Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

 

Dünyada milyonlarca kullanıcısı olan Twitter’da her gün ortalama 340 milyon tweet atılıyor. Türkiye’nin Twitter karnesi nasıl peki?

Türkiye, Twitter’in en popüler olduğu ülkeler arasında 11.sırada yer alıyor.

Twitter Türkiye’de yaklaşık 7 milyon kullanıcıya ulaştı.

İlk Türk Twitter kullanıcısı Özlem Özdener dünyadaki 535. kullanıcı. İlk tweet’ini  26 Mart 2006’da attı.

Türkiye’de en çok retweet edilen kişi 3124 retweet’le Rihanna oldu. Rihanna attığı tweet’te şunları yazdı: Turkey. We’re praying for all of you-PrayTurkey(Türkiye’deki herkes için dua ediyoruz)

 

2011 yılında Google’da Twitter’i en çok aratan şehir İstanbul oldu.

Twitter’da Güler Sabancı’nın hesabı 2010 yılında 5 TL’ye satışa sunuldu.

Twitter’da en çok takip edilen ünlüler: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: 1543.783,

Demet Akalın: 1375.356,

Erdil Yaşaroğlu: 540.565,

Galatasaray SK: 1.006.854,

Cem Yılmaz hiç tweet atmamasına rağmen1.972.219 takipçisi olan tek ünlü,

Erol Köse’nin ünlüler hakkındaki iddiaları en çok takip edilenler arasında üst sıralarda: 378.566,

Şarkıcı Hilal Cebeci ise bir rekora imza attı. Cebeci bir gecede 13.000 takipçiden 673.149 takipçiye çıktı.

7,2 MİLYON TWİTTER ÜYESİ VAR

Türkiye'de 7.2 milyon tekil Twitter üyesi bulunuyor.

Üyelerin 5.3 milyonu aktif olarak Twitter kullanıyor.

Günde 1.7 milyon Türkçe tweet atılıyor.

SANİYEDE 20 TWEET

Türkiye'deki Twitter kullanıcıları saniyede 20 tweet atıyor.

Kullanıcılar en çok 21:00 – 22:00 saatleri arasında tweet atıyor.

En fazla Tweet Cuma günü atılıyor.

Türkiye'deki Twitter kullanıcılarının yüzde 53'ü erkek, yüzde 47'si ise kadın. 

ORTALAMA TAKİPÇİ SAYISI 151

Türkiye'deki ortalama takipçi sayısı 151.

Tweetlerin yüzde 58'i İstanbul'dan atılıyor.

En fazla tweet atılan iller listesinde yüzde 13 ile Ankara ikinci, yüzde 11 ile İzmir ise üçüncü sırada.

Türkiye'deki Twitter kullanıcılarının yüzde 59'u mobil cihazları, yüzde 41'i ise internet sitesini kullanıyor.

EN ÇOK BLACKBERRY'DEN TWEET ATILIYOR

En fazla, kullanılan platformların başında yüzde 45'lik oranla BlackBerry geliyor. Yüzde 27 oranla iPhone ikinci, yüzde 14 oranla Android üçüncü sırada yer alıyor.

Mesai saatleri içerisinde yüzde 52 oranla Blackberry kullanıcıları en fazla tweet atıyor.

(veriler sosyalmedya.co)


> Twitter’in Türkiye karnesi

 

Dünyada milyonlarca kullanıcısı olan Twitter’da her gün ortalama 340 milyon tweet atılıyor. Türkiye’nin Twitter karnesi nasıl peki?

Türkiye, Twitter’in en popüler olduğu ülkeler arasında 11.sırada yer alıyor.

Twitter Türkiye’de yaklaşık 7 milyon kullanıcıya ulaştı.

İlk Türk Twitter kullanıcısı Özlem Özdener dünyadaki 535. kullanıcı. İlk tweet’ini  26 Mart 2006’da attı.

Türkiye’de en çok retweet edilen kişi 3124 retweet’le Rihanna oldu. Rihanna attığı tweet’te şunları yazdı: Turkey. We’re praying for all of you-PrayTurkey(Türkiye’deki herkes için dua ediyoruz)

 

2011 yılında Google’da Twitter’i en çok aratan şehir İstanbul oldu.

