağan görüşmesine daha sonra Genelkurmay Başkanı Necdet Özel de katıldı.
Gül ve Erdoğan, Özel'in ayrılmasının ardından bir süre daha görüşmeye devam etti.
Bu görüşmenin ardından ise Bakanlar Kurulu'nda revizyon geldi.
Milli Eğitim Bakanlığı'na ise Ömer Dinçer'in yerine Nabi Avcı atandı. Avcı ise Milli Eğitim Komisyonu Başkanlığı'nı yürütüyordu.
Nabi Avcı kimdir? Milli Eğitim Bakanlığına kim getirildi? Nabi Avcı yeni Milli Eğitim Bakanı oldu.
Nabi Avcı 8 Ekim 1953 tarihinde Bilecik'te doğdu. ODTÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi. İletişim profesörüdür. Anadolu Üniversitesi'nde ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde iletişim felsefesi ve iletişim sosyolojisi üzerine dersler verdi. 1995 ve 1996 yıllarında Kanal7 Televizyonunda 360 derece isimli program yaptı. Aynı dönemde Yeni Şafak gazetesinde yazarlık ve yöneticilik yaptı. [1].Milli Eğitim Bakanlığı'nda ve Başbakanlık'ta danışman olarak çalıştı. Başbakanlık Başdanışmanı ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanlığı görevlerini yürütürken 2011 yılında AKP'den milletvekili aday adaylığı için bu görevlerinden istifa etmiştir. XXIV. dönem TBMM Eskişehir milletvekilidir. TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı, Türkiye-Kanada Parlamentolararası Dostluk Grubu başkanı, Türkiye-Brezilya Parlamentolararası Dostluk Grubu başkanvekili ve Türkiye-Almanya Parlamentolararası Dostluk Grubu üyesidir.
24 Ocak 2013 tarihinde yapılan kabine değişikliği sonucu Milli Eğitim Bakanı olmuştur.
Eserleri :
Bombacı Parmenides ve Enformatik Cehalet gibi kitapları var. Ayrıca "Molla Kasım" takma adıyla mizah yazıları yazdı. Bunlardan bir bölümü, karikatürist Necdet Konak tarafından resimlenmiş olarak Evvel Zaman İçinde (Nehir Yayınları) adlı kitapta yayınlandı. Ayrıca çok sayıda çevirisi de vardır. Rene Guenon, Martin Lings ve S.H.Nasr gibi tradisyonalistlerin kitaplarını Türkçeye çevirmiştir.
Başbakan Tayyip Erdoğan, haftalık olağan görüşme için Çankaya Köşkü'ne çıktı. Olağan görüşme sonrası olağaüstü gelişmeler yaşandı. Başbakan Erdoğan- Gül görüşmesi sonrası beklenen kabine revizyonu açıklandı. Başbakanlık Basın Müşsaveriğili kanalıyla yazılı açıklama yapıldı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşmesinin ardından yapılan yazılı açıklamada, İçişleri Bakanlığı'na Muammer Güler, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na Ömer Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı'na Nabi Avcı, Sağlık Bakanlığ'na Mehmet Müezzinoğlu'nun getirildiği bildirildi.
Ertuğrul Günay, Ömer Dinçer, İdris Naim Şahin ve Recep Akdağ kabineden giden isimler oldu.
MİLLİ EĞİTİM'E İLETİŞİM PROF'U
Başbakan Erdoğan'ın uzun yıllar Başdanışmanı olarak görev yapan ve iletişim profesörü olan Nabi Avcı Ömer Dinçer'in yerine Milli Eğitim Bakanı oldu.
MEDYANIN HEDEFİNDEKİ İSİM GİTTİ
Medyanın hedefindeki isimlerden olan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de görevden alındı. Şahin'in yerine İçişleri Bakanlığı'na Muammer Güler geldi.
Sağlık alanında attığı adımlarla dikkat çeken Recep Akdağ'ın da görevi değişti.
