banner

Uzaktan eğitim yoluyla yabancı dil öğretimi




Prof. Dr. Cem Balçıkanlı / Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, İngiliz Dili Eğitimi ABD

cem_balcikanli“Zorlu değişim zamanlarında, bilginler kendilerini artık var olmayan bir dünyada donanımlı görürken, geleceği miras alanlar öğrenenlerdir.” Eric Hoffer

Şimdi sizlerle geçmişe doğru bir yolculuğa çıkalım. Sene 1985. Henüz ilkokula bile başlamış değilim. Ama yine de çok iyi hatırladığım sahnelerden birinde benden üç yaş büyük ablamla televizyon başına kurulmuşuz, üzerlerimizde hala pijamalarımız var ve pek de anlamadığımız ama bir o kadar da ilginç gelen bir dilde (!) bir televizyon programı izliyoruz. Aslında o andaki ana odağımız o bilmediğimiz dildeki programdan ziyade o programdan sonra başlayacak olan Voltran isimli çizgi filmde. Aradaki Hikmet Şimşek’in klasik müzik programını da çok keyif almasak da zaruriyetten dolayı izliyoruz işte. Neyse biz tekrar dönelim o pek anlamadığımız dildeki programa. O zamanlar pek da anlamadığım o programda sonradan bizzat tanımaktan mutluluk duyduğum Prof. Dr. Zülal Balpınar ve Michael Smith, ülkemizin yabancı dil eğitimi anlamındaki ilk uzaktan eğitim uygulamalarının örnekleri sunuyorlarmış. “Mış” diyorum çünkü o zamanlar bu kavram ülkemizde pek de bilinmiyordu. Ben bu yazıda içinde bulunduğumuz koşullardan dolayı herkesin öğrenmek durumunda kaldığı uzaktan eğitim kavramını yabancı dil eğitimi bağlamında ele alacağım. Başlayalım mı?

Salgın bize eğitimde neyi hatırlattı?

2019 yılının son ayında Çin’in Wuhan kentinden tüm dünyaya yayılan ve yayılırken de arkasında pek çok can kaybı ve acıklı hikâye bırakan Covid 19 diye bilinen Koronavirüs’ün 11 Mart 2020 tarihinde ülkemizde de görülmesinden hemen sonra tüm okulların 16 Mart 2020 tarihinde tatil edilmesi ve 21 Mart tarihinden itibaren de uzaktan eğitime geçilmesi bize tekrar uzaktan eğitim kavramını hatırlattı. Yabancı dil eğitimi alanında çalışmalar yapan bizlere de girişte değindiğim o İngilizce programını anımsattı. Son zamanlarda eğitimin dönüşümü üzerine neredeyse tüm eğitimcilerin kafa yorduğu bu dönemde, Apple’ın kurucusu Steve Wozniak’ın önsözüyle katkıda bulunduğu ve John D. Couch ile Jason Towne tarafından yazılan “Dönüştüren Eğitim” isimli kitap eğitimin nasıl dönüştürülmesi gerektiğiyle ilgili önemli çıkarımlar yapıyor. Yanıtlanması gereken sorunun teknolojiden yana veya teknolojiye karşı olmakla ilgili olmadığının üzerinde duran yazarlar, on beş bölüm halinde kurguladıkları kitaplarında; erişim, kodlama, teknoloji, dönüştürücü ve fütürist gibi başlıklar altında özellikle teknolojinin dönüştürücü işlevinin üzerinde duruyor.

Şu sıralar her eğitimcinin birkaç kere duyduğuna ve en azından bir kere de denediğine emin olduğum Zoom.us birden fazla kişinin görüşmesine imkân sunan çevrimiçi bir uygulama. Koronavirüs salgınından önce dünyada sadece 10 milyon kullanıcısı olan bu uygulamanın salgından sonra en az 200 milyon kullanıcıya ulaştığı söyleniyor. Zoom’un kurucusu Eric Yuan twitter üzerinden yaptığı bir açıklamayla oluşan güvenlik açığı sorunlarından dolayı özür dileyerek çok çarpıcı şu cümleyi kullandı:

-          Biz bu sistemi (zoom) birkaç hafta içinde bu kadar çok kişinin tüm işlerini evden yapacaklarını düşünerek kurgulamadık.

