Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ocak ayında 15 bin öğretmen ataması yapılacağını bildirdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ocak ayında 15 bin öğretmen ataması yapılacağını bildirdi.

Öğretmenlerin milli gelişim ve gelecek için önemli rolü olduğunu belirten Başbakan Davutoğlu, "Öğretmenlerimizin milli gelişimimizdeki ve geleceğimizdeki rollerini göz önüne alarak, inşallah  2 Aralık'ta, 19. Milli Eğitim Şurası'nda Öğretmen Strateji Belgesi'ni ilan edeceğiz. Bu belgenin oluşumuna hepinizin katkıda bulunması önemli. Sizlerin tecrübelerine dayanarak ilan edeceğiz. Son olarak birçok öğretmen adayımızı mutlu edecek bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. İnşallah ocak ayında emekli olacak öğretmenlerimizin de durumlarını göz önüne alarak, 15 bin yeni kadro ilan edeceğiz ve 15 bin öğretmen atamasını ocak ayında yapacağız" ifadelerini kullandı.

Bu haberin öğretmen olma aşkıyla bekleyen birçok adayı mutlu edeceğine yönelik inancını dile getiren Davutoğlu, "Bir tür öğretmenler günü hediyesi olarak bunu, sizlere,  öğretmenlerimize, ailelerine tevdi etmek istiyorum" diye konuştu.

MEB Müsteşarı Yusuf Tekin de Twitter’dan Başbakan Davutoğlu’nun atama müjdesini paylaştı.  Tekin, “Sayın Başbakanımızın müjdesiyle 15.000 yeni arkadaşımızı 2015 yılı başında MEB ailesine dahil edeceğiz. Hayırlı olsun” diye yazdı

Ayrıntılar geliyor...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

> Ocak ayında 15 bin öğretmen atanacak

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ocak ayında 15 bin öğretmen ataması yapılacağını bildirdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ocak ayında 15 bin öğretmen ataması yapılacağını bildirdi.

Öğretmenlerin milli gelişim ve gelecek için önemli rolü olduğunu belirten Başbakan Davutoğlu, "Öğretmenlerimizin milli gelişimimizdeki ve geleceğimizdeki rollerini göz önüne alarak, inşallah  2 Aralık'ta, 19. Milli Eğitim Şurası'nda Öğretmen Strateji Belgesi'ni ilan edeceğiz. Bu belgenin oluşumuna hepinizin katkıda bulunması önemli. Sizlerin tecrübelerine dayanarak ilan edeceğiz. Son olarak birçok öğretmen adayımızı mutlu edecek bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. İnşallah ocak ayında emekli olacak öğretmenlerimizin de durumlarını göz önüne alarak, 15 bin yeni kadro ilan edeceğiz ve 15 bin öğretmen atamasını ocak ayında yapacağız" ifadelerini kullandı.

Bu haberin öğretmen olma aşkıyla bekleyen birçok adayı mutlu edeceğine yönelik inancını dile getiren Davutoğlu, "Bir tür öğretmenler günü hediyesi olarak bunu, sizlere,  öğretmenlerimize, ailelerine tevdi etmek istiyorum" diye konuştu.

MEB Müsteşarı Yusuf Tekin de Twitter’dan Başbakan Davutoğlu’nun atama müjdesini paylaştı.  Tekin, “Sayın Başbakanımızın müjdesiyle 15.000 yeni arkadaşımızı 2015 yılı başında MEB ailesine dahil edeceğiz. Hayırlı olsun” diye yazdı

Ayrıntılar geliyor...

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Son Güncelleme: Salı, 25 Kasım 2014 08:01

Gösterim: 1088

CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın'ın hazırladığı ve 55 milletvekilinin imzasını taşıyan önerge ile Anayasa'nın 100'üncü; TBMM İçtüzüğü'nün 107'nci maddeleri uyarınca aşağıda yer alan gerekçeler çerçevesinde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı hakkında Meclis Soruşturması açılması talep edildi.

CHP, Bakan Nabi Avcı hakkında SBS sınavları döneminde, yargı kararlarını uygulamadığı ve görevi kötüye kullandığı gerekçesi ile soruşturma açılmasını istedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı hakkında Meclis Soruşturması açılması talep edilen önergesi şöyle; "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Başlangıç bölümünde; "Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasa'da gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı, Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu hususlarına yer verilmiş;

2. maddesinde ise hukuk devleti ilkesi Cumhuriyetin temel nitelikleri arasında sayılmıştır. Anayasa Mahkemesinin yerleşik kararlarına göre hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasaya aykırı tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık devlettir. Anayasanın 138. maddesinin son fıkrasında da "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. hükmü yer almaktadır. Yine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununun 28. maddesinin birinci fıkrasında "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararların icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur.denilmektedir.

