Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Gençlere seslenen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, "Artık teknoloji toplumunu yakalamak lazım. Mesleğinizi ve uygulamayı çok iyi öğrenin. Ben zeki değildim ama cesurdum, cesaretliydim azimliydim" dedi.Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar memleketi Trabzon'a geldi. Of ilçesinde, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Of Teknolojileri Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünü ziyaret ederek burada öğrencilere seslenen Bakan Erdoğan, hayatından kesitler anlatarak, inşaat mühendislerinin işsiz kalmadığını söyledi. Her meslekte olduğu gibi inşaat mühendisliğinde de 'aranılır' ve 'güvenilir' olmanın önemli olduğunu kaydeden Bakan Erdoğan, Türkiye'de 15 milyon kadar eski konut bulunduğunu bunun da yenilenmesinde inşaat mühendislerine büyük görev düştüğünü söyledi.
Bakan Erdoğan, "Sevgili gençler; aranılır ve güvenilir olma özelliğini yakalamak lazım. Bu bilgili, ahlaklı, çalışkan, cesur, sabırlı, arkadaşlar arasında ekip olmakla olur. Tek başına bu mümkün değil. Mutlaka iyi, güvenilir, sağlam arkadaşlarınız olması lazım. Eğer bu yolda giderseniz, çok başarılı olursunuz. İnşaat mühendisliği güzel bir meslek. Dünya şimdi bütünleşiyor, gelişiyor. Dünya nüfusu şu anda 7 milyar ve 9 milyara doğru gidiyor. Şehir nüfusu Dünya'da yüzde 55 oldu. Türkiye'de bu, yüzde 78. Ne olacak, Türkiye'de bütün şehirler yenilenecek. O nedenle inşaat mühendislerine çok ihtiyaç var. Türkiye'de 15 milyon konutun yarısına yakının yenilenmesi lazım. Bu zaman içerisinde dalga dalga yenilenmesi lazım. Bunu kim yapacak, inşaat mühendisleri. İnşaat mühendislerine çok iş düşüyor" dedi.
Konuşmasında çok zeki olmadığını ancak çok azimli olduğunu belirten Bayraktar, "Sizler şanslısınız; burada yeni bir okulunun gelişmesini inşa edecek, bir taraftan da diplomalarınızı alacaksınız. Bizler sizi her zaman destekleyeceğiz. Ekmek şimdi aslanın bağırsaklarında. Biz bir defa sanayi toplumu olduk 135 milyar dolar ihracatımız var bunun yüzde 90'a yakını sanayi ürünü. Ama sanayi toplumu olmak artık yetmiyor. Başkaları daha iyilerini yapıyor. Artık teknoloji toplumunu yakalamak lazım. Mesleğinizi ve uygulamayı çok iyi öğrenin. Ben zeki değildim ama cesurdum, cesaretliydim azimliydim. Buradan hepinizi öpüyor başarılar diliyorum" diye konuştu.
Konuşmanın ardından Bakan Bayraktar'a, KTÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen tarafından günün anısına bir plaket verildi.
Bakan Bayraktar daha sonra Trabzon'a gelerek, Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Eski Of Medreseleri' adlı belgesel film galasına katıldı. Burada bir konuşma yapan Bayrakar, tarihin unutulmaması gerektiğini belirterek "Böyle bir belgeseli bize sunan arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Tarihimizin böyle gösterilerle unutulmaması bizleri son derece mutlu etmiştir. İlim değince biz konuşamayız; ilim İslam'ın eseridir, ilahiyatın eseridir. Bizim o günkü medreseler üniversite öğretiminin verildiği yerlerdir. İlim yuvalarının tekrar hatırlatılması konusunda gayret gösteren herkese teşekkürlerimi sunuyorum" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Gençlere seslenen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, "Artık teknoloji toplumunu yakalamak lazım. Mesleğinizi ve uygulamayı çok iyi öğrenin. Ben zeki değildim ama cesurdum, cesaretliydim azimliydim" dedi.Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar memleketi Trabzon'a geldi. Of ilçesinde, Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Of Teknolojileri Fakültesi İnşaat Mühendisliği bölümünü ziyaret ederek burada öğrencilere seslenen Bakan Erdoğan, hayatından kesitler anlatarak, inşaat mühendislerinin işsiz kalmadığını söyledi. Her meslekte olduğu gibi inşaat mühendisliğinde de 'aranılır' ve 'güvenilir' olmanın önemli olduğunu kaydeden Bakan Erdoğan, Türkiye'de 15 milyon kadar eski konut bulunduğunu bunun da yenilenmesinde inşaat mühendislerine büyük görev düştüğünü söyledi.
