Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Mehmet Utku Şentürk - Mektebim Koleji Kurumsal İletişim Direktörü 

mehmet_utku_senturkEğitim sektörü için stratejik iletişim her zamankinden daha karmaşık hale geldi. Ülkemizde yaz boz tahtasına dönen eğitim sistemi değişiklikleri ve dijitalleşen dünya gibi birçok etken eğitim ortamını da değiştirdi. Bu da artan sayıda kurumun etkili bir Halkla İlişkiler/Kurumsal İletişim stratejisinin değerini fark etmesi gerektiği anlamına gelmekte.
Birçok okul, kolej ve üniversitenin hızla çoğaldığı günümüzde, eğitim kurumlarının markalarını pazarda farklılaştırmaları, rekabeti uzak tutmaları ve kendilerini sektörde lider olarak konumlandırmaları zorunlu hale geldi.
Sosyal ve dijital medyadan geleneksel konvensiyonel medya ilişkilerine kadar, bu iş sürekli mücadele gerektiriyor. İyi bir Halkla İlişkiler/Kurumsal İletişim Direktörlüğü, güvenilir bir destek ekibi oluşturmaya çalışmalı ve mesajları hızlı ve verimli bir şekilde dağıtmak için elindeki zaman kazandıran her çevrimiçi aracı (ilk durak, kurumunuzun web sitesi) kullanmalıdır.
Eğitim kurumları için halkla ilişkiler ve/veya kurumsal iletişim, bir okulun veya üniversitenin profilini yükseltmekten yeni öğrenciler çekmeye, müfredatın belirli unsurları hakkında ebeveynlerin bilgilendirilmesinden, bir halkla ilişkiler krizini ele almaya, yatırımı teşvik etmeye ve yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde öğrenim için rakipsiz bir itibar oluşturmaya kadar her şeyi kapsar. Bu özellikle en iyi öğrencileri çekmek isteyen seçici ve seçkin olmayı hedefleyen eğitim kurumları için kırımızı çizgidir.
Dikkatlice kurgulanmış bir halkla ilişkiler/kurumsal iletişim kampanyası, belirli bir kitleye ulaşmanıza, faaliyetlerinizi ve yaklaşımınızı tanıtmanıza ve uzmanlığınızı göstermenize yardımcı olur.
Eğitim sektöründeki başlıca iletişim faaliyetlerinin hedef kitleleri arasında mezunlar, öğrenciler, aday öğrenciler, öğretim üyeleri ve personel, devlet kurumları ve kamuoyu yer alır. Etkili iletişim her bir hedef kitleye hitap etmeli ve onların ilgisini çekerek kurumun itibarına katkıda bulunmalıdır. Güçlü hikâye anlatımı, önemli başarıların ve kazanımların vurgulanmasına yardımcı olur ve olumlu halkla ilişkilerin temelini oluşturarak toplumun ilgisini çeker ve coğrafi erişimi genişletir.
Kurumsal İletişim, sadece bir okulun öne çıkan özelliklerini sergilerken önemli değildir; aynı zamanda kriz durumlarını hafifletmek için de hayati önem taşır. Olumlu ve proaktif iletişim olmadan, kuruluşların kriz durumlarından kaçınması ve bu durumları yönetmesi daha zor olabilir. Herhangi bir kriz sırasında, olumsuz konuşmaları en aza indirmek ve olumlu mesajları yönetmek, yerel farkındalığı desteklemek ve herhangi bir zarar verici artçı etkiyi hafifletmek için etkili bir araç olarak hizmet eder.

Eğitim sektöründe dijital ve sosyal medya platformlarının gücünden yararlanma
Dijital dünyamızda iletişim, güçlü ve güncel bir web sitesi platformunun sürdürülmesinden sürekli ve ilgi çekici bir sosyal medya içeriği akışına kadar, herhangi bir şirketin sosyal medya ve dijital platformlar aracılığıyla ilerlemesinde çok önemli bir rol oynayabilir. Geleneksel medya ilişkilerinden farklı olarak sosyal medya, kuruluşların doğrudan belirli kitleleri hedefleyen kısa biçimli, vurucu içerikler oluşturmasına olanak tanır. Herhangi bir kuruluş, medya ilişkileri ve sosyal medyayı entegre ederek çok yönlü ve güçlü bir marka imajı yaratabilir.
Ayrıca sosyal medya, kuruluşların kilit hedef kitlelerle olumlu ilişkiler geliştirmesine olanak tanıyan ve paydaş analizi ve desteği için iki yönlü iletişimi teşvik eden ulaşılabilir bir platform sunar.
Medya platformlarında her gün gerçekleşen sosyal etkileşimlerle, sosyal kanallar bir okulun başarısını ölçmek ve analiz etmek için harika bir yoldur. Sosyal etkileşimlerin izlenmesi, bir okul veya üniversitenin zayıf ve başarılı olduğu alanları belirlemesine, içeriğiyle kimlerin etkileşime girdiğini anlamasına ve bu bilgileri hedef kitlesiyle karşılaştırmasına yardımcı olabilir.
Medya ilişkileri, sosyal medya ve dijital halkla ilişkilerin kombinasyonu bir eğitim kurumunun başarısının anahtarıdır ve ancak etkili iletişim stratejileriyle kullanılabilir. Bir eğitim kurumunun kilit paydaşları, mevcut ve potansiyel velileriyle olumlu bir ilişki sürdürebilmesini sağlamak, uzun ömürlülüğünü ve başarısını desteklemenin anahtarıdır.

> Eğitimde Güçlü Stratejik İletişim: Halkla ilişkiler ve kurumsal iletişim ile marka değeriniz nasıl yükselir?

