Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
YGS/LYS ve TEOG Sınavları Perspektifinde “Başarı” Kavramı ile “Başarılı Okul” Kavramı
Değişen ve gelişen dünyada birey davranışlarındaki değişiklikleri kalıcı hale getirebilmek, gelişmelere ayak uydurabilen, çağın beklentilerine cevap verebilen, araştıran, sorgulayan ve kendini gerçekleştirmiş, özgüven duygusu gelişmiş bireyler yetiştirmek, ancak eğitimle mümkün olabilmektedir.
Yaşam boyu süren öğrenmelerin ve eğitimlerin resmi boyutu da eğitim kurumlarında yani okullarda gerçekleşir. Okul yaşamı aynı zamanda çocuğun ve gencin edindiği deneyimlerin geliştirilmesine fırsat tanıyan bir alan olarak tanımlanabilir. Okul, her ne kadar akademik öğrenmelerin asıl hedef olarak konduğu bir yaşamsal alan olsa da onu var eden öğretmen, öğrenci ve veliler olmadan düşünülemez.
Okulu, okul yapan, bir yandan kapsayan ve çevreleyen kendi fiziksel alanı iken (okul binası, bahçesi, sınıfları vs), bu fiziksel alanın canlı, işler ve işlevsel kılan ise öğrencinin ve öğretmenin varlığıdır. Öğretmenlerle öğrenciler arasındaki bu ilişki kuşaklar arası bir alışverişi simgeler, okulları da dünden bugüne, bugünden geleceğe taşıyan bu alışverişe tanıklık eden öğrencileri ve öğretmenleridir.
Devlet ya da özel hangi okul olursa olsun çocuğun okul yaşamı sırasında ailelerin beklentilerinin tümünün karşılanması mümkün değildir. Anne babanın yetiştiği çevre, eğitim seviyesi, iş hayatı ve edindiği yaşam tecrübesi bu beklentileri büyütür ve çoğaltır. Bu nedenle de her ailenin “Başarı” Kavramı ile “Başarılı Okul” kavramı birbirinden farklılık gösterir.
Başarı Kavramı = Sınavlar
Okullarda öğrenci başarısını ölçmek ve değerlendirmek amacıyla kullanılan yöntemlerin belki de en etkili olanı ve en çok kullanılanı sınavlardır. Sınav kavramı, ders programlarında öğrencilere kazandırılması planlanan davranışların ne ölçüde kazanıldığını saptamaya yarayan işlemler dizisi olarak tanımlanmaktadır. Sınavların öğrencilerin dersten geçer not alıp alamayacağı, bir üst sınıfa gidip gidemeyeceği, diploma alıp alamayacağı, sınavla öğrenci alan üst eğitim kurumlarına girmeye hak kazanıp kazanamayacağı gibi durumları belirleyici özellikleri yanında, başarı konusunda öğretmenlere ve okullara da önemli bir geri bildirim sağlama özelliği taşımaktadır.
Milli Eğitim Bakanımızın kendi ağzından da dile getirdiği gibi ülkemizde öğrencilerimizin girdikleri ulusal ve uluslararası sınavlarda elde ettikleri başarı ya da başarısızlıklar eğitim sistemini sorgulamak (değerlendirmek) için iyi fırsat olarak görülmektedir. Özellikle TEOG ile başlatılan yeni sınav sistemi bu amaçla da kullanılacağı açıklanan önemli bir adım oldu.
Sınavlar elbette bir başarı/performans göstergesidir ancak başarı kavramının da tek bileşeni olmadığı çoğu zaman unutulmaktadır. Yapılan araştırmaların pek çoğunda okul başarısı ile sınav başarısı arasında pozitif yönde yakın bir ilişki bulunduğu bilinmektedir. Okul başarısının, tek başına sınav başarısının belirleyicisi olmadığına ilişkin araştırma bulguları da oldukça fazladır.
Başarı Kavramı - Eğitimin Yönü Değişiyor
Uluslararası sınavlarda başarı kavramının belirleyicisi ve ölçülmeye çalışılan nitelikler, öğrencilerin okulda uygulanan müfredat kapsamında ele alınan konuları ne dereceye kadar öğrendikleri değil, gerçek hayatta karşılaşabilecekleri durumlarda sahip oldukları bilgi ve becerileri kullanabilme yeteneği, akıl yürütme ve fen ve matematik kavramlarını kullanarak etkin bir iletişim kurma becerisine sahip olup olmadıklarıdır.
Bugün ülkemizde giderek bozulan eğitim sistemi ile özellikle büyük şehirlerde artan kaliteli eğitim sorunu, eğitim sistemine bütünsel bir gözle bakılmasını ve dönüşümü zorunlu kılıyor. İyi okul – başarılı okul kavramı içerisinde de pek çok değişkenin girdiğini biliyoruz. Özellikle öğretmen faktörünün bu değişkenler içerisinde önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz.
PISA sonuçlarıyla ilk sıralarda yer alan ülkelerin başında yer alan Finlandiya’nın bu başarının nedenleri araştırdığında;
• Öğretmen yetiştirme programı,
• Geleneksel okul yaşamı,
• Kültürel olarak öğretmenlik mesleğine bakış ve
• Hizmet içi öğretmen eğitimi gibi faktörlerin belirleyici olduğu görülmüş.
Bu çerçevede bizlerde eğitim sistemimizin ve eğitim kalitesinin sorgulanmasını sadece sınav sonuçlarına bakarak yapmaktan vazgeçmeli ve değerlendirmelerimizi sağlıklı verilerin analizi çerçevesinde gerçekleştirebilmeliyiz.
Milli Eğitim Bakanlığın ulusal sınavlarda sayısal verileri açıklamama kararı bu yıla özgü bir karar. Ancak bakanlık önceki yıllarda ulusal sınavlarda (TEOG, YGS-LYS v.b ) öğrencilerin ve okulların başarılarını tüm kamuoyu ile paylaşırdı.
Sayısal verilere bakıldığında Türkiye’de eski adıyla SBS yeni adıyla TEOG sınavlarında ilk 50 ya da ilk100 okul arasında devlet okulundan öğrenci bulmak zordu, belki bir iki öğrenci ancak burada yer alabiliyordu. Ortaöğretimden üniversiteye geçiş sınavlarında ise (YGS/LYS) bu durumun tersi yaşanıyor, daha çok devlet okullarından mezun olan adayların başarı sıralamalarında üst basamaklarda yer aldığını görebiliyoruz.
Gerek Ortaokul gerekse de Lise düzeyinde öğrenci başarısı yüksek olan okulların ortak kriterlerine bakıldığında öncelikle öğretmen yeterliliği ve eğitim kurumunun geçmişten getirdiği sistemli çalışma koşullarının ön plana çıktığını görebiliyoruz.
Özel ya da devlet okulu fark etmez tümü “Başarılı Okul” kavramını öğretmen, öğrenci ve veli üçgeninde kurulan işbirliği neticesinde hayata dönüştürebiliyorlar. Okulların bu başarılarının içerisinde ağırlıklı nedenler arasında aşağıda yer alan özelliklerin ön planda olduğunu söylemek yanlış olmaz;
• Öğretmen kalitesi,
• Öğretmenlerin hizmet içi eğitimleri,
• Az sayıda öğrencili okullar olmaları –sınıf mevcutları,
• Program içerikleri zenginleştirilmiş müfredat uygulamaları,
• Veli, öğretmen ilişkileri,
• Sosyal olanaklar,
• Yurt dışı işbirlikleri, öğrenci değişim programları
• Üst öğrenime hazırlık, mesleki rehberlik
• Uygun rehberlik hizmetleri,
• Ölçme ve değerlendirme birimlerinin veri analizleri,
• Özel öğrencilerle çalışma/(üstünler ve öğrenme sorunu yaşayanlar)
• Yabancı Dil Eğitimi
• Veli okul işbirliği
Ortaokul seviyesinde özel okulların, lise seviyesinde de devlete ait okulların başarı grafiğinin yüksekliği önemli bir veridir. Türkiye'de özel okullara getirilecek standartlar yönergesiyle ilgili hazırlanan yeni akreditasyon sisteminin, özel okulculuğun gelişmesi ve kalite standartlarının yükselmesi açısından önemli bir çalışma olduğu söylenebilir. TEOG sonuçlarıyla ilgili verilerin kullanımı ile bu sistemin devlet okullarına da yansıtılmasını ve belirli kriterlerin getirilmesi anlamlı olacaktır.
Dershanelerin kapatılması, özel okulların verdikleri eğitimin yanında hafta içi akşam ve hafta sonu takviye kursları açarak sınav başarısına yönelik tedbirler almaları yine de rekabetin ağırlıkla sınav başarısına endeksli olacağını göstermektedir. Özel liselerin öğrenci sayılarında azalmalar nedeniyle devlet liseleriyle rekabet edebilmeleri için daha fazla yaratıcı ve öğrenci ihtiyaçlarına dönük uygulamaları geliştirmeleri gerekmektedir.
Alpaslan Dartan
Terakki Vakfı Okulları Rehberlik Uzmanı ve
Türk PDR Derneği İstanbul Şube Başkanı
Üst Kategori: ROOT Kategori: Alparslan Dartan
YGS/LYS ve TEOG Sınavları Perspektifinde “Başarı” Kavramı ile “Başarılı Okul” Kavramı
Değişen ve gelişen dünyada birey davranışlarındaki değişiklikleri kalıcı hale getirebilmek, gelişmelere ayak uydurabilen, çağın beklentilerine cevap verebilen, araştıran, sorgulayan ve kendini gerçekleştirmiş, özgüven duygusu gelişmiş bireyler yetiştirmek, ancak eğitimle mümkün olabilmektedir.
Yaşam boyu süren öğrenmelerin ve eğitimlerin resmi boyutu da eğitim kurumlarında yani okullarda gerçekleşir. Okul yaşamı aynı zamanda çocuğun ve gencin edindiği deneyimlerin geliştirilmesine fırsat tanıyan bir alan olarak tanımlanabilir. Okul, her ne kadar akademik öğrenmelerin asıl hedef olarak konduğu bir yaşamsal alan olsa da onu var eden öğretmen, öğrenci ve veliler olmadan düşünülemez.
Okulu, okul yapan, bir yandan kapsayan ve çevreleyen kendi fiziksel alanı iken (okul binası, bahçesi, sınıfları vs), bu fiziksel alanın canlı, işler ve işlevsel kılan ise öğrencinin ve öğretmenin varlığıdır. Öğretmenlerle öğrenciler arasındaki bu ilişki kuşaklar arası bir alışverişi simgeler, okulları da dünden bugüne, bugünden geleceğe taşıyan bu alışverişe tanıklık eden öğrencileri ve öğretmenleridir.
Devlet ya da özel hangi okul olursa olsun çocuğun okul yaşamı sırasında ailelerin beklentilerinin tümünün karşılanması mümkün değildir. Anne babanın yetiştiği çevre, eğitim seviyesi, iş hayatı ve edindiği yaşam tecrübesi bu beklentileri büyütür ve çoğaltır. Bu nedenle de her ailenin “Başarı” Kavramı ile “Başarılı Okul” kavramı birbirinden farklılık gösterir.
Başarı Kavramı = Sınavlar
Okullarda öğrenci başarısını ölçmek ve değerlendirmek amacıyla kullanılan yöntemlerin belki de en etkili olanı ve en çok kullanılanı sınavlardır. Sınav kavramı, ders programlarında öğrencilere kazandırılması planlanan davranışların ne ölçüde kazanıldığını saptamaya yarayan işlemler dizisi olarak tanımlanmaktadır. Sınavların öğrencilerin dersten geçer not alıp alamayacağı, bir üst sınıfa gidip gidemeyeceği, diploma alıp alamayacağı, sınavla öğrenci alan üst eğitim kurumlarına girmeye hak kazanıp kazanamayacağı gibi durumları belirleyici özellikleri yanında, başarı konusunda öğretmenlere ve okullara da önemli bir geri bildirim sağlama özelliği taşımaktadır.
Milli Eğitim Bakanımızın kendi ağzından da dile getirdiği gibi ülkemizde öğrencilerimizin girdikleri ulusal ve uluslararası sınavlarda elde ettikleri başarı ya da başarısızlıklar eğitim sistemini sorgulamak (değerlendirmek) için iyi fırsat olarak görülmektedir. Özellikle TEOG ile başlatılan yeni sınav sistemi bu amaçla da kullanılacağı açıklanan önemli bir adım oldu.
Sınavlar elbette bir başarı/performans göstergesidir ancak başarı kavramının da tek bileşeni olmadığı çoğu zaman unutulmaktadır. Yapılan araştırmaların pek çoğunda okul başarısı ile sınav başarısı arasında pozitif yönde yakın bir ilişki bulunduğu bilinmektedir. Okul başarısının, tek başına sınav başarısının belirleyicisi olmadığına ilişkin araştırma bulguları da oldukça fazladır.
Başarı Kavramı - Eğitimin Yönü Değişiyor
Uluslararası sınavlarda başarı kavramının belirleyicisi ve ölçülmeye çalışılan nitelikler, öğrencilerin okulda uygulanan müfredat kapsamında ele alınan konuları ne dereceye kadar öğrendikleri değil, gerçek hayatta karşılaşabilecekleri durumlarda sahip oldukları bilgi ve becerileri kullanabilme yeteneği, akıl yürütme ve fen ve matematik kavramlarını kullanarak etkin bir iletişim kurma becerisine sahip olup olmadıklarıdır.
Bugün ülkemizde giderek bozulan eğitim sistemi ile özellikle büyük şehirlerde artan kaliteli eğitim sorunu, eğitim sistemine bütünsel bir gözle bakılmasını ve dönüşümü zorunlu kılıyor. İyi okul – başarılı okul kavramı içerisinde de pek çok değişkenin girdiğini biliyoruz. Özellikle öğretmen faktörünün bu değişkenler içerisinde önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz.
PISA sonuçlarıyla ilk sıralarda yer alan ülkelerin başında yer alan Finlandiya’nın bu başarının nedenleri araştırdığında;
• Öğretmen yetiştirme programı,
• Geleneksel okul yaşamı,
• Kültürel olarak öğretmenlik mesleğine bakış ve
• Hizmet içi öğretmen eğitimi gibi faktörlerin belirleyici olduğu görülmüş.
Bu çerçevede bizlerde eğitim sistemimizin ve eğitim kalitesinin sorgulanmasını sadece sınav sonuçlarına bakarak yapmaktan vazgeçmeli ve değerlendirmelerimizi sağlıklı verilerin analizi çerçevesinde gerçekleştirebilmeliyiz.
Milli Eğitim Bakanlığın ulusal sınavlarda sayısal verileri açıklamama kararı bu yıla özgü bir karar. Ancak bakanlık önceki yıllarda ulusal sınavlarda (TEOG, YGS-LYS v.b ) öğrencilerin ve okulların başarılarını tüm kamuoyu ile paylaşırdı.
