banner

YABANCI DİL ÖĞRENİMİNDE 50 KRİTİK SORU




3 aylık bir sürecin sonunda Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaşayan insanlardan gelen 1.500 soru arasından seçtiği 50 soruya verdiği yanıtları kitap haline getiren Prof. Dr. Cem Balçıkanlı, Bilim ve Gelecek Kitaplığı’ndan yeni çıkan “50 Soruda Dil Öğrenme” kitabını artı eğitim’e anlattı. Makaleler, programlar ve konferanslarında yabancı dil öğrenmede başarılı hikayeler yazilabileceğini dile getiren Prof. Dr. Cem Balçıkanlı, kitap hakkında şunları söyledi: “Bilimsel araştırmaların gösterdiği yoldan ayrılmadan “15 günde İngilizce öğreniyoruz”, “Hipnoz yoluyla dil öğrenme”, ve “Siz sadece isteyin biz gerisini hallediyoruz” gibi bilimsellikten uzak yaklaşımların karşısında durmamız gerektiğine ilişkin bir kılavuz olacaktır.”

cem_balcikanli_kitap“50 Soruda Dil Öğrenme” isimli bu kitabı yazma fikri nasıl ortaya çıktı?
Bilim ve Gelecek Kitaplığı tarafından hazırlanan 50 Soruda dizisini yakından biliyordum. Aynı zamanda Bilim ve Gelecek dergisinin de okuyucularındanım. Bu dizide; yapay zeka, aydınlanma, evrim, evren ve deprem gibi son derece önemli konular 50 soruda ele alınıyor. Hem okuyucu için yeterli miktarda açıklayıcı oluyor hem de okuyucunun dikkati dağılmıyor. Soru temelli bir yaklaşım olduğu için bilgiler daha net bir şekilde tartışılıyor. Ben de bu dizinin böyle bir kitaba ihtiyacı olduğunu düşündüm. Bu konuyu da Bilim ve Gelecek dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Sevgili Ender Helvacıoğlu ile görüştüm. Ardından 50 Soruda dizisinin editörü Sevgili Nalan Mahsereci ile de detayları belirleyip süreci başlattık. Benim açımdan ise böyle bir kitabın gerekliliğinde doğru bilinen yanlışlar yatıyor. Özellikle sosyal medyada başta dil öğrenmeye yönelik öneriler ve çeşitli mitler dolaşıyor. Bu mitlerin de pek çoğunun bilimsellikten uzak olduğunu söylememe gerek yoktur sanırım. Kitabı yazmamdaki ana motivasyon kaynağımın bu durum olduğunu söyleyebilirim.

50 soruda dil öğrenmeyi tartışmak biraz sınırlı değil mi?
Aslında öyle. Dil, muhtemelen bilimdeki en zor alanlardan biridir. Bunun sebebi ise kimsenin dilin tam anlamıyla nasıl çalıştığını, hangi mekanizmalarla işlediğini bilmemesi olduğu kadar, tam olarak nasıl ortaya çıktığı konusunda da kesin bilgilere sahip olmamasıdır. Dil öğrenme söz konusu olduğunda ise araştırmaların ortaya koyduğu çeşitli yaklaşımlar devreye giriyor. Bu yaklaşımların dil öğrenmeyi hangi boyutta etkilediği veya hangi noktaların başarıya götürdüğü gibi çeşitli sorular da aslında üzerinde uzun zamandır durduğumuz konular oluyor. Mesela, dil öğrenmeyi motivasyon kuramlarından bağımsız ele almamız mümkün olmaz. Benzer şekilde, dil kaygısını ortadan kaldırmak için öncelikle dil kaygısının neden ve nasıl ortaya çıktığını belirlemeliyiz. Dolayısıyla bilimsel literatürde bulunan bu ve benzeri kavramların dil öğrenmeyle ilişkisini ele aldığım bu kitabın çok daha derin boyutlara girmesi pekala mümkün olabilirdi. Ancak ben bunu yapmaktansa temel araştırmaları merkeze alarak güncel ve anlaşılır bir dilde kavramları irdelemeyi tercih ettim. Bu sayede de herkesin dil öğrenebileceğine ilişkin inancın yerleşmesine katkıda bulunmak istedim.

