Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

ABD'de skandal... Mississippi eyaletinde okulundan uzaklaştırma alan çocukların gönderildiği 'Gençlik Gözaltı Tesisi'nde bir cezaevi kurulduğu ortaya çıktı. Alternatif okulda en hafif suçu işleyen çocukların sonu bile pis hücreler

Okulda mini Guantanamo!ABD Adalet Bakanlığı'nın yazdığı bir mektup, ülkenin en büyük eyaletlerinden biri olan Mississippi'de yaşanan rezaleti ortaya çıkardı. Lauderdale İlçesinde bulunan 'Gençlik Gözaltı Tesisi'ne gelen öğrencilerin inanılmaz muamelelere maruz kaldığı belirlendi.

Okullarından uzaklaştırma cezası alan tüm öğrencilerin gönderildiği merkezde, en küçük hataya bile oldukça ağır cezalar verildiği ortaya çıktı. İddialara göre, çok konuşmak veya arkasına yaslanmamak gibi küçük suçlardan dolayı bile pis hücrelerde bırakılan 'merkez sakinleri', göz yaşartıcı sıvıyla eziyet çekiyordu.

EN ETKİLENEN AFRO-ABD'LİLER

Konuyla ilgili soruşturma başlatan ve Lauderdale İlçesi yetkililerini bir 'okul-cezaevi hattı' işletmekle itham eden Adalet Bakanlığı yetkilileri, gençlerin anayasal haklarını ihlal edecek şekilde gözaltına gönderildiğini söyledi. Bakanlık, bu sistemden en çok etkilenen öğrencilerin Afro-Amerikan çocuklar ve engelli çocuklar olduğunu belirtti.

(akşam)

> Okulda mini Guantanamo!

ABD'de skandal... Mississippi eyaletinde okulundan uzaklaştırma alan çocukların gönderildiği 'Gençlik Gözaltı Tesisi'nde bir cezaevi kurulduğu ortaya çıktı. Alternatif okulda en hafif suçu işleyen çocukların sonu bile pis hücreler

Okulda mini Guantanamo!ABD Adalet Bakanlığı'nın yazdığı bir mektup, ülkenin en büyük eyaletlerinden biri olan Mississippi'de yaşanan rezaleti ortaya çıkardı. Lauderdale İlçesinde bulunan 'Gençlik Gözaltı Tesisi'ne gelen öğrencilerin inanılmaz muamelelere maruz kaldığı belirlendi.

Okullarından uzaklaştırma cezası alan tüm öğrencilerin gönderildiği merkezde, en küçük hataya bile oldukça ağır cezalar verildiği ortaya çıktı. İddialara göre, çok konuşmak veya arkasına yaslanmamak gibi küçük suçlardan dolayı bile pis hücrelerde bırakılan 'merkez sakinleri', göz yaşartıcı sıvıyla eziyet çekiyordu.

EN ETKİLENEN AFRO-ABD'LİLER

Konuyla ilgili soruşturma başlatan ve Lauderdale İlçesi yetkililerini bir 'okul-cezaevi hattı' işletmekle itham eden Adalet Bakanlığı yetkilileri, gençlerin anayasal haklarını ihlal edecek şekilde gözaltına gönderildiğini söyledi. Bakanlık, bu sistemden en çok etkilenen öğrencilerin Afro-Amerikan çocuklar ve engelli çocuklar olduğunu belirtti.

(akşam)

Son Güncelleme: Salı, 14 Ağustos 2012 10:26

Gösterim: 1618

Anadolu Üniversitesi öğrencileri yeniden eylemde

Öğrenciler, yaklaşık iki ay önce yaptıkları eylemden sonra üniversite yönetimince verilen sözlerin yerine getirilmediğini iddia ederek, yeniden eylem kararı aldı

Anadolu Üniversitesi'nde (AÜ), İngilizce hazırlık sınıfı öğrencileri, sınavlarda başarısız oldukları gerekçesiyle yaklaşık iki ay önce yaptıkları eylemin ardından üniversite yönetiminin verdiği sözleri yerine getirmediğini iddia ederek, yeniden eylem kararı aldı.Rektörlük önünde toplanan ve ''Çin Seddi'ni geçtik, hazırlığı geçemedik'', ''Verilen sözler tutulsun'' yazılı pankartlar bulunan öğrenciler, bir süre slogan attı.

Daha sonra grup adına açıklama yapan Kadir Demir, Yabancı Diller Yüksekokulu öğrencileri olarak yaklaşık iki ay önce sınavlarda başarısız oldukları ve mevcut sistemin değişmesi talebiyle iki hafta süren eylem yaptıklarını hatırlattı.