> Milli Eğitim Bakanı hakkında Meclis soruşturması

CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın'ın hazırladığı ve 55 milletvekilinin imzasını taşıyan önerge ile Anayasa'nın 100'üncü; TBMM İçtüzüğü'nün 107'nci maddeleri uyarınca aşağıda yer alan gerekçeler çerçevesinde Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı hakkında Meclis Soruşturması açılması talep edildi.

CHP, Bakan Nabi Avcı hakkında SBS sınavları döneminde, yargı kararlarını uygulamadığı ve görevi kötüye kullandığı gerekçesi ile soruşturma açılmasını istedi.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı hakkında Meclis Soruşturması açılması talep edilen önergesi şöyle; "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Başlangıç bölümünde; "Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasa'da gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı, Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu hususlarına yer verilmiş;

2. maddesinde ise hukuk devleti ilkesi Cumhuriyetin temel nitelikleri arasında sayılmıştır. Anayasa Mahkemesinin yerleşik kararlarına göre hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasaya aykırı tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık devlettir. Anayasanın 138. maddesinin son fıkrasında da "Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. hükmü yer almaktadır. Yine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanununun 28. maddesinin birinci fıkrasında "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararların icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur.denilmektedir.

Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Kasım 2014 16:13

Gösterim: 2056

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Dünya ülkeleri arasında Türkiye, öğretmenlere saygı açısından ilk üçe giren bir ülke. Bu bizim geleneksel kültürümüzde kökleri çok derinlere giden öğretmen sevgisinin ve saygısının bir tezahürü" diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 81 ilden gelen 204 öğretmenle Bakanlık Başöğretmen Salonu'nda bir araya geldi.

Salonda bulunanları "Sevgili öğretmenler, Ankara'ya hoşgeldiniz" sözleriyle selamlayan Bakan Avcı, onların "gününü" kutladı.

Öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğuna işaret eden Avcı, "Uluslararası bir araştırma gösteriyor ki dünyada öğretmenlerin toplum tarafından en çok saygı gören üç ülkeden bir tanesi Türkiye. Dünya ülkeleri arasında Türkiye, öğretmenlere saygı açısından ilk üçe giren bir ülke. Bu bizim geleneksel kültürümüzde kökleri çok derinlere giden öğretmen sevgisinin ve saygısının bir tezahürü" diye konuştu.

MEB olarak 12 yıldan beri özellikle öğretmenlerin hem sosyal statülerini yükseltmek hem de bütün toplumsal kesimler nezdindeki saygınlıklarını arttırmak için çalıştıklarını vurgulayan Avcı, bu konuda ciddi mesafe aldıklarını söyledi.

Avcı, bu yıl özellikle Öğretmenler Günü'ne değişik kamu kuruluşlarının, medyanın ve toplumun büyük ilgi gösterdiğine işaret ederek, şöyle devam etti:

"Öğretmenler Günü, artık öğretmenlik mesleğinin itibarının bütün toplum kesimleri tarafından nasıl paylaşılmakta olduğunun görülebildiği bir gün haline geldi. Bunda tabii sizin fedakarca çalışmalarınız belirleyici oldu. 850 binin üzerinde öğretmenimiz, bugün Türkiye'nin dört bir köşesinde ayrım gözetmeksizin fedakarca hizmet ediyorlar. Biz en büyük kamu kuruluşuyuz. Öğretmenlerimiz en büyük kamu çalışanları kesimini oluşturuyor. Dolayısıyla, hem sayısal hem nitelik olarak biz Türkiye'nin çimentosuyuz. Biz geleceği birlikte inşa ediyoruz."

"Öğretmenlikten emekli olunmaz"

Bakan Avcı, öğretmenlikten emekli olunmayacağını belirterek, "Şeklen emekli olunur ve ama öğretmenlik ömür boyu süren bir unvandır. Şeklen de olsa emekliye ayrılan tüm öğretmenlerimize sağlıklı, huzurlu bir yaşam diliyorum. Ahirete intikal eden hocalarımıza, öğretmenlerimize Allah'tan rahmet diliyorum" diye konuştu.

Bu yıl ilk defa bir uygulama başlattıklarını aktaran Avcı, imam hatip liselerinde okuyan öğrencilerin rahmete kavuşan öğretmenler için hatim okuduklarını ve hatim duasının bugün yapılacağını belirtti.

Salonda bulunan öğretmenlere, "Yaptığınız çalışmalarla örnek oldunuz ve o nedenle Ankara'ya davet edildiniz. Yaptığınız güzel çalışmaların tüm öğretmenlere örnek olmasını diliyorum" sözleriyle seslendi.

