Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Milli Eğitim Bakanı Avcı, yeni eğitim yılının açılışında okullarda dağıtılan ve şiddetli içerikli ifadelerin yer aldığı Cahit Zarifoğlu'nun kitabı için “Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgali üzerine, bağımsızlık mücadelesi veren Afganistan için söylenmiş ifadeler, bunda yadırganacak bir şey yok." açıklamasında bulundu.

Bakan Avcı, o kitap hakkında konuştuMilli Eğitim Bakanı Nabi Avcı Altındağ Belediyesi tarafından yaptırılan 11 anaokulunun açılış törenine katıldı.

Bakan Avcı gazetecilerin, "Eğitim-öğretim yılı açılışında öğrencilere Cahit Zarifoğlu'nun kitabını dağıttınız. Kitaptaki bazı ifadeler şiddet içeriyor. Eleştirileri nasıl yorumluyorsunuz?" yönündeki sorusu üzerine, şunları söyledi: 

"O sözü edilen ifadeler, rahmetli Cahit Zarifoğlu'nun, Afganistan'ın Sovyetler Birliği tarafından işgali üzerine, Afganistan'da verilen bağımsızlık mücadelesine ilişkin ifadeler. O bağlamda değerlendirilmesi gerekiyor. Bir ülke işgal edilmiş, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgali üzerine, bağımsızlık mücadelesi veren Afganistan için söylenmiş ifadeler, bunda yadırganacak bir şey yok."

Erken çocukluk dönemindeki okullaşma oranı son 3 yılda yüzde 38,5'ten yüzde 64,5'e yükseldi

Törende konuşan Avcı, "Okul öncesi eğitim ve bakım hizmetlerine erişimdeki artış, dolaylı olarak kadın istihdamına da olumlu yansıyor ve yoksullukla mücadelede önemli bir adım teşkil ediyor. Bu nedenle erken çocukluk eğitimini ve bu projemizi çok önemsiyoruz" dedi. 

Avcı, Altındağ Belediyesi tarafından yaptırılan 11 anaokulunun açılış töreninde, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki'ye hizmetlerinden dolayı teşekkür etti. 

İnsana yapılan yatırımların en önemli basamaklarından birinin eğitim olduğunu belirten Avcı, "Bunun ilk adımı erken çocukluk eğitimi. Altındağ Belediyesi'nin, insanın gelişimindeki en kritik devreye, erken çocukluk dönemine, özellikle dezavantajlı çocuklarımızın hayata akranları ile eşit koşullarda başlayacak olmaları bakımından yaptıkları büyük öneme sahip" diye konuştu.

Türkiye'de 23 bin 556 kurumda 953 bin 209 çocuğun erken çocukluk eğitiminden yararlandığını ifade eden Avcı, erken çocukluk dönemindeki okullaşma oranının son 3 yılda yüzde 38,5'ten yüzde 64,5'e yükseldiğini dile getirdi. Avcı, "Nihai amacımız, erken çocukluk çağındaki bütün çocuklarımızın kaliteli bir okul öncesi eğitimine erişimini sağlamaktır. Bu yüksek hedeflere giden yolda sahip olduğumuz kaynakları en etkin şekilde kullanmayı maddi ve manevi bir mesuliyet olarak görüyoruz" ifadesini kullandı.

Avcı, belediyelerin, bulundukları yerlerin özelliklerini ve önceliklerini dikkate alarak, kurumsal kapasite ve çocukların ihtiyaçları doğrultusunda, toplum temelli erken çocukluk hizmeti modelleri oluşturarak çocukların ve ülkenin geleceğine büyük katkılar sağladığına işaret ederek, şöyle konuştu:

"Okul öncesi eğitim ve bakım hizmetlerine erişimdeki artış, dolaylı olarak kadın istihdamına da olumlu yansıyor ve yoksullukla mücadelede önemli bir adım teşkil ediyor. Bu nedenle erken çocukluk eğitimini ve bu projemizi çok önemsiyoruz. Okul öncesi eğitim dönemine yapılan bir birimlik yatırımın ülke ekonomisine 17 kat geri dönüş sağladığını hatırlatmak ve bütün yerel yönetimler, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerine birlikte çalışmamız adına ciddi sorumluluklar düştüğünü bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı olarak yapılan her çalışmada onların desteğini her zaman yanımızda hissettik. Bundan sonra da artarak böyle olacağına inancım tamdır. Türkiye'de önümüzdeki yıllarda bütün çağ nüfusu çocuklarımızın okul öncesi eğitimden yararlanması için gerekli bütün çalışmaları yaptık, yapıyoruz. Getirisi bu kadar önemli olan bir eğitimden hiçbir çocuğumuzu mahrum bırakmayı göze alamayız."

