Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Cemal Reşit Rey’de “Kadına şiddete hayır” temasıyla tasarlanan ayakkabılar büyük ilgi gördü.
İstanbul Aydın Üniversitesi Ayakkabı Tasarım ve Üretimi Programı birinci sınıf öğrencileri tarafından hazırlanan “Kadına Şiddete Hayır Ayakkabı Tasarım Projesi”, 1 - 10 Mart 2012 tarihleri arasında Cemal Reşit Rey Konser Salonu Fuaye alanında sergileniyor. Projenin bu dördüncü sergisinde 36 çalışma yer alıyor.
Ünlü modacı Cemil İpekçi de sergiye katıldı
Sergi açılışına İAÜ Rektörü Prof. Dr. Yadigar İzmirli, ünlü modacı Cemil İpekçi, İSTESOB Başkan vekilleri İsmail Taşkın ve Mustafa Nuhoğlu ile bazı oda başkanları, İSTESOB Kadın Kurulu üyeleri, üniversitelerden akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Öğrenciler projelerinde; tüm kültürlerde, her yaştan kadının şiddete maruz kaldığını, kadına uygulanan şiddet türlerini, şiddetin kadın üzerindeki olumsuz etkilerini çarpıcı tasarımlarla gösteriliyor. Hikâye panolarından yola çıkılarak hazırlanan ayakkabı tasarımları, kadının çektiği acıları, sıkıntıları sembolize ediyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Cemal Reşit Rey’de “Kadına şiddete hayır” temasıyla tasarlanan ayakkabılar büyük ilgi gördü.
İstanbul Aydın Üniversitesi Ayakkabı Tasarım ve Üretimi Programı birinci sınıf öğrencileri tarafından hazırlanan “Kadına Şiddete Hayır Ayakkabı Tasarım Projesi”, 1 - 10 Mart 2012 tarihleri arasında Cemal Reşit Rey Konser Salonu Fuaye alanında sergileniyor. Projenin bu dördüncü sergisinde 36 çalışma yer alıyor.
Ünlü modacı Cemil İpekçi de sergiye katıldı
Sergi açılışına İAÜ Rektörü Prof. Dr. Yadigar İzmirli, ünlü modacı Cemil İpekçi, İSTESOB Başkan vekilleri İsmail Taşkın ve Mustafa Nuhoğlu ile bazı oda başkanları, İSTESOB Kadın Kurulu üyeleri, üniversitelerden akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Öğrenciler projelerinde; tüm kültürlerde, her yaştan kadının şiddete maruz kaldığını, kadına uygulanan şiddet türlerini, şiddetin kadın üzerindeki olumsuz etkilerini çarpıcı tasarımlarla gösteriliyor. Hikâye panolarından yola çıkılarak hazırlanan ayakkabı tasarımları, kadının çektiği acıları, sıkıntıları sembolize ediyor.
Son Güncelleme: Pazartesi, 05 Mart 2012 10:38
Gösterim: 4540
Hacettepe Üniversitesi'nin, Türkiye'nin ikinci yüz nakli yarışını kazanabilmek amacıyla gerçek dışı beyanla rapor düzenlediği iddia edildi. Sağlık Bakanlığı, Hacettepe'ye çift kol ve çift bacak takılan hastanın ölümüne yol açan nakilden sonra yüz nakli için de soruşturma açtı.Hacettepe Üniversitesi'nin 10 kişilik Bilim Konseyi'nin altına imza atarak bekleme listesine aldığı ve Sağlık Bakanlığı'na sunduğu rapor ile operasyon yapılan Cengiz Gül'ün nakil için sağlık gerekçelerinin aynı olmadığı ortaya çıktı.
Sabah Gazetesi'nin haberine göre; Hacettepe Üniversitesi'nin yüz nakli için Sağlık Bakanlığı'na gönderdiği listede yer alan Cengiz Gül'ün, göz, burun ve ağız bölgesinde deformasyon olduğu ve nakille fonksiyonel kazanımın amaçlanacağını bildirildi. Bu nedenle bakanlık Cengiz Gül'e nakil yapılmasına izin verdi ancak gerçek ameliyattan sonra ortaya çıktı. Cengiz Gül'ün, burun, göz ve ağız bölgesinde fonksiyonel kazanım ya da deformasyon olmadığı belirlendi.