Görüldüğü gibi biz eğitimin dönüştürülmesi üzerine bilimsel toplantılarda veya öğretmen eğitimlerinde zaman harcarken gereklilik öyle hızlı bir şekilde başımızda bitti ki biz buna uygun olarak elimizdekileri tekrar gözden geçirmek durumunda kaldık. İşte bu yüzdendir ki pek çok özel okul başta olmak üzere eğitim kurumları uzaktan eğitim konusunda hem bu zamana kadar yaptıklarının üzerinde duruyor hem de bu süreci nasıl başarılı bir şekilde atlattıklarını anlatıyor. Peki uzaktan eğitim tam olarak nedir? Yüz yüze eğitimde kullandığımız her şeyin sadece bilgisayar ekranı karşısında yapılması mıdır? Dilerseniz biraz bunu ele alalım.

Uzaktan eğitim nedir?

Friedman’ın (2005) ifade ettiği şekliyle “düzleşen dünyamızdaki” köklü değişiklikler bireyin içinde bulunduğu çağa ayak uydurmasını zorunlu kılmaktadır. Hemen her alanda kendini fazlasıyla hissettiren bu değişiklikler, bilgi ve iletişim çağı gibi çeşitli isimlerle anılan günümüzde, hayatın birçok boyutunda ortaya çıkmaktadır. İstenilen her türlü bilgiye anında ulaşma imkânı sağlayan çeşitli web sayfaları, alışveriş merkezlerine gidilmeden yapılan alışverişler, sinema keyfi yapmamıza olanak tanıyan uygulamalar en temel anlamıyla “düzleşen dünyamızın” belirgin özellikleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Kütüphane derlemelerinin 14 yılda bir yapıldığı çağlardan, her gün milyarlarca e-postanın gönderildiği, her saniye ortalama 6.000 tivitin atıldığı, 14 saniyede ABD Kongre Kütüphanesine ulaşılabildiği ve erişilebilen yüzeysel verilerin katlanarak arttığı bir çağa geçilmiştir. Dünya yapay zekanın pek çok mesleğin yerini alıp alamayacağını tartışadursun, içinde bulunduğumuz çağın teknolojileri, bireylerin iletişim kurma, alışveriş yapma, haber alma, bilgi edinme, öğrenme ve öğretme şekillerini, daha geniş bir bakış açısıyla yaşam standartlarını yeniden şekillendirmiş ve şekillendirmeye de devam etmektedir. Bu önemli teknolojik gelişmelerden eğitim dünyası da kendi payına düşeni fazlasıyla almaktadır. Çeşitli isimlerle anılan bu teknolojilerin günümüzde en çok bilineni de uzaktan eğitimdir. Peki nedir uzaktan eğitim? Ne zamandan beri kullanılmaktadır?

Mektupla öğretim (correspondence education) adı altında 1700lü yıllarda ilk kez uygulanmaya başlanan “uzaktan eğitim” zaman içinde çeşitli biçimler alarak günümüze kadar geldi. 1728 yılında Boston gazetesinde steno derslerinin uzaktan eğitim yoluyla verileceğine ilişkin bir ilanın bu konudaki en önemli gelişmelerden biri olduğuna inanılır. 1840 yılında ise İngiltere’de Isaac Pitman tarafından mektupla uzaktan eğitim uygulamalarının başladığı belirtilmektedir. Pitman, mektuplar aracılığıyla öğrencilerine İncil eğitimi vermiştir. 1892 yılında Wisconsin Üniversitesi’nin kataloğunda da rastlanılan kavram o zamanlar öğretmenin ve öğrencinin farklı yerlerde olduğu ve eğitim faaliyetlerinin sürdürülmesi gerekliliğine dayanmaktaydı. Öğretmenlerin ders materyallerini öğrencilerine göndermesi ve öğrencilerin de cevaplarını öğretmenlerine ulaştırmak şeklinde gerçekleştirilen ilk uygulamaların herkese eşit miktarda eğitim fırsatı sunma amacı güttüğü de bilinmektedir. Ülkemizde ise ilk kez dönemin Millî Eğitim Bakanı Mustafa Necati’nin de katıldığı ve eğitim sorunlarının görüşüldüğü bir toplantıda ele alındığı fakat sadece fikir bazında kaldığı ve uygulamaya geçmediği bilinmektedir. Birinci Dünya Savaşının patlak verdiği yıllarda radyonun, 1950li yıllarda da televizyonun gelişmesiyle birlikte uzaktan eğitim kavramı da geleneksel sınıf dışında yeni bilgi aktarım kanalları buldu. Önceleri mektup ve ardından radyo, TV gibi iletişim araçlarıyla yürütülen uzaktan eğitim, günümüzde bilgisayar ve internet tabanlı teknolojiler aracılığıyla giderek yaygınlaşmaktadır.