Bu eylem sonucu Rektör Yardımcısı Meryem Akoğlan Kozak'tan hazırlık sınıfını geçme sözü aldıklarını dile getiren Demir, şöyle konuştu:

''Bu sözün ardından AÜ Senatosu toplandı ve hazırlıkla ilgili bir dizi kararlar aldı. Senatoda alınan kararlar, üniversitenin web sitesinde yayınlandı ve öğrenci mağduriyetlerinin çoğu giderilmiş gözüküyordu. Kararı sitede gören öğrencilerin çoğu üniversiteye güvenerek bir sonraki gün yapılacak sınava girmedi. Ancak kararların üniversitenin internet sitesinde yayınlanmasından bir gün sonra sitedeki kararların bir kısmı değiştirildi ve bölümü yüzde 30 İngilizce olanlar için alınan karara, 'Bu karar 2013-2014 yılından itibaren geçerlidir' ve 'Bu kararın YÖK'e sunulmasına' ibaresi eklendi. Bir günde değişen maddeler, öğrencilerin kararı görüp sınava girmemeleri gibi daha çok mağduriyet yarattı.''

Demir, mağduriyetin giderilmesi konusunda karar çıkmaması yüzünden 2 Eylül'de tekrar çadır kurarak Rektörlük önünde eyleme başlayacaklarını sözlerine ekledi.

Grup, açıklamanın ardından olaysız dağıldı.

> Üniversite öğrencilerinden ‘hazırlık sınıfı’ karşıtı eylem

Anadolu Üniversitesi öğrencileri yeniden eylemde

Öğrenciler, yaklaşık iki ay önce yaptıkları eylemden sonra üniversite yönetimince verilen sözlerin yerine getirilmediğini iddia ederek, yeniden eylem kararı aldı

Anadolu Üniversitesi'nde (AÜ), İngilizce hazırlık sınıfı öğrencileri, sınavlarda başarısız oldukları gerekçesiyle yaklaşık iki ay önce yaptıkları eylemin ardından üniversite yönetiminin verdiği sözleri yerine getirmediğini iddia ederek, yeniden eylem kararı aldı.Rektörlük önünde toplanan ve ''Çin Seddi'ni geçtik, hazırlığı geçemedik'', ''Verilen sözler tutulsun'' yazılı pankartlar bulunan öğrenciler, bir süre slogan attı.

Daha sonra grup adına açıklama yapan Kadir Demir, Yabancı Diller Yüksekokulu öğrencileri olarak yaklaşık iki ay önce sınavlarda başarısız oldukları ve mevcut sistemin değişmesi talebiyle iki hafta süren eylem yaptıklarını hatırlattı.

Bu eylem sonucu Rektör Yardımcısı Meryem Akoğlan Kozak'tan hazırlık sınıfını geçme sözü aldıklarını dile getiren Demir, şöyle konuştu:

''Bu sözün ardından AÜ Senatosu toplandı ve hazırlıkla ilgili bir dizi kararlar aldı. Senatoda alınan kararlar, üniversitenin web sitesinde yayınlandı ve öğrenci mağduriyetlerinin çoğu giderilmiş gözüküyordu. Kararı sitede gören öğrencilerin çoğu üniversiteye güvenerek bir sonraki gün yapılacak sınava girmedi. Ancak kararların üniversitenin internet sitesinde yayınlanmasından bir gün sonra sitedeki kararların bir kısmı değiştirildi ve bölümü yüzde 30 İngilizce olanlar için alınan karara, 'Bu karar 2013-2014 yılından itibaren geçerlidir' ve 'Bu kararın YÖK'e sunulmasına' ibaresi eklendi. Bir günde değişen maddeler, öğrencilerin kararı görüp sınava girmemeleri gibi daha çok mağduriyet yarattı.''

Demir, mağduriyetin giderilmesi konusunda karar çıkmaması yüzünden 2 Eylül'de tekrar çadır kurarak Rektörlük önünde eyleme başlayacaklarını sözlerine ekledi.

Grup, açıklamanın ardından olaysız dağıldı.

Son Güncelleme: Salı, 14 Ağustos 2012 08:16

Gösterim: 2111

ÖSYM, basında çıkan sahte belgelerle üniversitelere öğrenci yerleştirilmesi konusunda rektörlerin destek isteği haberlerine karşı bir açıklama yaptı.

ÖSYM: Sınav sonuçları ilgili kurumlarla paylaşılıyorÖSYM'nin internet sitesinden yapılan açıklamada, “ÖSYM tarafından yapılan tüm sınavlara ait sınav ve yerleştirme sonuç bilgileri, üniversiteler ve diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının elektronik olarak paylaşımına açıktır” denildi.