Bakan Erdoğan, "Sevgili gençler; aranılır ve güvenilir olma özelliğini yakalamak lazım. Bu bilgili, ahlaklı, çalışkan, cesur, sabırlı, arkadaşlar arasında ekip olmakla olur. Tek başına bu mümkün değil. Mutlaka iyi, güvenilir, sağlam arkadaşlarınız olması lazım. Eğer bu yolda giderseniz, çok başarılı olursunuz. İnşaat mühendisliği güzel bir meslek. Dünya şimdi bütünleşiyor, gelişiyor. Dünya nüfusu şu anda 7 milyar ve 9 milyara doğru gidiyor. Şehir nüfusu Dünya'da yüzde 55 oldu. Türkiye'de bu, yüzde 78. Ne olacak, Türkiye'de bütün şehirler yenilenecek. O nedenle inşaat mühendislerine çok ihtiyaç var. Türkiye'de 15 milyon konutun yarısına yakının yenilenmesi lazım. Bu zaman içerisinde dalga dalga yenilenmesi lazım. Bunu kim yapacak, inşaat mühendisleri. İnşaat mühendislerine çok iş düşüyor" dedi.
Konuşmasında çok zeki olmadığını ancak çok azimli olduğunu belirten Bayraktar, "Sizler şanslısınız; burada yeni bir okulunun gelişmesini inşa edecek, bir taraftan da diplomalarınızı alacaksınız. Bizler sizi her zaman destekleyeceğiz. Ekmek şimdi aslanın bağırsaklarında. Biz bir defa sanayi toplumu olduk 135 milyar dolar ihracatımız var bunun yüzde 90'a yakını sanayi ürünü. Ama sanayi toplumu olmak artık yetmiyor. Başkaları daha iyilerini yapıyor. Artık teknoloji toplumunu yakalamak lazım. Mesleğinizi ve uygulamayı çok iyi öğrenin. Ben zeki değildim ama cesurdum, cesaretliydim azimliydim. Buradan hepinizi öpüyor başarılar diliyorum" diye konuştu.
Konuşmanın ardından Bakan Bayraktar'a, KTÜ Rektörü Prof. Dr. İbrahim Özen tarafından günün anısına bir plaket verildi.
Bakan Bayraktar daha sonra Trabzon'a gelerek, Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Eski Of Medreseleri' adlı belgesel film galasına katıldı. Burada bir konuşma yapan Bayrakar, tarihin unutulmaması gerektiğini belirterek "Böyle bir belgeseli bize sunan arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Tarihimizin böyle gösterilerle unutulmaması bizleri son derece mutlu etmiştir. İlim değince biz konuşamayız; ilim İslam'ın eseridir, ilahiyatın eseridir. Bizim o günkü medreseler üniversite öğretiminin verildiği yerlerdir. İlim yuvalarının tekrar hatırlatılması konusunda gayret gösteren herkese teşekkürlerimi sunuyorum" dedi.
Son Güncelleme: Cumartesi, 24 Mart 2012 09:50
Gösterim: 2037
Tahliye edilmesine karar verilen Cihan Kırmızıgül, Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nden çıktı."Terör örgütüne üye olmakla" suçlanan ve 25 aydır tutuklu olarak yargılanan Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Fakültesi Öğrencisi Cihan Kırmızıgül hakkında tahliye kararı verilmişti. İşlemleri tamamlanan Kırmızıgül, Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nden çıktı. Cihan Kırmızıgül'ü, babası Vahap Kırmızıgül, annesi Aysel Kırmızıgül, BDP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel, Galatasaray Üniversitesi öğrencileri, Türkiye Gençlik Birliği'ne üye yaklaşık 100 kişi karşıladı. Darbuka eşliğinde şarkılar söyleyen Galatasaray Üniversitesi öğrencilerinin, cezaevi önünde 'Cihan'ı almaya geldik' yazılı pankart açtıkları görüldü.