2 Aralık'ta Antalya'da düzenlenecek Milli Eğitim Şurası'nın dört temasının bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin de öğretmen niteliğinin arttırılması olduğunu anımsatan Avcı, "Oradaki istişareleri de dikkate alarak Öğretmen Strateji Belgesi'ni ocak ayı içinde açıklayacağız. O nedenle öğretmenlik mesleğinin niteliksel çerçevesini hep birlikte oluşturmuş olacağız" dedi.

Törende daha sonra görme engelli öğretmenler Banu Dikmen Ada ve Mehmet Yıldız, Bakan Avcı'ya çiçek takdim etti.

Batman'dan gelen öğretmen Zeynep Özden de hat sanatıyla adının yazıldığı eseri Bakan Avcı'ya hediye etti.

Eğitim neferleri Ankara'da

Bakanlık, her yıl Ankara’da düzenlediği 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri kapsamında Başkentte ağırladığı öğretmen sayısını bu yıl 81’den 204’e çıkardı.

Öğretmenler Günü dolayısıyla, 81 ilden 204 öğretmen 4 gün boyunca Ankara'da ağırlanacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki ilk resepsiyonu, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle bugün öğretmenler onuruna verecek.

Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünce oluşturulan ve aralarında akademisyenlerin de bulunduğu komisyon, her yıl olduğu gibi bu yıl da Öğretmenler Günü kutlamaları kapsamında 800 bin öğretmen arasından 81 ilin milli eğitim müdürlüklerince seçilen proje ve başarı hikayelerini inceledi.

Değerlendirme sonucu öğretmen arasından öğrencilerinin hayatını değiştiren, eğitimde üstün başarı göstermiş, projeler gerçekleştirmiş, yetenekli öğrencileri topluma kazandırmış, fedakarlıkları ve diğer nitelikleriyle farklılıklar ortaya koymuş öğretmenler belirlendi. Bu kapsamda 204 öğretmen ''mesleğinde fark yaratan'' kişi olarak seçildi.

> "Türkiye öğretmenlere saygı açısından ilk üçte"

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Dünya ülkeleri arasında Türkiye, öğretmenlere saygı açısından ilk üçe giren bir ülke. Bu bizim geleneksel kültürümüzde kökleri çok derinlere giden öğretmen sevgisinin ve saygısının bir tezahürü" diye konuştu.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 81 ilden gelen 204 öğretmenle Bakanlık Başöğretmen Salonu'nda bir araya geldi.

Salonda bulunanları "Sevgili öğretmenler, Ankara'ya hoşgeldiniz" sözleriyle selamlayan Bakan Avcı, onların "gününü" kutladı.

Öğretmenliğin kutsal bir meslek olduğuna işaret eden Avcı, "Uluslararası bir araştırma gösteriyor ki dünyada öğretmenlerin toplum tarafından en çok saygı gören üç ülkeden bir tanesi Türkiye. Dünya ülkeleri arasında Türkiye, öğretmenlere saygı açısından ilk üçe giren bir ülke. Bu bizim geleneksel kültürümüzde kökleri çok derinlere giden öğretmen sevgisinin ve saygısının bir tezahürü" diye konuştu.

MEB olarak 12 yıldan beri özellikle öğretmenlerin hem sosyal statülerini yükseltmek hem de bütün toplumsal kesimler nezdindeki saygınlıklarını arttırmak için çalıştıklarını vurgulayan Avcı, bu konuda ciddi mesafe aldıklarını söyledi.

Avcı, bu yıl özellikle Öğretmenler Günü'ne değişik kamu kuruluşlarının, medyanın ve toplumun büyük ilgi gösterdiğine işaret ederek, şöyle devam etti:

"Öğretmenler Günü, artık öğretmenlik mesleğinin itibarının bütün toplum kesimleri tarafından nasıl paylaşılmakta olduğunun görülebildiği bir gün haline geldi. Bunda tabii sizin fedakarca çalışmalarınız belirleyici oldu. 850 binin üzerinde öğretmenimiz, bugün Türkiye'nin dört bir köşesinde ayrım gözetmeksizin fedakarca hizmet ediyorlar. Biz en büyük kamu kuruluşuyuz. Öğretmenlerimiz en büyük kamu çalışanları kesimini oluşturuyor. Dolayısıyla, hem sayısal hem nitelik olarak biz Türkiye'nin çimentosuyuz. Biz geleceği birlikte inşa ediyoruz."