Başbakan Tayyip Erdoğan, haftalık olağan görüşme için Çankaya Köşkü'ne çıktı. Olağan görüşme sonrası olağaüstü gelişmeler yaşandı. Başbakan Erdoğan- Gül görüşmesi sonrası beklenen kabine revizyonu açıklandı. Başbakanlık Basın Müşsaveriğili kanalıyla yazılı açıklama yapıldı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşmesinin ardından yapılan yazılı açıklamada, İçişleri Bakanlığı'na Muammer Güler, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na Ömer Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı'na Nabi Avcı, Sağlık Bakanlığ'na Mehmet Müezzinoğlu'nun getirildiği bildirildi.
Ertuğrul Günay, Ömer Dinçer, İdris Naim Şahin ve Recep Akdağ kabineden giden isimler oldu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Çankaya Köşkü bu akşam sürpriz bir zirveye ev sahipliği yaptı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Erdoğan'ın haftalık olağan görüşmesine daha sonra Genelkurmay Başkanı Necdet Özel de katıldı.
Gül ve Erdoğan, Özel'in ayrılmasının ardından bir süre daha görüşmeye devam etti.
Bu görüşmenin ardından ise Bakanlar Kurulu'nda revizyon geldi.
Milli Eğitim Bakanlığı'na ise Ömer Dinçer'in yerine Nabi Avcı atandı. Avcı ise Milli Eğitim Komisyonu Başkanlığı'nı yürütüyordu.
Nabi Avcı kimdir? Milli Eğitim Bakanlığına kim getirildi? Nabi Avcı yeni Milli Eğitim Bakanı oldu.
Nabi Avcı 8 Ekim 1953 tarihinde Bilecik'te doğdu. ODTÜ Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi. İletişim profesörüdür. Anadolu Üniversitesi'nde ve İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde iletişim felsefesi ve iletişim sosyolojisi üzerine dersler verdi. 1995 ve 1996 yıllarında Kanal7 Televizyonunda 360 derece isimli program yaptı. Aynı dönemde Yeni Şafak gazetesinde yazarlık ve yöneticilik yaptı. [1].Milli Eğitim Bakanlığı'nda ve Başbakanlık'ta danışman olarak çalıştı. Başbakanlık Başdanışmanı ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanlığı görevlerini yürütürken 2011 yılında AKP'den milletvekili aday adaylığı için bu görevlerinden istifa etmiştir. XXIV. dönem TBMM Eskişehir milletvekilidir. TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı, Türkiye-Kanada Parlamentolararası Dostluk Grubu başkanı, Türkiye-Brezilya Parlamentolararası Dostluk Grubu başkanvekili ve Türkiye-Almanya Parlamentolararası Dostluk Grubu üyesidir.
24 Ocak 2013 tarihinde yapılan kabine değişikliği sonucu Milli Eğitim Bakanı olmuştur.
Eserleri :
Bombacı Parmenides ve Enformatik Cehalet gibi kitapları var. Ayrıca "Molla Kasım" takma adıyla mizah yazıları yazdı. Bunlardan bir bölümü, karikatürist Necdet Konak tarafından resimlenmiş olarak Evvel Zaman İçinde (Nehir Yayınları) adlı kitapta yayınlandı. Ayrıca çok sayıda çevirisi de vardır. Rene Guenon, Martin Lings ve S.H.Nasr gibi tradisyonalistlerin kitaplarını Türkçeye çevirmiştir.
Başbakan Tayyip Erdoğan, haftalık olağan görüşme için Çankaya Köşkü'ne çıktı. Olağan görüşme sonrası olağaüstü gelişmeler yaşandı. Başbakan Erdoğan- Gül görüşmesi sonrası beklenen kabine revizyonu açıklandı. Başbakanlık Basın Müşsaveriğili kanalıyla yazılı açıklama yapıldı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşmesinin ardından yapılan yazılı açıklamada, İçişleri Bakanlığı'na Muammer Güler, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na Ömer Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı'na Nabi Avcı, Sağlık Bakanlığ'na Mehmet Müezzinoğlu'nun getirildiği bildirildi.
