Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Hürriyeteğitim 24 Kasım Öğretmenler gününe özel sosyal paylaşım sitesi Twitter’da , #ÖğretmenDediğin etiketiyle herkesin düşüncelerini ifade edeceği bir etkinlik başlattı. Siz de görüşlerinizi ‘#ÖğretmenDediğin’ etiketiyle tweetleyin yayımlayalım
Hürriyeteğitim’in başlattığı etkinlikte bazı öne çıkan twetler;
#ÖğretmenDediğin ilk okuldaki çocuklara matematiği öğretirken parmakları değil, paraları sayacak. Az biraz zengin olun ya.
#ÖğretmenDediğin özlemi duyulan, sözleri her daim kulaklarında çınlayandır...
Kimi, #ÖğretmenDediğin Atatürk gibi olmalı, öğrettikleri yıllar boyu hatırlanmalı dedi, kimi #ÖğretmenDediğin Kel Mahmut gibi olmalı korkulmalı, çok sevilmeli, sahip çıkılmalı ve çıkmalı dedi.
Ve tabii ki, “Atanamıyoruz, yardım edin” diyerek herkese ve her yere mesaj yollayan öğretmenlerin işte bugün tam da sesini duyurma günü.
Tıpkı #ÖğretmenDediğin üç kuruşa bir ülkenin geleceğini inşa eden insan demektir diyenler gibi…
Siz de görüşlerinizi aşağıdaki mesaj sayfasına bırakabilirsiniz…
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Hürriyeteğitim 24 Kasım Öğretmenler gününe özel sosyal paylaşım sitesi Twitter’da , #ÖğretmenDediğin etiketiyle herkesin düşüncelerini ifade edeceği bir etkinlik başlattı. Siz de görüşlerinizi ‘#ÖğretmenDediğin’ etiketiyle tweetleyin yayımlayalım
Hürriyeteğitim’in başlattığı etkinlikte bazı öne çıkan twetler;
#ÖğretmenDediğin ilk okuldaki çocuklara matematiği öğretirken parmakları değil, paraları sayacak. Az biraz zengin olun ya.
#ÖğretmenDediğin özlemi duyulan, sözleri her daim kulaklarında çınlayandır...
Kimi, #ÖğretmenDediğin Atatürk gibi olmalı, öğrettikleri yıllar boyu hatırlanmalı dedi, kimi #ÖğretmenDediğin Kel Mahmut gibi olmalı korkulmalı, çok sevilmeli, sahip çıkılmalı ve çıkmalı dedi.
Ve tabii ki, “Atanamıyoruz, yardım edin” diyerek herkese ve her yere mesaj yollayan öğretmenlerin işte bugün tam da sesini duyurma günü.
Tıpkı #ÖğretmenDediğin üç kuruşa bir ülkenin geleceğini inşa eden insan demektir diyenler gibi…
Siz de görüşlerinizi aşağıdaki mesaj sayfasına bırakabilirsiniz…
Son Güncelleme: Cuma, 23 Kasım 2012 16:07
Gösterim: 1448
Eğitim Sen, Milli Eğitim Bakanlığı’nca düzenlenen 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamalarına katılmama kararı aldı.
Eğitim Sen Genel Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamalarını ''panikle'' bugüne alındığı ileri sürülerek, ''Oluşturduğumuz kamuoyu sonrasında gelebilecek tepkilerden korktuğunu, sorunlarımızın yakıcı gerçekliğini ve taleplerimizdeki haklılığımızı kanıtlamış oldu'' denildi.
Açıklamada, ''Bugün yapılması planlanan sahte kutlamalara katılmayarak yarın alanlara çıkacağız'' ifadeleri kullanıldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Eğitim Sen, Milli Eğitim Bakanlığı’nca düzenlenen 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamalarına katılmama kararı aldı.