Mehmet Utku Şentürk - Mektebim Koleji Kurumsal İletişim Direktörü 

mehmet_utku_senturkEğitim sektörü için stratejik iletişim her zamankinden daha karmaşık hale geldi. Ülkemizde yaz boz tahtasına dönen eğitim sistemi değişiklikleri ve dijitalleşen dünya gibi birçok etken eğitim ortamını da değiştirdi. Bu da artan sayıda kurumun etkili bir Halkla İlişkiler/Kurumsal İletişim stratejisinin değerini fark etmesi gerektiği anlamına gelmekte.
Birçok okul, kolej ve üniversitenin hızla çoğaldığı günümüzde, eğitim kurumlarının markalarını pazarda farklılaştırmaları, rekabeti uzak tutmaları ve kendilerini sektörde lider olarak konumlandırmaları zorunlu hale geldi.
Sosyal ve dijital medyadan geleneksel konvensiyonel medya ilişkilerine kadar, bu iş sürekli mücadele gerektiriyor. İyi bir Halkla İlişkiler/Kurumsal İletişim Direktörlüğü, güvenilir bir destek ekibi oluşturmaya çalışmalı ve mesajları hızlı ve verimli bir şekilde dağıtmak için elindeki zaman kazandıran her çevrimiçi aracı (ilk durak, kurumunuzun web sitesi) kullanmalıdır.
Eğitim kurumları için halkla ilişkiler ve/veya kurumsal iletişim, bir okulun veya üniversitenin profilini yükseltmekten yeni öğrenciler çekmeye, müfredatın belirli unsurları hakkında ebeveynlerin bilgilendirilmesinden, bir halkla ilişkiler krizini ele almaya, yatırımı teşvik etmeye ve yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde öğrenim için rakipsiz bir itibar oluşturmaya kadar her şeyi kapsar. Bu özellikle en iyi öğrencileri çekmek isteyen seçici ve seçkin olmayı hedefleyen eğitim kurumları için kırımızı çizgidir.
Dikkatlice kurgulanmış bir halkla ilişkiler/kurumsal iletişim kampanyası, belirli bir kitleye ulaşmanıza, faaliyetlerinizi ve yaklaşımınızı tanıtmanıza ve uzmanlığınızı göstermenize yardımcı olur.
Eğitim sektöründeki başlıca iletişim faaliyetlerinin hedef kitleleri arasında mezunlar, öğrenciler, aday öğrenciler, öğretim üyeleri ve personel, devlet kurumları ve kamuoyu yer alır. Etkili iletişim her bir hedef kitleye hitap etmeli ve onların ilgisini çekerek kurumun itibarına katkıda bulunmalıdır. Güçlü hikâye anlatımı, önemli başarıların ve kazanımların vurgulanmasına yardımcı olur ve olumlu halkla ilişkilerin temelini oluşturarak toplumun ilgisini çeker ve coğrafi erişimi genişletir.
Kurumsal İletişim, sadece bir okulun öne çıkan özelliklerini sergilerken önemli değildir; aynı zamanda kriz durumlarını hafifletmek için de hayati önem taşır. Olumlu ve proaktif iletişim olmadan, kuruluşların kriz durumlarından kaçınması ve bu durumları yönetmesi daha zor olabilir. Herhangi bir kriz sırasında, olumsuz konuşmaları en aza indirmek ve olumlu mesajları yönetmek, yerel farkındalığı desteklemek ve herhangi bir zarar verici artçı etkiyi hafifletmek için etkili bir araç olarak hizmet eder.

Eğitim sektöründe dijital ve sosyal medya platformlarının gücünden yararlanma
Dijital dünyamızda iletişim, güçlü ve güncel bir web sitesi platformunun sürdürülmesinden sürekli ve ilgi çekici bir sosyal medya içeriği akışına kadar, herhangi bir şirketin sosyal medya ve dijital platformlar aracılığıyla ilerlemesinde çok önemli bir rol oynayabilir. Geleneksel medya ilişkilerinden farklı olarak sosyal medya, kuruluşların doğrudan belirli kitleleri hedefleyen kısa biçimli, vurucu içerikler oluşturmasına olanak tanır. Herhangi bir kuruluş, medya ilişkileri ve sosyal medyayı entegre ederek çok yönlü ve güçlü bir marka imajı yaratabilir.
Ayrıca sosyal medya, kuruluşların kilit hedef kitlelerle olumlu ilişkiler geliştirmesine olanak tanıyan ve paydaş analizi ve desteği için iki yönlü iletişimi teşvik eden ulaşılabilir bir platform sunar.
Medya platformlarında her gün gerçekleşen sosyal etkileşimlerle, sosyal kanallar bir okulun başarısını ölçmek ve analiz etmek için harika bir yoldur. Sosyal etkileşimlerin izlenmesi, bir okul veya üniversitenin zayıf ve başarılı olduğu alanları belirlemesine, içeriğiyle kimlerin etkileşime girdiğini anlamasına ve bu bilgileri hedef kitlesiyle karşılaştırmasına yardımcı olabilir.
Medya ilişkileri, sosyal medya ve dijital halkla ilişkilerin kombinasyonu bir eğitim kurumunun başarısının anahtarıdır ve ancak etkili iletişim stratejileriyle kullanılabilir. Bir eğitim kurumunun kilit paydaşları, mevcut ve potansiyel velileriyle olumlu bir ilişki sürdürebilmesini sağlamak, uzun ömürlülüğünü ve başarısını desteklemenin anahtarıdır.

Son Güncelleme: Cuma, 04 Ekim 2024 15:22

Gösterim: 463

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Elazığ'da yapımı tamamlanan İbrahim Taşel Ortaokulunun açılış törenine katıldı. Bakan Tekin, açılışta yaptığı konuşmada okulu yaptıran hayırsever iş insanı ve eğitimci İbrahim Taşel ile müsteşarlığı döneminden çok yakın çalıştıklarını belirterek, Elazığ'a böyle bir okul kazandırdığı için teşekkür etti.

tasel_tekinAçılış törenine Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu, Ak Parti MKYK Üyesi Ömer Serdar, Ak Parti Elazığ Milletvekilleri Ejder Açıkkapı ve Prof. Dr. Erol Keleş, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Elazığ Milli Eğitim İl Müdürü Mehmet Yiğit, Elazığ TSO Başkanı İdris Alan,  çok sayıda öğretmen, veli ve öğrenci katıldı. Açılış konuşmasını yapan Final Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı ve TÖDER Başkanı İbrahim Taşel, kendisinin de okuduğu, depremde hasar görmüş olan okulun yapımına vesile olmanın mutluluğunu yaşadığını belirtti. Taşel: “Bugün çok mutlu olmamın 2 nedeni var. 1’incisi kendi okuduğum ama depremde hasar görmüş olan okulun yapımına vesile olmak. 2’nciside çok kıymet verdiğim 20152 yılından itibaren birçok milli çalışmayı birlikte yürüttüğümüz sayın bakanımızın bu törene teşrif etmesi, hoş geldiniz sayın bakanım. Elazığ ortaokulu henüz yapılırken bizleri Atatürk Lisesine verdiler ve 1’inci sınıfı o lisede okuduk. 3’üncü sınıfta Atatürk ortaokulunun ilk mezun olan öğrencileri olduk. Sonrasında hemen altında olan Atatürk Lisesi’nde okudum. Allah kısmet etti böyle bir okulun yapımı bizlere nasip oldu. Bu konuda ortağım ve Final Okullarının değerli mensuplarına ortaklarıma çok teşekkür ediyorum. Başından sonuna inşaatı yürüten Sami Havabulut’a teşekkür ederim. Kendisi bizim ilk öğrencilerimizdendir. Hiç eskimeyecek bir okul olmasını kendisinden istedim, inşallah öyle yapmıştır. Okul şu an kullanıma hazır durumda, okulun müdürü de öğrencimdir aynı zamanda. Tesadüf etti, inşallah burayı sadece bina olarak değil de özelle resmi kurumu kaynaştıran bir okul haline getireceğiz. İnşallah çok kaliteli eğitim öğretimler alan öğrenciler ve Türkiye’ye yön verecek gençler yetişir. Bizim de defterimiz kapanmaz” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, ülkemize ve şehrimize böyle bir okulu kazandırdığı için İbrahim Taşel’e teşekkür ederek şöyle konuştu; “Yaklaşık bir buçuk yıldır Milli Eğitim Bakanlığı görevini yürütmeye çaba sarf ediyorum. Bugün buraya İbrahim Taşel Bey’e teşekkür etmek için geldim. Bugün benim açımdan iki mutluluk mevcut. Biri bir hayırseverin yaptırdığı okulun açılışına katılmak, ikincisi İbrahim Taşel gibi bir arkadaşımızın, dostumuzun etkinliğine katılmak.”