ÖSYM’nin açıklaması şöyle;

Haberde;

“Doğu ve Güneydoğu Anadolu üniversite rektörleri, ÖSYM'nin lisans sonrası yaptığı sınavların sonuçlarını mutlaka üniversitelerle paylaşması gerektiği uyarısında bulunuyor. Terör örgütünün üniversitelerdeki bazı bölümlere adam yerleştirmek ve para kazanmak için ÖSYM'nin bütün sınav sonuçlarıyla ilgili her türlü sahte evrakı düzenlediğine dikkat çekiliyor. Terör örgütü PKK/KCK ile bağlantılı sınav çetesinin yüksek lisans ve doktora programlarına girmek isteyenlere sahte sonuç belgesi hazırladığı iddiaları öğrenci alımlarını olumsuz etkiliyor. Bu duruma dikkat çeken Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki rektörler, ÖSYM'ye şu çağrıda bulundu: "Sınav sonuçları bizimle paylaşılırsa örgütün sahte evrakla üniversitelere adam yerleştirmesinin önüne geçmek kolaylaşır."

denilmektedir.

ÖSYM tarafından yapılan tüm sınavlara ait sınav ve yerleştirme sonuç bilgileri, Üniversiteler ve diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının elektronik olarak paylaşımına açıktır. Üniversiteler ve diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşları talep ettikleri takdirde, kendilerine ÖSYM tarafından internet erişim şifresi verilmektedir. Bugüne kadar 178 üniversite (KKTC ve yurtdışı dahil) ile 355 kuruma elektronik ortamda veri teyidi için şifre tahsis edilmiştir. Kurumlar, kendilerine resmi olarak bildirilen erişim şifreleri ile adayların sınav ve yerleştirme sonuç bilgilerini elektronik ortamda edinerek, adaylar tarafından kendilerine verilen sınav sonuçlarının teyidini yapabilmektedir.

ÖSYM, yapmış olduğu sınavların sonuç bilgilerini, kişisel bilgiler dışında, ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşımına azami gayret ve hassasiyeti göstermektedir.

> ÖSYM: Sınav sonuçları ilgili kurumlarla paylaşılıyor

ÖSYM, basında çıkan sahte belgelerle üniversitelere öğrenci yerleştirilmesi konusunda rektörlerin destek isteği haberlerine karşı bir açıklama yaptı.

ÖSYM: Sınav sonuçları ilgili kurumlarla paylaşılıyorÖSYM'nin internet sitesinden yapılan açıklamada, “ÖSYM tarafından yapılan tüm sınavlara ait sınav ve yerleştirme sonuç bilgileri, üniversiteler ve diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının elektronik olarak paylaşımına açıktır” denildi.

ÖSYM’nin açıklaması şöyle;

Haberde;

“Doğu ve Güneydoğu Anadolu üniversite rektörleri, ÖSYM'nin lisans sonrası yaptığı sınavların sonuçlarını mutlaka üniversitelerle paylaşması gerektiği uyarısında bulunuyor. Terör örgütünün üniversitelerdeki bazı bölümlere adam yerleştirmek ve para kazanmak için ÖSYM'nin bütün sınav sonuçlarıyla ilgili her türlü sahte evrakı düzenlediğine dikkat çekiliyor. Terör örgütü PKK/KCK ile bağlantılı sınav çetesinin yüksek lisans ve doktora programlarına girmek isteyenlere sahte sonuç belgesi hazırladığı iddiaları öğrenci alımlarını olumsuz etkiliyor. Bu duruma dikkat çeken Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki rektörler, ÖSYM'ye şu çağrıda bulundu: "Sınav sonuçları bizimle paylaşılırsa örgütün sahte evrakla üniversitelere adam yerleştirmesinin önüne geçmek kolaylaşır."

denilmektedir.

ÖSYM tarafından yapılan tüm sınavlara ait sınav ve yerleştirme sonuç bilgileri, Üniversiteler ve diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının elektronik olarak paylaşımına açıktır. Üniversiteler ve diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşları talep ettikleri takdirde, kendilerine ÖSYM tarafından internet erişim şifresi verilmektedir. Bugüne kadar 178 üniversite (KKTC ve yurtdışı dahil) ile 355 kuruma elektronik ortamda veri teyidi için şifre tahsis edilmiştir. Kurumlar, kendilerine resmi olarak bildirilen erişim şifreleri ile adayların sınav ve yerleştirme sonuç bilgilerini elektronik ortamda edinerek, adaylar tarafından kendilerine verilen sınav sonuçlarının teyidini yapabilmektedir.

ÖSYM, yapmış olduğu sınavların sonuç bilgilerini, kişisel bilgiler dışında, ilgili kurum ve kuruluşlarla paylaşımına azami gayret ve hassasiyeti göstermektedir.