Cihan Kırmızıgül, ilk olarak annesi Aysel Kırmızıgül'e sarıldı. Oğlu Cihan Kırmızıgül'ü yanaklarından öpen annesi, gözyaşlarına boğuldu. Cihan Kırmızıgül daha sonra babası Vahap Sarıgül ile hasret giderdi.
TUNCEL GÖZYAŞI DÖKTÜ
Öte yandan, Kırmızıgül'ün anne ve babasına sarılması esnasında Milletvekili Tuncel'in ağladığı gözlendi. Gazetecilerin ağlamasını sorması üzerine Tuncel "Evet, ben de benzer bir süreç yaşamıştım. Güzel bir duygu" dedi. Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) kaldırılması gerektiğini savunan Tuncel, "Bugün Cihan'ı aldık, bir arkadaşımız daha aramıza geldi. Hala çok sorun var. Hala tutuklu öğrenciler var. Hala siyasi tutuklular var. Terörle Mücadele Kanunu'nun kaldırılması lazım. Bundan sonra arkadaşlarımızın özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz. Sorunların çözümü hukuk çerçevesinde olur. TMK bir hukuksuzluk örneği. Umarım bundan sonra arkadaşlarımız özgürlüğe kavuşur." dedi.
"ADALET YERİNİ BULDU"
Tarif edilemez bir mutluluk içinde olduğunu kaydeden Anne Aysel Kırmızıgül ise, "Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Oğlum tahliye olduğu için sevinçliyim. Tarif edilemeyecek bir mutluluk yaşıyorum. Ailece çok zor günler geçirdik. Adalet yerini buldu" diye konuştu.
Oğluna kavuştuğu için mutlu olduğunu ifade eden Baba Kırmızıgül de, "25 aydır oğlumdan ayrıyım. Oğluma kavuştuğum için mutluyum sevinçliyim. 25 aydan sonra oğlumla buluşmak heyecan verici" dedi.
Kendisine karşılamaya gelen herkese teşekkür eden Cihan Kırmızıgül, daha sonra açıklama yapacağını söyledi. Sorulara cevap vermeyen Kırmızıgül, ailesiyle birlikte Sebahat Tuncel'in otomobiline binerek İstanbul'a hareket etti.
Cihan Kırmızıgül'ün yargılandığı dava, kamuoyunda "Poşu Davası" olarak biliniyordu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Tahliye edilmesine karar verilen Cihan Kırmızıgül, Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nden çıktı."Terör örgütüne üye olmakla" suçlanan ve 25 aydır tutuklu olarak yargılanan Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Fakültesi Öğrencisi Cihan Kırmızıgül hakkında tahliye kararı verilmişti. İşlemleri tamamlanan Kırmızıgül, Tekirdağ F Tipi Cezaevi'nden çıktı. Cihan Kırmızıgül'ü, babası Vahap Kırmızıgül, annesi Aysel Kırmızıgül, BDP İstanbul Milletvekili Sabahat Tuncel, Galatasaray Üniversitesi öğrencileri, Türkiye Gençlik Birliği'ne üye yaklaşık 100 kişi karşıladı. Darbuka eşliğinde şarkılar söyleyen Galatasaray Üniversitesi öğrencilerinin, cezaevi önünde 'Cihan'ı almaya geldik' yazılı pankart açtıkları görüldü.
Cihan Kırmızıgül, ilk olarak annesi Aysel Kırmızıgül'e sarıldı. Oğlu Cihan Kırmızıgül'ü yanaklarından öpen annesi, gözyaşlarına boğuldu. Cihan Kırmızıgül daha sonra babası Vahap Sarıgül ile hasret giderdi.
TUNCEL GÖZYAŞI DÖKTÜ
Öte yandan, Kırmızıgül'ün anne ve babasına sarılması esnasında Milletvekili Tuncel'in ağladığı gözlendi. Gazetecilerin ağlamasını sorması üzerine Tuncel "Evet, ben de benzer bir süreç yaşamıştım. Güzel bir duygu" dedi. Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) kaldırılması gerektiğini savunan Tuncel, "Bugün Cihan'ı aldık, bir arkadaşımız daha aramıza geldi. Hala çok sorun var. Hala tutuklu öğrenciler var. Hala siyasi tutuklular var. Terörle Mücadele Kanunu'nun kaldırılması lazım. Bundan sonra arkadaşlarımızın özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz. Sorunların çözümü hukuk çerçevesinde olur. TMK bir hukuksuzluk örneği. Umarım bundan sonra arkadaşlarımız özgürlüğe kavuşur." dedi.