"Öğretmenlikten emekli olunmaz"

Bakan Avcı, öğretmenlikten emekli olunmayacağını belirterek, "Şeklen emekli olunur ve ama öğretmenlik ömür boyu süren bir unvandır. Şeklen de olsa emekliye ayrılan tüm öğretmenlerimize sağlıklı, huzurlu bir yaşam diliyorum. Ahirete intikal eden hocalarımıza, öğretmenlerimize Allah'tan rahmet diliyorum" diye konuştu.

Bu yıl ilk defa bir uygulama başlattıklarını aktaran Avcı, imam hatip liselerinde okuyan öğrencilerin rahmete kavuşan öğretmenler için hatim okuduklarını ve hatim duasının bugün yapılacağını belirtti.

Salonda bulunan öğretmenlere, "Yaptığınız çalışmalarla örnek oldunuz ve o nedenle Ankara'ya davet edildiniz. Yaptığınız güzel çalışmaların tüm öğretmenlere örnek olmasını diliyorum" sözleriyle seslendi.

2 Aralık'ta Antalya'da düzenlenecek Milli Eğitim Şurası'nın dört temasının bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin de öğretmen niteliğinin arttırılması olduğunu anımsatan Avcı, "Oradaki istişareleri de dikkate alarak Öğretmen Strateji Belgesi'ni ocak ayı içinde açıklayacağız. O nedenle öğretmenlik mesleğinin niteliksel çerçevesini hep birlikte oluşturmuş olacağız" dedi.

Törende daha sonra görme engelli öğretmenler Banu Dikmen Ada ve Mehmet Yıldız, Bakan Avcı'ya çiçek takdim etti.

Batman'dan gelen öğretmen Zeynep Özden de hat sanatıyla adının yazıldığı eseri Bakan Avcı'ya hediye etti.

Eğitim neferleri Ankara'da

Bakanlık, her yıl Ankara’da düzenlediği 24 Kasım Öğretmenler Günü etkinlikleri kapsamında Başkentte ağırladığı öğretmen sayısını bu yıl 81’den 204’e çıkardı.

Öğretmenler Günü dolayısıyla, 81 ilden 204 öğretmen 4 gün boyunca Ankara'da ağırlanacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki ilk resepsiyonu, 24 Kasım Öğretmenler Günü vesilesiyle bugün öğretmenler onuruna verecek.

Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğünce oluşturulan ve aralarında akademisyenlerin de bulunduğu komisyon, her yıl olduğu gibi bu yıl da Öğretmenler Günü kutlamaları kapsamında 800 bin öğretmen arasından 81 ilin milli eğitim müdürlüklerince seçilen proje ve başarı hikayelerini inceledi.

Değerlendirme sonucu öğretmen arasından öğrencilerinin hayatını değiştiren, eğitimde üstün başarı göstermiş, projeler gerçekleştirmiş, yetenekli öğrencileri topluma kazandırmış, fedakarlıkları ve diğer nitelikleriyle farklılıklar ortaya koymuş öğretmenler belirlendi. Bu kapsamda 204 öğretmen ''mesleğinde fark yaratan'' kişi olarak seçildi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Kasım 2014 12:56

Gösterim: 2113

Başbakan Davutoğlu, Pek çok yerden benim aldığım bilgi, tabletlerin bir oyun aracı haline dönüşmeye başladığını gösteriyor. Biz oyuncak dağıtacaksak ayrı dağıtırız. Bu kapsamda dağıtılan tabletlerin kullanımı lütfen takip edin"

Davutoğlu, Başbakanlık Yeni Bina'da, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve 81 ilden gelen öğretmenleri kabulünde yaptığı konuşmada, kendisinin en büyük öğretmeni İstanbul olduğunu söyledi.

İnsanın boşlukta bilgi üretmediğini, insanların geçmişe, mekana ve çevreye karşı borçlu olduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Onun için şöyle bir ormanlık alanda ders yaptığınızda çocukta orman bilinci, çevre bilinci gelişir. Biz her şeyi bir anlamda bir öğretmen gibi görebilmeliyiz. Milli Eğitim Bakanlığını ziyaretimde 22 milyon öğrencimiz olduğu zikredildiğinde, 'eğer herkes haddini bilse aslında Türkiye'de 77 milyon öğrenci var" dedim. Aslında  hepimiz öğrenciyiz. Bir gün öğretmenler 'ben öğrendim ve oldum, hamdım piştim oldum' diyip, öğrencileri sadece ham olarak gördüğünde ve kendi öğrenciliğini unuttuğunda öğretmenliği de biter. Her öğretmen aynı zaman da öğrencidir. Her gün bir şey öğrenir. Her gün bir şey öğrenmeyen öğretmen, öğrencilere de bir şey öğretemez. Bu sürekliliği olan bir ilişki."