Sayısal verilere bakıldığında Türkiye’de eski adıyla SBS yeni adıyla TEOG sınavlarında ilk 50 ya da ilk100 okul arasında devlet okulundan öğrenci bulmak zordu, belki bir iki öğrenci ancak burada yer alabiliyordu. Ortaöğretimden üniversiteye geçiş sınavlarında ise (YGS/LYS) bu durumun tersi yaşanıyor, daha çok devlet okullarından mezun olan adayların başarı sıralamalarında üst basamaklarda yer aldığını görebiliyoruz.
Gerek Ortaokul gerekse de Lise düzeyinde öğrenci başarısı yüksek olan okulların ortak kriterlerine bakıldığında öncelikle öğretmen yeterliliği ve eğitim kurumunun geçmişten getirdiği sistemli çalışma koşullarının ön plana çıktığını görebiliyoruz.
Özel ya da devlet okulu fark etmez tümü “Başarılı Okul” kavramını öğretmen, öğrenci ve veli üçgeninde kurulan işbirliği neticesinde hayata dönüştürebiliyorlar. Okulların bu başarılarının içerisinde ağırlıklı nedenler arasında aşağıda yer alan özelliklerin ön planda olduğunu söylemek yanlış olmaz;
• Öğretmen kalitesi,
• Öğretmenlerin hizmet içi eğitimleri,
• Az sayıda öğrencili okullar olmaları –sınıf mevcutları,
• Program içerikleri zenginleştirilmiş müfredat uygulamaları,
• Veli, öğretmen ilişkileri,
• Sosyal olanaklar,
• Yurt dışı işbirlikleri, öğrenci değişim programları
• Üst öğrenime hazırlık, mesleki rehberlik
• Uygun rehberlik hizmetleri,
• Ölçme ve değerlendirme birimlerinin veri analizleri,
• Özel öğrencilerle çalışma/(üstünler ve öğrenme sorunu yaşayanlar)
• Yabancı Dil Eğitimi
• Veli okul işbirliği
Ortaokul seviyesinde özel okulların, lise seviyesinde de devlete ait okulların başarı grafiğinin yüksekliği önemli bir veridir. Türkiye'de özel okullara getirilecek standartlar yönergesiyle ilgili hazırlanan yeni akreditasyon sisteminin, özel okulculuğun gelişmesi ve kalite standartlarının yükselmesi açısından önemli bir çalışma olduğu söylenebilir. TEOG sonuçlarıyla ilgili verilerin kullanımı ile bu sistemin devlet okullarına da yansıtılmasını ve belirli kriterlerin getirilmesi anlamlı olacaktır.
Dershanelerin kapatılması, özel okulların verdikleri eğitimin yanında hafta içi akşam ve hafta sonu takviye kursları açarak sınav başarısına yönelik tedbirler almaları yine de rekabetin ağırlıkla sınav başarısına endeksli olacağını göstermektedir. Özel liselerin öğrenci sayılarında azalmalar nedeniyle devlet liseleriyle rekabet edebilmeleri için daha fazla yaratıcı ve öğrenci ihtiyaçlarına dönük uygulamaları geliştirmeleri gerekmektedir.
Alpaslan Dartan
Terakki Vakfı Okulları Rehberlik Uzmanı ve
Türk PDR Derneği İstanbul Şube Başkanı
Son Güncelleme: Çarşamba, 13 Ağustos 2014 09:49
Gösterim: 3512
Tercih Süreci Adayların Kararsızlıkları Nedeniyle Sıkıntılı Geçiyor
2014 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) sınavlarının ikinci aşaması olan 2014 Lisans Yerleştirme Sınavı (2014-LYS) 81 il merkezinde (91 sınav merkezinde) 14-15 ve 21-22 Haziran 2014 tarihlerinde beş oturum halinde gerçekleştirildi. ÖSYM’den yapılan açıklamaya göre iki haftada gerçekleştirilen 5 farklı sınavda toplam 340.562 personel görev yapmış, 5.521.318 adet soru kitapçığı kullanılmış ve sınavın güvenliği ile ilgili herhangi bir sorun yaşanmamıştır.
ÖSYM, sınavların bittiği gün YGS’de olduğu gibi 2014-LYS’lerde de test sorularının tamamından rastgele seçtiği % 20 oranındaki soruyu cevap anahtarıyla beraber web sayfasında “Temel Soru Kitapçıkları” adı altında adaylarla ve basınla paylaştı. Böylece 1.423.124 adayın üniversiteye girişin ilk aşaması olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile başlayan sınav maratonu 946 bin 244 adayın YGS’den 180 ve üstü puan alarak Lisans Yerleştirme Sınavlarına (LYS) girmesiyle tamamlanmış oldu.
Sınav maratonunun bitmesiyle adayların ve ailelerin ayrı bir heyecan yaşamaya başladıkları söylenebilir. Şimdi sıra liseyi bitirene kadar hayalini kurdukları mesleklerle nasıl bir araya geleceklerinin hesabını yapmaya geldi. Bu heyecan, sınav sonuçlarının açıklanmasıyla ve onu takip eden tercih döneminde tavan yapacaktır.
Hangi bölümü tercih etsem ya da seçeceğim bölümü hangi üniversitede okusam kararını vermek gerçekten sınava hazırlanmak kadar zor. Burada biliyoruz ki aileler, yakın çevredeki güven duyulan insanlar, tanıdık yüzler, öğretmenler, arkadaşlar ve rehber öğretmenler adayların ilk başvurduğu, danıştıkları kaynak kişiler oluyorlar. Ancak her danışılan kişi farklı bir şey söylediğinde de işin içinden çıkılamaz oluyor.
Gerçekte tercih aşamasının iki boyutu var. Birincisi teknik boyut, sınav sonuçları ile tercih edeceğiniz bölüm ve üniversitelerin asgari (puansal ya da başarı sıralarının) koşullarının uyuşması. En basit olanı da bu, seçimlerinizi bu çerçevede yapabilirseniz, okumak istediğiniz ya da okuyabileceğiniz bölümlere yerleşebilir açıkta kalma durumu yaşamazsınız.
Tercihin ikinci boyutu ise psikolojik olan kısmıdır. Burada da ilgi, istek ve motivasyonunuzun yüksek olduğu bölümler arasında kararsız kalma durumu vardır. İleride pişmanlık duymayacağınız, severek ve ilgi duyarak okuyacağınız birden çok meslek dalı arasında sıkışıp kalabilirsiniz. Burada da ilginiz vardır ama becerileriniz yetmeyebilir, ilginiz yoktur ama becerileriniz o meslek için yetiyor da artıyor olabilir.
Tüm bu veriler sizin için üç bileşeni bir araya getirmeyi zorunlu kılar. Meslekleri tanımayı, kendinizi iyi tanımayı ve kendinize uygun (ilgi, yetenek, motivasyon, beceri, v.b) bir seçim yapmayı. Bu üç bileşenin asgari koşulu da sınav sonucunda elde ettiğiniz neticenin bunu yapmaya olanak sağlıyor olmasıdır.
Bugüne kadar iyi bir kariyer sahibi olmanın yolunun iyi bir üniversite ve iyi bir bölümde okumaktan geçtiği düşünüldü hep. Oysa okul ve iş yaşamı arasındaki bağ çoğu zaman hiç örtüşmedi. Geleceğin iş dünyası artık çalışanlarında, evrensel bakış açısına sahip, parçaların önemini bilen ama sistemin bütününe odaklanabilen, anında ve hızlı davranabilme becerisine erişmiş, nerede ve hangi koşulda olursa olsun kendini doğru ifade edebilme becerisini aramaya başladı.
İş dünyasındaki rekabet ve yaşanan bu hızlı değişim özellikle kariyer hedefleri konusunda kafası netleşmemiş gençlere iki önemli mesaj vermektedir. Kendinizi geliştirin, dönüştürün ve iyi ifade edin. Aileler bilmeliler ki çocukluktan ergenliğe gelişim süreçleri içerisinde gence her bir dokunuş onun ileride seçeceği mesleğin belirleyicisi olabilir. Bu nedenle aileler, çocuklarının özelliklerini bilerek ilgi ve yetenekleri doğrultusunda onları yönlendirebilir ve yüreklendirebilirler.
Gençler ise bugünden yarına her yönüyle hızlı değişen toplumun ve iş dünyasının beklentilerini karşılayacak donanıma sahip olmayı, merak duymayı kendilerine görev edinmeliler. Bunun için de;
• Meslek odaklı değil iş odaklı olmalılar. Hayat herkese eşit fırsatlar verir. Bazıları kendilerine verilen fırsatları iyi değerlendirir bazıları ise değerlendiremez. Başarılı olmak için hayatın kendilerine sunduğu fırsatları mutlaka iyi değerlendirmeliler.
• Okunulan üniversite ve alınan diploma mutlaka önemlidir, ancak onların kariyeriniz için sadece birer araç olduğu unutulmamalıdır.
• Bir meslek edinip master, doktora dereceleri aldığı halde ben bunu istemiyordum ben başka bir alanda mutlu alacağım diyen ve bu isteğini yerine getiren insanların sayısı az değildir.
• Gelecek gençlerin yüzyılı, geleceğe alışa gelmiş her şeyin değiştiği bir yüzyıl olarak bakmalı ve tek bir alanda değil çok farklı alanlarda kendilerini geliştirmeliler.
Günümüz toplumunda, son yıllarda doktorluktan müzisyenliğe, öğretmenlikten bankacılığa, bankacılıktan şarapçılığa uzanan farklı başarı ve kariyer öyküleri hiç olmadığı kadar arttığını görüyoruz. Üniversitede verilen eğitimlerin yansıması olarak tıp, hukuk, mühendislik, gibi bir uzmanlığa endeksli meslekler dışında pek çok meslekte artık alınan eğitimin pek fazla bir önemi kalmadı. Birçok kişinin mezun olduktan sonra eğitim aldıkları bölümlerden ilgi ve yetenekleri doğrultusunda farklı alanlarda iş yaşamına atıldıklarını görmeye başladık.
Geleceğin toplumunda ise tüm öngörüler bilgi teknolojilerinin önemine ve değerine ilişkin. Matematik ve Fen Bilimleri dışında önde olacak olan meslek alanı yok gibi. Gelecekte enerji, su, gıda mühendislikleri, savunma sanayii, uzay bilimleri, makine imalat, otomobil, bilgi ve iletişim teknolojileri ve sağlık sektörü ön plana çıkıyor. Bunun yanında en az bir yabancı dili bilmek, disiplinler arası düşünebilme, yaratıcılık, bilgi okuryazarlığı, insan ilişkileri, psikoloji ve toplum bilim önem kazanacaktır.
Sonuçların Açıklanması ve Tercihlerin Hazırlanması
Geçen yıl rekor sayılabilecek kısa bir sürede sınav sonuçlarını açıklayan ve tercih takvimini hazırlayan ÖSYM, bu yıl da bu süreci hızlandırdı ve 2014- ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunu, http://www.osym.gov.tr internet adresinden, adaylara ve diğer ilgililere ön bilgi vermek amacıyla yayımladı.
• Üniversite tercihleri 7-17 Temmuz 2014 tarihlerinde 10 gün içerisinde yapılacak. 2014-2015 öğretim yılında, ÖSYS sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri ise bütün üniversitelerde 1-5 Eylül 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
• Sınav sonuç belgeleri adaylara posta ile gönderilmeyeceğinden YGS sonuçlarını öğrendikleri gibi yine internetten kendilerine özel şifrelerle ÖSYM’nin sınav sonuçlarını açıkladığı sayfadan öğrenebileceklerdir. Sınav sonuç belgelerinde Y-YGS ve Y-LYS puanları ile başarı sıralarını göreceklerdir. Adaylar unutmasınlar ki Y puanları OBP’leri de içerdiğinden yerleştirmeye esas olan puanlardır ve başarı sıralamaları da buna dayanarak belirlenmiştir.
• Adaylar, 2014 üniversiteleri ve programlarına ait, kontenjanlar ile bölümlerin 2013 taban puanları, başarı sıraları ve özel koşullarını içeren bilgileri ancak 2014 Kontenjanlar Kılavuzu yayımlandığında görebileceklerdir. Bu kılavuz yardımıyla, öğrenim görmek istediği bölümlere 2013’de en son giren adayın Y-puanını ve Y-başarı sıralarını da bulabileceklerdir.
• Adaylar toplamda 194 yükseköğretim kurumunda yer alan yaklaşık 10 bin bölümdeki 1 milyonu aşkın kontenjan arasından en fazla 30 tercih seçim yapacaklardır. Bazen üniversiteler belirli alanlarda uzmanlaşabiliyorlar. Akademik olarak bu birkaç alanda gerçekten iyi niteliklere sahip olmaları yanında diğer bölümlere aynı oranda destek veremeyebiliyorlar. Bu nedenle adaylar tercihlerini yapmadan önce okumak istedikleri bölümleri ve üniversiteleri iyi araştırmalılar.
• Gitmeyi düşünmediğiniz bölümleri tercih listenize almamalısınız. Kayıt yaptırmasanız bile yerleştirildiğiniz bölümlerden dolayı ertesi yıl ağırlıklı ortaöğretim başarı puanınız düşecektir.
• Tercih edeceğiniz bölümün hangi puan türüne dahil olduğuna dikkat edin ve o türdeki puanınızı göz önüne alarak tercihinizi yapın.
• İstemediğiniz yüksek puanlı bir yeri, sırf puanınız yettiği için yazmamalısınız. Yerleştirildiğinizde mutsuz olursunuz.
• Seçtiğiniz üniversitenin vakıf veya devlet üniversitesi olmasına, burs durumuna ve bulunduğu şehre ve varsa diğer özel koşullarına bir kez daha dikkatle bakın.
Tercih Yaparken- Sihirli Soru
• Öncelikle adaylar, başarı sırası ve puanları ile öğrenim görmek istediği üniversiteleri-bölümleri bir arada değerlendirerek bir taslak tercih listesi oluşturmalılar. Sihirli soru sınav olmasaydı ve sizi koşulsuz olarak istediğiniz bölüme yerleştireceğiz deselerdi ilk sıraya hangi bölümü yazardınız? O bölüm bir nedenle olamadığında ikinci olarak hangi bölümü isterdiniz? Sorularını sormaktır.
• Bölümler, en çok girilmek istenenden, en az istenene doğru sıralamalı ve başarı sırası, minimum puan açısından, istek sırasını oynatmayacak biçimde gözden geçirilmelidir.
• Ölü tercih yoktur. Hiçbir aday okumak istemediği bir yükseköğretim programını tercihleri arasında yer vermiyorsa ölü tercihten de söz edilemez.
• Daha çok istenen bir yükseköğretim programını, yüzdelik dilim, minimum puan ya da başka bir nedenden ötürü daha az istediği bir programın altına yazmamak gerekir.
• Tercih sürecinde, 2013 taban puanların 2014’te 15-20 puan -/+ olabileceği ya da başarı sıralarının -/+ % 3 değişebileceği göz önünde tutulmalıdır.