Son Güncelleme: Pazartesi, 13 Ağustos 2012 14:51

Gösterim: 1648

Kazandıkları üniversite yerine başka üniversiteden mezun edildiler

Selçuk Üniversitesi 'nden 2010 yılında ayrılarak kurulan Konya Üniversitesi'nin ismi daha sonra Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak değiştirildi. Üniversiteyi 2010 öncesinde kazanan öğrenciler, Selçuk Üniversitesi diplomasıyla mezun olamayacak. YÖK, hangi tarihte mezun olursa olsunlar öğrencilerin diplomalarına Necmettin Erbakan Üniversitesi yazılmasını istedi.Bu duruma öğrenciler tepkili.

Selçuk Üniversitesi 'nden 2010 yılında ayrılarak kurulan Konya Üniversitesi'nin isminin Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak değiştirilmesiyle üniversiteyi 2010 öncesinde kazanan öğrencilere, YÖK’ten Selçuk Üniversitesi diplomasıyla mezun olamayacakları bildirildi. Selçuk Üniversitesi’ni kazandıkları halde diplomalarında bu üniversitenin yazmamasına öğrencilerin tepkisi büyük. Bu konunun gündeme gelmesi için irtibata geçen öğrenciler cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve YÖK’e defalarca başvuru yaptıkları halde bir sonuç alamadıklarını ve YÖK’ten kazanılmış haklarının geri verilmesini talep ediyorlar.

Bu öğrencilerin açıklaması şöyle;

21 Temmuz 2010'da yayınlanan resmi gazetede ek madde 129'da Konya Üniversite'sinin kurulmuş olduğu açıklandı. 2010-2011 ve 2011-2012  eğitim öğretim yıllarında Selçuk Üniversitesi'nin Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi'ni, Meram Tıp Fakültesi'ni ve İlahiyat Fakültesi'ni tercih eden öğrenciler şu an ismi değiştirelerek Prof. Dr. Necmettin Erbakan Üniversitesi olan Konya Üniversitesi öğrencileri olmuşlardır. 2012-2013 eğitim öğretim yılından önce Selçuk Üniversitesi'ni tercih ederek gelen öğrencilerin mezun oldukları zaman diplomalarında Selçuk Üniversitesi yazacağı defalarca söylenmiştir. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu kazanmış olduğu üniversitenin diplomasıyla mezun olmak istediğini belirtmiştir. Yoğunlaşan itirazlar sonucunda Necmettin Erbakan Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Muzaffer ŞEKER öğrencilerin isteklerini YÖK'e bildirmiş olduğunu açıklamıştır. Ancak YÖK, bu durumun pek çok soruna yol açacağını ileri sürerek öğrencinin mezun olduğu tarihte hangi üniversitenin bünyesinde olduğuna bakılmasına karar vermiştir. Prof. Dr Necmettin Erbakan Üniversitesi öğrencileri olarak tek bir isteğimiz var  o da kazanmış olduğumuz üniversitenin diplomasını alabilmek. Bu konudaki isteklerimizi başbakanlık, cumhurbaşkanlık gibi pek çok mevkiye de yazdık. Şimdi hakkımızda verilecek kararı beklemekten başka yapabileceğimiz hiçbir şey yok.

eğitimtercihi

.

> Üniversite öğrencilerine farklı diploma şoku

Kazandıkları üniversite yerine başka üniversiteden mezun edildiler

Selçuk Üniversitesi 'nden 2010 yılında ayrılarak kurulan Konya Üniversitesi'nin ismi daha sonra Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak değiştirildi. Üniversiteyi 2010 öncesinde kazanan öğrenciler, Selçuk Üniversitesi diplomasıyla mezun olamayacak. YÖK, hangi tarihte mezun olursa olsunlar öğrencilerin diplomalarına Necmettin Erbakan Üniversitesi yazılmasını istedi.Bu duruma öğrenciler tepkili.

Selçuk Üniversitesi 'nden 2010 yılında ayrılarak kurulan Konya Üniversitesi'nin isminin Necmettin Erbakan Üniversitesi olarak değiştirilmesiyle üniversiteyi 2010 öncesinde kazanan öğrencilere, YÖK’ten Selçuk Üniversitesi diplomasıyla mezun olamayacakları bildirildi. Selçuk Üniversitesi’ni kazandıkları halde diplomalarında bu üniversitenin yazmamasına öğrencilerin tepkisi büyük. Bu konunun gündeme gelmesi için irtibata geçen öğrenciler cumhurbaşkanlığı, başbakanlık ve YÖK’e defalarca başvuru yaptıkları halde bir sonuç alamadıklarını ve YÖK’ten kazanılmış haklarının geri verilmesini talep ediyorlar.