Davutoğlu, Başbakan Başdanışmanı olduğu döneminde sosyal bilimler liselerinde ders vermeyi düşündüğünü açıklayarak, Milli Eğitim Bakanlığına çağrıda bulunarak tanınmış sanatçı, bilim adamı ve düşünürlerin fahri öğretmen olarak Hakkari ve Tunceli gibi illerde dersler vermesi gerektiğini söyledi.

"Ülkenin savunması da milli eğitimden geçiyor"

Türkiye'nin büyüyen bir ülke olduğunu, nüfusunun ve imkanlarının arttığını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bir milli savunmada 'milli' vardır, bir de milli eğitimde 'milli' vardır. Çünkü bunların ikisi de gerçek anlamda milli ve bu milletin özüne sadık kaldığı zaman savunmanız savunma, eğitimimiz eğitim olur. Savunma hep bizim bütçede birinci olurdu bizim iktidarlarımıza kadar şimdi milli eğitim. Savunmaya yine hakkettiği şeyi veriyoruz, imkanlarımız gelişti, gayri safi milli hasılamız dört misli arttı. Milli eğitime ayırdığımız bütçe, milli savunmaya göre arttı. Çünkü biz bir ülkenin savunmasının da milli eğitimden geçtiğine inanıyoruz. Milli eğitimi sağlam olmayan bir ülkenin tankları, tüfekleri, uçakları savunmayı temin etmez ama milli eğitiminiz sağlamsa eksik olan savunmayı zamanla tamamlarsınız. 2002'e kıyasla milli eğitim bütçesinde yüzde 726'lık artış oldu ve 62 milyar liraya yükseldi. 62 milyar lira neredeyse Türkiye'nin cari açığı. Enerji harcamaları kadar dışarı giden kadar bir miktar."

Davutoğlu, bekar ve ek ders almayan bir öğretmenin 2002'de 470 lira olan maaşının şimdi 2 bin 148 liraya yükseldiğini bildirerek, iktidarları döneminde 458 bin 496 öğretmenin atamasının yapıldığını, bu sayının da mevcut öğretmenlerin yarısını oluşturduğunu söyledi.

Başbakan Davutoğlu, 12 yıl kesintisiz eğitimi getirdiklerini, sosyal bilimler ve spor liselerinin kurulduğunu, yüze yakın üniversite açtıklarını anımsatarak, 2002'de 346 bin derslik sayısını 649 bin 469'a çıkarttıklarını, bu sayıyı daha da artırmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Davutoğlu, Türkiye'nin 21. yüzyıla yüz karası birçok şeyle girdiğini ve sınıflarda 70, 80, 100 öğrenciyle eğitimlerin yapıldığını ifade ederek, Malatya ziyareti sırasında ilkokul öğrencileriyle ettiği sohbette oradaki sınıfların da 25 kişilik olduğunu öğrencilerin söylediğini anlattı.

"Teknoloji iki ucu keskin kılıç"

İnsani bir eğitimin yapılmasının ve öğrenci öğretmen ilişkisinin gerçek zemininde olabilmesinin 30 kişinin altındaki sınıflarda mümkün olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Fatih Projesi kapsamında 3 bin 657 okula 84 bin 921 adet etkileşimli tahta monte ettik, 800 bin adet tablet bilgisayarı dağıttık. Biz tabletleri öğrencilere mekanik bir araç diye vermedik. Teknoloji öyle bir şey ki iki ucu keskin kılıç gibi, nereye doğru kullanırsanız sizi oraya yöneltir. Pek çok yerden benim aldığım bilgi, tabletlerin bir oyun aracı haline dönüşmeye başladığını gösteriyor. Biz oyuncak dağıtacaksak ayrı dağıtırız. Oyun yanlış bir şey diye söylemiyorum ama tabletleri bilgi çağında, bilgi erişim imkanını öğrencilere tanıtmak için veriyoruz. Bu kapsamda dağıtılan tabletlerin kullanımı lütfen takip edin. Öğrencileri dersleri hep tabletler üzerinden, onları kullanacak şekilde verin ki öğrenci onu bir eğitim aracı olarak kullansın. Ne kadar bilgisayar verilirse verilsin, kitap kokusunu duymamış kişi kişi olamaz, başka şey olur. Bazı şeyler vardır başka türlü hissedilmez."

Davutoğlu, günlerce süren yorgunluğun ardından bir sahafta alacağı kitap kokusunun kendisine şifa gibi geldiğini belirterek, Filipinler ziyaretinde programı değiştirerek eskiden bildiği bir kitapçıya gittiğini söyledi.

Çocuklara kitap ve kitapçı  sevgisinin aşılanması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, kolay ulaşılan bilginin değerinin de bir o kadar değersiz olduğunu kaydetti.