Çocuklara oyuncak hediye etti

Bakan Avcı, konuşmaların ardından Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki'ye plaket verdi ve kalem hediye etti. Artık törenlerde plaket vermeme yönünde karar aldıklarını dile getiren Avcı, "Ancak arkadaşlarımız o kadar heyecanlanmışlar ki Tiryaki'nin hizmetlerinden, plaket hazırlamışlar" dedi. 

Avcı, törenin ardından kurdele keserek anaokulunun açılışını yaptı. Daha sonra anaokulunu gezen Avcı, çocuklara oyuncak hediye etti. Çocuklarla ve öğretmenlerle sohbet eden Avcı, çocukların oyuncakların paketlerini açmalarına yardım etti, onlarla oyun oynadı. 

Avcı, daha sonra, Altındağ Mahir İz İmam Hatip Lisesi'nin de açılışını yaptı.

> Bakan Avcı, o kitap hakkında konuştu

Milli Eğitim Bakanı Avcı, yeni eğitim yılının açılışında okullarda dağıtılan ve şiddetli içerikli ifadelerin yer aldığı Cahit Zarifoğlu'nun kitabı için “Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgali üzerine, bağımsızlık mücadelesi veren Afganistan için söylenmiş ifadeler, bunda yadırganacak bir şey yok." açıklamasında bulundu.

Bakan Avcı, o kitap hakkında konuştuMilli Eğitim Bakanı Nabi Avcı Altındağ Belediyesi tarafından yaptırılan 11 anaokulunun açılış törenine katıldı.

Bakan Avcı gazetecilerin, "Eğitim-öğretim yılı açılışında öğrencilere Cahit Zarifoğlu'nun kitabını dağıttınız. Kitaptaki bazı ifadeler şiddet içeriyor. Eleştirileri nasıl yorumluyorsunuz?" yönündeki sorusu üzerine, şunları söyledi: 

"O sözü edilen ifadeler, rahmetli Cahit Zarifoğlu'nun, Afganistan'ın Sovyetler Birliği tarafından işgali üzerine, Afganistan'da verilen bağımsızlık mücadelesine ilişkin ifadeler. O bağlamda değerlendirilmesi gerekiyor. Bir ülke işgal edilmiş, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgali üzerine, bağımsızlık mücadelesi veren Afganistan için söylenmiş ifadeler, bunda yadırganacak bir şey yok."

Erken çocukluk dönemindeki okullaşma oranı son 3 yılda yüzde 38,5'ten yüzde 64,5'e yükseldi

Törende konuşan Avcı, "Okul öncesi eğitim ve bakım hizmetlerine erişimdeki artış, dolaylı olarak kadın istihdamına da olumlu yansıyor ve yoksullukla mücadelede önemli bir adım teşkil ediyor. Bu nedenle erken çocukluk eğitimini ve bu projemizi çok önemsiyoruz" dedi. 

Avcı, Altındağ Belediyesi tarafından yaptırılan 11 anaokulunun açılış töreninde, Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki'ye hizmetlerinden dolayı teşekkür etti. 

İnsana yapılan yatırımların en önemli basamaklarından birinin eğitim olduğunu belirten Avcı, "Bunun ilk adımı erken çocukluk eğitimi. Altındağ Belediyesi'nin, insanın gelişimindeki en kritik devreye, erken çocukluk dönemine, özellikle dezavantajlı çocuklarımızın hayata akranları ile eşit koşullarda başlayacak olmaları bakımından yaptıkları büyük öneme sahip" diye konuştu.

Türkiye'de 23 bin 556 kurumda 953 bin 209 çocuğun erken çocukluk eğitiminden yararlandığını ifade eden Avcı, erken çocukluk dönemindeki okullaşma oranının son 3 yılda yüzde 38,5'ten yüzde 64,5'e yükseldiğini dile getirdi. Avcı, "Nihai amacımız, erken çocukluk çağındaki bütün çocuklarımızın kaliteli bir okul öncesi eğitimine erişimini sağlamaktır. Bu yüksek hedeflere giden yolda sahip olduğumuz kaynakları en etkin şekilde kullanmayı maddi ve manevi bir mesuliyet olarak görüyoruz" ifadesini kullandı.

