Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Pedagojik formasyon sonuçlarıyla ilgili YÖK bugün bir açıklama yapılacağını duyurdu
Eğitimtercihi- YÖK, pedagojik formasyon yerleştirme sonuçlarını bekleyen adaylara Twitter üzerinden bir açıklama yaptı. YÖK’ten yapılan açıklamada YÖK genel kurulu toplantısının devam ettiği bu nedenle formasyon ile ilgili ayrıntılı açıklamanın bugün yapılacağı belirtildi.
Yerleştirme tercih işlemlerinin 6 Aralık'ta sona erdiği pedagojik formasyon yerleştirme tercih sonuçlarının daha önce 16 Ocak 2014 tarihinde yapılacak YÖK Genel Kurulu toplantısının ardından açıklanacağı belirtilmişti. YÖK, dün yaptığı açıklamada genel kurul toplantısının henüz devam ettiğini ve formasyonla ilgili ayrıntılı açıklamanın bugün yapılacağı duyurusunda bulundu.
Pedagojik formasyon yerleştirme tercihleri 28 Kasım 6 Aralık 2013 tarihlerinde yapılmıştı. 20 bin kontenjanın ayrıldığı formasyon için sosyal medyada formasyon kontenjanının 40 bine çıkarılması için kampanyalar da devam ediyor. YÖK'ün bugün yapacağı açıklamanın tüm ayrıntıları Eğitimtercihi.com'da olacak. Twitter'dan da bizi takip edebilirsiniz
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Pedagojik formasyon sonuçlarıyla ilgili YÖK bugün bir açıklama yapılacağını duyurdu
Eğitimtercihi- YÖK, pedagojik formasyon yerleştirme sonuçlarını bekleyen adaylara Twitter üzerinden bir açıklama yaptı. YÖK’ten yapılan açıklamada YÖK genel kurulu toplantısının devam ettiği bu nedenle formasyon ile ilgili ayrıntılı açıklamanın bugün yapılacağı belirtildi.
Yerleştirme tercih işlemlerinin 6 Aralık'ta sona erdiği pedagojik formasyon yerleştirme tercih sonuçlarının daha önce 16 Ocak 2014 tarihinde yapılacak YÖK Genel Kurulu toplantısının ardından açıklanacağı belirtilmişti. YÖK, dün yaptığı açıklamada genel kurul toplantısının henüz devam ettiğini ve formasyonla ilgili ayrıntılı açıklamanın bugün yapılacağı duyurusunda bulundu.
Pedagojik formasyon yerleştirme tercihleri 28 Kasım 6 Aralık 2013 tarihlerinde yapılmıştı. 20 bin kontenjanın ayrıldığı formasyon için sosyal medyada formasyon kontenjanının 40 bine çıkarılması için kampanyalar da devam ediyor. YÖK'ün bugün yapacağı açıklamanın tüm ayrıntıları Eğitimtercihi.com'da olacak. Twitter'dan da bizi takip edebilirsiniz
Son Güncelleme: Cuma, 17 Ocak 2014 10:12
Gösterim: 1807
Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Akyol, üniversitelerdeki bazı öğretim elemanlarının isim değiştirerek dershanelerde görev yaptığını ileri sürdü.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi ve Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen "Cumhuriyetin Kuruluşundan Günümüze Eğitimde Kademeler Arası Geçiş ve Yeni Modeller Uluslararası Kongresi", Konyaaltı ilçesindeki bir otelde başladı.
Prof. Dr. Akyol, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, eğitimin öneminin tartışılmaz olduğunu, öneminin giderek arttığını belirtti. Kongrede kademeler arası geçiş, dershaneler ve sınav sistemleri üzerinde durulacağını, bu doğrultuda sonuç raporu hazırlanacağını anlattı.
Sınavla yapılan kademeler arası geçişlerin sürekli tartışıldığını ifade eden Akyol, özellikle ilköğretim boyutundaki sınavların çok tartışıldığını, oysa bunların olmaması gerektiğini dile getirdi. Kademeli geçişler konusunda bugüne kadar çeşitli çalışmalar yapıldığını ancak bazılarının sonuçsuz, bazılarının da etkisiz kaldığını vurgulayan Akyol, kademeli geçişlerde sınavın yanında başka unsurlara da yer verilmesi gerektiğini bildirdi. Akyol, en son yapılan düzenlemelerde okul performansının kısmen dikkate alındığını, bunun yeterli olmadığını söyledi.