YANLIŞ BEYAN ORTAYA ÇIKTI
Hacettepe Üniversitesi'nde 24 Şubat'ta gerçekleşen yüz naklinin perde arkasından ilginç bir gerçeğe ulaştı. Üniversite yönetiminin, Cengiz Gül'ün nakil için gerekli şartları taşımadığı halde bakanlığı yanılttığı ortaya çıktı. Sağlık Bakanlığı, hem Şevket Çavdar'ın ölümüne neden olan nakil hem de Cengiz Gül'e yapılan yüz nakliyle ilgili Hacettepe Üniversitesi'nde soruşturma başlattı. Kompozit Doku Nakli Bilim Kurulu'nda söz konusu yanlış beyan gündeme geldi. Hacettepe Üniversitesi'nin yüz nakli için Sağlık Bakanlığı'na gönderdiği listede yer alan Cengiz Gül'ün, göz, burun ve ağız bölgesinde deformasyon olduğu ve nakille fonksiyonel kazanımın amaçlanacağı bildirildi. Bu nedenle bakanlık Cengiz Gül'e nakil yapılmasına izin verdi ancak gerçek ameliyattan sonra ortaya çıktı.
"BEN OLSAM YAPMAZDIM"
Cengiz Gül'ün, burun, göz ve ağız bölgesinde fonksiyonel kazanım ya da deformasyon olmadığı belirlendi. Operasyon sonrası basın açıklaması yapan Doç. Dr. Serdar Nasır, hastasının göz, burun ve ağzında sorun olmadığını ancak tek kulağının yanık olduğunu bildirdi. Bakanlığın yayınladığı Kompozit Doku Nakli Endikasyon listesinde, yüz nakli için ancak hastanın göz, burun ve ağzında en az birinde fonksiyonel bir kazanımın amaçlanması şart olarak gösteriliyor. Operasyon gerçekleşirken medyaya Cengiz Gül'ün fotoğrafları yansıyınca, nakil ameliyatının gerekli olup olmadığı tartışmaları başladı. Nitekim Akdeniz Üniversitesi'nden Prof. Ömer Özkan "Ben o hastaya nakil yapmazdım. Devletin imkanlarını boşa harcanmış" diyerek, yüz naklini eleştirmişti. Operasyon sonrası medyadaki bilgiler ve Doç. Dr. Serdar Nasır'ın basın toplantısındaki açıklamalarından hastanın göz, burun ve ağız bölgesine herhangi bir düzeltme yapılmadığı da ortaya çıktı.
HASTA PROFİLİ YAPTI
Hacettepe'deki yüz nakli, Kompozit Doku Nakli Bilim Kurulu'nda da gündeme getirildi. Prof. Dr. Ömer Özkan'ın, Bilim Kurulu üyelerinden bazılarına yüz nakli için sırada bekleyen kendi hastasının fotoğrafını göstererek, "Bu ülkede yüz nakline ihtiyaç varsa o da işte bu çocuktur. Tüm yüzü yanık ve kafasının yarısı yok. Donörün verdiği yüz bu çocuk için çok uygundu. O gece biz bu çocuğu yola çıkardık. Ancak Hacettepe'nin bakanlığa verdiği yanlış beyandan dolayı, ihtiyacı olmayan, yasal olarak yüz nakli standartlarının dışında birine nakil yapıldı. Bunun hesabını kim verecek?" diye şikâyet ettiği öğrenildi. Kompozit Doku Nakli Bilim Kurulu'nda, Hacettepe Üniversitesi'nde Şevket Çavdar'ın ölümüyle sonuçlanan çift kol ve çift bacak nakli gergin anların yaşanmasına neden oldu. Doç. Dr. Nasır, Çavdar'ın ameliyatı hastanın istediğini ve tüm olasılıkları kabul ettiğini belirterek, "Çavdar, 'kaybedecek bir şeyim yok' dedi. 30 sayfalık, tüm riskleri anlatan metni imzaladı. Hasta çok istediği için yaptım" savunması yaptı. Etik uzmanların da bulunduğu 17 kişilik Bilim Kurulu'nda Nasır'ın bu açıklamasına ağır eleştiriler geldi. Uzmanlardan birisi, "Hasta istiyor diye ötanazi de mi yapacaksınız? Ötenaziyi de hoş görelim mi? Hastanın her istediği yapılamaz" diye karşı çıktı. Ayrıca hastanın ameliyat şartları içerisinde imzaladığı metnin hukuki ve tıp etiği açısından hiçbir anlamı olmadığı belirtildi.