Twitter’da Güler Sabancı’nın hesabı 2010 yılında 5 TL’ye satışa sunuldu.

Twitter’da en çok takip edilen ünlüler: Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: 1543.783,

Demet Akalın: 1375.356,

Erdil Yaşaroğlu: 540.565,

Galatasaray SK: 1.006.854,

Cem Yılmaz hiç tweet atmamasına rağmen1.972.219 takipçisi olan tek ünlü,

Erol Köse’nin ünlüler hakkındaki iddiaları en çok takip edilenler arasında üst sıralarda: 378.566,

Şarkıcı Hilal Cebeci ise bir rekora imza attı. Cebeci bir gecede 13.000 takipçiden 673.149 takipçiye çıktı.

7,2 MİLYON TWİTTER ÜYESİ VAR

Türkiye'de 7.2 milyon tekil Twitter üyesi bulunuyor.

Üyelerin 5.3 milyonu aktif olarak Twitter kullanıyor.

Günde 1.7 milyon Türkçe tweet atılıyor.

SANİYEDE 20 TWEET

Türkiye'deki Twitter kullanıcıları saniyede 20 tweet atıyor.

Kullanıcılar en çok 21:00 – 22:00 saatleri arasında tweet atıyor.

En fazla Tweet Cuma günü atılıyor.

Türkiye'deki Twitter kullanıcılarının yüzde 53'ü erkek, yüzde 47'si ise kadın. 

ORTALAMA TAKİPÇİ SAYISI 151

Türkiye'deki ortalama takipçi sayısı 151.

Tweetlerin yüzde 58'i İstanbul'dan atılıyor.

En fazla tweet atılan iller listesinde yüzde 13 ile Ankara ikinci, yüzde 11 ile İzmir ise üçüncü sırada.

Türkiye'deki Twitter kullanıcılarının yüzde 59'u mobil cihazları, yüzde 41'i ise internet sitesini kullanıyor.

EN ÇOK BLACKBERRY'DEN TWEET ATILIYOR

En fazla, kullanılan platformların başında yüzde 45'lik oranla BlackBerry geliyor. Yüzde 27 oranla iPhone ikinci, yüzde 14 oranla Android üçüncü sırada yer alıyor.

Mesai saatleri içerisinde yüzde 52 oranla Blackberry kullanıcıları en fazla tweet atıyor.

(veriler sosyalmedya.co)


Son Güncelleme: Pazartesi, 23 Nisan 2012 13:39

Gösterim: 2076

Redhack adındaki hacker grubu eylemlerine bir yenisini daha ekledi.Emniyetin şifresinin '123456' olduğunu ortaya çıkaran RedHack dün de İçişleri Bakanlığı'nı hack'ledi. Şifre çok tanıdık çıktı.

redhackRedHack Grubu geçen şubat ayında Emniyet Genel Müdürlüğü nün sistemine girmişti.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün sitesini çökerten hacker grubu, RedHack (Kızıl Hackerlar) dün de İçişleri Bakanlığı’nın sitesini hackledi. RedHack, bakanlığın dosya sistemine girerek, çok sayıda belgeyi ele geçirdiğini iddia etti. Emniyetin şifresinin 123456 olduğunu ortaya çıkaran RedHack, bu kez İçişleri Bakanlığı’ndaki kullanıcı olan ‘deneme’ olan hesabın şifresinin ‘123456’ olduğunu ileri sürdü.

RedHack grubu dün İçişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan ve bakanlık çalışanlarınca kullanılan ‘Dosya Paylaşım Sistemi’ girdi. Her yetkilinin bir kullanıcı adı ve şifresinin bulunduğu sistemde tüm belge ve dosyaların yedeklerini aldıklarını öne süren RedHack üyeleri, şunları söyledi: “Dosya sistemine girmek için bakanlığın başka bir bölümünü kırdık ama bir türlü ulaşamadık. Son derece güvenliydi. Birkaç gün her şeyi denedik. Sonunda yorulmuştuk ki bir de ‘deneme’ kullanıcı adını ve ‘123456’ şifresini yapalım dedik. Şak içerideyiz. Ama kullanıcının erişebildiği alan sınırlıydı. Epey uğraştıktan sonra sonunda dosyaları indirdik.”