"Katsayı düzenlemesi üniversiteye gidenlerin sayısını artırdı ama kaliteyi artırmadı"
Daha önce meslek liselilerinin üniversiteye geçişi sırasında puan, katsayı sıkıntılarının olduğunu ancak bunların kaldırıldığını hatırlatan Akyol, şöyle konuştu:
"Bu durum üniversiteye gidenlerin sayısını artırdı ancak kaliteyi artırmadı. Geçiş yapılırken kişilerin bunlara hazır olup olmadığının dikkate alınması gerekir. Bizde şöyle bir sıkıntı var; herkesi zorla üniversiteye göndermek istiyoruz ama çocuk üniversiteye gelmek istemiyor. Bu kişiyi bir takım beceriler kazandırmalı, kendi kendini idare edebilecek konuma getirmeli, mesleğe atılmasını sağlamalısınız. Bütün çocuklarımızı üniversiteye getirmeye çalışıyoruz, sonuçta pek çok çocuğumuz dışarıda kalıyor, yerleştirilenlerin çoğu da nitelik açısından kaliteleri tartışmaya açık."
Mesleki eğitimin yeniden yapılandırılması ve eğitime önem verilmesi gerektiğine işaret eden Aksoy, üniversiteye gitmek istemeyenlere becerilerine yönelik eğitim verilerek iş hayatına atılmalarının sağlanması gerektiğini dile getirdi.
"Üniversitedeki akademisyenler dershanede öğretmenlik yapıyor" iddiası
Dekan Akyol, dershaneler konusuna da değindi. Türkiye'de 2012-2013 eğitim öğretim dönemi kayıtlarına göre 3 bin 858 dershane bulunduğunu, bu dershanelerde 2 milyon 207 bin 716 öğrencinin eğitim gördüğünü, kadrolu 51 bin 522 öğretmenin de görev yaptığını bildirdi.
Üniversitelerdeki öğretim üyelerinin ya da devlet okullarındaki öğretmenlerin de dershanelerde görev yaptığını iddia eden Akyol, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hem devlet okulunda görev yapıyorlar hem de dershanelerde. Hatta utanılması gerekenler arasında ben de varsam, onu da söylüyorum. Benim üniversitemin öğretim elemanları isim değiştirerek Ankara'da dershanelerde görev yapıyor. Bunların nedenlerini de tartışmak ve düşünmek gerekiyor. O yüzden dershanelerde bu kadar öğretmen var, nereye konulacak derseniz, dershane kadrolarında bu kadar öğretmen yok. Bunu da bilmekte fayda var."
Dershanelerin üniversiteler ile okulların yetersiz oluşu nedeniyle ortaya çıktığına dikkati çeken Akyol, bu sorunun üniversiteler ile okulların yeterli hale getirilmesiyle aşılacağını vurguladı. Bu çalışmanın bir günde yapılamayacağına işaret eden Akyol, "Zor bir şey değil, istenilirse başarılı olunabilir. En kısa zamanda yapılabilir" dedi.
"Öğretmenlerin yüzde 52'si alan dışı görev yapıyor"
Prof. Dr. Akyol, Türkiye'de alan dışı çalışan öğretmenler konusunda da sıkıntı olduğunu söyledi. Çalışan öğretmenlerin yüzde 52'sinin alan dışı görev yaptığını, sınıf öğretmenliğine 800 ayrı alandan atama yapıldığının altını çizen Akyol, "Bizde kademeler arası geçiş eğitim öğretim sürecinde olmuyor, mesleğe atanırken oluyor. Hangi okulu ne zaman, nasıl bitirdiğiniz önemli değil, siz işe atanırken kademeler arası geçiş yaşıyorsunuz. 2013 yılında hala öğretmenlerinizin yüzde 52'si alan dışı atamayla görev yapıyorsa bu durum, Cumhuriyet döneminin öğretmen yetiştirme politikasının iflas ettiğini gösterir" diye konuştu.