Bu zamana kadar yapılan pek çok araştırma, yüz yüze eğitim ile uzaktan eğitim uygulamalarının öğrenme çıktılarını değerlendirmiş ve birçok noktada uzaktan eğitiminin yüz yüze eğitimden daha anlamlı sonuçlar sağladığını ileri sürmüştür. Halbuki ne uzaktan eğitimi yüz yüze eğitimin bir alternatifi olarak sunmak anlamlı olacaktır ne de yüz yüze eğitimin artık gereksizleştiğini söylemek. Literatürdeki araştırmalar, uzaktan eğitimin, fırsat eşitliği sağladığını, büyük kitlelere eğitim imkânı sunduğunu, yaşam boyu öğrenmeyi desteklediğini, zengin, gelişmiş ve etkileşimli araçlarla ders işleme imkânı sağladığını göstermektedir. Uygulama aşamasında da çeşitli çevrimiçi kanallar yoluyla sürdürülen eğitimin uzaktan eğitim olarak adlandırıldığı günümüzde pek çok kurum bu değişikliğe ayak uydurmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Yabancı dil eğitimi ve uzaktan eğitim

Pek çok isimle anılan günümüzün öğrencileri birçok işi aynı anda yapabilen, kendilerini teknoloji yoluyla ifade eden, görsel olarak öğrenen ve en önemlisi teknolojik anlamda oldukça yeterli bireylerdir. 21. yüzyılın öğrencileri, öğretmenlerinden çok daha yüksek seviyede olan dijital okuryazarlığıyla kendi öğrenme süreçlerine büyük ölçüde katkıda bulunmaktadır. Bu duruma cevap verebilmek için, 21. yüzyıl eğitim dünyasının en önemli aktörlerinden olan eğitimciler, içinde bulundukları çağa uyum sağlayarak kendi teknolojik yeterliklerini geliştirmek zorundadır. Dil öğretimi söz konusu olduğunda, bu ihtiyaç, çok daha büyük önem arz etmektedir. Zira Cross’un (1981) da belirttiği gibi, dil öğrenimi “sınıf deneyiminin çok daha ötesinde” bir durumdur. Bu bilinçle hareket eden pek çok okul hem dünyada hem de ülkemizde yabancı dil eğitimini uzaktan eğitimle sürdürme konusunda çeşitli çalışmalar yürüttü/yürütmektedir.

1850li yıllarda Almanya’da Charles Toussaint ve Gustav Langenscheidt tarafından uzaktan eğitim yoluyla dil öğretme konusunda çeşitli çalışmalar yürütülmüştür. Günümüze kadar ise İngiltere’de Fransızca öğretmek için kullanılan radyo ve televizyon programlarından tutun da Kanada’da bulunan bireylere İngilizceyi ikinci dil olarak öğretmek amacıyla kullanılan çeşitli programlar bulunmaktadır. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde standart kablo TV tekniğiyle sürdürülen ve öğrenci etkileşimini sağlamaya çalışan pek çok uygulama vardır. Bunun dışında yine ABD’de İngilizce dışındaki derslere yönelik gerek televizyon gerekse diğer kanallar yoluyla sürdürülen uzaktan eğitim uygulamaları kullanılmaktadır. Ayrıca Güney Afrika, İsrail, Avusturalya, İngiltere gibi pek çok ülkede de sadece İngilizce değil diğer pek çok dilde uzaktan eğitimle yabancı dil eğitimi faaliyetleri sürdürülmektedir. Dünya çapında uzaktan eğitim uygulamalarının yabancı dil eğitiminde kullanılmasına ilişkin yapılan pek çok araştırma, uzaktan eğitim platformlarının öğrencilerin kendi öğrenme planlarını oluşturmalarına olanak tanıdığını, esnek ve çeşitlilik sağladığını, anında geribildirim imkânı sunduğunu, eğer derslerin kaydedilme imkânı varsa dersleri sonradan izleme fırsatı olduğunu göstermektedir. Benzer şekilde; uzaktan eğitim uygulamalarının yabancı dil öğrenme sürecine pek çok anlamda olumlu katkıda bulunduğu, öğrencilerin kendilerini değerlendirmeleri için olanak tanıdığı da tespit edilen diğer yararlardandır. Diğer yandan, uzaktan eğitimin de eksik tarafları yok değil elbette. Uzaktan eğitimde yüz yüze bir iletişimin olmaması eğitimin duygusal boyutunun hep eksik kaldığı şeklinde değerlendirilmektedir. Öğrencilerin gözleriyle kurulan iletişimin eksikliği şeklinde yorumlanabilecek bu durumun yanı sıra, teknik engellerden dolayı sıkıntı yaşanabilir.