Bu öğrencilerin açıklaması şöyle;

21 Temmuz 2010'da yayınlanan resmi gazetede ek madde 129'da Konya Üniversite'sinin kurulmuş olduğu açıklandı. 2010-2011 ve 2011-2012  eğitim öğretim yıllarında Selçuk Üniversitesi'nin Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi'ni, Meram Tıp Fakültesi'ni ve İlahiyat Fakültesi'ni tercih eden öğrenciler şu an ismi değiştirelerek Prof. Dr. Necmettin Erbakan Üniversitesi olan Konya Üniversitesi öğrencileri olmuşlardır. 2012-2013 eğitim öğretim yılından önce Selçuk Üniversitesi'ni tercih ederek gelen öğrencilerin mezun oldukları zaman diplomalarında Selçuk Üniversitesi yazacağı defalarca söylenmiştir. Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu kazanmış olduğu üniversitenin diplomasıyla mezun olmak istediğini belirtmiştir. Yoğunlaşan itirazlar sonucunda Necmettin Erbakan Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Muzaffer ŞEKER öğrencilerin isteklerini YÖK'e bildirmiş olduğunu açıklamıştır. Ancak YÖK, bu durumun pek çok soruna yol açacağını ileri sürerek öğrencinin mezun olduğu tarihte hangi üniversitenin bünyesinde olduğuna bakılmasına karar vermiştir. Prof. Dr Necmettin Erbakan Üniversitesi öğrencileri olarak tek bir isteğimiz var  o da kazanmış olduğumuz üniversitenin diplomasını alabilmek. Bu konudaki isteklerimizi başbakanlık, cumhurbaşkanlık gibi pek çok mevkiye de yazdık. Şimdi hakkımızda verilecek kararı beklemekten başka yapabileceğimiz hiçbir şey yok.

eğitimtercihi

.

Son Güncelleme: Pazartesi, 13 Ağustos 2012 17:12

Gösterim: 4766

Star Gazetesi’nden Seda Çakmak’ın haberine göre, Harp okullarından son 12 yılda 2 bin öğrenci ayrıldı. İşkenceyi aratmayan baskıların sonunda okulunu bırakmak ve yüklü bir tazminat ödemek zorunda kalan öğrenciler iade-i itibar istiyor.

Subay olmak hayaliyle Harp Okulu’nda öğrenim gören birçok genç, omuzlarında rütbe yerine TSK tarafından hanelerine yazılan tazminat davalarının yükünü taşıyor. 2000 yılından bu yana yaklaşık 2 bin öğrenci, maruz kaldıkları  fiziki ve psikolojik baskı nedeniyle Harp Okulu’ndan ayrıldı. Öğrencilerin yüzde 80’ine “eğitim ve öğretimlerde gerekli psikolojik-fiziki dayanıklılığı gösteremediği” iddiasıyla hazırlanmış matbu dilekçe imzalatıldı. AYİM’e başvuran öğrencilerden sadece 8’i geri dönmeye hak kazandı. Geri kalanlar ise, binlerce lira tazminat ödemeye mahkum edildi. Tek istediklerinin iade-i itibar olduğunu belirten öğrenciler yaşadıklarını STAR’a anlattı.

TUVALETTEN DOLDURULAN PİS SULARI İÇİRDİLER

Çağatay Güven: Tuvaletten doldurulan pis suları istifra edene kadar içiriliyor, eğitim alanındaki platformdan ‘ben hiçbir işe yaramam’ diye bağırtılarak atlatılıyorduk. Geceleri subay tarafından toplanıp tam teçhizatlı buz gibi denize sokulup üzerimize kum dökülüyor, istifra edene kadar su içiriliyor, çöp kovasına baş aşağı sokulup ‘ben çöpüm’ diye bağırtılıyorduk. Ayrılmamızın imkansız olduğu bizlere her defasında tekrar söyleniyor, ‘tazminatları ödeyemezsiniz’ deniyordu. Facebook şifremi subaya vermediğim için 7 gün oda hapsi aldım.

BİR ARKADAŞIMIZ TALİM SIRASINDA ÖLDÜ

Veli Cihan Gökkaya: Yaz sıcağında, öğle vakti tepelerde çukur kazıyorduk. Sıcaklar öylesine bunaltıcıydı ki bir Harbiyeli o kampta susuzluk ve aşırı yüklenme sonucu yere yığılarak can verdi. Okuldan ayrılma kararı almak zorunda kaldık. Beni kendi isteğimle ayrılıyor gibi göstermek için de, ayrılma dilekçeme müdahale ettiler. Ellerindeki hazır matbu evrakı imzalattılar. Mobbing faaliyetleri neticesinde benim tazminat almam gerekirken, benden tazminat isteniyor. İtibarımızın iade edilmesini istiyoruz.