Oynama sırası sende

RedHack, sistemin açılış ekranına da kendi tasarladıkları görseli koydu. Dünya genelinde faaliyet gösteren ‘Anonymous’ hacker grubunun simgesi olan ‘Guy Fawkes’ maskeli bir fotoğrafla İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in fotoğrafının yer aldığı bir kolaj yaptı. Kolaja ‘Bizi sevmiyor musun?’ şeklinde bir de yazı ekledi. Sayfada İçişleri Bakanı Şahin’in geçen günlerde karşılaştığı bir vatandaşa “Nereden bileyim sevindiğini, takla at da görelim” sözlerine gönderme yaparak, ‘Oynama sırası sende İdris’ ifadesi kullandı. Ayrıca gruplarına yönelik gözaltılarla ilgili bir de mesaj yayınladı: “Suçsuz insanları RedHack diye almaya devam edersen yayınlarız! Bakalım sen mi oynayacaksın halk mı? Göreceğiz.”

Radikal’in ulaştığı İçişleri Bakanlığı yetkilileri, hackleme olayının doğru olduğunu belirterek, bu konuda çalıştıklarını söyledi. Henüz ne tür bir saldırıya uğradıklarını bilmediklerini belirten yetkililer, tespitlerin ardından ona göre hareket edeceklerini ifade etti. Bakanlığın dosya sistemi birkaç saat hack’li kaldıktan sonra kullanıma kapatıldı. Bu arada RedHack’in İçişleri Bakanlığı’nın sitesini hacklemesi Twitter’da en çok konuşulan konular arasına girdi. RedHack önceki gün de Milli Eğitim Bakanlığı’nın internet sitesini bir süre bloke etmişti.

Polisin de sistemini çökerttiler

1997’de kurulan RedHack (Kızıl Hackerlar) kendilerini, ‘Ezilen halklarin dijital alandaki örgütlü sesi olarak’ tanımlıyor. RedHack, en fazla ses getiren eylemini 27 Şubat’ta gerçekleştirdi ve Ankara Emniyet Müdürlüğü ile Ankara’ya bağlı bazı ilçeler ile birkaç ilin emniyete ait sitelirini de hackledi. www.ankara.pol.tr sitesine tıklandığı zaman bir süre RecHack’in sitesi açıldı. RedHack, emniyete ait gizli belgeleri de açıklamaya başladı. Radikal, 4 Mart’ta ‘RedHack’ grubuyla konuşarak yaptığı haberde Emniyet Genel Müdürlüğü’nün şifresinin ‘123456’ olduğunu duyurmuştu. RedHack grubuyla ilgili ilk soruşturmayı bilişim suçlarına bakan savcılık başlatmış ardından da dosya ‘yetkisizlik’ kararıyla özel yetkili savcılığa devredilmişti. Ankara Özel Yetkili Başsavcılığı’n gruba yönelik başlattığı operasyonda 17 kişi gözaltına alınmış, bunlardan yedisi tutuklanmıştı. Ancak Redhack üyeleri, gözaltına alınmadıklarını, kendilerinin yerine facebook’tan redhack haberlerini paylaşan gençlerin tutuklandığını, kendilerininse görevlerinin başında olduklarını söylemişti.

(radikal)

> Bu adamlar hiç uslanmıyor!

Redhack adındaki hacker grubu eylemlerine bir yenisini daha ekledi.Emniyetin şifresinin '123456' olduğunu ortaya çıkaran RedHack dün de İçişleri Bakanlığı'nı hack'ledi. Şifre çok tanıdık çıktı.

redhackRedHack Grubu geçen şubat ayında Emniyet Genel Müdürlüğü nün sistemine girmişti.

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün sitesini çökerten hacker grubu, RedHack (Kızıl Hackerlar) dün de İçişleri Bakanlığı’nın sitesini hackledi. RedHack, bakanlığın dosya sistemine girerek, çok sayıda belgeyi ele geçirdiğini iddia etti. Emniyetin şifresinin 123456 olduğunu ortaya çıkaran RedHack, bu kez İçişleri Bakanlığı’ndaki kullanıcı olan ‘deneme’ olan hesabın şifresinin ‘123456’ olduğunu ileri sürdü.