Eğitim Sen Genel Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlamalarını ''panikle'' bugüne alındığı ileri sürülerek, ''Oluşturduğumuz kamuoyu sonrasında gelebilecek tepkilerden korktuğunu, sorunlarımızın yakıcı gerçekliğini ve taleplerimizdeki haklılığımızı kanıtlamış oldu'' denildi.
Açıklamada, ''Bugün yapılması planlanan sahte kutlamalara katılmayarak yarın alanlara çıkacağız'' ifadeleri kullanıldı.
Son Güncelleme: Cuma, 23 Kasım 2012 14:31
Gösterim: 1958
Eğitim teknolojisi mi? Eğitimde teknolojiyi kullanmak mı?
ğitim kurumlarının geleceğin eğitim vizyonuna yönelik yapılanmalarında önem vermeleri gereken konuların başında olduğunu düşündüğüm “Eğitim Teknolojileri Birimleri” son zamanlarda sıkça konuşulmaya başlandı. Özellikle MEB Fatih projesi ile birlikte nihayet bilinirliği ve gerekliliği konusu gündeme gelmeye başladı. Burada dikkat edilmesi gereken konu eğitim teknolojisi ile eğitimde teknolojiyi kullanma arasındaki fark. Genel olarak bilgi işlem ile karıştırılan bu yapılanmalara aslında birçok eğitim kurumu tarafından adında “Eğitim” geçen tek birim olmasından dolayı farklı gözle bakılması gerekiyor. Eğitim teknolojisinin farkındalığını belirtmek amacıyla duruma şu şekilde bakmak yararlı olacaktır.
Eğitim ve teknoloji insan yaşamında çok önemli rolleri olan iki temel öğedir. Eğitim; insanın doğuştan sahip olduğu gizil güçlerin ve yeteneklerin ortaya çıkarılmasına ve daha güçlü, daha olgun, yaratıcı bir varlık olarak gelişmesine hizmet etmektedir. Teknoloji ise; insanoğlunun eğitim yoluyla kazandığı bilgi ve becerileri daha iyi, daha verimli biçimde yararlanmasına ve daha bilinçli olarak uygulayabilmesine yardımcı olmaktadır.
Her geçen gün yeni bir teknolojik gelişmeyle karşılaşıyoruz. Teknoloji kullanımı insanlar için vazgeçilmez oldu. Dünyada ve Türkiye’de teknolojideki hızlı gelişmeler, eğitim sistemine de yansımaya ve öğrenme öğretme faaliyetlerini de etkilemeye başladı. Teknoloji, bilgisayarlar ve iletişimdeki yeni gelişmeler; öğretim anlayışında da değişimlere neden olurken öğretimde yeni teknik ve yöntemlerin kullanımını da beraberinde getiriyor. Geleceğin öğretim modelleri içerisinde tabletler, çoklu ortam, ses, görüntü, 3D animasyon ve uzaktan eğitim teknolojileri gibi yeni kavram ve teknolojiler eğitim ve öğretimde yerini sağlamlaştırmaya başladı.
Genel olarak eğitimcileri bu yeniliklere yönelten eğitim sorunlarını şöyle ifade edebiliriz.
▪Aynı anda geniş kitlelere hizmet verilememesi.
▪Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine önem verilmemesi.
▪Uygun yöntem ve tekniklerin sunulamaması.
▪Gerekli bilginin etkili ve kısa sürede verilememesi.
Web destekli öğretim, mobil öğrenme, e-öğrenme ortamları ve uygulamaları öğrenme öğretme ortamlarını zenginleştirmektedir. Önceleri sınıflarda var olan yazı tahtası, tepegöz ve film şeritleri gibi eğitim araçları, yerini gelişkin teknoloji ürünü olan tabletlere, mobil cihazlara, akıllı tahtalara ve zeki öğretim sistemlerine bırakmaktadır. Bu gelişim, zamanla akıllı sınıflara doğru ilerleyecek e-öğrenme modelleri programlara girecektir. MEB’in FATİH projesi ve tabletli, akıllı tahtalı eğitim modelleriyle ülkemizde de gelişmeleri gözlemleyebiliyoruz.