Türkiye’de uzaktan eğitim yoluyla yabancı dil eğitimi

Söz konusu olan alan yabancı dil olunca Türkiye’de herkesin şu soruyu sorduğunu duyuyorum:

“Yakından öğretemediğimiz yabancı dili uzaktan nasıl öğreteceğiz?”

Dünyadaki uygulamalara baktığımızda aslında bu sorunun cevabı çok basit.

Doğru yöntem ve öğretmen niteliğiyle rahatlıkla öğreneceğiz.

Zira uzaktan eğitim uygulamaları yabancı dil eğitiminin etkili bir şekilde öğretilmesi için pek çok fırsat sunmaktadır. Dilerseniz bu bölümde Türkiye’de geçmişten günümüze yabancı dil eğitimi bağlamında kullanılan uzaktan eğitim uygulamalarını ele alalım. Temel olarak Millî Eğitim Bakanlığı Açıköğretim Lisesi ile Açık İlköğretim Okulu, Anadolu Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve Limasollu Naci Yayınları sayılabilir. Önceleri film şeridi, ders slaytları, kartlar, radyo ve televizyon programları hazırlayarak, yaygın ve örgün eğitime uzaktan eğitim materyali desteği sağlayan Millî Eğitim Bakanlığının teşebbüslerinin yanı sıra 1992 yılında FRTEM bünyesinde Açıköğretim Lisesi (AÖL) kurulmuştur. Ağırlıklı olarak bireysel öğrenmeye odaklanan bu program, öğretim materyali olarak radyo ve televizyon programları ile kitap, broşür, ders notu ve bülten gibi basılı materyalleri kullanmıştır. 1998 yılında ise yine Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde “Uzaktan Eğitim Yoluyla Yabancı Dil Öğretimi Projesi” gerçekleştirmeyi planlanmış olup her seviyede dil öğrenmek isteyenlere dilediği her yerde ulaşmayı hedeflemiştir. Kendisinden önceki uygulamalardan daha yenilikçi araçları da kullanan bu proje internetin yanı sıra basılı materyal (ders kitabı/notları, ses/görüntü kasetleri, kullanım kitapçığı, alıştırma kitapları vb.), radyo/televizyon programları, CD, vb. çoklu ortam ürünlerinin kullanmayı da hedeflemiştir. Öte yandan 1982 yılında açılan Anadolu Üniversitesi (AÜ) Açık Öğretim Fakültesi, temel derslerin yanı sıra yabancı dil derslerini de uzaktan eğitim yöntemiyle hazırlanmış kitaplar ve televizyon programları ile sürdürmektedir. Bunun yanı sıra, ODTÜ Uzaktan Etkileşimli Yabancı Dil Öğrenme Projesi ulusal ve uluslararası sınavlara hazırlanmak isteyen veya sadece İngilizce dilini geliştirmeyi arzu eden herkese kendi evleri, okulları ya da iş yerlerinde hizmet götürmek amacıyla hazırlanmıştır. Son olarak ise yabancı dille haşır neşir olan herkesin yakından bildiği aracılığıyla Yabancı Dil Öğretimi FONO gibi mektupla yabancı dil öğretmeye başlamış olan, bugün hizmetini internet üzerinden etkileşimli olarak sürdüren Limasollu Naci Öğretim Yayınları, uzaktan eğitim yoluyla yabancı dil öğreten en eski kurumlardandır. Yukarıda bahsettiği uzaktan eğitim yoluyla yabancı dil eğitimi uygulamaların yanında çok sayıda vakıf üniversitesi, özel kurumlar ve bazı devlet kurumları da fiziksel olarak aynı yerde bulunamayan öğrenciler için esnek programlar sunuyor. Bugün arama motorlarında yapacağınız hızlı bir tarama ile bu tür programlara ulaşmanız pekâlâ mümkün.

