Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

YÖK, demokratikleşme paketinde yer alan Roman Dili ve Kültürü Araştırmaları Enstitüsünün, Trakya Üniversitesi bünyesinde kurulmasını kararlaştırdı

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), demokratikleşme paketinde yer alan Roman Dili ve Kültürü Araştırmaları Enstitüsünün, Trakya Üniversitesi bünyesinde açılmasını kararlaştırdı.

Alınan bilgiye göre, Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya başkanlığında 5 Kasımda toplanan YÖK Genel Kurulunda, demokratikleşme paketinde kurulması planlanan Roman Enstitüsü konusu gündeme geldi.

Enstitünün hangi üniversite bünyesinde kurulacağının kararlaştırıldığı toplantıda, Roman Dili ve Kültürü Araştırmaları Enstitüsünün Trakya Üniversitesi bünyesinde açılması uygun bulundu.

YÖK, alınan bu kararı Milli Eğitim Bakanlığı'na bildirdi. Karar, Bakanlar Kurulu kararıyla resmiyet kazanacak.

Trakya Üniversitesi bünyesinde Balkan Araştırma, Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler ile Sağlık Bilimleri enstitüleri bulunuyor.

Demokratikleşme paketinde, Roman vatandaşların dil ve kültürleri ile karşılaştıkları sorunlara ilişkin araştırmalar yapmak, çözüm önerileri üretmek amacıyla bir il üniversitesi bünyesinde Roman Dil ve Kültür Enstitüsünün kurulması kararı yer alıyordu.

> YÖK'ün ‘Roman Enstitüsü’ kararı açıklandı

YÖK, demokratikleşme paketinde yer alan Roman Dili ve Kültürü Araştırmaları Enstitüsünün, Trakya Üniversitesi bünyesinde kurulmasını kararlaştırdı

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), demokratikleşme paketinde yer alan Roman Dili ve Kültürü Araştırmaları Enstitüsünün, Trakya Üniversitesi bünyesinde açılmasını kararlaştırdı.

Alınan bilgiye göre, Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya başkanlığında 5 Kasımda toplanan YÖK Genel Kurulunda, demokratikleşme paketinde kurulması planlanan Roman Enstitüsü konusu gündeme geldi.

Enstitünün hangi üniversite bünyesinde kurulacağının kararlaştırıldığı toplantıda, Roman Dili ve Kültürü Araştırmaları Enstitüsünün Trakya Üniversitesi bünyesinde açılması uygun bulundu.

YÖK, alınan bu kararı Milli Eğitim Bakanlığı'na bildirdi. Karar, Bakanlar Kurulu kararıyla resmiyet kazanacak.

Trakya Üniversitesi bünyesinde Balkan Araştırma, Fen Bilimleri, Sosyal Bilimler ile Sağlık Bilimleri enstitüleri bulunuyor.

Demokratikleşme paketinde, Roman vatandaşların dil ve kültürleri ile karşılaştıkları sorunlara ilişkin araştırmalar yapmak, çözüm önerileri üretmek amacıyla bir il üniversitesi bünyesinde Roman Dil ve Kültür Enstitüsünün kurulması kararı yer alıyordu.

Son Güncelleme: Salı, 19 Kasım 2013 11:26

Gösterim: 889

Bazı üniversitelerde, fakülte kurulmasına dair Bakanlar Kurulu kararına göre, Bingöl Üniversitesi ve Karabük Üniversitesi bünyesinde Diş Hekimliği Fakültesi, Uludağ Üniversitesi’nde ise Spor Bilimleri Fakültesi kurulacak.

3 yeni fakülte kurulacakBazı üniversitelerde, fakülte kurulmasına dair Bakanlar Kurulu kararı, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlandı.

Karara göre, Bingöl Üniversitesi ve Karabük Üniversitesi bünyesinde Diş Hekimliği Fakültesi, Uludağ Üniversitesi’nde ise Spor Bilimleri Fakültesi kurulacak.