HAKSIZ YERE ALINAN TAZMİNATLAR KALKMALI

Tuğrul Yıldırım: Acımasızca, hukuksuzca askeri okullardan çıkmaya zorlandık. Omuzlarımızda görmek istediğimiz rütbeler yerine tazminat yükleri konuldu. Yaşadıklarımız yetmezmiş gibi ‘yaşamaya hiç hakkın yok’ denildi. Yılmadık ve TSK’dan Ayrılan ve Atılan Öğrenciler Platformunu kurduk. Fazlasını istemiyoruz, sadece haksız alınan tazminatlar kalksın ve bize bunu yapanlardan hesap sorulsun istiyoruz. Bizden bu ömrü çalanı istiyoruz.

MİDESİ YIRTILANA KADAR KUSTURUYORLARDI

Fatih Ecevit: Şok mangasında arkadaşlar zorla kilometrelerce koşturulup sonra zorla su içirilip, midesi yırtılana dek kusturuluyorlardı. Teneffüs aralarında duvarın karşısına geçip duvarla konuşmam isteniyordu. Ders bitimlerinden etüt saatlerine kadar sürat eğitimleri yapıyor ve sürünerek koridorları temizlemem isteniyordu. Etütler bittikten sonra ise yat saatine kadar olan sürede bu eğitimler devam ediyordu.

ISITICILARI AÇTILAR VE SU İÇMEMİZE İZİN VERİLMEDİ

Turgut Selman Türkler: Fiziksel ve psikolojik baskılar yapıldı. Bu baskılar o derece abartıldı ki amfinin ısıtıcıları açılarak susuz bir şekilde askeri prosedüre uymayacak şekilde eğitimler yaptırıldı. Uzun bir süre susuz bir şekilde merdivenleri koşarak inip çıktık. Daha sonra bize 1 dakika içerisinde su içip gelmemiz için emir verdiler. Bizler de koşarak harp okulunun tuvaletine giderek yaklaşık 40 kişi 3 lavabodan su içmeye çalıştık fakat benim gibi sıra gelmeyenler pis olan tuvaletin alt çeşmesinden su içmek zorunda kaldı. Vücudumda  yaralar oluştu ve kamuflajım yırtıldı. O sıra ailem beni ziyarete gelmişti. Fakat ailemin beni böyle görmemesi gerektiğini ve elimi yüzümü yıkamam için emir verdi. Kollarımdaki kan izlerini kendisi yıkayarak kendisi ailemin yanına gönderdi.

OKULA GİRDİĞİMİZ ANDA TASFİYE PLANI HAZIRDI

Melih Karaduman: Kara Harp Okuluna kapıdan girmemizden itibaren komutanların elindeki ajandalarda yapıştırılmış resimler, yanlarında yazan isimler ve isimler hakkında yazılanlara bakılarak bir tasfiye planına girişildi. Talimlerde yere yattığımızda vücudumuza ve kafamıza tekmelerle vuruluyordu. Bir keresinde takım komutanı beni odasında sadece alt iç çamaşırım ile kalmak zorunda bıraktı.

50 BİN LİRA TAZMİNAT ÖDEMEK ZORUNDAYIM

Mert Tunçbilek: Sadece tuvaletteki klozetin içindeki boru su damlattığı için ben 3 Gün Oda Hapsi Cezası aldım. Disiplin puanlarımı bitirmek ve beni okuldan ayrılmaya zorlamak için akıllara gelmeyecek adaletsizlikler, tuzaklar yapıldı. Ayrılmak zorunda kaldım. Şimdi ise 50.000 TL. tazminat yüküyle karşı karşıyayım. Oysaki henüz bir işim ya da mesleğim yok. Ben vatana ihanet etmedim. Harp  Okulu’ndaki yıldırma olaylarına da soruşturma açılsın.

Potansiyel zorbalar bulunmalı

Kamuoyunda öğrencilerin eğitimlerde başarısız oldukları gerekçesiyle ordudan ayrıldığına dair yaratılan algının yanlış olduğunu ifade eden Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) üyesi Emekli Kıdemli Yüzbaşı Ekrem Ata, baskı gören öğrencilerin milli-manevi değerlere bağlı, milliyetçi-muhafazakar aile yapısına sahip öğrencilerin arasından seçildiğini belirterek, “Sadece yeni yasayla tazminatlara iyileştirme getirildi. Ancak yeterli değil” dedi.

