Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
"Yükseköğretim siyasetin, savaşların, çatışmaların, ülkelerin aralarındaki ihtilafların ötesinde bir alandır ve bu güçlüklerin aşılabilmesi için önemli değerler sunmaktadır" diyen YÖK Başkanı Saraç, yurt dışı diplomaların denkliği konusunda yapısal bir değişikliğe gidileceğini söyledi.
YÖK Başkanı Yekta Saraç, "Yükseköğretim siyasetin, savaşların, çatışmaların, ülkelerin aralarındaki ihtilafların ötesinde bir alandır ve bu güçlüklerin aşılabilmesi için önemli değerler sunmaktadır" dedi.
Saraç, "Türkiye Yükseköğretim Sistemi"nin tanıtım toplantısında, "DNA onarımı" çalışmalarıyla Nobel ödülü alan TÜBA üyesi Prof. Dr. Aziz Sancar'ı bilim dünyasına ve de ülkeye kazandırdığı şeref için kutladı.
Türk yükseköğretiminin 200'e yaklaşan kurum ile önemli bir bilim merkezi olma yolunda ilerlediğini belirten Saraç, "Bilimin yıkımlar ve katliamlar için değil, insanın insana tahakkümü için değil, yeryüzünde daha müreffeh, daha mutlu bireylerin ve toplumların var olması için kullanılması gerektiğine inanıyoruz" şeklinde konuştu.
Artan boş kontenjan sayısı yükseköğretim için zaaf noktası oluşturuyor
Saraç, üniversitelerde son yıllarda gittikçe artan boş kontenjan sayısının yükseköğretim için bir zaaf noktası oluşturduğunu ifade etti.
Bu sene boş kontenjan sayılarında çok ciddi azalma gerçekleştirildiğini dile getiren Saraç, 2015 sonuçlarına göre 832 bin 739 kontenjandan sadece 38 bin 789'una yerleşme olmadığını bildirdi.
Bu sene boş kontenjanlarda son 7 yılın en düşük oranının yakalandığını vurgulayan Saraç, bunun yeni YÖK yönetiminin ilk yılında kaydettiği büyük bir başarı olduğunu söyledi.
Tıp ve hukuk programları için alanlara özgü başarı sıralaması şartı getirildiğini aktaran Saraç, "Düzenleme sonucunda 2015 ÖSYS'de tıp programına en alt sıra olarak 31 bin 670'inci adayın, hukuk programında ise en alt sıra olarak 149 bin 962'inci adayın yerleştiği görülmüştür. Dolayısıyla bu konuda da alınan karar doğru sonuç üretmiş ve hedefe ulaşılmıştır. Başlattığımız bu sürecin devamı niteliğinde benzer başarı sıralaması uygulamasını 2016'da mühendislik ve mimarlık programları için de gerçekleştirmeyi planlıyoruz" diye konuştu.
Üniversitelerin farklılaşmasını istiyoruz
Üniversitelerde çeşitliliğin artırılmasını istediklerini aktaran Saraç, "Üniversitelerimizin bir kısmının eğitimde, bir kısmının araştırma ve teknoloji üretiminde, bazılarının da bölgesel kalkınmaya katkı sağlamakta farklılaşmasını istiyoruz. Bu süreci üniversitelerimizle birlikte yürütüyoruz" ifadesini kullandı.
Üniversitelerde misyon farklılaşmasının Kalite Kurulu ile birleştiğinde yükseköğretimde yapısal değişim sürecinin başlatılacağını dile getiren Saraç, sürecin de Kalkınma Bakanlığı ile eş güdüm halinde gerçekleştirileceğini söyledi.
Yükseköğretimdeki öğrenci sayısı bakımından Avrupa’da ikinciyiz
Yükseköğretimde çözülmesi gereken ihtiyaç ve sorunlarının şeffaf bir şekilde ilgili paydaşların katkı ve katılımlarıyla çözülmesini istediklerini vurgulayan Saraç, "Türkiye Yükseköğretim sistemindeki öğrenci sayısı, Avrupa Yükseköğretim Alanı ülkeleri arasında Rusya'dan sonra en yüksek ikinci ülkedir. Yıllar içindeki artışta ise en yüksek ülkedir. Bugün öğrenci sayımız 6 milyon 63 bine ulaşmıştır. Bu zengin beşeri sermayeyi ülkenin sosyal ve ekonomik kalkınmasına başarı ile sunmak istiyoruz" dedi.
Uluslararası öğrencileri ülkede görmek için Türkiye'nin gerekli bütün şartlara sahip olduğunu kaydeden Saraç, Türkiye'ye gelen öğrenci sayısında büyük artışlar gerçekleştiğini bildirdi.
Yükseköğretimde uluslararası öğrenci konusuna sadece ekonomik olarak yaklaşmadıklarını vurgulayan Saraç, "Hepimiz biliyoruz ki yükseköğretim siyasetin, savaşların, çatışmaların, ülkelerin aralarındaki ihtilafların ötesinde bir alandır ve bu güçlüklerin aşılabilmesi için önemli değerler sunmaktadır" diye konuştu.