Günümüzde çağdaş eğitim sistemlerini biçimlendiren sosyal, ekonomik, teknolojik ve eğitsel şartlar değişmeye başladı. Bu durumda her bireye daha kaliteli eğitim hizmetleri sunma zorunluluğu da ortaya çıktı. Bilgi ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler bilgi toplumu yaratma sürecinde önemli işlevleri gerçekleştirmektedir. Bu yolla bilgiye ulaşmak ve bilgi aktarımı çok hızlı ve kolay olmaktadır.
Eğitim Teknolojisini, farklı bilimlerin verilerini, özel hedef, yöntem, araç ve gereç, ölçme ve değerlendirme gibi eğitimin geniş alanlarında uygulamaya koyan, uygun durumlarda insan gücünün en iyi şekilde kullanılmasını, eğitimde ortaya çıkan sorunların çözülmesini, kalitenin yükseltilmesini, verimliliğin artırılmasını sağlayan, öğrenme-öğretme ortamlarını etkili bir şekilde tasarımlayan bir akademik sistemler bütünü olarak değerlendirmeliyiz.
Öğrenme-öğretme süreçlerinin tasarlanması, uygulanması, değerlendirilmesi ve geliştirilmesi eğitim teknolojisinin önemli işlevleridir.
Eğitim teknolojisinin temel amacı, öğrenmeyi etkili ve kalıcı bir biçimde sağlamaktır.
Geleneksel öğretimde biz, ya okuruz ya da dinleriz. Yüzde 10 ile yüzde 20 arasında bir verim söz konusudur. Ancak bazı uygulamalı dersler, bu verimi yüzde 50′ye hatta eğiticinin gayretiyle yüzde 70′lere çıkarabilir. Bu noktada eğitim teknolojisinin ortalama ağırlığı yüzde 20 civarında artı bir verim doğurmaktadır. Bu göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir.
Eğitim teknolojisi, hangi durumlarda nasıl bir öğrenme-öğretme ortamının hazırlanması gerektiği, hangi teknolojik kaynak ve materyalin eğitimde etkili olabileceği ve bunlara uygun olan öğrenme-öğretme durumları konusuyla ilgilenir. En başta gelen işlevi, öğretmen ve öğrenciyi serbest hale getirmektir. Öğretmene ve öğrenciye zaman ve mekân yönünden serbestlik sağlar. Çok çeşitli uygulamalar sunar.
Geleneksel öğretimde öğretmenler genellikle bilgiyi ikinci veya üçüncü kaynaktan vermektedirler. Eğitim teknolojisi yoluyla öğrenci birinci kaynakla daha fazla karşılaşmaktadır. Birinci kaynağın sınıfa getirilememe durumunda eğitim teknolojisinin sunduğu araç gereçlerle birinci kaynak sınıf ortamına ses ve görüntü olarak getirilebilmektedir.
Eğitim teknolojisinin geniş kitlelere ulaşabilmesi, öğretim hizmetinin götürülemediği yerlerde yaşayan, çalışmak zorunda olan, bedensel özrü olan vb. bireylere eğitim fırsatı vermektedir. Ayrıca belirli nedenlerden dolayı yeterli eğitim alamayan öğrencilere de eğitimlerini tamamlama fırsatı doğurmaktadır. Kendi hızlarına göre uyarlanabilmesiyle de öğrenciler için farklı alternatifleri seçme fırsatı sunduğundan öğrenme hızlarından kaynaklanan farklılıklar da düzenlenebilmektedir.
Öğrenci sayısı her yıl arttıkça öğretim için gerekli materyaller yetersiz kalabilmektedir. Eğitim teknolojisi sayesinde kopya edilebilen gerekli olduğunda tekrar tekrar kullanılabilen uygulamalar ortaya koymaktadır.