> İbrahim Taşel Ortaokulunun açılışını Bakan Yusuf Tekin yaptı

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Elazığ'da yapımı tamamlanan İbrahim Taşel Ortaokulunun açılış törenine katıldı. Bakan Tekin, açılışta yaptığı konuşmada okulu yaptıran hayırsever iş insanı ve eğitimci İbrahim Taşel ile müsteşarlığı döneminden çok yakın çalıştıklarını belirterek, Elazığ'a böyle bir okul kazandırdığı için teşekkür etti.

tasel_tekinAçılış törenine Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, Elazığ Valisi Numan Hatipoğlu, Ak Parti MKYK Üyesi Ömer Serdar, Ak Parti Elazığ Milletvekilleri Ejder Açıkkapı ve Prof. Dr. Erol Keleş, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Elazığ Milli Eğitim İl Müdürü Mehmet Yiğit, Elazığ TSO Başkanı İdris Alan,  çok sayıda öğretmen, veli ve öğrenci katıldı. Açılış konuşmasını yapan Final Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı ve TÖDER Başkanı İbrahim Taşel, kendisinin de okuduğu, depremde hasar görmüş olan okulun yapımına vesile olmanın mutluluğunu yaşadığını belirtti. Taşel: “Bugün çok mutlu olmamın 2 nedeni var. 1’incisi kendi okuduğum ama depremde hasar görmüş olan okulun yapımına vesile olmak. 2’nciside çok kıymet verdiğim 20152 yılından itibaren birçok milli çalışmayı birlikte yürüttüğümüz sayın bakanımızın bu törene teşrif etmesi, hoş geldiniz sayın bakanım. Elazığ ortaokulu henüz yapılırken bizleri Atatürk Lisesine verdiler ve 1’inci sınıfı o lisede okuduk. 3’üncü sınıfta Atatürk ortaokulunun ilk mezun olan öğrencileri olduk. Sonrasında hemen altında olan Atatürk Lisesi’nde okudum. Allah kısmet etti böyle bir okulun yapımı bizlere nasip oldu. Bu konuda ortağım ve Final Okullarının değerli mensuplarına ortaklarıma çok teşekkür ediyorum. Başından sonuna inşaatı yürüten Sami Havabulut’a teşekkür ederim. Kendisi bizim ilk öğrencilerimizdendir. Hiç eskimeyecek bir okul olmasını kendisinden istedim, inşallah öyle yapmıştır. Okul şu an kullanıma hazır durumda, okulun müdürü de öğrencimdir aynı zamanda. Tesadüf etti, inşallah burayı sadece bina olarak değil de özelle resmi kurumu kaynaştıran bir okul haline getireceğiz. İnşallah çok kaliteli eğitim öğretimler alan öğrenciler ve Türkiye’ye yön verecek gençler yetişir. Bizim de defterimiz kapanmaz” dedi.
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Yusuf Tekin, ülkemize ve şehrimize böyle bir okulu kazandırdığı için İbrahim Taşel’e teşekkür ederek şöyle konuştu; “Yaklaşık bir buçuk yıldır Milli Eğitim Bakanlığı görevini yürütmeye çaba sarf ediyorum. Bugün buraya İbrahim Taşel Bey’e teşekkür etmek için geldim. Bugün benim açımdan iki mutluluk mevcut. Biri bir hayırseverin yaptırdığı okulun açılışına katılmak, ikincisi İbrahim Taşel gibi bir arkadaşımızın, dostumuzun etkinliğine katılmak.”

Son Güncelleme: Cuma, 20 Eylül 2024 11:42

Gösterim: 448

Öğretim programlarının etkililiğini değerlendirmek ve sürekliliğini sağlamak amacıyla Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından İzleme ve Değerlendirme Sistemi (TTKB-İDES)" hayata geçirildi.  

maarif_izlemeTalim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca geliştirilen "İzleme ve Değerlendirme Sistemi (TTKB-İDES)" ile okul yöneticileri, öğretmenler, veliler ve öğrenciler öğretim programlarına ilişkin verileri işleyip geri bildirim verebilecek. TTKB-İDES, öğretim programlarının etkililiğini değerlendirmek ve sürekliliğini sağlamak amacıyla tasarlandı. Yeni sistem ile birlikte, öğretim programı izleme ve değerlendirme süreçlerinde destekleyici verilerin elde edilmesi hedefleniyor. Ayrıca yıl içinde yapılan zümre öğretmenler kurulu toplantılarında, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" kapsamında hazırlanan öğretim programlarına ilişkin görüş ve öneriler de TTKB-İDES'e işlenecek. 

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile sınırlı kalmayacak
TTKB-İDES sadece Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamındaki öğretim programlarının izlenmesiyle sınırlı kalmayacak. Ayrıca bu programlara uygun olarak geliştirilen ders kitaplarına ve eğitim araç gereçlerine yönelik de veri toplama süreci gerçekleştirilecek.
Eğitim kurumu, sınıf/alan zümreleri tarafından ders kitapları ile eğitim araç gereçlerine ilişkin görüş ve öneriler, ilgili ders kitabının arka kapağındaki karekod üzerinden TTKB-İDES'e işlenebilecek. Bu sayede eğitim içeriklerinin ve uygulama süreçlerinin etkinliği daha kapsamlı bir şekilde değerlendirilebilecek. Yeni sistemin devreye girmesiyle birlikte öğretim programları ve ders kitaplarına ilişkin verilerin daha sistematik ve etkin bir şekilde toplanması ve eğitimde karar alma süreçlerinin daha etkili hâle getirilmesi hedefleniyor.
İzleme ve Değerlendirme Sistemi'ne (TTKB-İDES) ulaşmak için
https://www.meb.gov.tr/turkiye-yuzyili-maarif-modeli-icin-izleme-ve-degerlendirme-sistemi-ttkb-ides-hayata-gecirildi/haber/34687/tr

 

> Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli İzleme ve Değerlendirme Sistemi TTKB-İDES hayata geçirildi

Öğretim programlarının etkililiğini değerlendirmek ve sürekliliğini sağlamak amacıyla Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından İzleme ve Değerlendirme Sistemi (TTKB-İDES)" hayata geçirildi.  

maarif_izlemeTalim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca geliştirilen "İzleme ve Değerlendirme Sistemi (TTKB-İDES)" ile okul yöneticileri, öğretmenler, veliler ve öğrenciler öğretim programlarına ilişkin verileri işleyip geri bildirim verebilecek. TTKB-İDES, öğretim programlarının etkililiğini değerlendirmek ve sürekliliğini sağlamak amacıyla tasarlandı. Yeni sistem ile birlikte, öğretim programı izleme ve değerlendirme süreçlerinde destekleyici verilerin elde edilmesi hedefleniyor. Ayrıca yıl içinde yapılan zümre öğretmenler kurulu toplantılarında, "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" kapsamında hazırlanan öğretim programlarına ilişkin görüş ve öneriler de TTKB-İDES'e işlenecek. 

Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile sınırlı kalmayacak
TTKB-İDES sadece Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamındaki öğretim programlarının izlenmesiyle sınırlı kalmayacak. Ayrıca bu programlara uygun olarak geliştirilen ders kitaplarına ve eğitim araç gereçlerine yönelik de veri toplama süreci gerçekleştirilecek.
Eğitim kurumu, sınıf/alan zümreleri tarafından ders kitapları ile eğitim araç gereçlerine ilişkin görüş ve öneriler, ilgili ders kitabının arka kapağındaki karekod üzerinden TTKB-İDES'e işlenebilecek. Bu sayede eğitim içeriklerinin ve uygulama süreçlerinin etkinliği daha kapsamlı bir şekilde değerlendirilebilecek. Yeni sistemin devreye girmesiyle birlikte öğretim programları ve ders kitaplarına ilişkin verilerin daha sistematik ve etkin bir şekilde toplanması ve eğitimde karar alma süreçlerinin daha etkili hâle getirilmesi hedefleniyor.
İzleme ve Değerlendirme Sistemi'ne (TTKB-İDES) ulaşmak için
https://www.meb.gov.tr/turkiye-yuzyili-maarif-modeli-icin-izleme-ve-degerlendirme-sistemi-ttkb-ides-hayata-gecirildi/haber/34687/tr

 

Son Güncelleme: Perşembe, 05 Eylül 2024 14:12

Gösterim: 583

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen “Geleceğimiz İçin Eğitimi Birlikte Konuşmak” başlıklı konferansa katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli hakkında bilgi verirken, modeli eleştirenlere karşı 12 soru yöneltti.

tekin_tusiadBakan Tekin kendisinden önce konuşma yapan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’na teşekkür ederek başladığı sözlerine, TÜSİAD Başkanı ile hemen hemen aynı içerikte bir konuşma yapacağını ve dinlerken Başkan’ın söyleminin kendi sözleriyle uyum içinde olduğunu gördüğünü söyledi.
“Eğitim sistemimizi, yeryüzündeki varoluşumuzun temel gerekçesini ve nihai hedefini oluşturan “iyi insan” olmanın ve “kendini tanımanın” tüm koşullarını içerecek bir özgürleşme süreci olarak görüyor, modelimizi de öyle yapılandırıyoruz.” diye sözlerini sürdüren Bakan Tekin, “Ancak yapılan ve yaptığımız her işi kategorik olarak reddeden ve maalesef ideolojik önyargıları eğitim sevdalarından büyük olan bazı kesimlerin bu sürece katkı vermek yerine bağcıyı dövme derdinde olduklarını üzülerek müşahede ediyoruz. Müsaadenizle bu kesimlere buradan bazı sorular yöneltmek istiyorum. Ana felsefesini ve temel yaklaşımını kısaca özetlediğim yeni müfredatın içeriğiyle uzaktan yakından alakası olmayan asılsız iddiaları kenarda tutarak neye ya da nelere itiraz ettiklerini anlamak istiyorum.” diye konuştu.
Bakan Tekin, aralarında TÜSİAD’ın bulunduğu Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni eleştirenlere 12 soru yönelterek eleştirenlerin amacının ne olduğunu sorguladı. İşte Bakan Tekin’in TÜSİAD toplantısında dile getirdiği sorular:
1.Çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin sırtından ağır bilgi yükünü almamıza mı?
2.Akademik başarıyı da içine alan beceri odaklı bir eğitime geçişimize mi?
3.Öğretmen inisiyatifinin ve öğrenci katılımının artırılmasına mı?
4.Çocuklarımızın kendilerini, becerilerini geliştirmelerine, dünya ile yarışabilecek bir öğrenme sürecinde olmalarına mı?
5.Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1921 yılında toplanan Maarif Kongresinde Yaptığı konuşmada “kemali dikkat ve itina ile işlenip çizilmiş bir milli terbiye programı vücuda getirmeye…” diye tarif edip, “dehayı milliyemizin inkişafı için” muhtaç olduğumuz “seciye-i milliye ve tarihiyemizle mütenasip bir kültür” özümsemiş bir kuşak yetiştirmemize mi karşılar?
6.Merhametli, çevresine saygılı, erdemli, milli manevi değerlerimizi özümseyen bireyler olmalarına mı?
7.Her öğrencinin biricik olduğunu göz önüne alan farklılaştırılmış eğitimi temele almamıza mı? Tarihimizin; Osmanlı’nın kuruluşundan Cumhuriyet’e, Kurtuluş Savaşı’ndan Atatürk’ün hayatına kadar kronolojik sıra ile bir bütün halinde anlatılmasına mı? Milli iradenin gasbedilmesine ve demokrasimizin gerilemesine neden olan darbe süreçlerinin öğrencilere aktarılmasına mı?
8.Mavi vatan, gök vatan gibi kavramların Coğrafya dersi müfredatına eklenmesine mi? Ülkemizin savunma sanayi alanında kat ettiği mesafelerin vurgulanmasına mı?
9.Çağı yakalamayı değil, çağın ilerisinde insanlar yetiştirme hedefimize mi?
10.Bu hedefle uyumlu olacak şekilde çocuklarımızı 22. yüzyıl becerileriyle donatma isteğimize mi?
11.Dijital okuryazarlık, finans okuryazarlığı, medya okuryazarlığı gibi kabiliyetleri öğrencilerimize kazandırma çabamıza mı?
12.İş dünyasının ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını yetiştirme hedefimize mi?
"Lütfen sizlere yönelttiğim bu sorulara ideolojik önyargılarınızı ve siyasal tutum alışlarınızı bir kenara bırakarak yanıt verin. Sizler neye ya da nelere itiraz ediyorsunuz? Oysa bugün burada bir arada olmamıza vesile olan bu güzel etkinliğin başlığında ifade edildiği gibi “Geleceğimiz İçin Eğitimi Birlikte Konuşmak” zorundayız. Amasız, fakatsız, önyargısız, aracısız bir şekilde ve karşılıklı saygıyı esas alan bir çerçeve içinde eğitim ekosistemimizi hep birlikte inşa etmek, ülkemizi ve gençlerimizi yarınların dünyasına en güçlü şekilde hazırlamak mecburiyetindeyiz."


> Bakan Yusuf Tekin’den TÜSİAD konferansında 12 zor soru

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) tarafından düzenlenen “Geleceğimiz İçin Eğitimi Birlikte Konuşmak” başlıklı konferansa katılan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli hakkında bilgi verirken, modeli eleştirenlere karşı 12 soru yöneltti.