Ertuğrul Günay, Ömer Dinçer, İdris Naim Şahin ve Recep Akdağ kabineden giden isimler oldu.
MİLLİ EĞİTİM'E İLETİŞİM PROF'U
Başbakan Erdoğan'ın uzun yıllar Başdanışmanı olarak görev yapan ve iletişim profesörü olan Nabi Avcı Ömer Dinçer'in yerine Milli Eğitim Bakanı oldu.
MEDYANIN HEDEFİNDEKİ İSİM GİTTİ
Medyanın hedefindeki isimlerden olan İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin de görevden alındı. Şahin'in yerine İçişleri Bakanlığı'na Muammer Güler geldi.
Sağlık alanında attığı adımlarla dikkat çeken Recep Akdağ'ın da görevi değişti.
Başbakan Tayyip Erdoğan, haftalık olağan görüşme için Çankaya Köşkü'ne çıktı. Olağan görüşme sonrası olağaüstü gelişmeler yaşandı. Başbakan Erdoğan- Gül görüşmesi sonrası beklenen kabine revizyonu açıklandı. Başbakanlık Basın Müşsaveriğili kanalıyla yazılı açıklama yapıldı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın görüşmesinin ardından yapılan yazılı açıklamada, İçişleri Bakanlığı'na Muammer Güler, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na Ömer Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı'na Nabi Avcı, Sağlık Bakanlığ'na Mehmet Müezzinoğlu'nun getirildiği bildirildi.
Ertuğrul Günay, Ömer Dinçer, İdris Naim Şahin ve Recep Akdağ kabineden giden isimler oldu.
Son Güncelleme: Perşembe, 24 Ocak 2013 20:01
Gösterim: 1983
Kültür Bakanı Günay, internetten film indirenlerin suç işlemediğini, ancak film indirip çoğaltanlara yaptırım uygulanacağını açıkladı.
Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı'nın açılışını gerçekleştiren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, internetten film indirmeyle ilgili yapılan düzenleme konusunda açıklama yaptı.
Kanuni bir düzenleme yapıldığını doğrulayan ancak film indiren ya da izleyenlere ceza geleceği yönündeki haberleri yalanlayan Günay, önümüzdeki dönemde ayrıntılarını açıklayacağını söylediği düzenlemenin sadece film indirip çoğaltanlara yönelik cezayı işlem getireceğini, bireysel olarak bir ceza öngörülmediğini söyledi.
Günay, "Siz film indirip izliyorsanız ona bir şey yok. Ama siz servis etmeye başlarsanız ona yaptırım getiriliyor" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Kültür Bakanı Günay, internetten film indirenlerin suç işlemediğini, ancak film indirip çoğaltanlara yaptırım uygulanacağını açıkladı.
Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı'nın açılışını gerçekleştiren Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, internetten film indirmeyle ilgili yapılan düzenleme konusunda açıklama yaptı.
Kanuni bir düzenleme yapıldığını doğrulayan ancak film indiren ya da izleyenlere ceza geleceği yönündeki haberleri yalanlayan Günay, önümüzdeki dönemde ayrıntılarını açıklayacağını söylediği düzenlemenin sadece film indirip çoğaltanlara yönelik cezayı işlem getireceğini, bireysel olarak bir ceza öngörülmediğini söyledi.
Günay, "Siz film indirip izliyorsanız ona bir şey yok. Ama siz servis etmeye başlarsanız ona yaptırım getiriliyor" diye konuştu.
Son Güncelleme: Cuma, 25 Ocak 2013 08:48
Gösterim: 1786
İstanbul İtfaiye Başkanlığı'nın bir yıl önce hazırladığı bir raporla muhtemel bir yangına karşı Galatasaray Üniversitesi'ni uyardığı ortaya çıktı
Habertürk TV'nin haberine göre, Bir yıl önce hazırlanan 30 sayfalık raporda muhtemel yangın ile ilgili riskler, üç gün önce gerçek oldu. 15 Ocak 2012 tarihinde hazırlanan ve bir tutanakla üniversite yönetimine teslim edilen raporda çarpıcı tespitler bulunuyor... Raporda 'muhtemel bir yangına karşı tedbirleri alın' deniliyor. 20 kişilik bir ekibinin yaklaşık bir haftalık incelemesinden sonra hazırlanan raporda tarihi binanın elektrik tesisatının ve kablolarının tehlike arz edebileceği yazılı.