"Ana karnında öğrenen çocuk, 3, 4, 5 yaşında çok daha iyi öğrenir"
Kademeler arası geçişte ortamın da iyi hazırlanması gerektiğini vurgulayan Akyol, "4+4+4" uygulamasının ortam hazır olmadan hayata geçildiğini savundu. Uygulama ile dünyadaki diğer ilkokul düzeylerine göre Türkiye'deki ilkokul süresinin en aza indirildiğini öne süren Akyol, şunları kaydetti:
"9,5, 10 yaşındaki çocuklar branş öğretmenine teslim edilmek zorunda kalınıyor. Yaşın aşağı çekilmesine karşı değiliz, bu çocukların düzeyine uygun ortamlar sağlamadan uygulamaya geçilmesine karşıyız. 'Çocuk öğrenemezdi, eğitim dinselleşiyor, cinselleşiyor' falan, bunların hiçbirinin çok bilimsel temelli olduğunu düşünmüyorum. Çocuk öğrenir. Ana karnında öğrenen çocuk, 3, 4, 5 yaşında çok daha iyi öğrenir diye düşünüyorum. Bu açıdan yaşın erkene çekilmesine karşı değiliz."
Afganistan, Azerbaycan, ABD ve Türkiye'den 130 akademisyenin katıldığı ve eğitim alanında 76 bildirinin sunulacağı kongre, 18 Ocak Cumartesi günü sona erecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hayati Akyol, üniversitelerdeki bazı öğretim elemanlarının isim değiştirerek dershanelerde görev yaptığını ileri sürdü.
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Araştırma Merkezi ve Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi işbirliğiyle düzenlenen "Cumhuriyetin Kuruluşundan Günümüze Eğitimde Kademeler Arası Geçiş ve Yeni Modeller Uluslararası Kongresi", Konyaaltı ilçesindeki bir otelde başladı.
Prof. Dr. Akyol, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, eğitimin öneminin tartışılmaz olduğunu, öneminin giderek arttığını belirtti. Kongrede kademeler arası geçiş, dershaneler ve sınav sistemleri üzerinde durulacağını, bu doğrultuda sonuç raporu hazırlanacağını anlattı.
Sınavla yapılan kademeler arası geçişlerin sürekli tartışıldığını ifade eden Akyol, özellikle ilköğretim boyutundaki sınavların çok tartışıldığını, oysa bunların olmaması gerektiğini dile getirdi. Kademeli geçişler konusunda bugüne kadar çeşitli çalışmalar yapıldığını ancak bazılarının sonuçsuz, bazılarının da etkisiz kaldığını vurgulayan Akyol, kademeli geçişlerde sınavın yanında başka unsurlara da yer verilmesi gerektiğini bildirdi. Akyol, en son yapılan düzenlemelerde okul performansının kısmen dikkate alındığını, bunun yeterli olmadığını söyledi.
"Katsayı düzenlemesi üniversiteye gidenlerin sayısını artırdı ama kaliteyi artırmadı"
Daha önce meslek liselilerinin üniversiteye geçişi sırasında puan, katsayı sıkıntılarının olduğunu ancak bunların kaldırıldığını hatırlatan Akyol, şöyle konuştu:
"Bu durum üniversiteye gidenlerin sayısını artırdı ancak kaliteyi artırmadı. Geçiş yapılırken kişilerin bunlara hazır olup olmadığının dikkate alınması gerekir. Bizde şöyle bir sıkıntı var; herkesi zorla üniversiteye göndermek istiyoruz ama çocuk üniversiteye gelmek istemiyor. Bu kişiyi bir takım beceriler kazandırmalı, kendi kendini idare edebilecek konuma getirmeli, mesleğe atılmasını sağlamalısınız. Bütün çocuklarımızı üniversiteye getirmeye çalışıyoruz, sonuçta pek çok çocuğumuz dışarıda kalıyor, yerleştirilenlerin çoğu da nitelik açısından kaliteleri tartışmaya açık."
Mesleki eğitimin yeniden yapılandırılması ve eğitime önem verilmesi gerektiğine işaret eden Aksoy, üniversiteye gitmek istemeyenlere becerilerine yönelik eğitim verilerek iş hayatına atılmalarının sağlanması gerektiğini dile getirdi.