 

 

 

 

> 3 yeni fakülte kuruluyor

Bazı üniversitelerde, fakülte kurulmasına dair Bakanlar Kurulu kararına göre, Bingöl Üniversitesi ve Karabük Üniversitesi bünyesinde Diş Hekimliği Fakültesi, Uludağ Üniversitesi’nde ise Spor Bilimleri Fakültesi kurulacak.

3 yeni fakülte kurulacakBazı üniversitelerde, fakülte kurulmasına dair Bakanlar Kurulu kararı, Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlandı.

Karara göre, Bingöl Üniversitesi ve Karabük Üniversitesi bünyesinde Diş Hekimliği Fakültesi, Uludağ Üniversitesi’nde ise Spor Bilimleri Fakültesi kurulacak.

 

 

 

 

Son Güncelleme: Salı, 12 Kasım 2013 08:36

Gösterim: 1030

YÖK Başkanı Prof. Dr. Çetinsaya, YÖK'ün kuruluşu dolayısıyla 9 maddeden oluşan Akademik Özgürlük Bildirgesi yayımladı.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, YÖK'ün kuruluşu dolayısıyla Akademik Özgürlük Bildirgesi yayımladı.

YÖK Başkanı Çetinsaya, yaptığı yazılı açıklamada, her 6 Kasım'da olduğu gibi bugün de YÖK protestoları olacağını ve medyanın 12 Eylül'ün simge kurumu olarak YÖK'ü ele alacağını belirtti.

YÖK'ün askeri rejim ortamında kurulduğunu hatırlatan Çetinsaya, "YÖK'ün ülkemizin böylesi karanlık, anti-demokratik bir ortamında kurulmuş olmasının etkisiyle, yükseköğretim alanını koordine etmek gibi meşru ve haklı bir gerekçe maalesef ön plana çıkmadı. Bir vesayet kurumu olarak varlık buldu ve 12 Eylül ortamında da 28 Şubat sürecinde de anti-demokratik uygulamalara imza attı" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin, hep birlikte YÖK'ün geçmişteki anti-demokratik müdahale ve endoktrinasyon performansı ile hesaplaştığını, hesaplaşmaya da devam edeceğini dile getiren Çetinsaya, YÖK'ün de Türkiye’nin bir kurumu olduğunu ve bu değişim sürecini yaşadığını vurguladı.

2007'den bu yana bizatihi YÖK Başkanları ve üyelerinin, YÖK'ün geçmişteki anti-demokratik ve vesayetçi uygulamalarını açıkça eleştirdiğini ve akademik özgürlüklerin alanını genişlettiğini aktaran Çetinsaya, gelinen noktada YÖK'ün, yükseköğretim ve bilim alanının kalitesinin artırılmasına odaklandığına işaret etti.

Çeşitli saiklerle, Türkiye yükseköğretiminde yaşanan normalleşme ve iyileşmenin görmezden gelinmesinin üzücü olduğunu aktaran Çetinsaya, "YÖK’ün uygulama ve politikaları yerine geçmiş imajı üzerinden tartışmalar yapılmaktadır. Ne zaman vesayetten, anti-demokratik uygulamalardan, 12 Eylül’den bahsedilse söz YÖK'e gelmektedir. Gelin görün ki, bu sözlerin hiçbiri gerçek anlamda bugünkü durumu anlatmamaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de 170'i aşan üniversitesi, 5 milyona yakın öğrencisi ve 130 bin civarındaki öğretim elemanı ile büyüyen yükseköğretim alanının koordinatör bir kuruma ihtiyacı bulunduğunu vurgulayan Çetinsaya, ellerindeki yasal imkanlar çerçevesinde sistemin yeniden yapılandırılması için çaba sarfettiklerini belirtti.