"Öğrencileri alıp kütüphanede ders yapın"

Davutoğlu, akademisyenliği döneminde incelediği doktora tezlerinde yer alan bilgilerden sıradan ve mekanik olanların bilgisayardan derlendiğini fark ettiğine dikkati çekerek, "Eğer sofistike, daha derinlemesine ve kendisinden özgün katkı yaptığı bir şey varsa bilin ki kitap okumuş. Bunu bilgisayarı kötülemek için söylemiyorum. Bu anlamda teknolojik yeniliklere intibak edeceğiz ama ne olur çocukları alın arada sırada kitapçıya götürün, kütüphaneye götürün o kokuyu hissetsinler. Emin olun sınıfta üç saat ders yapmaktansa, o kitap kokusuyla yapılan yarım saat ders daha bereketli olabilir. Ben bunu bir kampanya olarak başlatalım diyorum. Öğrencileri alıp kütüphanede ders yapın" diye konuştu.

Davutoğlu, çocuklara kitabı sevdirmek için zorla önüne kitap konulup oku denilmemesi tavsiyesinde de bulunarak, kitapları hayatın bir parçası kılmak gerektiğini ifade etti.

Tabletleri kitapları unutturmak için dağıtmadıklarına dikkati çeken Davutoğlu, "Tabletleri dağıtmamız tamamlayıcı bir şey. İşin esası, asli unsuru değil. Kitap sevgisini unuturlarsa bir daha kimse onlara o sevgiyi aşılayamaz" dedi.

Başbakan Davutoğlu, konuşmasının ardından 81 ilden gelen öğretmenlere çeşitli armağanlar verdi.

> Başbakan Davutoğlu’ndan öğretmenlere tablet uyarısı

Başbakan Davutoğlu, Pek çok yerden benim aldığım bilgi, tabletlerin bir oyun aracı haline dönüşmeye başladığını gösteriyor. Biz oyuncak dağıtacaksak ayrı dağıtırız. Bu kapsamda dağıtılan tabletlerin kullanımı lütfen takip edin"

Davutoğlu, Başbakanlık Yeni Bina'da, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ve 81 ilden gelen öğretmenleri kabulünde yaptığı konuşmada, kendisinin en büyük öğretmeni İstanbul olduğunu söyledi.

İnsanın boşlukta bilgi üretmediğini, insanların geçmişe, mekana ve çevreye karşı borçlu olduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Onun için şöyle bir ormanlık alanda ders yaptığınızda çocukta orman bilinci, çevre bilinci gelişir. Biz her şeyi bir anlamda bir öğretmen gibi görebilmeliyiz. Milli Eğitim Bakanlığını ziyaretimde 22 milyon öğrencimiz olduğu zikredildiğinde, 'eğer herkes haddini bilse aslında Türkiye'de 77 milyon öğrenci var" dedim. Aslında  hepimiz öğrenciyiz. Bir gün öğretmenler 'ben öğrendim ve oldum, hamdım piştim oldum' diyip, öğrencileri sadece ham olarak gördüğünde ve kendi öğrenciliğini unuttuğunda öğretmenliği de biter. Her öğretmen aynı zaman da öğrencidir. Her gün bir şey öğrenir. Her gün bir şey öğrenmeyen öğretmen, öğrencilere de bir şey öğretemez. Bu sürekliliği olan bir ilişki."

Davutoğlu, Başbakan Başdanışmanı olduğu döneminde sosyal bilimler liselerinde ders vermeyi düşündüğünü açıklayarak, Milli Eğitim Bakanlığına çağrıda bulunarak tanınmış sanatçı, bilim adamı ve düşünürlerin fahri öğretmen olarak Hakkari ve Tunceli gibi illerde dersler vermesi gerektiğini söyledi.

"Ülkenin savunması da milli eğitimden geçiyor"

Türkiye'nin büyüyen bir ülke olduğunu, nüfusunun ve imkanlarının arttığını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bir milli savunmada 'milli' vardır, bir de milli eğitimde 'milli' vardır. Çünkü bunların ikisi de gerçek anlamda milli ve bu milletin özüne sadık kaldığı zaman savunmanız savunma, eğitimimiz eğitim olur. Savunma hep bizim bütçede birinci olurdu bizim iktidarlarımıza kadar şimdi milli eğitim. Savunmaya yine hakkettiği şeyi veriyoruz, imkanlarımız gelişti, gayri safi milli hasılamız dört misli arttı. Milli eğitime ayırdığımız bütçe, milli savunmaya göre arttı. Çünkü biz bir ülkenin savunmasının da milli eğitimden geçtiğine inanıyoruz. Milli eğitimi sağlam olmayan bir ülkenin tankları, tüfekleri, uçakları savunmayı temin etmez ama milli eğitiminiz sağlamsa eksik olan savunmayı zamanla tamamlarsınız. 2002'e kıyasla milli eğitim bütçesinde yüzde 726'lık artış oldu ve 62 milyar liraya yükseldi. 62 milyar lira neredeyse Türkiye'nin cari açığı. Enerji harcamaları kadar dışarı giden kadar bir miktar."