Derslerde kullanılacak olan öğretim materyallerinin etkin bir şekilde hazırlanmasında ve seçilmesinde şu sorulara cevap aramak doğru olacaktır. Kullanılacak materyal;
1. Programın amaçlarına ulaştıracak nitelikte mi?
2. Kullanılan zamana göre yeterince güncel mi?
3. Öğrencilere göre anlatım açısından yeterince açık ve anlaşılabilir mi?
4. Öğrencileri güdüleyerek onların ilgilerini çekici nitelikte mi?
5. Öğrencinin derse katılımına destek olacak nitelikte mi?
6. Teknik özellikleri açısından yeterli mi?
7. Daha önce kullanılarak etkinliği hakkında bilgi edinilmiş mi?
8. Öğretimsel nitelikte mi?
9. Gerekli kullanım kılavuzlarına sahip mi?
Eğitim teknolojisi, öğrenme - öğretme etkinliklerinde, ders ile ilgili araç ve gereçlerin öğrenci, öğretmen, süreç ve yöntemlerle birlikte sistemli bir şekilde kullanılmasıdır. Burada unutulmaması gereken en önemli nokta “Eğitimde Teknoloji Kullanımı” ile “Eğitim Teknolojisi”nin farklı şeyler olduğudur. Sadece bilgisayarları işe dahil etmek ya da teknoloji ürünlerini sınıfa getirmek kendimizi kandırmamıza sebep olacaktır. Eğitim teknolojisi çok daha kapsamlı akademik bir çalışmayı gerektirmektedir. Bu açıdan bakıldığında eğitim kurumlarının eğitim teknolojileri birimlerine önem vermesi ve teknik elemanların yerine eğitim temelli uzmanlarla çalışmaları gerekmektedir. Çünkü eğitim teknologları kablolar ile değil öğretim süreçleriyle ilgilenir.
Eğitimtercihi
Serhat GÜRGÜN
Eğitim Teknolojileri Koordinatörü
Özel Anabilim Eğitim Kurumları
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Eğitim teknolojisi mi? Eğitimde teknolojiyi kullanmak mı?
ğitim kurumlarının geleceğin eğitim vizyonuna yönelik yapılanmalarında önem vermeleri gereken konuların başında olduğunu düşündüğüm “Eğitim Teknolojileri Birimleri” son zamanlarda sıkça konuşulmaya başlandı. Özellikle MEB Fatih projesi ile birlikte nihayet bilinirliği ve gerekliliği konusu gündeme gelmeye başladı. Burada dikkat edilmesi gereken konu eğitim teknolojisi ile eğitimde teknolojiyi kullanma arasındaki fark. Genel olarak bilgi işlem ile karıştırılan bu yapılanmalara aslında birçok eğitim kurumu tarafından adında “Eğitim” geçen tek birim olmasından dolayı farklı gözle bakılması gerekiyor. Eğitim teknolojisinin farkındalığını belirtmek amacıyla duruma şu şekilde bakmak yararlı olacaktır.
Eğitim ve teknoloji insan yaşamında çok önemli rolleri olan iki temel öğedir. Eğitim; insanın doğuştan sahip olduğu gizil güçlerin ve yeteneklerin ortaya çıkarılmasına ve daha güçlü, daha olgun, yaratıcı bir varlık olarak gelişmesine hizmet etmektedir. Teknoloji ise; insanoğlunun eğitim yoluyla kazandığı bilgi ve becerileri daha iyi, daha verimli biçimde yararlanmasına ve daha bilinçli olarak uygulayabilmesine yardımcı olmaktadır.