"ADALET YERİNİ BULDU"
Tarif edilemez bir mutluluk içinde olduğunu kaydeden Anne Aysel Kırmızıgül ise, "Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Oğlum tahliye olduğu için sevinçliyim. Tarif edilemeyecek bir mutluluk yaşıyorum. Ailece çok zor günler geçirdik. Adalet yerini buldu" diye konuştu.
Oğluna kavuştuğu için mutlu olduğunu ifade eden Baba Kırmızıgül de, "25 aydır oğlumdan ayrıyım. Oğluma kavuştuğum için mutluyum sevinçliyim. 25 aydan sonra oğlumla buluşmak heyecan verici" dedi.
Kendisine karşılamaya gelen herkese teşekkür eden Cihan Kırmızıgül, daha sonra açıklama yapacağını söyledi. Sorulara cevap vermeyen Kırmızıgül, ailesiyle birlikte Sebahat Tuncel'in otomobiline binerek İstanbul'a hareket etti.
Cihan Kırmızıgül'ün yargılandığı dava, kamuoyunda "Poşu Davası" olarak biliniyordu.
Son Güncelleme: Cumartesi, 24 Mart 2012 09:37
Gösterim: 2990
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Bingazi'de ya da Tahrir Meydanı'ndaki öğrencilere özgürlük çağrısı yaptığını ancak kendi şehirlerindeki meydanlarda öğrencilerin polislerden acımasızca dayak yediğini, gözlerine biber gazı, üstlerine tazyikli su sıkıldığını ve hapsedildiklerini ifade etti. Yumurta atarak protestoda bulunan öğrencilerin okullarından atılarak hapis cezalarına çarptırıldıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Dünyanın hangi demokratik ülkesinde, üniversite öğrencileri film afişleri asmaktan, üniversite hocaları iktidarı eleştirmekten ya da bir toplantıda 'parasız eğitim istiyoruz' yazan bir pankart açmaktan hapse atılabilir ve uzun süre hapiste tutulabilir? Hangi ülkede 'üstünde yumurta bulundurmak' diye bir suç var? Şili'de üniversite öğrencisi bir genç kız, Camila Vallejo bütün dünyanın gözü önünde mücadelesini veriyor ve bir bakanın koltuğunu sallayabiliyor. Ama Türkiye'de başka öğrencileri de korkutmak amacıyla en küçük bir protesto eylemine girişen öğrenci, polis takibatına uğruyor" dedi.
Bugün Türkiye'de yüzlerce tutuklu öğrenci belirten Kılıçdaroğlu, bu öğrencilerin içinde bir tek kişinin bile, ne cinayetten, ne hırsızlıktan, ne de bir başka insan hakkı ihlalinden sorumlu olmadığını, bu öğrencilerin, kendi haklarını aradıkları için genç yaşlarında hapishaneyle tanıştıklarını savundu.
Kılıçdaroğlu, iktidar gibi düşünmeyen profesörlerin de benzer tehditlerle karşı karşıya kaldıklarını öne sürerek, "Birçok akademisyen, devletin bir baskı aracı hâline gelen üniversiteler üstü bir kurumun, Yüksek Öğretim Kurumu'nun baskısı altındalar. Akademisyenlerin doçentlik ve profesörlük unvanları, hükümet elinde oyuncak olan bu kurum tarafından türlü usulsüzlüklerle verilmiyor" dedi.