Davutoğlu, bekar ve ek ders almayan bir öğretmenin 2002'de 470 lira olan maaşının şimdi 2 bin 148 liraya yükseldiğini bildirerek, iktidarları döneminde 458 bin 496 öğretmenin atamasının yapıldığını, bu sayının da mevcut öğretmenlerin yarısını oluşturduğunu söyledi.

Başbakan Davutoğlu, 12 yıl kesintisiz eğitimi getirdiklerini, sosyal bilimler ve spor liselerinin kurulduğunu, yüze yakın üniversite açtıklarını anımsatarak, 2002'de 346 bin derslik sayısını 649 bin 469'a çıkarttıklarını, bu sayıyı daha da artırmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Davutoğlu, Türkiye'nin 21. yüzyıla yüz karası birçok şeyle girdiğini ve sınıflarda 70, 80, 100 öğrenciyle eğitimlerin yapıldığını ifade ederek, Malatya ziyareti sırasında ilkokul öğrencileriyle ettiği sohbette oradaki sınıfların da 25 kişilik olduğunu öğrencilerin söylediğini anlattı.

"Teknoloji iki ucu keskin kılıç"

İnsani bir eğitimin yapılmasının ve öğrenci öğretmen ilişkisinin gerçek zemininde olabilmesinin 30 kişinin altındaki sınıflarda mümkün olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Fatih Projesi kapsamında 3 bin 657 okula 84 bin 921 adet etkileşimli tahta monte ettik, 800 bin adet tablet bilgisayarı dağıttık. Biz tabletleri öğrencilere mekanik bir araç diye vermedik. Teknoloji öyle bir şey ki iki ucu keskin kılıç gibi, nereye doğru kullanırsanız sizi oraya yöneltir. Pek çok yerden benim aldığım bilgi, tabletlerin bir oyun aracı haline dönüşmeye başladığını gösteriyor. Biz oyuncak dağıtacaksak ayrı dağıtırız. Oyun yanlış bir şey diye söylemiyorum ama tabletleri bilgi çağında, bilgi erişim imkanını öğrencilere tanıtmak için veriyoruz. Bu kapsamda dağıtılan tabletlerin kullanımı lütfen takip edin. Öğrencileri dersleri hep tabletler üzerinden, onları kullanacak şekilde verin ki öğrenci onu bir eğitim aracı olarak kullansın. Ne kadar bilgisayar verilirse verilsin, kitap kokusunu duymamış kişi kişi olamaz, başka şey olur. Bazı şeyler vardır başka türlü hissedilmez."

Davutoğlu, günlerce süren yorgunluğun ardından bir sahafta alacağı kitap kokusunun kendisine şifa gibi geldiğini belirterek, Filipinler ziyaretinde programı değiştirerek eskiden bildiği bir kitapçıya gittiğini söyledi.

Çocuklara kitap ve kitapçı  sevgisinin aşılanması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, kolay ulaşılan bilginin değerinin de bir o kadar değersiz olduğunu kaydetti.

"Öğrencileri alıp kütüphanede ders yapın"

Davutoğlu, akademisyenliği döneminde incelediği doktora tezlerinde yer alan bilgilerden sıradan ve mekanik olanların bilgisayardan derlendiğini fark ettiğine dikkati çekerek, "Eğer sofistike, daha derinlemesine ve kendisinden özgün katkı yaptığı bir şey varsa bilin ki kitap okumuş. Bunu bilgisayarı kötülemek için söylemiyorum. Bu anlamda teknolojik yeniliklere intibak edeceğiz ama ne olur çocukları alın arada sırada kitapçıya götürün, kütüphaneye götürün o kokuyu hissetsinler. Emin olun sınıfta üç saat ders yapmaktansa, o kitap kokusuyla yapılan yarım saat ders daha bereketli olabilir. Ben bunu bir kampanya olarak başlatalım diyorum. Öğrencileri alıp kütüphanede ders yapın" diye konuştu.

Davutoğlu, çocuklara kitabı sevdirmek için zorla önüne kitap konulup oku denilmemesi tavsiyesinde de bulunarak, kitapları hayatın bir parçası kılmak gerektiğini ifade etti.