"Üniversitedeki akademisyenler dershanede öğretmenlik yapıyor" iddiası
Dekan Akyol, dershaneler konusuna da değindi. Türkiye'de 2012-2013 eğitim öğretim dönemi kayıtlarına göre 3 bin 858 dershane bulunduğunu, bu dershanelerde 2 milyon 207 bin 716 öğrencinin eğitim gördüğünü, kadrolu 51 bin 522 öğretmenin de görev yaptığını bildirdi.
Üniversitelerdeki öğretim üyelerinin ya da devlet okullarındaki öğretmenlerin de dershanelerde görev yaptığını iddia eden Akyol, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hem devlet okulunda görev yapıyorlar hem de dershanelerde. Hatta utanılması gerekenler arasında ben de varsam, onu da söylüyorum. Benim üniversitemin öğretim elemanları isim değiştirerek Ankara'da dershanelerde görev yapıyor. Bunların nedenlerini de tartışmak ve düşünmek gerekiyor. O yüzden dershanelerde bu kadar öğretmen var, nereye konulacak derseniz, dershane kadrolarında bu kadar öğretmen yok. Bunu da bilmekte fayda var."
Dershanelerin üniversiteler ile okulların yetersiz oluşu nedeniyle ortaya çıktığına dikkati çeken Akyol, bu sorunun üniversiteler ile okulların yeterli hale getirilmesiyle aşılacağını vurguladı. Bu çalışmanın bir günde yapılamayacağına işaret eden Akyol, "Zor bir şey değil, istenilirse başarılı olunabilir. En kısa zamanda yapılabilir" dedi.
"Öğretmenlerin yüzde 52'si alan dışı görev yapıyor"
Prof. Dr. Akyol, Türkiye'de alan dışı çalışan öğretmenler konusunda da sıkıntı olduğunu söyledi. Çalışan öğretmenlerin yüzde 52'sinin alan dışı görev yaptığını, sınıf öğretmenliğine 800 ayrı alandan atama yapıldığının altını çizen Akyol, "Bizde kademeler arası geçiş eğitim öğretim sürecinde olmuyor, mesleğe atanırken oluyor. Hangi okulu ne zaman, nasıl bitirdiğiniz önemli değil, siz işe atanırken kademeler arası geçiş yaşıyorsunuz. 2013 yılında hala öğretmenlerinizin yüzde 52'si alan dışı atamayla görev yapıyorsa bu durum, Cumhuriyet döneminin öğretmen yetiştirme politikasının iflas ettiğini gösterir" diye konuştu.
"Ana karnında öğrenen çocuk, 3, 4, 5 yaşında çok daha iyi öğrenir"
Kademeler arası geçişte ortamın da iyi hazırlanması gerektiğini vurgulayan Akyol, "4+4+4" uygulamasının ortam hazır olmadan hayata geçildiğini savundu. Uygulama ile dünyadaki diğer ilkokul düzeylerine göre Türkiye'deki ilkokul süresinin en aza indirildiğini öne süren Akyol, şunları kaydetti:
"9,5, 10 yaşındaki çocuklar branş öğretmenine teslim edilmek zorunda kalınıyor. Yaşın aşağı çekilmesine karşı değiliz, bu çocukların düzeyine uygun ortamlar sağlamadan uygulamaya geçilmesine karşıyız. 'Çocuk öğrenemezdi, eğitim dinselleşiyor, cinselleşiyor' falan, bunların hiçbirinin çok bilimsel temelli olduğunu düşünmüyorum. Çocuk öğrenir. Ana karnında öğrenen çocuk, 3, 4, 5 yaşında çok daha iyi öğrenir diye düşünüyorum. Bu açıdan yaşın erkene çekilmesine karşı değiliz."
Afganistan, Azerbaycan, ABD ve Türkiye'den 130 akademisyenin katıldığı ve eğitim alanında 76 bildirinin sunulacağı kongre, 18 Ocak Cumartesi günü sona erecek.