Yurt dışından alınan diplomalar için yapısal değişikliğe gideceğiz
Ülkeler arasında öğrenci hareketliliğinin karşılıklı olması gerektiğini savunan Saraç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bağlamda hareketlilik için verilen derecelerin, diplomaların karşılıklı olarak tanınmasıdır. Elbette burada 'o derece ile elde edilen yeterlikler' temel olmalıdır. Ülkemizde yurt dışında alınan diplomaların tanınırlığı konusunda bazı sorunlar bulunmasının temelinde pek çok ülkedekinin aksine ülkemizde tanınırlık yerine denklik temelinde konuya yaklaşılması yatmaktadır. Ülkemizde mezuniyet sonrası meslek sınavı uygulaması olmadığı için elde edilen diplomaların tanınması aynı zamanda meslek icrası anlamına da gelmektedir ve bu durum da bu diplomaların daha farklı olarak incelenmesi ve titiz olarak değerlendirilmesi sonucunu doğurmaktadır. Yeni YÖK yönetimi olarak kısa bir müddet sonra bu konuda da yapısal bir değişikliğe gidileceğini söyleyebilirim."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
"Yükseköğretim siyasetin, savaşların, çatışmaların, ülkelerin aralarındaki ihtilafların ötesinde bir alandır ve bu güçlüklerin aşılabilmesi için önemli değerler sunmaktadır" diyen YÖK Başkanı Saraç, yurt dışı diplomaların denkliği konusunda yapısal bir değişikliğe gidileceğini söyledi.
YÖK Başkanı Yekta Saraç, "Yükseköğretim siyasetin, savaşların, çatışmaların, ülkelerin aralarındaki ihtilafların ötesinde bir alandır ve bu güçlüklerin aşılabilmesi için önemli değerler sunmaktadır" dedi.
Saraç, "Türkiye Yükseköğretim Sistemi"nin tanıtım toplantısında, "DNA onarımı" çalışmalarıyla Nobel ödülü alan TÜBA üyesi Prof. Dr. Aziz Sancar'ı bilim dünyasına ve de ülkeye kazandırdığı şeref için kutladı.
Türk yükseköğretiminin 200'e yaklaşan kurum ile önemli bir bilim merkezi olma yolunda ilerlediğini belirten Saraç, "Bilimin yıkımlar ve katliamlar için değil, insanın insana tahakkümü için değil, yeryüzünde daha müreffeh, daha mutlu bireylerin ve toplumların var olması için kullanılması gerektiğine inanıyoruz" şeklinde konuştu.
Artan boş kontenjan sayısı yükseköğretim için zaaf noktası oluşturuyor
Saraç, üniversitelerde son yıllarda gittikçe artan boş kontenjan sayısının yükseköğretim için bir zaaf noktası oluşturduğunu ifade etti.
Bu sene boş kontenjan sayılarında çok ciddi azalma gerçekleştirildiğini dile getiren Saraç, 2015 sonuçlarına göre 832 bin 739 kontenjandan sadece 38 bin 789'una yerleşme olmadığını bildirdi.
Bu sene boş kontenjanlarda son 7 yılın en düşük oranının yakalandığını vurgulayan Saraç, bunun yeni YÖK yönetiminin ilk yılında kaydettiği büyük bir başarı olduğunu söyledi.
Tıp ve hukuk programları için alanlara özgü başarı sıralaması şartı getirildiğini aktaran Saraç, "Düzenleme sonucunda 2015 ÖSYS'de tıp programına en alt sıra olarak 31 bin 670'inci adayın, hukuk programında ise en alt sıra olarak 149 bin 962'inci adayın yerleştiği görülmüştür. Dolayısıyla bu konuda da alınan karar doğru sonuç üretmiş ve hedefe ulaşılmıştır. Başlattığımız bu sürecin devamı niteliğinde benzer başarı sıralaması uygulamasını 2016'da mühendislik ve mimarlık programları için de gerçekleştirmeyi planlıyoruz" diye konuştu.
Üniversitelerin farklılaşmasını istiyoruz
Üniversitelerde çeşitliliğin artırılmasını istediklerini aktaran Saraç, "Üniversitelerimizin bir kısmının eğitimde, bir kısmının araştırma ve teknoloji üretiminde, bazılarının da bölgesel kalkınmaya katkı sağlamakta farklılaşmasını istiyoruz. Bu süreci üniversitelerimizle birlikte yürütüyoruz" ifadesini kullandı.
Üniversitelerde misyon farklılaşmasının Kalite Kurulu ile birleştiğinde yükseköğretimde yapısal değişim sürecinin başlatılacağını dile getiren Saraç, sürecin de Kalkınma Bakanlığı ile eş güdüm halinde gerçekleştirileceğini söyledi.
Yükseköğretimdeki öğrenci sayısı bakımından Avrupa’da ikinciyiz
Yükseköğretimde çözülmesi gereken ihtiyaç ve sorunlarının şeffaf bir şekilde ilgili paydaşların katkı ve katılımlarıyla çözülmesini istediklerini vurgulayan Saraç, "Türkiye Yükseköğretim sistemindeki öğrenci sayısı, Avrupa Yükseköğretim Alanı ülkeleri arasında Rusya'dan sonra en yüksek ikinci ülkedir. Yıllar içindeki artışta ise en yüksek ülkedir. Bugün öğrenci sayımız 6 milyon 63 bine ulaşmıştır. Bu zengin beşeri sermayeyi ülkenin sosyal ve ekonomik kalkınmasına başarı ile sunmak istiyoruz" dedi.
Uluslararası öğrencileri ülkede görmek için Türkiye'nin gerekli bütün şartlara sahip olduğunu kaydeden Saraç, Türkiye'ye gelen öğrenci sayısında büyük artışlar gerçekleştiğini bildirdi.
Yükseköğretimde uluslararası öğrenci konusuna sadece ekonomik olarak yaklaşmadıklarını vurgulayan Saraç, "Hepimiz biliyoruz ki yükseköğretim siyasetin, savaşların, çatışmaların, ülkelerin aralarındaki ihtilafların ötesinde bir alandır ve bu güçlüklerin aşılabilmesi için önemli değerler sunmaktadır" diye konuştu.