Her geçen gün yeni bir teknolojik gelişmeyle karşılaşıyoruz. Teknoloji kullanımı insanlar için vazgeçilmez oldu. Dünyada ve Türkiye’de teknolojideki hızlı gelişmeler, eğitim sistemine de yansımaya ve öğrenme öğretme faaliyetlerini de etkilemeye başladı. Teknoloji, bilgisayarlar ve iletişimdeki yeni gelişmeler; öğretim anlayışında da değişimlere neden olurken öğretimde yeni teknik ve yöntemlerin kullanımını da beraberinde getiriyor. Geleceğin öğretim modelleri içerisinde tabletler, çoklu ortam, ses, görüntü, 3D animasyon ve uzaktan eğitim teknolojileri gibi yeni kavram ve teknolojiler eğitim ve öğretimde yerini sağlamlaştırmaya başladı.
Genel olarak eğitimcileri bu yeniliklere yönelten eğitim sorunlarını şöyle ifade edebiliriz.
▪Aynı anda geniş kitlelere hizmet verilememesi.
▪Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine önem verilmemesi.
▪Uygun yöntem ve tekniklerin sunulamaması.
▪Gerekli bilginin etkili ve kısa sürede verilememesi.
Web destekli öğretim, mobil öğrenme, e-öğrenme ortamları ve uygulamaları öğrenme öğretme ortamlarını zenginleştirmektedir. Önceleri sınıflarda var olan yazı tahtası, tepegöz ve film şeritleri gibi eğitim araçları, yerini gelişkin teknoloji ürünü olan tabletlere, mobil cihazlara, akıllı tahtalara ve zeki öğretim sistemlerine bırakmaktadır. Bu gelişim, zamanla akıllı sınıflara doğru ilerleyecek e-öğrenme modelleri programlara girecektir. MEB’in FATİH projesi ve tabletli, akıllı tahtalı eğitim modelleriyle ülkemizde de gelişmeleri gözlemleyebiliyoruz.
Günümüzde çağdaş eğitim sistemlerini biçimlendiren sosyal, ekonomik, teknolojik ve eğitsel şartlar değişmeye başladı. Bu durumda her bireye daha kaliteli eğitim hizmetleri sunma zorunluluğu da ortaya çıktı. Bilgi ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler bilgi toplumu yaratma sürecinde önemli işlevleri gerçekleştirmektedir. Bu yolla bilgiye ulaşmak ve bilgi aktarımı çok hızlı ve kolay olmaktadır.
Eğitim Teknolojisini, farklı bilimlerin verilerini, özel hedef, yöntem, araç ve gereç, ölçme ve değerlendirme gibi eğitimin geniş alanlarında uygulamaya koyan, uygun durumlarda insan gücünün en iyi şekilde kullanılmasını, eğitimde ortaya çıkan sorunların çözülmesini, kalitenin yükseltilmesini, verimliliğin artırılmasını sağlayan, öğrenme-öğretme ortamlarını etkili bir şekilde tasarımlayan bir akademik sistemler bütünü olarak değerlendirmeliyiz.
Öğrenme-öğretme süreçlerinin tasarlanması, uygulanması, değerlendirilmesi ve geliştirilmesi eğitim teknolojisinin önemli işlevleridir.
Eğitim teknolojisinin temel amacı, öğrenmeyi etkili ve kalıcı bir biçimde sağlamaktır.
Geleneksel öğretimde biz, ya okuruz ya da dinleriz. Yüzde 10 ile yüzde 20 arasında bir verim söz konusudur. Ancak bazı uygulamalı dersler, bu verimi yüzde 50′ye hatta eğiticinin gayretiyle yüzde 70′lere çıkarabilir. Bu noktada eğitim teknolojisinin ortalama ağırlığı yüzde 20 civarında artı bir verim doğurmaktadır. Bu göz ardı edilmemesi gereken bir gerçektir.