• Kendi 2014 puan ve sırasına göre, 15-20 puan alt ve üst, başarı sırasının yarısı kadar alt ve üst aralıklarda olabilecek bölümleri belirlemek açıkta kalma riskini neredeyse sıfırlar. Örneğin 50 bininci sırada yer almış bir adayın tercih aralığını 25 bin ile 75 bin aralığında yapıyor olması yerleşme şansını çok artırır.
• Bir aday, kaçıncı sıraya yazmış olursa olsun, tercih ettiği bir bölüme, diğer tercih eden adaylarla birlikte Y-YGS/LYS puanlarına göre sıralanmış olarak ve kontenjan dâhilinde yerleştirileceklerdir. Bu nedenle yerleştirilmede tercih sırasının adayın isteğini ÖSYM’ye bildirmiş olmasının ötesinde bir önemi ve yerleşme önceliği avantajı yoktur.
• Tercihler Yerleştirme YGS/LYS Puanlarına (Y-YGS/LYS) göre yapılacaktır. YGS’de 140 ve üstü alan adaylar ön lisans ve AÖF programlarını ve özel yetenek sınavı ile alan lisans programlarını tercih edebilirler. LYS’lerde 180 ve üstü puan alan adaylar ise YGS ve LYS puanları ile alan lisans programlarını tercih edebilecekler.
• Eğer iki aday, eşit Y-YGS/LYS puanına sahip olursa; başarı sırası aynı olmayacaktır. O puan türünde ham YGS/LYS puanı yüksek olanın başarı sırası daha yüksek olur, o da eşitse, o puan türünün ana alan testleri neti daha yüksek olanın başarı sırası yüksek olur.
Yerleşmek Zor Değil
2013 ÖSYM verilerine bakıldığında ortalama bir diploma notu, toplamda 20 Matematik ve Geometri ve 30-35 Edebiyat net ile 10 civarında Coğrafya neti iyi bir üniversitenin Hukuk Fakültesinde okumaya yetiyor. Bu tespit tıp eğitiminden, sosyal bilimler alanındaki tüm bölümler için geçerli. Umutlu ve hazırlığını iyi yapmış her aday için üniversitelerde yer var.
İstanbul/Sabancı |
2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler |
|||||
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-1 |
18 |
8 |
22 |
10 |
64 |
319 |
|
|
|
|
|
|
|
İstanbul/İKÜ |
|
|
|
|
|
|
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-1 |
17 |
8 |
28 |
14 |
64 |
319 |
|
|
|
|
|
|
|
Ankara/ODTÜ |
|
|
|
|
|
|
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-2 puanı |
25 |
12 |
46 |
13 |
88 |
439 |
|
|
|
|
|
|
|
İstanbul/Özyeğin |
|
|
|
|
|
|
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-2 puanı |
17 |
3 |
33 |
13 |
62 |
309 |
Sınava Girenlerin Yarısı Lise Son Sınıf Öğrencisi
Üniversiteye giriş için başvuran adayların yarıya yakını ortaöğretim kurumlarında son sınıf düzeyinde eğitim görenlerden oluşuyor. Bu da yeni, taze ve tekrar edilmiş bilgilerin sınandığı bu sınavlarda bir avantaja dönüşebilir.
YGS-LYS Giren Sayıları |
||||
|
|
|
|
|
Adayların Özellikleri |
2014 |
2013 |
||
SAYI |
% |
SAYI |
% |
|
YGS'ye Giriş İçin Başvuran |
2.007.688 |
|
1.852.817 |
|
Lise Son |
850.840 |
40,79 |
800.810 |
41,69 |
Tüm Mezun |
1.235.247 |
59,21 |
1.122.223 |
58,31 |
Mezun Yerleşememiş |
578.741 |
27,74 |
561.460 |
29,17 |
Üniversite Öğrencisi |
437.933 |
20,99 |
380.000 |
19,74 |
Üniversite Mezun |
121.676 |
5,83 |
100.763 |
5,24 |
Üniversite Terk |
96.897 |
4,64 |
80.000 |
4,16 |
Kontenjanlar Adaylar İçin Yeterli Yarısı
ÖSYM'nin açıkladığı kontenjanlar dengeli bir dağılım gösterdiğinde sınava girecek adaylar için makul sayılabilecek yeterlilikte. Adayların kendileri için asgari yeterlilikleri bulunan üniversiteleri okumak için seçmeleri durumunda bu kontenjanlar yeterli olacaktır. Ancak son yıllarda boş kontenjanların çokluğundan da söz etmeden olmayacak. Her koşulda unutmamalı ki kendi gerçeğinden hareket eden adaylar durumlarına uygun yerleşebilecekleri bir bölüm seçme şansına sahipler.
Üniversitelerin Kontenjanları – 2013
Program Türü |
Devlet/104 |
Vakıf/ |
KKTC/9 |
YurtDışı |
Toplam/104 |
Lisans |
408.853 |
67.675 |
14.244 |
1.932 |
492.704 |
Ön Lisans |
342.119 |
45.495 |
2.464 |
50 |
390.128 |
Ö. Yetenek |
18.577 |
5.024 |
1.687 |
112 |
25.400 |
Toplam |
769.549 |
118.194 |
18.395 |
2.094 |
908.232 |
Alpaslan Dartan
Terakki Vakfı Okulları Rehberlik Uzmanı ve
Türk PDR Derneği İstanbul Şube Başkanı
Üst Kategori: ROOT Kategori: Alparslan Dartan
Tercih Süreci Adayların Kararsızlıkları Nedeniyle Sıkıntılı Geçiyor
2014 Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) sınavlarının ikinci aşaması olan 2014 Lisans Yerleştirme Sınavı (2014-LYS) 81 il merkezinde (91 sınav merkezinde) 14-15 ve 21-22 Haziran 2014 tarihlerinde beş oturum halinde gerçekleştirildi. ÖSYM’den yapılan açıklamaya göre iki haftada gerçekleştirilen 5 farklı sınavda toplam 340.562 personel görev yapmış, 5.521.318 adet soru kitapçığı kullanılmış ve sınavın güvenliği ile ilgili herhangi bir sorun yaşanmamıştır.
ÖSYM, sınavların bittiği gün YGS’de olduğu gibi 2014-LYS’lerde de test sorularının tamamından rastgele seçtiği % 20 oranındaki soruyu cevap anahtarıyla beraber web sayfasında “Temel Soru Kitapçıkları” adı altında adaylarla ve basınla paylaştı. Böylece 1.423.124 adayın üniversiteye girişin ilk aşaması olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile başlayan sınav maratonu 946 bin 244 adayın YGS’den 180 ve üstü puan alarak Lisans Yerleştirme Sınavlarına (LYS) girmesiyle tamamlanmış oldu.
Sınav maratonunun bitmesiyle adayların ve ailelerin ayrı bir heyecan yaşamaya başladıkları söylenebilir. Şimdi sıra liseyi bitirene kadar hayalini kurdukları mesleklerle nasıl bir araya geleceklerinin hesabını yapmaya geldi. Bu heyecan, sınav sonuçlarının açıklanmasıyla ve onu takip eden tercih döneminde tavan yapacaktır.
Hangi bölümü tercih etsem ya da seçeceğim bölümü hangi üniversitede okusam kararını vermek gerçekten sınava hazırlanmak kadar zor. Burada biliyoruz ki aileler, yakın çevredeki güven duyulan insanlar, tanıdık yüzler, öğretmenler, arkadaşlar ve rehber öğretmenler adayların ilk başvurduğu, danıştıkları kaynak kişiler oluyorlar. Ancak her danışılan kişi farklı bir şey söylediğinde de işin içinden çıkılamaz oluyor.
Gerçekte tercih aşamasının iki boyutu var. Birincisi teknik boyut, sınav sonuçları ile tercih edeceğiniz bölüm ve üniversitelerin asgari (puansal ya da başarı sıralarının) koşullarının uyuşması. En basit olanı da bu, seçimlerinizi bu çerçevede yapabilirseniz, okumak istediğiniz ya da okuyabileceğiniz bölümlere yerleşebilir açıkta kalma durumu yaşamazsınız.
Tercihin ikinci boyutu ise psikolojik olan kısmıdır. Burada da ilgi, istek ve motivasyonunuzun yüksek olduğu bölümler arasında kararsız kalma durumu vardır. İleride pişmanlık duymayacağınız, severek ve ilgi duyarak okuyacağınız birden çok meslek dalı arasında sıkışıp kalabilirsiniz. Burada da ilginiz vardır ama becerileriniz yetmeyebilir, ilginiz yoktur ama becerileriniz o meslek için yetiyor da artıyor olabilir.
Tüm bu veriler sizin için üç bileşeni bir araya getirmeyi zorunlu kılar. Meslekleri tanımayı, kendinizi iyi tanımayı ve kendinize uygun (ilgi, yetenek, motivasyon, beceri, v.b) bir seçim yapmayı. Bu üç bileşenin asgari koşulu da sınav sonucunda elde ettiğiniz neticenin bunu yapmaya olanak sağlıyor olmasıdır.
Bugüne kadar iyi bir kariyer sahibi olmanın yolunun iyi bir üniversite ve iyi bir bölümde okumaktan geçtiği düşünüldü hep. Oysa okul ve iş yaşamı arasındaki bağ çoğu zaman hiç örtüşmedi. Geleceğin iş dünyası artık çalışanlarında, evrensel bakış açısına sahip, parçaların önemini bilen ama sistemin bütününe odaklanabilen, anında ve hızlı davranabilme becerisine erişmiş, nerede ve hangi koşulda olursa olsun kendini doğru ifade edebilme becerisini aramaya başladı.
İş dünyasındaki rekabet ve yaşanan bu hızlı değişim özellikle kariyer hedefleri konusunda kafası netleşmemiş gençlere iki önemli mesaj vermektedir. Kendinizi geliştirin, dönüştürün ve iyi ifade edin. Aileler bilmeliler ki çocukluktan ergenliğe gelişim süreçleri içerisinde gence her bir dokunuş onun ileride seçeceği mesleğin belirleyicisi olabilir. Bu nedenle aileler, çocuklarının özelliklerini bilerek ilgi ve yetenekleri doğrultusunda onları yönlendirebilir ve yüreklendirebilirler.
Gençler ise bugünden yarına her yönüyle hızlı değişen toplumun ve iş dünyasının beklentilerini karşılayacak donanıma sahip olmayı, merak duymayı kendilerine görev edinmeliler. Bunun için de;
• Meslek odaklı değil iş odaklı olmalılar. Hayat herkese eşit fırsatlar verir. Bazıları kendilerine verilen fırsatları iyi değerlendirir bazıları ise değerlendiremez. Başarılı olmak için hayatın kendilerine sunduğu fırsatları mutlaka iyi değerlendirmeliler.
• Okunulan üniversite ve alınan diploma mutlaka önemlidir, ancak onların kariyeriniz için sadece birer araç olduğu unutulmamalıdır.
• Bir meslek edinip master, doktora dereceleri aldığı halde ben bunu istemiyordum ben başka bir alanda mutlu alacağım diyen ve bu isteğini yerine getiren insanların sayısı az değildir.
• Gelecek gençlerin yüzyılı, geleceğe alışa gelmiş her şeyin değiştiği bir yüzyıl olarak bakmalı ve tek bir alanda değil çok farklı alanlarda kendilerini geliştirmeliler.
Günümüz toplumunda, son yıllarda doktorluktan müzisyenliğe, öğretmenlikten bankacılığa, bankacılıktan şarapçılığa uzanan farklı başarı ve kariyer öyküleri hiç olmadığı kadar arttığını görüyoruz. Üniversitede verilen eğitimlerin yansıması olarak tıp, hukuk, mühendislik, gibi bir uzmanlığa endeksli meslekler dışında pek çok meslekte artık alınan eğitimin pek fazla bir önemi kalmadı. Birçok kişinin mezun olduktan sonra eğitim aldıkları bölümlerden ilgi ve yetenekleri doğrultusunda farklı alanlarda iş yaşamına atıldıklarını görmeye başladık.
Geleceğin toplumunda ise tüm öngörüler bilgi teknolojilerinin önemine ve değerine ilişkin. Matematik ve Fen Bilimleri dışında önde olacak olan meslek alanı yok gibi. Gelecekte enerji, su, gıda mühendislikleri, savunma sanayii, uzay bilimleri, makine imalat, otomobil, bilgi ve iletişim teknolojileri ve sağlık sektörü ön plana çıkıyor. Bunun yanında en az bir yabancı dili bilmek, disiplinler arası düşünebilme, yaratıcılık, bilgi okuryazarlığı, insan ilişkileri, psikoloji ve toplum bilim önem kazanacaktır.
Sonuçların Açıklanması ve Tercihlerin Hazırlanması
Geçen yıl rekor sayılabilecek kısa bir sürede sınav sonuçlarını açıklayan ve tercih takvimini hazırlayan ÖSYM, bu yıl da bu süreci hızlandırdı ve 2014- ÖSYS Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunu, http://www.osym.gov.tr internet adresinden, adaylara ve diğer ilgililere ön bilgi vermek amacıyla yayımladı.
• Üniversite tercihleri 7-17 Temmuz 2014 tarihlerinde 10 gün içerisinde yapılacak. 2014-2015 öğretim yılında, ÖSYS sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri ise bütün üniversitelerde 1-5 Eylül 2014 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.
• Sınav sonuç belgeleri adaylara posta ile gönderilmeyeceğinden YGS sonuçlarını öğrendikleri gibi yine internetten kendilerine özel şifrelerle ÖSYM’nin sınav sonuçlarını açıkladığı sayfadan öğrenebileceklerdir. Sınav sonuç belgelerinde Y-YGS ve Y-LYS puanları ile başarı sıralarını göreceklerdir. Adaylar unutmasınlar ki Y puanları OBP’leri de içerdiğinden yerleştirmeye esas olan puanlardır ve başarı sıralamaları da buna dayanarak belirlenmiştir.
• Adaylar, 2014 üniversiteleri ve programlarına ait, kontenjanlar ile bölümlerin 2013 taban puanları, başarı sıraları ve özel koşullarını içeren bilgileri ancak 2014 Kontenjanlar Kılavuzu yayımlandığında görebileceklerdir. Bu kılavuz yardımıyla, öğrenim görmek istediği bölümlere 2013’de en son giren adayın Y-puanını ve Y-başarı sıralarını da bulabileceklerdir.
• Adaylar toplamda 194 yükseköğretim kurumunda yer alan yaklaşık 10 bin bölümdeki 1 milyonu aşkın kontenjan arasından en fazla 30 tercih seçim yapacaklardır. Bazen üniversiteler belirli alanlarda uzmanlaşabiliyorlar. Akademik olarak bu birkaç alanda gerçekten iyi niteliklere sahip olmaları yanında diğer bölümlere aynı oranda destek veremeyebiliyorlar. Bu nedenle adaylar tercihlerini yapmadan önce okumak istedikleri bölümleri ve üniversiteleri iyi araştırmalılar.