Salgın günlerinde uzaktan eğitim yoluyla yabancı dil eğitimi

İçinde bulunduğumuz olağanüstü koşullar biz eğitimcilerin uzun süredir tartıştığı eğitimi dönüştürme kavramını hızlı bir şekilde hayata geçirmemizi zorunlu kıldı. Bunun bir sonucu olarak da MEB başta olmak üzere pek çok özel kurum bu konuda hızlı bir şekilde harekete geçmek zorunda kaldı. Bazı kurumların uzaktan eğitim uygulamalarının özellikle nitelik açısından sorgulandığı bu dönemde diğer kurumların ise bu gerekliliği önceden görüp gerekli düzenlemeleri yaptığını ve öncü adımlar attığına tanıklık ediyoruz. Biz biliyoruz ki teknoloji gelişmeye devam ettikçe eğitim onunla ilerlemek için hazırlanmalı ve bizler teknoloji ile yapabileceklerimize dair beklentilerimizi sürekli artırmalıyız. Bu artırma durumu şu an olduğu gibi doğal akışından hızlı bir duruma da dönüşebilir.

Peki bu durumda uzaktan eğitim yoluyla yabancı dil eğitimi nasıl sağlanır? Kurumların sağladıkları çevrim içi uygulamaların dışında zoom, cisco webex, classmaster, adobe connect (90 gün deneme sunuyor), age of learning, bloomz, cirqlive gibi çeşitli web sayfaları da öğretmenlerin öğrencilerle bilgisayar üzerinden bir arada olmasını sağlıyor. Pek çok uygulamada olduğu gibi video konferans başlatabiliyorsunuz, görüşme yapmak istediğiniz kişileri eposta yoluyla davet edebiliyorsunuz, katılımcıları kameraları varsa görebiliyorsunuz, ekran paylaşımı yapabiliyorsunuz ve eğer powerpoint sununuz var ise onu da diğer katılımcılarla paylaşabiliyorsunuz. Etkileşimin, iletişimin ve konuşma temelli etkinliklerin ağırlıklı olarak kullanılması gereken dil sınıfları yukarıda söz edilen özellikler sayesinde kısmen de olsa uzaktan eğitim uygulamaları ile yürütülebilir. Öğrencilerin derste aldıkları girdiler öğretmenin yönlendirmesiyle uzaktan eğitim dışındaki zamana aktarmak da pekâlâ mümkün olabilir. Ancak buradaki en önemli nokta bu uzaktan eğitim uygulamasını yürütecek öğretmenin diğer web teknolojilerine ne kadar hâkim olduğudur. Eğer kısıtlı olan zamanda sağlanan girdinin öğrenciler tarafından üretime dönüştürülmesine olanak tanıyacak web sayfaları veya uygulamaları öğrencilerle paylaşılırsa öğrencilerin aldıkları girdiyle çıktı anlamına gelen dil üretimlerine dönüştürmeleri daha kolay olacaktır. Bunun için de yaş gruplarına göre değişiklik göstermekle birlikte çevrim için poster hazır lama siteleri (glogster), kısa animasyon filmleri hazırlama siteleri (xtranormal), karikatür hazırlama siteleri (makebeliefscomix), hikâye yazma siteleri (storybird), öğrenciler için eğitsel oyun siteleri (toytheater) gibi ek kaynakları kullanmak öğrencilerin dil üretimlerine olumlu katkılar sunabilir.

Sanal dünyalar bir alternatif olabilir mi?