KALP NAKLİ ÖRNEĞİNE TEPKİ
Hastanın ölümünün ağır bir sonuç olduğunu bildiren bilim kurulu üyelerine Doç. Dr. Serdar Nasır, "Dünyada ilk kez kalp naklini gerçekleştiren Chirstian Barnard'ın da ilk naklinden 6 saat sonra hastası öldü. Kimse Barnard'ı yargılamadı" diyerek kendini savundu. Uzmanlar ise "O kalp nakli olan hasta nakil olmasaydı zaten çok kısa bir süre sonra ölecekti. Ancak kimse kol ve bacak nakli olamadığı için ölmez. Kaldı ki senin hastan 13 yıldır bu şekilde yaşıyor" karşılığını verdi.
(Hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Hacettepe Üniversitesi'nin, Türkiye'nin ikinci yüz nakli yarışını kazanabilmek amacıyla gerçek dışı beyanla rapor düzenlediği iddia edildi. Sağlık Bakanlığı, Hacettepe'ye çift kol ve çift bacak takılan hastanın ölümüne yol açan nakilden sonra yüz nakli için de soruşturma açtı.Hacettepe Üniversitesi'nin 10 kişilik Bilim Konseyi'nin altına imza atarak bekleme listesine aldığı ve Sağlık Bakanlığı'na sunduğu rapor ile operasyon yapılan Cengiz Gül'ün nakil için sağlık gerekçelerinin aynı olmadığı ortaya çıktı.
Sabah Gazetesi'nin haberine göre; Hacettepe Üniversitesi'nin yüz nakli için Sağlık Bakanlığı'na gönderdiği listede yer alan Cengiz Gül'ün, göz, burun ve ağız bölgesinde deformasyon olduğu ve nakille fonksiyonel kazanımın amaçlanacağını bildirildi. Bu nedenle bakanlık Cengiz Gül'e nakil yapılmasına izin verdi ancak gerçek ameliyattan sonra ortaya çıktı. Cengiz Gül'ün, burun, göz ve ağız bölgesinde fonksiyonel kazanım ya da deformasyon olmadığı belirlendi.
YANLIŞ BEYAN ORTAYA ÇIKTI
Hacettepe Üniversitesi'nde 24 Şubat'ta gerçekleşen yüz naklinin perde arkasından ilginç bir gerçeğe ulaştı. Üniversite yönetiminin, Cengiz Gül'ün nakil için gerekli şartları taşımadığı halde bakanlığı yanılttığı ortaya çıktı. Sağlık Bakanlığı, hem Şevket Çavdar'ın ölümüne neden olan nakil hem de Cengiz Gül'e yapılan yüz nakliyle ilgili Hacettepe Üniversitesi'nde soruşturma başlattı. Kompozit Doku Nakli Bilim Kurulu'nda söz konusu yanlış beyan gündeme geldi. Hacettepe Üniversitesi'nin yüz nakli için Sağlık Bakanlığı'na gönderdiği listede yer alan Cengiz Gül'ün, göz, burun ve ağız bölgesinde deformasyon olduğu ve nakille fonksiyonel kazanımın amaçlanacağı bildirildi. Bu nedenle bakanlık Cengiz Gül'e nakil yapılmasına izin verdi ancak gerçek ameliyattan sonra ortaya çıktı.