• Gitmeyi düşünmediğiniz bölümleri tercih listenize almamalısınız. Kayıt yaptırmasanız bile yerleştirildiğiniz bölümlerden dolayı ertesi yıl ağırlıklı ortaöğretim başarı puanınız düşecektir.
• Tercih edeceğiniz bölümün hangi puan türüne dahil olduğuna dikkat edin ve o türdeki puanınızı göz önüne alarak tercihinizi yapın.
• İstemediğiniz yüksek puanlı bir yeri, sırf puanınız yettiği için yazmamalısınız. Yerleştirildiğinizde mutsuz olursunuz.
• Seçtiğiniz üniversitenin vakıf veya devlet üniversitesi olmasına, burs durumuna ve bulunduğu şehre ve varsa diğer özel koşullarına bir kez daha dikkatle bakın.
Tercih Yaparken- Sihirli Soru
• Öncelikle adaylar, başarı sırası ve puanları ile öğrenim görmek istediği üniversiteleri-bölümleri bir arada değerlendirerek bir taslak tercih listesi oluşturmalılar. Sihirli soru sınav olmasaydı ve sizi koşulsuz olarak istediğiniz bölüme yerleştireceğiz deselerdi ilk sıraya hangi bölümü yazardınız? O bölüm bir nedenle olamadığında ikinci olarak hangi bölümü isterdiniz? Sorularını sormaktır.
• Bölümler, en çok girilmek istenenden, en az istenene doğru sıralamalı ve başarı sırası, minimum puan açısından, istek sırasını oynatmayacak biçimde gözden geçirilmelidir.
• Ölü tercih yoktur. Hiçbir aday okumak istemediği bir yükseköğretim programını tercihleri arasında yer vermiyorsa ölü tercihten de söz edilemez.
• Daha çok istenen bir yükseköğretim programını, yüzdelik dilim, minimum puan ya da başka bir nedenden ötürü daha az istediği bir programın altına yazmamak gerekir.
• Tercih sürecinde, 2013 taban puanların 2014’te 15-20 puan -/+ olabileceği ya da başarı sıralarının -/+ % 3 değişebileceği göz önünde tutulmalıdır.
• Kendi 2014 puan ve sırasına göre, 15-20 puan alt ve üst, başarı sırasının yarısı kadar alt ve üst aralıklarda olabilecek bölümleri belirlemek açıkta kalma riskini neredeyse sıfırlar. Örneğin 50 bininci sırada yer almış bir adayın tercih aralığını 25 bin ile 75 bin aralığında yapıyor olması yerleşme şansını çok artırır.
• Bir aday, kaçıncı sıraya yazmış olursa olsun, tercih ettiği bir bölüme, diğer tercih eden adaylarla birlikte Y-YGS/LYS puanlarına göre sıralanmış olarak ve kontenjan dâhilinde yerleştirileceklerdir. Bu nedenle yerleştirilmede tercih sırasının adayın isteğini ÖSYM’ye bildirmiş olmasının ötesinde bir önemi ve yerleşme önceliği avantajı yoktur.
• Tercihler Yerleştirme YGS/LYS Puanlarına (Y-YGS/LYS) göre yapılacaktır. YGS’de 140 ve üstü alan adaylar ön lisans ve AÖF programlarını ve özel yetenek sınavı ile alan lisans programlarını tercih edebilirler. LYS’lerde 180 ve üstü puan alan adaylar ise YGS ve LYS puanları ile alan lisans programlarını tercih edebilecekler.
• Eğer iki aday, eşit Y-YGS/LYS puanına sahip olursa; başarı sırası aynı olmayacaktır. O puan türünde ham YGS/LYS puanı yüksek olanın başarı sırası daha yüksek olur, o da eşitse, o puan türünün ana alan testleri neti daha yüksek olanın başarı sırası yüksek olur.
Yerleşmek Zor Değil
2013 ÖSYM verilerine bakıldığında ortalama bir diploma notu, toplamda 20 Matematik ve Geometri ve 30-35 Edebiyat net ile 10 civarında Coğrafya neti iyi bir üniversitenin Hukuk Fakültesinde okumaya yetiyor. Bu tespit tıp eğitiminden, sosyal bilimler alanındaki tüm bölümler için geçerli. Umutlu ve hazırlığını iyi yapmış her aday için üniversitelerde yer var.
İstanbul/Sabancı |
2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler |
|||||
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-1 |
18 |
8 |
22 |
10 |
64 |
319 |
|
|
|
|
|
|
|
İstanbul/İKÜ |
|
|
|
|
|
|
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-1 |
17 |
8 |
28 |
14 |
64 |
319 |
|
|
|
|
|
|
|
Ankara/ODTÜ |
|
|
|
|
|
|
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-2 puanı |
25 |
12 |
46 |
13 |
88 |
439 |
|
|
|
|
|
|
|
İstanbul/Özyeğin |
|
|
|
|
|
|
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-2 puanı |
17 |
3 |
33 |
13 |
62 |
309 |
Sınava Girenlerin Yarısı Lise Son Sınıf Öğrencisi
Üniversiteye giriş için başvuran adayların yarıya yakını ortaöğretim kurumlarında son sınıf düzeyinde eğitim görenlerden oluşuyor. Bu da yeni, taze ve tekrar edilmiş bilgilerin sınandığı bu sınavlarda bir avantaja dönüşebilir.
YGS-LYS Giren Sayıları |
||||
|
|
|
|
|
Adayların Özellikleri |
2014 |
2013 |
||
SAYI |
% |
SAYI |
% |
|
YGS'ye Giriş İçin Başvuran |
2.007.688 |
|
1.852.817 |
|
Lise Son |
850.840 |
40,79 |
800.810 |
41,69 |
Tüm Mezun |
1.235.247 |
59,21 |
1.122.223 |
58,31 |
Mezun Yerleşememiş |
578.741 |
27,74 |
561.460 |
29,17 |
Üniversite Öğrencisi |
437.933 |
20,99 |
380.000 |
19,74 |
Üniversite Mezun |
121.676 |
5,83 |
100.763 |
5,24 |
Üniversite Terk |
96.897 |
4,64 |
80.000 |
4,16 |
Kontenjanlar Adaylar İçin Yeterli Yarısı
ÖSYM'nin açıkladığı kontenjanlar dengeli bir dağılım gösterdiğinde sınava girecek adaylar için makul sayılabilecek yeterlilikte. Adayların kendileri için asgari yeterlilikleri bulunan üniversiteleri okumak için seçmeleri durumunda bu kontenjanlar yeterli olacaktır. Ancak son yıllarda boş kontenjanların çokluğundan da söz etmeden olmayacak. Her koşulda unutmamalı ki kendi gerçeğinden hareket eden adaylar durumlarına uygun yerleşebilecekleri bir bölüm seçme şansına sahipler.
Üniversitelerin Kontenjanları – 2013
Program Türü |
Devlet/104 |
Vakıf/ |
KKTC/9 |
YurtDışı |
Toplam/104 |
Lisans |
408.853 |
67.675 |
14.244 |
1.932 |
492.704 |
Ön Lisans |
342.119 |
45.495 |
2.464 |
50 |
390.128 |
Ö. Yetenek |
18.577 |
5.024 |
1.687 |
112 |
25.400 |
Toplam |
769.549 |
118.194 |
18.395 |
2.094 |
908.232 |
Alpaslan Dartan
Terakki Vakfı Okulları Rehberlik Uzmanı ve
Türk PDR Derneği İstanbul Şube Başkanı
Son Güncelleme: Cuma, 11 Temmuz 2014 11:31
Gösterim: 3185
YGS'ye girecek adaylar sınav öncesi ve sınav anında nelere dikkat etmeli? YGS'de sınav heyecanını ve kaygıyı yönetebilmenin püf noktaları neler? YGS öncesi nelerden kaçınmak gerekir ve motivasyon için nelere dikkat edilmeli? YGS'de başarılı olmak için yapılması gerekenler? Alparslan Dartan YGS adayları için yazdı...
Bu yıl 2014-ÖSYS’ye toplam 2 milyon 86 bin 87 aday başvuru yaptı. Bu adaylardan 2 milyon 7 bin 659’u Pazar günü gerçekleştirilecek olan YGS’ye girmek istediğini belirtmiştir. Başvuru yapanların 850.840’ı henüz bir ortaöğretim kurumundan mezun olmayan son sınıf öğrencilerinden, 1.235.247’si de geçmiş yıllarda bir ortaöğretim kurumundan mezun olmuş olan adaylardan oluşmaktadır.
Bu sınavlarda yaklaşık 851 bin aday ilk büyük sınav deneyimini yaşayacaklar. Sınavlarda başarıyı hedefleyen öğrenci ve velilerin sınavlara hazırlık sürecinde yaşadıkları duygular zaman zaman değişiklik gösterse de temelinde heyecan, endişe ve kaygı vardır.
Aslında sınavlar belirli bir alanda edinilen bilgi ve becerilerin düzeyini belirlemek için yapılan bir değerlendirme sürecidir ve sınırlı alandaki bilgi ve becerilerin öğrenilmişlik düzeyini ölçer. Kaygı ise, kişinin bir uyaranla karşı karşıya kaldığında yaşadığı, bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir uyarılmışlık halidir.
Sınav ve sınanma durumlarında gözlenen duygusal durumun adı kaygıdır. Sınav kaygısı yaşayan gencin, davranışsal açıdan bir kaçınma eğilimi içine girdiği, özellikle kas gerginliği, kalp atışlarında artış, tükürük bezlerinin aşırı çalışması, terleme ve mideye asit salgılama gibi temeli psikosomatik ama belirtileri fizyolojik tepkiler gösterdiği görülür. Düşünsel tepkiler açısından da performans düşüklüğünün, başarısızlığın ve bunların doğurabileceği “vahim” sonuçların üzerinde irrasyonel düşüncelere daldığı görülür.
Bu nedenle sınav kaygısının temelinde sandığımız gibi sınavlar değil, sınavlara kişilerin yakıştırdığı anlamlar, yönelttiği düşünsel tepkiler, iç konuşmalar, yorumlar ve sübjektif değerlendirmeler yatmaktadır.
Sınav kaygısı bir kısır döngü;
Sağlıklı olan bu duygu, yoğun yaşanmaya başlanırsa ve diğer insanlarla ilişkileri, kişinin yaşamını olumsuz yönde etkilerse rahatsızlık boyutu ortaya çıkar. Her şeyin fazlası zararlı olduğu gibi kaygının da fazlası zararlıdır. Düşüncelerdeki aksaklıkların neden olduğu kısır döngü kırılamadığında sorun maalesef daha da büyür.
Bu kısır döngüyü sınava yönelik hazırlıklarımızı zamanında ve yeterince yapmakla ve psikolojik olarak kendimizi iyi hissederek kırabiliriz.
Adaylar İçin; Düşünceleri Yeniden Yapılandırmak/Sınav Öncesinde Bilinmesi ve Yapılması Gerekenler
Kalan 1-2 Günde Zamanınızı İyi Değerlendirin
Kaygı zaman düzensizliklerine yol açar ve bu da kaygıyı daha da arttıran sonuçlara neden olur. Bunu kırmanın yolu zamanı iyi planlayabilmekten geçer. Zevk aldığımız şeylere ve hobilerimize hafta içinde en az birkaç saat ayırmalıyız. Sinema yada açık havaya çıkmak gerginliği azaltır. Enerjiyi ve olumluluğu artırır.
Hareket İyidir
Gerginlik bizi aşırı hareketliliğe veya donukluğa itebilir. Sınavın çok yaklaştığı bu günlerde beklenilen tersine daha çok ders çalışmak yerine; fiziki aktivitelere, eğlenceli sporlara zaman ayırmakta yarar vardır. En iyi aktivitelerden biri yürümektir.
Sorunlardan Kaçının
Çatışmalardan kaçmak, sorunları ertelemek, sınav stresinize başka stresler eklememek önemlidir.
Beslenmenize Dikkat Edin
Beslenme düzeni önemlidir. Şekerli gıdaları aşırı almak yerine düzenli beslenmelisiniz. Düşkünlüğünüz var ise bunu olabildiğince sınırlı tutun.
Bedeninize Önem Verin
Uzun çalışma saatleri ve artan zaman baskısı sonucunda bazı öğrenciler şartları daha fazla zorlayarak çalışma sürelerini arttırmak için bazen kahve, çay gibi uyarıcı maddeleri ya da bazı ilaçları kullanmaktadırlar. Mümkün olduğunca bu içecekleri kullanmamaya özen gösterin. Daha doğal içecekler, meyva suları veya bitki çayları deneyin.
Uykunuza Özen Gösterin
Ortalama uyku süresi 8-10 saat arasında değişir. Normalden daha az ya da daha çok uyku düzeninizi bozabilir, kaygı ve stresinizi artırabilir.
Nefes Alma ve Gevşeme Tekniklerinden Yararlanın
Kas gevşetme egzersizleri, sınavda ortaya çıkabilecek fizyolojik tepkileri kontrol etmenizde yardımcı olur. Aşağıda yer alan önerileri deneyebilirsiniz.
Kontrollü Nefes Alma/Bu yöntem çoğu kaygılı kişinin kaygılı ya da gergin olduğu zaman yeterince derin nefes almadıkları ya da düzensiz nefes aldıkları gözlemine dayanılarak geliştirilmiştir. En az 4 dakika uygulamak gerekir. Bu süre bedendeki oksijen ve karbondioksit dengesini tekrar sağlamak için önemlidir. “4” dakika boyunca yavaşça 4’e kadar sayarak nefes alıp yine yavaşça 4’e kadar sayarak nefes vermeyi deneyin ve daha fazla gevşeyip gevşemediğinize bakın.
Gevşeme bedeninizdeki gerilimden sistematik bir şekilde kurtulmanıza yarar.. Derinlemesine gevşediğinizde bedeninizin neresinde en çok gerilim taşıdığınızın da farkına varırsınız. Bazı gevşeme tekniklerini öğrenmek kaygıyla başa çıkmak için iyi bir yol olabilir.
SINAV YAKLAŞTIKÇA
Son 1 -2 Gün Ders Çalışma
• Hatırlatma notlarınız var ise onları gözden geçirip, öğrenme değil pekiştirme amacıyla öğrendiğiniz ve bildiğiniz konuları tekrarlayabilirsiniz.
• Stresli ve yorucu faaliyetlerden uzak durmalısınız.
• Dinlenmeye çalışmalısınız.
Sınav Akşamı
• Ağır yemeklerden kaçının.
• İyi vakit geçirmeye çalışın.
• Uykusuz kalmayın.
• Yakınlarınızın moral desteğini alın.
• Vaktinde yatmaya çalışın.
• Sınava götüreceklerinizi ve kıyafetinizi hazırlayın.
Sınav Sabahı
• Mutlaka kahvaltı yapın.
• Sınavla ilgili araç gereçlerinizi kontrol edin.
• Sınav yerine erkenden ulaşın.
• Kendinizi rahat hissedeceğiniz kıyafetler giyin.