Avcı, belediyelerin, bulundukları yerlerin özelliklerini ve önceliklerini dikkate alarak, kurumsal kapasite ve çocukların ihtiyaçları doğrultusunda, toplum temelli erken çocukluk hizmeti modelleri oluşturarak çocukların ve ülkenin geleceğine büyük katkılar sağladığına işaret ederek, şöyle konuştu:

"Okul öncesi eğitim ve bakım hizmetlerine erişimdeki artış, dolaylı olarak kadın istihdamına da olumlu yansıyor ve yoksullukla mücadelede önemli bir adım teşkil ediyor. Bu nedenle erken çocukluk eğitimini ve bu projemizi çok önemsiyoruz. Okul öncesi eğitim dönemine yapılan bir birimlik yatırımın ülke ekonomisine 17 kat geri dönüş sağladığını hatırlatmak ve bütün yerel yönetimler, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerine birlikte çalışmamız adına ciddi sorumluluklar düştüğünü bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bugüne kadar Milli Eğitim Bakanlığı olarak yapılan her çalışmada onların desteğini her zaman yanımızda hissettik. Bundan sonra da artarak böyle olacağına inancım tamdır. Türkiye'de önümüzdeki yıllarda bütün çağ nüfusu çocuklarımızın okul öncesi eğitimden yararlanması için gerekli bütün çalışmaları yaptık, yapıyoruz. Getirisi bu kadar önemli olan bir eğitimden hiçbir çocuğumuzu mahrum bırakmayı göze alamayız."

Çocuklara oyuncak hediye etti

Bakan Avcı, konuşmaların ardından Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki'ye plaket verdi ve kalem hediye etti. Artık törenlerde plaket vermeme yönünde karar aldıklarını dile getiren Avcı, "Ancak arkadaşlarımız o kadar heyecanlanmışlar ki Tiryaki'nin hizmetlerinden, plaket hazırlamışlar" dedi. 

Avcı, törenin ardından kurdele keserek anaokulunun açılışını yaptı. Daha sonra anaokulunu gezen Avcı, çocuklara oyuncak hediye etti. Çocuklarla ve öğretmenlerle sohbet eden Avcı, çocukların oyuncakların paketlerini açmalarına yardım etti, onlarla oyun oynadı. 

Avcı, daha sonra, Altındağ Mahir İz İmam Hatip Lisesi'nin de açılışını yaptı.

Son Güncelleme: Çarşamba, 18 Eylül 2013 07:27

Gösterim: 1272

Özel okullar öğrencilerin seçmesi durumunda farklı dilde eğitim verebilecek

Demokratikleşme paketinde özel okulların Türkçe dışında farklı dillerde eğitim seçeneklerini öğrencilerin seçimine bırakacağı, herhangi bir dilde eğitim verecek sınıf açılması için yeterli sayıya ulaşılması durumunda o dilde eğitim verileceği belirtildi.

Bu hafta açıklanması beklenen demokratikleşme paketi ay sonuna kaldı. Demokratikleşme paketiyle ilgili soruya Başbakan Erdoğan, "Bugün çalışmamızın ilk etabını tamamladık ve şu anda görevlendirmeleri yapmak suretiyle arkadaşlarımız redaksiyonlarını yapacaklar ve ay sonuna kadar ben de sadece demokratikleşme paketine yönelik bir basın toplantısıyla bunu açıklayacağım" dedi https://apotheke-zag.de/kaufen-kamagra/.

Sabah Gazetesi’nin haberine göre ise demokratikleşme paketinde daha önce pakette yer alması beklenmeyen anadilde eğitim adımının da pakette yer alacağı öğrenildi. Paketteki teklife göre, özel okullarda çoktan seçmeli dille eğitimin önü açılacak. Özel okullar Türkçe dışında farklı dillerde eğitim seçeneklerini öğrencilerin seçimine bırakacak, herhangi bir dilde eğitim verecek sınıf açılması için yeterli sayıya ulaşılması durumunda o dilde eğitim verilecek. Reformun hayata geçmesi ile ilgili kanaatin dün son kez toplanan Demokratikleşme Paketi Değerlendirme Toplantısı'nda oluştuğu öğrenildi. Toplantılarda atılacak adım için, "Türkiye buna hazır" görüşü benimsendi. Seçim sisteminde yapılması planlanan değişiklikle daraltılmış bölgeye geçişin alt yapısı kurulacak. Bu sistemde yüzde 10'luk seçim barajının bütünüyle kaldırılması veya barajın düşürülmesi seçeneğinin eksi ve artıları önümüzdeki hafta karara bağlanacak.