Yükseköğretimin denetim ve koordinasyon süreçlerinin daha esnek, dinamik, işlevsel bir biçimde icra edilebilmesine imkan tanıyan yeni bir yasal altyapının oluşturulmasına ihtiyaç bulunduğuna dikkati çeken Çetinsaya, bu çerçevede hazırladıkları yükseköğretim yasa taslağı önerisini Milli Eğitim Bakanlığına ilettiklerini anımsattı.

Türkiye’nin mevcut ihtiyaçlarını hem de gelecekteki muhtemel ihtiyaçlarını tespit edip yükseköğretimi planlamaya izin verecek bir sistemi tasarlamaya ve oluşturmaya çalıştıklarını aktaran Çetinsaya, şunları kaydetti:

"Diğer yandan, kaliteli akademik uğraşların hayata geçirilebilmesi, nitelikli araştırma ve öğretim süreçlerinin yürütülebilmesi için sağlıklı bir akademik özgürlük ortamının tesisi hayati önemdedir. Bunu yaparken, tek ölçütümüz, akademik özgürlüklere ilişkin evrensel uygulama ve normlardır. Bu doğrultuda YÖK Başkanı olarak akademik özgürlükler konusundaki açık beyanımı, 6 Kasım vesilesiyle üniversitelerimizin ve bütün Türkiye’nin dikkatlerine sunuyorum."

Akademik Özgürlükler Bildirgesi

Çetinsaya'nın yayımladığı Akademik Özgürlükler Bildirgesi'nde 9 madde yer aldı. Bu maddeler şöyle:

-Üniversiteler hiçbir baskı ve engelleme söz konusu olmaksızın, tüm fikirlerin, muhtelif hakikat iddialarının, sosyal ve siyasi problemlerin özgür ve medeni bir şekilde tartışıldığı, karmaşık sorunların açık bir biçimde ifade edildiği ortamlardır.

-Akademik özgürlük her şeyden önce, araştırma özgürlüğünü ve bu çerçevede temel bilgi yöntemlerini serbestçe kullanma hürriyetini, araştırma için gerekli araçlara ve koşullara sahip olma hakkını ve bilimsel üretme, bilgilendirme, öğrenme ve yayma hakkını içerir.

-Öğretim elemanları hiçbir baskıya maruz kalmaksızın ve engellenmeksizin akademik özgürlükten azami ölçüde yararlanma, kendi tercih ve ilgileri doğrultusunda araştırma ve inceleme yapma ve bunu öğretme hakkına sahiptirler.

-Kuşkusuz öğretim elemanlarının sahip oldukları bu öğretim özgürlüğü, öğrencilerin öğrenme özgürlüğünü kısıtlayan bir biçimde kullanılmamalı; öğretim elemanları, öğretim ve araştırma süreçlerinde dogmatik olmaktan kaçınarak, öğrencilerin farklı düşünme ve bunu ifade etme haklarına saygı duymalıdır.

-Bu bağlamda öğretim elemanları, öğrencileri yeni tanıştıkları fikirleri bütün unsurları ile birlikte değerlendirmeye ve anlamaya, katılmadıkları düşüncelere karşı hoşgörülü olmaya ve farklı şekillerde düşünmeye teşvik etmeli, öğrencileri kendi görüşlerini delillere dayanarak oluşturmaları noktasında cesaretlendirmeleri ve bunları özgürce ifade etmelerine imkan tanımalı, öğrencilerin ifade özgürlüğüne saygı duymalıdırlar.

-Üniversite yerleşkeleri öğrencilerin kendi görüşlerini rahatlıkla ifade edebilecekleri güvenli ortamlar olmalıdır. Entelektüel çeşitliliğin ve düşünsel çoğulluğun baskılanması; öğretim/öğrenim süreçlerinin verimliliğini azaltacak, öğrencilerin öğrenme özgürlüğünü kısıtlayacak, eleştirel ve derinlikli düşüncenin oluşum imkanlarını zora sokacaktır.