tekin_tusiadBakan Tekin kendisinden önce konuşma yapan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan’na teşekkür ederek başladığı sözlerine, TÜSİAD Başkanı ile hemen hemen aynı içerikte bir konuşma yapacağını ve dinlerken Başkan’ın söyleminin kendi sözleriyle uyum içinde olduğunu gördüğünü söyledi.
“Eğitim sistemimizi, yeryüzündeki varoluşumuzun temel gerekçesini ve nihai hedefini oluşturan “iyi insan” olmanın ve “kendini tanımanın” tüm koşullarını içerecek bir özgürleşme süreci olarak görüyor, modelimizi de öyle yapılandırıyoruz.” diye sözlerini sürdüren Bakan Tekin, “Ancak yapılan ve yaptığımız her işi kategorik olarak reddeden ve maalesef ideolojik önyargıları eğitim sevdalarından büyük olan bazı kesimlerin bu sürece katkı vermek yerine bağcıyı dövme derdinde olduklarını üzülerek müşahede ediyoruz. Müsaadenizle bu kesimlere buradan bazı sorular yöneltmek istiyorum. Ana felsefesini ve temel yaklaşımını kısaca özetlediğim yeni müfredatın içeriğiyle uzaktan yakından alakası olmayan asılsız iddiaları kenarda tutarak neye ya da nelere itiraz ettiklerini anlamak istiyorum.” diye konuştu.
Bakan Tekin, aralarında TÜSİAD’ın bulunduğu Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ni eleştirenlere 12 soru yönelterek eleştirenlerin amacının ne olduğunu sorguladı. İşte Bakan Tekin’in TÜSİAD toplantısında dile getirdiği sorular:
1.Çocuklarımızın ve öğretmenlerimizin sırtından ağır bilgi yükünü almamıza mı?
2.Akademik başarıyı da içine alan beceri odaklı bir eğitime geçişimize mi?
3.Öğretmen inisiyatifinin ve öğrenci katılımının artırılmasına mı?
4.Çocuklarımızın kendilerini, becerilerini geliştirmelerine, dünya ile yarışabilecek bir öğrenme sürecinde olmalarına mı?
5.Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1921 yılında toplanan Maarif Kongresinde Yaptığı konuşmada “kemali dikkat ve itina ile işlenip çizilmiş bir milli terbiye programı vücuda getirmeye…” diye tarif edip, “dehayı milliyemizin inkişafı için” muhtaç olduğumuz “seciye-i milliye ve tarihiyemizle mütenasip bir kültür” özümsemiş bir kuşak yetiştirmemize mi karşılar?
6.Merhametli, çevresine saygılı, erdemli, milli manevi değerlerimizi özümseyen bireyler olmalarına mı?
7.Her öğrencinin biricik olduğunu göz önüne alan farklılaştırılmış eğitimi temele almamıza mı? Tarihimizin; Osmanlı’nın kuruluşundan Cumhuriyet’e, Kurtuluş Savaşı’ndan Atatürk’ün hayatına kadar kronolojik sıra ile bir bütün halinde anlatılmasına mı? Milli iradenin gasbedilmesine ve demokrasimizin gerilemesine neden olan darbe süreçlerinin öğrencilere aktarılmasına mı?
8.Mavi vatan, gök vatan gibi kavramların Coğrafya dersi müfredatına eklenmesine mi? Ülkemizin savunma sanayi alanında kat ettiği mesafelerin vurgulanmasına mı?
9.Çağı yakalamayı değil, çağın ilerisinde insanlar yetiştirme hedefimize mi?
10.Bu hedefle uyumlu olacak şekilde çocuklarımızı 22. yüzyıl becerileriyle donatma isteğimize mi?
11.Dijital okuryazarlık, finans okuryazarlığı, medya okuryazarlığı gibi kabiliyetleri öğrencilerimize kazandırma çabamıza mı?
12.İş dünyasının ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını yetiştirme hedefimize mi?
"Lütfen sizlere yönelttiğim bu sorulara ideolojik önyargılarınızı ve siyasal tutum alışlarınızı bir kenara bırakarak yanıt verin. Sizler neye ya da nelere itiraz ediyorsunuz? Oysa bugün burada bir arada olmamıza vesile olan bu güzel etkinliğin başlığında ifade edildiği gibi “Geleceğimiz İçin Eğitimi Birlikte Konuşmak” zorundayız. Amasız, fakatsız, önyargısız, aracısız bir şekilde ve karşılıklı saygıyı esas alan bir çerçeve içinde eğitim ekosistemimizi hep birlikte inşa etmek, ülkemizi ve gençlerimizi yarınların dünyasına en güçlü şekilde hazırlamak mecburiyetindeyiz."


Son Güncelleme: Perşembe, 05 Eylül 2024 15:49

Gösterim: 504

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in imzasıyla, fiziksel, cinsel, duygusal/psikolojik, ekonomik, siber/dijital şiddet, akran zorbalığı, siber zorbalık gibi şiddetin her türlüsünün önlenmesine yönelik yürütülecek çalışmalara yol gösterici olması amacıyla "Okullarda Şiddetin Önlenmesi" konulu genelge yayımlandı.Millî Eğitim Bakanlığınca, 9 Eylül'de başlayacak yeni eğitim öğretimi dönemi öncesinde, okullarda akran zorbalığı ile siber zorbalığın da içinde bulunduğu her türlü şiddetin önlenmesine yönelik yeni tedbirler alındı.

meb_genelge_siddetGenelgede, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin hükümlerine göre, devletlerin şiddetin önlenmesine yönelik çalışmaları yürütmeyi ve vatandaşlarına şiddetten arınmış bir yaşam sağlamak için gerekli her türlü tedbiri almayı taahhüt ettiğine işaret edildi. Şiddet türleri olarak yapılandırılan fiziksel, cinsel, duygusal/psikolojik, ekonomik, siber/dijital şiddetin bireylerin gelişimlerini olumsuz etkilediği vurgulanan genelgede, özellikle küresel bir problem olarak yer alan şiddete tanık olma ya da şiddet mağduru olma eksenindeki travmatik ve zorlayıcı yaşam öyküsünün, bir diğerine şiddet uygulama riskini artırdığının görüldüğü aktarıldı. Genelgede, yaşamın erken dönemlerindeki travmatik yaşantıların, yaşanan şiddetin türüne göre çeşitli şekillerde farklı grupları etkileyebildiği, bu doğrultuda şiddet aktarımının önlenmesi ve özellikle olumsuz yaşantıların oluşmasını engellemeye yönelik gelişimsel önleyici yaklaşımın esas alınmasının önemi vurgulandı. 

"Hassasiyetlere yönelik temalar Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde bulunuyor"
Millî Eğitim Bakanlığının her türlü şiddete yönelik önleyici ve koruyucu çalışmalar kapsamında eğitime erişim ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, bireylerin sosyal hayata katılımlarının ve bilgi ve becerilerinin artırılması ve bireyin her yönden desteklenmesine ilişkin çalışmaları kapsayan genelgede, şu bilgilere yer verildi: "Bu hassas ve ciddi konuda sorumluluklarını yerine getirmek noktasında merkez ve taşra birimleri şiddetin önlenmesi ve şiddet mağdurlarının korunmasında ilgili tüm mevzuatın gözetilerek söz konusu faaliyetlerin etkili ve süratli biçimde yürütülmesini esas almaktadır. Söz konusu hassasiyetlere yönelik temalar Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde bulunmaktadır." 