RedHack grubu dün İçişleri Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan ve bakanlık çalışanlarınca kullanılan ‘Dosya Paylaşım Sistemi’ girdi. Her yetkilinin bir kullanıcı adı ve şifresinin bulunduğu sistemde tüm belge ve dosyaların yedeklerini aldıklarını öne süren RedHack üyeleri, şunları söyledi: “Dosya sistemine girmek için bakanlığın başka bir bölümünü kırdık ama bir türlü ulaşamadık. Son derece güvenliydi. Birkaç gün her şeyi denedik. Sonunda yorulmuştuk ki bir de ‘deneme’ kullanıcı adını ve ‘123456’ şifresini yapalım dedik. Şak içerideyiz. Ama kullanıcının erişebildiği alan sınırlıydı. Epey uğraştıktan sonra sonunda dosyaları indirdik.”

Oynama sırası sende

RedHack, sistemin açılış ekranına da kendi tasarladıkları görseli koydu. Dünya genelinde faaliyet gösteren ‘Anonymous’ hacker grubunun simgesi olan ‘Guy Fawkes’ maskeli bir fotoğrafla İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in fotoğrafının yer aldığı bir kolaj yaptı. Kolaja ‘Bizi sevmiyor musun?’ şeklinde bir de yazı ekledi. Sayfada İçişleri Bakanı Şahin’in geçen günlerde karşılaştığı bir vatandaşa “Nereden bileyim sevindiğini, takla at da görelim” sözlerine gönderme yaparak, ‘Oynama sırası sende İdris’ ifadesi kullandı. Ayrıca gruplarına yönelik gözaltılarla ilgili bir de mesaj yayınladı: “Suçsuz insanları RedHack diye almaya devam edersen yayınlarız! Bakalım sen mi oynayacaksın halk mı? Göreceğiz.”

Radikal’in ulaştığı İçişleri Bakanlığı yetkilileri, hackleme olayının doğru olduğunu belirterek, bu konuda çalıştıklarını söyledi. Henüz ne tür bir saldırıya uğradıklarını bilmediklerini belirten yetkililer, tespitlerin ardından ona göre hareket edeceklerini ifade etti. Bakanlığın dosya sistemi birkaç saat hack’li kaldıktan sonra kullanıma kapatıldı. Bu arada RedHack’in İçişleri Bakanlığı’nın sitesini hacklemesi Twitter’da en çok konuşulan konular arasına girdi. RedHack önceki gün de Milli Eğitim Bakanlığı’nın internet sitesini bir süre bloke etmişti.

Polisin de sistemini çökerttiler

1997’de kurulan RedHack (Kızıl Hackerlar) kendilerini, ‘Ezilen halklarin dijital alandaki örgütlü sesi olarak’ tanımlıyor. RedHack, en fazla ses getiren eylemini 27 Şubat’ta gerçekleştirdi ve Ankara Emniyet Müdürlüğü ile Ankara’ya bağlı bazı ilçeler ile birkaç ilin emniyete ait sitelirini de hackledi. www.ankara.pol.tr sitesine tıklandığı zaman bir süre RecHack’in sitesi açıldı. RedHack, emniyete ait gizli belgeleri de açıklamaya başladı. Radikal, 4 Mart’ta ‘RedHack’ grubuyla konuşarak yaptığı haberde Emniyet Genel Müdürlüğü’nün şifresinin ‘123456’ olduğunu duyurmuştu. RedHack grubuyla ilgili ilk soruşturmayı bilişim suçlarına bakan savcılık başlatmış ardından da dosya ‘yetkisizlik’ kararıyla özel yetkili savcılığa devredilmişti. Ankara Özel Yetkili Başsavcılığı’n gruba yönelik başlattığı operasyonda 17 kişi gözaltına alınmış, bunlardan yedisi tutuklanmıştı. Ancak Redhack üyeleri, gözaltına alınmadıklarını, kendilerinin yerine facebook’tan redhack haberlerini paylaşan gençlerin tutuklandığını, kendilerininse görevlerinin başında olduklarını söylemişti.

(radikal)

Son Güncelleme: Cumartesi, 21 Nisan 2012 12:06

Gösterim: 2269

“Brain Chess” görmeye alıştığımız tür bir satranç oyunu değil. Oyuncular hareketsiz bir şekilde oturuyor ve taşlar sanki sihirli bir şekilde hamle yapıyor gibi.