-Eleştirel düşünce ancak farklı görüşlerin bir arada rahatça ifade edilebildiği kampuslarda gelişir. Öğrenciler kendi görüş, duruş, tavır ve farklılıklarından dolayı öğretim elemanları ya da diğer öğrenciler tarafından hiçbir biçimde engellenmeyeceklerini, hor görülmeyeceklerini ve yaftalanmayacaklarını hissetmelidirler. Hiçbir öğrenci dünya görüşünden dolayı ayrımcılığa tabi tutulamaz. Öğrencilerin herhangi bir ders bağlamındaki akademik ölçme ve değerlendirilmeleri, sadece dersin konusu ve içeriğine yönelik olmalıdır. Adil olmayan yolla değerlendirildiğine kanaat getiren öğrencilerin buna itiraz etme hakkı vardır.

-Akademik özgürlük, üniversite ortamındaki herkesi kapsar. Öğretim elemanları ve öğrenciler gibi üniversiteye davet edilen misafirler de ifade özgürlüğüne sahiptirler. Akademik, kültürel ve sportif amaçlarla gerçekleştirilen etkinliklerde üniversitelerin konuğu olarak bulunan bireyler, üniversite ortamına uygun bir biçimde karşılanmalı, siyasal görüşleri ya da kimlikleri dolayısıyla ifade özgürlüğünden yoksun bırakılmamalı, öğretim elemanları ya da öğrenci grupları tarafından görüş farklılıkları gerekçe gösterilerek engellenmemelidirler. İfade özgürlüğü karşıt görüşteki insanlar için de geçerlidir. Karşıt görüştekiler davetli kişinin kendisini ifade etme ve başkalarının onu dinleme hakkını ihlal etmedikleri sürece görüşlerini farklı şekillerde ifade edebilirler.

-Öğrenciler de öğretim elemanları da doğru bulmadıkları ve onaylamadıkları konularda şiddete başvurmaksızın eleştirme ve protesto hakkına sahiptirler. Ancak bu hak, akademik etkinliklerin işleyişini ve üniversite düzenini sekteye uğratamaz. Öğrencilerin öğrenme, öğretim elemanlarının öğretme ve üniversite ortamında bir düşüncenin dile getirilebilme özgürlüğünü kısıtlayan her türlü eylem, işgal ve protesto; akademik özgürlüklerinin ihlalidir. İfade özgürlüğü çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gereği ve demokratik toplumun olmazsa olmaz koşuludur; ancak mutlak değildir. Bireysel hak ve özgürlükleri hiçe sayan, hakaret, iftira, aşağılama, taciz ifadeleri içeren, ayaklanmaya çağıran ve farklılıklardan dolayı açıkça zarar verme niyetiyle kişileri ve grupları hedef gösteren her türlü söylem, ifade özgürlüğü ile asla bağdaşamaz.

> YÖK’ten 9 maddelik Akademik Özgürlük Bildirgesi

YÖK Başkanı Prof. Dr. Çetinsaya, YÖK'ün kuruluşu dolayısıyla 9 maddeden oluşan Akademik Özgürlük Bildirgesi yayımladı.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, YÖK'ün kuruluşu dolayısıyla Akademik Özgürlük Bildirgesi yayımladı.

YÖK Başkanı Çetinsaya, yaptığı yazılı açıklamada, her 6 Kasım'da olduğu gibi bugün de YÖK protestoları olacağını ve medyanın 12 Eylül'ün simge kurumu olarak YÖK'ü ele alacağını belirtti.

YÖK'ün askeri rejim ortamında kurulduğunu hatırlatan Çetinsaya, "YÖK'ün ülkemizin böylesi karanlık, anti-demokratik bir ortamında kurulmuş olmasının etkisiyle, yükseköğretim alanını koordine etmek gibi meşru ve haklı bir gerekçe maalesef ön plana çıkmadı. Bir vesayet kurumu olarak varlık buldu ve 12 Eylül ortamında da 28 Şubat sürecinde de anti-demokratik uygulamalara imza attı" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin, hep birlikte YÖK'ün geçmişteki anti-demokratik müdahale ve endoktrinasyon performansı ile hesaplaştığını, hesaplaşmaya da devam edeceğini dile getiren Çetinsaya, YÖK'ün de Türkiye’nin bir kurumu olduğunu ve bu değişim sürecini yaşadığını vurguladı.