Tüm okul yöneticileri şiddetin önlenmesine yönelik hizmet içi eğitime tabi tutulacak
Genelgede özellikle göç, deprem, salgın hastalık gibi afet ve acil durumlarla mücadele dönemleri de dahil olmak üzere şiddetin önlenmesi ve mağdurun korunması için sunulan hizmetlerin devamlılığının esas alınması vurgulanarak konuya ilişkin şu hususlara riayet edilmesi istendi:
* Genelgeye göre Bakanlık taşra teşkilatındaki bütün yöneticiler, okul ve kurumlarda şiddetin önlenmesine yönelik mevzuatın etkin şekilde uygulanması hususunda ilgili birimlerce hizmet içi eğitime tabi tutulacak, bu kapsamda hizmet içi eğitim uygulama planı oluşturulacak ve sonuçları ilgili birime gönderilecek.
* Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri il yürütme komisyonunca illerindeki okul ve kurum ortamlarında şiddete neden olabilecek risk faktörlerinin tespit edilerek öncelikli risk faktörlerine ve şiddetin etkilerine yönelik gerekli tedbirler alınacak.
* Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri il yürütme komisyonunca, okul rehberlik ve psikolojik danışma programı ile rehberlik ve araştırma merkezlerinin (RAM) rehberlik ve psikolojik danışma (RPD) hizmetleri bölümünün yıllık çalışma planında şiddetin önlenmesine yönelik faaliyetlere yer verilecek.
* RAM'ların sorumluluk bölgesinde rehber öğretmeni olmayan okullarda, RPD hizmetleri bölümünün yıllık çalışma planında yer alan şiddetin önlenmesine ilişkin faaliyetler yürütülecek, RAM'ların RPD hizmetleri bölümü yıllık çalışma planında şiddetin önlenmesine yönelik faaliyetlere yer verilecek ve çalışmalar, kurum müdürlüğünce e-Rehberlik sistemine işlenecek.
* Okul ve kurum müdürlüğünce, okul rehberlik ve psikolojik danışma programında şiddetin önlenmesine yönelik faaliyetlere yer verilerek çalışmalar, e-Rehberlik sistemine kaydedilecek.
* Okul ve kurum içinde ve dışında güvenliği sağlamak amacıyla yönetimce gerekli tedbirler alınacak ve ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılacak.
* Okul rehberlik ve psikolojik danışma servisleri ile RAM'ların şiddetin önlenmesine yönelik yürüteceği çalışmalarda uygun koşullar ve personel desteği sağlanacak.
* Okul ve kurum müdürlüğünce eğitim ortamlarında şiddete neden olabilecek risk faktörleri tespit edilerek öncelikli risk faktörlerine veya şiddetin etkilerine yönelik gerekli tedbirler alınacak.

İlgili kamu kurum ve kuruluşları ile imzalanan ve 1 Temmuz 2022 tarihli ve 53167239 sayılı yazı ile iletilen "Çocukların Eğitim Süreçlerinin Güvenliğine İlişkin Koruyucu ve Önleyici Hizmet ve Tedbirlerin Artırılmasına Yönelik İş Birliği Protokolü" doğrultusunda, okul ve kurum müdürlüğünce okul güvenliği ile ilgili tespit edilen öncelikli durumlar, ivedilikle üst birim ve kolluk kuvvetlerine bildirilecek.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 24 Mayıs 2024 tarihli yazısı doğrultusunda, hakkında koruma ve bakım tedbiri olup ilgili Bakanlığın hizmet modellerinden yararlandırılan çocukların ihmal ve istismarına ilişkin tespit ve ihbarlar, kolluk kuvvetleri ve adli merciler ile birlikte eş zamanlı olarak aynı Bakanlığın il müdürlüklerine de bildirilecek.
Okul-aile iş birliğini güçlendirerek şiddetin önlenmesinde velilerin desteğini sağlamak için gerekli tedbirler alınacak, çalışmalara araç-gereç, ulaşım ve bütçe ile personel desteği verilecek. 

Uygulamaya ilişkin hususlar da belirlendi
Genelgede, uygulamaya ilişkin hususlar ise şöyle belirlendi:
* "Şiddetin önlenmesine yönelik bilgilendirme ve farkındalık çalışmalarını teminen, okul ve kurumlarda, öğretmen-öğrenci, öğrenci-öğrenci, öğretmen-aile, aile-öğrenci arasında şiddet, zorbalık ve saldırgan davranışların kabul edilmeyeceğinin temel bir anlayış olarak kazandırılmasına yönelik çalışmalar yürütülecek.
* Dijital ortamlarda çocukların güvenli alan becerilerinin, sanal okuryazarlıklarının geliştirilmesi ve gerçek sosyal ortama dijital/siber alan kaynaklı olumsuz davranışların aktarımının önlenmesi için çalışmalar yaygınlaştırılacak.
* Özellikle pansiyonlu okullarda görev yapan yönetici, belletmen ve yardımcı personele, şiddetin önlenmesi kapsamında bilgilendirme ve farkındalık eğitimleri yaygınlaştırılacak.
* Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri il yürütme komisyonunca şiddetin önlenmesine ilişkin mahalli hizmet içi eğitim ihtiyaçları belirlenecek ve eğitim faaliyetlerinin düzenlenmesi için ilgili birimlerle iş birliği yapılacak.
* Okul ve kurum müdürlüğünce şiddetin önlenmesi amacıyla eğitim kurumu içinde ve dışında sosyal, sportif ve kültürel faaliyetler yaygınlaştırılacak, RAM'lar tarafından sorumluluk bölgelerinde rehber öğretmeni olmayan okullarda şiddetin önlenmesine yönelik farkındalık ve bilgilendirme çalışmaları yürütülecek.
* Okul rehberlik ve psikolojik danışma servisinde görev yapan rehber öğretmenlerin okul ve sınıf risk haritaları doğrultusunda şiddetin önlenmesi amacıyla yönetici, öğretmen, öğrenci, veli, yardımcı personel ve diğer personele yönelik bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yapılacak.
* Tüm okul ve kurumlarda özel eğitim ihtiyacı ile geçici koruma statüsü gibi özel ilgi gerektiren durumları olan öğrencilerin akranları ve çevreleriyle sosyal uyumları artırılacak, bu öğrencilerin önemli gün ve bayramlarda bir araya getirilerek ortak değerlerde buluşturulması, böylelikle kültürel, millî ve manevi değerleri ön plana çıkaran çalışmalara yer verilerek şiddetsiz bir toplumun inşası için farkındalık ve bilgilendirme çalışmaları yürütülecek.
* Tüm okul ve kurumlar tarafından sevgi, saygı ve birlikte yaşama kültürünü güçlendirmeye yönelik çalışmalar artırılacak, farkındalığı artırmak amacıyla tüm okul/kurumlarda yürütülen şiddeti önlemeye yönelik çalışmalarla ilgili kamuoyu bilgilendirilecek. 

Genelgede ayrıca şiddet mağduru veya şiddet uygulayan öğrencilerle ilgili psikososyal destek faaliyetlerine ilişkin Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği ile Psikososyal Koruma, Önleme ve Krize Müdahale Hizmetleri Yönergesi hükümlerine yer verildi.  