Yurt dışından alınan diplomalar için yapısal değişikliğe gideceğiz
Ülkeler arasında öğrenci hareketliliğinin karşılıklı olması gerektiğini savunan Saraç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bağlamda hareketlilik için verilen derecelerin, diplomaların karşılıklı olarak tanınmasıdır. Elbette burada 'o derece ile elde edilen yeterlikler' temel olmalıdır. Ülkemizde yurt dışında alınan diplomaların tanınırlığı konusunda bazı sorunlar bulunmasının temelinde pek çok ülkedekinin aksine ülkemizde tanınırlık yerine denklik temelinde konuya yaklaşılması yatmaktadır. Ülkemizde mezuniyet sonrası meslek sınavı uygulaması olmadığı için elde edilen diplomaların tanınması aynı zamanda meslek icrası anlamına da gelmektedir ve bu durum da bu diplomaların daha farklı olarak incelenmesi ve titiz olarak değerlendirilmesi sonucunu doğurmaktadır. Yeni YÖK yönetimi olarak kısa bir müddet sonra bu konuda da yapısal bir değişikliğe gidileceğini söyleyebilirim."
Son Güncelleme: Perşembe, 08 Ekim 2015 18:37
Gösterim: 1462
YÖK, 2015 DGS sınavı sonucunda sağlık nedeniyle kayıt yaptıramayan adaylara ek süre tanındı. Adaylar, 12-15 Ekim tarihleri arasında başvurularını yapabilecekler.
Yükseköğretim Kurulu, 2015 Dikey Geçiş Sınavı sonucunda yükseköğretim kurumlarına yerleşme hakkı kazanarak sağlık nedeniyle kayıt yaptıramayan öğrencilere ek süre tanıdı.
Adaylar, sağlık durumlarını ibraz etmeleri durumunda 12-15 Ekim tarihleri arasında kayıtlarını yapabilecekler.
Bu tarihten sonra başvuran adayların işlemleri yapılmayacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
YÖK, 2015 DGS sınavı sonucunda sağlık nedeniyle kayıt yaptıramayan adaylara ek süre tanındı. Adaylar, 12-15 Ekim tarihleri arasında başvurularını yapabilecekler.
Yükseköğretim Kurulu, 2015 Dikey Geçiş Sınavı sonucunda yükseköğretim kurumlarına yerleşme hakkı kazanarak sağlık nedeniyle kayıt yaptıramayan öğrencilere ek süre tanıdı.
Adaylar, sağlık durumlarını ibraz etmeleri durumunda 12-15 Ekim tarihleri arasında kayıtlarını yapabilecekler.
Bu tarihten sonra başvuran adayların işlemleri yapılmayacak.
Son Güncelleme: Perşembe, 08 Ekim 2015 17:44
Gösterim: 1602
Kocaeli Üniversitesi öğrencileri, gelecek yıl İtalya'da düzenlenecek "Formula SAE"ye katılmak için tek kişilik araç yapacak. KOÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ersin Asım Güven, "Formula aracı tamamen öğrenciler tarafından tasarlandı. Araçta motor ve aktarma organları dışındaki her şey yerli olacak" dedi.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Mühendislik Fakültesi öğrencileri, gelecek yıl İtalya'da düzenlenecek "Formula SAE" yarışlarına katılmak için tek kişilik formula aracı üretecek.
Fakülteden 16 öğrenci, "Formula SAE" yarışlarında Türkiye'yi temsil etmek için martta bir araya gelerek çalışmalara başladı. Tasarımı büyük ölçüde tamamlayan öğrenciler, gelecek yıl hazirana kadar formula aracının üretimini gerçekleştirip, eylülde İtalya'daki yarışlarda piste çıkmayı planlıyor.
Projenin danışmanlığını yapan KOÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ersin Asım Güven, "Formula SAE"nin, Avrupa'nın en köklü, eğitici motor sporları yarışması olduğunu söyledi.
Dünya çapındaki bu organizasyonun, zorlu rekabet ortamında öğrencilerin becerilerini geliştirmesine fırsat sunduğunu belirten Güven, "Dünyanın pek çok ülkesinden üniversite öğrencileri, formula tipi tek kişilik yarış araçları tasarlayıp üreterek yarışmaya katılır ve takım çalışması, bütçe yönetimi, üretim ile tasarım konularında tecrübe kazanır" diye konuştu.
Tamamen öğrenciler tarafından tasarlandı
Güven, yarışmaya katılmak isteyen KOÜ öğrencilerinin kurduğu ekibin, şu ana kadar şasinin büyük bölümünü bitirdiğini, dış kaporta analizlerinin de devam ettiğini bildirdi.
Tek kişilik formula aracının tamamen öğrenciler tarafından tasarlandığına dikkati çeken Güven, "Araçta motor ve aktarma organları dışındaki her şey yerli olacak. Maliyeti 100 bin lirayı buluyor" dedi.
Dereceler elde etmek istiyoruz
KOÜ Formula Student Takımı lideri Akif Bayraktar ise yüzde 90 tamamladıkları tasarım çalışmalarını kasım sonuna kadar bitireceklerini ifade etti.
Haziranın ilk haftasına kadar üretimi tamamlamayı hedeflediklerini vurgulayan Bayraktar, "Aracın teknik adı 'KOUFS01' olacak. 3,5 saniyede 100 kilometre hıza çıkacak. Yaklaşık 85 beygir gücünde ve maksimum hızı 120 kilometre olacak. Ayrıca Türkiye'deki ilk kanatlı formula aracını üreteceğiz" diye konuştu.