Eğitim teknolojisi, hangi durumlarda nasıl bir öğrenme-öğretme ortamının hazırlanması gerektiği, hangi teknolojik kaynak ve materyalin eğitimde etkili olabileceği ve bunlara uygun olan öğrenme-öğretme durumları konusuyla ilgilenir. En başta gelen işlevi, öğretmen ve öğrenciyi serbest hale getirmektir. Öğretmene ve öğrenciye zaman ve mekân yönünden serbestlik sağlar. Çok çeşitli uygulamalar sunar.
Geleneksel öğretimde öğretmenler genellikle bilgiyi ikinci veya üçüncü kaynaktan vermektedirler. Eğitim teknolojisi yoluyla öğrenci birinci kaynakla daha fazla karşılaşmaktadır. Birinci kaynağın sınıfa getirilememe durumunda eğitim teknolojisinin sunduğu araç gereçlerle birinci kaynak sınıf ortamına ses ve görüntü olarak getirilebilmektedir.
Eğitim teknolojisinin geniş kitlelere ulaşabilmesi, öğretim hizmetinin götürülemediği yerlerde yaşayan, çalışmak zorunda olan, bedensel özrü olan vb. bireylere eğitim fırsatı vermektedir. Ayrıca belirli nedenlerden dolayı yeterli eğitim alamayan öğrencilere de eğitimlerini tamamlama fırsatı doğurmaktadır. Kendi hızlarına göre uyarlanabilmesiyle de öğrenciler için farklı alternatifleri seçme fırsatı sunduğundan öğrenme hızlarından kaynaklanan farklılıklar da düzenlenebilmektedir.
Öğrenci sayısı her yıl arttıkça öğretim için gerekli materyaller yetersiz kalabilmektedir. Eğitim teknolojisi sayesinde kopya edilebilen gerekli olduğunda tekrar tekrar kullanılabilen uygulamalar ortaya koymaktadır.
Derslerde kullanılacak olan öğretim materyallerinin etkin bir şekilde hazırlanmasında ve seçilmesinde şu sorulara cevap aramak doğru olacaktır. Kullanılacak materyal;
1. Programın amaçlarına ulaştıracak nitelikte mi?
2. Kullanılan zamana göre yeterince güncel mi?
3. Öğrencilere göre anlatım açısından yeterince açık ve anlaşılabilir mi?
4. Öğrencileri güdüleyerek onların ilgilerini çekici nitelikte mi?
5. Öğrencinin derse katılımına destek olacak nitelikte mi?
6. Teknik özellikleri açısından yeterli mi?
7. Daha önce kullanılarak etkinliği hakkında bilgi edinilmiş mi?
8. Öğretimsel nitelikte mi?
9. Gerekli kullanım kılavuzlarına sahip mi?
Eğitim teknolojisi, öğrenme - öğretme etkinliklerinde, ders ile ilgili araç ve gereçlerin öğrenci, öğretmen, süreç ve yöntemlerle birlikte sistemli bir şekilde kullanılmasıdır. Burada unutulmaması gereken en önemli nokta “Eğitimde Teknoloji Kullanımı” ile “Eğitim Teknolojisi”nin farklı şeyler olduğudur. Sadece bilgisayarları işe dahil etmek ya da teknoloji ürünlerini sınıfa getirmek kendimizi kandırmamıza sebep olacaktır. Eğitim teknolojisi çok daha kapsamlı akademik bir çalışmayı gerektirmektedir. Bu açıdan bakıldığında eğitim kurumlarının eğitim teknolojileri birimlerine önem vermesi ve teknik elemanların yerine eğitim temelli uzmanlarla çalışmaları gerekmektedir. Çünkü eğitim teknologları kablolar ile değil öğretim süreçleriyle ilgilenir.
Eğitimtercihi
Serhat GÜRGÜN
Eğitim Teknolojileri Koordinatörü
Özel Anabilim Eğitim Kurumları
Son Güncelleme: Cuma, 23 Kasım 2012 11:29
Gösterim: 5905
24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle AK Parti tarafından düzenlenen bir etkinlikte konuşan Başbakan Erdoğan’ın öğretmeni Semra Acar, Başbakan’ın bilinmeyen yönlerini anlattı
Acar, Erdoğan'ın öğrenciyken de çok başarılı olduğunu, kendisiyle her zaman gurur duyduğunu söyledi.
AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları üyeleri, Sütlüce'deki AK Parti İl Başkanlığı binasında, 'Başbakanımızın Öğretmenini Ağırlıyoruz' teması ile Başbakan'ın öğretmeni Semra Acar'la bir araya geldi. Yönetim kurulu üyelerinin ilkokul öğretmenlerinin de davet edildiği organizasyonda, AK Partili kadınlar yıllardır görmediği öğretmenleriyle sohbet etti.
Başbakan Erdoğan'ın Drama İmam Hatip Lisesi'ndeyken 3 sene Sanat Tarihi Dersi'ne giren öğretmeni Semra Acar, Başbakan'ı 3 aşamada anlattı: "Öğrencim olarak Tayyip Erdoğan; okulda son derece başarılı bir öğrenciydi. Diğer öğrencilerin 'çok zor' dediği sanat tarihi dersinin bölüm başkanıydı kendileri. Recep Tayyip Erdoğan; hepimizin yakından tanıdığı, gecekonduda yaşayan vatandaşların dertleriyle ilgilenen, yoksul, yetim ve dul tüm mağdurların yanında olan, sadece Türkiye değil tüm dünyada mazlumların yanında olan bir kişi. Başbakan olarak ise Erdoğan, bir dünya lideri. Gerek sağlık olsun gerekse milli eğitim olsun her alanda önemli adımlar attı. Bugün öğrencilerin sıralarında kitap bulmaları çok güzel bir şey. Ekonomide ise bütün dünyaya model ve örnek olacak seviyede. Başbakan beni Rize'deki evinde misafir ettiğinde ona dedim ki,'Sizi Obama dahi kıskanıyordur.' dedim." şeklinde konuştu.
Başbakan'ın öğrenciyken çok başarılı bir öğrenci olduğunu söyleyen Acar, Erdoğan'ın eğitim sisteminde attığı adımları da çok başarılı bulduğunu belirtti. Acar, Başbakan'ın o zamanlar siyasetçi olacağını tahmin etmediğini, fakat çok başarılı yerlere geleceğini düşündüğünü ifade etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
24 Kasım Öğretmenler Günü nedeniyle AK Parti tarafından düzenlenen bir etkinlikte konuşan Başbakan Erdoğan’ın öğretmeni Semra Acar, Başbakan’ın bilinmeyen yönlerini anlattı
Acar, Erdoğan'ın öğrenciyken de çok başarılı olduğunu, kendisiyle her zaman gurur duyduğunu söyledi.
AK Parti İstanbul İl Kadın Kolları üyeleri, Sütlüce'deki AK Parti İl Başkanlığı binasında, 'Başbakanımızın Öğretmenini Ağırlıyoruz' teması ile Başbakan'ın öğretmeni Semra Acar'la bir araya geldi. Yönetim kurulu üyelerinin ilkokul öğretmenlerinin de davet edildiği organizasyonda, AK Partili kadınlar yıllardır görmediği öğretmenleriyle sohbet etti.
Başbakan Erdoğan'ın Drama İmam Hatip Lisesi'ndeyken 3 sene Sanat Tarihi Dersi'ne giren öğretmeni Semra Acar, Başbakan'ı 3 aşamada anlattı: "Öğrencim olarak Tayyip Erdoğan; okulda son derece başarılı bir öğrenciydi. Diğer öğrencilerin 'çok zor' dediği sanat tarihi dersinin bölüm başkanıydı kendileri. Recep Tayyip Erdoğan; hepimizin yakından tanıdığı, gecekonduda yaşayan vatandaşların dertleriyle ilgilenen, yoksul, yetim ve dul tüm mağdurların yanında olan, sadece Türkiye değil tüm dünyada mazlumların yanında olan bir kişi. Başbakan olarak ise Erdoğan, bir dünya lideri. Gerek sağlık olsun gerekse milli eğitim olsun her alanda önemli adımlar attı. Bugün öğrencilerin sıralarında kitap bulmaları çok güzel bir şey. Ekonomide ise bütün dünyaya model ve örnek olacak seviyede. Başbakan beni Rize'deki evinde misafir ettiğinde ona dedim ki,'Sizi Obama dahi kıskanıyordur.' dedim." şeklinde konuştu.