Yaygın eğitim çalışmaları yapılacak
Şiddetin önlenmesine yönelik yaygın eğitim çalışmaları da artırılacak. Bu kapsamda, şiddetin önlenmesine ilişkin hayat boyu öğrenme kurumlarındaki mevcut kurs programlarının yaygınlaştırılması için ilgili birimlerle iş birliği yapılacak, şiddetin önlenmesi kapsamında Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü uhdesindeki aile eğitimleri yaygınlaştırılacak ve Bakanlığın hazırladığı aile eğitimi programlarından yararlanılacak.
Açık öğretim okullarına kayıtlı öğrencilerin RPD hizmetlerinden yararlanmasına yönelik halk eğitimi merkezlerince tedbir alınacak ve gerektiğinde RAM'lara yönlendirme sağlanacak.
Eğitim çağı dışında kalan vatandaşların halk eğitimi merkezlerince yürütülen eğitimlerle okuryazarlık düzeyinin, farkındalık ve bilgi ve becerilerinin artırılması sağlanacak.
Şiddetle mücadelede kurumlar arası etkin izleme, koordinasyon ve işbirliğinin geliştirilmesi için şiddetin önlenmesine yönelik yürütülecek çalışmalarda ilgili kurum ve kuruluşlar ile üniversiteler arasında işbirliği yapılacak, Çocukların Eğitim Süreçlerinin Güvenliğine İlişkin Koruyucu ve Önleyici Hizmet ve Tedbirlerin Artırılmasına Yönelik İş Birliği Protokolü hükümleri doğrultusunda il ve ilçelerde kurulan yürütme kuruluna etkin katılım sağlanarak güvenli okul ortamı oluşturulacak. 

Güvenli okul ortamları için çalışılacak
Genelgede yer verilen hususlar doğrultusunda, okul ve kurumlarda eğitim-öğretimin güven ortamında yürütülebilmesi ve şiddet içeren davranışlara mahal verilmemesinin esas olduğu vurgulanarak, belirlenen görev ve sorumlulukların titizlikle yerine getirilerek uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmeden güvenli okul ortamlarının oluşturulması için çalışılması istendi.
Özellikle göç, deprem, salgın hastalık gibi afet ve acil durumlarla mücadele dönemleri de dâhil olmak üzere şiddetin önlenmesi ve mağdurun korunması için sunulan hizmetlerin devamlılığının esas alınması vurgulanarak güvenli alan becerileriyle sanal okuryazarlıklarının geliştirilmesi belirtildi.

> MEB’den okullarda şiddete karşı yeni genelge

Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in imzasıyla, fiziksel, cinsel, duygusal/psikolojik, ekonomik, siber/dijital şiddet, akran zorbalığı, siber zorbalık gibi şiddetin her türlüsünün önlenmesine yönelik yürütülecek çalışmalara yol gösterici olması amacıyla "Okullarda Şiddetin Önlenmesi" konulu genelge yayımlandı.Millî Eğitim Bakanlığınca, 9 Eylül'de başlayacak yeni eğitim öğretimi dönemi öncesinde, okullarda akran zorbalığı ile siber zorbalığın da içinde bulunduğu her türlü şiddetin önlenmesine yönelik yeni tedbirler alındı.

meb_genelge_siddetGenelgede, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin hükümlerine göre, devletlerin şiddetin önlenmesine yönelik çalışmaları yürütmeyi ve vatandaşlarına şiddetten arınmış bir yaşam sağlamak için gerekli her türlü tedbiri almayı taahhüt ettiğine işaret edildi. Şiddet türleri olarak yapılandırılan fiziksel, cinsel, duygusal/psikolojik, ekonomik, siber/dijital şiddetin bireylerin gelişimlerini olumsuz etkilediği vurgulanan genelgede, özellikle küresel bir problem olarak yer alan şiddete tanık olma ya da şiddet mağduru olma eksenindeki travmatik ve zorlayıcı yaşam öyküsünün, bir diğerine şiddet uygulama riskini artırdığının görüldüğü aktarıldı. Genelgede, yaşamın erken dönemlerindeki travmatik yaşantıların, yaşanan şiddetin türüne göre çeşitli şekillerde farklı grupları etkileyebildiği, bu doğrultuda şiddet aktarımının önlenmesi ve özellikle olumsuz yaşantıların oluşmasını engellemeye yönelik gelişimsel önleyici yaklaşımın esas alınmasının önemi vurgulandı. 

"Hassasiyetlere yönelik temalar Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde bulunuyor"
Millî Eğitim Bakanlığının her türlü şiddete yönelik önleyici ve koruyucu çalışmalar kapsamında eğitime erişim ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, bireylerin sosyal hayata katılımlarının ve bilgi ve becerilerinin artırılması ve bireyin her yönden desteklenmesine ilişkin çalışmaları kapsayan genelgede, şu bilgilere yer verildi: "Bu hassas ve ciddi konuda sorumluluklarını yerine getirmek noktasında merkez ve taşra birimleri şiddetin önlenmesi ve şiddet mağdurlarının korunmasında ilgili tüm mevzuatın gözetilerek söz konusu faaliyetlerin etkili ve süratli biçimde yürütülmesini esas almaktadır. Söz konusu hassasiyetlere yönelik temalar Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nde bulunmaktadır." 

Tüm okul yöneticileri şiddetin önlenmesine yönelik hizmet içi eğitime tabi tutulacak
Genelgede özellikle göç, deprem, salgın hastalık gibi afet ve acil durumlarla mücadele dönemleri de dahil olmak üzere şiddetin önlenmesi ve mağdurun korunması için sunulan hizmetlerin devamlılığının esas alınması vurgulanarak konuya ilişkin şu hususlara riayet edilmesi istendi:
* Genelgeye göre Bakanlık taşra teşkilatındaki bütün yöneticiler, okul ve kurumlarda şiddetin önlenmesine yönelik mevzuatın etkin şekilde uygulanması hususunda ilgili birimlerce hizmet içi eğitime tabi tutulacak, bu kapsamda hizmet içi eğitim uygulama planı oluşturulacak ve sonuçları ilgili birime gönderilecek.
* Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri il yürütme komisyonunca illerindeki okul ve kurum ortamlarında şiddete neden olabilecek risk faktörlerinin tespit edilerek öncelikli risk faktörlerine ve şiddetin etkilerine yönelik gerekli tedbirler alınacak.
* Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri il yürütme komisyonunca, okul rehberlik ve psikolojik danışma programı ile rehberlik ve araştırma merkezlerinin (RAM) rehberlik ve psikolojik danışma (RPD) hizmetleri bölümünün yıllık çalışma planında şiddetin önlenmesine yönelik faaliyetlere yer verilecek.
* RAM'ların sorumluluk bölgesinde rehber öğretmeni olmayan okullarda, RPD hizmetleri bölümünün yıllık çalışma planında yer alan şiddetin önlenmesine ilişkin faaliyetler yürütülecek, RAM'ların RPD hizmetleri bölümü yıllık çalışma planında şiddetin önlenmesine yönelik faaliyetlere yer verilecek ve çalışmalar, kurum müdürlüğünce e-Rehberlik sistemine işlenecek.
* Okul ve kurum müdürlüğünce, okul rehberlik ve psikolojik danışma programında şiddetin önlenmesine yönelik faaliyetlere yer verilerek çalışmalar, e-Rehberlik sistemine kaydedilecek.
* Okul ve kurum içinde ve dışında güvenliği sağlamak amacıyla yönetimce gerekli tedbirler alınacak ve ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapılacak.
* Okul rehberlik ve psikolojik danışma servisleri ile RAM'ların şiddetin önlenmesine yönelik yürüteceği çalışmalarda uygun koşullar ve personel desteği sağlanacak.
* Okul ve kurum müdürlüğünce eğitim ortamlarında şiddete neden olabilecek risk faktörleri tespit edilerek öncelikli risk faktörlerine veya şiddetin etkilerine yönelik gerekli tedbirler alınacak.