2007'den bu yana bizatihi YÖK Başkanları ve üyelerinin, YÖK'ün geçmişteki anti-demokratik ve vesayetçi uygulamalarını açıkça eleştirdiğini ve akademik özgürlüklerin alanını genişlettiğini aktaran Çetinsaya, gelinen noktada YÖK'ün, yükseköğretim ve bilim alanının kalitesinin artırılmasına odaklandığına işaret etti.

Çeşitli saiklerle, Türkiye yükseköğretiminde yaşanan normalleşme ve iyileşmenin görmezden gelinmesinin üzücü olduğunu aktaran Çetinsaya, "YÖK’ün uygulama ve politikaları yerine geçmiş imajı üzerinden tartışmalar yapılmaktadır. Ne zaman vesayetten, anti-demokratik uygulamalardan, 12 Eylül’den bahsedilse söz YÖK'e gelmektedir. Gelin görün ki, bu sözlerin hiçbiri gerçek anlamda bugünkü durumu anlatmamaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de 170'i aşan üniversitesi, 5 milyona yakın öğrencisi ve 130 bin civarındaki öğretim elemanı ile büyüyen yükseköğretim alanının koordinatör bir kuruma ihtiyacı bulunduğunu vurgulayan Çetinsaya, ellerindeki yasal imkanlar çerçevesinde sistemin yeniden yapılandırılması için çaba sarfettiklerini belirtti.

Yükseköğretimin denetim ve koordinasyon süreçlerinin daha esnek, dinamik, işlevsel bir biçimde icra edilebilmesine imkan tanıyan yeni bir yasal altyapının oluşturulmasına ihtiyaç bulunduğuna dikkati çeken Çetinsaya, bu çerçevede hazırladıkları yükseköğretim yasa taslağı önerisini Milli Eğitim Bakanlığına ilettiklerini anımsattı.

Türkiye’nin mevcut ihtiyaçlarını hem de gelecekteki muhtemel ihtiyaçlarını tespit edip yükseköğretimi planlamaya izin verecek bir sistemi tasarlamaya ve oluşturmaya çalıştıklarını aktaran Çetinsaya, şunları kaydetti:

"Diğer yandan, kaliteli akademik uğraşların hayata geçirilebilmesi, nitelikli araştırma ve öğretim süreçlerinin yürütülebilmesi için sağlıklı bir akademik özgürlük ortamının tesisi hayati önemdedir. Bunu yaparken, tek ölçütümüz, akademik özgürlüklere ilişkin evrensel uygulama ve normlardır. Bu doğrultuda YÖK Başkanı olarak akademik özgürlükler konusundaki açık beyanımı, 6 Kasım vesilesiyle üniversitelerimizin ve bütün Türkiye’nin dikkatlerine sunuyorum."

Akademik Özgürlükler Bildirgesi

Çetinsaya'nın yayımladığı Akademik Özgürlükler Bildirgesi'nde 9 madde yer aldı. Bu maddeler şöyle:

-Üniversiteler hiçbir baskı ve engelleme söz konusu olmaksızın, tüm fikirlerin, muhtelif hakikat iddialarının, sosyal ve siyasi problemlerin özgür ve medeni bir şekilde tartışıldığı, karmaşık sorunların açık bir biçimde ifade edildiği ortamlardır.

-Akademik özgürlük her şeyden önce, araştırma özgürlüğünü ve bu çerçevede temel bilgi yöntemlerini serbestçe kullanma hürriyetini, araştırma için gerekli araçlara ve koşullara sahip olma hakkını ve bilimsel üretme, bilgilendirme, öğrenme ve yayma hakkını içerir.