Başbakan'ın öğrenciyken çok başarılı bir öğrenci olduğunu söyleyen Acar, Erdoğan'ın eğitim sisteminde attığı adımları da çok başarılı bulduğunu belirtti. Acar, Başbakan'ın o zamanlar siyasetçi olacağını tahmin etmediğini, fakat çok başarılı yerlere geleceğini düşündüğünü ifade etti.
Son Güncelleme: Cuma, 23 Kasım 2012 12:21
Gösterim: 1508
CNN Türk'te ekrana gelen Aykırı Sorular'da Enver Aysever'e konuk olan YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’ya sorulan ‘cemaatçi misiniz’ sorusu damga vurdu
Aralık 2011'de Yusuf Ziya Özcan'ın görev süresinin sona ermesiyle Cumhurbaşkanı Gül tarafından YÖK Başkanlığı'na atanan Çetinsaya, aradan geçen zamanda YÖK'ün yapısını değiştirmede sarf ettiği gayretleri anlattı.
Programın sonlarına doğru Enver Aysever "Hocam bu soruyu sormamış olmak istemiyorum" diye söze başladı ve konuyu yargı ile emniyetteki "Cemaatçi yapılanma" iddialarına getirerek açık açık sordu; Siz bir cemaat mensubu musunuz?"
Soru bitince gülümseyen Çetinsaya ise, Enver Aysever'in hatırlatması üzerine bir dönem Zaman gazetesine yazılar gönderdiğini kabul etti. Ancak bunun cemaatle veya ilgili olmadığının altını çizdi.
Çetinsaya Enver Aysever'in sorusunu şöyle yanıtladı;
"Bu soruyu zul addediyorum. Kariyerim ortada, kişiliğim ortada. Bu soru öyle bir soru ki. Dindar mısınız gibi bir soru. Ayıplı bir soru."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
CNN Türk'te ekrana gelen Aykırı Sorular'da Enver Aysever'e konuk olan YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya’ya sorulan ‘cemaatçi misiniz’ sorusu damga vurdu
Aralık 2011'de Yusuf Ziya Özcan'ın görev süresinin sona ermesiyle Cumhurbaşkanı Gül tarafından YÖK Başkanlığı'na atanan Çetinsaya, aradan geçen zamanda YÖK'ün yapısını değiştirmede sarf ettiği gayretleri anlattı.
Programın sonlarına doğru Enver Aysever "Hocam bu soruyu sormamış olmak istemiyorum" diye söze başladı ve konuyu yargı ile emniyetteki "Cemaatçi yapılanma" iddialarına getirerek açık açık sordu; Siz bir cemaat mensubu musunuz?"
Soru bitince gülümseyen Çetinsaya ise, Enver Aysever'in hatırlatması üzerine bir dönem Zaman gazetesine yazılar gönderdiğini kabul etti. Ancak bunun cemaatle veya ilgili olmadığının altını çizdi.
Çetinsaya Enver Aysever'in sorusunu şöyle yanıtladı;
"Bu soruyu zul addediyorum. Kariyerim ortada, kişiliğim ortada. Bu soru öyle bir soru ki. Dindar mısınız gibi bir soru. Ayıplı bir soru."
Son Güncelleme: Cuma, 23 Kasım 2012 11:10
Gösterim: 1707