Son Güncelleme: Perşembe, 16 Ocak 2014 13:51
Gösterim: 1968
Danıştay'ın 8 Haziran 2013'te yapılan Seviye Belirleme Sınavı'nın (SBS) sonuçlarına iptal kararı vermesi süreci 12 Temmuz'da 718 adayın sonuçlarının yanlış hesaplanmasıyla başladı ve ardından şu süreç yaşandı İşte o gelişmeler...
Eğitimtercihi-16 Temmuz 2013’te CHP İstanbul Milletvekili Ayaydın, 8 Haziran 2013'teki SBS'nin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açmıştı. Dava dilekçesinde, 12 Temmuz 2013'te açıklanan sınav sonuçlarına göre, Almanca ve Fransızca testlerinin, İngilizce testi cevap anahtarı kullanılarak, hatalı bir şekilde değerlendirildiğinin ortaya çıktığı kaydedilmiş, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğince yapılan basın açıklamasında da hatalı değerlendirme yapıldığının kabul edildiği savunulan dilekçede, MEB'in, hatalı değerlendirilen Almanca ve Fransızca sınavına giren 718 adayın sınav kağıtlarını yeniden değerlendirmesine rağmen, kalan bir milyondan fazla adayın puanında ve başarı sırasında herhangi bir değişiklik yapmadığı iddia edilmişti.
Sadece hatalı değerlendirilen 718 adayın sınav kağıtlarının değil, sınava giren tüm adayların sınav sonuçlarının yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edilen dilekçede, sınav sonuçlarının, sınava giren bütün öğrencilerin performansı dikkate alınarak tespit edildiği hatırlatıldı.
Adayların ortalama ve standart sapmalarının, yeni duruma göre hesaplanmamasının, öğrencilerin başarı sıralamasında hata oluşturduğu savunulan dilekçede, SBS'nin iptali ve tercihlerle ilgili süreçte yürütmenin durdurulması istenmişti.
MEB hatayı kabul etmişti
12 Temmuz 2013 tarihinde açıklanan Seviye Belirleme Sınavı sonuçları ile ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı da sonuçların açıklandığı o akşam Almanca ve Fransızca testlerini yanıtlayan 718 adayın puanlarının hesaplanmasında, farklı bir cevap anahtarı ile değerlendirmekten kaynaklanan yanlışlık yapıldığını kabul etmiş ve yanlışlığın düzeltildiğini belirtmişti.
İşte MEB’in o açıklaması;
"12 Temmuz 2013 tarihinde açıklanan Seviye Belirleme Sınavı sonuçları ile ilgili olarak yapılan inceleme neticesinde sınavda Almanca ve Fransızca testlerini yanıtlayan 718 adayın puanlarının hesaplanmasında, farklı bir cevap anahtarı ile değerlendirmekten kaynaklanan yanlışlık olduğu görülmüştür.
12 Temmuz gecesi saat 00.00 itibariyle ilan edilen sonuçlardaki yanlışlık fark edilir edilmez sınav sonuçlarında hata olan bu öğrencilerimizin sınav kâğıtları doğru cevap anahtarı ile birkaç saat içinde yeniden değerlendirilerek hesaplanmıştır. Yeniden hesaplanan bu sonuçlar 12 Temmuz 2013 günü saat 17.00 itibariyle yayınlanmıştır. Bu vesile ile herhangi bir adayın mağduriyet yaşamaması için gerekli bütün tedbirler alınmıştır. Yeni sonuçlar neticesinde hiçbir öğrencimizin herhangi bir mağduriyeti söz konusu değildir.
Yapılan bu yanlışlık nedeniyle bütün öğrenci, veli ve ilgili herkesten Bakanlık olarak özür dileriz.
Konu ile ilgili olarak her ne gerekçeyle olursa olsun ihmali ya da kusuru bulunan bütün yetkililer hakkında gerekli inceleme ve araştırma başlatılmıştır."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Danıştay'ın 8 Haziran 2013'te yapılan Seviye Belirleme Sınavı'nın (SBS) sonuçlarına iptal kararı vermesi süreci 12 Temmuz'da 718 adayın sonuçlarının yanlış hesaplanmasıyla başladı ve ardından şu süreç yaşandı İşte o gelişmeler...