SINAV ANI
Genellikle sınav anını ve gününü düşündüğünüzde içiniz kıpır kı¬pır olur. Size de sık sık olmuştur bu, “O an ne yaşayacağım, ya çok bil¬diğim soruları da yapamazsam?” gibi düşünceler üretmekten kendimizi alamayabiliriz. oysa bunu şimdi yapacağınız yere, yani sınav anına odaklanmak ve ben yapmam gereken hazırlığı yaptım, heyecanlanıyorum; ama paniğe kapılmayacağım demek ve bu yaşadıklarınızı doğal bir durum diyebilmek önemlidir.
Kitapçığa Göz Atın
• Bu durum kesinlikle vakit kaybettirmeyeceği gibi, kitapçığa hakim olmanızı ve heyecanınızın azalmasını sağlar.
• Muhtemel değişiklikleri görmenizi ve kitapçıkta eksik sayfa, baskı hatası vb. şeyler varsa en baş¬tan düzeltmenizi sağlar.
En İyi Olduğunuz Dersten Başlamak
• Sınav başında doğal olan heyecanı kolay atlatmanızı,
• Vakit kazanmanızı,
• Az zamanda çok puan kazanmanızı,
• Moral kazanmanızı sağlar.
Her Soruya Şans Tanıyın
• Kitapçığın tamamını gözden geçirin.
• En iyi olduğunuz dersten başlayın.
• Şıklardan önce soru metnini okuyun.
• Soru köklerini iyi anlayın.
• Şıkların tamamını mutlaka okuyun.
• Cevaplarınızı (çok iyi bir sebebi yoksa) değiştirmeyin.
• İpuçlarını değerlendirin.
• Yanlışları eleyin.
• Hiçbir fikriniz yoksa cevap vermeyin (mecbur değilsiniz).
• Zor sorularla vakit kaybetmeyin. Hiçbir soruda fazla vakit harcamayın, çünkü zor soru kesinlikle daha fazla puan kazandırmaz.
Tuzak Sorularda Dikkat
• Yanıltıcı cümle veya sözcüklere dikkat edin.
• Bazı yanıtlar sorunun içinde gizlidir.
• “Uzun soru”, “zor soru” demek değildir.
• Altı çizili veya koyu yazılmış sözcüğe dikkat ediniz.
• Bütün seçenekleri okumadan doğru yanıtı işaretlemeyiniz.
• Bir soruda belirli bir süre geçtiği halde çözüme ulaşamazsanız soruyu bırakın.
• Herhangi bir soruyu üzerinde zaman harcamak gerektiği ve karışık gözüktüğü için otomatik olarak atlamayın.
• Cevap kâğıdını iyi kodlayın
SINAVDAN SONRA
Kendinizi ödüllendirin. Sınavın sonucunu görmeden olumsuz senar¬yo hazırlamanın bir yararı yoktur. Sınav sonrası için olumlu düşünceler üretmek si¬zi LYS için motive eder .
Anne Babalar İçin; Çocuğunuz İçin Sınav Öncesinde Bilinmesi ve Yapılması Gerekenler
Sınav hazırlığı öğrenciyi yıpratmakta, fiziksel ve psikolojik olarak yormaktadır. Ana-babalar ergenlik-gençlik döneminin bazı değişimlerini de yaşayan çocuklarını sınav kaygısının etkileri ile birlikte tanımakta zorluk çekebilirler. Sınav kaygısını yoğun yaşayan çocuklar gerçek performanslarını kullanmadıklarından yoğun bir karamsarlık yaşayabilirler.
Sınava girecek olan gencin annesi ve babası olarak neleri yapmalısınız.
• Çocuğunuzdan beklentilerinizi gerçekçi kılın. Bunun için çocuklarınızın bireysel yeteneklerini ve farklılıklarını iyi tanıyıp, neyi başarıp neyi başaramayacağını doğru değerlendirmeniz yetecektir.
• Çocuklarınız neleri iyi başarıyorsa onları bu konuda desteklemek, neleri yapamayacaklarını söyleyip yargılamaktan çok daha iyidir.
• Çocuklarınızı kendi istekleriniz ve beklentileriniz doğrultusunda zorlamayın. Çocuklarınızın herkesten farklı bir kişiliğe ve potansiyele sahip olduğunu unutmayınız.
• Çocuğunuzun kaygılarını sizinle paylaşmasına fırsat verin, onu teşvik edin.
• Samimi olun, bu konuda zorlanmayın. Sınav sonuçları dâhil hiçbir şey sizi çocuğunuzu sevmekten alıkoyamaz. Onu sevdiğinizi ve sevmeye devam edeceğinizi hep söyleyin. Bu ona iyi gelecektir.
• Çocuğunuz sizin için değerli ve önemlidir. Ona güvendiğinizi, elinden geleni yaptığına inandığınızı söyleyin.
• Sizden neler beklediğini, ona nasıl yardımcı olabileceğinizi öğrenin
Üst Kategori: ROOT Kategori: Alparslan Dartan
YGS'ye girecek adaylar sınav öncesi ve sınav anında nelere dikkat etmeli? YGS'de sınav heyecanını ve kaygıyı yönetebilmenin püf noktaları neler? YGS öncesi nelerden kaçınmak gerekir ve motivasyon için nelere dikkat edilmeli? YGS'de başarılı olmak için yapılması gerekenler? Alparslan Dartan YGS adayları için yazdı...
Bu yıl 2014-ÖSYS’ye toplam 2 milyon 86 bin 87 aday başvuru yaptı. Bu adaylardan 2 milyon 7 bin 659’u Pazar günü gerçekleştirilecek olan YGS’ye girmek istediğini belirtmiştir. Başvuru yapanların 850.840’ı henüz bir ortaöğretim kurumundan mezun olmayan son sınıf öğrencilerinden, 1.235.247’si de geçmiş yıllarda bir ortaöğretim kurumundan mezun olmuş olan adaylardan oluşmaktadır.
Bu sınavlarda yaklaşık 851 bin aday ilk büyük sınav deneyimini yaşayacaklar. Sınavlarda başarıyı hedefleyen öğrenci ve velilerin sınavlara hazırlık sürecinde yaşadıkları duygular zaman zaman değişiklik gösterse de temelinde heyecan, endişe ve kaygı vardır.
Aslında sınavlar belirli bir alanda edinilen bilgi ve becerilerin düzeyini belirlemek için yapılan bir değerlendirme sürecidir ve sınırlı alandaki bilgi ve becerilerin öğrenilmişlik düzeyini ölçer. Kaygı ise, kişinin bir uyaranla karşı karşıya kaldığında yaşadığı, bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir uyarılmışlık halidir.
Sınav ve sınanma durumlarında gözlenen duygusal durumun adı kaygıdır. Sınav kaygısı yaşayan gencin, davranışsal açıdan bir kaçınma eğilimi içine girdiği, özellikle kas gerginliği, kalp atışlarında artış, tükürük bezlerinin aşırı çalışması, terleme ve mideye asit salgılama gibi temeli psikosomatik ama belirtileri fizyolojik tepkiler gösterdiği görülür. Düşünsel tepkiler açısından da performans düşüklüğünün, başarısızlığın ve bunların doğurabileceği “vahim” sonuçların üzerinde irrasyonel düşüncelere daldığı görülür.
Bu nedenle sınav kaygısının temelinde sandığımız gibi sınavlar değil, sınavlara kişilerin yakıştırdığı anlamlar, yönelttiği düşünsel tepkiler, iç konuşmalar, yorumlar ve sübjektif değerlendirmeler yatmaktadır.
Sınav kaygısı bir kısır döngü;
Sağlıklı olan bu duygu, yoğun yaşanmaya başlanırsa ve diğer insanlarla ilişkileri, kişinin yaşamını olumsuz yönde etkilerse rahatsızlık boyutu ortaya çıkar. Her şeyin fazlası zararlı olduğu gibi kaygının da fazlası zararlıdır. Düşüncelerdeki aksaklıkların neden olduğu kısır döngü kırılamadığında sorun maalesef daha da büyür.
Bu kısır döngüyü sınava yönelik hazırlıklarımızı zamanında ve yeterince yapmakla ve psikolojik olarak kendimizi iyi hissederek kırabiliriz.
Adaylar İçin; Düşünceleri Yeniden Yapılandırmak/Sınav Öncesinde Bilinmesi ve Yapılması Gerekenler
Kalan 1-2 Günde Zamanınızı İyi Değerlendirin
Kaygı zaman düzensizliklerine yol açar ve bu da kaygıyı daha da arttıran sonuçlara neden olur. Bunu kırmanın yolu zamanı iyi planlayabilmekten geçer. Zevk aldığımız şeylere ve hobilerimize hafta içinde en az birkaç saat ayırmalıyız. Sinema yada açık havaya çıkmak gerginliği azaltır. Enerjiyi ve olumluluğu artırır.
Hareket İyidir
Gerginlik bizi aşırı hareketliliğe veya donukluğa itebilir. Sınavın çok yaklaştığı bu günlerde beklenilen tersine daha çok ders çalışmak yerine; fiziki aktivitelere, eğlenceli sporlara zaman ayırmakta yarar vardır. En iyi aktivitelerden biri yürümektir.
Sorunlardan Kaçının
Çatışmalardan kaçmak, sorunları ertelemek, sınav stresinize başka stresler eklememek önemlidir.
Beslenmenize Dikkat Edin
Beslenme düzeni önemlidir. Şekerli gıdaları aşırı almak yerine düzenli beslenmelisiniz. Düşkünlüğünüz var ise bunu olabildiğince sınırlı tutun.
Bedeninize Önem Verin
Uzun çalışma saatleri ve artan zaman baskısı sonucunda bazı öğrenciler şartları daha fazla zorlayarak çalışma sürelerini arttırmak için bazen kahve, çay gibi uyarıcı maddeleri ya da bazı ilaçları kullanmaktadırlar. Mümkün olduğunca bu içecekleri kullanmamaya özen gösterin. Daha doğal içecekler, meyva suları veya bitki çayları deneyin.
Uykunuza Özen Gösterin
Ortalama uyku süresi 8-10 saat arasında değişir. Normalden daha az ya da daha çok uyku düzeninizi bozabilir, kaygı ve stresinizi artırabilir.
Nefes Alma ve Gevşeme Tekniklerinden Yararlanın
Kas gevşetme egzersizleri, sınavda ortaya çıkabilecek fizyolojik tepkileri kontrol etmenizde yardımcı olur. Aşağıda yer alan önerileri deneyebilirsiniz.
Kontrollü Nefes Alma/Bu yöntem çoğu kaygılı kişinin kaygılı ya da gergin olduğu zaman yeterince derin nefes almadıkları ya da düzensiz nefes aldıkları gözlemine dayanılarak geliştirilmiştir. En az 4 dakika uygulamak gerekir. Bu süre bedendeki oksijen ve karbondioksit dengesini tekrar sağlamak için önemlidir. “4” dakika boyunca yavaşça 4’e kadar sayarak nefes alıp yine yavaşça 4’e kadar sayarak nefes vermeyi deneyin ve daha fazla gevşeyip gevşemediğinize bakın.
Gevşeme bedeninizdeki gerilimden sistematik bir şekilde kurtulmanıza yarar.. Derinlemesine gevşediğinizde bedeninizin neresinde en çok gerilim taşıdığınızın da farkına varırsınız. Bazı gevşeme tekniklerini öğrenmek kaygıyla başa çıkmak için iyi bir yol olabilir.
SINAV YAKLAŞTIKÇA
Son 1 -2 Gün Ders Çalışma
• Hatırlatma notlarınız var ise onları gözden geçirip, öğrenme değil pekiştirme amacıyla öğrendiğiniz ve bildiğiniz konuları tekrarlayabilirsiniz.
• Stresli ve yorucu faaliyetlerden uzak durmalısınız.
• Dinlenmeye çalışmalısınız.
Sınav Akşamı
• Ağır yemeklerden kaçının.
• İyi vakit geçirmeye çalışın.
• Uykusuz kalmayın.
• Yakınlarınızın moral desteğini alın.
• Vaktinde yatmaya çalışın.
• Sınava götüreceklerinizi ve kıyafetinizi hazırlayın.
Sınav Sabahı
• Mutlaka kahvaltı yapın.
• Sınavla ilgili araç gereçlerinizi kontrol edin.
• Sınav yerine erkenden ulaşın.
• Kendinizi rahat hissedeceğiniz kıyafetler giyin.
SINAV ANI
Genellikle sınav anını ve gününü düşündüğünüzde içiniz kıpır kı¬pır olur. Size de sık sık olmuştur bu, “O an ne yaşayacağım, ya çok bil¬diğim soruları da yapamazsam?” gibi düşünceler üretmekten kendimizi alamayabiliriz. oysa bunu şimdi yapacağınız yere, yani sınav anına odaklanmak ve ben yapmam gereken hazırlığı yaptım, heyecanlanıyorum; ama paniğe kapılmayacağım demek ve bu yaşadıklarınızı doğal bir durum diyebilmek önemlidir.
Kitapçığa Göz Atın
• Bu durum kesinlikle vakit kaybettirmeyeceği gibi, kitapçığa hakim olmanızı ve heyecanınızın azalmasını sağlar.
• Muhtemel değişiklikleri görmenizi ve kitapçıkta eksik sayfa, baskı hatası vb. şeyler varsa en baş¬tan düzeltmenizi sağlar.
En İyi Olduğunuz Dersten Başlamak
• Sınav başında doğal olan heyecanı kolay atlatmanızı,
• Vakit kazanmanızı,
• Az zamanda çok puan kazanmanızı,
• Moral kazanmanızı sağlar.
Her Soruya Şans Tanıyın
• Kitapçığın tamamını gözden geçirin.
• En iyi olduğunuz dersten başlayın.
• Şıklardan önce soru metnini okuyun.
• Soru köklerini iyi anlayın.
• Şıkların tamamını mutlaka okuyun.
• Cevaplarınızı (çok iyi bir sebebi yoksa) değiştirmeyin.
• İpuçlarını değerlendirin.
• Yanlışları eleyin.
• Hiçbir fikriniz yoksa cevap vermeyin (mecbur değilsiniz).
• Zor sorularla vakit kaybetmeyin. Hiçbir soruda fazla vakit harcamayın, çünkü zor soru kesinlikle daha fazla puan kazandırmaz.
Tuzak Sorularda Dikkat
• Yanıltıcı cümle veya sözcüklere dikkat edin.
• Bazı yanıtlar sorunun içinde gizlidir.
• “Uzun soru”, “zor soru” demek değildir.
• Altı çizili veya koyu yazılmış sözcüğe dikkat ediniz.
• Bütün seçenekleri okumadan doğru yanıtı işaretlemeyiniz.
• Bir soruda belirli bir süre geçtiği halde çözüme ulaşamazsanız soruyu bırakın.
• Herhangi bir soruyu üzerinde zaman harcamak gerektiği ve karışık gözüktüğü için otomatik olarak atlamayın.
• Cevap kâğıdını iyi kodlayın
SINAVDAN SONRA
Kendinizi ödüllendirin. Sınavın sonucunu görmeden olumsuz senar¬yo hazırlamanın bir yararı yoktur. Sınav sonrası için olumlu düşünceler üretmek si¬zi LYS için motive eder .