Yarışmaya 2010'dan beri Türkiye'den takımların katıldığına işaret eden Bayraktar, şunları kaydetti:
"Sadece İstanbul Teknik Üniversitesi piste çıkabilme başarısı göstermiş. Yarışabilmek için bazı değerlendirmelerden geçiyorsunuz. Statik etaplar var, burada sunum yapıyorsunuz. Daha sonrasında aracınıza birtakım teknik uygulamalar yapılıyor. Şu ana kadar Türkiye'den katılan takımlar o uygulamaları geçip piste çıkamadı. Biz piste çıkmayı hedefliyoruz. Ülkemiz ve okulumuza mühendislik anlamında değer katmak amacıyla yola çıktık. Uzun soluklu olarak, arkadan gelen öğrencilerin bunu sürdürmesini ve dereceler elde etmesini istiyoruz."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Kocaeli Üniversitesi öğrencileri, gelecek yıl İtalya'da düzenlenecek "Formula SAE"ye katılmak için tek kişilik araç yapacak. KOÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ersin Asım Güven, "Formula aracı tamamen öğrenciler tarafından tasarlandı. Araçta motor ve aktarma organları dışındaki her şey yerli olacak" dedi.
Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Mühendislik Fakültesi öğrencileri, gelecek yıl İtalya'da düzenlenecek "Formula SAE" yarışlarına katılmak için tek kişilik formula aracı üretecek.
Fakülteden 16 öğrenci, "Formula SAE" yarışlarında Türkiye'yi temsil etmek için martta bir araya gelerek çalışmalara başladı. Tasarımı büyük ölçüde tamamlayan öğrenciler, gelecek yıl hazirana kadar formula aracının üretimini gerçekleştirip, eylülde İtalya'daki yarışlarda piste çıkmayı planlıyor.
Projenin danışmanlığını yapan KOÜ Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ersin Asım Güven, "Formula SAE"nin, Avrupa'nın en köklü, eğitici motor sporları yarışması olduğunu söyledi.
Dünya çapındaki bu organizasyonun, zorlu rekabet ortamında öğrencilerin becerilerini geliştirmesine fırsat sunduğunu belirten Güven, "Dünyanın pek çok ülkesinden üniversite öğrencileri, formula tipi tek kişilik yarış araçları tasarlayıp üreterek yarışmaya katılır ve takım çalışması, bütçe yönetimi, üretim ile tasarım konularında tecrübe kazanır" diye konuştu.
Tamamen öğrenciler tarafından tasarlandı
Güven, yarışmaya katılmak isteyen KOÜ öğrencilerinin kurduğu ekibin, şu ana kadar şasinin büyük bölümünü bitirdiğini, dış kaporta analizlerinin de devam ettiğini bildirdi.
Tek kişilik formula aracının tamamen öğrenciler tarafından tasarlandığına dikkati çeken Güven, "Araçta motor ve aktarma organları dışındaki her şey yerli olacak. Maliyeti 100 bin lirayı buluyor" dedi.
Dereceler elde etmek istiyoruz
KOÜ Formula Student Takımı lideri Akif Bayraktar ise yüzde 90 tamamladıkları tasarım çalışmalarını kasım sonuna kadar bitireceklerini ifade etti.
Haziranın ilk haftasına kadar üretimi tamamlamayı hedeflediklerini vurgulayan Bayraktar, "Aracın teknik adı 'KOUFS01' olacak. 3,5 saniyede 100 kilometre hıza çıkacak. Yaklaşık 85 beygir gücünde ve maksimum hızı 120 kilometre olacak. Ayrıca Türkiye'deki ilk kanatlı formula aracını üreteceğiz" diye konuştu.
Yarışmaya 2010'dan beri Türkiye'den takımların katıldığına işaret eden Bayraktar, şunları kaydetti:
"Sadece İstanbul Teknik Üniversitesi piste çıkabilme başarısı göstermiş. Yarışabilmek için bazı değerlendirmelerden geçiyorsunuz. Statik etaplar var, burada sunum yapıyorsunuz. Daha sonrasında aracınıza birtakım teknik uygulamalar yapılıyor. Şu ana kadar Türkiye'den katılan takımlar o uygulamaları geçip piste çıkamadı. Biz piste çıkmayı hedefliyoruz. Ülkemiz ve okulumuza mühendislik anlamında değer katmak amacıyla yola çıktık. Uzun soluklu olarak, arkadan gelen öğrencilerin bunu sürdürmesini ve dereceler elde etmesini istiyoruz."
Son Güncelleme: Perşembe, 08 Ekim 2015 14:43
Gösterim: 2109
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından üçüncü kez gerçekleştirilen teknoparkların “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) 2014 Performans Endeksi”ne göre ODTÜ TEKNOKENT üst üste dördüncü kez birinci oldu.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ilk kez 2011 yılında gerçekleştirilen “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi” sıralamasında birinci olan ODTÜ TEKNOKENT, 2014 yılı verilerinin kıyaslandığı son endekse göre de birinci oldu. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Zirvesi’ne katılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın açıkladığı sonuçlara göre, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri 2014 Performans Endeksi Sonuçları”na göre ODTÜ TEKNOKENT 67,21 puanla birinci oldu.