Eğitimtercihi-16 Temmuz 2013’te CHP İstanbul Milletvekili Ayaydın, 8 Haziran 2013'teki SBS'nin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle dava açmıştı. Dava dilekçesinde, 12 Temmuz 2013'te açıklanan sınav sonuçlarına göre, Almanca ve Fransızca testlerinin, İngilizce testi cevap anahtarı kullanılarak, hatalı bir şekilde değerlendirildiğinin ortaya çıktığı kaydedilmiş, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğince yapılan basın açıklamasında da hatalı değerlendirme yapıldığının kabul edildiği savunulan dilekçede, MEB'in, hatalı değerlendirilen Almanca ve Fransızca sınavına giren 718 adayın sınav kağıtlarını yeniden değerlendirmesine rağmen, kalan bir milyondan fazla adayın puanında ve başarı sırasında herhangi bir değişiklik yapmadığı iddia edilmişti.
Sadece hatalı değerlendirilen 718 adayın sınav kağıtlarının değil, sınava giren tüm adayların sınav sonuçlarının yeniden değerlendirilmesi gerektiği ifade edilen dilekçede, sınav sonuçlarının, sınava giren bütün öğrencilerin performansı dikkate alınarak tespit edildiği hatırlatıldı.
Adayların ortalama ve standart sapmalarının, yeni duruma göre hesaplanmamasının, öğrencilerin başarı sıralamasında hata oluşturduğu savunulan dilekçede, SBS'nin iptali ve tercihlerle ilgili süreçte yürütmenin durdurulması istenmişti.
MEB hatayı kabul etmişti
12 Temmuz 2013 tarihinde açıklanan Seviye Belirleme Sınavı sonuçları ile ilgili olarak Milli Eğitim Bakanlığı da sonuçların açıklandığı o akşam Almanca ve Fransızca testlerini yanıtlayan 718 adayın puanlarının hesaplanmasında, farklı bir cevap anahtarı ile değerlendirmekten kaynaklanan yanlışlık yapıldığını kabul etmiş ve yanlışlığın düzeltildiğini belirtmişti.
İşte MEB’in o açıklaması;
"12 Temmuz 2013 tarihinde açıklanan Seviye Belirleme Sınavı sonuçları ile ilgili olarak yapılan inceleme neticesinde sınavda Almanca ve Fransızca testlerini yanıtlayan 718 adayın puanlarının hesaplanmasında, farklı bir cevap anahtarı ile değerlendirmekten kaynaklanan yanlışlık olduğu görülmüştür.
12 Temmuz gecesi saat 00.00 itibariyle ilan edilen sonuçlardaki yanlışlık fark edilir edilmez sınav sonuçlarında hata olan bu öğrencilerimizin sınav kâğıtları doğru cevap anahtarı ile birkaç saat içinde yeniden değerlendirilerek hesaplanmıştır. Yeniden hesaplanan bu sonuçlar 12 Temmuz 2013 günü saat 17.00 itibariyle yayınlanmıştır. Bu vesile ile herhangi bir adayın mağduriyet yaşamaması için gerekli bütün tedbirler alınmıştır. Yeni sonuçlar neticesinde hiçbir öğrencimizin herhangi bir mağduriyeti söz konusu değildir.
Yapılan bu yanlışlık nedeniyle bütün öğrenci, veli ve ilgili herkesten Bakanlık olarak özür dileriz.
Konu ile ilgili olarak her ne gerekçeyle olursa olsun ihmali ya da kusuru bulunan bütün yetkililer hakkında gerekli inceleme ve araştırma başlatılmıştır."
Son Güncelleme: Çarşamba, 15 Ocak 2014 12:59
Gösterim: 1944
Üniversite sınavına (ÖSYS) kaç aday başvuru yaptı? İşte YGS başvurusu yapan aday sayısı...ÖSYM, 2014 ÖSYS için 2 milyon 18 bin 435 adayın başvuru yaptığını, saat 15:20 itibariyle başvuru ve sınav ücretini yatırmış olduğu halde 55 bin 864 adayın henüz başvurularını tamamlamadığını belirtti.