Türkiye'de dini ve etnik azınlıkların, demokratik olduğunu iddia eden hükümetin anti-demokratik uygulamalarından nasibini aldığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Kendi gençliğine 'kininizi unutmayın' diyen iktidar yetkilileri Arap gençliği ve halkalarına hangi hakla demokrasi ve insan hakları dersi verebilir?" şeklinde konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Bingazi'de ya da Tahrir Meydanı'ndaki öğrencilere özgürlük çağrısı yaptığını ancak kendi şehirlerindeki meydanlarda öğrencilerin polislerden acımasızca dayak yediğini, gözlerine biber gazı, üstlerine tazyikli su sıkıldığını ve hapsedildiklerini ifade etti. Yumurta atarak protestoda bulunan öğrencilerin okullarından atılarak hapis cezalarına çarptırıldıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Dünyanın hangi demokratik ülkesinde, üniversite öğrencileri film afişleri asmaktan, üniversite hocaları iktidarı eleştirmekten ya da bir toplantıda 'parasız eğitim istiyoruz' yazan bir pankart açmaktan hapse atılabilir ve uzun süre hapiste tutulabilir? Hangi ülkede 'üstünde yumurta bulundurmak' diye bir suç var? Şili'de üniversite öğrencisi bir genç kız, Camila Vallejo bütün dünyanın gözü önünde mücadelesini veriyor ve bir bakanın koltuğunu sallayabiliyor. Ama Türkiye'de başka öğrencileri de korkutmak amacıyla en küçük bir protesto eylemine girişen öğrenci, polis takibatına uğruyor" dedi.
Bugün Türkiye'de yüzlerce tutuklu öğrenci belirten Kılıçdaroğlu, bu öğrencilerin içinde bir tek kişinin bile, ne cinayetten, ne hırsızlıktan, ne de bir başka insan hakkı ihlalinden sorumlu olmadığını, bu öğrencilerin, kendi haklarını aradıkları için genç yaşlarında hapishaneyle tanıştıklarını savundu.
Kılıçdaroğlu, iktidar gibi düşünmeyen profesörlerin de benzer tehditlerle karşı karşıya kaldıklarını öne sürerek, "Birçok akademisyen, devletin bir baskı aracı hâline gelen üniversiteler üstü bir kurumun, Yüksek Öğretim Kurumu'nun baskısı altındalar. Akademisyenlerin doçentlik ve profesörlük unvanları, hükümet elinde oyuncak olan bu kurum tarafından türlü usulsüzlüklerle verilmiyor" dedi.
Türkiye'de dini ve etnik azınlıkların, demokratik olduğunu iddia eden hükümetin anti-demokratik uygulamalarından nasibini aldığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Kendi gençliğine 'kininizi unutmayın' diyen iktidar yetkilileri Arap gençliği ve halkalarına hangi hakla demokrasi ve insan hakları dersi verebilir?" şeklinde konuştu.
Son Güncelleme: Cuma, 23 Mart 2012 15:07
Gösterim: 1464
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nin laboratuvarında çıkan yangın, üniversitede korku ve paniğe neden oldu.
Öğrenciler üniversiteden tahliye edilirken, dumandan etkilenen öğrencilere sağlık ekipleri müdahale etti. Alınan bilgiye göre, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Katıhal Anabilim Dalı Laboratuvarı'nda tadilat sırasında yangın çıktı. Laboratuvarda bulunan kimyasal madde ve helyum gazı nedeniyle öğrenciler yetkililer tarafından üniversiteden tahliye edildi.
Kısa sürede olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Yangında 10 öğrenci ve 1 itfaiye eri dumandan etkilenirken, bir öğrenci de elinden yaralandı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, dumandan etkilenen öğrencilere müdahale etti. Üniversitedeki yangın söndürülürken, gaz sızıntılarına karşı çalışmalar devam ediyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nin laboratuvarında çıkan yangın, üniversitede korku ve paniğe neden oldu.
Öğrenciler üniversiteden tahliye edilirken, dumandan etkilenen öğrencilere sağlık ekipleri müdahale etti. Alınan bilgiye göre, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Katıhal Anabilim Dalı Laboratuvarı'nda tadilat sırasında yangın çıktı. Laboratuvarda bulunan kimyasal madde ve helyum gazı nedeniyle öğrenciler yetkililer tarafından üniversiteden tahliye edildi.
Kısa sürede olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Yangında 10 öğrenci ve 1 itfaiye eri dumandan etkilenirken, bir öğrenci de elinden yaralandı. Olay yerine gelen sağlık ekipleri, dumandan etkilenen öğrencilere müdahale etti. Üniversitedeki yangın söndürülürken, gaz sızıntılarına karşı çalışmalar devam ediyor.
Son Güncelleme: Cuma, 23 Mart 2012 16:00
Gösterim: 2238
Harran Üniversitesi Türkiye genelinde yapılan istatistiki araştırmalara göre Türkiye'de faaliyet gösteren birçok üniversitenin önünde yer aldı.