> Anadilde eğitime özel okul formülü

Özel okullar öğrencilerin seçmesi durumunda farklı dilde eğitim verebilecek

Demokratikleşme paketinde özel okulların Türkçe dışında farklı dillerde eğitim seçeneklerini öğrencilerin seçimine bırakacağı, herhangi bir dilde eğitim verecek sınıf açılması için yeterli sayıya ulaşılması durumunda o dilde eğitim verileceği belirtildi.

Bu hafta açıklanması beklenen demokratikleşme paketi ay sonuna kaldı. Demokratikleşme paketiyle ilgili soruya Başbakan Erdoğan, "Bugün çalışmamızın ilk etabını tamamladık ve şu anda görevlendirmeleri yapmak suretiyle arkadaşlarımız redaksiyonlarını yapacaklar ve ay sonuna kadar ben de sadece demokratikleşme paketine yönelik bir basın toplantısıyla bunu açıklayacağım" dedi https://apotheke-zag.de/kaufen-kamagra/.

Sabah Gazetesi’nin haberine göre ise demokratikleşme paketinde daha önce pakette yer alması beklenmeyen anadilde eğitim adımının da pakette yer alacağı öğrenildi. Paketteki teklife göre, özel okullarda çoktan seçmeli dille eğitimin önü açılacak. Özel okullar Türkçe dışında farklı dillerde eğitim seçeneklerini öğrencilerin seçimine bırakacak, herhangi bir dilde eğitim verecek sınıf açılması için yeterli sayıya ulaşılması durumunda o dilde eğitim verilecek. Reformun hayata geçmesi ile ilgili kanaatin dün son kez toplanan Demokratikleşme Paketi Değerlendirme Toplantısı'nda oluştuğu öğrenildi. Toplantılarda atılacak adım için, "Türkiye buna hazır" görüşü benimsendi. Seçim sisteminde yapılması planlanan değişiklikle daraltılmış bölgeye geçişin alt yapısı kurulacak. Bu sistemde yüzde 10'luk seçim barajının bütünüyle kaldırılması veya barajın düşürülmesi seçeneğinin eksi ve artıları önümüzdeki hafta karara bağlanacak.

Son Güncelleme: Çarşamba, 18 Eylül 2013 07:04

Gösterim: 1412

ÖSYM Başkanı Demir, "Sınavlarda sorulmuş soruların hemen sınavdan sonra açıklanması gibi bir uygulama sınavların istenilen sayıda yürütülmesini imkansız hale getirmektedir. O nedenledir ki dünyada sınav yapan kuruluşlar kesinlikle soruları açıklamıyor" dedi.

ali demir ösymÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, elektronik sınavlardaki soruların açıklanmasının, sınavların istenilen sayıda yürütülmesini imkansızlaştıracağını söyledi.

Demir, ÖSYM'nin yaptığı sınavların ardından soruların tamamının yayınlanmaması ve 6495 sayılı Kanun ile de ÖSYM’nin sınavlarda sorduğu soruların Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamı dışına çıkarılmasına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu. 

Yılda 40’a yakın merkezi sınav yapan ÖSYM'nin, her sınavda sorduğu yaklaşık 100 soruyla yılda 4 bin soru kullandığını belirten Demir, geçen yıl sınav sayısının artmasına paralel soru sayısının, 11 bin 200'e ulaştığını vurguladı. 

ÖSYM'nin 39 yıllık geçmişi de göz önüne alındığında hazırlanan ve sorulan soru adedinin çok ciddi rakamlara eriştiğini dile getiren Demir, ancak bugüne kadar ÖSYM’nin yaygın bir uygulama olarak bir sınavda sorduğu soruyu başka bir sınavda kullanmadığını ifade etti.

Demir, kamuoyunun takdirini toplayan bu uygulamanın diğer yandan soru hazırlamada her gün daha uç alanlara daha ince detaylara gitme riskini oluşturduğunu ve bazı önemli sınavlarda çok ciddi kısıtlamalar getirebildiğine işaret etti.  

Soruların gerçek kolaylık, zorluk, ölçme kalitesi derecelerinin, bilimsel anlamda sadece adayların sınav anında verdikleri cevaplarla belirlendiğine dikkati çeken Demir, bunun da soruların, fiilen gerçekleştirilen bir sınavda denenmesiyle mümkün olduğunu kaydetti. Demir, ölçme kalitesi yüksek soruların tekrar sorulabilmesi imkanından vazgeçilmesinin düşünülülemeyeceğini söyledi.