Eğitimtercihi- ÖSYM, son dakika ÖSYS başvuru açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada 2 Ocak 2014 tarihinde başlayan 2014 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemine (ÖSYS) başvuru işlemlerinin bugün sona ereceği başvuru yapmayan 55 bin 864 adayın başvuru ve sınav ücretini yatırdığı halde başvurularını tamamlamadığı ifade edildi. 2014 ÖSYS’ye şu ana kadar 2 milyon 18 bin 435 adayın da başvuru yaptığı belirtildi.
ÖSYM’den yapılan son dakika açıklaması şöyle;
2014-ÖSYS için Sınav/Başvuru Ücretini Yatıran, Başvuru İşlemini Tamamlamayan Adayların Dikkatine
2 Ocak 2014 tarihinde başlayan 2014 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemine (ÖSYS) başvuru işlemleri bugün sona erecektir.
2014-ÖSYS için, bugün saat 15:20 itibarıyla 2.018.435 aday başvuru/sınav ücretini yatırmış bulunmaktadır. Başvuru/sınav ücretini yatırmış olduğu halde 2014-ÖSYS başvurusunu yapmayan 55.864 aday bulunmaktadır. Sınav ya da sınavsız geçiş ücretini yatırmak ÖSYS’ye başvuru için yeterli değildir. Başvuru/sınav ücretini yatırmış olduğu halde 2014-ÖSYS başvurusunu yapmayan bu adayların, başvuru işlemlerini bugün mesai saatinin bitimine kadar tamamlamaları ve ÖSYM Aday İşlemleri Sisteminden (ais.osym.gov.tr) başvuru bilgilerini mutlaka kontrol ederek aday başvuru kayıt bilgilerinin yazıcıdan bir dökümünü edinmeleri önemle hatırlatılır. Başvuru/sınav ücreti yatırmış olsa dahi başvuru süresi bittikten sonra başvuru yapılamayacaktır. Başvuru süresi uzatılmayacaktır.
Başvuru/sınav ücretini yatırdığı halde 2014-ÖSYS başvuru işlemini kılavuzda belirtildiği şekilde tamamlamayanların, 2014-YGS’ye girmeleri ve/veya sınavsız geçişten yararlanmaları mümkün değildir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Üniversite sınavına (ÖSYS) kaç aday başvuru yaptı? İşte YGS başvurusu yapan aday sayısı...ÖSYM, 2014 ÖSYS için 2 milyon 18 bin 435 adayın başvuru yaptığını, saat 15:20 itibariyle başvuru ve sınav ücretini yatırmış olduğu halde 55 bin 864 adayın henüz başvurularını tamamlamadığını belirtti.
Eğitimtercihi- ÖSYM, son dakika ÖSYS başvuru açıklaması yaptı. Yapılan açıklamada 2 Ocak 2014 tarihinde başlayan 2014 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemine (ÖSYS) başvuru işlemlerinin bugün sona ereceği başvuru yapmayan 55 bin 864 adayın başvuru ve sınav ücretini yatırdığı halde başvurularını tamamlamadığı ifade edildi. 2014 ÖSYS’ye şu ana kadar 2 milyon 18 bin 435 adayın da başvuru yaptığı belirtildi.
ÖSYM’den yapılan son dakika açıklaması şöyle;
2014-ÖSYS için Sınav/Başvuru Ücretini Yatıran, Başvuru İşlemini Tamamlamayan Adayların Dikkatine
2 Ocak 2014 tarihinde başlayan 2014 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemine (ÖSYS) başvuru işlemleri bugün sona erecektir.
2014-ÖSYS için, bugün saat 15:20 itibarıyla 2.018.435 aday başvuru/sınav ücretini yatırmış bulunmaktadır. Başvuru/sınav ücretini yatırmış olduğu halde 2014-ÖSYS başvurusunu yapmayan 55.864 aday bulunmaktadır. Sınav ya da sınavsız geçiş ücretini yatırmak ÖSYS’ye başvuru için yeterli değildir. Başvuru/sınav ücretini yatırmış olduğu halde 2014-ÖSYS başvurusunu yapmayan bu adayların, başvuru işlemlerini bugün mesai saatinin bitimine kadar tamamlamaları ve ÖSYM Aday İşlemleri Sisteminden (ais.osym.gov.tr) başvuru bilgilerini mutlaka kontrol ederek aday başvuru kayıt bilgilerinin yazıcıdan bir dökümünü edinmeleri önemle hatırlatılır. Başvuru/sınav ücreti yatırmış olsa dahi başvuru süresi bittikten sonra başvuru yapılamayacaktır. Başvuru süresi uzatılmayacaktır.