Anne Babalar İçin; Çocuğunuz İçin Sınav Öncesinde Bilinmesi ve Yapılması Gerekenler
Sınav hazırlığı öğrenciyi yıpratmakta, fiziksel ve psikolojik olarak yormaktadır. Ana-babalar ergenlik-gençlik döneminin bazı değişimlerini de yaşayan çocuklarını sınav kaygısının etkileri ile birlikte tanımakta zorluk çekebilirler. Sınav kaygısını yoğun yaşayan çocuklar gerçek performanslarını kullanmadıklarından yoğun bir karamsarlık yaşayabilirler.
Sınava girecek olan gencin annesi ve babası olarak neleri yapmalısınız.
• Çocuğunuzdan beklentilerinizi gerçekçi kılın. Bunun için çocuklarınızın bireysel yeteneklerini ve farklılıklarını iyi tanıyıp, neyi başarıp neyi başaramayacağını doğru değerlendirmeniz yetecektir.
• Çocuklarınız neleri iyi başarıyorsa onları bu konuda desteklemek, neleri yapamayacaklarını söyleyip yargılamaktan çok daha iyidir.
• Çocuklarınızı kendi istekleriniz ve beklentileriniz doğrultusunda zorlamayın. Çocuklarınızın herkesten farklı bir kişiliğe ve potansiyele sahip olduğunu unutmayınız.
• Çocuğunuzun kaygılarını sizinle paylaşmasına fırsat verin, onu teşvik edin.
• Samimi olun, bu konuda zorlanmayın. Sınav sonuçları dâhil hiçbir şey sizi çocuğunuzu sevmekten alıkoyamaz. Onu sevdiğinizi ve sevmeye devam edeceğinizi hep söyleyin. Bu ona iyi gelecektir.
• Çocuğunuz sizin için değerli ve önemlidir. Ona güvendiğinizi, elinden geleni yaptığına inandığınızı söyleyin.
• Sizden neler beklediğini, ona nasıl yardımcı olabileceğinizi öğrenin
Son Güncelleme: Cuma, 21 Mart 2014 12:56
Gösterim: 3833
LYS başvuruları 30 Nisan'da sona eriyor. 2013 verileriyle LYS'de testlerin yaklaşık puan değerleri ve kaç netle nereye yerleşebilirsiniz? Alparslan Dartan Eğitimtercihi okurları için yazdı...
Üniversiteye girişin ilk aşaması olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı YGS-2014 sonuçlarına göre 1.423.124 aday YGS den 180 ve üstü puan alarak Lisans Yerleştirme Sınavı LYS-2014’e girmeye hak kazandı. Bu adaylar için sınav başvuruları Pazartesi günü başlamış oldu.
LYS başvuruları ÖSYM'nin yayınladığı kılavuza göre 21 Nisan 30 Nisan tarihleri arasında 10 günlük sürede yapılacak. Adaylar LYS başvurularını İnternet aracılığıyla bireysel olarak aday işlemleri sisteminden ya da herhangi bir Başvuru Merkezi aracılığıyla yapılabilecekler. Başvurusunu Başvuru Merkezi aracılığıyla yapan adaylar ek olarak 3,00 TL Başvuru Hizmeti Ücreti ödeyecekler.
LYS sınavı 5 oturumda yapılacak ve adaylar tercihlerine göre istediği sınavlara girebilecekler.
LYS başvuruları ile sınav ücreti bilgileri ÖSYS Kılavuzunda yer alıyor. Adaylar; tüm PTT işyerlerinden, Akbank, T. Halk Bankası, Kuveyt Türk Katılım Bankası, T.C. Ziraat Bankası, Türk Ekonomisi Bankası ve DenizBank’ın tüm şubeleri ile İnternet bankacılığı aracılığıyla sınav ücretini yatırabileceklerdir. Adaylar isterlerse, sınav ücretini ÖSYM’nin İnternet sayfasında yer alan “ÖDEMELER” alanından kredi kartı/banka kartı ile de yatırılabilirler.
Adaylar LYS başvurularını yaparken 3 şeye dikkat etsinler;
• Adaylar hangi LYS’lere girmek istediklerine karar vermeliler, son Yatay Geçiş Yönetmeliği ile ilgili ve yapabileceklerine inandıkları her teste girebilirler.
• Adaylar girmek istedikleri LYS’ler için sınav ücretini yatırmalılar. Sınav ücreti adayın girmek istediği her bir LYS için 25.00 TL'dir. Sınav ücretini yatırmak başvuru için yeterli değildir, başvurunun tamamlanmasını sağlamaz.
• İnternet veya bir Başvuru Merkezi aracılığı ile başvurularını tamamlamak. Sınav ücreti yatırıldıktan sonra başvuru işlemi için bir başvuru merkezinden ya da bireysel olarak İnternet aracılığıyla işlemleri tamamlanmalıdır.
LYS ham puanları hesaplamalarında adayların YGS netleri, % 35-45 arasında LYS netleri de % 55-65 etki ettiği unutulmamalı. YGS netleri elbette LYS puanları ve sıralamaları için fikir verebilir. Ancak henüz sistemde oluşmamış OBP ve LYS netleri var. Bu Yerleştirme puanlarında % 70-75 oranında etki demektir. Hem olumlu hem olumsuz LYS puan ve sıraları adayların OBP ve LYS performansına bağlı olarak çok değişebilir. Tercihler de bu ölçülerle yapılacağı için tercih yorumları için biraz erkendir.
LYS’ler haziran ayında
14-15 ve 21-22 Haziranda başlayacak olan LYS sınavları 5 farklı test türünde gerçekleştirilecek. LYS’lerin hangi testlerden oluştuğu, sınav tarihleri, soru sayılarına her test için verilen sürelere bakıldığında farklılıklar görülüyor.
Sınav Türleri ve İçerdiği Testler |
Sınav Tarihi |
Soru |
Süre/Dk |
|
LYS 1 |
Matematik |
15.Haz.14 |
50 |
75 |
Geometri |
30 |
60 |
||
LYS 2 |
Fizik |
21.Haz.14 |
30 |
45 |
Kimya |
30 |
45 |
||
Biyoloji |
30 |
45 |
||
LYS 3 |
Edebiyat |
22.06.2014 |
56 |
85 |
Coğrafya 1 |
24 |
35 |
||
LYS 4 |
Tarih |
14.Haz.14 |
44 |
65 |
Coğrafya 2 |
14 |
20 |
||
Felsefe Grubu |
32 |
50 |
||
LYS 5 |
Yabancı Dil |
15.Haz.14 |
|
120 |
LYS’ lerde adaylar girilmek istenen bölümlere göre testlerin ağırlık puanları değiştiğini unutmamalıdırlar. Örneğin Doktor olmak isteyen bir adayın Fizik, Kimya ve Biyoloji netlerinin puansal değeri aynı testleri alan ama Mühendislik okumak isteyen öğrencilerin netlerine göre oldukça farklıdır.
Öğrenciler bu nedenle yönelmek istedikleri bölümlere iyi karar vermeli çözecekleri soruların ağırlığını da buna göre hesaplamalılar. Örnekte de görüldüğü gibi aynı testleri alan ama farklı meslek türlerine girmeyi hedefleyen öğrencilerin sınavlarda yapmaları gereken netleri ve hazırlıklarını gözden geçirmeleri gerekir.
Testlerin Yaklaşık Puan Değerleri ve Meslekler
Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri |
LYS 1 |
LYS 2 |
|||
Matematik |
Geometri |
Fizik |
Kimya |
Biyoloji |
|
Doktor, Diş Hekimi Moleküler Biy. Veterinerlik Eczacılık |
1,15 |
0,8 |
1,7 |
1,78 |
1,9 |
Mühendis, Mimar, Endüstri M. Bilgisayar M. İnşaat M. Makina |
1,9 |
1,66 |
1,7 |
1,11 |
0,62 |
Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri |
LYS 1 |
LYS 3 |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|
Bankacı, Dış Ticaret, Ekonomist, Lojistik Yönetici Adayı |
1,99 |
1,42 |
1,5 |
1,38 |
Avukat, Diplomat, Yargıç, Savcı, Uluslararası İlişkiler Uzmanı |
1,74 |
1,11 |
1,9 |
1,52 |
Psikolojik Danışman, Psikolog, Sosyolog |
1,4 |
0,99 |
2,1 |
1,92 |
Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri |
LYS 3 |
LYS 4 |
|||
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
Tarih |
Coğrafya 2 |
Felsefe Grubu |
|
Gazeteci, Medya Uzmanı, Halkla İlişkiler Uzmanı, Sinemacı |
1,15 |
1,4 |
1,6 |
1,91 |
2,5 |
Türk Dili ve Edebiyatı |
1,96 |
0,9 |
1,6 |
1,37 |
1,7 |
Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri |
LYS 5 |
Yabancı Dil |
|
İngiliz Dili ve Edebiyatı Uzmanı, Mütercim-Tercümanlık |
2,99 |
Adayların Puanlarının Hesaplanabilmesi İçin
Adayların LYS’de puanlarının hesaplanabilmesi için, testlerden herhangi 2 testten en az 0,5’er ham net puan almaları gerekiyor. LYS’de 180 alabilmek için ise ÖSYM en az %20 başarı koşulu istiyor. Bir adayın 180 ham puan alabilmesi için önce puanın hesaplanabilmesi, yani 2 ayrı testten herhangi 2’sinden en az 0,5’er ham net puan alması ve her testten en az %20 net çıkarması gerekiyor. Adaylar tek bir LYS’ye katılarak puanı hesaplanabilir, ancak 180 baremini geçmesine yeterli olmaz.
Kaç Net Yaparsam Nereye Girerim
İstanbul/Sabancı |
2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler |
|||||
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-1 |
18 |
8 |
22 |
10 |
64 |
319 |
İstanbul/İKÜ |
2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler |
|||||
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-1 |
17 |
8 |
28 |
14 |
64 |
319 |
Ankara/ODTÜ |
2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler |
|||||
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-2 puanı |
25 |
12 |
46 |
13 |
88 |
439 |
İstanbul/Özyeğin |
2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler |
|||||
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-2 puanı |
17 |
3 |
33 |
13 |
62 |
309 |
Bölümünden Memnun Olmayan Yaklaşık 500 Bin Öğrencinin Tekrar Sınava Girmesini Önlemek İçin Yönetmelik Değiştirildi
Yükseköğretim Kurulu her yıl bölümünden memnun olmayan ve ikinci kez sınava giren yaklaşık 500 bin öğrenciyi sınavlara sokmadan bölüm değiştirmelerine fırsat yaratmak için Yatay Geçiş Yönetmeliğini değiştirdi. Bu değişiklikle beraber adaylara tüm LYS’lere girmeleri yönünde de bir tavsiyede bulundu.
Yükseköğretim Kurulunca son dönemde yeniden düzenlenen Yatay Geçiş Yönetmeliği ile öğrencilerin yerleştikleri belli bir puan türündeki bölümden farklı bir puan türündeki bölüme yatay geçiş yapmak istemeleri halinde, öğrencinin sınava girdiği yıldaki ÖSYM merkezi yerleştirme puanları dikkate alınacak. Örneğin, İşletme (puan türü TM1) programında kayıtlı bir öğrencinin İnşaat Mühendisliği programına yatay geçiş yapmak istemesi durumunda, merkezi yerleştirme puanları arasında MF4 puanının bulunması gerekiyor. Bu öğrencinin MF4 puanı, geçmek istediği İnşaat Mühendisliği programının sınava girdiği yılki taban puanına eşit veya yüksek olması durumunda, öğrenci belirlenen uygulama esasları çerçevesinde yatay geçiş yapabilecek.
Adaylar Dikkat
• Adayların bir an önce LYS’lere odaklanıp, sıkı bir kampa girmeleri gerekiyor. Daha henüz oluşmamış % 58-63’lük bir puan dilimi var. OBP’yi de katarsak bu oran % 75’lere kadar çıkıyor.
• İki aşamalı bir sıralama sınavında sıralamaya büyük oranda etki eden ve sizleri asıl hedefinize götürecek olan asıl sınava daha henüz girmemiş bulunuyorsunuz. Önceki yıllarda ÖSYM’nin açıkladığı verilere ve yerleştirme analizlerine bakıldığında LYS’de gösterilecek iyi performansın adayların yerleşmelerinde ciddi oranda etki ettiğini görüyoruz. Bu nedenle LYS de elde edeceğiniz puanlar sizi hayalini kurduğunuz üniversite ya da bölüme taşıyacak kadar önemlidir.
• Y-YGS puanı ile alan ön lisans ve lisans programlarında, Y-YGS puanları için YGS Türkçe, Sosyal Bilimler, Matematik ve Fen Bilimler netleri ile OBP kullanılacaktır. Her Y-YGS puan türü için YGS test netlerinin katkısı farklı olacaktır. OBP ise, 0,12 ve ek mesleki alanlar için 0,18 ile çarpılarak ham YGS puanlarına katılacaktır. Bu programlar için LYS’lere girmeye gerek yoktur.
• Açık Öğretim Fakültesi AÖF kontenjansız ön lisans ve lisans programları için de LYS’lere girmeye gerek yoktur. YGS puan türlerinden herhangi birinden 140 ve üstü alan adaylar tercih edip yerleşebilecektir. AÖF diğer bölümler için ilgili puan türü koşulları geçerli olacaktır.
• Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Kurumu (MTOK) kontenjanlarında mühendislik bölümleri için YGS yerine LYS puanları kullanılacaktır. Dolayısıyla da LYS’lere girme zorunluluğu getirilmiştir. Ancak bu sadece mühendislik için geçerlidir. Diğer YGS ile alan lisans programları için geçerli değildir. MTOK mühendislik dışındaki YGS ile alan lisans programları için LYS’lere girme zorunluluğu yoktur.
• Başarı sıralarında tüm adaylar var. Adaylar, kendi tercih alanlarında kaç kişi arasında kaçıncı olduklarını ancak net olarak 1 Temmuz 2014’ten sonra görebileceksiniz.
• Öncelikle başarıya ulaşabilmek için tutum ve davranış değişikliği, yöntemsel farklılıklar, neyi farklı yaparsam sonuç değişir düşüncesi ve inancına sahip olmalısınız. Her gün baş ağrısı çeken birinin bu ağrıdan kurtulmak için işe yaramadığı halde hep aynı ilacı tekrar tekrar alması sorunu nasıl çözmüyorsa bunun gibi sizi hedefinize ve amacınıza götürmeyen işe yaramayan alışkanlıklarınızı bırakmanız gerekiyor. Bu nedenle iyi yaptığınız şeylerin üzerine koymalı, işe yaramayanları da değiştirmelisiniz.
• Ders çalışmak gibi ilgi çekmeyen, zor ve sıkıntılı işler de hep ertelenir, ertelemek için de bahaneler üretilir. Erteleme alışkanlığınız varsa da terk etmelisiniz.