Mobbing Uzmanı, Emekli Öğretmen Kıdemli Binbaşı Şaban Çobanoğlu da, “Bu bir duygusal saldırı, psikolojik şiddet, hatta terördür. Bir veya birkaç kişi tarafından diğer kişilere yönelik düşmanca ve ahlakdışı yöntemlerle sistematik biçimde ve defalarca uygulanan teröre mobbing diyoruz. Burada bir grup seçilmiş ve bu öğrenciler kendilerine ne olduğunu anlayamamış. Kişilerin itibarlarına saldırıp akıl hastasıymış gibi davranıyorlar. Herkesin içinde küçük düşürüp inançlarıyla alay ediliyor. Fiziksel sağlıkları ciddi olarak tehdit edilmiş, sözlü ve fiili tacizler söz konusu. Niyetlenmiş mobbing çok daha tahripkardır. Hatta akli denge sınırları zorlanabilir. Bir kurum kendi içindeki potansiyel zorbaları ve kurbanları saptamak zorundadır. Bu da komutana düşer” dedi.

(star)

> Harp okullarında ‘harap’ olmuş öğrenciler

Star Gazetesi’nden Seda Çakmak’ın haberine göre, Harp okullarından son 12 yılda 2 bin öğrenci ayrıldı. İşkenceyi aratmayan baskıların sonunda okulunu bırakmak ve yüklü bir tazminat ödemek zorunda kalan öğrenciler iade-i itibar istiyor.

Subay olmak hayaliyle Harp Okulu’nda öğrenim gören birçok genç, omuzlarında rütbe yerine TSK tarafından hanelerine yazılan tazminat davalarının yükünü taşıyor. 2000 yılından bu yana yaklaşık 2 bin öğrenci, maruz kaldıkları  fiziki ve psikolojik baskı nedeniyle Harp Okulu’ndan ayrıldı. Öğrencilerin yüzde 80’ine “eğitim ve öğretimlerde gerekli psikolojik-fiziki dayanıklılığı gösteremediği” iddiasıyla hazırlanmış matbu dilekçe imzalatıldı. AYİM’e başvuran öğrencilerden sadece 8’i geri dönmeye hak kazandı. Geri kalanlar ise, binlerce lira tazminat ödemeye mahkum edildi. Tek istediklerinin iade-i itibar olduğunu belirten öğrenciler yaşadıklarını STAR’a anlattı.

TUVALETTEN DOLDURULAN PİS SULARI İÇİRDİLER

Çağatay Güven: Tuvaletten doldurulan pis suları istifra edene kadar içiriliyor, eğitim alanındaki platformdan ‘ben hiçbir işe yaramam’ diye bağırtılarak atlatılıyorduk. Geceleri subay tarafından toplanıp tam teçhizatlı buz gibi denize sokulup üzerimize kum dökülüyor, istifra edene kadar su içiriliyor, çöp kovasına baş aşağı sokulup ‘ben çöpüm’ diye bağırtılıyorduk. Ayrılmamızın imkansız olduğu bizlere her defasında tekrar söyleniyor, ‘tazminatları ödeyemezsiniz’ deniyordu. Facebook şifremi subaya vermediğim için 7 gün oda hapsi aldım.

BİR ARKADAŞIMIZ TALİM SIRASINDA ÖLDÜ

Veli Cihan Gökkaya: Yaz sıcağında, öğle vakti tepelerde çukur kazıyorduk. Sıcaklar öylesine bunaltıcıydı ki bir Harbiyeli o kampta susuzluk ve aşırı yüklenme sonucu yere yığılarak can verdi. Okuldan ayrılma kararı almak zorunda kaldık. Beni kendi isteğimle ayrılıyor gibi göstermek için de, ayrılma dilekçeme müdahale ettiler. Ellerindeki hazır matbu evrakı imzalattılar. Mobbing faaliyetleri neticesinde benim tazminat almam gerekirken, benden tazminat isteniyor. İtibarımızın iade edilmesini istiyoruz.

HAKSIZ YERE ALINAN TAZMİNATLAR KALKMALI

Tuğrul Yıldırım: Acımasızca, hukuksuzca askeri okullardan çıkmaya zorlandık. Omuzlarımızda görmek istediğimiz rütbeler yerine tazminat yükleri konuldu. Yaşadıklarımız yetmezmiş gibi ‘yaşamaya hiç hakkın yok’ denildi. Yılmadık ve TSK’dan Ayrılan ve Atılan Öğrenciler Platformunu kurduk. Fazlasını istemiyoruz, sadece haksız alınan tazminatlar kalksın ve bize bunu yapanlardan hesap sorulsun istiyoruz. Bizden bu ömrü çalanı istiyoruz.