50 soruyu nasıl belirlediniz?
Bilimsel yaklaşımları her zaman sevdim. 50 soruda dil öğrenmeyi ele aldığım bu kitaptaki soruları belirlerken de yine imdadıma bilim yetişti. İlk olarak kitaba hangi soruları dahil etmeliydim sorusunu yanıtlamalıydım. Eğer bu soruyu etkili bir şekilde yanıtlarsam gerisinin de geleceğine emindim. Bunun için Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde görev yapan değerli öğretmenlere ulaştım. Çevrelerindeki herkese yabancı dil eğitimiyle ilgili merak ettikleri soruları kendileriyle paylaşmalarını rica ettim. Buna ek olarak İngilizce öğretmeni olmak için eğitim alan sevgili öğrencilerimden yardım istedim. Onlar da yabancı dil eğitimine ilişkin merak edilen pek çok soruyla katkıda bulundular bu soru havuzuna. Son olarak ne yabancı dil ne de eğitimle ilgileri olan insanlardan da aynı konuya ilişkin pek çok soru topladım. Bu sayede elimde 1.500 soruluk bir soru havuzu oluştu. Kitapta hangi soruların bulunacağı sorusunun ilk aşamasından sıra geldi ikinci aşamaya. 1500 soru arasından hangilerini kitaba dahil etmeliydim. Basit bir hesaplamayla soruların frekanslarından yararlandım. Yani en çok sorulan soruları belirlemeliydim. Bu sayede kitapta elimdeki 1.500 soru arasında örneklememin üzerinde en çok merak ettiği sorulardan 50 tanesi olabilirdi. Ben de öyle yaptım. Bu kitaptaki 50 soru yaklaşık 3 aylık bir sürecin sonunda Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yaşayan insanlardan gelen 1.500 soru arasından seçildi.

Bu kitabın okuyucu kitlesi sizce kim olmalıdır?
Daha önce de belirttiğim gibi dil öğrenmeyi merak eden herkesin kendisinden bir şey bulabileceğine inandığım bir kitap oldu. Ancak elbette başta değerli öğretmenlerimiz, öğretmen adaylarımız, dil öğrenmek isteyen ve bunu nasıl yapacağından emin olan bireyler hem kuramsal bilgileri hem de pratik önerileri anlamlı bulacaktır. Daha da önemlisi bilimsel araştırmaların gösterdiği yoldan ayrılmadan “15 günde İngilizce öğreniyoruz.”, “Hipnoz yoluyla dil öğrenme”, ve “Siz sadece isteyin biz gerisini hallediyoruz.” gibi bilimsellikten uzak yaklaşımların karşısında durmamız gerektiğine ilişkin bir kılavuz olacaktır. Buna inanıyorum.

ABABANCI DİL HAKKINDA EN ÇOK MERAK EDİLEN SORULAR

* Ne zaman dil öğrenmeye başlamalıyız?
* Dil öğrenirken gramer bilgisinin yeri nedir?
* Dil edinmek ve dil öğrenmek aynı şey midir?
* Dil öğrenmek yetenek işi midir?
* Hangi ülkeler yabancı dil eğitiminde başarılıdır?
* Anlıyorum ama konuşamıyorum doğru mudur?
* Bilgisayar oyunları yabancı dil öğreniminde etkili midir?
* Türkiye’de niye yabancı dil öğrenemiyoruz diye bir algı vardır?
* Türkiye’deki yabancı dil eğitimindeki sorunlar nelerdir?

CEM BALÇIKANLI KİMDİR?
1980 yılında İstanbul’da doğdum. Üniversite eğitimime kadar bu şehirde yaşadım. 1998 yılında Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, İngiliz Dili Eğitimi Anabilim Dalı’nda eğitim almak için Ankara’ya gittim. O günden beri de Ankara’da yaşıyorum. Üniversite eğitimimden sonra 2005 yılında yüksek lisans ve 2010 yılında da doktora eğitimimi yine aynı üniversitede tamamladım. Doktora eğitimim sırasında Fulbright bursuyla Florida Üniversitesi’nde Türkçe okutmanı olarak görev yaptım. Bu esnada pek çok önemli hocayla araştırma yapma şansım oldu. Ardından 2013 yılında doçent oldum. Doçentliğim sırasında Millî Eğitim Bakanlığı, Temel Eğitim Genel Müdürlüğü bünyesinde sürdürülen program yazımı, içerik geliştirme ve öğretmen eğitimi faaliyetlerinde bulundum. 2019 yılında profesör olduktan sonra da bazı özel okullara yabancı dil eğitimi konusunda danışmanlık yaptım. 2021 yılının ocak ayından itibaren Prof. Dr. Selçuk Şirin’in önderliğinde hazırlanan Minik KAFA isimli okul öncesi eğitimi dergisinde “Funglish” isimli bir ek hazırlayarak çocuklarımızın erken yaşta dil öğrenmeye dair olumlu duygu geliştirmelerini hedefliyorum.


YASAL UYARI:

Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.



Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.