Üniversite, Tıp Fakültesi olan üniversiteler sıralamasında 18. olurken, 2000 yılından önce kurulan üniversiteler içinde 26. olarak, kendinden önce kurulmuş birçok üniversiteyi geride bıraktı. 1992 yılında kurulup, fiilen 1993 yılında öğrenci almaya başlayan Harran Üniversitesi, Tıp fakültesi olan üniversiteler genel sıralamasında toplam yayın sayısı ile öğretim üyesi başına düşen yayın sayısı 63. 23, atıf yayın sayısı puanı ile öğretim üyesi başına düşen atıf yayın sayısı 49. 60, Google tarama sonuçları ile öğretim üyesi başına düşen google sonuçları 33 bin 42, doktora öğrenci sayısı puanı ile doktora öğrenci sayısının toplamı öğrenci içindeki yüzdeleri puanı 4.91, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı puanı 83.17 ile toplam puan 200 - 239 arasında 18. oldu. 2000 yılından önce kurulan üniversiteler genel sıralamasında ise 200 - 250 puanla 26. sırada olan Harran Üniversitesi'ni Uludağ, İnönü, Süleyman Demirel, Gaziantep ve Dicle Üniversiteleri takip etti. Prof. Dr. Nusret Uras, Prof. Dr. Tunçalp Özgen, Prof. Dr. Engin Ataç, Prof. Dr. Ülkü Bayındır, Prof. Dr. Attila Askar, Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, Prof. Dr. Bilgehan Ögel, Nergis Gürel, Rafet Çevik ve Başak Öztürk'ün yer aldığı bu çalışmada elde edilen sonuçlarda 9 kriter esas alındı. Konu ile ilgili açıklamada bulunan Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Halil Mutlu, yapılan çalışmada emeği geçenlere teşekkür ederek, Harran Üniversitesi'nin gerek bölgeye, gerekse ülkeye hizmet etmek için var gücüyle çalıştığını ve birçok ilklere imza attığını söyleyerek çalışmaların devam edeceğini söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Harran Üniversitesi Türkiye genelinde yapılan istatistiki araştırmalara göre Türkiye'de faaliyet gösteren birçok üniversitenin önünde yer aldı.
Üniversite, Tıp Fakültesi olan üniversiteler sıralamasında 18. olurken, 2000 yılından önce kurulan üniversiteler içinde 26. olarak, kendinden önce kurulmuş birçok üniversiteyi geride bıraktı. 1992 yılında kurulup, fiilen 1993 yılında öğrenci almaya başlayan Harran Üniversitesi, Tıp fakültesi olan üniversiteler genel sıralamasında toplam yayın sayısı ile öğretim üyesi başına düşen yayın sayısı 63. 23, atıf yayın sayısı puanı ile öğretim üyesi başına düşen atıf yayın sayısı 49. 60, Google tarama sonuçları ile öğretim üyesi başına düşen google sonuçları 33 bin 42, doktora öğrenci sayısı puanı ile doktora öğrenci sayısının toplamı öğrenci içindeki yüzdeleri puanı 4.91, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı puanı 83.17 ile toplam puan 200 - 239 arasında 18. oldu. 2000 yılından önce kurulan üniversiteler genel sıralamasında ise 200 - 250 puanla 26. sırada olan Harran Üniversitesi'ni Uludağ, İnönü, Süleyman Demirel, Gaziantep ve Dicle Üniversiteleri takip etti. Prof. Dr. Nusret Uras, Prof. Dr. Tunçalp Özgen, Prof. Dr. Engin Ataç, Prof. Dr. Ülkü Bayındır, Prof. Dr. Attila Askar, Prof. Dr. Yaşar Sütbeyaz, Prof. Dr. Bilgehan Ögel, Nergis Gürel, Rafet Çevik ve Başak Öztürk'ün yer aldığı bu çalışmada elde edilen sonuçlarda 9 kriter esas alındı. Konu ile ilgili açıklamada bulunan Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim Halil Mutlu, yapılan çalışmada emeği geçenlere teşekkür ederek, Harran Üniversitesi'nin gerek bölgeye, gerekse ülkeye hizmet etmek için var gücüyle çalıştığını ve birçok ilklere imza attığını söyleyerek çalışmaların devam edeceğini söyledi.
Son Güncelleme: Salı, 20 Mart 2012 11:49
Gösterim: 2697