Törende yaptığı konuşmasında teknokentlerin performanslarına ilişkin bilgi veren Bakan Işık, “Bugün 41 farklı şehrimizde teknoloji geliştirme bölgeleri kurulmuş durumdadır. Bir başka deyişle, her iki şehrimizden birinde teknopark kurulmuş durumdadır. Bu rakamı, yüksek teknolojili üretim arzusunun tabana yayıldığını, ülkemizin tamamını kapsadığını göstermesi açısından çok önemsiyoruz" dedi. Performans Endeksi sonuçları Bakanlık bünyesinde müstakil bir daire başkanlığı kurduklarını anlatan Işık, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri'nin her yıl ekonomik büyüklükleri, teknolojik tabanlı yeni firma oluşumuna ve istihdama katkıları, üniversite-sanayi işbirliğine destekleri, fikri mülkiyet hakları ve ihracatları gibi değişkenler yönünden inceleyerek, performanslarını ölçtüklerini söyledi.
Bakan Işık, konuşmasının ardından birincilik plaketini ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar’a verdi. Işık, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri 2014 yılı Endeks Sonuçlarına göre başta ODTÜ TEKNOKENT olmak üzere en iyi performansı gösteren teknokent yetkililerine de plaket vererek hatıra fotoğrafı çektirdi.
ODTÜ TEKNOKENT kurulduğu günden beri sürekli gelişti
Ödülü alan ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, Türkiye’nin ilk teknoloji geliştirme bölgesi olmalarının ODTÜ TEKNOKENT’e büyük bir deneyim kazandırdığını belirterek, “Deneyim, başarı için elbette önemli bir faktör. Ancak, biz sürekli olarak daha iyisini yapmak, yenilikler getirmek için çaba gösteriyoruz. Amacımız, ülkemizin özgün yüksek-teknoloji üretmesine ve yenilikçilik temelinde rekabet etmesine katkıda bulunmak. ODTÜ TEKNOKENT, kurulduğu günden beri sürekli olarak gelişti. Diğer pek çok teknokentin kuruluşuna da destek verdi, deneyimlerini paylaştı. Bu açıdan sadece ODTÜ TEKNOKENT’in değil, aynı zamanda diğer teknokentlerin de gelişmesi ve ilerlemesi, Türkiye için kazanım olduğu kadar bizi de mutlu eden bir durum” diye konuştu.
Üst üste dördüncü birincilik
Aldıkları ödülü değerlendiren ODTÜ TEKNOKENT Yönetim Kurulu Başkanı ve ODTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Volkan Atalay ise şu ifadeleri kullandı: “Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen TGB Performans Endeksi sıralamasında bir kez daha en üstte yer aldık. Üst üste dört kez birinci olmak bizim için gurur verici oldu. 37 Teknoloji Geliştirme Bölgesinin değerlendirildiği 2014 yılı verileriyle oluşturulan 6 kategoride 18 parametre için veri toplandı. Endeks oluşturulurken Ar-Ge projeleri, ihracat verileri, patent, faydalı model ve marka başvuru ve tescilleri, kuluçka programları, teknoloji transfer ofisi hizmetleri, üniversite-sanayi işbirliği, firmalar arası işbirlikleri ve uluslararası işbirlikleri gibi temel özellikler dikkate alındı. Bu kapsamda, Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliğinde her zaman başarılı ve örnek bir teknokent olmak için elimizden geleni yapacağız.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından üçüncü kez gerçekleştirilen teknoparkların “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB) 2014 Performans Endeksi”ne göre ODTÜ TEKNOKENT üst üste dördüncü kez birinci oldu.
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından ilk kez 2011 yılında gerçekleştirilen “Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi” sıralamasında birinci olan ODTÜ TEKNOKENT, 2014 yılı verilerinin kıyaslandığı son endekse göre de birinci oldu. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Zirvesi’ne katılan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın açıkladığı sonuçlara göre, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri 2014 Performans Endeksi Sonuçları”na göre ODTÜ TEKNOKENT 67,21 puanla birinci oldu.
Törende yaptığı konuşmasında teknokentlerin performanslarına ilişkin bilgi veren Bakan Işık, “Bugün 41 farklı şehrimizde teknoloji geliştirme bölgeleri kurulmuş durumdadır. Bir başka deyişle, her iki şehrimizden birinde teknopark kurulmuş durumdadır. Bu rakamı, yüksek teknolojili üretim arzusunun tabana yayıldığını, ülkemizin tamamını kapsadığını göstermesi açısından çok önemsiyoruz" dedi. Performans Endeksi sonuçları Bakanlık bünyesinde müstakil bir daire başkanlığı kurduklarını anlatan Işık, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri'nin her yıl ekonomik büyüklükleri, teknolojik tabanlı yeni firma oluşumuna ve istihdama katkıları, üniversite-sanayi işbirliğine destekleri, fikri mülkiyet hakları ve ihracatları gibi değişkenler yönünden inceleyerek, performanslarını ölçtüklerini söyledi.
Bakan Işık, konuşmasının ardından birincilik plaketini ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar’a verdi. Işık, Teknoloji Geliştirme Bölgeleri 2014 yılı Endeks Sonuçlarına göre başta ODTÜ TEKNOKENT olmak üzere en iyi performansı gösteren teknokent yetkililerine de plaket vererek hatıra fotoğrafı çektirdi.
ODTÜ TEKNOKENT kurulduğu günden beri sürekli gelişti
Ödülü alan ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar, Türkiye’nin ilk teknoloji geliştirme bölgesi olmalarının ODTÜ TEKNOKENT’e büyük bir deneyim kazandırdığını belirterek, “Deneyim, başarı için elbette önemli bir faktör. Ancak, biz sürekli olarak daha iyisini yapmak, yenilikler getirmek için çaba gösteriyoruz. Amacımız, ülkemizin özgün yüksek-teknoloji üretmesine ve yenilikçilik temelinde rekabet etmesine katkıda bulunmak. ODTÜ TEKNOKENT, kurulduğu günden beri sürekli olarak gelişti. Diğer pek çok teknokentin kuruluşuna da destek verdi, deneyimlerini paylaştı. Bu açıdan sadece ODTÜ TEKNOKENT’in değil, aynı zamanda diğer teknokentlerin de gelişmesi ve ilerlemesi, Türkiye için kazanım olduğu kadar bizi de mutlu eden bir durum” diye konuştu.