Özellikle kabloların durumuna dikkat çekilen raporda elektrik kablolarının yangına karşı dayanaksız olduğu, bu kabloların ya yanmaz kablolarla değiştirilmesi ya da çelik borular içerisinden geçmesi gerektiği belirtiliyor.
Yine elektrik kablolarında gangının, bir bölgeden diğer yangın bölgesine geçişini önleyecek yastık, panel ve harç gibi koruyucuların bulunmadığı ifade ediliyor.
Raporda yangın söndürme sistemleri ile ilgili de hayati uyarılarda bulunuyor. Üniversitede otomatik sprintler sisteminin bulunmadığı bunun da olası bir yangında büyük hasarlara yol açabileceği hatırlatılıyor.
Yangınları söndürmek ve gelişen yangınları itfaiye gelinceye kadar sınırlamak amacıyla kurulan ve su püskürtmesi yapan otomatik sistemlerin bulunmadığının altı çiziliyor. Yine üniversitede gazlı söndürme sistemiyle yangın pompalarının da bulunmadığı ifade ediliyor. (Habertürk TV)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İstanbul İtfaiye Başkanlığı'nın bir yıl önce hazırladığı bir raporla muhtemel bir yangına karşı Galatasaray Üniversitesi'ni uyardığı ortaya çıktı
Habertürk TV'nin haberine göre, Bir yıl önce hazırlanan 30 sayfalık raporda muhtemel yangın ile ilgili riskler, üç gün önce gerçek oldu. 15 Ocak 2012 tarihinde hazırlanan ve bir tutanakla üniversite yönetimine teslim edilen raporda çarpıcı tespitler bulunuyor... Raporda 'muhtemel bir yangına karşı tedbirleri alın' deniliyor. 20 kişilik bir ekibinin yaklaşık bir haftalık incelemesinden sonra hazırlanan raporda tarihi binanın elektrik tesisatının ve kablolarının tehlike arz edebileceği yazılı.
Özellikle kabloların durumuna dikkat çekilen raporda elektrik kablolarının yangına karşı dayanaksız olduğu, bu kabloların ya yanmaz kablolarla değiştirilmesi ya da çelik borular içerisinden geçmesi gerektiği belirtiliyor.
Yine elektrik kablolarında gangının, bir bölgeden diğer yangın bölgesine geçişini önleyecek yastık, panel ve harç gibi koruyucuların bulunmadığı ifade ediliyor.
Raporda yangın söndürme sistemleri ile ilgili de hayati uyarılarda bulunuyor. Üniversitede otomatik sprintler sisteminin bulunmadığı bunun da olası bir yangında büyük hasarlara yol açabileceği hatırlatılıyor.
Yangınları söndürmek ve gelişen yangınları itfaiye gelinceye kadar sınırlamak amacıyla kurulan ve su püskürtmesi yapan otomatik sistemlerin bulunmadığının altı çiziliyor. Yine üniversitede gazlı söndürme sistemiyle yangın pompalarının da bulunmadığı ifade ediliyor. (Habertürk TV)
Son Güncelleme: Perşembe, 24 Ocak 2013 15:40
Gösterim: 1503
Yolda 500 lira bulan 10 yaşındaki çocuk, babasının yarı maaşı olan paranın sahibine ulaşmasını sağladı.
Kastamonu'da yolda 500 lira bulan 10 yaşındaki çocuk, parayı sahibine teslim etti.
Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde 5. sınıf öğrencisi Ufuk Yetim, okula giderken yerde 500 lira buldu.
Okula gelen Yetim, parayı okul müdürü Şükrü Demirci'ye teslim etti. Demirci ise durumu belediyeye bildirdi.