Tabletleri kitapları unutturmak için dağıtmadıklarına dikkati çeken Davutoğlu, "Tabletleri dağıtmamız tamamlayıcı bir şey. İşin esası, asli unsuru değil. Kitap sevgisini unuturlarsa bir daha kimse onlara o sevgiyi aşılayamaz" dedi.

Başbakan Davutoğlu, konuşmasının ardından 81 ilden gelen öğretmenlere çeşitli armağanlar verdi.

Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Kasım 2014 15:23

Gösterim: 1882

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla görüntülü mesaj yayımladı.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla görüntülü mesaj yayımladı.

Bakan Avcı, yaklaşık 1,5 dakika süren görüntülü Öğretmenler Günü mesajına "Sevgili öğretmenlerim" diyerek başladı.

 Atatürk'ün 24 Kasım 1928'de "başöğretmen" sıfatını alması vesilesiyle, 24 Kasım gününün her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlandığını ifade eden Avcı, bütün öğretmenlerin bu anlamlı gününü gönülden kutladığını belirtti.

Öğretmenliğin bir ömür boyu sürdüğünün altını çizen Avcı, görünüşte emekli olan öğretmenlere de sağlık ve mutluluk içerisinde nice yıllar diledi.

Hayatını kaybeden bütün öğretmenlere de rahmet dileyen Avcı, mesajına şunları kaydetti:

"Öğretmenlerimizin ülkemizin dört bir yanında nasıl fedakarca görev yaptıklarını görüyoruz, biliyoruz.  Geleceğimizin teminatı olan sevgili çocuklarımızın eğitimi uğruna verdikleri emekleri büyük bir takdir ve şükranla karşılıyoruz.  Sevgili öğretmenlerim, sizlerin de yakinen müşahede ettiğiniz gibi, şu son yıllarda, eğitim konusunda yüzümüzü güldüren, milletçe hepimizi gururlandıran çok önemli gelişmeler kaydettik. Ama eğitim alanında elde edilen hiçbir gelişmeyi, hiçbir başarıyı yeterli göremeyiz. Bu yüzden öğretmenlerimize ve öğrencilerimize durmadan, yorulmadan çok daha iyi imkanlar sağlamanın gayreti içerisinde olacağız. Bu vesileyle tekrar 24 Kasım Öğretmenler Gününüzü kutluyor, gözlerinizden öpüyorum."

Bakan Avcı'nın mesajı, Bakanlığın internet sayfasında intro olarak yer alacak ve televizyonlarda Öğretmenler Gününde yayımlanacak.

> Bakan Avcı’dan öğretmenlere mesaj

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla görüntülü mesaj yayımladı.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla görüntülü mesaj yayımladı.

Bakan Avcı, yaklaşık 1,5 dakika süren görüntülü Öğretmenler Günü mesajına "Sevgili öğretmenlerim" diyerek başladı.

 Atatürk'ün 24 Kasım 1928'de "başöğretmen" sıfatını alması vesilesiyle, 24 Kasım gününün her yıl Öğretmenler Günü olarak kutlandığını ifade eden Avcı, bütün öğretmenlerin bu anlamlı gününü gönülden kutladığını belirtti.

Öğretmenliğin bir ömür boyu sürdüğünün altını çizen Avcı, görünüşte emekli olan öğretmenlere de sağlık ve mutluluk içerisinde nice yıllar diledi.

Hayatını kaybeden bütün öğretmenlere de rahmet dileyen Avcı, mesajına şunları kaydetti:

"Öğretmenlerimizin ülkemizin dört bir yanında nasıl fedakarca görev yaptıklarını görüyoruz, biliyoruz.  Geleceğimizin teminatı olan sevgili çocuklarımızın eğitimi uğruna verdikleri emekleri büyük bir takdir ve şükranla karşılıyoruz.  Sevgili öğretmenlerim, sizlerin de yakinen müşahede ettiğiniz gibi, şu son yıllarda, eğitim konusunda yüzümüzü güldüren, milletçe hepimizi gururlandıran çok önemli gelişmeler kaydettik. Ama eğitim alanında elde edilen hiçbir gelişmeyi, hiçbir başarıyı yeterli göremeyiz. Bu yüzden öğretmenlerimize ve öğrencilerimize durmadan, yorulmadan çok daha iyi imkanlar sağlamanın gayreti içerisinde olacağız. Bu vesileyle tekrar 24 Kasım Öğretmenler Gününüzü kutluyor, gözlerinizden öpüyorum."

Bakan Avcı'nın mesajı, Bakanlığın internet sayfasında intro olarak yer alacak ve televizyonlarda Öğretmenler Gününde yayımlanacak.

Son Güncelleme: Pazartesi, 24 Kasım 2014 08:35

Gösterim: 1312


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.