"Mesnetsiz, yalan ve adayları rahatsız edici yorumlar"  

Demir, elektronik sınav uygulamaları konusunda çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Önümüzdeki kısa ve orta zaman diliminde elektronik sınavları gerçekleştirmenin heyecanını yaşıyoruz. Randevu ile belirli bilişim ağı güvenliği sağlanmış sınav merkezlerinde yapılacak bu sınavlar haftanın her günü yapılabileceği gibi günde birkaç kez de yapılabilir duruma getirildi. Bu sınavlarda sorulan soruların hemen sınavdan sonra açıklanması gibi bir uygulama sınavların istenilen sayıda yürütülmesini imkansız hale getirecektir. O nedenledir ki dünyada sınav yapan kuruluşlar kesinlikle soruları açıklamıyor. Biz de açıklamama kararı aldık." 

ÖSYM'nin tüm işlemlerinde şeffaflığı prensip edindiğini ve bunu misyonunda da net biçimde belirttiğin ifade eden Demir, ÖSYM'nin sınava hazırlanan adayların bilgi edinmeleri ve sınavlarını cevap kağıtlarıyla fiili olarak değerlendirebilmeleri için 29 Ağustos'tan itibaren sınavlarda sorulan soruların yüzde 10’unu sınav sonuçları açıklandığında kamuoyuna duyurma kararı aldığını da hatırlattı.

Demir, ÖSYM'nin geleneksel olarak, tüm sorularını akademisyen bilim heyetlerine denetlettirdiğini, sınavdan sonra da hiçbir zaman sorularının bilimsel denetiminden kaçınmayacağını dile getiren Demir, şunları kaydetti:

"ÖSYM, gerek bilimsel denetim gerekse sınav sonrası adayların sorulara verdikleri cevapların analizi olan madde analizi sonucunda iptal edilmesi gereken soruları iptal edecektir. Bu konuda hiçbir çekincemiz yok. Özellikle son günlerde internet medyası ve sosyal medyayı ticari emellerine alet ederek, yayınlanan soruları yasal olmayan yollarla kullanmak suretiyle şimdiye kadar haksız ticari rant elde eden bir kısım çevrelerin, ÖSYM’nin 'sınavda sorulan soruların sınavdan sonra kamuoyuna açıklanmaması' kararını, soruları yargı denetimi dışına çıkarmak gayesi güttüğü şeklinde acımasız ve ithama varan biçimdeki yorumlarının mesnetsiz, yalan ve adayları rahatsız edicidir.

Esasen dünya çapında yapılan ve uluslararası geçerliliğe sahip merkezi sınavların tamamına yakınında, sınav sorularının açıklanmadığı gizli tutulduğu da ortadadır. Temel misyonu hak ve adaleti tesis etmek amacıyla bilimsel yöntemler ışığında sınav yapmak olan ÖSYM bu misyonundan asla vazgeçmeyecektir."

> Uluslararası sınavlarda da sorular açıklanmıyor

ÖSYM Başkanı Demir, "Sınavlarda sorulmuş soruların hemen sınavdan sonra açıklanması gibi bir uygulama sınavların istenilen sayıda yürütülmesini imkansız hale getirmektedir. O nedenledir ki dünyada sınav yapan kuruluşlar kesinlikle soruları açıklamıyor" dedi.

ali demir ösymÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir, elektronik sınavlardaki soruların açıklanmasının, sınavların istenilen sayıda yürütülmesini imkansızlaştıracağını söyledi.

Demir, ÖSYM'nin yaptığı sınavların ardından soruların tamamının yayınlanmaması ve 6495 sayılı Kanun ile de ÖSYM’nin sınavlarda sorduğu soruların Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamı dışına çıkarılmasına ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu. 

Yılda 40’a yakın merkezi sınav yapan ÖSYM'nin, her sınavda sorduğu yaklaşık 100 soruyla yılda 4 bin soru kullandığını belirten Demir, geçen yıl sınav sayısının artmasına paralel soru sayısının, 11 bin 200'e ulaştığını vurguladı. 

ÖSYM'nin 39 yıllık geçmişi de göz önüne alındığında hazırlanan ve sorulan soru adedinin çok ciddi rakamlara eriştiğini dile getiren Demir, ancak bugüne kadar ÖSYM’nin yaygın bir uygulama olarak bir sınavda sorduğu soruyu başka bir sınavda kullanmadığını ifade etti.