Yapılan araştırmada, yolda bulunan paranın Kaygunca köyü imamı Ahmet Tuna'ya ait olduğu anlaşıldı.
Babası bir fırında işçi olarak çalışan Ufuk Yetim, babasının maaşının yarısı kadar olan parayı neden cebine koymak yerine okul idaresine teslim ettiği sorusuna, ''Allah'tan korktum. Günah olur. Sonra Allah beni sevmez diye. O nedenle de okul idaresine teslim ettim'' cevabını verdi.
Parasını teslim alan Ahmet Tuna, Ufuk Yetim'e teşekkür ederek, harçlık verdi ve mutfak ihtiyacı desteğinde bulundu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yolda 500 lira bulan 10 yaşındaki çocuk, babasının yarı maaşı olan paranın sahibine ulaşmasını sağladı.
Kastamonu'da yolda 500 lira bulan 10 yaşındaki çocuk, parayı sahibine teslim etti.
Kastamonu'nun Taşköprü ilçesinde 5. sınıf öğrencisi Ufuk Yetim, okula giderken yerde 500 lira buldu.
Okula gelen Yetim, parayı okul müdürü Şükrü Demirci'ye teslim etti. Demirci ise durumu belediyeye bildirdi.
Yapılan araştırmada, yolda bulunan paranın Kaygunca köyü imamı Ahmet Tuna'ya ait olduğu anlaşıldı.
Babası bir fırında işçi olarak çalışan Ufuk Yetim, babasının maaşının yarısı kadar olan parayı neden cebine koymak yerine okul idaresine teslim ettiği sorusuna, ''Allah'tan korktum. Günah olur. Sonra Allah beni sevmez diye. O nedenle de okul idaresine teslim ettim'' cevabını verdi.
Parasını teslim alan Ahmet Tuna, Ufuk Yetim'e teşekkür ederek, harçlık verdi ve mutfak ihtiyacı desteğinde bulundu.
Son Güncelleme: Cuma, 25 Ocak 2013 08:38
Gösterim: 1911
Danıştay, Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kurallarında yer alan avukatların ''başları açık'' görev yapacaklarına ilişkin düzenlemenin yürütmesini durdurdu.
Danıştay 8. Dairesi, Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kurallarında yer alan avukatların 'başları açık' görev yapacaklarına ilişkin düzenlemenin yürütmesini durdurdu.
Avukat kimliğinin yenilenmesi istemiyle yaptığı başvuru, başörtülü fotoğraf verdiği gerekçesiyle Türkiye Barolar Birliği'nce reddedilen başörtülü bir avukat, Türkiye Barolar Birliği meslek kurallarının 20. maddesinin iptali istemiyle Danıştay'da dava açtı.
Davayı görüşen Danıştay 8. Dairesi, 20. maddedeki ''Avukat ve avukat stajyerleri mesleğe yaraşır bir kılık ve kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar'' düzenlemesindeki ''başları açık'' ibaresinin yürütmesini oy çokluğu ile durdurdu.
Dairenin gerekçesinde, meslek kuralları içinde yer alan 20. maddede belirtilen mahkeme kavramından sadece mahkemelerin değil göreve bağlı işlerin yapıldığı mahkeme kalemi, icra müdürlükleri, cumhuriyet savcılıkları gibi tüm resmi kurum ve kuruluşlarının anlaşılması gerektiği belirtildi.
Gerekçede dava konusu madde ile avukatlık mesleğinin bir serbest meslek olduğu konusu değerlendirmeksizin, sadece yürütülen hizmetin kamu hizmeti olduğundan bahisle kamu görevlilerinin uymakla yükümlü olduğu yürürlükteki mevzuat hükümleriyle getirilen kurallara benzer nitelikte bir uygulama yapılarak bu kuralların serbest meslek icra eden avukatlar açısından da geçerli hale getirildiği kaydedildi.