"BEN OLSAM YAPMAZDIM"
Cengiz Gül'ün, burun, göz ve ağız bölgesinde fonksiyonel kazanım ya da deformasyon olmadığı belirlendi. Operasyon sonrası basın açıklaması yapan Doç. Dr. Serdar Nasır, hastasının göz, burun ve ağzında sorun olmadığını ancak tek kulağının yanık olduğunu bildirdi. Bakanlığın yayınladığı Kompozit Doku Nakli Endikasyon listesinde, yüz nakli için ancak hastanın göz, burun ve ağzında en az birinde fonksiyonel bir kazanımın amaçlanması şart olarak gösteriliyor. Operasyon gerçekleşirken medyaya Cengiz Gül'ün fotoğrafları yansıyınca, nakil ameliyatının gerekli olup olmadığı tartışmaları başladı. Nitekim Akdeniz Üniversitesi'nden Prof. Ömer Özkan "Ben o hastaya nakil yapmazdım. Devletin imkanlarını boşa harcanmış" diyerek, yüz naklini eleştirmişti. Operasyon sonrası medyadaki bilgiler ve Doç. Dr. Serdar Nasır'ın basın toplantısındaki açıklamalarından hastanın göz, burun ve ağız bölgesine herhangi bir düzeltme yapılmadığı da ortaya çıktı.
HASTA PROFİLİ YAPTI
Hacettepe'deki yüz nakli, Kompozit Doku Nakli Bilim Kurulu'nda da gündeme getirildi. Prof. Dr. Ömer Özkan'ın, Bilim Kurulu üyelerinden bazılarına yüz nakli için sırada bekleyen kendi hastasının fotoğrafını göstererek, "Bu ülkede yüz nakline ihtiyaç varsa o da işte bu çocuktur. Tüm yüzü yanık ve kafasının yarısı yok. Donörün verdiği yüz bu çocuk için çok uygundu. O gece biz bu çocuğu yola çıkardık. Ancak Hacettepe'nin bakanlığa verdiği yanlış beyandan dolayı, ihtiyacı olmayan, yasal olarak yüz nakli standartlarının dışında birine nakil yapıldı. Bunun hesabını kim verecek?" diye şikâyet ettiği öğrenildi. Kompozit Doku Nakli Bilim Kurulu'nda, Hacettepe Üniversitesi'nde Şevket Çavdar'ın ölümüyle sonuçlanan çift kol ve çift bacak nakli gergin anların yaşanmasına neden oldu. Doç. Dr. Nasır, Çavdar'ın ameliyatı hastanın istediğini ve tüm olasılıkları kabul ettiğini belirterek, "Çavdar, 'kaybedecek bir şeyim yok' dedi. 30 sayfalık, tüm riskleri anlatan metni imzaladı. Hasta çok istediği için yaptım" savunması yaptı. Etik uzmanların da bulunduğu 17 kişilik Bilim Kurulu'nda Nasır'ın bu açıklamasına ağır eleştiriler geldi. Uzmanlardan birisi, "Hasta istiyor diye ötanazi de mi yapacaksınız? Ötenaziyi de hoş görelim mi? Hastanın her istediği yapılamaz" diye karşı çıktı. Ayrıca hastanın ameliyat şartları içerisinde imzaladığı metnin hukuki ve tıp etiği açısından hiçbir anlamı olmadığı belirtildi.
KALP NAKLİ ÖRNEĞİNE TEPKİ
Hastanın ölümünün ağır bir sonuç olduğunu bildiren bilim kurulu üyelerine Doç. Dr. Serdar Nasır, "Dünyada ilk kez kalp naklini gerçekleştiren Chirstian Barnard'ın da ilk naklinden 6 saat sonra hastası öldü. Kimse Barnard'ı yargılamadı" diyerek kendini savundu. Uzmanlar ise "O kalp nakli olan hasta nakil olmasaydı zaten çok kısa bir süre sonra ölecekti. Ancak kimse kol ve bacak nakli olamadığı için ölmez. Kaldı ki senin hastan 13 yıldır bu şekilde yaşıyor" karşılığını verdi.
(Hürriyet)
Son Güncelleme: Pazar, 04 Mart 2012 11:42
Gösterim: 2407
Öğrencilerin başarı düzeyini artırmak için katkı payı sisteminden, alttan ders almaya ve ek sınavlara kadar çok sayıda önemli değişikliğe gidildi.
Alttan dersi kalan öğrencilerin ödeyeceği katkı payı miktarı da arttı. Böylece aynı dersten üçüncü tekrarda ders başına alınacak katkı payı ve öğrenim ücreti oranına yüzde 50, dördüncü tekrarda yüzde 100, beşinci veya daha fazla tekrarda ise yüzde 300 zam geldi.