Demir, kamuoyunun takdirini toplayan bu uygulamanın diğer yandan soru hazırlamada her gün daha uç alanlara daha ince detaylara gitme riskini oluşturduğunu ve bazı önemli sınavlarda çok ciddi kısıtlamalar getirebildiğine işaret etti.  

Soruların gerçek kolaylık, zorluk, ölçme kalitesi derecelerinin, bilimsel anlamda sadece adayların sınav anında verdikleri cevaplarla belirlendiğine dikkati çeken Demir, bunun da soruların, fiilen gerçekleştirilen bir sınavda denenmesiyle mümkün olduğunu kaydetti. Demir, ölçme kalitesi yüksek soruların tekrar sorulabilmesi imkanından vazgeçilmesinin düşünülülemeyeceğini söyledi.

"Mesnetsiz, yalan ve adayları rahatsız edici yorumlar"  

Demir, elektronik sınav uygulamaları konusunda çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Demir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Önümüzdeki kısa ve orta zaman diliminde elektronik sınavları gerçekleştirmenin heyecanını yaşıyoruz. Randevu ile belirli bilişim ağı güvenliği sağlanmış sınav merkezlerinde yapılacak bu sınavlar haftanın her günü yapılabileceği gibi günde birkaç kez de yapılabilir duruma getirildi. Bu sınavlarda sorulan soruların hemen sınavdan sonra açıklanması gibi bir uygulama sınavların istenilen sayıda yürütülmesini imkansız hale getirecektir. O nedenledir ki dünyada sınav yapan kuruluşlar kesinlikle soruları açıklamıyor. Biz de açıklamama kararı aldık." 

ÖSYM'nin tüm işlemlerinde şeffaflığı prensip edindiğini ve bunu misyonunda da net biçimde belirttiğin ifade eden Demir, ÖSYM'nin sınava hazırlanan adayların bilgi edinmeleri ve sınavlarını cevap kağıtlarıyla fiili olarak değerlendirebilmeleri için 29 Ağustos'tan itibaren sınavlarda sorulan soruların yüzde 10’unu sınav sonuçları açıklandığında kamuoyuna duyurma kararı aldığını da hatırlattı.

Demir, ÖSYM'nin geleneksel olarak, tüm sorularını akademisyen bilim heyetlerine denetlettirdiğini, sınavdan sonra da hiçbir zaman sorularının bilimsel denetiminden kaçınmayacağını dile getiren Demir, şunları kaydetti:

"ÖSYM, gerek bilimsel denetim gerekse sınav sonrası adayların sorulara verdikleri cevapların analizi olan madde analizi sonucunda iptal edilmesi gereken soruları iptal edecektir. Bu konuda hiçbir çekincemiz yok. Özellikle son günlerde internet medyası ve sosyal medyayı ticari emellerine alet ederek, yayınlanan soruları yasal olmayan yollarla kullanmak suretiyle şimdiye kadar haksız ticari rant elde eden bir kısım çevrelerin, ÖSYM’nin 'sınavda sorulan soruların sınavdan sonra kamuoyuna açıklanmaması' kararını, soruları yargı denetimi dışına çıkarmak gayesi güttüğü şeklinde acımasız ve ithama varan biçimdeki yorumlarının mesnetsiz, yalan ve adayları rahatsız edicidir.

Esasen dünya çapında yapılan ve uluslararası geçerliliğe sahip merkezi sınavların tamamına yakınında, sınav sorularının açıklanmadığı gizli tutulduğu da ortadadır. Temel misyonu hak ve adaleti tesis etmek amacıyla bilimsel yöntemler ışığında sınav yapmak olan ÖSYM bu misyonundan asla vazgeçmeyecektir."

Son Güncelleme: Salı, 17 Eylül 2013 15:27

Gösterim: 1432

Taksim metro çıkışında "İşsiz öğretmen, ücretli öğretmen" yazılı pankart açarak oturma eylemi yapan 3 öğretmen adayı polis tarafından gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü.

3 öğretmenin oturma eylemi gözaltıyla bittiTaksim metro çıkışına gelen 3 öğretmen adayı saat 18.30 sıralarında oturma eylemi yapmak istedi. Atanamayan öğretmen Özgür Karahan, Engin Yılmaz ve Murat Özbek İşsiz öğretmen Ücretli öğretmen yazılı pankart açarak oturma eylemi yapmak istedi. Öğretmen adayları polis tarafından eyleme son vermeleri konusunda uyarıldı. Oturma eylemine devam eden 3 öğretmen adayı polis tarafından gözaltına alınarak Taksim Polis Merkezi’ne götürüldü.