-Öğretim elemanları hiçbir baskıya maruz kalmaksızın ve engellenmeksizin akademik özgürlükten azami ölçüde yararlanma, kendi tercih ve ilgileri doğrultusunda araştırma ve inceleme yapma ve bunu öğretme hakkına sahiptirler.

-Kuşkusuz öğretim elemanlarının sahip oldukları bu öğretim özgürlüğü, öğrencilerin öğrenme özgürlüğünü kısıtlayan bir biçimde kullanılmamalı; öğretim elemanları, öğretim ve araştırma süreçlerinde dogmatik olmaktan kaçınarak, öğrencilerin farklı düşünme ve bunu ifade etme haklarına saygı duymalıdır.

-Bu bağlamda öğretim elemanları, öğrencileri yeni tanıştıkları fikirleri bütün unsurları ile birlikte değerlendirmeye ve anlamaya, katılmadıkları düşüncelere karşı hoşgörülü olmaya ve farklı şekillerde düşünmeye teşvik etmeli, öğrencileri kendi görüşlerini delillere dayanarak oluşturmaları noktasında cesaretlendirmeleri ve bunları özgürce ifade etmelerine imkan tanımalı, öğrencilerin ifade özgürlüğüne saygı duymalıdırlar.

-Üniversite yerleşkeleri öğrencilerin kendi görüşlerini rahatlıkla ifade edebilecekleri güvenli ortamlar olmalıdır. Entelektüel çeşitliliğin ve düşünsel çoğulluğun baskılanması; öğretim/öğrenim süreçlerinin verimliliğini azaltacak, öğrencilerin öğrenme özgürlüğünü kısıtlayacak, eleştirel ve derinlikli düşüncenin oluşum imkanlarını zora sokacaktır.

-Eleştirel düşünce ancak farklı görüşlerin bir arada rahatça ifade edilebildiği kampuslarda gelişir. Öğrenciler kendi görüş, duruş, tavır ve farklılıklarından dolayı öğretim elemanları ya da diğer öğrenciler tarafından hiçbir biçimde engellenmeyeceklerini, hor görülmeyeceklerini ve yaftalanmayacaklarını hissetmelidirler. Hiçbir öğrenci dünya görüşünden dolayı ayrımcılığa tabi tutulamaz. Öğrencilerin herhangi bir ders bağlamındaki akademik ölçme ve değerlendirilmeleri, sadece dersin konusu ve içeriğine yönelik olmalıdır. Adil olmayan yolla değerlendirildiğine kanaat getiren öğrencilerin buna itiraz etme hakkı vardır.

-Akademik özgürlük, üniversite ortamındaki herkesi kapsar. Öğretim elemanları ve öğrenciler gibi üniversiteye davet edilen misafirler de ifade özgürlüğüne sahiptirler. Akademik, kültürel ve sportif amaçlarla gerçekleştirilen etkinliklerde üniversitelerin konuğu olarak bulunan bireyler, üniversite ortamına uygun bir biçimde karşılanmalı, siyasal görüşleri ya da kimlikleri dolayısıyla ifade özgürlüğünden yoksun bırakılmamalı, öğretim elemanları ya da öğrenci grupları tarafından görüş farklılıkları gerekçe gösterilerek engellenmemelidirler. İfade özgürlüğü karşıt görüşteki insanlar için de geçerlidir. Karşıt görüştekiler davetli kişinin kendisini ifade etme ve başkalarının onu dinleme hakkını ihlal etmedikleri sürece görüşlerini farklı şekillerde ifade edebilirler.