MİDESİ YIRTILANA KADAR KUSTURUYORLARDI

Fatih Ecevit: Şok mangasında arkadaşlar zorla kilometrelerce koşturulup sonra zorla su içirilip, midesi yırtılana dek kusturuluyorlardı. Teneffüs aralarında duvarın karşısına geçip duvarla konuşmam isteniyordu. Ders bitimlerinden etüt saatlerine kadar sürat eğitimleri yapıyor ve sürünerek koridorları temizlemem isteniyordu. Etütler bittikten sonra ise yat saatine kadar olan sürede bu eğitimler devam ediyordu.

ISITICILARI AÇTILAR VE SU İÇMEMİZE İZİN VERİLMEDİ

Turgut Selman Türkler: Fiziksel ve psikolojik baskılar yapıldı. Bu baskılar o derece abartıldı ki amfinin ısıtıcıları açılarak susuz bir şekilde askeri prosedüre uymayacak şekilde eğitimler yaptırıldı. Uzun bir süre susuz bir şekilde merdivenleri koşarak inip çıktık. Daha sonra bize 1 dakika içerisinde su içip gelmemiz için emir verdiler. Bizler de koşarak harp okulunun tuvaletine giderek yaklaşık 40 kişi 3 lavabodan su içmeye çalıştık fakat benim gibi sıra gelmeyenler pis olan tuvaletin alt çeşmesinden su içmek zorunda kaldı. Vücudumda  yaralar oluştu ve kamuflajım yırtıldı. O sıra ailem beni ziyarete gelmişti. Fakat ailemin beni böyle görmemesi gerektiğini ve elimi yüzümü yıkamam için emir verdi. Kollarımdaki kan izlerini kendisi yıkayarak kendisi ailemin yanına gönderdi.

OKULA GİRDİĞİMİZ ANDA TASFİYE PLANI HAZIRDI

Melih Karaduman: Kara Harp Okuluna kapıdan girmemizden itibaren komutanların elindeki ajandalarda yapıştırılmış resimler, yanlarında yazan isimler ve isimler hakkında yazılanlara bakılarak bir tasfiye planına girişildi. Talimlerde yere yattığımızda vücudumuza ve kafamıza tekmelerle vuruluyordu. Bir keresinde takım komutanı beni odasında sadece alt iç çamaşırım ile kalmak zorunda bıraktı.

50 BİN LİRA TAZMİNAT ÖDEMEK ZORUNDAYIM

Mert Tunçbilek: Sadece tuvaletteki klozetin içindeki boru su damlattığı için ben 3 Gün Oda Hapsi Cezası aldım. Disiplin puanlarımı bitirmek ve beni okuldan ayrılmaya zorlamak için akıllara gelmeyecek adaletsizlikler, tuzaklar yapıldı. Ayrılmak zorunda kaldım. Şimdi ise 50.000 TL. tazminat yüküyle karşı karşıyayım. Oysaki henüz bir işim ya da mesleğim yok. Ben vatana ihanet etmedim. Harp  Okulu’ndaki yıldırma olaylarına da soruşturma açılsın.

Potansiyel zorbalar bulunmalı

Kamuoyunda öğrencilerin eğitimlerde başarısız oldukları gerekçesiyle ordudan ayrıldığına dair yaratılan algının yanlış olduğunu ifade eden Adaleti Savunanlar Derneği (ASDER) üyesi Emekli Kıdemli Yüzbaşı Ekrem Ata, baskı gören öğrencilerin milli-manevi değerlere bağlı, milliyetçi-muhafazakar aile yapısına sahip öğrencilerin arasından seçildiğini belirterek, “Sadece yeni yasayla tazminatlara iyileştirme getirildi. Ancak yeterli değil” dedi.

Mobbing Uzmanı, Emekli Öğretmen Kıdemli Binbaşı Şaban Çobanoğlu da, “Bu bir duygusal saldırı, psikolojik şiddet, hatta terördür. Bir veya birkaç kişi tarafından diğer kişilere yönelik düşmanca ve ahlakdışı yöntemlerle sistematik biçimde ve defalarca uygulanan teröre mobbing diyoruz. Burada bir grup seçilmiş ve bu öğrenciler kendilerine ne olduğunu anlayamamış. Kişilerin itibarlarına saldırıp akıl hastasıymış gibi davranıyorlar. Herkesin içinde küçük düşürüp inançlarıyla alay ediliyor. Fiziksel sağlıkları ciddi olarak tehdit edilmiş, sözlü ve fiili tacizler söz konusu. Niyetlenmiş mobbing çok daha tahripkardır. Hatta akli denge sınırları zorlanabilir. Bir kurum kendi içindeki potansiyel zorbaları ve kurbanları saptamak zorundadır. Bu da komutana düşer” dedi.

(star)

Son Güncelleme: Perşembe, 16 Ağustos 2012 12:26

Gösterim: 2294


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.