Bakanlar Kurulu Kararı'yla 2 Kasım 2011'de Resmi Gazete'de yayımlanan ve 2011-2012 eğitim öğretim yılının ikinci yarısı başlamasıyla uygulanmaya konulan 6111 sayılı yasada yapılan değişikliklere uyum için üniversiteler eğitim öğretim yönetmeliğinde harç ücretlerinin hesaplanmasında yenilik getirildi. Her bir ders için kredi başına ödenecek katkı payı veya öğrenim ücreti tutarları, her bir dersin kredisinin ilgili dönemde alınması gereken toplam ders kredisine oranlanması sonucu bulunacak. Buna göre öğrencilerin dönemlik harç paralarının yanı sıra üçüncü veya daha fazla tekrar ettikleri dersler varsa bu dersler için kredi başına ek katkı payı ödemeleri zorunluluğu getirildi.
Derslerde üçüncü tekrarda ders başına alınacak katkı payı ve öğrenim ücreti oranına yüzde 50, dördüncü tekrarda yüzde 100, beşinci veya daha fazla tekrarda ise yüzde 300 zamlanarak ödeyecekler. Öte yandan 26 Ağustos 2011 yılında Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararın ertelenmesi sonucu üniversiteler bu paraları ilk dönem alamadıkları için ikinci dönem başlangıcında her iki dönemin parasını alan üniversiteler öğrencileri oldukça zor durumda bıraktı.
Birçok üniversitede bu ücretleri ödemeye zorlanan öğrenciler arasında en çok mağdur olan öğrenci grubu ikinci öğretimde okuyanlar oldu. Birinci öğretime göre 10 kat daha fazla harç ödeyen öğrenciler bu karar yüzünden alttan kalan dersleri içinde bin 500 lira ile 5 bin lira arasında değişen paralar ödemek zorunda bırakıldı. Birçok üniversite öğrencisi maddi durumu iyi olmadığı için üniversiteyi bırakma noktasına geldi.
(Sabah)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Öğrencilerin başarı düzeyini artırmak için katkı payı sisteminden, alttan ders almaya ve ek sınavlara kadar çok sayıda önemli değişikliğe gidildi.
Alttan dersi kalan öğrencilerin ödeyeceği katkı payı miktarı da arttı. Böylece aynı dersten üçüncü tekrarda ders başına alınacak katkı payı ve öğrenim ücreti oranına yüzde 50, dördüncü tekrarda yüzde 100, beşinci veya daha fazla tekrarda ise yüzde 300 zam geldi.
Bakanlar Kurulu Kararı'yla 2 Kasım 2011'de Resmi Gazete'de yayımlanan ve 2011-2012 eğitim öğretim yılının ikinci yarısı başlamasıyla uygulanmaya konulan 6111 sayılı yasada yapılan değişikliklere uyum için üniversiteler eğitim öğretim yönetmeliğinde harç ücretlerinin hesaplanmasında yenilik getirildi. Her bir ders için kredi başına ödenecek katkı payı veya öğrenim ücreti tutarları, her bir dersin kredisinin ilgili dönemde alınması gereken toplam ders kredisine oranlanması sonucu bulunacak. Buna göre öğrencilerin dönemlik harç paralarının yanı sıra üçüncü veya daha fazla tekrar ettikleri dersler varsa bu dersler için kredi başına ek katkı payı ödemeleri zorunluluğu getirildi.
Derslerde üçüncü tekrarda ders başına alınacak katkı payı ve öğrenim ücreti oranına yüzde 50, dördüncü tekrarda yüzde 100, beşinci veya daha fazla tekrarda ise yüzde 300 zamlanarak ödeyecekler. Öte yandan 26 Ağustos 2011 yılında Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararın ertelenmesi sonucu üniversiteler bu paraları ilk dönem alamadıkları için ikinci dönem başlangıcında her iki dönemin parasını alan üniversiteler öğrencileri oldukça zor durumda bıraktı.
Birçok üniversitede bu ücretleri ödemeye zorlanan öğrenciler arasında en çok mağdur olan öğrenci grubu ikinci öğretimde okuyanlar oldu. Birinci öğretime göre 10 kat daha fazla harç ödeyen öğrenciler bu karar yüzünden alttan kalan dersleri içinde bin 500 lira ile 5 bin lira arasında değişen paralar ödemek zorunda bırakıldı. Birçok üniversite öğrencisi maddi durumu iyi olmadığı için üniversiteyi bırakma noktasına geldi.