Başvuru/sınav ücretini yatırdığı halde 2014-ÖSYS başvuru işlemini kılavuzda belirtildiği şekilde tamamlamayanların, 2014-YGS’ye girmeleri ve/veya sınavsız geçişten yararlanmaları mümkün değildir.
Son Güncelleme: Çarşamba, 15 Ocak 2014 15:53
Gösterim: 1972
Ankara 18. İdare Mahkemesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın SBS'de Almanca ve İngilizce testlerinin cevap anahtarlarını karıştırması üzerine 718 öğrencinin puanını yanlış hesaplaması üzerine sınav sonuçlarını iptal kararı verdi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın SBS'de Almanca ve İngilizce testlerinin cevap anahtarlarını karıştırması üzerine 718 öğrencinin puanını yanlış hesaplaması üzerine sınav sonuçları iptal edildi.
Ankara 18. İdare Mahkemesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın SBS'de Almanca ve İngilizce testlerinin cevap anahtarlarını karıştırması üzerine 718 öğrencinin puanını yanlış hesaplaması üzerine sınav sonuçlarını iptal kararı verdi.
Ankara 18. İdare Mahkemesi, söz konusu kararı CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın'ın başvurusu üzerine aldı ve kararda şu ifadelere yer verildi:
"1 milyon 112 bin 604 öğrenci için dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararların oluşabileceği tartışmasızdır. Bu nedenle hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde yasa ihlali gerçekleşeceği için SBS'deki yerleştirmelerin yürütmesinin durdurulmasına karar verdik"
Yabancı diller sınavına katılan 710 öğrencinin anahtarlarının yanlış okunduğu tespit edilmiş ve bunun üzerine CHP'li Ayayadın Danıştay'a bu anahtarların yanlış olması gerekçesiyle SBS'nin yerleştirilmelerin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle bir başvuruda bulunmuştu.
CHP'li Ayaydın'ın başvurusu, sadece 710 öğrenciyi değil, sıralamanın tamamını etkilediğinden 1 milyon 112 bin öğrencinin sıralamasısının yeniden yapılması yönündeydi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ankara 18. İdare Mahkemesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın SBS'de Almanca ve İngilizce testlerinin cevap anahtarlarını karıştırması üzerine 718 öğrencinin puanını yanlış hesaplaması üzerine sınav sonuçlarını iptal kararı verdi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın SBS'de Almanca ve İngilizce testlerinin cevap anahtarlarını karıştırması üzerine 718 öğrencinin puanını yanlış hesaplaması üzerine sınav sonuçları iptal edildi.
Ankara 18. İdare Mahkemesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın SBS'de Almanca ve İngilizce testlerinin cevap anahtarlarını karıştırması üzerine 718 öğrencinin puanını yanlış hesaplaması üzerine sınav sonuçlarını iptal kararı verdi.
Ankara 18. İdare Mahkemesi, söz konusu kararı CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın'ın başvurusu üzerine aldı ve kararda şu ifadelere yer verildi:
"1 milyon 112 bin 604 öğrenci için dava konusu işlemin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararların oluşabileceği tartışmasızdır. Bu nedenle hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin uygulanması halinde yasa ihlali gerçekleşeceği için SBS'deki yerleştirmelerin yürütmesinin durdurulmasına karar verdik"
Yabancı diller sınavına katılan 710 öğrencinin anahtarlarının yanlış okunduğu tespit edilmiş ve bunun üzerine CHP'li Ayayadın Danıştay'a bu anahtarların yanlış olması gerekçesiyle SBS'nin yerleştirilmelerin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle bir başvuruda bulunmuştu.
CHP'li Ayaydın'ın başvurusu, sadece 710 öğrenciyi değil, sıralamanın tamamını etkilediğinden 1 milyon 112 bin öğrencinin sıralamasısının yeniden yapılması yönündeydi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 15 Ocak 2014 14:54
Gösterim: 1629