Haberin videosu için tıklayın

Bunun açıklaması şu ki; beyinden gönderilen emirlerle hamleler yapılıyor. Bunun sırrı da giyilen başlıkta gizli. Oyuncu elektroensefalografik bir başlık takıyor. Elektrodlar beyin hareketlerini ölçüyor ve nereye ne hamle yapmak istendiğini tesbit ediliyor. Başlık takıldığında program o kişinin beynine has hareketleri tanımaya çalışıyor.

Böylesi bir teknolojinin hedef alanı oyunlar değil. Tıpta da beklentiler yüksek. Hareket kabiliyeti kısıtlı hastaların kullanımı üzerinde çalışılıyor.

Proje üzerinde çalışan Berlin Teknoloji Enstitüsü araştırmacılarından Michael Tangermann’a göre yaygın kullanım için zamana ihtiyaç var:

“Burada gördüğümüz beyin işlemcisi ara yüzü, bilgisayarla beyin arasında bir bağ. Oyuncunun niyetini algılayarak bunu hamleye dönüştürüyor. oyuncu yalnızca hangi taşla hangi hamleyi yapacağını düşünmeli. Bilgisayar bunu algılayıp yapıyor. Böylece ellerinizi kullanmadan oynayabiliyorsunuz.

Bu çalışmaların çıkış noktası bir satranç oyunu geliştirmek değil. Hedefimiz hareket kaslarında sorun olan hastalara yardımcı olabilmekti. Onların büyük bir kısmı bizim kadar bilince sahipler fakat iletişim kurmakta dahi sıkıntı yaşıyorlar. Biz de onlara neye sahip olduklarını gösterme imkanı tanımak istiyoruz.”

Tangermann’a göre beyin algılayıcı bilgisayar teknolojisi ancak önemli bazı geliştirmelerden sonra genel kullanıma açılıp hastahanelerde yer alabilecek.

(euronews)

> Niyet okuma gerçek oluyor

“Brain Chess” görmeye alıştığımız tür bir satranç oyunu değil. Oyuncular hareketsiz bir şekilde oturuyor ve taşlar sanki sihirli bir şekilde hamle yapıyor gibi.

Haberin videosu için tıklayın

Bunun açıklaması şu ki; beyinden gönderilen emirlerle hamleler yapılıyor. Bunun sırrı da giyilen başlıkta gizli. Oyuncu elektroensefalografik bir başlık takıyor. Elektrodlar beyin hareketlerini ölçüyor ve nereye ne hamle yapmak istendiğini tesbit ediliyor. Başlık takıldığında program o kişinin beynine has hareketleri tanımaya çalışıyor.

Böylesi bir teknolojinin hedef alanı oyunlar değil. Tıpta da beklentiler yüksek. Hareket kabiliyeti kısıtlı hastaların kullanımı üzerinde çalışılıyor.

Proje üzerinde çalışan Berlin Teknoloji Enstitüsü araştırmacılarından Michael Tangermann’a göre yaygın kullanım için zamana ihtiyaç var:

“Burada gördüğümüz beyin işlemcisi ara yüzü, bilgisayarla beyin arasında bir bağ. Oyuncunun niyetini algılayarak bunu hamleye dönüştürüyor. oyuncu yalnızca hangi taşla hangi hamleyi yapacağını düşünmeli. Bilgisayar bunu algılayıp yapıyor. Böylece ellerinizi kullanmadan oynayabiliyorsunuz.

Bu çalışmaların çıkış noktası bir satranç oyunu geliştirmek değil. Hedefimiz hareket kaslarında sorun olan hastalara yardımcı olabilmekti. Onların büyük bir kısmı bizim kadar bilince sahipler fakat iletişim kurmakta dahi sıkıntı yaşıyorlar. Biz de onlara neye sahip olduklarını gösterme imkanı tanımak istiyoruz.”

Tangermann’a göre beyin algılayıcı bilgisayar teknolojisi ancak önemli bazı geliştirmelerden sonra genel kullanıma açılıp hastahanelerde yer alabilecek.