(Sabah)
Son Güncelleme: Cumartesi, 25 Şubat 2012 21:39
Gösterim: 2709
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, bütün öğrencilerin aldıkları burs miktarlarını belli oranlarda arttıracaklarını belirterek, "Lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyindeki öğrencilerimize verilen burs miktarlarını arttırıyoruz. Oranlar, ilgili makamların görüş ve onaylarına sunuldu" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Ankara Ticaret Odası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen 'Uluslararası Öğrenci Buluşması'na katıldı. Bozdağ, burada öğrenci burslarıyla ilgili yeni bir uygulama başlattıklarını belirterek, bursların 'Türkiye Bursları' adı altında birleştirildiğini ifade etti. Bütün öğrencilerin aldıkları burs miktarlarını belli oranlarda arttıracaklarını belirten söyleyen Bozdağ, "Lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyindeki öğrencilerimize verilen burs miktarlarını arttırıyoruz.
Artış oranları, ilgili makamların şu anda görüş ve onaylarına sunuldu. Bu aşamalar bittikten sonra da açıklayacağız. Miktarlar, bugünkü aldığınız miktarların üzerinde olacak. Memnun olacağınız rakamlar olduğunu düşünüyorum" dedi.
(İHA)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, bütün öğrencilerin aldıkları burs miktarlarını belli oranlarda arttıracaklarını belirterek, "Lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyindeki öğrencilerimize verilen burs miktarlarını arttırıyoruz. Oranlar, ilgili makamların görüş ve onaylarına sunuldu" dedi.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Ankara Ticaret Odası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen 'Uluslararası Öğrenci Buluşması'na katıldı. Bozdağ, burada öğrenci burslarıyla ilgili yeni bir uygulama başlattıklarını belirterek, bursların 'Türkiye Bursları' adı altında birleştirildiğini ifade etti. Bütün öğrencilerin aldıkları burs miktarlarını belli oranlarda arttıracaklarını belirten söyleyen Bozdağ, "Lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyindeki öğrencilerimize verilen burs miktarlarını arttırıyoruz.
Artış oranları, ilgili makamların şu anda görüş ve onaylarına sunuldu. Bu aşamalar bittikten sonra da açıklayacağız. Miktarlar, bugünkü aldığınız miktarların üzerinde olacak. Memnun olacağınız rakamlar olduğunu düşünüyorum" dedi.
(İHA)
Son Güncelleme: Pazartesi, 27 Şubat 2012 15:42
Gösterim: 2885
Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği 28 Şubat soruşturması kapsamında YÖK'e ait 300 klasör belgeye el koydu.
KPSS sınavında usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla polis tarafından Yüksek Öğretim Kurumu'nda (YÖK) yapılan inceleme sırasında YÖK bilgisayarlarında 28 Şubat dönemine ait belgelere ulaşıldı. İddialara göre ulaşılan belgeler arasında 28 Şubat döneminin fişlemeleri de vardı.
YÖK bilgisayarlarından 28 Şubat döneminde ismi sıkça geçen Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) belgeleri ile üniversitelerde görev yapan akademisyenler hakkındaki fişleme kayıtları bulundu.
Polis ulaştığı bilgi ve belgeleri 28 Şubat soruşturmasını yürüten sdavcılığa iletti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği 28 Şubat soruşturması kapsamında YÖK'e ait 300 klasör belgeye el koydu.
KPSS sınavında usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla polis tarafından Yüksek Öğretim Kurumu'nda (YÖK) yapılan inceleme sırasında YÖK bilgisayarlarında 28 Şubat dönemine ait belgelere ulaşıldı. İddialara göre ulaşılan belgeler arasında 28 Şubat döneminin fişlemeleri de vardı.
YÖK bilgisayarlarından 28 Şubat döneminde ismi sıkça geçen Batı Çalışma Grubu'nun (BÇG) belgeleri ile üniversitelerde görev yapan akademisyenler hakkındaki fişleme kayıtları bulundu.
Polis ulaştığı bilgi ve belgeleri 28 Şubat soruşturmasını yürüten sdavcılığa iletti.
Son Güncelleme: Cumartesi, 25 Şubat 2012 13:51
Gösterim: 1875