Üst üste dördüncü birincilik
Aldıkları ödülü değerlendiren ODTÜ TEKNOKENT Yönetim Kurulu Başkanı ve ODTÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Volkan Atalay ise şu ifadeleri kullandı: “Bu yıl dördüncüsü gerçekleştirilen TGB Performans Endeksi sıralamasında bir kez daha en üstte yer aldık. Üst üste dört kez birinci olmak bizim için gurur verici oldu. 37 Teknoloji Geliştirme Bölgesinin değerlendirildiği 2014 yılı verileriyle oluşturulan 6 kategoride 18 parametre için veri toplandı. Endeks oluşturulurken Ar-Ge projeleri, ihracat verileri, patent, faydalı model ve marka başvuru ve tescilleri, kuluçka programları, teknoloji transfer ofisi hizmetleri, üniversite-sanayi işbirliği, firmalar arası işbirlikleri ve uluslararası işbirlikleri gibi temel özellikler dikkate alındı. Bu kapsamda, Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliğinde her zaman başarılı ve örnek bir teknokent olmak için elimizden geleni yapacağız.”
Son Güncelleme: Perşembe, 08 Ekim 2015 15:12
Gösterim: 946
6 Türk üniversitesi, “Avrupa Araştırma Alanında Türk Üniversiteleri” başlıklı uluslararası konferans ile Türkiye’deki araştırma üniversitelerinin yurtdışında daha başarılı olması için bir güç birliği oluşturdu. Türk Araştırma Üniversiteleri Güç Birliği, ülkemizde araştırma, inovasyon ve yükseköğretim sektöründe atılması gereken adımları belirlemek üzere çalışmalar yaparak, uluslararası platformlarda daha başarılı olmak için ortak girişimler başlatacak.
Türk üniversitelerinin Avrupa Araştırma Alanı’ndaki (ERA – European Research Area) etkinliğinin artırılması ve bu amaç doğrultusunda yükseköğretim sektöründe yapılması gereken değişiklikleri desteklemek üzere, Avrupa Komisyonu Araştırma ve Yenilik Çerçeve Programı kapsamında en çok sayıda projesi olan altı Türk üniversitesi; Bilkent Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi “Avrupa Araştırma Alanında Türk Üniversiteleri” başlıklı uluslararası konferans düzenledi.
T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ve Avrupa Komisyonu Araştırma ve Yenilik Genel Direktörü Robert-Jan Smits’in katılımıyla 8-9 Ekim tarihlerinde Ankara HiltonSA’da yapılan konferans Avrupa Komisyonu’nun ve TÜBİTAK’ın destekleriyle gerçekleşecek. Türk üniversitelerinin Avrupa’da daha etkin olması için Türkiye’de ilk kez bir güç birliği oluşturmak amacıyla düzenlenen konferans Türkiye’nin en önemli 6 üniversitesinin gerçekleştirdiği ilk ortak etkinlik olmasıyla da dikkat çekti.
En önemli eksiklerimizden biri işbirliği kültürü
Konferans açılış konuşmasını yapan T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Nobel Ödülü alması nedeniyle Prof. Aziz Sancar’ı tebrik ederken, “Benim rüyam, çalışmalarını Türkiye’de devam ettiren bilim adamlarımızın da Nobel Ödülü almasıdır” dedi. Konuşmasında “Her bir insanımızın sahip olduğu potansiyeli ortaya çıkarmak için gerekli iklimi hep birlikte oluşturacağız. Bugün bu iklimi gerçekleştirebilmek için bu konferans ile önemli bir adım atılacak” diyen Bakan Işık, Türkiye’deki en önemli eksiklerden birinin işbirliği kültürü olduğunu söyledi. TÜBİTAK tarafından açıklanan diğer endekslerde de bu konferansı düzenleyen 6 üniversite ilk sıralarda yer aldığını belirten Bakan Işık, “Dün açıkladığımız listede de bu üniversitelerde bulunan Teknoparklar yine ilk sıralarda yer alıyor. Bu 6 üniversitemizin rekabetin yanı sıra işbirliği içinde bulunmaları da ülkemize oldukça önemli şeyler katacak” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin Ar-Ge yatırımları 2 katına çıktı
Avrupa Komisyonu Araştırma ve Yenilik Genel Direktörü Robert-Jan Smits de konuşmasına Prof. Aziz Sancar’ı aldığı Nobel ödülü nedeniyle tebrik ederek başlarken, “Prof. Aziz Sancar’ın Nobel Ödülü alması Türkiye akademik dünyası için de oldukça önemli ve ufuk açıcı. Türkiye’de de çok önemli araştırmalara imza atan akademisyenler ve üniversiteler mevcut” şeklinde konuştu. Türkiye ve AB’nin araştırma ve inovasyon alanında birlikte çalışma ihtiyacı olduğunu belirten Smits, “Horizon 2020 programı Türkiye’nin de dahil olduğu en büyük işbirliği çalışmalarından bir tanesi. Avrupa Araştırma Alanı (ERA) olarak araştırma fonlarının daha etkin bir şekilde kullanılmasına çalışıyoruz” dedi. Bilimsel araştırmalarda da yaşanan küreselleşme ile birlikte Türkiye’de AB projelerinin önde gelen 6 üniversitesinin başlattığı bu çalışmanın mutluluk verici olduğunu belirten Robert-Jan Smits, böylece Türkiye ve AB olarak toplumsal sorunlara ortak çözüm bulabileceklerini söyledi. Türkiye’nin Ar-Ge’ye yaptığı yatırımda da gözle görülür önemli gelişmeler bulunduğunu aktaran Avrupa Komisyonu Araştırma ve Yenilik Genel Direktörü Smits, “2005’ten bu yana Türkiye’nin Ar-Ge yatırımları 2 katına çıktı. Bu oldukça umut verici. Bu noktada, araştırma ve inovasyon alanlarında Türkiye’de üniversiteler ile işbirliğimizi nasıl geliştirebiliriz buna bakmamız gerek. Bu konferansın da en önemli çıktısının bu olacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
İşbirliğinin ilk adımı olan konferansta Türk Araştırma Üniversiteleri Güç Birliği’nin (TAÜG), Türk araştırma, inovasyon ve yükseköğretim sektöründe atılması gereken adımları belirlemek üzere çalışmalar yapılması ve ortak girişimler başlatılması hedefleniyor. Türkiye’deki benzer profile sahip araştırma ağırlıklı diğer üniversitelerin katılımıyla daha da güçleneceği öngörülen TAÜG’nin, ülkemizdeki ve Avrupa’daki ilgili kurumlar ile işbirliği içinde çalışarak Türk üniversitelerinin yurtdışında tanınırlığını ve rekabet avantajını artırıcı faaliyetler gerçekleştirmesi planlanıyor.