(euronews)

Son Güncelleme: Salı, 17 Nisan 2012 16:39

Gösterim: 1970

Dünyanın en büyük video paylaşım platformu Youtube Almanya tarafından yasak getirildi.

youtubeAlman Müzik Birliği'nin talebini değerlendiren mahkeme önemli bir karar aldı. Hamburg Eyalet Mahkemesi, telif hakkı ihlâlini gerekçe göstererek, ABD merkezli video paylaşım platformu Youtube'u 7 müzik klibini siteden silmesi için uyardı.

Hamburg Eyalet Mahkemesi hakimi Heiner Steeneck, Alman Müzik Birliği'nin (GEMA) Youtube'dan toplam 12 müzik klibinin silinmesi talebini değerlendirdi.

İktidarların korkulu rüyası sosyal medya

GEMA'nın talebini yerinde bulan hakim Steeneck, 7 müzik klibinin silinmesi için Youtube'un uyarılmasını kararlaştırdı. Şikayete konu olan diğer 5 kilibin ise Youtube'da bulunamadığı belirtildi.

Kararda, "Kullanıcılarının yüklediği videoların içeriğinden Youtube sorumludur. Youtube, uygun yazılım araçlarından yararlanarak şikayete neden olan ya da telif hakkı ihlâline yol açan müzik kliplerinin siteye yüklenmesini engellemelidir" dedi.

Hamburg Eyalet Mahkemesi, "uyarının dikkate alınmaması ya da telif hakkı ihlâlinin tekrarı halinde, Youtube'un müzik klibi başına 250 bin euro para ya da sorumlu yöneticisinin 6 ay hapisle cezalandırılmasına" karar verdi. Youtube'a, kararı temyiz yolunun açık olduğu bildirildi.

GEMA'nın Youtube'dan silinmesini talep ettiği müzik klipleri arasında Boney M. Grubunun "Rivers of Babylon", Rolf Zuchowski tarafından seslendirilen "Lieder die wie Brücken sind" und "Zwei kleine Italiener" isimli şarkılar bulunuyor.

Bitmeyen hukuk kavgası

Youtube ile GEMA isimli Alman Müzik Birliği arasında yıllardır bir hukuk mücadelesi yaşanıyor. Uzun tartışmaların ardından 2009'da geçici bir sözleşmeye varılmış, ancak GEMA hemen ertesi yıl mahkeme kararıyla 600 dolayında müzik videosunun Youtube'dan silinmesini sağlamıştı.

Uzmanlar Hamburg Eyalet Mahkemesi'nin değerlendirmesini telif hakları tartışmasında yargı tarafından verilen örnek bir karar olarak niteliyor. Tartışmanın perde arkasında GEMA'nın üyelerine, Youtube'da gösterilen video ve çalınan şarkıları için ücret ödenmesini sağlaması çabası yatıyor.

(sabah)

> Youtube’a yasak mı geliyor?

Dünyanın en büyük video paylaşım platformu Youtube Almanya tarafından yasak getirildi.

youtubeAlman Müzik Birliği'nin talebini değerlendiren mahkeme önemli bir karar aldı. Hamburg Eyalet Mahkemesi, telif hakkı ihlâlini gerekçe göstererek, ABD merkezli video paylaşım platformu Youtube'u 7 müzik klibini siteden silmesi için uyardı.

Hamburg Eyalet Mahkemesi hakimi Heiner Steeneck, Alman Müzik Birliği'nin (GEMA) Youtube'dan toplam 12 müzik klibinin silinmesi talebini değerlendirdi.

İktidarların korkulu rüyası sosyal medya

GEMA'nın talebini yerinde bulan hakim Steeneck, 7 müzik klibinin silinmesi için Youtube'un uyarılmasını kararlaştırdı. Şikayete konu olan diğer 5 kilibin ise Youtube'da bulunamadığı belirtildi.

Kararda, "Kullanıcılarının yüklediği videoların içeriğinden Youtube sorumludur. Youtube, uygun yazılım araçlarından yararlanarak şikayete neden olan ya da telif hakkı ihlâline yol açan müzik kliplerinin siteye yüklenmesini engellemelidir" dedi.

Hamburg Eyalet Mahkemesi, "uyarının dikkate alınmaması ya da telif hakkı ihlâlinin tekrarı halinde, Youtube'un müzik klibi başına 250 bin euro para ya da sorumlu yöneticisinin 6 ay hapisle cezalandırılmasına" karar verdi. Youtube'a, kararı temyiz yolunun açık olduğu bildirildi.