• Geçmişe odaklanmadan ve gözünüz korkmadan kendi öğrenme biçiminize uygun bir ders çalışma planı hazırlamalısınız. Düzenli ve aralıklı konu tekrarları yapmak, çalışılacak konular uzun ise onu parçalara bölerek çalışmak, konunun akılda kalıcılığını artırır ve öğrenmenizi kolaylaştırır.
• Bilimsel araştırmalar düzenli uykunun ve doğru beslenmenin öğrenmeyi ve öğrenilenleri kalıcı hale getirdiğini söylüyor, beslenmenize dikkat etmeli ve düzenli uykunuzu almalısınız.
• LYS’ye hazırlanan gençler ve onlara bu konuda destek olmaya çalışan başta aileler, eğitim kurumları ve öğretmenlerin bilmesi gereken en önemli şey sınav sonuçlarının hayat başarısına eşit olmadığı gerçeğidir. Hayat başarısına etki eden pek çok değişken olmasına rağmen insan hayatına sınavlar kadar etki eden az şey olduğunun da farkındalığı ile gençlere/adaylara koşulsuz hep destek tam destek olalım.
Uzm. Alpaslan Dartan
Terakki Vakfı Okulları&Türk PDR Derneği İst.Şb.Bşk.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Alparslan Dartan
LYS başvuruları 30 Nisan'da sona eriyor. 2013 verileriyle LYS'de testlerin yaklaşık puan değerleri ve kaç netle nereye yerleşebilirsiniz? Alparslan Dartan Eğitimtercihi okurları için yazdı...
Üniversiteye girişin ilk aşaması olan Yükseköğretime Geçiş Sınavı YGS-2014 sonuçlarına göre 1.423.124 aday YGS den 180 ve üstü puan alarak Lisans Yerleştirme Sınavı LYS-2014’e girmeye hak kazandı. Bu adaylar için sınav başvuruları Pazartesi günü başlamış oldu.
LYS başvuruları ÖSYM'nin yayınladığı kılavuza göre 21 Nisan 30 Nisan tarihleri arasında 10 günlük sürede yapılacak. Adaylar LYS başvurularını İnternet aracılığıyla bireysel olarak aday işlemleri sisteminden ya da herhangi bir Başvuru Merkezi aracılığıyla yapılabilecekler. Başvurusunu Başvuru Merkezi aracılığıyla yapan adaylar ek olarak 3,00 TL Başvuru Hizmeti Ücreti ödeyecekler.
LYS sınavı 5 oturumda yapılacak ve adaylar tercihlerine göre istediği sınavlara girebilecekler.
LYS başvuruları ile sınav ücreti bilgileri ÖSYS Kılavuzunda yer alıyor. Adaylar; tüm PTT işyerlerinden, Akbank, T. Halk Bankası, Kuveyt Türk Katılım Bankası, T.C. Ziraat Bankası, Türk Ekonomisi Bankası ve DenizBank’ın tüm şubeleri ile İnternet bankacılığı aracılığıyla sınav ücretini yatırabileceklerdir. Adaylar isterlerse, sınav ücretini ÖSYM’nin İnternet sayfasında yer alan “ÖDEMELER” alanından kredi kartı/banka kartı ile de yatırılabilirler.
Adaylar LYS başvurularını yaparken 3 şeye dikkat etsinler;
• Adaylar hangi LYS’lere girmek istediklerine karar vermeliler, son Yatay Geçiş Yönetmeliği ile ilgili ve yapabileceklerine inandıkları her teste girebilirler.
• Adaylar girmek istedikleri LYS’ler için sınav ücretini yatırmalılar. Sınav ücreti adayın girmek istediği her bir LYS için 25.00 TL'dir. Sınav ücretini yatırmak başvuru için yeterli değildir, başvurunun tamamlanmasını sağlamaz.
• İnternet veya bir Başvuru Merkezi aracılığı ile başvurularını tamamlamak. Sınav ücreti yatırıldıktan sonra başvuru işlemi için bir başvuru merkezinden ya da bireysel olarak İnternet aracılığıyla işlemleri tamamlanmalıdır.
LYS ham puanları hesaplamalarında adayların YGS netleri, % 35-45 arasında LYS netleri de % 55-65 etki ettiği unutulmamalı. YGS netleri elbette LYS puanları ve sıralamaları için fikir verebilir. Ancak henüz sistemde oluşmamış OBP ve LYS netleri var. Bu Yerleştirme puanlarında % 70-75 oranında etki demektir. Hem olumlu hem olumsuz LYS puan ve sıraları adayların OBP ve LYS performansına bağlı olarak çok değişebilir. Tercihler de bu ölçülerle yapılacağı için tercih yorumları için biraz erkendir.
LYS’ler haziran ayında
14-15 ve 21-22 Haziranda başlayacak olan LYS sınavları 5 farklı test türünde gerçekleştirilecek. LYS’lerin hangi testlerden oluştuğu, sınav tarihleri, soru sayılarına her test için verilen sürelere bakıldığında farklılıklar görülüyor.
Sınav Türleri ve İçerdiği Testler |
Sınav Tarihi |
Soru |
Süre/Dk |
|
LYS 1 |
Matematik |
15.Haz.14 |
50 |
75 |
Geometri |
30 |
60 |
||
LYS 2 |
Fizik |
21.Haz.14 |
30 |
45 |
Kimya |
30 |
45 |
||
Biyoloji |
30 |
45 |
||
LYS 3 |
Edebiyat |
22.06.2014 |
56 |
85 |
Coğrafya 1 |
24 |
35 |
||
LYS 4 |
Tarih |
14.Haz.14 |
44 |
65 |
Coğrafya 2 |
14 |
20 |
||
Felsefe Grubu |
32 |
50 |
||
LYS 5 |
Yabancı Dil |
15.Haz.14 |
|
120 |
LYS’ lerde adaylar girilmek istenen bölümlere göre testlerin ağırlık puanları değiştiğini unutmamalıdırlar. Örneğin Doktor olmak isteyen bir adayın Fizik, Kimya ve Biyoloji netlerinin puansal değeri aynı testleri alan ama Mühendislik okumak isteyen öğrencilerin netlerine göre oldukça farklıdır.
Öğrenciler bu nedenle yönelmek istedikleri bölümlere iyi karar vermeli çözecekleri soruların ağırlığını da buna göre hesaplamalılar. Örnekte de görüldüğü gibi aynı testleri alan ama farklı meslek türlerine girmeyi hedefleyen öğrencilerin sınavlarda yapmaları gereken netleri ve hazırlıklarını gözden geçirmeleri gerekir.
Testlerin Yaklaşık Puan Değerleri ve Meslekler
Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri |
LYS 1 |
LYS 2 |
|||
Matematik |
Geometri |
Fizik |
Kimya |
Biyoloji |
|
Doktor, Diş Hekimi Moleküler Biy. Veterinerlik Eczacılık |
1,15 |
0,8 |
1,7 |
1,78 |
1,9 |
Mühendis, Mimar, Endüstri M. Bilgisayar M. İnşaat M. Makina |
1,9 |
1,66 |
1,7 |
1,11 |
0,62 |
Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri |
LYS 1 |
LYS 3 |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|
Bankacı, Dış Ticaret, Ekonomist, Lojistik Yönetici Adayı |
1,99 |
1,42 |
1,5 |
1,38 |
Avukat, Diplomat, Yargıç, Savcı, Uluslararası İlişkiler Uzmanı |
1,74 |
1,11 |
1,9 |
1,52 |
Psikolojik Danışman, Psikolog, Sosyolog |
1,4 |
0,99 |
2,1 |
1,92 |
Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri |
LYS 3 |
LYS 4 |
|||
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
Tarih |
Coğrafya 2 |
Felsefe Grubu |
|
Gazeteci, Medya Uzmanı, Halkla İlişkiler Uzmanı, Sinemacı |
1,15 |
1,4 |
1,6 |
1,91 |
2,5 |
Türk Dili ve Edebiyatı |
1,96 |
0,9 |
1,6 |
1,37 |
1,7 |
Bir Sorunun Yaklaşık Puan Değeri |
LYS 5 |
Yabancı Dil |
|
İngiliz Dili ve Edebiyatı Uzmanı, Mütercim-Tercümanlık |
2,99 |
Adayların Puanlarının Hesaplanabilmesi İçin
Adayların LYS’de puanlarının hesaplanabilmesi için, testlerden herhangi 2 testten en az 0,5’er ham net puan almaları gerekiyor. LYS’de 180 alabilmek için ise ÖSYM en az %20 başarı koşulu istiyor. Bir adayın 180 ham puan alabilmesi için önce puanın hesaplanabilmesi, yani 2 ayrı testten herhangi 2’sinden en az 0,5’er ham net puan alması ve her testten en az %20 net çıkarması gerekiyor. Adaylar tek bir LYS’ye katılarak puanı hesaplanabilir, ancak 180 baremini geçmesine yeterli olmaz.
Kaç Net Yaparsam Nereye Girerim
İstanbul/Sabancı |
2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler |
|||||
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-1 |
18 |
8 |
22 |
10 |
64 |
319 |
İstanbul/İKÜ |
2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler |
|||||
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-1 |
17 |
8 |
28 |
14 |
64 |
319 |
Ankara/ODTÜ |
2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler |
|||||
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-2 puanı |
25 |
12 |
46 |
13 |
88 |
439 |
İstanbul/Özyeğin |
2013 ÖSYM Verilerine Göre Örnek Puan ve Yerleştirmeler |
|||||
Puan Türü |
LYS 1 |
LYS 3 |
Diploma |
OBP |
||
Matematik |
Geometri |
Edebiyat |
Coğrafya 1 |
|||
LYS-TM-2 puanı |
17 |
3 |
33 |
13 |
62 |
309 |
Bölümünden Memnun Olmayan Yaklaşık 500 Bin Öğrencinin Tekrar Sınava Girmesini Önlemek İçin Yönetmelik Değiştirildi
Yükseköğretim Kurulu her yıl bölümünden memnun olmayan ve ikinci kez sınava giren yaklaşık 500 bin öğrenciyi sınavlara sokmadan bölüm değiştirmelerine fırsat yaratmak için Yatay Geçiş Yönetmeliğini değiştirdi. Bu değişiklikle beraber adaylara tüm LYS’lere girmeleri yönünde de bir tavsiyede bulundu.
Yükseköğretim Kurulunca son dönemde yeniden düzenlenen Yatay Geçiş Yönetmeliği ile öğrencilerin yerleştikleri belli bir puan türündeki bölümden farklı bir puan türündeki bölüme yatay geçiş yapmak istemeleri halinde, öğrencinin sınava girdiği yıldaki ÖSYM merkezi yerleştirme puanları dikkate alınacak. Örneğin, İşletme (puan türü TM1) programında kayıtlı bir öğrencinin İnşaat Mühendisliği programına yatay geçiş yapmak istemesi durumunda, merkezi yerleştirme puanları arasında MF4 puanının bulunması gerekiyor. Bu öğrencinin MF4 puanı, geçmek istediği İnşaat Mühendisliği programının sınava girdiği yılki taban puanına eşit veya yüksek olması durumunda, öğrenci belirlenen uygulama esasları çerçevesinde yatay geçiş yapabilecek.
Adaylar Dikkat
• Adayların bir an önce LYS’lere odaklanıp, sıkı bir kampa girmeleri gerekiyor. Daha henüz oluşmamış % 58-63’lük bir puan dilimi var. OBP’yi de katarsak bu oran % 75’lere kadar çıkıyor.
• İki aşamalı bir sıralama sınavında sıralamaya büyük oranda etki eden ve sizleri asıl hedefinize götürecek olan asıl sınava daha henüz girmemiş bulunuyorsunuz. Önceki yıllarda ÖSYM’nin açıkladığı verilere ve yerleştirme analizlerine bakıldığında LYS’de gösterilecek iyi performansın adayların yerleşmelerinde ciddi oranda etki ettiğini görüyoruz. Bu nedenle LYS de elde edeceğiniz puanlar sizi hayalini kurduğunuz üniversite ya da bölüme taşıyacak kadar önemlidir.
• Y-YGS puanı ile alan ön lisans ve lisans programlarında, Y-YGS puanları için YGS Türkçe, Sosyal Bilimler, Matematik ve Fen Bilimler netleri ile OBP kullanılacaktır. Her Y-YGS puan türü için YGS test netlerinin katkısı farklı olacaktır. OBP ise, 0,12 ve ek mesleki alanlar için 0,18 ile çarpılarak ham YGS puanlarına katılacaktır. Bu programlar için LYS’lere girmeye gerek yoktur.
• Açık Öğretim Fakültesi AÖF kontenjansız ön lisans ve lisans programları için de LYS’lere girmeye gerek yoktur. YGS puan türlerinden herhangi birinden 140 ve üstü alan adaylar tercih edip yerleşebilecektir. AÖF diğer bölümler için ilgili puan türü koşulları geçerli olacaktır.
• Mesleki ve Teknik Ortaöğretim Kurumu (MTOK) kontenjanlarında mühendislik bölümleri için YGS yerine LYS puanları kullanılacaktır. Dolayısıyla da LYS’lere girme zorunluluğu getirilmiştir. Ancak bu sadece mühendislik için geçerlidir. Diğer YGS ile alan lisans programları için geçerli değildir. MTOK mühendislik dışındaki YGS ile alan lisans programları için LYS’lere girme zorunluluğu yoktur.
• Başarı sıralarında tüm adaylar var. Adaylar, kendi tercih alanlarında kaç kişi arasında kaçıncı olduklarını ancak net olarak 1 Temmuz 2014’ten sonra görebileceksiniz.
• Öncelikle başarıya ulaşabilmek için tutum ve davranış değişikliği, yöntemsel farklılıklar, neyi farklı yaparsam sonuç değişir düşüncesi ve inancına sahip olmalısınız. Her gün baş ağrısı çeken birinin bu ağrıdan kurtulmak için işe yaramadığı halde hep aynı ilacı tekrar tekrar alması sorunu nasıl çözmüyorsa bunun gibi sizi hedefinize ve amacınıza götürmeyen işe yaramayan alışkanlıklarınızı bırakmanız gerekiyor. Bu nedenle iyi yaptığınız şeylerin üzerine koymalı, işe yaramayanları da değiştirmelisiniz.
• Ders çalışmak gibi ilgi çekmeyen, zor ve sıkıntılı işler de hep ertelenir, ertelemek için de bahaneler üretilir. Erteleme alışkanlığınız varsa da terk etmelisiniz.
• Geçmişe odaklanmadan ve gözünüz korkmadan kendi öğrenme biçiminize uygun bir ders çalışma planı hazırlamalısınız. Düzenli ve aralıklı konu tekrarları yapmak, çalışılacak konular uzun ise onu parçalara bölerek çalışmak, konunun akılda kalıcılığını artırır ve öğrenmenizi kolaylaştırır.
• Bilimsel araştırmalar düzenli uykunun ve doğru beslenmenin öğrenmeyi ve öğrenilenleri kalıcı hale getirdiğini söylüyor, beslenmenize dikkat etmeli ve düzenli uykunuzu almalısınız.