Konferansta Avrupa’daki ve Türkiye’deki araştırma ve yenilik alanında politika belirleyici kurumların üst düzey yöneticilerinin yanı sıra, Bakanlıklar, elçilikler, üniversiteler ve sanayi kuruluşlarından temsilciler de katıldı.
6 üniversite ortak deklarasyon yayınladı
Konferansın ilk gününde Bilkent Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi rektörlerinin katılımıyla ortak bir de deklarasyon yayınlandı. Deklarasyonda Türkiye Araştırma Üniversiteleri Güç Birliği’nin (TAÜG) kurulması sürecinde, söz konusu üniversitelerin çalışmalarının önemli bir kısmı Avrupa Araştırma Alanı’na odaklanacağı vurgulanırken, bu kapsamda TAÜG’ün kısa vadeli planları şu şekilde sıralandı:
• Avrupa Araştırma Alanı önceliklerinin Türkiye’de uygulanabilmesi için rektörlerin liderliğinde Avrupa Araştırma Alanı Reform Gündem’inin şekillendirilmesi,
• Üniversiteler, Bakanlıklar, YÖK, TÜBİTAK ve sanayinin yakın işbirliği ile eylem planlarının hazırlanması, hedeflerin belirlenmesi, Avrupa Araştırma Alanı önceliklerinin uygulanması ve bu alanlardaki ilerlemelerin takibi,
• Mevcut deneyimlerinden yararlanılması ve en iyi uygulama örneklerinin paylaşılması için başta European Research Universities (LERU) ve European University Alliance (EUA) olmak üzere Avrupa’daki kurumlar ile daha yakın işbirliğinin sağlanması,
• Avrupa kurumları ve paydaşları ile işbirliğini geliştirmek, Avrupa Birliği programlarına katılımı artırmak (özellikle Horizon 2020 gibi araştırma ve yenilik programları), Avrupa’da politika geliştirme süreçlerine dahil olmak amacıyla Brüksel’de daha güçlü bir temsiliyet sağlanması.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
6 Türk üniversitesi, “Avrupa Araştırma Alanında Türk Üniversiteleri” başlıklı uluslararası konferans ile Türkiye’deki araştırma üniversitelerinin yurtdışında daha başarılı olması için bir güç birliği oluşturdu. Türk Araştırma Üniversiteleri Güç Birliği, ülkemizde araştırma, inovasyon ve yükseköğretim sektöründe atılması gereken adımları belirlemek üzere çalışmalar yaparak, uluslararası platformlarda daha başarılı olmak için ortak girişimler başlatacak.
Türk üniversitelerinin Avrupa Araştırma Alanı’ndaki (ERA – European Research Area) etkinliğinin artırılması ve bu amaç doğrultusunda yükseköğretim sektöründe yapılması gereken değişiklikleri desteklemek üzere, Avrupa Komisyonu Araştırma ve Yenilik Çerçeve Programı kapsamında en çok sayıda projesi olan altı Türk üniversitesi; Bilkent Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi “Avrupa Araştırma Alanında Türk Üniversiteleri” başlıklı uluslararası konferans düzenledi.
T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ve Avrupa Komisyonu Araştırma ve Yenilik Genel Direktörü Robert-Jan Smits’in katılımıyla 8-9 Ekim tarihlerinde Ankara HiltonSA’da yapılan konferans Avrupa Komisyonu’nun ve TÜBİTAK’ın destekleriyle gerçekleşecek. Türk üniversitelerinin Avrupa’da daha etkin olması için Türkiye’de ilk kez bir güç birliği oluşturmak amacıyla düzenlenen konferans Türkiye’nin en önemli 6 üniversitesinin gerçekleştirdiği ilk ortak etkinlik olmasıyla da dikkat çekti.