İlgili kamu kurum ve kuruluşları ile imzalanan ve 1 Temmuz 2022 tarihli ve 53167239 sayılı yazı ile iletilen "Çocukların Eğitim Süreçlerinin Güvenliğine İlişkin Koruyucu ve Önleyici Hizmet ve Tedbirlerin Artırılmasına Yönelik İş Birliği Protokolü" doğrultusunda, okul ve kurum müdürlüğünce okul güvenliği ile ilgili tespit edilen öncelikli durumlar, ivedilikle üst birim ve kolluk kuvvetlerine bildirilecek.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının 24 Mayıs 2024 tarihli yazısı doğrultusunda, hakkında koruma ve bakım tedbiri olup ilgili Bakanlığın hizmet modellerinden yararlandırılan çocukların ihmal ve istismarına ilişkin tespit ve ihbarlar, kolluk kuvvetleri ve adli merciler ile birlikte eş zamanlı olarak aynı Bakanlığın il müdürlüklerine de bildirilecek.
Okul-aile iş birliğini güçlendirerek şiddetin önlenmesinde velilerin desteğini sağlamak için gerekli tedbirler alınacak, çalışmalara araç-gereç, ulaşım ve bütçe ile personel desteği verilecek. 

Uygulamaya ilişkin hususlar da belirlendi
Genelgede, uygulamaya ilişkin hususlar ise şöyle belirlendi:
* "Şiddetin önlenmesine yönelik bilgilendirme ve farkındalık çalışmalarını teminen, okul ve kurumlarda, öğretmen-öğrenci, öğrenci-öğrenci, öğretmen-aile, aile-öğrenci arasında şiddet, zorbalık ve saldırgan davranışların kabul edilmeyeceğinin temel bir anlayış olarak kazandırılmasına yönelik çalışmalar yürütülecek.
* Dijital ortamlarda çocukların güvenli alan becerilerinin, sanal okuryazarlıklarının geliştirilmesi ve gerçek sosyal ortama dijital/siber alan kaynaklı olumsuz davranışların aktarımının önlenmesi için çalışmalar yaygınlaştırılacak.
* Özellikle pansiyonlu okullarda görev yapan yönetici, belletmen ve yardımcı personele, şiddetin önlenmesi kapsamında bilgilendirme ve farkındalık eğitimleri yaygınlaştırılacak.
* Rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri il yürütme komisyonunca şiddetin önlenmesine ilişkin mahalli hizmet içi eğitim ihtiyaçları belirlenecek ve eğitim faaliyetlerinin düzenlenmesi için ilgili birimlerle iş birliği yapılacak.
* Okul ve kurum müdürlüğünce şiddetin önlenmesi amacıyla eğitim kurumu içinde ve dışında sosyal, sportif ve kültürel faaliyetler yaygınlaştırılacak, RAM'lar tarafından sorumluluk bölgelerinde rehber öğretmeni olmayan okullarda şiddetin önlenmesine yönelik farkındalık ve bilgilendirme çalışmaları yürütülecek.
* Okul rehberlik ve psikolojik danışma servisinde görev yapan rehber öğretmenlerin okul ve sınıf risk haritaları doğrultusunda şiddetin önlenmesi amacıyla yönetici, öğretmen, öğrenci, veli, yardımcı personel ve diğer personele yönelik bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yapılacak.
* Tüm okul ve kurumlarda özel eğitim ihtiyacı ile geçici koruma statüsü gibi özel ilgi gerektiren durumları olan öğrencilerin akranları ve çevreleriyle sosyal uyumları artırılacak, bu öğrencilerin önemli gün ve bayramlarda bir araya getirilerek ortak değerlerde buluşturulması, böylelikle kültürel, millî ve manevi değerleri ön plana çıkaran çalışmalara yer verilerek şiddetsiz bir toplumun inşası için farkındalık ve bilgilendirme çalışmaları yürütülecek.
* Tüm okul ve kurumlar tarafından sevgi, saygı ve birlikte yaşama kültürünü güçlendirmeye yönelik çalışmalar artırılacak, farkındalığı artırmak amacıyla tüm okul/kurumlarda yürütülen şiddeti önlemeye yönelik çalışmalarla ilgili kamuoyu bilgilendirilecek. 

Genelgede ayrıca şiddet mağduru veya şiddet uygulayan öğrencilerle ilgili psikososyal destek faaliyetlerine ilişkin Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği ile Psikososyal Koruma, Önleme ve Krize Müdahale Hizmetleri Yönergesi hükümlerine yer verildi.  

Yaygın eğitim çalışmaları yapılacak
Şiddetin önlenmesine yönelik yaygın eğitim çalışmaları da artırılacak. Bu kapsamda, şiddetin önlenmesine ilişkin hayat boyu öğrenme kurumlarındaki mevcut kurs programlarının yaygınlaştırılması için ilgili birimlerle iş birliği yapılacak, şiddetin önlenmesi kapsamında Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü uhdesindeki aile eğitimleri yaygınlaştırılacak ve Bakanlığın hazırladığı aile eğitimi programlarından yararlanılacak.
Açık öğretim okullarına kayıtlı öğrencilerin RPD hizmetlerinden yararlanmasına yönelik halk eğitimi merkezlerince tedbir alınacak ve gerektiğinde RAM'lara yönlendirme sağlanacak.
Eğitim çağı dışında kalan vatandaşların halk eğitimi merkezlerince yürütülen eğitimlerle okuryazarlık düzeyinin, farkındalık ve bilgi ve becerilerinin artırılması sağlanacak.
Şiddetle mücadelede kurumlar arası etkin izleme, koordinasyon ve işbirliğinin geliştirilmesi için şiddetin önlenmesine yönelik yürütülecek çalışmalarda ilgili kurum ve kuruluşlar ile üniversiteler arasında işbirliği yapılacak, Çocukların Eğitim Süreçlerinin Güvenliğine İlişkin Koruyucu ve Önleyici Hizmet ve Tedbirlerin Artırılmasına Yönelik İş Birliği Protokolü hükümleri doğrultusunda il ve ilçelerde kurulan yürütme kuruluna etkin katılım sağlanarak güvenli okul ortamı oluşturulacak. 

Güvenli okul ortamları için çalışılacak
Genelgede yer verilen hususlar doğrultusunda, okul ve kurumlarda eğitim-öğretimin güven ortamında yürütülebilmesi ve şiddet içeren davranışlara mahal verilmemesinin esas olduğu vurgulanarak, belirlenen görev ve sorumlulukların titizlikle yerine getirilerek uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmeden güvenli okul ortamlarının oluşturulması için çalışılması istendi.
Özellikle göç, deprem, salgın hastalık gibi afet ve acil durumlarla mücadele dönemleri de dâhil olmak üzere şiddetin önlenmesi ve mağdurun korunması için sunulan hizmetlerin devamlılığının esas alınması vurgulanarak güvenli alan becerileriyle sanal okuryazarlıklarının geliştirilmesi belirtildi.

Son Güncelleme: Perşembe, 29 Ağustos 2024 14:55

Gösterim: 411


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.