-Öğrenciler de öğretim elemanları da doğru bulmadıkları ve onaylamadıkları konularda şiddete başvurmaksızın eleştirme ve protesto hakkına sahiptirler. Ancak bu hak, akademik etkinliklerin işleyişini ve üniversite düzenini sekteye uğratamaz. Öğrencilerin öğrenme, öğretim elemanlarının öğretme ve üniversite ortamında bir düşüncenin dile getirilebilme özgürlüğünü kısıtlayan her türlü eylem, işgal ve protesto; akademik özgürlüklerinin ihlalidir. İfade özgürlüğü çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gereği ve demokratik toplumun olmazsa olmaz koşuludur; ancak mutlak değildir. Bireysel hak ve özgürlükleri hiçe sayan, hakaret, iftira, aşağılama, taciz ifadeleri içeren, ayaklanmaya çağıran ve farklılıklardan dolayı açıkça zarar verme niyetiyle kişileri ve grupları hedef gösteren her türlü söylem, ifade özgürlüğü ile asla bağdaşamaz.

Son Güncelleme: Çarşamba, 06 Kasım 2013 15:38

Gösterim: 1993

Anadolu Üniversitesi, 30 yıl önce örnek aldığı, dünyanın ilk açık ve uzaktan eğitim veren İngiliz Açık Üniversitesi (Open University) ile bugün ortak oldu. 

Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın, Anadolu Üniversitesi Kongre Merkezi'nde önceki gün İngiliz Açık Üniversitesi yetkilisi Prof. Dr.Allan Bassindale ile iş birliği anlaşması imzaladı.

Rektör Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İngiliz Açık Üniversitesi'nin kendileri için "rol model" olduğunu söyledi.

Açıköğretim sistemini 30 yıl önce İngiliz Açık Üniversitesi'nden örnek alarak uygulamaya başladıklarını dile getiren Aydın, "O gün bizim örnek aldığımız üniversite, bugün Anadolu Üniversitesi'nin partneridir, ortağıdır" dedi.

Yapılan iş birliği anlaşmasının içeriği hakkında bilgi veren Aydın, şunları kaydetti: 

"İş birliğinin kapsamında, öğrenci ve öğretim üyesi değişimi, ortak araştırma projeleri gerçekleştirme, teknik konularda ara eleman yetiştirme, fen bilimleri ve mühendislik alanında ortak ön lisans, lisans, yüksek lisans programları açılması yer alıyor. Ayrıca  ön lisans ve lisans düzeyinde ortak İngilizce programları açılması da gündemde. Sadece Türkiye için değil, bölge ülkeleri de kapsayan bir iş birliğidir. Bu uzaya yolculuk gibi iki başarılı kurumun yeni yolculuğudur. Gelecekte bu iş birliğinden çok sinerji yaratılacak, çok önemli değerler üretilecektir. Fevkalade önemli bir iş birliğidir."

Kraliyetten anlaşmaya destek  

İngiltere'de yaptıkları görüşmeleri aktaran Aydın, şöyle devam etti:

"Bu görüşmelerde, iş birliğinin İngiltere'nin saray yönetimi tarafından da desteklendiğini ve  geliştirilmesinin beklendiğini gördük. Önümüzdeki dönemde de sadece Türkiye'de değil, Balkanlarda, Kafkasya, Ortadoğu ve Afrika'da değişik alanlarda iki kurum, omuz omuza, sırt sırta ortak projelerini gerçekleştirerek, hem Türkiye'deki öğrencilerimize hem de dünya ve bölge ülkelerdeki öğrencilere bir eğitim fırsatı yaratacağız. Ortak programlarımızla bilgiyi öğrencilerin avuçlarına koymuş olacağız. Önümüzdeki dönemlerde Türkiye'deki teknik eğitimin geliştirilmesinde, örgün öğretimde okuyan öğrencilerimize yeni dersler sunabileceğiz. Kısaca eğitim, öğretim ve araştırma ve topluma hizmet fonksiyonlarımızla iki kurum, başarılı bir şekilde ülkemizin hizmetindeyiz."

> AÖF, İngiliz Açık Üniversitesi ile ortak oldu

Anadolu Üniversitesi, 30 yıl önce örnek aldığı, dünyanın ilk açık ve uzaktan eğitim veren İngiliz Açık Üniversitesi (Open University) ile bugün ortak oldu. 

Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın, Anadolu Üniversitesi Kongre Merkezi'nde önceki gün İngiliz Açık Üniversitesi yetkilisi Prof. Dr.Allan Bassindale ile iş birliği anlaşması imzaladı.

Rektör Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İngiliz Açık Üniversitesi'nin kendileri için "rol model" olduğunu söyledi.

Açıköğretim sistemini 30 yıl önce İngiliz Açık Üniversitesi'nden örnek alarak uygulamaya başladıklarını dile getiren Aydın, "O gün bizim örnek aldığımız üniversite, bugün Anadolu Üniversitesi'nin partneridir, ortağıdır" dedi.

Yapılan iş birliği anlaşmasının içeriği hakkında bilgi veren Aydın, şunları kaydetti: 

"İş birliğinin kapsamında, öğrenci ve öğretim üyesi değişimi, ortak araştırma projeleri gerçekleştirme, teknik konularda ara eleman yetiştirme, fen bilimleri ve mühendislik alanında ortak ön lisans, lisans, yüksek lisans programları açılması yer alıyor. Ayrıca  ön lisans ve lisans düzeyinde ortak İngilizce programları açılması da gündemde. Sadece Türkiye için değil, bölge ülkeleri de kapsayan bir iş birliğidir. Bu uzaya yolculuk gibi iki başarılı kurumun yeni yolculuğudur. Gelecekte bu iş birliğinden çok sinerji yaratılacak, çok önemli değerler üretilecektir. Fevkalade önemli bir iş birliğidir."

Kraliyetten anlaşmaya destek  

İngiltere'de yaptıkları görüşmeleri aktaran Aydın, şöyle devam etti:

"Bu görüşmelerde, iş birliğinin İngiltere'nin saray yönetimi tarafından da desteklendiğini ve  geliştirilmesinin beklendiğini gördük. Önümüzdeki dönemde de sadece Türkiye'de değil, Balkanlarda, Kafkasya, Ortadoğu ve Afrika'da değişik alanlarda iki kurum, omuz omuza, sırt sırta ortak projelerini gerçekleştirerek, hem Türkiye'deki öğrencilerimize hem de dünya ve bölge ülkelerdeki öğrencilere bir eğitim fırsatı yaratacağız. Ortak programlarımızla bilgiyi öğrencilerin avuçlarına koymuş olacağız. Önümüzdeki dönemlerde Türkiye'deki teknik eğitimin geliştirilmesinde, örgün öğretimde okuyan öğrencilerimize yeni dersler sunabileceğiz. Kısaca eğitim, öğretim ve araştırma ve topluma hizmet fonksiyonlarımızla iki kurum, başarılı bir şekilde ülkemizin hizmetindeyiz."

Son Güncelleme: Cumartesi, 09 Kasım 2013 13:45

Gösterim: 1140

Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) araştırma görevlisi kadroları tercih işlemleri sonuçları açıklandı

Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) tercih işlemleri sonuçları bugün açıklandı.

YÖK Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) tercih sonuçları bugün açıklandı. Adaylar ÖYP tercih sonuçlarını YÖK'ün https://yoksis.yok.gov.tr/OYPUYG/ internet adresinden TC Kimlik numaraları ile giriş yaparak öğrenebilir.

Bin 222 kadro için alınan tercih sonuçları bugün açıklandı

> ÖYP tercih sonuçları açıklandı

Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) araştırma görevlisi kadroları tercih işlemleri sonuçları açıklandı

Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) tercih işlemleri sonuçları bugün açıklandı.

YÖK Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) tercih sonuçları bugün açıklandı. Adaylar ÖYP tercih sonuçlarını YÖK'ün https://yoksis.yok.gov.tr/OYPUYG/ internet adresinden TC Kimlik numaraları ile giriş yaparak öğrenebilir.

Bin 222 kadro için alınan tercih sonuçları bugün açıklandı

Son Güncelleme: Pazartesi, 04 Kasım 2013 16:07

Gösterim: 1345


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.