 

> 3 öğretmenin oturma eylemi gözaltıyla bitti

Taksim metro çıkışında "İşsiz öğretmen, ücretli öğretmen" yazılı pankart açarak oturma eylemi yapan 3 öğretmen adayı polis tarafından gözaltına alınarak polis merkezine götürüldü.

3 öğretmenin oturma eylemi gözaltıyla bittiTaksim metro çıkışına gelen 3 öğretmen adayı saat 18.30 sıralarında oturma eylemi yapmak istedi. Atanamayan öğretmen Özgür Karahan, Engin Yılmaz ve Murat Özbek İşsiz öğretmen Ücretli öğretmen yazılı pankart açarak oturma eylemi yapmak istedi. Öğretmen adayları polis tarafından eyleme son vermeleri konusunda uyarıldı. Oturma eylemine devam eden 3 öğretmen adayı polis tarafından gözaltına alınarak Taksim Polis Merkezi’ne götürüldü.

 

Son Güncelleme: Çarşamba, 18 Eylül 2013 06:50

Gösterim: 1969

MEB'in okullarda serbest kıyafet veya okul forması giyilmesi kararını velilere bırakmasının ardından, okullar anket çalışmalarına devam ediyor. Öğrenci kılık ve kıyafetlerinin seçimine yönelik anket çalışmaları 4 yılda bir yapılacak.

Okul kıyafeti için 4 yılda bir anket yapılacakMilli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB), okullarda serbest kıyafet veya okul forması giyilmesi kararını velilere bırakmasının ardından, okullar anket çalışmalarını sürdürüyor.

Bakanlık, öğrencilerin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmelikte temmuz ayında değişikliğe giderek, tüm okullarda, okul yönetimi ve okul-aile birliğinin koordinatörlüğünde, yönetmelikteki sınırlamalara aykırı olmamak kaydıyla, velilerin yüzde 50'sinden fazlasının muvafakatı alınarak okul kıyafeti veya kıyafetlerinin belirlenebilmesine karar vermişti.

Bu karar doğrultusunda okullar velilerin cevaplaması için anket hazırladı. Velilerden ''serbest kıyafet'' veya ''okul forması'' tercihlerinden birisini yapmaları isteniyor.

Okullara yeni kayıt olan öğrenci velileri, bu anketi kayıt işlemleri esnasında yanıtladı. Alınan karar doğrultusunda belirlenen kıyafet uygulaması ise bu yeni eğitim öğretim yılında uygulanmaya başlandı.

En geç 15 gün içinde sonuçlanması planlanıyor

Yeni kayıt olan öğrencilerin dışındaki öğrenci velileri ise kıyafet tercihlerini, yine anket yoluyla yeni eğitim öğretim yılının başladığı bu ilk hafta boyunca bildirecek.

Okullar velilerin yanıtlaması için hazırladıkları anketi farklı yollarla uyguluyor. Bazı okullar kendi web sitelerinde hazırladıkları anketi velilerin cevaplamasını isterken, bazıları da velilerin bizzat okullara gelerek tercihini yapmasını istiyor.

Velilere bu çalışma sırasında, bakanlığın, öğrencilerin kılık kıyafet yönetmeliğinde yaptığı düzenleme hakkında bilgi veriliyor. Veliler ayrıca, okul forması ile serbest kıyafet olması durumunda uyulması gereken kurallar hakkında da bilgilendiriliyor.

Bakanlık, anket çalışmalarının dün itibariyle en geç 15 gün içinde sonuçlandırılmasını öngörüyor.

Her bir okulda aynı tip kıyafet olacak

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı imzasıyla yayımlanan kılık kıyafet genelgesine göre, okullarda kılık ve kıyafet uygulamasında velilerce yapılacak anket neticesinde çoğunluk kararına göre uygun görülecek kılık ve kıyafetlere tüm öğrencilerin uyması sağlanacak.

Öğrenci kılık ve kıyafetlerinin seçimine yönelik anket çalışmaları 4 yılda bir yapılacak.

Velilerin çoğunluk kararına göre okul forması tercih edilirse 2012-2013 eğitim öğretim yılındaki formalar kullanılacak.