GEMA'nın Youtube'dan silinmesini talep ettiği müzik klipleri arasında Boney M. Grubunun "Rivers of Babylon", Rolf Zuchowski tarafından seslendirilen "Lieder die wie Brücken sind" und "Zwei kleine Italiener" isimli şarkılar bulunuyor.

Bitmeyen hukuk kavgası

Youtube ile GEMA isimli Alman Müzik Birliği arasında yıllardır bir hukuk mücadelesi yaşanıyor. Uzun tartışmaların ardından 2009'da geçici bir sözleşmeye varılmış, ancak GEMA hemen ertesi yıl mahkeme kararıyla 600 dolayında müzik videosunun Youtube'dan silinmesini sağlamıştı.

Uzmanlar Hamburg Eyalet Mahkemesi'nin değerlendirmesini telif hakları tartışmasında yargı tarafından verilen örnek bir karar olarak niteliyor. Tartışmanın perde arkasında GEMA'nın üyelerine, Youtube'da gösterilen video ve çalınan şarkıları için ücret ödenmesini sağlaması çabası yatıyor.

(sabah)

Son Güncelleme: Cumartesi, 21 Nisan 2012 10:59

Gösterim: 2162

Google’ın kurucusu Sergey Brin, “İnternet için hiç olmadığım kadar endişeliyim” dedi.

Google kurucularından Sergey Brin, Çin ve İran gibi ülkelerin açık kısıtlamaları, ABD’deki Çevrimiçi Korsanlığı Önleme Yasası (SOPA) ve Fikir Eserleri Mülkiyetinin Korunması Yasası (PIPA) çalışmalarının yanı sıra Facebook ve Apple nedeniyle internet özgürlüğünün hiç olmadığı kadar tehdit altında olduğunu söyledi. İngiliz The Guardian Gazetesi’ne konuşan Sergey Brin, hükümetlerin erişim ve iletişim konusunda vatandaşlarını kontrol altında tutmaya çalışması nedeniyle internet özgürlüğünün büyük bir tehdit ile karşı karşıya bulunduğuna dikkat çekti. Google kurucu ortağı Brin, “Facebook ve Apple gibi sınırlayıcı duvarlar ören şirketlerin yazılım platformlarını sıkı kontrol altına alması interneti oldukça sınırlıyor” dedi. Açık internet karşısında bu şirketlerin çok güçlü olduğunu dile getiren Brin, Çin, Suudi Arabistan ve İran’ın sansür ve sınırlamalarının da endişe verici olduğunu aktardı.

KENDİSİNİ ES GEÇTİ!

İnternetin ‘açıklık ilkeleri’ ve ‘evrensel erişim’ kavramları üzerine kurulduğunu belirten Sergey Brin, internet özgürlüğünün eksene alan röportajında Google’ın 1 Mart’ta hayata geçirdiği ve tüm servislerindeki kullanım koşullarını tek bir metinde birleştiren yeni gizlilik anlaşmasına ise değinmedi. Brin’in atladığı yeni gizlilik sözleşmesini, Guardian’ın internet sitesini ziyaret edenler gözden kaçırmazken, röportajın yer aldığı sayfadaki yorum bölümüne Google’ı eleştiren yüzlerce okuyucu görüşü geldi.

APPLE VE FACEBOOK’A DA ÇATTI

Facebook ve Apple gibi platformların kullanıcı erişimlerini kontrol altında tutmasının teknolojik inovasyonu riske attığının altını çizen Brin, bunun açık internet için tehdit oluşturduğunu öne sürerek, şunları belirtti: “Apple’ın başını çektiği akıllı telefon uygulamalarındaki bilgilerin hiçbiri arama motorları tarafından taranamıyor. Bu da içerideki bilgileri aranamaz kılıyor. Facebook’a giren veri bir daha dışarı çıkamıyor. Ancak diğer taraftan Facebook, Gmail’in içeriğini yıllardır çekiyor. Apple ve Facebook, kendi platformlarını kendi yazılımlarıyla sıkı bir şekilde kontrol ediyor. İnterneti ülkeler gibi bölüp parçalıyorlar. Şu anda internetin başındaki en büyük tehdit bu ve hiç olmadığım kadar endişeleniyorum.” Çin başta olmak üzere internette içerik engelleme sistemleri kullanan ülkelere de dikkat çeken Brin, internet için açık tehdit oluşturan buna benzer engellemelerin SOPA ve PIPA aracılığıyla ABD’de de kullanılmak istendiğine değinerek, “SOPA ve PIPA’nın çıkarılmasını destekleyen içerik endüstrisi, kendi ayağına sıkıyor. Belki de ayağından daha da kötü” dedi.