Sanal dünyaların eğitim dünyasında kullanılması üzerine araştırmalar yürüten Kock (2008) tarafından “gerçek dünyada bulunan çeşitli unsurların sanal olarak temsillerini içeren teknoloji tarafından oluşturulan ortamlar” olarak tanımlanan sanal dünyalar Web 2.0 teknolojilerinin en bilinen örneklerindendir. Gerçek hayatta var olan her şeyin sanal dünyaya aktarıldığı ve kendilerine yeni bir kimlik oluşturarak sanal dünyada var olan kişileri bünyesinde barındıran sanal dünyalar yabancı dil eğitiminde de etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Özellikle 2003 yılında Linden Lab tarafından geliştirilen Second Life uygulamasının kullanıldığı yabancı dil eğitimine ilişkin bağlamlar, sosyal topluluk içinde dil etkileşimini sağlayacak pek çok özellik sunmaktadır. Daha bireysel bir yapıya sahip olmasından dolayı araştırmacılar ve uygulamacılar tarafından daha çok tercih edilen sanal dünyalar, yabancı dil eğitiminde etkileşimi ve iletişimi desteklediği için sıklıkla kullanılmaktadır. Herkesin bir avatar ile temsil edildiği ve sürekli olarak iletişim kurmasına olanak tanıyan sanal dünyalar, son zamanlarda gerginlikten uzak öğrenme deneyimleri sunmaktadır. Bu noktada, yapılan araştırmaların da ortaya koyduğu gibi sanal dünyalar hem gerçek dünyayla sınıf arasında bir köprü vazifesi gördüğü için hem de öğrencilerin çok eğlenceli olarak yorumladığı bir uygulama olduğu için yabancı dil öğrenme sürecinde uzaktan eğitimin bir alternatifi olarak düşünülebilir.

Uzaktan eğitimle yabancı dil eğitimi verecek öğretmenler nelere dikkat etmeli?

İçinde bulunduğumuz dönemden dolayı pek çok branştaki öğretmenimizin derslerini uzaktan eğitim yoluyla veya MEB’in uyguladığı gibi eba tv aracılığıyla sürdürmeye çalıştığını biliyoruz. Özellikle uzaktan eğitim yoluyla yabancı dil derslerini sürdüren öğretmenlere yönelik çeşitli öneriler bu yazının en önemli noktasını oluşturmaktadır. Uzaktan eğitim alanında araştırma yürüten çeşitli araştırmacıların önerilerini aşağıda toplamak isterim.

1)Dil sınıflarının vazgeçilmezi olan soru sormayı sık sık kullanabilirsiniz.

2)Öğrencilerinizin seviyesi ne olursa hedef dili kullanma Çok gerekli olan durumlarda ana dilinizi de kullanabilirsiniz.

3)Etkileşimi artırmak adına eğer kullandığınız sistem buna izin veriyorsa küçük grup çalışmaları yapabilirsiniz.

4)Öğrencilerinizin öğrendiği konulara ilişkin küçük quizler hazırlayarak onları sürekli aktif tutabilirsiniz.

5)Yüz yüze eğitimde önemli olan geri bildirimin uzaktan eğitimde de anlamlı olduğunu bilerek öğrencilerinize geri bildirimde bulunabilirsiniz.

6)Dil öğrenmenin sınıf dışında sürdüğü mantığından hareketle yukarıda önerdiğim site ve uygulamaları öğrencilerinizin ders bitiminde de kullanabileceği projeler/ödevler/etkinlikler verebilirsiniz.

7)Dil sınıflarının vazgeçilmezi olan girdiyi artırmak için video vb. türü kaynaklardan yararlanabilirsiniz.

Uzaktan eğitim yoluyla yabancı dil eğitimini ele aldığım bu yazıda çoğunluğu ücretsiz olarak kullanılabilecek web sayfaları ve/veya uygulamaları öğrenme/öğretme sürecine entegre ederek öğrencilerin dil öğrenme deneyimlerini keyifli ve kalıcı hale getirmek mümkün.

Kaynaklar

Adıyaman, Z. (2002). Uzaktan Eğitim Yoluyla Yabancı Dil Öğretimi. The Turkish Online Journal of Educational Technology. 1 (1) 92-97.

Couch, J. D., & Towne, J. (2018). Dönüştüren Eğitim. Sola Unitas. İstanbul

Cross, K. P. (1981). Adults as Learners. San FranciscoJossey-Bass.

Demiray, U., & İşman, A. (2003). History of distance education. Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, (1).

Friedmann, T. (2006). Dünya Düzdür. Boyner Yayınları. İstanbul

 

 

YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.