Avukatlığın, sunulan hizmet açısından bir kamu hizmeti, mesleki faaliyet olarak ise serbest meslek olduğu ifade edilen gerekçede, ''Bu bakımdan mesleğin kendine özgü kuralları bulunduğundan avukatlık mesleği anayasada yapılan kamu görevlisi tanımı içinde de değerlendirilmemektedir. Aksine bir yaklaşımla sadece yürütülen hizmetin kamu hizmeti olmasından hareketle kamu görevlilerinin tabi olduğu kurallara tabi kılınması mesleğin niteliği ve gerekleriyle örtüşmeyecektir'' denildi.
Danıştay 8. Dairesi'nin gerekçesinde, ''Dayanağı üst hukuk normunda bu konuda herhangi bir kısıtlama ya da engelleme bulunmadığı halde söz konusu maddede yer alan bu belirlemenin, Anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan çalışma hak ve özgürlüğünün ve yine bu düzenlemelerle güvence altına alınmış olan din ve vicdan özgürlüğüne bağlantılı olarak ihlal edilmesi sonucunu doğuracağı açıktır'' denildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Danıştay, Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kurallarında yer alan avukatların ''başları açık'' görev yapacaklarına ilişkin düzenlemenin yürütmesini durdurdu.
Danıştay 8. Dairesi, Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kurallarında yer alan avukatların 'başları açık' görev yapacaklarına ilişkin düzenlemenin yürütmesini durdurdu.
Avukat kimliğinin yenilenmesi istemiyle yaptığı başvuru, başörtülü fotoğraf verdiği gerekçesiyle Türkiye Barolar Birliği'nce reddedilen başörtülü bir avukat, Türkiye Barolar Birliği meslek kurallarının 20. maddesinin iptali istemiyle Danıştay'da dava açtı.
Davayı görüşen Danıştay 8. Dairesi, 20. maddedeki ''Avukat ve avukat stajyerleri mesleğe yaraşır bir kılık ve kıyafetle başları açık olarak mahkemelerde görev yaparlar'' düzenlemesindeki ''başları açık'' ibaresinin yürütmesini oy çokluğu ile durdurdu.
Dairenin gerekçesinde, meslek kuralları içinde yer alan 20. maddede belirtilen mahkeme kavramından sadece mahkemelerin değil göreve bağlı işlerin yapıldığı mahkeme kalemi, icra müdürlükleri, cumhuriyet savcılıkları gibi tüm resmi kurum ve kuruluşlarının anlaşılması gerektiği belirtildi.
Gerekçede dava konusu madde ile avukatlık mesleğinin bir serbest meslek olduğu konusu değerlendirmeksizin, sadece yürütülen hizmetin kamu hizmeti olduğundan bahisle kamu görevlilerinin uymakla yükümlü olduğu yürürlükteki mevzuat hükümleriyle getirilen kurallara benzer nitelikte bir uygulama yapılarak bu kuralların serbest meslek icra eden avukatlar açısından da geçerli hale getirildiği kaydedildi.
Avukatlığın, sunulan hizmet açısından bir kamu hizmeti, mesleki faaliyet olarak ise serbest meslek olduğu ifade edilen gerekçede, ''Bu bakımdan mesleğin kendine özgü kuralları bulunduğundan avukatlık mesleği anayasada yapılan kamu görevlisi tanımı içinde de değerlendirilmemektedir. Aksine bir yaklaşımla sadece yürütülen hizmetin kamu hizmeti olmasından hareketle kamu görevlilerinin tabi olduğu kurallara tabi kılınması mesleğin niteliği ve gerekleriyle örtüşmeyecektir'' denildi.
Danıştay 8. Dairesi'nin gerekçesinde, ''Dayanağı üst hukuk normunda bu konuda herhangi bir kısıtlama ya da engelleme bulunmadığı halde söz konusu maddede yer alan bu belirlemenin, Anayasa ve tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan çalışma hak ve özgürlüğünün ve yine bu düzenlemelerle güvence altına alınmış olan din ve vicdan özgürlüğüne bağlantılı olarak ihlal edilmesi sonucunu doğuracağı açıktır'' denildi.
Son Güncelleme: Perşembe, 24 Ocak 2013 13:06
Gösterim: 1590