Alınan karar, serbest rekabet ortamında, fırsat eşitliği sağlamak amacıyla okulların ilan panolarıyla web sayfalarında duyurulacak.

Her bir okulda aynı tip kıyafet olması kaydıyla okullar arasında farklılıkların olmasına fırsat verilecek.

Öğrenci kılık ve kıyafetleri, kız ve erkekler için ayrı ayrı renklerde seçilebilecek. Kıyafetlerde sade ve düz renk tercih edilecek. 

Velilere ağır ekonomik külfet getiren kılık ve kıyafet giyme zorunluluğundan kaçınılacak.

> Okul kıyafeti için 4 yılda bir anket yapılacak

MEB'in okullarda serbest kıyafet veya okul forması giyilmesi kararını velilere bırakmasının ardından, okullar anket çalışmalarına devam ediyor. Öğrenci kılık ve kıyafetlerinin seçimine yönelik anket çalışmaları 4 yılda bir yapılacak.

Okul kıyafeti için 4 yılda bir anket yapılacakMilli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB), okullarda serbest kıyafet veya okul forması giyilmesi kararını velilere bırakmasının ardından, okullar anket çalışmalarını sürdürüyor.

Bakanlık, öğrencilerin kılık ve kıyafetlerine dair yönetmelikte temmuz ayında değişikliğe giderek, tüm okullarda, okul yönetimi ve okul-aile birliğinin koordinatörlüğünde, yönetmelikteki sınırlamalara aykırı olmamak kaydıyla, velilerin yüzde 50'sinden fazlasının muvafakatı alınarak okul kıyafeti veya kıyafetlerinin belirlenebilmesine karar vermişti.

Bu karar doğrultusunda okullar velilerin cevaplaması için anket hazırladı. Velilerden ''serbest kıyafet'' veya ''okul forması'' tercihlerinden birisini yapmaları isteniyor.

Okullara yeni kayıt olan öğrenci velileri, bu anketi kayıt işlemleri esnasında yanıtladı. Alınan karar doğrultusunda belirlenen kıyafet uygulaması ise bu yeni eğitim öğretim yılında uygulanmaya başlandı.

En geç 15 gün içinde sonuçlanması planlanıyor

Yeni kayıt olan öğrencilerin dışındaki öğrenci velileri ise kıyafet tercihlerini, yine anket yoluyla yeni eğitim öğretim yılının başladığı bu ilk hafta boyunca bildirecek.

Okullar velilerin yanıtlaması için hazırladıkları anketi farklı yollarla uyguluyor. Bazı okullar kendi web sitelerinde hazırladıkları anketi velilerin cevaplamasını isterken, bazıları da velilerin bizzat okullara gelerek tercihini yapmasını istiyor.

Velilere bu çalışma sırasında, bakanlığın, öğrencilerin kılık kıyafet yönetmeliğinde yaptığı düzenleme hakkında bilgi veriliyor. Veliler ayrıca, okul forması ile serbest kıyafet olması durumunda uyulması gereken kurallar hakkında da bilgilendiriliyor.

Bakanlık, anket çalışmalarının dün itibariyle en geç 15 gün içinde sonuçlandırılmasını öngörüyor.

Her bir okulda aynı tip kıyafet olacak

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı imzasıyla yayımlanan kılık kıyafet genelgesine göre, okullarda kılık ve kıyafet uygulamasında velilerce yapılacak anket neticesinde çoğunluk kararına göre uygun görülecek kılık ve kıyafetlere tüm öğrencilerin uyması sağlanacak.

Öğrenci kılık ve kıyafetlerinin seçimine yönelik anket çalışmaları 4 yılda bir yapılacak.

Velilerin çoğunluk kararına göre okul forması tercih edilirse 2012-2013 eğitim öğretim yılındaki formalar kullanılacak.

Alınan karar, serbest rekabet ortamında, fırsat eşitliği sağlamak amacıyla okulların ilan panolarıyla web sayfalarında duyurulacak.

Her bir okulda aynı tip kıyafet olması kaydıyla okullar arasında farklılıkların olmasına fırsat verilecek.

Öğrenci kılık ve kıyafetleri, kız ve erkekler için ayrı ayrı renklerde seçilebilecek. Kıyafetlerde sade ve düz renk tercih edilecek. 

Velilere ağır ekonomik külfet getiren kılık ve kıyafet giyme zorunluluğundan kaçınılacak.

Son Güncelleme: Salı, 17 Eylül 2013 11:39

Gösterim: 2872


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.