• LYS’ye hazırlanan gençler ve onlara bu konuda destek olmaya çalışan başta aileler, eğitim kurumları ve öğretmenlerin bilmesi gereken en önemli şey sınav sonuçlarının hayat başarısına eşit olmadığı gerçeğidir. Hayat başarısına etki eden pek çok değişken olmasına rağmen insan hayatına sınavlar kadar etki eden az şey olduğunun da farkındalığı ile gençlere/adaylara koşulsuz hep destek tam destek olalım.
Uzm. Alpaslan Dartan
Terakki Vakfı Okulları&Türk PDR Derneği İst.Şb.Bşk.
Son Güncelleme: Perşembe, 24 Nisan 2014 16:09
Gösterim: 97931
Kırık notların düzeltilmesinde çocuğa yol gösterecek pusula evde aile, okulda öğretmendir.
2013-2014 eğitim öğretim döneminin birinci yarıyılı 24 Ocak 2014'te sona eriyor, Türkiye genelinde yaklaşık 17 Milyon öğrenci karne alacak. Karneler doğal olarak kimi çocuk için ailesine göstermekten gurur duyduğu bir övünç kaynağı, kimi çocuklar için ise kaygı ve stres yaratan üzücü bir durum olabiliyor. Sonuçları açısından sevindirici de olsa üzücü de olsa karne almak çocuğun benlik algısını, ailesiyle ilişkilerini ve yakın çevresiyle iletişimini önemli ölçüde etkileyen bir durumdur.
Okulda başarısız olan çocukların büyük çoğunluğu dokunsal ya da kinestetik olmakta ve yaşadıkları başarısızlıklar karşısında da genelde ailelerini yanlarında değil karşılarında bulmaktalar. Bu durumda da anne-baba-çocuk ilişkisinin bozulmasına neden olmaktadır. Araştırmalar bir çocuğun akademik başarısını etkileyen pek çok değişkenin olduğunu söylüyor. Çocukların kişisel yeterlilikleri, yetkinlikleri, alışkanlıkları, öğrenme biçimleri, ilişkileri yönetme süreçleri, okul iklimi gibi pek çok şey çocuğun başarı ya da başarısızlığında rol oynuyor. Ancak bunlar içerisinde en etkili ve belirleyici olanı anne-baba tutumunun olduğu da biliniyor.
Eğitim sistemimizde de ölçme ve değerlendirme uygulamalarımız maalesef başarısızlığa odaklı, çocuklara olumlu geri bildirim vermeyen, onların başardıklarına değil başaramadıklarına odaklanılan bir yapı var. Bu yaklaşım nedeniyle de çocuklar, önce anne-babalarına sonra öğretmenlerine, arkadaşlarına ve yakın çevresine neden başaramadıklarının hesabını vermek durumunda kalıyorlar.
Kırık notların düzeltilmesinde çocuğa yol gösterecek bir pusula, bir klavuz gerekir. Bu da evde aile, okulda öğretmendir.
Karne sonuçları aşağı yukarı her anne babanın bildiği çok da sürpriz olmayan sonuçlardır. Sonuçlar doğru okunduğunda ikinci dönem neler yapılması gerektiği konusunda hem çocuklar hem de anne-babalar doğru kararlar alabilirler. Unutulmamalı henüz birinci dönem yeni bitmiş ikinci dönem de henüz başlamamıştır.
Aslında karneyle ortaya çıkan sonuç var olan eksikliklerin neler olduğunu bize göstermektedir. Sonuç olumsuz da olsa bunu bir fırsata dönüştürmek ve yeni bir değerlendirme yapma şansı hala vardır. Tutum ve davranış değişikliği, yöntemsel farklılıklar, neyi farklı yaparsam sonuç değişir düşüncesi başarı getirebilir. Her gün baş ağrısı çeken birinin bu ağrıdan kurtulmak için aynı ilacı tekrar tekrar alması sorunu çözmez, sonuç vermeyen tutum ve davranışlar da hedefe götürmez.
Anne baba olarak kırık karne sonuçları nedeniyle çocuklara tatili zehir edecek yasaklar koymak, baskılar kurmak onlarla olan ilişkileri bozar. Çocuğa rağmen başarı ve çözüm de mümkün değildir. Birlikte oturup belirli aralıklarla konuşmalar yapmak duygu paylaşımını artırdığı gibi başarısızlıkların nedenleri üzerinde uzlaşabilmek de mevcut sorunların çözümünü kolaylaştırır.
Bilinen ve teyit edilen aslında çocuğun potansiyelinin farkına varılması ve bu potansiyelin ortaya konması için izlenen yolların çeşitlendirilmesi ve zenginleştirilmesidir. Bu da ancak ailenin desteğiyle mümkün olabilir.
Çocuğun karnesindeki kırıklara yaşamdaki başarısının değil, okulda derslerine yeterli çalışmadığının bir göstergesi olarak bakabilen ve durumu bütünsel değerlendirmeyen bir yaklaşım çocuğun istediği desteği ve güveni verir.
Öğrenilmiş çaresizlik duygusu bu çocukların en fazla göze çarpan sorunlarıdır. Çocuklar ne yaparlarsa yapsınlar bazı derslerde hiç iyi not alamıyorlar ve bu eğişi hiç aşamıyorlardır. Çocuklar açıkça söylemeseler de zorlandıkları bu anlarda anne babalarından ya da öğretmenlerinden destek beklerler. Bu desteğin bir göstergesi anne-babanın daha yakın ilgisi ve okul öğretmenleriyle kurduğu dirsek temasının artmasıdır.
Çocuğa, elde edilen sonuç kadar gösterilen çabanın önemli olduğu mesajı da inanarak verilmelidir. Çocuğun iyi notların yanında zayıf notlar alabileceği ve bu durumun çalışarak düzletilebileceğini bilmek ve ona güvenildiğini göstermek önemlidir.
Çocuklar İçin;
Sonuç ne olursa olsun tatil bir dinlenme, yeniden düşünme ve karar alma zamanıdır, bunu iyi değerlendirmeliler. Bazen çok istemelerine ve çok çabalamalarına rağmen bazı dersleri başaramayabilirler. Başarı, elimizden gelenin en iyisini yapabilmek ve kendi içimizde gelişim gösterebilmektir.
Bu doğrultuda ikinci dönem için kendi yeteneklerine uygun gerçekçi hedeflerle, iyi bir planlama yapmalı ve zamanı iyi kullanabilmeyi başarmaları gerekir.
Motivasyonlarını yüksek tutmak, karnedeki kırıklara odaklanmadan ve gözleri korkmadan kendi öğrenme biçimlerine uygun bir ders çalışma planı hazırlamalılar.
Düzenli ve aralıklı konu tekrarları yapmak, çalışılacak konular uzun ise onu parçalara bölerek çalışmak, konu kısa ise de o konuyu da bütün olarak çalışmak akılda kalıcılığı artırır ve öğrenmeyi kolaylaştırır.
Ders çalışmak gibi ilgi çekmeyen, zor ve sıkıntılı işler hep ertelenir, ertelemek için de bahaneler üretilir. Ancak başarı için sistemli çalışmak gerekir.
Çalışma saatleri en iyi öğrenilen, dikkatin en iyi olduğu zamanlara göre ayarlanmalı ve saatlerce çalışmak yerine kısa aralıklarla mola vererek çalışılmalı.
Ders çalışma sırası da önemlidir. En verimli zamanda daha zorlanılan derslerin çalışılması, benzer derslerin arka arkaya çalışılmayarak araya farklı dersler konulması verimi artırır.
Son olarak bilimsel araştırmalar düzenli uykunun ve doğru beslenmenin öğrenmeyi ve öğrenilenleri kalıcı hale getirdiğini söylüyor, bu nedenle çocuklar hem beslenmelerine dikkat etmeliler hem de düzenli uyku almaya gayret etmeliler.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Alparslan Dartan
Kırık notların düzeltilmesinde çocuğa yol gösterecek pusula evde aile, okulda öğretmendir.
2013-2014 eğitim öğretim döneminin birinci yarıyılı 24 Ocak 2014'te sona eriyor, Türkiye genelinde yaklaşık 17 Milyon öğrenci karne alacak. Karneler doğal olarak kimi çocuk için ailesine göstermekten gurur duyduğu bir övünç kaynağı, kimi çocuklar için ise kaygı ve stres yaratan üzücü bir durum olabiliyor. Sonuçları açısından sevindirici de olsa üzücü de olsa karne almak çocuğun benlik algısını, ailesiyle ilişkilerini ve yakın çevresiyle iletişimini önemli ölçüde etkileyen bir durumdur.
Okulda başarısız olan çocukların büyük çoğunluğu dokunsal ya da kinestetik olmakta ve yaşadıkları başarısızlıklar karşısında da genelde ailelerini yanlarında değil karşılarında bulmaktalar. Bu durumda da anne-baba-çocuk ilişkisinin bozulmasına neden olmaktadır. Araştırmalar bir çocuğun akademik başarısını etkileyen pek çok değişkenin olduğunu söylüyor. Çocukların kişisel yeterlilikleri, yetkinlikleri, alışkanlıkları, öğrenme biçimleri, ilişkileri yönetme süreçleri, okul iklimi gibi pek çok şey çocuğun başarı ya da başarısızlığında rol oynuyor. Ancak bunlar içerisinde en etkili ve belirleyici olanı anne-baba tutumunun olduğu da biliniyor.
Eğitim sistemimizde de ölçme ve değerlendirme uygulamalarımız maalesef başarısızlığa odaklı, çocuklara olumlu geri bildirim vermeyen, onların başardıklarına değil başaramadıklarına odaklanılan bir yapı var. Bu yaklaşım nedeniyle de çocuklar, önce anne-babalarına sonra öğretmenlerine, arkadaşlarına ve yakın çevresine neden başaramadıklarının hesabını vermek durumunda kalıyorlar.
Kırık notların düzeltilmesinde çocuğa yol gösterecek bir pusula, bir klavuz gerekir. Bu da evde aile, okulda öğretmendir.
Karne sonuçları aşağı yukarı her anne babanın bildiği çok da sürpriz olmayan sonuçlardır. Sonuçlar doğru okunduğunda ikinci dönem neler yapılması gerektiği konusunda hem çocuklar hem de anne-babalar doğru kararlar alabilirler. Unutulmamalı henüz birinci dönem yeni bitmiş ikinci dönem de henüz başlamamıştır.
Aslında karneyle ortaya çıkan sonuç var olan eksikliklerin neler olduğunu bize göstermektedir. Sonuç olumsuz da olsa bunu bir fırsata dönüştürmek ve yeni bir değerlendirme yapma şansı hala vardır. Tutum ve davranış değişikliği, yöntemsel farklılıklar, neyi farklı yaparsam sonuç değişir düşüncesi başarı getirebilir. Her gün baş ağrısı çeken birinin bu ağrıdan kurtulmak için aynı ilacı tekrar tekrar alması sorunu çözmez, sonuç vermeyen tutum ve davranışlar da hedefe götürmez.
Anne baba olarak kırık karne sonuçları nedeniyle çocuklara tatili zehir edecek yasaklar koymak, baskılar kurmak onlarla olan ilişkileri bozar. Çocuğa rağmen başarı ve çözüm de mümkün değildir. Birlikte oturup belirli aralıklarla konuşmalar yapmak duygu paylaşımını artırdığı gibi başarısızlıkların nedenleri üzerinde uzlaşabilmek de mevcut sorunların çözümünü kolaylaştırır.
Bilinen ve teyit edilen aslında çocuğun potansiyelinin farkına varılması ve bu potansiyelin ortaya konması için izlenen yolların çeşitlendirilmesi ve zenginleştirilmesidir. Bu da ancak ailenin desteğiyle mümkün olabilir.
Çocuğun karnesindeki kırıklara yaşamdaki başarısının değil, okulda derslerine yeterli çalışmadığının bir göstergesi olarak bakabilen ve durumu bütünsel değerlendirmeyen bir yaklaşım çocuğun istediği desteği ve güveni verir.
Öğrenilmiş çaresizlik duygusu bu çocukların en fazla göze çarpan sorunlarıdır. Çocuklar ne yaparlarsa yapsınlar bazı derslerde hiç iyi not alamıyorlar ve bu eğişi hiç aşamıyorlardır. Çocuklar açıkça söylemeseler de zorlandıkları bu anlarda anne babalarından ya da öğretmenlerinden destek beklerler. Bu desteğin bir göstergesi anne-babanın daha yakın ilgisi ve okul öğretmenleriyle kurduğu dirsek temasının artmasıdır.
Çocuğa, elde edilen sonuç kadar gösterilen çabanın önemli olduğu mesajı da inanarak verilmelidir. Çocuğun iyi notların yanında zayıf notlar alabileceği ve bu durumun çalışarak düzletilebileceğini bilmek ve ona güvenildiğini göstermek önemlidir.
Çocuklar İçin;
Sonuç ne olursa olsun tatil bir dinlenme, yeniden düşünme ve karar alma zamanıdır, bunu iyi değerlendirmeliler. Bazen çok istemelerine ve çok çabalamalarına rağmen bazı dersleri başaramayabilirler. Başarı, elimizden gelenin en iyisini yapabilmek ve kendi içimizde gelişim gösterebilmektir.
Bu doğrultuda ikinci dönem için kendi yeteneklerine uygun gerçekçi hedeflerle, iyi bir planlama yapmalı ve zamanı iyi kullanabilmeyi başarmaları gerekir.
Motivasyonlarını yüksek tutmak, karnedeki kırıklara odaklanmadan ve gözleri korkmadan kendi öğrenme biçimlerine uygun bir ders çalışma planı hazırlamalılar.
Düzenli ve aralıklı konu tekrarları yapmak, çalışılacak konular uzun ise onu parçalara bölerek çalışmak, konu kısa ise de o konuyu da bütün olarak çalışmak akılda kalıcılığı artırır ve öğrenmeyi kolaylaştırır.
Ders çalışmak gibi ilgi çekmeyen, zor ve sıkıntılı işler hep ertelenir, ertelemek için de bahaneler üretilir. Ancak başarı için sistemli çalışmak gerekir.
Çalışma saatleri en iyi öğrenilen, dikkatin en iyi olduğu zamanlara göre ayarlanmalı ve saatlerce çalışmak yerine kısa aralıklarla mola vererek çalışılmalı.
Ders çalışma sırası da önemlidir. En verimli zamanda daha zorlanılan derslerin çalışılması, benzer derslerin arka arkaya çalışılmayarak araya farklı dersler konulması verimi artırır.
Son olarak bilimsel araştırmalar düzenli uykunun ve doğru beslenmenin öğrenmeyi ve öğrenilenleri kalıcı hale getirdiğini söylüyor, bu nedenle çocuklar hem beslenmelerine dikkat etmeliler hem de düzenli uyku almaya gayret etmeliler.
Son Güncelleme: Pazartesi, 27 Ocak 2014 11:21
Gösterim: 2187