En önemli eksiklerimizden biri işbirliği kültürü
Konferans açılış konuşmasını yapan T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Nobel Ödülü alması nedeniyle Prof. Aziz Sancar’ı tebrik ederken, “Benim rüyam, çalışmalarını Türkiye’de devam ettiren bilim adamlarımızın da Nobel Ödülü almasıdır” dedi. Konuşmasında “Her bir insanımızın sahip olduğu potansiyeli ortaya çıkarmak için gerekli iklimi hep birlikte oluşturacağız. Bugün bu iklimi gerçekleştirebilmek için bu konferans ile önemli bir adım atılacak” diyen Bakan Işık, Türkiye’deki en önemli eksiklerden birinin işbirliği kültürü olduğunu söyledi. TÜBİTAK tarafından açıklanan diğer endekslerde de bu konferansı düzenleyen 6 üniversite ilk sıralarda yer aldığını belirten Bakan Işık, “Dün açıkladığımız listede de bu üniversitelerde bulunan Teknoparklar yine ilk sıralarda yer alıyor. Bu 6 üniversitemizin rekabetin yanı sıra işbirliği içinde bulunmaları da ülkemize oldukça önemli şeyler katacak” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin Ar-Ge yatırımları 2 katına çıktı
Avrupa Komisyonu Araştırma ve Yenilik Genel Direktörü Robert-Jan Smits de konuşmasına Prof. Aziz Sancar’ı aldığı Nobel ödülü nedeniyle tebrik ederek başlarken, “Prof. Aziz Sancar’ın Nobel Ödülü alması Türkiye akademik dünyası için de oldukça önemli ve ufuk açıcı. Türkiye’de de çok önemli araştırmalara imza atan akademisyenler ve üniversiteler mevcut” şeklinde konuştu. Türkiye ve AB’nin araştırma ve inovasyon alanında birlikte çalışma ihtiyacı olduğunu belirten Smits, “Horizon 2020 programı Türkiye’nin de dahil olduğu en büyük işbirliği çalışmalarından bir tanesi. Avrupa Araştırma Alanı (ERA) olarak araştırma fonlarının daha etkin bir şekilde kullanılmasına çalışıyoruz” dedi. Bilimsel araştırmalarda da yaşanan küreselleşme ile birlikte Türkiye’de AB projelerinin önde gelen 6 üniversitesinin başlattığı bu çalışmanın mutluluk verici olduğunu belirten Robert-Jan Smits, böylece Türkiye ve AB olarak toplumsal sorunlara ortak çözüm bulabileceklerini söyledi. Türkiye’nin Ar-Ge’ye yaptığı yatırımda da gözle görülür önemli gelişmeler bulunduğunu aktaran Avrupa Komisyonu Araştırma ve Yenilik Genel Direktörü Smits, “2005’ten bu yana Türkiye’nin Ar-Ge yatırımları 2 katına çıktı. Bu oldukça umut verici. Bu noktada, araştırma ve inovasyon alanlarında Türkiye’de üniversiteler ile işbirliğimizi nasıl geliştirebiliriz buna bakmamız gerek. Bu konferansın da en önemli çıktısının bu olacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
İşbirliğinin ilk adımı olan konferansta Türk Araştırma Üniversiteleri Güç Birliği’nin (TAÜG), Türk araştırma, inovasyon ve yükseköğretim sektöründe atılması gereken adımları belirlemek üzere çalışmalar yapılması ve ortak girişimler başlatılması hedefleniyor. Türkiye’deki benzer profile sahip araştırma ağırlıklı diğer üniversitelerin katılımıyla daha da güçleneceği öngörülen TAÜG’nin, ülkemizdeki ve Avrupa’daki ilgili kurumlar ile işbirliği içinde çalışarak Türk üniversitelerinin yurtdışında tanınırlığını ve rekabet avantajını artırıcı faaliyetler gerçekleştirmesi planlanıyor.
Konferansta Avrupa’daki ve Türkiye’deki araştırma ve yenilik alanında politika belirleyici kurumların üst düzey yöneticilerinin yanı sıra, Bakanlıklar, elçilikler, üniversiteler ve sanayi kuruluşlarından temsilciler de katıldı.
6 üniversite ortak deklarasyon yayınladı
Konferansın ilk gününde Bilkent Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve Sabancı Üniversitesi rektörlerinin katılımıyla ortak bir de deklarasyon yayınlandı. Deklarasyonda Türkiye Araştırma Üniversiteleri Güç Birliği’nin (TAÜG) kurulması sürecinde, söz konusu üniversitelerin çalışmalarının önemli bir kısmı Avrupa Araştırma Alanı’na odaklanacağı vurgulanırken, bu kapsamda TAÜG’ün kısa vadeli planları şu şekilde sıralandı:
• Avrupa Araştırma Alanı önceliklerinin Türkiye’de uygulanabilmesi için rektörlerin liderliğinde Avrupa Araştırma Alanı Reform Gündem’inin şekillendirilmesi,
• Üniversiteler, Bakanlıklar, YÖK, TÜBİTAK ve sanayinin yakın işbirliği ile eylem planlarının hazırlanması, hedeflerin belirlenmesi, Avrupa Araştırma Alanı önceliklerinin uygulanması ve bu alanlardaki ilerlemelerin takibi,
• Mevcut deneyimlerinden yararlanılması ve en iyi uygulama örneklerinin paylaşılması için başta European Research Universities (LERU) ve European University Alliance (EUA) olmak üzere Avrupa’daki kurumlar ile daha yakın işbirliğinin sağlanması,
• Avrupa kurumları ve paydaşları ile işbirliğini geliştirmek, Avrupa Birliği programlarına katılımı artırmak (özellikle Horizon 2020 gibi araştırma ve yenilik programları), Avrupa’da politika geliştirme süreçlerine dahil olmak amacıyla Brüksel’de daha güçlü bir temsiliyet sağlanması.
Son Güncelleme: Perşembe, 08 Ekim 2015 14:02
Gösterim: 965