> İnternet, tarihinin en büyük tehlikesini yaşıyor

Google’ın kurucusu Sergey Brin, “İnternet için hiç olmadığım kadar endişeliyim” dedi.

Google kurucularından Sergey Brin, Çin ve İran gibi ülkelerin açık kısıtlamaları, ABD’deki Çevrimiçi Korsanlığı Önleme Yasası (SOPA) ve Fikir Eserleri Mülkiyetinin Korunması Yasası (PIPA) çalışmalarının yanı sıra Facebook ve Apple nedeniyle internet özgürlüğünün hiç olmadığı kadar tehdit altında olduğunu söyledi. İngiliz The Guardian Gazetesi’ne konuşan Sergey Brin, hükümetlerin erişim ve iletişim konusunda vatandaşlarını kontrol altında tutmaya çalışması nedeniyle internet özgürlüğünün büyük bir tehdit ile karşı karşıya bulunduğuna dikkat çekti. Google kurucu ortağı Brin, “Facebook ve Apple gibi sınırlayıcı duvarlar ören şirketlerin yazılım platformlarını sıkı kontrol altına alması interneti oldukça sınırlıyor” dedi. Açık internet karşısında bu şirketlerin çok güçlü olduğunu dile getiren Brin, Çin, Suudi Arabistan ve İran’ın sansür ve sınırlamalarının da endişe verici olduğunu aktardı.

KENDİSİNİ ES GEÇTİ!

İnternetin ‘açıklık ilkeleri’ ve ‘evrensel erişim’ kavramları üzerine kurulduğunu belirten Sergey Brin, internet özgürlüğünün eksene alan röportajında Google’ın 1 Mart’ta hayata geçirdiği ve tüm servislerindeki kullanım koşullarını tek bir metinde birleştiren yeni gizlilik anlaşmasına ise değinmedi. Brin’in atladığı yeni gizlilik sözleşmesini, Guardian’ın internet sitesini ziyaret edenler gözden kaçırmazken, röportajın yer aldığı sayfadaki yorum bölümüne Google’ı eleştiren yüzlerce okuyucu görüşü geldi.

APPLE VE FACEBOOK’A DA ÇATTI

Facebook ve Apple gibi platformların kullanıcı erişimlerini kontrol altında tutmasının teknolojik inovasyonu riske attığının altını çizen Brin, bunun açık internet için tehdit oluşturduğunu öne sürerek, şunları belirtti: “Apple’ın başını çektiği akıllı telefon uygulamalarındaki bilgilerin hiçbiri arama motorları tarafından taranamıyor. Bu da içerideki bilgileri aranamaz kılıyor. Facebook’a giren veri bir daha dışarı çıkamıyor. Ancak diğer taraftan Facebook, Gmail’in içeriğini yıllardır çekiyor. Apple ve Facebook, kendi platformlarını kendi yazılımlarıyla sıkı bir şekilde kontrol ediyor. İnterneti ülkeler gibi bölüp parçalıyorlar. Şu anda internetin başındaki en büyük tehdit bu ve hiç olmadığım kadar endişeleniyorum.” Çin başta olmak üzere internette içerik engelleme sistemleri kullanan ülkelere de dikkat çeken Brin, internet için açık tehdit oluşturan buna benzer engellemelerin SOPA ve PIPA aracılığıyla ABD’de de kullanılmak istendiğine değinerek, “SOPA ve PIPA’nın çıkarılmasını destekleyen içerik endüstrisi, kendi ayağına sıkıyor. Belki de ayağından daha da kötü” dedi.

Son Güncelleme: Salı, 17 Nisan 2012 10:16

Gösterim: 1594


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.